Yazın/Edebiyat'taki FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 2.606 başlık/FaRk ile birlikte,
2.606 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(3/12)
- BEYİT ile/ve ŞAH BEYİT/BEYTÜ'L GAZEL
( ... İLE/VE Gazelin, en güzel beyiti. )
- BİÇİM ile BİÇEM
( Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü. | Biçme işi. İLE Anlatma, oluş, deyiş ya da yapış biçimi, tarz, üslûp. )
- BİDÂYET ile/ve/||/<>/> NİHÂYET
- BİLEŞKE ile/ve/||/<> TOPLAM
- BİLGİ:
BETİMLEYEREK ile/ve/||/<>/< AŞİNALIKLA
- [BİLGİ/SÖZ]
"KULAĞINDAN":
GİRMEYEN ile GİRİP-ÇIKAN ile ZİHNİNE[/"KALBİNE"] ULAŞAN
( Hiçbir biçimde dinlemeyen/anla(ya)mayan. İLE Anlasa/Dinlese de unutan, kayıtsız kalan. İLE Tutan/kaydeden, dönüştüren, işleyen, uygulayan. )
- BİLGİ ile/ve/||/<>/> PROMPTOKRASİ
- BİLGİ ile/ve/||/<>/> TAVTİA
( ... İLE/VE/||/<>/> Anlatılacak amacı destekleyecek biçimde, önceden bazı sözler söylemek. )
- BİLGİLERİ/DEĞERLERİ:
KAYIP (ETMEK) ile/değil/yerine/>< KAYIT (ETMEK)
- BİLGİLİK/ANSİKLOPEDİ[Yun.] ile SÖZLÜK
- BİLGİLİK = KAMUS = ENCYCLOPEDIA[İng.] = ENCYLOPÉDIE[Fr.] = ENZYKLOPÄDIE[Alm.] = ENCICLOPEDIA[İsp.]
- BİLGİNİN:
BAŞLANGICI ile/değil/yerine SÜRECİ
( Uzmanlaştığını ve doruğa çıktığını sanmak. İLE/DEĞİL/YERİNE İşin başında olduğuna inanır. )
- BİLGİNİN DOĞRULUĞU ile/ve BİLGİNİN GÜZELLİĞİ
( İdrakte. İLE/VE Estetikte. )
( RIGHTNESS OF THE KNOWLEDGE vs./and BEAUTY OF THE KNOWLEDGE )
- BİLGİYİ:
KULLANMAK ile/ve/<> DÜZENLEMEK
( INFORMATION: TO USE vs./and TO ORGANIZE )
- BİLİM ile/ve/<> SANAT (VE HAYAL ETME (YETİSİ)[MUHAYYİLE])
( Olanı kavramak. İLE/VE/<> "Olmayanı" getirmek. )
- BİLİM ve/||/<> ŞİİR
( Aklın şiiri. VE/||/<> Kalbin bilimi. )
- BİLİMSEL BİLDİRİ ile MAKALE
- BİLİNÇ ile/değil İŞLEYİŞ
- BİLİNÇ'TE:
SÖZCÜK ve/<> İMGE
( Bilinç, sözcüklerle imgenin buluşmasıdır. )
( WORD and/<> IMAGE :ON CONSCIOUSNESS )
- BİLME ve/> ANLAMA ve/> YORUMLAMA
( Yapabilmek. VE/> Varolmak. VE/> ... )
( ... VE/> Kişiye, tarihe, topluma, kültüre ait her şeye bakarak, kişiden hareketle kişiye/kişilere bakarak kavrama yöntemi. VE/> ... )
( Bilen kişi, varolanı savunur; cahil kişi, cesur olur. )
- [bilmecede] HECE:
"GECE" ile/değil/yerine/>< "GÜNDÜZ"
( Çözemeyene. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çözene. )
- BİLMEDİĞİMİZ SÖZCÜKLER İÇİN SÖZLÜĞE BAKMAK ile/ve/<>/yerine [ÖZELLİKLE] BİLDİĞİMİZ SÖZCÜKLER İÇİN SÖZLÜĞE BAKMAK
( TO CHECK/LOOK DICTIONARY TO/FOR UNKNOWN WORDS vs./and/<> TO CHECK/LOOK DICTIONARY TO/FOR [ESPECIALLY] KNOWN WORDS
TO CHECK/LOOK DICTIONARY TO/FOR [ESPECIALLY] KNOWN WORDS instead of TO CHECK/LOOK DICTIONARY TO/FOR UNKNOWN WORDS )
- BİLMEK ile/ve/||/<>/> ANLAYABİLMEK ile/ve/||/<>/> (BİRİNE) ANLATABİLMEK ile/ve/||/<>/> (ÇOCUĞA) YALIN ANLATABİLMEK
- BİLMEK ile/ve/değil/yerine BECERMEK
- BİLMEMEK ile/ve/değil/||/<>/> ANLATAMAMAK
- BİLMEMEK ile/ve/değil EDEB
( TECÂHÜL-İ ÂRİFÂNE: Çok iyi bildiği halde bilmiyormuş/cahilmiş gibi görünmek. | [edediyat] Bilinen bir şeyi, edebî bir nükte ile bilinmiyormuş ya da başka türlü biliniyormuş gibi gösterme sanatı. )
( [not] NOT TO KNOW vs./and/but BREEDING )
- [ne yazık ki]
BİLMEMEK ile/ve/değil/||/<>/< ÖNEMSEMEMEK
- BİLMİYORUM ile/ve/||/<>/< BİLİYORUM
( Sorarsan. İLE/VE/||/<>/< Sormazsan. )
- ENDİREKT/İNDİREKT/INDIRECT[İng.]/BİLVÂSITA[Ar.] değil/yerine/= DOLAYLI
- BİN ZAHMET ile/değil/yerine/></< BİR HOŞ SÖZ
- BİR ADIM (İLE) ile/ve/<> BİR "SÖZ"(ÜN) (İLE)
( Karşına geçer/geçebilir. İLE/VE/<> Düşmanın olabilir. )
- BİR BİÇİMDE ile/ve/||/<> BENZER BİÇİMDE
- BİR DURUMU:
KONU ETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DİLE GETİRMEK
- BİR DÜŞÜNCE/BİLGİ/SÖZ İLE:
TOPLUMU "BOZMAK" ile/değil TOPLUMUN BİR BÖLÜMÜNÜ "BOZMAK" ["bozulacağına" dair ısrarcı olunuyorsa...]
( Olumsuz/kötü niyetli kasıt. İLE/DEĞİL Gelişmek/geliştirmek üzere/için. [Bazı bilgi ve durumlar, herkese değil bazı kişilere verilebilir/verilmelidir.] )
- BİR "KENARIYA" KOYARAK değil BİR KENARA KOYARAK
- BİR/KAÇ KONUYU/SORUNU:
AÇMAK/AÇMAYA ÇALIŞMAK ile/ve/||/<>/> AŞMAK/AŞMAYA ÇALIŞMAK
- BİR KONU/OLGU/DURUM/YAZI/SÖZÜ ANLAMAK ile/ve/değil/yerine (ONU) YAŞAMAK
- BİR OLAY/DURUM:
ÖNCESİNDEKİ DÜŞÜNCE/SÖZ/YORUM ile/değil/yerine SONRASINDAKİ DÜŞÜNCE/SÖZ/YORUM
- BİR ŞEYİN, "YAPILAMAZ" OLDUĞUNU SANMAK ve/||/<>/> O ŞEYİN, YAPILIRKENKİ GÜRÜLTÜSÜYLE UYANMAK
- BİR ...:
SÖZCÜK ve/||/<> DUYGU ve/||/<> KİŞİ
( Kararı/nı değiştirebilir. VE/||/<> Yaşamı/nı değiştirebilir. VE/||/<> Seni/kişiyi değiştirebilir. )
- BİR TANE DAHA RİCA EDEYİM değil/yerine ÇOK GÜZELMİŞ[Bir tane daha alabilirsem memnun olurum tabii anlamında]
- KONUŞMAK:
"BİRBİRİMİZE" ile/değil BİRBİRİMİZLE
- BİRBİRİMİZİ:
BAŞKALARINA YEDİRMEMEK ile/ve/değil/||/<>/< YEMEMEK
- BİREŞİM/TEVHİD:
SEVGİLİNİ, HERŞEYDE/HER YERDE GÖRMEK değil/yerine HERŞEYDE/HER YERDE, SEVDİĞİNİ ANIMSAMAK
( Bir yâr için ağyâra minnet ettiğim ayıb eyleme
Bağ-ı bân bir gül için bin hâra[dikene] hizmetkâr olur )
- [simge] DAĞ:
BİREYDE ile/ve/||/<> TOPLUMDA
( Nefs. İLE/VE/||/<> Devlet. )
- BİREYSELLİK ve/<>/>/< EDEB
( Yalnız kalmayı da göze alabilmek. VE/<>/>/< Yapmamayı öncelleyebilmek ve tercih edebilmek. )
- (BİRİNİ, BİR ŞEYİ) "GÜZEL BULMAK" ile/değil/yerine GÜZELİ BULMAK
( Yanılabilirsin. İLE/DEĞİL/YERİNE Yanılmazsın. )
- BİRİNİN ...:
NE DEMEK İSTEDİĞİNİ ANLAMAK(/ANLAMAYA ÇALIŞMAK)
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
NE DEDİĞİNİ ANLAMAK(/ANLAMAYA ÇALIŞMAK)
- BİRLEŞTİRME ile/ve/||/<>/> DERLEME
- BİRLİK ile/ve/||/<>/>/< DENGE
- BİRLİKTE EVE ...
"GELİYORDUK" değil GİDİYORDUK/DÖNÜYORDUK
- BİTİG ile BİTİG ile BİTİG[Oğuz] ile BİTİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kitap. İLE Yazı. İLE Muska. İLE İlahi kitap. )
- BİTİGÜ ile DİVİT
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BİTİMLİ/LİK ile/ve/<> BİTİMLİLİĞİNDE(Kİ) BİTİMSİZ/LİK
( İnsan dışındaki her şey/kavram/olgu/durum. İLE/VE/<> İnsan. )
- BİYOGRAFİ ile/ve PSİKOBİYOGRAFİ
( Tanımlama. İLE/VE Açıklama. )
- BİZİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İKİMİZ/İN / ÜÇÜMÜZ/ÜN ...
( )
- BLOKLAMAK değil/yerine/= ENGELLEMEK
- BOCALAMAK ile/ve SAÇMALAMAK
- BOLD[İng.] değil/yerine/= KOYU/KALIN
- BÖLMEK ile/ve/değil/||/<>/< DIŞINA ÇIK(AR)MAK
- BOLUŞ ile ÖĞÜT (VERMEK)
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Sözlü [konuşarak yapılan] yardım. )
- BOŞ SÖZ:
SÖYLEMEMEK ile/ve/değil SÖYLEME LÜKSÜ BULUNMAMA/OLMAMA
- BOŞ SÖZ ile/ve/değil DEDİKODU
- BOŞ SÖZ ve/||/<>/>/< VAKİT HIRSIZLIĞI
- [ne yazık ki]
BOŞ ile/ve/||/<> İDDİALI
- BOŞBOĞAZ/LIK ve/||/<>/> ATEŞ
( Ateşe atmışlar. VE/||/<>/> "Odunum az" demiş. )
- BOŞLUK/ESPAS[Fr. < ESPACE < Lat. SPATIUM]/SPACE[İng.]:
GENEL ile/ve/||/<> RESİMDE/FOTOĞRAFTA/SANATTA ile/ve/||/<> TİPOGRAFİDE ile/ve/||/<> BASIMCILIKTA
( GENEL ANLAMDA BOŞLUK/ESPAS:
Aralık, boşluk, uzaklık ya alan anlamına gelir.
İLE/VE/||/<>
RESİM/FOTOĞRAF VE SANATTA BOŞLUK/ESPAS:
Resim, heykel ve öteki görsel sanatlarda, boşluk, alan, derinlik, perspektif ve atmosfer gibi kavramları tanımlar.
Bir sanat yapıtındaki nesneler arasındaki boşluklar, yapıtın kompozisyonunu ve dengesini etkiler.
Sanatçının izleyiciyi yapıtın belirli bir noktasına yönlendirmesine ya da belirli bir duyguyu iletmesine yardımcı olabilir.
(Örneğin, bir resimde espas, resmin içindeki dengeyi ve açıklıkları yansıtmak üzere kullanılan bir terimdir. Doğru kullanıldığında resimdeki dengeyi ve bütünlüğü daha net anlamamıza olanak sağlar.)
İLE/VE/||/<>
TİPOGRAFİDE BOŞLUK/ESPAS:
Harfler, sözcükler ve satırlar arasındaki boşlukları tanımlar.
Bir metnin okunabilirliği ve estetiği için önemlidir.
Doğru espas kullanımı, metnin göz yormadan okunmasını sağlar.
(Örneğin, sözcük ve karakterler arasındaki boşlukları tanımlar. Bir metnin okunabilirliği ve estetiği için oldukça önemlidir. Espaslar, genellikle yazı karakterleri arasındaki boşluklar olarak kullanılır.)
İLE/VE/||/<>
BASIMCILIKTA BOŞLUK/ESPAS:
Harfleri birbirinden ayırmak için kullanılan küçük metal çubuklara denir.
Bu çubuklar, harfler arasında istenen boşluğu oluşturmaya yardımcı olur.
BOŞLUĞUN/ESPASIN ÖNEMİ:
Görsel iletişimde ve metin tasarımında önemli bir rol oynar.
Doğru espas kullanımı, bir yapıtın ya da metnin etkisini artırabilir.
Yanlış espas kullanımı, yapıtın ya da metnin anlaşılmasını zorlaştırabilir ya daa estetik açıdan hoş olmayan bir görünüm oluşturabilir. )
- BOYA ile TOPRAK BOYA
( Renk vermek, dış etkilerden korumak için eşyanın üzerine sürülen ya da içine katılan renkli nesne. | Resim yapmak için kullanılan kuru, sulu ya da yağlı boya. | Aldatıcı görünüş. | Yazmak için kullanılan mürekkep. İLE İçinde demir oksidi bulunan renk, kiremit kırmızısı. | Minerallerden elde edilen boyar nesne. )
- BOZMA ile/ve/<>/değil ÇARPITMA
( TAHRİF ile/ve/<>/değil ... )
- BOZMA değil/yerine/>< DÜZELTME
( İFSÂD[< FESÂD] değil/yerine/>< ISLAH[< SULH] )
- BOZMAK ile/değil GENİŞLETMEK
- [İt.] BRAVO ile/ve/||/<> BRAVA
( [başarıda/beğenide/değerlendirmede] Erkeklere söylenilen. İLE/VE/||/<> Kadınlara söylenilen. )
- BU ANLAMDA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOLAYISIYLA
- BU GECE GEL ya da/ne yazık ki/||/<>/> GELİR ECEL
- BU ŞARKIYI BİL(M)İYORUM ile/ve/değil BU ŞARKININ SÖZLERİNİ BİL(M)İYORUM
- BULANIK DENEYİMDEN BİLGİ ile/ve İMLERDEN VE SÖZCÜKLERDEN BİLGİ
( Birinci türden bilgi. )
( Yanlışın biricik nedenidir. )
( Knowledge of the first kind.
KNOWLEDGE BY FUZZY-EXPERIENCE vs./and KNOWLEDGE BY SIGNS AND WORDS )
( COGNITIO AB EXPERIENTIA VAGA )
- BULAŞMA ile/ve/değil/yerine/||/<> YANKILA(N)MA
- BURAYA/KONUŞMAYA/KONUYA TEŞRİF ETTİ değil BURAYI TEŞRİF ETTİ(ŞEREFLENDİRDİ/ONURLANDIRDI)
- BURUN ile BURNAZ
( ... İLE İri ve uzun burunlu. )
- BUSTROFEDON[İng. BOUSTROPHEDON < Yun. βουστροφηδόν]:
GERÇEK ile/ve/||/<> SÖZDE ile/ve/||/<> YİNELEYEN
(
Antik Yunanca kökenli bu terim, yazının öküzün tarlayı sürerken izlediği yol gibi her satırda yön değiştirmesi anlamına gelir. Tıpkı bir öküzün saban ile tarlayı sürerken her sıranın sonunda dönüp ters yönde devam etmesi gibi, metin de satır sonlarında yön değiştirir. Bustrofedon, antik dönemde yaygın olarak kullanılan çift yönlü bir yazı düzenidir. Özellikle MÖ VIII. - VI. yüzyıllar arasında Yunan, Etrüsk, Sabaean ve Safaitic gibi çeşitli dillerde kullanılmıştır. Modern yazı sistemlerinden farklı olarak, okuyucunun gözünün satır sonundan başa dönmesi gerekmez; bu da okuma sürecini daha akıcı duruma getirir. Klasik ve en yaygın bustrofedon türü. Satır yönü her satırda değişir ve yazaçlar, yatay olarak aynalı (mirrored) yazılır. Girit adasındaki en önemli Yunan hukuk yazıtı İtalya'daki antik Etrüsk mezar taşları Almanca "Schlangenschrift" (Yılan Yazısı) olarak da bilinir. Yazaçlar, aynalı değil 180° döndürülerek (baş aşağı) yazılır. Etrüsk serpantin bustrofedon örneği Adriyatik kıyısı yazıtları Metin aşağıdan yukarıya doğru ilerler ve her satır 180° döndürülür. Tableti fiziksel olarak çevirmek gerekebilir. Paskalya Adası'nın gizemli yazı düzeni Eski Macar çomak yazıtları
Ders: Elde edemediğimiz şeyleri küçümsemek, kendimizi kandırmaktan başka bir şey değildir.
Sözde bustrofedonda yazaçlar aynalı değil 180° döndürülmüş olarak yazılır (baş aşağı).
Okumaya sol alt köşeden başlanır. Her satırdan sonra tablet 180° çevrilir.
Antik Yunan'ın en kapsamlı hukuk metni. 12 sütundan oluşan bu yazıt, aile hukuku, mülkiyet ve kölelik konularını düzenler. Bustrofedon yazımın en iyi korunmuş örneğidir.
Hitit İmparatorluğu'nun yazı düzeni. Hayvan ve insan figürleri içeren hiyerogliflerde, figürlerin baktığı yön okuma yönünü belirler. Kesintisiz yineleyen bustrofedon kullanılır.
Hâlâ çözülememiş gizemli bir yazı düzeni. Okuyucu tableti her satırdan sonra 180° çevirir. Dünyada bilinen tek ters bustrofedon örneğidir.
Etrüsk dilinin en uzun yazıtlarından biri. Serpantin bustrofedon (Schlangenschrift) kullanır - yazaçlar, aynalı değil baş aşağı döndürülmüştür.
Saba Krallığı'nın yazı düzeni. Güney Arap abecesi kullanılır. Anıtsal yazıtlarda bustrofedon yeğlenmiştir.
Göçebe Arap kabilelerinin bıraktığı binlerce kaya yazıtı. Yazı yönü tutarsız olabilir - bazen bustrofedon, bazen tek yönlü.
Latince "sinister" (sol) sözcüğünden. İbranice, Arapça, Farsça gibi dillerde kullanılır. Tek yönlü, tutarlı sağdan sola yazım. Latince "dexter" (sağ) sözcüğünden. Latince, Türkçe, İngilizce gibi dillerde kullanılır. Modern Batı dillerinin standardı. Yazaçların hem yatay, hem de dikey olarak hizalandığı yazı stili. Her yazaç, bir ızgara gözesine yerleştirilir. Antik Yunan anıtlarında yaygındır. Metnin tamamının aynalı yazıldığı sistem. Leonardo da Vinci'nin defterlerinde görülür. Bustrofedondan farklı olarak yön değiştirmez. Metnin merkezden dışa ya da dıştan merkeze doğru spiral biçiminde ilerlediği yazım. Bazı antik diskler ve mühürlerde görülür. Çince, Japonca ve Korece'nin geleneksel yazım yönü. Sütunlar sağdan sola sıralanır. Modern kullanımda yatay da yaygın. ( ( Ağız kalabalığı ile bir şeyi elde eden. | Karışık, gürültülü patırtılı, tehlikeli olan. ) ( ) ( Evlerde süs olarak yetiştirilen, kırmızı çiçekler açan, bir tür kınaçiçeği. [Lat. IMPATIENS SULTANİ] ) ( Özellikle de görselde... ) ( TO DISTORT/PERVERT vs. TO REFLECT BACK | WHIGGISM ) ( Buğdaygillerden bir bitki türü. [Lat. EROGROSTIS MAJOR] ) ( Buğdaygillerden bir bitki türü. İLE Buğdaygillerden küçük bir çayır otu. ) ( EROGROSTIS MAJOR cum PHLEUM PRATENSE ) ( ... avec FLEOL ) ( Buğdaygillerden bir bitki türü. İLE Düğünçiçeğigillerden, sulak yerlerde yetişen, kökü iç sürdürücü olarak kullanılan bir bitki. İLE Baklagillerden, hayvan yemi olarak yetiştirilen bir bitki. ) ( EROGROSTIS MAJOR cum THALICTRUM cum TRIFOLIUM PRATENSE ) ( İrrasyonel [sonu olmayan, aşkın] sayı. İLE/VE/<> Açmaz/çıkmaz[paradoks]. İLE/VE/<> Aşk. ) ( CEBR: Kök/köken. | SÂM: Duymak/işitmek. ) ( Güzel konuşma. | Beceriklilik, girginlik. | Kurnazlık, hilekârlık. İLE Bir duygu ya da bir inanışın etkisiyle ölçüsüzce coşup kendinden geçme. | Çekilme, çekim. ) ( Var mı aşka? İLE/VE/||/<> Çarpıyor bir başka. ) ( Var mı aşka? İLE/VE/||/<> Çarpıyor bir başka. ) ( VARIANTE avec/et/||/<> COMENTAIRE ) ( Çizilerek ya da oyularak açılan kertik. | Esnafın, uzunlamasına ikiye bölüp üzerine kertikler çenterek hesap tuttuğu ağaç dalı. İLE Bir betiğin ya da derginin, kişi, konu, yer adı vb. bakımından içindekileri yer numarasıyla belirten ve yapıtın arkasında yer alan abecesel sıralama. | Belirli bir konuda çıkan betik ve dergideki yazılarla ilişkiyi sağlayan ve ayrı bir betik ya da süreli yayın biçiminde çıkan yapıt. | Kütüphane, belge vb. için düzenlenen belirli bir bilginin ya da belgenin bulunduğu yeri gösteren düzenli sıralama. ) ( LOAN TRANSLATION / CALQUE ) ( TRANSLATION vs./and TO SIMPLIFY ) ( [Dil Desteği] ( [Eğitim verileri ve kaynaklar] ( [Türkçe kültür ve aktarım anlayışı] ( [Uygulama Alanları] ( Cicero ve Seneca'nın felsefî yapıtlarında, Yunan ve Roma'lı şairlerden yapılan alıntılar... [Daniela Dueck]
( [not] TWEEZERS vs./but MAGNIFYING/BURNING GLASS ( Sesçe aynı, anlamca farklı olan sözcükleri birarada bulundurma sanatı. ) ( Söyleniş ve yazılışı aynı [eksik ya da fazlalık bulunmayan], anlamı ayrı iki sözcüğün birlikte kullanılışı. İLE/VE
Cinaslı sözcüklerin birinde, bir ya da birkaç harfin fazla olması biçiminde yapılan cinas. [dem > âdem gibi]
Cinaslı sözlerden biri, iki ayrı sözcük olan cinas türü. İLE/VE
Cinaslı sözcüklerden biri, bağımsız iki sözcükten oluşan cinas türü. İLE/VE
Pekiştirme sıfatıyla yapılan cinas türü. ) ( Söylenişleri ve yazılışları aynı, anlamları farklı iki sözcüğü birarada kullanmaya bağlı bir sanat. İLE/VE
Bir sözcükte harflerin yerleri değiştirilerek yapılan cinas. [anlamlı olma koşuluyla] İLE/VE
Aynı kökten türemiş sözcükleri aynı mısra ya da beyitin içinde kullanma sanatı. [teslîm, selâmet, selâm] İLE/VE
Bir mısranın söz sırasını anlamlı bir biçimde değiştirerek yineleme sanatı. İLE/VE
Bir şiirde her beyitin son sözcüğünü (ya da sözcük öbeğini), ondan sonraki beyitin ilk sözcüğü olarak kullanmak. [her beyitin ilk sözcüğü aynı beyitin son sözcüğü olarak yinelenirse ve şiirin uyağını oluşturursa mukaddem ü muahhar[< te'hîr] adını alır.] İLE/VE
Bir şiirin mısralarındaki sözcükleri sayı, uyak ve ölçü bakımından birbirine denkleştirme sanatı. [bu sanatın kullanıldığı şiirlere murassa' denilir] ) ( Çok düşün(ül)memeli, iyi/doğru/yeterli/nitelikli düşün(ül)meli! ) ( [not] TO THINK MUCH vs./and/but TO THINK WELL/RIGHT/ENOUGH/QUALIFIED ( ) ( "Çok Güzelsin!" Demenin Etkileri... yazısı için burayı tıklayınız... ) ( Yalansız olmaz. İLE/VE/<> Haramsız olmaz. ) ( Sözü çoğaltan, perdeyi kalınlaştırır. ) ( MANY WORD vs. FULL WORD ( Yaşamdaki en korkunç "durum" ya da deneyim, birini çok sevmektir. ( Düşük bilgi/bilinç seviyesindeki ya da çıkarcı kişilerin(zihinlerin), iyiliğ(in)e yönelimde, güdülenmesini ve kötülüğ(ün)e başvurmada da kendini tutmasını sağlatan en etkili/etkin iki durum/tutum. ) ( Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri. | Kol, bölüm. | Canlıların bölümlenmesinde, sınıfların biraraya gelmesiyle oluşan birlik, şube. İLE Arka, sırt. | Kol. | Boyun, ense. İLE Çıplak, yalın. İLE Zaman belirten sözcüklerin karşısına getirildiğinde sözcüğün anlamını güçlendirir. İLE Arap abecesindeki yazaç/harf. İLE Suda derinlere doğru ilerlemek. İLE Düşlemek, düşünmek, dalmak. İLE Bir tür Hint yemeği. ) ( BRANCH vs./and/||/<> ARM/BRANCH ) ( Bilmezler mânâsını, ederler dâvâsını. ) ( Ululuk, haşmet, büyük bir gösteriş. | Gürültü, tantana. ) ( Söylenti. [Olumsuz/istenmeyen.] İLE/VE/DEĞİL Bir haberin/bilgi(nin) yayılması. [Olumludur.] ) ( [not] GOSSIP [-] vs./and/but RUMOUR [+] ) ( Yapar. İLE/VE/||/<>/> Yayar. İLE/VE/||/<>/> İnanır. ) ( DEĞERİNİ/Zİ BİLİN! ( "...'ya kadar/dek" gibi bir işin/durumun sona erdiği/ereceği zamanı/yeri gösteren sözcük. İLE Sincap. İLE İlişkin, üstüne, ait, dair. ) ( ) ( Hattatların yazdığı meşk tomarı. ) ( Nakışlı kâğıda yazılmış yazı. ) ( Sokma, arasına sıkıştırma. | Gazeteye yazma. | Toplama, biriktirme. İLE/VE/||/<> Toplamak. | Bir araya getirmek. ) ( Ten, deri. İLE Kitap kaplaması. ) ( Bir metnin hâmişlerine(kenarlarına) konuyla ilgili düşülen notlar. ) ( Divit. Hokkadaki mürekkebe batırılarak yazı yazmaya yarayan ve değişik ucları olan bir kalem türü. ) ( * Kavram ve durum bildirirler. İLE Bir yargı ifade ederler. ( * İkisinde de sözcüklerde, mecaz, istiare ve kinâye vardır. ( TÂBİR/VECÎZE ile DARB-I MESEL ) ( Ayağında. İLE/VE/||/<>/> Göğsün[d]e. ) ( Olmayan. İLE/VE/||/<>/> Süremez. ) ( Yalnızken. İLE/VE/||/<> Yalnız değilken. ) ( TASHÎF[Ar. < SAHF | çoğ. TASHÎFÂT]: Yazı yazarken sözcüğü yanlış yazma, yanılıp yanlış sözcük yazma. ) ( Ağızdaki, tad alma örgeni/aracı. İLE/VE/<> Konuşma(sesli aktarım/paylaşım) aracı. İLE/VE/<> Gönül/kalp. ) ( ... VE/||/<> ... VE/||/<> Kavramı, kavramla göstermek. ) ( LANGUAGE and/||/<> LOGIC and/||/<> MATHEMATICS ) ( Kişilerin, düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek üzere, işaret ya da sözcüklerle yaşadıkları anlaşma. VE/||/<> Kişinin, hem kendine, hem de hemcinslerine yönelik 'iyilik' ülküsüne yaklaşma çabası ile hak-ödev bağlantısı çerçevesinde kurduğu ilişkiler manzumesini ve bunları belirleyen kurallar düzeni. VE/||/<> Yarar kaygısından git gide uzaklaşıp 'güzellik' değerlendirişine, elden geldiğince uygun ürün ortaya koymanın anlamını dışavurmanın yolu yordamıdır. ) ( Dilde, mucize olmaz. ) ( ... ile/ve/<> SEHUN/SÜHÂN/SUHAN ) ( Sözcükler, anlamları taşıyan at gibidir. ) ( Küçücük bir sözü/kelâmı bile küçümsemeyeceksin! ) ( Sözün/Kelâmın değerini bilmek, duymakla olur. ) ( Sözcükler, işaret eder ama açıklayamaz. ) ( Words indicate, but do not explain. ) ( LANGUAGE vs./and WORD ) ( ... İLE/VE/||/<> Yazına[edebiyata] dayalı dilbilgisi. ) ( Ağzımdaki dil. İLE Kullandığım/konuştuğum dil. İLE Bir bütünden kesilmiş ya da ayrılmış ince, yassı parça. | Radyatör parçalarından her biri. | Belirli ölçülere göre oluşmuş bölüm. | Değişik anlatı türü, masal, efsane, bilmece vb. bir metnin, bir yapıtın, aslından az çok ayrılan değişik biçimli olanı, epizot. ) ( ŞİVE[Fars.]: Söyleyiş özelliği. | Naz, eda, cilve. | Ağız. ) ( ... İLE/VE/||/<> Bir dilin, bilinmeyen, çok eski dönemlerinde, kendinden ayrılmış kolları. İLE/VE/||/<> Bir dilin, izlenebilen tarihi dönemlerinde ayrılmış kolu. İLE/VE/||/<> Herhangi bir şivenin, daha çok, söyleyiş[telaffuz] özelliklerine bağlı olarak oluşan yerel kolları. ) ( VARIANTES vs./and/||/<> DIALECTE vs./and/||/<> PATOIS vs./and/||/<> ACCENT ) ( Süprüntülük. İLE Çakal adı.["Kelîle ve Dimne" adlı öykü kitabındaki] ) ( Ne düşüneceğini öğrenir. İLE/VE/||/<> Nasıl düşüneceğini öğrenir. ) ( Dayanç/sabır. | Bekleme, gecikme, tutma, dinlenme. VE/||/<> Rahat/yerinde durma. | Eğlenme, dinlenme. | Yerleşme, karar kılma. ) ( BÎ-ÂRÂM: Rahat durmayan. | Sürekli dönen gezegenler. ) ( Bigi yoksa kişisel bir iddia olarak kalır. İLE Ancak, veriye/bilgiye dayanarak kullanılabilir. ) ( Bir konunun/durumun/ayrıntının, ne olduğunu "tanımladığımızdaki" ["...dır"] karşılığı ile ne olmadığı ya da ne olmayabileceğini belirttiğimizdeki anlamı, etkisi bir/aynı değildir. Ne olmadığını/olmayabileceğini ["... değildir"] belirttiğimizde [fazla] tartışma konusu bulunmayabilir fakat ne olduğu "iddia edilirse" çok fazla tartışma ve ayrışma konusu doğabilir/olabilir. ) ( DISCIPLINE and BREEDING ) ( [Yaklaşık olarak] 1250 - 1451 ile/ve/> 1451 - 1512 ile/ve/> 1512 - 1603 ile/ve/> I. Ahmed - IV. Mehmet [dönemi] ile/ve/> III. Ahmet - Tanzimat ) ( İkisi de aynı yerdir. [Tünel'dedir.] ) ( 1492'de Mevlevî Tekkesi. VE 1975'te müze. ) ( "Bu dünyadan Walter G. Andrews da geçti" - İsmail Güleç yazısını okumak için burayı tıklayınız... ) ( XIII. yy.'dan, XIX. yy.'a kadar, 3182 Dîvân Şairi vardır. ) ( Bahar nitelemeleriyle başlanarak birini övmek için yazılan kasîde. | Baharın gelişiyle doğanın uyanışını, değişimini, güzelleşmesini konu edinen kasîdeler. İLE/VE/<>BUSTROFEDON
Köken ve Tanım
βουστροφηδόν (boustrophēdón)
Bustrofedon Türleri
Gerçek Bustrofedon
TRUE
Gortyn Yasaları
Etrüsk Yazıtları
Sözde Bustrofedon
FALSE / SCHLANGENSCHRIFT
Capua Steli
Sabellik Yazıtları
Ters Bustrofedon
REVERSE
Rongorongo
Macar Rovás
Karşılaştırma
Özellik
Gerçek (True)
Sözde (False)
Ters (Reverse)
Yineleyen (Recursive/Iterating)
Satır Yönü Değişimi
* Her satırda
* Her satırda
* Her satırda
* Kesintisiz
Yazaç/Harf Dönüşümü
Yatay aynalama (mirror)
180° rotasyon (invert)
180° rotasyon
Türe göre değişir
Okuma Ekseni
Yatay zigzag
Yatay zigzag
Dikey zigzag (↑)
Yatay sürekli
Tablet Çevirme
X Gerekmez
X Gerekmez
* Gerekli (180°)
X Gerekmez
Paragraf Kesintisi
Olabilir (yön sıfırlanır)
Olabilir
Nadir
X Yok (sürekli)
Başlangıç Noktası
Sol üst köşe
Sol üst köşe
Sol alt köşe
Sol üst köşe
Yerine Ad
-
Schlangenschrift, Serpentine
-
Continuous Boustrophedon
Yaygınlık
En yaygın
Nadir
Çok nadir
Uzun metinlerde
Önemli Örnek
Gortyn Yasaları
Capua Steli
Rongorongo
Luwi Hiyeroglifleri
Bustrofedon Örnekleri
Tilki ve Üzüm - Ezop Masalı
GERÇEK BUSTROFEDON
Kaplumbağa ve Tavşan
SÖZDE BUSTROFEDON (Schlangenschrift)
Rongorongo Stili — Ters Bustrofedon
TERS BUSTROFEDON
Tarihsel Metin Örnekleri
Gortyn Yasaları
Luwi Hiyeroglifleri
Rongorongo Tabletleri
Capua Etrüsk Steli
Sabaean Yazıtları
Safaitic Yazıtları
İlişkili Yazı Yönü Kavramları
Sinistrograd
Dekstrograd
Stoichedon
Ayna Yazısı
Spiral Yazı
Dikey Yazı
Dijital Araçlar ve Kaynaklar
Araç / Kaynak
Tür
Açıklama
Bağlantı
dCode Boustrophedon
Çevrimiçi Dönüştürücü
Metni bustrofedon formatına dönüştürür. Hem aynalama hem de ters çevirme seçenekleri sunar.
dcode.fr
TextFixer Reverse Text
Metin Ters Çevirici
Metni ters çevirir ve aynalar. Bustrofedon oluşturmak için kullanılabilir.
textfixer.com
Unicode Bidirectional Algorithm
Teknik Standart
Unicode'un çift yönlü metin işleme standardı. RTL ve LTR karışık metinler için.
unicode.org
Wikipedia - Boustrophedon
Ansiklopedi
Kapsamlı tarihsel bilgi, örnekler ve referanslar.
wikipedia.org
Omniglot Writing Systems
Referans Sitesi
Dünya yazı düzenleri ansiklopedisi. Bustrofedon kullanan diller hakkında bilgi.
omniglot.com
Unicode Denetim Karakterleri
Karakter
Unicode
İsim
Kullanım
U+200F
Right-to-Left Mark (RLM)
Metnin sağdan sola yönünü zorlar
U+200E
Left-to-Right Mark (LRM)
Metnin soldan sağa yönünü zorlar
U+202E
Right-to-Left Override (RLO)
Tüm sonraki karakterleri RTL yapar
U+202D
Left-to-Right Override (LRO)
Tüm sonraki karakterleri LTR yapar
U+202C
Pop Directional Formatting (PDF)
Yön geçersiz kılmasını sonlandırır
Aynalı Yazaç
)
Bölüm
Açıklama
Tanım
Satırların bir sağa bir sola; yani öküzün tarlayı sürerken izlediği yol gibi gidiş-geliş yönünde düzenlendiği eski yazı biçimi.
Köken
Yunanca boustrophēdón (βουστροφηδόν) → bous (öküz) + strophē (dönüş) + -dón (zarf eki).
Anlamı: “Öküz gibi dönerek (yazarak)”.
Yazım Yönü
Bir satır sağdan sola, sonraki satır soldan sağa ilerler.
Sağdan sola giden satırlarda çoğunlukla harfler de ayna yönünde yazılır.
Görsel Mantık
Yazı bir yılan gibi kıvrılarak ilerler. Satır sonuna gelindiğinde yeni satır ters yönden devam eder.
Kullanıldığı Dönemler
MÖ 7–5. yüzyıllar arasında Arkaik Yunan yazıtları.
Ayrıca bazı Ege ve Anadolu yazılarında: Luwi, Likya, Karya.
Etrüsk yazıtlarında sınırlı örnekler.
Runik yazmalarda ender örnekler.
Bustrofedon Türleri
1. Gerçek bustrofedon: Satır yönü değişir, yazaçlar da aynalanır.
2. Sözde/rotasyonlu bustrofedon: Satır yönü değişir fakat yazaçlar, aynalanmaz.
3. Yineleyen/rekursif bustrofedon: Satır içi yön okları ya da simgeler kullanılır.
Teknik İşlevler
Satır başına dönme gereksinimini azaltır; yazıcı için hız ve ergonomi sağlar.
Taş yazıtlar ve blok yazım için özellikle uygulanabilirdi.
Modern Kullanım
Kodlama ve matematikte zigzag tarama algoritmaları.
QR ve optik dizilerde bustrofedon tarama mantığı.
Steganografi ve veri dizilimlerinde “bustrofedon pattern” olarak geçer.
Somut Eski Örnekler
Gortyn Yasası (Girit, MÖ V. yy) - en ünlü bustrofedon metinlerden biri.
Eski Yunan stel ve taş yazıtlarının büyük bölümü (özellikle Arkaik dönem).
Etrüsk ayna yazımlı mezar yazıtları.
...
Günümüzde doğal dillerde kullanılmaz; tarihsel ve teknik bir yazım düzeni olarak incelenir.
- BU/ŞU/O SÖZ/DÜŞÜNCE/DAVRANIŞ:
DOĞRU MU? ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLANAKLI MI?- BÜYÜCÜ/LÜK" / "SİHİRBAZ/LIK" /"KÂHİN/KEHÂNET" ile/değil YANILTICI/LIK / İLÜZYON/İST
- (BÜYÜK) "HİKAYE" değil SÜREÇ
- BÜYÜK KONUŞMA ile/ve/değil/||/<> İDDİA
- BÜYÜK SÖZ yerine HİKMETLİ SÖZ
- BÜYÜK/LÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YÜCE/LİK
- CAFCAF/LI[Fars.] değil/yerine/= GÖSTERİŞ
- ÇAĞATAY TÜRKÇESİ ile/ve/||/<> OSMANLI TÜRKÇESİ
- ÇAĞIN:
KUŞATMASI ile/ve/||/<> KUCAKLAMASI- ÇAĞRIŞIM ile/ve/değil/yerine/>/</||/>< KAVRAM
- ÇAĞRIŞIM ile/ve/değil/||/<>/< KOŞULLANMA
- ÇAĞRIŞIM = TEDAî = ASSOCIATION)[İng., Fr.] = ASSOZIATION[Alm.] = ASOCIACIÓN[İsp.]
- ÇAĞRIŞIM ile/ve/değil/||/<>/< UYARAN
- ... değil ÇALAKALEM
- ÇALIŞMALARI:
YÜRÜTMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> SÜRDÜRMEK- CAMGÜZELİ -ile
- CAN/ÂN" ile/değil/yerine CAN ve CANAN
- CANIMIZI, TEN EYLEMEK/SANMAK/VARSAYMAK ile/değil/yerine/>< TENİMİZİ, CAN EYLEMEK
- CANLANDIRMA ile/ve/||/<> ZENGİNLEŞTİRME ile/ve/||/<> DERİNLEŞTİRME
- ÇARPICI ile/ve/||/<> SARSICI
- ÇARPITMAK ile GERİYE YANSITMA
- ÇARPITMAK ile SAPTIRMAK
- ÇARPTIRMAK ile/değil ÇARPITMAK
- ÇAYIRGÜZELİ -ile
- ÇAYIRGÜZELİ ile ÇAYIROTU
- ÇAYIRGÜZELİ ile ÇAYIRSEDEFİ ile ÇAYIRTİRFİLİ
- CEBR-ÜL es-SÂM:
MATEMATİKTE ile/ve/<> MANTIKTA ile/ve/<> ŞİİRDE- ÇEHOV değil ÇEHOF
- DİKKATİNİ:
"ÇELMEK" değil ÇEKMEK- CEMAL:
GÜZELLİK ile/ve YÜZ- CERBEZE ile/ve/||/<>/> CEZBE
- ÇERÇEVE ile/ve/||/<> ZARF
- CERES ile/ve/||/<> BAKHÜS
- CESARET ile/ve/||/<> KALB(İN ATMASI)
- ÇEŞİTLENME/DEĞİŞKE ile/ve/||/<> ÇEVİRİ
- CESUR/CESURCA değil/yerine/= YÜREKLİ/KORKUSUZ/GÖZÜPEK
- ÇETELE ile/||/<>/> DİZİN/FİHRİST[Fars.] / LİSTE/İNDEKS/ENDEKS[İng.]
- ÇEVİRİ AMAÇLI METİNDE:
ÇÖZÜMLEME ile/ve/||/<> YORUMLAMA- ÇEVİRİ:
SPONTANE değil SİMULTANE- ÇEVİRİ ile/ve/<> AKTARIM
- ÇEVİRİ ile ÖDÜNÇLEMELİ ÇEVİRİ
- ÇEVİRİ ile/ve/değil/||/<> UYARLAMA
- ÇEVİRİ ile/ve YALINLAŞTIRMA
- ÇEVİRİDE:
OLANAKSIZLIK ile/ve/||/<> TAMAMLANAMAZLIK- ÇEVİRMEK ile/ve/değil/||/<>/< DÖNÜŞTÜRMEK
- CHATGPT ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TURGPT
Çok sayıda dilde, metin anlama ve üretme yeteneğine sahip bir yapıdır. Ancak, özellikle İngilizce odaklıdır.[Öteki dillerdeki etkililiği, İngilizce kadar yüksek olmayabilir.]
İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>
Özellikle Türkçe dilinde üstün performans gösteren ve Türkçe içerik oluşturmak ve anlamak için odaklandırılmış bir yapıdır. )
Çok sayıda İngilizce metin kaynağından eğitilmiştir ve İngilizce'ye odaklanır.[Öteki dillerdeki veri kaynaklarına da erişimi vardır.]
İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>
Özellikle Türkçe içeriklerden eğitilmiş ve Türkçe'deki metinleri daha iyi anlayabilen ve yansıtabilen bir yapıdır. )
Türk kültürü ve tanımları konusunda sınırlı bilgiye sahip olabilir ve bu nedenle Türkçe içerikleri daha az doğru biçimde işleyebilir.
İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>
Türk kültürünü ve tanımlarını daha iyi anlar ve bu nedenle Türkçe metinleri daha iyi işleyebilir. )
Genel sohbet, metin oluşturma, soru-yanıt uygulamaları, metin tabanlı oyunlar ve daha fazlası gibi geniş bir uygulama yelpazesi için kullanılabilir.
İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>
Özellikle Türkçe içeriğe sahip web siteleri, müşteri hizmetleri botları, özel Türkçe metin oluşturma görevleri ve Türkçe'deki çeşitli uygulamalar için daha uygundur. )- CICERO ve/||/<>/> SENECA
)
Şair
Cicero
Seneca
Toplam
Accius
28
3
31
Aeschylus
3
–
3
Afranius
1
–
1
Alcaeus
2
–
2
Anacreon
–
1
1
Aratus
41
–
41
Archilochus
1
1
2
Aristophanes
2
1
3
Atilius
1
1
2
Caecilius
11
1
12
Callimachus
2
–
2
Q. Catulus
1
–
1
Cicero
9
–
9
Crantor
1
–
1
Empedokles
1
–
1
Ennius
92
2
94
Euripides
9
2
11
Hesiod
1
3
4
Hipponax
1
–
1
Homer
23
10
33
Horace
–
4
4
Ibycus
1
–
1
Labeo
–
–
–
Lucilius
13
3
16
Lucretius
1
4
5
Maecenas
–
3
3
Montanus
–
2
2
Naevius
4
1
5
Ovid
–
14
14
Pacuvius
27
–
27
Plautus
3
–
3
Publius
–
7
7
Rabirius
1
–
1
Simonides
1
–
1
Solon
4
–
4
Sophocles
3
–
3
Terence
15
1
16
Trabea
3
–
3
Turpilius
5
–
5
Valgius
–
1
1
Varro
1
–
1
Virgil
–
84
84
Bilinmeyen
15
7
22
Toplam
327
156
483
- ÇIĞLIK ile/ve/değil/=/||/<>/< ÇAĞRI
- ÇIKAR ile/değil/yerine/>< ÇIKARIM
- ÇIKAR >< GÜZEL/LİK
- ÇİLEDEN ÇIKMAK ile/ve/||/<> ÇIĞIRDAN ÇIKMAK
- CIMBIZ ile/değil/yerine BÜYÜTEÇ
MAGNIFYING/BURNING GLASS instead of TWEEZERS )- CİNÂS[Ar.] -ile
- CİNÂS-I TAMM ile/ve CİNÂS-I NÂKIS ile/ve CİNÂS-I MÜREKKEB ile/ve CİNÂS-I MEFRÛK ile/ve CİNÂS-I DARBÎ
- CİNÂS/TECNİS ile/ve KALB ile/ve İŞTİKAK[< ŞAKK] ile/ve AKİS ile/ve İADE ile/ve TARSÎ'/TERSÎ'
- ÇİRKİN ile/değil YETERİNCE GÜZEL DEĞİL
- ÇOCUKLARA:
KONUŞMAYI "ÖĞRETMEK" ile/ve/değil/yerine DİNLEMEYİ GÖSTERMEK/ÖĞRETMEK- ÇOĞUL TANIMLARIN ÖNÜNE/ÖNCESİNE "BİR" (SÖZCÜĞÜ) KONULMAZ/SÖYLENİLMEZ!
- ÇOĞUL/LUK / ÇOK/LU ile/ve/değil/||/<> ÇEŞİT/Lİ/LİK
- ÇOK BİLGİLİ OLMAK ile/ve/||/<>/> ÇOK GÜZELLİK VE ACI GÖRMEK/YAŞAMAK
- ÇOK BİLMİŞLİK ile/ve/değil/<> HADDİNİ/AMACINI AŞAN, ANLAMSIZ(GEREKSİZ/YERSİZ) SÖZ/KONUŞMA
- ÇOK DÜŞÜNME" ile/ve/değil/yerine İYİ/DOĞRU/YETERLİ/NİTELİKLİ DÜŞÜNME
TO THINK WELL/RIGHT/ENOUGH/QUALIFIED instead of TO THINK MUCH )- ÇOK GÜZELSİN! DEMENİN:
ÖNCESİ ile/ve/||/<>/> SONRASI- ÇOK KULLANIM ile/ve/değil/||/<> KÖTÜ KULLANIM
- ÇOK SATANLAR ile/ve/||/<> ÇOK İLGİ GÖRENLER
- ÇOK SÖZ ile/ve/<> ÇOK MAL
- ÇOK SÖZ ile/yerine TOK SÖZ
FULL WORD instead of MANY WORD )- ÇÖZÜM:
"BİZDE" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİREYDE- ÇÖZÜMLEME ile/ve/||/<> AÇIKLAMA
- ÇÜNKÜ-NİYE/NEDEN? yerine NİYE/NEDEN? ÇÜNKÜ ...
- DAĞLAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< FARKLAR
- DAHA GÜZEL değil/yerine BAŞKA/AYRI BİR GÜZEL
- DAHA/EN) KORKUNÇ/VAHİM OLAN:
SOKAKTAKİ KARGAŞA ile/değil DİLDEKİ KARMAŞA
[Sevgi kadar değerli bir duygunun nesi, nasıl korkunç olabilir? O sevgimizin yoğunluğunun o kişiyi kendimizden kaçırma olasılığının artırması ve ölümünün duyulmasından dolayı her an için geçerli ve etkisi yüksek olan çok korkutucu bir durumdur.] )- DAHA) ("ÜST") GÜCE[OLANAKLARA/KİŞİLERE] TAPARLIK ile/ve/değil/yerine/||/<> ÖYKÜNME
- DAHA ile/ve/değil/yerine/=/||/<> HENÜZ ile/ve/değil/yerine/=/||/<> HÂLÂ ile/ve/değil/yerine/=/||/<> ARTIK
- DÂHİYÂNE ile/ve/||/<>/> ÂHİYÂNE
- DAL ile DAL ile DAL ile DAL ile DAL ile DAL ile DAL ile DAL
- DAL ile/ve/||/<> KOL
- DAMARDAN" değil/yerine DOĞRUDAN
- DAVÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< MÂNÂ
- DAYANÇ/SABIR:
EMEK/ÇABA ve/+/||/<>/> SÜREKLİLİK- DEBDEBE[Fars.] değil/yerine/= GÜRÜLTÜ/PATIRTI/TANTANA
- DEDİKODU/GIYBET:
SÖZLE ile/ve HAREKETLE ile/ve DİNLEYEREK- DEDİKODU ile SÖZ/LÂF TAŞIMA
- DEDİKODU ile/ve/değil/< TEVÂTÜR[Ar. < VİTR]
- DEDİKODUDA:
ÂDİ/LER ile/ve/||/<>/> APTAL/LAR ile/ve/||/<>/> AHMAK/LAR- DEĞERİ OLMAYAN ile/ve/değil DEĞERİNİ ÖLÇME OLANAĞI BULUNMAYAN
- DEĞERİNİ/Zİ BİLİN!
Kırlangıç, bir adama âşık olmuş.
Penceresinin önüne konmuş, tüm cesâretini toplamış, tüylerini kabartmış,
güzel durduğuna iknâ olduktan sonra...
Küçük, sevimli gagasıyla cama vurmuş.
Tık... tık... tık...
Adam, cama bakmış. Ama içeride kendi işleriyle ugraşıyormuş. Bir
meşgulmüş, bir meşgulmüş! Kimmiş, onu işinden alıkoyan?
Minik bir kırlangıç!
Heyecanlı kırlangıç, telâşını bastırmaya çalışarak, deriiin bir soluk
almış, şirin gagasını açmış, sözcükler dökülmeye başlamış:
- Hey adam! Ben seni seviyorum. Nedenini, niçinini sorma. Uzun
zamandır, seni izliyorum. Bugün, cesâret buldum konuşmaya.
Lütfen, pencereyi aç ve beni içeri al. Birlikte yaşayalım.
Adam birden parlamış.
- Yok daha neler?
- Durduk yerde sen de nereden çıktın şimdi? Olmaz alamam! demiş.
Gerekçesi de sersemceymiş:
- Sen kuşsun! Hiç kuş insana aşık olur mu?
Kırlangıç mahçup olmuş. Başını önüne eğmiş.
Ama pes etmemiş, bir süre sonra tekrar pencereye gelmiş, gülümseyerek
bir kez daha şansını denemiş:
- Adam, adam! Haydi aç artık şu pencereni.
Al beni içeri! Ben, sana dost olurum. Hiç canını sıkmam.
Adam, kararlı; adam, ısrarlı:
- "Yok, yok ben seni içeri alamam" demiş. Biraz da kabaymış,
sözü kısa kesmiş:
- "İşim gücüm var, git başımdan!"
Aradan bir zaman geçmiş. Kırlangıç, son kez adamın penceresine gitmiş:
- "Bak! Soğuklar da başladı, üşüyorum dışarıda.
Aç şu pencereyi, al beni içeri! Yoksa, sıcak yerlere göç etmek zorunda
kalırım. Çünkü, ben ancak sıcakta yaşarım. Pişman olmazsın, seni
eğlendiririm. Birlikte yemek yeriz, bak hem sen de yalnızsın!
Yalnızlığını paylaşırım..." demiş.
Bazıları, gerçekleri duymayı sevmezmiş. Adam, bu yalnızlık sorununa
içerlemiş. Pek bir sinirlenmiş.
- "Ben, yalnızlığımdan memnunum!" demiş... Kuştan, onu rahat bırakmasını
istemiş. Düpedüz kovmuş. Kırlangıç, son denemesinden de başarısızlıkla
çıkınca, başını önüne eğmiş, çekip gitmiş.
Yine aradan zaman geçmiş. Adam, önce düşünmüş, sonra itiraf etmiş:
- "Hay benim akılsız başım" demiş.
- "Ne kadar aptallık ettim! Beklenmedik bir anda karşıma çıkan bir
dostluk fırsatını teptim. Niye onun teklifini kabul etmedim ki? Şimdi böyle
kös kös oturacağıma, zevkli vakit geçirirdik birlikte."
Pişman olmuş olmasına ama iş işten geçmiş.
Yine de kendini rahatlatmayı ihmal etmemiş:
- "Sıcaklar başlayınca, kırlangıcım nasıl olsa yine gelir. Ben de onu
içeri alır, mutlu bir yaşam sürerim."
Ve çok uzunca bir süre, sıcakların gelmesini beklemiş. Gözü
yollardaymış. Yaz gelmiş, başka kırlangıçlar gelmiş. Ama...
Onunki hiç görünmemiş!
Yazın sonuna kadar penceresi açık beklemiş ama boşuna.
Kırlangıç, yokmuş!
Gelen başka kırlangıçlara sormuş ama gören olmamış. Sonunda, danışmak
ve bilgi almak için bir bilge kişiye gitmiş.
Olanları anlatmış. Bilge kişi, gözlerini adama dikmiş ve demiş ki:
- "Kırlangıçların yaşamı, altı aydır..."
* * * * *
Yaşamda bazı fırsatlar vardır, yalnızca bir kez elimize geçer ve
değerlendiremezsek uçup gider.
Yaşamda bazı kişiler vardır, sadece bir kez karşımıza çıkar, değerini
bilemezsek kaçıp gider. Ve asla geri gelmezler. )- DEĞERLENDİRME ile/ve/değil/||/<>/> TEKLİF
- DEĞİN ile DEĞİN ile DEĞGİN
- DEĞİŞİM ile/ve/||/<>/> DENETİM
- DEME, NEFES: Alevî ve Bektâşî şiiri. -ve
- DEMEYE GETİRMEK ile/değil/yerine/||/<>/< DEMEYE ÇALIŞMAK
- DEPREM ve/||/<> YANGIN
- DERC[Ar.] (ETMEK) ile/ve/||/<> CEM[Ar.] ETMEK
- DERDİN DERMANI(NA) ile KALBİN FERMANI(NIN YETME[ME]Sİ)
- DERGİ ile/ve/||/<>/> DÜŞÜNCE
- DERİ[Yun.]/CİLT/CİLD[Ar.] ile CİLT
- DERİNLİK ile/ve/||/<> ÇOK ANLAMLILIK
- DERKENAR -ile
- DERLEME ile KOLAJ
- DERMAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DEVRÂN
- DERTLİ AĞIZ ile/ve/||/<> EHLİYETLİ KİŞİ
- DEŞMEK ile/ve/değil/||/<>/> KAZMAK
- DESTÂN[Fars.]/EPOPE[Fr. < Yun.] değil/yerine/= OZYIR
- DESTAN:
YAPAY ile DOĞAL- DESTAN > HALK ÖYKÜSÜ > MESNEVÎ > ROMAN
- DESTAN[Fars.] ile KISSA[Ar.]
- DESTANÎ/EPİK değil/yerine/= OZYIRSI
- DESTEKLEMEK ile/ve/||/<> PEKİŞTİRMEK
- DEVÂT[Ar.] ile/ve/=/||/<> DEVÎT[Ar.]
- DEVE ile/ve/||/<> "ASLAN" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BEBEK
- DEVİM/HAREKET ile/ve/||/<>/> DÖNÜŞÜM
- DEVİM/HAREKET ile/ve/||/<>/> GELİŞİM
- DEVRİK TÜMCE/CÜMLE ile/ve/yerine (DÜZGÜN/DOĞRU) TÜMCE/CÜMLE
- DEYİM ile ATASÖZÜ
* Mecazlı anlamı vardır. İLE Bu, koşul değildir.
* Deyimlerde kesin hüküm, öğüt, yol göstericilik yoktur.[Bu yüzden genel kural oluşturmazlar.] İLE Kesin bir yargı bildirirler.
* Genellikle, öyküsü, efsanesi ve kaynağı vardır. İLE Anonimdir, söyleyenleri belirli değildir.
* Anlatım kalıbı olarak görebiliriz. İLE Tek başlarına bir tümcedir. )
* Sözcük dizilişleri değiştirilemez.
* Sözcüklerin eş anlamlısını, sözcüğün yerine getirmek, olumlu bir sonuç vermez, sözü bozar.
* Biçim yönünden, birbirine benzerler. )- DEYİM ile/değil DİYEYİM[YAZIDA]/DİYİM[KONUŞMADA]
- DEYİM ile/ve/||/<> TERİM
- DİDEM, YÜZÜNE NAZAR ile/ve/||/<> NAZAR, YÜZÜNE DİDEM
- DİDİKLEMEK ile/ve/||/<> KURCALAMAK
- DİKEN YARASI ile/ve/||/<>/> GÜL KOKUSU
- DİKKAT ÇEKMEK ile/ve/değil/yerine/<> DİKKAT ETMEK
- DİKKAT ÇEKMEK ile/ve/değil/yerine ÖNEMİNİ BELİRTMEK
- DİKKAT:
KENDİMİZE ile/ve/||/<> SÖZÜMÜZE- DİKKAT ile/ve/||/<>/>/< ÖNEMSEME
- DİKKATE ALMA (TEDEBBÜR)
- DİKKATE ALMAK ile/ve/||/<>/> AYRACA ALMAK
- SÖYLEYİŞ/DİKSİYON[Fr./İng. < DICTION] ile/ve/değil/||/<> SESLENDİRİŞ/ARTİKÜLASYON[Fr./İng. < ARTICULATION]
- DİL (BİLGİSİ) YAZIP KONUŞMAK ile/ve/değil KONUŞUP, DİL (BİLGİSİ) YAZMAK
- DİL ÇIKARMAK ile/ve/||/<>/> DİL ATMAK
- DİL FELSEFESİ'NDE:
NAHİV ile/ve/||/<> MANTIK ile/ve/||/<> BELÂGAT ile/ve/||/<> USUL-Ü FIKIH- DİL:
GÖNÜL "KARIŞTIRAN" ile/ve/||/<> ZİHİN KARIŞTIRAN- DİL ve/||/<> BELLEK ve/||/<> YAŞAM
- DİL ile/ve BİLDİRİŞİM
- DİL ile/ve/<> DİL ile/ve/<> DİL[Fars.]
- DİL ve/=/||/<>/>/< EDEB
- DİL ve/||/<> MANTIK ve/||/<> MATEMATİK
- DİL ve/||/<> SANAT ve/||/<> AHLÂK
- DİL ile/ve/<> SÖZ
- DİL ve SÖZ/SÖZCÜK:
Ölçü eşikleri.- DİL/TIL ile/ve/||/<> SÖZCÜK/KELİME
- DİL ile/ve/değil/||/<>/> ÜSLÛP
- DİLBİLİM/LİNGUİSTİK ile/ve/||/<> ÖRÜBİLİM/FİLOLOJİ
- DİLDE:
KAYMA ile/ve/||/<> "ESNEME"- TASARRUF" (İDDİASI/SAFSATASI):
"DİLDE" değil SÖZCÜKTE- DİLDEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TELDEN
- DİLİ, DOĞRU KULLANMAK:
HER VATANDAŞIN/KİŞİNİN GÖREVİ ve/||/<>/> KENDİNE VE TOPLUMA YAPTIĞI YATIRIM- DİLİ ÖĞRENMEK/ÖĞRETMEK ile/ve/değil/||/<>/>/< DİLİ KULLANMAYI ÖĞRENMEK/ÖĞRETMEK
- DİL/İ ile/ve/değil/||/<>/> ANLATIM/I
- ... DİL/İ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM/I
- DİLİM ile DİLİM ile DİLİM
- DİLİN:
BELİRLENMESİ ile/ve/||/<>/> YALINLAŞTIRILMASI- DİL'İN:
ÇEŞİTLERİ ile/ve/||/<> LEHÇELERİ ile/ve/||/<> ŞİVELERİ ile/ve/||/<> AĞIZLARI- (DİLİN) DİLBİLGİSİ ile/ve/<>/değil/yerine AKLIN DİLBİLGİSİ
- DİMNE[Ar.] ile Dimne[Ar.]
- DİNİN DİLİ ile/ve İLMİN DİLİ ile/ve EDEBİYATIN DİLİ
- DİNLEMEK ve/+/||/<>/>/< YAZMAK(NOT ALMAK)
- DİNLEYEN ile/ve/||/<> OKUYAN
- DİRENG[Fars.] ve/||/<> ÂRÂM[Fars.]
- DİRETMEK ile/değil/yerine/>< DİRİLTMEK
- ...DIR'IN İŞLEVİ:
NE OLDUĞUNU TANIMLAMADA ile/değil NE OLMADIĞINI TANIMLAMADA- DİRLİK ve/||/<>/> DÜZEN
- DIŞ "GÜZELLİK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İÇ GÜZELLİK
- DİSİPLİN ve EDEB
- DİVAN DÜZYAZILARINDA:
TEZKİRE ile/ve TARİH ile/ve SEFARETNAME ile/ve SEYAHATNAME ile/ve SİYASETNAME ile/ve MÜNAZARA ile/ve MÜNŞEAT ile/ve EVLİYÂ TEZKİRESİ ile/ve KISAS-I ENBİYÂ- DİVÂN EDEBİYATI DÖNEMLERİ'NDE:
KURULUŞ ile/ve/> GEÇİŞ ile/ve/> KLASİK ile/ve/> SEBK-İ HİNDÎ ile/ve/> YERLİLEŞME- DÎVÂN EDEBİYATI MÜZESİ ve GALATA MEVLEVÎHÂNESİ
- DÎVÂN EDEBİYATI ile TANZİMAT EDEBİYATI
- DİVAN EDEBİYATI ve/||/<>/> WALTER G. ANDREWS
- DİVAN ŞİİRİ TÜRLERİ [DİNSEL OLMAYAN/LAR]:
BAHÂRİYE ile/ve/<> CEMREVİYE ile/ve/<> FAHRİYE ile/ve/<> IYDİYE ile/ve/<> MEDHİYE ile/ve/<> MERSİYE ile/ve/<> HİCVİYE ile/ve/<> GAZAVATNÂME ile/ve/<> SAKİNÂME ile/ve/<> HAMAMNÂME ile/ve/<> SAHİLNÂME ile/ve/<> KIYÂFETNÂME ile/ve/<> SURNÂME ile/ve/<> LÛGAZ ile/ve/<> MUAMMÂ ile/ve/<> HEZLİYÂT ile/ve/<> TARİH DÜŞÜRME ile/ve/<> ŞEHR-ENGİZ ile/ve/<> DÂRİYE
Bayramlar, baharlar gibi cemre vesilesiyle, dönemlerindeki önemli kişiler için yazılan şiirler. İLE/VE/<>
Bir kişinin[devletli, bir başka şair ya da şairin kendinin] övüldüğü şiirler. İLE/VE/<>
Dönem büyüklerinden birini bayramın gelişi dolayısıyla öven kasîde türü. İLE/VE/<>
Bir kişiyi [devlet ya da tasavvuf ileri gelenlerini] övmek için yazılan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Bir ölenin/vefâtın ardından duyulan acıyı anlatmak, öleni övmek için yazılan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Bir kişiyi, kurumu, toplumsal olayı, geleneği yeren/taşlayan manzum türü. [Siham-ı Kaza - Nef'î] İLE/VE/<>
Savaşları, kahramanlıkları, zaferleri anlatan manzum ya da mensur yapıtlar. [İlk gazavatnameler XV. yy.'da yazılmaya başlanmıştır] İLE/VE/<>
İçki ve içki âlemlerinin övülerek anlatıldığı manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Hamamları, hamam eğlencelerini ve hamamdaki güzelleri betimlemek üzere yazılan manzum yapıtlar. [ilki: Deli Birader - Gazalî] İLE/VE/<>
İstanbul kıyıları ile buralardaki yerlerinin anlatıldığı şiirlerin genel adı. [Fennî] İLE/VE/<>
Kişilerin karakterlerini, fiziksel görünümlerini [göz rengi, boy uzunluğu/kısalığı vb.] temel alarak açıklamaya çalışan yapıtlar. İLE/VE/<>
Sarayın mutlu günlerini [evlenme, doğum şenlikleri vb.] anlatann manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Hece vezniyle yazılmış manzum bilmece. İLE/VE/<>
Belirli kurallara göre düzenlenip çözülebilen manzum bilmece. İLE/VE/<>
Alaylı bir dille yazılmış manzum türü. [zarif bir nükte ya da güzel bir mazmun kadar kaba şakalara, taşlamalara ve sövgülere de yer verilir] İLE/VE/<>
Önem verilen bir olayın ya da bir yapının kuruluş yılını bildiren bir tümce, bir mısra ya da beyit yazmak. İLE/VE/<>
[Fars.: "Şehir karıştıran"] Bir kenti, o kentin güzelliklerini, doğal ve sosyal özelliklerini anlatan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Yeni yaptırılmış saray, köşk, yalı benzeri binalar için yazılmış kasîdeler. )
(1996'dan beri)