Bugün[04 Kasım 2025]
itibarı ile 28.406 başlık/FaRk ile birlikte,
28.406 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(46/115)


- HOŞNUT/LUK ile/ve/<> RIZÂ/RÂZI


- HOSPİTALİZE ETMEK ile HOST ile HOSTİLİTE

( Hastaneye yatırmak. İLE Konak. İLE Düşmanlık. )


- HOST-GUEST İLE LOCK-KEY İLE İNDÜKLENMİŞ UYUM ile/||/<> MOLEKÜLER TANIMA

( Moleküller arası spesifik etkileşim modelleri. )

( Formül: Ka = [HG]/[H][G] )


- HOŞT ile HÖST

( Köpekleri ürkütüp kaçırmak için çıkarılan ses. İLE At, katır gibi hayvanları, özellikle öküzü durdurmak için çıkarılan ses. | Birini uyarmak için kullanılan kaba seslenme. )


- HOSTILITY ile/değil/yerine/>< HOSPITALITY

( Düşmanlık. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Konukseverlik. )


- HOŞUNA GİTME/ME ile/ve İŞİNE GELME/ME


- HOTOZ ile HOTOZ

( Kadınların, süs için saçlarının üstüne taktığı, çeşitli renk ve biçimde yapılmış küçük başlık. İLE Kimi kuşların başlarında bulunan tüyler. )


- HOW? vs. HOW MUCH?


- HOYRAT[Yun.] ile HOYRAT

( Kaba, kırıcı ve hırpalayıcı. İLE Güneydoğu Anadolu ile Irak Türk bölgesinde, ezgi ile söylenilen mani. )


- HTTP/HYPERTEXT TRANSFER PROTOCOL[İng.] değil/yerine/= ÜST METİN AKTARIM PROTOKOLÜ


- HUB ile/ve/||/<>/>/< AŞK

( ... İLE/VE/||/<>~>~< Kendi olgunluğuna olan tutku. )


- HUBB[Ar.] ile/değil/yerine/>< HUBB[Ar.]

( Aldatıcı, kurnaz, hilekâr. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sevgi. )


- HUBUB[Ar. < HUBÂB, HUBÂBE] ile HUBÛB[Ar. < HABB]

( Su üzerindeki kabarcıklar. İLE Taneler, tohumlar. )


- HUBÛR[Ar.] ile HUBÛR[Ar. < HABER]

( Sevinç, neşe/sürûr. | Bilginler, âlimler, fakihler, zekiler, anlayışlıklar.[< HİBR: Öğretmen. | Mürekkep. | Yahudi/İsrailoğulları bilgini.] İLE Haberler, havâdisler. )


- HÜCCET ile DELİL


- HÜCCET ile/||/<> HÜCCET-İ ŞERİYE/ŞERİYYE

( Delil. İLE/||/<> Şeriyye mahkemelerinden sırf mülk taşınmazlar için verilen belge. )


- HÜCRE:
ÖRGÜTLÜ ile/ve/||/<>/> ÖZGÜR

( Örgen. İLE/VE/||/<>/> Sperm. )


- HÜCUM (ETMEK) değil/yerine/= SALDIRI (SALDIRMAK)


- HUD'A[Ar.] ile HUDÂ/HÜDÂ[Fars.]

( Aldatma, oyun, hile, dalavere, düzen, dek. İLE Tanrı/Allah. | Doğru yol gösterme. | Kur'ân-ı Kerîm [bkz. HİDÂYET] )


- HÛDÂHUB ile/ve YEK BİR ALLAH YEK

( Kervanların nöbet/nevbet tutarken etrafa [dosta/düşmana] seslendirdikleri sözler. )


- HÜDAVENDİGÂR/İMPARATOR ile/||/<> İMPARATOR ile/||/<> HÜKÜMDAR ile/||/<> HAKAN/MELİK ile/||/<> HÜNKÂR/SULTAN ile/||/<> HULAGUHAN

( XIV. ve XV. yüzyılda Osmanlı sultanları tarafından imparator anlamında kullanılan san. İLE/||/<> Çok uluslu devleti yöneten hükümdar. İLE/||/<> En üst ve gücü elinde tutan yönetici. İLE/||/<> Hükümdarlar hükümdarı anlamında kullanılan san. İLE/||/<> Osmanlı'da devlet başkanına verilen san. İLE/||/<> İlhanlı Devleti'nin kurucusu olan ünlü Moğol hükümdarı. )


- HUDÂYÎ ile/ve/||/<> HUDÂYÎ-NÂBİT

( Ulûhiyet. | Allah'a mensup. İLE/VE/||/<> Allah'ın verdiği.[bkz. HÜKM-İ İLÂHİ] | Ekilmeksizin kendiliğinden biten/yeşeren/oluşan. )


- HUDDÂM[Ar. < HÂDEM] ile HÜDÂM[Ar.]

( Hizmetçiler, hizmet edenler. İLE Deniz tutması. )


- HÜDHÜD[çoğ. HEDÂHÎD/İBİBİK/MÜRG-İ SÜLEYMÂN[Fars.] değil/yerine/= ÇAVUŞKUŞU

( Çok renkli, çizgili ve kötü kokan bir kuş. )

( Mezbelede açtığı bir çukur içinde yumurtlar. Yer altında bulunan suları, sanki bir cam içindeymiş gibi gördüğü söylenir. | SÜLEYMAN PEYGAMBER İLE SEBÂ MELÎKESİ BELKİS ARASINDA HABER GETİRİP GÖTÜREN KUŞ | TASARRUF-I İLÂHÎ [bkz. EBÜRREBİ'] )


- HUDÛD[Ar. < HADD] ile HUDÛD[Ar. < HADD]

( Sınırlar, uclar, bucaklar. İLE Yanaklar. | Yer kazmalar, yeri yarmalar. )


- HUDÛRÎ ile HUSÛLÎ

( Sufi'nin bilgisi. İLE Âlim'in bilgisi. )

( Ancak gaflet vardır/olur. İLE/VE Cehâlet vardır/olabilir. )

( Hata yoktur/olmaz. İLE/VE Hata olabilir. )


- HUDÜS[Ar.] ile İHDÂS[Ar.]

( Sonradan oluşma. İLE Yeni bir şeyin oluşması. )


- HUDUS ile/ve/||/<> ZAMAN ile/ve/||/<> NİSAP ile/ve/||/<> GÜN ile/ve/||/<> RES ile/ve/||/<> KÂBE ile/ve/||/<> NEŞV-Ü-NEMÂ ile/ve/||/<> KAST VE NİYET ile/ve/||/<> HÜKÜMLER ile/ve/||/<> BEKÂ ile/ve/||/<> MEŞRÛ TASARRUF


- HUDUT[Ar.] değil/yerine/= SINIR


- HUFFMAN İLE ARİTHMETİC İLE LZ77 ile/||/<> SIKIŞTIRMA ALGORİTMALARI

( Veri sıkıştırma yöntemleri. )

( Formül: L̄ = Σpᵢlᵢ ≥ H(X) )


- HÜKM-İ İLÂHİ -ile

( İNSAN ELİYLE AŞILANAN | SUN-U İLÂHİ )


- TÜZE/HUKUK:
BAŞLANGIÇTA ile/ve/değil/||/<>/> GÜNÜMÜZDE


- HUKUK DÜZENİ ile/ve/||/<>/< DÜNYA GÖRÜŞÜ


- HUKUK:
ZORUNLULUK ile/ve/değil/||/<>/< GEREKLİLİK


- HUKUK ile/ve/||/<>/>/< HUDÛD


- [ne yazık ki]
HUKUKSUZ/LUK ve/> ACIMASIZ/LIK


- HUKUKSUZLUK ile/ve/||/<> AYIP


- HUKUKSUZ/LUK ve/> KAYITSIZ/LIK


- HUKUKTA, KARDEŞLİK değil KARDEŞLİK HUKUKU


- HUKUKU:
DELMEK ile/değil/yerine DEĞİŞTİRMEK


- HUKUK'UN:
KÖRELTİLMESİ değil/yerine/>< YAYGINLAŞTIRILMASI


- HUKUK'UN YAYGINLAŞTIRILMASI ve/||/<>/> ÖZGÜRLÜĞÜN GÜVENCESİ


- HÜKÜM ile NİSPET ile HÜKÜMSEL NİSPET

( Hükme götürecek biçimde ilişki kurmak. )


- HÜKÜMDAR[Ar. + Fars.] ile HAKAN[< KAĞAN]

( Sultan, kral, hakan gibi taht sahibi devlet başkanı. İLE Türk, Moğol ve Tatar hanları için "hükümdarlar hükümdarı" anlamında kullanılan bir san. | Osmanlı sultanlarına verilen san. )


- HÜKÜMDAR ile/değil/yerine/=/<> İLHAN

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE/=/<> Bir ilhanlığın başında bulunan hükümdar/imparator. | İran Moğollarında hükümdarın sanı. )


- HÜKÜMDAR ile/ve/<>/> VELİAHT

( ... İLE/VE/<>/> Bir hükümdarın ölümünden ya da tahttan çekilmesinden sonra tahta geçmeye aday olan kişi. )


- HÜKÜMDAR["KRAL/PAPA"]:
"YASALARLA BAĞLANMIŞ/SINIRLANDIRILMIŞ DEĞİLDİR" ve/||/<> AKILLA BAĞLANMIŞ/SINIRLANDIRILMIŞ DEĞİLDİR

( LEGIBUS SOLUTUS et/||/<> RATIONE ALLIGATUS )


- HÜKÜMDARLIK değil HÜKÜMRANLIK


- HÜKÜMET ile HANEDAN

( GOVERNMENT vs. DYNASTY )


- HÜKÜMETİ/HÜKÜMETLERİ CİDDİYE ALMAK yerine DEVLETİN/VATANIN BÜTÜNLÜĞÜ VE GELECEĞİ İÇİN ÇABA HARCAMAK/ÜRETİMDE BULUNMAYA DEVAM ETMEK


- HÜKÜMLÜ ile YÜKÜMLÜ


- HÜKÜMRAN[Fars.] değil/yerine/= EGEMEN


- HÜKÜMRANLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
DİSİPLİN ile/ve/> YÖNETİMSELLİK


- EZCÜMLE/HULÂSA[Ar.] değil/yerine/= ÖZET/LE [bkz. ZÜBDE] | KISACA )


- HÜLLE ile HÜLLE ile HÜLLE ile HÜLLE ile HÜLLE ile HÜLLE ile HÜLLE ile HÜLLE[Ar. < HOL] ile HÜLLE[Ar. < HULLE]

( Haller, durumlar. İLE Cennette giyilecek giysi. İLE Sazdan yapılan, kulübe. İLE Tandır bacası. İLE Kâğıt lira. İLE Abartmalı konuşma. İLE Hülleyi gerçekleştirmek. | Bir işte geçici çözüm için hileye başvurmak. İLE Gölgelik. İLE Yurttaşlar Yasası'nın kabulünden önce, kocasından üç kez boşanan kadının, yine eski kocasıyla evlenebilmesi için yabancı bir erkeğe, bir günlüğüne nikâh edilmesi. )


- HULÛL ile DUHÛL


- HULÛL[Ar.] ile HULÛL[Ar. < HALL]

( Gelip çatma. | Girme. | Yanaşma. | Geçme. İLE Sirkeler. | Sirkede bulunan kurtçuklar. )


- HULÛL ile/ve İTTİHÂD


- HULUS[Ar.] ile HULUSKÂR[Ar., Fars.]

( Gönül temizliği. İLE Temiz duygulu, içten. | Dalkavuk, şakşakçı. )


- HULÛS değil/yerine/= SAFLIK, GÖNÜL TEMİZLİĞİ, SAMİMİYET


- HÜMÂ -ile

( Kutluluk simgesi kuş. )


- HUMAN vs. HUMAN IN HUMANITY


- HUMAR[Ar.] ile/değil/yerine SERSEMLİK

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE İçki ya da uyku sersemliği. )


- HUMOR/HÜMOR ile HUMORAL İMMÜNİTE

( Sıvı. İLE Sıvısal bağışıklık. )


- HÜMORAL/HUMORAL[İng.] değil/yerine/= SALGISAL


- HÜNER:
BİLMEK ile/ve/değil/<> İÇİNDE YAŞAMAK


- HÜNER ile/ve/< MAHÂRET


- HÜNNAP ile TOPALAK

( ... İLE Hünnapgillerden, yapraklarından yeşil boya çıkarılan bir bitki. )


- HÜR ile HÛR/HURR[Ar./Fars.] ile HÛR[Fars.] ile HÛR[Ar. < AHVER, HAVRA][Fars.]

( Özgür. İLE Güneş. İLE Güneş. | Yiyecek. İLE Âhû gözlüler, gözlerinin akı karasından çok olanlar. | Cennetteki hûriler. )


- HURÇ ile HURUÇ[Ar.]

( Genellikle yelken bezinden yapılmış büyük heybe. İLE Çıkma, çıkış. | Göç. )


- HURDA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İKİNCİ EL


- HURDA/CI ile/ve/değil/yerine/<>/>< ANTİKA/CI

( Bağırır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Bağırmaz. )


- HURDA/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AVADANLIK


- HÛRÎ ile RÛHÎ


- HÜRMET ve HADD


- HÜRMET ile/ve/||/<> İTİBAR


- HÜRMETKÂR[Ar.] değil/yerine/= SAYGILI


- HÜRMETTE KUSUR ETMEMEK[Ar.] değil/yerine/= SAYGIYI EKSİK ETMEMEK


- HURÛFÎLİK ile/değil/yerine İLM-İ HURÛF


- HURÛŞ[Ar.] değil/yerine/= COŞMA, TAŞMA, ŞAMATA, TELÂŞ, GÜRÜLTÜ


- HÜSÜN[Ar. < HÜSN] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< CEMÂL[Ar.]

( Görünüşün/sıfatın güzelliği. | Bezenerek, bir etkiyle oluşturulan güzellik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Var olanın/oluşun, özün[zât] "güzelliği". )


- HÜSN ile/ve/> IŞK ile/ve/> HÜZN

( Güzellik. İLE/VE/> Aşk. İLE/VE/> Tasa. )


- HÜSN-Ü NİYET değil/yerine/= SAĞİSTEM

( İyi niyet. )


- HÜSNÜNİYET değil/yerine/= İYİCİLLİK


- HÜSRANINI BELİRTMEK/BİLDİRMEK:
"TEPKİ" ile/değil PAYLAŞIM


- HUSÛF (NAMAZI) ile/ve/||/<> KUSÛF (NAMAZI)

( Ay tutulması [sırasında kılınan özel bir namaz]. İLE/VE/||/<> Güneş tutulması [sırasında kılınan özel bir namaz]. )

( Kadın ve erkek herkes için sünnettir. İLE/VE/||/<> Sünnet-i müekkededir ve cemaatle kılınması daha faziletlidir. )

( Sessiz[sırrî] olarak kılınır. İLE/VE/||/<> Açıktan[cehri] okunur. )

( Bireysel olarak da cemaatle de kılınabilir. İLE/VE/||/<> Hutbe ile birlikte kılınabilir. )


- HUSÛF ile HUSÛF/HUŞÛF[ÇOĞ. HUŞEF]

( Ay tutulması. İLE Eli çabuk, hızlı. | Geceleyin yola giden deve. )


- HUSÛSÎ MAHİYET ARZEDEN, EF'AL-İ BEŞERİYE:
ÖLÜYE AİT ile/ve/||/<> DİRİYE AİT

( Miras. İLE/VE/||/<> Ceza hukuku. || Muamelât[Medenî, Borç ve Ticaret Hukuku] || Evlilik/İzdivaç )


- HUSUS/U ile/ve/||/<>/> HUKUK/U


- HUŞUYLA ile/ve/||/<> AŞKININ SARHOŞUYLA

( )


- HÜVİYET ile/ve/||/<>/> HÜRRİYET


- HUY değil/yerine/= ALIŞKI/ÂDET[Ar.]


- HUY[Aniden "gelen"/çıkan.] değil/yerine/>< ERDEM


- HUY değil/yerine HUY EDİNMEK

( Bilinçsiz. DEĞİL/YERİNE Farkındalıkla. )


- HUY ile/ve/||/<>/> OYUN/U


- HUY ile/ve/değil/yerine TUTUM


- HÜYÂM[Ar.] ile HÜYYÂM[Ar. < HÂİM]

( Azgınlık. [HÜYÂM-İ RAHM/NEMFOMANİ: Hanımlarda.] İLE Sevgiden şaşırmış olanlar. )


- HUYGENS İLE FERMAT İLE SNELL ile/||/<> DALGA PRENSİPLERİ

( Dalga yayılımının temel ilkeleri. )

( Formül: n₁ sin θ₁ = n₂ sin θ₂ )


- [NE YAZIK Kİ]
HUYSUZ ile/ve/||/<>/> GEÇİMSİZ


- HUYSUZLAŞMAK ile/değil HUYSUZLANMAK


- HUYU-SUYU (ANLAŞILMAMAK)


- HÜZÜN VE ÜZÜNTÜ ile/ve ÜMİT VE KAYGI

( Geçmişte. İLE/VE Gelecekte. )

( AHZEN: Çok hüzünlü, kederli. )

( In the past. vs./AND In the future. )

( MELANCHOLY AND SORROW/GRIEF vs./and HOPE AND ANXIETY )


- HÜZÜN ve/<> HAZİNE


- HUZUR/BARIŞ/BİRLİK/DİRLİK SAĞLA(T)MAK:
SÖZLERLE ile/ve/<>/> YAPILANLARLA ile/ve/<>/> VAROLUŞLA

( Ne söylemeyeceğini bilerek. İLE/VE/<>/> Ne yapmayacağını bilerek. İLE/VE/<>/> (hiçbir şey söylemesen ve yapmasan bile) Varoluşun, yeterlidir![ve de bunu sürekli anımsayarak!] )


- HUZUR, İSLÂMDADIR ile/ve/değil HUZUR, TESLİMİYETTEDİR


- HUZUR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAM


- HUZUR ile/ve/||/<>/< DÜZEN


- HUZUR ile/ve/||/<>/> HUŞÛ


- HUZUR ve/<> SEVİNÇ


- HUZUR ile/ve SÜKÛN


- HUZÛR ve/||/<> SÜRÛR


- HUZUR ve/<> YARATICI SÜREÇ


- HUZUR ve/<> ZEVK ve/<> AŞK


- HUZUR/MUTLULUK:
KİŞİNİN ...
GİDİŞİYLE ile/ve/||/<> GELİŞİYLE


- HUZURSUZ/LUK ile RAHATSIZ/LIK

( Her insan huzur verir. Kimileri gelince, kimileri gidince. )


- HUZURSUZLUK ile/ve/<> SIKINTI

( Dıştakilerden kaynaklı. İLE/VE/<> İçeride olanlar. )


- HUZURSUZLUK >< UYGARLIK


- Huzursuzsan DİNLE!!!


- HYAL-/HYALO- ile/||/<> HYL-/HYLE-/HYLO-

( Camsı, cam gibi. İLE/||/<> Nesne, odun. )


- HYGİ- ile/||/<> -İA ile/||/<> -İASİS/-ASİS/SİS- ile/||/<> -İATRİCS/-İATR/-İATRY ile/||/<> -İTİS ile/||/<> NOS-/NOSO-/NOSUS- ile/||/<> PATH-/-PATH/-PATHİA/-PATHİC/PATHO-/-PATHY ile/||/<> THERAP- ile/||/<> PHLOGO- ile/||/<> CAUST-

( Bir durumu, patolojik durumu anlatan son ek. İLE/||/<> Etki ve gelişim süreci, hastalık, patolojik durum. İLE/||/<> Sayrılığın sağaltımıyla ilgili, iyileşme. İLE/||/<> Sayrılık, özel bir bölümün yangısal durumu. İLE/||/<> Sayrılık, özel bir bölümün sayrılık durumu. İLE/||/<> Sağlık. İLE/||/<> Bir sayrılık ilgili, sayrılığa ait, sayrı. İLE/||/<> Sağaltım ile ilgili. İLE/||/<> Yangı ile ilgili. İLE/||/<> Yanma. )


- HYPN-/HYPNO- ile/||/<> NARCO-/NARE- ile/||/<> SOMN-/SOMNİ-/SOMO-/-SOMNİA

( Uyku. İLE/||/<> Uyku durumu; uyuşukluk, cansızlık, sersemlik. İLE/||/<> Uyku. )


- HZ. İBN ARÂBÎ ve/||/<> AZİZ PAVLUS (SEYAHATNÂMELERİ)


- HZ. İBRAHİM ile/ve HZ. İSHAK ile/ve HZ. YAKUP ile/ve HZ. MUSA ile/ve İSRAİLOĞULLARI

( Ahid. İLE/VE And. İLE/VE Yasa/Akıl. İLE/VE Yollar. İLE/VE İşler. )


- HZ. İSA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SOKRATES

( Sevgi > Saygı > Hakikat. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Hakikat > Saygı > Sevgi. )

( Kişi üzerinden. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Kavram[olgu/bilgi/felsefe/bilim] üzerinden. )


- HZ. MUHAMMED('İN):
"GÖLGESİ YOK/TU" değil KENDİNİ GÖVDE OLARAK DÜŞÜNMEZ/Dİ


- I CHING[Çince] -ile

( * Değişimlerin Kitabı, tarih boyunca yazılan ilk bilgelik ve felsefe kitabı. Tarih boyunca birçok önderin ve araştırmacının her zaman başvurduğu bir kılavuz.
* Tüm yaşamı yöneten değişim sürecini anlamak için kullanılacak bir araç.
* Aşk yaşamınızdan iş ilişkilerinize kadar her konuda ne yapacağınızı söyleyen bir kılavuz.
* Günlük yaşamınızda, hem geleceğinizi öğrenmekte, hem kendinizi keşfetmekte, hem de atacağınız en iyi adımı anlamakta kullanabileceğiniz harikulâde bir kılavuz.
* Tao'yu anlatan ilk kitaptır. )

Tarihçesi: Ünlü bilge Fu Hsi'nin ana 8 trigramı (adları büyük olasılıkla Çince bile değildi) keşfettiği bilindiğine göre, orijinlerin 25.000 ile 5.000 yıl öncesine dayandığı söylenebilir.
Kral Wen kendini kıskanan bir imparator tarafından onbir yıl boyunca hapsolana kadar, yani İ.Ö. 1150'lerde, trigramların iki ayrı düzenlenmesi kullanılmaktaydı. Kral, uzun hapis yıllarını, I Ching'in felsefi yönden geliştirmekle geçirdi. Bunu da 8 trigram, 64 altı çizgi hexagramına eklemekle ve her birine yorumlar katmakla başardı. Hexagramların ardındaki mantık ve mistik felsefeyi de etraflıca yorumladı. Onun çalışmaları I Ching hakkında en öğretici kaynaklardan biri olarak kaldı ve yıllar içinde geliştirildi. Wen'in oğlu Tan, hexagram yorumlarına yenilerini eklediyse de, bu yazarların çalışmalarını okullarda işlenir hale sokan Konfiçyüs'tür. I Ching'i ilk kez "Değişim" olarak adlandıran ve bundan pek çok çalışma üreten de yine Konfiçyüs'ten başkası değildir.

Yorumlama: Bir yanıtı yargılamada üç ana faktör vardır.
1. Her hexagram, binlerce armoniden oluşan notalar gibi, karmaşık ve benzersiz bir enerji türünü temsil eder. Şekillenenin, çoğu zaman durumu tam olarak resmetmese de, onun altını çizen faktörleri yansıttığı unutulmamalıdır.
2. Her hexagram ve her çizgi üç öğeyi yansıtır:
a) Yan koşullar grubu
b) Kişinin özel durumu
c) Kişinin kendiyle ve başkalarıyla olan ilişkileri
3. İnsan ilişkilerinin altında karmaşık faktörler yatabilir. Yanıtı anlayışınız, konuyla olan ilişkinizin derecesine bağlı olacaktır. Bu yüzden bu durumun ve kılavuz karşısında bulunduğunuz pozisyonun bilincinde olmalısınız. Bu, yanıtı yorumlarken ne düzeyde olduğunuzu anlamınızı sağlar.

 

* HEXAGRAM TANITIM KARTI

Trigramlar
Üst --->

Alt
CH'IEN
___
___
___
CHEN
_ _
_ _
___
K'AN
_ _
___
_ _
KEN
___
_ _
_ _
K'UN
_ _
_ _
_ _
SUN
___
___
_ _
LI
___
_ _
___
TUI
_ _
___
___
CH'IEN
___
___
___
1
34
5
26
11
9
14
43
CHEN
_ _
_ _
___
25
51
3
27
24
42
21
17
K'AN
_ _
___
_ _
6
40
29
4
7
59
64
47
KEN
___
_ _
_ _
33
62
39
52
15
53
56
31
K'UN
_ _
_ _
_ _
12
16
8
23
2
20
35
45
SUN
___
___
_ _
44
32
48
18
46
57
50
28
LI
___
_ _
___
13
55
63
22
36
37
30
49
TUI
_ _
___
___
10
54
60
41
19
61
38
58
 

* TRİGRAMLAR VE ÖZELLİKLERİ

SİMGE
ÖZELLİKLERİ
MEVSİM
CH'IEN
(Gök)
Yang, güçlü, yaratıcı, baba Sonbahar sonu, kış başı
K'UN
(Toprak, Yeryüzü)
Yin, bağlı, kabul edici, karanlık, kabullenici anne Yaz sonu, sonbahar başı
CHEN
(Gök gürültüsü)
Canlanma, güçlü, heyecanlı, hareketli büyük oğul İlkbahar
K'AN
(Su)
Derin, tehlikeli, uçurum gibi, kurnaz ortanca oğul Kış
KEN
(Dağ)
Sessiz, inatçı, durağan, en küçük oğul Kış sonu, ilkbahar başı
SUN
(Rüzgâr, tahta)
İçe işleyici, kabullenici, iyi huylu, en büyük kız evlat İlkbahar sonu, yaz başı
LI
(Ateş, şimşek, güneş)
Sıkıca yapışan, sıcak, heyecanlı, güzel ortanca kız evlat Yaz
TUI
(Göl)
Neşeli, yumuşak, gülen, en küçük kız evlat Sonbahar
 

* HEXAGRAMLAR
( Parantez içindeki sözlere, açıklayıcı amaçlı değil, hexagramlar üzerine bir açıdan daha düşünülebilir bir bilgi olarak yer verilmiştir. Her bir parantez ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Altı çizili sözcükler "ilgili olabilecek" sayfalara bağlantı olduğunu işaret etmektedir. )

1. CH'IEN(Yaratıcı)

2. K'UN(Alıcı, Kabul Edici)
( Güney ve batı, çaba ve çalışmayı sembolize eder. Kuzey ve doğuysa, başkalarıyla ortak plânlar oluşturmayı. )
( Toprak herşeyi, hem iyiyi hem de kötüyü içinde barındırır. )

3. CHUN(Başlangıçta Çekilen Zorluk)
( Fazla ağırdan almayın ama gereksiz yere acele de etmeyin; yolunuzda ilerleyin yeter. Özellikle size yardımcı kişiler söz konusuysa, alçakgönüllülüğü elden bırakmayın. )

4. MENG(Gençlik)
( Enerjisini doğru yönde kullanan ulu kişi kendini geliştirmeyi bilir. )
( Kişiler iyi öğrenciler gibi karakterlerini açıklıkla ve devamlılıkla geliştirmelidir. )
( Ceza aynı hatayı yinelemeyi önlemelidir sadece. )
( Dikkatli olun. Cezalandıran ya da cezalandırılan siz olabilirsiniz ama, cezanın suça uygun olmasına özen gösterin. )
( Eğer gerçekleri göremeyen biriyle birlikteyseniz, ondan uzak durun. Yoksa gurur kırıcı olaylar oluşabileceği gibi kişiler, hakkınızda olumsuz düşünmeye başlayacaktır. )

5. HSU(Değerlendirme)

6. SUNG(Çatışma)
( Enerjinizi pekçok yere kullanıyorsanız, üstünüze fazla sorumluluk almayın. )
( Hiçbir şeyi zorlamayın ve kimseye ters gitmeyin. )
( Eğer kralın hizmetindeyseniz şan peşinde koşmayın. )
( Yalnızca kendi keşfettiğiniz ya da kazandıklarınıza güvenin. )

7. SHIH(Ordu)
( Ordu, görünen bir amaç için plânlı güçler birliği anlamına gelir. )
( İyi plânlanmış bir çekilmeyle problemden kaçının. Bu asla bir yenilgi sayılmaz. )
( Azla tatmin olmamaya ve taraflı davranmamaya dikkat edin. )
( Kimseyi geçmiş zamanlar uğruna ödüllendirmeyin. )

8. PI(Birlik)
( Toprağın üstündeki su, birliği simgeler. )
( Toprak, içine çektiği suyla doğal bir birleşim oluşturur. )
( Krallar da birlik olgusunun herkesçe kavranması amacıyla soylularına toprak armağan ederler. )
( Devam etmek şans getirir. )
( Sürdürmek şans getirir. )

9. HASIAO CH'U(Kontrol Altında Tutmak)
( Kişi kendine, ruhunu ve becerilerini geliştirecek zamanı ayırmalıdır. )

10. LU(Adım Atmak, Ayak Basmak)
( Kibar, asil ve hassas bir tavır içinde olun. )
( Kişinin kendi için doğru olanı ayırd etmesi ve sıkı çalışması er ya da geç ödüllendirilecektir. )
( Yaptığı işi iyi yapan kimse ilerleyecektir. )

11. T'AI(Barış)
( Birlik, barış ve varlık üretir. )
( İnsan, iç gerçeklerini gözardı eder etmez bencilliğe sürüklenebilir. )
( Gelişmemişe katlanmak, ırmağın kıyısından yürümek, ne yakın dostları, ne de uzaktakileri ihmal etmek. Yani sürekli orta yolu seçmek. )
( Herşey yolunda gittiğinde şımarmamak ve öteki Kişileriı küçük görmemek son derece önemlidir. )
( Kişi davranışları ve kişiliğinin doğru kalması için zor ya da keyifsiz görevlerden kaçmamalıdır. Ayrıca elde ettiklerinin, hırsını öldürmemesine de özen göstermelidir. )
( Hiç tepesiz düzlük, hiç gidişi olmayan geliş yoktur. )
( Zor durumlarda yılmamalı. )
( Ümitsizliğe kapılmadan gerçeklerle yüzleşmek ve sahip olduklarımızda mutlu olmak gereklidir. )

12. P'I(Uyumsuzluk)
( İşlerinizde sessiz ve alçakgönüllü bir tavır edinin. )

13. T'UNG JEN(Sosyal Yakınlık, Dostluk)
( Olgun kişi toplulukları düzenleyerek neyi birbirinden ayırması gerektiğini bilir. )
( Başkalarına açık davranırsanız kaybetmezsiniz. )

14. TA YU(Fazla Miktarda Varlık)
( Dar görüşlü, çiğ kişiler, varlığı bencilce kullanırken, büyük kişiler sahip olduklarını başkalarının yararına değerlendirirler. )

15. CH'IEN(Alçakgönüllülük)
( Alçakgönüllülükten başarı doğar, üstün kişi sonuna dek yılmadan devam eder. )
( Yeryüzündeki dağ alçakgönüllülüğü simgeler. Olgun kişi aşırıya kaçanı dizginler, eksikliklerine eğilir, böylece ağırlığını dengeler. )

16. YU(Heves)
( İşlerini düzene koyarak ve gücünü harekete geçirerek ilerleyen kişi. )

17. SUI(Devam Eden)
( İyiye güven duymak olumludur. )

18. KU(Bozulanın Onarımı)

19. LIN(Yönetim)
( Açıkça yönetmede bir zarar yoktur. )

20. KUAN(Görüş Açısı)
( Toprağın üzerindeki yel, manzarayı simgeler. Olgun kişi, dünyada durmaksızın gezerek kişiler üzerinde düşünür ve onları eğitir. )
( Hayatını gözden geçiren kişi ilerleme ya da gerileme arasında bir karara varır. )

21. SHIH HO(Isırmak, Diş Geçirmek)
( Alışkanlık haline gelmiş olan yumuşak tavır, problemler karşısında etkisiz kalmaya neden olur. )

22. PI(Zarâfet)

23. PO(Çözülme)
( Olgun kişiler, ancak altındakilere yaptığı iyiliklerle kendini sürdürür. )

24. FU(Geri Dönüş)
( Kişinin görev üstlenmesinde kazanç vardır. )

25. WU WANG(Sadelik)
( Doğal olmayan yollarla sorun çözmek yerine onlara ayak uydurmak daha doğrudur. )
( Kişi güvenle içinden gelen sese kulak vermelidir. )
( Sadelikten şaşmamak doğrudur. )

26. TA CH'U(Düzenlenen Güç)
( Olgun kişi atalarının bilgelik ve deyişlerini inceleyerek kişiliğini geliştirir. )
( Körü körüne zorlukların üstüne gitmek şanssızlığa yol açar. Uyumlu zaman koşullarını beklerken gelişmelerle mutlu olun. )
( Çabalamanın yararı olmadığında, enerjinizi harcamamaya bakın. )

27. I(Beslemek)
( Kendini ya da başkalarını beslerken kişiler, saf ve anlamlıyla, değersizi birbirinden ayırd etmeyi bilmelidir. )
( Olgun kişi sözlerinde dikkatli, yiyip içtiklerindeyse ölçülüdür. )
( Ağız değişken bir organdır; yiyecekleri çiğner, harfleri biçimlendirir ve sürekli hareket halindedir. )
( Yiyeceğe gereksinim duymadan sonsuza dek yaşayan kılavuz kaplumbağa örneğini bilmezden gelenler, özgüven ve özgürlüklerini yitirmek üzeredirler. )
( Kişi başkalarını kıskanarak pekçok şanssızlığı üstüne çeker. )
( Davranışlarına gelen eleştiriler kişiyi çatışmaya sürükler. Kendini işe vermiş kişilerse bu durumdan büyük ölçüde etkilenmezler. )
( Şanssızlık ve düşüş, kişinin kendini yönetme biçimine bağlıdır. )

28. TA KUO(Aşırı Büyüklük)
( Bilge kişinin tavrı önemlidir. )
( Tek başına olsa da bir ağaç kadar sağlam durabilmeli ve hayatı neşeyle algılamalıdır. )
( Ne denli güzel ve kârlı olsa da hiçbir şey sonsuza dek sürmez. )
( İş ve özel ilişkilerde adil ve dengeli kalmak için çaba gösterilmelidir. )
( Durumun doğasını değerlendirmeden zorla sürdürmeye çalışmak sorunlara yol açmıştır. )

29. K'AN(Derinlik)
( Tehlike, insana zarar verebilecek bir olgu gibi yorumlansa da, doğru davranış biçimleriyle aynı tehlike, ilerleme ve iç gelişme de sağlayabilir. )
( Akışı üzerindeki her yola ulaşan su gibi, içtenlik de her durumun derinine inmemizi ve ona göre, harekete geçmemizi sağlar. )
( Tehlike, ruhu güçlendiririr ve içsel barışın, başarının en önemli kuralı olduğunu kavramamızı sağlar. )
( İçindeki huzur kişinin felâketlere daha çabuk karşı gelmesini sağlar. )
( Su, derinlerden durmaksızın fışkırarak yinelenen derini simgeler. )
( Sonsuz oluştaki su, meziyete karşı olgun yaklaşımı simgeler. )
( Kişi, yaşamını meziyetlerinin yönettiğinden ve bu meziyetlerin en beklenmedik ve en sıkıcı koşullara bile direneceğinden emin olmalıdır. )
( Kişi, kendini sürekli yenilemeli ve başkalarını da meziyetiyle etkileyerek bencillikten uzaklaşmalıdır. )
( Durumu iyice tartın ve düşünmekten sakın kaçmayın. )
( Sakin bir yaşama biçimine sahip kişiler, sıkı ve mütevazı çalışmalarını sürdürmeli. )

30. LI(Ateş)
( Enerji tıpkı ateş gibi yıkıcı değil yapıcı olması amacıyla kontrol edilmelidir. )

31. HSIEN(Teşvik)
( Samimi ya da mesafeli olmak, ideal ilişki türüdür. )

32. HENG(Devamlılık)
( Derin anlamda devamlılığa tutarlılık sonucu ulaşılır. )
( Gökgürültüsü ve rüzgâr, devamlılığı simgeler. )
( Olgun kişi yolunu bir an olsun terk etmeden sabit ve sağlam kalmayı başarır. )
( İki göksel güç hep hareket halinde olsalar ve değişimlerini az gözlenebilir bir devamlılıkla farklılaştırsalar da, herşey gibi yaşamın kurallarına uyum gösterirler. Kişi, bunu özümsemeli ve farklılaşan koşullara ayak uydurmak için kimi zaman taktik ve tavırlarını değiştirse de çizdiği yola sadık kalmalıdır. )
( Genellikle, gerçek devamlılık görünüşten anlaşılır. )
( Yalnızca dikkatli, hassas ve becerikli çabalar devamlılık gösterecek sonuçlara ulaşır. )
( Kişi durumun doğasını sezmeli ve kendini ona göre ayarlamalıdır. )
( İnsanın kendini yeterince tanımaması çevresindekilerle çatışmasına neden olur. )
( Tutarlı olun, yapaylık ve kurnazlıktan uzak durun. )
( Fazla acele eden kişi kendini her zaman ya birkaç adım önde ya da birkaç dakika geride bulur. )
( Hızlı hareket edin ama önce kendi kendinizle barışmanın ve çevreye uyum sağlamanın bir yolunu bulun. )

33. TUN(Geri Çekilme)
( Olgun kişiler, başkalarıyla aralarına mesafe koyarken, bunu hiddetle değil asaletle yapar. )
( Sarı, öğle güneşinin rengi yani orta noktanın ve dengenin simgesidir. )
( Sükûnet ve durağanlık yarar sağlar. )
( Zarif bir gerileme, kişinin gururunu hiç zedelemezken, pişmanlığın yol açtığı gerileme hem çevresinde hem de ruhunda derin zararlarla sonuçlanır. )

34. TA CHUANG(Büyük Güç)
( Olgun kişi kurulu düzene karşı çıkmaz. )
( Olgun kişi gücünü kullanmazken onun altındaki kişi gücünü sonuna dek tüketir. )
( Kişi kaba kuvvet kullanırken, ötekiler beceriye başvurur. )

35. CHIN(İlerleme)
( Toprağın üstünde yükselen güneş, ilerlemeyi simgeler. )
( Olgun kişi, meziyetlerini parıldar hale getirir. )
( Olgun kişiler, ilkesiz davranmaktan vazgeçerek kendine olan güveni ve meziyetlerini sağlamlaştırır. )
( İlerlemenin yolu sakin bir ısrarlılıkta yatar. )
( Yumuşaklık ve iyilik kişiye anneannesinden mirastır. )
( Statünüzün, gücünüzün ya da güvendiklerinizin kaynağı yine kendinizsiniz. )
( Kazanç ve kayba fazla önem vermeyin. )
( Etkili ve yaratıcı bir konumdaysa, kişi ketum olmalıdır. )
( Kişi durumunun mükemmel olduğunun ve hatta daha da ilerleyeceğinin ayrımına varmalıdır. )
( Zor koşulları fark etmek iyiye işarettir, zarar getirmez. )

36. MING I(Işığın Kararması)
( Kişinin ışığı yararlı bir parlaklık sağlıyorsa, onu tartının altına gizlemelidir. Eğer sağlamıyorsa, meziyetleri geliştirmek amacıyla durmadan çalışılmalıdır. )
( Olgun kişi, meziyetleri parıldarken ışıltıyı gizleyerek çevresiyle uyum içinde kalmayı başarır. )
( Bilge kişi tedbirli, içine kapanık ve ölçülüdür. )

37. CHIA JEN(Aile)
( Ateşten esen rüzgâr aileyi simgeler. )
( Olgun kişinin nutuğu içerikli, yaşama biçimiyse kalıcı olmalıdır. )

38. K'UEI(Çekimserlik ve Kopukluk)
( Bilge bir kişi, günün havasına göre değil, kendi standartlarına göre davranmalıdır. )
( Yapayalnızken ya da birşeylerle, birileriyle çatışırken başkalarına karşı daha cömert olmalı ama birey olarak da kendine saygı duymalıdır. )
( Doğru olana tutunun; şans yakında şanssızlığı alt edecektir. )

39. CHIEN(Engelleme)
( Büyük adamı ziyaret etmek yararlı. )
( Yılmamak iyiyi işaret eder. )
( Uyumlu tavrınızdan vazgeçmeyin ve güncel, yararsız çözümlere kapılmayın. )
( Olgun kişi dikkatini içine yönelterek meziyetlerini geliştirir. )
( İlerleme engellemeleri, gerilemeyse övgüleri beraberinde getirir. )
( Tedbirli ve mütevazı olun, şansı yakalayacaksınız. )

40. HSIEH(Özgürlük)
( Yağmurun izlediği gökgürültüsü, özgürlüğe kavuşmayı simgeler. )

41. SUN(Düşüş, Eksilme)
( Nasıl ilerlemeli? İki kâse pirinç feda edilerek. )
( Olgun kişi hiddetini dizginler ve isteklerini kontrol eder. )
( Üç kişi birlikte yürürken birini yitirirler. )
( Tek başına yürüyen kişi bir dostluk kurar. )
( Üç kişi olanaksız bir üçgen oluşturduğundan, biri grubu terk etmelidir. )

42. I(Artış)
( Yel ve gökgürültüsünün birbirini tamamlaması, artışı simgeler. )
( Olgun kişi, iyiyi gözlemleyerek onun peşinden gider, kötüyü gözlemleyerek düzeltmeye çalışır. )
( En yüksek katta şereflendirilmenin anlamı, kişinin iyiliğe olan içten aşkının doğurduğu başarıdır. )
( Kişi eğer içtense orta yolu seçer ve sonunda tıpkı resmi mührü taşıyan biri gibi olur. )

43. KUAI(Kararlılık)
( Kararlılık için hassaslık ve tedbirlilik gerekir. )
( Olgun kişi, kararlı adımlarla bir başına yağmur altında yürür. )

44. KOU(Karşılaşma)
( Olgun kişi, zayıf ve kendinden aşağı unsurlara karşı sabır gösterir ve onlara önem verir. )
( Bütünleşme gereksinimini anlayın. )

45. TS'UI(Antlaşma)
( İçten ve hassas kişilerce değeri bilinen alçakgönüllü armağanlar gibi kişinin seçimleri de içinden gelen sesin çizdiği yol doğrultusunda olacaktır. )

46. SHENG(Yukarı İtme)
( Olgun kişi, kendini, küçük başlangıçları adım adım büyük başarılara dönüştürmeye adamıştır. )
( Başarı, ancak yorulmaksızın doğru çabaları göstererek kazanılır. )

47. K'UN(Baskı, Eziyet)
( Olgun kişi, yaşamının, kendi yolunda yılmamasına bağlı olduğunu bilir. )
( İnsanın hayatını belirleyen şey, tavır ve hareketleridir. )
( Durumunun doğasını ve ruhunun derinliklerini araştırmaktan daha yaşamsal bir şey yoktur. )

48. CHING(Kuyu)
( Ching, toplumun en önemli öğeleri olan derinlik ve tutarlılığı belirtir. )
( Derinlik, insanın en kapsamlı gereksinimlerine olan hassaslığında yaratılan dengeden söz eder. Tutarlılıksa güvenilirliğe değinir. )
( Yararlı bir kuyu, adalet ve fırsatlar için güvenilen toplumsal bir yapı gibi devamlı ve inanılabilir bir su kaynağıdır. )
( Kentin yeri değişirse de kuyunun yeri değişmez. )
( Kişinin gereksinimleri, dış koşullara karşın aynı kalmalıdır. )
( İnsan doğası azalıp çoğalmaz. )
( Kuyu görüntüsü, bir kaynağı ya da bir kazanç kapısını simgeleyebilir. )
( Yetersiz derinlik yani yüzeysel anlayış ya da plânlama, dikkatsizlik, aşırılık ve ihmal konularında tedbirli olunuz. )
( Olgun kişi, bireyleri topluma yararlılık konusunda heveslendirerek, iyi çalışmalarını sağlar. )
( Olgun kişi, herşeyin daha iyisi için çabalar. )
( Başkalarına yararlı olabilmek için esneklik, bencillikten kurtulmak ve insan doğasını anlamak gerekir. )
( Yeteneklerinin fark edilmemesi, kişide üzüntü, çevresindekilerdeyse kayba yol açar. )
( Kişi, başarı için gerekli olan özelliklere yeterli mikdarda sahiptir. )
( Açıklığı ve iyilikseverliği sayesinde hem çevresine, hem de sonuç olarak kendine yararlı olan biri simgelenir. )

49. K0(Devrim)
( Olgun kişi, mevsimleri sıralayarak bir takvim hazırlar. )
( Değişimi kavrayan kişi, işaretleri fark eder ve bu belirtilerin ardındaki zamansal beklentileri karşılar. )
( Sarı[Altın Anlam] orta ve doğru yolu, inekse uysallığı simgeler. )
( Şans, cesaretlinin yanındadır. )
( Olgun kişi, bir panter gibi fark ettirmeden değişir. )

50. TING(Kazan)
( Toplumda, ateş, ahlâkî ve kültürel yapılanmayı, bireyde ise ruhsal bilinci simgeler. )

51. CHEN(Uyanma)
( Kişi, olaylara, iç gerçeğinin ve mantığının belirlediği biçimde tepki vermelidir. )
( Açık zihinle, işleri derin ve kapsamlı bir önseziyle organize etmelidir. )

52. KEN(Hareketsiz Durmak)
( Dik arka, derin iç sükûnetin simgesidir. )
( Omurgayı hiçbir eylem rahatsız etmediğinde, huzursuz zihin yavaş yavaş rahatlar. )
( Konfiçyüs: "Eğer konuşulan dil doğru değilse o zaman söylenilen söz, söylenilmek istenilen şey olmaz. O zaman, yapılması gereken yapılmaz ve eğer işler yapılmadan kalırsa, maneviyat ve sanat bozulur. O zaman, adâlet, sahtekârlıkla yürür. Eğer bu olursa kişiler kendini umutsuz bir karmaşanın içinde bulur. Bu nedenle, söylenilen şey herşeyden önemlidir ve bu konuda dikkatsizlik yapılmamalıdır." )

53. CHIEN(Gelişme)

54. KUEI MEI(Evlenen Taze Genç Kız)
( Kişi, beklenti ve davranışlarında sade olmalıdır. )
( Yalnızların yılmaması kendilerine yararlı olur. )

55. FENG(Büyüklük, Ululuk)
( Olgun kişi, kendini beğenmiş değildir ve işlerinde âdil ve tutarlıdır. )

56. LU(Yabancı)
( Kişi, yolunda devam ederse iyiye belirtiler oluşur. )
( Kişi, esnek, içten ve beklentisiz olmalıdır ki verdiğinden çok almayı ummasın. )
( Yolcunun zenginliği, kişinin iç varoluşuyla barışık olma yeteneğinin simgesidir ve bu durum uyumlu ve çekici bir tavrı yaratır. )

57. SUN(İçe İşleyen Rüzgâr)
( Olgun kişi, özellikle hareket içeren sorumluluklara olumlu bakar. )
( İyi huyluluğun etkisi, alçakgönüllü ve sıralı çabalarla elde edilen kalıcı durumlarda görünür. )
( Olgun kişi, etkisini önerileri ve önderliğiyle yayarak izlenecek yolu hazırlar. )

58. TUI(Neşe)
( Paylaşmak, zevki bir kat artırır. )
( İçten neşe, şans getirir. )
( Kişi, kendini ya da başkalarını utandırabilecek ucuz keyiflere ne şimdi, ne de sonra kapılmalıdır. )
( İçinde manevi bir boşluk bulunan ve dışa sürekli neşe vuran kişi, değersiz ve boş keyiflere kanacaktır. Mutlaka, giderek kendiyle olan bağı koparacaktır. )
( Hesaplanmış neşe, barış getirmez. )

59. HUAN(Dağılma)

60. CHIEH(Kısıtlama, Sınır Koyma)
( Memnuniyet verici sınırlama. Başarı. )
( Sınırlama, doğal olmalıdır. Durumun ve kişinin kendi koyduğu kısıtlamalar fazla sıkı ya da fazla gevşek olduğu takdirde söz edilen doğallık durumu yaşanamaz. )
( Kişi, özellikle başkalarını yönettiği koşullarda, amacına ulaşmak için kendinin kabullenemeyeceği kısıtlamaları başkalarına koymamalıdır. Eğer duruma uyan ama özgürlüğü de sınırlamayan sınırlar konabilirse büyük başarılar elde etmek olanaklıdır. )

61. CHUNG FU(Anlamak)(Gerçek)
( Alçakgönüllü yaşama biçimleri olanlar, başarıya ulaşır. )

62. HSIAO KUA(Küçüğün Aşırılığı)
( Kişinin sınırlarını bilmesinden doğan alçakgönüllülük, bir meziyettir ama vicdanla birleşmediği sürece bir zayıflık olarak görülebilir. )
( Durumun özel koşulları kavranıp büyük başarı beklenmemeli. )
( Ancak üstün kişinin alçakgönüllülüğü alçakgönüllülüktür[tevâzudur]. )
( Çalışkan ve mütevâzı kişiler, şansı yakalayacaktır. )

63. CHI CHI(Tamamlama)
( Bitmeyen oluş, I Ching'in ardındaki ana anlamdır. )
( Olgun kişi, şanssızlığın doğasını izleyerek kendini hazırlar. )
( Fazla gevşek, fazla özgüvenli olunmamalı. )
( Romantizme kapılma ya da saçma amaçları kendininkilerle özdeşleştirme tehlikesi vardır. )
( Kaynak ve meziyetlerin açığa vurulması yerine sadelikle alçakgönüllülük salık verilir. )

64. WEI CHI(Tamamlama Öncesi)
( Konumunuzu ancak bilinçli tavırlar sağlama alabilir. )
( Durumda eksik olan, birleştirici bir güçtür. )
( Üstün kişinin parlak zekâsı, değişmez bir özelliğidir. )
( Başkalarıyla iyi ilişkileri koruyup düzensizliğin içinde düzen arayın. ) )


- I vs. ME/TOOL/VEHICLE


- İADE[Ar.] ETMEK değil/yerine/= GERİVERİ/GERİ VERMEK/ÇEVİRMEK


- İADE ve/> İKÂME


- İADE[Ar. < AVD] >< MÜSÂDERE[Ar. < SUDÛR | çoğ. MÜSÂDERÂT]

( Geri gönderme/çevirme. | Eski/önceki durumuna getirme. | Karşılık yapma. | Birinci dizenin son sözcüğünü, ikinci dizenin başında tekrarlayarak yazılan şiir. >< Tanzimat'tan önce, herhangi suçlu birinin malının, hükümetçe, sultan adına alıkonulması. | Yasak bir şeyin, yasaya uygun olarak alıkonulması/zabtı, zoralım. )

( CONVERSION/RETURN >< CONFISCATION )


- İADE ile/değil SINIRDIŞI ETME

( GERİ GÖNDERMEME İLKESİ[NON REFAULEMENT] )


- İADE ile/ve/||/<> TEÂKÜB ile/ve/||/<> TECEDDÜD


- İADE/Lİ TAAHHÜTLÜ değil/yerine/= GERİ GÖNDERİM/Lİ


- ŞİİRDE ÖLÇÜ:
İAMBİK ile/ve/||/<>/> TROKHAİK

( Şiirde, birincisi kısa ve ikincisi uzun olmak üzere iki heceli yapılar tarafından belirlenen ölçü/vezin. İLE Birincisi uzun ve ikinci kısa olduğunda. )


- İÂNE ile İÂRE ile İÂŞE ile İBÂTE

( Yardım. | Yardım amacıyla toplanan para. İLE Eğreti verme, ödünç verme. İLE Yedirip içirme, besleme, bakma. İLE Barındırma. )


- İBÂDET[çoğ. İBÂDÂT] -ile

( Sevgiliyi göreyim de, ona hizmet etmeyeyim mi? )

( Aslı, üç erkân üzeredir: Göz[hıfz ile]. VE Dil/lisan[Sıdk ile]. VE Konuşma/kâl[düşünce ile]. )

( Allah'a, ârif olmak. )


- İBÂDET/BULUŞMA/TOPLANMA YERLERİ'NDE:
CAMİ/MESCİD ile/ve CEMEVİ ile/ve KİLİSE(< EKLESIA | BÎA[Ar. çoğ. BİYÂ'], DEYR[Fars.] ) ile/ve HAVRA[İbr.]/SİNAGOG[Yun.]/TABERNACLE ile/ve BURKAN EVİ/PAGODA[< OHATAGORBA/DATUGARBA (< GORBA/GARBA[< RAHİM/UTERUS])], VİHARA ile/ve ŞRAYN/SHRINE ile/ve PRASADA ile/ve ZİGURAT ile/ve (DOĞA) ile/ve FU YUN-SE ile/ve GÜNEŞ MÂBEDİ

( İslâm'da. İLE/VE Alevilik'te. İLE/VE Hristiyanlık'ta. İLE/VE Yahudilik'te/Kabala'da. İLE/VE Burkancılık'ta/Budizm'de. İLE/VE Şintoculuk'ta. [Buda heykeli bulunmaz] Mezopotamya'da, Sümerler'de ilk tapınaklardır. İLE/VE Hind mâbedi. İLE/VE Şamanlık'ta. İLE/VE Şamanlık'ta.[Çinlilerin verdiği addır.] İLE/VE Dünyadaki 7 güneş mâbedinden 4'ü Türkiye'de, Fırat'tadır. )

( HOCA/DRUİT/MAKA[Tatarca] ile/ve DEDE/DEDE-BABA ile/ve PAPAZ ile/ve HAHAM ile/ve GURU, LAMA ile/ve ... ile/ve ... ile/ve "BÜYÜCÜ/ARRÂFE" ile/ve ... ile/ve KAM ile/ve ... )

( SANAL CAMİLER )

( GELENEKTEN GELECEĞE CAMİLER - SÜLEYMAN FARUK GÖNCÜOĞLU, ZELİHA KUMBASAR )

( Hünkâr[Sultan] Mahvil'lerinin girişi Kıble'dedir. )

( Yüreğinde bir tapınağı olmayan, hiçbir tapınakta bulamaz yüreğini! )

( CAMİLERİN İLGİNÇ ÖYKÜLERİ... )


- İBÂDET ve CÖMERTLİK

( İBÂDETLE, BULANLAR BULDU HAKK'I İBÂDETSİZ, KİMİN VAR HAKK'TA HAK'I )


- İBÂDET ile/ve/||/<>/< İŞTİYÂK


- İBÂDET ile/ve RİTÜEL

( İkisi de seyirlik değildir, doğrudan katılımı gerektirir. )

( )

( WORSHIP vs./and RITUEL )


- İBÂDET ile/ve RIZÂ


- İBÂDET ile/ve TAAT ile/ve İTAAT

( SAAT-İ VAHİDEDİR ÖMÜR CİHÂN SAAT-İ TAATE SARF EYLE HEMÂN )

( PUJA ile/ve ... ile/ve ... )


- İBÂDET ve/<>/= VAROLANA VE KİŞİLERE HİZMET ETMEK

( İBÂDET: Sevgiliyi göreyim de, ona hizmet etmeyeyim mi? )

( Kazası/ertelemesi vardır. VE/||/<> Kazası/ertelemesi yoktur. )


- İBADULLAH ile İBADUSULTAN

( KURB-İ SULTÂN, ATEŞ-İ SÛZÂN )


- İBÂRÂTLAR ile/ve İŞÂRÂTLAR ile/ve LETÂİF/LER ile/ve HAKÂİK/LER ile/ve MESEL/LER


- İBARET/MÜREKKEP değil/yerine/= OLUŞAN


- İBÂRET ile/ve/<> İBRET


- İBDÂ[Ar.] ile İCÂD/İCÂT[Ar.]

( Yoktan, ortaya koyma. İLE Var etme. | Yeniden bir şey çıkarma. | Yeni bir düşünceyi, yeni bir konuyu, zihinde bulma. )


- İBER[Ar. < İBRET] ile İBER[Ar. < İBRE]

( İbretler, alınan kötü dersler. İLE İğneler, mıknatıslı iğneler. )


- Bıcır-bıcır konuşan çocuklardır. Sen daha dengeli KONUŞ!!!


- İBKA'["ka" uzun okunur] ile İBKÂ[Ar.]

( Sürekli kılma, devamlı, daim, bâki. | Yerinde, önceki durumunda bırakma. | Sınıf geçememe. İLE Ağlatma. )


- İBKA'[Ar.] ile/ve/||/<>/> LAĞV[Ar.]


- İBLAĞ ile İBLAĞ

( Ulaştırma, eriştirme. İLE Bir şeyin miktarını artırma. )


- İBN YUNUS ile KEMALEDDIN İBN YUNUS

( Mısır'da, Fatimî döneminde yaşayan, büyük astronom ve matematikçi. Halife için hazırladığı Zicü'l-Hakimî astronomi tarihindeki önemli ziclerden kabul edilir. Bu zicte, ayrıca, trigonometrik işlevlerin algoritmasında, ilerlemeler görülür. )


- İBN ile/||/<> İBNİYE/İBNİYYE ile/||/<> İBNÂN ile/||/<> VELED ile/||/<> VELEDÂN

( Oğul, erkek çocuk. İLE/||/<> Ölenin oğlunun kızı ya da oğlunun oğlunun kızıdır. İLE/||/<> İki çocuk. İLE/||/<> Oğul [gayri müslimler için]. İLE/||/<> Çocuklar [gayri müslimler için]. )


- İBN-İ HEYSEM ile/ve/||/<>/>< GALILEO

( image )


- İBRÂ/TEBRİYE[Ar.] değil/yerine/= AKLAMA, TEMİZE ÇIKARMA


- İBRA ile İBDÂ'/İBZA

( Alacaklının, hakkından kısmen ya da tamamen vazgeçmesi. | Borçtan kurtarma, aklama. İLE Kârı tamamen kendine ait olmak üzere bir kimseye sermaye vermek. [VİDAA: Verilen sermaye. | MÜBDÎ: Sermaye veren. | MÜSTEBZÎ: Sermaye alan.] | Sorulan soruya güzel yanıt verme. | Kandırma. )


- İBRE ile/ve İBRE

( Ölçü aletlerinde sayı ya da im göstermeye yarayan devingen iğne. İLE/VE Çam, ardıç, sedir gibi ağaçların yaprağı. )


- İBRET ALAN ile İBRET ALMAYAN

( Bulunduğu derecenin üzerine çıkar/tılır. İLE Bulunduğu derecenin altına düşer/düşürülür. )

( İbret alınır. İLE İbret olur. )


- İBRET (ALMAK) ile/ve/||/<> DERS (ALMAK)

( Kötü sonuç veren bir olgudan alınan ders. İLE/VE/||/<> İzlenmesi gereken bir durum. )

( İBRET/TÂBİR < UBÛR[: Dar geçit.] İLE/VE/||/<> ... )

( Görülenden, yaşanandan aktarma. İLE/VE/||/<> Duyulandan, düşünülenden aktarma. )


- İBRET[Ar.] değil/yerine/= ÖĞÜTÖRNEK


- İBRETLE BAKMAK ile/ve/||/<>/> HİKMETİ ARAMAK


- İBZA ile İBZÂ'


- İBZA ile İBZÂL


- İBZÂL[Ar.] ile İBZÂR[Ar.]

( Esirgemeyip bol bol harcama ve kullanma. İLE İsraf. )


- İÇ BÜTÜNLÜK ile/ve TUTARLILIK

( INNER INTEGRITY vs./and CONSISTENCE )


- İÇ):
ÇOCUK ile/ve/||/<> YETİŞKİN ile/ve/||/<> EBEVEYN


- İÇ DENETİM ile/ve/<> BAĞIMSIZ DENETİM

( İç denetçiler ve bağımsız denetçiler, finansal kontrollerin etkinliği konusunda ortak paydalardır. İki taraf da etik kurallar ve profesyonel standartlara bağlı kalmaktadır. Bununla birlikte şirketle olan ilişkileri ve çalışma amaçları konusunda büyük farklılıkları bulunmaktadır.

İç denetçiler, şirketin bir parçasıdır. Hedefleri, profesyonel standartlar, yönetim kurulu ve üst yönetim tarafından belirlenmiştir. Birincil müşterileri, yönetim ve yönetim kuruludur. Bağımsız denetçiler, şirketin bir parçası değildir ancak şirket tarafından tutulur. Hedefleri, öncelikli olarak, yasalar tarafından belirlenir ve birincil müşterileri yönetim kuruludur.

İç denetçilerin çalışma amaçları çok kapsamlıdır. Şirket hedeflerine ulaşılmasına ve operasyonlar, risk yönetimi, iç kontrol ve yönetişim süreçlerini iyileştirmeye yardımcı olurlar. Şirketin her yönüyle -finansal ve operasyonel- ilgili olarak, iç denetçiler, kontrollerin ve süreçlerin sürekli gözetimi ve değerlendirilmesi etkinliklerinin bir sonucu olarak geleceğe odaklanır. Aynı zamanda, her türde yolsuzluk ve hilenin de önlenmesi ile ilgilidir.

Bağımsız denetçilerin öncelikli misyonu, şirketin yıllık finansal raporları hakkında bağımsız bir fikir vermektir. Raporların, genel kabul edilmiş muhasebe standartlarına uygunluğunu, şirketin finansal bildirimleri tarafsızca yaptıklarını, belirli dönemdeki operasyonların sonuçlarının doğru olarak gösterildiğini değerlendirirler.

İç ve bağımsız denetçiler, periyodik olarak ortak paydalarını tartışmak; tamamlayıcı yetkinlikler, deneyim alanları ve bakış açılarından yararlanmak; birbirinin çalışma amaçları ve yöntemlerini anlamak; denetim kapsamı ve programını tartışmak; raporlara, programlara ve çalışma kâğıtlarına erişmek ve risk alanlarını ortaklaşa değerlendirmek amacı ile toplanmalıdır. Yönetim kurulu, güvence için gözetim sorumluluklarını yerine getirmek ve denetim sürecinin bütününün etkinliğini ve verimliliğini artırmak amacı ile iç ve bağımsız denetim çalışmalarını koordine etmelidir. )


- İÇ > DIŞ ile/ve/||/<> DIŞ > İÇ

( Dışlaş(tır)ma, zuhurat. İLE/VE/||/<> İçselleştirme, hayalat. )


- İÇ DÜZEN ve/||/<>/< NEDENSELLİK BAĞLARI


- EGEMENLİK:
İÇ ile/ve/||/<> DIŞ ile/ve/||/<> EVRENSEL


- İÇ ETMEK ile/ve/||/<>/> HİÇ ETMEK ile/ve/||/<>/> PİÇ ETMEK


- İÇ GEZEGENLER ile/ve DIŞ GEZEGENLER ile/ve OLUŞUMLAR

( Mars, Venüs, Dümya ve Mars. İLE/VE Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün. İLE/VE ... )

( Güneşaltı. İLE/VE Güneşüstü. İLE/VE ... )

( Kayasal nesneler ve bunların uyduları ile asteroitler[küçük gezegenler], göktaşları. İLE/VE Temel olarak gazdan[başlıca hidrojen] oluşan nesneler ve Güneş. İLE/VE Kayasal nesnelerle donmuş su, metan ve amonyak karışımından oluşanlar. )

( INFERIOR PLANETS vs./and SUPERIOR PLANETS )


- İÇ GÖZLEM ile/ve/||/<> İÇE DİKKAT ile/ve/||/<> ÖZ DÜŞÜNÜM

( INTROSPECTION vs./and/||/<> SELF-ATTENDING vs./and/||/<> SELF-REFLECTION )


- İÇ İÇE GEÇMİŞ/LİK ile/ve/||/<> KATMANLI/LIK


- KUİPER KUŞAĞI:
İÇ ile/ve/||/<> DIŞ

( [uzaklık] 4.02 ışık saati. İLE/VE/||/<> 6.79 ışık saati. )

(

)


- İÇ SALGI ile DIŞ SALGI

( ENDOCRINE vs. EXOCRINE )


- İÇ SES" değil SEZGİ


- İÇ SEVİNÇ ve/<> GÜLÜMSEME :)

( Aydınlanmış kişideki durum/lar. )


- İÇ TUTARLILIK ile/ve/<> İÇ BÜTÜNLÜK

( Mantık. İLE/VE/<> Şiir. )


- KOŞULLAR:
İÇ ile/ve/||/<> DIŞ ile/ve/||/<> GENEL ile/ve/||/<> ÖZEL ile/ve/||/<> KİŞİSEL ile/ve/||/<> FİZİKSEL ile/ve/||/<> ZİHİNSEL ile/ve/||/<> ZORUNLU ile/ve/||/<> İTİBARİ ile/ve/||/<> YAKIN ile/ve/||/<> UZAK


- İÇ ve/<> ÜÇ


- İÇ ve/=/<> ZİHİN/DÜŞÜNCE


- ÎCÂB[< VÜCÛB][çoğ. ÎCÂBÂT] -ile

( GEREK, LÂZIM GELME | BİR SÖZLEŞME İÇİN İLK SÖYLENEN SÖZ | OLUMLAMA/AFFIRMATION[İng.] )


- İCAP/ÎCÂB değil/yerine/= GEREK/GEREKLİLİK


- İ'CÂB[Ar. < UCB] ile ÎCÂB[Ar. < VÜCÛB | çoğ. ÎCÂBÂT]

( Şaşırtma, taaccübe düşürme. | Kendini beğenmişlik.[Ar.: İyiliğe, güzelliğe hayran etme] İLE Gerek/lilik. | Bir sözleşme için ilk söylenilen söz. | Olumlama.[İng., Fr. AFFIRMATION] )


- İCAB ile/ve İMTİNÂ ile/ve İMKÂN


- SUSABİLMEK/SUSABİLEN:
İCÂBEN ile/ve/değil/||/<>/< EDEBEN


- İCÂBEN ile ALÇAKGÖNÜLLÜLÜKLE


- İCÂB-I HÂL[Ar.] değil/yerine/= DURUM GEREĞİ/İSTERİ


- İCÂD ile İMÂL


- ÎCÂR ile/||/<> İCÂRE ile/||/<> MECÛR

( Kiraya verme. İLE/||/<> Kira, gelir. İLE/||/<> Kiraya verilen şey, kiralanan. )


- İCÂT HALK

( Yoktan. İLE Vardan. )


- ÎCÂZ[Ar.] ile İCÂZ[Ar.] ile İ'CÂZ[Ar. çoğ. İ'CÂZÂT]

( Sözü kısa söyleme. | Az sözle çok anlam anlatma. İLE Bayan başörtüsü. İLE Âciz bırakma, acze düşürme. | Şaşırtma. | Mucize sayılacak kadar düzgün söyleme. | Bir benzerini yapmada herkesi acze düşürme. )


- İCAZ ile/ve/||/<> İCÂZET

( Az sözle çok şey anlatma. İLE/VE/||/<> İzin, onay, onaylama. )


- İCÂZET ile HİLÂFET


- İCÂZET ile/değil İZAHAT

( Olurlama, yetki. İLE/DEĞİL Açıklama. )


- İCÂZET[Ar.]/DİPLOMA[Fr./İng.] değil/yerine/= İZİN | ESKİ BİR YAZI TÜRÜ


- İCBÂR/CEBRETME[Ar.] değil/yerine/= ZORLA(N)MA


- İCBÂR[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İCRÂ[Ar.]


- İCBÂR ile/değil/yerine İTİBÂR


- İÇBÜKEY/OBRUK/MUKAAR[Ar.]/KONKAV[Fr. < CONCAVE] ile DIŞBÜKEY/MUHADDEB[Ar.]/KONVEKS[Fr. < CONVEXE]

( MUHÂSIR[< HASR], MUKAAR ile SATH-I MUHADDEB )

( CONCAVE vs. CONVEX )


- İÇE ATMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> HİÇE ATMAK/ALMAK


- ICECUBE İLE XENON İLE DUNE İLE CTA ile/||/<> YENİ NESİL DEDEKTÖRLER

( Gelecek parçacık/astrofizik deneyleri. )

( Formül: km³ ölçeğinde dedektör )


- İÇEDÖNÜK/LÜK ile DIŞADÖNÜK/LÜK

( INTROVERT vs. EXTROVERT )


- İÇEKAPANIK/LIK ile/ve/değil/yerine İÇEDÖNÜK/LÜK


- İÇERİK DEĞER ile/ve/<> KÜLTÜREL DEĞER

( İç değerimizi bilmeliyiz, ona güvenmeliyiz ve günlük yaşantımızda istek ve korkularımızı fedâ ederek bunu belirgin kılmalıyız. )

( We must know our inner worth and trust it and express it in the daily sacrifice of desire and fear. )

( CONTENT VALUE vs./and/<> CULTURAL VALUE )


- İÇERİK ÖNEMLİ DEĞİL değil İÇERİĞİ, (BURADA/BUGÜN[ÇAĞIMIZDA]) ÖNEMLİ DEĞİL


- İÇERİK = CONTENT[İng.] = CONTENU[Fr.] = INHALT[Alm.] = CONTENUTO[İt.] = CONTENIDO[İsp.]


- İÇERİK ile/ve/||/<> DEĞER


- İÇERİK ile/ve İDDİA

( CONTENT vs./and ASSERTION )


- İÇERLEME = INDIGNATION[İng., Fr.] = ENTRÜSTUNG[Alm.] = INDIGNATIO[Lat.]


- İÇERME ile/ve/<> KAPSAMA

( Ayrıştırıcı/ayrıştırılmış. İLE/VE/<> Birleştirici/birleşik. )

( İçine almak, içinde bulundurmak. | Bir şeyin, başka bir şeyin varoluşunu gerektirmesi, birinin ötekini ister istemez düşündürmesi. İLE/VE/<> Sınırları içine başka konuları ya da anlamları alma durumu. )

( Bir kümenin/öbeğin/başlığın altında, belirli olan bir parçayı/üyeyi işaret etmek. İLE/VE/<> Bir kümenin/öbeğin/başlığın altında, olası dışarıda kalmış/kalabilecek parçalarına/üyelerine işaret etmek. )

( İçtekileri işaret eder. İLE/VE/<> Dıştaki çerçeveleyenin sınırlarını işaret eder. )

( TO CONTENT vs./and/<> TO CONTAIN )

( İHTİVÂ ile/ve/<> ŞÜMÛL )


- İÇGÖRÜ KAZANDIRMA ile/ve/||/<> FARKINDALIK


- İÇGÜDÜ" ile/ve "ALLAH BİLİR"

( Bilimin, çıkmaz(lar/in)da kulandığı. İLE/VE Dinin, çıkmaz(lar/in)da kulandığı. )


- İÇGÜDÜ ile/ve/||/<> KENDİLİĞİNDENLİK


- İÇGÜDÜ ile/ve/değil NİYET

( [not] INSTINCT vs./and/but INTENTION )


- İÇİ YAKAN ATEŞ ile DIŞI YAKAN ATEŞ

( ŞÛLE: Mum ateşinin her bir kezlik kıpırtısı. )

( "WHICH THE FIRE BURNS INSIDE" vs. "WHICH THE FIRE BURNS OUTSIDE" )


- İÇ İÇE/LİK ile BAĞIMLI/LIK

( Bağımlı olduğunu imgeleyen yalnızca zihindir. )

( ... ile MENÛTİYYET )

( ONE WITHIN THE OTHER vs. DEPENDENCE, BONDAGE, ADDICTION
It is only the mind that imagines bondage. )


- İÇİN İÇİN (AĞLAMAK/GÜLMEK/ÜZÜLMEK/DÜŞÜNMEK)


- İÇİN ile İÇİN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Arasındalık. İLE Amacıyla. )


- ... İÇİN değil ... İÇİN GEÇERLİDİR


- OL!:
İÇİNDE ve/||/<> KIÇINDA ve/||/<> BAŞINDA ve/||/<> YANINDA

( Tarlan varsa. VE/||/<> Teknen varsa. VE/||/<> İşin varsa. VE/||/<> Eşin varsa. )


- İÇİNDE OLMAK ile/ve PARÇASI OLMAK

( TO BE IN IT vs./and TO BE PART OF )


- İÇİNDE ile/ve/değil/||/<>/>/< İÇİNDEKİ İÇİNDE(FİH-İ MA FİH)


- İÇİNDEN SÖYLENİLMESİ GEREKEN ile AĞIZDAN DIŞARIYA ÇIKMASI/ÇIKMAMASI GEREKEN


- İÇİNE GİRİLEMEZLİK / NÜFÛZ EDİLEMEZLİK[İng. IMPENETRABILITY]:
ÂN'A ve/||/<> NESNEYE

( TEMPORAL and/||/<> SPATIAL )


- İÇİNE GİRMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İNCELEMEK


- İÇİNİ DOLDURMAK ve/||/<>/> ARDINI GETİRMEK


- SİMGE:
İÇKİN ile/ve/||/<> AŞKIN


- İÇKİN/IMMANENT ile/ve TİNSEL/AŞKIN/TRANSANDANS

( İçrek/Ezoterik bilgi. İLE/VE Evrenselin bilgisi. )

( AŞKINSAL/TRANSANDANTAL: Ampirik deneyimi ya da matematiği vb. olanaklı kılanlar.
* Uzay - Zaman
* İmgelemin/Muhayyilenin Şemaları
* Kategoriler(Şemaların birliği)
* Saf akıl kavramları/muhakemeyi olanaklı kılanlar]
(Bunların hepsi saf ya da apriori olarak [ampirik olmayan olarak] var olanlar.)
(Kendinde şey[Ding an sich] ya da Tanrı, Ruh gibi numen değillerdir.)
(Ampirik olanı belirleyen olarak var olabilenler.)
(Ampirik deneyimin teşrihi[Alm. Zergliederung] üzerinden, anlamlı bir biçimde konuşulabilenler.)

Zergilederung (İng. Dissection): Ampirik deneyimin şerh edilmesi üzerinden söz konusu deneyimi olanaklı kılan unsurların açığa çıkarılması. )


- İCMÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İTTİFAK[Ar.]


- İCMÂ ile/ve/II TEVÂTÜR

( Fıkıh'ta. İLE/VE/II Hadis'te. )


- İCRÂ ve/> İHYÂ


- İCRÂ ile/ve/||/<> İNFAZ


- İCRÂ[Ar.] değil/yerine/= YÜRÜTME


- İCRAAT[Ar.] değil/yerine/= İŞ YAPMA; UYGULAMALAR


- İCRACI ile DÜZENLEYİCİ(KOMPOZİTÖR)


- İCRA/CI ile/ve/<> SANAT/ÇI


- İCRÂÎ KURUL ile/ve/||/<>/< İSTİŞÂRÎ KURUL


- İÇREK = BÂTINÎ = ESOTERIC[İng.] = ÉSOTÉRIQUE[Fr.] = ESOTERISCH[Alm.] = ESO[Yun.]


- İÇSEL" ve/||/<> DÜŞÜNSEL


- İÇSELLEŞTİRME ile/||/<> BENİMSEME


- İÇSELLEŞTİRME ve/||/<> COŞKU


- İÇSELLEŞTİRME ve/+/||/<>/> İŞSELLEŞTİRME


- İÇSELLEŞTİRME ile/ve/||/<> "İYİ-KÖTÜ" BİRLEŞTİRMESİ


- İÇSELLEŞTİRME ile/ve/||/<>/> KAVRAMA/KAVRAMSALLAŞTIRMA


- İÇSELLEŞTİRME ile/ve/||/<>/>/< KAYNAĞINA YÖNELME/KAYNAĞINDAN YARARLANMA


- İÇSELLEŞTİRME ile/ve/||/<>/> NORMALLEŞTİRME

Bugün[04 Kasım 2025]
itibarı ile 28.406 başlık/FaRk ile birlikte,
28.406 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(46/115)