R ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 45.309 başlık/FaRk ile birlikte,
45.309 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(96/183)
- KÖKSALAN, NİYAZİ (İST. 1913 - 1980) :
( Demir ticareti ile uğraştı. Sarıyer Spor Kulübü'nde iki dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- KÖKSÜZ/LÜK ile/ve/||/<>/> BÖLÜNMÜŞ/LÜK
- KÖKTEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KALICI
- KÖKTEN ile KÖKTEŞ
( Yüzeyde kalmayıp derine inen, asıl konuyu da içine alan. İLE Aynı kökten gelen çeşitli yapı ve görevi olan sözcükler. )
- KÖKTENCİLİK = CEZRİYE = RADICALISM[İng.] = RADICALISME[Fr.] = RADIKALISMUS[Alm.] = RADICALMENTE[İsp.]
- KÖKTENCİLİK ile/ve/||/<> REÇETECİLİK
- KOKTEYL[İng. < COCKTAIL] değil/yerine/= YİYİMLİK-İÇİMLİK | KARIŞIM
- KOKU ALMA DUYUSU EN GELİŞKİN/LER -ile
( * KUTUP AYISI
ile ABCDEF
( * KÖPEK/LER )
- KOKU ALMA ile KOKLAMAYA AİT
( OLFACTION vs. OLFACTORY )
- KOKU KULLANMAK ile/değil/yerine ÖNCE TEMİZ OLMAK/TUTMAK
- KOKU:
MİS GİBİ >< LEŞ GİBİ
- KOKU ile/ve/||/<> DOKU
- KOKU ve/<> KAŞINTI
- KOKU ile/ve/||/<>/> KORKU
( SMELL/ODOR vs./and/||/<>/> FEAR )
- KOKU ile/ve/||/<>/< ÖLÇÜ DÜZENLERİ
(
Japon Koku (石) Ölçü Düzeni
Temel Ölçü Birimleri ve Dönüşümleri
| Birim Adı | Japonca | Kanji | Koku Cinsinden | Litre | Pirinç (kg) |
|---|---|---|---|---|---|
| Koku | こく | 石 | 1 | 180.39 L | ~150/125 kg |
| To (Tō) | と | 斗 | 0.1 (1/10) | 18.039 L | ~15 kg |
| Shō | しょう | 升 | 0.01 (1/100) | 1.8039 L | ~1.5 kg |
| Gō | ごう | 合 | 0.001 (1/1000) | 0.18039 L | ~0.15 kg |
| Shaku | しゃく | 勺 | 0.0001 (1/10000) | 0.018039 L | ~0.015 kg |
| Sai | さい | 才 | 0.00001 (1/100000) | 0.0018039 L | ~0.0015 kg |
Samuray Maaş Düzeni (Kokudaka)
| Samuray Rütbesi | Yıllık Maaş (Koku) | Pirinç Karşılığı | Tarihsel Önem |
|---|---|---|---|
| Daimyō (Büyük Lord) | 10,000+ 石 | 1,500,000+ kg | Bağımsız han yöneticisi |
| Hatamoto (Doğrudan Vassal) | 100 - 9,999 石 | 15,000 - 1,499,850 kg | Shogun'a doğrudan bağlı samuray |
| Gokenin (Alt Vassal) | Düşük rütbeli samuray | ||
| Ashigaru (Yaya Asker) | 30 - 50 石 | 4,500 - 7,500 kg | Hafif silahlı piyade |
Modern Sake Üretiminde Kullanım
| Üretim Aşaması | Ölçü Birimi | Modern Karşılık | Açıklama |
|---|---|---|---|
| Pirinç Alımı | 俵 (Hyō/Tawara) | 60 kg/torba | 1 koku = 2.5 tawara |
| Sake Üretim Kapasitesi | 石 (Koku) | 180 litre | Büyük sakaguralar yıllık 10,000+ koku üretir |
| Perakende Satış | 升 (Shō) | 1.8 litre | Standart "isshōbin" (一升瓶) şişesi |
| Restoran Servisi | 合 (Gō) | 180 ml | Tek kişilik sake |
| Masu (Ahşap Kap) | 1 合 | 180 ml | Geleneksel sake içme kabı |
Vergi Düzeni ve Ekonomik Kullanım
| Dönem | Vergi Türü | Ölçü Sistemi | Detaylar |
|---|---|---|---|
| Edo Dönemi (1603 - 1868) | Nengu (年貢) | Koku bazlı | Köylüler ürettikleri pirincin %40 - 60'ını koku olarak vergi verirdi |
| Meiji Restorasyonu (1868) | Chiso Kaisei (地租改正) | Koku > Yen geçişi | Arazi vergisi pirinç yerine para ile ödenmeye başlandı |
| Modern Japonya | Sake Vergisi | Kilolitre bazlı | 1 koku = 0.18039 kilolitre olarak hesaplanır |
| Tarımsal Sübvansiyon | Gentan Seisaku | Hektar/Ton | Koku düzeni terk edildi, metrik düzen kullanılıyor |
- Kokudaka Düzeni: Edo döneminde bir han'ın (feodal bölge) zenginliği ve gücü, yıllık pirinç üretimi koku cinsinden ölçülürdü.
- Modern Kullanım: Günümüzde koku birimi resmi olarak kullanılmasa da sake endüstrisi, tarih, ekonomi, tarım ve sake üretimi gibi alanlarda ve geleneksel şölenlerde hâlâ ölçüt olarak kullanılır.
- 1 Gō Pirinç: Bir yetişkinin bir öğünlük pirinç gereksinimi olarak kabul edilirdi.
- Sake Üretim Oranı: 1 koku pirinçten yaklaşık 0.4 koku (72 litre) premium sake üretilebilir.
Tarihsel Han'ların Kokudaka Değerleri
| Han Adı | Kokudaka | Modern İl | Önem |
|---|---|---|---|
| Kaga Han | 1,025,000 石 | Ishikawa | En zengin han |
| Satsuma Han | 770,000 石 | Kagoshima | Meiji Restorasyonu'nda önemli rol |
| Owari Han | 619,500 石 | Aichi | Tokugawa ailesinin üç ana kolu |
| Sendai Han | 620,000 石 | Miyagi | Kuzeydoğu Japonya'nın en güçlü hanı |
- KOKU ile PİSLİK
( STINKY vs. DIRT )
- KOKU ile SASI
( ... İLE Küf ve çürük gibi kokan. | Kokuşmuş. )
- KOKU ile/ve/||/<> TAD/AROMA
( Burundan gelen. İLE/VE/||/<> Damaktan gelen. )
( Ortonazal. İLE/VE/||/<> Retronazal. )
- KOKUŞMAK ile/değil KOKLAŞMAK
- KÖKYUK/KÖKYUQ ile/ve/||/<> ÖNDER
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Köy önderlerine ve Türkmen büyüklerine verilen, saygı belirten bir unvan. İLE/VE/||/<> ... )
- KOL KEMİĞİ(HUMERUS) ile/ve/||/<> UYLUK KEMİĞİ(FEMUR)
(
Kol Kemiği ile Uyluk Kemiği arasındaki FaRkLaR
İnsan İskelet Düzeninin İki Önemli Uzun Kemiği
| Özellik | Humerus | Femur |
|---|---|---|
| TEMEL ÖZELLİKLER | ||
| Tanım | Üst bölümün en uzun kemiği | Gövdenin en uzun ve en güçlü kemiği |
| Konum | Üst bölüm (kol) | Alt bölüm (bacak) |
| Uzunluk | 30 - 35 cm | 40 - 50 cm |
| Ağırlık | Hafif | En ağır kemik |
| Kalınlık | İnce yapılı | Kalın ve masif |
| ANATOMİK YAPILAR | ||
| Proksimal Uç | Caput humeri (yarım küre biçiminde) | Caput femoris (2/3 küre biçiminde) |
| Boyun Yapısı | Anatomik ve cerrahi boyun | Belirgin boyun (kollum femoris) |
| Baş-Gövde Açısı | 130 - 150° | 125 - 130° |
| Özel Çıkıntılar | Büyük tüberkül, Küçük tüberkül, Deltoid tüberkül | Büyük trokanter, Küçük trokanter |
| Gövde Özellikleri | Spiral oluk (radial sinir için) | Linea aspera (kas yapışma yeri) |
| Distal Uç | Kapitulum, Troklea | Medial ve Lateral kondil |
| EKLEM İLİŞKİLERİ | ||
| Proksimal Eklem | Omuz eklemi (skapula ile) | Kalça eklemi (pelvis ile) |
| Distal Eklem | Dirsek eklemi (radius ve ulna ile) | Diz eklemi (tibia ve patella ile) |
| Hareket Genişliği | Omuzda çok yönlü, Dirsekte tek düzlem | Kalçada sınırlı çok yönlü, Dizde tek düzlem |
| İŞLEVSEL ÖZELLİKLER | ||
| Birincil İşlev | Hareket ve manipülasyon | Ağırlık taşıma ve yürüme |
| Yük Taşıma | Minimal | Tüm gövde ağırlığı |
| Kas Bağlantıları | Deltoid, Biceps, Triceps, Rotator cuff | Gluteuslar, Quadriceps, Hamstringler, Adduktörler |
| KLİNİK ÖNEM | ||
| Kırık Sıklığı | Orta | Yaşlılarda çok yüksek |
| Kırık Nedenleri | Düşme, direkt travma | Yüksek enerjili travma, osteoporoz |
| Sinir Hasarı Riski | Radial sinir hasarı | Siyatik sinir (nadir) |
| Kan Kaybı Riski | Düşük | 1 - 2 litre |
| İyileşme Süreci | Nispeten hızlı | Uzun (özellikle yaşlılarda) |
| Protez Cerrahisi | Daha az sıklıkta | Çok sık (kalça protezi) |
| BENZERLİKLER | ||
| Kemik Tipi | İkisi de uzun (tübüler) kemiktir | |
| Doku Yapısı | İkisi de kompakt ve spongioz kemik içerir | |
| Kemik İliği | İkisi de kırmızı kemik iliği içerir (kan gözesi üretimi) | |
| Gelişim | İkisi de endokondral ossifikasyon ile gelişir | |
| Anatomik Bölümler | İki kemik de baş, boyun, gövde ve kondiller içerir | |
Katkı (Femur)
- KOL SENTIR/CALL CENTER değil/yerine/= ÇAĞRI MERKEZİ
- KOL/EL ile KOL ile KOL
( İnsan gövdesinde, omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm. İLE Giyside gövdenin bu bölümünü saran parça. | Makinelerde tutup çevirmeye, çekmeye yarayan ağaç ya da metal parça. | Ağaçlarda gövdeden ayrılan kalın dal. | Bazı çalgıların elle tutulan sap bölümü. | Koltuk, divan vb.nin yan tarafında bulunan dayanmaya yarayan parça. | Bir halat oluşturan bükülmüş lif demetlerinden her biri. İLE Bir şeyin ayrıldığı bölümlerden her biri, dal, kısım, şube, branş. | İş takımı. | Kanat. | Dizi, düzen. )
- KÖL ile KÖL ile KÖL ile KÖLÜNG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Su birikintisi. İLE Gölcük. İLE Deniz. İLE Durgun bir suyun olduğu gölcük.[Kuşlar bu çevrede yuva yapar.] )
- KOLA ile KOLA ile KOLAGİLLER
( Gömlek, örtü vb. şeyleri kolalamakta kullanılan özel nişasta. | Kâğıt ya da bez yapıştırmakta kullanılan kaynatılmış nişasta bulamacı. | Kolalama. İLE Kolagillerden, Afrika'nın sıcak bölgelerinde yetişen ve kola cevizi adıyla anılan, çekirdekleri kahveden daha uyarıcı olan bazı içeceklerde ve hekimlikte kullanılan bir bitki. [Lat. COLA ACUMINATA] | Bu bitkinin yaprağından çıkarılan kokulu bir nesneyle kokulandırılan ve içine şeker, karbonat katılarak yapılan, yararsız ve zararlı "içecek". İLE Ayrı taç yapraklı iki çeneklilerden, büyük ve küçük kola ağaçları gibi birçok türü içine alan bir bitki ailesi. )
- KOLAN ile KOLANCI
( Dokuma, kenevir vb. nesnelerden yapılan, yassı ve enlice bağ. | İplikten yapılmış, üzeri işli ince kuşak. İLE Yedekçi. )
- KOLAPS/COLLAPSE[İng.] değil/yerine/= GÖÇME | ÇÖKME | SÖNME
- KOLATERAL/COLLATERAL[İng.] değil/yerine/= YANDAL (DAMAR YA DA SİNİR)
- KOLAY DEĞİL fakat (DAHA FAZLA) ZORLAŞTIRMA(YABİLİRİZ)!
- KOLAY OLDUĞUNDAN YAPMAMAK
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
(YETERİNCE)
(B)İLGİLENMEDİĞİNDEN/ANLAMADIĞINDAN YAPMAMAK/ERTELEMEK
- KOLAY OLMAYAN:
UYUYANI UYANDIRMAK değil UYUMA TAKLİDİ YAPANI UYANDIRMAK
- KOLAY OLMAYAN/ZOR "YAŞAM" İÇİN ile/değil/yerine/>< KOLAY YAŞAM İÇİN
( "Kolay/kısa seçimler/sonuçlar". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kolay/kısa olmayan seçimler/süreçler. )
- KOLAY "YOL/YÖNTEM" ile/ve/değil/yerine/||/></< KOLAY OLMAYAN YOL/YÖNTEM
( [Yaşamı ...]
Zorlaş[tır]ır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Kolaylaş[tır]ır. )
- KOLAY ile/>< DEĞER
( Kolay, değerin düşmanıdır. )
( vs./and/||/<> VALUE )
- KOLAY ile/ve UYGULAMA/PRATİK
( ÂSÂN ile/ve ... )
( EASY vs./and PRACTICAL )
- KOLAY ile/>< ZOR
( [hiçbir şey ...] Göründüğü kadar kolay değildir. İLE/VE/>< Zannedildiği kadar zor değildir. )
( EASY vs./>< DIFFICULT )
- KOLAYCILIK ile/ve/||/<> KAÇIŞ
- KOLAYCILIK ile/ve/değil/<> TESLİMİYET
- KOLAYCILIK ile/değil/yerine/>< YARDIM GEREKSİNİM EŞİĞİ
- ANNE/LİK/TE:
KOLAYLAŞTIRICI/LIK ile/değil/yerine/>< DÜZENLEYİCİ/LİK
( [Yaklaşım] Esnek ve destekleyici. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Katı ve kurallara dayalı.
[Amaç] Çocuğun özgüvenini ve bağımsızlığını artırmak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğun disiplinli ve sorumlu bir birey olmasını sağlamak.
[Destekleyici Rol] Çocuğun ilgi ve yeteneklerini keşfetmesine yardımcı olmak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğa net sınırlar ve beklentiler koymak.
[Özgüven] Çocuğun kendine güvenini artırmak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğa sorumluluklar vererek güvenli bir çerçeve sağlamak.
[Bağımsızlık] Çocuğun kendi kararlarını almasına olanak tanımak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğun belirli kurallara ve sorumluluklara uymasını sağlamak.
[Disiplin ve Kurallar] Daha az vurgu. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Belirli bir düzen ve disiplin içinde yetiştirme.
[Net Beklentiler] Esneklik gösterme. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuklardan ne beklendiğini açıkça belirtme.
[Sorumluluk] Çocuğun sorun çözme becerilerini geliştirmek. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğa belirli görevler ve sorumluluklar verme. )
( [Annelik] Bir gelişim aşaması. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bir rol.
[Annelik] Kendini gerçekleştirme. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yaşama geçici bir ara vermek.
[Annelik] İdealize edilmiş. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Küçük görülen.
[Öznel deneyim] Uyarıcı. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tüketici.
[Rol dağılımı] Anneliğin sıradüzeni. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Eş ile eşitlik.
[Kimlik] Anne. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Birey.
[Anne bakımı] İçgüdüsel. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Edinilen.[Doğru yöntemleri uygulamak]
[Yönetim] Sezgisel doğaçlama. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Alışılagelmişleri önemsemek.
[Hedef] Kendiliğindenlik. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Öngörülebilirlik.
[Bebeğin imgesi] Savunmasız, iyi huylu. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Güçlü, doyumsuz.
[Oryantasyon] En iyisini bebek bilir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< En iyisini yetişkin bilir.
[Anne-bebek] Karşılıklı memnuniyet. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gereksinim bakışımsızlığı.
[Annenin işlevi] Vezgeçilmez. Tam zamanlı. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Başka biri tarafından da gerçekleştirilebilir. )
( Çocuğun bireysel gelişimini desteklemeyi, bağımsızlık kazanmasını desteklemeyi ve onların özgüvenini artırmayı amaçlar.
[Bu yaklaşımda anneler, çocuklarının kendi kararlarını almalasına, sorun çözme becerilerini geliştirmesine ve kendi yeteneklerini keşfetmesine yardımcı olur.]
[Destekleyici Rol] Anneler, çocuklarının ilgisini ve yeteneklerini keşfetmesi için onları destekler.
[Özgüven] Çocukların kendine güvenini artırmak için teşvik edici bir ortam sağlar.
[Bağımsızlık] Çocukların kendi kararlarını almasına ve sorunları çözmesine olanak tanır.
İLE/DEĞİL/YERİNE/><
Çocukların belirli kurallara ve disiplin çerçevesine uygun biçimde yetiştirilmesini hedefler. Bu yaklaşımda anneler, çocuklarına net sınırlar ve beklentiler koyar ve bu kurallara uyulmasını sağlar.
[Disiplin ve Kurallar] Çocukların belirli bir düzen ve disiplin içinde yetişmesini sağlar.
[Net Beklentiler] Anneler, çocuklardan ne beklendiğini açıkça belirtir ve bu beklentilere uyulmasını denetler.
[Sorumluluk] Çocukların sorumluluk sahibi bireyler olarak yetişmesi için belirli görevler ve sorumluluklar verir. )
( [Yaklaşımlar] Daha esnek ve destekleyici bir yaklaşımla çocuğun bireysel gelişimini ön planda tutar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Daha katı ve kurallara dayalı bir yaklaşımla çocuğun toplumsal düzene ve disipline uygun biçimde yetişmesini hedefler.
[Amaçlar] Çocuğun özgüvenini ve bağımsızlığını artırmayı amaçlar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğun disiplinli ve sorumlu bir birey olmasını sağlamayı hedefler.
[Yöntemler] Çocukların kendi kararlarını alması teşvik edilir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocukların belirli kurallara ve sorumluluklara uymaları sağlanır.
[Çocuk Üzerindeki Etki] Çocukların yaratıcılıklarını ve sorun çözme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocukların daha disiplinli ve düzenli bireyler olarak yetişmesini sağlar. )
( MOTHER:
[not] FACILITATOR vs./but/>< REGULATOR
REGULATOR instead of FACILITATOR )
- KOLAYLAŞTIRICI ARABULUCU ile/ve/<> DEĞERLENDİRİCİ ARABULUCU
- KOLAYLAŞTIRICI/LIK ile/ve/||/<>/> VARSILLAŞTIRICI/LIK
- KOLAY/LIK ile YALIN/LIK / BASİT/LİK
( EASY/NESS vs. SIMPLE/NESS )
- KOLAY/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOĞRUDAN/LIK
- KOLAY(LIKLA) SÖYLEMEK ile/ve/değil/<> İNAN(M)IYOR OLMAK
- KOLÇAK ile KOLLUK ile KOLLUK
( Yalnız başparmağı ayrı, öteki dört parmağı bir örülmüş eldiven. Ceket ya da gömlek kollarının kirlenmesine engel olmak için bilekten dirseğe kadar geçirilen eğreti/çakma kolluk. | Kadınların dirseklerine kadar taktıkları basmadan yapılan süs eşyası. | Kola geçirilen işaretli bağ, pazubent. | Zırhın kola geçirilen parçası. | Koltuk ya da sandalyenin kol konacak parçası. | Çark kolu. İLE Gömlek kollarının ucundaki iliklenen bölüm, manşet. | İş yaparken giysiyi korumak için bilekten dirseğe kadar kola geçirilen, genellikle koyu renkli kumaştan dikilmiş parça. | Kollara takılan ve dikkati çekmesi istenen görevlilerin kimliklerini gösteren şerit. İLE Güvenliği sağlamakla görevli polis ya da jandarma. )
- GÜÇ/DAYANIKLILIK/DENGE:
KOL/DA ile/ve/değil/||/<>/< BACAK/TA
( Yüzmede[özellikle suyun üstünde durmada], tutunma ve tırmanmada kolun gücüne değil bacakların gücüne ve olanaklarına yönelmek/odaklanmanın önceliği ve farkındalığı... )
- KOLDAŞ = İŞ ARKADAŞI
- KÖLE OLMAK ile "ROBOTLAŞMAK"
( Geçmişin tehlikesiydi. İLE Geleceğin tehlikesi. )
- KÖLE ile/değil CERAHOR
- KÖLE ile/>< EFENDİ
( Köleler, efendilerine olan sadakati, efendilerini köleleştirmek için yapar. )
- KÖLE ile/değil/yerine GÖNÜLLÜ "KÖLE"
- KÖLE ile/değil/<>/< İŞÇİ
( [not] SLAVE vs./but/<>/< WORKER )
- KÖLE ile KAMBER[Ar. < KANBER]
( ... İLE Sadık köle. )
- KÖLE ile MEVÂLİ
( ... İLE Âzâdlı köle. )
- KÖLE ile SERF[Lat.]
( ... İLE Derebeylik toplum düzeninde, toprakla birlikte alınıp satılan köle. )
- KOLEJ değil/yerine/= ÖZEL OKUL | BİLGİTEY
- KOLEKSİYON[Fr./İng.] değil/yerine/= DERLEM
- KOLEKTİF değil/yerine/= ORTAK(LAŞA)
- KOLEKTÖR[Fr. < COLLECTEUR] değil/yerine/= TOPLAÇ
( Atık suların akmasını sağlayan boru. | Elektrik dinamolarında, hareketli bölümün üzerindeki iletken devrelerde oluşan akımı toplayıp tek bir devreye veren araç. )
- KÖLELEŞTİRENLER:
"SEVİLME İSTEĞİ/BEKLENTİSİ" ve/||/<>/> "BEĞENİLME İSTEĞİ/BEKLENTİSİ" ve/||/<>/> "TAKDİR EDİLME İSTEĞİ/BEKLENTİSİ"
- [ne yazık ki]
KÖLELİK ile/ve/||/<>/> BORÇ KÖLELİĞİ
- KÖLE/LİK ile/ve ŞAŞKIN/LIK
- [ne yazık ki]
!KÖLEMEN ile !KARAVAŞ
( Kölelerden kurulan bir asker sınıfı. | Birinin sahip olduğu köle ya da karavaş. İLE Savaşta tutsak edilen ya da satın alınan kadın köle. )
- KOLESTEROL[Fr. < CHOLESTEROL]/KOLESTERİN[Fr. < CHOLESTERINE] ile/değil KOLESTEROLÜN ARTMASI
- KOLİGATİF ile/||/<> KONSTİTÜTİF
( Koligatif sayıya bağlı ΔTf İLE konstitütif yapıya bağlı. )
( Formül: Van"t Hoff faktörü )
- KOLİK/COLIC[İng.] değil/yerine/= SANCI
- KÖLİK ile KÖLİGE ile KÖLİKLİG/KÖŞİKLİG ile KÖŞİGE ile KÖLÜK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Gölge. İLE Koyu gölge. İLE Gölgelik yer. İLE Zayıf gölge. İLE Ödünç alınan. )
- KOLİK[Fr. < COLIQUE] değil/yerine/= SANCI
( Bağırsak, böbrek gibi içi boş organlarda, aralıklı duyulan güçlü sancı. )
- KOLIMASYON/COLLIMATION[İng.] değil/yerine/= IŞIN YÖNLENDİRME
- KOLIMATÖR/COLLIMATOR[İng.] değil/yerine/= IŞIN YÖNLENDİRICİ
- KOLİT[Fr. < COLITE] ile/ve/||/<> ANTERİT[Fr. < ANTERITE]
( Kalın bağırsak yangısı/iltihabı. İLE/VE/||/<> İnce bağırsak yangısı/iltihabı. )
- KOLKOLA" değil KOL KOLA
- KOLLARI:
SIYIRMAK ile/değil KIVIRMAK
- KOLLEKSİYON ÜSTÜ PARKI :
( Cumhuriyet Mahallesindedir. 310,00 m²'lik bir alan üzerindedir. 120,00 m²'lik çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )
- KOLLİGATİF ÖZELLİK ile/||/<> KİMYASAL ÖZELLİK
( Kolligatif sayıya, kimyasal yapıya bağlıdır )
( Formül: Kaynama noktası yükselmesi )
- KOLLİGATİF ÖZELLİK ile/||/<> YOĞUN ÖZELLİK
( Kolligatif parçacık sayısına, yoğun madde miktarından bağımsız. )
( Formül: ΔTf İLE yoğunluk )
- KOLLOİDAL değil/yerine/= TUTKALSI
- KOLMOGOROV İLE COX İLE DE FİNETTİ ile/||/<> OLASILIK AKSİYOMLARI
( Olasılık kuramınin farklı temelleri. )
( Formül: P(Ω) = 1 İLE P(A∪B) = P(A) + P(B) if A∩B = ∅ )
- KOLOFAN[Fr. < COLOPHANE] ile KOLOFAN
( Hidratlı doğal kalsiyum sülfat. İLE Çam sakızının damıtılmasıyla oluşan, saydam, sarı renkli reçine. [Anadolu'da bir Lidya kentinin adından] )
- KOLOİDAL ile/||/<> GERÇEK ÇÖZELTİ
( Koloidal çözeltilerde parçacıklar 1-1000 nm arası, gerçek çözeltilerde moleküler boyutta )
( Graham tarafından 1861 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1805-1869) (Ülke: İskoçya) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Graham yasası, kolloid kimyası) )
- KOLOİT[Fr. < COLLOIDE] ile/ve/||/<> KOLOİDAL[Fr. < COLLOIDAL]
( Jelatin niteliğinde olan ve suda dağılmışı zarlardan geçmemekle billursulardan ayırt edilen nesnelerin genel adı, billursu karşıtı. İLE/VE/||/<> Zamk, jelatin yapısında olan, koloit nitelikleri taşıyan. )
- KOLON[Fr. < COLONNE] ile/değil HOPARLÖR[Fr. < HAUT-PARLEUR < HAUT: Yüksek < Lat. ALTUS(> İt. ALTO) + PARLEUR: Konuşan.(Fr. PAROLE: Söz. > PAROLA: Gizli söz/cük. PALAVRA[< PALABRA])]
( Dikme/sütun. | Katlardaki döşemeleri birbirine bağlayan düşey boru. İLE/DEĞİL Elektrik dalgalarını ses dalgasına çeviren ve gerektiğinde sesi yükseltmeye yarayan aygıt. | Radyo, pikap, teyp vb. araçlarda sesi işitilebilecek duruma getiren aygıt. )
- KOLONİ[Fr. < COLONIE] ile/ve/||/<> KOLONYAL[Fr. < COLONIAL]
( Sömürge. | Göçmen topluluğu ya DA bu topluluğun yerleştiği yer. | Bir ülkede bulunan küçük yabancı topluluğu. | Birlik durumda yaşayan aynı türden organizmaların oluşturduğu topluluk. İLE/VE/||/<> Sömürgeyle ilgili. | Sömürgede yaşayan. )
- KOLONİZASYON/COLONIZATION[İng.] değil/yerine/= ÖZDEŞ KÜMELENME
- KOLŞİSİN TEDAVİSİ (BEHÇET) ile/||/<> KORTİKOSTEROİD TEDAVİSİ (BEHÇET)
( Kolşisin hafif-orta Behçet için İLE kortikosteroid şiddetli tutulum için kullanılır. Kolşisin nötrofil aktivitesini azaltır İLE kortikosteroid genel inflamasyonu baskılar. Kolşisin yan etkileri az İLE kortikosteroid uzun dönem komplikasyonlar yapar. )
( Hulusi Behçet tarafından 1937 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1889-1948) (Ülke: Türkiye) (Alan: Dermatoloji, İmmünoloji) (Önemli katkıları: Behçet hastalığını 1937 yılında tanımladı. Üçlü semptom kompleksini (ağız yaraları, genital yaralar, göz iltihabı) bir hastalık olarak ortaya koydu. İsmini taşıyan ilk Türk doktor.) )
- KOLTUK ile MARKİZ[Fr. < Cerm.]
( ... İLE Marki'nin eşi. | İki kişilik, alçak, oldukça geniş koltuk. | Bir kapı ya da pencere önünü yağmurdan korumak için yapılan saçak. )
- KOLYE[Fr. < COLLIER] değil/yerine GERDANLIK
( Çoğu değerli taş ve madenlerden ya da altın paradan yapılmış, boyna takılan takı. )
- KOMA ile/<>/> "BİTKİSEL" "YAŞAM"/DURUM ile/<>/> KİLİT DURUM
( COMA vs./||/<>/> VEGETATIVE STATE )
- KOMANDİT[Fr. < COMMANDITE] ile KOMANDİTE[Fr. < COMMANDITE] ile KOMANDİTER[Fr. < COMMANDITAIRE]
( Yalnızca konulan sermaye kadar sorumluluğu olan ortaklık biçimi. İLE Komandit şirkette sınırsız sorumlu olan ortak. İLE Komandit şirkette ancak kendi koyduğu para kadar sorumlu olan ortak. )
- KOMBİNA[Fr. < COMBINAT] ile KOMBİNE[Fr. < COMBINE]
( Birkaç sanayi kuruluşunun tek yönetimde birleşmesi: İLE Toplu. | Bir spor dalında değişik türdeki yarışmaların sonuçlarına göre birleştirilmiş derecelendirme, toplam puana göre değerlendirme. )
- KOMBİNASYON/COMBİNATION[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞİM
- KOMBINE/COMBINED[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞİK
- KOMBİNEZON[Fr. COMBINAISON]/KOMBİNASYON[İng. COMBINATION] ile/değil/yerine/= DÜZENLEME | BİRLEŞTİRME
( Kadınların giydikleri kısa ve kolsuz iç çamaşırı. İLE/DEĞİL/YERİNE/= Bir işi başarıya ulaştırmak için alınan önlemler, düzenleme. | Birleştirme. )
- KOMEDİ[İng. < COMEDY] değil/yerine/= GÜLDÜRÜ
- KOMEDİ ile KOMİK
( Sanatçının yaptığı. İLE Abartanın, dozu kaçıranın yaptığı. )
- KOMEDYEN ile ŞAKACI
( ... cum BALATR )
- KOMENSALİZM ile/||/<> MUTUALİZM
( Komensalizm tek yarar İLE mutualizm karşılıklı yarardır )
( Formül: +/0 İLE +/+ )
- KOMENSALİZM ile/||/<> PARAZİTİZM
( Komensalizmde bir tür yarar diğeri etkilenmezken İLE parazitizmde bir tür yarar diğeri zarar görür )
( Formül: Simbiyotik ilişki )
- KOMİ[Fr. < COMMIS] ile/ve/||/<>/> GARSON[Fr. < GARÇON]
( Otel, pansiyon vb. yerlerde çalışan hizmetli. | Lokantalarda garson yardımcısı. İLE/VE/||/<>/> Lokanta, pastane vb. yerlerde müşterilere hizmet eden çalışan. )
- KOMİK ile GÜLÜNÇ
- KOMİK ile/ve/değil "İNANILMAZ"
- KOMİK ile/ve/değil/||/<>/> SAÇMA
- KOMİK ile/ve/değil/||/<>/> YAZIK
- KOMİK ile/ve/değil/<> ZAVALLI
- KOMİSYON ile !RÜŞVET
( COMMISION vs. BRIBE )
- KOMİSYON[Fr., İng.]/SİMSARİYE[Ar.] değil/yerine/= YÜZDE
- KOMİSYONCU/SİMSAR[Ar.] değil/yerine/= ARACI
- KOMİTA[Lat./Sırpça] ile KOMİTE[Fr. < ]
( Siyasi bir amaca ulaşmak için silah kullanan gizli topluluk. İLE Alt kurul. )
- KOMİTE değil/yerine/= KURUL
- KOMMENSALİZM ile/||/<> AMENSALİZM
( Kommensalizm +/0 tek fayda zarar yok İLE amensalizm 0/- tek zarar. )
( Formül: Neutral benefit İLE neutral harm )
- KOMMOSYO/COMMOTIO[İng.] değil/yerine/= SARSINTI
- KOMODİN[Fr. < COMMODINE]/KOMOT ile KOMODOR[Fr. < COMMODORE]
( Karyolanın yanı başına konulan üstü masa biçimindeki küçük dolap. İLE Amiral yetkisiyle görevli deniz subayı. | Bir kuruluşa bağlı yolcu gemilerinin en eski kaptanı. )
- KOMORBİDİTE/COMORBIDITY[İng.] değil/yerine/= EŞSAYRILIK
- KOMPAKSİYON/COMPACTION[İng.] değil/yerine/= KİLITLENME | TAKILMA
- KOMPAKT/COMPACT[İng.] değil/yerine/= SIKI | YOĞUN
- KOMPAKT UZAY ile/||/<> HAUSDORFF UZAYI
( Kompakt her açık örtüden sonlu alt örtü, Hausdorff farklı noktalar ayrılabilir )
( Formül: Heine-Borel teoremi İLE T₂ ayırma aksiyomu )
- KOMPAKT ile/||/<> BAĞLI
( Kompakt her açık örtüden sonlu alt örtü İLE bağlı iki açık ayrık yok. )
( Formül: Cover İLE separation )
- KOMPAKT ile/||/<> NON-KOMPAKT
( Kompakt kümeler kapalı ve sınırlı İLE non-kompakt kümeler bu özelliklerden birini taşımaz )
( Heine tarafından 1872 yılında keşfedildi/formüle edildi. (Ülke: Bilinmiyor) (Alan: matematik) )
- KOMPANSASYON/COMPENSATION[İng.] değil/yerine/= ÖDÜNLEME | DENGELEME
- KOMPANSATUVAR/COMPENSATORY[İng.] değil/yerine/= ÖDÜNLEYİCİ | DENGELEYİCİ
- KOMPANSE/COMPENSATED[İng.] değil/yerine/= ÖDÜNLENMİŞ | DENGELENMİŞ
- KOMPARATİF/COMPARATIVE[İng.] değil/yerine/= KARŞILAŞTIRMALI
- KOMPARTIMAN/COMPARTMENT[İng.] değil/yerine/= ODACIK | BÖLÜM
- KOMPER ile KUMBARAOS
( Yeni doğan çocuğun adını koyan kişi/adam. [Katoliklerde] İLE Vaftizde çocuğun adını koyan kişi/adam. )
- KOMPETAN[Fr./İng. < COMPETENT]["KOMPEDAN" değil!] değil/yerine/= UZMAN, YETKİN
- KOMPETİTİF/COMPETITIVE[İng.] değil/yerine/= YARIŞMALI
- KOMPETİTİF İNHİBİSYON ile/||/<> NON-KOMPETİTİF
( Kompetitif aktif bölge yarışma, non-kompetitif başka bölge. )
( Formül: Km artar İLE Vmax azalır )
- KOMPLEKS ile KARMAŞA/KARMAŞIK
- KOMPLEKS/COMPLEX[İng.] değil/yerine/= KARMAŞIK | BİRLEŞİM | KARMAŞA
- KOMPLEKS ile RAFİNE
- KOMPLEKS ile/||/<> SAYI
( Kompleks sayıların sistematik kullanımı )
( Rafael Bombelli tarafından 1572 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1526-1572) (Ülke: İtalya) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Karmaşık sayılar) )
- KOMPLEKSİTE/COMPLEXITY[İng.] değil/yerine/= KARMAŞIKLIK
- KOMPLEKSLİ değil/yerine/= ALINGAN
- KOMPLET/COMPLETE[İng.] değil/yerine/= TAM
- KOMPLİKASYON/COMPLICATION[İng.] değil/yerine/= ART SORUN
- KOMPLİKASYON/İHTİLAT değil/yerine/= KARMAŞIKLIK
- KOMPLİKE/COMPLICATED[İng.] değil/yerine/= KARMAŞIK
- KOMPLİKE[Fr. < COMPLIQUE] yerine KARMAŞIK
- KOMPLİMAN[Fr. < COMPLIMENT]/İLTİFAT[Ar.] değil/yerine/= İNCELİK
( Gönül okşayıcı, hoşa giden söz. | Koltuklama. )
- KOMPLİYANS/COMPLIANCE[İng.] değil/yerine/= UYUNÇ
- KOMPLO TEORİSİ ile/değil/yerine TEORİ/KURAM
( [düşük/yüksek olasılıklı] Akıl hastalığı içinde. İLE/DEĞİL/YERİNE Akıl[felsefe/bilim/sanat] ile. )
- KOMPLO/TERTİP[Ar.] değil/yerine/= KURMACA
- KOMPONENT/COMPONENT[İng.] değil/yerine/= ÖGE, BİLEŞEN
- KOMPOZİSYON/COMPOSITION[İng.] değil/yerine/= BİLEŞİM
- KOMPOZİT/COMPOSITE[İng.] değil/yerine/= BİLEŞİK
- KOMPOZİTÖR ile YARATICI
- KOMPRADOR[Fr. < COMPRADOR] değil/yerine/= ARACI
( Aracı. | Çok zengin kişi. | Uzak Doğu ülkelerinde yabancı ortaklıklar hesabına iş sözleşmesi yapan yerli aracı. )
- KOMPRADOR[Fr. < COMPRADOR] değil/yerine/= İŞBİRLİKÇİ
- KOMPRES/COMPRESS[İng.] değil/yerine/= BASKIT
- KOMPRESÖR/COMPRESSOR[İng.] değil/yerine/= SIKIŞTIRICI
- KOMPRESYON/COMPRESSION[İng.] değil/yerine/= BASI
- KOMPRIMEV COMPRIME[İng.] değil/yerine/= HAP
- KOMPÜLSİF/COMPULSIVE[İng.] değil/yerine/= ZORLANTILI
- KOMPÜLSİYON/COMPULSION[İng.] değil/yerine/= ZORLANTI
- KOMŞU ile/ve/değil AKRABA
( Çoğu zaman ve durumda komşu akrabadan daha yakındır! )
( Komşu komşunun küll'üne[herşeyine] muhtaçtır. )
( Hayır dile komşuna, hayır gelsin başına. )
( CÂR[çoğ. CÎRÂN] ile/ve EKARİB[< AKREB (< KARÎB: Yakın.) (< KURB: Yakınlık. [KURBİYET: Arapça dilbilgisi yönünden yanlış olmakla birlikte kullanılmaktadır.])] )
( NEIGHBOUR vs./and RELATIVE )
- KOMŞU ile/ve ÖTEKİ
( NEIGHBOUR vs./and OTHER )
- KOMŞUDA PİŞER ve/||/<>/> BİZE DE DÜŞER
- KOMÜNİKAN/COMMUNICANT[İng.] değil/yerine/= BAĞLANTILI
- KOMÜNİKASYON/COMMUNICATION[İng.] değil/yerine/= İLETİŞİM
- KOMÜNİKASYON değil/yerine/= İLETİŞİM
- KOMÜNİZM = COMMUNISM[İng.] = COMMUNISME[Fr.] = KOMMUNISMUS[Alm.] = COMMUNIS:ORTAK[Lat.] = COMUNISMO[İsp.]
- KÖMÜR ile/ve CEMRE
( ... İLE/VE Ateş halinde kömür. | Kor halinde ateş. )
( KÖMÜR (ORHAN KURAL) kitabından yararlanabilirsiniz. )
( FAHM ile/ve ... )
- KÖMÜR ile/ve/||/<>/> ELMAS
( FaRkLaR'ı, bulundukları derinlikleri itibariyle maruz kaldıkları basınçtadır. )
- KÖMÜR ile MARSIK
( ... İLE Üretilirken gerektiği kadar yakılmadığından, tüterek ve koku vererek yanan, niteliksiz odun kömürü. | Zayıf ve teni koyu renkte olan. )
- KÖMÜR değil/yerine/>< ÖMÜR
( Kömür gibi bir hiç uğruna, yüzlerce güzelim kömür gözlümüzün, gözlerinin pırıltılarını ve gölgelerini kalbimizde yaşatmaya devam edeceğiz!
Bir şeylerin ihtirası yüzünden, ölmeden önce ölemeyip işçilerin ölmesine göz yumabilenler içinse, ne desek az, ne desek çok olacağından ve onların da sonlarının, gölgeleriyle ortada olduğunu anımsamamız, belki bir nebze daha teselli olabilir ümidiyle...
:( ((((
" 'Küçük' bireylerin, gölgeleri büyüdükçe, güneş, batıyor demektir."
)
- KÖMÜR ile/ve/<> ŞİSTLEŞMEK
( ... İLE/VE/<> Kömüre karışmış moloz oranının çok olması yüzünden bir tabaka tümüyle işletilemez olmak )
- KÖMÜRCÜ BEND (TOPUZ BENDİ) :
( Belgrad Ormanı içindedir. Padişah II. Osman'ın fermanı ile 1620 yılında inşâ edilmiştir. Belgrad Deresi üzerinde yer alan bu bent 10 m yükseklikte olup, 70.000 m³ hazne kapasitesine sahiptir. Kömürcü bent aynı zamanda alabalık balık üretimi içinde kullanılmaktadır. Pikniğe gelenler bu bentte balık avlayabilmektedir. )
- KOMUTAN/KUMANDAN[Fr. < COMMANDANT] ile MALKOÇ
( ... İLE Osmanlı'da, Akıncılar Ocağı'nın komutanı. )
- KOMUTAN ile MİR[Fars.]
( ... İLE Baş, kumandan, amir. | Bey. )
- KOMÜTATÖR[Fr. < COMMUTATEUR] değil/yerine/= ÇEVİRGEÇ/ANAHTAR
- KON(N)EKTÖR[Fr. < CONNECTEUR] değil/yerine/= BAĞLAYICI
( Demir yollarında fren kumanda kollarını dingilin üzerine bağlayan ve iki ucunda da kumanda kolunun girmesine uygun deliği bulunan parça ya da düzen. )
- KÖN ile KÖNÇÜK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İnsan ve at derisi. İLE Yaka. )
- KONAK ile KONAK ile Konak
( Büyük ve gösterişli ev. | Vali, kaymakam gibi yüksek dereceli devlet görevlilerinin resmî konutu. | Konakçı. | Araçla bir günde alınan yol. | Yolculukta geceyi geçirmek için inilen, konaklanılan yer. İLE Kundak çocuklarının başlarında görülen kepek tabakası. | Gözde oluşan ince tabaka. İLE İzmir iline bağlı ilçelerden biri. )
- KONAKLAMA YAPILARI ile/ve/||/<> SAVUNMA YAPILARI ile/ve/||/<> KONAKLAMA VE SAVUNMA YAPILARI
- KONAR-GÖÇER
- KONAR GÖÇER/LİK ile/ve/||/<> YÜZER GEZER/LİK
- KONAR ile/değil KONUR
- KONDANSASYON/CONDENSATION[İng.] değil/yerine/= YOĞUNLAŞMA
- KONDANSATÖR[Fr.] değil/yerine/= YOĞUNLAÇ
( İçinde, akımsız elektrik yükü biriktirilen aygıt. )
- KONDISYON/CONDİTION[İng.] değil/yerine/= DURUM | KOŞUL
- KONDİSYON[Fr./ing. < CONDITION]/ŞART[Ar.] değil/yerine/= KOŞUL
- KONDISYONEL/CONDİTIONAL[İng.] değil/yerine/= KOŞULLU
- KONDO İLE RKKY İLE DOUBLE EXCHANGE ile/||/<> MANYETİK ETKİLEŞİMLER
( Malzemelerdeki manyetik mekanizmalar. )
( Formül: TK ~ exp(-1/Jρ) )
- KONDRİKTHYES ile/||/<> OSTEİKTHYES
( Kondrikthyes kıkırdak balık İLE osteikthyes kemik balık. )
( Formül: Cartilage İLE bone fish )
- KONDUKTOMETRİK SENSÖR ile/||/<> POTANSİOMETRİK SENSÖR
( Konduktometrik sensör elektrik iletkenlik değişimini ölçerken İLE potansiometrik sensör potansiyel farkı ölçer )
( Formül: σ = 1/R )
- KONDÜKTÖR ile/||/<> İZOLATÖR
( Kondüktörler elektriği iletirken, izolatörler elektriği iletmez )
( Faraday tarafından 1833 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1791-1867) (Ülke: İngiltere) (Alan: Fizik, Kimya) (Önemli katkıları: Elektromanyetik indüksiyon, elektroliz) )
- KONDÜKTÖR değil/yerine/= KILAVUZ
- KONDURAMAMAK ile/ve/||/<> YAKIŞTIRAMAMAK
- KONDÜVİT/CONDUİT[İng.] değil/yerine/= YAPAY-BİYOLOJİK YOL
- KONFERANS[Fr./İng. < CONFERENCE] değil/yerine/= KONUŞMA/KONUŞTAY
- KONFİGÜRASYON/CONFİGURATION[İng.] değil/yerine/= BİÇİM | DİZİLENİM
- KONFİRMASYON/CONFİRMATION[İng.] değil/yerine/= DOĞRULAMA
- KONFLİKT/CONFLICT[İng.] değil/yerine/= ÇATIŞMA
- KONFOBÜLASYON/CONFABULATION[İng.] değil/yerine/= MASALLAMA
- KONFOR ALANI ile/değil/ne yazık ki "KAYGI/KORKU" ALANI
- KONFOR "ZİNCİRİNİ":
"KORUMAK/SÜRDÜRMEK" ile KIRMAK
- KONFOR ile/ve/değil/||/<>/< ASGARİ ARAÇ
- KONFOR[İng. < COMFORT] değil/yerine/= GÖNENCE
- KONFOR ile MUTLULUK
- KONFORMER İLE KONFİGÜRASYON İLE KONSTİTÜSYON ile/||/<> İZOMERİ TÜRLERİ
( Moleküllerin farklı düzenleme biçimleri. )
( Formül: ΔE = RT ln K )
- KONFRONTASYON/CONFRONTATION[İng.] değil/yerine/= YÜZLES¸TİRME
- KONFÜZYON/CONFUSION[İng.] değil/yerine/= BİLİNÇ BULANIKLIĞI
- KONGLOMERA[Fr. < CONGLOMERAT] değil/yerine/= YIĞIŞIM
- KONGRE[Fr./İng. < CONGRES] ile KONKRE[Fr. < CONCRET]
( Çeşitli ülkelerden yöneticilerin, elçilerin, delegelerin katılmasıyla yapılan toplantı. | Kurultay. | Amerika Birleşik Devletleri'nde Temsilciler Meclisi ile Senatonun bir aradayken aldıkları ad. İLE Somut. )
- KONGRE[Fr. < CONGRES] değil/yerine/= KURULTAY
- KONGRÜENS değil/yerine/= EŞLEŞİM
- KÖNGÜZ ile/||/<>/< GÜBRE
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Gübre yığını.[Dışkının ve sidiğin karışıp kaynaştığı bir öbek.] İLE/||/<>/< ... )
- KÖNİ ile KÖNİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Düz, düzgün. İLE Güvenilir kişi. )
- KONİK/CONIC değil/yerine/= SÜĞÜRÜ
- KONİKLER:
ELİPS[Fr. < Yun.]/İHLÎCÎ[Ar.] ile PARABOL[Fr. < Yun.] ile HİPERBOL[Yun.]
( [yörüngelerde][dış merkezlik] 0-1 arasındaysa. İLE 1 ise. İLE 1'den büyük ise.
[dış merkezlik(eccentricity): Odak uzaklığının, yarı-büyük eksene bölünmesi.] )
( Tüm noktalarının, odak denilen, belirli iki ayrı noktaya olan uzaklıklarının toplamı birbirine denk olan eğri. İLE Bir düzlemin, odak denilen sabit bir noktadan ve doğrultman denilen sabit bir doğrudan, eşit uzaklıktaki noktalarının geometrik yeri. İLE Bir düzlemin, odak denilen durağan iki noktaya uzaklıkları değişmeyen noktaların geometrik yeri olan eğri. )
( Uzay bilgisi ve araştırmalarının başlangıcı olan, koni kesitleri buluşuyla ünlenen ve Perge'li olan matematikçi Apollonius'a, "Geometrinin Altın Çağının Son Temsilcisi" unvanı verilmiştir.[Koni kesitleri üzerine 8 ciltlik bir kitap yazmıştır.][Ancak ilk dört cildinin kopyaları günümüze kadar gelebilmiştir.][Bergama kralına ithaf ettiği son dört cildin 5., 6. ve 7. ciltleriyse Arapça çevirileriyle günümüze kadar gelebilmiştir. Ne yazık ki, son cilt ise kayıptır.][İbnül Heysem çevirisi olan el yazmaları ve Beni Musa[Musa Oğulları(Muhammed, Ahmed ve Hasan)]'nın (Hilal ve Harran'lı Tabit adlı iki matematikçi yardımıyla), "Kitab-ı Mahrutat" adlı çevirilerdir.(Apollionius'tan bin yıl sonra) Bunlardan biri Süleymaniye Kütüphanesi'nde, biri Oxford'da, öteki ise Tahran'da bulunmaktadır.] )
- KONİŞMENTO değil KONŞİMENTO
( Taşınmak için gemiye teslim edilen bir mala karşılık olarak verilen alındı belgesi. )
- KONİZASYON/CONIZATION[İng.] değil/yerine/= KONİK KESİM
- KONJEKTÖR değil KONJONKTÖR
- KONJENITAL/CONGENITAL[İng.] değil/yerine/= DOĞUŞTAN
- KONJESTİF/CONGESTIVE[İng.] değil/yerine/= GÖLLENDİRICİ
- KONJESTİYON/CONGESTION[İng.] değil/yerine/= GÖLLENME
- KONJONKTÜR değil/yerine/= TOPLU DURUM/GEÇERLİ DURUM
- KONJUGASYON ile/||/<> TRANSFORMASYON
( Konjugasyon göze teması İLE transformasyon serbest DNA alımıdır )
( Formül: Pilus İLE serbest )
- KONKLAV ile PAPA SEÇİM KURULU
( Yeni bir Papa seçmek için toplanmış kardinaller meclisi. )
- KONKOMITAN/CONCOMITANT[İng.] değil/yerine/= EŞLİK EDEN
- KONKORDAN/CONCORDANT[İng.] değil/yerine/= UYUMLU
- KONKORDANS/CONCORDANCE[İng.] değil/yerine/= UYUMLULUK
- KONKUR[Fr. < CONCOURS] değil/yerine/= YARIŞMA
- KONKÜZYON/CONCUSSION[İng.] değil/yerine/= SARSINTI
- KONMAK ile ÇÖKMEK
- KONMAK ile KONULMAK
( Kuş, kelebek, uçak, toz vb. bir yere inmek. | Yolculukta geceyi geçirmek için bir yerde kalmak, konuk olmak. | Kısa bir süre için bir yere yerleşmek, bir yeri yurt edinmek. | Bir şeyi emeksiz edinmek. İLE Koyma işinin yapılması, yapılmış olması. )
- KONNEKSİYON/CONNECTION[İng.] değil/yerine/= BAĞLANTI
- KONNEKTİF DOKU/CONNECTIVE TISSUE[İng.] değil/yerine/= BAĞ DOKUSU
- KONNEKTÖR/CONNECTOR[İng.] değil/yerine/= BAĞLAYICI, BAĞLANTI (DONANIM)
- KONSANTRASYON İLE MOLARİTE İLE MOLALİTE İLE NORMALİTE İLE MOL KESRİ ile/||/<> DERİŞİM BİRİMLERİ
( Çözeltilerde çözünen madde miktarını ifade eden farklı birimlerdir. )
( Formül: M = n/V İLE m = n/mçözücü İLE χᵢ = nᵢ/Σn )
- KONSANTRASYON/CONCENTRATION[İng.] değil/yerine/= GÖZEÇLENME/YOĞUNLAŞMA/DERİŞİM
- KONSANTRATÖR/CONCENTRATOR[İng.] değil/yerine/= YOĞUNLAŞTIRICI
- KONSANTRE/CONCENTRATED[İng.] değil/yerine/= YOĞUNLAŞMIŞ | DERİŞİK
- KONSANTRE ile KONSANTRASYON
( CONCENTRATED vs. TO CONCENTRATE )
- KONSANTRİK/CONCENTRIC[İng.] değil/yerine/= EŞMERKEZLİ
- KONSENSÜS/CONSENSUS[İng.] değil/yerine/= UZLAŞMA, | OYDAŞMA
- KONSENSUS[KONSENSÜS değil!] değil/yerine/= UZLAŞIM
- KONSENT/CONSENT[İng.] değil/yerine/= ONAM
- KONSEPT/CONCEPT[İng.] değil/yerine/= KAVRAM
- KONSEPT[İng. < CONCEPT] değil/yerine/= KAVRAM
- KONSER SALONU değil/yerine/= DİNLETEY
- KONSER[İng. < CONCERT] değil/yerine/= DİNLETİ
- KONSER ile RESİTAL[Fr. < İng.]
( ... İLE Tek bir sanatçının tek bir aletle sunumu. )
- KONSERSİYUM değil/yerine/= YARDIM YÜRÜTÜM BİRLİĞİ
- KONSERVATİF TEDAVİ/CONSERVATIVE THERAPY[İng.] değil/yerine/= MUHAFAZAKÂR SAĞALTIM
- MUHAFAZAKÂR[Ar.]/KONSERVATİF/CONSERVATIVE[İng./Fr.] değil/yerine/= | TUTUCU
- KONSERVE KAPAĞININ AÇILMASINDA KAPAĞI:
KENDİNE DOĞRU ÇEKMEK değil/yerine İLERİ DOĞRU İTMEK
( Çok dikkat etmek gerek. Hiç farkında olmadan elinizi kesebilirsiniz! )
- HEYET[Ar.]/COUNCIL[İng.]/KONSEY[Fr. < CONSEIL] değil/yerine/= KURUL
- KONSOL[Fr. < CONSOLE] değil/yerine/= DOLAP
( Duvar kenarına yerleştirilen, üstüne ayna ve başka süs eşyası konulan, çekmeceli, dolaplı mobilya. | Yalnız bir yanındaki dayanak tarafından taşınan, öteki bölümleri boşlukta olan yatay yapı ögesi. )
itibarı ile 45.309 başlık/FaRk ile birlikte,
45.309 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(96/183)
(1996'dan beri)