Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 42.805 başlık/FaRk ile birlikte,
42.805 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(42/173)


- DOĞA ile/> TİN

( ... İLE/> Doğadan ayrılan. )

( ... İLE/> Doğanın ereğidir. )

( Kendini, doğada açığa çıkar. )


- DOĞA ile/ve/= TÜMEL AHLÂK


- DOĞA ile/ve/||/<> YABAN (YAŞAM/I)


- DOĞA ile/ve/||/<> YAKIN DOĞA

( Varolan. İLE/VE/||/<> Gövdemiz. )


- DOĞA ile/ve YASA

( DOĞA: Hareketin yasalarının bilimi. )


- DOĞA ile/ve ZORUNLULUK

( vs./and/||/<> NECESSITY )


- DOĞACILIK/"DOĞASEVERLİK":
[ne yazık ki]
BAHÇE/DE İSE ile/ve/değil/yerine/||/>< ORMAN/DA İSE

( Çoğunlukta. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Azınlıkta. )

( Bilgisizlik ve bilinçsizlikte. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Bilgi ve bilinçlilikte. )


- DOĞAÇLAMA ve/=/<> MANEVİ BAĞ

( Doğaçlama, kişinin kendi manevi bağıdır. )


- DOĞADA/BİLİMDE:
ÖMRÜ değil YARI ÖMRÜ


- DOĞADA, "BÜTÜN VARLIKLAR" değil TÜM VAROLANLAR

( Vucud = Varlık ve Mevcud = Varolan ayrımı. )


- DEĞİŞİM ve GELİŞİM:
DOĞADA ile/ve/||/<>/> EKİNDE ile/ve/||/<>/> DEVLETTE ile/ve/||/<>/> ALTYAPIDA ile/ve/||/<>/> TİCARETTE ile/ve/||/<>/> MODADA ile/ve/||/<>/> TEKNOLOJİDE

( Milyonlarca yılda. İLE/VE/||/<>/> Binlerce yılda. İLE/VE/||/<>/> Yüzyıllarda. İLE/VE/||/<>/> Onlarca yılda. İLE/VE/||/<>/> Yıllarda. İLE/VE/||/<>/> Aylarda. İLE/VE/||/<>/> Günlerde. )


- OLASILIK:
DOĞADA/DEVİMDE/NESNELERDE ile/ve/||/<>/> DAVRANIŞTA/EYLEMDE(KİŞİDE) ile/ve/||/<>/> ZİHİNDE/DÜŞÜNCEDE/SÖZDE


- DOĞADA / VERİLİ VAROLANDA:
3 KEZ VERİLİ VAROLAN ile/ve 2 KEZ VERİLİ VAROLAN ile/ve 1 KEZ VERİLİ VAROLAN

( İnsan. İLE/VE Hayvan. İLE/VE Bitki ve nesne/ler. )

( Kendini kendine konu kılabilen. İLE/VE Güdü(m)lü. İLE/VE Âtıl. )

( Yer değiştirebilen bir merkezlilikte. İLE/VE Merkezsiz. İLE/VE Merkezsiz. )


- DOĞADA:
"YASA" değil GÜÇ


- DOĞADA:
YASA değil KUVVET


- DOĞADA:
"YASALAR" değil GÜÇLER


- DOĞADA ile/ve/<> İNSANDA

( İnsan yoktur. İLE/VE/<> Doğa vardır. )


- DOĞADA/BİLİMDE:
KARARSIZ değil YARI KARARLI/LIK


- DOĞAL AHLÂK ile/ve AKLÎ AHLÂK ile/ve ŞER'Î AHLÂK

( NATURAL MORALS vs./and MENTAL MORALS vs./and MORALS OF LAW )


- AHLÂK:
DOĞAL ile/ve/||/<>/> EKİNSEL ile/ve/||/<>/> TARİHSEL


- BAĞIŞIKLIK FARKLARINDA:
DOĞAL ile/ve/||/<> EDİNSEL

(

Nitelik Doğal Bağışıklık Edinsel Bağışıklık
Özgüllük Mikroplar tarafından paylaşılan yapılar (Patojen ilişkili moleküler motifler) Antijenlerin yapısal detayları ve nonmikrobiyal yapılar
Reseptör açısından farklılık Sınırlı Yüksek
Reseptör dağılımı <100 Milyonlarca varyant (Ig ve THR)
Reseptör kodlayan genler Germline içinde kodlama Somatik rekombinasyon ile oluşan genler tarafından kodlama
Bellek Yok Var
)


- DOĞAL BAĞIŞIKLIK ile/||/<> KAZANILMIŞ BAĞIŞIKLIK

( Doğal hızlı-spesifik değil, kazanılmış yavaş-spesifik )

( Formül: TLR tanıma İLE Antikor üretimi )


- DOĞAL BESLENMEDE:
MESAFE ile/ve/||/<> ZAMANLAMA ile/ve/||/<> TOHUM ile/ve/||/<> KAYNAK ile/ve/||/<> İŞLEME ile/ve/||/<> SAĞLIK ile/ve/||/<> CANLILAR

( Yakın. İLE/VE/||/<> Döngüsel. İLE/VE/||/<> Yerli. İLE/VE/||/<> Aracısız. İLE/VE/||/<> Organik/zehirsiz. İLE/VE/||/<> Dirimsel çeşitlilik. )


- DOĞAL BİLİNÇ ile/ve/<> EYTİŞİMSEL BİLİNÇ


- DOĞAL BİLİNÇ ve/||/<> ÖZ BİLİNÇ


- DOĞAL DEĞİŞİM ile YAPAY/SUNİ DEĞİŞİM

( NATURAL ALTERATION vs. ARTIFICIAL ALTERATION )


- DOĞAL DURUM:
"DURMAK" değil HAREKET


- DOĞAL GÖSTERGE/LER ile/ve/||/<>/> YAPAY GÖSTERGE/LER


- DOĞAL İLE KAZANILMIŞ ile/||/<> BAĞIŞIKLIK TÜRLERİ

( İki temel bağışıklık sistemi. )

( Formül: IgG > IgA > IgM > IgE > IgD )


- DOĞAL İLE TAM İLE RASYONEL İLE GERÇEL ile/||/<> SAYI KÜMELERİ

( Sayı kümelerinin genişleme hiyerarşisi: ℕ ⊂ ℤ ⊂ ℚ ⊂ ℝ )

( Formül: ℕ ⊂ ℤ ⊂ ℚ ⊂ ℝ ⊂ ℂ )


- DOĞAL İLE TAM İLE RASYONEL İLE REEL İLE KOMPLEKS ile/||/<> SAYI KÜMELERİ

( Matematikteki temel sayı sistemleri. )

( Formül: i² = -1 )


- DOĞAL KORUNMA YÖNTEMLERİ ile/ve/||/<>/> BILLINGS YÖNTEMİ

(

Billings Yöntemi Servikal Mukus Değişiklikleri

Dönem/Faz Servikal Mukus Özellikleri Duyu ile Algılanışı / Gözlemlenen Değişiklikler Yorum / Anlamı
Âdet Sonrası / Düşük Doğurganlık Dönemi
  • Az miktarda mukus bulunur.
  • Mukus genellikle koyu renkli, viskoz ve opaktır.
  • Parmaklarda yapışkan, nemsiz bir duyu.
  • Çok belirgin esneklik yoktur.
Doğurganlık düşüktür; yumurtlama uzak, rahim iç ortamı henüz doğurganlığa uygun duruma gelmemiştir.
Yumurtlamaya Hazırlık Dönemi
  • Mukus oranı artmaya başlar.
  • Mukusun kıvamı hafifçe incelir, kremsi ve biraz daha saydam duruma gelir.
  • Parmaklarda daha nemli, hafif kaygan bir duyu yaşanır.
  • Esneklik artmaya başlar.
Doğurganlık artmaktadır; gövde yumurtlamaya hazırlanır ancak henüz en verimli özelliklere ulaşmamıştır.
Yumurtlama(Fertil) Dönemi
  • Mukus oranı en yüksek seviyeye çıkar.
  • Tamamen şeffaf, bol, esnek ve ince ip biçiminde uzayabilir.
  • Parmaklarda belirgin biçimde esnek ve kaygan bir duyu verir.
  • İnce ip gibi çekilebilir.
Doğurganlık doruktadır. Bu dönem, sperm için en uygun ortamı sunar ve yumurtlamanın gerçekleştiğini, yumurtanın bağımsız bırakıldığını gösterir.
Yumurtlamadan Sonraki Dönem / Doğurganlık Düşüşü
  • Mukus oranı azalır.
  • Mukus, yeniden koyulaşır, yapışkanlaşır ve opaklaşır; esneklik, belirgin biçimde kaybolur.
  • Parmaklarda tekrar yapışkan, nemsiz ve esneklikten yoksun bir duyu verir.
Doğurganlık azalır; bu durum, yumurtlamadan sonra gövdenin doğurganlığı azaltmaya yönelik hazırlık sürecinde olduğunu gösterir.
)


- DOĞAL KÜRESELLEŞME ile/ve/||/<> YÖNLENDİRİLEN KÜRESELLEŞME


- DOĞAL NESNELER ile/ve GEOMETRİK NESNELER

( Şekil. İLE/VE Suret. )


- DOĞAL OLANI O/ŞU/BU ile/ve/değil/yerine DENGELİ/UYUMLU OLANI O/ŞU/BU


- DOĞAL OLANLARIN:
REDDİ, YOK SAYILMASI değil/yerine DENETİM ALTINDA TUTULMASI


- DOĞAL SEÇİLİM İLE YAPAY SEÇİLİM İLE CİNSEL SEÇİLİM ile/||/<> EVRİM MEKANİZMALARI

( Evrimsel değişimi yönlendiren üç seçilim türü. )

( Formül: w = 1 - s (fitness) )


- DOĞAL SEÇİLİM ile/ve/değil/||/<>/> BİRİKİMLİ SEÇİLİM


- DOĞAL SEÇİLİM ile/||/<> GENETİK SÜRÜKLENME

( Seçilim adaptif yönlü, drift rastgele. )

( Formül: Fitness İLE şans )


- DOĞAL SEÇİLİM ile/||/<> YAPAY SEÇİLİM

( Doğal çevre baskısı, yapay insan seçimidir )

( Formül: Evrim İLE ıslah )


- DOĞAL SEMERE ile UYGAR/MEDENÎ SEMERE

( Doğal. İLE Antlaşma ya da yasalar ile belirlenmiş. )

( SEMERE: Meyve. | Yarar, verim. | Sonuç. | Bir şeyden elde edilen gelir. )


- DOĞAL VE ZORUNLU ile DOĞAL AMA ZORUNLU DEĞİL ile NE DOĞAL, NE DE ZORUNLU

( Doğal Hal'de, "Ben şuyum, ben oyum" yoktur. )

( There is no 'I am this', 'I am that', in the natural state. )

( NATURAL AND COMPULSORY vs. NATURAL BUT NOT COMPULSORY vs. NEITHER NATURAL, NOR COMPULSORY )


- DOĞAL/TABİÎ YAŞAM/ÖMÜR ile ÖMR-Ü SÂNİ

( ... İLE Yapıt bırakanların yaşamı. )


- DOĞAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOĞAYA UYUMLU


- DOĞAL ile MEŞRÛ

( NATURAL vs. LEGAL )


- DOĞAL ile/ve/değil/||/<>/>/< OLMASI GEREKEN


- DOĞAL ile/ve/değil TARİHSEL


- DOĞAL ile/değil TARİHSEL


- DOĞAL ile/ve/||/<>/> TİNSEL ve TOPLUMSAL


- DOĞALLIK ile/ve/||/<> İÇTENLİK

( ... İLE/VE/||/<> Kanıta gereksinimi olmayan doğallık. )


- DOĞAL/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<> KENDİLİĞİNDEN/LİK


- DOĞALLIK ile/ve/<> KENDİLİK

( NATURALNESS vs./and/<> SELF-NESS )

( ZIRAN ile/ve/<> ... )


- DOĞAMIZA UYGUN OLAN/OLMAYAN ile/ve/<> "YARAYAN"/"YARAMAYAN"


- DOĞANIN AŞILMASI ve/<> BEŞERİLİĞİN AŞILMASI

( Tarih ile. VE/<> İnsan olmakla. )


- DOĞANIN/NESNELERİN OKUNMASINDA:
DİL ile/ve/<> MATEMATİK ile/ve/<> İLİŞKİSEL ile/ve/<> DİL-MATEMATİK KESİŞİMİNDEN


- DOĞASI" değil YAPISI VE İŞLEYİŞİ


- DOĞAÜSTÜ = FEVK-AT-TABİA = SUPERNATURAL[İng.] = SURNATUREL[Fr.] = ÜBERNATÜRLICH[Alm.]


- DOĞAYA DOĞAN ile/ve/değil/||/<>/> YAŞAMA DOĞAN

( Behaim["hayvan"]. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Beşer/İnsan. )

( Yaşam, yaşamla beslenir. [Doğada bu süreç zorunluludur, toplumda ise gönüllü olmalıdır.] )

( Yaşamın tamir edemediğine ölüm son verir. )

( [not] TO BORN IN NATURE vs./and/but TO BORN IN LIFE
What life cannot mend, death will end. )


- DOĞAYI BİLMEK ile/ve DOĞA AYNASINDA, KENDİNİ BİLMEK


- DOĞDUĞUMUZ YER ile/ve/değil/yerine/> DOYDUĞUMUZ YER ile/ve/değil/yerine/> DOLDUĞUMUZ YER


- DOGMA vs. JUDGEMENT


- DOGMA vs. VERDICT


- DOGMA ve/değil/< DOLMA


- DOGMA ile/ve/||/<>/> DONMA


- DOGMA[Yun.] değil/yerine/= İNAK


- DOGMA ile YARGI

( DOGMA vs. JUDGEMENT )


- DOGMA vs./and DETERMINATION


- DOĞMAMIŞ ÇOCUĞA DON BİÇMEK ile/değil DEREYİ GÖRMEDEN, PAÇALARI SIVAMAK


- DÖĞME ile/değil DÖVME

( Döğülüp kabuğu çıkartılmış buğday, yarma. | Kepeği alınan buğdaydan yapılan pilav. | Ahlat, armut gibi yemişlerin tokmakla ezilerek kurutulmuşu. | Ceviz, dut kurusu, fındık, pestil, şekeri birlikte döğerek yapılan yiyecek. | Kadınların yüzünün iki yanına takılan altın süs. | Buğdayın ıslatılarak taş altında kabuklarından ayırt edilen biçimi. | Dayanıklı odun, kaim odun. | Bakır ya da sarı levhaları çekiçle biçimlendirme işi. [Alm. getriebene Arbeit] İLE [ne yazık ki] Dövme durumu, vurma, "pataklama, sopalama". | Isıtılarak dövülerek biçim verilmiş metal nesne. | Dövülerek yapılan. | Yarma. )


- DÖĞMEZ ile DAYANMAK/TAHAMMÜL (ETMEK)

( Tahammül etmek, dayanmak. )


- DOĞRU BİLDİĞİNİ YAPMAK ile/değil CANININ İSTEDİĞİNİ YAPMAK [değil/yerine/daha iyisi YAPMAMAK]


- DOĞRU-DÜRÜST[Fars.] ile/değil/yerine/||/<> DOĞRU-DÜZGÜN


- DOĞRU DÜŞÜNME ile/ve/<> DOĞRU İSTEME

( Kazandığın zaman pişman olacağın, kaybettiğin zaman üzüleceğin şeyleri isterken dikkatli olmak gerek. )

( Bir şey iyi olduğu için istenmez, istendiği için iyidir. )

( RIGHT THINKING vs./and/<> RIGHT REQUESTING )


- DOĞRU İŞ"İ YAPMAK ile/ve/||/<>/< İŞİ DOĞRU YAPMAK

( Us. İLE/VE/||/<>/< Anlık/bilgi. )


- DOĞRU İŞİN YAPILMASI ile/ve/<> İŞİN, DOĞRU YAPILMASI

( Etkililik. İLE/VE/<> Etkinlik. )


- DOĞRU OLAN ile/ve OLMASI GEREKEN

( WHICH IS RIGHT vs./and HAS TO BE )


- DOĞRU OLMAYAN ile YALAN

( NOT TRUE vs. LIE )


- DOĞRU ORANTILI/LIK ile/ve/değil/||/<>/< PARALEL/LİK


- DOĞRU SEÇİM ile/ve/<> DENGELİ TÜKETİM


- DOĞRU SORULARIN YANITLARI ile/ve/||/<> DOĞRU YANITLARIN SORULARI


- DOĞRU SÖYLEYEN ile/değil/yerine/ya da/>< "ÇOK İYİ YALAN SÖYLEYEBİLEN"


- DOĞRU/YANLIŞ! SÖYLÜYORSUN! değil DOĞRU!/YANLIŞ!


- DOĞRU SÖYLÜYORSUN yerine SÖYLEDİĞİN SÖZ DOĞRU


- DOĞRU SÖZ ile/ve YEMİN

( Doğru söz, yeminden ileri! )

( RIGHT WORD vs./and OATH )


- DOĞRU TUTUŞ ile/ve/<>/>/< DOĞRU DURUŞ


- DOĞRU-YANLIŞ YOK/TUR! ile/değil/ya da [BAĞLAMINDA ve GÖRELİ OLARAK] DOĞRU-YANLIŞ OLMAZ/OLMAYABİLİR

( Doğru-yanlış, bir şeyin ne olmadığı ve olmayacağı üzerine buluşmak olduğundan, olan/lar, olabilecek/ler üzerine kullanıl(a)maz/değildir! )


- DOĞRU-YANLIŞ ile DOĞRU-YALAN

( RIGHT-WRONG vs. TRUE-FALSE )


- DOĞRU/YANLIŞ ile/ve/değil/yerine EN AZ YANLIŞ

( Bazen/bazı durum/konu/olaylarda, doğru ya da yanlış üzerinden değil, en az yanlışı düşünerek[hesaplayarak, göze alarak] hareket etmek, karar almak durumunda/zorunda kalabilir/olabilirsiniz. )


- DOĞRU/YANLIŞ ile/ve/değil GEÇERLİ/GEÇERSİZ

( [not] TRUE/FALSE vs./and/but VALID/INVALID )


- DOĞRU/YANLIŞ ile/ve/değil İDEOLOJİK TUTUM

( [not] TRUE/FALSE vs./and/but IDEOLOGICAL ATTITUDE )


- DOĞRU/YANLIŞ ile İYİ/KÖTÜ ile GÜZEL/ÇİRKİN/YÜCE

( Genelde kötü ve iyi, bir âdet ve gelenek meselesidir ve sözcüklerin nasıl kullanıldığına göre, ya sakınılır ya da hoş karşılanır. )

( Mükemmel olmayanı, mükemmel olan uğruna seve seve fedâ edersek, iyi ve kötü "tartışmaları" artık olmayacaktır. )

( Kötülük, hiçbir zaman hem iyiliği, hem de kendini tanıyamaz; iyilikse eğitildikçe zamanla hem kendine, hem de kötülüğe ilişkin bilgilerle donanır. )

( YÜCE: Fizik ya da metafizik güçlerden koruyan. )

( Usually the bad and the good are a matter of convention and custom and are shunned or welcomed, according to how the words are used. )

( RIGHT/WORNG vs. GOOD/BAD vs. NICE[/BEAUTIFUL]/UGLY )


- DOĞRU/YANLIŞ ile İYİ/KÖTÜ ile GÜZEL/ÇİRKİN/YÜCE


- DOĞRU ile AÇIORTAY

( ... İLE Bir açısal bölgeyi, ölçüleri birbirine eşit olan iki açısal bölgeye ayıran doğru. )


- DOĞRU ile/ve ÇİZGİ


- DOĞRU :/yerine DOĞRU, GERÇEK


- DOĞRU ile/||/<> DOĞRU PARÇASI

( Doğru sonsuz İLE doğru parçası sınırlıdır )

( Formül: Sonsuz İLE [A ileB] )


- DOĞRU ile/ve/yerine/değil GEREKTİĞİ GİBİ

( Eğer doğru ise başka türlü olamaz. )

( Doğru kendini öne sürmez, o sahtenin sahte olarak görülmesi ve reddedilmesinde yatar. Zihin sahte olan tarafından kör edilmişken doğruyu aramak yararsızdır. Doğru olanın sezilebilmesi için önce sahtenin tamamen temizlenip yok edilmesi gerekir. )

( RIGHT vs./and TO BE REQUIRED/NEEDED )


- DOĞRU ile HAYIRLI


- DOĞRU ile/ve/<> İSPATLANAMAYAN


- DOĞRU ile/ve/değil/yerine/||/<> KISMEN DOĞRU


- DOĞRU ile/ve ÖZGÜN

( Her zaman geçerli. İLE/VE Modern çağda geçerli. )

( RIGHT vs./and ORIGINAL/AUTHENTIC )


- DOĞRU ile/değil SABİT(E)

( [not] RIGHT vs./but CONSTANT )


- DOĞRU = TRUE[İng.] = VRAI[Fr.] = WAHR, RICHTIG[Alm.] = VERUS[Lat.] = VERDADERO[İsp.]


- DOĞRU ile/ve/<> TÜMEL


- DOĞRU ile UYGUN

( [Ar..] SÂDIK ile MÜNÂSİB[< NİSBET] )

( ... ile ŞÂYESTE, ÇESPÂN )

( RIGHT vs. APPROPRIATE )


- DOĞRU ile/ve YANLIŞ

( Amacına yakınlaş(tır)mak. İLE/VE Amacından uzaklaş(tır)mak. )

( RIGHT/TRUE vs./and WRONG/FALSE )


- DOĞRU ile YANLIŞ

( Doğru/nun kullanım/ı ile. İLE Yanlış/ın kullanım/ı ile. )

( Ne doğrular var, adamı, yoldan eder;
Ne yanlışlar var, insanı, adam eder. )


- DOĞRUCU ile DOĞURUCU


- DEMOKRASİ:
DOĞRUDAN ile TEMSİLİ ile LİBERAL ile SOSYALİST ile SOSYAL


- DOĞRUDAN >< DOLAYLI ile/ve/||/<> KOŞULLU >< KOŞULSUZ


- DOĞRUDAN KAYIP ile DOLAYLI KAYIP

( Herşeyi kaybetmekle, gerçekten herşeyi kazanmış olursunuz. )

( Asla kaybedilmemiş olan asla bulunamaz. )

( DIRECT LOSS vs. INDIRECT LOSS
By losing all you gain all.
What was never lost can never be found. )


- DOĞRUDAN SEN ile/ve/<> DOLAYLI SEN

( Kendin. İLE/VE/<> Çocuğun. )


- DOĞRUDAN SÖYLEMEK ile AÇIK AÇIK SÖYLEMEK/KONUŞMAK

( TO SAY DIRECTLY vs. TO SAY/TALK FRANKLY/OPENLY )


- DOĞRUDAN YARDIM ile/değil/yerine DOLAYLI YARDIM

( Politikacıdan gelir. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilgelerden gelir. )


- DOĞRUDAN ile DOLAYLI

( DIRECT vs. INDIRECT )


- DOĞRUDAN ile SONRADAN


- DOĞRUDANLIK ile/ve/<> BİRE BİR


- DOĞRUDUR YA DA YANLIŞTIR ile/değil/yerine ÖYLEDİR YA DA DEĞİLDİR


- DOĞRUDUR ile DOĞRU DUR!


- DOĞRULAMA, OLUMLAMA = TAHKİK = VERIFICATION[İng.] = VÉRIFICATION[Fr.] = VERIFIKATION[Alm.] = VERIFICACION[İsp.]


- DOĞRULAMAK ile/ve/<> DOLDURMAK


- DOĞRULAMAK ile/ve/değil KANITLAMAK

( [not] TO VERIFY vs./and/but TO PROVE )


- DOĞRULAMAK = VERIFY[İng.] = VÉRIFIER[Fr.] = VERIFIZIEREN[Alm.]


- DOĞRU-LAMAK ile YANLIŞ-LAMAK

( TO VERIFY vs. ... )


- DOĞRULUK İLE KESİNLİK İLE DUYARLILIK ile/||/<> ANALİTİK PARAMETRELER

( Doğruluk gerçek değere yakınlık, kesinlik tekrarlanabilirlik, duyarlılık ise en küçük ölçüm kabiliyetidir. )

( Formül: Hata = |Xölçülen - Xgerçek| )


- DOĞRULUK:
TUTARLILIK ile/ve/değil/||/<>/< UYGUNLUK


- DOĞRULUK ve/||/<>/>/< AŞK

( Kalemimiz olsun. VE/||/<>/>/< Mürekkebimiz olsun. )


- DOĞRU/LUK ile/ve BAĞLI/LIK


- DOĞRU/LUK ile/ve GEÇİCİ/LİK


- DOĞRU/LUK ve/> GÜVENİLİR/LİK


- DOĞRULUK = HAKİKAT = TRUTH[İng.] = VÉRITÉ[Fr.] = WAHRHEIT, RICHIGKEIT[Alm.] = VERITAS[Lat.] = ALÉTHEIA[Yun.] = VERDAD[İsp.]


- DOĞRULUK ve/||/<> İYİLİK ve/||/<> YÖN(ELİM)/İSTİKÂMET

( Hak ve hakikatte. VE/||/<> Eylemde. VE/||/<> Davranışta. )

( el-SIDK fi'l-HAKK ve/||/<> el-HAYR fi'l-AMEL ve/||/<> el-İSTİKAMET fi'l-AHVAL )


- DOĞRU/LUK ile/ve KESİN/LİK

( STRAIGHT/NESS vs./and DEFINITE/NESS )


- DOĞRU/LUK ile/ve/değil/yerine OLANAKLI/LIK


- DOĞRU/LUK ile/ve TATMİN EDİCİ/LİK


- DOĞRU/LUK ile/ve/> UYGULANABİLİR/LİK


- DOĞRU/LUK ile/ve/değil/yerine UYGUN/LUK


- DOĞRU/LUK ile YANLIŞ/LIK

( Yanlış, "gücünün artmasıyla" hiçbir zaman doğru duruma geçmez/geçir(t)ilemez. )

( RIGHT/TRUE (HONESTY) vs. WRONG/FALSE )


- DOĞRULUK ile/ve/||/<>/>/< YARDIM


- [ne yazık ki]
DOĞRU OLDUĞUNU BİLDİĞİN HALDE, YAPMAMAK ile/ve/<> YANLIŞ/HATALI/EKSİK OLANI, BİLMENE KARŞIN, YAPMAK


- DOĞRUSAL HAREKET ile/ve DAİRESEL/DÖNGÜSEL HAREKET

( HAREKET-İ MÜSTAKİME ile/ve HAREKET-İ MÜSTEDİRE )


- DOĞRUSAL ZAMAN ANLAYIŞI ile/ve/<> DÖNGÜSEL ZAMAN ANLAYIŞI

( LINEAR TIME PARADIGM vs./and/<> VICIOUS CIRCLE TIME PARADIGM )


- DOĞRUSAL ile/||/<> DOĞRUSAL OLMAYAN

( Doğrusal sistemler süperpozisyon ilkesine uyarken İLE doğrusal olmayan sistemler uymaz )

( Henri Poincaré tarafından 1890 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1854-1912) (Ülke: Fransa) (Alan: matematik) )


- DOĞRUSUN!/YANLIŞSIN! değil DOĞRU!/YANLIŞ!


- DOĞRUYA DOĞRU ile DOĞRU'YA DOĞRU

( Bir doğru karşısında başka bir doğru daha. İLE Doğrunun bulunması ve bilinmesi yolunda/yönünde. )


- DOĞRUYA EN YAKIN ile/ve YANLIŞTAN EN UZAK

( THE CLOSEST TO THE STRAIGHT vs./and THE FAREST FROM THE FALSE )


- DOĞRU/YETKİN DAVRANIŞ/EYLEM(SÂLİH AMEL):
BARIŞ ve/<> KURTULUŞ[KURTARICI EYLEM]

( Kendinle. VE/<> Hizmetle/eylemle. )


- DOĞRUYSA ile/ve/değil/yerine NE KADAR DOĞRUYSA


- DOĞRUYU SÖYLEME ZORUNLULUĞU ile/ve/değil/||/<> GÜVENİLİRLİK

( Hukukçular, güvenilir kişilerdir; ancak, doğruyu söylemek zorunda değillerdir. )


- DOĞRUYU SÖYLEMEK, HER ZAMAN DOĞRU DEĞİLDİR değil HER DOĞRUYU, HER ZAMAN VE HER YERDE SÖYLEMEMEK GEREK

( "Doğruyu söylemek, her zaman doğru değildir" diyenler, kendileri için "en yararlı olabilecek" yanlışı söylemek için en uygun zamanı bekleyenlerdir... )


- DOĞRUYU ÜRETMEK ile/ve/değil/||/<> DOĞRULANMIŞI ÜRETMEK


- DOĞRUYU/YANLIŞI KONUŞMUYORUZ ile/değil DOĞRU/YANLIŞ DİYE KONUŞMUYORUZ


- EBCED:
DOĞU ile/ve/||/<> BATI


- DOĞU FELSEFESİ ile/ve/değil DOĞU BİLGELİĞİ/İRFÂNI


- DOĞU/MAŞRIK[Ar. < ŞARK] ile MAĞRİP/MAĞRİB[Ar. < GARB]

( DOĞU, GÜNEŞİN DOĞDUĞU TARAF )


- DOĞU SÜRYANİCESİ ile/ve BATI SÜRYANİCESİ

( Sözcüklerin sonundaki harf, O harfiyle tamamlanır. )


- DOĞU TOPLUMU ile/değil/yerine DOĞULU TOPLUM


- DOĞUCU ile/ve/değil/yerine/||/>< DOĞULU


- DOĞUM/ÖLÜM TARİHİ ile/ve/değil KAYIT TARİHİ


- DOĞUM ORANI ile NÜFUS/DEMOGRAFİ

( NATALITY vs. DEMOGRAPHY )


- DOĞUM VE ÖLÜM:
1'ER KERE ile/ve/değil/<>/> 2'ŞER KERE

( [doğum] Anadan. İLE/VE/DEĞİL/<>/> Babadan. )

( [ölüm] Ölünce. İLE/VE/DEĞİL/<>/> Ölmeden önce. )

( Beşer. İLE/VE/DEĞİL/<>/> İnsan. )


- DOĞUM ve/> BÜYÜME ve/> GELİŞİM

( Aşk ile. VE/> Şevkât ile. VE/> Muhabbet ile. )

( İSTİHLÂL[Ar. < HİLÂL]: Çocuğun doğar doğmaz ağlamaya başlaması. )

( TELAHHUM[Ar. < LAHM]: Semirme, etlenme. )

( TERBİYE[Ar.< RÜBÜV]: Besleyip büyütme, beslenip büyütülme. | Eğitim. | Görgü. | Alıştırma. | Hafif cezalandırma. | Bazı yemeklere konulan limon, sirke, salça gibi şeyler. | Alıştırma.[hayvan] | Tavsiye, kayırma, koruma. )


- DOĞUM ile/ve/||/<>/> YAŞAM ile/ve/||/<>/> ÖLÜM

( [öncelik-sonralık] ... İLE/VE/||/<>/> Vardır. İLE/VE/||/<>/> Söz konusu bile değildir. )

( ... İLE/VE/||/<>/> Esneklik. İLE/VE/||/<>/> Sertlik. )


- DOĞURMAK ve/||/<>/> DOYURMAK | ile/ve/değil/||/<>/> YOĞURMAK


- DOĞURTMA = İSTİLÂT, SANAT-I TEVLİT = MAIEUTICS[İng.] = MAIEUTIQUE[Fr.] = MAIEUTIK[Alm.] = MAIEUTIKE[Yun.]


- DOĞUŞ ile/ve/<> BİÇİMLENİŞ

( BIRTH vs./and/<> TO SHAPE UP )


- DOĞUŞ ile ORTAYA ÇIKIŞ


- DOĞUŞTAN BAĞIŞIKLIK ile/||/<> ADAPTİF BAĞIŞIKLIK

( Doğuştan doğuştan nonspesifik, adaptif öğrenilen spesifik. )

( Formül: Natural İLE acquired )


- DOĞUŞTAN = VEHBİ, FITRİ = INNATE[İng.] = INNÉ[Fr.] = ANGEBOREN[Alm.]


- DOĞUŞTAN/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİLİĞİNDEN/LİK


- DOKSA ile/ve/||/<> DOGMA


- %99,73 (ve üzeri):
DNA babalık tayini eşiği. -ve


- DOKTOR ile DOKTRİN

( Hekim. İLE Öğreti. )


- DOKTOR <> HASTA

( DOCTOR <> PATIENT/SICK )


- DOKTOR değil/yerine/= ÖKE


- DOKTOR ile/ve (SÜREKLİ) TALEBE/ÖĞRENCİ

( Ancak doktorasını tamamlayan kişi öğrenciliğe tam olarak başlamış kişidir. )


- DOKTORA "VERMEK" ile/değil DOKTORA VERMEK/YAPMAK


- DOKTRİN değil/yerine/= ÖĞRETİ


- DOKTRİNEL ile/<> DİDAKTİK


- DOKU ile KORUN DOKUSU

( ... İLE Korunu ve bu tabakanın değişimiyle oluşan tırnak, boynuz vb. yapan doku. )


- DOKU = NESİÇ, NESC = TISSU


- DOKU ile ÖZEK DOKU/PARANKİMA[Yun.]

( ... İLE Selülöz çeperleri kalınlaşmamış, odunlaşmamış olan, değişik görevler yapan gözelerin oluşturduğu doku. )


- DOKU ile PEKDOKU

( ... İLE Selülöz çeperleri değişik kalınlıkta gözelerden oluşan, dalların dik durmasını sağlayan doku. )


- DOKU ile SERTDOKU

( ... İLE Bitkilerde, diken, kabuk gibi sert bölümleri oluşturan, odunlaşmış destekdoku. )


- DOKUMA ve/||/<>/>/< OKUMA


- DOKUMACI ile ÇULHA[Fars. < CÜLÂH]

( ... İLE El tezgâhında bez dokuyan kişi. )


- DOKÜMAN[Fr., İng. < DOCUMENT]["DÖKÜMAN" da değil!] değil/yerine/= BELGE


- DOKUNAKLI ile/ve/||/<>/< DÜŞÜNDÜRÜCÜ/DUYGUSAL


- DOKUNARAK ile/ve/değil/yerine/||/<> YOKLAYARAK


- DOKUNMA COŞKUSU/TUTKUSU ile/ve/değil/yerine/<> GÖRME COŞKUSU/TUTKUSU


- DOKUNMA!:
ÖZELİNE ve/||/<> ÖZÜRÜNE ve/||/<> KUTSALINA


- DOKUNMA ile/ve EŞEYSELLİK/SEKS

( TO TOUCH vs./and SEX )


- DOKUNMA ve/||/<>/> YOĞRULMA


- DOKUNMAK ile/ve/||/<> ANLAMAK

( TO TOUCH vs./and/||/<> TO UNDERSTAND )


- DOKUNMAK ile/ve/||/=/<> ANMAK


- DOKUNMUŞLUK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BİLMEK (VE UYGULAMAK)


- DOKUNULAMAZLIK ile ELE GEÇİRİLEMEZLİK


- DOKUNULMAZ/LIK ile/değil/yerine AYRICALIK/LI


- DOKUNULMAZLIK ile/ve/değil/yerine KORUMA


- dol. urg.[Lat. < DOLORE URGENTE] değil/yerine/= AĞRI SIKIŞTIRINCA


- DOLANA KADAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/> OLANA KADAR

( Nicelik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> Nitelik. )


- DOLANAN ile/değil DOLAŞAN


- DOLANDIRICI ile/değil KALPAZAN

( ... İLE/DEĞİL Sahte para basan ya da piyasaya süren kişi. | Yalan ve hile ile iş gören kişi. )


- DOLANDIRICI ile TAVCI

( ... İLE Birini kandırarak, yüze gülerek aldatan kişi. | Yurt dışından geldiğini söyleyerek üzerindeki değeri düşük altın ya da mücevherleri çok değerli gösterip dolandırıcılık yapan kişi. )


- DOLANDIRMAK ile DOLANDIRMAK

( Üçkağıt. İLE Uzatmak. )


- DOLANDIRMAK ile DOLAŞTIRMAK


- DOLANDIRMAK ile UZATMAK


- DOLANDIRMAMALI!


- Dolansız KONUŞ!!!


- YATIRIM:
"DOLAR"A ile/değil/yerine DOĞAYA


- DOLAŞIM DÜZENİNİN YAPISI ile DOLAŞIM DÜZENİNİN İŞLEVLERİ

( Kalp, kan damarları ve kan gibi çeşitli bileşenlerden oluşur. İLE Oksijen ve besin nesnelerini gövdenin tüm gözelerine taşımak ve atık nesneleri gözelerden uzaklaştırmaktır. )


- DOLAŞMAK ile/ve/değil BAKINMAK

( CEVELÂN ile/ve/değil SEYR )


- DOLAYI ile ÖTÜRÜ


- DOLAYIM(LI/SIZ) ile DÜŞÜNÜLMÜŞ


- DÜŞÜNMEK:
DOLAYLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOĞRUDAN


- DOLAYLI ELERKİ(DEMOKRASİ) ile/değil/yerine DOLAYSIZ/TEMSİLSİZ ELERKİ(DEMOKRASİ)


- DOL(DUR)MAK ile/ve BOŞAL(T)MAK

( TO (GET) FILL vs./and TO DISCHARGE )


- DOLDURMAK ile/ve/<> ŞİŞİRMEK


- DOLGUNLUK ile/yerine OLGUNLUK

( STUFFED vs. RIPENESS
RIPENESS instead of STUFFED )


- DOLİKO- ile DOLİKOEKTAZİK

( Uzun. İLE Uzamış ve genişlemiş. )


- DÖLLENME ile ÇİÇEKLERDE DÖLLENME

( INSEMINATION vs. POLLINATION )


- DÖLLENME = İLKÂH = FÉCONDATION


- DÖLLENME ile MAYALANMA

( ZYGOSIS vs. ZYMOSIS )


- DÖLLEYİCİ KELÂM yoksa ŞERİAT


- DOLMAK ile/ve/||/<> ŞİŞMEK


- DOLMUŞTA ANLATIRIM ile DOLMUŞ DA ANLATIYOR


- DOLOR, PAIN[İng.] değil/yerine/= AĞRI


- DOLOR değil/yerine/= AĞRI


- DOLUDİZGİN (İLERLEMEK, YOL ALMAK)


- DOLU ile BERED[Ar.]

( ... İLE En çok fırtınalı havada yağan dolu. )


- DOLU ile KAR

( HAIL vs. SNOW )


- DOLUNAY/NUR/BEDİR[Ar. < BEDR] ile YARIMAY/DÖRDÜN ile YENİAY/AYÇA/HİLÂL[Ar.]


- DOM/DOCUMENT OBJECT MODEL[İng.] değil/yerine/= BELGE NESNESİ MODELİ


- DOM/DOME[İng.] değil/yerine/= KUBBE


- DOM ile/ve SPQR

( Mezartaşlarında ve kiliselerde görülen bu harfler "Herşeyin en iyisi ve en fazlası Tanrı'ya" anlamına kullanılmıştır. İLE/VE Roma'da pekçok binada ve kamu alanında görülen bu harfler/simge "Aziz Roma ve Halkı için!" anlamına kullanılmıştır. )

( Allah'a. İLE/VE İnsan'a. )

( DEO OPTIMO MAXIMO ile/ve SENATUS POPULUS QUE ROMANUS )


- DOMAIN ile DOMENE

( Bölge. İLE Almaç bölgesi. )


- DOMATES/BİBER ile/<> SALÇA[İt.]

( ... İLE/<> Yemeklere konulmak için yapılan, domates ya da biber ezmesi. | Bazı yemeklerde tat vermek üzere kullanılan sos. )


- DOMESTIC :/yerine EVCİL, YERLİ


- DOMESTİK[İng./Fr. < DOMESTIC/DOMESTIQUE] değil/yerine/= YEREL/İÇ, ÜLKE İÇİ


- DOMİNANS/DOMINANCE[İng.] değil/yerine/= BASKINLIK


- DOMİNANS ile/||/<> DOMİNANT

( Baskınlık. İLE/VE/|| Baskın. )


- DOMİNANT ALEL ile/||/<> RESESİF ALEL

( Dominant bir kopya yeter, resesif iki kopya gerekir )

( Formül: A > a notasyonu İLE 3:1 F2 oranı )


- DOMİNANT İLE RESESİF İLE KODOMİNANT ile/||/<> ALLEL ETKİLEŞİMLERİ

( Allellerin fenotipe etki biçimleri. )

( Formül: F₂: 3:1 (dominant) )


- DOMİNANT İLE RESESİF İLE KODOMİNANT ile/||/<> KALITIM PATTERNLERİ

( Alel ilişkileri. )

( Formül: AA İLE Aa İLE aa )


- DOMINANT :/yerine BASKIN


- DOMİNAN/T ile DOMİNANS

( Baskın, başat. İLE Baskınlık, başatlık. )


- DOMİNANT ile/||/<> RESESİF

( Dominant baskın gen İLE resesif çekinik gendir )

( Formül: AA/Aa görünür İLE aa )

( Gregor Mendel tarafından 1865 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1822-1884) (Ülke: Avusturya) (Alan: Biyoloji) (Önemli katkıları: Kalıtım yasaları, modern genetiğin kurucusu) )


- DOMINATE :/yerine HAKİM OLMAK


- DOMİNE ETMEK değil/yerine/= YÖNLENDİRMEK


- DOMING[İng.] değil/yerine/= KUBBELEŞME

Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 42.805 başlık/FaRk ile birlikte,
42.805 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(42/173)