Bugün[22 Ekim 2025]
itibarı ile 13.366 başlık/FaRk ile birlikte,
13.366 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(8/55)


- BHD/BIG HEALTHCARE DATA değil/yerine/= BÜYÜK SAĞLIK VERİSİ


- BHD/BSV BİG HEALTHCARE DATA değil/yerine/= BÜYÜK SAĞLIK VERİSİ


- BI/BIOMEDICAL INFORMATICS değil/yerine/= BİYOMEDİKAL BİLİŞİM


- BİAT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İTİMAT


- bib.[Lat. < BIBE] değil/yerine/= İÇİNİZ


- BİBERON değil/yerine/= EMZİK


- BİBLIOTHERAPY değil/yerine/= OKUMA SAĞALTIMI


- BİBLİYOGRAFYA[İng.] değil/yerine/= KAYNAKÇA


- BİBLİYOGRAFYA değil/yerine/= KAYNAKÇA


- BÎ-ÇÂRE değil/yerine/= ÇARESİZ, ZAVALLI


- BİÇİMLENDİRME (GİRİŞİMİ/ÇABASI) ile/ve/<>/değil/yerine YÖNLENDİRME (GİRİŞİMİ/ÇABASI)


- b.i.d.[Lat. < BIS IN DIE] değil/yerine/= GÜNDE İKİ DEFA


- BİD'AT değil/yerine/= SONRADAN MEYDANA ÇIKAN | PEYGAMBER ZAMANINDAN SONRA DİNDE MEYDANA ÇIKAN


- BİD'AT-I KABÎHA ile/değil/yerine BİD'AT-I HASENE


- BİD'AT-I SEİYYE ile/ve/değil/yerine BİD'AT-I HASENE


- BİDÂYET[Ar.] değil/yerine/= BAŞLAMA, BAŞLANGIÇ


- BİFAZİK/BIPHASIC değil/yerine/= İKİ EVRELİ


- BİFOKAL/BİFOCAL değil/yerine/= İKİ ODAKLI


- BİFÜRKASYON/BİFURCATION değil/yerine/= ÇATALLANMA


- BIG DATA değil/yerine/= BÜYÜK VERİ


- BÎ-GÂNE değil/yerine/= KAYITSIZ, İLGİSİZ


- BİGUDİ değil/yerine/= SARMAÇ


- BÎ[Fars.]-HABER[Ar.] değil/yerine/= ÇAVSIZ


- BİHASEBİL VERASE değil/yerine/= KALITÇILIK NEDENİYLE


- BİL BAKALIM ...:
BEN KİMİM? ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SEN KİMSİN?


- BİLÂ KAYDÜ ŞART/KAYITSIZ ŞARTSIZ değil/yerine/= KOŞULSUZCA/YAZGASIZ KOŞULSUZ


- BİLÂHARE[Ar.]["BİLÂHERE" değil!] değil/yerine/= SONRADAN/DAHA SONRA/SONRALARI


- BİLANÇO[İt. < BILANCIO] değil/yerine/= DENGELEM


- BİLÂSEBEP değil/yerine/= NEDENSİZCE


- BİL/BEYYİNE değil/yerine/= KANITLIK/LA


- BİLDİĞİMİZİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİLMEDİĞİMİZİ

( Bilmeyelim! İLE/VE/||/<>/< Bilelim! )


- BİLDİĞİNE GİDEN ile/ve/değil/yerine/<> BİLMEDİĞİNE GİDEN


- [ne yazık ki]
"BİLDİĞİNİ OKUMAK" ile/değil/yerine/>< GÖRDÜĞÜNÜ OKUMAK

( Gördüğünü okumaya çalışmamak/çalışmayan, bildiğini okumaya neden olur/devam eder. )


- BİLDİĞİNİ:
YAPMAZSAN ile/değil/yerine YAPARSAN

( Sadece zihnin, bir miktar/bölüm bilir. İLE/DEĞİL/YERİNE Her/bir yerin (tam) bilir/yetkindir. )

( Yetersizdir. İLE/DEĞİL/YERİNE Yeterlidir. )


- BİLDİĞİNİ/BİLMEDİĞİNİ GÖSTERMEK İÇİN KONUŞMAK değil/yerine GERİBİLDİRİM

( [not] TO TALK FOR TO SHOW YOUR INFORMATION but FEEDBACK
FEEDBACK instead of TO TALK FOR TO SHOW YOUR INFORMATION )


- BİLDİĞİNİZ GİBİ ile/değil/yerine BİLENLERİN BİLDİĞİ GİBİ


- BİLDİREN ile/ve/değil/yerine BULDURAN


- BİLDİRME ile/değil/yerine ÇEKME/ÇEKİM(CÂZİBE)


- BİLDİRME ile/ve/değil/yerine/<> ÖNERME


- BİLDİRMEK ile/ve/değil/yerine/<> UYANDIRMAK


- ... BİLE ile/değil/yerine/||/<> ... DA


- BİLE değil/yerine/= İLE


- BİLENİN/BİLGENİN/USTANIN/HOCANIN, HER:
[hem] YAPTIĞI/NI ile/ve/<>/||/değil/yerine/hem de DEDİĞİ/Nİ

( Yapma. İLE/VE/<>/||/DEĞİL/YERİNE Yap. )


- BİLGİ ÇOKLUĞU ile/ve/değil/yerine ANLAYIŞI GELİŞTİR(EBİL)MEK


- BİLGİ SORUNU ile/ve/<>/değil/yerine AYDINLANMA SORUNU


- BİLGİ TAŞIYICISI OLMAK ile/değil/yerine/||/<>/>/< ÖĞRENMEYİ ÖĞRENMEK


- BİLGİ (VAROLANI) ile/ve/değil/yerine ANLAM (VAROLANI)

( Taşınan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Özümsenen. )


- BİLGİ/VERİ/HABER:
[ne yazık ki]
YOKSA ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< VARSA

( "Asıp kesme." İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Saygı, sevgi, şefkat, merhamet, anlayış. )


- BİLGİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BİLGELİK/HİKMET

( Geçmiş/mazi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Gelecek/istikbal. )

( [not] Past. VS./AND/but/||/<>/> Future.
Future. INSTEAD OF Past. )

( Ekleyerek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Uzaklaşarak. )

( [not] By adding. VS./AND/but/||/<>/> By retreating.
By retreating. INSTEAD OF By adding. )

( )

( "Bürünerek/giyinerek". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Soyunarak. )

( Knowledge is knowing what to say. AND/||/<>/> Wisdom is knowing whether or not to say it. )

( [not] KNOWLEDGE vs./and/but/||/<>/> WISDOM
WISDOM instead of KNOWLEDGE )


- BİLGİ/VERİ ile/ve/değil/yerine YAKLAŞIK BİLGİ

( Ulaştıklarımız, bilgi değil ancak yaklaşık bilgidir. )


- BİLGİBİLİM/GNOSEOLOJİ[Fr.] ile/değil/yerine EPİSTEMOLOJİ


- BİLGİÇ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BİLGİN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BİLGE

( Bildiğini zannetme, gereksiz/yararsız/yersiz bilgi sahibi olma, zamansız/bağlantısız paylaşma çabası. Bilgi obezi.[Malûmat-füruş/luk] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Âlim. Derin ve geniş bilgilere sahip olan. )

( [Söz(cük)lerin...] Gerçek anlamlarını kullanarak anlaşırlar. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Mecaz anlamlarıyla anlaşırlar. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Kinâye yoluyla anlaşırlar. )

( Bilge olmaya cesaret et![Sapere aude!] / Aklını kullanma cesaretini göster! )

( PEDANT vs. SCHOLAR )


- BİLGİDE/BİLİMDE, ALANDA/KONUDA ASLOLAN/ÖNCELİKLİ OLAN:
"BİLMEMİZ GEREKEN" ile/ve/||/değil/yerine/>< TAKİP EDEBİLMEMİZ/ETMEYE ÇALIŞMAMIZ


- BİLGİLENMEK ile/ve/değil/yerine BİLGİ İŞLEMEK


- BİLGİLERİ/DEĞERLERİ:
KAYIP (ETMEK) ile/değil/yerine/>< KAYIT (ETMEK)


- BİLGİNİN:
BAŞLANGICI ile/değil/yerine SÜRECİ

( Uzmanlaştığını ve doruğa çıktığını sanmak. İLE/DEĞİL/YERİNE İşin başında olduğuna inanır. )


- BİLGİSİZ/CAHİL ile/değil/yerine/>< USLU/AKILLI

( Çaban bile boş. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Dursa da hoş. )


- BİLGİSİZLİĞİN "ESÂRETİ" ile/ve/değil/yerine/||/<> BİLGELİĞİN BEREKETİ


- BİLHASSA/MAHSUS değil/yerine/= ÖZELLİKLE


- BİLİM İNSANI değil/yerine/= BİLİMCİ


- BİLİM ile/değil/yerine BİLİMSEL BİLGİ


- BİLİMBİREYİ ile/ve/değil/yerine DOĞA FİLOZOFU

( Bugünkü anlamda "Bilim" sözcüğünün kullanımı ilk kez ancak 1837 civarında kullanılmaya başlanmıştır. Dolayısıyla 1837 öncesi uğraşlara "doğa felsefesi" ve bu alanda çalışma yapanlara "bilimkişisi" değil "doğa filozofu" tanımı kullanılmaktadır. )

( Âlimin ölümü, âlemin ölümü gibidir. )

( ... ile/ve/değil PERİPATETİK | MEŞŞAİ )

( Görüşmelerimiz sırasında, ... tutarlı bir biçimde, "bilgi kişisi" sözcüklerini kullanıyor ya da bu kavrama göndermeler yapıyordu. Ama bununla ne demek istediğini hiç açıklamamıştı. Bunu, ona sordum.

"Bilgi kişisi, öğrenimin zorluklarına katlanmayı göze almış kişidir," diye yanıtladı. "Acele etmeden, bocalamadan, erk ve bilgi gizlerinin sökülmesi, çözülmesi yolunda, gidebileceği son aşamaya varmış olan bir kişidir."

"Her isteyen, bilgi kişisi olabilir mi?"

"Hayır, herkes olamaz."

"Bilgi kişisi olmak için insan ne yapmalıdır öyleyse?"

"Dört doğal düşmanına meydan okuyup onları yenmelidir."

"O dört düşmanını yenen bir kişi, bilgi kişisi olur mu?"

"Evet. Ancak, dört düşmanının her birini yenebilen kişiye, 'bilgi kişisi' denir."

"Bu düşmanları yenen herkes, 'bilgi kişisi' olur mu?"

"Hepsini yenen herkes, 'bilgi kişisi' olur."

"Bu düşmanlarla savaşıma geçmeden önce, yapılması gereken başka şeyler yok mudur?"

"Yoktur. Her isteyen, bilgi kişisi, olmayı deneyebilir ama çok azı gerçekten başarır bu işi -doğal bir şey bu-. Bilgi kişisi olma yolunda karşılaşılan düşmanlar, gerçekten korkunç şeylerdir; çoğu kişi, yenik düşer onlara."

"Nasıl düşmanlar bunlar, ... ?

Düşmanlar konusunda konuşmak istemedi. Bu konuyu anlamam için daha çok zaman olduğunu söyledi. Sözü değiştirmemek amacıyla benim bir bilgi kişisi olup olamayacağımı sordum. Bunu kimsenin kestiremeyeceğini bildirdi. Ama bir bilgi kişisi olup olamayacağımı gösteren herhangi bir ipucu bulunup bulunmadığını ısrarla sorunca, bunun, o dört düşmanla savaşımımın sonucuna bağlı olduğunu -onları yenebiliyor muyum yoksa onlara yeniliyor muyum- ama o savaşımın sonucunu şimdiden bilmesinin olanaksızlığını belirtti.

"Savaşımın sonucunu görebilmek için büyü yapmak ya da fala bakmak olanaklı mıdır?" diye sordum. Hiçkimsenin, ne araç kullanırsa kullansın, bu savaşımın sonucunu önceden bilemeyeceğini, kesin bir dille anlattı. Neden olarak da bilgi kişisi olmanın, geçici bir şey olduğunu gösterdi. Bu noktayı açıklamasını istediğimde, yanıtı şöyle oldu:

"Bilgi kişisi olmak sürekli değildir! Bir kişi, tam olarak bilgi insanı olamaz. Ancak, çok kısa bir an için olunuverir. Dört düşmanı yendikten sonra!"

"Söylesene, nasıl düşmanlar bunlar?"

Yanıt vermedi. Yine üsteledim ama konuyu değiştirdi ve başka şeyler anlatmaya başladı.

 

( Ertesi gün... )

 

Gitmeye hazırlanıyorken, birden, bilgi kişinin düşmanlarını yine sormak geldi içimden. Uzun süre uzakta kalacağımı, söyleyeceklerini yazarsam, bu konuları düşünme fırsatını bulabileceğimi anlatarak onu ikna etmeye çalıştım.

Bir süre, ikircikli, bekledi; sonra konuşmaya başladı:

"Bir kişi, öğrenmeye başlayınca, amaçlarının neler olduğunu kesin olarak bilmez. Başka bir niyeti vardır, amaçları belirgin değildir. Hiçbir zaman gerçekleşemeyecek ödüller ummaktadır. Çünkü, öğrenmenin "zorluklarını" bilmiyordur henüz."

"Yavaş yavaş öğrenmeye başlar -önceleri azar azar, sonra da büyük parçalar halinde-. Çok geçmeden, düşünceleri çatışır. Öğrendiği şey, umduğu, düşlediği gibi çıkmamıştır; bu durum, onu korkutur. Öğrenim, hiç de beklendiği gibi olmamıştır. Öğreniminin her adımı, yepyeni görevler yükler kişiye; kişinin korkuları, acımasızca birikir, baş kaldırır. Bir savaş alanına döner yaşamı.

"İşte, doğal düşmanların birincisiyle böyle karşılaşılır: Korkuyla! Yenmesi güç, hain, korkunç bir düşmandır korku. Tüm yol boyunca saklanır, ummadığın yerlerde, sinsi sinsi bekler seni. Eğer, onu karşında gördüğün zaman, kaçmaya başlarsan, unut artık bilgiye ulaşmayı."

"Korkup kaçan kişiye ne olur?"

"Bir şey olmaz. Ama öğrenemez bir daha. Korkusunu göğüslemesi, korkusuna karşın, öğrenme yolunda, bir adım daha ilerlemeyi göze alması gerekir. Bir adım daha, bir adım daha. Korkuyla dolmalı... Evet! Ama korksa da ilerlemeyi sürdürmeli, durmamalı! Bu işin yöntemi böyledir! Bu birinci düşmanın, pes edeceği bir an gelecektir. Kişiye, güven gelir. Niyeti daha da güçlenir. Öğrenmeyi, öyle korkutucu bir şey gibi görmez artık."

"Bu sevinçli an gelince, birinci doğal düşmanını yendiğini çok iyi bilir kişi."

"Hemen mi olur bu, yoksa, azar azar mı?

"Azar azar olur ama korkusunun kaybolması çabuk olur. Birdenbire olur."

"Ama yeni bir şeyler gelirse başına, yine korkmaz mı kişi?"

"Hayır. Korkusunu, bir kez yitirmeyegörsün. Kişi, artık yaşamında korku nedir bilmez. Korkunun yerini, zihin berraklığı alır -korkuyu silen bir zihin berraklığı-. Artık, o kişi, ne istediğini biliyordur; o isteklerini nasıl doyuracağını da biliyordur. Yeni öğrenimleri kazanmak için adımlarını nasıl atması gerektiğini sezer; her şey apaçık çıkmıştır ortaya. Artık, hiçbir şey saklı değildir bu kişiden."

"Bu da, ikinci düşmanın karşısına çıkarır onu: Berraklık! Ulaşılması, o denli zor olan zihin berraklığı, korkuyu kovar ama kör eder insanı aynı zamanda."

"Kişinin, kendinden kuşku duymasına yol açar, istediği şeyi yapabileceği inancını verir ona. Çünkü, o kişi, artık, herşeyi apaçık görebilmektedir. Berraklığın yüreklendirdiği kişi, bir türlü durmak bilmez. Ama büyük bir hata yapmaktadır. Bu işin, bir eksik yanı vardır. Kişi, kendini bu sözde erke bırakırsa, ikinci düşmanına boyun eğmiş sayılır. Ve öğrenme diye bir şey kalmaz. Sabırlı olması gereken yerde aceleci olacak ya da acele edilmesi gereken yerde sabırlı olmayı yeğleyecektir. Zaman gelecek, artık, yeni bir şey öğrenme yetisini yitirecektir."

"Bu tür bir yenilgiye uğrayan kişiye ne olur? Ölür mü?"

"Hayır, ölmez. İkinci düşmanı, bu kişinin, bir bilgi insanı olma çabasını kösteklemiştir; artık, bu kişi, bilgi insanı olmayı istemek yerine, devingen, kıvrak bir savaşçı olmayı yeğleyebilir. Ya da soytarı olmayı. Ne var ki, kendine pek pahalıya mal olan o berraklık, hiçbir zaman karanlığa ve korkuya dönüşmeyecektir. Yaşam boyunca, her şeyi açıkça görecektir ama yeni bir şey öğrenemeyecektir, öğrenme özlemi çekmeyecektir."

"Ama yenilmemek için yapabileceği bir şey yok mudur?"

"Korkuyu nasıl aşmışsa yine öyle yapmalıdır. Berraklığa, meydan okumalıdır. Elde ettiği berraklığı, önünü daha iyi görüp yeni adımlarını ona göre atmak için kullanmalıdır. En önemlisi de, berraklığının, bir yanlışlık sonucu ortaya çıktığını düşünmelidir. Ve öyle bir an gelecektir ki, bu berraklığın, gözleri önündeki bir noktadan başka bir şey olmadığını anlayacaktır. Böylece, ikinci düşmanını da yenmiş olacaktır. Artık, hiçbir şeyin, ona zarar veremeyeceği bir yere ulaşacaktır. Bu, bir hata olmayacaktır. Bu, gerçek bir erk(güç) olacaktır."

"Bu yere ulaşınca, ardından koştuğu erke, sonunda kavuştuğunu bilecektir. Ne isterse yapar artık bu erkle. Dostu, onun buyruğundadır artık. Ne isterse, yasa odur. Çevresinde ne varsa görmektedir. Ne var ki, üçüncü düşman dikiliverir karşısına: Erk!

"Düşmanların en güçlüsüdür erk. En doğal şey, ona boyun eğmektir. Öyle ya... O kişinin buyruğunda değil midir erk!? Buyurur; kimi sakıncaları göze ala ala, kendi yasalarını, kendi yapar. Çünkü, buyruk ondadır."

"Bu durumdaki biri, yaklaşmakta olan üçüncü düşmanın, pek farkına varmaz. Bir bakmışsın, birdenbire, haberi bile olmadan yitivermiş savaşımı. Düşmanı, onu, kıyıcı, tutarsız bir adam haline getirivermiş..."

"Erkini yitirir mi?"

"Hayır, berraklığını da erkini de hiçbir zaman yitirmez."

"Bilgi kişinindan farkı nedir, öyleyse?"

"Kendi erkine yenilen bir kişi, onu, doğru dürüst yönlendiremeden ölür gider. Yazgısının üstüne, yük gibi biner erki. Böyle biri, kendini yönetemez ve bilmez erkini, ne zaman ya da nasıl kullanması gerektiğini."

"Bu düşmanlardan birine yenilirsen, bu kesin bir yenilgi mi demektir?"

"Evet, kesin yenilgi olur bu. Bu düşmanlardan biri, insanı yenmeyegörsün, artık yapılabilecek bir şey kalmaz."

"Örneğin, erke yenilen bir kişi, yanlışını görerek, durumu düzeltebilir mi?"

"Düzeltemez. Bir kere yenilmeyegörsün, işi bitmiştir artık."

"Ya geçiciyse erke aldanması; ya erki teperse zamanında?"

"Savaşım sürüyor sayılır o durumda. Hâlâ 'bilgi insanı' olmaya çalışıyor demektir bu. Artık, hiç çabalamıyorsa, kendini koyuverirse yenilmiş olur bu kişi ancak."

"Ama bir insan yıllarca korkuya yenik düşebilir ve sonunda korkusunu yenebilir."

"Hayır, doğru değildir bu. Korkuya kapılırsan, korkuyu yenemezsin; çünkü, öğrenmekten ürküyorsundur, öğrenmek için çaba göstermiyorsundur. Ama korkusunun içinde yıllar boyunca sürdürürse öğrenme çabasını, ola ki, korkusunu yenebilir. Çünkü, kendini, korkuya tümüyle bırakmamıştır."

"Üçüncü düşmanı nasıl yeneriz?"

"Ona karşı çıkarak. Bile bile... Kendimizin olmadığını kavrayarak. Tüm öğrendiklerimizi, dikkatle ve inançla kullanarak, sürekli olarak sınırlarımızı zorlamayarak... Kendimizi denetleme durumunda, berraklığın ve erkin, hatalardan da kötü olduğunu görebilirsek, her şeyi denetimimiz altında bulundurduğumuz bir noktaya erişebiliriz. İşte, o noktada, erkimizi nasıl ve ne zaman kullanabileceğimizi biliriz. Üçüncü düşmanı böylece yenmiş oluruz."

"Bu da kişiyi, öğrenim yolculuğunun sonuna getirir. Bir de ne görürsün! Sonuncu düşman, karşına dikilmiş durmaktadır: Yaşlılık! Düşmanların en acımasızıdır bu. Hiçbir zaman, tümüyle yenemeyeceğimiz bir düşman... Sürekli olarak savaşıp uzak tutmaya çalışmaktan başka yapılacak bir şey yoktur."

"İşte, bu dönemde, kişi, hiçbir şeyden korkmaz; zihni berraktır, sabırsız değildir -tüm erkleri denetimi altındadır-. Ne var ki, bu dönem, aynı zamanda, boyun eğmeyen bir dinlenme isteğinin ortaya çıktığı bir dönemdir. Bir yere uzanmak, unutmak isteğine bırakırsa kendini; yorulur yorulmaz, sürdürdüğü çabayı bırakırsa, son olanağını kaybetmiş olur. Titrek, yaşlı bir yaratık durumuna sokuverir onu düşmanı. Çekilme arzusu, tüm berraklığını, erkini ve bilgisini bastırır."

"Ama kişi, silkinir de yorgunluğundan sıyrılır, yaşamının gereklerini sürdürürse, bu son yenilmez düşmanıyla savaşımda bir an bile olsa başarılı olursa, işte o zaman 'bilgi insanı' olmuş demektir. Berraklığın, erkin ve bilginin egemen olduğu bu an, yeterlidir onun için." )


- [ne yazık ki]
| KİŞİSEL(KENDİNİ İSPAT) "...DIR!"I
ile
TAHMİN "...DIR!"I |
ile/değil/yerine/><
BİLİMSEL "...DIR!"

( KOŞAÇ: Ad tümcelerinde özne ile yüklemi birleştiren, yükleme güçlü olasılık, olumluluk, olumsuzluk, süreklilik, kesinlik kavramları veren -dır / -dir eki ya da değil sözcüğü. )


- BİLİMSEL YÖNTEM ile/ve/değil/yerine/<>/< BİLİMSEL TUTUM


- BİLİMSEL ile/ve/<>/değil/yerine OLANAKLI


- BİLİNCİ ...:
[ne yazık ki]
BELİRLİ BİR YAŞTA KALMAK
ile/değil/yerine/><
BELİRLİ BİR YAŞTA DURDURMAK


- BİLİNÇLİ" YEĞLEME/TERCİH ile/değil/yerine YEĞLEME/TERCİH

( Bağlam, "bilinçli" olup olmamak üzerinden değil bir karar ya da davranışın/tutumun, "yönelimli, amaçlı, kasıtlı" olduğunu belirtmek üzere "yeğlemek" tek başına bunu karşıladığından, yeterli ve geçerli olduğundan, farkındalık yansıttığından, "yeğlemenin/tercihin" önüne yeğlemeyi "güçlendireceği/destekleyeceği" varsayılan/sanılan bir sözcük daha gerekmemektedir/kullanılmamalıdır. )


- BİLİNÇLİ ile/değil/yerine BİLİNÇLENMİŞ


- BİLİNEBİLİR OLDUĞU ZANNEDİLEN/İDDİA EDİLEN ile/değil/yerine BİLİNEBİLİR OLAN


- BİLİNEMEZ ile/değil/yerine BELİRSİZ

( [not] NOT ABLE TO KNOW (/AGNOSTIC) vs./but UNKNOWN/INDEFINITE
UNKNOWN/INDEFINITE instead of NOT ABLE TO KNOW (/AGNOSTIC) )


- BİLİNMEYENLE İLGİLENMEK ile/ve/<>/değil/yerine BİLİNENLE İLGİLENMEK

( [not] TO BE INTERESTED IN KNOWN vs./and/<>/but TO BE INTERESTED IN UNKNOWN
TO BE INTERESTED IN UNKNOWN instead of TO BE INTERESTED IN KNOWN )


- BİLİYORSUNUZ değil/yerine BİLENLER, BİLİR


- BİLİYORSUN(UZ)DUR ... ile/ve/değil/yerine ANIMSIYORSUN(UZ)DUR ...


- BİLLUR/KRİSTAL değil/yerine/= ÖRÜT/KIRILCA


- BİLMECE ile/ve/değil/yerine/<> BULMACA


- [bilmecede] HECE:
"GECE" ile/değil/yerine/>< "GÜNDÜZ"

( Çözemeyene. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çözene. )


- BİLMEDİĞİNDEN KORKMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> BİLDİĞİNDEN KORKMAK

( HAVF ile/ve/değil/yerine HAŞYET )


- BİLMEK ile/ve/değil/yerine ANLAŞILIR KILABİLMEYİ BİLMEK

( [not] TO KNOW vs./and/but TO KNOW TO GET COMPREHENSIBLE
TO KNOW TO GET COMPREHENSIBLE instead of TO KNOW )


- BİLMEK ile/ve/değil/yerine BECERMEK


- BİLMEK ile/değil/yerine BİLMEK

( "Etkinlik". İLE/DEĞİL/YERİNE Dayanakçalı. )


- BİLMEK ile/ve/<>/değil/yerine NEREDE BULACAĞINI/BULABİLECEĞİNİ BİLMEK

( Bulunduğumuz bu dönemin/çağın olanakları içinde bilgileri bellemek değil nerede ve nasıl [kısa sürede ve kolay] doğrudan bulabileceğini bilmektir. )

( [not] TO KNOW vs./and/<>/but TO KNOW, WHERE TO FIND
TO KNOW, WHERE TO FIND instead of TO KNOW )


- BİLMEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İLGİLENMEMEK


- BİLMEYEN ile/değil/yerine BİLEN

( Direnir, isyan eder.[hemen hemen her şeye] İLE/DEĞİL/YERİNE Tâbi olur/olabilir.[doğaya, evrene, düzene, bilgiye, insana ...] )


- BİLMEYENLERİN "ALKIŞI" değil/yerine/>< BİLENLERİN "ELEŞTİRİSİ"


- ... BİLMİNİ BİLMEK ile/ve/değil/yerine (EN AZINDAN) ... BİLMİNİN SONUÇLARINI BİLMEK


- BİLMİYORUM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİLİMYORUM


- BİLMUVAFAKAT değil/yerine/= ONAMAYLA/ONAYLAMAYLA


- BİLMÜZÂKERE[Ar.] değil/yerine/= GÖRÜŞLEŞEREK


- ENDİREKT/İNDİREKT/INDIRECT[İng.]/BİLVÂSITA[Ar.] değil/yerine/= DOLAYLI


- BIMANUAL değil/yerine/= İKİ ELLE


- BIMODAL değil/yerine/= İKİ DURUMLU


- b.i.n.[Lat. < BIS IN NOCTE] değil/yerine/= GECEDE İKİ DEFA


- BİN LOKMA, BİN HIRKA" ile/değil/yerine/>< BİR LOKMA, BİR HIRKA


- 1000 TARAKTA BEZİ OLMAK/OLAN ile/değil/yerine/>< 10 PARMAĞINDA, 10 MARİFET(İ OLAN)


- BİN ZAHMET ile/değil/yerine/></< BİR HOŞ SÖZ


- BİNDİĞİM/İZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;/< BİLDİĞİM/İZ

( Gövdemiz. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Zihnimiz. )


- Bİ-NİŞAN[Fars.] değil/yerine/= NİŞANSIZ


- BINOCULAR değil/yerine/= ÇİFT GÖZLE


- BIOCOMPATIBILITY değil/yerine/= DİRİM GEÇİMLİLİĞİ


- BIOFEEDBACK değil/yerine/= DİRİMSEL GERİBİLDİRİM


- BIOINFORMATICS değil/yerine/= BİYOBİLİŞİM


- BIOMARKER değil/yerine/= DİRİMSEL BELİRTEÇ


- BIPLANAR değil/yerine/= İKİ DÜZLEMLİ


- BİPOLAR/DİPOLAR değil/yerine/= İKİ KUTUPLU


- BİR AN EVVEL/BİR AN ÖNCE değil/yerine/= KIPICAK


- BİR DURUMA ya da SÖYLENİLEN SÖZE, GERİBİLDİRİMDE:
(BEN) "ANLAMADIM" ile/değil/yerine/||/<>/> "ANLAM VEREMEDİM"


- BİR DURUMU:
KONU ETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DİLE GETİRMEK


- BİR DÜŞÜNCEYİ:
"BESLEMEK" ile/ve/değil/yerine SADECE BİLMEK


- BİR DÜŞÜNCEYİ "SAVUNAN" ile/değil/yerine/>< BİR DÜŞÜNCEYE SAHİP OLAN

( Ötekileştirir, ayrıştırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bizleştirir ve birleştirir. )


- BİR HAYLİ/HAYLİ değil/yerine/= EPEYCE/OLDUKÇA


- BİR İŞİ/N:
"UCUNDAN TUTMAK" ile/değil/yerine/>< "OMUZLAMAK"


- [1 kg.] GÜLYAĞI İÇİN:
10 - 12 ton değil/yerine 3 - 4 ton

( Eski olanaksızlıklarla, 10 - 12 ton, gül gerekirdi. DEĞİL/YERİNE Günümüzdeki olanaklarla[teknoloji ve gülcülüğün gelişimiyle] 3 - 4 ton, gül yetmektedir. )

( Gülsuyu ve gülyağı çıkarmak için yılda, sadece bir ay [Mayıs'ın ortası ile Haziran ortası arasında] gece-gündüz, 24 saat durmaksızın yoğun çalışılır. )


- | 1 KİLO PAMUK ile 1 KİLO DEMİR |
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
1 KİTAP

( )


- BİR KONU/OLGU/DURUM/YAZI/SÖZÜ ANLAMAK ile/ve/değil/yerine (ONU) YAŞAMAK


- BİR KONUYU/OLGUYU:
KENDİNE("BANA") GÖRE DÜŞÜNMEK/ÇÖZÜMLEMEK/YORUMLAMAK ile/ve/değil/yerine O KAVRAMI (/N İÇİNDE) KONUŞMAK


- BİR OLAY/DURUM:
ÖNCESİNDEKİ DÜŞÜNCE/SÖZ/YORUM ile/değil/yerine SONRASINDAKİ DÜŞÜNCE/SÖZ/YORUM


- BİR ORTAMDA "TAKILMAK" ile/değil/yerine BİR/KAÇ ORTAMA KATILMAK


- BİR ŞEY KONUŞMAK ile/ve/değil/yerine BİR ŞEYİ/ŞEYLERİ KONUŞMAK


- BİR ŞEY OLUŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< OLUŞ

( [not] BEING SOMETHING vs./and/but/||/<>/>/< BEING
BEING instead of BEING SOMETHING )


- BİR ŞEY "YEME/ATIŞTIRMA" "İSTEĞİ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ACIKMAK


- BİR ŞEYDEN[ÜRÜN/HİZMET]) MEMNUN OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> (BİR ŞEYİN[ÜRÜN/HİZMET]) (SİZİN İÇİN) UYGUN OLMASI


- BİR ŞEYE/ŞEYLERE) KARŞI OLMAK İÇİN/ÜZERE ile/ve/değil/yerine (BİR/BİRÇOK) YANLIŞA İŞARET ETMEK İÇİN/ÜZERE


- BİR ŞEYİ ANLAMAK ile/ve/<>/değil/yerine ANLAMAYI ANLAMAK


- BİR TANE DAHA RİCA EDEYİM değil/yerine ÇOK GÜZELMİŞ[Bir tane daha alabilirsem memnun olurum tabii anlamında]


- BİR YANLIŞI:
"BİLEREK YAPMAK"
ile/değil/yerine/><
BİLMEDEN YAPMAK

( Belirleyici olan, bulunç/vicdandır. )


- BİR YERE ULAŞMAK ile/değil/yerine BULUNDUĞUN YERDE KALMAMAK


- BİR YERLİ OLMAK ile/ve/değil/yerine YAŞADIĞI/YAŞAMAK İSTEDİĞİ YERLİ OLMAK(YERE AİT OLMAK)

( Tanışmalarda da ikincil/üçüncül[/ya da yeri kaçıncı sıradaysa] konulardandır. Kişinin zihnindeki, coğrafî ve kültürel arkatasarla/geçmişle ve kabulle ilgili bir durumdur. Kişiler, sorulduğu için yanıtlamak zorunluluğunda bırakılmamalıdır. Nerelisin sorusu da sorulmaması gereken sorulardandır. "Nerelisin?" yerine "Nerede yaşıyorsun?" sorusu daha anlamlıdır. İletişim ve paylaşımlarda kişinin yaşadığı ya da yaşamak istediği yeri düşünmesi ve o düşündüğü yerle özdeşleşmesi ve buna göre beyanda bulunma olanağı/fırsatı verilmelidir. )


- BİRBİRİMİZE ...:
"DÜŞMEK" değil/yerine/>< "DÜŞKÜN OLMAK"


- YAŞAMAK:
BİRBİRİMİZİ İDARE EDEREK ile/ve/değil/yerine/<> UZLAŞARAK (ORTAK NOKTALARDA/ALANLARDA BULUŞARAK)


- BİRBİRİNDEN AYRI DEĞİL! ile/ve/değil/yerine BİRBİRİNE UZAK DEĞİL!


- BİRBİRİNDEN:
"KOPUK" ŞEYLER ile/ve/<>/değil/yerine AYRI ŞEYLER


- [ne yazık ki]
!"BİRBİRİNE DÜŞMEK" değil/yerine/>< BİRBİRİNİ DÜŞÜNMEK


- BİRBİRİNİ:
BİLMEK ile/ve/<>/değil/yerine ANLAMAK

( Dinlemeyi/görmeyi/okumayı gerektirir. İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Tanışmayı gerektirir. )


- 1.5 - 2 YAŞINDAKİ, DIŞARI ÇIKMAK İSTEMEYEN ÇOCUĞA:
"DIŞARI ÇIKIYORUZ/ÇIKALIM MI?" DEMEK/SORMAK değil/yerine "TAVŞAN GİBİ Mİ, SİNCAP GİBİ Mİ ÇIKALIM?


- BİRDENBİRE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZAMANLA

( Çok az şey. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Çoğu şey. )


- BÎ-RENG değil/yerine/= İLÂHÎ CEVHER


- BİREŞİM/SENTEZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇÖZÜMLEME/ANALİZ

( Birleşik nesnelerin oluşturulması. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Nesnelerin bileşenlerine ayrılması. )


- BİREŞİM/TEVHİD:
SEVGİLİNİ, HERŞEYDE/HER YERDE GÖRMEK değil/yerine HERŞEYDE/HER YERDE, SEVDİĞİNİ ANIMSAMAK

( Bir yâr için ağyâra minnet ettiğim ayıb eyleme
Bağ-ı bân bir gül için bin hâra[dikene] hizmetkâr olur )


- SANAT:
BİREYLERİ/TOPLUMU ...
ŞAŞIRTMAK (İÇİN) ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KIŞKIRTMAK (İÇİN)


- BİREYSEL DİN ile/ve/değil/yerine DİNİN, BİREYSEL OLAN YÖNÜ/YAN(LAR)I


- BİRİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DİRİ


- BİRİG[Fars.] değil/yerine/= ÜZÜM SALKIMI


- BİRİNCİ DALGA" ... ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRİNCİ DÖNEM


- BİRİNDEN VAZGEÇMEK ile/ve/değil/yerine/>< BİRİNİ AFFETMEK

( Hiçbir zaman affedemeyeceğimizi zannettiğimizde. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Hiçbir zaman vazgeçemeyeceğimizi anladığımızda. )


- BİRİNE:
2 KEZ (VE ÜZERİ) BAKMAK ile/ve/değil/yerine 1 KEZ BAKMAK


- BİRİNE, BİR ŞEY(LER)İ:
LÜTÛF ETMEK değil/yerine/>< (O) KİŞİNİN DEĞERİNİ BİLEREK, BİR ŞEY(LER)İ PAYLAŞMAK


- (BİRİNİ, BİR ŞEYİ) "GÜZEL BULMAK" ile/değil/yerine GÜZELİ BULMAK

( Yanılabilirsin. İLE/DEĞİL/YERİNE Yanılmazsın. )


- BİRİNİ BULMAK ile/ve/değil/yerine BİRBİRİNİ BULMAK


- BİRİNİ SEVMEK İSTİYORUM! ile/ve/değil/yerine BENİ SEVEN/SEVECEK, SEVEBİLECEĞİM BİRİNİ (SEVMEK) İSTİYORUM!


- BİRİNİ TANIMA:
BAŞKALARININ, ONUN HAKKINDA "SÖYLEDİKLERİ" ile/değil/yerine ONUN, BAŞKALARI HAKKINDA SÖYLEDİKLERİ


- BİRİNİN:
"EŞİ/SEVGİLİSİ/DOSTU/ARKADAŞI/KARDEŞİ VS." OLMAK ile/değil/yerine/||/<>/< (SADECE VE YETERİNCE) SEVİYOR(/SEVGİNİ GÖSTERİYOR/YAŞIYOR/YAŞATIYOR) OLMAK

( [ne yazık ki] "Yetersiz" gelebilir. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Herşey için yeterlidir. )


- BİRİNİN ...:
NE DEMEK İSTEDİĞİNİ ANLAMAK(/ANLAMAYA ÇALIŞMAK)
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
NE DEDİĞİNİ ANLAMAK(/ANLAMAYA ÇALIŞMAK)


- BİRİNİN, SANA/ONA/BİZE ...:
NE/LER VERE(BİLE)CEĞİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< NELERDEN VAZGEÇEBİLECEĞİ


- BİRİYLE YAKIN OLABİLMEK/KALABİLMEK İÇİN:
KELEPÇE ile/değil/yerine KANAT

( O kişinin/kişilerin uçabilmesine karşın yanına konuyor(lar)sa seninle birliktedir. )


- BİRLEŞİK ARAP EMİRLİĞİ'NDE:
SHARJAH ile/ve/değil/yerine/||/<> ÖTEKİ ALTI EMİRLİK

( En sert İslâmî/şerî kuralların uygulandığı emirlik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> ... )


- BİRLİK ile/ve/değil/yerine AŞILMIŞ BİRLİK


- BİRMANYA/BURMA değil/yerine/= MYANMAR

( MYANMAR: Güçlü ve hızlı insan/kişiler ülkesi. )


- BİRŞEYLERİ:
ERTELEMEK ile/değil/yerine/>< ÖNCELLEMEK

( TEHİR[< AHAR] ile/değil/yerine/>< TEVİL[< EVVEL] )


- BİSİKLET:
KALDIRIMDA değil/yerine YOLDA


- BİSİKLET TEKER TELLERİ:
OLAĞAN DİZİLİŞLİ ile/değil/yerine TUR DİZİLİŞİ


- BİSİKLET TEKER TELLERİ: OLAĞAN DİZİLİŞLİ ile/değil/yerine TUR DİZİLİŞİ


- BİSİKLET:
UZAK YERLER İÇİN ile/ve/değil/yerine/||/<> YAKIN YERLER İÇİN

( 5-6 km. çapındaki tüm çevrenize, hiçbir zorlanma ve sıkıntı çekmeden, çevreyi de gereksiz yere kirletmeden bisikletle ulaşmak olanaklıdır. )


- BİSİKLET/VELESPİT[Fr.] değil/yerine/= ÇİFTTEKER


- BİSİKLETİ:
HIZLI KULLANIM değil/yerine SAKİN/YAVAŞ KULLANIM


- BİSİKLETTE:
ELDİVEN ve/değil/yerine KESİK PARMAKLI ELDİVEN

( Soğukta. VE/DEĞİL/YERİNE Her koşulda. )


- BİSİKLETTE:
MAYO ile/ve/değil/yerine TAYT


- BİSİKLETTE:
ÖN FREN ile/ve/değil/yerine ARKA FREN

( )


- BİŞNEV[Fars.] değil/yerine/= DİNLE!


- BIT/INFORMATION AND COMMUNICATION TECHNOLOGİES değil/yerine/= BİLİŞİM VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ


- BITCOIN değil/yerine/= DİJITAL PARA BİRİMİ


- BİTEVİYE/MÜTEMADİYEN[Ar.] değil/yerine/= ARALIKSIZ, SÜREKLİ


- BİTİK ile/ve/değil/yerine/||/<> YİTİK


- BİTİRMEK ile/değil/yerine TAMAMLAMAK

( Yapılan birçok işte/ilişkilerde, "bitirmek" yerine "tamamlamış/tamamlanmış" olduğu düşüncesi/sözcüğü çok daha yerindedir. )

( TO END/FINISH vs. TO COMPLETE )


- BİTÜM[Fr.] değil/yerine/= YERSAKIZI

( Keskin bir koku, alev ve koyu duman çıkararak yanan, karbon ve hidrojen bakımından çok zengin doğal yakıt maddelerinin genel adı. | Yol kaplamasında, kâğıt ve çatıların su geçirmez duruma getirilmesinde, kömür tozundan briket yapımında vb.de kullanılan, doğal ısıda katı, yoğunluğu bire yakın, koyukestane renginde madde. )


- BIVAD/BIVENTRICULAR ASSIST DEVICE BIVENTRİKÜLER değil/yerine/= DESTEK AYGITI, İKİ KARINCIĞA DESTEK AYGITI


- BIVALENT değil/yerine/= İKİ DEĞERLİKLİ


- BİYOLOG değil/yerine/= DİRİMBİLİMCİ


- BİYOLOJİ[İng. < BIOLOGY] değil/yerine/= DİRİMBİLİM/DİRİLBİLİM


- BİYOLOJİK SAAT değil/yerine/= DİRİMSEL ÖYEN


- BİYOLOJİ/K değil/yerine/= DİRİMBİLİM/SEL


- BİYOLOJİK değil/yerine/= DİRİMSEL


- BİYONİK[İng. < BIONIC] değil/yerine DİRİMKURGU


- BİYOPSİ/BIOPSY değil/yerine/= PARÇA ALIMI


- BİYOSANTRİK değil/yerine/= DİRİMÖZEKÇİ


- BİYOSENTRİZM değil/yerine/= DİRİMÖZEKÇİLİK


- BİYOSFER değil/yerine/= DİRİMYUVAR


- BİZ/DE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİREY/DE


- BİZİ:
KİMİN İNCİTTİĞİ ile/değil/yerine/>< KİMİN GÜLDÜRDÜĞÜ :)


- BİZİ SEVENİN:
NE/LER VERECEĞİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NE(LER)DEN VAZGEÇEBİLECEĞİ


- BMI/BMG BODY MASS INDEX değil/yerine/= GÖVDE KÜTLE GÖSTERGESİ


- BLENDER[İng.] değil/yerine/= PARÇALAYICI VE KARIŞTIRICI


- BLOCKCHAIN değil/yerine/= BLOK ZİNCİR


- BLOKAJ/BLOCKADE değil/yerine/= ENGELLEME, DURDURMA


- BLOKER/BLOCKER değil/yerine/= ENGELLEYİCİ


- BLOKLAMAK değil/yerine/= ENGELLEMEK


- BLUTUT/BLUETOOTH BLUETOOTH değil/yerine/= YAKIN ALAN RADYO FREKANSI


- BN/BATCH NUMBER değil/yerine/= PARTİ NUMARASI


- BÖBÜRLENME! ve KİBİRLENME! ve KÖPÜRME! değil/yerine/>< ABART! ve ÇOĞALT! ve PARLAT!

( )


- BÖBÜRLENME değil/yerine/>< KENDİNİN/KİŞİNİN/İNSAN(IN) DEĞERİ(Nİ) BİLMEK, ONUR/GURUR DUYMAK


- BADİ GARD[İng. < BODYGUARD] değil/yerine/= KORUMA


- BOL EKMEK, AZ YEMEK değil/yerine (YETERİNCE) YEMEK, AZ EKMEK

( Para/olanak olmayınca. DEĞİL/YERİNE Her koşulda. )


- BOLD[İng.] değil/yerine/= KOYU/KALIN


- BOLOMETRE değil/yerine/= IŞINIMÖLÇER


- BÖLÜNME ile/ve/<>/değil/yerine AYRIŞMA

( Belirleyici olan, bölünme ya da birleşme değil ayrışmadır. )

( Hücreler, bölündükleri gibi, ayrılarak ve ayrışarak çoğalmaktadır. Daha sonra biraraya gelen bütünlük görüntüsü ise ayrışmışların biraradalığıdır.[Sperm de yumurtaya ulaşarak önce birleşir ve daha sonra ikiye bölünerek ayrılan ve ayrılan her bir hücrenin de ikiye bölünerek ayrışmasıyla ve daha sonra yanyanalığıyla/biraradalığıyla "organ/hayvan/insan" dediğimiz bir bütün oluştururlar. Parmakların arasında da deri/et vardır fakat zamanı gelince hücreler bütünden ayrılarak, parmaklara parmak olma özelliklerini kazandırmış olur.] )


- BÖLÜNMEK ile/değil/yerine/>< BÖLÜŞMEK

( Yok eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tok eder. )

( Bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz.

Hat: Serçemeli Mustafa Necateddin el-Erzurumî (1912-1991) )


- BOLUS değil/yerine/= BOL VERİŞ


- BOMBE değil/yerine/= ŞİŞKİNLİK/KABARIKLIK


- BONCUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İNCİ

( İnciyi kuyumcuya götürmek gerek, semerciye götürürsen takar bir yere, boncuk diye. )

( ... ile LÜ'LÜ', DÜRR )

( BEAD vs. PEARL )


- BONKÖR değil/yerine/= ELİAÇIK

( NE OLUR!
Arada bir, bonkör/insan ol! )


- BORÇ ile/ve/değil/yerine "EMÂNET"


- BORÇ ile/değil/yerine ÖDEME/İTA[Ar.]

( DEYN[çoğ. DÜYUN] ile/değil/yerine VEFÂ )

( [not] DEBT vs./but LOYALTY
LOYALTY instead of DEBT )


- BORCUNU/"VERGİNİ":
"ÖDEMEMEK" ile/değil/yerine ÖDEYEMEMEK


- BORCUNU ÖDE(YE)MEMEYE:
"BAHANE" değil/yerine/>< ÇARE

( Onursuz kişinin "davranışı". DEĞİL/YERİNE/>< Onurlu kişinin tutumu. )


- BORD SINAVI/BOARD EXAMINATION değil/yerine/= YETERLİK SINAVI


- BORDÜR[Fr. < BORDURE] değil/yerine/= KENARTAŞI


- BOREAN değil/yerine ÖN-TÜRKÇE


- BÖRK değil/yerine/= KALPAK[Tataristan'da]


- BORSA İŞLEMLERİNDE:
KALDIRAÇLI ile/değil/yerine SPOT


- BORU ile/ve/değil/yerine/||/<> HORTUM


- BORU ile/değil/yerine/>< SORU


- BOS/CEREBROSPINAL FLUİD değil/yerine/= BEYİN-OMURİLİK SIVISI


- BOŞ DURMAK değil/yerine KOŞTURMAK


- BOŞ KİŞİ ile/değil/yerine NİTELİKLİ KİŞİ

( Kişiyle uğraşır. İLE/DEĞİL/YERİNE İşiyle uğraşır. )


- BOŞ KONUŞMAK ile/değil/yerine/>< AÇIKSÖZLÜLÜK


- BOŞ ZAMANLARINDA SENİNLE KONUŞANLAR
ile/değil/yerine/><
SENİNLE KONUŞMAK İÇİN ZAMAN AYIRANLAR


- BOŞ ile/değil/yerine/>< HOŞ

( Yakından bakarsak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Uzaktan bakarsak. )


- BOŞ ile/ve/<>/değil/yerine KARŞILIKSIZ


- BOŞLUK DOLDURMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> TAMAMLAMAK


- BOŞLUK ile/değil/yerine AŞKIN

( [not] FREE vs./but TRANSCENDENT
TRANSCENDENT instead of FREE )


- BOŞLUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KALAN


- BOSTAN değil/yerine/= GÖVERİLİK


- BOSTAN[Fars. < BUSTAN] değil/yerine/= KAVUNLUK


- BOTANİK değil/yerine/= BİTKİBİLİM


- BOYA ile/değil/yerine KINA[Ar. < HİNNÂ]

( ... İLE Kına ağacının kurutulmuş yapraklarından elde edilen, saç ve elleri boyamakta kullanılan toz. )


- BOYUN BÜKTÜRMEK değil/yerine BOYUN BÜKMEK


- BOYUT" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM


- BOYUT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DEĞİŞKEN

( vs./and/||/<>/but/< VARIABLE
VARIABLE instead of DIMENSION )


- BOZMA değil/yerine/>< DÜZELTME

( İFSÂD[< FESÂD] değil/yerine/>< ISLAH[< SULH] )


- BOZMA değil/yerine/= ÖZÜLDEN


- BOZMADAN ile/ve/değil/yerine/<> KORUYARAK


- BP/BLOOD PRESSURE değil/yerine/= KAN BASINCI


- BPM/BEAT PER MINUTE değil/yerine/= DAKİKA VURU SAYISI (KALP)


- BRADİ- değil/yerine/= BRAKİ-

( Yavaş[lama]. İLE Kısa. )


- BRAKİTERAPİ değil/yerine/= İÇ IŞIN TEDAVİSİ


- BRANCHING değil/yerine/= DALLANMA


- ŞUBE[Ar.]/BRANŞ[Fr. < BRANCHE] değil/yerine/= DAL/KOL/DALKOL


- BRİÇ[İng. < BRİDGE] değil/yerine/= KÖPRÜ


- BRİFİNG değil/yerine/= ÖZETLEM


- BRİFİNG değil/yerine/= ÖZETLEM


- BRİT değil/yerine/= YAPIŞIKLIK

Bugün[22 Ekim 2025]
itibarı ile 13.366 başlık/FaRk ile birlikte,
13.366 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(8/55)