T ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 42.805 başlık/FaRk ile birlikte,
42.805 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(147/173)
- TAHİN[Ar. < TAHÎN] -<
( TAHN: Öğütme, öğütülme, öğütülmüş tahıl anlamından hareketle, daha çok pekmezle karıştırılarak ya da helvası yapılarak kullanılan "öğütülmüş susam" olarak yerleşmiş gıda ürünü. )
- TAHİR ile MEVÂRİ / ACEM
- TÂHİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/</> TAYYİB
( Temiz. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> İyi, güzel, hoş. )
- TÂHİR[Ar.] ile/ve/||/<> TEZKİYE[Ar.]
( Temiz. İLE/VE/||/<> Temize çıkarma, aklama. | Birinin iyi bir insan olduğunu kendini tanıyanlardan soruşturarak ortaya çıkarma. )
- TAHKİK[< HAKK] ile ...
( DOĞRU OLUP OLMADIĞINI ARAŞTIRMA | DOĞRU OLUP OLMADIĞINI MEYDANA ÇIKARMA | DOĞRU, GERÇEK )
- TAHKİK ile/ve/||/<>/> TAHRİK
- TAHKİK[< HAKK] ile/ve/<>/> TAHRİR ile/ve/<>/> TAKRİR ile/ve/<>/> TAKRİB ile/ve/<>/> TÂLİM ile/ve/<>/> TEDKİK
( Doğru olup olmadığını araştırma. | Kanıt ile bilmek. [Mantıksal ve felsefi alan.] İLE/VE/<>/> İlgisi olmayanları bilmek. İLE/VE/<>/> Kanıtların iç tutarlılığı araştırma. İLE/VE/<>/> Kanıt ile sonuç arasındaki tutarlılığı araştırma. İLE/VE/<>/> Öğrenme. İLE/VE/<>/> Kanıtlamayı bilmek. )
- TAHKİK ile/ve/||/<> TETKİK
( Soruşturma. İLE/VE/||/<> İnceleme. | Araştırma. )
- TAHKİKTE:
VİCDANÎ KANAAT değil YASAL KANIT
- TAHKİM[Ar.] değil/yerine/= GÜÇLENDİRME, BERKİTMEK
( Güçlendirme, sağlamlaştırma. | Antlaşmazlıkların, hakem yoluyla çözülmesi yöntemi. )
- TAHKİR ile/ve/> TAHRİK
( Aşağılama, onur kırma, onuruna dokunma. İLE/VE/> Eşeysel isteği, duyguları uyandırma, artırma. | Bir kişiyi, kötü bir iş yapması için harekete geçirme, kışkırtma. | Yola çıkarma, hareket ettirme, kımıldatma. )
- [ne]
!TAHKİR ile/ya da/ne de/||/<>/>< TAKDİS
- TAHKİR ile/değil/yerine TENKİT/TENKİD
( Bir kaçıştır.[kendinden, utancından, küçüklüğünden] İLE/DEĞİL/YERİNE Bilmeyi zorunlu kılar. )
- TAHKİR ile/ve/||/<> TEZYÎF[< ZEYF]
( Aşağılama, onur kırma, onuruna dokunma. İLE/VE/||/> Değersiz gösterme. | Alay etme. )
- TAHKİYE[Ar. < HİKÂYE] değil/yerine/= ÖYKÜLEME, ANLATI, HİKÂYE ETME, ANLATMA
- TAHLÎF[< HALEF] ile TAHLÎF[< HALF]
( Birini kendi yerine bırakma. İLE Yemin ettirme. | Yargıcın, taraflardan birine yemin ettirmesi. )
- TAHLÎL ile ŞERH
( ANALYSIS vs. EXPLANATION )
- TAHLİL ile TÂ'LİL
( Kavramların, tanımı/tahlili yapılır. İLE Olguların, tâlili(tümdengelimi) yapılır, nedenleri gösterilir. )
( ANALYSIS vs. EXPLANATION )
- TAHLİL ile/ve TERKİB
- TAHLİL ile TESPİT
- TAHLİL ile YORUM
( ANALYSIS vs. INTERPRETATION/COMMENT )
- TAHLİYE[Ar. < HALY] ile TAHLİYE[Ar. < HALÂ, HALVET, HALV]
( Süsleme, donatma, bezeme. | Bir madde içine, özelliğini ya da kokusunu değiştirmek üzere şeker, baharat vb. gibi şeyler katma. İLE Boşaltma, boş bırakma. | Serbest bırakma, salıverme. )
- TAHMİN[Ar.] ETMEK değil/yerine/= ÖNDEYİLEMEK
- TAHMİN değil/yerine/= KESTİRMEK/KESTİRİM
- TAHMİN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TAHAMMÜL
- TAHMİN ile/ve/değil TEMENNİ/DİLEK
- TAHMÎR[Ar. < HAMR | çoğ. TAHMÎRÂT] ile TAHMÎR[Ar. < HİMÂR | çoğ. TAHMÎRÂT] ile TAMİR[Ar.]
( Yuğurma, yuğrulma. | Mayalandırma. İLE Birine "eşek" deme. İLE Onarım. | Yapılan bir yanlışı, kusuru düzeltmeye çalışma. )
- TAHMÎS[Ar. < HUMS | çoğ. TAHMÎSÂT] ile TAHMÎS[Ar. < HAMS] ile TAHMÎS[Ar.] ile TAHMÎZ[Ar.]
( Bir şeyi beş kat ya da beş köşeli yapma. | Bir şiirin her beytinin üstüne üçer mısrâ katarak her beyti beşer mısrâya çıkarma.[bkz. TEŞTÎR] İLE Ateşte kızdırıp kavurma. İLE Beşte bir cezâ. İLE Humuzlandırma, oksitlendirme. )
- TAHRİBAT[Ar.] değil/yerine/= YIKIP BOZMA
- TAHRÎC[< HURÛC] ile TA'LÎL
( Çıkarma. | Diploma verme. | Hz. Peygamber'in sözünü ilk rivâyet edeni ortaya çıkarma. İLE Tümdengelim. | Neden, bahane gösterme/gösterilme. )
- TAHRİF[Ar.] ile/değil/yerine/>< TÂDİL[Ar.]
- [ne yazık ki]
!TAHRİF[< HARF] ile/ve/<>/> !TAHRİB[< HARÂB]
( [ne yazık ki] Harflerin yerini değiştirme, bozma, kalem oynatma, değiştirme. | Bir tanımın anlamını değiştirme. İLE/VE/<>/> Yıkıp bozma. )
- TAHRİFAT[Ar.] değil/yerine/= DEĞİŞTİRİ
- TAHRİK OLMAK ile AZMAK
( EXCITATION vs. TO EXCITE )
- TAHRİK[Ar.]/PROVOKASYON[Fr.] / PROVOCATION/PROVOKE[İng.]["PROVAKE" değil!] değil/yerine/= KIŞKIRTMA/KIŞKIRTI
( INCITEMENT / PROVOKE )
- TAHRÎK[Ar. < HAREF] ile TAHRÎK[Ar. < HARK] ile TAHRÎK[Ar. < HAREKET | çoğ. TAHRÎKÂT]
( Yırtma, yırtılma, yarma, yarılma. İLE Çok yakma/yakılma. | Susatma/susatılma. İLE Kımıldatma, oynatma. | Kışkırtma, azdırma. | Yola çıkarma. | Uyandırma. | Meczum(cezimli) bir harfi hareke ile okuma.[İLM sözcüğünü İLİM olarak okuma.] )
- TAHRİK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> TAHRİP
- TAHRİL[Ar. < TAHRİR] değil/yerine/= ÇİZGİ
- TAHRİP ile TAHRİŞ
- TAHRİP ile/değil/yerine TENKİT/TENKİD
( Yıkma, kırıp dökme, harap etme, bozma. İLE/DEĞİL/YERİNE Bir konuya özgü yazıyı ya da yapıtı, değer bakımından gözden geçirme, eleştirme. )
- TAHRİR DEFTER(LER)İ ile/ve/<> TEMETTUAT DEFTER(LER)İ
- TAHRÎR ile TAKRÎR
( Yazma, kitabet, kompozisyon. İLE Yerleştirme, yerleştirilme. | Anlatma, ders verme. | Önerge. | Tapu dairesinde taşınmaz malını başkasına sattığını ya da ipotek ettiğini söyleme. )
( Bilginin tarihselleştirilmesi. İLE ... )
- TAHRİR[Ar.] ile YAZMA, KİTABET, KOMPOZİSYON
( Sahife dört kenarına çekilen çizgiye denir. )
- TAHRİRAT ile TAHRİREN
( Resmî bir daire tarafından yazılan yazılar ve mektuplar. İLE Yazıyla, yazılı olarak. )
- TAHRÎS[Ar.] ile TAHRÎS[Ar. < HIRS | çoğ. TAHRÎSÂT] ile TAHRÎZ[Ar. < HIRZ | çoğ. TAHRÎZÂT] ile TAHRÎŞ[Ar. çoğ. TAHRÎŞÂT]
( İçinde bir şey saklanılan nesne. Ambar. İLE Hırslandırma/hırslandırılma. İLE Kışkırtma, kışkırtılma. İLE Tırmalama, tırmalanma. | Yakış kaşındırma, azdırma. )
- TAHSİLDAR ile/ve/||/<> KUL OĞLANI
( ... İLE/VE/||/<> Vergi toplayan belediye tahsildarı. )
- TAHSÎN[< HÜSN] ile TAHSÎN[< HISN]
( Güzel bulup takdir etme, beğenip alkışlama. | Güzelleştirme, güzel kılma. İLE Kale gibi sağlamlaştırma. )
- TAHSÎN[Ar.] ile TASHÎN[Ar. < SAHN]
( ... İLE Sahneye koyma, sahnede oynanacak şekle koyma. )
- TAHSİS (ETMEK) ile/ve/değil/<> TESİS (ETMEK)
- TAHT EL BAHİR değil/yerine/= DENİZALTI
- TAHT değil BAHT
- TAHT ile/ve/değil/||/<>/< TABUT
- TAHTA ile/<> ABANOZ[Lat.]
( ... İLE/<> Sıcak iklimlerde yetişen bir ağaç türünden elde edilen sert koyu renkli tahta. )
- TAHTA ile BÂLÂR[Fars.]/PEDAVRA[Yun.]
( ... İLE Köknar ve ladin ağaçlarından elde edilen, çatı örtüsü olarak kullanılan ince tahta. )
- TAHTA ile ŞENDERE
( Kaplamacılıkta kullanılan ince tahta. | Fıçı kaburgası. | Tekir cinsinden bir balık. )
- TAHTA ile TOYAKA
( ... İLE Bükerek germek için iki kat edilmiş bir ipin ucuna geçirilen tahta parçası. )
- TAHTABOŞ[Fars. < TAHTEPÛŞ] = TARAÇA[İt. < TERRAZZA] = TERAS[Fr. < TERRASSE]
( Teras. = Teras. | Toprak ya da başka malzemeyle elde edilen, bir duvarla desteklenen yüksek düzlük. | Seki. = Bir yapının damında, çevresi, üstü açık yer, ayazlık, taraça. | Damın, genellikle çamaşır sermeye yarayan ve üstü çinko ile döşeli bulunan düz bölümü, tahtaboş. | Seki. )
- TAHTACI ile TAHTACI
( Orman işletmelerinin izni doğrultusunda ağaçları işleyen, budayan, doğrayan kişi. İLE Özellikle Toroslarda yaşayan Aleviler'e verilen ad. )
- TAHTÂNÎ ile/||/<> TAHTEL-ARZ ile/||/<> SATIH
( Binanın alt bölümü. İLE/||/<> Yer altı. İLE/||/<> Yüzey, bir nesnenin dış yüzü. )
- TAHTEREVALLİ[Ar.]/ÇÖĞÜNCEK değil/yerine/= TAHTIREVAN[Fars.]
( İki ucuna, birer kişi oturup karşılıklı olarak havada yükselip inerek eğlenmeyi sağlayan, ortasından bir yere dayalı tahta ya da metal araç. İLE Omuzda götürülen, üstü örtülü, insan taşınan araç. )
- TAHTEŞŞUUR[Ar.] değil/yerine/= BİLİNÇALTI
- TAHVİL[Ar.] değil/yerine/= ÇEVRİL
- TAHZÎL[Ar.] ile TAHSÎL[Ar. < HUSÛL] ile TAHZÎR[Ar.]
( Alçaltma, bayağılaştırma. İLE Ele geçme/geçirilme, hâsıl etme. | Vergi toplama. | İlim öğrenme. İLE ... )
- TÂİB[Ar. < TEVBE] ile TAYYİB/E[Ar.]
- TAIL :/yerine KUYRUK
- TÂK ile/||/<> VETR ile/||/<> KAVS
( Kemer. İLE/||/<> Kiriş. İLE/||/<> Yay. )
- TÂKA[Ar.] ile TÂKA/TÂKAT[Ar. < TÂK] ile TAKA[Ar.]
( Kubbeli mahfe. | Pencere. İLE Güç, kuvvet. | Taklar. | Güçler, tâkatler. İLE Duvarın içindeki kapaksız dolap. | Doğu Karadeniz bölgesine özgü yelkenli bir tür kıyı teknesi. | Bozuk, zor çalışan ya da eski kara taşıtları için kullanılan bir söz. )
- TAKADDÜM[Ar.] değil/yerine/= ÖNCELİK
- TAKALLÜS (ETMEK) değil/yerine/= KASILMA/KASILIŞ
- TAKALLÜS[Ar.] değil/yerine/= KASILMA
- TAKARRÜP[Ar.] değil/yerine/= YAKINLAŞMA/YAKLAŞMA/YANAŞMA
- TAKARRÜR[Ar.] değil/yerine/= KARAR VERME
( Bir yerde karar kılma, yerleşme. | Karar verilme. )
- TAKAS[Ar.]/CLEARING[İng.] değil/yerine/= DEĞİŞTOKUŞ/DEĞİŞİM
- TÂKAT değil/yerine/= GÜÇ
- TAKATTUR[Ar. < KATR, KUTÛR, KATARAN] ile TAKATUR/TEKATUR[Ar. < KATRE]["ka" uzun okunur]
( Damlama, damla damla akma. İLE ... )
- TAKAV ile AT NALI | NALBANT
- TAKAYYÜD[< KAYD] ile TEKAÜD[< KUUD]
( Bağlanma, bağlı olma; Çalışma, çabalama, uğraşma, üstüne düşme; Dikkatli davranma. İLE Karşılıklı oturma; Emekliye ayrılma, emeklilik. )
- TAKAYYÜT[Ar.] değil/yerine/= BAĞLI OLMA
( Bağlı olma, bağlanma. | Üstüne düşme, özen gösterme. )
- TAKBİH[Ar.] değil/yerine/= KINAMA
( Çirkin görme, beğenmeme. | Kınama. )
- TAKDİM-TEHİR[Ar.]/METATEZ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= GÖÇÜŞME
( Bir sözcük ya da rakamlar içinde, birbirini izleyen iki sesbirimin/rakamın yer değiştirmesi. [Türkçe'de, daha çok, r ya da l ünsüzünün bulunduğu sözcüklerde, birinci hecenin başındaki ses, birbirinin yerine geçer. Kibrit > kirbit, çömlek > çölmek] )
- TAKDİM[Ar.] değil/yerine/= TANITMA
( Bir şeyi, karşılıksız olarak birine verme, sunma. | Tanıtma, tanıştırma. | Öne alma, önceye alma. )
- TAKDİR EDİLMEK ile/ve/<>/değil/yerine ANLAŞILMAK
- TAKDİR (HAKKI) değil/yerine/= DEĞERLEM (ÜLEVİ/DEĞERLEM YETKİSİ)
- TAKDİR ile/ve DEĞERLENDİRME
( APPRECIATION vs./and EVALUATION )
- TAKDİR ile/ve DESTEK
( APPRECIATION vs./and SUPPORT )
- TAKDİR[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GERİBİLDİRİM
- TAKDİR ile/ve KUDRET ile/ve MAKDUR ile/ve KADER
- [önce] TAKDİR[Ar.] ve/sonra/||/<>/> TAKDİM[Ar.]
- BAŞARI GÖSTERGESİ:
TAKDİR (İLE) ile/ve/değil/yerine/< TAKLİT (İLE)
- TAKDİR ile/ve/<> TALTİF
- TAKDİR ile/ve/||/<> TASARRUF
- TAKDİR ile/ve TAYİN
- TAKDİR ile/ve/||/<> TEBRİK ile/ve/||/<> TALTİF
- TAKDİR ile/ve/değil/< TEDBİR[< DÜBÛR/DÜBR]
( Tedbir, takdirin parçasıdır. )
- TAKDİR ile/ve/<> TEŞHİS
- TAKDİRE ŞÂYÂN değil/yerine/= ÖVGÜYE DEĞER
- TAKDİR-İ İLÂHÎ ile/değil/ne yazık ki TAKDİR-İ "İDÂRÎ/SİYÂSÎ"
- TAKDİS[Ar.] değil/yerine/= KUTSAMAK
- TAHKİR >< TAKDİS ile/değil/yerine/<>/< TAKDİR
( ... >< Sadece, Allah içindir. İLE/DEĞİL/YERİNE/<>/< ... )
- TAKE vs. GET
- TAKE :/yerine ALMAK
- TAKI:
SAHTE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GERÇEK
( Varsıl taksa bile "gerçek". İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Yoksul taksa bile "sahte". )
- TAKÎ değil/yerine/= DOĞRULUK İLKESİ
- TAKİFİLAKSİ/TACHYPHYLAXIS[İng.] değil/yerine/= DİRENÇ GELİŞİMİ
- TAKILI ile ÇAKILI
- TAKILMA ile/ve TIKANMA ile/ve TUTUKLUK | ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İKİLEM
- TAKILMA ile/ve/||/<> BÜYÜTME
(
)
- TAKILMAK ile/ve SATAŞMAK
- TAKILMA(MA)K ile/değil/yerine ÜSTÜNDE DUR(MA)MAK/ÖNEMSEMEK
( Takılmayan[bilen], "takılma" demez; ancak ve ne yazık ki takılan[bilmeyen], "takılma" der. )
- TAKIM ile EKİP ile TİM
- TAKIMERKİ = OLIGARCHY[İng.] = OLIGARCHIE[Fr., Alm.] = OLIGARKHIA < OLIGOI:BİRKAÇ KİŞİ, ARKHEIN:EGEMEN OLMA[Yun.]
- TAKINILDI ile/değil TAKILINDI
- TAKINTI ile/ve/değil BÂTIL İNANÇ
- TAKINTI ile/ve/<> BEKLENTİ
- TAKINTI ile/ve/değil/yerine BİLGİ
- TAKINTI ile/değil DONANIM
- TAKINTI ile/değil/yerine İLKELİLİK
- TAKINTI ile/değil RAHATLIK
- TAKINTI ile TUTKU
( Geçmişin büyük kişileri, sadece yolu gösterir. Çaba göstermesi ve bu yolda yürümesi gereken kişi, kendimiziz. Derin derin düşünelim ve bu yolu izleyerek, tutkulardan ve yanılgılardan kurtulalım. )
- TAKINTI ile/değil YETKİNLİK
- TAKINTILI TUTKU ile/değil/yerine UYUMLU TUTKU
- TAKINTI OBSESYON ile/ve/> SİNİRCE TAASSUB NEVROZ ile/ve/> ÇILDIRI/PSİKOZ
- TAKİP ETMEK ile DENETLEMEK
- TAKİP ETMEK ile/yerine/değil İÇİNDE (PARÇASI) OLMAK
- TAKİP değil/yerine/= İZLEM
- TAKİPÇİ ile SAVUNUCU
( PURSUER vs. DEFENCER )
- TAKİPÇİ ile/ve TAKLİTÇİ
- TAKKE ile KİPPA
( İslâm'da. İLE Yahudi takkesi. )
- TAKLÎD[Ar.] ile TENHÎT[Ar.]
- TAKLÎDEN[Ar.] ile TAKLÎDÎ[Ar.]
( Tıpkısını, benzerini yaparak. | Gülünç tarafını belirterek. İLE Taklitle yapılan.[SAVT-İ TAKLÎDÎ | Fr. ONOMATOPÉE] )
- TAKLİP[Ar.] değil/yerine/= DÖNDÜRME, ÇEVİRME
( Döndürme, çevirme. | Bir şeyin biçim ve kalıbını değiştirme. )
- TAKLİT ETMEK ile/yerine DİKKATE ALMAK
( COPYING vs. TO TAKE INTO CONSIDERATION
TO TAKE INTO CONSIDERATION instead of COPYING )
- TAKLİT ETMEK ile/ve/değil/yerine/<> ÖRNEK ALMAK
- TAKLİT:
(SADECE/BİR) DAVRANIŞ ile/ve/değil/||/<>/< KİMLİĞİNİ BULMA (ÇABASI)
- TAKLİT ile ÂDET
( COPYING vs. CUSTOM/HABIT )
- TAKLİT ile/ve/||/<> AKTARIM ile/ve/||/<> KALIT/MİRAS
- TAKLİT[Ar. < TAKLİD] ile/değil/yerine/>< ASIL[Ar. < ASL]
( Bir şeyin en ileri zıddı, taklididir. )
( Belirli bir örneğe benzemeye ya da benzetmeye çalışma, öykünme. | Birinin davranışlarını, konuşmasını tekrarlayarak eğlenme. | Benzetilerek yapılmış şey, imitasyon. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bir şeyin kendi, örnek, kopya karşıtı. | Kök, köken, kaynak. | Gerçeklik. | Soy, nesep. | Gerçek, esas. | Bir şeyin temelini oluşturan, ana. | Aranılan nitelikleri en çok kendinde toplamış olan. | Bir görevde sürekli bulunan, yedek karşıtı. | Gerçekten, gerçek olarak. )
- TAKLİT ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AYNALAMA
- TAKLİT ile/yerine HAKÂ
- TAKLİT ile/değil/yerine HAYRANLIK
- TAKLİT ile/ve/<> İTAAT
- TAKLİT ile SADÂKAT
- TAKLİT[Ar.] ile/ve/<> TAGŞÎŞ[Ar.]
- TAKLİT ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TEKRAR
- TAKLİT ile TEVÂCÜD
- TAKMA AD/MAHLAS/MÜSTEÂR[Ar. < ÂRİYYET]/NICK NAME[İng.] ile/ve AYANÎ
( ... İLE/VE Divan Şiiri'nde takma ad. )
- TAKMA KAFANA! ile/değil/yerine HIZLI GEÇ!
- TAKNÎ[Ar.]/KODİFİKASYON[İng. < CODIFICATION] değil/yerine/= YASALAŞTIRMA
- TAKOZ[Yun.]/KISKI ile KAMA
( QUOIN vs. WEDGE/DAGGER/DIRK )
- TAKRÎBEN ile TAKRÎBÎ
( Aşağı yukarı, yaklaşık olarak. İLE Yaklaşık. )
- TAKRİBÎ/TAKRÎBEN değil/yerine/= YAKLAŞIK
- TAKRÎBÎ ile/değil/yerine/>< TAHKÎKÎ
- TAKRÎZ[Ar. < KARZ] ile TAKRÎZ[Ar.]
( Ödünç verme. | Bir kitabın başına konulmak üzere tanınmış bir kişiden istenilen takdim ve takdir yazısı. İLE Bir kitabı tenkid etme. )
- TAKSİ ALDIM değil/yerine/= BİNİTE BİNDİM
- taksîm[< kısm] ile/ve/değil/<> Taksim
( [mat.] Bölme, parçalara ayırma. | Bölüm. | Bölü. İLE/VE/DEĞİL/<> İstanbul'un ve Gezi Parkı'mızın merkezi, değerlerimizin simgesi. [Her yer Taksim! Her yer diriliş!] )
- TAKSİM değil/yerine/= BÖLME
- TAKSÎM ile SAVAK
( Akarsuların ayrıldığı yer. İLE Değirmen suyunu başka yöne akıtmak için yapılan düzen. | Bir barajın fazla suyunu akıtmak için yapılan düzen. )
- TAKSÎM ile/ve/||/<>/> TAKSİT
- TAKSİM ile/ve/||/<>/> TASNİF ile/ve/||/<>/> TAKDİM
( Böl[ümle]mek. İLE/VE/||/<>/> Sınıflandırmak. İLE/VE/||/<>/> Sunmak. )
- TAKSİM ile/ve/||/<>/> TASNİF ile/ve/||/<>/> TERTİP
( Tüm tasnifler, aklîdir. Çünkü, doğada, tasnif[sınıflandırma] diye bir şey yoktur/olmaz. )
- TAKSİMETRE[Fr.] değil/yerine/= SAYAÇ
( Taksilerde, ödenecek ücreti gösteren sayaç. )
- TAKSİMETRE değil/yerine/= YOLSAYAÇ
- TAKSİR[Ar.] değil/yerine/= HATA
( Kısaltma, kısma. | Kusurda bulunma. | Dikkatsizlik, tedbirsizlik, meslekte acemilik ya da düzene, buyruklara ve talimata uymazlıktan doğan kusurlu olma durumu. )
- TAKSİRAT[Ar.] değil/yerine/= HATALAR
- TAKSON ile/||/<> KATEGORİ
( Takson grubu adı İLE kategori hiyerarşik seviye. )
( Formül: Named group İLE hierarchical level )
- TAKSONOMİ/TAXONOMY[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMLEME, SINIFLANDIRMA, SINIFLANDIRMA KURALLARI
- TAKSONOMİ ile/||/<> SINIFLANDIRMA
( Biyolojik sınıflandırma sistemi )
( Carl Linnaeus tarafından 1735 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1707-1778) (Ülke: İsveç) (Alan: Biyoloji, Takstonomi) (Önemli katkıları: Biyolojik sınıflandırma sistemi) )
- TAKT[Fr. < TACT] değil/yerine/= YERİNDE KONUŞMA/DAVRANMA
- TAKTİK ile STRATEJİ(K)
- TAKTİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAKLAŞIM
- TAKTIL AGNOZİ/TACTILE AGNOSIA[İng.] değil/yerine/= DOKUNMA TANIMAZLIĞI
- TAKTÎR[Ar. < KAT, KUTUR, KATARÂN | çoğ. TAKTÎRÂT] ile/değil/< TAKDÎR[Ar. < KADER | çoğ. TAKDÎRÂT]
( Damla damla akıtma, dökülme, damlama. | Damıtma, inbikten çekme. İLE Beğenme, değer biçme, değer verme/verilme. | Değerini/önemini anlama. | Ezelde Allah'ın olmasını istediği şeyler. )
- TAKTİR ile TAKDİR
- TAKTİSITE ile/||/<> MOLEKÜL AĞIRLIĞI
( Taktiklik stereo düzenlenme, MA zincir uzunluğu. )
( Formül: İzo/sin/a-taktik İLE Mn )
- TAKVÂ[Ar. < VİKAYE] ile/ve VERA'[Ar.] ile/ve ZÜHD
( Sakınma - Korunma - Ümit. İLE/VE Şüpheliyi uzakta tutmak. İLE/VE Şüpheli olma olasılığı ile mübâhların çoğunu terk etmek. )
( Haramlardan sakınma/ittikâ. İLE/VE Şüphelilerden sakınma/ittikâ. İLE/VE Mübâhları terk. )
( Tevâzû. İLE/VE Mahviyet. İLE/VE ... )
( Dinin yasak ettiği şeylerden kaçınma. | Belirli olan şeyin yanından geçmemek. | Günahlara direnç kazanmak. İLE Haramdan kaçınma. )
( TAKVA: Yolculuk azığı. )
- TAKVÎM[< KAVM, KIYÂM] ile ...
( EĞRİYİ DOĞRULTMA, BİÇİME KOYMA )
- TAKVİM YAŞI/KRONOLOJİK YAŞ/CHRONOLOGICAL AGE[İng.] değil/yerine/= TAKVİM YAŞI
- TAKYECİ CAMİSİ / MEŞELİ MESCİD ile TAKYECİ/TAKKECİ CAMİSİ
( Kocamustafapaşa'dadır. İLE Topkapı dışında, Eski Edirne yolu üzerindedir. )
( XVI. yüzyılda, Arakiyeci(Takkeci) Ahmed Çelebi tarafından Mimar Sinan'a yaptırılmıştır. İLE 1591'de, Arakiyeci İbrahim Çavuş tarafından. )
- TAKYON ile/ve/<> FOTON
( TAKYOFOTON )
- TAL[Fr. THALLE] ile TÂL[Ar.]
( Kök, sap ve yaprak biçiminde farklılaşmamış bir bitkinin, yaşama ve büyüme örgeni. | Çiçeklerin üreme örgeni olan sarı toz. İLE Zil.[parmaklara takılan] | Gümüş ya da bakır tepsi. )
- TALAK:
1 ile/ve/||/<>/> 2 ile/ve/||/<>/> 3
- TALAN[Fars.]/İHTİKÂR[Ar.]/ÇAPUL/PLAÇKA[< Arnavutça] değil/yerine/= YAĞMA/VURGUN
- TALE :/yerine MASAL, HİKAYE
- TALEBE ile/ve/||/<> FUKAHA
- TALEBE ile MÜRİD
- TALEBE[Ar.]/ŞAKİRT/ŞAKİRD[Fars.] değil/yerine/= ÖĞRENCİ
- TALEBE ile SÂLİK
- TALEBE ile TAKİPÇİ
- TALEB-İ CÂH ile ÎTİBAR, MAKAM
( ÎTİBAR, MAKAM )
- [ne yazık ki]
TALEB-İ MAL ile/ve/||/<> TALEB-İ CAH ile/ve/||/<> TALEB-İ ALÂYİŞ-İ ZÂHİR
( Karıncanın ayak sesinden daha sessizce nefse musallat olan üç gizli şirk. )
- TALENT vs. SKILL
- TALENT :/yerine YETENEK
- TALENT vs./and EFFECTIVENESS
- TALEP/TÂLİP değil/yerine/= İSTEK/İSTEYEN
- TALEPNÂME[Ar.] değil/yerine/= İSTEMBELGE
- TÂLİ değil/yerine/= İKİNCİL
- TÂLİB[< TULLÂB, TULLEB, TALEBE] ile ...
( İSTEYEN, İSTEKLİ | ÖĞRENCİ )
- TÂLİB ile/ve ŞÂRİ
( ... İLE/VE Bir ilme başlayan. )
( Mantık ilmini tasavvur etmezsen, mutlak belirsizin(mechûlün) tâlibi olursun! )
- TÂLİB ile/ve/||/<>/>/< TÂBİ
- TALİH = FORTUNE[İng., Fr.] = SCHICKSAL[Alm.] = FORTUNA[Lat.]
- TALİH ile/ve/= TA'Lİ(İKİNCİL)
- TÂLİK ile/ve/||/<> SÜLÜS(CELÎ) ile/ve/||/<> RİKÂ ile/ve/||/<> NESİH
( XIV. yy. sonlarında ve XV. yüzyıl başlarında, Anadolu'da. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> XIX. yüzyıl başlarında. İLE/VE/||/<> Kur'ân-ı Kerîm'de. )
- TALÎK[Ar.] ile TA'LÎK[Ar. < ALAK | çoğ. TÂ'LÎKAT]
( Güleryüzlü. | Düzgün söz söyleyen. İLE Asma/asılma. | Bir şeye bağlı gösterme. | Geciktirme, askıda bırakma/bırakılma. | Belirli bir zamana bırakma, te'hîr. | Hat sanatında bir yazı biçimi. )
- TÂLİK[Ar. TA'LİK < ALAK] ile TÂLİK[Ar. TA'LİK] ile TALİKA[Bulg. TALİGA < Mac.] ile TÂLİK'UT TÂLİK(ÂT)[Ar.]
( Asma, asılma. | Bir koşul ile bağlama, bir konuyu başka bir konuya bağlı kılma. | Belirli bir zamana bırakma, geciktirme, erteleme. İLE Îran'da XI. ve XII. yüzyılda tevkî ve rikā' yazılarından geliştirilmiş bir yazı çeşidi.[Türkçe'de nestâlik yazıya da tâlik denmiştir.] İLE Dört tekerlekli, üstü kapalı bir çeşit hafif at arabası. İLE Bir kitabın bazı yerlerini açıklamak ve eleştirmek amacıyla sayfa kenarlarına konan ya da ayrıca bir risâle biçiminde yazılan notlar. )
- TÂLİKAT[Ar.] ile/ve/||/<>/> MÜBÂHASAT[Ar. < MÜBÂHESE]
( Bir kitabın bâzı yerlerini açıklamak ve eleştirmek amacıyla sayfa kenarlarına konan ya da ayrıca bir risâle biçiminde yazılan notlar. İLE/VE/||/<> Bir konu üzerine iki ya da daha fazla kişinin kendi arasında yaptığı konuşmalar. | Bahse girişmeler. İddialı ve karşılıklı konuşmalar. )
- TA'LİL-İSTİKRÂ ile/ve TAHLİL-TERKİP
- TA'LÎM[Ar. < İLM | çoğ. TA'LÎMÂT] ile TA'LÎN[Ar.]
( Öğrenme, öğretme, öğretim, öğretilme. | Okutma, ders verme/verilme. | Meşk ile yetiştirme. | Askerlik idmanı. | İdman, egzersiz. İLE Açığa vurma/vurulma. )
- TA'LÎM(< İLM) ile TEMRÎN
( Aklı eğitmek, öğrenme, öğretim. İLE Alıştırma, idman yaptırma, egzersiz. )
- TALİMAT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TALEP
- TALİMATNÂME[Ar.] değil/yerine/= YÖNETMELİK
- TA'LÎMÎ[Ar.]/DİDAKTİK[Fr./İng.] değil/yerine/= ÖĞRETİCİ/ÖĞRETÇİ
- TALİP[< TALEP] ile/ve/||/<>/> TALİM
- TÂLİP değil/yerine/= İSTEYEN
- TALİP[Ar.] ile TEŞNE[Ar.]
( İsteyen, istekli. | Genellikle evlenmek isteyen ve bu isteğini evleneceği kişiye bildiren. İLE Susamış. | Çok istekli. )
- TALİS[Lat. < TALIS] değil/yerine/= BÖYLE, BUNUN GİBİ
- TA'LİYE[Ar.] ile TAHLİYE[Ar. < HALÂ, HALVET, HALV]
( Bir şeyi yükseltme. İLE Boşaltma, boş bırakma. | Serbest bırakma, salıverme. )
- TALK :/yerine KONUŞMAK
- TALKING vs. ARGUE
- TALL :/yerine UZUN, UZUN BOYLU
- TALTİF[Ar. < LÛTF çoğ. TALTÎFÂT] değil/yerine/= ÖDÜLLENDİRME
( LÛTUFLAR, İHSANLAR)] ile ABCDEF ( GÖNÜL OKŞAMA, GÖNLÜ HOŞ ETME ] YUMUŞATMA,YUMUŞATACAK BİR İLÂÇ KULLANMA ] RÜTBE, NİŞAN, MAAŞ ARTIRIMI GİBİ ŞEYLERLE SEVİNDİRME )
- TAM ALGI = İDRAK-İ DAKİK = APPERCEPTION[İng., Fr., Alm.] = PERCIPERE[Lat.]
- TAM AYRI TUTMA/İSTİSNA ile/ve/||/<>/> BÖLÜMSEL/KISMÎ AYRI TUTMA/İSTİSNA
- TAM BİLGİ İLE EKSİK BİLGİ İLE ASİMETRİK BİLGİ ile/||/<> BİLGİ DURUMLARI
( Oyunlarda bilgi seviyeleri. )
( Formül: Perfect Bayesian Equilibrium )
- TAM, DOĞRU VE DÜZENLİ YAZMAK ile/ve VURGULU KONUŞMAK
- TAM EMİN OLMAK değil EMİN OLMAK
- İSTİDÂD:
TAM ile/ve/değil/||/<> EKSİK
- TAM ÜSTÜNE BASMAK ile CUK OTUR(T)MAK
- TAM YANSIMA ile/||/<> KISMİ YANSIMA
( Tam yansıma kritik açıdan büyük açılarda %100 İLE kısmi yansıma her açıda kısmen. )
( Formül: sinθc = n₂/n₁ )
- TAM YANSIMA ile/||/<> KISMİ YANSIMA (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)
( Tam yansıma kritik açıda %100, kısmi yansıma kısmendir )
( Formül: θ>θc İLE θ<θc )
- TAM ile/ve/değil/||/<>/< AÇIK/NET
- TAMA ile DOYMAZLIK | ÇOK İSTEME | AÇGÖZLÜLÜK
- TAMAM" değil/yerine/>< ÇABA/GAYRET
- TAMAM değil/yerine/= PEKİ/OLUR
- TAMAMEN "BOMBOŞ" değil TAMAMEN BOŞ (ya da BOMBOŞ)
- TAMAMEN ile/değil/yerine BÜYÜK ORANDA
- TAMAMEN ile SONUNA KADAR
- TAMAMLAMAK ile BİTİRMEK
( FaRkLaR Kılavuzu dışında, hiçbir İngilizce sözlüğü, şu iki sözcük arasındaki farkı açıklamaz.
TAMAMLAMAK ile BİT(İR)MEK
[ www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/15835 ]
Bazı kişiler, aralarında hiçbir farkın olmadığını söylese de FaRkLaR'ı vardır!
Eğer doğru biriyle evlenirseniz, tamamlanırsınız; eğer yanlış biriyle evlenirseniz, bitersiniz.
Eğer eşiniz, sizi başka biriyle yakalarsa tamamen bitersiniz; eğer eşiniz, alışverişi çok seviyorsa öyle bir bitmişsinizdir ki...
Bu arada, Sokrates'in önemli sözünü anımsamakta yarar var...
"Her koşulda evlenin! Eğer eşiniz, iyi çıkarsa mutlu olursunuz. Eğer kötü çıkarsa filozof olursunuz."
)
( COMPLETE vs. FINISH )
- TAMAMLAMAK ile/ve/değil/<> SÜSLEMEK
- TAMAMLANABİLİRLİK ile/||/<> TAMAMLANMAZLIK
( Tamamlanabilirlik her doğru önermenin kanıtlanabilmesi İLE tamamlanmazlık bazı doğruların kanıtlanamayacağıdır. Gödel tamamlanmazlık teoremi matematiksel sistemlerin sınırını gösterdi İLE yeterince güçlü her sistemde kanıtlanamayan doğrular vardır. )
( Kurt Gödel tarafından 1931 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1906-1978) (Ülke: Avusturya/ABD) (Alan: Matematik, Mantık) (Önemli katkıları: Gödel tamamlanmazlık teoremleri, matematiksel sistemlerin sınırlarını kanıtladı, biçimsel sistemlerin tutarlılığı) )
- TAMAMLANMA İSTEĞİ ve/||/<> EKSİKLİKTEN UZAKLAŞMA İSTEĞİ
- TAMAMLA(N)MAK ile/ve/<> BÜTÜNLE(N)MEK
- TAMAMLA(N)MAK ile OLMAK
( "Şu ya da bu olmak" değil yalnızca olmak. )
( Olmak, her şeye tanık olmayı gerektirir. )
( Olmayı bilmemiz gerekmez fakat bilmek için de olmak zorundayız. )
( MÜTEMMİM: Tamamlayan. )
( TO (GET) COMPLETE vs. TO BE
Not being this or that, but just being.
To be needs, everything must be witnessed.
You need not know to be, but you must be to know. )
- TAMAMLANMAZLIK ve/||/<> GÖDEL
- TAMAMLANMIŞLIK ile/ve/||/<> SONSAL
- TAMAMLAYAMADI değil TAM ANLAYAMADI
- TAMAMLAYICI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DESTEKLEYİCİ
- TAMAS ile
( Karanlık, atalet, pasiflik. Kozmik Cevher'in oluşturduğu üç vasıftan(guna'lar) biri. (Rajas, Tamas, Sattva) )
- TÂMÂT[Ar.] ile DAMAT[Ar.]
( Uygunsuz, saçmasapan söz. İLE ... )
- TÂMÂT-I CÜHELÂ[Fars.] ile TÂMÂT/SÖZ
( Cahillerin, saçmasapan sözleri. )
- TAMGALARDA:
ON ve/||/<> OK
( Evren, varoluş. VE/||/<> İnsan. )
itibarı ile 42.805 başlık/FaRk ile birlikte,
42.805 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(147/173)
(1996'dan beri)