Bugün[31 Aralık 2025]
itibarı ile 9.229 başlık/FaRk ile birlikte,
9.229 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(30/38)


- TİN ile İÇGÜDÜ

( SPIRIT vs. INSTINCT )

( JINGSHEN ile BENNENG )

( ... ile İNSİYAK/SEVK-İ TABİİ )


- TİN[Azr.] = KÖŞE[Tr.]


- TİN ile/ve KÜLTÜR

( Üretilenlerin, birlik sezgisi. | İnsan eliyle üretilmişler/oluşturulmuşlar. | İnsanı oluşturan ve insandan oluşan herşey. | Nedenselliği, kendinde/içkin olan. | Düşüncenin kaynağı olan (düşünce). )

( TİN: Düşüncenin edimselliği. )

( SPIRIT vs./and CULTURE )

( JINGSHEN ile/ve VENHUA )


- TÎN ve/||/+/<> MÂRİC

( Toprak ve su. VE/||/+/<> Ateş ve hava. )


- TİN ve/||/<>/< ŞAŞMA

( Şaşma, tin'in kapısıdır. )


- TİN/AN = SPIRIT[İng.] = ESPRIT[Fr.] = GEIST[Alm.] = SPIRITUS[Lat.] = PNEUMA, NOUS[Yun.] = ALIENTO[İsp.]


- TİN ile TİN TİN


- TIN ile TINI ile TIN TIN


- TINAZ ile TINAZ MAKİNESİ


- tinct./tr.[Lat. < TINCTURA] değil/yerine/= TENTÜR


- TİNDALİZASYON/TYNDALLIZATION[İng.] değil/yerine/= AŞAMALI MİKROPSUZLAŞTIRMA


- TİNDEN DOĞMA ve/||/<> YENİDEN DOĞMA


- TİNDEN DOĞMUŞ OLAN ile/ve/||/<>/> YENİDEN DOĞMUŞ OLAN


- TİNER[İng. < THINNER] değil/yerine/= İNCELTİCİ


- TİNER ile TİNERCİ/LİK


- TINGILDAMAK ile TINGILDATMAK


- TINGIR MINGIR ile LANGIR LUNGUR

( Kuru, çınlamalı ve yankılı bir sesle. İLE Metalsi bir ses çıkararak. | [mecaz] Dikkatsizce, savruk bir biçimde. )


- TINGIR TINGIR


- TINGIR ile TINGIR MINGIR ile TINGIR TINGIR ile TINGIRI YOLUNDA


- TINGIR ile TINGIRTI ile TINI ile TINLAMA

( Metal bir nesnenin sert bir yüzeye düştüğü zaman çıkardığı ses. | Parasız, züğürt. | Boş. | Para. İLE Tıngırdayan bir şeyin çıkardığı sesin adı. İLE Türlü müzik araçlarının verdiği sesleri birbirinden ayırt etmeyi sağlayan ses özelliği. | Bir nesnenin titreşiminden çıkan sesi, başka nitelikteki bir nesnenin aynı yükseklikte çıkan sesinden ayırt ettiren özellik, tınnet. | Söyleniş biçimi, vurgusu. İLE "Tın" sesinin biraz sürüp gitmesi, çınlaması. )


- TINGIRDAMAK ile TINGIRDATMAK


- TINI değil/yerine/= SOLUK


- TİN'İN DOYUMU:
SEVİLEREK değil SEVEREK


- TINLAMA ile TINLAMALI


- TINLAMAK ile TINLATMAK


- TINMAK ile TINMAZ MELAİKE


- TINMAZ, HÜSEYİN (1942) :

( Rumelikavaklı işadamı. Rumelikavak Spor Kulübü Üyesidir. Bu kulüpte uzun süre Yönetici ve bir dönem de Başkan olarak görev yaptı. Rumelikavak Güzelleştirme Derneği ve Sarıyer Spor Kulübü üyesidir. )


- TİNNÎN ile EJDERHA


- TINNITUS[İng.] değil/yerine/= KULAK ÇINLAMASI


- TİNNİTUS ile/||/<> MENİERE

( Kulakta çınlama ya da uğultu. İLE/||/<> İç kulakta sıvı birikimi ile baş dönmesi ve duyma kaybı. )


- TİNNİTUS ile/||/<> VERTİGO

( Kulakta çınlama ya da uğultu. İLE/||/<> Baş dönmesi ve dengesizlik. )


- TİNSEL ALAN ile ESTETİK ALAN


- TİNSEL ALAN ile ESTETİK ALAN

( SPIRITUAL FIELD vs. AESTHETIC FIELD )


- TİNSEL BENLİK ile/ve/<> AŞKIN BENLİK

( SPIRITUAL SELF vs./and/<> TRANSCENDENTAL SELF )

( JINGSHEN ZIWO ile/ve/<> CHAOYUE ZIWO )


- TİNSEL ile TİNSELCİ/LİK


- TİN/SEL ile/ve TOPLUM/SAL

( SPIRITUAL vs./and SOCIAL )


- TINY :/yerine UFACIK


- TYPE I BIAS[İng.] değil/yerine/= BİRINCİ TÜR YANLILIK


- TİP I İLE II İLE III İLE IV ile/||/<> AŞIRI DUYARLILIK

( Dört tip alerjik reaksiyon. )

( Formül: Histamin (Tip I) )


- TİP IA SÜPERNOVA ile/||/<> TİP II SÜPERNOVA

( Tip Ia süpernova beyaz cüce patlaması İLE Tip II süpernova kütleli yıldız çöküşüdür. Tip Ia standart mum İLE kozmolojik uzaklık ölçer. Tip Ia karbon-oksijen beyaz cüce İLE Tip II hidrojen zarfı içerir. )


- TYPE II BIAS[İng.] değil/yerine/= İKINCİ TÜR YANLILIK


- TIP:
İYİ ile/ve/||/<> ORTA ile/ve/||/<> KÖTÜ

( Önler. İLE/VE/||/<> Hastalık/sorun, belirmeden, yok eder. İLE/VE/||/<> Tedavi eder. )


- TIP:
ORTODOKS ile/ve/||/<>/< ÇİN ile/ve/||/<>/< HİNT(AYURVEDA)


- TIP vs. SIDE


- TIP/TABABET değil/yerine/= SAĞ/SAĞBİLGİ


- TIP TARİHİNDEKİ DÖNEMLER:
GİZEMCİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AKILCI ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YENİLİKÇİ


- TIP = MEDICINE[İng.] = MÉDECINE[Fr.] = ARZNEI[Alm.] = MEDICINA[İt., İsp.]


- TIP TIP = KÜÇÜK VE HAFİF BİÇİMDE


- TİP-1 BULANIK ile/||/<> TİP-2 BULANIK

( Tip-1 tek üyelik derecesi, Tip-2 üyelik derecesinin kendisi de bulanık )

( Jerry Mendel tarafından 1999 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1822-1884) (Ülke: Avusturya) (Alan: Biyoloji) (Önemli katkıları: Kalıtım yasaları, modern genetiğin kurucusu) )


- TİP ile ...

( Benzerlerinin niteliklerini toplayan örnek. )


- TIP ile/ve/||/<> ADLÎ TIP


- TIP ile/||/<> ANATOMİ

( Kulliyyat fi-Tibb, tıp ansiklopedisi )

( İbn Rüşd (Averroes) tarafından 1162 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1126-1198) (Ülke: Endülüs) (Önemli katkıları: Aristoteles yorumları, felsefe ve tıp çalışmaları) )


- TIP ile/||/<> FELSEFE

( Tıp ve felsefeyi birleştiren bütüncül yaklaşım )

( İbn Sina (Avicenna) tarafından 1025 yılında keşfedildi/formüle edildi. (980-1037) (Ülke: İran/Buhara) (Alan: biyoloji) (Önemli katkıları: El-Kanun fi Tıb kitabı, tıp ansiklopedisi, felsefe ve mantık çalışmaları) )


- TIP ve/||/<> SANAT

( )


- TİP[Fr./İng. < TYPE] ile TİPLEME

( Öykü, roman, tiyatro gibi uzun anlatıma dayalı edebî yapıtlarda kişi kadrosu içinde yer alan ve belirli bir düşüncenin, topluluğun zihniyetini ve ideolojinin temsilciliğini yüklenen kişi. | Kendine özgü kişiliği olmayan, genellikle bilinen kalıplardaki kişileri gösteren oyun kişisi. İLE Belirli bir tipin tüm çapraşık özelliklerini, bunu en iyi, en rahat, en inandırıcı biçimde temsil edebilecek kişiyle canlandırmak. )


- TIP :/yerine UÇ, İPUCU


- TIPA TIP (AYNI OLMAK)

( Benzemek. )


- TIPA ile BUNGALOV

( BUNG vs. BUNGALOW )

( در پوش ile دريچه مجرا ile بنگله )

( DAR PUSH ile DARYCHEH MOJRA ile BANGELEH )


- TIPALAMAK ile TIPALANMAK ile TIP ile TIPA ile TIPALI ile TIP TIP ile TIPASIZ ile TIPI TIPINA


- TIPA/TAPA[İt. < TAPPO] değil/yerine/= TIKAÇ

( Şişe gibi dar delikleri tıkamaya yarayan mantar, cam, tahta ya da plastikten tıkaç. | Top mermisinin ucuna takılan ve mermi atıldıktan sonra patlamasını sağlayan ayarlı başlık. İLE Herhangi bir şeyin delik ya da ağzını tıkamaya yarayan nesne. )


- TIPATIP (BENZEMEK)


- TIPI TIPINA (BENZEMEK)


- TİPİK/TYPICAL[İng.] değil/yerine/= ÖZGÜN, OLAĞAN


- TİPİK[Fr./İng.] ile/değil/yerine ALIŞILAGELMİŞ

( Birini ya da nesneyi niteleyen. | Çok özgün olan. İLE ... )

( "TYPICAL" vs./and TO BE HABBITED
TO BE HABBITED instead of "TYPICAL" )


- TİPİLEMEK ile TİP ile TİPİ ile TİPO ile TİPİLİ ile TİPOCU/LUK


- TIPIR TIPIR


- TIPIRDAMAK ile TIPIRDATMAK


- TIPIŞ TIPIŞ (GİTMEK/GELMEK)

( Zorunluluklarda. )


- TIPIŞLAMAK ile TIPIŞ TIPIŞ


- TIPKI ile TIPKI TIPKISINA


- TIPKIBASIM ile TIPKIÇEKİM

( Bir yazı, desen, tablo vb.nin fotoğrafından kalıp çıkarılarak yapılan aynı basımı. İLE Bir yazı, kitap ya da biçimin fotoğraf yoluyla kopyasını çıkarma yöntemi, fotokopi. | Bu yöntemle elde edilen kopya, fotokopi. )


- TIPKISI ile TIPKISI TIPKISINA


- TİPLEMEK ile TİPLEŞMEK ile TİPLEŞTİRMEK


- TİPOGRAFİ ile TİPOGRAFİK


- TİPOGRAFYA/TİPOGRAFİ[Fr.] değil/yerine/= BASKI YÖNTEMİ | BASIM

( Kabartma biçimlerle ilgili baskı yöntemi. | Basım. )


- TİPOLOJİ/K ile TİPOLOJİK TASNİF


- TİPOLOJİ değil/yerine/= KİŞİTÜRLEM


- TİPOLOJİK TASNİF değil/yerine/= KİŞİTÜRLEMSEL ÖBEKLEME


- TİPOLOJİK değil/yerine/= KİŞİTÜRLEMSEL


- TIPTA, 4P: PREDİKTİF ve/||/<> PREVANSİYON ve/||/<> PERSONALISED ve/||/<> PROAKTİF


- TIPTA:
GENEL CERRAHİ ile/ve/||/<> İÇ(DAHİLİYE) ile/ve/||/<> KADIN-DOĞUM ile/ve/||/<> ÇOCUK HASTALIKLARI


- TİR TİR (TİTREMEK)


- TIRABZAN ile TIRABZAN BABASI


- TİRAJ[Fr. < TIRAGE] ile RATING[İng.]

( Kitap, gazete, kitap gibi şeylerin baskı sayısı. İLE Televizyon programlarının izlenme/izleyici oranı. )


- TIRAK ile -TIRAK/TRAK[Fr. < TRAC] ile TRAKA[İt.] ile TRAKE[TRACHÉE < Lat. < Yun.] ile TRAKİT[Fr. TRACHYTE < Yun.] ile TRAKTÖR[Fr. TRACTEUR < Lat.] ile TRAKUNYA[Yun. DRANKONTION]

( Çarpan ya da kırılan bir şeyin çıkardığı tok ses. İLE Benzer/yaklaşık.[mavimsi / kırmızımsı vb.] | Oyuncunun sahneye çıkacağı sırada ya da oyun sırasında, kaygıya ve/ya da korkuya kapılması, rolünü unutması. İLE Yelkenli teknelerde bir mandar aracılığıyla çekilerek direğe çıkıp bakım ve onarım yapılan oturaklı sepet. İLE Soluk borusu. | Eklem bacaklılarda bulunan solunum kanalı. İLE Fazla miktarda feldispat, çok az kuvarz içeren, kırılınca pürüzlü bir yüzeye sâhip olan açık renkli volkan taşı. İLE Tekerlekleri arâzi ve sürülmüş tarla gibi yumuşak zeminde dönebilen/devinebilen, genellikle çift sürmede kullanılan, arkasına römork takılarak kamyon görevi gören motorlu taşıt. İLE Çarpan balık. )


- TIRAŞLAMAK ile TIRAŞLANMAK ile TIRAŞ ile TIRAŞLI ile TIRAŞÇI ile TIRAŞSIZ ile TIRAŞ TASI ile TIRAŞ KREMİ ile TIRAŞ BIÇAĞI ile TIRAŞ KÖPÜĞÜ ile TIRAŞ SABUNU ile TIRAŞ FIRÇASI ile TIRAŞ LOSYONU ile TIRAŞ MAKİNESİ


- TİRAT[Fr. < TİRADE] değil/yerine/= UZUN KONUŞMA

( Bir tiyatro oyununda, oyunculardan birinin uzun uzun konuşması, bir defada söylediği parça. | Yazı ya da konuşmada bir düşüncenin kesintisiz gelişimi. | Uzun ve tumturaklı konuşma. )


- TIRÂZ[Ar.] ile -TIRÂZ[Ar.]

( Giysilere nakışla yapılan süs. | Süs. | Üslûp, tutulan yol. | Döviz.[Fr. DEVISE] İLE "Donatan, süsleyen" anlamlarına gelerek birleşik sözcük yapar. )


- TİRB[Ar.] ile/ve/||/<> ZEMÎL[Ar.] ile/ve/||/<> SEMÎR[Ar.] ile/ve/||/<> SAHİB[Ar.] ile/ve/||/<> REFÎK[Ar.] ile/ve/||/<> HİLL[Ar.] ile/ve/||/<> NECİY[Ar.]

( Bizimle aynı yaşta olan. İLE/VE/||/<> İş arkadaşımız. İLE/VE/||/<> Oturduğumuz yerde bize arkadaşlık eden. İLE/VE/||/<> Bizimle geceleri konuşan. İLE/VE/||/<> Uzun süre bizimle arkadaşlık eden. İLE/VE/||/<> Yolculuk arkadaşımız. İLE/VE/||/<> Bizi kalbine yerleştiren. İLE/VE/||/<> Sırdaş. )


- TİRBUŞON[Fr. < TIRE-BOUCHON] değil/yerine/= BURGU

( Delik açmaya yarayan delgiye takılı sarma, yivli, keskin, çelik alet. | Tıpa çekmeye yarayan, ucu sivri ve helis biçiminde demir araç. | Yerin orta ve derin katmanlarına inebilmeyi sağlayan delici araç. | Telli sazlarda, telleri germeye yarayan mandal. )


- -(TİRE) ile -(EKSİ)


- TIRE :/yerine LASTİK, YORMAK


- TİRE[Ar.] ile Tire[Ar.] ile TİRE[Fr. < TIRET]

( Dikişte kullanılan pamuk ipliği. | Pamuk ipliğinden yapılmış olan. İLE İzmir iline bağlı ilçelerden biri. İLE Kısa çizgi. | Uzun çizgi. )

( ... vs. ... vs. HYPEN )


- TIRED OF vs. TIRED WITH (not TIRED FROM)


- TIRED :/yerine YORGUN


- TİRELEMEK ile TİRE ile TİR TİR


- TİREMEK = AĞIRLIĞINI KARŞILAYABİLMEK


- TİRENDAZ[Fars.] değil/yerine/= OK ATAN | BECERİKLİ | ÖZENLİ


- TIRESOME vs. TIRING


- TİRFİLLENMEK ile TİRFİL


- TİRHOS ile TİRHOS VOHOZU


- TIRIK TIRAK

( Art arda gelen kuru ve hafif seslerin sürekliliğinde. )


- TIRIK ile TIRAK ile TIRIK TIRAK ile TIRINK

( Bir nesnenin art arda iki yere çarpmasından çıkan ince ve kuru ses. İLE Kırılan kuru bir şeyin çıkardığı ses. İLE Art arda gelen kuru ve hafif bir biçimde ses çıkararak. İLE Sert bir yüzeye çarpan para vb. metal bir nesnenin çıkardığı ses. )


- TIRIK ile TIRIK TIRAK


- TİRİL TİRİL (GİYİNMEK)

( Güzel, temiz, uygun ve estetik giyimlerde. )


- TIRILLAMAK ile TIRIL


- TIRIM TIRIM (ARAMAK/ARANMAK)


- TIRIS >< EŞKİN

( Atların kısa adımlarla hızlı yürüyüşü. >< Atın bir tür hızlı yürüyüşü. | Hızlı yürüyen hayvan. | Hızlı bir yürüyüş ile. )


- TIRIS ile TIRIS TIRIS


- TİRİTLENMEK ile TİRİTLEŞMEK ile TİRİT


- TIRI-VIRI


- TIRKAZLAMAK ile TIRKAZLANMAK ile TIRKAZLATMAK ile TIRKAZ


- TİRLİN[Fr. < TIRE-LIGNE]

( Mürekkeple çizgi çizmeye yarayan, türlü kalınlıklarda gereç. | Mürekkebin daha çabuk kurumasını sağlayan nesne. )


- TIRMANIŞ ile TIRMANICI ile TIRMANICILAR


- TIRMANMA ile TIRMANMA ŞERİDİ


- TIRMANMAK ile AĞACA TIRMANMAK ile DAĞCI

( CLIMB vs. CLIMB A TREE vs. CLIMBER )

( صعود کردن ile از درخت بالا رفتن ile صعود کننده )

( SOUD KARDAN ile AZ DARKHT BALA RAFTAN ile SOUD KONANDEH )


- TIRMANMAK ile TIRMALAMAK ile TIRMALANMAK ile TIRMANABİLMEK ile TIRMALAYABİLMEK


- TIRMIK ile/ve KARTUK

( Tırnak beresi/yarası. | Kabartılmış toprağın taşını, çöpünü ayıklamak için kullanılan seyrek dişli, tarak biçiminde araç. İLE/VE Büyük tarla tarağı. )


- TIRMIKLAMAK ile TIRMIKLANMAK ile TIRMIK


- TIRMÎZÎ ile/ve/değil TİLMÎZİ[Ar. | çoğ. TELÂMÎZ/E]

( ... İLE/VE/DEĞİL Öğrencisi/talebesi. | Çırağı. )


- TIRNAK İÇİNDE ile/ve/||/<> KENDİ İÇİNDE


- TIRNAK İÇİNE ALMAK ile/ve/||/<> PARANTEZ İÇİNE ALMAK


- TIRNAK MAKASI [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- TIRNAK MAKASI [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- TIRNAK ile CIRNAK/PENÇE

( ... İLE Yırtıcı hayvan tırnağı. )


- TIRNAK ve/||/<> LUNULA

( ... VE/||/<> Tırnağın başladığı yerdeki beyaz daire kesitinin adı.[Keratine olmamış, henüz düzleşmemiş gözelerden oluşur.] )


- TIRNAKLAMAK ile TIRNAKLANMAK ile TIRNAKLATMAK ile TIRNAK/LIK ile TIRNAKLI ile TIRNAKÇI/LIK ile TIRNAK YERİ ile TIRNAK DERİSİ ile TIRNAK KEMİĞİ ile TIRNAK MAKASI ile TIRNAK İŞARETİ ile TIRNAK BESLEYİCİSİ


- TIRNAKSI ile TIRNAKSI KEMİK


- TİROİT[Fr./İng. < THRYOIDE] değil/yerine/= KALKAN BEZİ

( Gırtlağın ön ve alt bölümünde bulunan, çok damarlı, salgısını kana veren bir bez. )


- TİROİT ile TİROİT BEZİ


- TİROİT[Fr./İng.] ile/ve/||/<> TİROKALSİTONİN[Fr./İng. < THYROCALCITONINE] ile/ve/||/<> TİROKSİN[Fr./İng. < THYROXINE]

( ... İLE/VE/||/<> Kalkan[tiroit] bezinden salgılanan, kandaki kalsiyumu azaltan hormon. İLE/VE/||/<> Tiroit hormonlarının ilk keşfedileni. )


- TİROKSİN ile/||/<> PARATİROİD

( Tiroksin metabolizma hızı İLE paratiroid Ca dengesi. )

( Formül: Metabolism İLE calcium )


- TIRPAN[Yun.] ile/ve/||/<> TIRMIK

( Uzun bir sapın ucuna tutturulan, ot, ekin vb.ni biçmeye yarayan, hafifçe kıvrık, uzun çelik bıçak. | Güreşte devirmek amacıyla rakibin ayak bileklerine hızla ayak vurarak yapılan bir oyun. İLE/VE/||/<> Kabartılmış toprağın taşını, çöpünü ayıklamak için kullanılan seyrek dişli, tarak biçiminde araç. | Tırnak beresi. )


- TIRPAN ile/ve/||/<>/> YABA/ATKI

( Uzun bir sapın ucuna tutturulan, ot, ekin vb.ni biçmeye yarayan, hafifçe kıvrık, uzun çelik bıçak. İLE/VE/||/<>/> Harman savurmakta kullanılan, çatal biçiminde, tahtadan tarım aracı. | Ekin demetlerini, yükseğe atmaya yarayan araç. )


- TIRPANLAMAK ile TIRPANLANMAK ile TIRPANLATMAK ile TIRPAN ile TIRPANA ile TIRPANCI/LIK


- TİRŞELEŞMEK ile TİRŞE ile TİRŞE GÖZLÜ


- TIRSMAK ile TIR ile TIRT ile TIRI VIRI


- TIRTHANKARA -/

( Manevî önder. )


- TIRTIKLAMAK = ÇALMAK/AŞIRMAK


- TIRTIKLAMAK ile TIRTIKLANMAK ile TIRTIKLATMAK ile TIRTIK ile TIRTIKLI ile TIRTIKÇI/LIK ile TIRTIK TIRTIK


- TIRTIL, KEDİCİK, AMENTUM = SEBEL-İ MÜZEKKER = CHATON


- TIRTIL ile KESE BÖCEĞİ TIRTILI


- TIRTIL ile KIRLANGIÇ KUYRUĞU TIRTILI


- TIRTIL ile/değil/<>/> NİMFA ile/değil/<>/> KELEBEK

( Tırtılın, "son" dediği şeye, dünyanın geri kalanı, "kelebek" der. )


- TIRTIL ile SEMER SIRTLI TIRTIL

( )


- TIRTIL ile TIRTIL

( Yumurtadan çıkan kelebek kurtçuklarının ilk durumu. İLE Çevresinde kertikler bulunan ve işlenecek parça üzerine bastırılarak bu kertiklerin izini parçaya basmaya yarayan çelik disk. | Pulların ya da metal paraların kenarındaki kertikleri oluşturan çıkıntılardan her biri. | Palet. | Bir şeyin kenarına çizilen zincir gibi çiçeklerden yapılan süs. | Maraş işi ya da çeşitli elbise nakışlarında kullanılan altın, gümüş gereç. )


- TIRTIL ile TIRTIR

( Yumurtadan çıkan kelebek kurtçuklarının ilk durumu. İLE Zar kanatlılardan, uzun gövdeli, uzun duyargalı, kurtçuk evresini tarım bitkilerine zarar veren böcekler üzerinde geçiren bir tür böcek. )

( ... cum ICHNEUMON )


- TIRTIL ile TURBULENT PHOSPHILA TIRTILLARI

( )


- TIRTIL ile YILAN BAŞLI TIRTIL


- TIRTILLANMAK ile TIRTIL ile TIRTILLI ile TIRTILLI BIÇAK


- TİRYÂK[Ar., Fars. < Yun.] değil/yerine/= MACUN/PANZEHİR

( Bitkisel ve madensel nesnelerin karışımından yapılan macun. )


- TİRYAK ile TİRYAKİ/LİK


- TİRYÂKİ değil/yerine/= DÜŞKÜN


- TİRYAKİOĞLU, ALP (İST. 1943) :

( İşadamı. Ünivenbsi öğrenimini tamamladıktan sonra sanayici olarak iş hayatına atıldı. Üyesi olduğu Sarıyer Spor kulübünde bir dönem (1990 - 1991) Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. )


- TIS ile TISLAMAK

( Kaz, kedi, yılan vb.nin çıkardığı ses. İLE Kaz, kedi, yılan "tıs" diye ses çıkarması. | "Tıs" diye ses çıkarmak. | Ağır yük altında iniltiye benzer sesler çıkarmak. | Haksızlığını anlayıp susmak, sesi soluğu kesmek. )


- TİSARANA ile ...

( Üç Sığınma Yeri.
1. Buda,
2. Dharma,
3. Sangha. )


- TİŞE ile ...

( Kazma, keser. )


- SKİNTİ değil TİKSİNTİ


- TISS/THERAPEUTIC INTERVENTION SCORING SYSTEM[İng.] değil/yerine/= TERAPÖTİK GİRİŞİMSEL PUANLAMA DÜZENİ | GİRİŞİM PUANLAMA DÜZENİ


- TİSSUE ENGİNEERİNG ile/||/<> ORGAN TRANSPLANTATION

( Tissue engineering yapay doku üretimi yaparken İLE organ transplantation mevcut organ naklini yapar )

( Formül: Scaffold technology )


- TISSUE :/yerine DOKU, KÂĞIT MENDİL


- TİŞYE/PARŞÖMEN ( < BERGAMA-PERGAMENT ):
Ak deri.

( Koyun, keçi, özellikle dana derisinden bir tür yazı kağıdı. )


- TİT/URINALYSIS[İng.] değil/yerine/= TAM İDRAR TAHLİLİ


- [ne yazık ki]
PARA BATIRMA YANILIMINDA:
TITANIC ile/ve/||/<>/> CONCORDE

( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )

( ON SUNK COST FALLACY: TITANIC and/||/<>/> CONCORDE )


- TITANIC ve/||/<>/> HALOMONAS TITANICAE

( Titanic, Atlas Okyanusu'nun 3657 m. derinliğine kadar battıktan sonra pasla beslenen Halomonas Titanicae adı verilen bir tür bakterinin, geminin yapımında kullanılan 50 bin ton demiri yavaş yavaş tükettiği ortaya çıkmıştır. )

( )


- TİTAN/YUM[Ti][Fr. < TITANE] ile TİTAN

( Atom numarası 22, atom ağırlığı 47,90, yoğunluğu 4,5 olan, 1675 °C'ye doğru eriyen, özellikleri bakımından silisyumla kalaya yaklaşan, parlak beyaz renkli, basit öğe. İLE Satürn'ün en büyük uydusudur ve yoğun bir atmosferi olduğu bilinen tek doğal uydudur. Titan'daki büyük su kütleleri gibi görünen bu okyanusların, metan gazının sıvı durumu olduğu görülmüştür. Yüzey sıcaklığı, yaklaşık olarak -180 °C'dir. )


- TITICACA GÖLÜ[GÜNEYBATI]:
"HUINAMARCA GÖLÜ" ile/ve/<> "PEQUENO GÖLÜ"

( Bolivya'lıların, gölün güneybatısında kalan, kendi taraflarında bulunan %40'lık bölümüne verdikleri ad. VE/<> Bolivya tarafındaki, gölün bu aynı küçük bölümüne, Peru'luların verdikleri ad.[Tiquina adlı dar bir boğazla ayrılmaktadır.] )


- TITICACA GÖLÜ:
GÜNEYBATI ile/ve/<> KUZEYBATI

( %40'nın bulunduğu Bolivya'daki bölümü. İLE/VE/<> %60'ının bulunduğu Peru'daki bölümü. [Tiquina adlı dar bir boğazla ayrılmaktadır.] )

( Dünyanın en yüksek [3810 m.] gölüdür ve Maracaibo Gölü'nden sonra, Güney Amerika'nın ikinci büyük gölüdür. [8287 km²] )

( Ortalama derinliği, 122 - 183 m. arasında değişmektedir. [Bolivya kıyısına doğru derinlik birden artmaktadır.][Soto Adası açıklarında 280 m.'yi bulmaktadır.] )

( Gölün suyu, berrak ve az tuzludur. )

( Yüzeyde 14 °C olan ortalama su ısısı, 20 m. derinlikte 11 °C'ye düşmektedir. )

( Sadece dört çeşit [ufak cins] balık bulunmaktadır. )

( Göl üzerinde, yoğun nüfuslu 41 ada bulunmaktadır.[Buralarda yaşayan yerli halk, çoğunlukla dış dünyadan kopuk, ellerindekilerle yetinmektedir.] )

( Bolivya sınırları içinde bulunan adalarında yaşayan yerli halk, eski bir yerli dili olan Aymara dilini kullanmaktadır. İLE/VE/<> Peru'da bulunan bölümünde, İnka'lardan kalma Quechua dili konuşulmaktadır. )


- TITICACA GÖLÜ[KUZEYBATI]:
"CHUCUITO GÖLÜ" ile/ve/<> "GRANDE GÖLÜ"

( Bolivya'lıların, gölün kuzeybatısında ve Peru tarafında bulunan %60'lık bölümüne verdikleri ad. İLE/VE/<> Peru'luların, gölün kendi tarafında bulunan bölüme verdikleri ad.[Tiquina adlı dar bir boğazla ayrılmaktadır.] )


- TİTİZ ile TİTİZLİKLE

( FASTIDIOUS vs. FASTIDIOUSLY )

( مشکل پسند ile ايراد گير ile ايرادگير ile باريک بين ile بدمنش ile باريک بيني )

( مشکل پسند ile AYRAD GYR ile ايرادگير ile BARYK BEYNE ile بدمنش ile BARYK BEYNEY )


- TİTİZLENMEK ile TİTİZLEŞMEK ile TİTİZ/LİK ile TİTİZCE


- TİTİZLİK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< ÖZEN


- TİTİZLİK ile/ve/||/<>/> PİMPİRİK/LİK / PİMPİRMEK

( ... İLE/VE/||/<>/> Gereksiz yere titizlik gösteren. | Kuşkucu. | Çok yaşlı ve güçsüz kişi. | Harap, bozuk, virâne. )


- TİTİZLİK ile TİTİZ

( FINICKINESS vs. FINICKY )

( وسواس داشتن ile وسواسي )

( VASVAS DASHTAN ile VASVASY )


- TİTİZLİK" ile/ve "ÜZERİNE TİTREMEK"


- TITLE vs. NOUN/PROPOSITIONAL PHRASE


- TITLE :/yerine BAŞLIK, UNVAN


- TİTRASYON/TİTRATION[İng.] değil/yerine/= EŞ DEĞERLEME


- TİTRASYON ile/||/<> DİLÜSYON

( Titrasyon analiz İLE dilüsyon seyreltmedir )

( Formül: Analiz İLE hazırlık )


- TİTRE/TITER[İng.] değil/yerine/= EŞ DERİŞİM


- TİTREKLEŞMEK ile TİTREK/LİK ile TİTREK KAVAK


- TİTREM ile TİTREŞİM

( Ses titreşimlerinin yükselip alçalması. İLE Küçük ve hızlı salınım, ihtizaz, vibrasyon, rezonans. | Bir noktanın, gözün göremeyeceği kadar kısaca kımıldanışı. )


- TİTREME ile ISPAZMOZ[Yun.]

( ... İLE Aşırı titreme, kasılma. )


- TİTREME ile TİTREŞİM

( İHTİZÂZ ile ... )

( VIBRATION vs./and FLUCTUATION )


- TİTREMEK/TİRİLDEMEK ile SAKIRDAMAK/SAKIRTI

( ... İLE Korkudan ya da soğuktan titremek. )


- TİTREMEK ile/ve/> SARSILMAK

( RA'ŞE ile/ve/> ... )

( SHIVE vs./and/> SHAKE )


- TİTREMEK ile TİTR


- TİTREMEK/ÜRPERMEK ile İFİLDEMEK

( ... İLE Hafifçe titremek. )


- TİTREMLEMEK ile TİTREM ile TİTREME


- TİTREŞİM ile/ve/<> DÖNÜŞÜM

( vs./and/||/<>/and TRANSFORMATION )


- TİTREŞİM ile TİTREŞİMLİ/LİK ile TİTREŞİMSİZ/LİK ile TİTREŞİMLİ ÜNSÜZ ile TİTREŞİM ÖNLEYİCİ ile TİTREŞİMSİZ ÜNSÜZ


- TİTREŞİMLİ ile TİTREŞİMLİ

( Titreşim yapan ya da titreşim oluşturan. İLE [dilbilgisi] Yumuşak. )


- TİTREŞMEK ile TİTREŞTİRMEK


- TİTREYEBİLMEK ile TİTREYİVERMEK


- TİTÜBASYON/TITUBATION[İng.] değil/yerine/= TİTREK BAŞ


- TİVİ değil/yerine TE-VE TV


- TİYATRO:
OYUNU, GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN ve/||/<> GERÇEĞİ, OYUNLAŞTIRMAK İÇİN


- TİYATRO VE SİNEMA SALONLARI'NDA:
PARTER ile/ve/||/<> BALKON ile/ve/||/<> LOCA[Fr. < İt.]

( İlk kat. İLE/VE/||/<> Asma kat/lar. İLE/VE/||/<> Bazı izleyicilerin oturduğu özel bölüm. | Masonların, toplantı yeri. )

( ... İLE/VE/||/<> Dışarı doğru, dışarıda. İLE/VE/||/<> İçeri doğru, içeride. )


- TİYATRO:
"ZENGİN MESLEĞİ" değil/fakat ZENGİN MESLEK


- TİYATRO ile/>< ANTİTİYATRO[Fr.]

( ... İLE/>< Klasik tiyatro kurallarının dışına çıkan tiyatro türü. )


- TİYATRO ile/ve DİN


- TİYATRO ve/=/||/<> HALK SAĞLIĞI


- TİYATRO ile/ve/||/<> KUMPANYA[İt. < COMPAGNIA]

( ... İLE/VE/||/<> Genellikle yabancı sınai, ticari ortaklık. | Tiyatro topluluğu. | Aynı görüşü paylaşan, aynı eylemi yapanlar topluluğu. )


- TİYATRO ile PARADİ

( Tiyatroda üst kat galerisi. )


- TİYATRODA:
ÇEHOV >< BRECHT


- TİYATROLAŞTIRMAK ile TİYATRO ile TİYATROCU/LUK


- TIYNET ile TIYNETLİ ile TIYNETSİZ/LİK


- TIYNET[Ar. < TİNET]["TİYNİYET" değil!] = YARADILIŞ, MİZÂC, MAYA


- TİYO değil TÜYO


- TİZ[Fars.] değil/yerine/= İNCE, KESKİN (SES)


- TİZ ile TİZ SES ile TİZ SESLİ/LİK


- Tıkandığında DİNLE!!!


- Tıkandığında SUS!!!


- Tıkanıklık için SUS!!!


- Tırnak içinde "DİNLE"!!!


- Tırnak içinde "KONUŞ"!!!


- Tırnak içinde "SUS"!!!


- TLD/TERMOLÜMINESAN DOZİMETRE THERMOLUMINESCENT DOSİMETER[İng.] değil/yerine/= TERMOLÜMINESAN IŞINÖLÇER


- TLR İLE NOD İLE RIG-I ile/||/<> PATTERN TANIMA RESEPTÖRLERİ

( Doğal bağışıklık sensörleri. )

( Formül: PAMP → PRR → İnflamasyon )


- TM için DİNLE!!!


- TMS/TRANSKRANİYAL MANYETİK STIMÜLASYON TRANSCRANIAL MAGNETIC STIMULATION[İng.] değil/yerine/= KAFATASINDAN MANYETİK UYARIM


- TMU/TRANSKRANİYAL MANYETİK UYARIM TRANSCRANIAL MAGNETIC STIMULATION[İng.] değil/yerine/= KAFATASINDAN MANYETİK UYARIM


- TO ADOPT vs. "TO SUPPORT/LIKE"


- TO APPROVE vs. TO GET FIXED


- TO ARRANGE vs. TO ENTICE/SEDUCE/TEMPT


- TO ASCRIBE vs. TO RECONCILE


- TO ASK vs. TO SAY


- TO ASK/REQUIRE vs./and TO BELIEVE


- TO ASSIMILATE vs. TO SIMULATE


- TO ASSUME vs. TO PRESUME


- TO ASSURE vs. TO ENSURE vs. TO INSURE


- TO ATTRACT ATTENTION vs. TO AROUSE INTEREST


- TO BACK vs. THE BACK


- [not] TO BE ASSERTIVE vs. TO MAKE AN EFFORT


- TO BE CARRIED AWAY vs. SENSATION


- TO BE CONSOLED vs. TO BE INURED TO


- TO BE CONSOLED(/TO SOOTHE/DIVERT) vs. TO (BE) DECEIVE(D)


- TO BE DEVIDED vs. TO DISPERSE


- [not] TO BE DEVOTED vs. TO ATTACH IMPORTANCE/PRIORITY (IN NECESSARY/ENOUGH)


- TO BE HABBITED vs./and NOT TO FEEL


- TO BE INSUFFICIENT vs. INCAPACITY


- [not] TO BE PART OF vs. TO BE EXTENSION

( TO BE EXTENSION instead of TO BE PART OF )


- TO BE READY vs. EXPECTATION


- [not] TO BE SILENT vs./and ABLE TO BE SILENT


- TO BECOME LOFTY, (TO EXALT/SUBLIMATE) vs. TO RISE/INCREASE, (TO PROMOTE)


- TO BE/GET USED TO vs. TO BE EASY/CONVENIENT FOR


- TO BE/GET USED TO vs./and TO BE INURED TO


- TO BEGIN-TO FINISH vs. TO BEGIN-TO COMPLETE


- TO BELIEVE vs. TO AGREE


- TO BELIEVE vs. TO GET BASE

( TO BELIEVE instead of TO GET BASE )