R ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 45.309 başlık/FaRk ile birlikte,
45.309 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(40/183)
- ÖZGÜRLEŞMEK:
...DAN ile/ve/||/<>/> ... İÇİN ile/ve/||/<>/> KENDİNDEN
- DEN- ile/||/<> DENT-/DENTA-/DENTİ-/DENTİA-/DENTO-
( Diş. İLE/||/<> Diş, dişlerle ilgili. )
- DENATÜRASYON ile/||/<> DENATÜRE
( Bozunma. İLE/VE/|| Bozunmuş. )
- DENATÜRASYON ile DENATÜRE
( Bozunma, bozulma. İLE Bozunmuş, bozulmuş. )
- DENDRİMER İLE KALİXAREN İLE SİKLODEKSTRİN ile/||/<> SUPRAMOLEKÜLER YAPI TAŞLARI
( Host molekül platformları. )
( Formül: α-CD (6) İLE β-CD (7) İLE γ-CD (8) )
- DENDRİMER İLE STAR İLE BRUSH ile/||/<> CLİCK POLİMERLER
( Click ile polimer mimarileri. )
( Formül: G4-dendrimer )
- DENDRİMER ile/||/<> HİPERDALLANMIŞ
( Dendrimer mükemmel dallanma, hiper rastgele. )
( Formül: Monodispers İLE polidispers )
- DENDRİTİK POLİMER ile/||/<> LİNEER POLİMER
( Dendritik polimer ağaç benzeri dallanma gösterirken İLE lineer polimer düz zincir yapısındadır )
( Formül: Dallanma derecesi )
- DENDROGAM -ile
( Soyağacı. )
- DE-NE DİLİ -ile
( EN ESKİ DİLLERDEN )
- DENEME SÜRECİ ile DEMLENME SÜRECİ
- DENEME-YANILMA ile/ve/bazen/ne yazık ki DENEME-"YAMULMA"
- DENEME-YANILMA değil/yerine YAŞANMIŞLIKLARDAN DERS ALMAK
- DENEME ile DENETLEME
- DENEME ile/ve/||/<> YANILMA
- DENEMEK > TAKLİT ETMEK değil/yerine/></> DÜŞÜNMEK
( En acı olan. > En kolay olan. DEĞİL/YERİNE/<>/> En akıllıca olan. )
- DENEMEK ile/ve SINAMAK
( TO TEST vs./and TO EXAMINE )
- DENENEBİLİR/LİK ile/ve/||/<>/> DENETLENEBİLİR/LİK
- DENERVASYON ile DENOVO/DE NOVO
( Sinirsizleş[tir]me. İLE Yeni, kendi olarak, kendiliğinden. )
- DENERVASYON değil/yerine/= SİNİRSİZLEŞME
- DENETİMCİ/LİK ile/ve/<> KATILIMCI/LIK
- DENETİM/KONTROL ile/ve/<> HAKİMİYET
( CONTROL vs./and/<> SOVEREIGNTY/DOMINATION )
- DENETLEME:
ÜRETİM ÜZERİNDEN ile/ve/değil/||/<>/< TÜKETİM ÜZERİNDEN
- DENETLEYEBİLMEK ile/ve/= BİLMEK
( ABLE TO INSPECT vs./and/= TO KNOW )
- DENEY BİLİMLERİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİLİM
- DENEY VE GÖZLEM ve/||/<> ÖLÇÜ VE YÖNTEM
- DENEY ile/ve DENEYİM
( Dışta. İLE/VE İçte. )
( En önemli sözcüklerden biri, "Denemek"tir. )
( Yoğun bir deneyim yaşayan kişi, güven ve cesâret yayar. )
( Geçmiş deneyimlere göre davranmayalım, yeniden ve tekrar tekrar deneyelim. )
( Doğrudan deneyim, en son kanıttır. )
( Deneyim eşsizdir/benzersizdir, kuşku götürmez ve yanlış anlaşılmaz. )
( Sürekli olan deneyimlenemez, çünkü onun sınırları yoktur. )
( Tüm deneyim, zihindedir. )
( Denemezsek, saplanıp kalırız. )
( Deneyelim! Her seferinde, bir adım daha kolaydır. )
( Deneyin ve yine deneyin! )
( Tekrar deneyin! Denemeye devam edersek, bir şey olabilir. )
( Başarıncaya kadar, denemeye devam edelim! )
( Laboratuvarda. İLE/VE Kişi(ler)de/ki. )
( Outside. VS./AND Inside.
Experiment anew, don't go by past experience.
Direct experience is the final proof.
The experience is unique and unmistakable.
The continuous cannot be experienced, for it has no borders.
All experience is in the mind.
If you don't try, you are stuck.
Try. One step at a time is easy.
Try and try again.
Try again. If you keep on trying, something may happen.
You just keep on trying until you succeed. )
( Nesnel. İLE/VE Öznel. )
( EXPERIMENT vs./and EXPERIENCE )
- DENEY ile/ve DÜZENEK
( vs./and/||/<> APPARATUS )
- DENEY ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GİRİŞİM
( vs./and/||/<>/but/< INTERFERENCE
INTERFERENCE instead of EXPERIMENT )
- DENEY = TECRÜBE = EXPERIENCE, EXPERIMENT[İng.] = EXPÉRIENCE[Fr.] = ERFAHRUNG[Alm.] = EXPERIENTIA[Lat.] = EMPEIRIA[Yun.] = EXPERIENCIA[İsp.]
- DENEY ile TEST
( Bilimsel bir gerçeği göstermek, bir yasayı doğrulamak, bir varsayımı kanıtlamak amacıyla yapılan işlem. İLE Birinin, bir topluluğun doğal ya da sonradan kazanılmış yeteneklerini, bilgi ve becerilerini ölçmeye ve anlamaya yarayan sınama. | Doğru yanıtın, seçenekler arasından bulunmasına dayanan bir sınav türü. | Biyolojik bir işlevi ya da değişmez bir niteliği incelenen bireyin tepkisini, örnek olarak alınan normal bireyinkiyle karşılaştırarak ölçmeye ve değerlendirmeye yarayan yoklama. | Bir hastalığın varoluşunu ve niteliğini anlamak için yapılan laboratuvar araştırması. )
( EXPERIMENT vs. TEST )
- DENEYCİLİK ile/||/<> AKILCILIK
( Bilginin kaynağı tartışması )
( John Locke tarafından 1689 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1632-1704) (Ülke: İngiltere) (Alan: Felsefe) (Önemli katkıları: Ampirizm, tabula rasa) )
- DENEYCİLİK ile/||/<> DOGMATİZM
( Bilginin kaynağı deneydir )
( Francis Bacon tarafından 1620 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1561-1626) (Ülke: İngiltere) (Alan: Felsefe, Bilim Metodolojisi) (Önemli katkıları: Deneysel yöntem, tümevarım) )
- DENEYCİLİK = İHTİBARİYE = EMPIRICISM[İng.] = EMPIRISME[Fr.] = EMPIRISMUS[Alm.]
- DENEYEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖZLEMLEYEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DİNLEYEN
( "Aptal/ahmak". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< "Yarı akıllı". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Akıllı. )
( DİNLEYEN, DİNLENİR [DİNLEYENİ, DİNLERLER]
DİNLEYEN, DİNLENİR [DİNLEYEN, RAHAT EDER]
DİNLEYEN, DİNLENİR [DİNLEYEN, DİN SAHİBİ OLUR] )
- DENEYEREK DENEYİMLEDİKLERİMİZ ile/ve/||/<> DENEYİMLEYEREK DENEDİKLERİMİZ
- DENEYİM YAŞAYAN BENLİK ile/ve/<> GÖZLEMLEYEN BENLİK
( Gerçek benliğin bulunabilmesi için sahte olanın terk edilmesi zorunludur. )
( Düşüncelerinizi, duygularınızı, sözlerinizi ve eylemlerinizi gözleyin. )
( A man who is intense in his experience will radiate confidence and courage.
The false self must be abandoned before the real self can be found.
Watch over your thoughts, feelings, words and actions. )
( Yoğun bir deneyim yaşayan kişi, güven ve cesâret yayar. )
( SELF IN EXPERIENCE vs./and/<> SELF IN OBSERVATION )
- DENEYİM:
YAŞLANARAK değil YAŞAYARAK
- DENEYİM ile/ve/<> ANI
- DENEYİM ile/ve BİRİKİM
( Doğrudan deneyim, tek geçerli doğrulamadır. )
( Geçmiş deneyimlere göre davranmayalım, yeniden deneyelim. )
( Tüm deneyim, imgelemeden doğmuştur. )
( Direct experience is the only valid confirmation.
All experience is born of imagination. )
( EXPERIENCE vs./and ACCUMULATION )
- DENEYİM ile/ve/değil/||/<>/< DENEYEYİM
- DENEYİM ile/ve/||/<> DENEYİMLENİLEN
- DENEYİM ile/ve/||/<>/> DÜZENLEYİCİ DENEYİM
- DENEYİM ve/||/<>/> KENDİLİK
- DENEYİM ile KULLANIM
( Deneyim, kişinin başına gelen değil, başına gelenle ne yaptığıdır. )
- DENEYİM ile/değil KUŞKUCULUK
( Bazı kisiler, yavaş yavaş, inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve tamamen kuşkucu olmayı öğrenir. Bu süreç gerçekleştiğinde de artık çok geçtir. Ne yazık ki, (bazı) "zihinlerin", "deneyim" dediği şey budur. Aklıyla bağlantısını kaybetmiş bir kişi, "deneyimli" olarak tanımlar kendini. )
- DENEYİM ile/ve PAYLAŞIM
( EXPERIENCE vs./and SHARING )
- DENEYİM = TECRİP = EXPERIMENT, EXPERIENCE[İng.] = ERFAHRUNG, EXPERIMENT[Alm.] = EXPÉRIMENTATION, EXPÉRIENCE[Fr.] = EXPERIENTIA
- DENEYİM ile/değil/yerine/> ÜMİT
( Ümit, her zaman, deneyimi yener. )
- DENEYİM ile/ve/değil/||/<>/< YÖNTEM
( Bireysel. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Bilimsel. )
- DENEYİME AÇIK/LIK ile/ve/<> DIŞADÖNÜK/LÜK
- DENEYİMLEME ile İÇSELLEŞTİRME
( TO EXPERIENCE vs. INTERNALIZATION )
- DENEYİMLEMEK ile/ve/<>/>/< DEYİMLEMEK
- DENEYİMLEMEK ile/ve/<> GÖZLEMLEMEK
- DENEYİMLENİLEBİLECEK OLANIN "İSTENİLMESİ/BEKLENİLMESİ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DENEYİMLEMEKTE OLUNAN
- DENEYİMLEYEN ile/ve/||/<> DENEYİMLEME BAĞI ile/ve/||/<> DENEYİMLENİLEN
- DENEYİMSEL TAMAMLIK ile SONUÇLU TAMAMLIK ile TÜMEL TAMAMLIK ile YAKIN GEÇMİŞ TAMAMLIK ile TAMAMLIK GÖRÜNÜŞÜ
( EXPERIENTIAL PERFECT vs. RESULTATIVE PERFECT, PERFECT OF RESULT vs. PERFECT OF PERSISTENT SITUATION vs. ... vs. PERFECT ASPECT )
- DENEYSEL ile/ve/değil DENEYİMSEL
- DENEYSEL ile/ve/<>/değil/yerine RASTLANTISAL
- DENGE ile/ve/||/<> DENETİM
- DENGE ile DENKLEM
( BALANCE/EQUILIBRIUM vs. EQUATION )
- DENGE ile/ve/<> DİNGİNLİK
- DENGE ile EŞİTLİK
- DENGE ve/<> HUZUR
- DENGE ile/ve/||/<> JİROSKOP/GYROSCOPE[İng.]
- DENGE ve/||/<>/> KONFOR[=> ÇÜRÜME] ve/||/<>/> SORUN ve/||/<>/> KARMAŞA ve/||/<>/> ÇÖZÜMLER/ÇARELER
( En "dengeli" ya da eşit durum, ölümdür. VE/||/<>/> En konforlu durum, çürümedir ve mezarlıktadır. VE/||/<>/> En büyük/ciddi "sorunlar" ile harekete geçilir. VE/||/<>/> En hareketli ortamlarda karmaşa ve kargaşa oluşur. VE/||/<>/> Daha iyi/nitelikli/isabetli çözümler oluş(tur)maya başlarız. )
- DENGE ve/||/<> SÜKÛNET
- DENGELEYİCİLİK ile/ve BÜTÜNLÜK
- DENGELİ POLİMORFİZM ile/||/<> GEÇİCİ POLİMORFİZM
( Dengeli kalıcı çeşitlilik, geçici geçici. )
( Formül: Maintained İLE temporary )
- DENGELİ ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜKLÜ
- DENGESİZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DALGALI
- DENGESİZ ile/değil DENGİ(/N/M) DEĞİL
- DENGİNİ ARAMAK/ARAYAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİNİ ARAMAK/ARAYAN
( "Küçük zihinliler". DEĞİL/YERİNE İleri zihinliler. )
- DENGİN(İ BULMAK) ile/ve/||/<>/> DENGEN(İ BULMAK)
- DENİZ BÖRÜLCESİ PİŞİRMEK/KAYNATMAK:
SOĞUK SUDA değil KAYNAR SUDA
( Fokurdayan kaynar suda, ateşi ve haşlama süresini iyi ayarlamak, yumuşamasını sürekli takip etmek gerekir. Saplarından da titizlikle sıyırmayı gerektirir. Üzerine de (sızma) zeytinyağı ve limon sıkarak yemeye hazırdır. [Bitkinin kendi tuzlu olduğundan dolayı da, tuz atmamak gerekir.] )
- DENİZ OTOBÜSLERİNDE:
AUTHORISED PERSONNEL ONLY yerine ANCAK YETKİLİ KİŞİ GİREBİLİR
- DENİZ, MEHMET (SAMSUN, 1965) :
( Siyasetçi. Emirgan Ortaokulu, Behçet Kemal Çağlar Lisesi ve 9 Eylül Üniversitesi İktisat Fakültesinden mezun oldu. Profilo Holding'de Bölge sorumlusu, İstanbul madencilik şirketinde yönetici, Fiba Holding grubuyla çalışan YKA firmasının Türkiye - Romanya bölümünde finans ve personel direktörü olarak görev yaptı. 2008'den beri Turkcell fiber optik kablo alt yapı konusunda faaliyet gösteren ve aynı zamanda Kalekim ve Sidding bayisi olan kendi şirketinde çalışmaktadır. Siyasete Demokratik Sol Parti (DSP) saflarında başladı. İlçe Başkanlığı ve iki dönem Sarıyer Belediye Meclisi üyeliği (1994 - 1999 ve 1999 - 2004) ve iki yıl Sarıyer Belediyesi Meclis Başkanvekilliği yaptı. (1999 - 2004) de Büyükşehir Belediye Meclis Üyeliği görevinde bulundu. Bilahare CHP saflarında siyasete devam etti ve İlçe Başkanlığı görevini üstlendi. Reşitpaşa Spor Kulübünde altı dönem kulüp başkanlığı yaptı. Reşitpaşa Spor Kulübü, Boğaziçi Çevre Derneği, Avcılar Spor Kulübü üyesi olup Basın Press Muhabirliği, Sarıyer Haber Gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. )
- DENİZ/OKYANUS ile/değil BATYAL[< Fr. < Yun.]
( ... İLE/DEĞİL 200 ilâ 1.000 m. arasında derinliği olan deniz. )
- DENİZ ve/||/<> DALGA
( Enerji. VE Etki eden enerji. )
( SEA and/||/<> WAVE )
- DENİZ ile/||/<> NAVİGASYON
( Kitab-ı Bahriye İLE Akdeniz navigasyon rehberi )
( Piri Reis tarafından 1521 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1465-1553) (Ülke: Osmanlı) (Önemli katkıları: Dünya haritası, Kitab-ı Bahriye denizcilik ansiklopedisi) )
- DENİZ ile/ve/||/<> TER ile/ve/||/<> GÖZYAŞI
( Bu üç tuzlu su, çoğu durumu değiştiren, çoğu sorunu "çöze(bile)n" durum ve nesnedir. )
- DENİZÇAKISI ile DENİZDANTELİ ile DENİZGERGEDANI ile DENİZHIYARI[HOLOTÜRİT (Yun.)] ile DENİZISIRGANLARI ile DENİZİĞNESİ ile DENİZİNEĞİ/MANATİ[MANATEE] ile DENİZKADAYIFI ile DENİZKAZI ile DENİZKEDİSİ/DENİZMAYMUNU ile DENİZKESTANESİ ile DENİZKIRLANGICI ile DENİZKOZALAĞI ile DENİZKÖPÜĞÜ ile DENİZKULAĞI ile DENİZMARULU ile DENİZMENEKŞESİ ile DENİZÖRDEĞİ ile DENİZÖRÜMCEĞİ ile DENİZPALAMUDU ile DENİZREZENESİ ile DENİZŞAKAYIĞI ile DENİZTARAĞI ile DENİZTAVŞANCILI/BALIKKARTALI ile DENİZTAVŞANI ile DENİZYILANI ile DENİZYILDIZI
( Kuma, dikine gömülerek yaşayan, çakı diye de adlandırılan, 20 cm. boyunda, ikiçenetli yumuşakça. İLE Sıcak denizlere özgü, taşımsı bir tür polip birikintisi oluşturan deniz hayvanı. İLE Balinagillerden, 8-10 m. uzunluğunda, erilinin üst çenesinde iki uzun diş bulunan bir deniz memelisi. İLE Denizhıyarlarından, boyu 25 cm. kadar olabilen, yuvarlak ve yumuşak gövdeli derisidikenli. İLE Salgıladıkları sıvılarla insan derisinde, ısırgan etkisi uyandıran, iri medüzleri içine alan selentereler sınıfı. İLE Yuvarlak somaklı, gövdesi ince ve uzun bir deniz balığı. İLE Amerika ve Afrika'nın tropikal kıyı sularında yaşayan, 2-3 m. uzunluğunda deniz memelisi. İLE Esmer suyosunlarından bir deniz bitkisi. İLE Denizde yaşayan, ayakları yüzgeç biçimindeki tüm kaplumbağalara verilen genel ad. İLE Yazın, kutup bölgelerinde yaşayan, kışın, ılık kıyılara göçen, kısa ve ince gagalı, siyah bacaklı, yabani bir tür kuş, akbaş. İLE Tümbaşlılar takımından, gövdesi ince uzun, büyük başlı, derin ve büyük denizlerde yaşayan bir balık. İLE Hareket edebilen dikenlerle örtülü, yuvarlak kalker kabuklu, derisidikenlilerden bir yumuşakça. İLE Balıkçın. İLE Konik biçimli, kavkısında bir yarık bulunan karındanbacaklı yumuşakça. İLE Lületaşı. İLE Yassı kavkılı, içi sedefli, 10 cm. uzunluğunda bir deniz yumuşakçası. | Açık denizden bir kum setiyle ayrılmış ya da kıyı dilinin gelişmesiyle göl biçimini almış, sığ koy ya da körfez, lagün. İLE Sığ sularda bulunan, ince, levhaya benzeyen yaprakları olan yeşil suyosunu. İLE Çançiçeğinin bir türü. İLE Perdeayaklılardan, kıvrık gagalı, açık denizlerde yaşayan bir kuş, denizördeği, fırtınakuşu. İLE Kabuklu bir böcek türü. İLE Kıyı kayalarının üzerinde, yapışık olarak yaşayan, beyaz kalkerli plakalarla çevrili, koni biçiminde, küçük, kabuklu bir böcek. İLE Maydanozgillerden, deniz kumsallarında bol olarak yetişen, ıtırlı bir bitki. İLE Kayalıklara yapışık olarak yaşayan, dokunaçları çok ve uzun, güzel renkli bir polip türü. İLE İkiçenetli kabuklu bir yumuşakça türü. İLE Ağız dokunaçları geniş ve etli, uzun, çıplak gövdeli deniz yumuşakçası. İLE Yılanlar takımından, çok zehirli, kürek biçiminde, yassı kuyruklu, Hint ve Pasifik Okyanuslarında yaşayan bir hayvan. İLE Denizyıldızlarından, yıldız biçiminde, beş kolu olan, kayalıklar üzerinde yaşayan derisidikenli. )
( SOLEN cum MİLLE POROS cum MONODON MONOCEROS cum HOLOTHURION cum ... cum SYNGNATHUS ACUS cum HYDRODAMALIS GIGAS cum ALARIA ESCULENTA cum BERNICLA cum CHIMAERA MONSTROSA cum ECHINUS ESCULENTUS cum STERNA HIRUNDO cum CONUS cum ... cum HALLOTIS cum ULVA LACTUCA cum ... cum THALASSSIDROMA PELAGICA cum MAJA SQUINADO cum BALANUS cum CRITHMUM MARITIMUM cum ANEMONIA ACTINIA cum PECTEN cum PANDION HALIATAETUS cum CYCLOPTERUS LUMPUS cum HYDROPH'S cum ASTER )
- DENİZDE YÜZÜP DEREDE BOĞULMAK ile/<> DİMYAT'A, PİRİNCE GİDERKEN, EVİNDEKİ BULGURDAN OLMAK
- DENİZE EN UZAK BAŞKENT:
ULAN BATUR
( Dünyanın en soğuk başkenti olarak görenler de vardır. )
( 1778 yılında kurulmuştur. Halha dilinde, "Kızıl Kahraman" anlamına geliyor. Deniz seviyesinden yüksekliği 1350 m. Dört dağın çevrelediği kentte, yazın sıcaklık 30 dereceye yükselirken, kışın -30 dereceye kadar düşebiliyor. Pekin ile St. Petersburg arasındaki "Çay yolu" üzerinde yer almaktadır. )
- DENİZER, ŞEMSİ (ZONGULDAK, 1951 - 1999) :
( Kömür işletmelerinde işe başladı. Sendikal faaliyetlerde bulundu ve Zonguldak'taki Genel Maden İş Sendikası yönetim kurulunda görev aldı. Daha sonra aynı sendikada genel başkan oldu. Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı kurucu üyesi olup, Türk İş'te Genel Sekreterlik yaptı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 1 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. İstanbul dışından Sarıyer Spor Kulübü yönetim kuruluna seçilen ilk kişidir. )
- DENİZER, ŞÜKRÜ (TRABZON, 1947) :
( Sarıyerli İşadamı. İlk ortaokulu Sarıyer'de okudu, Pertevniyal Lisesinden mezun olduktan sonra İktisadı Ticari İlimler Akademisini bitirdi. Balık kabzımalı olarak aile şirketi olan Karadeniz Balıkçılık'ta işe başladı. Bu şirkette Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev aldı. Sarıyer Spor Kulübü, Yenimahalle Spor Kulübü, 1940 Sarıyerli Sporcular Derneği, Tenis Eskrim Dağcılık (TED) Derneği üyesidir. Sarıyer Spor Kulübünde dört dönem (1994/95; 1996/97; 1997/98 ve 2002/2003) yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. 1940 Sarıyerli Sporcular Derneği ve Yenimahalle Spor Kulübünde de Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Sarıyer Spor Kulübü Divan Kurulu üyesidir. )
- DENİZER, TURAN (TRABZON, 1931) :
( Sarıyerlidir. Balıkçılıkta yenilik getirenlerden biridir. Mesleği onu Sarıyer'e taşıdı. Kurdukları balıkçılık şirketi ile iş hayatına atıldılar (Turan, Burhan, Metin, Şükrü kardeşler ve ortakları Samim Emanet). Turan Denizer yeniliklere açık olan bin insandı. Çok iptidai gördüğü çavalye ile balık naklinin terk edilmesi, kasa sisteminin benimsenmesi için uğraştı. Bu uğraşı benimsendi, sonra bu sistemi de değiştirdi. Bu defa köpükten kasa ve köpükten kutu sistemini getirerek balığın her dem taze (buz içinde) naklinin sağladı. Yeni arayışlara girdi, dünyanın çeşitli ülkelerinde mesleği ile ilgili geziler yaptı. Bu gezilerin birinde orkinos balıkçılığının Türkiye'de yapılmasının yolunu buldu. Bu balığın Japonlar tarafından çok tüketildiğini görünce konu üzerine eğildi. Japonya'ya giderek incelemelerde bulundu ve orkinos avcılığının Türkiye'de yapılması işinin başlatılmasının öncülüğünü yaptı. Balıkçılığın modern usullerle yapıldığı Norveç, İsveç, ABD, Japonya, Fransa'ya gittiği gibi balıkçılıkla uğraşan komşu ülkelerden; Yunanistan, Bulgaristan, Romanya da gitti. Pamuk ipliğinden yapılan ağların yerine naylon ağların kullanılması konusunda büyük uğraşlar verdi. Denizer Nakliyat A.Ş., Denizer Gıda A.Ş. şirketlerini, akabinde bir de buzhane kurduğu gibi bir de tır filosu meydana getirerek Türkiye'de yakalanan balıkları ülke dışına naklini sağladı. Kabzımallığın dışında balıkçılığa yenilikler getirerek daha modern imkânlarla yapılması yolunda çok başarılı çalışmalar yaptı. Sosyal yanı da olan Turan Denizer, Trabzon'daki mahallesi Faroz da bir de Yalıspor isimli kulübün kuruluşuna öncülük etti kurucuları arasında yer aldı. )
- [ne yazık ki] :( ((((((
DENİZ GEZMİŞ ve/||/<> YUSUF ASLAN ve/||/<> HÜSEYİN İNAN
(
)
- DENİZKIZI ile DENİZ KIZI
( Balık. İLE Mitoloji. )
- DENİZPARK GAZİNOSU :
( Yeniköy'ün en eski ve tarihi gazinosudur. İşletmecisinin adıyla Aleko'nun yeri de denilmektedir. Yalılar Caddesi, Daire Sokaktadır. Tarihi ahşap binası Rum Parayia Kilise vakfına aittir. )
- DENJOY CONJECTURE ile/||/<> BİEBERBACH CONJECTURE
( Denjoy univalent fonksiyon, Bieberbach katsayı tahmini. )
( Formül: Univalent functions İLE coefficient bounds )
- DENK ÖBEKLER/SONSAL SINIFLAMALAR/KATEGORİLER:
ARİSTOTELES'TE ile/ve/<>/> FARABÎ'DE ile/ve/<>/> KANT'TA
( * TÖZ/CEVHER
* NİCELİK/KEMMİYET
* NİTELİK/KEYFİYET
* GÖRELİLİK/İZÂFET
* MEKÂN
* ZAMAN
* KONUM
* MÜLKİYET
* FİİL
* İNFİAL
ile/ve/<>/>
* TÖZ/CEVHER [ALİ]
* GÖRELİLİK/İZÂFET
* NİCELİK/KEMMİYET [KISA]
* NİTELİK/KEYFİYET [SARIŞIN]
* ZAMAN/METÂ [BUGÜN]
* YER/EYN [ÇARŞIDA]
* DURUM/KONUM(VAZ'I) [AYAKTA DURUYOR]
* SAHİP/MÂLİK OLMA(LE) [AHMET'İN KALEMİ]
* ETKİNLİK(EN YEF'AL) [BÜKÜYOR]
* EDİLGİNLİK(EN YENFA'AL) [BÜKÜLÜYOR]
ile/ve/<>/>
* NİCELİK: BİRLİK | ÇOKLUK | TÜMEL
* NİTELİK: GERÇEKLİK | YOKSUNLUK | SINIRLILIK
* BAĞINTI: NESNE VE ÖZELLİĞİ | NEDEN VE ETKİ | TOPLULUK
* MODALİTE: OLASILIK | VARLIK | ZORUNLULUK )
- DENKLEM ile/||/<> EŞİTSİZLİK
( Denklem eşitlik İLE eşitsizlik büyük/küçük ilişkisi )
( Formül: ax+b=0 İLE ax+b>0 )
- DENKLEMLERDE EŞİKLER:
PİSAGOR ile/ve/||/<>/> LOGARİTMA ile/ve/||/<>/> TÜREV ile/ve/||/<>/> KARMAŞIK SAYI
(
)
( )
- DENKLİK ile/ve/<> BÜTÜNLÜK
- DENSİZ/LİK ile/ve/<> DALLAMA/LIK ile/ve/<> DANGALAK/LIK ile/ve/<> DALYARAK/LIK
- DENSİZ/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< HEVESLİ/LİK
- DENSİZ/LİK ile/ve/<> PATAVATSIZ/LIK
- DENTAL ile DENTİST
( Diş [ile ilgili]. İLE Diş hekimi. )
- DENY :/yerine İNKAR ETMEK
- DEONTOLOJİ/DEONTOLOGY[İng.] değil/yerine/= DAVRANIŞ KURALLARI BİLİMİ MESLEK AHLÂKI BİLİMİ, DAVRANIŞ KURALLARI BİLİMİ
- DEONTOLOJİ(ÖDEV BİLİMİ) = İLM-İ VEZAİF = DEONTOLOGY[İng.] = DÉONTOLOGIE[Fr.] = DEONTOLOGIE[Alm.]
- DEPAR[Fr.] değil/yerine ÇIKIŞ
- DEPARTMAN değil/yerine/= BÖLÜM | ANA BİLİM DALI
- DEPARTMENT :/yerine DEPARTMAN, BÖLÜM
- DEPEND :/yerine BAĞLI OLMAK
- DEPENDENT :/yerine BAĞIMLI
- DEPENDING :/yerine BAĞLI OLARAK
- DEPICT :/yerine TASVİR ETMEK
- DEPİLASYON ile DEPİLATÖR
( Kılsızlaştırma. İLE Kıl dökücü/sökücü. )
- DEPLASE ETMEK ile DEPLASE OLMAK
( Yer değiştirtmek. İLE Yer değiştirmek. )
- DEPLASMAN/DISPLACEMENT[İng.] değil/yerine/= YER DEĞİŞTİRME
- DEPLAZMOLİZ değil/yerine/= SU ALMA/YUTMA
- DEPLESYON/DEPLETION[İng.] değil/yerine/= TÜKENME | SİLINME
- DEPLESYON değil/yerine/= TÜKENME
- DEPO/KÖMÜRLÜK değil/yerine EV/OFİS/APARTMAN/PARK
- DEPO ile DEPOLAMA ile DEPOZİT
( Uzun salımlı [ilaç], ambar, yığım. İLE Yığma. İLE Birikinti, çökelti, kalıntı. )
- DEPO[Fr. < DÉPÔT] ile HANGAR[Fr. < Cerm.]
( Korunmak, saklanmak ya da gerektiğinde kullanılmak için bir şeyin konulduğu yer, ardiye. | Bir malın toptan satıldığı ve çokça bulunduğu yer. | Ordu mallarının saklandığı, bakımlarının yapıldığı yer, debboy. İLE Uçak, araba, tarım aracı, eşya gibi nesneleri barındırmaya yarayan, kapalı yer. )
- DEPO değil/yerine/= YIĞ
- DEPOLARİZASYON/DEPOLARIZATION[İng.] değil/yerine/= KUTUPSUZLAŞMA
- DEPOLARİZASYON ile/||/<> HİPERPOLARİZASYON
( Depolarizasyon pozitife İLE hiperpolarizasyon negatife kaymadır )
( Formül: Uyarılma İLE baskılanma )
- DEPOLARİZASYON değil/yerine/= KUTUPSUZLAŞMA
- DEPOZİT değil/yerine/= GÜVENCE AKÇESİ
- DEPREM, ÖLDÜRMEZ ve/||/<> KUSURSUZ CİNAYET YOKTUR
( [ne yazık ki]/[fakat] Kötü yapı öldürür. VE/||/<> Kusurlu soruşturmalar vardır. )
- DEPREM ŞEHİDİ GAZETECİLER PARKI :
( Maden Mahallesinde olup 775,00 m²lik bir alan üzerinde kurulmuştur. 300,00 m²lik yeşil alanı, 120,00 m²lik çocuk oyun alanı ve 220,00 m²lik spor alanı bulunmaktadır. )
- DEPREM ve/||/<> YANGIN
( )
- DEPREMDE:
ÇÖKMEK ile/ve/||/<> KAPANMAK ile/ve/||/<> TUTUNMAK
(
)
- DEPREMDE:
P DALGASI ile/ve/> S DALGASI
- DEPREMDE:
RICHTER ÖLÇÜMÜ ile/ve/yerine MMS[Moment Magnitude Scale-Moment Büyüklüğü Ölçeği]
( 600 km.lik mesafede meydana gelen sismik dalgaları ya da titreşimi ölçer. İLE/VE/YERİNE Depremin açığa çıkardığı enerjinin ifade edilmesidir. Fayın iki parçası arasındaki kayma mesafesini etkilenen toplam alanla çarpar. )
( Deprem nedir?
Yer kabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsma olayına denir.
Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak biçimde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır.
Depremin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının yer yuvarı içinde ne biçimde yayıldıklarını, ölçü aletleri ve yöntemlerini, kayıtların değerlendirilmesini ve deprem ile ilgili öteki konuları inceleyen bilim dalına "sismoloji" denir.
Magnitüd(büyüklük) ve şiddet arasındaki fark nedir?
Magnitüd(büyüklük), depremin kaynağında açığa çıkan enerjinin bir ölçüsü; şiddet ise depremin yapılar ve insan üzerindeki etkilerinin bir ölçüsüdür. Depremlerin ardından açıklanan 4.1, 5.6, 3.2 gibi sayılar, depremin büyüklüğüdür.
Depremin magnitüdü (büyüklüğü) nasıl ölçülür?
Depremin magnitüdü, belirli bir zaman diliminde kaydedilen sismogram üzerindeki deprem dalgalarının genliğinin logaritması olarak tanımlanır.
ML (Richter Ölçeği): 1930 yılında Charles Richter tarafından geliştirilmiştir ve dalga genliğinin logaritması olarak tanımlanır. Açıklanan ölçümlerde depremin farklı dalgalarına göre MB, MS, MW ve MD olarak verilen büyüklükler Richter ölçeğine göre hesaplanan diğer büyüklük birimleridir.
Depremin şiddeti nedir?
Depremin yer yüzeyindeki etkileri depremin şiddeti olarak tanımlanır. Şiddetin ölçüsü, kişilerin deprem sırasında uykudan uyanmaları, mobilyaların hareket etmesi, bacaların yıkılması ve toplam hasar gibi çeşitli kıstaslar göz önüne alınarak yapılır. Şiddeti tanımlamak için birçok ölçek geliştirilmiştir. Bunlardan en yaygın olarak kullanılanı Değiştirilmiş Mercalli Şiddet Ölçeğidir (Modified Mercalli (MM) Intensity Scale). Bu ölçek, Romen rakamları ile belirlenen 12 düzeyden oluşur. Hiçbir matematiksel temeli olmayıp tamamen gözlemsel bilgilere dayanır.
P ve S dalgası nedir?
P dalgası: Kayıtçılara ilk ulaşan deprem dalgasıdır. Hızı kabuğun yapısına göre 1.5 ile 8 km/sn arasında değişir. Tanecik hareketleri yayılma doğrultusundadır (boyuna dalga). Yıkım etkisi düşüktür.
S dalgası: Kayıtçılara ikincil olarak ulaşan deprem dalgasıdır. Hızı P dalgası hızının yüzde 60'ı ile yüzde 70'i arasında değişir. Tanecik hareketleri yayılma doğrultusuna dik ya da çaprazdır (enine dalga). Yıkım etkisi yüksektir.
Artçı Deprem(Aftershock) nedir?
Ana depremi izleyen daha küçük sarsıntılar dizisidir.
Artçı Depremler(Aftershocklar) ne kadar süre ile devam eder?
Belirli bir süresi yoktur, 1 ay da olabilir 2 yıl da...
Depremin süresi ne kadardır?
Bir ile doksan saniye arasında değişir.
Depremler önceden belirlenebilir mi?
Var olan koşullarda depremin önceden belirlenmesi olanaksızdır.
Fay nedir?
Yer kabuğunu oluşturan kayaçların bir yüzey boyunca kırılması ve oluşan iki parçanın birbirine göre göreceli olarak yer değiştirmesidir.
Kuzey Anadolu Fay Hattı nedir?
Doğu'da Karlıova ile Batı'da Mudurnu vadisi arasında Doğu-Batı doğrultusunda bir yay gibi uzanır. Dünyanın en etkin ve en önemli kırık hatları arasında yer alan Kuzey Anadolu fay hattının uzunluğu yaklaşık 1200 km.'dir; genişliği ise 100 m ile 10 km arasında değişir.
Deprem olan her yerde fay var mıdır?
Eğer yoksa bile yeni bir tane oluşmuştur.
Deprem nerelerde oluşur?
Deprem herhangi bir yerde ve herhangi bir zamanda oluşabilir. Genel olarak depremlerin kabuğu oluşturan levhaların sınırlarında oluştuğu söylenilebilir. Dünyanın çeşitli yerlerinde benzer nitelikte depremlerin tekrarlandığı gözlemlenmiştir ve bu kesiler hep levha sınırlarıdır. Depremlerin yoğun olarak gözlendiği bölgeler yeryüzünde üç ana kuşak oluşturur.
Kuşak (Pasifik Deprem Kuşağı): Şili’den kuzeye doğru Güney Amerika kıyıları, Orta Amerika, Meksika, ABD’nin batı kıyıları ve Alaska’nın güneyinden Aleutian Adaları, Japonya, Filipinler, Yeni Gine, Güney Pasifik Adaları ve Yeni Zelanda’yı içine alan en büyük deprem kuşağıdır. Yeryüzündeki büyük depremleri %81'i bu kuşak üzerinde gerçekleşir.
Kuşak (Alpine): Endonezya'dan (Java-Sumatra) başlayıp Himalayalar ve Akdeniz üzerinden Atlantik Okyanusu’na ulaşan kuşaktır. Yeryüzündeki büyük depremlerin %17'si bu kuşakta oluşur.
Kuşak (Atlantik): Bu kuşak, Atlantik Okyanusu ortasında yer alan levha sınırı (Atlantik Okyanus Sırtı) boyunca uzanır.
Türkiye’de kaydedilen en büyük deprem hangisidir?
Aletsel dönemde ülkemizde kaydedilen en büyük deprem 26 Aralık 1939 Erzincan'da olmuştur. Gece yarısı olan depremde yaklaşık 33 bin kişi yaşamını kaybetmiştir.
Dünyada kaydedilen en büyük deprem hangisidir?
1900'den bu yana kaydedilen en büyük deprem, 22 Mayıs 1960'ta, Şili'de olmuştur (Magnitud= 9.5 Mw).
Yeryüzünde en az sallanan kıta hangisidir?
Depremi en az olan kıta, Antarktika'dır. )
( 

)
- DEPREMİN:
BÜYÜKLÜĞÜ ile/ve/||/<> ŞİDDETİ
( Depremin büyüklüğü:
Kırılan yerkabuğu yüzeyinin büyüklüğünü ve dolayısıyla ortaya çıkan enerjinin düzeyini belirten bir ölçüdür. Batı dillerinden aktarımla "magnitüd" olarak da adlandırılır ve bu nedenle M harfiyle gösterilir.
Büyüklük; aritmetik değil logaritmik olarak artar. Yani her bir tam sayı arasında 10 kat fark vardır. Örneğin M = 2,0 büyüklüğünde bir deprem, yeryüzünün derinliklerinde yaklaşık bir futbol sahası büyüklüğünde bir kırığın meydana geldiğini gösterir. Büyüklük bir birim artarsa, yani 3,0 büyüklüğünde bir deprem oluşmuş ise yaklaşık 10 futbol sahasına eşit bir alanın kırılmış olduğu anlaşılır. Aynı biçimde 4,0 büyüklüğü 100 futbol sahasına, 5,0 büyüklüğü 1.000 futbol sahasına denk düşer.
Deprem büyüklüğü, sismometre ile ölçülür. Birçok farklı ölçüm yöntemi vardır. ABD'li mucidi Charles Francis Richter’in soyadıyla anılan Yerel (Lokal) Büyüklük (Ml) bunlardan biridir.
Richter gibi görece eski yöntemlerde kullanılan ölçekler, sismografın merkez üssüne uzaklığı ve depremin büyüklüğü gibi değişkenlerden etkilenir. Bu değişkenlere göre hata payları artıp azalabilir.
İLE/VE/||/<>
Depremin şiddeti:
Büyüklük(magnitüd) depremin kaynağında açığa çıkan enerjinin bir ölçüsü iken;
şiddet ise depremin yapılar ve bireyler üzerindeki etkilerinin bir ölçüsüdür.
Bu nedenle büyüklük, her yerde geçerli, nesnel, tekil bir göstergedir. Depremin şiddeti ise konuma göre değişir ve ölçüm özneldir.
Bir bölge, merkez üssünden daha uzak olduğu hâlde, örneğin zemin yapısı nedeniyle depremi daha şiddetli deneyimleyebilir. Son İzmir depreminde dereler arasındaki alüvyonlu bölgede birçok binanın yıkıldığı Bayraklı buna bir örnektir.
Deprem şiddetinin ölçüsü, bireylerin sarsıntı sırasında uykudan uyanması, mobilyaların hareket etmesi, bacaların yıkılması ve toplam hasar gibi çeşitli kıstaslar göz önüne alınarak belirlenir.
Şiddeti tanımlamak için de birçok ölçek geliştirilmiştir. Bunlardan en yaygın olarak kullanılanı, Değiştirilmiş Mercalli Şiddet Ölçeği diye adlandırılmıştır. Bu ölçek, Romen rakamları ile belirlenen 12 düzeyden oluşur. Hiçbir matematiksel temeli olmayıp bütünü ile gözlemsel bilgilere dayanır.
)
- DEPREM/ZELZELE ile/||/<> ÜGRÜMEK
( Alttan, yukarı doğru vuran. İLE/||/<> Yerin ileri geri gitmesi ya da geminin sağa sola sallanması/sendelemesi. )
- DEPRESAN değil/yerine/= BASKILAYICI
- DEPRESİF ile MELANKOLİK
( [günümüzde] Hem erilde, hem dişilde. İLE [eskiden][daha çok] Dişilde. )
- DEPRESÖR/DEPRESSOR[İng.] değil/yerine/= AŞAĞI ÇEKEN
- DEPRESSION :/yerine DEPRESYON
- DEPRESYON/KRİZ değil/yerine/= BUNALIM, ÇÖKÜNTÜ
- DEPRESYON ile/||/<> DEPRESİF
( Çökkünlük. | Çökme. İLE/VE/|| Çökkün. )
- DEPRESYON ile MUTSUZ OLMA
( )
- DEPTH :/yerine DERİNLİK
- DEPUTY :/yerine VEKİL
- DERDEST[Fars.] (ETMEK) ile BERTARAF[Fars. BER + Ar. TARAF] (ETMEK)
( Tutma, elde etme. | Elde olan, yapılmakta olan. İLE Kaldırılmış, giderilmiş. )
- DER[Fars.] ile -DER[Fars.] ile DERR[Ar.]
( -de, içinde.[DER-ANBAR: Anbarda. | DER-HÂTIR: Hatırda.] | Kapı.[DER-SAADET: İstanbul.] | Mağara. | Kere, defâ. | Cins, çeşit, kısım, nevi. İLE "Yırtan, yırtıcı, yaran, delen" anlamlarına sözcükleri sıfatlaştırır.[PERDE-DER: Perde yırtıcı, edepsiz.] İLE Kimse, kişi. | Güzel iş/eser. )
- DERBENT AŞAĞI CAMİİ :
( Çamlıtepe (Derbent) mahallesinde ve mahallenin alt kısmında bulunan Derbent Aşağı isimli bu camiinde tarihi bir özelliği yoktur. )
- DERBENT MEMBA SUYU :
( Çamlıtepe (Derbent) mahallesi sınırları içinde Derbent suyu adı ile kullanılan bir memba suyudur. )
- DERC[Ar.] (ETMEK) ile/ve/||/<> CEM[Ar.] ETMEK
( Hattatların yazdığı meşk tomarı. )
( Nakışlı kâğıda yazılmış yazı. )
( Sokma, arasına sıkıştırma. | Gazeteye yazma. | Toplama, biriktirme. İLE/VE/||/<> Toplamak. | Bir araya getirmek. )
- DERDE:
DERMAN ile/ve/değil/yerine/||/<> TESELLİ
- DERDE DEVÂ ile/ve/değil DERDE TESELLİ
- DERDE:
DEVÂ ile/ve/değil/yerine/<> TESELLİ
( Gövdede. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Zihinde. )
- DERDEME = YEDİ GEZEGEN
- DER-/DERO- ile/||/<> CERVİC-/CERVİCO- ile/||/<> TRACHEL-/TRACHELO- ile/||/<> OM-/OMO- ile/||/<> PHARYNG- ile/||/<> CLEİD-/CLEİDO-
( Boyun. İLE/||/<> Boyun, boyunla ilgili, bir organın serviksi ile ilgili. İLE/||/<> Boyun ya da boyuna benzer yapı ile ilgili. İLE/||/<> Omuz. İLE/||/<> Boğaz. İLE/||/<> Köprücük kemiği, Klaviküla ile ilgili. )
- DERDİ ... ile ... DERDİ
- [ne yazık ki]
DERDİ DÜNYA OLAN ve/||/<>/> DÜNYA KADAR DERDİ OLAN
- DERDİNE:
TÂLİP ile/ve/||/<>/> TÂLİM
- DERE KENARI ile DERE YATAĞI
- DERE MAHALLESİ ÇEŞMESİ :
( Uskumruköy camiinin yanındadır. Kim tarafından ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. )
- DERE ile/ve/<> ÇATAK
( Genellikle, yazın kuruyan küçük akarsu ve bunların yatağı. | İki dağ arasındaki uzun çukur. | Damlarda, yağmur sularını toplayarak oluğa veren çinko ya da kiremit yol. İLE/VE/<> İki dağ yamacının kesişmesi ile oluşmuş dere yatağı. | Yapışık, ikiz meyve. | Kavgacı. )
- DERE ile ÇAY ile IRMAK
( BROOK vs ... vs. RIVER )
- DERE ile/ve/<> IĞIL
( ... İLE/VE/<> Belirli olmayacak kadar yavaş akan su. )
- DERE ile KÜÇÜK DERE
( BROOK vs. RILL )
- DEREBEYCİLİK/FEODALİZM ile/ve/||/<>/< YAŞLILARIN YÖNETİMİ/GERONTOKRASİ
- DEREBOYU CADDESİ :
( Sarıyer deresinin denize döküldüğü yerden başlayarak mezarlıklara giden bir cadde idi. Sarıyer deresinin üzeri kapandıktan sonra caddenin uzunluğu Aralık Suyu karşısındaki ışıklarda sona erdi. )
- DEREBOYU SOKAK PARKI (KADEMELİ PARK) :
( Ayazağa mahallesindedir. 1.160, 63 m²lik bir alanı kapsamakta, 466,43 m² yeşil alanı ve 317,15 m² oyun alanı bulunmaktadır. )
- DERECE[Ar.]/DEGREE[İng.] değil/yerine/= DİZİL
- DERECE İLE RADYAN İLE GRADYAN ile/||/<> AÇI ÖLÇÜ BİRİMLERİ
( Açı ölçüm sistemleri. )
( Formül: 1 rad = 180°/π )
- DERECE/RADDE[Ar.] / KERTE/KERTİ[İt.] ile/ve/||/<> KERT ile/ve/||/<> İŞARET
( Gemi pusulasında kadranın ayrılmış olduğu on bir derece ve on beş dakika ölçüsünde bir açıya eşit olan otuz iki bölümden her biri. | Derece, radde[Ar.]. | İşaret için yapılmış çentik ya da iz, kerti. İLE Bir uçurumun ya da bir derinliğin keskin kenarı. İLE ... )
( DEGREE vs. ... vs. LEVEL )
- DERECE ile/ve DEĞER/LENDİRME
( DEGREE vs./and VALUE/EVALUATION )
- DERECE ile KERE/KEZ
( DEGREE vs. TIMES )
- DERECELENDİRİLEBİLİR ile DERECELENDİRİLEBİLİRLİK
( GRADABLE )
- DEREİÇİ PARKI (İLHAN SELÇUK PARKI) :
( Baltalimanı Mahallesindedir. 812,47 m²lik bir alanı kapsamaktadır. 149.59 m²lik yeşil alanı,125,50 m²lik çocuk oyun alanı, 257, 85 m²lik spor alanı bulunmaktadır. )
- DEREİÇİ :
( İstinye vadisinin iç kısımlarına Dereiçi denir. İstinye deresinin her iki yanı verimli toprakları nedeniyle uzun yıllar tarım alanı olarak kullanıldı. 1950'den sonra Dereiçi bölgesi sanayiye açıldı. Pek çok fabrika yapıldı. Ne var ki günün koşulları gereği fabrikalar birer birer şehir dışına taşındı. Boş kalan alanın çok büyük kısmı imara açıldı. Dereiçi'nde Borusan Oto, Otokoç, Maxi Center, Champiosa gibi büyük işyerleri açıldı. Dereiçi İstinye ve İlçenin önemli ve canlı iş bölgesidir. )
- DERELİ, HAYRETTİN (İST. 1967) :
( Büyükdereli, mali müşavir ve siyasetçidir. Özel Yıldız koleji ve aynı kolejin Lisesinden mezun oldu. İ.Ü. İşletme Fakültesinde eğitimini tamamladı ve iş hayatına Mali Müşavir olarak atıldı. CHP saflarında siyasete atıldı. İki dönem Sarıyer Belediyesi Meclis Üyesi (2014 - 2019 ve 2019 - 2024) görev yaptı. Engelliler Derneği Başkanlığı görevlerinde de bulundu. Sarıyer Belediyesi Spor Kulübü Başkanlığı Yönetim Kurulu üyesi olarak görevler aldı. )
- DERELİ, KENAN (SÜRMENE, 1933 - 1999) :
( Sarıyer altyapısından Büyükdere'ye gittik ve bu takımdan tekrar Sarıyer'e alındı (1950). İlk kulübü Büyükdere'dir. Sarıyer'de üç sezon (1950 - 1953) oynadıktan sonra I. Lig takımlarından Vefa'ya transfer etti. Vefa'da oynarken sakatlandı ve yurtdışına (İtalya'ya) giderek ameliyat olan ilk futbolculardan biri oldu. Sarıyer S.K. Profesyonelliği kabul edince tekrar kulübüne kaptan olarak geldi. Futbolu bırakana kadar (1963) Sarıyer'de oynadı. Takım kaptanı olarak büyük isim yaptı ve "Baba Kenan" lakabı ile tanındı. Sarıyer forması altında 116 lig ve 17 özel olmak üzere 133 müsabaka oynadı. Lig maçlarında 17, özel maçlarda 1 olmak üzere 18 gole imza etti. Türkiye'de ilk futbol okulunu kuran teknik adamdı (1957). Bu okuldan sayısız futbolcu yetiştirdi. Futbol oynarken de Sarıyer S.K. de yönetici ve genel kaptan olarak hizmet yapan Kenan Dereli, antrenör ve teknik direktör olarak da ölene kadar Türk futboluna hizmet etti. Sarıyer takımına malzemeci, masör, antrenör ve teknik direktör olarak yıllarını verdi. 19 yıl yönetim kurulu üyeliği yaparak, en çok yöneticilik yapanlar arasında üçüncü sırayı aldı. Türkiye'de "Baba Kenan" olarak çok mümtaz bir yere sahip olmayı bildi ve vefâtından sonra Türkiye Futbol Federasyonu tarafından düzenlenen kurs ve seminerlere adı verildi. Sarıyer Spor Kulübü Divan Kurulu üyesi, Türkiye Antrenörler Derneği, Türkiye Futbol Adamları Derneği üyesidir. Ayrıca 1940 Sarıyerli Futbolcular Derneği ve Sarıyerliler Derneği (SA - DER) kurucu üyesidir. İASKF'dan "Türk Futboluna Hizmet", Sarıyer Spor Kulübünden "Hizmet Armağanı" ve "Onur" plaketi aldı. )
- DEREPRES(S)E ile DEREPRESYON
( Baskıdan kurtulmuş. İLE Baskının kalkması. )
- DERGİ/GAZETE OKUMAK ZAMANINI VE YERİNİ BİLMEK[ARKADAŞ VE YAKINLARIN YANINDA değil!]
- DERGİ ile/değil BELLETEN
( ... İLE/DEĞİL Bilim kurumlarının çalışmaları ile ilgili yazı ve haberlerin yayımlandığı dergi, bilim dergisi. )
- DERİ[Yun.]/CİLT/CİLD[Ar.] ile CİLT
( Ten, deri. İLE Kitap kaplaması. )
- DERİ KIRIŞIKLIĞI ile YAŞ
( ÂJENG[Fars.]: Yaşlılıktan ya da öfkeden dolayı beliren kırışıklık. )
( WRINKLE vs. AGE )
- DERİMİZİN "RENGİ" değil/yerine DEĞERLERİMİZİN RENGİ
- DERİN BİR SOLUK ve/||/<> DERİN BİR ŞÜKÜR
- DERİN DERİN (DÜŞÜNMEK)
- DERİN DÜŞÜNME ve/<> TAHAMMÜL
( CONTEMPLATION and/<> ENDURANCE )
- DERİN DÜŞÜNMEK(TEFEKKÜR) ile/ve UYUMAK
( Uykunun karanlığı bile tazeleyici ve gençleştiricidir. )
( Uyanıkken bilinçlisiniz; uyurken sadece canlısınız. )
( FİKR-İ AMÎK[Ar. < UMK]: DERİN DÜŞÜNCE )
( CONTEMPLATION vs./and TO SLEEP
Even the darkness of sleep is refreshing and rejuvenating. )
- DERİN KONU ile CİDDİ KONU
( DEEP SUBJECT vs. SERIOUS SUBJECT )
- DERİN OLAN değil KISA OLAN
( Kuyu. DEĞİL İp. )
- DERİN UYKU ile/||/<>/< ANILARIN YOKLUĞU
( Derin uykunun boşluğu tümüyle özel, belirli anıların yokluğundan dolayıdır. )
- DERİN/YOĞUN/GENİŞ DÜŞÜN(E)MEMEK ile/değil/<> BİLGİSİZLİK/DÜŞÜNCESİZLİK
( Bilgisizlik de, bilgi de zihindedir, gerçekte değil. )
( Bilgisiz olup, doğruyu savunacağına; bilgili olup, yanlışı savun! )
( [not] TO NOT (ABLE TO) THINK DEEP/INTENSIVE/WIDE vs./but/<> IGNORANCE/THOUGHTLESSNESS
Ignorance and knowledge are in the mind, not in the real. )
- DERİNLEŞME ile/ve/||/<> KALICILAŞMA
- DERİNLEŞTİRME ile/ve/||/<> DUYARLILAŞTIRMA
- DERİN/LİK ile/değil ABİS
( ... İLE/DEĞİL Okyanusların çok derin yeri ve daha özel olarak, güneş ışığının erişemediği bölüm. )
- DERİNLİK ile/ve/||/<> ÇOK ANLAMLILIK
- DERİNLİK ile/ve/değil EVRE
- DERİNLİK ile/ve/<> İÇ İÇELİK
- DERİNLİK ve/||/<>/> İSKANDİL[İt.]
( ... VE/||/<>/> Denizin derinliğini ölçme. | Bu iş için kullanılan araç. )
- DERİN/LİK ile/ve TUTARLI/LIK
( Derinlik, kişinin en kapsamlı gereksinimlerine olan duyarlılığında oluşturulan dengeden söz eder. Tutarlılıksa güvenilirliğe değinir. )
( DEEP/NESS vs./and CONSISTENCY )
- DERİVASYON/DERIVATION[İng.] değil/yerine/= ELEKTRİK GERILIM FARKI | TÜRETME
- DERİVASYON ile/||/<> DERİVATİF
( Türev. İLE/VE/|| Türemiş. )
- DERİVASYON ile DERİVATİF/DERİVE
( Türev, türeme, türetme, köken. İLE Türev, türemiş. )
- DERİVATİF/DERIVATIVE[İng.] değil/yerine/= TÜREMIŞ
- DERİVE/DERIVED[İng.] değil/yerine/= TÜREMİŞ
- DERIVE :/yerine TÜRETMEK, ALMAK
- DERİVED ALGEBRAİC GEOMETRY ile/||/<> CLASSİCAL ALGEBRAİC GEOMETRY
( Derived algebraic geometry homotopical bilgi içeren şemalarken İLE classical algebraic geometry standart komütatif cebirsel geometridir )
( Formül: Simplicial commutative rings )
- DERİVED CATEGORY ile/||/<> TRİANGULATED CATEGORY
( Derived category kompleks kohomoloji kategorisiyken İLE triangulated category axiomatik üçgen yapı taşır )
( Formül: Exact triangle )
- DERLEYİP TOPARLAMA ile/ve/<> ANIMSATMA
- DERM[İng.] değil/yerine/= DERİ | KATMAN | YAPRAK
- DERMA-/DERMATO/DERMO- değil/yerine/= DERİ [İLE İLGİLİ]
- DERMA/DERMATO/DERMO- ile DERMAL/DERMATİK ile DERMABRAZYON ile DERMATOGLİFİKS ile DERMATOLOG ile DERMATOLOJİ ile DERMATOLOJİK ile DERMATOM ile DERMATOZ ile DERMİS ile DERMOAKTİF ile DERMOİD
( Deri [ile ilgili]. İLE Deri [ile ilgili]. İLE Deri kazıma. İLE Deri çizgileri, deri çizgibilim. İLE Deri sayrılıkları uzmanı. İLE Deri sayrılıkları bilimi. İLE Deri sayrılıkları [ile ilgili]. İLE Duyu alanı. İLE Deri sayrılığı. İLE Alt deri. İLE Deriyi etkileyen. İLE Derimsi. )
- DERMAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DEVRÂN
- DERMAN ile ŞİFÂ
- DERM-/DERMA-/DERMAT-/DERMATO-/-DERM/-DERMA/-DERMATOUS/-DERMİA/-DERMİS/DERMO- ile/||/<> CUTİ- ile/||/<> -PHYMA
( Deri, deri ile ilgili, deriye uygulanan, derinin durumu ve tipi, deri tabakası, doku tabakası. İLE/||/<> Deri. İLE/||/<> Derinin bir bölümünün şişmesi, tümör. )
- DERME-ÇATMA (BİR YERDE YAŞAMAK)
- DERNEK, EROL (İST. 1937 - 1987) :
( Büyükderelidir. Sarıyer Ortaokulunu bitirdikten sonra gazeteciliğe başladı. Pek çok gazetede çalıştı. Magazin gazetecisi olarak büyük başarılar kazandı. )
- DEROGASYON ile DETACHMENT
( Ayrıklık. İLE [yerinden] Ayrılma. )
- DERPİŞ ETMEK değil/yerine/= ÖNGÖRMEK/GÖZ ÖNÜNDE TUTMAK/USUNDAN GEÇİRMEK
- DERS ÇALIŞMAK ile/ve/> (NİTELİKLİ/AYRICALIKLI) ÇALIŞMAK
( STUDY vs./and/> WORKING )
- DERS OLSUN ile/ve/||/<>/> (KULAĞ[IM][IZ]A) KÜPE OLSUN
- DERS ile/ve MÜTÂLAA
( Camide. İLE/VE Medresede. )
- DERS ile/ve/<> ÖDEV
( İşlenen/alınan dersleri üşünmeden, ertelemeden, gereksiz görmeden sıcağı sıcağına ödevlerle tekrarlamak gerekir! )
- DERS[Ar.] değil/yerine/= ÖĞRENCE/ÖĞREŞ
- DERS ile/ve/||/<>/> SOHBET
( Bilgi paylaşımı. İLE/VE/||/<>/> Hal paylaşımı. )
( ... İLE/VE/||/<>/> Bilincin bilenmesi. )
( Kim kendinden geçerse sohbet orada başlar. )
( Sohbet için göz, kulak, dil ve akıl birliği olması gerekir -olmazsa olmazıdır- fakat kalbe ulaşmazsa birlik olmaz. )
- DERT ETMEK ile DERT EDİNMEK
( Kendinize zulmetmek için yollar icat etmeyin! )
( Don't invent self-inflicted cruelties. )
- DERT SAHİPLİĞİ ile/ve/değil ADANMIŞLIK
- DERT ile/ve ADANMA
- DERT ve/<> DERMAN
( DERMAN ARARDIM, DERDİME
DERDİM, BANA DERMAN İMİŞ
BURHAN ARARDIM, ASLIMA
ASLIM, BANA BURHAN İMİŞ )
( SÖYLEMEM KİMSEYE DERDİMİ,
DERMANIM OLMASIN DİYE! )
( Derdini bilen, dermanını bulmuş demektir. )
( Derdine derman olmayacak ortamda derdini konuşmak edepsizliktir! )
( I was seeking the recipe to my trouble...
I saw that, my trouble was the recipe...
I was seeking the evidence to my essense...
I saw that, my essense was the evidence... )
- DERT ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DERS
- DERT ile/ve/= NİTELİK
( Baki olan bir dert edin! Bu fâni dünyada. )
( Ehl-i derdin sohbetine mahrem et! )
( Söylemem derdimi hemderde bile! )
( Allah derdinizi artırsın! )
- DERTLERİ "ÇOK/BÜYÜK" OLAN ve/||/<>/> GÜLÜŞÜ SICAK OLAN :)
- DERTLERİN ARTMASI ile/değil GERÇEKLERİN ANLAŞILMASI
- DERT/LERİNİ ANLATMAK ile/değil/yerine (NİTELİKLİ VE YÜKSÜZ) İLİŞKİ (KURMAK)
- DERTLEŞME ile/ve "DERS" (ÇIKARMAK)
- DERTLİ AĞIZ ile/ve/||/<> EHLİYETLİ KİŞİ
- DERTLİ ile/ve/<> EDİP ile/ve/<> ÂŞIK ile/ve/<> ÂRİF
( [Derdini] Yalın anlatan. İLE/VE/<> Hoş anlatan. İLE/VE/<> Haliyle anlatan. İLE/VE/<> Gülümseyişiyle örterek anlatan. )
- DERTSİZ KİŞİ ile/ve/<> AŞSIZ KİŞİ
( İnsan değil. [Bunu anlayın!] İLE/VE/<> Hayvan cinsi. [Bunu dinleyin!] )
- DER-UHDE[Fars.] değil/yerine/= ÜSTÜNE ALMA, YÜKLENME
- DERÛN ile/||/<> HÂVÎ ile/||/<> MUHTEVİ ile/||/<> MENÂFİ
( İçinde. İLE/||/<> İçine alan, içeren, ihtiva eden. İLE/||/<> İçinde bulunan, ihtiva eden. İLE/||/<> Menfaatler. )
- DERVİŞ:
DÜNYA ve/||/<> İKİYÜZLÜLÜK ve/||/<> VARLIK ve/||/<> YALAN ve/||/<> KÖSNÜ/ŞEHVET
( DERVİŞ: DAL ve/||/<> RA ve/||/<> VAV ve/||/<> YE ve/||/<> ŞIN )
- DERVİŞ ile/ve ABDAL/TORLAK
( ... İLE/VE Gezgin derviş. )
- DERVİŞ ile/ve ÂŞIK
( Önce nefsini yok etmeye çabalar. İLE/VE Önce aklını yok etmeye çabalar. )
( Âşık'ın uykusu: Hâl-i istiğrak. Gözü uyur ama, özü uyumaz. )
( Âlimlerin uykusu ibâdettir. )
( DERVİŞ: Başına gelmiştir ve fakat anlamamıştır. )
( Tüm tarikatlerde bazı (hal üzere) yol alanlar. İLE/VE (Alevi-)Bektaşî'likte. )
- DERVİŞ =/||/<>/< DÜŞMANI OLMAYAN
- DERVİŞ ile/ve/değil EŞİK
- DERVİŞ ve/||/<>/< İŞ
- DERVİŞ ile/ve IŞIK
( ... İLE/VE Bektâşî dervişi. )
( Erenler adama bir iş ederler, evirir-çevirir, ederler derviş. )
( Bir iş ederler, adamı derviş ederler. )
- DERVİŞ = MURABUT[Ar.]
( ... = Kuzey Afrika'da, dervişlere verilen ad. )
- DERVİŞ ile/ve SÂLİK
( Dervişlik çok kolay, âsân bir yoldur, söz dinleyene; Dervişlik çetin ve pek müşkil yoldur, söz dinlemeyene. )
( Dervişe gizli olmaz. )
- DERVİŞ ile UPASAKA[Hint]
( Sûfî, mutasavvıf, mürid. | Aranıldığı yerde, aranıldığında bulunan. İLE Bazı belirli kurallara göre yaşayan, sıradan bir insan. [Bir tür Derviş, Fakir] )
- Dervişçe sus, dervişçe KONUŞ!!!
- DERVİŞ'İN:
DIŞI ile/ve/||/<>/< İÇİ
( Şeriat. İLE/VE/||/<>/< Hakikat. )
- Dervişlik için DİNLE!!!
- Dervişlik için SUS!!!
- Dervişlikte DİNLE!!!
- Dervişlikte SUS!!!
itibarı ile 45.309 başlık/FaRk ile birlikte,
45.309 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(40/183)
(1996'dan beri)