İlk ve Son Yazaç/Sözcük Değişken'leri olan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 23.065 başlık/FaRk ile birlikte,
23.065 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(64/94)
- NAHÎL[Ar. < NAHL] ile NÂHİL/E[Ar. < NAHL] ile NÂHİL[Ar. < NAHL] ile NÂHİL[Ar.]
( Hurma ağacı. İLE İnce, zayıf, arık. İLE Kalburcu. İLE Susuz, suyu olmayan. )
- NÂHİR[Ar. < NAHR] ile NAHÎR[Ar.]
( Çürüyüp ufalanmış kemik. İLE Burundan hırlama. )
- NÂHİRE[Ar.] ile NAHÎRE[Ar.]
( Ayın birinci günü. | Ayın sonu, son gecesi. İLE Ayın ilk günü ya da son gecesi. )
- NÂHİS[Ar.] ile NAHÎS[Ar. < NAHS]
( Kıtlık yılı. İLE Uğursuz. | Kıtlık. )
- NAHİV ve FIKIH USÛLÜ ve TEFSİR USÛLÜ
- NÂHL[Ar. çoğ. NÜHÛL] ile NAHL[Ar.]
( Dişil bal arısı. İLE Hurma ağacı. | Zamanında, âdet olan süs ağacı. | Gümüş ya da mumdan yapılarak gelinlerin önünde götürülmesi ve sonra gelin odasına konulması. | [yazında/edebiyatta] İnce, uzun, nârin gövdeli dilber. )
- NAÎB[Ar.] ile NÂİB[Ar. < NEVB| çoğ. NÜVAB]
( Karga ve çirkin sesli kuşların ötüşü. İLE Birinin yerine geçen, vekil. | Kadı vekili. | Kadı, şeriat hükümlerine göre hüküm veren hâkim. | Nöbet bekleyen, nöbetle gelen. )
- NAÎB[Ar.] ile NAÎK[Ar.]
( Karga ve çirkin sesli kuşların ötüşü. İLE Karga ötüşü. | Horoz sesi. )
- NAİL (OLMA) ile/ve/||/<> NASİB (OLMA)
- NÂİM[Ar. < NEVM | çoğ. NÂİMÎN, NİYÂM, NÜVVÂM, NÜVVEM, NÜYYEM] ile NÂİM[Ar. < Nİ'M] ile NAÎM[Ar.]
( Lezzeti alınan her türlü yiyecek, bollukta yaşayış. | Cennetin bir bölümü. | Uyuyan, uykuda bulunan. İLE Taze, körpe. | Yumuşak, kemiksiz şey. İLE Bollukta yaşayış. | Cennetin bir bölümü. )
- NAÎR[Ar.] ile NÂİR[Ar. < NÂR]
( Haykıran, na're atan. İLE Parlayan. )
- NAK'[Ar.] ile -NÂK[Ar.]
( Suda ıslanma. | Sıcak suda haşlama. | İlâç olarak çıkarılan su. | Hayvanın yiyeceğini soğuk su ile ıslatma. | Toz. İLE Adlara takılarak sıfat oluşturan bir edat.[-li,-lü anlamını verir][DERD-NÂK: Dertli. | ELEM-NÂK: Elemli.] )
- NAKA'["ka" uzun okunur] ile NÂKA[Ar.]
( Temiz olma, paklanma. İLE Dişil deve, maya. )
- NAKALE[Ar.] ile NAKARE[Ar.]
( Haberciler, nakledenler. | Eşyayı bir yerden başka bir yere taşıyanlar. | Bir maddenin geçmesine uygun, elverişli olan şeyler. | Bir kitabı/yazıyı bir dilden başka bir dile çevirenler, aktaranlar. | Elektrik akımını ya da ısıyı ileten maddeler/iletkenler. İLE ... )
- NAKARE["ka" uzun okunur][Fars.] ile NÂ-KÂRE[Fars.]
( Davul, kös. | Dümbelek. İLE İşe yaramaz, yararsız. | Tembel, üşengen, uyuşuk. )
- NAKDEN[Ar.] ile NAKDÎ[Ar.]
( Para olarak, para ile. | Peşin, elden. İLE Nakitle ilgili, para bakımından olan, paraca, nakde mensup. )
- NAKÎ[Ar.] ile NAKÎ'[Ar.]
( Temiz, pak. İLE Kandırıcı/kandıran. )
- NAKİL (ETMEK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKIL (ETMEK)
- NAKİL ile NÂKİL
( Taşıma. İLE Taşıyan. )
- NÂKIL[Ar. < NAKL | çoğ. NÂKILÂN] ile NÂKIR["ka" uzun okunur]
( Taşıyan. | Geçiren. | Çeviren.[bir dilden] | Duyduğunu anlatan. | İletken.[Fr. CONDUCTEUR] İLE Nişana isabet olan ok. | Delen, oyan, kazan. )
- NÂKİL[Ar.] ile NAKÎR[Ar. < NAKR]
( Dönen, nükûl eden. | Kaçınan, çekinen.[MUHTERİZ] İLE Hurma çekirdeğinin arkasındaki beyaz çukur. | Pek küçük, önemsiz şey. )
- NAKÎS[Ar. < NOKSÂN] ile NÂKİS[Ar. < NEKS | çoğ. NEVÂKİS] ile NAKÎZ[Ar. < NAKZ]
( Eksik. İLE Başını sürekli öne eğen kişi. | Alçak, adi, bayağı. İLE Karşı, zıt. )
- NÂKIS/A[Ar. < NAKS] ile NAKIŞ[Ar.] ile NÂKIZ[Ar. < NAKZ]
( Eksik, noksan, tam olmayan. | Kusurlu, kusuru olan. | [matematikte] -[eksi] imi/işareti. İLE Genellikle kumaş üzerine, renkli iplikler ya da sırma ve sim kullanarak, elle, makineyle yapılan işleme. | Özellikle duvar ve tavanları süslemek için yapılan resim. | Beste ve semailerin, dört yerine iki haneli olanlarına verilen ad. | [mecaz] Hile. İLE Bozan, bozucu, bozma, çözme, kırma. )
- NAKİT PARA değil NAKİT
- NAKİT ile/ve/< PEŞİN[< Fars. PÎŞÎN: Önceki.]
- NAKL ETMEK ile BEYÂN ETMEK
- NAKL[Ar.] ile NAKR[Ar.]
( Bir şeyi başka bir yere götürme. | Taşıma, aktarma, geçirme. | Aynısını başka bir şey üzerine alma. | Masal/öykü anlatma, söyleme. | Çeviri yapma, tercüme etme. | [coğrafya] Taşın.[Fr. TRANSPORT] İLE Vurma. | Kuşun yem toplaması. | Oyma, kazma, taş oyma, heykel yapma, taş oymacılığı. )
- NAKLEN[Ar.] ile NAKLÎ[Ar.]
( Nakil yoluyla. | Anlatma ya da öykü yoluyla. İLE Akla değil, nakle dayanan. )
- NAKLÎ BİLGİ ile/ve KEŞFÎ BİLGİ
- NAKLÎ İLİMLER(ULÛM-U NAKLİYE):
ULÛM-U ŞER'İYE ve/||/<> ULÛM-U LİSÂNİYE VE ÂLİYE[< ÂLET]
- NAKŞ (ETMEK):
HARF[HRF] ile/ve/<> RAKAM[RKM] ile/ve/<> KİTAP/KETEBE[KTB]
( Üçünün de anlamı, "Kazıyarak nakşetmek"tir. )
- NAKS[Ar.] ile NAKŞ[Ar.]
( Eksiklik, noksan. | Eksiltme, azaltma. İLE Resim. | Duvarlara, tavanlara yapılan yağlı ya da sulu boya resim, süsleme sanatı. | İpekle, sırma ile işletme. | Hile, renk. )
- NA'L[Ar.] ile NÂL[Ar.]
( Ayakkabı, pabuç. | Nal. | Oturacak yerlerin en aşağısı. İLE Kamış düdük. | Kamış. | Kamış kalemin içindeki saz. | Şeker kamışı. | İnleyen/inleyici. )
- NAL[Ar.] ile NALÇA[Ar. + Fars.]
( At, eşek, öküz vb. yük hayvanlarının tırnaklarına çakılan, ayağın biçimine uygun demir parçası. İLE Ayakkabıların altına çakılan demir. )
- NALLI MESCİD ile ...
( Bâbıâli'dedir. [XV. yy.] )
- NAMAZ KILMAK yerine NAMAZI EDÂ ETMEK
- NAMAZ KILMAK değil NAMAZI KILMAK
- NAMAZ-NİYAZ
- NAMAZ ile/ve DUHÂ NAMAZI
- NAMAZ ile/ve HZ. ALİ NAMAZI
- NAMAZ ile İKİNDİ NAMAZI
( ... İLE Kaza kılınmaz! )
( Güneş batarken ve tam tepedeyken de kılınmaz! )
- NAMAZ ile/ve İŞRAK NAMAZI
( ... İLE/VE Gün doğumundan yaklaşık 40 dakika sonra kılınan bir "nafile" namaz. )
- NAMAZDA OKUNAN BESMELE ile NAMAZ DIŞINDA OKUNAN BESMELE
( Sessiz. İLE Sesli/sessiz. )
- NAMAZDAN ÖNCE ESTAĞFİRULLAH ile/ve NAMAZDAN SONRA OKUNAN ESTAĞFİRULLAH
- NAMIK KEMÂL FIKRALARI değil NÂM-I KEMÂL FIKRALARI
- ... KEMAL:
NAMIK ile YAŞAR ile ORHAN
( 21 Aralık 1840 - 02 Aralık 1888 İLE 15 Eylül 1914 - 02 Haziran 1970 İLE 06 Ekim 1923 - 28 Şubat 2015 )
- NAMINA ile/değil/yerine ADINA
- NÂMİYE ile ĞAZİYE ile MÜVELLİDE
( Büyüme. İLE Beslenme. İLE Üreme. )
- NÂMÛS[Ar.] ile/değil/<> NOMOS[Yun.]
( Yasa. | Ar, edep, hayâ, ırz. | Temizlik, doğruluk. | Allah'a yakın olan büyük melek. | Esrâr sahibi. | Sinek. | Derinden gelen ses. İLE/DEĞİL/<> Yasa. )
- NAMUS-U EKBER ile/ve NAMUS-U ESGAR
( Tanrı. İLE/VE Para. | Sessiz adâlet. )
- NÂM-ZED ile ...
( NİŞANLI, SÖZLÜ, YAVUKLU | ADAY | MİRAS BIRAKANIN FEVKALÂDE İKAME YOLUYLA TAYİN ETTİĞİ MİRASÇI | LEHİNE VASİYET YAPILAN KİMSE )
- NANE ile NARPIZ
( ... İLE Yaban nanesi. )
- NANE ile SU/YABAN NANESİ/YARPUZ
( .. İLE Ballıbaklagillerden, çiçekleri birbirinden ayrı halka durumunda, nane türünden, güzel kokulu bir bitki. )
( MENTHA SATIVA cum MENTHA PULEGIUM )
( ... ile YARPUZ/YAPRUZ/YALPUZ/NARPUZ )
- NANKÖR[Fars.]["NAMKÖR" değil!] değil/yerine/= İYİLİKBİLMEZ
- NANO KİMYA ile/||/<> MAKRO KİMYA
( Nanometre ölçeğindeki nesnelerin kimyasal özelliklerini inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Makroskopik ölçekteki nesnelerin kimyasal özelliklerini inceleyen bilim dalı. )
- NANO TEKNOLOJİ ve/<>/|| NENE(NİNE) BİLGELİĞİ
- NANOTEKNOLOJİ ile BİYOTEKNOLOJİ
( Atomik ve moleküler seviyede nesnelerin manipülasyonu ile ilgilenen bir bilim dalı. İLE Canlıları ve biyolojik süreçleri kullanarak ürünler ve hizmetler üreten bir bilim dalı. Bu iki dalın kesiştiği noktada, nano ölçekte biyolojik düzenler ve cihazlar tasarlanmakta. )
- NAR ile NÂR
( Meyve. İLE Ateş. )
- NÂR ile/||/<>/< NUR
( Nar'ını, nur ile yıkamak/yakmak. )
- NARA[Ar. < NARE] ile/ve/||/<>/> ÇIĞLIK
( Haykırma, bağırma. | Sarhoş ya da külhanbeyi bağırması. İLE/VE/||/<>/> Acı, ince ve keskin selen. )
- NARATOR[İng. < NARRATOR] değil/yerine/= ANLATICI
- NÂRCÎL[Ar.] ile NÂRÇÎL[Ar.]
( Hindistan cevizi. İLE Hindistan cevizi. )
- NARH[aslı NİRH] değil/yerine/= NARK, ÇARŞIDA, PAZARDA SATILAN ŞEYLER İÇİN RESMÎ MAKAMLARCA GÖSTERİLEN FİYAT
- NARİN/NAZENİN değil/yerine/= İNCEYİN/YEPELEK
- NARİN ile/ve/||/<> NAZİK
- NARSİSİZM:
BİRİNCİL ile/ve/||/<>/> İKİNCİL
- NARSİSİZM/NARSİSİST ile SOLİPSİZM/SOLİPSİST
- NARSİSİZM ile/ve/||/<> KÖTÜCÜL(MALIGNANT) NARSİSİZM
- NÂS[Ar. < İNS] ile NAS/NASS[Ar. < NUSÛS] ile NA'S/NA'SE[Ar.]
( Kişiler, halk, herkes. İLE Açıklık, sarihlik, kat'îlik. | Anlamında açıklık, kesinlik bulunan Kur'an-ı Kerîm ayetinin delil olarak gösterileni. | [felsefe] İnak, dogma. | [eskiden] Sadece bir anlama gelen sözcük. İLE Uykusu gelme, uyku bastırma, ımızganma. | Zayıflık, bitkinlik, kuvvetsizlik. )
- NASAF[Ar.] ile NÂ-SÂF[Fars. Ar.]
( Uşak, hizmetçi. İLE Saf/hâlis olmayan, karışık. | Kirli, pis. )
- NASARA ile/ve NÂSİRUN
( Yardım etmek. İLE/VE Yardım edici. )
- NASFET/NISFET[Ar.] değil/yerine/= HAK VE ADÂLETE UYGUNLUK
- NASI değil NASIL?
- NASÎB ile NASB
( Pay, kısmet. | Birinin elde edebildiği şey. İLE Bir memurluğa tâyin. | Dikmek, saplamak. )
- NÂSIH/NASÎH[< NUSH (çoğ. NASÂYİH)] ile ÖĞÜT VEREN, NASÎHAT EDEN | KUŞATMA
- NÂSİH[Ar. < NESH] ile NASÎH[Ar. çoğ. NUSAHÂ]
( İptal eden, nesh eden. | Kopyasını çıkaran, istinsâh eden. İLE Öğüt veren, nasihat eden. )
- NASİHAT ile/ve/değil/||/<>/< NASIL
- NASİHAT ile/ve/||/<> NASİP[Ar. NASİB]
- NASİHAT ile TEMBİH[Ar. < TENBİH]
( Öğüt. İLE Uyarı, uyarma, uyarım. )
- NASIL GÖRDÜĞÜNÜ DEĞİŞTİR ve/<>/> NASIL DEĞİŞTİĞİNİ GÖR
- NASIL KULLANIŞI değil NASIL KULLANILDIĞI
- NASIL OLSA (ŞU/RADA VAR) ile/değil/yerine NEYSE Kİ, ŞU/RADA VAR
- NASIL OLURSA OLSUN ile/değil NASIL OLMUŞ OLURSA OLSUN
- NASIL ...:
"TAKDİR EDERSEN/İZ" ile/ve/değil/yerine/<> "UYGUN GÖRÜRSEN/İZ"
- NASIL YARARLANIRIM? değil/yerine/>< NASIL YARARLI OLABİLİRİM?
- NÂSİL[Ar. < NESAK] ile NÂSİR[Ar. < NESR] ile NASÎR[Ar. < NASR] ile NASL[Ar. çoğ. NİSÂL, NUSÛL] ile NASR[Ar.]
( Kıl dökücü ilâç. İLE Yayan, saçan. | Düzyazı/nesir yazan. İLE Yardımcı, nusret eden. İLE Ok, kargı, temren gibi şeylerin ucundaki sivri demir. İLE Yardım. | Üstünlük. )
- NASİ-/NASO- ile/||/<> RHİN-/-RHİNE/RHİNO-/-RHİNOUS/-RHİNİA/-RRHİNİA
( Burun, buruna ait. İLE/||/<> Burun, burunun belirli durumları ile ilgili. )
- NASİP/KISMET[Ar.] değil/yerine/= KUTPAY/YAZGIPAY
- NASIP[Ar.] değil/yerine/= ATAMA
- NASİP ile/ve/değil/yerine AZİM
( Nasip bilmeyip, azim biliriz. )
- NASİP ile/ve İHSAN
- NASİP ile KISMET
( Kısmetse gelir Yemen'den, değilse gelir çenenden. )
- NASİP ile/ve KISMET
( Bu kurda, bu kuşa, bu da nasip olursa bana. )
( 
)
- NASİP ve MÜESSER
- NASIP ile NASİP
( Atama. İLE Birinin payına düşen şey. | Birinin elde edebildiği, sahip olabildiği şey. | Kısmet, talih, baht. | Günlük kazanç. )
- NAT'[Ar. çoğ. ENTÂ', NUTÛ'] ile NA'T[Ar. çoğ. NUÛT]
( Sofra bezi. | Meşinden yapılan döşek.[Fr. NATTE] İLE Bir şeyi överek/medhederek anlatma, vasıflandırma. | Hz. Muhammed'i övmek üzere yazılan şiirler. )
- NATS[Ar.] ile NATŞ[Ar.]
( Nadas. İLE Bünyenin gücü ve şiddeti. )
- NATURA NATURANS ile/ve NATURA NATURATA
( Doğuran doğa. İLE/VE Doğan doğa. )
( Hakikat. İLE/VE Zâhir. )
( NOMEN ile/ve FENOMEN )
- NATURAL PHILOSOPHY ile/ve/değil NATURAL SCIENCE
( Doğanın nedensel anlaşılması. İLE/VE/DEĞİL Doğanın matematiksel/niceliksel, deneysel(experimental), mekanik açıklaması. )
- NATURE vs. NORTURE
- TABİÎ[Ar.]/NATÜREL[İng. < NATURAL] değil/yerine/= DOĞAL
- NÂY[Ar.] ile -NÂY/NÂ-[Ar.] ile NA'Y[Ar.]
( Kamış. | Ney, kamıştan yapılan düdük. İLE Sözcüğün başına getirilerek sözcüğü olumsuzlaştıran bir edat. İLE Ölüm haberi getirme. )
- NÂY ile NEY
- NA'Z/İNTİÂZ[Ar.] ile NÂZ[Ar.]
( Güçlenme, kıvama gelme. | Kalkma. İLE Kendini beğendirmek için takınılan yapmacık. | Bir şeyi beğeniyormuş gibi görünme. | Şımarıklık. | Yalvarma, ricâ. )
- NAZ ile/ve NİYAZ (EHLİ OLMAK)
( ... İLE/VE Yalvarma, yakarma. | Dua. | Bazı tarikatlarda, küçüğün, büyüğe yönelik selâm, saygı ve duası. )
- NAZ-NİYAZ (MAKAMI)
- NAZ ile/ve/||/<> CAZ
- NAZ ile/ve/değil GAZ
- NAZ ile NAS
- NAZ ile NAS
- NAZAR ile/ve RASAT/RASAD
- NAZAR ile/ve/||/<>/> TÂMÎK-İ NAZAR
( Bakış. İLE/VE/||/<>/> Derinleş(tiril)miş bakış. )
- NAZARDA, DAKİK ve/||/<> HALDE, RAKİK
( DAKİK-ÜL NAZAR, RİKKAT-ÜL HAL )
- NAZARGÂH-I İLÂHÎ ile/ve AYİNE-İ İLÂHÎ
- NAZARÎ ERDEM ile/ve FİKRÎ ERDEM ile/ve HULKÎ ERDEM ile/ve AMELÎ ERDEM(SANATLAR)
- NAZARÎ HİKMET ile/ve AMELÎ HİKMET
( Fikir üretir. İLE/VE Tedbir üretir. )
- NAZAR/NAZÂRET[Ar.] ile NAZAR[Ar. çoğ. ENZÂR]
( Altın. | Tazelik. İLE Bakma, göz atma. | Düşünme. | Göz değme. | İltifat. | İtibar. | Yan bakış. | Güzel, dilber. )
- NÂZİL[Ar. < NÜZÛL] ile NAZÎR[Ar.] ile NAZÎR[Ar. < NAZAR]
( Yukarıdan aşağı inen/inici. | Bir yere konan, bir yerde konaklayan. | [müzikte] İnici, tizden pese doğru giden dizi. İLE Taze. | Altın. İLE Benzer, eş. )
- NAZIM BİÇİMLERİNDE:
TERKİB-İ BENT ile/<> TERCİ-İ BENT ile/<> TERBİ ile/<> TAHMİS ile/<> TAŞTIR ile/<> TESDİS ile/<> MUHAMMES ile/<> TARDİYE ile/<> MÜSEDDES ile/<> NAZİRE ile/<> TEHZİL
( 7-10 beyit. İLE 7-10 beyit. İLE Gazel + 2 beyit. | Dördün. | Dörtleme. İLE Gazel + 3 beyit. İLE Gazel + 3 beyit. İLE Gazel + 4 beyit. İLE 5 dizelik. İLE 5 dizelik.[Muhammes'in, özel bir biçimi.] İLE 6 dizelik.İLE Beğendiğine benzer. İLE Alay etmek üzere yazılan nazire. )
( )
- NAZIM ile NÂZIM
( Manzume. İLE Düzenleyen. )
- NAZLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/</>< NAZENİN
- NE ÂLÂ ile/ve/<> PEK ÂLÂ
( [istenilen şey] Olursa. İLE/VE/<> Olmazsa. )
- NE ALÂKA/KEL ALÂKA değil/yerine/= NE İLGİSİ VAR/İLGİSİ YOK
- [ne] AYNI/LIK ile/ve/değil/yerine/<>/ne de AYRI/LIK
- NE DEMEYE ...? ile/değil/yerine/||/<>/< NEDEN ...?
- NE DERLER? ile/yerine NE DENİR?
- NE DERSİN? ile/ve/<> NE EDERSİN?
( N DERSİN? <> N EDERSİN? )
( Ne edersen onu dersin, ne dersen onu edersin! )
- NE DESEM/SÖYLESEM, ANLATAMAM (SANIRIM) ile/değil/yerine/||/<>/< SÖZCÜKLER, ANLATMAYA YETMİYOR
- NE DESEM BOŞ değil/yerine NE DESEM ÇOK, NE DESEM AZ
- NE DİYEBİLİRİM (Kİ)? değil NE DENİLEBİLİR (Kİ)?
- [ne] EMMEYE ile/ve/||/<>/ne de GÖMMEYE (GELMEK)
- NE HALE GELMİŞSİN! ile/ve/değil/yerine NE KADAR DEĞİŞMİŞSİN!
- NE HALİN/İZ VARSA GÖR/ÜN! ile/değil/yerine/||/<>/< NE HALİN/İZ VARSA GÜL/ÜN!
( "Gülmek, yaşamın en güzel eylemidir! Sizi bundan alıkoyan her ne varsa on(lar)dan vazgeçin!" )
- NE İÇİNDE? ile HANGİ YOLLA? ile NE İÇİN?
- NE İSTEDİĞİMİ/Zİ BİLMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEYE GEREKSİNİMİM/İZ OLDUĞUNU BİLMEK
( Herkes "bilir". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bazıları bilir. )
- NE KADAR GERÇEKTİR? ile/değil NASIL BİR GERÇEK?
- NE KADAR KULLANILABİLİR OLMASI değil NE KADAR KULLANILABİLİR OLDUĞU
- [ne] KARDAŞ, [ne de] ARKADAŞ ile/değil/sadece HALDAŞ
( Sükût kıvâmındaki çığlığı, ne kardaş, ne de arkadaş; sadece hâldaş olanlar duyar. )
- [ne] KUSURSUZ KİŞİ ne de KİŞİDE/İNSANDA KUSUR
( Seveceksen, öylece sev! Ne kusursuz insan ara, ne de insanda kusur. )
( Kusursuz olsaydık, başkalarının kusurlarını bulup çıkarmaya o kadar meraklı olmazdık. )
- NE MENEM BİR ŞEY değil/yerine/= NE ÇEŞİT/NASIL BİR ŞEY
- NE ÖĞRENDİMSE/YAPTIMSA değil NE ÖĞRENDİYSEM/YAPTIYSAM
- NE OLDU? ile/ve NASIL OLDU? ile/ve NEDEN OLDU?
- NE OLDUĞUN ile/değil/yerine NE OLACAĞIN
( Belirlidir. İLE/DEĞİL/YERİNE Belirli değildir. )
- NE OLDUĞU/N ile/ve/<>/değil/yerine NE OLMADIĞI/N
( Bize ancak ne olmadığımız söylenilebilir. )
( Ne olmadığımızı bilme yoluyla gerçek kimliğimizi tanırız. )
( By knowing what we are not, we come to know ourselves.
The way back to ourselves is through refusal and rejection.
Can only tell us what we are not.
By knowing what we are not, we come to know ourselves. )
( Aslımıza geri dönüş yolu, reddetme ve geri çevirmeden geçer. )
( [not] HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE vs./and/<>/but NOT HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE NOT
NOT HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE NOT instead of HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE )
- NE OLDUĞUNUN BİR ÖNEMİ YOK değil ADINI, NE KOYDUĞUMUZUN BİR ÖNEMİ YOK/OLMAYABİLİR
- NE OLDUKSA değil NE OLDUYSAK
- NE OLMALI? ile/değil NE OLSA GEREK?
- NE ÖLÜMDEN KORKMAK ... ile/ve/||/<> NE DE DÜŞÜNMEK, ÖLÜMÜ
- NE OLUR, NE OLMAZ (DİYE ...)
- NE ...:
ÖTELEMEK ve/ne de/||/<> ERTELEMEK ve/ne de/||/<> ENGELLEMEK
- NE ŞEKER ile/ve NE TUZLU
( Bir şeyin hoşluğu anlatılmak istendiğinde. )
( Türkiye ve birçok kültürde. İLE/VE İran'da. )
- NE SORUSUZ YANIT ile/ve/||/<> NE DE YANITSIZ SORU
- [ne] "VARLIĞA YERİNİRİM" ne de "YOKLUĞA ERİNİRİM"
( Ancak, yokluğu birebir, kendin deneyimle(yebil)dikten sonra söyleyebilirsin/söylemelisin! )
- NE VAROLANI ile/ve/<> KİM VAROLANI
( İnsan dışındaki herşey. İLE/VE/<> İnsan. )
( BEING OF WHAT vs./and/<> BEING OF WHO )
- [ne] YAP! "EMRİ" ile/ve/||/<>/ne de YAPMA! "ENGELİ"
- NE YAPABİLİRİM? ve/> NASIL YAPABİLİRİM?
( Kişinin, kendine sorabileceği en temel sorulardır! )
( WHAT I CAN DO? and/> HOW I CAN DO? )
- NE YAPACAĞINI BİLMEK ile/ve/değil/||/<>/> BİLDİĞİNİ, YAPMAK/UYGULAMAK
- NE YAPACAĞINI BİLMEK
ile/ve/değil/yerine/<
NE YAPMAYABİLECEĞİNİ/YAPMAYACAĞINI! BİLMEK !!!
( Ne yapman gerektiğinden çok, önce ne yapmaman gerekiğini bil, yeter. Çoğu zaman ne yapman gerektiğini bilemeyebilirsin, fakat ne yapmaman gerektiğini her zaman çok iyi bilebilirsin. )
( İsabet ve kesinlik tutturulamayabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/< İsabet ve kesinlik üzerinedir, kolaylıkla sağlanabilir, tamamen uzlaşımsal ortak bir hareket noktası sunabilir. )
( Kendini gerçekleştirmiş, saygın ve önemli birine sormuşlar:
Nasıl bu noktaya geldiniz?
Yakınlarında bulunan bir kişiyi göstererek, herşeyi ondan öğrendiğini söylemiş.
Çevresindekiler hayret içinde ve inanamayarak demişler ki:
Nasıl olur? O işaret ettiğiniz kişi, her türlü, düzenbazlığı, yalanı, rezilliği yapan biridir.
Yanıt: Heh işte!
O ne yaptıysa ben yapmadım! )
( Bir şey ki, yapmasan da olur, YAPMA!
Bir şey ki, söylemesen de olur, SÖYLEME! )
( Irmağın derinliği, iki ayakla birden ölçülmez! )
( Bilme sanatı, neyi gözardı edeceğini bilmektir. )
(
)
( [not] TO KNOW, WHAT TO DO vs./and/but TO KNOW, WHAT, NOT TO DO
TO KNOW, WHAT, NOT TO DO instead of TO KNOW, WHAT TO DO )
- NE YAPACAK BENİ Kİ? değil NE YAPACAK Kİ BENİ?
- NE YAPARSAK/YAZARSAK YAPALIM/YAZALIM,
HİÇBİR KONUDA:
ACELE ETME(YELİM)! ve/||/<>/> ÖZEN GÖSTER(ELİM)!
( )
- NAPIYOSUN?" ile "NE YAPIYORSUN?"
( Yapılan işin ne olduğu ile ilgili soru. İLE Merhabalaşma niteliğinde "soru". )
- [ne yazık ki]
ATSAN ile/ve/||/<> SATSAN
( Atılmaz. İLE/VE/||/<> Satılmaz. )
- NE ZAMAN KONUSU AÇILINCA değil NE ZAMAN KONUSU AÇILIRSA
- NE ZAMAN ile/ve/değil/yerine HANGİ KOŞULLARDA/ŞARTLARDA
- NE? ve/||/<>/>/< NASIL? ve/||/<>/>/< NEDEN? ve/||/<>/>/< NİÇİN?
( Hangi şey? VE/||/<>/>/< Ne asıl? VE/||/<>/>/< Ne'den? VE/||/<>/>/< Ne için? )
( Evren/doğa/nesne/insan. VE/||/<>/>/< Bilim. VE/||/<>/>/< Felsefe/Sanat. VE/||/<>/>/< Sanat/Felsefe. )
( Nedir sorusu, metafizik bir sorudur. )
( "What is?" question is metaphysical question. )
( Cosmos/nature/matter/human. VS./AND/||/<>/>/< Science. VS./AND/||/<>/>/< Philosophy/Art. VS./AND/||/<>/>/< Art/Philosophy. )
( WHAT? vs./||/<>/>/< HOW? vs./||/<>/>/< WHY? vs./||/<>/>/< WHAT FOR? )
- NEBÎ[Ar. < NEBE | çoğ. ENBİYÂ] ile NEBÎH[Ar.]
( Haberci. | Peygamber. İLE Ünlü, onurlu/şerefli. )
- NEBÎL[Ar.] ile NEBÎR[Ar.]
( Yüksek yetenek ve onur sahibi. | Akıllı, anlayışlı. | Bilgili ve erdemli. İLE Torun. )
- NEBİSE[Ar.] ile NEBİSE[Ar.]
( Kız torun. İLE Kuyu toprağı. | Irmak toprağı. )
- NEBL[Ar.] ile NEBR[Ar.]
( Ok. | Ok yapma. İLE Yükseğe çıkarma, kaldırma, yükseltme, sesi yükselme. | Korkup çığlık atma, haykırma. )
- NECÂT değil/yerine/= KURTULMA, KURTULUŞ
- NECD[Ar.] ile Necd[Ar.]
( Yüksek yer. | Yiğitlik durumu. | Gamlılık. | Yol. İLE Arap Yarımadası'nın orta bölgesi. )
- NECÎB ve/> HALÎL
( ... İLE Samimi arkadaş. )
- NECİS[Ar.] ile NECÎS[Ar.]
( Pis, murdar. İLE Pis, kirli, murdar. | Onulmaz hastalık. )
- NEDBE[Ar. çoğ. NEDEB, NÜDÛB] ile NEDEBE[Ar.] ile NEDEBÎ[Ar.]
( Yara izi. İLE Yara/kırık yeri. İLE Yara izi ile ilgili. )
- NEDEN ve/||/<> ETKİNİN :HETEROJENLİĞİ
- NEDEN?(NE'DEN?) ile NASIL?(NE ASIL?)
( Bilimin sorularıdır. )
( Önemli[öncelikli] olan, neyi yaşadığınız değil, nasıl yaşadığınızdır. )
( WHY? vs. HOW?
Questions of the science.
It's not the issue what you live, it is how you live. )
- NEDEN/SEBEP/MÜSEBBİB ile VESİLE
( CAUSE vs. MEANS )
- YANILGI:
"NEDEN" ile/ve/||/<> "BİLGİ" ile/ve/||/<> "ÖZGÜVEN"
- NEDEN ile/ve KENDİNİN NEDENİ
( Hiçbir şey, kendinin nedeni olamaz. )
( CAUSE vs./and CAUSE OF THE SELF )
( ... cum/et CAUSA SUI )
- NEDEN ile/ve KENDİNİN NEDENİ
( CAUSE vs./and REASON OF THE SELF )
( ... cum/et CAUSA SUI )
- NEDEN? ile/ve/<> NASIL?
( Bilimin sorularıdır. )
( Nedeni olan, nasıla katlanır. )
- NEDEN ile/ve/||/<>/> NEDEN ÖBEĞİ/GRUBU
- NEDEN ile/ve/değil/||/<> NEYE GÖRE
- NEDEN ile/ve ÖZGÜR NEDEN
( CAUSE vs./and FREE CAUSE )
( ... cum/et CAUSA LIBERA )
- NEDENİ:
KENDİNDE OLAN ile/ve/||/<> KENDİNDE OLMAYAN
( Tekil. İLE/VE/||/<> Sonsuz. )
- NEDENİ ile/yerine/değil NEDENLERİNDEN BİRİ
( Her biri bir ötekinin nedenidir. )
( [not] CAUSE OF vs./but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of CAUSE OF
Each is the cause of the other. )
- NEDENİN YOKLUĞU ve/||/<>/> YOKLUĞUN NEDENİ
- NEDENLENMEMİŞ, ZORUNLU VAROLAN ile/ve/<> NEDENLENMİŞ, ZORUNLU VAROLAN
- NEDENLERDEN BİRİNCİSİ ile/ve/değil/yerine NEDENLERDEN BİRİ
( [not] THE FIRST CAUSE vs./and/but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of THE FIRST CAUSE )
- NEDENLİ DÜŞÜNMEK ve/=/||/<>/> DERİN DÜŞÜNMEK
- NEDENSEL YASA ile/ve/||/<>/> İSTATİKSEL YASA
- NEDENSELLİK (ANLAYIŞI) ile YASA (ANLAYIŞI)
- NEDEN/SEL/LİK ile/ve GEREKÇE/Lİ/LİK
( [durumdan/olaydan] Önce. İLE/VE Sonra. )
( CAUSE vs./and JUSTIFICATION )
- NEDENSELLİK ile/ve YETER NEDEN
- NEDF[Ar.] ile NEDFÎ[Ar.] ile NEDÎF[Ar. < NEDF]
( Pamuk atma/ditme. İLE Didilmiş/nedfolunmuş yün topağı. İLE Atılmış pamuk, yün. )
- NEDÎM[Ar.] ile Nedîm
( Meclis/sohbet arkadaşı. | Büyükleri, fıkra ve öyküleriyle eğlendiren. | Güzel, öykü anlatan, tatlı konuşan. | Yeniçeri ocağına yeni yazılan. İLE Osmanlı şairlerindendir. [öl. 1730] )
- NEDİM/E[Ar.] ile/ve/||/<> SAĞDIÇ
( Sohbet erbabı. | Yardımcı kadın. | Düğünde, geline kılavuzluk eden kişi. İLE/VE/||/<> Düğünde, gelin ya da damada/güveye kılavuzluk eden kişi. )
- NEFEL[Ar.] ile NEFER[Ar.]
( Düşmandan alınan mal. | Ülül-emrin iznini almadan düşmana karşı çıkan, sayısı az bir topluluk. İLE Bir adam, tek kişi. | Rütbesi olmayan asker, er. | İnsan sayısı bildiren sözler için kullanılır. )
- NEFES NEFESE değil/yerine/= SOLUK SOLUĞA
- NEFES ve/> NEFS ve/> NEFİS
- NEFFÂ'[Ar. < NEF] ile NEFFÂH[Ar.]
( Çıkarı çok olan. İLE Hayırlı, hayır ve iyilik sahibi. | Kokusu çok. )
- NEFHA[Ar. çoğ. NEFEHÂT] ile NEFHA[Ar.]
( Güzel koku. | Bir esim yel, rüzgârın bir kere esmesi. | Üfürük, soluk üfürme. İLE Üfürük. | Karın şişmesi, şişkinlik. )
- NEFHÂ-YI RAHMAN ile/ve NEFHÂ-YI RAHÎM
( Oksijen. İLE/VE ... )
( Bu iki nefhanın birleşmesi Bismillahirrahmanirrahim'dir. )
- NEF'Î[Ar. < NEF] ile Nef'î[Ar.]
( Çıkar ile ilgili, yararcı. İLE Divan Edebiyatı'nın en yüksek kasidecisi. [öl. 1634][IV. Murat döneminde, Bayram Paşa tarafından, bir hicvinden dolayı boğdurularak öldürtülmüştür.] )
- NEFİS ile/ve/||/<>/> ENFES
( Pek hoş, çok güzel. İLE/VE/||/<>/> Çok güzel, en güzel. )
- NEFL[Ar.] ile NEFR[Ar.]
( Fazladan, vacib olmayan ibadet. İLE Ürküp kaçma. | İğrenme, tiksinme. )
- NEFRİT ile/||/<> NEFROZ
( Böbreklerin yangılanması. İLE/||/<> Böbreklerin işlev bozukluğu ve protein kaybı. )
- NEFROLİTİYAZİS ile/||/<> ÜRETEROLİTİYAZİS
( Böbreklerde taş oluşumu. İLE/||/<> Üreterde taş oluşumu. )
- NEFROLİTİYAZİS ile/||/<> ÜROLİTİYAZİS
( Böbreklerde taş oluşumu. İLE/||/<> Sidik yollarında taş oluşumu. )
- NEFROLİTİYAZİS ile/||/<> ÜROLİTİYAZİS
( Böbreklerde taş oluşumu. İLE/||/<> Sidik yollarında taş oluşumu. )
- NEFROTİK SENDROM ile/||/<> NEFRİTİK SENDROM
( Böbreklerde protein kaybı ve ödem. İLE/||/<> Böbreklerde yangılanma ve kanama. )
- NEFS:
(BENİ/SENİ/ONU) İDARE ETMEK İÇİN değil/yerine İDARE EDİLMEK İÇİN
- NEFS TERBİYESİ ile/ve RUH TERBİYESİ
- NEFS ile/değil/yerine NEFES
( Bilmeyene. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilene. )
- NEFS > NEFÎS
( Nefs'i, nefîs'e taşımak/dönüştürmek gerek! )
- NEFS ile NEFS-İ CEBÂBİRE
( BİR ŞEYİN ZÂTI, KENDİ. RUH, CAN, HAYAT, KALB, HEVES | İNSANIN YEME-İÇME GİBİ BİYOLOJİK GEREKSİNİMLERİ | ASIL, MAYA, CEVHER | DÖLSUYU | İÇ, İÇ TARAF | RUHUN MADDEYLE BİRLEŞMESİ )
- NEFS ile/ve NEFSLER
- NEFSÂNÎ SOHBET ile RAHMÂNÎ SOHBET
- NEFSÂNÎ ile/ve/||/<>/< ŞEHVÂNÎ/ŞEHVETLİ
- NEFSANİYE/T ile ŞEYTANİYE/T
( [Kötülüğü] Kendine yapan. İLE Başkalarına yapan. )
- NEFSİ İÇİN SEYR-Ü SÜLÛK ile/yerine ALLAH İÇİN SEYR-Ü SÜLÛK
- NEFSİ İÇİN SEYR-Ü SÜLÛK ile/yerine ALLAH İÇİN SEYR-Ü SÜLÛK
- NEFSİ:
"TEMİZE ÇIKARMA KAYGISI" ile/değil/yerine/>< TEZKİYE ETME ÇABASI
- NEFSİN:
ESİRİ ile/değil/yerine EMİRİ
- NEFSİNDE, RABBİNİ ARAMAK/BULMAK ile/ve/değil/yerine RABBİNDE, NEFSİNİ ARAMAK/BULMAK
- NEFSİ/Nİ "ÖLDÜRMEK" değil NEFSİ/Nİ TERBİYE ETMEK
- NEFSİNİ:
"SİLEN" değil/yerine/>< BİLEN
- NEFS'TE:
TABİÎ ile/ve NEFSÎ ile/ve AKLÎ
- NEGATİF/POZİTİF TAM SAYILAR / SAYMA SAYILARI
ile
DOĞAL SAYILAR
ile
GERÇEK/GERÇEL/KARMAŞIK SAYILAR
ile
ORANTISAL/RASYONEL SAYILAR
( -3, -2, -1 / 1, 2, 3, ... ~
İLE
1, 2, 3, ... ~
İLE
-3, -2, -1 0 1, 2, 3, ... ~
İLE
0, 0.1, 0.2, 0.3 ... 0.8, 0.9, 1, 1.5, 2, 2.8, 3, ... ~
)
(
| Sayı Türü | Açıklama | Örnek |
|---|---|---|
| Doğal Sayılar (N) | Sıfır ve pozitif tam sayılar | {0, 1, 2, 3, ...} |
| Tam Sayılar (Z) | Negatif tam sayılar, sıfır ve pozitif tam sayılar | {... -2, -1, 0, 1, 2, ...} |
| Rasyonel Sayılar (Q) | Kesir olarak tanımlanabilen sayılar | 1/2, -3/4, 5 |
| İrrasyonel Sayılar | Ondalık gösterimi sonsuz ve döngüsel(periyodik) olmayan sayılar | √2, π, e |
| Gerçek Sayılar (R) | Rasyonel ve irrasyonel sayıların birleşimi | √2, 3/4, -5 |
| Karmaşık Sayılar (C) | Gerçek ve sanal bölümlerden oluşan sayılar | a + bi (i² = -1) |
| Asal Sayılar | Sadece 1 ve kendine bölünebilen sayılar | 2, 3, 5, 7, 11 |
| Çift Sayılar | 2 ile tam bölünebilen sayılar | 0, 2, 4, 6 |
| Tek Sayılar | 2 ile tam bölünemeyen sayılar | 1, 3, 5, 7 |
| Pozitif Sayılar | 0’dan büyük sayılar | 1, 2, 3, ... |
| Negatif Sayılar | 0’dan küçük sayılar | -1, -2, -3, ... |
| Sıfır (0) | Ne pozitif, ne de negatif olan nötr bir sayı | 0 |
- NEGATOSKOP/NEGATOSCOPE[İng.] değil/yerine/= FİLMGÖREÇ
- NEGLEKT/NEGLECT[İng.]/İHMAL[Ar.] değil/yerine/= BOŞLAMA
- NEHS/NEHŞ/NEHŞE[Ar.] ile ...
( Yılan sokması. )
- NEHZ/NEHZÂT[Ar.] ile NEHZAT[Ar.]
( Davranma, kalkışma. İLE Hareket, yola çıkma. )
- NEKABET["ka" uzun okunur] ile NEKÂBET[Ar.]
( Ululuk, bir topluluğun durumunu takip eden büyük kimselerin durumu/özelliği. | Belirli kesimlerin başları. | Sapma, vazgeçme, yön değiştirme. İLE Dönme, vazgeçme, cayma. )
- NEKÂHET ile LOĞUSA[< Yun. LOKHUSA]
- NEKAİS[Ar. < NAKÎSA]["ka" uzun okunur] ile NEKAİZ[Ar. < NAKÎZA]["ka" uzun okunur]
( Eksiklikler, noksanlar. İLE Birbirine zıt olan, birbirini çelen şeyler. )
- NEKÎR[>< MA'RUF] >ile Nekîr[Ar. < NEKRE] >ile NEKR[Ar.]
( Bilinmemiş şey. İLE Mezarda ölüleri sorguya çekecek olan iki melekten birinin adı. | Tanınmamış, inkâr edilmiş. İLE Zeki, anlayışlı, akıllı. )
- NEKL[Ar.] ile NEKR[Ar.]
( ... İLE Zeki, anlayışlı, akıllı. )
- NEKS[Ar.] ile NEKS[Ar.] ile NEKS[Ar.] ile NEKZ[Ar.]
( Çok çekinme, kaçınma. İLE Ters çevirme, başaşağı etme, altüst etme. | Geri dönme. | Hastalığın geri dönmesi, depreşmesi.[NÜKS] İLE Ayırma, parçalama, parçalara bölme. İLE Çok çabalama, gayret etme. )
- NELER DOĞAR ve/||/<>/< GÜN DOĞMADAN
( Gün doğmadan, neler doğar. )
- NE'LİK(SİZ) ile/ve NİTELİK(SİZ)
- NEM ile BAĞIL NEM
( ... İLE Bir m³ hava içinde bulunan su buharı ağırlığının, aynı koşullardaki havanın doymuş su buharının ağırlığına oranı. )
- NEME" değil NEYİME LÂZIM?
- NEMLİ HAVA ile/ve KURU HAVA
( Deriyi yumuşatır ve gövdedeki nemi artırır. İLE/VE Gövdeyi inceltir, deriyi kurutur. )
- NEMRUT/LUK ile YÜZÜ/SURATI ASIKLIK
- NEMSE/NEMÇE ile/||/<> ULAH
( Avusturya'ya ve halkına verilen ad. İLE/||/<> Romanya yerli halkına verilen ad. )
- NE/NEGÜ/NÜ ile NE/MA[Ar.] ile NEÇE ile NEME ile NEÇÜK/NELÜK ile NEREK ile NETEG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ne? İLE Acaba öyle mi? İLE Kaç? İLE Bilmem. İLE Niçin? İLE Ne gerek? İLE Nasıl? )
- NEO-KLASİK (TÜRK) ile/||/<> NEO-KLASİSİZM
( XIX. yüzyıl sonları ve XX. yüzyıl başlarında bir sanat akımı. Eski Türk ve İslâm sanatından alınmış mimari ve süsleme öğelerinin kullanılması ile ortaya çıkan ilk ulusal akım. İLE/||/<> XVIII. yüzyılın ikinci yarısında Almanya'da ortaya çıkan, ancak Fransa'da daha çok uygulanma olanağı bulan ve antikiteden esinlenerek klasik formlara dönüşü amaçlayan sanat anlayışı ve üslûbu. )
- NEPHR-/NEPHRO- ile/||/<> RENİ-/RENO- ile/||/<> PYEL-/PYELO-
( Böbrek. İLE/||/<> Böbrek. İLE/||/<> Böbrek pelvisi ile ilgili. )
- NEREDE ÇOKLUK, ORADA BOKLUK ile/ve/değil/yerine NEREDE HAREKET, ORADA BEREKET
itibarı ile 23.065 başlık/FaRk ile birlikte,
23.065 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(64/94)
(1996'dan beri)