T ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 42.805 başlık/FaRk ile birlikte,
42.805 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(75/173)
- INCENTIVE :/yerine TEŞVİK
- İNCİ: Cansız ve bitki eşiği. -ile
- İNCİ ile İNCİ ÇİÇEĞİ(MÜGE[Fr. < MUGUET])
- İNCİ ile/ve/||/<> MERCAN
( [Divân Edebiyatında] Gözyaşını simgeler. İLE/VE/||/<> Kanlı gözyaşını simgeler. )
( Barış. İLE/VE/||/<> Feragat. )
( Hz. Hasan ve soyu. İLE/VE/||/<> Hz. Hüseyin ve soyu. )
( Kavuşmayı/vuslatı simgeler/nişânesidir. İLE/VE/||/<> ... )
- INCIDENT :/yerine OLAY
- İNCİL ile/değil KİTAB-I MUKADDES
- İNSAN/KİŞİ:
İNCİL'DE ve/||/<> KUR'ÂN'DA
( İmanı, ümidi ve şefkati olandır. VE/||/<> İman, ihlâs ve doğru/düzgün eylem/etkinlik peşinde koşandır. )
- İNCİNMEK ve/||/<>/> GELİŞMEK
- İNCİNMEMEK ve/||/<>/< AFFETMEK
- İNCİR ÇEKİRDEĞİ ile/||/<> HİNDİSTAN CEVİZİ
- İNCİR/YEMİŞ/BALLIDARI ile ÖTEKİ MEYVELER
( Bilgeliği simgeler. İLE ... )
( TİN ile ... )
( FIG vs. OTHER FRUITS
Signs the wisdom. WITH ... )
( FICUS CARICA cum ... )
- İNCİR ile BARDACIK
( ... İLE Bir tür yaş incir. )
( ... İLE Ege bölgesindeki adı. )
- İNCİR ile KAYA İNCİRİ
( ... İLE Susuz ve ilaçsız, kendi kendine yetişen siyah kaya incirleri, olgunlaşıp yere düşünce toplanıp önce güneşte kurutulur. Sonrasında, çuvallara sıkıştırılarak bastırılıp saklanıyor. Yeneceği zamandan 4-5 gün önce çıkarılıp mersin, kekik ve defne yaprağı ile kaynatılan suya bandırılır ve tekrar kurutulur. Sonra da unlanıp yenir. Hava alan kâğıt ya da bez kesede saklanıp birkaç hafta içinde yumuşacık halde tüketilir. )
( ...ile
)
- İNCİR ile LOP İNCİR
( ... İLE İri ve yumuşak bir tür incir. )
- İNCİR ile MISIR/FRENK, HİNT, KİLİS, PABUÇ İNCİRİ / DİKENLİ İNCİR / BABUTSA / KAYNANADİLİ / KÜREKYEMİŞİ
- İNCİR ile YABANİNCİRİ
( ... İLE Dutgillerden, Mısır'da yetişen ve kerestesi, eski Mısırlılar'ca mumyalara sanduka yapmakta kullanılmış olan bir ağaç. | Bu ağacın meyvesi. )
- İNCİR ve ZEYTİN
( TİN ve ZEYTÛN )
( Çok çekirdekli. VE Tek çekirdekli. )
( Tek/çok. VE 2 )
( Beyin. VE Gözbebeği. )
( KÂBE: Beyin. )
- INCITEMENT vs. PROVOKE
- İNCİTME! ve/||/<>/> İNCİNME!
( Hz. Musa. VE/||/<>/> Hz. İsa. )
( İlk dersimiz. VE/||/<>/> Son dersimiz. )
- İNCİTMEK/İNCİNMEK ile/ve ZEDELEMEK/ZEDELENMEK
( TO HURT/INJURE/STRAIN vs./and TO BRUISE )
- İNCİTMEMEK ile/ve/||/<>/> İNCİNMEMEK
( Dilin susturulmasıyla. İLE/VE/||/<>/> Zihin ve kalbin susmasıyla. )
- INÇKIR ile/||/<> İNÇKİR ile/||/<> INGRAN/İNGREN
( Ağlamak[hıçkıra hıçkıra]. İLE/||/<> Ağlamak[ince sesle]. İLE Ağlamak[dertli olarak, gizli gizli ağlamak, inlemek] )
- INCLUDE :/yerine DAHİL ETMEK
- INCLUDING :/yerine DAHİL
- INCLUSIVE[İng.] değil/yerine/= İÇLEYİCİ
- INCOME vs. INCREMENT vs. PROFIT vs. REVENUE
- INCOME :/yerine GELİR
- INCONGRUOUS vs. "FAR"
- [not] INCONSISTENT ASSERTION vs. ASSERTION IN OUTSTANDING
- INCORPORATE :/yerine BİRLEŞTİRMEK
- INCREASE :/yerine ARTIRMAK
- INCREASED :/yerine ARTMIŞ
- INCREASING :/yerine ARTAN
- INCREASINGLY :/yerine GİDEREK
- INCREDIBLE vs. IMPLAUSIBLE vs. UNBELIEVABLE
- INCREDIBLE :/yerine İNANILMAZ
- INDAG ile/ve/||/<> ELEK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Eleğin çerçevesi. İLE/VE/||/<> ... )
- INDEED :/yerine GERÇEKTEN
- İNDEKS VAKA/INDEX CASE[İng.] değil/yerine/= İLK GÖSTERGE OLGU
- İNDEKS/LEME / ENDEKS/LEME / INDEX[İng.] değil/yerine/= DİZİNLEME | LİSTE | İŞARET | GÖSTERGE
- INDEPENDENCE vs. ARBITRARINESS
- INDEPENDENCE :/yerine BAĞIMSIZLIK
- INDEPENDENCE ile/||/<> CORRELATİON
( Independence P(A∩B)=P(A)P(B) İLE correlation linear ilişki. )
( Formül: Probability İLE linear relationship )
- INDEPENDENCE vs./and SOLIDARITY
- INDEPENDENT VARIABLE[İng.] değil/yerine/= BAĞIMSIZ DEĞİŞKEN
- INDEPENDENT :/yerine BAĞIMSIZ
- INDEX THEORY ile/||/<> RİEMANN-ROCH
( Index diferansiyel operatör, R-R cebirsel geometri. )
( Formül: Differential operator İLE algebraic geometry )
- INDEX :/yerine DİZİN
- INDIAN :/yerine KIZILDERİLİ, HİNTLİ
- INDICATE :/yerine BELİRTMEK
- INDICATION :/yerine BELİRTİ
- İNDİFA[Ar.] değil/yerine/= PÜSKÜRME
( Yanardağlardaki püskürme. | Kızamık, kızıl vb. sayrılıklarda, gövdede kırmızı lekeler görülmesi. )
- INDIFERANSİYE/UNDIFFERENTIATED[İng.] değil/yerine/= FARKLILAŞMAMIŞ
- INDIKATÖR/INDICATOR[İng.] değil/yerine/= ENDİKATÖR
- İNDİRGEME ile/değil/yerine ATIF
- İNDİRGEME ile/değil/yerine AZALTMA
- İNDİRGEME ile/ve/değil/yerine/>< DAYANDIRMA
- [ne yazık ki]
İNDİRGEME ile/değil/yerine/>< DAYANDIRMA
- İNDİRGEME ile EŞDEĞER TUTMA/"GÖRME"
- İNDİRGEME ile/değil EŞİK
- İNDİRGEME ile/ve/||/<>/>/= HADDİNİ AŞMAK
- İNDİRGEME ile/ve/> İHMAL
- İNDİRGEME = İRCA = REDUCTION[İng.] = RÉDUCTION[Fr.] = REDUKTION[Alm.] = REDUCTIO[Lat.] = REDUCCION[İsp.]
- İNDİRGEME ile/ve/değil/yerine MODELLEME
- İNDİRGEME ile/ve/> ORTADAN KALDIRMA
- İNDİRGEME ile/değil/yerine/>< ÖRTÜŞTÜRME
- [NE YAZIK Kİ]
İNDİRGEME ile/ve/||/<> SINIRLAMA/KISITLAMA
- İNDİRGEME ile/ve YAPAY/KABA "BAĞLANTI/LANDIRMA"
- [ne yazık ki]
İNDİRGEME ile/ve/değil/||/<> YOK SAYMA
- İNDİRGEME ile/değil/yerine YORUM/LAMA
( [not] TO REDUCE vs./but TO INTERPRET
TO INTERPRET instead of TO REDUCE )
- İNDİRGEMECİLİK >< ÇEŞİTLİLİK
- İNDİRGEMECİLİK ile/ve/||/<> GEREKİRCİLİK ile/ve/||/<> NESNELLİK
- İNDİRGEMEK ile/değil/yerine ANLAMAYA ÇALIŞMAK
- İNDİRGEMEK ile/ve/<> "DÜŞÜRMEK"
- İNDİRGEMEK ile/ve/||/<> EN AZINDAN
- İNDİRGEMEK ile (İÇİNİ) BOŞALTMAK
- İNDİRGEMEK ile/değil İNDİRMEK
( TENZİH ile/değil TENZİL )
- İNDİRGEMEK ile/ve/<>/> KALIPLAŞ(TIR)MAK
- İNDİRGEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> KISINGILAMAK/HAPSETMEK
- [ne yazık ki]
İNDİRGEMEK ile/ve/ya da/||/<>/>< REDDETMEK / YOK SAYMAK
( Üçünü de yapmadan düşünmek ve hareket etmek gerekmektedir. )
- İNDİRGEMEK ile/ve/değil/||/<>/< SOYUTLAMAK
- İNDİRGEMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YALINLAŞTIRMAK/YALINLIK
- İNDİRGEN ile/||/<> YÜKSELTGEN
( İndirgen elektron verir İLE yükseltgen elektron alır )
( Formül: Red ajan İLE Ox ajan )
- İNDİRİLEN KİTAP = İNSAN
- İNDİRİM/ISKONTO[İt.][İSKONTO değil!] ile/ve/değil/yerine "İYİLEŞTİRME"
- INDIVIDUAL[İng.] değil/yerine/= BİREY
- INDIVIDUAL :/yerine BİREY
- INDIVIDUALISM OF HUMAN vs. SOCIALISM OF HUMAN
- İNDÜKLENEN PLURİPOTENT HÜCRE ile/||/<> EMBRİYONİK KÖK HÜCRE
( iPSC yetişkin hücrelerden programlanarak elde edilirken, ES hücreleri embriyo kaynaklıdır )
( Formül: Yamanaka faktörleri )
- İNDÜKSİYON İLE DETERMİNASYON İLE DİFERANSİYASYON ile/||/<> GÖZE KADERİ
( Göze tipinin belirlenmesi aşamaları. )
( Formül: Pluripotent → Unipotent )
- İNDÜKSİYON/INDUCTION[İng.] değil/yerine/= UYARTIM
- İNDÜKSİYON/INDUCTION değil/yerine/= İRGİTİM
- INDUSTRIAL vs. INDUSTRIOUS
- INDUSTRIAL :/yerine ENDÜSTRİYEL
- INDUSTRY :/yerine ENDÜSTRİ
- Ne peki? diye anlaşılması çok basit olanı karmaşıklaştırmadan KONUŞ!!!
- İNE- ile/||/<> İNO-
( Fibröz doku ile ilgili. İLE/||/<> Fibröz doku ile ilgili. )
- İNEĞİM" ile/değil İNEYİM
- İNEKSİZ KALMAK ile/değil/yerine/>< İNEĞİ KAZANMAK
( Gelenekten kopmak, ilâhî feyzin kesilmesi. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tanrılarla yeniden bağ kurmak. )
( "İnek, Ateş ve Kahraman" (İzzet Erş) kitabını da okumanızı salık veririz... )
(
)
- İNERT KOMPLEKS ile/||/<> LABİL KOMPLEKS
( İnert yavaş değişim Cr³⁺, labil hızlı Cu²⁺. )
( Formül: t₁/₂ > 1 min İLE < 1 min )
- INERT[İng.] değil/yerine/= ASAL
- INERVASYON/INNERVATION[İng.] değil/yerine/= SİNİR DONATISI
- İNFÂK[< NAFAKA (çoğ. İNFÂKAT)] -ile
( VERMEK | NAFAKA VERİP GEÇİNDİRME, BESLEME )
- İNFÂK ile/ve/||/<> İBZÂL
( ... İLE/VE/||/<> Esirgemeden, bol bol verme, kullanma, yapma ya da söyleme. )
- İNFÂK ile/değil İSRAFA ENGEL OLMA
- İNFÂK ile/ve/||/<> KİŞİ
- INFANT[İng.] değil/yerine/= BEBEK
- INFANT :/yerine BEBEK, YENİ DOĞAN
- INFANTILİZM/INFANTILISM[İng.] değil/yerine/= BEBEKSİLİK
- İNFAZ[Ar.] ETMEK değil/yerine/= YÜRÜTÜMLEMEK
- İNFAZ MASASI değil/yerine/= YÜRÜTÜM BİRİMİ
- İNFAZ MEMURU değil/yerine/= YÜRÜTÜM İŞYARI
- İNFÂZ[Ar. < NÜFÛZ | çoğ. İNFÂZÂT]/EXECUTION[İng.] değil/yerine/= YÜRÜTÜM, YERİNE GETİRME, UYGULAMA
- INFECTION :/yerine ENFEKSİYON
- INFER vs. IMPLY
- İNFER- ile/||/<> İNFRA-
( Düşük. İLE/||/<> Alt, altta, aşağıda, altında. )
- INFERANS/INFERENCE[İng.] değil/yerine/= ÇIKARSAMA
- INFERIOR[İng.] değil/yerine/= AŞAĞI
- INFERTILITE/INFERTILITY[İng.] değil/yerine/= KISIRLIK
- İNFİAL değil/yerine/= KIZGINLIK/ÖFKE
- İNFİLÂK ile/değil/||/<> İNTİHAR
( Nesnelerde. İLE/DEĞİL/||/<> İnsanda. )
- İNFİLÂK[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= PATLAMA
- INFİLTRASYON/INFILTRATION[İng.] değil/yerine/= İÇE SIZMA
- INFINITE vs. UNLIMITED
- İNFİRÂD[Ar.] ile İHTİSÂS[Ar.]
- İNFİRÂT[Ar. < FERD] ile İNHİSÂR[Ar. < HASR]
( Topluluktan ayrı durma. İLE Tekel. | Tek başına sahip olma. )
- İNFİSÂD[Ar. < FESÂD] ile İNFİSÂH[Ar. < FESH] ile İNFİSÂH[Ar. < FESH]
( Bozulma, fesada uğrama. İLE Bozulma, etkisiz/hükümsüz kalma. İLE Bollaşma, genişleme. )
- INFIXATION değil/yerine/= İÇEKLEME
- INFLAKS/INFLUX[İng.] değil/yerine/= İÇ AKIM
- İNFLAMATUVAR BAĞIRSAK HASTALIĞI ile/||/<> İRRİTABL BAĞIRSAK SENDROMU
( İnflamatuvar bağırsak hastalığı (İBH) organik inflamasyon İLE irritabl bağırsak sendromu (İBS) fonksiyonel bir bozukluktur. İBH doku hasarı İLE İBS normal endoskopi sonuçları gösterir. İkisinde de mikrobiyota değişiklikleri görülür. )
- INFLATİON İLE DARK ENERGY İLE DARK MATTER İLE BARYOGENESİS ile/||/<> KOZMOLOJİK PROBLEMLER
( Evrenin çözülmemiş gizemleri. )
( Formül: w = P/ρ = -1 (DE) )
- INFLATION :/yerine ENFLASYON
- INFLOW[İng.] değil/yerine/= İÇE AKIŞ | GİRİŞ
- INFLUENCE :/yerine ETKİ, ETKİLEMEK
- INFLUENCE/TO EFFECT vs. "TO INVOLVE"
- INFORM :/yerine BİLGİLENDİRMEK
- INFORMATİON THEORY ile/||/<> COMMUNİCATİON THEORY
( Information theory bilginin matematiksel ölçümü ve kodlamasını incelerken İLE communication theory bilgi aktarım sistemlerini mühendislik açısından inceler )
( Formül: Shannon entropy )
- INFORMATION vs. TO KNOW
- INFORMATION :/yerine BİLGİ
- INFORMATION vs./and IDEA
- INFORMATION vs./and PAIN
- INFORMATION vs./"instead" METHOD
- İNFRA- ile İNTRO- ile İZO- [EŞ İZOKORİ] ile JUKSTA-
( Alt, altında, -ötesi. İLE İç, içine. İLE Eş büyüklük [gözbebeği]. İLE Bitişik. )
- INFRARED/INFRARUJ INFRARED[İng.] değil/yerine/= KIZILÖTESİ
- INFRARED RADYASYON/INFRARED RADIATION[İng.] değil/yerine/= KIZILÖTESİ IŞINIM
- İNFRASES İLE SES İLE ULTRASES ile/||/<> SES FREKANS ARALIKLARI
( İnsan kulağının duyma aralığı ve ötesi. )
( Formül: f = 20-20000 Hz (insan) )
- İNFRASOUND İLE İŞİTİLEBİLİR İLE ULTRASOUND ile/||/<> SES FREKANS BANTLARI
( Ses dalgası frekans aralıkları. )
( Formül: f = v/λ )
- İNFÜZE ETMEK ile İNFÜZYON
( Damar yoluyla vermek, deri altına vermek. İLE Damar yoluyla verme, deri altına verme. )
- INFÜZYON/INFUSION[İng.] değil/yerine/= DAMARDAN SIVI AKTARIMI
- İNGEK ile İNGEK[Oğuz] ile İNGEN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İnek. İLE Dişil kaplumbağa. İLE Dişil deve. )
- INGENIOUS vs. INGENUOUS
- İNGİLİZ SERVİSİ ile FRANSIZ SERVİSİ ile RUS SERVİSİ ile AMERİKAN SERVİSİ
( Uluslararası dört çeşit servis yöntemi vardır: * İNGİLİZ SERVİSİ: Misafirin sağ tarafından önüne koyulan sıcak ve boş yemek tabağına, garson tarafından fayansta, mutfaktan alınan yemek misafirin solundan, maşa ile yapılır. İLE * FRANSIZ SERVİSİ: Mutfaktan fayansta getirilen yemek misafirin solundan maşa vasıtasıyla kendi tabağına yaptığı servis biçimidir. İLE * RUS SERVİS: Servant servisi olup, mutfaktan getirilen yemekler misafir masasının yanındaki hazırlık masasında garson tarafından tabaklara konularak misafirin solundan yaptığı servis biçimidir. İLE * AMERİKAN SERVİSİ: Tabak servisi olup, yiyecekler ve garnitürleri mutfakta hazırlanarak tabakta getirilir. Ve misafirin uygun olan tarafından servis yapılır. Bu servis otellerin lobilerinde, kafeteryalarında, snack barlarında yapılır. Özelliği bir kurala bağlı olmamasıdır. )
- İNGİLİZ YARARCILIĞI ile/ve/||/<>/> EVRİMCİ DOĞACILIK ile/ve/||/<>/> AMERİKAN YARARCILIĞI
- İngilizce'de Sıklıkla Yanlış Söylenilen 100 Sözcük ve Deyimler -ve
( Bütün, ("Parçaların biraradalığı", "Bütünlük", "Entegrasyon/Integration/Integrity") anlamını taşıyan bir sözcüktür.
Tüm ise, (ingilizce "Whole/All") ile karşılık bulur. Parça parça olsa da, çeşitli oranlarda eksiklikler de olsa istisnasız ve ayırımsız, tamamıyla/tümüyle kapsamadır.
Bütün elmalar, bütün bireyler, bütün arabalar, bütün kitaplar, bütün örnekler, bütün ayrıntılar, bütün parçalar olmaz! Parçalarının ayrı ayrı kullanılma durumu olmayanlar için gereksiz/yersiz/fazladan bir sözcüktür "bütün".
Bir saksıdaki çiçeğin tüm yaprakları söz konusuysa, "bütün yapraklar" dendiğinde, --her sözcüğün, kendi anlamını taşıdığı bilgisiyle--, ucu sararmış/kırılmış, bir parçası kopmuş yapraklar devredışı bırakılmış olur, ki biz tamamını, hepsini demek istiyoruzdur.
Fransızca'da "sans" ve "cent" sözcükleri "san" diye okunur. Fransızca'yı iyi bilmeyen birinin/birilerinin zamanında "sans numero"yu numarasız ["sans" = -sız] değil de 100 olarak zannetmiş olmasından kaynaklanmıştır tuvaletlere yüz numara denmesi. II. Dünya Savaşı sonrası da Amerikan kültürü ve deyimleri bizi çok etkilediğinden dolayı bu iki sıfır da kalktı onun yerine -"çok değerli bir tanımmış gibi"- WC kullanıldı. )
( DOUBLEUR avec DOUBLURE
[ne pas] CENT NUMERO ! SANS NUMERO )
- İNGİLİZCE'NİN TARİHÇESİ...
( )
- İNGLİÇ ile SARIMSAK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Sarımsağa benzeyen bir dağ bitkisi. İLE ... )
- INGREDIENT :/yerine İÇERİK, MALZEME
- İNGUİNAL ile İNGUİNAL HERNİ
( Kasık [ile ilgili]. İLE Kasık fıtığı. )
- İNHA[Ar.] ile YÖNERGE
( Resmi bir göreve atama ya da bir üst aşama için yazılan yazı. İLE ... )
- inhal.[Lat. < INHALETUR] değil/yerine/= SOLUKLA İÇERİ ÇEK
- İNHALAN/INHALANT[İng.] değil/yerine/= UÇUCU MADDE
- İNHALASYON/INHALATION[İng.] değil/yerine/= SOLUKLA ALMA
- İNHALASYON ile İNHALE ETMEK ile İNHALER
( Soluma. İLE Solumak. İLE Solunan, ilaç solutucu [aygıt]. )
- İNHALE ile/||/<> EKSHALE
( İnhale nefes alma O2 İLE ekshale nefes verme CO2. )
( Formül: Inspiration İLE expiration )
- İNHALER[İng.] değil/yerine/= SOLUMLATICI
- İNHİBE/INHIBITED[İng.] değil/yerine/= ENGELLENMİŞ
- İNHİBE ile İNHİBE ETMEK ile İNHİBİSYON ile İNHİBİTOR
( Baskılanmış, engellenmiş. İLE Baskılamak, engellemek. İLE Baskılama, engelleme. İLE Baskılayıcı, engelleyici, önleyici. )
- İNHİBİSYON/INHIBITION[İng.] değil/yerine/= ENGELLE(N)ME
- İNHİBİTÖR[İng.] değil/yerine/= ENGELLEYİCİ
- İNHİMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BAĞIMLILIK
( Bir şeye, aşırı düşkünlük gösterme, kapılma. İLE/VE/||/<>/> ... )
- İNHİMAK[Ar.] ile İPTİLÂ[Ar.]
( Bir şeye, aşırı düşkünlük gösterme, kapılma. İLE Düşkünlük, tiryakilik. )
- İNHİSÂR[Ar. < HASR] ile İNKİSAR[Ar. < KESR]
( Bir malın yapımının yalnızca bir kuruluşun elinde bulunduğu durum. | Devletin herhangi bir üretim alanını elinde tutması, satışı tek elden yönetmesi ve fiyata hâkim olması durumu. | Bir kişi ya da kuruluşun herhangi bir alanda kazandığı büyük güç. İLE Kırılma. | Gücenme. | İlenme, ilenç. )
- İNHİSÂR[Ar. < HASR]/MONOPOL[Fr.] değil/yerine/= TEKEL
( Bir malın yapımının yalnızca bir kuruluşun elinde bulunduğu durum. | Devletin herhangi bir üretim alanını elinde tutması, satışı tek elden yönetmesi ve fiyata hâkim olması durumu. | Bir kişi ya da kuruluşun herhangi bir alanda kazandığı büyük güç. )
- İNHİTÂT[Ar.] ile/||/<> İNZİLÂL[Ar. < ZELÎL]
( Son bulma, yıkılıp dağılma. | Güçten düşme, yaşlanma, inginlik. İLE Hor görme, aşağı tutma, aşağılama. )
- İNİ ile KARDEŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yaşça küçük kardeş. İLE ... )
- İNİM İNİM (İNLEMEK)
- İNİŞ >< ÇIKIŞ ile/ve/||/<> GİDİŞ >< GELİŞ
- İNİŞ ile/ve/değil/<> YOĞUNLAŞMA
- İN'İSÂB[Ar.]/INNERVATION[İng./Fr.] değil/yerine/= SİNİRLERİ GÜÇLENDİRME | SİNİRLERİN GÖVDEDEKİ DAĞILIŞI
- İN'İSÂM[Ar.] ile/değil/yerine/>< İN'İSÂR[Ar.]
( Sıkılma. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Koruma. )
- İNİSİYASYON = DIKSHA[Sansk.]
- İNİSİYATİF ile/ve/<> GÖNÜLLÜLÜK
( Hem bireysellikte, hem/ve de toplumsallıkta. )
- İNİSİYATİF[Fr./İng. < INITIATIVE] değil/yerine/= ÖNCE(Cİ)LİK, ÖNCÜLÜK
- INITIAL :/yerine İLK
- INITIALLY :/yerine BAŞLANGIÇTA
- INITIATIVE :/yerine GİRİŞİM
- Niye ki? diyerek, hazırcı değil önce kendin düşün de ona göre KONUŞ!!!
- inj./inject.[Lat. < INJECTIO, INJICIATUR] değil/yerine/= ENJEKSİYON, ENJEKTE EDİNİZ
- INJURY :/yerine YARALANMA
- İNKÂR ETMEK ile ANLAMAK
( TO DENY vs. TO UNDERSTAND )
- İNKÂR:
KABUL ETMEMEK ile/değil/||/<> KARŞI GELMEK/ÇIKMAK
- İNKÂR:
KARŞI GELMEK/ÇIKMAK ile KABUL ETMEMEK
- İNKÂR değil BİLDİĞİNİZ GİBİ
- İNKÂR ile CAHT
( ... İLE Bile bile inkâr etme. )
- İNKÂR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İNSAN
- İNKÂR ile/ve/değil İSPATLANAMAMA
- İNKÂR ile/değil İTİRAF
- İNKÂR ile/ve/değil/yerine OLUMSUZLAMA
( İnkârın inkârı yapılarak ikrâra varılır. )
( [not] TO DENY vs./and/but NEGATORY
NEGATORY instead of TO DENY )
- İNKÂRCI/LIK ile/ve/değil/||/<>/< KUŞKUCU/LUK
- İNKILÂP değil/yerine/=/= DEVRİM
- İNKİLAP[Ar. < KELB] ile/değil İNKILÂP[Ar. < KALB]
( Köpekleşme. İLE/DEĞİL Toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılan köklü değişiklik, iyileştirme, devrim. | Bir durumdan başka bir duruma geçiş, dönüşüm. )
- İNKİŞÂF[< KEŞF] değil/yerine/= AÇILMA, AÇINIM | MEYDANA ÇIKMA | MANEVİ SIRLARIN GÖRÜNMESİ
( AÇILMA | MEYDANA ÇIKMA | MANEVİ SIRLARIN GÖRÜNMESİ )
- İNKITÂ[Ar.] ile KESİLME, ARASI KESİLME, TÜKENME, BİTME
( KESİLME; ARASI KESİLME )
- İNKLINASYON/INCLINATION[İng.] değil/yerine/= EĞİM
- İNKOMPATIBIL/INCOMPATIBLE[İng.] değil/yerine/= UYUŞMAZ, | GEÇİMSİZ
- İNKOMPLET/INCOMPLETE[İng.] değil/yerine/= TAM OLMAYAN | TAMAMLANMAMIŞ
- İNKORPORASYON/INCORPORATION[İng.] değil/yerine/= İÇE KATIM
- İNLEME ile/değil/yerine/>< DİNLEME
( Bilgisizlikten, geç kalmış olmaktan dolayı inlemek istemiyorsan, (daha çok) dinlemelisin! )
- INLET[İng.] değil/yerine/= GİRİM
- İNNATE İLE LEARNED İLE IMPRİNTİNG ile/||/<> DAVRANIŞ TÜRLERİ
( Hayvan davranış kategorileri. )
( Formül: Critical period )
- INNER EXISTENCE vs. EXTERIOR EXISTENCE
- INNER PRODUCT ile/||/<> NORM
( Inner product ⟨u,v⟩ iki vektör, norm ||v|| tek vektör. )
( Formül: Bilinear İLE length )
- INNER :/yerine İÇ
- INNOCENT vs. PROTECTED
- INNOCENT :/yerine MASUM
- İNOKÜLASYON/INOCULATION[İng.] değil/yerine/= AŞILAMA
- İNOMINA/T / INNOMINATE[İng.] değil/yerine/= ADSIZ
- İNOP./INOPERABIL/INOPERABLE[İng.] değil/yerine/= AMELİYAT EDİLEMEZ
- İNORGANİK SCİNTİLLATOR ile/||/<> ORGANİK SCİNTİLLATOR
( İnorganik scintillator kristal yapıda radyasyonu ışığa çevirirken İLE organik scintillator organik moleküllerle floresan verir )
( Formül: CsI(Tl) )
- İNORGANİK[İng.]/ANORGANİK[Fr.] ile/||/<>/> KİMYASAL ile/||/<>/> ORGANİK
( )
( Karbon dışındaki ögelerin bileşiklerini inceleyen kimya dalı. İLE/||/<>/> ... İLE/||/<>/> Karbon bileşiklerini inceleyen kimya dalı. )
- İNOTROPİ/INOTROPY[İng.] değil/yerine/= KASILMA GÜCÜ
- İNOTROPİK/INOTROPIC[İng.] değil/yerine/= KASILIM ETKİLER
- İNOVASYON/INNOVATION[İng.] değil/yerine/= YENİLEŞİM
- İNOVATİF/INNOVATIVE[İng.] değil/yerine/= YENİLİKÇİ
- INPUT[İng.] değil/yerine/= GİRDİ
- INQUIRY :/yerine SORUŞTURMA, SORGU
- INR/INTERNATIONAL NORMALIZED RATIO[İng.] değil/yerine/= ULUSLARARASI NORMALLEŞTİRİLMİŞ ORAN
- İNŞÂ ile İCRÂ
- İNŞÂ ile/ve/||/<> İFŞÂ
- İNŞÂ ile/ve/<> İHYÂ
- İNŞÂ ile/ve/<> İMHÂ
( Her inşâ edilen, aynı zamanda, yok olmaya da başlamıştır. İLE/VE/<> Her imhâ edilen, aynı zamanda, inşâ/var olmaya da başlamıştır. )
- İNŞAALLAH ile/ve/<> MAAŞALLAH ile/ve/<> DUR BAKALIM
( Türk "felsefesi". )
- İNŞAAT YÜKSEK MÜHENDİSİ değil YÜKSEK İNŞAAT MÜHENDİSİ
(
)
- İNŞAAT ile İNŞAT
( Yapı işleri. | Yapmak, yapım. İLE Koşuk okuma. | Bir koşuğu, bir yazın yapıtını, topluluk önünde, yüksek sesle ve gerektiği biçimde okuma. )
- İNŞAD ile ŞİİR OKUMA
- İNSÂF -ile
( MERHAMETE, VİCDÂNA YA DA MANTIĞA DAYANAN ADÂLET )
- İNSAF ile/ve HAKKÂNİYET
( JUSTICE/MERCY vs./and EQUITY )
- İNSAF ve/<> HİKMET
- İNSAF ile/ve/<>/> İMAN
- İNSÂF[Ar.] ile İNSÂF[Ar. < NISF]
( Yaprak yaprak, lîme lîme olma, dağılma. İLE Merhamete, vicdana ya da mantığa dayanan adâlet. | Ortalama davranış. )
- İNSÂF[Ar.] ile/ve/<> İNTİSÂF[Ar.]
( Merhamete, vicdana ya da mantığa dayanan adâlet. | Ortalama davranış. İLE/VE/<> Hakkını, tamamen alma. | Hakkını ve adâleti isteme. | [zamanda] Yarıyı bulma. )
( Hakkını verme. İLE/VE/<> Hakkını alma. )
- İNSAF/LI değil/yerine/= DUYUŞ/LU
- İNŞÂÎ ile/ve/||/<> KURUMSAL
- İNSAN
- İNSÂN -ile
( ÜNSİYET KURAN | ADAM | İYİ, OLGUN | VAR OLMAYAN | HAKİKAT'ÜL HAKAİK | [AÇIKLAMA YETMEZ!] )
- İNSAN ADINI:
"... DİYE" ile/değil "... OLARAK" (KAYDETMEK/BELİRTMEK vs.)
- İNSAN BECERİLERİNE EN YAKIN OLAN -ile
( ŞEMPANZE )
- İNSAN BİLİMİ/ANTROPOLOJİ ile İNSANIN GELİŞMESİ BİLİMİ
( BEŞERİYYÂT ile ... )
( ANTHROPOLOGY vs. EUGENICS )
- İNSAN BİLİMLERİ ile/ve FEN BİLİMLERİ
- İNSAN:
DİRİMSEL(BİYO) ve/||/<> ANLIKSAL/ZİHİNSEL(PSİKO) ve/||/<> TOPLUMSAL(SOSYAL) VAROLAN
itibarı ile 42.805 başlık/FaRk ile birlikte,
42.805 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(75/173)
(1996'dan beri)