Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 42.805 başlık/FaRk ile birlikte,
42.805 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(52/173)


- EVREN:
DÜNYA ile/ve/<>/> MUHÎD(OKYANUS/OCEAN)/ATLAS

( Hareket ve ağırlık merkezi. İLE/VE/<>/> En son felek. )


- EVREN/KAİNAT:
OLUŞ/KEVN ve/||/<> BOZULUŞ/FESAD


- EVREN:
"SONLU" değil SINIRSIZ-SONLU


- EVREN:
YAYILIM ve/||/<>/> BÖLÜNEBİLİRLİK


- EVREN ve/<> BEYİN

( Makro beyin. VE/<> Mikro evren. )

( UNIVERSE and/<> BRAIN )


- EVREN/EVRAN ile EVRENG[Fars.] ile Evren

( Gök var olanların bütünü. kâinat, cihan, âlem, kozmos. | Düzenli ve uyumlu bir bütün olarak düşünülen tüm var olanlar. kâinat. | Büyük yılan. | Kişinin içinde yaşadığı, ilişkide bulunduğu ortam. İLE Taht. İLE Ankara iline bağlı ilçelerden biri. )


- EVREN = KÂİNAT = COSMOS[İng., Fr.] = KOSMOS[Alm.] = KOSMOS[Yun.]

( VAROLANLARIN HEPSİ | OLANLAR | AYALTI DÜNYA [olarak kabul edilirdi] )


- EVRENBİLİM = KEVNİYAT = COSMOLOGY[İng.] = COSMOLOGIE[Fr.] = KOSMOLOGIE[Alm.] = COSMOLOGIA[Lat.] = KOSMOLOGIA[Yun.]


- EVRENBİLİM(KOZMOLOJİ) ve PSİKOLOJİ ve GEOMETRİ/MANTIK


- EVRENDOĞUM = KİYANİYAT, TEŞEKKÜL-İ ÂLEM = COSMOGONY[İng.] = COSMOGONIE[Fr.] = KOSMOGONIE[Alm.] = KOSMO-GONIA[Yun.]


- EVREN/EWREN ile EVREN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Demirci ocağı biçiminde yapılan ekmek fırını. İLE ... )


- EVRENİN, BAŞLANGIÇTAKİ ISISI -ile

( 10¯³² )


- EVRENİN:
BÜYÜMESİ ile/ve/değil GENİŞLEMESİ


- EVRENİN:GENİŞLEMESİ ile/ve/||/<>/> KARANLIK ENERJİ

( 1965 ile/ve/||/<>/> 1967 )


- EVREN'İN İÇ YAPISI ve/<> EVREN'DE, İNSAN'IN YERİ


- EVRENİN:
KÖKENİ ile/ve/||/<>/> OLUŞU ile/ve/||/<>/> İŞLEYİŞİ


- EVRENİN OLUŞUMUNDA/GELİŞİMİNDE:
İLK PARÇACIKLAR ile/ve/>/> İLK YILDIZLAR [< BUGÜN]

( 400.000'nci yılında. İLE/VE/> 400 milyon yıl sonra. [> 14.7 milyar yıl.] )


- EVRENSEL AKIL ile/ve/<> BİREYSEL AKIL


- EVRENSEL BİLİM ile/ve/||/<> DÜNYA GÖRÜŞÜNÜN BİLİMİ


- EVRENSEL BİLİM ile/değil EGEMEN BİLİM

( Bilim, evrensel olmaz; bilim, egemen olur. Evrensel bilim yoktur, egemen bilim vardır. )


- EVRENSEL DİL ARAYIŞI ile/ve/||/<>/> YETER NEDEN İLKESİ

( LEIBNIZ )


- ... GERÇEKLİK:
EVRENSEL/BÜTÜNCÜL ... ile/ve/||/<> FİZİKSEL ... ile/ve/||/<> ZİHİNSEL ... ile/ve/||/<> ÖZNEL ... ile/ve/||/<> İLİŞKİSEL ...


- EVRENSEL [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- EVRENSEL ile/ve DOLAYLILIK


- EVRENSEL ile KÜRESEL/KÜREVİ

( ÂLEM-ŞÜMÛL ile ... )

( UNIVERSAL vs. GLOBAL )


- EVRENSEL ile/ve/değil/yerine PAYLAŞILAN

( [not] UNIVERSAL vs./and/but SHARED
SHARED instead of UNIVERSAL )


- EVRENSEL ile/ve/değil/yerine PAYLAŞILAN

( [not] UNIVERSAL vs./and SHARED
SHARED instead of UNIVERSAL )


- EVRENSEL ile/değil TÜMEL


- EVRENSEL = UNIVERSAL[İng., Alm.] = GÉNÉRALE[Fr.] = UNIVERSALIS[Lat.]


- EVRENSELLER ile/ve/<> KENDİN

( Filozoflar. İLE/VE/<> Peygamberler. )

( Genel/e. İLE/VE/<> Özel/e. )

( Evrensellere katılmayanlar, özelin sofrasına da oturamaz. )


- EVRENSELLEŞTİRME ile/ve SONSUZLAŞTIRMA

( UNIVERSALIZATION vs./and TO GET INFINITE )


- EVRENSEL/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<> KALICI/LIK


- EVRENSEL/LİK ile KÜRESEL/LİK

( ÂLEM-ŞÜMÛL ile ... )

( UNIVERSAL vs. GLOBAL )


- EVRENSEL/LİK ile/ve/||/<> KUŞATICI/LIK


- EVRENSELLİK ile/ve/<>/< ZORUNLULUK


- EVRİM:
DİRİMSEL ile/değil TARİHSEL


- EVRİM:
DOĞAL SEÇİLİM KURAMI/ÖRNEĞİ ile/ve/değil/yerin/<>/>< DAYANIŞMA(SYMBIOSIS) KURAMI/ÖRNEĞİ

( Ekvator bölgesinde. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Sibirya'da. )

( CHARLES DARWIN ile/ve/değil/yerine/<>/>< PYOTR KROPOTKIN[09 Aralık 1842 - 08 Şubat 1921] )


- EVRİM YASASI ile/ve/||/<> EVRİM KURAMI ile/ve/||/<> EVRİMSEL BİYOLOJİ

( )

( )


- EVRİM ile/ve/değil/yerine DEĞİŞİM

( [not] EVOLUTION vs./but ALTERATION
ALTERATION instead of EVOLUTION )


- EVRİM/EVOLASYON[İng. < EVOLUTION] ile DEĞİŞİNİM/MUTASYON

( Canlının tür olarak gelişmesi, bir canlıyı ötekilerden ayırt eden morfolojik ve fizyolojik karakterlerin gelişmesi yolunda geçirilen bir seri değişim. İLE Genetik yapıda, kendiliğinden ya da bir dış etken aracılığı ile ortaya çıkan değişiklik. | Doğada ve toplumda, niteliksel değişmelerin, yavaş yavaş değil birdenbire olması, bir şeyin, ortam ve koşullarını bulduğunda, birdenbire nitelik değiştirmesi. )

( 1500 milyon yıl ilâ 2 milyar yıl gerekir. )

( )

( )

( )

( EVOLUTION vs. MUTATION )


- EVRİM ile/ve/değil/<> DOĞAL SEÇİLİM

( Canlı türlerinin zamanla değişimi. İLE/VE/DEĞİL/<> Evrimin itici gücüdür ve yaşamda kalma ve üreme olasılığı en yüksek olan canlıların genlerini gelecek kuşaklara aktarmasını sağlar. )


- EVRİM/SEL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GELİŞİM/SEL

( )

( [not] EVOLUTION vs./and/but/||/<> PROGRESS/DEVELOPMENT
PROGRESS/DEVELOPMENT instead of EVOLUTION )


- EVRİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İLERLEME

( [not] EVOLUTION vs./and/but/||/<>/< PROGRESS
PROGRESS instead of EVOLUTION )


- EVRİM ile/||/<> KURAM

( İlk evrim kuramı İLE kazanılmış özellikler )

( Jean-Baptiste Lamarck tarafından 1809 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1744-1829) (Ülke: Fransa) (Alan: Biyoloji) (Önemli katkıları: Evrim teorisi, Lamarckizm) )


- EVRİM = TEKÂMÜL = EVOLUTION[İng.] = ÉVOLUTION[Fr.] = ENTWICKLUNG, EVOLUTION[Alm.] = EVOLUTIO[Lat.] = EVOLUCIÓN[İsp.]


- EVRİM/LEŞME ile/ve/değil/||/<>/< OLGUNLAŞMA


- EVRİMSEL BİYOLOJİ ile MOLEKÜLER BİYOLOJİ

( Canlı türlerinin zamanla nasıl değiştiğini inceleyen bilim dalı. İLE Canlıların moleküllerini, özellikle nükleik asitler (DNA ve RNA) ve proteinleri inceleyen bir biyoloji dalı. )


- EVRİMSEL SÜREÇTE:
AŞAMALI/DERECELİ DENGE ile/ve/||/<> SIÇRAMALI DENGE

(

Evrimsel Süreçte Dereceli ve Sıçramalı Denge

Evrim Hızı ve Paternlerine İlişkin İki Temel Model

DERECELİ DENGE (Gradualism)

Önerici: Charles Darwin (1859)

Temel İlke: "Natura non facit saltum" (Doğa sıçrama yapmaz)

Tanım: Evrimsel değişimin sürekli, yavaş ve küçük adımlarla gerçekleştiği klasik evrim modeli

SIÇRAMALI DENGE (Punctuated Equilibrium)

Önericiler: Niles Eldredge & Stephen Jay Gould (1972)

Temel İlke: Uzun durağanlık + Kısa hızlı değişim

Tanım: Evrimsel değişimin uzun durağan dönemler ve kısa, hızlı değişim dönemleri ile karakterize olduğu model

Temel Karşılaştırma
Özellik Dereceli Denge Sıçramalı Denge
Değişim Hızı Sabit, yavaş Değişken, dönemsel hızlı
Zaman Ölçeği Milyonlarca yıl sürekli Binlerce yıl hızlı + milyonlarca yıl durağan
Morfolojik Değişim Sürekli, kademeli Ani, sonra sabit
Türleşme Paterni Anajenez (düz hat) Kladogenez (dallanma)
Ara Formlar Bol miktarda Nadir
Fosil Kaydı Yorumu Eksik veri sorunu Gerçek patern yansıması
Popülasyon Boyutu Büyük popülasyonlar Küçük, izole popülasyonlar
Mekanizma Farkları
Mekanizma Tipi Dereceli Denge Sıçramalı Denge
SELEKSİYON VE ADAPTASYON
Doğal Seçilim Sürekli işler Dönemsel yoğunlaşır
Çevresel Baskı Kademeli değişim Ani krizler
Adaptasyon Yavaş ve sürekli Hızlı ve sıçramalı
GENETİK MEKANİZMALAR
Gen Akışı Yüksek Düşük/Kesilmiş
Mutasyon Etkisi Küçük, birikimli Büyük etkili olabilir
Genetik Sürüklenme Minimal Önemli rol
Kurucu Etkisi Önemsiz Kritik
Fosil Kaydı Yorumları
Gözlem Dereceli Açıklama Sıçramalı Açıklama
Ara Form Azlığı Fossilleşme nadirdir, kayıt eksik Geçiş çok hızlıdır
Morfolojik Durağanlık Stabilize edici seçilim Gelişimsel homeostaz
Ani Görünümler Göç ya da eksik kayıt Gerçek hızlı türleşme
Coğrafi Paternler Kademeli yayılma Lokal türleşme + yayılma
Stratigrafik Boşluklar Sedimentasyon boşlukları Evrimsel stasis dönemleri
Kanıt ve Örnekler
Örnek Model Kanıt
DERECELİ DENGE ÖRNEKLERİ
Foraminiferler Dereceli Okyanus sedimentlerinde sürekli kayıt, kademeli morfolojik değişim
At Evrimi Dereceli Hyracotherium'dan Equus'a kademeli boyut ve diş değişimi
Darwin İspinozları Dereceli Gaga adaptasyonunda sürekli seleksiyon ve mikroevrim
SIÇRAMALI DENGE ÖRNEKLERİ
Kambriyen Patlaması Sıçramalı 540 milyon yıl önce ani çeşitlenme, yeni body planlar
Cichlid Balıkları Sıçramalı Afrika göllerinde binlerce yılda yüzlerce tür
Bryozoalar Sıçramalı Cheilostome türlerinde durağanlık + ani değişim
KARIŞIK PATERNLER
Memeliler Karışık Hem aşamalı, hem de sıçramalı örnekler
Türleşme Coğrafyası
Türleşme Tipi Aşamalı Model Sıçramalı Model
Simpatrik Aynı alanda yavaş ayrışma Nadir, hızlı ekolojik ayrışma
Allopatrik Coğrafi yalıtım + yavaş değişim Yalıtım + hızlı değişim
Parapatrik Komşu popülasyonlarda gradyan Sınır bölgelerinde hızlı değişim
Peripatrik Periferal populasyonlar yavaş ayrışır Küçük populasyonlarda hızlı evrim
Moleküler Genetik Kanıtlar
Bulgu Dereceli Destek Sıçramalı Destek
Moleküler Saat Sabit mutasyon oranı Değişken evrim hızı
Nötral Teori Sürekli genetik değişim Morfolojik durağanlık açıklar
Hox Genleri Kademeli değişim Ani fenotipik sıçrama
Gen Duplikasyonları Yavaş işlev değişimi Hızlı yenilik potansiyeli
Epigenetik Sürekli modifikasyon Ani fenotip değişimi
Farklı Taksonlarda Paternler
Takson Baskın Patern Açıklama
Memeliler Karışık Hem aşamalı, hem de sıçramalı örnekler bulunuyor
Kuşlar Daha sıçramalı Ada radyasyonları, hızlı adaptasyon
Böcekler Sıçramalı Metamorfoz, hızlı çeşitlenme
Bitkiler Daha aşamalı Sürekli morfolojik değişim
Mikroorganizmalar Çok hızlı Horizontal gen transferi, hızlı adaptasyon
Deniz Omurgasızları Değişken Öbeğe ve çevreye bağlı
Ekolojik Etmenler
Etmen Aşamalı Etki Sıçramalı Etki
İklim Değişimi Kademeli adaptasyon Kriz ve fırsat penceresi
Rekabet Sürekli seçilim baskısı Niş boşalması ve doldurma
Predasyon Evrimsel silahlanma yarışı Ani seçilim baskısı
Habitat Yavaş değişim Fragmentasyon, yalıtım
Kitlesel Yok Oluş Arka plan yok oluş Adaptif radyasyon fırsatı

Tarihsel Gelişim

  • 1859: Darwin - Türlerin Kökeni (Dereceli model)
  • 1940-1960: Modern Sentez - Dereceli model hakimiyeti
  • 1972: Eldredge & Gould - Sıçramalı denge önerisi
  • 1980-1990: Yoğun tartışmalar ve kanıt arayışı
  • 2000+: Entegre modeller, moleküler kanıtlar
1859
Darwin - Dereceli Model
1972
Eldredge & Gould - Sıçramalı Model
Milyon Yıl
Aşamalı Zaman Ölçeği
Bin Yıl
Sıçramalı Değişim Süresi

Aşamalı Denge Özellikleri

  • Sürekli ve yavaş değişim
  • Doğal seçilim sürekli işler
  • Küçük mutasyonların birikimi
  • Büyük popülasyonlar
  • Yüksek gen akışı
  • Ara formlar bol
  • Fosil kaydı eksik

Sıçramalı Denge Özellikleri

  • Uzun durağanlık dönemleri
  • Kısa hızlı değişim anları
  • Küçük yalıtılmış popülasyonlar
  • Kurucu etkisi önemli
  • Genetik sürüklenme etkili
  • Ara biçimler nadir
  • Fosil kaydı gerçeği yansıtır
Modern Sentez ve Gelecek
Uzlaşım Noktaları Açık Sorular Araştırma Yönleri
İki model birbirini dışlamaz Durağanlığın moleküler temeli? Genomik çözümlemeler
Farklı ölçeklerde farklı paternler Gelişimsel kısıtlamaların rolü? Evo-devo çalışmaları
Takson ve çevre özeli İklim değişimi etkisi? Deneysel evrim
Mekanizmalar çeşitli Genomik devrimlerin sıklığı? Paleogenomiks
)

( GRADUALISM vs./and/||/<> PUNCTUATED EQUILIBRIUM )


- EVRİM/SEL/LİK ve/<> EVREN/SEL/LİK


- EVŞÜK ile
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Direk, kiriş. İLE ... )


- EVTÂD[< VETED] -ile

( ZÜMRE-İ RİCÂLULLAHTAN DÖRT KİŞİ | DÖRT MENZİLİ VARDIR )

( ŞARK, GARB, ŞİMAL, CENÛB | AĞAÇ YA DA DEMİR KAZIKLAR, DİREKLER )


- EVVELA[Ar.] değil/yerine/= ÖNCE/İLKİN/ÖNCELİKLE/İLK ÖNCE


- EVVELDEN[Ar.] değil/yerine/= ÖNCEDEN/ÖNCELERİ/ESKİDEN


- EVVELİYAT[Ar.] değil/yerine/= ÖNCESİ


- EWALD von KLEIST ve/||/<> PIETER VAN

( LEIDEN ŞİŞESİ - 1745 )


- EX ANTE PREVIOUSLY[İng.] değil/yerine/= ÖNCEDEN


- EX POST FROM BEHİND[İng.] değil/yerine/= GERÇEKLEŞEN


- EX SİTU İLE IN SİTU İLE IUCN RED LİST ile/||/<> KORUMA STRATEJİLERİ

( Biyoçeşitlilik koruma yöntemleri. )

( Formül: CR İLE EN İLE VU kategorileri )


- EX VIVO[İng.] değil/yerine/= CANLI DIŞI


- EXACT :/yerine TAM, KESİN


- EXACTLY vs. COMPLETELY


- EXACTLY :/yerine TAM OLARAK


- EXAMINATION :/yerine MUAYENE, SINAV


- EXAMINE :/yerine İNCELEMEK


- EXAMPLE vs. SAMPLE vs. INSTANCE vs. SPECIMEN


- EXAMPLE :/yerine ÖRNEK


- EXCEED :/yerine AŞMAK


- EXCEEDINGLY vs. EXCESSIVELY

( ÇOK FAZLA vs. AŞIRI DERECEDE ÇOK )


- EXCELLENT :/yerine MÜKEMMEL


- EXCEPT vs. ACCEPT


- EXCEPT :/yerine HARİÇ


- EXCEPTION :/yerine İSTİSNA


- EXCEPTIONAL vs. EXCEPTIONABLE


- EXCESS vs./and PROBLEM


- EXCHANGE :/yerine DEĞİŞTİRMEK, TAKAS


- EXCITABILITY[İng.] değil/yerine/= UYARILGANLIK


- EXCITING :/yerine HEYECAN VERİCİ


- EXCURSION[İng.] değil/yerine/= AÇILMA | GEZİNIM


- EXECUTION vs. DEATH PENALTY


- EXECUTION vs. TO BEAR


- EXECUTION vs. TO FASTEN


- EXECUTIVE :/yerine YÖNETİCİ


- EXERCISE :/yerine EGZERSİZ


- EXHIBIT :/yerine SERGİLEMEK


- EXHIBITION :/yerine SERGİ


- EXIST :/yerine VAR OLMAK


- EXISTENCE and UNITY


- EXISTENCE :/yerine VARLIK


- EXISTENCE vs./and UNITY


- EXISTING :/yerine MEVCUT


- EXPAND :/yerine GENİŞLETMEK


- EXPANDER[İng.] değil/yerine/= GENİŞLETICİ (DOKU, YAPI VB.)


- EXPANSION vs. EVOLUTION


- EXPANSION :/yerine GENİŞLEME


- EXPECT :/yerine BEKLEMEK


- [not] EXPECTATION vs. DREAM


- EXPECTATION :/yerine BEKLENTİ


- EXPENDITURE and PUBLIC EXPENDITURE and TAX EXPENDITURE

( Gider, harcama, masraf. VE Kamu giderleri. VE Vergi gideri. )


- EXPENSE :/yerine MASRAF


- EXPENSIVE :/yerine PAHALI


- EXPERIENCE :/yerine DENEYİM


- EXPERIMENT vs. EXPERIENCE

( Outside. vs. Inside. )


- EXPERIMENT vs. OBSERVATION


- EXPERIMENT vs. TEST


- EXPERIMENT :/yerine DENEY


- EXPERİMENTAL DESİGN ile/||/<> OBSERVATİONAL STUDY

( Experimental design kontrollü deney planlaması yaparken İLE observational study mevcut verilerin analizi yapar )

( Formül: Randomization )


- EXPERİMENTAL EVOLUTİON ile/||/<> NATURAL EVOLUTİON

( Experimental evolution kontrollü laboratuvar koşullarında evrim deneyi yaparken İLE natural evolution doğal çevre koşullarında gerçekleşen evrimdir )

( Formül: Controlled selection )


- EXPERT :/yerine UZMAN


- EXPLAIN :/yerine AÇIKLAMAK


- EXPLANATION vs. SUMMARY


- EXPLANATION :/yerine AÇIKLAMA


- EXPLICIT vs. IMPLICIT


- EXPLODE :/yerine PATLAMAK


- EXPLOITATION vs. ABUSE vs. MANIPULATION


- EXPLORE :/yerine KEŞFETMEK


- EXPLOSION :/yerine PATLAMA


- EXPORT PROMOTION and EXPORT RESTRICTIONS and EXPORT SUBSIDY and EXPORT VOLUME and TEMPORARY EXPORT

( İhracatın teşviki. VE İhracat sınırlamaları. VE İhracat sübvansiyonu. VE İhracat hacmi. VE Geçici ihracat. )


- EXPOSE :/yerine ORTAYA ÇIKARMAK


- EXPOSURE :/yerine MARUZ KALMA


- EXPRESS :/yerine İFADE ETMEK


- EXPRESSION :/yerine İFADE


- exsic.[Lat. < EXSICCATUS] değil/yerine/= KURU, KURUTULMUŞ


- ext.[Lat. < EXTERNUS] değil/yerine/= DIŞTAN KULLANILIR


- ext. sup. alut.[Lat. < EXTENDE SUPER ALUTEM] değil/yerine/= DERİ ÜZERİNE YAYINIZ


- ext./EKSTRE[Lat. < EXTRACTUM] değil/yerine/= ÖZ, HULÂSA,


- EXTEND vs. WIDEN


- EXTEND :/yerine UZATMAK, GENİŞLETMEK


- EXTENSION :/yerine UZATMA, EKLENTİ


- EXTENSIVE :/yerine KAPSAMLI


- EXTENT :/yerine BOYUT, KAPSAM


- EXTERIOR vs. EX


- EXTERIOR vs. EXTERNAL


- EXTERNAL :/yerine DIŞ


- EXTERNALIZE vs. TO CONCRETIZE


- EXTERNALIZED POWER vs./and THE POWERS WHICH EXTERNALIZED


- EXTRA :/yerine EKSTRA


- EXTRAORDINARY :/yerine OLAĞANÜSTÜ


- EXTREME DEVOTION vs. SELF-SACRIFICE


- EXTREME VALUE THEOREM ile/||/<> INTERMEDİATE VALUE

( EVT kapalı aralık max/min, IVT sürekli ara değer. )

( Formül: Max/min existence İLE intermediate )


- EXTREME :/yerine AŞIRI


- EXTREMELY :/yerine SON DERECE


- EXTREMOPHİLE BİOLOGY ile/||/<> MESOPHİLE BİOLOGY

( Extremophile biology aşırı çevre koşullarına uyum sağlamış organizmalar incelerken İLE mesophile biology ılıman koşullardaki organizmları inceler )

( Formül: Extreme environment adaptation )


- EYE :/yerine GÖZ


- EYEF ile/ve EYER

( İp yayı. İLE/VE İnsan yayı. )

( M.Ö. 6000-8000 zamanlarının en önemli teknolojik buluşlarından biridir. İLE/VE ... )

( Yük taşımaya yarayan urganın ayrılmaz parçası olan oval iki uçlu bir aygıt. İLE/VE ... )

( Teknik özellikleri:
* Eyef olmazsa ekin sapı, budanmış bağ çubukları, okluk ve yaylık gibi çubukların yakacak için çalı çırpının taşınması neredeyse olanaksızdır. Çubukların kayıp düşmelerine engel olur.
* Eyef'te düğüm yoktur. Karda-kışta, düğüm donduğundan dolayı yük boşaltılamaz. İple bağlanmış olsa ipi kesmek zorunda kalınır. Bu da yapılması zor ve zahmetli olan bir malzemenin kaybıdır.
* Ağır bir yükü, ikinci bir kişinin yardımına gerek kalmadan sırtınıza alabilir ve indirebilirsiniz.
* Düğüm olmadığından, yükü indirmek ve boşaltmak çok kolaydır. İpin/eyefin ucunu salıvermek yeterlidir.
* Yüklerin devrilmesi söz konusu olmadığından, kervanın sağlıklı akışını sağlar. Kesinti ve duraklamaya neden olmaz.
* Çalı-çırpının ve kişilerin, düzgün, tertipli bir disiplinle A noktasından, B noktasına ulaşmasını sağlar.
* Düğüm yapmak ve ipi kesmek gibi bir sorunu, temelli ortadan kaldırmıştır.
* Âlet, yetişkin bir kişinin, açık eli kadardır.
* Oval biçimlidir.
* Ucları dışarı taşarak üst üste oturur, gerektiğinde uclar aralanabilir. )

( BU/BUU/BUĞ ile/ve ... )


- EYEGÜ ile EYEGÜ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir hayvanın ya da herhangi bir canlının kaburga kemiği. İLE Çadırın çubukları. )


- EYİLİM değil EĞİLİM


- EYİM değil EĞİM


- EYLE! ve/||/<> GÖSTER! ve/||/<> KANITLA!

( Konuşmak yerine. VE/||/<> Söylemek yerine. VE/||/<> Söz vermek yerine. )

( Instead of talk! AND/||/<> Instead of say! AND/||/<> Instead of promise! )

( ACT! and/||/<> SHOW! and/||/<> PROVE! )


- EYLEM/FİİL ile/ve ETKİNLİK/FAALİYET

( Tek. İLE/VE Çok. )

( Somut. İLE/VE Soyut. )

( Fizikteki simgesi: S )

( ACTION vs./and ACTIVITY )


- EYLEM/HAREKET ve/||/<>/>/< SAĞALTIM/TEDAVİ/ŞİFÂ


- EYLEM:
[hem/ne] SONLULUK ile/ve/||/<>/hem de/ne de SONSUZLUK


- EYLEM:
KARINCA[< KARIŞTIRARAK] ve/||/<> KARARINCA/KARARINDA


- EYLEM:
ÖZEN ve/||/<> DİSİPLİN


- EYLEM:
US/AKIL ve/+/||/<> İSTENÇ/İRÂDE


- EYLEM ve BİRLİK

( ACTION and UNITY )


- EYLEM ile/ve/değil/yerine BÜTÜNLÜK İÇİNDE EYLEM

( [not] ACTION vs./and/but ACTION IN THE INTEGRITY
ACTION IN THE INTEGRITY instead of ACTION )


- EYLEM ile/ve/değil/||/=/<>/< DİRENME


- EYLEM ve/<>/>< DÜŞÜNME


- EYLEM ile/||/<> EK EYLEM/MECHÛL ile/||/<> EYLEMLİK ile/||/<> ETKEN/EDEN ile/||/<> EDİLGEN EYLEM ile/||/<> BUYRUM ile/||/<> ORTAÇ/FERÎ FİL ile/||/<> GEÇİŞLİ/MÜTEADDÎ ile/||/<> GEÇİŞSİZ/LÂZIM ile/||/<> KİŞİSİZ/MEÇHUL

( ... İLE/||/<> Ad soylu dil birimlerinin yüklem işlevi üstlenmesini sağlayan eylem. İLE/||/<> Başlıca işlevi, eylemin belirttiği oluşu göstermek olan ad özellikli eylemsi. İLE/||/<> Etken biçimde oluşa katılan öğe. İLE/||/<> Öznenin, yapılan işin etkisi altında kaldığını belirten çatıyla kurulan eylem. İLE/||/<> Eylemin yapılması gerektiğini buyurarak anlatan isteme kipi. İLE/||/<> Eylemden türemiş, çoğunlukla ön ad/sıfat, bazen de ad olarak kullanılan eylemsi. İLE/||/<> Nesneyle kullanılan eylem. İLE/||/<> Nesnesiz kullanılan eylem. İLE/||/<> Kişi belirtisi olmayan eylem kipleri ile üçüncü tekil kişi çekimlerinde öznesi belirli olmayan eylem biçimleri için kullanılan bir tanım.+ Diller/Arapca )


- EYLEM ile/ve/||/<>/> ETKİ

( ACT vs./and/||/<> EFFECT )


- EYLEM ile/değil EYLEME(K)


- EYLEM ile/ve/değil/||/<>/< EYLEMİN DEĞERİ

( Bilim. | Sanat. | Fizik/doğa. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Felsefe. )


- EYLEM = FİİL = ACTION, ACTIVITY[İng.] = ACTION[Fr.] = AKTION, HANDLUNG[Alm.] = ACTION[Lat.] = ACCIÓN[İsp.]


- EYLEM ile/ve/değil/||/<> İŞLEM


- EYLEM ile/ve/||/<> İŞLEMİ TAMAMLAMAK


- EYLEM ile/ve ÖZGÜRLEŞTİRİCİ EYLEM

( O, ırmağa götürür fakat geçiş size aittir. )

( It will take you to the river, but the crossing is your own. )

( ... ile/ve SATSANG )


- EYLEM ile/ve UYGULAMA

( Doğruluk ve eylemin birliği! )

( Bencil olmayan ve arzudan arınmış eylem! )

( ACTION vs./and TO APPLY
Union of righteousness and action!
Unselfish and desireless action! )


- EYLEM ve/||/<>/> YOL GÖSTERİCİ/LİK


- EYLEME = ACT, OPERATE[İng.] = AGIR[Fr.] = HANDELN[Alm.] = AGERE[Lat.] = OBRAR[İsp.]


- EYLEM/FİİL ve/> KEMÂL


- İKTİDAR:
"EYLEMSEL" değil/yerine/></< HUKUKÎ


- EYLEMSİZ DÜŞÜNME/DÜŞÜNCE ile/değil/yerine EYLEMLİ DÜŞÜNME/DÜŞÜNCE

( El duası olmadan, dil duası olmaz. )

( Yaparak başarırsınız, tartışıp çekişerek değil. )

( Kalbi değiştiren eylemdir. )

( Herşey yapıldığında zihin sessiz kalır. )

( Sağlam bir anlayışa sahip bir kişi, eylemden sakınmaz. )

( İnandığınızı yapın ve yaptığınıza inanın. Başka her şey enerji ve zaman savurganlığıdır. )

( Evinizin eşiğini temizlemeden, komşunuzun damındaki kardan şikâyet etmeyiniz. )

( [not] THOUGHT/TO THINK WITHOUT ACTION vs./but THOUGHT/TO THINK IN ACTION
THOUGHT/TO THINK IN ACTION instead of THOUGHT/TO THINK WITHOUT ACTION
By doing you succeed, not by arguing.
A change of heart is action.
When all is done, the mind remains quiet. )


- EYLEMSİZ "ÖNGÖRÜ" ile/ve/<> ÖNGÖRÜSÜZ "EYLEM"

( Hayal görmek. İLE/VE/<> Karabasan görmek. )


- EYLENCE değil EĞLENCE


- EYR KONDİŞIN/AIR CONDITION değil/yerine/= ISI DENGELER


- EYTİŞİM(DİYALEKTİK) ile/ve/||/<> ÇEKİŞENLERİN EYTİŞİMİ(AMPHETESIS[Yun.])


- EYTİŞİM/DİYALEKTİK ile/ve/||/<>/> ÇOKLU EYTİŞİM


- EYTİŞİM = FENN-İ MÜNAZARA, İLMİ- CEDEL, İLM-İ HİLAF Ü CEDEL = DIALECTIC[İng.] = DIALECTIQUE[Fr.] = DIALEKTIK[Alm.] = DIALEKTIKE[Yun.] = DIALECTO[İsp.]


- EYTİŞİM ile/ve KAVRAMSAL EYTİŞİM


- EYTİŞİM/DİYALEKTİK ile/ve/değil/yerine ile/ve/değil/yerine ÇOKLU EYTİŞİM / POLİ-DİYALEKTİK


- EYTİŞİM/DİYALEKTİK:
DOĞAL ile/ve/||/<> TARİHSEL


- EYTİŞİM/DİYALEKTİK ile/ve/||/<>/> ÇATIŞKI[ANTİNOMİ] (VE GELİŞTİRİLMESİ)


- EYTİŞİM/DİYALEKTİK ile SAFSATACILIK/YANILTMACILIK/SOFİSTİKA

( Karşıt görüşlerin çatışması yoluyla gerçeğe ulaşma yöntemi. İLE İkna etmek amacıyla kanıtların retorik ve mantık hileleriyle kullanılması. )


- EYTİŞİM/DİYALEKTİK ile/ve/||/<> TARİH


- EYVAH" ile/değil/yerine EYVALLAH

( Temel, yerde bir muz kabuğu görmüş...

- "Eyvah! Yine düşeceğim." demiş. )


- EYVALLAH ile/ve ESTAĞFİRULLAH


- EYVAN ile/||/<> EYVAN BİÇİMİ TÜRBE

( Üç tarafı ve üstü kapalı, bir tarafı tüm genişliği ile bir avluya ya da başka bir mekâna açılan yapı birimi. İLE/||/<> Gövde bölümü eyvan biçiminde olan bir bölüm Anadolu mezar anıtı. )


- [ne yazık ki]
EZÂ[Ar.] ve/||/<> CEFÂ (ÇEK(TİR)MEK)[Ar.]

( İncinme, incitme, can yakma. İLE/VE/||/<> Büyük sıkıntı, eziyet. )


- EZÂ ile/ve/||/<> CEZÂ


- EZBER BOZMAK ile/ve/||/<>/>/< FARKLI/YENİ BİR BAKIŞ AÇISI


- EZBER BOZMAK ile KULAĞINA KAR SUYU KAÇIRMAK


- EZBER değil/yerine/= BELLEME


- EZBER ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİLGİ


- EZBER ve/||/<> İTİRAZ


- EZBER ile/ve/||/<> TAKLİT


- EZBERCİ/LİK ile/değil/yerine HAZIRCI/LIK


- [ne yazık ki]
EZBERE YAŞAMAK ve/||/<>/> KÖTÜLÜK


- EZEJERE" değil EKZAJERE


- EZELDE ve/||/<>/> GÜZELDE

( Nokta. VE/||/<>/> Saklı. )


- EZELİ REKABET[Ar.] değil/yerine/= ESKİLİ ÇEKİŞKİ


- EZELİ değil/yerine/= BİTİMSİZ


- EZHÂR[Ar. < ZAHR] ile EZHÂR[Ar. < ZEHRE/ZEHERE]

( Arkalar, sırtlar. | Yüzler, satıhlar. İLE Çiçekler. )


- EZİCİ "GÖRÜŞ/KANAAT" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ORANTILI/ORANTISIZ "GÜÇ"


- EZİK BÜZÜK -ile


- EZİK ile/değil ALÇAKGÖNÜLLÜ


- EZİK ile ÇÜRÜK


- [ne yazık ki]
EZİLENLER ile/ve/||/<> BASKILANANLAR


- EZİNÇ ile EZİNTİ

( Korku ya da heyecan nedeniyle duyulan, şiddetli acı ya da sıkıntı. İLE Açlık etkisiyle midede duyulan tedirginlik, acıkma duyusu. )


- [ne yazık ki]
!EZİYET ile/<> !İŞKENCE[Fars. < ŞİKENCE]


- EZİYET(CEVR) ile/ve/değil/||/<>/>/< ISTIRAP

( Fiziksel. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Zihinsel/düşünsel. )


- EZİYET değil RAHMET


- EZİYET ile/değil/yerine ZAHMET


- EZKÂR[< ZİK[İ]R]:
ZİKİRLER | ANMALAR, ANIMSAMALAR, SÖYLEMELER -<


- EZMEK ile/ve/<> KÜÇÜK DÜŞÜRMEK


- EZOTERİK RİTÜEL ile/ve/<> DİNSEL RİTÜEL

( İçselliği geliştirici. İLE/VE/<> Dışsallaştırıcı. )


- EZOTERİK ile/değil/yerine BÂTINÎ


- EZOTERİK ile EKZOTERİK

( Ezoterik: 1.İçsel/Lâtif olan; 2. Üyelerine açık, halka kapalı. İLE Ekzoterik: Dışsal/Kesif olan, herkese açık olan. )

( Yeraltı suları. İLE Yerüstü suları. )


- ƏRİK[Azr.] = KAYISI[Tr.]


- f./ft.[Lat. < FIAT] değil/yerine/= YAP, YAPINIZ


- F. NIETZSCHE ve/||/<> S. FREUD ve/||/<> K. MARX


- f SAYISI(BAĞIL AÇIKLIK/DURDURMA SAYISI) ile F(APPLETON) TABAKASI

( Merceğin, odak uzaklığının etkin çarpına oranıyla elde edilen, ışınlama[exposure] süresiyle ters orantılı olan ve odak oranı bulunan bir karakteristiği. İLE İyonosferin, yeryüzünden yaklaşık olarak 150 - 1000 km. yükseklikler arasındaki, serbest elektronların en yüksek derişimde bulunduğu en yüksek tabakası. )


- f = d/dt (-----> mv)


- F = GM, M2 / r²


- F = m a


- F = ma

( Maxwell Denklemi )


- FAAL FİİL ve AYNEL FİİL ve LÂ'MEL FİİL

( SAĞDAN SOLA!: Birinci/baştaki harf. VE İkinci/ortadaki harf. VE Üçüncü/sondaki harf. )

( VEZİN - MEVZUN )


- FABL değil/yerine/= ÖYKÜNCE


- FABRIC :/yerine KUMAŞ


- FABRİKA değil/yerine/= ÜRETİMLİK


- FAC-/FACİ- ile/||/<> FASCİ- ile/||/<> PROSOP-/PROSOPO-

( Yüz. İLE/||/<> Bant. İLE/||/<> Yüz. )


- FAC İZOMER ile/||/<> MER İZOMER

( Fac yüzey üçgen, mer meridyen çizgi oktahedral. )

( Formül: MA₃B₃ düzenlenmesi )


- FAÇA ile/değil PAÇA


- FACE :/yerine YÜZ


- FACEBOOK ile X/TWITTER ile YOUTUBE ile LINKEDIN ile INSTAGRAM ile PINTEREST ile BLOG ile FOUR SQUARE

( Kurabiye yemeyi seviyorum. İLE Kurabiye yiyorum. İLE Bakın nasıl da yiyorum kurabiyeyi. İLE Nasıl kurabiye canavarı oldum? İLE Buyurun, kurabiye yerkenki fotoğrafım. İLE Kurabiye tarifimi de paylaşayım. İLE Kurabiye yapma/yeme anılarım. İLE Şurada, kurabiye yiyorum. )

( I like eating cookie. VS. I'm eating cookie. VS. This is how I eat my cookie. VS. My skills include eating cookie. VS. Here's a photo of the cookie I eat. VS. Here's my recipe for the cookie. WITH Here's my cookie eating experience. VS. This is where I am eating the cookie. )


- FÂCİ'[Ar. çoğ. FEVÂCİ] ile FÂCİR/E[Ar. < FÜCÛR | çoğ. FECERE/FÜCCÂR]

( Kişiyi dertli eden, keder veren, acıklı. İLE Kötü huylu. | Ayyaş, sefih. | Rezil, habîs, şerîr, şakî. | Yalancı. | Bayanlara düşkün bay, baylara düşkün bayan. )


- -FACIENT ile/||/<> -FICATION ile/||/<> -FEROUS ile/||/<> FUNCT- ile/||/<> -GEN/-GENE ile/||/<> -GENESIS ile/||/<> HEREDO- ile/||/<> -PRAXIA/-PRAXIS ile/||/<> -PLASIA/-PLASIS/-PLASY ile/||/<> -PLAST/-PLASTIC/-PLASTY/-PLASY ile/||/<> -PARA/-PAROUS ile/||/<> -POIESIS/-POIETIC ile/||/<> NE-/NEO- ile/||/<> -OSIS/SIS- ile/||/<> SEPT-/SEPTI-/SEPTO- ile/||/<> ECH-

( Yapmak, oluşturmak. İLE/||/<> Yapmak, neden olmak. İLE/||/<> Oluşturmak, sağlamak, yapmak. İLE/||/<> Yapma, hizmet, işlev. İLE/||/<> Oluşturulan, yayılan, yönlendirilen, oluşturan, yönlendiren, meydana getiren, babası olmak. İLE/||/<> Herhangi bir şeyin oluşumu, kaynağı. İLE/||/<> Genetiksel. İLE/||/<> Etki, yapma, tedavi uygulamaları. İLE/||/<> Gelişme ile ilgili, oluşum. İLE/||/<> Oluşturan, oluşma, oluşturma olayı, meydana getirme, gelişme, büyüme, canlı ilkel göze. İLE/||/<> Yapma, oluşturma, ortaya çıkarma, doğurma. İLE/||/<> Oluşum ya da yapımla ilgili. İLE/||/<> Yeni, son, yeni gelişen bölüm, anormal yeni oluşum. İLE/||/<> Bir durum, olay, koşul, fizyolojik artım, oluşum. İLE/||/<> Bölme, bölüm/septum ile ilgili, yedi. İLE/||/<> Sahip olmak, birleşmek. )


- FACILITY :/yerine TESİS, OLANAK


- FACT :/yerine GERÇEK, OLGU


- FACTOR :/yerine FAKTÖR


- FACTOR vs./and DETERMINATOR


- FACTORY :/yerine FABRİKA


- FACULTY :/yerine FAKÜLTE


- FADE :/yerine SOLMAK, RENGİ ATMAK


- FAGOSİT ile FAGOSİTE ETMEK ile FAGOSİTE OLMAK ile FAGOSİTOZ

( Yutar göze. İLE Yutmak. İLE Yutulmak. İLE Göze yutarlığı. )


- FAGOSİT değil/yerine/= YUTARGÖZE

( Organik ya da inorganik cisimcikleri içine alıp sindirebilen kan gözesi. )


- FAGOSITOZ/PHAGOCYTOSIS[İng.] değil/yerine/= GÖZE YUTUMU


- FAGOSİTOZ değil/yerine/= YUTMA


- FÂHİŞ ile İHTİKÂR


- FAHİŞ[Ar.] değil/>< NARH[Fars.]

( Ölçüyü aşan, aşırı, çok fazla. | Ahlâka ve törelere uygun olmayan. DEĞİL/>< Tüketiciyi korumak amacıyla, özellikle zorunlu gereksinme maddeleri için devletçe saptanan fiyat. )


- FAHİŞ[Ar.] değil/yerine/= ÖLÇÜYÜ AŞAN/AŞIRI

Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 42.805 başlık/FaRk ile birlikte,
42.805 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(52/173)