N ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 2.865 başlık/FaRk ile birlikte,
2.865 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(7/13)
- NECESSITY vs./and NEED
- NECİ ile NECİP
- NECÎB ve/> HALÎL
( ... İLE Samimi arkadaş. )
- NECÎB/ULLAH ile NÂCİ/ULLAH
( Hz. Nuh'un arınması.[ilim ile/içinde] İLE Hz. Şit'in arınması.[varoluşundan itibaren] )
- NEC(İ)M ile ...
( SÖNÜP-YANAN YILDIZ, VAKİT, ÜLKER YILDIZI | KUR'AN-I KERİM )
- NECİP AĞA ÇEŞMESİ :
( Çeşme, Uskumruköy'e girişte solda ve sağdaki bakkal dükkânının karşısında ki köşe başındadır (H.1325, M.1909). Çeşmenin suyu yoktur. Kitabesinde şöyle yazmaktadır: Sahib - ül hayrat Uskumru karyesi ahalisinden Necip Ağa bin Yakup Ağa hayratıdır" (1325 - 1327)". )
- NECİP BEY HAYRATI ÇEŞMESİ :
( Rumelihisarı'ndan Baltalimanı'na giderken Necip Akar bağının duvar çeşmesidir (M.1951). Çeşme bütünüyle mermerdir. Çeşmenin su akarı vardır. Kitabesinde şöyle yazmaktadır: Necip Bey hayratı 1951". Çeşmenin yalâk taşının sağ ve solunda ayrıca iki kitabe vardır. Soldaki kitabede: Bu çeşmeden içsen de/ İçmesen de uğur ola". Sağdaki kitabede ise: Suyun boşa akmasın/Açık bulursan kapa". )
- NECİP FAZIL KISAKÜREK PARKI :
( Ferahevler Mahallesindedir. 1.122,51 m²'lik bir alan üzerindedir, 383,09 m²'lik yeşil alanı, 220,55 m²'lik çocuk oyun alanı ve 330,93 m²'lik spor alanı bulunmaktadır. )
- NECİS[Ar.] ile NECÎS[Ar.]
( Pis, murdar. İLE Pis, kirli, murdar. | Onulmaz hastalık. )
- NECK :/yerine BOYUN
- NECM ile KEVKEB
( Sönüp-yanan yıldız. İLE Sürekli yanan gezegen. )
- NECVÂ ile ...
( FISILTILI, GİZLİ SÖZ | SIR SÖYLEŞMEK )
- NECVÂ ile ...
( FISILTILI, GİZLİ SÖZ | SIR SÖYLEŞMEK )
( GİZLİ SORGULAMA )
- NECVÂ[Ar.] ile SIRR[Ar.]
- NEDÂMET[Ar.]/PİŞMANLIK[Fars.] değil/yerine/= ÖKÜNÇ
- NEDÂMET ile ...
( PİŞMANLIK )
- NEDÂMET ile LEVM
- NEDÂRET ile ...
( TAZELİK, PARLAKLIK | ENDER )
- NEDBE[Ar. çoğ. NEDEB, NÜDÛB] ile NEDEBE[Ar.] ile NEDEBÎ[Ar.]
( Yara izi. İLE Yara/kırık yeri. İLE Yara izi ile ilgili. )
- NEDEM[Ar.] ile TEVBE[Ar.]
- NEDEN:
400 değil 4YÜZSÜZ(/LÜK)
- NEDEN/AÇIKLAMA:
ŞU ile/ve/<> ŞÖYLE
- NEDEN/ETKEN - ETKİ ile NEDEN - TEPKİ
( Cansızlarda. İLE Canlılarda. )
- NEDEN ve/||/<> ETKİNİN :HETEROJENLİĞİ
- Neden ve nasılsız SUSuyorum! -ve
- NEDEN?(NE'DEN?) ile NASIL?(NE ASIL?)
( Bilimin sorularıdır. )
( Önemli[öncelikli] olan, neyi yaşadığınız değil, nasıl yaşadığınızdır. )
( WHY? vs. HOW?
Questions of the science.
It's not the issue what you live, it is how you live. )
- NEDEN OLMA ile/ve/değil/yerine/||/<> ZEMİN HAZIRLAMA
- NEDEN OLMAK ile SAĞLAMAK
( Olumsuz durumlarda kullanılır. İLE Olumlu durumlar için kullanılır. )
- NEDEN OLMAK ile SAĞLAMAK
- NEDEN OLMAK ile YOL AÇMAK
- NEDEN OLMAK ile "YOL AÇMAK"
- NEDEN/SEBEP/MÜSEBBİB ile VESİLE
( CAUSE vs. MEANS )
- YANILGI:
"NEDEN" ile/ve/||/<> "BİLGİ" ile/ve/||/<> "ÖZGÜVEN"
- NEDEN ile BAĞLANTI
( REASON vs. CONNECTION )
- NEDEN ile BAHÂNE[Fars.]
( ... İLE Neden, sebep, vesile. | Eksik, noksan, kusur, garaz. | Yalandan özür. )
( REASON vs. PRETEXT )
- NEDEN ile HİKMET
- NEDEN ile/değil İLLET
( ... İLE/DEĞİL Varoluş nedeni. )
- NEDEN = İLLET, SEBEP = CAUSE, REASON[İng.] = CAUSE, RAISON[Fr.] = URSACHE, GRUND[Alm.] = CAUSA, RATIO[Lat.] = CAUSA, RAZON[İsp.]
- NEDEN ile KANIT
( Tek kanıtınız kendinizsiniz. )
( REASON vs. PROOF
Your only proof is in yourself. )
- NEDEN ile/ve KENDİNİN NEDENİ
( Hiçbir şey, kendinin nedeni olamaz. )
( CAUSE vs./and CAUSE OF THE SELF )
( ... cum/et CAUSA SUI )
- NEDEN ile/ve KENDİNİN NEDENİ
( CAUSE vs./and REASON OF THE SELF )
( ... cum/et CAUSA SUI )
- NEDEN ile/ve "MADEN"
- NEDEN? ile/ve/<> NASIL?
( Bilimin sorularıdır. )
( Nedeni olan, nasıla katlanır. )
- NEDEN ile/ve/||/<>/> NEDEN ÖBEĞİ/GRUBU
- NEDEN ile NEDENLİ ile NEDENSEL/LİK ile NEDENSİZ/LİK ile NEDEN SONRA ile NEDEN BİLİMİ ile NEDEN BİLİMSEL ile NEDENLİ NEDENSİZ ile NEDENSELLİK İLKESİ
- NEDEN ile/ve/değil/||/<> NEYE GÖRE
- NEDEN? ile NİÇİN?
( Ne'den? İLE Ne için? )
( WHY? vs. WHAT FOR? )
- NEDEN? ile NİÇİN?
( Ne'den? İLE Ne için? )
( Hangi şey? VE Ne asıl? VE Ne'den? VE Ne için? )
( Nedir sorusu, metafizik bir sorudur. )
( Her biri bir ötekinin nedenidir. )
( ŞERAİT ile/ve/<> ŞERİAT )
( ... İLE Neden, sebep, vesile. | Eksik, noksan, kusur, garaz. | Yalandan özür. )
( Çocuk sorusu. İLE/VE Yetişkin sorusu. )
( "Ne?", doğa yasalarıyla bilinebilir. Ya "Kim?" )
( Felsefe ve din alanının sorularıdır. )
( Ne'den? İLE Ne için? )
( WHY? vs. WHAT FOR?
WHAT? vs. HOW? vs. WHY? vs. WHAT FOR?
"What is?" question is metaphysical question.
[not] CAUSE OF vs./but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of CAUSE OF
Each is the cause of the other.
[not] THE FIRST CAUSE vs./and/but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of THE FIRST CAUSE
CAUSE/S vs./and/<> CONDITION/S
REASON vs. PRETEXT
HOW? vs. HOW MUCH?
WHAT (IS) THIS? vs./and WHAT WORTH OF THIS?
Question of child. WITH/AND Question of adult.
WHAT? vs./and WHO?
It's able to know "What?" by nature laws. So "Who?"
WHO? vs. FOR/TO WHAT?
Questions of the philosophy and religion.
FROM WHAT? vs. WHY? )
- NEDEN ile/ve ÖZGÜR NEDEN
( CAUSE vs./and FREE CAUSE )
( ... cum/et CAUSA LIBERA )
- NEDEN ile SAİK
- NEDEN ile TETİKLEYİCİ
( Her şey kendi kendinin nedenidir. )
( REASON vs. TRIGGER
Everything is its own cause. )
- NEDEN-ETKİ ile/ve/değil EYLEM-AMAÇ
( [not] CAUSE-EFFECT vs./and/but ACTION-PURPOSE )
- NEDENİ:
KENDİNDE OLAN ile/ve/||/<> KENDİNDE OLMAYAN
( Tekil. İLE/VE/||/<> Sonsuz. )
- NEDENİ ile/yerine/değil NEDENLERİNDEN BİRİ
( Her biri bir ötekinin nedenidir. )
( [not] CAUSE OF vs./but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of CAUSE OF
Each is the cause of the other. )
- NEDENİ ile/yerine/değil NEDENLERİNDEN BİRİ
( [not] CAUSE OF vs. CAUSES OF ONE )
- NEDENİN YOKLUĞU ve/||/<>/> YOKLUĞUN NEDENİ
- NEDENİNİ GÖRÜP:
GÖZARDI EDEN / KAYITSIZ KALAN(LARDAN OLMAK) ile/değil/yerine GÖRDÜKLERİNDEN HOŞLANMAYANLARDAN OLMAK
- ... NEDENİYLE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ... GEREĞİNCE
- ... NEDENİYLE ile ... SONUCUNDA
- NEDENLENMEMİŞ, ZORUNLU VAROLAN ile/ve/<> NEDENLENMİŞ, ZORUNLU VAROLAN
- NEDENLERDEN BİRİNCİSİ ile/ve/değil/yerine NEDENLERDEN BİRİ
( [not] THE FIRST CAUSE vs./and/but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of THE FIRST CAUSE )
- NEDENLERİN BİLİMİ ile/ve NEDENLERİN NEDENİNİN BİLİMİ
( Bilim. İLE/VE Metafizik. )
- NEDENLİ DÜŞÜNMEK ve/=/||/<>/> DERİN DÜŞÜNMEK
- NEDENSEL YASA ile/ve/||/<>/> İSTATİKSEL YASA
- NEDENSEL ile NEDENSELLİK ile NEDEN ile KAYBA NEDEN OLMAK ile SEBEP VE SONUÇ ile RAHATSIZLIĞA NEDEN OLMAK ile GECİKMEYE NEDEN OLMAK ile ZORLUK ÇIKARMAK ile ANLAŞMAZLIĞA NEDEN OLMAK ile RAHATSIZLIĞA NEDEN OLMAK ile RAHATSIZLIK NEDENİ ile RAHATSIZLIK NEDENİ ile İLİŞKİLENDİRMEYE NEDEN OLMAK ile DANS ETMEYE NEDEN OLMAK ile ÇÜRÜMEYE NEDEN OLMAK ile ORTADAN KAYBOLMASINA NEDEN OLMAK ile KAÇMASINA NEDEN OLMAK ile UÇMAYA NEDEN OLMAK ile VEBAYA NEDEN OLMAK ile GÖÇ ETMEYE NEDEN OLMAK ile GEÇMESİNE NEDEN OLMAK ile SALLANMASINA NEDEN OLMAK ile AYAKTA DURMAYA NEDEN OLMAK ile AĞLAMAYA NEDEN OLMAK ile SORUN ÇIKARMAK ile CAUSER ile NEDENLERİ ile ŞÖHRETİN NEDENLERİ ile SEBEP OLMAK ile SORUN ÇIKARMAK ile CAUSİNG TROUBLES
( CAUSAL vs. CAUSALITY vs. CAUSE vs. CAUSE A LOSS vs. CAUSE AND EFFECT vs. CAUSE ANNOYANCE vs. CAUSE DELAY vs. CAUSE DIFFICULTY vs. CAUSE DISCORD vs. CAUSE INCONVENIENCE vs. CAUSE OF ANNOYANCE vs. CAUSE OF INCONVENIENCE vs. CAUSE TO ASSOCIATE vs. CAUSE TO DANCE vs. CAUSE TO DECAY vs. CAUSE TO DISAPPEAR vs. CAUSE TO ESCAPE vs. CAUSE TO FLY vs. CAUSE TO GET PLAGUE vs. CAUSE TO MIGRATE vs. CAUSE TO PASS vs. CAUSE TO SHAKE vs. CAUSE TO STAND vs. CAUSE TO WEEP vs. CAUSE TROUBLE vs. CAUSER vs. CAUSES vs. CAUSES OF GLORY vs. CAUSING vs. CAUSING TROUBLE vs. CAUSING TROUBLES )
( سببي ile علتي ile سببيت ile عليت ile مورث ile موجد ile باعث شدن ile باعث گرديدن ile موجب شدن ile مسسب شدن ile باني شدن ile موجب ile نهضت ile به بار آوردن ile سبب ساز ile سبب ile مسبب ile سبب شدن ile سلسله جنبان ile باعث ile علت ile ضرر زدن ile علت و معلول ile کدورت ايجاد کردن ile وقفه ايجاد کردن ile باعث تاخير شدن ile پيسي بالا آوردن ile دوبهمزني کردن ile تفرقه انداختن ile مزاحمت دادن ile مزاحمت فراهم کردن ile مايهء کدورت ile اسباب ناراحتي ile محشور کردن ile محشور ساختن ile رقصاندن ile پوساندن ile ناپديد ساختن ile متواري کردن ile پراندن ile دچار طاعون کردن ile کوچانيدن ile عبور دادن ile مرتعش ساختن ile ايستاندن ile گرياندن ile سبب اختلاف شدن ile تفتين کردن ile مفسده برپا کردن ile مفسده برانگيختن ile آشوب بپا کردن ile دسته گل به آب دادن ile آشوب کردن ile ايجاد کننده ile عوامل ile علل ile مفاخر ile منتج ile تفتين ile پردردسر )
( SABEBY ile ALATY ile سببيت ile ALYT ile MOORS ile MOJED ile BAES SHODAN ile BAES GARDYDAN ile MOJEB SHODAN ile MOSASB SHODAN ile BANY SHODAN ile MOJEB ile NAHAZAT ile BAH BAR AVARDAN ile SABEB SAZ ile SABEB ile MASBEB ile SABEB SHODAN ile SALSALEH JONBAN ile BAES ile ALAT ile ZAR ZADAN ile ALAT VE MALOOL ile KODORT AYJAD KARDAN ile VAQFEH AYJAD KARDAN ile BAES TAKHYR SHODAN ile PEYSY BALA AVARDAN ile DOBEBMZANY KARDAN ile TAFARGHEH ANDAKHTAN ile MOZAHMAT DADAN ile MOZAHMAT FARANPAM KARDAN ile MAYCPEYE KODORT ile ASBAB NARAHATY ile MAHSHOR KARDAN ile MAHSHOR SAKHTAN ile رقصاندن ile POOSANDAN ile NAPADYD SAKHTAN ile MOTVARY KARDAN ile PARANDAN ile DOCHAR TAOON KARDAN ile کوچانيدن ile OBUR DADAN ile MORTEASH SAKHTAN ile AYSETANDAN ile GARYANDAN ile SABEB AKHTELAF SHODAN ile TAFTYNE KARDAN ile MOFSADEH BARPA KARDAN ile MOFSADEH BARANGYKHTAN ile ASHUB BEPA KARDAN ile DASTEH GOL BAH AB DADAN ile ASHUB KARDAN ile AYJAD KONANDEH ile AVAMEL ile ALAL ile MOFAKHAR ile MONTEJ ile تفتين ile PARDARDASAR )
- NEDENSELLİK (ANLAYIŞI) ile YASA (ANLAYIŞI)
- NEDENSELLİK GEÇERLİLİĞİ ile/ve/||/<> RAHATSIZ EDİLMEYEN DÜZEN
- NEDENSELLİK ile/değil ALIŞKANLIK
- NEDENSELLİK ile/||/<> ALIŞKANLIK
( Nedensellik eleştirisi )
( David Hume tarafından 1748 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1711-1776) (Ülke: İskoçya) (Alan: Felsefe) (Önemli katkıları: Şüphecilik, nedensellik eleştirisi) )
- NEDENSELLİK ile/değil ARDIŞIKLIK
- NEDENSELLİK ile BİTİŞKENLİK
- NEDENSELLİK ile/ve/<>/değil/yerine BÜTÜNSELLİK
- NEDENSELLİK ile/ve/değil/yerine DÖNGÜSELLİK
- NEDENSELLİK ile/ve/değil EŞZAMANLILIK
( [not] SCIENTIFIC TERM vs./and/but SYNCHRONOUSNESS )
- NEDEN/SEL/LİK ile/ve GEREKÇE/Lİ/LİK
( [durumdan/olaydan] Önce. İLE/VE Sonra. )
( CAUSE vs./and JUSTIFICATION )
- NEDENSELLİK = İLLİYET = CAUSALITY[İng.] = CAUSALITÉ[Fr.] = KAUSALITÄT[Alm.] = CAUSALITAS[Lat.]
- NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> ORANSAL/LIK
- NEDENSELLİK ile/ve YETER NEDEN
- Nedensiz DİNLE!!!
- NEDENSİZ/SEBEPSİZ ile/değil BİR ANDA
( [not] WITHOUT APPARENT REASON vs./but SUDDENLY )
- Nedensiz SUS!!!
- NEDEN/SİZ ile/ve/||/<> KOŞUL/SUZ
- NEDEN-SONUÇ ile İLLET-MÂLÛL
- NEDF[Ar.] ile NEDFÎ[Ar.] ile NEDÎF[Ar. < NEDF]
( Pamuk atma/ditme. İLE Didilmiş/nedfolunmuş yün topağı. İLE Atılmış pamuk, yün. )
- NEDÎM ile ...
( Yeniçeri ocağına yeni yazılan. )
- NEDÎM[Ar.] ile Nedîm
( Meclis/sohbet arkadaşı. | Büyükleri, fıkra ve öyküleriyle eğlendiren. | Güzel, öykü anlatan, tatlı konuşan. | Yeniçeri ocağına yeni yazılan. İLE Osmanlı şairlerindendir. [öl. 1730] )
- NEDİM ile NEDİME
- NEDİM/E[Ar.] ile/ve/||/<> SAĞDIÇ
( Sohbet erbabı. | Yardımcı kadın. | Düğünde, geline kılavuzluk eden kişi. İLE/VE/||/<> Düğünde, gelin ya da damada/güveye kılavuzluk eden kişi. )
- NEDİR? ile/ve/<>/değil/yerine NE/LER OLABİLİR?
- NEDY[Ar.] ile MECLİS[Ar.] ile MUKÂME[Ar.]
- NEED vs. GREED
- NEED vs. OBLIGATION
- NEED :/yerine İHTİYAÇ DUYMAK
- NEFASET ile NEFASET BEDELİ
- NEFEL[Ar.] ile NEFER[Ar.]
( Düşmandan alınan mal. | Ülül-emrin iznini almadan düşmana karşı çıkan, sayısı az bir topluluk. İLE Bir adam, tek kişi. | Rütbesi olmayan asker, er. | İnsan sayısı bildiren sözler için kullanılır. )
- NEFER[Ar.] ile RAHT[Ar.]
- NEFERTİTİ ile ...
( Gelen(TİTİ) Güzel(NEFER) [Suriye'den] )
- NEFES NAKIŞI ve ÖMÜR KUMAŞI ile/ve/|| KAZA ve KADER MAKASI
- NEFES NEFESE değil/yerine/= SOLUK SOLUĞA
- NEFES VEREN ile NEFES VERME ile NEFES VERMEK
( EXHALANT vs. EXHALATION vs. EXHALE )
( بيرون دهنده ile زفير ile زفير کردن )
( BEYRON DAHANDEH ile زفير ile ZEFYR KARDAN )
- NEFES ile ...
( SOLUK | SOLUK ALACAK KADAR GEÇEN ZAMAN, AN | BEKTÂŞÎ İLÂHİLERİ | MÂNEN YARDIM ETMEK )
- NEFES ile NEFES ALMAK ile NEFES ALMAK ile NEFESSİZ ile NEFES DARLIĞI ile NEFES KESİCİ
( BREATH vs. BREATHE vs. BREATHING vs. BREATHLESS vs. BREATHLESSNESS vs. BREATHY )
( دم ile نفس ile نفس کشيدن ile تنفس کردن ile دم بر آوردن ile هوا خوردن ile استنشاق کردن ile ذينفس ile تنفس ile متنفس ile بي جان ile بي نفس ile بي جاني ile درمعرض نسيم )
( DAM ile NAFS ile NAFS KESHYDAN ile TANFES KARDAN ile DAM BAR AVARDAN ile NPAVA KHORDAN ile ESTANESHAGH KARDAN ile ذينفس ile TANFES ile متنفس ile BEY JAN ile BEY NAFS ile BEY JANY ile DARMARZ NESYM )
- NEFES ve/> NEFS ve/> NEFİS
- NEFES = NUTUK
- NEFESLEMEK ile NEFESLENMEK ile NEFESLENEBİLMEK ile NEFES/LİK ile NEFESLİ/LİK ile NEFES BORUSU ile NEFES KESİCİ ile NEFES NEFESE ile NEFES DARLIĞI ile NEFESLİ SAZLAR ile NEFESİ KUVVETLİ
- NEFESLİ SAZLAR değil/yerine/= SOLUKLU SAZLAR
- NEFFÂ'[Ar. < NEF] ile NEFFÂH[Ar.]
( Çıkarı çok olan. İLE Hayırlı, hayır ve iyilik sahibi. | Kokusu çok. )
- NEFH[Ar.] ile NEFH[Ar.]
( Güzel kokunun yayılması. | Rüzgârın esmesi. İLE Üfürme. | Boru vs. üfleme. )
- NEFHA ile ...
( GÜZEL KOKU | RÜZGÂRIN BİR KERE ESMESİ | NEFES ÜFÜRME )
- NEFHA değil/yerine/= ESİNTİ
- NEFHA[Ar. çoğ. NEFEHÂT] ile NEFHA[Ar.]
( Güzel koku. | Bir esim yel, rüzgârın bir kere esmesi. | Üfürük, soluk üfürme. İLE Üfürük. | Karın şişmesi, şişkinlik. )
- NEFHÂ-YI RAHMAN ile/ve NEFHÂ-YI RAHÎM
( Oksijen. İLE/VE ... )
( Bu iki nefhanın birleşmesi Bismillahirrahmanirrahim'dir. )
- NEF'Î[Ar. < NEF] ile Nef'î[Ar.]
( Çıkar ile ilgili, yararcı. İLE Divan Edebiyatı'nın en yüksek kasidecisi. [öl. 1634][IV. Murat döneminde, Bayram Paşa tarafından, bir hicvinden dolayı boğdurularak öldürtülmüştür.] )
- NEFÎR ile ...
( CEMAAT, TOPLULUK | BOYNUZDAN YAPILAN BORU )
- NEFİS/LİK ile NEFİS İZZETİ ile NEFİS MÜDAFAASI ile NEFİS MUHASEBESİ ile NEFİS MÜCADELESİ
- NEFİS ile/ve/||/<>/> ENFES
( Pek hoş, çok güzel. İLE/VE/||/<>/> Çok güzel, en güzel. )
- NEFİS değil/yerine/= PEK HOŞ
- NEFL[Ar.] ile NEFR[Ar.]
( Fazladan, vacib olmayan ibadet. İLE Ürküp kaçma. | İğrenme, tiksinme. )
- NEFRET ile/ve/> DİKKAT > İLGİ > YAKINLIK
( HATE/HATRED vs./and/> ATTENTION > INTEREST > CLOSENESS/SYMPATHY )
- NEFRET ile/ve/||/<>/> KİN/BUĞZ
( Gereksiz/fazla/aşırı düşünce yönelimi. İLE/VE/||/<>/> Gereksiz/fazla/aşırı olan düşünceyi, süresiz ya da çok uzun süre sürdürme ve eyleme geçme düşüncesi ya da girişimi. )
( Nefret, çok gereksiz/fazla/anlamsız, isabetsiz ve olumsuz bir düşünceyi sürdürmek gerektirdiğinden dolayı, kimseye nefret gerektirecek kadar zaman/enerji/bellek ayırmanın gereği/anlamı/değeri ya da etkisi yoktur/olmaz/olmayacaktır! İLE/VE/||/<>/> Kimseye fakat özellikle de birinci derece yakınlara ve üzerimizde (çok/az) emeği geçenlere kin tut(a)mayacağımızı anımsamamızda, kabul etmemizde yarar vardır. )
- NEFRET ile NEFRET DOLU
( HATE vs. HATEFUL )
( متنفر بودن ile نفرت کردن ile نفرت داشتن ile بيزاربودن ile تنفر داشتن ile احساس نفرت کردن ile کينه ورزيدن ile بيزار بودن ile تنفر ile کينه آميز ile اظهار تنفر ile تنفر آور )
( MOTANFAR BODAN ile NAFARAT KARDAN ile NAFARAT DASHTAN ile BEYZARBUDAN ile TANFAR DASHTAN ile EHSAS NAFARAT KARDAN ile KYNAH VARZYDAN ile BEYZAR BODAN ile TANFAR ile KYNAH AMYZ ile EZEHAR TANFAR ile TANFAR AVAR )
- NEFRET ile/ve/değil/yerine/<> ÖFKE
( Nefretiniz, elektriğe dönüştürülebilseydi, dünyanın tamamını aydınlatırdı. )
( [not] HATE vs./and/but/<> ANGER
ANGER instead of HATE )
- NEFRET ile/değil/yerine/>< SEVGİ
( 3 DEREKE[Cehâletle orantılı olarak] ile/değil/yerine/>< 3 DERECE )
( Kendinden. Yanındakilerden. Onu sevenlerden. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kendini. Yanındakileri de. Onu sevenleri de. )
( Eden uzaklaşır. >< Yakınlaştırır. )
( Düşmanlarımızdan nefret etmemek gerek. Bu, algılama ve yargılama yetimizi sınırlar. )
( Nefret, başarısızlığa uğramış sevgidir. )
( Ürküp kaçma. | Tiksinme, iğrenme. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< ... )
( NEFRET-İ TECEDDÜD: Yenilik kaygısı. )
( [not] HATE vs./but/>< LOVE
LOVE instead of HATE )
- NEFRİT ile/||/<> NEFROZ
( Böbreklerin yangılanması. İLE/||/<> Böbreklerin işlev bozukluğu ve protein kaybı. )
- NEFROLİTİYAZİS ile/||/<> ÜRETEROLİTİYAZİS
( Böbreklerde taş oluşumu. İLE/||/<> Üreterde taş oluşumu. )
- NEFROLİTİYAZİS ile/||/<> ÜROLİTİYAZİS
( Böbreklerde taş oluşumu. İLE/||/<> Sidik yollarında taş oluşumu. )
- NEFROLİTİYAZİS ile/||/<> ÜROLİTİYAZİS
( Böbreklerde taş oluşumu. İLE/||/<> Sidik yollarında taş oluşumu. )
- NEFRON/NEPHRON[İng.] değil/yerine/= BÖBREK BİRİM
- NEFROTİK SENDROM ile/||/<> NEFRİTİK SENDROM
( Böbreklerde protein kaybı ve ödem. İLE/||/<> Böbreklerde yangılanma ve kanama. )
- NEFS DERECELERİ(ETVÂR-I SEB'A)
( * NEFS-İ SAFİYE/NACİYE//BÂKİYE
^
* NEFS-İ MARZİYE(/MERDİYYE)
^
* NEFS-İ RÂZİYE(/RÂDİYYE)
^
* NEFS-İ MUTMAİNNE
^
* NEFS-İ MÜLHİME
^
* NEFS-İ LEVVÂME
^
* NEFS-İ EMMÂRE )
- NEFS:
(BENİ/SENİ/ONU) İDARE ETMEK İÇİN değil/yerine İDARE EDİLMEK İÇİN
- NEFS:
ÖLMEZ["ÖLDÜRÜLMELİ" değil] ancak TERBİYE (EDİLİR)
- NEFS TERBİYELERİ/AYDINLANMA
(İŞRÂK/ENLIGHTENMENT)/İLİMDE GELİŞME ÖNKOŞULLARI
(EN AZ ÜÇÜ UYGULANMALI)
( * GILLET-İ TAAM(AZ YEMEK)[Az yemek, az uyumaktan daha önemlidir.]
* GILLET-İ MENÂM(AZ UYKU)
* GILLET-İ KELÂM(AZ KONUŞMA)
* UZLET-İ ANİL ENAM(HALKTAN UZAKLAŞMA)
* ZİKR-İ MÜDAM(ZİKİRDE DAİM OLMA)
* FİKR-İ TAMAM(DÜŞÜNCEYİ OLGUNLAŞTIRMA) )
( Hakikati arayın, bulmak için de nefsinizi öldürün! )
( Nefsin beraat ettiremeyeceği suç yoktur. [Yani dikkat etmek ve nefse kanmamak gerekir! )
- NEFS TERBİYESİ ile/ve RUH TERBİYESİ
- NEFS:
VAZGEÇMEK değil TERBİYE ETMEK
- NEFS ile/ve/değil/||/<>/< BİLGİSİZ/LİK / CEHÂLET/CAHİL
- NEFS/KAN ve/> GÖNÜL
( ... VE/> Nefsin imana gelmiş hali. )
( SELF/BLOOD and/> HEART )
- NEFS ile/ve/<> KAN
- NEFS ve/<> KORKU
- NEFS ile LEYH
( Kendi nefsinin siyaseti ile başlayan, kişilerin siyasetini de idrak eder. )
( "Ancak nefis terbiyesi(tehzîb) ve istikâmet üzere olma(takvim) ile ıslah gerçekleşir." )
- NEFS ve/<> MUHÂLEFET
( DİN: MUHALEFETÜN NEFS[Nefsine muhalefet olmak.] )
- NEFS ile/değil/yerine NEFES
( Bilmeyene. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilene. )
- NEFS > NEFÎS
( Nefs'i, nefîs'e taşımak/dönüştürmek gerek! )
- NEFS[Ar.] ile NEFS[Ar.]
( Tükürükle üfleme. Üfleme. İLE Can, yaşam/hayat. | Kişinin yeme-içme gibi dirimsel gereksinimleri. | Kendi, kişi. | Asıl, maya, töz/cevher. | Bir şeyin ta kendi. | Döl suyu. | İç, iç taraf. | Bir kentin içinden olan kişi. )
- NEFS ile NEFS-İ CEBÂBİRE
( BİR ŞEYİN ZÂTI, KENDİ. RUH, CAN, HAYAT, KALB, HEVES | İNSANIN YEME-İÇME GİBİ BİYOLOJİK GEREKSİNİMLERİ | ASIL, MAYA, CEVHER | DÖLSUYU | İÇ, İÇ TARAF | RUHUN MADDEYLE BİRLEŞMESİ )
- NEFS ile/ve NEFSLER
- NEFS ile ŞEYTAN
( ... İLE Kötülüğe meyl/"emir" eden nefs. )
- NEFS ile/ve/<> VİCDAN
( Öğretmeni ol! İLE/VE/<> Öğrencisi ol! )
- NEFSÂNÎ SOHBET ile RAHMÂNÎ SOHBET
- NEFSÂNÎ ile/ve/||/<>/< ŞEHVÂNÎ/ŞEHVETLİ
- NEFSANİYE/T ile ŞEYTANİYE/T
( [Kötülüğü] Kendine yapan. İLE Başkalarına yapan. )
- NEFSİ İÇİN SEYR-Ü SÜLÛK ile/yerine ALLAH İÇİN SEYR-Ü SÜLÛK
- NEFSİ İÇİN SEYR-Ü SÜLÛK ile/yerine ALLAH İÇİN SEYR-Ü SÜLÛK
- NEFSİ:
"TEMİZE ÇIKARMA KAYGISI" ile/değil/yerine/>< TEZKİYE ETME ÇABASI
- NEFS'İ TERK ve/||/<> SABIR ve/||/<>
ZİKİR ve/||/<> TEFEKKÜR
- NEFSÎ ile LAFZÎ
- NEFSÎ ile LAFZÎ
- NEFSÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YÖNTEMSEL
- NEFSİN:
ESİRİ ile/değil/yerine EMİRİ
- NEFSİNDE, RABBİNİ ARAMAK/BULMAK ile/ve/değil/yerine RABBİNDE, NEFSİNİ ARAMAK/BULMAK
- NEFSİNİ BİLEN, RABBİNİ BİLİR ile/ve RABBİNİ BİLEN, NEFSİNİ BİLİR
( Akılsal. İLE/VE Duygusal. )
- NEFSİ/Nİ "ÖLDÜRMEK" değil NEFSİ/Nİ TERBİYE ETMEK
- NEFSİNİ:
"SİLEN" değil/yerine/>< BİLEN
- NEFS'TE:
TABİÎ ile/ve NEFSÎ ile/ve AKLÎ
- NEFS'ÜL EMR:
İRFÂNÎ VE KELÂMÎ ile/ve KOZMOLOJİK VE METAFİZİK ile/ve ONTOLOJİK VE MANTIK
- NEFTİLEŞMEK ile NEFTİLEŞTİRMEK ile NEFT ile NEFTİ ile NEFT YAĞI
- NEFY ile ...
( SÜRME, SÜRGÜN ETME )
- NEFYETMEK ile NEFYEDİLMEK
- NEFZ[Ar.] ile NEFZ[Ar.]
( Saçma, yayma. İLE Meyveli bir ağacı sallama. | Giysinin tozunu silkme. | Hastalık nöbetiyle titreme. | Kur'ân-ı Kerîm'i hatmetme. | Bir şeyi inceleme. )
- NEGATİF/NEGATIVE[İng.] değil/yerine/= EKSİ | OLUMSUZ | YOK
- NEGATİF SAYILAR ile/||/<> POZİTİF SAYILAR
( Negatif sayılar eksi değerler İLE pozitif sayılar artı değerlerdir. Brahmagupta negatif sayıları sistematize etti. )
( Brahmagupta tarafından 628 yılında keşfedildi/formüle edildi. (598-668) (Ülke: Hindistan) (Alan: Matematik, Astronomi) (Önemli katkıları: Negatif sayılar, sıfırla işlemler) )
- NEGATİF/POZİTİF TAM SAYILAR / SAYMA SAYILARI
ile
DOĞAL SAYILAR
ile
GERÇEK/GERÇEL/KARMAŞIK SAYILAR
ile
ORANTISAL/RASYONEL SAYILAR
( -3, -2, -1 / 1, 2, 3, ... ~
İLE
1, 2, 3, ... ~
İLE
-3, -2, -1 0 1, 2, 3, ... ~
İLE
0, 0.1, 0.2, 0.3 ... 0.8, 0.9, 1, 1.5, 2, 2.8, 3, ... ~
)
(
| Sayı Türü | Açıklama | Örnek |
|---|---|---|
| Doğal Sayılar (N) | Sıfır ve pozitif tam sayılar | {0, 1, 2, 3, ...} |
| Tam Sayılar (Z) | Negatif tam sayılar, sıfır ve pozitif tam sayılar | {... -2, -1, 0, 1, 2, ...} |
| Rasyonel Sayılar (Q) | Kesir olarak tanımlanabilen sayılar | 1/2, -3/4, 5 |
| İrrasyonel Sayılar | Ondalık gösterimi sonsuz ve döngüsel(periyodik) olmayan sayılar | √2, π, e |
| Gerçek Sayılar (R) | Rasyonel ve irrasyonel sayıların birleşimi | √2, 3/4, -5 |
| Karmaşık Sayılar (C) | Gerçek ve sanal bölümlerden oluşan sayılar | a + bi (i² = -1) |
| Asal Sayılar | Sadece 1 ve kendine bölünebilen sayılar | 2, 3, 5, 7, 11 |
| Çift Sayılar | 2 ile tam bölünebilen sayılar | 0, 2, 4, 6 |
| Tek Sayılar | 2 ile tam bölünemeyen sayılar | 1, 3, 5, 7 |
| Pozitif Sayılar | 0’dan büyük sayılar | 1, 2, 3, ... |
| Negatif Sayılar | 0’dan küçük sayılar | -1, -2, -3, ... |
| Sıfır (0) | Ne pozitif, ne de negatif olan nötr bir sayı | 0 |
- NEGATİF ile/ve DEZAVANTAJ
( NEGATIVE vs./and DISADVANTAGE )
- NEGATİF değil/yerine/= EKSİ
- NEGATİF ile NEGATİF SAYI ile NEGATİF BÜYÜKLÜK
- NEGATİF/LİK ile/ve İÇEDÖNÜK/LÜK
( NEGATIVE/NESS vs./and INTROVERT/NESS )
- NEGATIVE LOOKING vs. LOOK IN DESPISE
- NEGATIVE :/yerine OLUMSUZ
- NEGATIVENESS vs. DISTRUSTFULNESS/LACK OF CONFIDENCE
- NEGATİVİZM/NEGATIVISM[İng.] değil/yerine/= OLMAZCILIK
- NEGATORY vs. TO REMOVE THE COVERS
- NEGATOSKOP/NEGATOSCOPE[İng.] değil/yerine/= FİLMGÖREÇ
- NEGLECTED ÇOCUK/NEGLECTED CHILD[İng.] değil/yerine/= İLGIDEN YOKSUN ÇOCUK
- NEGLEKT/NEGLECT[İng.]/İHMAL[Ar.] değil/yerine/= BOŞLAMA
- NEGLIGENT vs. NEGLIBLE
- NEGOTIATE :/yerine MÜZÂKERE ETMEK
- NEGOTIATION :/yerine MÜZÂKERE
- NEHÂR[Ar.] ile YEVM[Ar.]
- NEHİR[Ar.] değil/yerine/= IRMAK
- NEHİR ile NEHİR ROMAN
- NEHK[Ar.] ile NEHK[Ar.]
( Yıpratma/yıpranma. | Bir şeyi aşırı ölçüde kullanma. | Cezalandırma, işkence etme. | Zayıflayıp güçten düşme. İLE Eşek anırtısı. )
- NEHM[Ar.] ile ...
( Horlayarak soluma, hırıltılı soluk alma. | Kükreme. )
- NEHS/NEHŞ/NEHŞE[Ar.] ile ...
( Yılan sokması. )
- NEHY ile ...
( YASAK ETME )
- NEHY ile GÜNAH
( Olumsuzluk. | Yasaklama. İLE ... )
- NEHZ/NEHZÂT[Ar.] ile NEHZAT[Ar.]
( Davranma, kalkışma. İLE Hareket, yola çıkma. )
- NEIGHBOR :/yerine KOMŞU
- NEIGHBORHOOD :/yerine MAHALLE
- NEITHER :/yerine HİÇBİRİ
- NEKABET["ka" uzun okunur] ile NEKÂBET[Ar.]
( Ululuk, bir topluluğun durumunu takip eden büyük kimselerin durumu/özelliği. | Belirli kesimlerin başları. | Sapma, vazgeçme, yön değiştirme. İLE Dönme, vazgeçme, cayma. )
- [ne yazık ki]
NE KADAR, KENDİMİZİ "DÜŞÜNÜYORSAK" ile/ve/||/<>/> O KADAR, İŞTEN/SORUMLULUKTAN KAÇMAK/ÇALMAK
- NEKÂHET değil/yerine/= İYİLEŞME
- NEKÂHET ile LOĞUSA[< Yun. LOKHUSA]
- NEKAİS[Ar. < NAKÎSA]["ka" uzun okunur] ile NEKAİZ[Ar. < NAKÎZA]["ka" uzun okunur]
( Eksiklikler, noksanlar. İLE Birbirine zıt olan, birbirini çelen şeyler. )
- Nekîr[< NEKRE] ile ...
( BİLİNMEMİŞ ŞEY, ÖRTÜLÜ OLAN | SORGU MELEKLERİNDEN BİRİ [öbürü "MÜNKİR"] )
- NEKÎR[>< MA'RUF] >ile Nekîr[Ar. < NEKRE] >ile NEKR[Ar.]
( Bilinmemiş şey. İLE Mezarda ölüleri sorguya çekecek olan iki melekten birinin adı. | Tanınmamış, inkâr edilmiş. İLE Zeki, anlayışlı, akıllı. )
- NEKL[Ar.] ile NEKR[Ar.]
( ... İLE Zeki, anlayışlı, akıllı. )
- NEKROFİL ile NEKROFİLİ
- NEKROPSİ/NECROPSY[İng.] değil/yerine/= ÖLÜ AÇIMI
- NEKROZ/NECROSIS[İng.] değil/yerine/= DOKU ÖLÜM
- NEKS[Ar.] ile NEKS[Ar.] ile NEKS[Ar.] ile NEKZ[Ar.]
( Çok çekinme, kaçınma. İLE Ters çevirme, başaşağı etme, altüst etme. | Geri dönme. | Hastalığın geri dönmesi, depreşmesi.[NÜKS] İLE Ayırma, parçalama, parçalara bölme. İLE Çok çabalama, gayret etme. )
- NEKTAR[Fr. < NECTAR] değil/yerine/= BAL ÖZÜ
- NEKTAR BİRA FABRİKASI :
( Büyükdere'deki ilk sanayi kuruluşu idi. Fabrika Nectar Browery Biracılık Compay Limited (Nektar Biracılık Limited Şirketi) adıyla açıldı. 1909'da açılan fabrika 1930'da kapatıldı. Sonraları bira fabrikası arsası üzerine Tekel Kibrit Fabrikası kuruldu (bkz. Tekel Kibrit Fabrikası, Elbe Orman). )
- NEKTARYUMLAR, NEKTAR[Fr. < NECTAR](BALÖZÜ) SALGILAYAN YAPILAR = A'ZÂ-İ NEKTÂRÎYE = NECTAIRES
- NELER DOĞAR ve/||/<>/< GÜN DOĞMADAN
( Gün doğmadan, neler doğar. )
- NELER NELER
- NE-LİK ile/ve NİTELİK ile/ve İLİŞKİLERİ
- NE'LİK(SİZ) ile/ve NİTELİK(SİZ)
- NEM ile BAĞIL NEM
( ... İLE Bir m³ hava içinde bulunan su buharı ağırlığının, aynı koşullardaki havanın doymuş su buharının ağırlığına oranı. )
- NEM <> GAM
( Duvarı yıkar. <> İnsanı yıkar/bitirir[/öldürür]. )
( HUMIDITY/MOISTURE <> SORROW )
- NEM ile GÖNEN
( ... İLE Ekilecek toprağın sulandırılması. | Nem, rutubet. | Nemli toprak. )
- NEM ile ÖL/HÖL
( ... İLE Toprağın nemi, yaşlık. )
- NEMALANMAK ile NEMALANDIRMAK ile NEM ile NEMA ile NEMF ile NEME GEREK ile NEME LAZIM ile NEME GEREKÇİ/LİK ile NEME LAZIMCI/LIK ile NEME YÖNELİM
- NEMBUTSU[Jap.] ile ...
( Buda'nın adı anılarak kazanılacağına inanılan kurtuluş yolu; Arık Ülke(Jodo, Shin) Budizmi'ni anlatmak için kullanılır. Namu Butsu(Buda Adına) biçiminde Buda'nın adının anılmasından oluşan bir sözcük. )
- NEME" değil NEYİME LÂZIM?
- NEMEK[Fars.] ile TUZ
( TUZ )
- NEMES:
YELE ile/ve KOBRA BAŞI ile/ve RADAR
- NEMESE/HEMS[Ar.]/WHISPER[İng.] değil/yerine/= FISILDAMA
( Fısıldama. )
- NEMLENDİRİCİ ile NEMLENDİRİCİ KREM
- NEMLENMEK ile NEMLENDİRMEK
- NEMLİ HAVA ile/ve KURU HAVA
( Deriyi yumuşatır ve gövdedeki nemi artırır. İLE/VE Gövdeyi inceltir, deriyi kurutur. )
- NEMLİ ile ISLAK
( [nesne/kumaş] Sıkıldığında damla akmayabilir. İLE Sıkılırsa damlalar oluşur. )
( HÖL )
( RATIP ile MÜBTELL )
- NEMLİ ile NEMLENDİRİCİ ile NEM
( HUMID vs. HUMIDISTAT vs. HUMIDITY )
( نمدار ile داراي رطوبت ile رطوبي ile نمناک ile شرجي ile مرطوب ile نم سنج ile نمداري ile رطوبت )
( NAMDAR ile DARAY ROTUBAT ile ROTUBY ile NAMNAK ile شرجي ile MORTUB ile NAM SANJ ile نمداري ile ROTUBAT )
- NEMLİ ile NEMLENDİRMEK ile SÖNÜMLEMEK ile NEM
( DAMP vs. DAMP OFF vs. DAMPEN vs. DAMPNESS )
( مرطوب ساختن ile داراي رطوبت ile نمدار ile نمناک ile نمسار ile رطوبت پس دادن ile نم زدن ile مرطوب شدن ile نمدار کردن ile مرطوب کردن ile نمناک کردن ile نمساري ile نمناکي ile رطوبت )
( MORTUB SAKHTAN ile DARAY ROTUBAT ile NAMDAR ile NAMNAK ile نمسار ile ROTUBAT PES DADAN ile NAM ZADAN ile MORTUB SHODAN ile NAMDAR KARDAN ile MORTUB KARDAN ile NAMNAK KARDAN ile نمساري ile NAMNAKY ile ROTUBAT )
- NEMRUT ile/değil YESEMEK
- NEMRUTLAŞMAK ile NEMRUT/LUK
- NEMRUTLUK ile MESAFELİLİK
- NEMRUT/LUK ile YÜZÜ/SURATI ASIKLIK
- NEM[Fars.]/RUTUBET[Ar.] değil/yerine/= YAŞLIK
( Havada bulunan su buharı. | Hafif ıslaklık. )
- NEMSE/NEMÇE ile/||/<> ULAH
( Avusturya'ya ve halkına verilen ad. İLE/||/<> Romanya yerli halkına verilen ad. )
- NE/NEGÜ/NÜ ile NE/MA[Ar.] ile NEÇE ile NEME ile NEÇÜK/NELÜK ile NEREK ile NETEG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ne? İLE Acaba öyle mi? İLE Kaç? İLE Bilmem. İLE Niçin? İLE Ne gerek? İLE Nasıl? )
- NENG ile/ve/||/<>/> NENG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Nesne, şey. İLE/VE/||/<>/> Mal ya da zenginlik. )
- NEO-KLASİK (TÜRK) ile/||/<> NEO-KLASİSİZM
( XIX. yüzyıl sonları ve XX. yüzyıl başlarında bir sanat akımı. Eski Türk ve İslâm sanatından alınmış mimari ve süsleme öğelerinin kullanılması ile ortaya çıkan ilk ulusal akım. İLE/||/<> XVIII. yüzyılın ikinci yarısında Almanya'da ortaya çıkan, ancak Fransa'da daha çok uygulanma olanağı bulan ve antikiteden esinlenerek klasik formlara dönüşü amaçlayan sanat anlayışı ve üslûbu. )
- NEOLİBERALİZM ve/=/||/<> "ZENGİNLER İÇİN SOSYALİZM"
- NEOLİBERALİZMDE
ESNEKLİK VE SONUÇLARI:
GÜVENCESİZLİK ve/||/<> BELİRSİZLİK
- NEOLİTİK DEVRİM ile/||/<> SANAYİ DEVRİMİ
( Neolitik devrim tarıma geçiş İLE Sanayi Devrimi makineleşme geçişidir. Neolitik devrim 10 bin yıl sürdü İLE Sanayi Devrimi 200 yılda gerçekleşti. İki devrim insan yaşamını kökten değiştirdi İLE Neolitik devrim yerleşik yaşam İLE Sanayi Devrimi kentleşme getirdi. )
( V. Gordon Childe tarafından 1936 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1892-1957) (Ülke: Avustralya/İngiltere) (Alan: Arkeoloji) (Önemli katkıları: Neolitik Devrim kavramını ortaya attı, kentsel devrim teorisi, kültürel evrim yaklaşımı) )
- NEOLİTİK ZİHİNSEL DEVRİM ile/||/<> NEOLİTİK EKONOMİK DEVRİM
( Neolitik zihinsel devrim bilişsel ve sembolik dönüşüm İLE neolitik ekonomik devrim tarım ve hayvancılık geçişidir. Cauvin zihinsel devrim tarım öncesi İLE Childe ekonomik baskı zihinsel değişime yol açtı der. Göbeklitepe zihinsel devrim İLE geleneksel görüş ekonomik devrim önceliği verir. )
( Jacques Cauvin tarafından 1994 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1930-2001) (Ülke: Fransa) (Alan: Arkeoloji, Prehistorya) (Önemli katkıları: Neolitik zihinsel devrim teorisi, sembolicizmin tarım öncesi gelişimi, Yakındoğu Neolitik Çağı araştırmaları) )
(1996'dan beri)