İlk ve Son Yazaç/Sözcük Değişken'leri olan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 23.066 başlık/FaRk ile birlikte,
23.066 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(28/94)
- ELE "GEÇİRMEK" ile/değil/yerine "ELDE ETMEK"
- ELE GÜNE REZİL OLMAK değil İL'E(DEVLET'E) KÜN'E(HALK'A) REZİL OLMAK
- ELE-GÜNE ... değil İL'E(DEVLET'E)-KÜN'E(TOPLUM'A) ...
- ELE KARIŞMAK ve/||/<>/> YELE KARIŞMAK
- ELE ile/değil ELLE
- ELE-AVUCA (SIĞMAMAK)
- ELEK ile/değil GIRBÂL[Ar. çoğ. GARÂBİL]
( ... İLE/DEĞİL İri delikli elek. )
- ELEKTRİK (ALANI) ve/||/<>/> MANYETİK (ALAN)
( 1831 - FARADAY )
( Elektrik yüklerinin çevresinde oluşan güç alanı. VE/||/<>/> Mıknatısların çevresinde oluşan güç alanı. )
- ELEKTRİK ile/ve/||/<>/> AMPUL[Fr./Lat. < AMPOULE]
( Maddenin elektron, pozitron, proton vb. parçacıklarının hareketleriyle ortaya çıkan enerji türü. | Bu enerjinin gündelik yaşamda kullanılan biçimi. | Bu enerjiden elde edilen aydınlanma. | Fiziğin, bu enerji ile oluşan olaylarını inceleyen kolu. | Çarpıcılık, cazibe, canlılık. İLE/VE/||/<>/> İçinde, elektrik akımı ile akkor durumuna gelerek ışık verebilen bir iletkeni bulunan, havası boşaltılmış cam şişe. | İçinde sıvı durumda ilaç bulunan, kapalı cam tüp. )
- ELEKTRİK/KÖMÜR ile BEYAZ KÖMÜR
( ... İLE Akarsulardan elde edilen elektrik gücü. )
- ELEKTRİKLERİ/IŞIKLARI KAPATMAK fizik ELEKTRİĞİ KESMEK/IŞIĞI KAPATMAK
( Elektriğin ve ışığın, çoğulu olmaz! )
- ELEKTRİKSEL DİRENÇ ile/ve/||/<> ELEKTRİKSEL KAPASİTANS
( Bir iletkenin elektrik akımına karşı gösterdiği zorluk. İLE/VE/||/<> Bir kondansatörün elektrik yükünü depolama kapasitesi. )
- ELEKTRİKSEL İLETKENLİK ile/ve/||/<> MANYETİK İLETKENLİK
( Bir nesnenin elektrik akımını iletme yeteneği. İLE/VE/||/<> Bir nesnenin manyetik akışı iletme yeteneği. )
- ELEKTRİKSEL POTANSİYEL ile/ve/||/<> ELEKTRİKSEL ALAN
( Birim yük başına düşen potansiyel enerji. İLE/VE/||/<> Birim yük başına düşen güç. )
- ELEKTRİKSEL POTANSİYEL ile/ve/||/<> ELEKTRİKSEL POTANSİYEL ENERJİ
( Birim yük başına düşen potansiyel enerji. İLE/VE/||/<> Bir yükün elektriksel potansiyel nedeniyle sahip olduğu enerji. )
- ELEKTRO GİTAR ile/ve BAS GİTAR
- ELEKTROANALİTİK KİMYA ile/||/<> SPEKTROANALİTİK KİMYA
( Elektriksel özellikleri kullanarak nesnelerin analizini yapan bilim dalı. İLE/||/<> Işık spektrumunu kullanarak nesnelerin analizini yapan bilim dalı. )
- ELEKTRODİNAMİK ile/ve/=/||/<>/> ELEKTROMANYETİK
- ELEKTROFİL ile NÜKLEOFİL
( Elektronları kabul eden kimyasal tür. İLE Elektronları bağışlayan kimyasal tür. )
- ELEKTROKİMYA ile/||/<> ELEKTROANALİTİK KİMYA
( Elektriksel süreçlerin kimyasını inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Elektriksel analiz yöntemlerini inceleyen bilim dalı. )
- ELEKTROKİMYA ile/||/<> NÜKLEER KİMYA
( Elektriksel süreçlerin kimyasını inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Nükleer süreçlerin kimyasını inceleyen bilim dalı. )
- ELEKTROKİMYA ile/||/<> REDOKS KİMYASI
( Elektriksel süreçlerin kimyasını inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Oksidasyon ve indirgenme süreçlerinin kimyasını inceleyen bilim dalı. )
- ELEKTROKİMYA ile TERMOKİMYA
( Elektrik ve kimyasal tepkimeler arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim dalı. İLE Isı ve kimyasal tepkimeler arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim dalı. )
- ELEKTROLİT ile/>< NON-ELEKTROLİT
( Elektrik iletkenliği olan çözeltiler. İLE/>< Elektrik iletkenliği olmayan çözeltiler. )
- ELEKTROLİT ile/>< NONELEKTROLİT
( Suda çözündüğünde, iyonlarına ayrışan nesne. İLE/>< Suda çözündüğünde, iyonlarına ayrışmayan nesne. )
- ELEKTROLİZ ile ELEKTROFOREZ
( Elektrik akımı ile kimyasal ayrışma. İLE Elektrik alanı ile moleküllerin ayrılması. )
- ELEKTROMANYETİK ÇEŞİTLİLİK ile/ve/||/<> GÖRÜNÜR ÇEŞİTLİLİK
( Tüm elektromanyetik dalga boylarını kapsayan yelpaze. İLE/VE/||/<> İnsan gözüyle görülebilen elektromanyetik dalga boylarını kapsayan yelpaze. )
- ELEKTROMANYETİK DALGA ile/ve/||/<> SES DALGA
( Elektrik ve manyetik alanların birbirine dik olarak yayılmasıyla oluşan dalgalar. İLE/VE/||/<> Bir ortamın parçacıklarının titreşimiyle yayılan dalgalar. )
- ELEKTROMANYETİK DALGALAR ile/ve/||/<> MEKANİK DALGALAR
( Elektrik ve manyetik alanların oluşturduğu dalgalar. İLE/VE/||/<> Nesnesel ortamda yayılan dalgalar. )
- ELEKTROMANYETİK İNDÜKSİYON ile/ve/||/<> ELEKTROSTATİK İNDÜKSİYON
( Bir manyetik alanın değişimiyle elektrik akımı oluşturma. İLE/VE/||/<> Bir elektrik alanın değişimiyle elektrik yükü oluşturma. )
- ELEKTROMANYETİK RADYASYON ile/ve/||/<> NÜKLEER RADYASYON
( Elektrik ve manyetik alanların yaydığı enerji. İLE/VE/||/<> Atom çekirdeklerinin bozunması sonucu yayılan enerji. )
- ELEKTRON/UN:
KÜTLESİ ile/ve/||/<> YÜKÜ
- ELEKTRON ile BETATRON
( ... İLE Elektronları hızlandıran elektromanyetik bir araç. )
- ELEKTRON ile POZİTRON
( Negatif yüklü parçacık. İLE Pozitif yüklü parçacık. )
- ELEKTRON ile PROTON
( Negatif yüklü temel parçacık. İLE Pozitif yüklü temel parçacık. )
( ELECTRON vs. PROTON )
- ELEKTROSTATİK ile/ve/||/<> ELEKTRODİNAMİK
( Durağan elektrik yüklerinin incelenmesi. İLE/VE/||/<> devimli elektrik yüklerinin incelenmesi. )
- ELEKTRO-ZAYIF ETKİLEŞİM:
ELEKTROMANYETİK ETKİLEŞİM ve/+/||/<> ZAYIF ETKİLEŞİM
- ELEM ile/ve EMEL
- ELENMEK/ELENDİ" ile/değil EĞLENMEK/EĞLENDİ
- FELSEFE:
ELEŞTİREL ile/ve/<> YARATICI ile/ve/<> ETKİN
- YAKLAŞIM/YORUM:
ELEŞTİREL ile/değil/yerine/>< ENTELLEKTÜEL
- ELEŞTİRİ/TENKİD ile/ve/||/<> MİHENK/MİHENGE/ÖLÇÜYE (BAŞ)VURMAK
- ELEŞTİRİ ile/ve ELEME
( CRITIQUE vs./and ELIMINATION )
- ELEŞTİRİYİ "SAĞLAMAK/SAĞLAYAN" değil ELEŞTİRİYE NEDEN OLMAK/OLAN
- ELEŞTİRMEK ÜZERE BİLGİ TOPLAMAK/CIMBIZLAMAK ile/değil/>< (TAM/DOĞRU/SAMİMİ) DİNLEMEK
- ELEVATÖR/ELEVATOR[İng.]/MANİVELA[İt. < MANOVELLA] değil/yerine/= KALDIRAÇ
( Bir ucunun bağlı bulunduğu bir nokta çevresinde dönen kol. | Kaldıraç. )
- ELHAMDÜLİLLAH ile/ve/||/<> SÜBHANALLAH ile/ve/||/<> ALLAH-U EKBER
( Varlığa. İLE/VE/||/<> Yokluğa. İLE/VE/||/<> Aşkınlıktaki birlik. )
- ELİ-AYAĞI (KARIŞMAK)
- ELİ-KOLU (BAĞLI KALMAK)
- ELİBBÂ[Ar. < LEBÎB] ile ELİFBÂ/ELİFBE[Ar.]
( Akıllı, olgun, kâmil kişiler. İLE 33 harften oluşan Osmanlı abecesi. | Bir şeyin başlangıcı. | Bir örgü motifi. )
- ELİF:
İBTİDÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİVÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İNFİRÂD[Ar. < FERD] ile/ve/||/<> İNKITÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİĞNÂ[Ar.] ile/ve/||/<> ÜLFET[Ar.]
- ELİF ile ELÎF[< ÜLFET]
- ELİF ile/ve/||/<>/> HEMZE (ELİF)
( ... İLE/VE/||/<>/> Arapça'da, Elif'in adı. | "Elif, Vav, Ye, He" harfleri üzerine konulan " işareti. | Parmakla sıkma, bir yere sıkıştırma ya da dürtme. | Gırtlakta, ses tellerinin birbirine yapışması sonucu havanın akışını birdenbire engellemesiyle oluşan ve bir kesinti izlenimi veren ünsüz. )
( Gövde. İLE/VE/||/<>/> Anlık. )
( Okunan. İLE/VE/||/<>/> Okutan. )
- ELİFİYE-ELÎFÎ -ile
( Kıç kısmında şalvar benzeri bollaşan bir çeşit pantolon. )
- ELİG ile ELİGLİK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( El. İLE Eldiven. )
- ELİM, AYAĞIMA DOLAŞTI değil ELİM, AYAĞIMA DOLANDI
- ELİM[Ar.] değil/yerine ACINACAK/ACIKLI
- ELİMİNE[Fr.] (ETMEK) ile A LIMINE[Lat.]
( Elemek, ayıklamak. İLE Eşikten doğru. | Önyargıyla, kestirmeden. | Konunun/sorunun özüne, işin aslına bakmaksızın. )
- ELİMİZDEN GELDİĞİ KADAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DİLİMİZİN DÖNDÜĞÜ KADAR
- [önce] ELİMİZDEN GELEN ile/ve/sonra/||/<>/> ELİMİZDEN GİDEN
( Yap(alım)! İLE/VE/SONRA/||/<>/> (Fazla) Düşünmeyelim hatta umursamayalım. )
- ELİN:
DIŞI ile/ve/değil/||/<> İÇİ(AVUÇ)
- ELİN KİRİ ile/ve/||/<>/>/< KALBİN KİRİ
( Sabun ile su temizler. İLE/VE/||/<>/>/< Dost ile sohbet temizler. )
- ELİNDE GETİREN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKLINDA GETİREN
( Karnında götürür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Gönlünde götürür. )
- ELİNE SAĞLIK ile/ve ELLERİN DERT GÖRMESİN!
- ELİNE ile/ve DİLİNE ile/ve BELİNE SAHİP ÇIKMAK
- ELİNİ/AYAĞINI/BAŞINI KIR fakat GÖNÜL KIRMA!
- ELİNİ ÖP(TÜR)MEK ile/ve/değil/||/<>/< EĞİLMEYİ GÖ(STE)RMEK/DENEYİMLE(T)MEK
- ELİNİN KÖRÜ değil/< ÖLÜNÜN GÛRU(MEZARI)[Fars.]
- elix.[Lat. < ELIXIR] değil/yerine/= ÖZ, İKSİR
- ELLE(ME)MEK ile/ve/||/<> "EL AT(MA)MAK"
- ELLERİ YIKAMADA:
YEMEKTEN ÖNCE ve UYUMADAN ÖNCE
( ... VE Uyku/rüya sırasında -düşük de olsa- parmağınızı gözünüze değdirme olasılığından dolayı gözün mikrop kapmaması için uyumadan önce elleri temiz tutmakta yarar vardır! )
- ELLİ BİN ile/değil YEDİ BİN
- 57 KİTAP ile/ve/değil 5 KİTAP
- ELLIPSOID değil/yerine/= SÖBÜR, SÖBÜK
- 57.Cİ ALAY değil 57. ALAY
( Hem nokta koyup hem de -ci eki getirilmez! )
( )
- ELMA ile ARMUT[Fars. < EMRUD]
( Elmayı soy da ye, armudu say da ye.
[Elma, kabuğu soyularak, armut da aşırı gidilmeyerek, sayı ile yenilmelidir.] )
( Armudun önü, kirazın sonu. Armudu ilk çıktığı zaman, kirazı da biteceği zaman yemeli. )
( Her gün bir elma, doktor uzakta! )
( Elma, birçok uyarandan daha etkili bir uyku açıcıdır. )
( SİG: ELMA [Sevgilinin çenesi ve gabgabı sürekli elmayla betimlenir.] )
( Elmayı, ayışığı kızartır. )
( Gülgillerden, çiçekleri pembe ya da beyaz bir ağaç. | Bu ağacın kabuğu parlak, sert, kırmızı, sarı ve yeşil renkte, kokusu hoş, tadı ekşi ya da tatlı, dokusu gevrek, ufak çekirdekli meyvesi. İLE Gülgillerden, çiçekleri beyaz, Türkiye'nin her yerinde yetişen bir ağaç. | Bu ağacın tatlı ve sulu, yumuşak, ufak çekirdekli meyvesi. | Çok bön, çok aptal. )
( TÜFFÂH[çoğ. TEFÂFÎH] ile İCCÂS )
( APPLE vs. PEAR
ONE APPLE A DAY, KEEP DOCTOR AWAY! )
( PYRUS MALUS cum PIRUS COMMUNIS )
- ELMA'/ELMAÎ[Ar.] ile ELMAH/ELMAHÎ[Ar.]
( Pek zeki, çok anlayışlı. İLE Her gördüğü şeyi, incelemeye/tetkike, araştırmaya meraklı. )
- ELMA ile FİLELMASI
( ... İLE Turunçgillerden, Hindistan'da yetişen bir ağaç. | Bu ağacın, yenilen meyvesi. )
( ... cum FERONIA ELEPHANTUM )
- ELMA ile İSVİÇRE ELMASI
- ELMA ile KUBA ELMASI
- ELMA ile MİSKET (ELMASI)
( ... İLE Amasya ya da şeker elması. )
- ELMA/ALMA[Oğuz] ile/= ALMILA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- ELMAS ile KARAELMAS
( ... İLE Kayaları delmekte kullanılan siyah elmas, karbonado. | Maden kömürü. )
- ELONGASYON/ELONGATION[İng.] değil/yerine/= UZATMA
- ELTAF[Ar. < LATÎF] ile ELTÂF[Ar. < LÛTF]
( Daha/pek lâtif, güzel, hoş. İLE İyilikler, iyilikseverlikler, nezâketler. )
- ELÜSYON ile/||/<> ELÜZYON
( Yıkayarak ayırma. İLE/||/<> Sıvı birikimi. )
- EM = EM SAM
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İlaç. )
- EM- ile/||/<> -EMİA/-AEMİA ile/||/<> AP-/APO-/APH- ile/||/<> HEM-/HEMA-/HEMAT-/HEMATA-/HEMATO-/HEMO- ile/||/<> SANGUİ-/SANGUİN- ile/||/<> -PLASMİA ile/||/<> THROMB-/THROMBO-
( Kan. İLE/||/<> Kan, kanla ilgili durum. İLE/||/<> Kan. İLE/||/<> Kan, kanla ilgili. İLE/||/<> Kan. İLE/||/<> Kan plazmasının özel bir durumu ile ilgili. İLE/||/<> Pıhtı ya da trombusla ilgili. )
- EM[Ar.] ile EV[Ar.]
- EMÂLÎC[Ar. < ÜMLÛC] ile EMÂLÎS[Ar. < İMLÎS/E]
( Uzun yapraklı otlar/fidanlar. İLE Otsuz ve susuz çöller. )
- EMÂNET ETMEK değil/yerine TEŞEKKÜR ETMEK
- EMÂNETİ:
TESLİM ETMEK ile/ve/değil/<> TEVDÎ ETMEK
- EMÂRÂT[Ar. < EMÂRE] ile EMÂRET[Ar. < EMR] ile EMÂRİD[Ar. < EMRED]
( Nişanlar, eserler, deliller, alâmetler. İLE Emirlik, beylik, prenslik. | Emir'in hali ve sıfatı. İLE Bıyıkları terlememiş gençler. )
- EMÂRE ile EMMÂRE
- EMÂRE[Ar.] ile/ve/||/<> ESAM/E[< ESÂM/İ / İSİMLER][Ar.]
( Belirti. İLE/VE/||/<> Adlar/isimler. )
- EMBOLİZASYON/EMBOLIZATION[İng.] değil/yerine/= TIKAÇLA(N)MA
- EMBRİYO = RÜŞEYM = EMBRYON
- EMCÂD[Ar. < MECÎD] ile EMCED[Ar. < MECÎD]
( Onur, şeref, haysiyet sahibi olanlar. İLE Daha/pek çok onur, şeref, haysiyet sahibi olan. )
- EMDİRMEK ile/ve/değil/||/<>/> EMZİRMEK
- EMED[Ar.] ile EMEDD[Ar. < MEDD]
( Son, nihâyet. İLE Daha/pek uzun, sürekli. )
- EMEK ile/ve/||/<> EDEP ile/ve/||/<> SABIR
- EMEK ile/ve/<> EKMEK
- EMEK ile/ve/||/<>/> YEMEK( ile/ve/||/<>/> EMEK)
( Emek olmadan, hiçbir şey olmaz.
[Lat.] Nil sine labore. )
- EMEKÇİ ile/ve/||/<>/> EMEKLİ
- EMEKLEME ve/||/<>/>/< MEMEYE EMEKLEME
( İlgili yazı için burayı tıklayınız... )
( )
- EMEL ile/ve/||/<>/< TEMEL
- EMEL ile TÛLE EMEL
- EMERGE SUBMERGE
- EMERJENSİ/EMERCENSİ[İng. < EMERGENCY] değil/yerine/= ACİL
- EMETİK ile EMEZİS ile HİPEREMEZ/İS
( Kusturucu. İLE Kusma. İLE Aşırı kusma. )
- EMEZİS/EMESIS, VOMITING[İng.] değil/yerine/= KUSMA
- EMGEK ile/ve/||/<> EMEK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Zorluk. İLE/VE/||/<> Zorlukları aşmak için harcanan çaba anlamında emek. )
- EMHÂR[Ar. < MEHR] ile EMHÂR[Ar. < MÜHR] ile EMHÂL[Ar. < MEHL]
( Nikâh bedelleri, ayrılma durumunda, hanım eşe verilecek, nikâhta kararlaştırılan para vs. İLE Taylar, at yavruları. İLE Bir şeyin yapılması için verilen fazla zamanlar, mühletler, vâdeler. )
- EMİG ile EMİK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Meme. İLE Ilık. )
- EMİN OLMAK ve/<> ÖZGÜR OLMAK
( TO BE SURE and/<> TO BE FREE )
- EMİN ve/||/<>/> YEMİN
( Eminsek, yemine gerek kalmaz fakat yine de bazen ve bazı koşullarda yemin edilebilir/beklenebilir. [Doğru söz, yeminden ileridir.] )
- BENLİK:
EMİR ALTINDA ile/ve/> SORGULAYAN ile/ve/> SEZGİSEL ile/ve/> BEKLENTİSİZ ile/ve/>
RIZÂ SAHİBİ ile/ve/> RÂZI OLUNAN ile/ve/> SAFLAŞMIŞ
- EMİR EDEN ile/ve/yerine HİZMET EDEN
- EMİR[Ar.] değil/yerine/= BUYRUK/BUYURU
- EMİR ile/ve EDEB
( Emir, edebten üstündür. )
- EMİR ile/ve EDEP/EDEB
( Emir edebten üstündür. )
- EMİR ile/ve/değil GİZİL EMİR
- EMİR-RİCA ile EMİR
- EMLÂ'[Ar. < MELÂ] ile EMLAH[Ar. < MELÎH] ile EMLÂH[Ar. < MİLH]
( Bölükler, kalabalıklar, cemaatler. İLE Son derece güzel, en melâhatli, pek melîh. İLE Tuzlar. )
- EMNİYET[Ar.] STOKU[İng./Fr. STOCK] değil/yerine/= GÜVENLİK YIĞIMI
- EMNİYET ile/ve EMÂNET
( SECURITY vs./and DEPOSIT/ENTRUST )
- EMPATİ:
"ONUN YERİNE DÜŞÜNMEK"
değil
ONUN/ONLAR GİBİ DÜŞÜNMEK/ONUN DÜŞÜNCESİNİ/DUYGUSUNU ANLAMAYA ÇABALAMAK
- EMPATİ:
SANA ve/<> ONA
( Yapılmasını istemediğin şeyi, başkasına yapmamak. VE/<> Sana davranılmasını/yapılmasını istediğin şeyi/biçimde, ona yapmak. )
- EMPATİ[İng. < Yun. EM-PATHY] yerine EŞDUYUM/DUYGUDAŞLIK
- EMPATİK:
ANLAYIŞ ile/ve/||/<> DOĞRULAMA ile/ve/||/<> İRDELEME ile/ve/||/<> KATILIM ile/ve/||/<> YORUMLAMA
- EMPATİ(K) ile AZ EMPATİ(K)-ÇOK EMPATİ(K)/ÇOK EMPATİ(K)-AZ EMPATİK
- EMPİRİK FORMÜL ile MOLEKÜLER FORMÜL
( Bileşiğin en basit oranını gösteren formül. İLE Bileşiğin gerçek atom sayısını gösteren formül. )
- EMPRİZM ile EKSPERİMENTALİZM
( JOHN LOCKE ile ROBERT BOYLE )
- EMR/EMİR[Ar.] ile HABER[Ar.]
- EMR-İ ZÂTÎ ile/ve EMR-İ SIFÂTÎ
- EMSÂL[Ar. < MESEL] ile EMSÂL[Ar. < MİSL]
( Destanlar, öyküler, kıssalar. İLE Örnekler, nümûneler. | Eş, benzer. | Eşler, benzerler. | Katsayı. Kaç katı/misli alınacağını bildiren sayı. )
- EMÜLSİYON/EMULSION[İng.] değil/yerine/= SIVI ASILTI
- EMYÂH[Ar. < MÂ] ile EMYÂ/EMYÂN[Fars.]
( Sular. İLE Para kesesi/çantası. )
- EN ANLAMLI YEMİN ile EN BÜYÜK İNTİKAM ile EN ADİ SÖZ ile EN İYİ YANIT
( Söz vermek. İLE Affetmek. İLE "Seni hiç sevmemiştim." İLE Gülüp geçmek. )
- EN AZ ENERJİ ile/ve/||/<> EN YÜKSEK DÜZENSİZLİK
- EN AZ ENERJİ değil EN YÜKSEK DÜZENSİZLİK
- EN AZ ile EN FAZLA
( MINIMUM vs. MAXIMUM )
- EN AZA İNDİRGEMEK değil EN AZA İNDİRMEK
- EN AZINDAN ... değil EN AZ ...
- EN BAŞLANGIÇTA ile/değil (EN) BAŞINDA
- EN) BAŞTAN ile/değil (EN) BAŞINDAN
- EN BÜYÜK HAYAL değil/yerine EN BÜYÜK ZENGİNLİK
( "Zenginlik". DEĞİL/YERİNE Hayal. )
- EN BÜYÜK KALIT/MİRAS -ile
( DÜRÜSTLÜK )
- EN CESUR ve/||/<> EN GÜÇLÜ ve/||/<> EN MUTLU
( İlk özür dileyen. VE/||/<> İlk affeden. VE/||/<> İlk unutan. )
- EN ÇİRKİN değil EN CESUR
( Lizzie Velasquez )
- [ne yazık ki]
EN ÇOK KONUŞULANLAR:
MAAŞ ve/||/<> MAÇ ve/||/<> MAGAZİN
- EN ÇOK ŞEYE SAHİP OLMAK ile/değil/yerine/>< EN AZ ŞEYE GEREKSİNİM DUYMAK
( Ne kadar az şeye sahip olursak, o kadar az şey, bize "sahip olur". )
( Sahip olmadığı şeylere üzülmeyen ve sahip olduklarına sevinen kişi, akıllı biridir. )
- EN ...:
DERİN GÖL ile BÜYÜK GÖL/DENİZ
( BAYKAL GÖLÜ [1645 m.] [400 metrede oksijen bulunmaktadır.] ile HAZAR GÖLÜ/DENİZİ[Alan: 371.000 km² | Ortalama derinlik: 187 m. / En derin noktası: 1025 m | Oylum: 78.200 km³] )
- EN DORUK/ZİRVE değil DORUK/ZİRVE
- EN FAZLA:
KISKANÇLIK YAPMAK ile/yerine KISKANÇLIK DUYMAK
- EN GÜZEL/ÖZEL YER/LER -ile
( * KAŞMİR )
- EN HIZLI OLAN:
| SES HIZI ve IŞIK HIZI | ile/ve/değil/||/<>/>/< DÜŞÜNCE HIZI
( | [ a0 = 340 m/s ] VE [ c0 = 300.000 km/s ] | İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Sınırsız ve en hızlı. )
( | [ a0 = 1/√K0 g0 ] [ a0 = √ m . Y ] VE [ c = 1/√e0 μ0 ] | İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< ... )
- EN HIZLI UZAYAN TIRNAK ile EN YAVAŞ UZAYAN TIRNAK
( Başparmak tırnağı. İLE Orta parmak tırnağı. )
- EN İYİ ile/ve/<>/>< EN KÖTÜ
( Çalışmaz. İLE/VE/<>/>< İşlemez. )
( Ümit et! İLE/VE/<>/>< Hazırlıklı ol! )
( Not works. VS./AND/<>/>< Not runs. )
( THE BEST vs./and/<>/>< THE WORST )
- EN KISA GECE ile EN UZUN GECE
( 21 - 22 Haziran İLE 21 - 22 Aralık )
( Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilür
Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç saat
Sâbit
En uzun geceyi, gökyüzüyle, yıldızlarla uğraşan, ne bilsin
Sen aşk derdine bağımlı olmuş kavuşamayan âşığa sor ki geceler, kim bilir kaç saat
)
( Şeb-i yeldâda uzar fecre kadar kıssa-i aşk
Ta ki Mecnûn bitirir nutkunu Leylâ söyler
Yahya Kemal Beyatlı )
( ... ile ŞEB-İ YELDÂ )
- EN KISA SÜRE YAŞAYAN BÖCEK ile EN UZUN SÜRE YAŞAYAN BÖCEK
( Balarısı. İLE Tahtakurusu. )
- [ne yazık ki]
EN KÖTÜ HUY ile/ve/||/<> EN BÜYÜK HATA ile/ve/||/<> EN BÜYÜK SAFLIK
( Bazılarının karşısında bile iyi olmaktan vazgeçememek. İLE/VE/||/<> Herkesi, kendimiz gibi zannetmek. İLE/VE/||/<> Her bir kişiye güvenmek. )
- EN OPTİMAL değil OPTİMAL ya da/daha iyisi/Türkçe'si EN ÇOK/YÜKSEK (SEVİYEDE)
- EN SAĞLAM/LAR:
ELMAS ve KENDİNİ TANIMAK/BİLMEK!
- EN SEVMEDİĞİM (ŞEY) ile/değil/yerine PEK/HİÇ SEVMEDİĞİM (BİR ŞEY)
- EN UC NOKTADA ile/ve EN SON NOKTADA
( IN EXTREMIS cum/et IN ULTIMUS )
- EN YÜKSEK MAKAM ve/||/<> EN YÜKSEK HÂL/DURUM
( Bilgi. VE/||/<> Sevgi. )
- ENANTEM ile ENANTEMATÖZ
( [mukozada] Döküntü. İLE Döküntülü [mukoza]. )
- ENBERİ ile ENÖTE
( Çiftyıldızlarda, bileşenlerin kütle merkezine göre çizdikleri elips yörüngede, kütle merkezinin bulunduğu odağa en yakın nokta. İLE Çiftyıldızlarda, yoldaşın, başyıldıza göre çizdiği bağıl yörüngenin, başyıldıza en yakın noktası ya da her bir üyenin kendi yörüngelerinin kütle merkezine en yakın noktası. )
- ENBİYÂ(NEBÎ) ile EVLİYÂ(VELÎ)
( Masum. İLE Mahfuz. )
( Allah, nebîlerini velîlerle teyid etmiştir. )
( Evliyaullah, "Allah dostları" demektir. )
( "Evliyaullah" denilen kişiler, ne korkar, ne de herhangi bir şeyden dolayı üzülürmiş. )
( Evliyâ olacak kişi, Hz. Muhammed'in; Kavl'ine (Kavl-i Muhammedî: Şeriat) Fiil'ine (Fiil-i Muhammedî: Tarikat) Hal'ine (Hal-i Muhammedî: Hakikat) Sır'ına (Sır-ı Muhammedî: Marifet) muhtaçtır. )
( KELÂM-I KİBAR: Velî sözü. )
- ENCALA/ANGELA ERİK'TE:
KIRMIZI ile BEYAZ
- ENCÂM[Ar.] ile/ve/<>/> SERENCÂM[Fars.]
( Son, nihayet. İLE/VE/<>/> Bir işin sonu. | Başına gelen. | Olay/vak'a. )
- HEYET[Ar.]/ENCÜMEN/KOMİTE[Fr. < COMITE]/KOMİSYON değil/yerine/= YARKURUL/ALT KURUL
( Meclis ya da herhangi bir kurultayda, bazı konuları inceleyerek, varılan sonuçları tartışılmak için genel kurula getirmekle görevli, üyeler arasından oluşturulan altkurul. )
- ENDÂD[Ar. < NİDD] ile ENDÂD/ENZÂD[Ar. < NADAD/NAZAD] ile ENDÂHT[Fars.]
( Benzeyenler, eşler, misiller, nazîrler. İLE Onurlu ve düzenli kişiler. | Toprak tabakaları. İLE Atma, atış, atılma. | Silah atma, boşaltma. )
- ENDEMİ ile ENDEMİK
( Yerel ve her zaman görülen [sayrılık]. İLE Yerel, yerleşik. )
- ENDEMİK/ENDEMIC[İng.] değil/yerine/= YÖRESEL
( Belirli bir bölgeye özgü, belirli bir bölgede yetişen. )
- ENDERÛN ile/ve/||/<> DEHTERÛN
- ENDERUN ile/||/<> ENDERÛN MEKTEBİ
( Devlet görevlilerini yetiştiren okul. İLE/||/<> Osmanlı Devleti'nde devlet görevlilerini yetiştirmek için sarayda açılan ve sadece devşirmelerin alındığı okul. )
- ENDİKATÖR/İNDİKATÖR/INDICATOR[İng.] değil/yerine/= GÖSTERGE, BELİRTEÇ,
- ENDO- ile ENDODERM ile ENDOJEN ile ENDOKRİN ile ENDOKRİNOLOJİ ile ENDOKRİNOLOJİK ile ENDOTERMİK ile ENDOTOKSİN
( İç-, iç [ile ilgili]. İLE İç deri, iç tabaka, iç yaprak. İLE İçsel, iç kaynaklı. İLE İç salgı. İLE İç salgıbilim. İLE İç salgıbilim [ile ilgili]. İLE Isı alan. İLE İç ağı/zehir/toksin. )
- ENDOJEN/ENDOGENOUS[İng.] değil/yerine/= İÇ KAYNAKLI
- ENDOPLAZMİK RETİKULUM ile GOLGİ AYGITI
( Gözede protein ve lipid sentezinin yapıldığı organel. İLE Gözede proteinlerin işlenmesi ve paketlenmesinde görev alan organel. )
- ENDOTERMİK (ETKİLEŞİMLER) ile/||/<>/>< EKZOTERMİK (ETKİLEŞİMLERDE)
( Enerji emer. İLE/||/<>/>< Enerji salınır. )
( Isı alan tepkime. İLE/||/<>/>< Isı veren tepkime. )
- ENDÜRASYON ile EREKSİYON ile ENHANCEMENT/ENHANSMENT ile EKSAZERBASYON
( Sertleşme, sertleşim, sertlik. İLE Dikleşme, sertleşme. İLE Güçlenme. İLE Azma, alevlenme. )
- ÜRETİM:
ENDÜSTRİYEL ile/ve/<> ÖZEL
( Özel üretim yapan işletmelerde, ürünler sıfırdan tasarlanarak ya da siparişe özel olarak mühendislik çalışmaları sonucunda ortaya çıkar. Sipariş için gerçekleştirilen tasarım, ürünün sonucuna aktarılacağından dolayı ve hazırda bulunan pek çok tahmin nedeniyle, tüm üretim sürecinde esnek bir yapı olmasını gerektirmektedir. Varolan süreçlerin esnekliği dolayısıyla da, özel üretim yapan işletmeler, ERP sistemlerinden temel olarak esneklik ve çeviklik beklemektelerdir. Endüstriyel üretim yapan işletmeler tarafında ise ürünler, sipariş bazlı olarak ayarlanır. Müşteriler, stokta bulunan bir ürünü sipariş edebilecekleri gibi, önceden tasarlanmış ve katalogda yer alan bazı özellikler ve seçenekleri de satın alınacak ürüne katarak sipariş verebilirler ancak değişiklik istekleri, kataloglar ile sınırlıdır.
Özel üretim yapan firmalar, esneklik ve çevikliğe önem verirken, endüstriyel üretim yapan firmalar daha çok operasyonel verimliliğe odaklanmaktadır. Aynı zamanda, endüstriyel üretim yapan firmalar, üretim süreçlerinde, özel üretim sürecindeki her bir projenin değiştiği durumun aksine, tahmin edilebilirlik ve süreklilikten gelen avantajlara da sahip olurlar. Tahminler ve yansıtmalar sayesinde de, yöneticiler, sonuçları ölçebilirler ve gerektiğinde yönlerini değiştirebilirler. Bu değerler de bulunulan süreçlerin gelişmesini ve tüm zincirin bütünleşmesinin güçlenmesini sağlar. )
- ENERJİ HARCAMAK/BOŞALTMAK ile ENERJİ DENGELEMEK
( SPENDING/RELEASING THE ENERGY vs. BALANCING THE ENERGY )
- ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR değil/yerine/= GÜRE VE DOĞAL KAYNAKLAR
- ENERJİ = ENERGY[İng.] = ÉNERGIE[Fr.] = ENERGIE[Alm.] = ENERGIA[İt.] = ENERGÍA[İsp.]
- ENERJİ ile/ve/değil/yerine KENDİNİ DENETLEYEBİLEN(KONTROL EDEBİLEN) ENERJİ
- ENERJİ = TERSİNEMEZLİK(ENTROPİ[İng. ENTROPY])
- ENERJİ/K değil/yerine/= ERKE/ERKİN, GÜRE/CİL / GÜREL/İ
- ENERJİNİN/BESİNİN:
KAYNAĞI ve/||/<>/> ARACI ve/||/<>/> TAŞIYICISI ve/||/<>/> TÜKETİCİSİ
( Güneş. VE/||/<>/> Toprak. VE/||/<>/> Bitkiler. VE/||/<>/> Hayvan/İnsan. )
- ENFÂL[Ar. < NEFEL] ile ENFÂR[Ar. < NEFÎR]
( Ganimetler, düşmandan alınan mallar, emeksiz kazançlar. İLE Kalabalıklar, halk, cemâatler. )
- ENFARKTÜS[Fr. < INFARCTUS] değil/yerine/= TIKANCA
- ENFEKSİYON ile ENFEKSİYÖZ ile ENFEKTE ile ENFEKTE OLMAK
( Bulaş, bulaşım. İLE Bulaşıcı, bulaşlı. İLE Bulaşlı, bulaşmış. İLE [enfeksiyon etkeni] Bulaşmak. )
- ENFEKSİYON[İng. < INFECTION] değil/yerine/= BULAŞ/İÇBULAŞIM
- ENFLAMASYON/INFLAMMATION[İng.] değil/yerine/= YANGI, YANGILANMA
- ENFLAMASYON ile ENFLAMATUVAR
( Yangı. İLE Yangılı. )
- ENFLASYON ile/ve STAGFLASYON
( ... İLE/VE Ekonominin, durgunluk zamanındaki enflasyon. )
- ENFRARUJ[Fr. < INFRAROUGE] değil/yerine/= KIZILÖTESİ
( Işık tayfında kırmızı alanın ötesindeki alanda yayılmış ısı ışınlarından oluşan, gözle görülmeyen ışınım. )
- ENGEL/SORUN ile/değil/yerine ARA/DİNLENME NOKTASI/VESİLESİ
- ENGEL ile/ve ÇENGEL
- ENGEL(") ile/ve/değil/yerine/||/<> ENGEBE
( Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen neden. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Deprem, yel, sel vb. iç ve dış etmenlerin etkisiyle oluşan yayla, ova, koyak, çukur, dağ vb. biçimlerin bütünü, yüzey biçimleri. )
- ENGELLEME/ENGELLENME ile/ve/||/<> DAĞITMA/DAĞILMA
- ENGELLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ENGELLEMEYİ ENGELLEMEK
- ENGELLEMEK ile/değil/yerine SINIRINI/HADDİNİ BİLDİRMEK
- ENGELLERDE/MÂNİ:
ŞER'Î MÂNİ ile/ve/||/<> TABİÎ'Î MÂNİ ile/ve/||/<> ÖRFE DAYANAN MANİÎ ŞER'Î
- ENGELLEYİCİ ile/ve/değil/yerine/<> ÖNLEYİCİ
- ENGELLİ (mi?) ile/değil ENGELLENEN (mi?) ile/değil ENGELLENMİŞ (mi?)
(
)
- ENGELLİLERE:
"ACIMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DESTEK/YARDIM
- ENGELLİYE:
ACIMAK ile/değil/yerine SAYGI GÖSTERMEK
- ENGEREK YILANI ile MIZRAKBAŞLI ENGEREK YILANI
( ... İLE Dünyanın en zehirli yılanlarındandır. Ilha da Queimada Grande[Brezilya] adasında yaşarlar.[4 bin civarında bulunuyor. Yerleşim bulunmayan adayı, sadece cesâret edebilen bilimkişileri ziyaret ediyor.] )
( )
- ENGEREK ile BATI AFRİKA GABON ENGEREĞİ
( ... İLE En uzun dişe sahip yılanlardır. )
- ENGEREK ile KAFKAS/HOPA ENGEREĞİ
( ... vs. CAUCASIAN VIPER )
( ... cum VIPERA KAZNAKOVI )
- ENGEREK ile KATIRYILANI
( Başı üç köşeli, rengi siyah ya da siyaha yakın, taşlık ve güneşli yerlerde yaşayan zehirli bir yılan. İLE Zehirli bir engerek. )
- ENGEREK ile MOĞOL ENGEREĞİ
- ENGEREK ile ŞİŞEN ENGEREK
- ENGİNAR ile SAKIZ ENGİNAR
- ENGRAFTMAN/ENGRAFTMENT[İng.] değil/yerine/= YAMA TUTMA | YAMALA(N)MA
- ENHÂ'[Ar. < NAHV] ile ENHÂR[Ar. < NEHR]
( Taraflar, yanlar, cihetler. | Yollar. İLE Irmaklar, çaylar. )
- ENİK/ENCİK[Ar.] ile SEG-PEÇE[Fars.]
( Kedi, köpek yavrusu. İLE Köpek yavrusu. )
- ENİNDE-SONUNDA[değil ÖNÜNDE-SONUNDA] ile ENİNE BOYUNA
- ENİNDE SONUNDA değil ÖNÜNDE SONUNDA
- ENİŞTE[Fars. < ANGUŞTE] ile GÖRÜMCE[Fars. < KÖRÜMÇİ < KÖRÜM[:Görmek, bakmak.]
( Varsıl çiftçi, kodaman. | Ablanın/kız kardeşin kocası. İLE Gelin bakmaya giden kadın. )
- ENJEKSİYON ile ENJEKTABL/E ile ENJEKTE ETMEK ile ENJEKTÖR
( İğne yapma. İLE İğneyle verilmeye elverişli. İLE İğneyle vermek. İLE İğne, şırınga. )
- ENKAS[Ar.] ile ENKAZ[ka uzun okunur!][Ar. < NUKZ]
( Daha/pek/çok eksik. İLE Binâ yıkıntıları, moloz. | Eski hayvanların artıkları. )
- ENKERE MİN-HU KEZÂ[Ar.] ile NEKAME MİN-HU KEZÂ[Ar.]
- ENSÂB[Ar. < NESEB] ile ENSÂB[Ar. < NUSUB]
( Soylar, baba tarafından akrabalar/hısımlar. | Logaritma cetvellerinin sayıları. [CEYB(SINUS), TECEYB(COSINUS), MÜMÂS(TANGENT), TAMAM MÜMÂS(COTANGENT), KATI'(SÉQUENCE), TAMAM KATI'(COSÉQUENCE)] İLE Belâlar, şerler. | Putlar, heykeller. )
- ENSÂF[Ar. < NISF] ile ENSAF[Ar. < İNSÂF]
( Yarımlar, yarılar. İLE Daha/pek insaflı. )
- ENSÂL[Ar. < NESL] ile ENSÂR[Ar. < NÂSIR]
( Soylar, evlâtlar, sülâleler. İLE Yardımcılar/muavinler, koruyucular/müdâfîler. )
- ENSÂL[Ar. < NESL] ile ENZÂL[Ar. < NEZL/NEZÎL]
( Soylar, evlâtlar, sülâleler. İLE Soysuzlar, alçaklar, aşağılıklar. )
- ENSÂR[Ar. < NÂSIR] ile ENZÂR[Ar. < NAZAR]
( Yardımcılar/muavinler, koruyucular/müdâfîler. İLE Bakışlar, bakmalar. )
- ENSE YAPMAK ile ENSELENMEK
- ENSELEMEK" ile "TEPELEMEK"
- ENSTALASYON[Fr., İng. < INSTALLATION] değil/yerine/= YERLEŞTİRME
- ENSTRÜMAN[Fr.] değil/yerine/= ÇALGI/MÜZİK ARACI
- ENTARİ ile/ve/||/<> KEFİYE
( [Arap ülkelerinde] Erkeklerin ya da kadınların giydiği uzun ve düz üstlük/giysi. İLE/VE/||/<> Omuzları da örten, kenarları püsküllü bir erkek başörtüsü. )
- ENTEGRE OLMAK/ETMEK değil/yerine/= BÜTÜNLEŞ(TİR)MEK / KAYNAŞ(TIR)MAK
- ENTEL ile ENTELEKTÜEL
- ENTELEKHEIA = KEMÂL-İ EVVEL = ENTELECHY[İng.] = ENTÉLÉCHIE[Fr.] = ENTELECHIE[Alm.] = ENTELEKHEIA[Yun.]
- ENTER-/ENTERO- ile/||/<> COL-/COLİ-/COLO- ile/||/<> İLE-/İLEO-
( Bağırsak. İLE/||/<> Kalın bağırsak/kolon (ile ilgili), kolonik. İLE/||/<> İnce bağırsağın son bölümü ile ilgili. )
- ALAKADAR/ENTERESE ETMEK/EDEN/ETMEZ değil İLGİLENDİRMEK/İLGİLENDİREN/İLGİLENDİRMEZ
- ENTER/O- ile END-
( Bağırsak-, bağırsak [ile ilgili], -arası. İLE Son-, uc[end[-] point], son nokta. )
- ENTER/O- ile ENTERAL/ENTERİK
( Bağırsak-, bağırsak [ile ilgili], -arası. İLE Bağırsak yoluyla, bağırsak [ile ilgili]. )
- ENTRENSEK/İNTRENSEK/İNTRINSİC[İng.] değil/yerine/= İÇSEL
- ENTROPİ ile/ve/||/<> ENTALPİ
( Düzensizlik ölçüsü. [Bir yapının/sürecin düzensizliğini ölçer.] İLE/VE/||/<> Isı enerjisi değişimi. Bir yapının/sürecin toplam enerji içeriği. [Bir yapının/süreçteki toplam enerji miktarını tanımlar.] )
- ENTÜBASYON/INTUBATION[İng.] değil/yerine/= BORU YERLEŞTİRME
- ENTÜBASYON ile ENTÜBE ile ENTÜBE ETMEK
( Borulama. İLE Borulanmış, boru takılmış. İLE Boru takmak. )
- ENÜREZ/İS ile ENÜREZİS NOKTÜRNA
( Sidik kaçırma. İLE Gece işemesi, yatak ıslatma. )
- ENZÂL[Ar. < NEZL/NEZÎL] ile ENZÂR[Ar. < NAZAR]
( Soysuzlar, alçaklar, aşağılıklar. İLE Bakışlar, bakmalar. )
itibarı ile 23.066 başlık/FaRk ile birlikte,
23.066 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(28/94)
(1996'dan beri)