N ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 40.058 başlık/FaRk ile birlikte,
40.058 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(77/162)
- KADÂ[Ar.] ile KADER[Ar.]
- KADARSIYLA değil KADARIYLA
- KADAYIF[Ar. < KATAİF] ile TEL KADAYIF ile KÜNEFE
( Undan yapılan, tatlı olarak tüketilen türlü biçimlerde yiyecek. )
- KADD[Ar.] ile KATT[Ar.]
( Uzunlamasına kesmek. İLE Enine kesmek. )
- KADDERA LEHÛ KEZÂ[Ar.] ile MENÂ LEHÛ KEZÂ[Ar.]
- KA'DE[Ar.] ile KADEH[Ar. çoğ. AKDÂH]
( Bir kere oturma, oturuş. İLE Bardak, küçük bardak, içki bardağı. | [botanik] Kadeh. )
- KADEH[Ar.] ile KE'S[Ar.]
- KADEH ile/ve/değil/yerine PİSAGOR'UN KADEHİ
( ... İLE Ölçüyü kaybedersen, herşeyi/ni kaybedersin. )
( ... İLE İçine konulan şarabın, kadehin ortasındaki çıkıntının seviyesini geçmesiyle, fazla olanı değil kadehin içindeki tüm sıvıyı, altındaki deliklerden akıtır. [Nerede duracağını ve ne kadar içmesi gerektiğini bilmeyenler için ve sınırlarını öğrenmeleri için yapılmıştır.] )
(
|
)
(
)
- KADEM ve/<> HATEM
- [Ar.] KADEM[Ar.] ile KADEM[Ar.]
( Kıdem, derece. İLE Yarım arşın uzunluğunda bir ölçü. | Mimari arşının yarısı kadardır ve 12 parmak uzunluğundadır.[Hafriyatlarda kullanılırdı] | Ayak. )
- KADER-KISMET
- KADER:
TESÂDÜF değil YEĞLEME/TERCİH
- KADER ile/ve/değil/||/<>/< AKIBET
- KADER ile/ve/<> FITRAT
- KADER ile/ve/||/<> KARMA
( ... ile/ve/||/<>
)
( Karma ve Kader kavramlarını, kapsamlı bir biçimde anlamak ve görmek üzere "My name is Earl" dizisini baştan sona izlemenizi öneririz... )
( Karma'nın etkileyici ve ilham verici 10 yasası )
- KADER ile KEDER
- KADER[Ar.] ile TAKDÎR[Ar.]
- KADER ile/değil TARİH
- KADER ile/değil YAZGI/"ALINYAZISI"
( [not] DESTINY vs./but ONE'S FATE )
( ... ile/değil MING )
- KADERDEN KAÇMAK değil BİR KADERDEN, BAŞKA BİR KADERE GİTMEK/GEÇMEK
- KADÎ/KADI/KAZI[Ar. < KAZÂ | çoğ. KUZÂT]["ka" uzun okunur] ile KADİH[Ar. < KADH]["ka" uzun okunur]
( Yapan, yerine getiren. İLE Kötüleyici, zemmedici. )
- KÂDI ile MÜÇTEHİT[Ar.]
( Tanzimata kadar her türlü davaya, Tanzimat ile Medeni Kanun arasındaki dönemde ise yalnız evlenme, boşanma, nafaka, miras davalarına bakan mahkemelerin başkanları. İLE Ayet ve hadislere dayanarak yargıya varan, karar veren din düşünürü. )
- KADIKÖY İSKELE CAMİSİ ile KADIKÖY CAMİSİ / OSMANAĞA CAMİSİ
( Kadıköy (Mustafa III) İskele Camisi. İLE Söğütlüçeşme Caddesi'nde iskele tarafında, çarşı önündedir. )
( 1741'de, Sultan III. Mustafa tarafından. İLE 1713'te, Bâbüssaâde Ağası Osman Ağa tarafından. [1813'te ve 1880'de yangın sonrası onarılmıştır.] )
- KÂDI/LIK ile/değil NAİB/LİK
- KADÎM BİLGELİK:
DOLAYLI değil DOĞRUDAN
- KADÎM BİLGELİK:
TOPLUMSAL değil BİREYSEL
- KADÎM BİLGELİK ile/ve/<> KADÎM GELENEK
( ... İLE/VE/<> Kadîm Gelenek, hiçbir kültürün, milletin ve/ya da egemenliği altında değildir! Evrenseldir ve bu geleneğe ulaşmak, hünerdir. )
( ANCIENT/ETERNAL WISDOM vs./and/<> ANCIENT/ETERNAL TRADITION )
- KADÎM[Ar. < KIDEM | çoğ. KUDEMÂ]["ka" uzun okunur] ile KADİM[Ar. < KADEM]["ka" uzun okunur]
( Eski. | Öncesini bilir kimse bulunmayan, öncesi bilinmeyen şey. | Başlangıcı olmayan, öteden beri varolan. | Eski zaman. İLE Ayak basan, varan/ulaşan. )
- KADÎM MATEMATİK'TE, ÜÇ SORUNSAL:
TESLÎS-İ ZÂVİYE ile/ve TADÎF-İ MEZBAH ile/ve TERBİ'-İ DÂİRE
( * Dar açının çizimle/geometrik olarak üç eşit parçaya bölünmesi. İLE/VE * Küpün iki katının alınması. İLE/VE * Dairenin kareleştirilmesi. )
( Daha geniş bilgi için burayı tıklayınız... )
- KADÎM SANAT değil KADÎM KÜLTÜRLERİN SANATI
( Tiyatro[< değişim] )
- KADÎM ile HÂDÎS
( Başlangıcı ve sonu olmayan. İLE Oluşta olan. )
- KADÎM ve/<> KABUL
- KADÎM-İ ZÂTÎ ile/ve KADÎM-İ ZAMANÎ
- KADÎM'İN KIDEMİ/KEŞFİ(KEŞF-İ KADÎM) ile/ve/||/<> CEDÎD'İN VAADİ(/VÂZ-I CEDÎD)
( Geçmişte. İLE/VE Gelecekte. )
( Klasik geleneklerde esas olan. İLE/VE Modern zamanlarda ve arayışlarda. )
( Geçmiş dönemlerde, tarihin oluşması[tekâmülü], geçmiş üzerine/üzerindendi. )
( MA el-MÂHÛD )
- KADIN DOĞUM değil KADIN, DOĞUM
- KADIN DOKTOR ile/ve/değil/||/<> KADIN DOKTORU
- KADIN ve ERKEK:
EŞİT ile/ve/değil/||/<>/>/< EŞ
( Eşitlik, ancak hak ve koşullar/olanaklar itibariyle, tüze ve tıpta geçerli olmak üzere, hâkim ve hekim önünde söz konusudur.
Hiçkimse de kimseyle kıyaslanamaz ve ölçülendirilemezdir. Kadın ve erkek "farkı/ayrımı" ise anlamsız bir genelleme sonucunda oluşan gereksiz, yersiz, karşılıksız, anlamsız ve boş bir "çabadır"/zorlamadır. )
- KADIN/ERKEK GÖVDESİ/BEDENİ" değil/yerine/< DİŞİL/ERİL GÖVDE/BEDEN
- KADIN OLMAK değil/yerine ÖNCE ADAM/İNSAN OLMAK SONRA KADIN OLMAK
( Ayrımlar yerine bütünlük üzerine düşünülerek yapılanmak gerek! )
- KADIN ile/değil KADINLIK/KADINLAR
( MER'A ile/değil NİSÂ )
- KADIN ile KARI
( HÜRRE: Cariye(eme) ya da esir olmayan kadın. )
- KADIN ile/ve/||/<>/> MÜCEVHER ile/ve/||/<>/> ERKEK ile/ve/||/<>/> KADIN
( Birbirini tüketen döngü. )
- KADININ/ERKEĞİN ... değil KİŞİNİN YANLIŞLARI/YALANLARI([OLUMLU/OLUMSUZ] ÖZELLİKLERİ)
( "Erkeğin ya da kadının" olarak yanlış ve kötü/ye kullanılan (olumlu/olumsuz) "özellikler/i" ve genellemenin yanlışlığını taşı(t)mamak, farkındalık açısından öncelikli bir ayrımdır. )
- KADININ ... ile KÂDI'NIN ...
- KADINLAR ve/ne yazık ki/||/<>/> ÖLDÜRÜLEN KADINLAR :( ((((((
( Anıt Sayaç :( (((((( )
- KADINLARIN:
KORUNMASI ile/yerine/değil ANLAŞILMASI/EĞİTİLMESİ
- KADINLARIN SEÇME VE SEÇİLME HAKKI:
BELEDİYE SEÇİMLERİ/NDE ile/ve/||/<>/> MILLETVEKİLLİĞİ/NDE
( 03 Nisan 1930 İLE/VE/||/<>/> 05 Aralık 1934 )
- KADIN/LIK ile/ve/||/<>/> ANNE/LİK
( Bebek doğurabilme olanağı. | Kendini doğurabilme olanağı ve olasılığı. İLE/VE/||/<>/> Bebeği doğurup bakabilme, yetiştirebilme. | Bebeğinden ve kendinden doğabilme, kendini gerçekleştirme. )
- KADİR CONKER YALISI :
( Yenimahalle Pazarbaşı Karakütük Caddesi üzerinde bulunan bu yalı önceleri iki katlı ahşap bir evdi. Evi satan alan Kadir Conker eski evi yıkarak yalıya dönüştürdü. Yalı zarafeti ile görülmeye değer yalılardan biridir. )
- KADİR GECESİ ile/ve/değil/<> KADİR-KIYMET BİLDİĞİN GECE
- KADÎR[Ar. < KUDRET] ile KADİR["ka" uzun okunur] ile KADR[Ar.]
( Tükenmez kudret sahibi olan Allah.[Allah'ın adlarından] İLE Güçlü, kuvvetli, kudretli, kudret sahibi. | Allah. İLE Değer, itibar. | Onur, şeref, haysiyet, meziyet. | Derece, rütbe. | Yıldızları, parlaklık derecelerine göre birbirinden ayırdetmek için yapılan sınıflandırmada her dereceden biri.[Birinci kadirden(en parlak) altıncı kadire kadar olan yıldızlar gözle görülebilir; teleskobun kuvveti arttıkça daha küçük kadirdeki yıldızları görmek olanaklıdır.][Güneşin parlaklığı sıfırıncı kadirdendir.] )
- KADÎR[Ar.] ile KAVÎ[Ar.]
- KÂDİR[Ar.] ile MUKÎT[Ar.]
- KÂDİR[Ar.] ile MÜTEMEKKİN[Ar.]
- KADÎR[Ar.] ile RABB[Ar.]
- KADIRGA ile BAŞTARDE/BASTARDA[İt.]
( ... İLE Osmanlı donanmasında kullanılan, kadırga türünden bir savaş gemisi. )
- KADIRGA ile/ve/<> KALYON
( Hem yelken, hem de kürekle yol alan, özellikle Akdeniz'de kullanılmış bir savaş gemisi. İLE/VE/<> Yelkenle ve kürekle yol alan savaş gemilerinin en büyüğü olan yelkenli gemi. )
- KADİRŞİNAS[Ar. + Fars.] değil/yerine/= DEĞERBİLİR
- KADÎRUN 'ALEYHİ[Ar.] ile KADÎRUN 'ALÂ Fİ'LİHÎ[Ar.]
- KADIZÂDE MEHMET EFENDİ ile/değil KADIZÂDE AHMET EFENDİ
- Kadını DİNLE!!!
- KADR ile/ve KADER/KADAR ile/ve KADER
( Parlaklık. İLE/VE Ölçü. | Ölçüsünde, derecesinde. | Büyüklüğünde, genişliğinde. | Dek. | Gibi. | Denli. | Süre belirten bir söz. | Miktarda, derecede. | Bir sayıdan sonra geldiğinde, kesinlikle belirli olmayan bir niceliği belirten söz. İLE/VE Özgürlük. )
- KADRAJ[Fr. CADRAGE] değil/yerine/= ÇERÇEVEYE ALMAK
( Sinema ve fotoğrafçılıkta, görüntüyü, çerçeve içine alma. )
- KADRAJ değil/yerine/= DÖRDEN
- KADRAN[Fr. < CADRAN] ile/ve/||/<> KADRAJ[Fr. < CADRAGE]
( Saat, pusula vb. araçlarda, üzerinde yazı, rakam ya da başka işaretler bulunan düzlem. | Ölçek. İLE/VE/||/<> Sinema ve fotoğrafçılıkta, görüntüyü, çerçeve içine alma. )
- KADROLU ile SÖZLEŞMELİ
- KADÜK[Fr. < CADUC] değil/yerine/= DEĞERİNİ/ÖNEMİNİ YİTİRMİŞ, GEÇERLİLİĞİ KALMAMIŞ, ESKİMİŞ
- KAF (DAĞI) ve/<> ANKA (KUŞU)
( İnsan beyni/zihni. VE Yeğleme/tercih.[kılma/kılamama | yapma/yapamama] )
- KAF "DAĞI" ile/değil BUZ DAĞI
- KAF DAĞI ile/ya da/||/<> ÇİLE
( Kaf dağına mı çıksam?
Bir ömür, çile mi çeksem? )
( )
- KAF[Ar.] ile KÂF[Ar., Fars.] ile Kaf[Ar.] ile KÂF[Ar.]
( Osmanlı abecesinin yirmidördüncü harfidir.[ebced hesabında 100 sayısının karşılığıdır.] İLE kef harfinin başka bir okunuşu. İLE Masallarda, zümrüd-i anka kuşunun yaşadığı söylenilegelen dağ. | [Doğu budunları/kavimleri kozmolojisinde] Arz'ın etrafını çepeçevre kuşatan dağın adı. İLE Yaran/yarıcı. )
- KAFA/BAŞ ve/<> AYAK
( Serin tutulmalı. VE/<> Sıcak tutulmalı. )
( Kafa, tüm gövdenin 1/8'i oranındadır. [Altın Oran!] )
( Kopan bir kafanın bilincinin ne kadar süre yerinde kaldığını (kalıyorsa) sınamak olanaksızdır. En iyi tahminle 5 ila 13 saniye arasında olduğudur. )
( Akılsız başın cezasını, ayaklar çeker. )
( SEDİR AĞACI: Kafatası. )
(
)
- KAFA KARIŞTIRIYOR değil (BİLMEDİĞİMDEN) KAFAM KARIŞIYOR
- KAFA TUTMAK ile/ve/||/<> DİKLENMEK/EFELENMEK
- KAFADÂR[Ar. + Fars.] değil/yerine/= İYİ/YAKIN ARKADAŞ
( Görüş ve anlayışları birbirine uyan kişilerden her biri, kafadaş, kafa dengi. )
- KAFAM KARIŞTI ile/ve/değil/yerine BİLMİYORUM
- KAFAMIZIN KARIŞMASI ile/ve/değil/||/<>/< EZBERİMİZİN BOZULMASI
- KAFANIN ÇALIŞMASI ile/ve/değil/+/||/<>/> KAFANIN ÇALIŞTIRILMASI
( Zekâ. İLE/VE/DEĞİL/+/||/<>/> Akıl. )
- KAFANIN KARIŞMASI değil ZİHNİN BULANIKLAŞMASI
- KAFATASI = SCULL, CRANIUM[İng.] = LE CRÂNE[Fr.] = SCHÄDEL[Alm.] = TESCHIO[İt.] = CRANEO[İsp.] = CALVA[Lat.] = TO KRANION[Yun.] = CUMCUME(T)[Ar.] = KÂSEH-İ SER[Fars.] = SCHEDEL[Felm.]
- KAFATASI ile SÜTÜR/SUTURE[İng.]
( Kafatası kemiklerinin dikişe benzer ek yerleri. )
- KAFATASININ DIŞ ZARI ile KALP DIŞ ZARI
( PERICRANIUM vs. PERICARDIUM )
- KAFATASININ DIŞ ZARI ile KEMİK DIŞ ZARI
( PERICRANIUM vs. PERIOSTEUM )
- KAFAYI:
SAĞA SOLA SALLAMAK ile AŞAĞI YUKARI SALLAMAK
- KAFESİN İÇİNDEN ÇIKMAK değil KAFESİ, İÇİNDEN ÇIKARMAK
- KÂFFE/Sİ[Ar.] değil/yerine/= TÜMÜ, HEPSİ, TAMAMI
- KÂFİ değil/yerine/= YETERLİ
- KÂFİL[Ar. < KEFÂLET] ile KÂFİR[Ar. < KÜFR, KÜFRÂN(:
örten, setr eden) | çoğ. KÂFİRÛN, KEFERE, KÜFFÂR] ile KAFR[Ar. çoğ. KUFÂR]
( Üstüne alan, kefâlet eden. | Ödeyen, kefil olan. İLE Hakk'ı tanımayan/bilmeyen. | Allah'ın varlığına ve birliğine inanmayan. | Küfreden/küfredici. | İyilik bilmeyen, nankör. | [mecaz] Zeki, becerikli, kurnaz, yaman, cana yakın, sevimli. İLE Susuz, otsuz, ıssız çöl. )
- KAFİLE değil/yerine/= YOLCUBİRLİK
- KÂFİR ile GAFİL
- KÂFİR ile MÜLHİD[< LÂHD]
( ... İLE Allah'ı inkâr eden, dinsiz. )
- KAFKASLAR'DA YAŞLAR:
0-40 ile/ve 40-70 ile/ve 70-110 ile/ve 110 - >
( Çocuk. İLE/VE Delikanlı. İLE/VE Olgun. İLE/VE Yaşlı/ihtiyar. )
( Özellikle cirit oyunlarında uygulanır. )
- KAFTAN ile/ve/değil/||/<> HİLAT
( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<> Sultanların, gönül almak, ödüllendirmek için birine giydirdikleri değerli kumaştan yapılmış kaftan. )
- KAFTAN ile HİL'AT[çoğ. HİLA']
- KÂGİR/KÂRGİR[Fars.] değil/yerine/= TAŞ YA DA TUĞLADAN YAPILAN YAPI
- KÂĞIT BALIĞI ile/||/<> KAYIŞ BALIĞI
( ... İLE/||/<> Kâğıt balığıgillerden, Kuzey Avrupa denizleriyle Akdeniz'in derinliklerinde yaşayan kemikli bir balık. )
( ... cum/||/<> REGALECUS GLESNE )
- KÂĞIT BOYAMADA:
KINA ile/ve/||/<> CEVİZ KABUĞU ile/ve/||/<> SOĞAN KABUĞU
( XV. yy.'da uygulanan boyama teknikleri ve araçları. )
- KÂĞIT PARA:
HÜKÜMDARIN BORCU ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< HALKIN BORCU
- KÂĞIT PARA:
KÂĞITTAN değil PAMUKTAN
( 1950'den önce, kenevir ve ağaç kabuğu kullanılarak yapılırdı. )
- KÂĞIT ile AYDINGER[< EIDINGER özel adından]
( ... İLE Parlak yüzeyli, saydam, mimarlıkta çizim için kullanılan özel bir kâğıt. )
- KÂĞIT ile/>< ÇELİK YÜNÜ
(
| Özellik | Kâğıdın Yanması | Çelik Yününün Yanması |
|---|---|---|
| Kimyasal Süreç |
|
|
| Yanma Ürünleri | Karbondioksit [CO2] ve su [H2O] | Demir[III] oksit [Fe2O3] |
| Kütle Değişimi |
|
|
| Karşılaştırma |
|
|
- KÂĞIT ve/||/<>/> GAZETE ve/||/<>/> ROMAN
( [olmasaydı, ...] Kapitalizm olmazdı. VE/||/<>/> Ulus olmazdı. VE/||/<>/> Birey olmazdı. )
( "Kitap, Kütüphane, Yazı, Okuma Kültürü, Yayıncılık" Konulu Kitaplar )
- KÂĞIT ve/||/<>/> KİTAP
( Gibi sessiz. VE/||/<>/> Gibi dolu. [olmayı yeğle(yebil)menin önemi/önceliği] )
- KÂĞIT ile KONÇİNA[Yun.]
( ... İLE İkiliden altılıya kadar olan oyun kâğıtları. )
- KÂĞIT ile KUŞEKÂĞIDI/PAPYEKUŞE[Fr. < COUCHE]
( ... İLE Kalın, ağır gramajlı parlak, düzgün, pürüzsüz, kaygan bir tür kâğıt. )
- KÂĞIT ile PAPİRÜS[Yun. < Lat.]
( Hiçbir kağıt parçası, 7 kezden fazla ikiye katlanamaz. )
( ... İLE Papirüsgillerden, Nil kıyılarında yetişen bir bitki. | Eski Mısır'lıların, papirüs saplarından yaptığı kâğıt. | Bu kâğıda yazılmış el yazması. )
( PAPER vs. PAPYRUS )
( ... cum CYPERUS PAPIRUS )
- KAĞITTA:
A0 ile/ve/<>/>/< A1 ile/ve/<>/>/< A2 ile/ve/<>/>/< A3 ile/ve/<>/>/< A4 ile/ve/<>/>/< A5
( Ayrıntılarını izlemek için burayı tıklayınız... )
( [kapladığı alan] 1 m² İLE/VE/<>/>/< 1 m²'nin yarısı. [1/2] İLE/VE/<>/>/< 1 m²'nin dörtte biri [1/4] ]İLE/VE/<>/>/< 1 m²'nin sekizde biri. [1/8] İLE/VE/<>/>/< 1 m²'nin onaltıda biri. [1/16] İLE/VE/<>/>/< 1 m²'nin otuzikide biri. [1/32] )
- KAĞIZ[Azr.] = KÂĞIT[Tr.]
- KAĞNI MESCİDİ -ile
( Sultanahmet'tedir. )
- KAĞŞAK = ESKİMİŞ, GEVŞEMİŞ, DAĞILMAYA YÜZ TUTMUŞ (EŞYA, YAPI)
- KÂHİL[Ar. < KÜHÛLET | çoğ. KEVÂHİL] ile KAHİR[Ar. < KAHR]["ka" uzun okunur] ile KAHR[Ar.]
( Olgun, orta yaşlı, erişkin, kühûlet sahibi, 30 - 50 yaş arasında bulunan. | Hareketi ağır, çabasız, tembel, durgun, râkid. İLE Zorlayan, kahreden. | Üstün gelen, ezen/ezici. | Yok eden, ortadan kaldıran. İLE Zorlama, zorla bir iş gördürme. | Batırma, ezme, üstün gelerek mahvetme. | Çok üzüntü duyma, çok kederlenme. )
- KAHİR EKSERİYET[Ar.] değil/yerine/= EZİCİ ÇOĞUNLUK
- KÂHİR[Ar.] ile 'AZÎZ[Ar.]
- KAHPE[Ar. < KAHBE] ile DÖNEK/CAYGIN/KAYPAK
( Fahişe/orospu. İLE İnanç ve düşüncesini değiştiren, sözüne güvenilmeyen kişi. )
- KAHR[Ar.] ile KUDRET[Ar.]
- KAHRAMAN/ALP ile ERMİŞ
( Halkı için öleni, halkı yaşatır. )
- KAHRAMAN, BERKANT (BULGARİSTAN, 1976) :
( Çorluspor'dan transfer edildi (1998). Sarıyer forması altında 90, lig, 6 kupa maçı olmak üzere 96 resmi ve ayrıca 34 özel maçla birlikte toplam olarak 130 maçta forma giydi. Lig maçlarında 9, özel maçlarda 2 gol kaydetti. Sarıyer'de oynarken 1 kez Ordu Milli takım forması giydi. )
- KAHRAMAN ile/ve/değil/||/<>/< BAŞ ROL
- KAHRAMAN >< KURBAN
- KAHRAMANLIK ve/||/<> AŞK
( Nasıl yaşayacağım? VE/||/<> Nasıl öleceğim? )
- [ne yazık ki]
"KAHRETMEK" ve/||/<>/> KAYBETMEK
- KAHR (OLMAK) ile/ve/||/<>/> MAHV (OLMAK)
- KAHVE BAHÇE/KAĞA BAHÇE :
( Maden Mahallesine eski yoldan gidildiğinde, kısa yokuşun bitimindedir. Alt kısmından Teknecik deresi (Derenin üstü kapatılmıştır) vardır. Çok eskiden Kahvebahçe denilen ve zaman zamanda halk dili ile Kağabahçe olarak söylenen bu yerde açık hava kahvesi (Çay bahçesi) bulunduğu için bu isimle anıldı. Ağaçlık ve yeşil alan olduğu için mahallenin mesiresiydi. Zamanla özelliğini, mesireliğini kaybetti. Son yıllarda bir süre kurban satış yeri olarak kullanıldı. )
- KAHVE ile/ve/||/<>/> KAHPE/KAHBE
- KAHVERENGİ PELİKAN ile/ve/||/<> PERU PELİKANLARI
( Ayrıntıları okumak için burayı tıklayınız... )
- KAHVERENGİ ile BAKIR RENGİ
( ... İLE Kızıla yakın kahverengi. )
- KAİD["ka" uzun okunur] ile KAİD[Ar. < KUÛD]["ka" uzun okunur]
( Yedeğine alan, yedekte çeken. | Komutan/kumandan. İLE Oturucu/oturan/oturmuş. )
- KAİDE değil/yerine/= DURAÇ/TABAN/AYAKLIK
- KAİDE[Ar.] değil/yerine/= KURAL
- KAİL[Ar. < KAVL]["ka" uzun okunur] ile KAÎR[Ar.]
( Söyleyen, diyen. | Boyun eğmiş, razı olmuş. | Aklı yatmış, inanmış. İLE Daha/pek/çok derin. )
- KAILASH (DAĞI) -ile
( KAR MÜCEVHERİ [Tibet dilinde] )
- KAİM[< KIYÂM] ile/ve/<> DAİM
( Kaimse daim de olur. )
( Daim değilse kaim de değildir. )
( Var. | Ayakta duran/bulunan. | Birinin yerini tutan, birinin yerine geçen. | Bir işte sebât eden. | Her zaman var olan [Tanrı]. İLE/VE/<> Sürekli/daima, sonsuz. )
- KAİME ile/||/<>/> DARPHANE
( Kâğıt para ya da hazine bonosu. İLE/||/<>/> Para ve değerli kâğıt basılan yer. )
( MUKATAA: Osmanlı maliye tarihinin en önemli konularından biri, devlet harcamalarında finansman aracı olan Mukataa Kurumudur.[Osmanlı maliyecileri, bu kurum aracılığıyla devletin nakit gereksinimi karşılama, iç borçlanmayı sağlama ve özel sektörü finansman sürecine katma amacını öngörmüşlerdir. Hazînenin gelir kaynaklarından biri, Devlet'e âit bir arâzi ya da gelirin bir bedel karşılığında kiraya verilmesi ya da geçici olarak devredilmesidir. Devlete gelir getiren kaynakları kiralayanlara ise "mültezim" adı veriliyordu. Mukâtaanın önemine göre, mültezim, bir birey olabileceği gibi, bir ortaklık da olabilmekte ya da birkaç mukâtaa topluca bir mültezime verilmekteydi. Ayrıca mukataa topraklarının gelirleri doğrudan hazineye aktarılmaktaydı.] )
- KAİN, CEVDET (KASTAMONU, 1957) :
( Behçeköy'de ikamet etmektedir. Turizm ile uğraşmaktadır. Kendisine ait şirketleri yönetmektedir. 1995/1996 döneminde Sarıyer Spor Kulübü Yönetim Kurulu üyesi, 1999 - 2004 döneminde ise ANAP'tan Bahçeköy Belediye Meclisi üyesi olarak görev yaptı. )
- KÂİN ile KÂHİN
( Bulunan, var olan. İLE Doğaüstü yollardan gizli, bilinmeyen şeyleri, geleceği bilme iddiasında bulunan kişi. | Yahudilerin din reisi. )
- KÂİN[Ar.] ile SÂBİT[Ar.]
- KAİNAT:
EVREN ile/ve/değil/<> YERYÜZÜ
- KÂİNÂT ile/ve/||/<> ÂLEM
( Ol(un)an. İLE/VE/||/<> Bil(in)en. )
( (B)ilim. İLE/VE/||/<> Bilinen kainat. )
- KÂİNAT[Ar.] ile/ve/değil/yerine/<>/= EVREN
( Ay altı [olan/lar(/kâin)]. İLE/VE/<> Ay üstü. )
- KÂİNAT ve/<> KANAAT
- KAKA O ile/değil KAKAO
- KAKAO/HİNTBADEMİ ve/<> SU
( Kakaoyu suyla karıştırıp içen ilk kişiler, Mayalar'dır. )
( THEOBROMA CACAO et/<> ... )
- KAKAO ||/<> BAMYA ||/<> PAMUK
- KAKARA KİKİRİ (GÜLMEK)
- KAKAVAN = KENDİNİ BEĞENMİŞ, SEVİMSİZ, DÜŞÜNCESİZ, BİLGİSİZ, BUDALA
- KAKIMAK = ÖFKELENMEK
- KAKINÇ = ÖFKE, KIZGINLIK
- KAKMACI, REFİK İSMAİL (?) :
( Büyükderelidir. Avukattır. İttihatçılardandı. "Karakol Cemiyeti"nin kurucularından biridir. Bu cemiyetin faaliyetini tatil etmesi üzerine Müdafaa - i Milliye (M.M. Grubu) Teşkilatının kurulmasına ve birlikte çalışmasına yardımcı oldu. Milli Mücadelenin zaferle sonuçlanmasından sonra TBMM de İstanbul Milletvekili olarak görev yaptı. )
- KAKMAK ile/değil ÇAKMAK
- KAKTÜS[Fr., İng. CACTUS] ile SÜTLEĞEN/JAPON KAKTÜSÜ
( Kaktüsgillerden, yaprakları yayvan ve dikenli, güzel, parlak renkte çiçekler açan bir bitki, atlas çiçeği. İLE Sütleğengillerden, yaprak sap ve köklerinde süt görünüşlü, kekre ve yakıcı bir öz su bulunan, verdiği öz su türlerine göre tıpta ve sanayide kullanılan, yediyüz kadar türü bilinen, bir ya da çok yıllık bir bitki. )
( CACTUS cum EUPHORBIA )
- KÂKÜL[Fars.]["KAHKÜL" değil!] ile PERÇEM[Fars. :Bayrak.]
( Alna düşen, kısa kesilmiş saç. İLE Başlarını traş edenlerin, tepede bıraktığı saç tutamı. | Yele. | Kâkül. )
- KAL GELMESİ değil/yerine/>< KALK GELMESİ
- KÂL ile HÂL
- KÂL ve/> HÂL ve/> SÜKÛT
- KAL["ka" uzun okunur] ile KAL'[Ar.]
( Söz, lâf. İLE Koparma/koparılma, sökme/sökülme, yerindne çıkarma/çıkarılma, temelinden çekip atma. )
- KAL ile KÂL[Ar.]
( Bir alaşımdaki madenlerin erime derecesi farkından yararlanarak bunları birbirinden ayırma işlemi. İLE Söz. )
- KALA ile BEYAZ KALA
( Papua Yeni Gine'nin Kundiava kasabasında bulunan bir çiçek. )
- KÂLÂ[Fars.] ile KÂLE[Fars.] ile KAL'A[Ar. çoğ. KILÂ'][Fars.]
( Kumaş. | Anamal, sermaye. | Ev eşyası. İLE Kumaş. | Kelek, ham kavun. İLE Kale, hisar. | Bir şeyin aslının, temelinin, güvenliğinin sürdürüldüğü nesne.[O eser, ilmin kal'asıdır.] )
( SUIDAS[Σοῦδα]/SOUDA(SUDA):
10. yüzyılda Bizans'ta yazılmış Antik Akdeniz dünyası ile ilgili bilgi veren dev ansiklopedidir. 30.000 tanım içerip, ansiklopedik sözlük biçiminde yazılmıştır; pek çok eskiz kaybolmasına rağmen kimi kısımlar Ortaçağ Hristiyan derleyicileri tarafından muhafaza edilmiştir. Suda isminin kökeninin muhtemelen[1] Bizans Yunancasında "kale", "hisar" manasına gelen souda kelimesinden geldiği düşünülmektedir. )
- KALAALLİTLER ile/ve İNUVİALUİTLER ile/ve İNUPİATLAR, YUPİGETLER, YUPLİTLER, ALUTİİTLER ile/ve YUPİKLER[:
Gerçek kişi]
( Grönland'daki eskimolar. İLE/VE Kanada'daki eskimolar. İLE/VE Alaska'daki eskimolar. İLE/VE Alaska'nın güneybatısında ve Sibirya'daki eskimolar.[İnuit sözünün ne olduğunu bilmezler.] )
- KALABALIK ile/ve/değil DOLU
- KALABALIKLARDAN YANA OLMAK ile/değil/yerine HAKTAN YANA OLMAK
(
)
- KALABALIKLAŞTIKÇA:
"AKILLANAN/LAR" ne yazık ki APTALLAŞAN/LAR
( Hayvanlar. İLE/NE YAZIK Kİ Kişiler. )
- KALAK ile KALAK
( Gelin tâcı. İLE Tezek yığını. )
- KALAMİN[Fr. < CALAMINE] ile KALAMİT[Fr. < CALAMITE]
( Doğada az bulunan, güç işlenen, hidratlı çinko silikat. | Havada, yüksek ısıda işlenen metal parçaların yüzeyinde oluşan oksit katmanı. İLE Piroksenlere yakın siyah, esmer, yeşil renkli bir silikat grubu. )
- KALAN SAĞLAR ile/ve/||/<> KALAN SAHALAR
(BİZİMDİR)
- KALAN YEMEĞİ:
BİTİRMEK/"TEMİZLEMEK" yerine SÜNNETLEMEK
- KALANTOR[İt.] / KELÂNTER[Fars.]
- KALASTRA[İt. < CALASTRA] ve/||/<> FİLİKA[İt. < FELUCA]
( Gemilerde cankurtaran filikalarını oturtmak için güvertelere konulan sehpa. İLE Cankurtaran sandalı. )
- KALAYCI, NECİP GÖKSEL PROF. DR. (İST. 15.05.1939) :
( 1957'de Kabataş Erkek Lisesini bitirdi. 1963 - 1964 yılları arasında Çardak'ta (Denizli) hükümet tabipliği yaptı. 1967'de İstanbul Tıp Fakültesi 2. Cerrahi Kliniği'nde asistan olarak göreve başladı. 1872'de genel cerrahi uzmanı oldu. 1980'de Göğüs ve Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı'ndan ikinci uzmanlığını aldı ve aynı yıl doçent, 1989'da da profesör oldu. Amerikalı tanınmış kalp cerrahı Prof. Dr. Michael De Bakey'in yanında ihtisas yaptı. 1998 - 2000 yılları arasında Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanlığı yaptı. Türkiye'de ilk akciğer nakli ameliyatını gerçekleştirdi ve 2001'de kurulan Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı'nın başkanı oldu. 11.11.2005 günü Çapa Hastanesi otoparkında vurularak öldürüldü. Evli ve bir çocuk babası olan Prof. Dr. Necip Göksel Kalaycı, Sarıyer/Yenimahalle Pazarbaşı'nda oturuyordu. )
- KALB ile KALB ile KALB[çoğ. KULÛB]
- KALB ve/<> LÂTİF/E
- KALP ... değil OLUMLU/OLUMSUZ, BELLEK KAYITLARI
- İYİ DÜŞÜN!:
KALBİ ve/||/<>/>/< KAPIYI ve/||/<>/>/< SON SÖZÜNÜ
( Kırmak yerine. VE/||/<>/>/< Çarpmak yerine. VE/||/<>/>/< Söylemeden önce. )
- KALB-İ SELÎM ile KALB-İ SAKİM
( Temiz gönül. İLE Temiz olmayan gönül. )
( Ne mal istenir, ne ilim Kalb-i Selîm istenir! )
- KALBİMİZ ile/ve/<> KALBİMİZDEKİ
- KALBİN YOLU ile/ve/||/<> ZİHNİN YOLU
( Hoştur fakat tehlikelidir. VE/||/<> Sıradandır fakat güvenlidir. )
- KALBİNDEN GEÇEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZİHNİNDEN GEÇEN
- KALBURA ile/ve/||/<> KEVGİRE DÖNMEK/ÇEVİRMEK
- KALÇA KEMİĞİ ile PALDIM KEMİĞİ
( HARKAFA ile ... )
( PELVIS vs. COCCYX )
- KALÇA/PELVİS ile KIÇ/BÜZÜK(GÖT[< GÖDEN]/DÜBÜR,DÜBR/VERÂ'/MAKAT/MÂBAD/ŞERC/ANÜS/REKTUM)
( TEDBİR[< DÜBÛR]: Bir şeyi te'min edecek ya da önleyecek yol, çare. | Kul iradesi. )
( HIP/HAUNCH/HUCKLE/NATES vs. BUTTOCK(/ASS/ARSE) )
- KALDIĞIMIZ YER değil/yerine KARAR KILDIĞIMIZ YER
- KALDIRAÇ/MANİVELA[İt. < MANOVELLA] ile KALDIRAN ile KALDIRICI ile KALDIRIM ile KALDIRIŞ ile KALDIRMAK
( Az bir kuvvet ile büyük bir yükü kaldırmaya yarayan, bir dayanma noktası üzerinde hareket edebilen, inip kalkabilen sert çubuk. İLE Bazı organları yukarıya doğru hareket ettiren kas. İLE Kriko. İLE Yaya kaldırımı. | Yollarda taşlarla yapılan döşeme. İLE Kaldırma işi. İLE Bulunduğu yerden almak. | Yukarı doğru hareket ettirmek. | Yükseltmek. | Ürün toplamak, taşımak. | Çekmek, taşımak. | Bir kuruluşun çalışmasına son vermek, feshetmek, lağvetmek. | Hastayı hastaneye götürmek. | Tören yaparak ölüyü gömmek. | Toplamak. | Alıp başka yere götürmek. | Uyandırmak. | Piyasadan çekmek. | Elin ulaşamayacağı yere koymak, saklamak. | Kaçırmak. | İyi etmek, iyileştirmek. | Bir şeyden çokça satın almak. | Tayin etmek, atamak. | Yok etmek, ortadan silmek. | Uygun gelmek, yakışmak. | Çalmak, aşırmak. )
- KALDIRIL(A)MAZ DUYGU ile/ve/||/<> DÖNÜŞTÜRÜLEMEZ DUYGU
- KALDIRIM ile ARNAVUT KALDIRIMI
( Özellikle yayaların kullanımına ayrılmış ve yükseltilmiş yol. | Yollarda taşlarla yapılan döşeme. İLE Yollarda irili ufaklı taşlarla gelişigüzel yapılan kaldırım. )
- KALDIRIP DİKMEK ile/ve/||/<>/> YATIRIP SİKMEK
- KALDIRMA:
KORUMA ile/ve/||/<> YOK ETME
( KATERGEIN )
- KALDIRMAK ile KAYDIRMAK
- KALDIRMAK ile/değil/yerine YAY(IL)ARAK GÖSTERMEME/GÖRÜNMEME
- KALDIRMAK/BİTİRMEK ile/ve/<>/değil/yerine DARALTMAK
- KALE AĞASI SOKAK :
( Rumelihisarı Mahallesi sokaklarından biridir. İstanbul'un fethinden sonra kale değişik amaçlar için kullanıldı. Kalede dört yüz yeniçeri görev yapıyordu ve başlarında bir Yeniçeri Ağası vardı. Ağaya izafeten bu sokağa "Kale Ağası Sokak" ismi verildi. )
- KALE ÇAY BAHÇESİ :
( Rumelihisarı'nda kaleye yakın ve denize cepheli bir çay bahçesidir. )
- KALE MEVKİİ :
( Kısırkaya Köy'ün doğu tarafında ve Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi yazlık lojmanlarının bulunduğu yere, eskiden burada kale olması nedeni ile Kale Mevkii deniliyor. )
- KALE ile/değil KÂLE (ALMAK/ALMAMAK)
- KALE[Ar. < KAL'A]/KERMEN ile KALEBENT
( Düşmanın gelmesi beklenilen yollar üzerinde, askerî önem taşıyan şehirlerde, geçit ve dar boğazlarda güvenliği sağlamak için yapılan kalın duvarlı, burçlu, mazgallı yapı, kermen. | Satranç tahtasının dört köşesine dikilen, tahtanın bir tarafından öteki tarafına kadar düz olarak boş hanelerde gidebilen kale biçiminde taş. | Genellikle bir düşüncenin savunulduğu, sürdürüldüğü yer. | Takımla oynanan bazı top oyunlarında topun sokulmasına çalışılan yer. | Denizli iline bağlı ilçelerden biri. | Malatya iline bağlı ilçelerden biri. İLE Kale dışına çıkmamaya hüküm giyen suçlu. )
- KALE ile/ve/||/<> KULE
- KALE ile/ve/||/<>/> RİBAT
( İlk yapı türü. )
( )
- KALEDONYA ile/ve/<> YENİ KALEDONYA
( İskoçya. İLE/VE/<> Kaptan Cook, bu coğrafyaya ilk vardığında, doğasını ve yeşilini çok beğendiğinden, vatanı İskoçya'ya benzeterek, Yeni Kaledonya olarak adlandırdı. )
- KALEM İŞİ ile/||/<> ŞAM İŞİ ile/||/<> HALİÇ İŞİ
( Yapıların genellikle iç yüzeylerinin bezenmesinde kullanılan bir süsleme tekniği.[Boya, taş, ahşap yüzeyler üzerine fırça ile boyanan renkli nakışlar.] İLE/||/<> XVI. yüzyıl başında hem çini hem de keramiklerde kullanılan bir teknik.[En önemli özelliği, sırın pek parlak olmaması nedeniyle renklerin puslu görünmesidir. En karakteristik renkler, puslu bir yeşil ve mordur.] İLE/||/<> XV. yüzyıl sonunda mavi-beyaz tekniğin keramiklerde kullanılan bir uygulaması.[İnce spiral dallar üzerinde minik çiçekler, yapraklar yer alır.] )
- KALEM TÜKETMEK ile/ve/değil/daha çok/+/||/<>/></< SİLGİ TÜKETMEK
- KALEM ile/ve DOLMA KALEM
( HÂME ile/ve ... )
( PENCIL vs./and PEN )
- KALEM ile/||/<> GENELGE/TAMİM ile/||/<> MUHTIRA ile/||/<> HATT-I HÜMÂYUN ile/||/<> NOTA ile/||/<> NİŞANCI
( Resmî belgeleri hazırlayan yazıcıların çalıştığı yer. İLE/||/<> Yasa ve yönetmeliklerin uygulanmasında yol göstermek. İLE/||/<> Herhangi bir şeyi anımsatma, uyarma amacıyla yazılan yazı. | Bir devletin başka bir devlete politik sorunlarla ilgili olarak yolladığı uyarı yazısı. İLE/||/<> Sultan tarafından herhangi bir iş için çıkarılan yazılı emir. İLE/||/<> Bir devletin başka bir devletle ya da elçisine yaptığı bildiri. İLE/||/<> Osmanlı yasalarını iyi bilen, yasalar konusunda Dîvân'a görüş veren yabancı devletlerle yazışmaları hazırlayan, Sultan mektuplarına tuğra çeken, Divan-ı Hümayûn üyesi. )
- KALEM ile KAMIŞ
- KALEM ile KEÇİTIRNAĞI
( ... İLE Kesici ağzı üçgen biçiminde olan oyma kalemi. )
- KALEM ile KURŞUN KALEM
( ... İLE İçi grafitli, yazısı kolayca silinebilen, değişik biçimleri olan bir kalem türü. )
( PEN vs. PENCIL )
- KALEM ile/||/<> TAŞÇI/OYMACI KALEMİ
( ... İLE/||/<> Yontma işlerinde kullanılan, ucu sivri/keskin araç. )
- KALENDER KASRI :
( Kalender Kasrı Yeniköy ile Tarabya arasında Kalender mevkiindedir. Kasır 16l6'da Sultanahmet Camii emini Kalender Çavuş tarafından yaptırıldı. Kalender Sahil Sarayı olarak isimlendirilen kasırla beraber bir de hamam yapılmıştı. Kalender Çavuş'un ismi hem kasra verilmiş hem de kasra verilmişti. 1794'te kalender kasrını yeniledi. Sultan III. Ahmet döneminde (1703 - 1730) kasır birkaç kez onarıldı. 1866 - 1875 yılları arasında yeniden inşâ edildi. Sultan III. Selim (1789 - 1807) 1794'te kasrı yeniledi. Kalender kasrı 1939'da yanarak kül oldu. 1967 - 1969 arasında yeniden inşâ edildi ve Orduevi olarak kullanılmaya başlandı. 23.070 m² lik büyük bir koruluk üzerinde dolup deniz cephelidir. Kasra sık sık Padişahlar gelir dinlenirdi. 1828 - 1829 Rus Savaşı nedeni ile sancak - ı Şerif Kalender Kasrına getirildi. 1864'te İstanbul'a gelen III. Napolyon'un kuzeni Prens Muray'ı Sultan Aziz bu kasırda kabul etti. )
- KALENDER KASRI :
( Yeniköy ile Tarabya arasında bulunan Kalender mevkiinde bulunan bu tabyanın 1857 yılına ait belgeden var olduğu anlaşılıyor. Tabya zamanla özelliğini yitirmiş, yıkılmış, kalıntıları bile mevcut değil. )
- KALENDER ÜSTÜ MAHALLESİ CAMİİ :
( Yeniköy, Kalender mevkiinin üst kısmındaki yerleşim bölgesinde yapılan yeni camilerdendir, her hangi bir tarihi özeliliği yoktur. )
- KALENDER YOLCU GEMİSİ :
( Şirket - i Hayriye İşletmesine ait 67 baca No. lu bu yolcu gemisi, İngiltere, Newcastle'de, Hawthorn, Leslie&Co. Ltd. tezgâhlarında yolcu vapuru olarak yapıldı. 453 gros, 142 net tonluktu. Teknesi çelik saçtandı. Uzunluğu 46,4 metre genişliği 7.0 metre, su kesimi 3.1 metre idi. Wallsend yapımı 440 beygir gücünde 2 adet tripil (3 silindirli) buhar makinesi vardı. Çift uskurluydu. 1911'de hizmete girdi. Saatte 12,5 mil hız yapabiliyordu. Yazın 975, kışın da 793 yolcu alabiliyordu. 1981'de Atatürk müzesi haline getirildi ve Kabataş rıhtımına bağlandı. 25 Haziran 1984'te hizmet dışı bırakıldı. 1986'da satışa çıkarıldı. Makinelerinden biri Koç'un sanayi müzesinde muhafaza ediliyor. )
- KALFA ile/ve/<> YARDAK
( Aşaması çırakla usta arasında bulunan zanaatçı.| Mimar yardımcısı. | Saraylarda ve büyük konaklarda, halayıkların başında bulunan kadın. | İptidailerde, hoca yardımcısı. | Çocukları evlerinden alarak okula, okuldan evlerine götüren yardımcı. İLE/VE/<> Karagöz ustasının yardımcısı. )
- KALICI ile/ve/değil/||/<>/< GEÇERLİ
- KALICILIK ile/ve/değil/||/<>/> BAĞLAYICILIK
- KALICILIK =/< KENDİNDEN KAYBOLUŞ
- KALICI/LIK ile/ve/||/<>/> SÜRDÜRÜLEBİLİR/LİK
- KALICI/LIK ile/ve/değil/yerine SÜREKLİ/LİK
( [not] PERMANENCE vs./and/but CONTINUOUS/NESS
CONTINUOUS/NESS instead of PERMANENCE )
- KALICI/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UZUN SÜRELİ/LİK
- KALİFİYE/VASIFLI değil/yerine/= NİTELİKLİ
- [ne yazık ki]
KALİFORNİYA SENDROMU:
HAZCILIK ile/ve/+/||/<>/> BEN MERKEZCİLİK ile/ve/+/||/<>/> YALNIZLIK ile/ve/+/||/<>/> MUTSUZLUK
- KALİFORNİYA ile KALİFORNİYUM[Cf]
( ... İLE Atom numarası 98, atom ağırlığı 244 olan, aktinit grubundan yapay bir radyoaktif öğe. )
- KALIN >< YUFKA ile/ve/||/<> YOĞUN >< İNCE
( Diklemesine.[On kâğıdın, üst üste konulması.] İLE/VE/||/<> Enlemesine.[On ipliğin, üst üste eğrilmesi.] )
( "(Bir şey) yufka iken (onu) delmek kolaymış, ince olanı (da) kırmak kolay. Yufka, kalın olursa (onu) delmek zormuş, ince, yoğun olursa (onu) kırmak zormuş." )
- KALIN BAĞIRSAK ile/ve/>/> GÖDEN[< GÖD/GÖT]/REKTUM
( ... İLE/VE/> Kalınbağırsağın son bölümü. )
( MAYASIL/BÂSÛR[Ar.]/HEMAROİD/HÉMORROÏDES[Fr.]: Kalın bağırsakta ve makadın etrafındaki siyah kan damarlarının şişmesinden ve bazen yangılanmasından dolayı, makadın içinde ve dışında oluşan memeler yüzünden, makattan, kan ya da cerahat gelmesi. )
- KALIN OYLUMLU/HACİMLİ değil GENİŞ OYLUMLU/HACİMLİ
- KALIN ile/ve/<> KABA
- KALIN ile KALIN ile KALIN
( Nesnelerde, uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan. | Enli ve gür kaş. | Yoğun, akıcılığı az olan. | Etli, dolgun. | Pes ses. İLE Gelin olacak kıza erkek tarafından verilen para ya da armağan, ağırlık. İLE Mayalı hamurun parçalara ayrılıp tandırda pişirilmesiyle elde edilen ekmek türü. )
- KALIN ile KALINCA
( ... İLE Kalına yakın. )
- KALİNİS ile KALİNOS
( Bir tür yağmur kuşu, su tavuğu. İLE Levreğe benzer bir balık. )
- KALINKAFALI/LIK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< HAYAL GÜCÜNÜN OLMAMASI
- KALIN/LIK / KABA/LIK değil/yerine/>< İNCE/LİK
( Kişinin, kırılma nedeni. >< Herşeyin kırıldığı nokta. )
- KALINTI ile/ve/<>/değil İZ
- KALIP ile/ve/<>/> KALP
( Görevi, aynıdır. İLE/VE/<>/> Görevleri, çeşitli ve farklıdır. )
( Kalbi değiştiren, eylemdir. )
( Kalıbımız, neye/kime benzerse, kalbimiz de ona benzer. )
- KALIP ile/değil/yerine/>< KAVRAM
- KALIP ile/ve KİSVE
- KALIP/LAR ile/ve/<> KABUL/LER
( Az bilenlerde/okumuşlarda. İLE/VE/<> "Çok" "bilenlerde"/"okumuşlarda". )
- KALIPSIZ, PROF. DR. ABDÜLKADİR (ÇAMLIHEMŞİN/RİZE, 1924) :
( İ.Ü. Orman Fakültesi Öğretim Üyesi. İzmir Necati Bey İlkokulu (1936) ve Karataş Ortaokulunu (1939) bitirdi. İzmir Atatürk Lisesinden mezun oldu. İlkokul, ortaokul ve Liseyi "Pekiyi" derece ile tamamladı. 1942 yılında girdiği İ.Ü. Orman Fakültesini 1946'da "Pekiyi" derece ve "Birincilikle" bitirdi. Mezuniyetini takiben bir süre Orman Bölge Şefi ve Orman Amenajman Mühendisi olarak çalıştı daha sonra askerlik görevini yaptı. 1950'de İ.Ü. Orman Fakültesi "Orman Hasılatı ve İşletme Ekonomisi Kürsüsü"ne asistan oldu. 1954'te "Doğu Kayınında Artım ve Büyüme Araştırmaları" isimli tezi ile "Pekiyi" derece ile "Orman İlimleri Doktoru" ünvanını aldı. 1960'da "Türkiye'de Karaçam (Pinus Nigra Arnold) Meşçerelerinin Tabii Bünyesi ve Verim Kudreti Üzerine Araştırmalar" isimli teziyle Ünivesite Doçenti oldu, 1968'de profesör oldu. Prof. Dr. Fehim Fırat emekli olduktan sonra Orman Hasılatı ve Biyometri Kürsüsü Başkanlığı, daha sonra Yüksek Öğretim Yasası ile oluşturulan Orman Amenajmanı Anabilim Dalı Başkanlığı görevini üstlendi. Prof.Dr. A. Kalıpsız'ın; "Doğu Kayınında Artım ve Büyüme Araştırmaları, 1962", "Türkiye'de Karaçam (Pinus Nigra Arnold) Meşçerelerinin Tabii Bünyesi ve Verim Kudreti Üzerine Araştırmalar, 1963", "Ormancılar İçin Biyometri Başlangıç Dersleri (Prof.Dr. M. Prodan'dan tercüme) 1963", "Belgrad Ormanının Amenajmanında Uygulmanan Envanter Metodları (Planlama, Uygulama ve Değerlendirme - İstatistik Analiz, Prof. Dr. İ. Eraslanla birlikte, 1967", "Meşçere Hacım Artımının Tayininde Kullanılan Meyer Metodları ve Kritiği, 1968", Orman Ağaçlama Yatırımlarının Planlanması Esasları, 1970", ":Bilimsel Araştırma, 1976", İstatistik Yöntemler, 1981", Orman Hasılat Bilgisi, 1982", Dendrometri, 1984" isimli kitapları var ve ayrıca pek çok bilimsel makalesı yayımlandı. )
- KALİTATİF ANALİZ ile/||/<> KANTİTATİF ANALİZ
( Kalitatif ne var, kantitatif ne kadar var sorusuna cevaptır )
( Formül: Nitel İLE nicel )
- KALİTE/Lİ[Fr./İng. < QUALITY] değil/yerine/= NİTELİK/Lİ
- KALITIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< KATILIM
( [not] HERITAGE vs./and/but/||/<>/>/< PARTICIPATION
PARTICIPATION instead of HERITAGE )
- KALIT/MİRAS ile/ve/||/<> KALITÇILAR/MİRASÇILAR/VERESE[Ar.]
- KALKAN, METİN (CİBALİ, 1951) :
( Bandırmaspor'dan transfer edildi ve iki sezon (1970 - 1972) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 24 lig,4 kupa maçı olmak üzere 28 resmi ve 11 özel maçla birlikte 39 kez lacivert - beyazlı formayı giydi. Antrenör lisansına sahiptir. )
- KALKAN ile KALKAN
( Ok, kılıç vb.nden korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık. | Toplum olaylarında güvenlik görevlilerinin çeşitli saldırı araçlarından kendilerini ve başkalarını korumak için kullandıkları, özel olarak yapılmış korumalık. | Koruyucu. İLE Yan yüzergillerden, büyük, yassı, derisi düğme ya da çivi denilen birtakım sivri kemiklerle örtülü balık. )
- KALKAVAN, ATİLLA (RİZE, 1956) :
( Fenerbahçe'den transfer edildi (1977) ve üç sezon (1977 - 1980) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 49 lig, 8 kupa, 1 turnuva olmak üzere 58 resmi ve ayrıca 26 özel maçla birlikte toplam olarak 84 maçta Sarıyer forması giydi. Lig maçlarında 4 ve özel maçlarda 7 gol kaydetti. Fenerbahçe'ye transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. Armatör olarak iş hayatına devam etmektedir. Üyesi olduğu Sarıyer Spor Kulübünde bir dönem (2008/2009) yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- KALKAVAN, MEHMET SALİH (RİZE, 1954) :
( Zonguldakspor'dan transfer edildi (1977). Dokuz sezon (1977 - 1996) Sarıyer forması giydi. Bu süre içinde; 242 lig, 2 B takımlar ligi, 21 kupa, 10 turnuva maçı olmak üzere 275 resmi ve 75 özel maçla birlikte toplam olarak 350 maçta Sarıyer takımında yer aldı. Lig maçlarında 21, kupa maçlarında 2, turnuva maçlarında 1 olmak üzere resmi maçlarda 24, özel maçlarda 11 olmak üzere takımı adına 35 gol kaydetti. Sarıyer takımında uzun süre kaptan olarak görev yaptı ve futbol yaşamını 1986'da Sarıyer'de noktaladı. Mehmet Sarıyer takımında en çok oynayan on futbolcu arasında yer almaktadır. Sarıyerli Profesyonel Futbolcular Derneği Kurucusu ve Başkanı olarak görev yaptı. Sarıyer Spor Kulübü ve Beşiktaş Jimnastik Kulübü üyesidir. Armatör olarak iş hayatına devam etmektedir. )
- KALKIN(DIR)MA ile UYGARLAŞMA
- KALKMA ile KALKINIŞ ile KALKINMA ile KALKIŞMA ile KALKIK
( Kalkma işi. İLE Kalkınma işi. İLE Kalkınma işi. | İyileşme, şifa bulma. İLE Kalkışmak işi. | İsyan, ayaklanma, kıyam. İLE Düzeyine göre yüksekte olan. | Kabararak yerinden ayrılmış. | Dik durumda, ucu yukarı doğru olan. )
- KALKMAK ile/ve/||/<> KALGIMAK
( ... İLE Sıçramak, fırlamak, şaha kalkmak. | Öfkeyle kalkmak. | Çapkınlık, serserilik yapmak. )
- KALKOJEN[Fr. < CHALCOGENE] ile KALKOLİTİK[Fr. < CHALCOLITIQUE]
( Periyodik dizgede, altıncı öbekteki oksijen, kükürt, selenyum, tellür, polonyum öğelerinin genel adı. İLE Bakırın kullanılmaya başlamasıyla nitelenen [tarih öncesi dönem]. )
- KALLEŞ/LİK ile/değil/yerine KARDEŞ/LİK
- KALORİ[Lat. < CALERE] değil/yerine/= ISIN
( Bir kilogram suyun sıcaklığını, bir derece yükseltmek için gereken ısı miktarı. Normal atmosfer basıncında, ısınma ısısı 15 °C'lik suyunkine eşit olan bir nesnenin, bir gramının sıcaklığını 10 °C yükseltmek için gerekli ısı miktarına eşit olan ısı birimi. | Besinlerin, dokular içinde yanarak gövdenin sıcaklık ve enerjisini sağlama değerlerini gösteren ölçü. )
- KALÖRİFER/KARALÜFER" değil ISITAŞIR/KALORİFER
- KALP HASTALIKLARININ NEDENİ:
KAN YAĞLARI değil İNSÜLİN DİRENCİ
( ahmetrasimkucukusta.com/2017/07/15/yazilar/tip-yazilari/kolesterol/kalp-krizi-ve-felclerin-sebebi-insulin-direncidir
www.haberx.com/post/301969/kalp-hastaliklarinin-sebebi-kan-yaglari-degil-insulin-direncidir )
(
)
itibarı ile 40.058 başlık/FaRk ile birlikte,
40.058 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(77/162)
(1996'dan beri)