
Değil/yerine (... değil/yerine ... bağlaçlı FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 13.366 başlık/FaRk ile birlikte,
13.366 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(24/55)
- İSTATİSTİKÎ değil/yerine/= SAYIMLAMALI
- İSTATİSYEN değil/yerine/= SAYIMLAMACI
- İŞTE:
"GÖNÜL EĞLENDİRMEK" ile/ve/değil/yerine/||/></< GÖNÜLLÜLÜK
- İSTEDİĞİM ile/ve/değil/yerine SENİN İSTEDİĞİNİ İSTEMEMİ İSTET!
- İSTEDİĞİN GİBİ YAŞAMAK değil/yerine/>< İSTENİLEN/BEKLENİLEN BİÇİMDE YAŞAMAK
( "Cehennemi istiyorsak..." DEĞİL/YERİNE/>< Cenneti (ne kadar çok) istiyorsak... )
- GÖRMEK/BAKMAK:
"İSTEDİĞİNİ" ile/ve/değil/yerine/||/<> İSTEDİĞİN ŞEY İÇİN GEREKEN(LER)İ
- İSTEDİĞİNİ/AĞZINA GELENİ" "SÖYLEMEK" ile/değil/yerine/>/>< İSTEMEDİĞİN SÖZLERİ DUYMAK (ZORUNDA KALMAK/KALIR)
- İSTEK DIŞI/DOĞAL ÖLÜM ile/ve/değil/yerine/< İSTEYEREK ÖLÜM
( Kişinin ölümü. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/< Kişiliğin ölümü. )
( Ölmeden önce ölünüz. - MÛTÛ KABLE EN TE-MÛT )
( MEVT-İ TABİÎ ile/ve/değil/yerine/< MEVT-İ İRADÎ/İHTİYARÎ )
- İSTEK/TALEP değil/yerine ADÂLET
- İSTEK/TAMAH ile/ve/değil/yerine/>< KANAAT
( Zahmet. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Rahatlık. )
- İSTEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AMAÇ
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> (Daha) İleri düşünenlerin sahip olduğu, peşinde gittiği. )
- İSTEK/LER ile/ve/değil/yerine GEREKSİNİM/LER
( Sınırsız. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Sınırlı. )
( [not] REQUEST/S vs./and/but NEED/S
NEED/S instead of REQUEST/S )
- İSTEKLERİNİ ...:
AZALTMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SINIRLAMAK
- İSTEMEDİĞİ ile/ve/değil/yerine SORMADIĞI
- İSTEMEK/SORMAK(SUAL ETMEK):
KİŞİDEN ile/ve/değil/yerine/||/<> ALLAH'TAN
( Verirse, (")minnet("); vermezse, (")zillet("). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Verirse, nimet; vermezse, hikmet. )
- İSTEMEK ile/ve/değil/yerine/hem de/+/||/<>/> GERÇEKTEN İSTEMEK
( Zihindeki günlük 40-50.000 düşüncenin büyük bir bölümünün tanımlanmamış/netleşmemiş, pasif temelli, sıradan, dayanaksız, isteme eylemi. İLE Sıradan isteğin bir üst aşaması olan gerçekten istemenin, gerekeni yaparak ve istenenin umudu ve çabası, içtenliği, samimiyeti ve ciddiyeti ile istemek. )
( İstemekle tamamına ve daha da fazlasına sahip olabilirsiniz. )
( EĞİNİK: İçten istemek. )
( İSTİD'Â'[Ar. < DUA]: Yalvararak isteme. | Dilekçe. )
( You can have the whole of it and more for the mere asking. )
( [not] TO ASK/REQUIRE vs./and/but/also REALLY/DEEPLY WANT/REQUEST
REALLY/DEEPLY WANT/REQUEST instead of TO ASK/REQUIRE )
( [nicht] FORDERN/WOLLEN mit/und TATSÄCHLICH FORDERN/WOLLEN )
- İSTEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> YEĞLEMEK
- İSTEMEMEK ile/ve/<>/değil/yerine GEREK GÖRMEMEK
- İSTEMEMEK ile/ve/<>/değil/yerine YEĞLEMEMEK/TERCİH ETMEMEK
- İSTENÇ/DİRETME/İRÂDE[EVET]
ile/ve/değil/yerine/önce/||/+/<>/></>/<
DİRENÇ/DİRENME/İHTİYÂR[< HAYIR]
( ile/ve/değil/yerine/önce/||/+/<>/></>/<
REVİYE[Ar.][>< BEDİHE])
( Yapma/yapabilme becerisi/isteği/coşkusu/olanağı/gücü. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Yapmama/yapmayabilme becerisi/isteği/coşkusu/olanağı/gücü. )
( "Zekâda", nefiste. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Akılda. )
( Seçim. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Yeğleme/tercih. )
( Cins. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Fasl. )
( Varoluş/sal. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Varoluşunun sürekliliği için/yönünde. )
( Bir şeyi yapmanın, tek bir yolu yoktur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Yolu, tektir! [Yapmamaktır!] )
( Başı, ortası/süreci ve sonucu, akıl iledir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Özgüven iledir ve öz/güven sağlatır. )
( Parça. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Bütün. )
( Özgürlüğümüzü yitirdiğimizde, değerini bilmeye başladığımız, anladığımız ve anımsadığımız. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Özgürlüğümüzde, sürekli bilmemiz ve anımsamamız gereken. )
( Doğadaki tüm varolanlar gibi insanın gövdesi de gelişerek ve değişerek sürecini tamamlar. Gövdemiz itibariyle bitki ve hayvanların koşullarıyla birlikte bülûğa ermesiyle tanımlanan belirli yaş, dönem ve zihinsel seviyelerden geçerek herkesle eşit olanaklara, haklara ve kararlara sahip olmak üzere birey olmaya, reşit olmaya hak kazanırız.
Olanaklarımız, 18 yılımızı tamamlayana kadar, ağırlıklı olarak bitki ve hayvanlarla ortak olduğumuz gövdemizde, varoluşsal ve canlılık gereksinimlerimize, istediklerimize gözümüzü, ağzımızı, elimizi ve dilimizi, "Evet"lerimizi yöneltmeyle yani "yapma isteği/bilgisi" anlamına gelen irâdemiz aracılığıyla sağlanır.
Bu süreç, özellikle 1 yaşında, bazı sözcükleri söylemeye başlayarak; 2 yaşında, benlik algımızın kısmen gelişmişliğiyle erk karşısında, varolduğunu gösterebilmek üzere dışkı tutarak; 4 yaşında, kısmen başlayan öğrenim/eğitim becerisiyle; 7 yaşından itibaren bilinçlenerek; 18'den önce dereceli olarak, 12 - 15 yaş arasında ve 15 - 18 yaş arasında, ayırd etme[temyîz] ve hukuksal cezâ görme eşiğiyle; 16 yaşında, ebeveynin resmî izniyle dünyanın her yerine gidebilme; yine ebeveyn izniyle 17 yaşında evlenebilme eşiklerindeki kısmî hakları ile 18'den sonra da gözümüzü, ağzımızı, elimizi, belimizi ve dilimizi uzatmayabileceklerimiz için "Hayır!" diyerek, "yapmama bilgisi/isteği" olarak tanımlanan ihtiyârımız ve muhtariyetimizle yani kendimize ve çevremizdekilere zarar vermemek üzere, ancak bu koşullarla özgürlük hakkımızı elde ederiz ve yaşamımızı, yapmayabileceklerimiz üzerinden sürdürürüz.
Atacağımız her adımda, yapacağımız ve söyleyeceğimiz herşeyde, önce "Evet"imiz(irâdemiz) değil "Hayır!"ımız(ihtiyârımız) devrede olmak zorundadır. Birilerini yaralamak, öldürmek ya da insanlık suçlarına giren uyuşturucu("sigara vb". da) satmak gibi çevremize çeşitli zarar verebilecek eylemler ise en önemli ve olmazsa olmazımız, Sağlık ve Özgürlük'ün yitirilmesi, hastahane ya da hapishaneyle sınırlandırılmasıyla son bulmasıdır.
İlim ve irfanın öncelikleri, ilkeleri olan eline, diline ve beline hâkim olmak, tüm kadîm geleneklerin ortak uyarısıdır. Şiddet kontrolü, şiddetsizlik, zararsızlık; başkalarını, düşünce, söz ve hareketle incitmemek; yalan kontrolü ve dürüstlük; benimseme kontrolü ya da çalmama; eşeysel(cinsel) enerji kontrolü; mal/eşya biriktirme kontrolü, biriktirmemek; nefret kontrolü ve merhamet; kızgınlık kontrolü ve affetme; güçsüzlük kontrolü ve dayanıklılık; aşırılık kontrolü ve ılımlılık; yanlışlık kontrolü ve doğruluk da insan haklarının dışına çıkmamayı sağlayacak olan uyarılardır.
[ www.FaRkLaR.net/kisiselgelisim ve www.FaRkLaR.net/ilim-irfan sayfalarından da yararlanılabilir.]
Kendi haklarımızı ve başkalarının haklarını tanımamıza yardımcı olabilecek çok önemli iki çalışma ise bir kâğıda ya da bilgisayarda/cep telefonunda, iki ayrı sayfa oluşturup öncelikle "Ne yapmayabileceklerim"i/zi, ötekine ise tam ve kesin olarak "Hayır!" dediklerimizi, diyebileceklerimizi yazmamızdır.
Giyinmek, öncelikle toplum (ve düzeni/sağlığı) için
ancak daha sonra kişinin kendi içindir. )
( Gereksinimimize yönelterek, önceleyerek.[Kısa ve uzun süreli olarak tehlikeli/riskli/zararlı olup olmadığına fazla bakmaksızın.] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Var oluşumuzu ve var oluşumuzun sürekliliğini önemseten, önceleyen.[Hem şu anda, hem de uzun süreli olarak.] )
( Bir şey ki, yapmasan da olur... YAPMA!
Bir şey ki, söylemesen de olur... SÖYLEME!
Yaptığımız, "kâr"; yapmadığımız, yarar!
Aldığımız, "kâr"; verdiğimiz, yarar!
Yediğimiz/içtiğimiz, "kâr"; yemediğimiz/içmediğimiz, yarar!
Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir/geliştir... Dünya/n değişsin//gelişsin! )
( Belediye. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Muhtarlık. )
( Görülen, gösterilen/gösterilebilen. | Görülebilir/lik, gösterilebilir/lik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Görülmeyen, gösterilmeyen ve gösterilemeyen. | Görülemez/lik, gösterilemez/lik. )
( "Evet!" diyebilme (olanağı/gücü). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< "Hayır!" diyebilme (olanağı/gücü). )
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Nefsine muhâlefet etmek/edebilmek.[MUHALEFET-ÜN-NEFS] )
(
İhtiyâr ve İrâde | "Kader" - "İrâdenin Özgürce Kullanımı" Tartışması | Huyların Değişmesinin Olanağı | Mantıksal Belirlenimcilik | |
---|---|---|---|---|
Kindî | Bağdaşırcı | Belirlenimci/Bağdaşırcı | - | - |
Fârâbî | Bağdaşırcı | Bağdaşırcı | Bağdaşırcı | Bağdaşırcı |
Yahyâ İbn Adî | - | Bağdaşırcı | Belirlenimci | İrâdenin Özgürce Kullanımı |
Âmirî | Bağdaşırcı | Bağdaşırcı | - | - |
İbn Sînâ | Belirlenimci | Belirlenimci | Bağdaşırcı | Belirlenimci |
İbn Bâcce | Bağdaşırcı/İrâdeci | - | - | - |
İbn Rüşd | Belirlenimci/Bağdaşırcı | Belirlenimci/Bağdaşırcı | - | Bağdaşırcı |
"Meşşâî Felsefede Ahlâkî Determinizm ve Özgürlük" - Emre Çeliker

( "özgür irâde" için
"var mı, yok mu?"
"sahip misin/miyiz, değil misin/miyiz?" vb.
"sorularında" başlangıç yanlışı/sorunu bulunuyor.
Öncelikle,
1- "irâde"nin "özgür olanı ve özgür olmayanı"
diye çeşidi ya da başka çeşitleri ve tanımı olmaz!
2- "irâde", tekil bir sözcük/kavram değildir.
Bir kavram çiftidir.
"ihtiyâr ve irâde" olarak birliktedir ve birbirinden ayrılamaz!
( ihtiyâr[Ar. < hayr]: Kişinin/yetişkinin yapmama/yapmayabilme gücü/bilgisi/bilinci, yeğlemesi/tercihi. [Önceliklidir, belirleyici ve bağlayıcıdır.]
irâde[Ar.]: Kişinin yapabilme/yönelebilme olanağı/gücü ve bilgisidir. [Ölçüt ve değerlendirme olmaksızın.]
3- ... )
( WILL/WILLPOWER vs. RESISTANCE )
- İSTENİLEN ile/ve/<>/değil/yerine GEREKSİNİM
( "Bilir/ler." İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Bil(e)mez/ler. )
( Gereksiniminiz olmayan şeyler alırsanız, çok yakın gelecekte, gereksinim duyduğunuz şeyleri satmak zorunda kalırsınız. )
- İSTER İSTEMEZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİLİĞİNDEN
- İSTİARE değil/yerine EĞRETİLEME
- İSTİCVÂB[< CEVÂB] değil/yerine/= SORUP YANIT ALMA, YANIT ALMA AMACIYLA SÖYLETME | SORGU
- İSTİ'DÂD[Ar.] değil/yerine/= AKILLILIK | ANLAYIŞLILIK | DOĞAL EĞİLİM, BECERİ/KABİLİYET
- İSTİDLÂL[Ar.] değil/yerine/= ÇIKARIM
- İSTİFÂ[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= İŞBIRAKI, İŞİ/GÖREVİ BIRAKMAK, İŞTEN/GÖREVDEN AYRILMAK
- ISTIFÂ' değil/yerine/= AYIKLAMA, AYIKLANMA | BİR ŞEYİN HÂLİSİNİ, TEMİZİNİ SEÇİP ALMA | SEÇME, SEÇKİNLİK
- İSTİFÂNÂME değil/yerine/= İŞBIRAKIYAZI
- İSTİFSÂR[Ar. < FESR] değil/yerine/= SORGULAMA
( Bir şeyin açıklanmasını, aydınlığa kavuşmasını isteme, anlamaya çalışma, sorma. )
- İŞTİGAL (ETMEK) değil/yerine/= İŞLİ OLMA/UĞRAŞMA/K
- İSTİĞASE[Ar.] değil/yerine/= YARDIM İSTEMEK
- İSTİGRÂK[< GARK] değil/yerine/= DALMA, İÇİNE GÖMÜLME | KENDİNDEN GEÇİP DÜNYAYI UNUTMA | BOĞULMA | FAZLA ABARTMA [bkz. GULÜVV]
- İSTİHBARAT TEŞKİLÂTI[Ar.] değil/yerine/= BİLGİTOPLAV ÖRGÜTÜ
- İSTİHDAM (ETMEK) değil/yerine/= İŞLENDİRME/K
- İSTİHDAM değil/yerine/= İŞLENDİRME
- İSTİHFÂF[< HİFFET] ile/değil/yerine/>< İSTİ'FÂF[Ar. < İFFET]
( Küçümseme, hor görme, tahkir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Haram ve çirkin şeylerden kaçınmak, kötülükten, günahtan kaçınmak, iffetli olmak. )
- İSTİHKAK değil/yerine/= ÜLEVLEM/ÜLEVLİK
- İSTİHKAM SINIFI[Ar.] değil/yerine/= (SÜEL) SAVUNAK
( Savunma oluşturma. )
- İSTİHLÂF[Ar. < HALEF] değil/yerine/= YERİNE BIRAKMA
- İSTİHRAÇ[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= ÇIKARSAMA YAPMAK/SONUÇ ÇIKARMAK
- [ne yazık ki]
!İSTİHZÂ'/SARAKA[argo] değil/yerine/= !ALAY ETME [bkz. İSTİSHÂR]
- İSTİKAMET[Ar.] değil/yerine/= DOĞRULTU
- İSTİKÂMET[Ar.] değil/yerine/= YÖN, DOĞRULTU
- İSTİKBAL değil/yerine/= GELECEK
- İSTİKLÂL[Ar.] değil/yerine/= BAĞIMSIZLIK
- İSTİKRARSIZLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DALGALANMA
- İSTİKRAR/STABİLİZASYON değil/yerine/= SÜRDENGE
- ISTILAH[< SULH] değil/yerine/= TERİM, İLİM SÖZÜ, TÂBİR
- İSTİMA değil/yerine/= DİNLEYİ
- İSTİMDÂT[Ar. < MEDED] değil/yerine/= YARDIM İSTEME
- İSTİMLÂK[Ar.] değil/yerine/= KAMULAŞTIRMA
- İSTİNABE[Ar.] değil/yerine/= DAYANAKÇA
- İSTİNAT ETMEK değil/yerine/= DAYANMAK/YASLANMAK
- İSTİNCÂ' değil/yerine/= PİSLİKTEN/NECASETTEN TEMİZLENME
- İSTİRÂHAT[Ar.] değil/yerine/= DİNLENME
- İŞTİRAK HİSSESİ[Ar.] değil/yerine/= KATILIM PAYI
- İŞTİRÂK[< ŞİRKET] değil/yerine/= ORTAK OLMA, ORTAKLIK | KATILIM
- ISTIRAP:
SAĞLIKSIZ/KİRLİ ile/değil/yerine/>< SAĞLIKLI/TEMİZ
- İSTİRDAT[Ar.] değil/yerine/= KURTARMA, GERİ ALMA
- İSTİRHÂM[Ar. < RUHM]["İSTİRÂM" değil!] değil/yerine/= YALVARMA
- İSTİŞÂRE HEYETİ/ŞURA değil/yerine/= DANIŞMA KURULU/DANIŞ
- İSTİŞÂRE[< ŞÛRÂ (çoğ. İSTİŞÂRÂT)] değil/yerine/= DÜŞÜNCE SORMA, DANIŞMA
- [ne yazık ki]
!İSTİSHÂR değil/yerine/= !ALAY ETME, EĞLENME
- İSTİSKAL[< SIKLET] değil/yerine/= SOĞUK DAVRANMA
( Ağır görme, huzurundan hoşlanmama. | Soğuk davranışlarla hoşlanmadığını belirginleştirme. Yüz vermeme, kovarcasına davranma, kovma. )
- İSTİSNA OLMAK" değil/yerine/>< İNSAN/KİŞİ/ADAM OLMAK
( [istiyorsan] "Egemen olmak." DEĞİL/YERİNE Özgür olmak. )
- İSTİSNA[Ar.] değil/yerine/= AYRINCA
- İŞTİYÂK[< ŞEVK] değil/yerine/= ÖZLEM, HASRET | YOĞUN İSTEK/ARZU
- İSTİZAH değil/yerine/= GENSORU
- İSTİZAH[Ar.] değil/yerine/= GENSORU
( Herhangi bir konuda, açıklayıcı bilgi isteme, bir sorunun açıklanmasını isteme. )
- İSTİZAN[Ar.] değil/yerine/= YETKİ/İZİN İSTEME
- İSTOP değil/yerine STOP değil/yerine DURMA/DURDU
- İSYAN (MECLİSİ) değil/yerine İSTİŞARE (MECLİSİ)
- İSYAN ile/ve/değil/yerine FERYAD
- İSYAN ile/değil/yerine YAS
- İSYAN/KÂR/LIK ile/ve/değil/yerine/<> TEPKİ/SEL/LİK
- IT/INFORMATION TECHNOLOGIES[İng.] değil/yerine/= BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ
- İTÂ ÂMİRİ değil/yerine/= ÖDEME YETKİLİSİ
- İTAAT ile/değil/yerine/>< İTTİHAT
- İTAAT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KABUL
- İTAAT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< RIZÂ
- İTAAT ile/ve/değil/yerine/<> "TAPMAK" ile/ve/değil/yerine/<> TESLİMİYET
( [not] OBEY vs./and "WORSHIP" vs./and/but/<> SUBMISSION
SUBMISSION instead of OBEY and "WORSHIP" )
- İTAATKÂR/MUTÎ[Ar. < TÂAT] değil/yerine ESLEK
( Başkasının buyruk ya da dileklerini yerine getiren, yumuşak başlı. )
- İTFA[Ar.] ile/değil/yerine BORÇ ÖDEME
( ... İLE Söndürme. | Sönüm. | Bir borcu, azar azar ödeyerek kapatma, sönüm. )
- İTFA değil/yerine/= SÖNÜM
- İTFAİYE değil/yerine/= SÖNDÜRE
- İTGES/CONTENT-BASED İMAGE RETRİEVAL SYSTEM[İng.] değil/yerine/= İÇERİK TABANLI GÖRÜNTÜ ERİŞİM DÜZENİ
- İTHAF[Ar.] değil/yerine/= SUNMA/SUNGULAMA/ADAMA
- İTHAL ETMEK değil/yerine/= DIŞTAN ALMAK
- İTHAL ETMEK değil/yerine İHDAS ETMEK
- İTHAL/İTHALAT değil/yerine/= DIŞALIM
- İTHAM ile/değil/yerine/||/>< ELEŞTİRİ
- İTHAM/NÂME["İTAM" değil!] değil/yerine/= SUÇLAMA/LIK
- İTİ, AN; ÇOMAĞI HAZIRLA!" ile/değil/yerine "İYİ KİŞİ, SÖZÜNÜN ÜZERİNE GELİR"
- İTİBAR ETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAYGI GÖSTERMEK
- İTİBAR/HAYSİYET[Ar.] değil/yerine/= SAYGINLIK/ÖZSAYGI
- İTİBAR/PRESTİJ değil/yerine/= SAYGINLIK
- İTİBAREN değil/yerine/= SONRA
- İTİBARÎ[Ar.] değil/yerine/= SAYMACA
- İTİBÂRÎ ile/ve/değil/yerine UZLAŞIMSAL
- İTİBARIYLA değil/yerine/= İLE BİRLİKTE
- İTİBÂR/LI değil/yerine/= SAYGIN/LIK
- İTİDAL[Ar.] değil/yerine/= ILIMLIK
- İTİMAT EMNİYET ETMEK değil/yerine/= GÜVENMEK/GÜVEN DUYMAK
- İTİMAT MEKTUBU değil/yerine/= GÜVEN İLETESİ
- İTİMAT TELKİN ETMEK değil/yerine/= GÜVEN AŞILAMAK
- İTİMAT[Ar.] değil/yerine/= GÜVEN/GÜVENÇ
- İTİMAT değil/yerine/= GÜVEN/GÜVENÇ
- İTİMATLI değil/yerine/= GÜVENİLİR
- İTİMATSIZ/EMNİYETSİZLİK değil/yerine/= GÜVENSİZLİK / GÜVENMEZ/LİK
- İTİMATSIZ/EMNİYETSİZ değil/yerine/= GÜVENİLMEZ
- İTİNA[Ar.] ETMEK değil/yerine/= ÖZENMEK
- İTİNÂ[Ar.] değil/yerine/= ÖZEN
- İTİRAF[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= EYDİVERME/K
- İTİRAF ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AÇIKLAMA
- İTİRAZ (ETMEK) değil/yerine/= KARŞIÇIKI / KARŞI ÇIKMAK
- İTİRAZ (ETMEK) ile/ve/<>/değil/yerine SORU (SORMAK)
- İTİRAZ ile/ve/değil/yerine İLÂVE/EK, KATKI
( Li-kâilin en-yekûl: Güçlü bir itirazı imler; yanıtın da bu itiraza orantılı olması amaçlanır. İn kulte: Orta seviyeli bir itiraza işaret eder. Fe-in kîle: Zayıf bir itiraz olduğu anlamına gelir. La-yukâl: Çok zayıf bir karşı düşüncenin dile getirilmesinde kullanılır. )
( [not] OBJECTION vs./and/but CONTRIBUTION
CONTRIBUTION instead of OBJECTION )
- İTLE DALAŞMAK ile/değil/yerine/>< YAMACI DOLANMAK
- İTMİNAN değil/yerine/= İNANMA, GÜVENME
- İTMÎNÂN değil/yerine/= KESİN OLARAK BİLME | EMİN OLMA | BİRİNE İNANMA, GÜVENME )
- İTS/PHARMACEUTICAL TRACKING SYSTEM[İng.] değil/yerine/= İLAÇ TAKİP DÜZENİ
- İTTİBÂ[Ar.] değil/yerine/= UYMA, ARDISIRA GİTME, TÂBÎ OLMA
- İTTİHÂD[< VAHDET] değil/yerine/= BİR OLMA, BİRLEŞME, BİRLİK | AYNI OLMA, AYNI ANLAMI TAŞIMA | ALLAH VARLIĞINDA YOK OLMAK
- İTTİHÂZ[< AHZ] değil/yerine/= EDİNME, EDİNİLME | KABUL ETME | SAYMA, SAYGI DUYMA
- İTTİKA[< Ar. VİKAYE] değil/yerine/= SAKINMA, ÇEKİNME | ALLAH'TAN KORKMA
- İTTİKAN değil/yerine/= İYİ VE SAĞLAM BİLME
- İTTİZAL[Ar.] değil/yerine/= BİTİŞME, DOKUNMA/DEĞME
- IU/INTERNATIONAL UNIT[İng.] değil/yerine/= ULUSLARARASI BİRİM
- İV/İNTRAVENÖZ/İNTRAVENOUS[İng.] değil/yerine/= TOPLARDAMAR İÇİ
- İVAZ/AVAZ değil/yerine/= KARŞILIK, BEDEL
- İVAZLI AKİT değil/yerine/= KARŞILIKLI BAĞIT
- İVEDİ/MÜSTACEL değil/yerine EVGİN
( Öncelikle yapılması gereken. )
- IVUS/İNTRAVASKÜLER ULTRASONOGRAFİ INTRAVASCULAR ULTRASONOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= DAMAR İÇİ ULTRASONOGRAFİ
- İVYS/RELATIONAL DATABASE SYSTEM[İng.] değil/yerine/= İLİŞKİSEL VERITABANI YÖNETİM DÜZENİ
- İYİ BİR YÖNETİCİ OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İYİ BİR KİŞİ OLMAK
( AKIL ve/<> ADÂLET ve/<> SİYASET ve/<> DOĞRULUK ve/<> AHLAK BİLGİ
İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/<
ADÂLET DAİRESİ
)
- İYİ NİYET(Lİ YAKLAŞIM) ile/ve/<>/değil/yerine ÇÖZÜMCÜ (VE YAPICI) YAKLAŞIM
( İyi niyet, bir şeyleri çözmekte/aşmakta yeterli değildir/olmayabilir. )
- İYİ OYNAYAN/LAR ile/değil/yerine/>< İYİ OLAN/LAR
- İYİ YAŞAMAK değil/yerine UYGUN OLMAK
- İYİ ile/ve/değil/yerine/<> İYİLİK İÇEREN
- İYİ ile/ve/değil/yerine OLUMLU
- İYİ HİSSETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İYİCE HİSSETMEK
- İYİ-KÖTÜ AYRIMI YAPMAK/TELKİN ETMEK değil/yerine (SADECE) NE OLMADIĞINI BELİRTME (ÇABASI)
- İYİLİK (YAPMAK):
"HERKESE ANLATILAN/ANLATIRSAK" ile/değil/yerine/||/<>/< HİÇKİMSEYE SÖYLEMESEK DE KENDİMİZ ANIMSIYORSAK ile/değil/yerine/||/<>/< KENDİMİZ BİLE UNUTMUŞSAK
( Ne vazgeçmek, ne de vazgeçmekten vazgeçmek. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Vazgeçmek. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Vazgeçmekten, vazgeçmek. )
( Kibir, kabalık. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Alçakgönüllülük, tevâzu. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yokluk bilinci, mahviyet. )
- İYİLİK YAPMAK ÜZERE/İÇİN ile/ve/değil/yerine/||/<> GEREĞİNİ YAPMAK/YAPARAK
- İYİLİK YAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> İYİ OLMAK
- İYİLİK ile/ve/değil/yerine/||/<> HİZMET
- İYİLİKTE:
SAYMAK ile/değil/yerine SAÇMAK
- İYİMSERLİK/KÖTÜMSERLİK ile/değil/yerine/>< GERÇEKÇİLİK
- İYİMSER/LİK VE/VEYA ANLAYIŞLI/LIK değil/yerine GERÇEKÇİLİK VE/VEYA (İSABETLİ) ÖNGÖRÜ
- İYON/ION[İng.] değil/yerine/= YÜKÜN
- İYON[İng. < Yun.] değil/yerine/= YÜKÜN
( Bir ya da daha çok elektron kazanmış ya da yitirmiş bir atom ya da atom grubundan oluşmuş, elektrik yüklü parçacık. )
- İYON değil/yerine/= YÜKÜN
- İYONİZASYON/IONIZATION[İng.] değil/yerine/= YÜKÜNLEŞME
- İYONTOFOREZ/IONTOPHORESIS[İng.] değil/yerine/= YÜKÜN SAĞALTIMI
- İYS/CONTENT MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= İÇERİK YÖNETİN DÜZENİ
- İZABE[Ar.] değil/yerine/= ERGİTME
( Madenleri ergitme, sıvı duruma getirme. )
- İZABE değil/yerine/= ERİTME
- İZAÇ[Ar.] değil/yerine/= BUNALTMA
( Bunaltma, tedirgin etme. )
- İZÂH değil/yerine/= AÇIKLAMA
- İZALE [< ZEVAL] değil/yerine/= GİDERME, GİDERİLME; YOK ETME
- İZALE-İ ŞÜYUU değil/yerine/= ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ
- İZ'ÂN değil/yerine/= ANLAYIŞ, KAVRAYIŞ, AKIL | SÖZ DİNLEME | TERBİYE, EDEP
- İZDİHAM[Ar.] değil/yerine/= İNSAN YIĞILMASI/YIĞILIŞMA
- IZDIRAP[Ar.] değil/yerine/= İÇVURAN
- İZDİVAÇ[Ar.] değil/yerine/= EVLENME
- İZDİVAÇ değil/yerine/= EVLİLİK
- İZİN İSTEMEK ile/ve/değil/yerine OLUR ALMA, BİLGİ VERME (GEREKLİLİĞİ)
- İZİN VERMEK(/"VERİRSENİZ) ile/değil/yerine UYGUN GÖRMEK(/"GÖRÜRSENİZ)
( [not] TO ALLOW vs./but TO SEE FIT
TO SEE FIT instead of TO ALLOW )
- İZİN (VERMEK) ile/ve/değil/yerine FIRSAT (VERMEK)
( Kendine kapı açıldığı halde içeri girmeyen, kovulmayı (da) hak eder. )
( TO GIVE PERMISSION vs. TO GIVE AN OPPORTUNITY
TO GIVE AN OPPORTUNITY instead of TO GIVE PERMISSION )
- İZİN ile/ve/değil/yerine OLUR VERMEK
- İZİN ile/ve/değil/yerine ONAY
( [not] PERMISSION vs./and/but TO APPROVE
TO APPROVE instead of PERMISSION )
- İZİN ile/ve/değil/yerine/< RIZÂ
- İZİNSİZ GÖSTERİ/YÜRÜYÜŞ değil/yerine GÜVENLİK İÇİN HABER VERME GEREKLİLİĞİ
- İZLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< EYLEMEK
- İZMARİT" değil/yerine/= MENEKŞE
- İZNİN(İZ)LE ... ile/değil/yerine BİLGİNİZLE ...
- İZOBAR[Yun. ISOS: Eşit. | BAROS: Basınç.] değil/yerine/= EŞBASINÇ
- İZOBAR değil/yerine EŞBASINÇ
- İZOBAR değil/yerine/= EŞBASINÇ
- İZOHİPS[Yun. ISOS: Eşit. | HYPSOS: Yükseklik.] değil/yerine/= EŞYÜKSELTİ
- İZOIMMÜNİZASYON/ISOIMMUNIZATION[İng.] değil/yerine/= EŞ BAĞIŞIKLAMA
- İZOKINETİK/ISOKINETIC[İng.] değil/yerine/= EŞ DEVİNIMLİ
- İZOLASYON/ISOLATION[İng./Fr.]/TECRİT[Ar.] değil/yerine/= YALITIM | AYIRMA | YALNIZLAŞTIRMA
( Elektrik akımının olumsuz etkilerini önlemek için, iletkeni kauçuk, lastik, porselen vb. ile kaplama, yalıtma. )
- İZOLE/ISOLATED[İng.] değil/yerine/= YALITIK | AYRI
- İZOMER/İSOMER[İng.] değil/yerine/= EŞİZ
- İZOMETRİK/ISOMETRIC değil/yerine/= EŞ ÖLÇÜLÜ
- İZOMORF değil/yerine/= EŞBİÇİM
( Başka bir şeyin biçim ya da yapı bakımından aynısı olan şey. )
- İZOMORFİK/ISOMORPHİC[İng.] değil/yerine/= EŞ YAPILI
- İZOMORFİK değil/yerine/= EŞBİÇİMLİ
- İZOMORFİZM değil/yerine/= EŞBİÇİMLİLİK
- İZOTERM[Yun. ISOS: Eşit. | THERMOS: Sıcak.] değil/yerine/= EŞSICAK
- İZOTERM değil/yerine/= EŞSICAK
- İZOTONİK/ISOTONIC[İng.] değil/yerine/= EŞ GEÇİŞİMLİ
- İZOTOP[Fr. < Yun. ISOS: Eşit. | TOPOS: Yer.] değil/yerine/= EŞYER/YERDEŞ
( Yalnız atomlarının kitleleri yönünden birbirinden farklı olan, aynı kimyasal öğe. )
- İZOVELOSITE/ISOVELOCITY[İng.] değil/yerine/= EŞ HIZ
- İZOVOLÜMETRİK/ISOVOLUMETRIC[İng.] değil/yerine/= EŞ OYLUMLU
- JAMAIS VU[Fr./İng.] değil/yerine/= ASLA GÖRMEDİM SANISI
- JANDARMA değil/yerine/= SÜERKOL
- JANT[Lat.]/İSPİT[Yun.] değil/yerine/= KURÇ
- JENERALİZE/GENERALIZED[İng.] değil/yerine/= YAYGIN
- JENERASYON/GENERATION[İng.] değil/yerine/= KUŞAK
- JENERATÖR/GENERATOR[İng.] değil/yerine/= ÜRETEÇ
- JENERATÖR[Fr.] değil/yerine/= ÜRETEÇ
- JENERİK[İng. GENERIC | Fr. GÉNÉRIQUE < Lat. GENUS] değil/yerine/= TANITIMLIK
( Genel/kapsayıcı:
Belirli bir markaya ya da özel niteliğe bağlı olmayan, geniş kapsamlı.
Tıpta: Marka adıyla satılmayan ama aynı etken nesneye sahip olan ilaçlar için kullanılır. ["jenerik ilaç"]
Sinema ve televizyon: Bir filmin/dizinin başında ya da sonunda yer alan, yapımda emeği geçenlerin adlarının yazıldığı bölüm. ["filmin jeneriği"] )
- JEODEZİ[Fr.] değil/yerine/= YERÖLÇÜM
- JET LAG[İng.] değil/yerine/= BOYLAM AŞMA SERSEMLİĞİ
- JİMNASTİK değil/yerine/= ÇEYNİK
- JIT/JUST-IN-TIME[İng.] değil/yerine/= TAM ZAMANINDA
- JOYSTICK[İng.] değil/yerine/= YÖNETME KOLU
- JPG/JPEG/JOINT PHOTOGRAPHİC EXPERTS GROUP[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞMİŞ FOTOĞRAF UZMANLARI GRUBU (SAYISAL GÖRÜNTÜ KODLAMASI)
- JUDGEMENT ABILITY[İng.] değil/yerine/= YARGILAMA YETISİ/MUHAKEME BECERİSİ
- JÜRİ[Fr. < İng.] değil/yerine/= KURUL/SEÇİCİ KURUL
( Seçiciler kurulu, seçici kurul. | Yargıcılar kurulu. )
- JÜVENİL/JUVENILE[İng.] değil/yerine/= GENÇ
- KABA OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KİTABIN ORTASINDAN KONUŞMAK
- KABA ile/değil/yerine ENGİN
- KABACA ... değil/yerine ANA AKIŞI İÇİNDE ...
- KABACA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANA HATLARIYLA
- KABACA ile/değil/yerine KISACA
- KABACA ile/değil/yerine ÖZETLE
- KABAHAT, ...:
SENDE ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/< SENİ SEVENDE
- KABÂHAT ile/değil/yerine/= SUÇ
( Uygunsuz hareket, çirkin, yakışıksız davranış, suç, kusur, töhmet. | Hafif hapis, para cezası ya da meslek ve sanattan alıkonulma ile cezalandırılan suç. İLE Törelere, ahlâk kurallarına aykırı davranış. | Yasalara aykırı davranış. )
- KÂBİL-İ DEVİR değil/yerine/= GEÇİRİLEBİLİR
- KABİLİ RÜCÛ değil/yerine/= DÖNÜLEBİLİR
- KABİLİYET[Ar.] değil/yerine/= YETENEK/BECERİ
- KÂBİLİYET-İ TAKSİM değil/yerine/= BÖLÜNEBİLME
- KÂBİLİY(Y)ET değil/yerine/= YETENEK
- KABİN[Fr. < CABINE] değil/yerine/= BÖLÜM
( Küçük, özel bölme. | Gemilerde, uçaklarda, uzay gemilerinde, küçük bölme. | Uçakta, yolcuların oturduğu bölüm. | Plajda, soyunma yeri. )
- KABLELMİLAT değil/yerine/= MİLÂTTAN ÖNCE
- KABOTAJ[Fr. < CABOTAGE] değil/yerine/= GEMİ İŞLETME
( Bir ülkenin iskele ya da limanları arasında gemi işletme işi. )
- KABUĞUNA ÇEKİLMEK ile/değil/yerine/>< KABUĞUNU KIRMAK
- KABUL EDERSE/NİZ ile/ve/değil/yerine UYGUNSA/NIZ, UYGUN GÖRÜRSENİZ
- KABUL EDİLEMEZLİK ile/ve/<>/değil/yerine SİNDİRİLEMEZLİK
- KABUL ETMEK ile/ve/değil/yerine "GÖZE ALMAK"
- KABUL ETMEK ile/ve/değil/yerine TANIMAK
- KABUL ETMEMEK ile/değil/yerine/< FARKINDA OLMAK
- KABUL İLİŞKİSİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YADSIMA İLİŞKİSİ
- KABUL ile/değil/yerine TEMELLENDİRME
- KABULLENMEK değil/yerine DÜŞÜNMEK
- KÂBUS[Ar.] değil/yerine/= KARADÜŞ/KARABASAN
( Sıkıntılı ve korkulu düş. | Birinin, içinde bulunduğu karmakarışık, sıkıntılı durum. | Acı, sıkıntı, korku veren olay. )
- KABZ değil/yerine/>< FERÂGAT
- KABZ/KONSTİPASYON değil/yerine/= PEKLİK
- KABZA değil/yerine/= TUTAK/SAP
- KAÇAN ile/değil/yerine/>< KAZANAN
( Kazanamaz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kaçmaz. )
- KAÇAN/LAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KALAN/LAR
- KAÇAN/LAR ile/ve/değil/yerine/>< KALAN/LAR
- KAÇIŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARAYIŞ
- KAÇIŞ ile/değil/yerine/>< TANIM
- KAÇMAK ile/ve/değil/yerine (GERİ) ÇEKİLMEK
- KAÇMAK ile/ve/değil/yerine/<> GİTMEK
( Sevdiklerinle arana mesafe girdiği oranda, varış yerinin de hiçbir anlamı kalmaz. )
itibarı ile 13.366 başlık/FaRk ile birlikte,
13.366 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(24/55)