R ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 45.309 başlık/FaRk ile birlikte,
45.309 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(86/183)
- KALBİN DERİNLİĞİ ile/ve DERİNLİĞİN KALBİ
- KALBİN YEDİ TAVRI (*) ile/ve/||/<> KALBİN YEDİ TAVRI (**)
( (*)
1. SADIR
2. KALB
3. ŞEFFAF
4. FUÂD
5. CENNETÜ'L-KULÛB
6. SEVDÂ
7. CENNETÜ'L-KULÛB
ile/ve/||/<>
(**)
1. Kalb-i vesvese
2. Kalb-i İslâm
3. Kalb-i rü'yet
4. Kalb-i muhabbet
5. Kalb-i mir'âtül gayb
6. Kalb-i ma'denü'l-mükâşefat
7. Kalb-i mevlüd-i tecellî )
- KALBİN YOLU ile/ve/||/<> ZİHNİN YOLU
( Hoştur fakat tehlikelidir. VE/||/<> Sıradandır fakat güvenlidir. )
- KALBİNDEN GEÇEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZİHNİNDEN GEÇEN
- KALBURA ile/ve/||/<> KEVGİRE DÖNMEK/ÇEVİRMEK
- KALDIĞIMIZ YER değil/yerine KARAR KILDIĞIMIZ YER
- KALDIRAÇ/MANİVELA[İt. < MANOVELLA] ile KALDIRAN ile KALDIRICI ile KALDIRIM ile KALDIRIŞ ile KALDIRMAK
( Az bir kuvvet ile büyük bir yükü kaldırmaya yarayan, bir dayanma noktası üzerinde hareket edebilen, inip kalkabilen sert çubuk. İLE Bazı organları yukarıya doğru hareket ettiren kas. İLE Kriko. İLE Yaya kaldırımı. | Yollarda taşlarla yapılan döşeme. İLE Kaldırma işi. İLE Bulunduğu yerden almak. | Yukarı doğru hareket ettirmek. | Yükseltmek. | Ürün toplamak, taşımak. | Çekmek, taşımak. | Bir kuruluşun çalışmasına son vermek, feshetmek, lağvetmek. | Hastayı hastaneye götürmek. | Tören yaparak ölüyü gömmek. | Toplamak. | Alıp başka yere götürmek. | Uyandırmak. | Piyasadan çekmek. | Elin ulaşamayacağı yere koymak, saklamak. | Kaçırmak. | İyi etmek, iyileştirmek. | Bir şeyden çokça satın almak. | Tayin etmek, atamak. | Yok etmek, ortadan silmek. | Uygun gelmek, yakışmak. | Çalmak, aşırmak. )
- KALDIRMA:
KORUMA ile/ve/||/<> YOK ETME
( KATERGEIN )
- KALDIRMAK ile KAYDIRMAK
- KALDIRMAK/KALDIR(A)MAMAK ile TAŞIMAK/TAŞI(YA)MAMAK
- KALDIRMAK ile/değil/yerine YAY(IL)ARAK GÖSTERMEME/GÖRÜNMEME
- KALDIRMAK/BİTİRMEK ile/ve/<>/değil/yerine DARALTMAK
- KALE AĞASI SOKAK :
( Rumelihisarı Mahallesi sokaklarından biridir. İstanbul'un fethinden sonra kale değişik amaçlar için kullanıldı. Kalede dört yüz yeniçeri görev yapıyordu ve başlarında bir Yeniçeri Ağası vardı. Ağaya izafeten bu sokağa "Kale Ağası Sokak" ismi verildi. )
- KÂLE ALMAMAK değil/yerine/= ÖNEMSEMEMEK/ÖNEM VERMEMEK/SÖZ ETMEYE DEĞER BULMAMAK
- KALE ÇAY BAHÇESİ :
( Rumelihisarı'nda kaleye yakın ve denize cepheli bir çay bahçesidir. )
- KALE MEVKİİ :
( Kısırkaya Köy'ün doğu tarafında ve Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi yazlık lojmanlarının bulunduğu yere, eskiden burada kale olması nedeni ile Kale Mevkii deniliyor. )
- KALE ile/değil KÂLE (ALMAK/ALMAMAK)
- KALE[Ar. < KAL'A]/KERMEN ile KALEBENT
( Düşmanın gelmesi beklenilen yollar üzerinde, askerî önem taşıyan şehirlerde, geçit ve dar boğazlarda güvenliği sağlamak için yapılan kalın duvarlı, burçlu, mazgallı yapı, kermen. | Satranç tahtasının dört köşesine dikilen, tahtanın bir tarafından öteki tarafına kadar düz olarak boş hanelerde gidebilen kale biçiminde taş. | Genellikle bir düşüncenin savunulduğu, sürdürüldüğü yer. | Takımla oynanan bazı top oyunlarında topun sokulmasına çalışılan yer. | Denizli iline bağlı ilçelerden biri. | Malatya iline bağlı ilçelerden biri. İLE Kale dışına çıkmamaya hüküm giyen suçlu. )
- KALE ile/ve/||/<>/> RİBAT
( İlk yapı türü. )
( )
- KALEM İŞİ ile/||/<> ŞAM İŞİ ile/||/<> HALİÇ İŞİ
( Yapıların genellikle iç yüzeylerinin bezenmesinde kullanılan bir süsleme tekniği.[Boya, taş, ahşap yüzeyler üzerine fırça ile boyanan renkli nakışlar.] İLE/||/<> XVI. yüzyıl başında hem çini hem de keramiklerde kullanılan bir teknik.[En önemli özelliği, sırın pek parlak olmaması nedeniyle renklerin puslu görünmesidir. En karakteristik renkler, puslu bir yeşil ve mordur.] İLE/||/<> XV. yüzyıl sonunda mavi-beyaz tekniğin keramiklerde kullanılan bir uygulaması.[İnce spiral dallar üzerinde minik çiçekler, yapraklar yer alır.] )
- KALEM TÜKETMEK ile/ve/değil/daha çok/+/||/<>/></< SİLGİ TÜKETMEK
- KALEM ile/||/<> GENELGE/TAMİM ile/||/<> MUHTIRA ile/||/<> HATT-I HÜMÂYUN ile/||/<> NOTA ile/||/<> NİŞANCI
( Resmî belgeleri hazırlayan yazıcıların çalıştığı yer. İLE/||/<> Yasa ve yönetmeliklerin uygulanmasında yol göstermek. İLE/||/<> Herhangi bir şeyi anımsatma, uyarma amacıyla yazılan yazı. | Bir devletin başka bir devlete politik sorunlarla ilgili olarak yolladığı uyarı yazısı. İLE/||/<> Sultan tarafından herhangi bir iş için çıkarılan yazılı emir. İLE/||/<> Bir devletin başka bir devletle ya da elçisine yaptığı bildiri. İLE/||/<> Osmanlı yasalarını iyi bilen, yasalar konusunda Dîvân'a görüş veren yabancı devletlerle yazışmaları hazırlayan, Sultan mektuplarına tuğra çeken, Divan-ı Hümayûn üyesi. )
- KALEM ile KAMIŞ
- KALEM ile KURŞUN KALEM
( ... İLE İçi grafitli, yazısı kolayca silinebilen, değişik biçimleri olan bir kalem türü. )
( PEN vs. PENCIL )
- KALENDER KASRI :
( Kalender Kasrı Yeniköy ile Tarabya arasında Kalender mevkiindedir. Kasır 16l6'da Sultanahmet Camii emini Kalender Çavuş tarafından yaptırıldı. Kalender Sahil Sarayı olarak isimlendirilen kasırla beraber bir de hamam yapılmıştı. Kalender Çavuş'un ismi hem kasra verilmiş hem de kasra verilmişti. 1794'te kalender kasrını yeniledi. Sultan III. Ahmet döneminde (1703 - 1730) kasır birkaç kez onarıldı. 1866 - 1875 yılları arasında yeniden inşâ edildi. Sultan III. Selim (1789 - 1807) 1794'te kasrı yeniledi. Kalender kasrı 1939'da yanarak kül oldu. 1967 - 1969 arasında yeniden inşâ edildi ve Orduevi olarak kullanılmaya başlandı. 23.070 m² lik büyük bir koruluk üzerinde dolup deniz cephelidir. Kasra sık sık Padişahlar gelir dinlenirdi. 1828 - 1829 Rus Savaşı nedeni ile sancak - ı Şerif Kalender Kasrına getirildi. 1864'te İstanbul'a gelen III. Napolyon'un kuzeni Prens Muray'ı Sultan Aziz bu kasırda kabul etti. )
- KALENDER KASRI :
( Yeniköy ile Tarabya arasında bulunan Kalender mevkiinde bulunan bu tabyanın 1857 yılına ait belgeden var olduğu anlaşılıyor. Tabya zamanla özelliğini yitirmiş, yıkılmış, kalıntıları bile mevcut değil. )
- KALENDER ÜSTÜ MAHALLESİ CAMİİ :
( Yeniköy, Kalender mevkiinin üst kısmındaki yerleşim bölgesinde yapılan yeni camilerdendir, her hangi bir tarihi özeliliği yoktur. )
- KALENDER YOLCU GEMİSİ :
( Şirket - i Hayriye İşletmesine ait 67 baca No. lu bu yolcu gemisi, İngiltere, Newcastle'de, Hawthorn, Leslie&Co. Ltd. tezgâhlarında yolcu vapuru olarak yapıldı. 453 gros, 142 net tonluktu. Teknesi çelik saçtandı. Uzunluğu 46,4 metre genişliği 7.0 metre, su kesimi 3.1 metre idi. Wallsend yapımı 440 beygir gücünde 2 adet tripil (3 silindirli) buhar makinesi vardı. Çift uskurluydu. 1911'de hizmete girdi. Saatte 12,5 mil hız yapabiliyordu. Yazın 975, kışın da 793 yolcu alabiliyordu. 1981'de Atatürk müzesi haline getirildi ve Kabataş rıhtımına bağlandı. 25 Haziran 1984'te hizmet dışı bırakıldı. 1986'da satışa çıkarıldı. Makinelerinden biri Koç'un sanayi müzesinde muhafaza ediliyor. )
- KALFA ile/ve/<> YARDAK
( Aşaması çırakla usta arasında bulunan zanaatçı.| Mimar yardımcısı. | Saraylarda ve büyük konaklarda, halayıkların başında bulunan kadın. | İptidailerde, hoca yardımcısı. | Çocukları evlerinden alarak okula, okuldan evlerine götüren yardımcı. İLE/VE/<> Karagöz ustasının yardımcısı. )
- KALİBRASYON/CALİBRATION[İng.] değil/yerine/= ÖLÇÜMLEME. | ÇAP
- KALİBRATÖR/CALIBRATOR[İng.] değil/yerine/= ÖLÇÜMLEMECİ
- KALICI ORGANİK ile/||/<> BİYOBOZUNUR
( POP birikim toksik, biyobozunur doğal parçalanma. )
( Formül: DDT İLE doğal )
- KALICI ile/ve/değil/||/<>/< GEÇERLİ
- KALICILIK ile/ve/değil/||/<>/> BAĞLAYICILIK
- KALICILIK =/< KENDİNDEN KAYBOLUŞ
- KALICILIK = SUBSISTENCE[İng., Fr.] = SUBSISTENZ[Alm.] = SUBSSISTENTIA[Lat.]
- KALICI/LIK ile/ve/||/<>/> SÜRDÜRÜLEBİLİR/LİK
- KALICI/LIK ile/ve/değil/yerine SÜREKLİ/LİK
( [not] PERMANENCE vs./and/but CONTINUOUS/NESS
CONTINUOUS/NESS instead of PERMANENCE )
- KALICI/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UZUN SÜRELİ/LİK
- KALİFİYE/VASIFLI değil/yerine/= NİTELİKLİ
- [ne yazık ki]
KALİFORNİYA SENDROMU:
HAZCILIK ile/ve/+/||/<>/> BEN MERKEZCİLİK ile/ve/+/||/<>/> YALNIZLIK ile/ve/+/||/<>/> MUTSUZLUK
- KALİFORNİYA ile KALİFORNİYUM[Cf]
( ... İLE Atom numarası 98, atom ağırlığı 244 olan, aktinit grubundan yapay bir radyoaktif öğe. )
- KALIN >< YUFKA ile/ve/||/<> YOĞUN >< İNCE
( Diklemesine.[On kâğıdın, üst üste konulması.] İLE/VE/||/<> Enlemesine.[On ipliğin, üst üste eğrilmesi.] )
( "(Bir şey) yufka iken (onu) delmek kolaymış, ince olanı (da) kırmak kolay. Yufka, kalın olursa (onu) delmek zormuş, ince, yoğun olursa (onu) kırmak zormuş." )
- KALIN KAFALI/LIK ile/ve ANLAMAK İSTEMEMEK
- KALIN ile/ve GENİŞ
- KALİNİS ile KALİNOS
( Bir tür yağmur kuşu, su tavuğu. İLE Levreğe benzer bir balık. )
- KALINKAFALI/LIK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< HAYAL GÜCÜNÜN OLMAMASI
- KALIN/LIK / KABA/LIK değil/yerine/>< İNCE/LİK
( Kişinin, kırılma nedeni. >< Herşeyin kırıldığı nokta. )
- KALINTI ile/ve/||/<> BULUNTU
- KALINTI ile/ve/<>/değil İZ
- KALIP ile/değil/yerine/>< KAVRAM
- KALIP/LAR ile/ve/<> KABUL/LER
( Az bilenlerde/okumuşlarda. İLE/VE/<> "Çok" "bilenlerde"/"okumuşlarda". )
- KALIPSIZ, PROF. DR. ABDÜLKADİR (ÇAMLIHEMŞİN/RİZE, 1924) :
( İ.Ü. Orman Fakültesi Öğretim Üyesi. İzmir Necati Bey İlkokulu (1936) ve Karataş Ortaokulunu (1939) bitirdi. İzmir Atatürk Lisesinden mezun oldu. İlkokul, ortaokul ve Liseyi "Pekiyi" derece ile tamamladı. 1942 yılında girdiği İ.Ü. Orman Fakültesini 1946'da "Pekiyi" derece ve "Birincilikle" bitirdi. Mezuniyetini takiben bir süre Orman Bölge Şefi ve Orman Amenajman Mühendisi olarak çalıştı daha sonra askerlik görevini yaptı. 1950'de İ.Ü. Orman Fakültesi "Orman Hasılatı ve İşletme Ekonomisi Kürsüsü"ne asistan oldu. 1954'te "Doğu Kayınında Artım ve Büyüme Araştırmaları" isimli tezi ile "Pekiyi" derece ile "Orman İlimleri Doktoru" ünvanını aldı. 1960'da "Türkiye'de Karaçam (Pinus Nigra Arnold) Meşçerelerinin Tabii Bünyesi ve Verim Kudreti Üzerine Araştırmalar" isimli teziyle Ünivesite Doçenti oldu, 1968'de profesör oldu. Prof. Dr. Fehim Fırat emekli olduktan sonra Orman Hasılatı ve Biyometri Kürsüsü Başkanlığı, daha sonra Yüksek Öğretim Yasası ile oluşturulan Orman Amenajmanı Anabilim Dalı Başkanlığı görevini üstlendi. Prof.Dr. A. Kalıpsız'ın; "Doğu Kayınında Artım ve Büyüme Araştırmaları, 1962", "Türkiye'de Karaçam (Pinus Nigra Arnold) Meşçerelerinin Tabii Bünyesi ve Verim Kudreti Üzerine Araştırmalar, 1963", "Ormancılar İçin Biyometri Başlangıç Dersleri (Prof.Dr. M. Prodan'dan tercüme) 1963", "Belgrad Ormanının Amenajmanında Uygulmanan Envanter Metodları (Planlama, Uygulama ve Değerlendirme - İstatistik Analiz, Prof. Dr. İ. Eraslanla birlikte, 1967", "Meşçere Hacım Artımının Tayininde Kullanılan Meyer Metodları ve Kritiği, 1968", Orman Ağaçlama Yatırımlarının Planlanması Esasları, 1970", ":Bilimsel Araştırma, 1976", İstatistik Yöntemler, 1981", Orman Hasılat Bilgisi, 1982", Dendrometri, 1984" isimli kitapları var ve ayrıca pek çok bilimsel makalesı yayımlandı. )
- KALİTATİF ANALİZ ile/||/<> KANTİTATİF ANALİZ
( Kalitatif ne var, kantitatif ne kadar var sorusuna cevaptır )
( Formül: Nitel İLE nicel )
- KALITATİF ARAŞTIRMA/QUALITATIVE RESEARCH[İng.] değil/yerine/= NİTEL ARAŞTIRMA
- KALITATİF/QUALITATIVE[İng.] değil/yerine/= NİTEL
- KALİTE/Lİ[Fr./İng. < QUALITY] değil/yerine/= NİTELİK/Lİ
- KALITIM/SOYAÇEKİM ile DOĞAL
( HEREDITY/HERITAGE vs. NATURAL )
- KALITIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< KATILIM
( [not] HERITAGE vs./and/but/||/<>/>/< PARTICIPATION
PARTICIPATION instead of HERITAGE )
- KALIT/MİRAS ile/ve/||/<> KALITÇILAR/MİRASÇILAR/VERESE[Ar.]
- KALKAN, METİN (CİBALİ, 1951) :
( Bandırmaspor'dan transfer edildi ve iki sezon (1970 - 1972) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 24 lig,4 kupa maçı olmak üzere 28 resmi ve 11 özel maçla birlikte 39 kez lacivert - beyazlı formayı giydi. Antrenör lisansına sahiptir. )
- KALKAN ile KALKAN
( Ok, kılıç vb.nden korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık. | Toplum olaylarında güvenlik görevlilerinin çeşitli saldırı araçlarından kendilerini ve başkalarını korumak için kullandıkları, özel olarak yapılmış korumalık. | Koruyucu. İLE Yan yüzergillerden, büyük, yassı, derisi düğme ya da çivi denilen birtakım sivri kemiklerle örtülü balık. )
- KALKAVAN, ATİLLA (RİZE, 1956) :
( Fenerbahçe'den transfer edildi (1977) ve üç sezon (1977 - 1980) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 49 lig, 8 kupa, 1 turnuva olmak üzere 58 resmi ve ayrıca 26 özel maçla birlikte toplam olarak 84 maçta Sarıyer forması giydi. Lig maçlarında 4 ve özel maçlarda 7 gol kaydetti. Fenerbahçe'ye transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. Armatör olarak iş hayatına devam etmektedir. Üyesi olduğu Sarıyer Spor Kulübünde bir dönem (2008/2009) yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- KALKAVAN, MEHMET SALİH (RİZE, 1954) :
( Zonguldakspor'dan transfer edildi (1977). Dokuz sezon (1977 - 1996) Sarıyer forması giydi. Bu süre içinde; 242 lig, 2 B takımlar ligi, 21 kupa, 10 turnuva maçı olmak üzere 275 resmi ve 75 özel maçla birlikte toplam olarak 350 maçta Sarıyer takımında yer aldı. Lig maçlarında 21, kupa maçlarında 2, turnuva maçlarında 1 olmak üzere resmi maçlarda 24, özel maçlarda 11 olmak üzere takımı adına 35 gol kaydetti. Sarıyer takımında uzun süre kaptan olarak görev yaptı ve futbol yaşamını 1986'da Sarıyer'de noktaladı. Mehmet Sarıyer takımında en çok oynayan on futbolcu arasında yer almaktadır. Sarıyerli Profesyonel Futbolcular Derneği Kurucusu ve Başkanı olarak görev yaptı. Sarıyer Spor Kulübü ve Beşiktaş Jimnastik Kulübü üyesidir. Armatör olarak iş hayatına devam etmektedir. )
- KİREÇ TAŞI/KİLS[Ar.]/KALKER[Fr.] ile SİPOLİN[Fr. < İt.] ile KARST[Alm.]
( Kireç ocağında işlenerek kireç elde edilen, kalsiyum karbon tuzundan bileşik kayaç. İLE Katmanlarında iç içe daireler bulunan, billurlu bir kalker türü. İLE Kayaçların erimesiyle yer altı akıntıları olan, kireç taşı ve dolomit bölgesi. )
- KALKIN(DIR)MA ile UYGARLAŞMA
- KALKMA ile KALKINIŞ ile KALKINMA ile KALKIŞMA ile KALKIK
( Kalkma işi. İLE Kalkınma işi. İLE Kalkınma işi. | İyileşme, şifa bulma. İLE Kalkışmak işi. | İsyan, ayaklanma, kıyam. İLE Düzeyine göre yüksekte olan. | Kabararak yerinden ayrılmış. | Dik durumda, ucu yukarı doğru olan. )
- KALKMAK ile/ve/||/<> KALGIMAK
( ... İLE Sıçramak, fırlamak, şaha kalkmak. | Öfkeyle kalkmak. | Çapkınlık, serserilik yapmak. )
- KALKOJEN[Fr. < CHALCOGENE] ile KALKOLİTİK[Fr. < CHALCOLITIQUE]
( Periyodik dizgede, altıncı öbekteki oksijen, kükürt, selenyum, tellür, polonyum öğelerinin genel adı. İLE Bakırın kullanılmaya başlamasıyla nitelenen [tarih öncesi dönem]. )
- KALKÜL/CALCULUS[İng.] değil/yerine/= TAŞ
- KALLEŞ/LİK ile/değil/yerine KARDEŞ/LİK
- KALLUS/CALLUS[İng.] değil/yerine/= KEMIK İYİLEŞİMİ | NASIR
- KALOMEL[Yun.] değil/yerine/= TATLISÜLÜMEN
( Civa bileşimlerinden, hekimlikte kullanılan, zehirli bir madde. )
- KALORİ[Lat. < CALERE] değil/yerine/= ISIN
( Bir kilogram suyun sıcaklığını, bir derece yükseltmek için gereken ısı miktarı. Normal atmosfer basıncında, ısınma ısısı 15 °C'lik suyunkine eşit olan bir nesnenin, bir gramının sıcaklığını 10 °C yükseltmek için gerekli ısı miktarına eşit olan ısı birimi. | Besinlerin, dokular içinde yanarak gövdenin sıcaklık ve enerjisini sağlama değerlerini gösteren ölçü. )
- KALÖRİFER/KARALÜFER" değil ISITAŞIR/KALORİFER
- KALORİFER[Fr.] ile RADYATÖR[Fr.]
( Merkez ve depo durumunda olan bir kazandan çıkan sıcak hava, su ya da buharı, borularla dolaştırmak yoluyla bir yapının her yanını ısıtan aygıt. İLE Bir akaryakıtın yanmasından ya da sıcak bir akışkandan aldığı ısıyı dışarı ileten, dilimli borulardan oluşan ısıtma aygıtı. )
- KALORİMETRE/CALORIMETER[İng.] değil/yerine/= KALORİÖLÇER
- KALP GÖZÜ(FUAD, BASİRET) ile/ve GÖZ
( ... İLE/VE Can alıp, veren. [Azrail] )
( Göz açık olmalı, aklını bulunduğu yere almalı. )
- KALP KALBE KARŞIDIR/KARŞIYMIŞ (DERLER) değil KALPTEN KALBE YOL VARDIR
- KALP KIRMAK değil/yerine/>< ÖZÜR DİLEMEK
( Zulm eder. DEĞİL/YERİNE/>< Feth eder. )
- KALP KRİZİ ile KANSER
( Kısmen ya da büyük oranda, elimizdedir. İLE Kanser olasılığını %45 azaltan üç şey vardır: 1- Hayvansal ürünlerden uzak durmak. | 2- Yeterli miktarda lifli yiyecekler, bakliyat, tam tahıllı ürünler, sebze ve meyve yemek. | 3- Hareket etmek.[Şişmanlamamak.] )
- KALP SPAZMI ile/||/<> KALP KRİZİ
( - Sıkıntı ya da soluk darlığı olur.
- Ağrı duyusu, boyuna, sırta ve çeneye doğru ilerler.
- Sıklıkla fiziksel hareket, fiziksel zorlanma, heyecan, üzüntü ya da fazla yemek yeme sonucu ortaya çıkar.
- Ağrı, yaklaşık 5-10 dakika kadar sürer.
- Ağrı, istirahat ile durur, istirahat halindeyken görülmesi ciddi bir durumu gösterir.
- Soluk alıp vermekle ağrının biçimi ve şiddeti değişmez.
İLE/||/<>
- Ölüm korkusu ve yoğun sıkıntı duyar, terleme, mide bulantısı, kusma.
- Ağrı, göğüs ya da mide boşluğunun herhangi bir yerinde, sıklıkla kravat bölgesinde görülür, omuzlara, boyuna, çeneye ve sol kola yayılır.
- Kalp spazmı ağrısına benzemekle birlikte daha şiddetli ve uzun sürelidir.
- En çok hazımsızlık, gaz sancısı ya da kas ağrısı biçiminde belirti verir ve bu nedenle bu tür rahatsızlıklarla karıştırılır.[Bu tür gaz ya da kas ağrıları, aksi ispat edilinceye kadar kalp krizi olarak düşünülmelidir].
- Soluk alıp vermekle ağrının biçimi ve şiddeti değişmez. )
( ANGINA PEKTORIS cum/||/<> MİYOKART ENFARKTÜS )
- KALP değil/yerine/= GÖNÜL/YÜREK
- KALP ile KALP ile KALP
( Göğüs orta boşluğunda, iki akciğer arasında, gövdenin her yanından gelen kirli kanı akciğerlere ve oradan gelen temiz kanı da gövdeye dağıtan organ, yürek. | Kalp hastalığı. | Sevgi, gönül. | Bir ülkenin, bir kuruluşun işleyiş, yönetim ve varlığını sürdürme bakımından en önde gelen yeri. | Duygu, his. İLE Bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme. İLE Düzme, sahte, geçmez para. | İşe yaramaz, tembel. | Yalancı, kendine güvenilmeyen. )
- KALP ve/+/<> OMURGA
( İhtiyâr. VE/+/<> İrâde. )
( [ebced] 66 VE/+/<> 33 )
- KALP ve SES
( İkisini de yumuşatmak gerekiyor. )
( HEART and SOUND )
- KALSEDON/KALKEDON TAŞI değil/yerine/= KADIKÖY TAŞI
( Genellikle mavi renkte bulunan bir taş. )
- KALSIFIKASYON/CALCIFICATION[İng.] değil/yerine/= KİREÇLENME
- KALSİNOZİS/CALCINOSIS[İng.] değil/yerine/= DOKU KALSİYUM BİRİKİMİ
- KALSİYUM / KALSEMİ
( ... İLE Kandaki kalsiyum miktarı. )
- KALTABAN[Fars.] değil/yerine/= NAMUSSUZ | ŞARLATAN, YALANCI, HİLECİ
- KALTAK ile KALTAK
( ... İLE İffetsiz, namussuz kadın. )
- KALYONCU, BEKİR ORG. (SARIYER, 1950) :
( 1972'de Kara Harp Okulundan, 1973'te Muhabere Okulundan mezun oldu. 1979 yılına kadar Kara Kuvvetleri Komutanlığının çeşitli birliklerinde değişik görevler yaptı. 1981'de Kara Harp Akademisinden Kurmay Subay olarak mezun oldu. Kara Harp Okulunda Öğrenci Bölük Komutanlığı, Kara Harp Akademisi Öğretim Üyeliği, 9. Piyade Tümen Harekat ve Eğitim Şube Müdürlüğü, Brüksel'de Uluslararası Askeri Karargah Plan Prensipler Başkanlığı, Strateji Plan Şube Karargah Subaylığı, 3. Ordu Hareket Başkanlığı Plan ve Hareket Şubesinde Plan Subaylığı ve Şube Müdürlüğü, Genel Kurmay Strateji ve Kuvvet Plan Daire Başkanlığı, NATO Strateji Şube Müdürlüğü ve Kara Harp Okulu Öğrenci Alay Komutanlığı görevlerinde bulundu. 1997'de Tuğgeneralliğe terfi etti. Genel Kurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı ve Mons/Belçika'da Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Karargah (Shape) Plan Hareket Daire Başkanlığı görevlerinde bulundu ve 2001'de Tümgeneralliğe terfi etti. Genelkurmay Plan Hareket Daire Başkanlığı ve Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemleri Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı görevlerini yürüttü. 2005'te Korgeneralliğe terfi etti. Genel Kurmay Hareket Başkanlığı, 7. Kolordu Komutanlığı görevini yürütürken 2009'da Orgeneralliğe terfi etti. Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı görevini takiben Jandarma Genel Komutanı oldu ve bu görevinde iken emekli olarak ordudan ayrıldı. )
- KALYONCU, ÖMER (SARIYER/MADEN 1961) :
( Sarıyerli işadamı. Aile şirketinde işe başladı, değişik işkollarında çalıştı. DYP ve ANAP ta siyaset yaptı. İlçe yönetim kurulluranda görev aldı. Sarıyerliler Derneği (SA - DER), Sarıyer Spor Kulübü, Sarıyer Merkez Ali Kethüda Camii Derneği, Sarıyer Yeni Merkez Camii Derneği üyesi olup. Bu derneklerde yönetim kurullarında görev yaptı. Sarıyerliler Derneği ve iki cami derneğinde yönetim kurullarında görev yaptı. )
- KAM' değil/yerine/= EZME, KIRMA; ZAPTETME
- KÂM[Ar.] ile/ve/değil/yerine/<>/< GAM[Ar.]
( Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/< Tasa, kaygı, üzüntü. )
- KAM ile KÂM[Fars.]
( Şaman. İLE Zevk, mutluluk, tat. )
- KAM/ŞAMAN[Ar.] ile KAM'[Ar.] ile KÂM[Ar.]
( Şamanlığa katılan kişi. İLE Ezme, kırma, zapetme. İLE Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. )
- KÂM[Fars.] ile/ve/değil/yerine/||/<> RÂM[Fars.]
( Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Boyun eğen, kendini başkasının buyruğuna bırakan. )
- KAMANÇO[İt. < CANGIA] değil/yerine/= YÜKLEME, AKTARMA, ELDEN ELE GEÇİRME
- KAMARA/CHAMBER[İng.] değil/yerine/= ODACIK
- KAMARİLLA[İsp. < CAMARILLA ] ile AZMETTİRİCİ
( Bir büyük güç sahibini perde arkasından yöneten "kişi". İLE Suç işlemeye iten/yönlendiren/zorlayan "kişi". )
- KAMAROT[İt. < CAMAROTO] ile HİZMET GÖREVLİSİ/HİZMETÇİ
( Gemilerde yolcuların hizmetine bakan görevli. İLE ... )
- KAMBİYO[İt. < CAMBIO] değil/yerine/= ÇAPRAZ PARA DEĞİŞ-TOKUŞU
( İki ayrı ülke parasının birbiriyle değiştirilmesi. | Herhangi bir yerdeki bir alacağın tahsili, bir borcun ödenmesi ya da bir yerden toplanan para ve para yerine geçen taşınabilir değerlerin başka bir yere aktarılması için yapılan işlemin bedeli. | Bu işlemin yapıldığı yer. )
- KAMBRİYEN -ile
( Birinci Çağın ilk dönemi ve bu dönemde oluşmuş yer katmanları. )
- KAMBRİYUM ile ARKEEN[Fr. ARCHÉEN < Yun.]
( ... İLE Kambriyumlardan önce oluşan, en eski yer katı. )
- KAMBUR ile KAMBUR
( Bel ya da göğüs kemiğinin eğrilmesi, raşitizm sonucu, sırtta ve göğüste oluşan tümsek. | Bazı hayvanların sırtındaki çıkıntı. | Gövdesinde bu tümsek bulunan kişi. | Sıkıntı, dert. İLE Yapı ya da eşyada dışarıya doğru eğrilme. | Ütü yastığı. )
- KAMÇILAMAK değil/yerine TETİKLEMEK
- KAMELYA[Fr. < CAMÉLIA] ile/değil KAMERİYE[İt. < CAMERILLA]/ÇARDAK[Fars. ÇAR + Ar. DAK]/ALAÇIK/GÖLGELİK
( Çingülü, japongülü. İLE/DEĞİL Tarla, bahçe vb. yerlerde ağaç dallarından örülmüş barınak. | Asma vb. bitkilerin dallarını sardırmak için direklerle yapılmış yer. )
- KAMER BALIĞI değil/yerine/= AY BALIĞI
- KAMER SUYU ÇEŞMESİ :
( Kemer Kaynak Suyu Çeşmesi Bahçeköy eski belediye binasının önündedir. 1963 yılında bugünkü durumuna getirildi. )
- KAMERA[Fr.] ile KAMARA[İt.]
( Görüntüleme aracı. | Görüntülerin filme alınmasını sağlayan araç, alıcı. | Kameraman. | Bir çekime başlanırken, yönetmenin alıcıyı çalıştırmaları için verdiği buyruk. İLE Gemi Odası. | İngiltere yasama meclisi. )
- KAMERA ile/||/<> OBSCURA
( Karanlık oda prensibi )
( İbn Heysem (Alhazen) tarafından 1015 yılında keşfedildi/formüle edildi. (965-1040) (Ülke: Basra/Kahire) (Alan: fizik) (Önemli katkıları: Kitabul Menazır, optik biliminin kurucusu, bilimsel yöntem) )
- KÂMİL DİN değil DİNİN KÂMİLİ/KEMÂLİ
- KAMİL İLHAN PARKI :
( 1.263,33 m²'lik bir alan üzerinde olup 674,90 m²'lik yeşil alanı, 164,44 m²'lik çocuk oyun alanı ve park içinde 8,6 m²'lik bir tesis bulunmaktadır. )
- KÂMİL ile/ve/||/<> KÂZIM
( Olgun. İLE/VE/||/<> Öfkesini tutan/yutan. )
- KÂMİL'İN SABRI ile ÂRİF'İN SABRI ile AVAM'IN SABRI
- KAMİNETO[İt. < CAMINETTO] değil/yerine/= KÜÇÜK İSPİRTO OCAĞI
- KAMIŞ ile ARAROT KAMIŞI/MARANTA[bitkibilimci MARANTA'nın adından]
( Buğdaygillerden, sulak, nemli yerlerde yetişen, boğumlu, sert gövdesi olan bitkilere verilen ad. | Bu bitkiden yapılmış olan. | Erillik örgeni, penis. İLE Birçenekliler sınıfından, Antillerde ve tüm tropikal bölgelerde yetiştirilen, kökündeki yumrulardan un[ararot] çıkarılan bir kamış çeşidi. )
( ARUNDO DONAX cum MARANTA ARUNDINACA )
- KAMIŞ ile SU KAMIŞI/HASIR OTU/KOFA/KİLİZ
( Buğdaygillerden, sulak, nemli yerlerde yetişen, boğumlu, sert gövdesi olan bitkiler. | Bu bitkiden yapılmış olan. | Sıvı içecekleri, bardak ya da şişeden kolayca içmek için kullanılan ince, plastik boru, pipet. İLE ... )
( PHRAGMITES AUSTRALIS cum ... )
- KAMPANA[İt. CAMPANA] ile/değil/yerine/= ÇAN
( Çan. | Tekerleğin dingil üzerindeki fren mekanizması. İLE/DEĞİL/YERİNE/= İçinden sarkan tokmağının kenarlara vurmasıyla ses çıkaran, madenden araç. )
- KAMPANYA < CAMPAGNA[İt.]
( Politika, ekonomi, kültür vb. alanlarda belirli bir süredeki etkinlik dönemi. | Tüketiciyi özendirmek için belirli sürelerde düzenlenen indirimli ya da taksitli satış. )
- KAMPİMETRİ/CAMPİMETRY[İng.] değil/yerine/= GÖRME ALAN ÖLÇÜMÜ
- KAMPÜS[Fr./İng. < CAMPUS] değil/yerine/= YERLEŞKE
- KAMU -ile
( Tüm, hep, hepsi. )
- KAMU DENETÇİ/LİĞİ/MUHTESİB(OMBUDSMAN/LIK) ile/ve/||/<> ARABULUCU/LUK
( ... ile/ve/||/<> MUSLİHÛN )
- KAMU TÜZESİ/HUKUKU ile/ve/||/<>/> DEVLETLER TÜZESİ/HUKUKU ile/ve/||/<>/> DÜNYA VATANDAŞLIĞI TÜZESİ/HUKUKU
- KAMUFLAJ[Fr./İng. < CAMOUFLAGE] değil/yerine/= GİZLEME/ÖRTME
- KAMUFLE ETMEK değil/yerine/= ALALAMAK
- [KAMUSAL MAL'DA] KÖY ORTA MALLARI:
OTLAK ile/ve/||/<> YAYLAK ile/ve/||/<> KIŞLAK ile/ve/||/<> BALTALIK
- KAMUTAY ile/ve/||/<> KURULTAY[Moğolca]
( Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin genel kurulu. İLE Ulusal ya da uluslararası bilimsel toplantı. | Bir kuruluşun, gündemindeki sorunları, temel konuları konuşmak ve yeni kurullar seçmek üzere belirli sürelerle ya da gerektikçe yaptığı genel toplantı. | Eski Türkler'de, devlet işlerinin görüşülüp karara bağlandığı kurul/meclis. )
- KÂN(OLUŞ) ||/>
MEKÂN ile/ve/||/<>/> DUYU ile/ve/||/<>/> DUYGU ile/ve/||/<>/> HAL ile/ve/||/<>/> MAHAL ile/ve/||/<>/> MAKAM
||/> AKIL/KAVRAM
- KAN ÖBEKLERİ(GRUPLARI): İNSANDA ile HAYVANDA
( Başlıca, 4 kan öbeği vardır. Bunlar (A), (B), (AB) ve (0)'dır. Bunlara ek olarak, bazı alt öbekler de vardır. Ayrıca, kanda, Rh etmenleri de bulunmaktadır.
Bunlar (Rh pozitif) ve (Rh negatif) olarak adlandırılırlar. Kan naklinde, verilecek kanın ve alacak kişinin kan öbeğinin bilinmesi çok önemlidir. Yanlış kan verilmesi, ölüme dahi yol açabilir.
Bazı durumlarda (0) öbeği kan, (A), (B) ve (AB) öbeklerine verebilir. Bu bakımdan (0) öbeğine, "genel kan verici" denilir. (AB) öbeği ise her öbekten kan alabileceğinden dolayı "genel kan alıcı" olarak adlandırılır. İLE
Domuzlarda 16, ineklerde 12, köpeklerde 7, kedilerde ise 2 kan öbeği vardır. )
( KAN VERMENİN YARARLARI
Kan vermenin hiçbir zararı ya da tehlikesi olmadığı gibi, tam aksine insan sağlığına yararı vardır.
18-65 yaş arası sağlıklı her kişi, 3 ayda bir kan verebilir. Gövdede, 300-400 ml. kan eksikliğinde, bünye bunu kapatmak için derhal çalışmaya başlar. Kemik iliği, kana döktüğü hücrelerin sayısını artırır. Bir yandan, taze kan, organlara oksijen taşınmasını kolaylaştırır. Kişi, canlılık kazanır. KAN VEREN, kendi sağlığına hizmet ederken, çok daha önemlisi YAŞAM KURTARIR. )
( SIKÇA SORULAN SORULAR
* Kimler kan bağışlayabilir?
18 - 65 yaş arası önemli bir sağlık sorunu olmayan, gövde ağırlığı 50 kg.'ın üzerinde olan kişiler.
* Ne sıklıkla kan verilebiilir?
Bağışlar arasında üç ay ara olacak biçimde yılda dört kez kan bağışlanabilir.
* Kan bağışlamaya gelirken yanımda neler getirmeliyim?
Resmi kimlik belgesi yeterlidir. (Yasal zorunluluk)
* Kan bağışı ne kadar zaman alır?
Kayıt, muayene, kan verme ve ikram işlemlerinin tamamı 30 - 35 dakika sürer.
* Acı hisseder miyim?
Evet çok az ama büyük acılar yaşamaktansa küçük acılara katlanmak gerekir.
* Her bağışımda formu doldurmam gerekli mi?
Evet. Formdaki sorulara vereceğiniz samimi ve doğru yanıtlar yapılacak tüm tarama testlerinden daha değerlidir.
* Gövdemizde ne kadar kan vardır?
Erişkin bir insanda, uygun kilonun %8'i kadar kan vardır. Yaklaşık olarak, 5.000 - 6.000 ml. olarak hesaplanmaktadır.
* Ne kadar kan alınıyor?
1 ünite. (450 ml. +/- 10 ml.)
* Sarılık geçirdim, kan bağışlayabilir miyim?
B ve C tipi geçirenler hiçbir zaman kan bağışı yapamazlar.
* Kan bağışlandıktan sonra herhangi bir değişiklik hisseder miyim?
Tavsiyelere uymuş iseniz yarım saat içinde günlük etkinliklerinize dönebilirsiniz. Ancak, aşırı dikkat gerektiren; uçak pilotu, iş makinesi operatörü, sürücülük gibi mesleklerde çalışanlar ve sporcuların kan bağışladıkları gün dinlenmeleri önerilir.
* Kanım kullanılmadan önce test ediliyor mu?
Mutlaka!
HIV[AIDS], HCV[C tipi sarılık], HBV[B tipi sarılık], Frengi[Sfilis] ve kan öbeği testi her bağışta yapılır. Lütfen (herhangi bir kuşkunuz nedeniyle) test sonucunuzu öğrenmek için kan bağışlıyorsanız, bunu yapmaktan vazgeçiniz.
* Test sonuçları pozitif (+) bulunmuşsa?
Paniğe kapılmayın, bu durumda doğrulama testleriniz yapılarak kan merkezi doktoru tarafından size bilgi verilecektir.
* Kansız kalır mıyım?
Hayır, bağış öncesi yapılan test sonucu kan düzeyi düşük [anemik] kişilerden kan alınamaz.
* Kilo alır mıyım / verir miyim?
Hayır. Kan bağışının bilimsel olarak kanıtlanmış bu tür yan etkileri yoktur.
* İlâç kullanıyorum, kan bağışlayabilir miyim?
Bazı ilâçlar kan bağışı için engel oluşturabilirler, bu durum tüm ilâçlar için geçerli değildir. Lütfen kullandığınız tüm ilâçları kan merkezi doktoruna bildiriniz.
* Kan bağışlamak alışkanlık ya da bağımlılık yapar mı?
Bilimsel olarak kan bağışının bağımlılık yaptığını gösteren bir çalışma yoktur.
* Kan bağışladığım zaman, AIDS ya da herhangi bir hastalık bulaşır mı?
Kan alım işlemlerinde kullanılan iğneler tek kullanımlık ve sterildir. Bu nedenle, AIDS gibi herhangi bir hastalığın bulaşma olasılığı yoktur. )
(
)
- KAN:
ACİL GEREKSİNİM ile/ve/<>/değil SÜREKLİ GEREKSİNİM
- KAN BAĞIŞI ve ÖRGEN BAĞIŞI
(
)
(
)
- KAN BİRLİĞİ ile/ve/yerine/değil CAN BİRLİĞİ
- KAN NAKLİ değil/yerine/= KAN AKTARIMI
- KAN ÖBEKLERİNDE:
0- ile AB+
( Herkese[tüm kan öbeklerine] verebilir ve sadece kendi kan öbeğinden alabilir. İLE Herkesten[tüm kan öbeklerinden] alabilir ve sadece kendi kan öbeğine verebilir. )
(
)
- KAN ÖBEKLERİNDE:
0 ile/değil BOMBAY
( ... İLE/DEĞİL 250 bin kişide bir görüldüğü tahmin edilmektedir. Beklenilenden farklı bir kan öbeğiyle olan doğumda, Bombay olabilir şüphesiyle yaklaşılabilir. Yani, çiftlerin her birinin kanı 0 öbeği olduğu durumda, çocuğun kan öbeğininin A ya da B olması pek beklenmez, ancak bu tarz bir durumda çiftlerden herhangi birinin kan öbeğinin Bombay olma olasılığı üzerinde durulabilir. )
- KAN TÜKÜRÜP ve/fakat/||/<>/> "KIZILCIK ŞERBETİ İÇTİM" DEMEK
- KAN, KEMAL (İST. 1929 - 1997) :
( Büyükdereli olup esas ismi Nurhan Tüzünkan'dır. Cağaloğlu'ndaki Yene Lise'yi bitirdikten sonra İ. Ü. Hukuk Fakültesi ve ayrıca İstanbul Belediye Konservatuarı Tiyatro Bölümü mezunudur. Almanya'da Bavyera Devlet Fotoğrafçılık Okulu'nda okuyup mezun oldu. Lise'yi bitirdikten sonra Rusya'dan Türkiye'ye gelen rejisör Madan Espir Şup ile kameraman Madlof'un yanında asistanlık yaptı. Çok genç yaşta yönetmen ve kameraman olarak işe başladı. Almanya'dan döndükten sonra "Taş Parçası, Yılmaz Ali", ve "Kıvırcık Paşa" filmlerini sesli olarak çekti. Bu filmleri ile tiyatrocuların tekelinde olan sinemaya değişik bir boyut kazandırdı ve "Geçiş Çağı" adı verilen yeni bir dönemin başlamasında önde gelen yönetmenlerden biri oldu.1942'de "Derili Pınar" isimli filmi ilk kes sessiz olarak çekti ve daha sonra dublajla seslendirdi. Bu biçimde film yapılması ucuz olduğundan çok yaygınlaştı ve günümüze kadar devam etti. Yerli Film Yapanlar Cemiyeti'nin kurucuları arasında yer aldı ve ilk başkanı oldu. Türkiye'de ilk defa artist yarışması düzenledi ve bu yarışmalardan Ayhan Işık, Oya Sensev, Kadir Savun, Vedat Karaokçu, Mahir Özerdem, Belgin Doruk ve Sadri Alışık gibi oyuncuları Türk sinemasına kazandırdı. Sinema sanatçılarının sosyal güvenceye kavuşturulması amacı ile kurulan Film - San Vakfı'nın kurucuları arasında yer aldı ve uzun süre başkanlığını yaptı. 1944'te İstanbul Film Şirketini kurarak kendi hesabına filmler çekti. Uzun metrajlı filmler çektiği gibi kısa metrajlı ve eğitim amaçlı filmler de çekti. "Türk Sinema tarihinin geçiş dönemi" olarak kabul edilen 1940 - 1950 arasının en önemli temsilcisi, yapımcısı ve yönetmenidir. Sanat hayatı boyunca 64 filmin yönetmenliğini yaptı. 39 filmin yapımcılığını üstlendi ve 22 filmde aktör olarak rol aldı. )
- KAN ile KİRLİ KAN
( ... İLE Toplardamarların kalbe götürdüğü kan. )
- KAN ile PIHTI/PIHTILAŞMA
( ... ile ALAK: Pıhtılaşmış kan. | ALAK-I DEM: Kan pıhtısı. )
( BLOOD vs. BLOOD CLOT/CLOTTING/COAGULATION )
( ... ile PUHTÎ )
- KAN ile PIHTILAŞMIŞ KAN(ALAK/ALEKA[Ar.])
- KAN ile/ve/<> PLAZMA[Yun.]
( ... İLE/VE/<> Kanda alyuvarla akyuvarların içinde bulunduğu sıvı. | Elektrik yükü yansız olan gaz moleküllerinden, pozitif iyonlardan ve negatif elektronlardan oluşan akışkan. )
( NEZF: Kanama. )
( HÛN ile/ve/<> ... )
( BLOOD vs./and/<> PLASMA )
- KAN ile/ve/||/<>/> TEMİZ KAN
( ... İLE/VE/||/<>/> Atardamarlarda dolaşan, akciğerlerden aldığı oksijeni taşıyarak gövdenin her yanına giden kan. )
- KANAAT ile/ve/||/<> KALENDER
- KANAAT değil/yerine/= KANI/KANIKLIK
- KANAAT ile/ve/değil/yerine KANIT
- KANÂ'AT[Ar.] ile KASD[Ar.]
- KANAAT ile/ve/<>/değil/yerine YEĞLEME/TERCİH
- KANAATKÂR değil/yerine/= YETİNGEN
( Kazandığı ile meşgul olup, başkasının kazandığı ile meşgul olmamak. )
- KANADA ile KANADA
( BÜYÜK KÖY [Amerika yerlilerinin dilinde] İLE İlk Çağ'da yaşamış Hint doğa bilimci ve filozof.[Hint felsefesi tarihinde Vaisesika okulunun kurucusu olarak kabul edilen Kanada, aynı zamanda Hint bilim tarihindeki ilk fizikçilerden biri olarak da kabul edilmektedir.] )
- KANADI OLMAK/ÇIRPMAK ile/ve/fakat/||/<>/> UÇAMAMAK
- KANAL KAPASİTESİ İLE HATA DÜZELTME İLE SIKIŞTIRMA ile/||/<> İLETİŞİM TEOREMİ
( Shannon ın temel teoremleri. )
( Formül: C = B log₂(1 + SNR) )
- KANAL ile KANALCIK
( Bazı bölgeleri sulamak, kurutmak amacıyla ya da gemilerin işlemesine elverişli, insan eliyle açılmış su yolu. | Telefon, telgraf, radyo, televizyon vb. araçlarla iletişimi sağlayan yol, hat. | Tahtanın liflerine dik yönde açılan kırlangıç kuyruğu biçimli girinti. | İçinden damar, sinir ya da bir sıvı geçen yol. | İki kıyı arasındaki dar ve derin deniz. İLE Küçük kanal. | Bir organizmadaki küçük kanal. )
- KANAL ile LAĞIM[Yun.]/GERİZ/KERİZ/KEHRİZ/KARIZ[Fars.]
( ... İLE Bir yerleşim merkezinde, kirli suların akıp gitmesi için yeraltında açılmış ark. | Düşmanın kale duvarlarını yıkmak ya da düşmesi ordugâhına zarar vermek amacıyla, düşman siperlerine doğru yer altından açılan yol. )
( TURFAN KARIZLARI: Yeraltı su kanalları.
Lağım ya da yer altından giden su kanalı anlamındadır. Burada kullanılan lağım sözcüğü ilk anda bugün büyük şehirlerde kullanılan atık su yollarını çağrıştırsa da asıl anlamı yer altına açılan tünel, kanaldır. Osmanlı ordusunda, fethedilmek istenen kalelerin etrafı sarıldığında, yer altından tüneller açarak kale duvarı altına ve girişine patlayıcı yerleştirip, kale duvarlarının ya da kapısının yıkılmasını sağlayan asker grubuna "lağımcı" denirdi. "Karız" sözcüğü; kehriz, lağım ve yeraltı su yolu demektir. Suyun aktığı yeraltı kanalı anlamına gelen "teşme" olarak da geçmektedir. )
( [argo] KARIZ/KEHRİZ: Bugün Anadolu'da "keriz" olarak kullanılan bu sözcük, sebil, herkesin kullanımına açık çeşme anlamındadır. Malını mülkünü herkesin kullanmasında sakınca görmeyen, malını sebil gibi dağıtan kişiler için kullanılmaktadır. )
( KARİZÇİ: Kuyu kazan kişi. )
- KANAL ile MİDİ KANALI
( Akdeniz ve Atlantik Okyanusu'nu birbirine bağlayan, bugün dünya miras dizininde bulunan Midi Kanalı'nın inşasını 1667'de Paul Riquet adlı bir iş adamı başlattı. Kral XIV. Luis'in desteklediği, su, para ve insan gücünün uyumlu bir karışımı olan 240 km.lik bu proje ancak 1680'de tamamlanabildi. )
- KANAL ile SU KANALI
( Doğal su yolu. İLE İnsan eliyle açılmış su kanalı. )
( CHANNEL vs. CANAL )
( CANALI: 1887'de İtalyan gökbilimci Giovanni Schiaparelli, Mars üzerinde uzun düz çizgiler olduğunu söyledi ve bunlara canali adını koydu. İngilizce'ye "channel" olarak değil "canal" olarak çevrilmesinden dolayı Mars'ta kayıp bir uygarlık olduğu söylentilerini başlatmıştır. )
- KANALİZASYON ve/||/<> HAMAM ve/||/<> KÜTÜPHANE
( Kentin kirini alır götürür. VE/||/<> Gövdenin kiri temizlenir. VE/||/<> Aklın boşlukları/"tozları" alınır. )
( Pis ve atık suların özel kanallar aracılığıyla belirli merkezlerde toplanıp atılmasını sağlayan düzen, lağım döşemi. VE/||/<> Yıkanılacak yer, yunak, ısıdam. | Para karşılığında yıkanma işinin yapıldığı yer. VE/||/<> Betiklik/kitaplık. | Betik satılan dükkân, betikevi. )
- KANALİZE ETMEK/OLMAK değil/yerine/= YÖNLEMEK/YÖNLENMEK
- KANAMA:
YERLEŞME ile/ve/||/<> ÂDET
( Gebe kaldıktan yaklaşık 10 - 14 gün sonra oluşan az miktarda hafif lekelenme ya da kanama olarak tanımlanır. [Bu durum, gebelikte rahim duvarına yumurtanın yerleşmesi sırasında ortaya çıkar ve genellikle uzmanlar tarafından normal karşılanır.][Döllenmiş yumurtanın rahmin iç tabakasına yapışmasıyla oluştuğu düşünülen hafif bir kanama türüdür.][Genellikle kendi kendine durur ve özel bir tedavi gerektirmez.] İLE/VE/||/<> ... )
- KANAMALAR:
DIŞ ile/ve/||/<> İÇ ile/ve/||/<> DELİKLERDEN[doğal] ile/ve/||/<> ATAR DAMAR ile/ve/||/<> TOPLAR DAMAR ile/ve/||/<> KILCAL DAMAR
( [Burun Kanaması]
- Hasta/yaralı sakinleştirilir, oturtulur.
- Başı hafifçe öne eğilir.
- Burun kanatları, 5 dk. süre ile sıkılır.
- Uzman bir doktora gitmesi sağlanır.
)
( [Kulak Kanaması]
- Hasta/yaralı, sakinleştirilir.
- Kanama hafifse kulak, temiz bir bezle temizlenir.
- Kanama ciddi ise kulağı tıkamadan temiz bir bezle kapanır.
- Bilinci yerindeyse hareket ettirmeden sırtüstü yatırılır, bilinçsiz ise kanayan kulak üzerine yan yatırılır.
- Kulak kanaması, kan kusma, anüs, üreme organlarından gelen kanamalarda hasta/yaralı, kanama örnekleri ile uzman doktora sevk edilir.
)
- KANAMALARDA, BASI/TURNİKE UYGULAMA NOKTALARI:
BOYUN ile/ve/||/<> KÖPRÜCÜK KEMİĞİ ile/ve/||/<> KOLTUK ALTI ile/ve/||/<> PAZU ile/ve/||/<> KASIK ile/ve/||/<> UYLUK[BACAĞIN ÜST YARISI]
( [Turnike uygulamasında dikkat edilecekler...]
- Turnike uygulamasında kullanılacak malzemelerin genişliği en az 8 – 10 cm. olmalıdır.
- Turnike uygulamasında ip, tel gibi kesici malzemeler kullanılmamalıdır.
- Turnikeyi sıkmak için tahta parçası, kalem gibi malzemeler kullanılabilir.
- Turnike kanama duruncaya kadar sıkılır, kanama durduktan sonra daha fazla sıkılmaz.
- Turnike uygulanan bölgenin üzerine hiçbir şey örtülmez.
- Turnike uygulamasının yapıldığı saat bir kağıda yazılmalı ve yaralının üzerine asılmalıdır.
- Uzun süreli kanamalardaki turnike uygulamalarında, kanayan bölgeye göre 15-20 dakikada bir turnike gevşetilmelidir.
- Turnike uzvun koptuğu bölgeye en yakın olan ve deri bütünlüğünün bozulmamış olduğu bölgeye uygulanır.
- Turnike, kol ve uyluk gibi tek kemikli bölgelere uygulanır, ancak ön kol ve bacağa el ve ayağın beslenmesini bozabileceği için uygulanmaz. Uzuv kopması durumlarında, ön kol ve bacağa da turnike uygulanabilir. )
( [Boğucu Sargı (Turnike) Uygulama Tekniği]
- İlk yardımcı, eline, geniş, güçlü ve esnemeyen bir sargı alır.
- Şerit yarı uzunluğunda katlanır, uzuv, etrafına sarılır.
- Bir ucu halkadan geçirip çekilir ve iki ucu biraraya getirilir.
- Kanamayı tamamen durduracak yeterlikte sıkı bir bağ atılır.
- Sargının içinden sert nesne[kalem gibi] geçirilir ve uzva paralel konuma getirilir.
- Kanama durana kadar sert nesne döndürülür.
- Sert nesne, uzva dik konuma getirilerek sargı çözülmeyecek biçimde sabitlenir.
- Hastanın/yaralının giysisinin üzerine, adı ve turnikenin uygulandığı zaman[saat ve dakika] yazılı bir kart iğnelenir.
- Çok sayıda yaralı olduğunda, yaralının alnına rujla ya da sabit kalemle "turnike" ya da "T" harfi yazılır.
- Hasta/yaralı, pansuman ve turnikesi görülecek biçimde battaniye ile sarılır.
- Turnike, 15-20 dakika aralıklarla gevşetilir, sonra tekrar sıkılır.
)
( [Uzuv Kopması Varsa]
- Kopan parça, temiz, su geçirmez, ağzı kapalı bir plastik torbaya yerleştirilir.
- Kopan parçanın konduğu torba, buz içeren ikinci bir torbanın içine konulur.
- Kopmuş uzuv parçasının konduğu plastik torba, ağzı kapatıldıktan sonra içinde 1 ölçek suya 2 ölçek buz konulmuş ikinci bir torbaya ya da kovaya konulur. Bu biçimde, kopmuş uzuv parçasının buz ile doğrudan teması önlenmiş ve soğuk bir ortamda taşınması sağlanmış olur.
- Torba, hasta/yaralı ile aynı araca konulur, üzerine hastanın adı ve soyadı yazılır, en geç 6 saat içinde sağlık kuruluşuna gönderilir.
- Tıbbi birimler haberdar edilir[112].
)
- KANARYA MAHALLESİ ve/||/<> KUŞ ADLI SOKAKLAR
( )
- KANARYAÇİÇEĞİ ile KANARYAOTU
( Çan çiçeğigillerden, sarı renkli bir çiçek. İLE Çuha çiçeğigillerden, tohumları kafes kuşlarına yem olarak verilen bir bitki. )
( TROPAEOLUM PEREGRINUM cum ALSINE MEDIA )
- KANAT TELEKLERİ ile/ve/<> KUYRUK TELEKLERİ
( El, Kol ve Kın Telekleri. İLE/VE/<> ... )
- KANAT ile/değil KANAAT
( Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan örgen. | Balıklarda yüzgeç. | Bir uçağın havada durmasını sağlayan taşıyıcı aerodinamik güçlerin etkilediği yatay yüzey. | Kapı, pencere, dolap gibi dikine açılıp kapanan şeylerin kapağı. | Yan, taraf. | Meclis, parti vb. topluluklarda düşünce yönünden özellik gösteren taraflardan her biri. | Fırıldak biçiminde olan şeylerde kol. | Angıç. | Savaş düzenindeki ordunun iki yanından her biri, cenah. | Futbol, hentbol vb. takım oyunlarında hücum hattının sağ ve sol bölümü. İLE/DEĞİL Elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum. | Kanma, inanma. | Kanış, kanı, inanç, düşünce. )
- KANATALP, SAMET (KOCAELİ, 1992) :
( Orta saha elemanı olarak Bodrumspor'dan transfer edildi (2018/2019, ara transfer). Sezon sonu serbest kaldı. Takımının 10 lig maçında oynadı. 4 kez Olimpik Milli takımda yer aldı. Kocaeli, Körezspor, Çubukspor, Bakspor, A. Selçuklu (Konya), Diyarbakırspor A.Ş., Pendikspor, Tokatspor, Sivas Belediyespor, Bodrum Belediyespor ve Sarıyer kulüplerinde oynadı. )
- KANAVA[İt. < CANOVACCIO] değil/yerine/= TASLAK
( Kaneviçe. | Bir biçim, resim, plan ya da eserin sonradan üzerinde işlenecek olan basit biçimi, taslak. )
- KANBUR değil KAMBUR
- KANÇILAR[İt. < CANCELLIERE] ile/ve/||/<> KANÇILARYA[İt. < CANCELLERIA]
( Elçiliklerde, konsolosluklarda yazı ve evrak işlerini yürüten görevli. İLE/VE/||/<> Elçilik ve konsolosluklarda yönetimle ilgili görevlilerin çalıştığı yer. )
- KANDEMİR, M. SEMİH (SARIYER/YENİMAHALLE, 1952) :
( Bir süre yurtdışında çalıştıktan sonra yurda döndü. Ticaret Odasında memuriyet hayatına başladı ve buradan emekli oldu. Sarıyer Spor Kulübü, Yenimahalle Spor Kulübü, Yenimahalle Cami Derneği ve Sarıyer yeni Merkez Cami Derneği üyesi olup, Yenimahalle Spor Kulübünde yıllarca yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- KANDİL ile KANDİL ile KANDİL
( İçinde sıvı bir yağ ve fitil bulunan kaptan oluşmuş aydınlatma aracı. İLE Kandil gecesi. İLE Çok sarhoş. )
- KANDİL ve MÂHYA
( ... VE Ramazan ayında birden çok minaresi olan camilerin minareleri arasına gerilen iplere kandil ya da ampullerle yazılan yazılar, resimler. )
- KANDİLLİ ile KANDİLLİ
( Kandili olan. İLE Çok sarhoş. )
- KANDIRMA/CA ile/ve/değil ŞAŞIR(T)MA/CA ile/ve/değil YANILTMA/CA / YANILSAMA
- [ne yazık ki]
KANDIRMADA:
"APTAL/LIĞIMIZ" ile/ve/değil/||/<>/< "ONUN/ONLARIN" KARAKTERSİZ/LİĞİ
( Olmuyor. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Oluyor. )
- KANDIRMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ALGI OLUŞTURMAK
- KANDIRMAK ile/<> "ATLATMAK"
- KANDIRMAK/ALDATMAK ile/ve/değil AVUTMAK
- KANDIRMAK ile/değil/yerine/>< KABUL/RÂZI ETTİRMEK
- KANDIRMAK ile KAFESLEMEK[argo]
( Kanmasını sağlamak, inandırmak, ikna etmek. | Aldatmak. | İçme, yeme isteğini karşılamak. İLE Çıkar sağlamak için birini aldatmak. )
- KANDIRMAK ile SANDIRMAK
- KANGAL[Yun.] ile KANGAL ile Kangal
( Tel, kurşun boru gibi uzun ve bükülebilir şeylerin halka biçiminde sarılmasıyla yapılan bağ. | Bu biçimde bükülmüş şeylerin her bir halkası. İLE Deve dikeni. | Kangal ilçesine özgü bir köpek. İLE Sivas iline bağlı ilçelerden biri. )
- KANGCHENJUNGA -ile
( Dünyanın üçüncü en yüksek dağı.[8598 m.]Sıkkım'da bulunur. )
- KÂNÎ[Ar.] ile Kânî[Ar.] ile KANİ'[Ar. < KANÂAT | çoğ. KANİÛN, KANİÎN]["ka" uzun okunur]
( Dokunaklı/iğneli söz söyleyen, kinâye eden/söyleyen. İLE XVIII. yy.da Osmanlı edebiyatının şiir/nazım ve düzyazı/nesir üstadlarındandır. Hezl ve mizah tarzında yazdığı hoş mektuplarla ün kazanmıştır. İLE Hırs. )
- KANIK = TOKGÖZLÜ/KANAATKÂR
- KANIKSAMA ile TAHAMMÜL
( TO BE INURED TO vs. ENDURANCE )
- KANIKSAMAK ile/ve/<> YADIRGAMAZ OLMAK
( ... ile/ve/<> İSTİNAS )
- KANIKSAMAK ile/ve BENİMSEMEK
( TO BE INURED TO vs./and TO MAKE ONE'S OWN )
- KANIKSAMAK ile/ve/||/<>/> ÖZÜMSEMEK ile/ve/||/<>/> İÇSELLEŞTİRMEK
- KANIN AKMASI ile/değil/yerine/>< MÜREKKEBİN AKMASI
- KANIT ARAMAK ile/değil/yerine KAVRAYIŞ
- KANIT/DELİL ile/ve İTİRAZ
( Hem filozofların, hem kelâmcıların birbirine yönelik yaptığı. )
( DELİL: Burhanın zihinde olması. (İNNE/İNNİ) )
( Kendiyle başka bir şeye işaret eden. İLE/>< ... )
( PROOF vs./and OBJECTION )
- KANIT ile/ve/||/<> BİLİMSEL BİLGİNİN OLANAĞI
- KANIT = DELİL = ARGUMENT[İng., Fr., Alm.] = ARGUMENTUM, ARGUERE[Lat.] = ARGUMENTO[İsp.] = APODEIXIS[Yun.]
- KANIT[Ar.] ile KANIT[Ar. < KUNÛT]["ka" uzun okunur] ile KANİT[Ar. < KUNÛT]["ka" uzun okunur]
( Bir şeyin doğruluğu/gerçekliği konusunda kanı verici belge/öğe, delil. İLE Ümidi tamamen sönmüş, ümitsiz, kederli. İLE İtaatli, bağlı, dindar. )
- KANIT ve/||/<>/< KAVRAM
( EVIDENCE and/||/<>/< CONCEPT )
- KANIT ile/ve/||/<> SAĞLAMA
- KANIT ve/<> SONSUZLUK
- KANIT ile/ve/değil/||/<> TANIK
- KANIT/BURHAN ile/ve/||/<> KESİNLİK/YAKÎN
- KANITIN YOKLUĞU ve YOKLUĞUN KANITI
( İkisi de olamaz! )
( "Kanıtın yokluğu, yokluğun kanıtı değildir." )
- KANITLAMAK ile/ve/||/<>/> İKNÂ ETMEK
- KANITLAMAK ile İNANDIRMAK
( TO PROVE vs. TO PERSUADE )
- KANITLAMAK ile/ve/değil/||/<>/< TEMELLENDİRMEK
- KANIT(LANABİLİRLİK) ile/ve/||/<> ZORUNLULUK
- KANITLARI:
SAKLAMAK ile/ve ÇARPITMAK ile/ve YOK ETMEK
- KANITLAYAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DESTEKLEYEN
- KANKA ile/ve/değil/yerine "KAFA DENGİ"
- KANLIKAVAK ÇEŞMESİ :
( Çeşme Emirgan'a doğru giden ana cadde üzerinde ve Boyacıköy içine girilirken sağ baştaki Emlakçı'nın denize bakan ön cephesindedir. Birkaç kez onarılan çeşme mermerdir. Son onarımı 1988 yılında yapılmıştır. Kanlıkavak memba suyu akışı vardır. Suyun sertlik derecesi 3.5 dir. )
- KANMAK/KANDIRMAK ile/ve/değil/yerine/<>/> İKNA (OLMAK/ETMEK)
- KANMAK/ALDANMAK ile/ve/değil KAPILMAK
- KANON = KANUN, KAİDE = CANON[İng., Fr., İsp.] = KANON[Alm., Yun.]
( Herhangi bir konuda yetkelerin belirlediği seçimler bütünü. | Eşit aralıklarla ilerleyen ancak birlikte değil, art arda duyulan iki ya da daha çok sesin birbirini sürekli taklit etmesiyle oluşan bütün. )
- KANONİK MOMENTUM ile/||/<> MEKANİK MOMENTUM
( Kanonik p = ∂L/∂q̇ Lagrange"dan, mekanik momentum p = mv. )
( Formül: p = ∂L/∂q̇ İLE p = mv )
- KANSER[Fr./İng. CANCER] değil/yerine/= DOKUNMA BANA / İNCİTME BENİ
( Bir organ ya da dokudaki gözelerin kontrolsüz olarak bölünüp çoğalmasına bağlı olarak yakın dokulara yayılmasıyla ya da uzak dokulara sıçramasıyla beliren hastalık. )
- KANSER değil/yerine KONSER (OLSUN) ile/değil/yerine/>< DERT değil/yerine MERT (OLMAK)
( GAZ/GÜLMEK: "İçinde kalıp kanser olacağına dışına çıkıp konser olsun." :) )
- KANSER (GÖZELERİ) ile/||/<> KARSİNOM ile/||/<> SARKOM
( ... İLE/||/<> Kas, bağ doku, kemiklerde. İLE/||/<> ... )
( Bulaşma, sıçrama, yayılma olur/olabilir. İLE/||/<> Bulaşma/sıçrama olmaz fakat aynı yerde yoğunlaşması ve tekrarlaması oranındadır. İLE/||/<> ... )
( Kemoterapi, ışın terapisi ve cerrahi gibi çeşitli/çoklu tedavi yöntemleri uygulanır. İLE/||/<> Ameliyat gerektirir. İLE/||/<> ... )
( ... İLE/||/<> Deri bölgesinde de olabildiği gibi, daha çok, gövde boşluklarında ve derinliklerinde. İLE/||/<> ... )
( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )
( CANCER (CELL) vs./||/<> CARCINOME vs./||/<> SARCOME )
- KANSER ile/||/<> KROMOZOM
( Kanserin kromozomal temeli hipotezi )
( Theodor Boveri tarafından 1914 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1862-1915) (Ülke: Almanya) (Alan: Biyoloji) (Önemli katkıları: Kromozom teorisi, kanser genetiği) )
- KANSER ile/||/<> PATOLOJİ
( Kanser patolojisi çalışmaları )
( John Foxton Ross Kerr tarafından 1972 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1934-) (Ülke: Avustralya) (Alan: Patoloji) (Önemli katkıları: Apoptoz kavramı) )
- KANSERDE:
BİRİNCİL TEDAVİ ile/ve/yerine/<> NEOADJUVAN TEDAVİ
( ... İLE Eğer hormon tedavisi, birincil tedavi öncesi verilirse buna Neoadjuvan Tedavi denir. Kanser hücrelerinin öldürülmesine ve birincil tedavinin etkili olmasına yardımcı olur. )
( http://kanserle-dans.blogspot.com )
- KANSEROJENİK/CANCEROGENIC[İng.] değil/yerine/= KANSER YAPAR
- KANSERÖZ/CANCEROUS[İng.] değil/yerine/= KANSERİMSİ
- KANSIZLIK/ANEMİ[Fr. < ANEMIE] ile AKDENİZ KANSIZLIĞI/ANEMİSİ(TALASEMİ[Fr.])
( [Ar., Fars.] FAKR-ÜD-DEM ile ... )
( Kansızlık hastalığı. İLE Akdeniz bölgesinde görülen ve genetik etmenlerle sonraki kuşaklara geçebilen bir tür kansızlık hastalığı. )
( ANAEMIA vs. THALASSEMIA[Lat.] )
( ANÉMIE avec ... )
- KANT\'ÇI ETİK ile ARİSTOTELES\'Çİ ETİK
( Eylemlerin evrensel ahlâki yasalar çerçevesinde değerlendirilmesini savunan etik düzen. İLE Erdem ve karakter üzerine odaklanan, insanın mutluluğa ulaşmasını amaçlayan etik düzen. )
- KANT ile/ve/||/<>/> SCHILLER ile/ve/||/<>/> FICHTE ile/ve/||/<>/> SCHLEIERMACHER ile/ve/||/<>/> SCHLEGEL ile/ve/||/<>/> HEGEL ile/ve/||/<>/> SCHELLING ile/ve/||/<>/> SCHOPENHAUER ile/ve/||/<>/> FUERBACH ile/ve/||/<>/> DARWIN ile/ve/||/<>/> SPENCER
( [Doğum Tarihi] 1724 ile/ve/||/<>/> 1759 ile/ve/||/<>/> 1762 ile/ve/||/<>/> 1768 ile/ve/||/<>/> 1770 ile/ve/||/<>/> 1772 ile/ve/||/<>/> 1772 ile/ve/||/<>/> 1775 ile/ve/||/<>/> 1788 ile/ve/||/<>/> 1804 ile/ve/||/<>/> 1809 ile/ve/||/<>/> 1820 )
( Wilhelm Schlegel, 22 Ocak 1798'de Jena'dan, Berlin'de kardeşi Friedrich Schlegel ile küçük bir evi paylaşan Schleiermacher'a, kardeşinin yarattığı skandallardan dolayı sitem dolu bir mektup yazar ve yakın zamanda taşınmış olduğu Berlin'den Jena'ya, kendinin yanına dönmesi için Friedrich'i ikna etmesini ister; zira kardeşi, Schiller ile girdiği tartışma sonrasında yayımladığı son metniyle tümden tozu dumana katmıştır. Öyle ki, aynı soyadını taşımasıyla Wilhelm dahi gözden çıkarılmanın eşiğine gelmiştir. Sonunda, Goethe, tartışmaya dahil olur ve Friedrich ile babacan bir konuşma yaparak, ondan kibarca, bundan sonra başka bir alan üzerine, başka bir yerde çalışmasını ister. Oysa Friedrich, bu tavsiye üzerine gittiği Berlin’de, çoktan kendi çevresini kurarak yeni bir edebi akımın öncülüğü görevini üstlenmiştir. Henüz 25 yaşındaki bir genç tarafından yazılıp böylesi büyük bir etki yaratan, yepyeni ve tümüyle özgün bir düşünsel hareketin öncüsü olan bu metin, Eleştirel Fragmanlar'dı ve yalnızca 37 sayfalık 127 aforizmadan oluşuyordu. Aradan geçen neredeyse iki yüz yıl boyunca Eleştirel Fragmanlar üzerine yüzlerce kitap yazılacaktı. Schlegel kimilerine göre yaygaracı, kimilerine göre dâhi olarak adlandırılacak ama her halükârda Romantik hareketin düşünsel temellendiricisi olarak tarih sahnesindeki yerini alacaktı... )
- KANT ve/||/<> SCHLEIERMACHER
( bkz. Fakültelerin Çatışması - I. Kant )
- KANTAR[Ar. < KİNTÂR]/BASKÜL[Fr. < BASCULE] değil/yerine/= TARTI (ARACI)
( Ağırlık sıfırken yatay duran bir kaldıraç koluna dik olarak tutturulmuş bir ibrenin sapmasıyla kütleleri tartan araç. | Tartılacak kütle alttaki çengele takıldığında sarmal bir yaya bağlı olan ve normal olarak sıfırı gösteren bir okun, yanlarda gösterilmiş ağırlık birimleri hizasına gelmesiyle kütle ağırlığını belirleyen bir tür tartı aracı, el kantarı. | 56,452 kilogram ağırlığında ya da kırk dört okkalık bir ağırlık ve sığa birimi. )
- KANTAR ile/ve/||/<>/< TOPUZU
- KANTAY, PROF. DR. RAMAZAN (İSPARTA, 1943) :
( Üniversite Öğretim Üyesi:1943 yılında Isparta'da doğdu, 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi'nden 1967 yılında mezun oldu. 1968 yılında fakülteye asistan, 1976'de doktor, 1984'te doçent, 1988 yılında ise profesörlüğe yükseltildi. Bugüne kadar Orman Ürünlerinden Faydalanma Bilim Dalı'nda 4 araştırma kitabı, 1 yardımcı ders kitabı(Türkiye'nin Orman Ağaç Türleri Kerestelerinin Teknik Kurutma Özellikleri Üzerine Araştırmalar, Ceviz, Cdruh Meşesi ve Doğu Kayınında Elde Edilen Kaplama Levhalarının Kurutma Özellikleri Üzerine Araştırmalar, Üç Tabakalı ve Okal Tipi Yonga Levhalarının Teknolojik Özellikleri Üzerine Araştırmalar - Göker ve Kurtoğlu ile birlikte - , Türkiye'e Parke Endüstrisinin Bugünkü Yapısı veSorunları (Ekizoğlu ile birlikte), Kereste Kurutma ve Buharlama) kitapları yayınlandı ayrıca çeşitli dergi ve gazetelerde 80 bilimsel makalesi ve 26 bilimsel bildirisi yayınlandı. )
- KANT'I ETKİLEYENLER:
LİZBON DEPREMİ(1755)[9.0] ile/ve/||/<> HUME VE NEDENSELLİK SORUNU ile/ve/||/<> ROUSSEAU VE ÖZGÜRLÜK SORUNU
- KANTİN[Fr. < CANTINE] -/
( Kışla, fabrika, okul vb. yerlerde yiyecek ve içecek maddelerinin satıldığı yer. | Bu gibi kurumlarda işletilen ve yalnız o kuruma bağlı kimselerin yemek yediği lokanta. )
- KANT'IN):
GÖRÜŞLER/İ ile/ve/||/<> ÇÖZÜMLER/İ
( 1. Canlı kuvvetlerin, doğru tahmini üzerine düşünceler[1746]
2. Metafiziksel bilişin ilk ilkeleri üzerine yeni bir açıklama[1755]
3. Evrensel doğa tarihi ve gökler kuramı[1755]
4. Fiziksel monodoloji[1756] )
- KANT'IN, KRİTİK YAZIMI DÖNEMLERİNDE:
YAZIM ÖNCESİ ile/ve/||/<> YAZIMI ile/ve/||/<> YAZIM SONRASI
( 1746 - 1770 ile/ve/||/<> 1781 - 1790 ile/ve/||/<> 1790 - 1804 )
- KANT'IN, ÖNE SÜRDÜĞÜ TEMEL VARSAYIM:
AKLÎ GÖRÜNÜN İPTALİ ile/ve/||/<>/> MATEMATİK ZEMİNİN ORTAYA KONULMASI
- KANT'IN, YÜRÜYÜŞLERİNİN DAKİKLİĞİ ile/ve/||/<>/> BOZULMASI
( ... İLE/VE/||/<>/> 1789 Aydınlanma Devrimi'nin haberi ve coşkusundan dolayı. VE Rousseau'nun, eğitim felsefesi ile ilgili adlı "Emile" adlı kitabını okurken çok etkilenmiş olmasından dolayı. )
- KANTITATİF ARAŞTIRMA/QUANTITATIVE RESEARCH[İng.] değil/yerine/= NICEL ARAŞTIRMA
- KANTITATİF/QUANTITATIVE[İng.] değil/yerine/= NICEL
- KANTİYANE[Lat. < GENTIANA] -/
( Kızılkantarongillerden, hekimlikte iştah açıcı olarak kullanılan bir tür bitki. )
- KANTON[Fr. < CANTON] değil/yerine/= BÖLGE
( İsviçre Konfederasyonu'nu oluşturan devletlerden her biri. )
- [KANT'TA] KRİTİK:
ELEŞTİRİ ile/ve/değil/||/<>/< SINIR ÇİZMEK
- KANÜL/CANNULA[İng.] değil/yerine/= BORUCUK
- KANÜLASYON/CANULATION[İng.] değil/yerine/= BORUCUK YERLEŞTİRİMİ
- KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME(KHK) ile/ve/değil/yerine/||/<> YASA
- VARSIL/ZENGİN OLMAK:
KANUN KADAR değil KARUN KADAR
- KÂNUN ile KURAL
- KANUN değil/yerine/= YASA
- KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN ile SULTAN SÜLEYMAN
- KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN'IN CENAZE NAMAZI:
BELGRAD ve İSTANBUL
itibarı ile 45.309 başlık/FaRk ile birlikte,
45.309 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(86/183)
(1996'dan beri)