Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 45.309 başlık/FaRk ile birlikte,
45.309 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(92/183)


- KERÂMET değil/yerine RIZÂ


- KERATA[Yun.] yerine ÇEKECEK

( Karısı tarafından aldatılan erkek. | Sevgi ile söylenilen sitem sözü. | Ayakkabı çekeceği. )


- KERATİN ile KREATİN

( Saç, deri ve tırnak gibi yapıları oluşturan lifli bir protein türüdür. [Bu yapıları korumak, güçlendirmek ve esneklik kazandırmak için önemlidir. Gövde tarafından üretilebildiği gibi dışarıdan besinler ya da kozmetik ürünler yoluyla da alınabilir.][İnsan saçı ve tırnağının yanı sıra, hayvanların pençe ve toynaklarında, kuşların tüylerinde, oklu kirpilerin dikenlerinde, armadillo ile kaplumbağaların kabuklarında bulunan proteindir.] İLE Gövdede doğal olarak üretilen ve kaslarda enerji sağlayan bir amino asittir. [Ağırlık çalışanlar, sporcular ve yaşlılar tarafından kas kütlesi, güç ve performansı artırmak için gıda desteği olarak kullanılmaktadır. Kreatin monohidrat, piyasada en yaygın ve bilinen kreatin biçimidir. Kreatin monohidrat, kreatin molekülüne bir su molekülü bağlanmış durumudur. Kreatin monohidrat, gövdeye alındığında kreatin fosfat adı verilen bir bileşiğe dönüşür ve kaslarda enerji üretimine katılır.] )


- ... KERE ile/ve/||/<>/> "AŞK KERE"


- KERE ile/ve KARE

( TIMES vs./and SQUARE )


- DEFA/KERE[Ar.] değil/yerine/= KEZ


- KEREM[Yukarı/Aşağı Çin] ile KEREM[Ar.]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Yer altında bulunan ev. İLE İyilik, cömertlik. )


- KEREM ile/ve/||/<>/>/< SEHÂVET

( İkram. İLE/VE/||/<>/>/< Cömertlik. )


- KEREM[Ar.] ile/ve/||/<>/> TEKRÎM[Ar. < KEREM]

( Vermek. | İyilik. | Cömertlik. | Verdiğinde gözü olmamak/kalmamak. İLE/VE/||/<>/> Saygı gösterme, ululama. | Cömertlik. )


- KEREN ile/değil KARAN

( Boynuzlu. İLE/DEĞİL Parlamak. )

( )


- KERESTE[Fars. < KERASTE] ile/= KALAS[< Romanya'da Galati kenti]

( Tomrukların boyuna biçilmesiyle elde edilen ve marangozlukla inşaatta kullanılan nitelikli ağaç. | Ayakkabı yapımında kullanılan gereç. | Kaba saba kişi, "kalas". İLE/= Kalın biçilmiş uzun tahta. | Ahşap yapılarda kiriş olarak kullanılan kalın biçilmiş uzun tahta. | Kaba, anlayışsız kişi, "kereste". )


- KERESTE ile PELESENK[Ar.]

( ... İLE Türlü bitkilerden çıkarılan, kokulu bir reçine. | Pelesenkağacından elde edilen değerli kereste. )


- KEREVİZ ile TURP

( Yüksek tansiyon sorunu olanların pek kullanmaması salık verilmektedir. İLE ... )

( KEREFS ile ...
ECMÛD[bot.] ile ... )

( CELERY ROOT vs. RADISH )

( APIUM GRAVEOLENS cum RAPHANUS SATIVUS )


- KERHÂNE ile KÂRHÂNE


- KERİM ile MUHSİN


- KERİŞ[Oğuz] ile KERİŞ ile KERİŞ ile KERİŞ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Tırmanılabilecek bir dağ doruğu. İLE Yağır, atın sırtı. İLE Kavgada, çatışmada direnç gösterme. İLE Kavga, çatışma. )


- KERİZ[argo. < KERES] ile KERİZ[Fars. < KARIZ]

( Kumar. | Kolayca kandırılabilen kişi; aptal. | Bir çeşit sazlı sözlü oyun. | Bu oyunun havası. İLE Lağım. | Çirkef.[Fars. < ÇİRK+AB: Pis/bulanık su.] )


- KERJÜ ile KERŞEGÜ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Misket. | Saçma. İLE Sırtında yaralar bulunan [hayvan/at]. )


- KERKENEZ ile ALA KERKENEZ

( ... İLE Eril olanları, tepelerindeki kızıl leke ve mavi-gri kanatlarıyla ayrılırlar. )

( ... İLE Atlantik ötesinden gelen nadir rastlananlardandır. )

( Keskin görüşlerinin yanısıra mor ötesi görüşe de sahiptir. İLE ... )

( ... vs. AMERICAN KESTREL )

( ... cum FALCO SPARVERIUS )


- KERKENEZ ile KÜÇÜK KERKENEZ

( ... İLE Bozkır benzeri açık arazilerde yaşarlar. [Kaya yarlarında, evler ve harabelerde sürüler halinde yuva yaparlar.] )

( ... İLE Dişil ve genç olanlarını kerkenezden ayırmak pek kolay değildir. )

( ... vs. LESSER KESTREL )

( ... cum FALCO NAUMANNI )


- KERPİÇ/HIŞT[Fars.] EV ile TORLUK

( ... İLE Toprak kulübe. )


- KERRAKE/KERÂKE[Ar.] değil/yerine/= ÜSTLÜK

( İnce softan hafif ve dar bir üstlük. )


- KERRAT[Ar.] (CETVELİ) değil/yerine/= ÇARPMA/ÇARPIM (TABLOSU)


- KERTÜ ile KERTÜ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Ant, yemin. İLE Yalnızca hakikatin olduğu yer. )


- KES ile KES ile KES

( Genellikle yakmak için kullanılan iri saman. İLE Jimnastik ayakkabısı. İLE Ayırma, parçalama, doğramanın buyruk kipi. )


- KEŞÂN[Ar. < KEŞ][Fars.] ile KEŞÂN[Fars.]

( Çekenler, çekiciler. İLE Çeken, çekerek. )


- KESAT[Ar. < KESÂD] değil/yerine/= DURGUNLUK, YOKLUK, KITLIK


- KESB[Ar.] ile KEDH[Ar.]


- KESE[Fars. < KÎSE] ile TULUMCUK

( Organizmanın bazı boşlukları. İLE İç kulakta, yarım daire kanallarına bağlı küçük kese. | Bitkilerde yüzmeyi kolaylaştıran, tulum biçiminde küçük kese. )


- KESE[Fars. < KÎSE] ile KESE ile HAVA KESESİ

( Cepte taşınan, içine para, tütün vb. konulan, kumaştan ya da örgüden küçük torba. | Bu küçük torba miktarında olan. | Bazı şeylerin üzerine geçirilen, kumaştan çanta biçiminde kap. | Yıkanırken kir çıkartmak için ele geçirilen, gövdeyi ovmaya yarayan, bürümcükten, cep biçiminde bez. | Birinin mal varlığı. | Organizmanın bazı boşlukları. | Su bitkilerinde içi hava ile dolu olan ve bitkinin suda yüzer durumda kalmasını sağlayan şişkinlik. | Beş yüz kuruşluk para birimi. İLE Kısa, kestirme yol. İLE ... )

( POUCH vs. SAC vs. AIR SAC )


- KESEK ile KESEK

( Bel, çapa ya da sabanın topraktan kaldırdığı iri parça. | Çimen yapmak için üzerindeki otuyla birlikte çıkarılmış çayır parçası. İLE Tezek. )


- KESELİ MEMELİLER ile/ve PLASENTALI MEMELİLER

( KÎSİYYE ile/ve ... )

( Plantigale, Keseli köstebek, Şeker Planörü, Wombat, Tazmanya Canavarı, Kanguru. İLE/VE Geyik faresi, Köstebek, Uçan sincap, Marmot, Obur, Patagonya manası. )


- KESER" ya da "RENDE" GİBİ OLMAK değil/yerine "TESTERE" GİBİ OLMAK

( "Hep bana, hep bana." YA DA "Hep sana, hep sana." DEĞİL/YERİNE Hem sana, hem bana. )

( Olma! Keser gibi hep bana, hep bana
ya da rende gibi hep sana, hep sana/ona...
Ol! Testere gibi hem sana, hem bana... )


- | KESER ya da RENDE | ile/değil/yerine/>< KOL HIZARI

( | Kendine yontar. YA DA Ötekine/dışarıya yontar. | İLE/DEĞİL/YERİNE/>< İki tarafa da yontar. )


- KESER, ERDAL (SİVAS, 1951) :

( Borussia Dordmund (Almanya) kulübünden transfer edildi ve iki sezon (1987 - 1989) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 57 lig, 8 kupa olmak üzere 65 resmi ve 10 özel maçla birlikte 75 maçta oynadı. Lig maçlarında 29, kupa maçlarında 3 olmak üzere resmi maçlarda 32 ve özel maçlarda 13 olmak üzere toplam olarak takımına 45 gol kazandırdı. Galatasaray'a transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. Antrenör ve teknik direktör lisansına sahiptir. Galatasaray'da teknik eleman olarak görev yaptı. 25 kez A Milli takımda oynadı. )


- KEŞF ETMEK ile/ve AÇIKLAMAK ile/ve YARARLANMAK

( Deney/İcat. İLE/VE Temsil, tasvir. İLE/VE ... )

( TO DISCOVER vs./and TO DESCRIBE vs./and TO BENEFIT )


- KEŞF ile/ve/değil SONUÇ

( Felsefede/tasavvufta. İLE/VE/DEĞİL Bilimde. )


- KEŞFEDECEK" değil KEŞFEDİLECEK


- KEŞFEDEREK DENEYİMLEDİKLERİMİZ ile/ve/||/<> DENEYİMLEYEREK KEŞFETTİKLERİMİZ


- KEŞFETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< FARKETMEK


- KE'SÎ[Ar. < KE'S] ile KESÎ[Fars.]

( Kadehle, bardakla, çanakla ilgili, onlara benzer. | [botanik] Çanaksı. İLE Bir kişi. | İnsanlık, mertlik. )


- KESİCİ ile/ve/||/<> DELİCİ ile/ve/||/<> AŞINDIRICI


- KEŞÎDE[Fars.]/KÂF-I FARSÎ değil/yerine/= ÇEKİLİŞ

( Banka ve her tür piyango ikramiyesinde çekme. | Arap harfli yazıda bazı yazaçların baş tarafı yazıldıktan sonra süs için çekilen uzatma. )


- KEŞİF değil/yerine/= BULUŞ


- KEŞİF ile/ve/||/<>/> DOĞRULAMA YAKLAŞIMI/YÖNTEMİ/ZİHNİ


- KEŞİF ile/ve/= HAKİKAT

( Ancak hakikat/i olanlar keşfedilir. )


- KEŞİF ile/ve/||/<>/> İŞGAL ile/ve/||/<>/> YERLEŞME ile/ve/||/<>/> SÖMÜRÜ


- KESİF[Ar.] ile KEŞİF[Ar. < KEŞF]

( Yoğun. | Saydam olmayan. | Sık. İLE Ortaya çıkarma, meydana çıkarma. | Var olduğu bilinmeyen bir şeyin ortaya çıkarılması. | Gizli olan bir şey hakkında geniş bilgi edinme. | Bir şeyin olacağını önceden anlama, sezme, tahmin. | Bir olay ya da durumun oluş nedenlerini anlayabilmek için yerinde inceleme yapma. )


- KEŞİF ile/ve/||/<>/> ORTAYA ÇIKARMA


- KEŞİF ile/ve RİYÂZÂT

( Mistisizm(İşrâkilik). İLE/VE Tasavvuf. )


- KEŞİF ile/ve RİYÂZÂT(UYGULAMA)

( Mistisizm (İşrâkîlik). İLE/VE Tasavvuf. )


- KESİF[Ar.] değil/yerine/= YOĞUN

( Oylumuna oranla, ağırlığı çok olan. | Koyu, kalın. | Etkisi güçlü olan.[koku vb.] | Artmış, çoğalmış bir durumda olan. | Dolu, sıkı, çok. | Kaba, kalın, iri.[elek, iğne için] )


- KESİK, REFİK (İST. 1954) :

( Sarıyer'de ikamet eder. İlk ve ortaokulu Kocamustafa Paşa da okudu. Davutpaşa Lisesini bitirdikten sonra, Yabancı Diller Yüksek Okulunun İngilizce Bölümünden mezun oldu. Kısa bir süre öğretmenlik yaptı. Sonra ticaret hayatına atıldı. Anavatan Partisinde siyasi çalışmalara başladı. ANAP da Sarıyer İlçe Yönetim Kurulu Üyesi, İlçe Başkanı, İl Yönetim Kurulu Üyesi ve Kurultay Delegesi olarak görev aldı. Sarıyer Belediyesi Başkanı Sedat Özsoy'un danışmanı olarak 5 yıl süre ile görev yaptı. Türk Hava Kurumu (THK) Sarıyer Şubesinde Yönetim Kurulu Üyesi ve Şube Başkanlığı yaptı ve Kurultay delegesi oldu. Sarıyer Spor Kulübünde Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Sarıyerliler Deneği (SA - DER) de ve Sarıyer Yeni Merkez Camiinde, 1940 Sarıyerli Sporcular Derneğinde ve Kastamonulular Derneği üyesi ve bu dernekte Genel Sekreter olarak görev yaptı. )


- KESİK ile/ve/||/<> KÂĞIT KESİĞİ


- KESİK/Lİ ile EKSİK/Lİ


- KESİKLİ ile/||/<> SÜREKLİ

( Kesikli sayılabilir İLE sürekli ölçülebilir değişkendir )

( Formül: Discrete İLE continuous )


- KESİLECEK ŞEYİN ÜZERİNDE, BIÇAĞI:
İTMEK/BASTIRMAK değil/yerine ÇEVİRMEK


- KESİLECEK ŞEYİN ÜZERİNDE BIÇAĞI:
İTMEK/BASTIRMAK değil/yerine ÇEVİRMEK/YUVARLAMAK


- KESİLMİŞ VE BEKLETİLMİŞ KARPUZ/KAVUN'UN KESİK YÜZEYİNİ:
BIÇAKLA TARAMAK ya da İNCECİK KESEREK SUNMAK!


- ... KESİMİ ile/ve ... TAKIMI


- KESİN DÜŞÜNCE ile/değil/yerine TEMEL DÜŞÜNCE


- KESİN İFADELER ile GENİŞ ZAMANLI İFADELER

( Vardır. İLE Var. )


- KESİN KÜME ile/||/<> BULANIK KÜME

( Kesin kümede bir eleman ya üyedir ya değildir (0 veya 1) İLE bulanık kümede üyelik derecesi 0 ile 1 arasında değişir )

( Formül: A = {x İLE μA(x) | x ∈ X} )

( Lotfi A. Zadeh tarafından 1965 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1921-2017) (Ülke: Azerbaycan/ABD) (Alan: Matematik, Bilgisayar) (Önemli katkıları: Bulanık mantık, bulanık kümeler) )


- KESİN ile/ve/||/<> "TEMİZ"


- KESİN/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİLİM/SEL


- KESİNLİK ile/ve/||/<> DURAĞANLIK/DURGUNLUK


- KESİN/LİK ile "KATI/LIK"


- KESİNLİK ile/ve/değil KESİNLİĞİN OLANAKSIZLIĞI

( [not] CERTAINTY vs./and/but IMPOSSIBILITY OF CERTAINTY )


- KESİNLİK ile/ve/değil/yerine/|| OLASILIKLI KESİNLİK

( [not] CERTAINTY vs./and/but/|| PROBABLE CERTAINTY
PROBABLE CERTAINTY instead of CERTAINTY )


- KESİNLİK ile/ve/değil/||/<>/> PEKİNLİK

( Nesneler/doga/fizik/matematik için. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Kişide, zihinde, kavramda, süreçte. )


- KESİNLİK = YAKÎN, MEVSUKİYET = CERTAINTY, CERTITUDE[İng.] = CERTITUDE[Fr.] = GEWISSHEIT[Alm.] = CERTITUDO[Lat.]


- KESİNLİK değil/yerine/>< YAKLAŞIM / YAKINLIK


- KESÎR[Ar.] ile VÂFİR[Ar.]


- KESİŞEN ile KESİT

( Bir nokta ya da çizgi üzerinde birbirini kesip geçen çizgiler ya da yüzeyler. İLE Bir şey enlemesine ya da boylamasına kesildiğinde ortaya çıkan yüzey. | Bir toplumun bölümü, kesim. | Ayırıcı özellikleriyle belirlenen süreç. | Bir nesne düz olarak kesildiğinde ortaya çıkan düzlemin biçimi, makta. )


- KESİŞİM ile/ve/<> AYRIM


- KEŞİŞ/LİK ile/ve/<>/değil/yerine DERVİŞ/LİK

( [not] MONK/CENOBITE vs./and/<>/but DERVISH
DERVISH instead of MONK/CENOBITE )


- KESİŞME ile/ve BİRLEŞME

( INTERSECTION vs./and TO CONJUNCTION )


- KESİT ile ARA KESİT

( Bir şey enlemesine ya da boylamasına kesildiğinde ortaya çıkan yüzey. | Bir toplumun bölümü, kesim. | Ayırıcı özellikleriyle belirlenen süreç. | Bir nesne düz olarak kesildiğinde ortaya çıkan düzlemin biçimi, makta. İLE Çizgilerin, yüzeylerin, katı nesnelerin birbirine rastladıkları ve kesiştikleri yer. )


- KESİT ile/ve KATMAN

( CROSS-SECTION vs./and LAYER )


- KESİT ile ÖZKESİT

( ... İLE Tomruğun, boyu yönünde alınan ve özünden geçen kesit yüzeyi. )


- KESİT ile/ve/değil/yerine/||/<> "SONUÇ"


- KEŞKE ... değil/yerine/>< FARKINDALIK

( Ne kadar farkında olursak, "keşke"lerimiz de o kadar az olur. )


- KEŞKE ile/değil UMARIM


- KEŞKE/LER(İMİZ) (İLE) değil/yerine/>< İYİLİK/LER(İMİZ) (İLE)

( Tükenirsin ve tüketirsin. DEĞİL/YERİNE/>< Güçlenirsin ve güçlendirirsin. )


- KESKİN SİRKE, KÜPÜNE ZARAR ile/ve/||/<> ÖFKEYLE KALKAN, ZARARLA OTURUR


- KESKİN SİRKE, KÜPÜNE ZARAR ile/ve/||/<> RÜZGÂR EKEN, FIRTINA BİÇER


- KESKİN, HAKKI (OF, 1932) :

( Kömür İşletmecisidir. Sarıyer Spor Kulübü'nde 1 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )


- KESKİN ile/ve/değil/yerine BELİRGİN


- KESKİN ile/değil/yerine/>< SAKİN

( Zâhirde. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Mânâda. )


- KESKİN/LİK ile/ve/<> CİDDİ/YET


- KEŞKÛL ile ...

( HİNDİSTAN CEVİZİ KABUĞU | GEZGİN DERVİŞLERİN KULLANDIĞI ARAÇ )


- KESME TAŞ ile/||/<> DEVŞİRME MALZEME

( Düzenli yontulmuş taş. Hem duvar öğesi hem bezeme öğesi olarak kullanılan taş ve bu taşlarla örülmüş duvar tekniği.[Çoğunlukla kaplama malzemesi olarak yüzeylerde kullanılır.] İLE/||/<> Başka yapılardan derlenmiş ve ikinci kez kullanılmış yapı ya da süsleme malzemesi.[Aynı dönemden olabileceği gibi daha eski dönemden de devşirilmiş malzeme kullanmak, her dönemde yaygın bir değerlendirme yöntemi olmuştur.] )


- KEŞŞÂF[Ar.] değil/yerine/= İZCİ


- KESTANE SUYU ÇEŞMESİ :

( Sarıyer'in önemli mesirelerinden Kestane Suyu mesiresi içinde bulunuyor. Mesire kapatıldıktan sonra su halka açık olmaktan çıktı. 1954'te mesire sahibi Emin Akkaya tarafından yapılan çeşmenin suyu vardır ve tek muslukludur. Kitabesinde "Kestane Suyu" yazmaktadır. Suyun sertlik derecesi 3' tür. )


- KESTANE SUYU FABRİKASI :

( Sarıyer'de Hünkâr bayırından çıkışta solda ve Kestane Suyu Mesiresi içindedir. Kestane memba suyu şişelenerek satılmaktadır. Suyun sertlik derecesidir 3 tür. )


- KESTANE SUYU :

( Kestane suyu mesiresi içinden çıkan içimi güzel bir memba suyudur. Sertlik derecesi 3 tür. )


- KESTANE ile CASSAVA

( ... İLE Kestaneye benzeyen, büyükçe bir kök.[Uganda] )


- KESTİRİP ATMAK ile/değil/yerine BAĞLAMAK


- KETB[Ar.] ile NESH[Ar.]


- KETEBE ile/ve SEVVEDE ile/ve NESEHA ile/ve HARRERE ile/ve NEMEKA ile/ve RAKAME ile/ve NAKALE ile/ve ZEBERE ile/ve SATARE ile/ve İSTİRAHE


- KETEN ile KETEN[Ar. < KETTAN]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Zahmet, sıkıntı. İLE Bu bitkinin liflerinden yapılmış dokuma. )


- KETEN ile SU KETENİ / YABAN KETENİ

( Ketengillerden, çiçekleri mavi renkte ve beş taç yapraklı, lifleri dokumacılıkta kullanılan bir bitki | Bu bitkinin liflerinden yapılmış olan [dokuma vb.] İLE Birleşikgillerden, sulak yerlerde yetişen, boyu 1,5 metre kadar olabilen, bir tür pembe çiçekli bitki, yaban keteni. )

( LINUMUSITATISSIMUM cum EUPATORIUM CANNABINUM )


- KETENCİOĞLU HACI YAKUP AĞA ALAMANA PARKI :

( Rumelifener mahallesine girişti soldadır. 3.030 m² alan üzerinde yapıldı. 1.900,00 m²'lik yeşil alanı, 170 m² çocuk oyun alanı, 120 m² jimnastik ve spor alanı, 840 m² yürüyüş parkuru ve dinlence alanı var. )


- KETENCİOĞLU, HACI YAKUP (AĞA) (RİZE, 1825 - 1933) :

( Rize'den Rumelifeneri'ne gelip yerleşti. Keten ticareti yaptıkları için Ketencioğlu lakabını "Ketenci" olarak aldı. 1912'de I. Balkan Savaşı sırasında Milli Savunma Bakanlığınca göreve çağırıldı ve I. Ve II. Balkan Savaşları sırasında takası ile cepheye deniz yolu ile silah, cephane, giyim - kuşam ve yiyecek taşıdı. Bu görevini I. Dünya Savaşı'nda (Çanakkale Savaşları sırasında) da devam ettirdi. Milli Mücadele başladığında aynı işi yapmaya devam etti. Dört oğlu ve takası ile Anadolu'ya silah ve cephane nakliyesinde çalıştı. Millicilerden yana olduğu için dört oğlu ile birlikte İngilizlerce tutuklanıp Kroker otelinde günlerce işkence gördüler. Rumelifeneri'ndeki evi yıktırıldı, takası batırıldı. Milli Mücadele sonrasında bir kısım zararı telafi edildi. )


- KETENDERE KOYU :

( Rumelifeneri sınırları içindeki önemli koylardan biridir. Mevsiminde sayfiye alanı ve plaj olarak yararlanılmaktadır. Yakın zamanlara kadar balıkçıların çok yararlandığı bir yerdir. Son yıllarda bazı kısımları imara açıldığı için yapılaşmalara başlandı. )


- KETENDERE :

( Rumelifeneri sınırları içinde ve ismi ile anılan koya dökülen deredir. )


- KETENPERE[Yun. < KATO PERA] değil/yerine/= ÖTEKİ TARAFIN AŞAĞISI | KASIMPAŞA[AŞAĞI BEYOĞLU]


- KETENTOHUMU (SAREK, ZAREK, ZEREK, ZEYREK, ZERPİK, BIZIKTAN, KIRBASÇEDENE) ile KETEN TOHUMU

( Keten bitkisinin, yağı çıkarılan ya da dövülerek hekimlikte kullanılan küçük taneleri. İLE [argo] Önemsiz, değersiz kişi. )


- KETHÜDA BEY ÇEŞMESİ :

( Hacı Osman Bayırında ve İSKİ Arıtma Tesislerinin önünde ana caddenin kenarındadır (H.1219, M.1803). Mermerden klasik tarzda yapılmıştır. Ayna taşı iki yandan sütunla olup, üst kısmında kitabe vardır. Tek musluklu olan ve akarı bulunan çeşmenin yalakı yol seviyesinin altındadır. )


- KETOZİS ile KETOJENİK BESLENME

( Aralıklı Oruç, Otofaji ve Ketojenik Beslenme Hakkında Bilinmesi Gerekenler ve FaRkLaR'ını, Suat Erus(Dr.)'tan, burayı tıklayarak dinleyebilirsiniz... )


- KETTÂB ile HATTAT

( Yazı yazan sanatkâr. Yakut el-Musta'simî'den sonra hattât. )


- KETÛM[< KETM]:
SIR SAKLAYAN, AĞZI SIKI -<


- KETÜT ile
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Aksi ve huysuz yaşlı kişi. )


- KEVÇİ/KEWÇİ ile RITL
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir ağırlık ölçüsü.[Uygur'dan Kâşgar'a kadar][On rıtl'a denk gelir.] İLE Cam ağırlık. )


- KEVEL/KEWEL ile
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Hızlı ve çevik [hayvan/at]. İLE ... )


- KEVGİR[Fars. < KEFGÎR] değil/yerine/= SÜZGEÇ


- KEVKEB[Ar.] ile NECM[Ar.]


- KEVKEB ile YANAN GEZEGEN

( SÜREKLİ YANAN GEZEGEN, YILDIZ )


- KEVLİ/KEWLİ[Kençek] ile
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Sulama arkının ağzı. )


- KEVN[Ar.] ile SÜKÛN[Ar.]


- KEVSEL ile KEVSER[Ar.]

( Geminin kıç tarafı. İLE Maddi ve manevi çokluk, kalabalık kuşak. | İlim, irfân. | Cennette bir havuzun adı. )


- KEVŞENG/KEWŞENG ile/ve/||/<> SOFRA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Harman temizlendikten sonra tahılın yığılmasına yardım eden kişiye verilen yemek/armağan. )


- KEWGİN ile/değil/yerine/>< ÇİVGİN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Doyurucu, besleyici olmayan bir yemek [ya da ot]. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Doyurucu, besleyici olan bir yemek [ya da ot]. )


- KEY :/yerine ANAHTAR, TEMEL


- KEYD[Ar.] ile MEKR[Ar.]


- KEYFE KEDER (TAKILMAK, YAŞAMAK)


- KEYFÎ DAYATMA ile ZORUNLU "DAYATMA"


- [ne yazık ki]
KEYFÎ "DÜŞÜNMEK"/KONUŞMAK ile/değil/yerine KENDİNE GÖRE "DÜŞÜNMEK/KONUŞMAK/YAŞAMAK"

( [ne yazık ki] Kişiler, (çoğunlukla) yiyecekleri ve yatacakları bir şeyleri olduğu sürece düşünmeyi reddederler. [ya da bu yanılsamadan ve keyfiyetten vazgeçip düşün(ebil)meyi, her şeye yeğlemelilerdir] )


- [ne yazık ki]
!KEYFÎ "İDÂRE" ile/ve !KEYFÎ "İRÂDE"


- KEYFÎ değil/yerine/= İSTEĞE BAĞLI


- KEYFÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İTİBARÎ

( Tüm ayrımlar, itibârîdir fakat keyfidir anlamına gelmez! )


- KEYFİ ile/ve/||/<> KİŞİSEL


- KEYFÎ/LİK ile/ve/<> ÇOCUK/LUK


- [ne yazık ki]
"KEYFÎLİK" ile/değil/yerine GÖRELİLİK


- KEYFÎ/LİK ile/değil/yerine KENDİLİĞİNDEN/LİK


- KEYFÎ/LİK ile OLASILIK

( ARBITRARY/-I-NESS vs. PROBABILITY )


- KEYFÎ/LİK değil/yerine/= OLUMSAL/LIK


- KEYFÎLİK ile/>< TUTARLILIK

( Keyfîlik, yaşam içermez. Yaşam, keyfî değildir. )


- KEYFİNDE/LİK ile/değil/yerine KENDİNDE/LİK


- KEYFİNE GÖRE TAKILMAK ile/ve KAFANA GÖRE TAKILMAK


- KEYFİNE/ÇIKARINA GÖRE DAVRANMAK ile/değil/yerine/>< KENDİN/KİŞİ/ADAM/İNSAN OLMAK

( Kendin olmak, "keyfine/çıkarına göre davranmak/davranabilmek" değildir. )


- KEYFİNİ DAYATMAK ile/ve/||/<>/>/< PİSLİK YAPMAK


- KEYFİNİ SÜRMEK ile/ve/||/<> ZEVKİNİ ÇIKARMAK


- [ne yazık ki]
"KEYFİNİ SÜRMEK" ile/ve/||/<>/> EZBERİNİ YAŞAMAK/DAYATMAK


- [ne yazık ki]
"KEYFİ/Nİ YAŞAMAK" ile/ve/değil/||/<>/>/< KEYFİ/Nİ (VE KENDİNİ) DAYATMAK


- KEYFİYET ile/değil/yerine TASARRUF


- [ne yazık ki]
KEYİF EHLİ ile/ve İŞİNE GELDİĞİ GİBİ YAŞAYAN


- KEYİF/RAHATLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇALIŞMA/HİZMET

( % 3[daha çok] -31[en fazla, azınlıkla/bazen] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< % 96[daha çok] - 69[en az, çoğunlukla] )


- KEYİF değil/yerine/>< GEREKSİNİM


- KEYİF ve/<> GÜVENLİK


- KEYİF ile/değil/yerine/||/&gt;&lt;/< KEŞİF

( [not] PLEASURE/MOOD vs./but/||/>DISCOVERY instead of PLEASURE/MOOD )


- KEYİF ile/değil/yerine/>< KEŞİF

( [not] PLEASURE/MOOD vs./but/>< DISCOVERY
DISCOVERY instead of PLEASURE/MOOD )


- KEYİF ile/değil RIZÂ


- KEYİF ile/değil/< YAŞAM

( Keyifler değildir yaşamı değerli yapan. Yaşamdır, keyif almayı değerli kılan. )


- KEYİK ile KEYLİK/KEYLİG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Vahşi [geyik]. İLE Vahşi kişi. )


- KEYLÜS/KİLÜS[Ar. < Yun.] değil/yerine/= AKKAN

( Bağırsaktan gelen, içinde yağ damlacıkları bulunan kan. )


- KEYSTONE TÜR ile/||/<> ŞEMSİYE TÜR

( Keystone kritik ekolojik rol, şemsiye koruma odak. )

( Formül: Ekosistem mühendisi İLE sembol )


- KEZ değil GEZ

( Kere. DEĞİL 66 cm. [özellikle okçulukta kullanılan bir ölçü] )


- KEZÂ[Ar.] ile ZİRA[Fars.]

( Aynı zamanda. İLE Çünkü. )

( Zarf. İLE Bağlaç. )


- KEZÂ/KEZÂLİK[Ar.] ile NİTEKİM/AYNI BİÇİMDE


- KEZBAN(")[Ar.] ile/değil/>< KEZBAN[Fars.]

( Kötü kadın. | (")Deneyimsiz, beceriksiz, bilgisiz, görgüsüz kadınlara yakıştırılan söz("). İLE/DEĞİL/>< Becerikli, hamarat kadın. )


- KEZİB[Ar.] ile MUHÂL[Ar.]


- KƏND[Azr.] = KÖY[Tr.]


- KİBÂR[< KEBÎR] değil/yerine/= İNCE/TAYLAN/KOSTAK

( Zarif, kibar, nazik, çalımlı, güzel giyinmiş, yakışıklı. | Yiğit, kabadayı, yürekli. | Büyükler, ulular. )


- KİBÂR-I EHLULLAH ile ...

( KÂMİL İNSAN )


- KİBAR/LIK ile NAZİK/LİK


- KİBARLIK ile/değil/yerine NEZÂKET

( Nasıl "görünmek" "istediğmizle". İLE/DEĞİL/YERİNE Kim olduğumuzla ilgili. )

( Krala gösterilen kibarlık, "zorunluluktandır". İLE/DEĞİL/YERİNE Dilenciye gösterileni nezâket, gerçektir. )


- KİBAS/INCREASED İNTRACRANIAL PRESSURE SYNDROME[İng.] değil/yerine/= KAFA İÇİ BASINÇ ARTIŞI BELİRGESİ, KAFA İÇİ BASINÇ ARTIŞI SENDROMU


- KİBİR:
HALKTAN "UZAK DURMAK" değil HAK VE HAKİKATTEN UZAK DURMAK


- KİBİR değil/yerine/>< ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK

( Büyük görünme. / Küçüklüğün ölçüsü. DEĞİL/YERİNE/>< Küçük görünme. / Büyüklüğün ölçüsü. )


- KİBİR ile/ve/<>/değil BAĞIMLILIK

( Kibir, kişinin, sahip olduklarını, "hak etmediği" korkusundan kaynaklanır... )


- KİBİR ile/değil ÇEKİNGENLİK


- [ne yazık ki]
KİBİR ile/ve/<> GİZLİ KİBİR


- KİBİR >< KISKANÇLIK/GÜNÜ/HASET

( Sahip olanda. >< Sahip ol(a)mayanda. )


- KİBİR değil/yerine/>< ONUR/VAKAR[Ar.]

( Kartal, vakarı; yılan, bilgeliği simgeler. )

( Başkalarını aşağılayarak. DEĞİL/YERİNE/>< Başkalarına hizmet ederek. )

( Kendini beğenme, başkalarından üstün tutma, büyüklenme, benlik. DEĞİL/YERİNE/>< Ağırbaşlılık. )


- KİBİR ile/değil/yerine ÖZDEĞER


- KİBİR ile/değil/yerine/>< ÖZGÜVEN

( Çoğu kişiden üstün olduğumuzu zannediyorsak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kimseden bir eksiğimizin olmadığını düşünüyorsak. )

( Kendinden emin olmaya alışık olmayana, özgüven, "kibir" gibi gelebilir. )

( [not] ARROGANCE vs./but/>< SELF CONFIDENCE
SELF CONFIDENCE instead of ARROGANCE )


- KİBİR ile/değil/yerine ÖZSAYGI

( [not] ARROGANCE vs./but SELF-ESTEEM
SELF-ESTEEM instead of ARROGANCE )


- KİBİR = PRIDE[İng.] = ORGUEIL[Fr.] = HOCHMUT[Alm.] = SUPERBIA[Lat.]


- KİB[İ]R ile UCB

( BÜYÜKLÜK, ULULUK | KENDİNİ BÜYÜK GÖRME, BÜYÜKLÜK TASLAMA )


- KİBİRLİ" ile "KASINTI"


- KIBLE ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/> AMAÇ

( Güney ile güneybatı [Güneybatı ile güney arası]. [Türkiye'ye göre!] [Güney anlamına da kullanılır.] | Mekke'de Kâbe'nin batı köşesi ile altınok (Mizp) arasının doğrultusu. | Kabul etmek. | Güneyden esen rüzgâr. | Darlıkta başvurulan kapı. )


- KIBLE ve/<> KABUL ve/<> KABİLE


- KIBLE ||/<>/= ÖZBİLİNÇ


- KİBR[Ar.] ile KİBRİYÂ'[Ar.]


- KİBR[Ar.] ile TÎH[Ar.]


- KİBR[Ar.] ile ZEHV[Ar.]


- KİBRİT ile HİBRİT


- KİBRİT[Ar.] değil/yerine/= KAV

( Ağaçların gövdesinde ya da dallarında yetişen bir tür mantardan elde edilen ve çabuk tutuşan, süngerimsi nesne. )


- KIBT/CONE BEAM COMPUTERIZED TOMOGRAPHY, CONE BEAM COMPUTED TOMOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= KONİK IŞINLI BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ


- KIÇ/I BAŞ/I (OYNAMAK, AÇIKTA OLMAK/KALMAK)


- KİÇİG KEYGEN ile ULUG KEYGEN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kayas'tan, Ila vadisine akan iki ırmağın adı. )

( Küçük. İLE Büyük. )


- KİÇİMEK ile/ve/||/<> KİÇİNMEK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kaşınmak. İLE/VE/||/<> Dayak. | Aşırı eşeysel istek. )


- KIÇINDAN ANLAMAK/ANLAYAN/UYDURAN değil/< KIŞRINDAN(KABUĞUNDAN) "ANLAMAK/ANLAYAN/UYDURAN"


- KICK :/yerine TEKMELEMEK


- KID :/yerine ÇOCUK


- KİDİZ ile KİDİZGEK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Keçe. İLE Tazeliğini kaybetmiş ve keçeleşmiş. )


- KIDVE ile ...

( KENDİNE UYUP ARDINDAN GİDİLECEK KİŞİ | BİR SINIFIN YA DA TOPLULUĞUN BAŞINDA OLAN KİŞİ )


- KİFAFLANMAK[Ar.] değil/yerine/= AZLA YETİNMEK

( Elde ne varsa onunla, çok az yiyecekle karın doyurmak, çok az şeyle yetinmek. )


- KİFÂYET değil/yerine/= YETERLİ(Lİ)K


- KİFÂYET ile YETİŞME, ELVERME | YETERLİK | İKTİDAR, YARARLIK

( YETİŞME, ELVERME | YETERLİK | İKTİDAR, YARARLIK )


- KİFÂYETSİZ MUHTERİS ile/ve/<> HEBENNEKA[Ar.]

( ... İLE/VE/<> Zeki ve becerikli olmadığı halde, kendini öyle sanan. )


- KİKİR KİKİR (GÜLMEK)


- KIKIR KIKIR (GÜLMEK/KIKIRDAMAK)

( "Kıkır kıkır" diye ses çıkararak gülmek. | Donacak kadar üşümek. | Soğuktan donmak. | [argo] Ölmek. )


- KIKIRDAK/KAKIRDAK ile/ve KEMİK

( EŞVÂK[Ar. < ŞEVK]: Kemiklerin uzaması. )

( Kemik kadar sert olmayan, dayanıklı, esnek, bükülgen, damarsız bağ dokusu. | Sığır ve danada, hayvanın göğüs boşluğunun arka tarafının alt bölümünde bulunan parça. İLE/VE İnsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan türlü biçimdeki sert örgenlerin genel adı. | Kemikten yapılmış olan. )

( )

( GUDRÛF ile/ve AZM[çoğ. İZÂM] )

( KÖZ ile/ve ESTEH, ÜSTÜHÂN/İSTİHÂN )

( GRISTLE/RING CARTILAGE vs./and BONE )


- KİKLOTRON[Yun. ] değil/yerine/= HIZLANDIRICI

( ... İLE Atom araştırmalarında, elektriklenmiş nesnelere yüksek hız veren bir aygıt. )


- KİL[Fars. < GİL] ile KİLERMENİ[Fars. GİL + ERMENİ]

( Islandığı zaman kolayca biçimlendirilebilen, yumuşak ve yağlı toprak. İLE Eczacılıkta kullanılmış olan kırmızı renkli kil. )


- KIL-KUYRUK (BİR TİP)


- KILAVUZ/REHBER[Ar.] ile ÖNDER[LİDER değil!]

( İçten, doğru gelmeyen hiçbir kılavuzluğu kabul etmeyin. O zaman bile tüm anıları ayıklayın. Çünkü onlar, bizi yanlışa götürür. )

( Yollar ve araçlar hakkında tümüyle cahil olsanız bile sessiz kalın ve içinize bakın; kılavuzluk mutlaka gelecektir. )

( KÂİD ile RÂİD )

( GUIDE vs. LEADER
Accept no guidance but from within, and even then sift out all memories for they will mislead you.
Even if you are quite ignorant of the ways and the means, keep quiet and look within; guidance is sure to come. )


- KILAVUZ RNA ile/||/<> DONOR ŞABLON

( Kılavuz RNA kılavuz kesim, donor şablon onarım. )

( Formül: Cutting guide İLE repair template )


- KILAVUZ = REHBER = GUIDE[İng., Fr.] = FÜHRER[Alm.] = GUIDA[İt.] = GUÍA[İsp.]


- KILÇIK ile GELMİÇ[Fars.]

( Balıkların eti arasında bulunan diken gibi ince ve küçük kemik. | Fasulye, bakla vb. sebzelerin yeşil kabuğunda ve ekin başaklarında bulunan sert ve kıl gibi uzun lif. | Alttaki güreşçinin, kuyruk sokumunu hızla ve birdenbire havaya kaldırarak sırtına abanmış olan güreşçinin dengesini bozup onu ön ya da yan tarafına aşırıp atması. İLE İri balıklarda, kılçık durumunda olan kemik. )


- KILDIRAN; GÜNEY (RUMELİKAVAĞI, 1935) :

( Rumelikavaklıdır. Rumelikavağı 41. İlkokul, Sarıyer Ortaokulu ve Kabataş lisesini bitirdikten sonra 1957'de İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebi'nden mezun oldu. İlkokulu okuduğu 41. Rumelikavağı İlkokulunu yeniden inşâ ederek modern hale getirdi ve okula ismi verildi. İş hayatına muhasebe müdürü olarak bir toptan kumaş fabrikasında sonra da bir triko fabrikasında çalışarak başladı. 1961'de kendisine ait olan ilk işi Gün Örme San. A.Ş. yi, 1979'da ise ÖRTÖP Örme San. Tic. A.Ş.yi kurdu. İki şirketin yönetim kurulu başkanıdır. İstanbul Sanayi Odası Meclis Üyesi ve Triko Sanayicileri Derneği (TRİSAD)'nin kuruluşundan bu yana başkanlığını yapmaktadır. Uzun yıllar Sarıyer Voleybol takımında oynamıştır. )


- MAHZEN[Ar.] ile/ve/||/<> KİLER[Fars. < KİLÂR]/ARDİYE[Ar. < ARZİYE] ile/ve/||/<> DEPO[Fr. < DÉPÔT]/DEBBOY ile/ve/||/<> ANTREPO[Fr. < ENTREPOT] ile/ve/||/<> SAKLAK/AMBAR[Fars. < ANBAR]

( Yapılarda yer altı sakla[n]ma/koru[n]ma alanı. İLE/VE/||/<> Evlerde saklanılabilecek yiyecek ve içeceğin [Ar. erzak] saklandığı oda, ambar ya da dolap. İLE/VE/||/<> Korunmak, saklanmak ya da gerektiğinde kullanılmak için nesnelerin konulduğu/saklandığı yer. | Nesnelerin toptan satıldığı ve çokça bulunduğu yer. | Ordu nesne ve araçlarının saklandığı, bakımlarının yapıldığı yer. İLE/VE/||/<> Vergileri ödenmemiş, gümrüğe ait nesnelerin korunması için kurulan alan. İLE/VE/||/<> Genellikle tahıl saklanılan yer. | Yiyecek ve bazı nesnelerin saklanıldığı yer. | Geminin yük koymaya ayrılmış yeri. | Genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge. | Kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 santimetre olan küp ölçek. | Nesne taşıma işleri yapan kurum ya da ortaklık. )


- KILGILI/KILGIN/UYGULAMALI = AMELÎ = PRACTICAL[İng.] = PRATIQUE[Fr.] = PRAKTISCH[Alm.] = PRAKTIKOS < PRAKTEIN[Yun.] = PRÂCTICO[İsp.]


- KİLİ, SUNA (İST. 1929 - 2015) :

( Sarıyer/Yeniköylüdür. Boğaziçi Üniversitesi öğrenci üyesiydi. İstanbul Amerikan Kız Kolejinden mezun oldu. Yüksek Öğrenimini ABD de tamamladı. Lisans, master ve doktora derecelerini Bryn Mawr College'den Siyasal Bilimler ve Ulusal İlişkiler dallarında aldı. Berkeley'de Kaliforniya üniversitesinde lisansüstü çalışmalar yaptı, doktora sonrası araştırmalarını London School of Economics Columbia Üniversitesi ve Princeton Üniversitesinde sürdürdü. Los Angeles California Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesinde 1977/1978 akademik yılında konuk öğretim üyesi olarak ders verdi. Yurt içinde ve yurt dışında pek çok seminer, kongre, sempozyum ve benzeri bilimsel toplantıya katıldı, çeşitli konularda bildiriler sundu. Uluslararası Siyasi Bilimler Dergisi (İPSA) ve Arap Bölgesi, Türkiye ve Iran Sosyal Bilimler Dergisi (ASSART) gibi çeşitli kuruluşların üyesi olup, İPSA'nın Siyasal Eğitim Komitesi ikinci eş başkanlığını yürüttü. Türk Devrim Tarihi, The Atatürk Revoluation, Cumhuriyet ve Küreselleşme, Türk Anayasası Metinleri, CHP de Gelişmeler, Türk Anayasası, Atatürk Devrimi Bir Çağdaşlaşma Modeli, Çayırhan, 27 Mayıs Devrimi Kurucu Meclis ve 1961 Anayasası isimli kitapları var. )


- KILIBIK ile/değil/yerine KALBİ ILIK


- KILIBIK >< KAZAK


- KILIÇ KAPTAN :

( Kılıç Kaptan denilen mevkii, Kocataş yalısı ile Sarıyer Orduevi arasında kalan deniz sahilidir. Kaptanyan yalısını (Vehbi Koç Vakfı Lisesi ön binası) yaptıran kişinin ismi Kılıç Kaptan olduğundan bu isimle bilinmektedir. )


- KILIÇOĞLU, HALİL (KÜTAHYA, 1945) :

( Üniversite öğrenimini tamamladıktan sonra ticaret hayatına atıldı. Türkiye Tekvando Federasyonunda üye olarak çalıştı. Sarıyer Spor Kulübü'nde bir dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )


- KILIÇOĞLU, MUHLİS (GİRESUN, ?) :

( Uzun yıllardan beri Bahçeköy'de ikamet etmektedir. İ.Ü. Orman Fakültesi mezunudur. Peyzaj işleri yapan şirketi vardır. Bahçeköy Giresunlular Derneği Başkanıdır. 2004 - 2009 döneminde Bahçeköy Belediye Meclisinde AKP üyesi olarak görev yaptı. )


- KILIÇPINAR DERESİ :

( Bekardere'nin batı tarafından, Kılıçpınar mesiresinin alt kısımlarından çıkarak Sarıyer (Mercimek) deresi ile birleşir. )


- KILIÇPINAR MESİRESİ :

( Bahçeköy'ün kuzey doğu tarafında Kılıçpınar mevkiindedir. Kılıçpınar Sarıyer, Bahçeköy ve Sarıyer arasında büyük bir alandır. Mesire içerisinde çay bahçesi, restaurant vardır. Sarıyer deresine akar veren Kılıçpınar deresi bu mesire içinden çıkmaktadır. Mesire içerisinde Kılıçpınar memba suyu vardır. Mesire içerisinde Avcılık ve Atıcılık Sporları için atış poligonu da bulunmaktadır. )


- KILIÇPINAR SUYU :

( Kılıçpınar mesiresi içinden çıkan memba suyu olup içimi çok iyidir. )


- KILIF[Ar. < GİLÂF] ile KIRLENT[Fr. < GUIRLANDE]

( Bir şeyi korumak için kendi biçimine göre, çoğunlukla yumuşak bir nesneden yapılmış özel kap. | Yolsuz bir işe bulunan sudan gerekçe. İLE Çiçek ya da yaprak işlemeli süs. | İşlemeli ya da işlemesiz bir tür küçük yastık. )


- KILIF[Ar. < GİLÂF] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> NEVRESİM[NEV(Fars.) + RESM(Ar.)]

( Bir şeyi korumak için kendi biçimine göre, çoğunlukla yumuşak bir nesneden yapılmış özel kap; zarf. | Yolsuz bir işe bulunan sudan gerekçe. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Torba biçiminde dikilmiş, yorgana geçirilen kılıf. )


- KILIF ile/ve ZARF


- KİLİM ile BİSÂT[Ar. çoğ. BUSAT]

( ... İLE Kilim, minder, döşeme, keçe, yaygı. )


- KİLİM ile/ve PALA

( ... İLE/VE Adi kilim, yaygı. )


- KİLİM ile/ve SAVAN

( ... İLE/VE Pamuk ipliğinden yapılan kalınca kilim. )


- KİLİM ile/ve SİLİ

( ... İLE/VE Bir tür yaygı. )


- KİLİM ile/ve TATAMİ

( ... İLE/VE Japon kilimi. )


- KİLİSE ile BAZİLİKA[< Lat. < Yun.]

( ... İLE Kral sarayı. | Dikdörtgen biçimindek, uc kısmında, yarım çembere benzeyen bir çıkıntısı olan Roma mahkemesi. | Ortadaki yüksek, yanlardakiler daha alçak olmak üzere içi, iki sıra sütunla, üç salona ayrılmış, dikdörtgen biçimindeki kilise. | Hristiyanların eski Roma mahkemeleri biçiminde yaptığı ilk kiliselere verilen ad. | Düz çatılı. )


- KİLİSE ile/ve/||/<>/> BAŞKİLİSE/KATEDRAL[Fr. < CATHÉDRALE]

( ... İLE/VE/||/<>/> Baş kilise. Bir kentin büyük kilisesi. )


- KİLİSECİK MEVKİİ :

( Demirciköy Uzunca deresine yakın bir yerde olan Kilisecik mevkii ismini buradaki kiliseden almakta idi. Kilise yıkılınca buraya da Kilisecik mevkii denildi. Hıristiyan Mezarlığı da bu civarlardaydı. )


- KİLİT[Fars. < KELİD/KİLİD] ile/ve/||/<> PERİCİK

( Anahtar, düğme gibi takılıp çıkarılabilen bir parça yardımıyla çalışan kapatma aracı. | Bir yanı değirmi, öbür yanına demir çubuk geçirilmiş olan yarım halka. | Atların alnından alt çenesine uzanan beyazlık. İLE/VE/||/<> Kilit dili. | Perihastalığı.[Sara ve isteri gibi bazı hastalıklar için kullanılır.] )


- KİLİTLE(N)ME ile/değil DÜĞÜMLE(N)ME


- KİLİTLENMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ODAKLANMAK


- KİLL SWİTCH İLE CONTAİNMENT İLE ORTHOGONAL ile/||/<> BİYOGÜVENLİK

( Sentetik organizmaların kontrol mekanizmaları. )

( Formül: Toxin-antitoxin sistemi )


- KILL :/yerine ÖLDÜRMEK


- KILLER :/yerine KATİL


- KILLI (GÖVDE/YÜZ/YANAK/ÇENE/BURUN/KULAK/SIRT/GÖĞÜS/PENİS/YARDA/TESTİS/VAJİNA/PUBIC/LABIA MAJOR/KIÇ/BACAK) ile/yerine KILSIZ (GÖVDE/YÜZ/YANAK/ÇENE/BURUN/KULAK/SIRT/GÖĞÜS/PENİS/TESTİS/VAJİNA/PUBIC/LABIA MAJOR/KIÇ/BACAK)


- KILLING :/yerine ÖLDÜRME


- KİLO- ile/||/<> MİLLİ-

( Bin. İLE/||/<> Bin, binde bir. )


- KİLOJOULE[KJ] ile KİLOKALORİ[KCAL]

( [Joule: Bir nesnenin kimyasal bir tepkimesi sonucunda açığa çıkabilen enerji.][Kilojoule, "KJ" ile gösterilir ve bin (103) joule'a eşit olmaktadır. Çoğu ülkedeki besin standartlarının enerji değeri kilojoules olarak tanımlanır. Bir kilojoule, saniyede, tam gün ışığında, dünyanın bir metrekare tarafından alınmış olan güneş radyasyonunun yaklaşık olarak ölçüsünü verir.] İLE Kalorinin simgesi "cal" ile gösterilir. Atmosfer basıncı içinde 1 gram olan suyun sıcaklığını 1 °C artırabilmek için gereken enerji miktarıdır. [Kilokaloriye, "büyük kalori" adı da verilir. 1000 kaloriye eşit olmaktadır.][1925'ten itibaren kalori, joule kavramı ile belirlenmiştir. Enerji birimi olarak bakıldığında kalori, bir nesneye verilmiş ya da eklenmiş olan ısı miktarını belirlemek amacı ile kullanılır.][Sözü geçen nesnelerin ısı kapasitesi, erime ya da buharlaşma ısısı ve kimyevî bir değişmeye bağlı olan etkileşim ısısı her zaman kalori kavramı ile tanımlanır.][1 kalori, yaklaşık olarak 4,184 joule'ye eşittir.][Dört kibrit çöpü yakıldığı zaman, 1 kalorilik enerji açığa çıkmaktadır.]

[Fiziksel olan kalori ile yiyeceklerin ya da içeceklerin enerji değerlerini göstermekte kullanılmakta olan kalori ile karıştırılmamalıdır.][Yiyeceklerde kullanılmakta olan kalori, "C" ile gösterilip 1000 cal değerinde olmaktadır.][Besinlerin tüketilmesi sürecinde öğütülmesinin ardından besinler enerjiye dönüşür. Sözü geçen enerjiye "kcal" adı verilir.] )


- KİLYOS (KUMKÖY) DOĞAL ÇEVRESİNİ KORUMA VE ÇEVRE KÜLTÜRÜNÜ GELİŞTİRME DERNEĞİ :

( Kilyos (Kumköy) da 1994 yılında Tülin Erkan, Memduh Iğırcık, Atilla Günaltay, Güler Sönmez, Mehmet Ali Erdoğan, Naz Karavuz, Ayşe Ergin ve Hasene Kan tarafından kuruldu. Çevre koruma konularında pek çok proje içinde yer aldı ve destek verdi. İstanbul Valiliğinin 2000 yılında başlattığı ve devam eden İstanbul'un tüm okullarını kapsayan "Çevre Eğitim Projesi" nin il organizasyon kurulunda ve diğer pek çok platformda yer aldı. 1998 yılından beri her yıl yapılan İstanbul Boğazı'nda taşımacılığın tehlikesine dikkat çeken ve boğaz trafiğini kapatma eylemlerine aktif olarak katıldı. Sahillerimizdeki hızlı ve çarpık yapılaşma nedeniyle nesli tükenmekte olan Kum Zambaklarının korunması için yaptıkları başvurunun AB de kabulü üzerine "Sarıyer'in kum zambaklarını koruyalım" projesini yürüttü ve 22 - 24 Temmuz 2011 de I. Kilyos Kum Zambakları Festivali"ni gerçekleştirir. )


- KİLYOS 75. YIL VE MAVİ SU PARKI :

( Kilyos'da kale caddesi üzerindedir. 1.070,27 m²'lik bir alanı kapsamakta olup, 562,76 m²'lik yeşil alanı bulunmaktadır. )


- KİLYOS ABDULLAH KAYA ÇOCUK PARKI PARKI :

( Kilyos'da Osman Görgün Sokak üzerindedir ve yeniden tanzim edilerkek hizmete açıldı. )


- KİLYOS ASTSUBAY GAZİNOSU BAHÇESİNDEKİ ÇINAR AĞACI :

( Astsubay Gazinosu olarak kullanılan Kilyos Kalesi içindedir. Gövde çevresi 5,40 m, boyu 28 m, yaşı 549 dur (2009 itibariyle). )


- KİLYOS CADDESİ :

( Maden mahallesinden köylere giden caddeye "Kilyos Caddesi" ismi verilmiştir. )

Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 45.309 başlık/FaRk ile birlikte,
45.309 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(92/183)