Bugün[15 Kasım 2025]
itibarı ile 40.058 başlık/FaRk ile birlikte,
40.058 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(66/162)


- HUŞ, PROF. DR. SAVNİ (KASTAMONU, 1911 - 1996) :

( Üniversite öğretim üyesi. İlk ve orta eğitimini Kastamonu'da gördü. 1930'da Yüksek Orman Mektebini girdi ve 1933 yılında Orman mühendisi olarak mezun oldu. Bir süre Orman Teşkilatında ve Zonguldak'ta çalıştı. Sonra 1935'te Tarım Bakanlığı tarafından Odun Kimyası öğrenimi görmek ve doktora çalışması yapmak üzere Almanya'ya gönderildi. Burada "Dresten Tehnische Hochschule" de kimya öğrenimi gördü. II. Dünya Savaşı çıkması üzerine 1939'da yurda döndü ve Yüksek Ziraat Enstitüsü Orman Fakültesine asistan olarak atandı. 1940'da tekrar Almanya'ya gönderildi ve devam ettiği Kimya Mühendisliği Bölümünü bitirdi. Aynı zamanda Tharandt Orman Yüksek Okulunda "Sığla Ağacının Ormancılık Bakımından Önemi ve türk Sığla Yağının Kimyasal Araştırılması" konulu doktora tezi ile doktor unvanını aldı. Yurda döndü ve 1941 - 1943 yılları arasında askerlik görevini yapan Huş, tekrar Orman Fakültesi Orman Mahsullerinden Faydalanma kürsüsünde çalışmaya başladı ve 1946'da şef asistanlığa atandı. 1950'de "Fıstık Çamından Terebantin Elde Etme Metotları ve Fıstık Çamı Terebantininin Bazı Kimyasal Özellikleri" konulu tezi ile "Üniversite Doçenti" oldu. Bilahare 26.01.1957'de Profesörlüğe.1961 yılına kadar Orman Mahsuleri Kimyasi Kürsüsünde başkan olarak görev yaptı. Akademik çalışmaları yanında üç dönem Orman Fakültesi Yönetim Kurulu Üyeliği, iki dönem İ.Ü. Senatosunda Or. Fakültesi Temsilciliği yaptı ve ayrıca Orman Fakültesinde üç Dekana al ay kadar vekalet etti. )


- HUŞ ile HUŞ

( Gürgengillerden, kerestelik bir ağaç cinsi. İLE Yemen'in bir kenti. )

( BETULA cum ... )


- HÛŞENK[Fars.] ile Hûşenk[Fars.]

( Akıl, idrak, iz'an. İLE Siyam bin Kiyumerz'in oğlu ve Câvidân Hurd'un yazarı/müellifi. )


- HÜSEYİN EFENDİ :

( Sarıyer muhtarı olarak görev yaptı, 1913 sonbaharında olan Büyük Sarıyer Selini ilgili makamlara bildiren heyette var. )


- HÜSEYİN EFENDİ :

( Rumelikavağında bakkaldı, muhtar olarak görev yaptı. )


- HÜSEYİN PAŞA (AĞA) ÇEŞMESİ :

( Yeniköy - Tarabya sahil yolunda ve Kalender mevkiinde bulunan bu çeşmenin (H.1241, M.1825) sahil yolunun genişletilmesi sırasında yıkıldığı "İstanbul Çeşmeleri" kitabında bildirilmektedir. )


- HÜSEYİN SIRRI PAŞA ÇEŞMESİ :

( Bu çeşme Rumelikavak mezarlığı içindedir. (H.1312, M.1894. Çeşmenin ayna taşının üst kısmındaki levhada Süleyman Sırrı Paşa hakkında bilgi yer almaktadır. Çeşmenin su kaynağı vardır fakat suyu yoktur. Çeşmenin kitabesinde şöyle yazmaktadır: ... Ve min - el kulle şeyhin hayy" Dördüncü Ordu - yu Hümayun Topçu Livası iken Doksan üç senesinde Henkam - ı Muharebede vefât eden Hüseyin Sırrı Paşa'nın namına olarak işbu çeşmesar tecdid olundu. Mevla'yı mutel ummet - i Muhammediye'nin cümle geçmişleriyle beraber merhum mumaileyhin ve refika - ı merhumesiyle hanedanından bu alem - i faniye gelip geçenleri mağfireti ilahiyesine mazhar buyursun. Muharrem - ül Haram, 1312 sene (1894, Celaleddin)". )


- HÜSÜN[Ar. < HÜSN] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< CEMÂL[Ar.]

( Görünüşün/sıfatın güzelliği. | Bezenerek, bir etkiyle oluşturulan güzellik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Var olanın/oluşun, özün[zât] "güzelliği". )


- HÜSN ile/ve/> IŞK ile/ve/> HÜZN

( Güzellik. İLE/VE/> Aşk. İLE/VE/> Tasa. )


- HÜSN[Ar.] ile KASÂMET[Ar.]


- HÜSN[Ar.] ile SABÂHAT[Ar.]


- HÜSN[Ar.] ile VEDÂET[Ar.]


- HÜSN[Ar.] ile VESÂMET[Ar.]


- HÜSNÜ ERTUĞRUL ve/||/<>/> MUHSİN ERTUĞRUL

( )


- HÜSN-Ü NİYET değil/yerine/= SAĞİSTEM

( İyi niyet. )


- HÜSNÜNİYET değil/yerine/= İYİCİLLİK


- HÜSRAN ve HASRET


- HÜSRANINI BELİRTMEK/BİLDİRMEK:
"TEPKİ" ile/değil PAYLAŞIM


- Hüsrev[Fars.] ile HÜSREV[Fars.]

( Yapıtlarını Farsça yazmış bir Türk şairi ve edîbi.[1253-1325, Hindistan] | Hüsrev ü Şîrîn masalının eril kahramanı. İLE Sultan, padişah, hükümdar. )


- HUSÛF (NAMAZI) ile/ve/||/<> KUSÛF (NAMAZI)

( Ay tutulması [sırasında kılınan özel bir namaz]. İLE/VE/||/<> Güneş tutulması [sırasında kılınan özel bir namaz]. )

( Kadın ve erkek herkes için sünnettir. İLE/VE/||/<> Sünnet-i müekkededir ve cemaatle kılınması daha faziletlidir. )

( Sessiz[sırrî] olarak kılınır. İLE/VE/||/<> Açıktan[cehri] okunur. )

( Bireysel olarak da cemaatle de kılınabilir. İLE/VE/||/<> Hutbe ile birlikte kılınabilir. )


- HUSÛF ile HUSÛF/HUŞÛF[ÇOĞ. HUŞEF]

( Ay tutulması. İLE Eli çabuk, hızlı. | Geceleyin yola giden deve. )


- HUŞÛ'(-HUZÛ) -ile


- HUSÛL[Ar.] değil/yerine/= ÜREME, TÜREME, ORTAYA/MEYDANA ÇIKIŞ


- HUSÛSEN değil/yerine/= ÖZELLİKLE


- HUSÛSÎ MAHİYET ARZEDEN, EF'AL-İ BEŞERİYE:
ÖLÜYE AİT ile/ve/||/<> DİRİYE AİT

( Miras. İLE/VE/||/<> Ceza hukuku. || Muamelât[Medenî, Borç ve Ticaret Hukuku] || Evlilik/İzdivaç )


- HUSUS/U ile/ve/||/<>/> HUKUK/U


- HUŞUYLA ile/ve/||/<> AŞKININ SARHOŞUYLA

( )


- HUT, TAYFUN ( SARIYER, 1967) :

( Sarıyer altyapısından yetişti, yaş gruplarında oynadıktan sonra profesyonel takım kadrosuna alındı (1986). 17 lig, 1 amatör lig, 39 Ümit - PAF ligi ve 4 kupa maçı olmak üzere 61 resmi ve ayrıca 12 özel maçla birlikte toplam olarak 73 maçta lacivert - beyazlı formayı giydi. Ümit takım maçlarında 3 gol attı, 1 kez A milli takımda yer aldı. Muğlaspor'a transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. )


- HUTBE ile HUTBE İRÂD ETME


- HÜTÛL[Ar.] ve HÜTÛN[Ar.]

( Sürekli yağmur yağma. İLE Sürekli yağmur yağma. )


- HUVE KAMÎNUN BİHİ[Ar.] ile HUVE HARİYYUN BİHİ[Ar.] ile HALÎKUN BİHİ[Ar.] ile CEDÎRUN BİHİ[Ar.]


- HÜVEYZA[Ar.] ve HÜVEYDÂ[Ar.]

( İç sürgünü, ishal. Kolera ishali. İLE Açık, apaçık, belirli, âşikâr. )


- HÜVİYET ile/ve/||/<>/> HÜRRİYET


- HUY değil/yerine/= ALIŞKI/ÂDET[Ar.]


- HUY[Aniden "gelen"/çıkan.] değil/yerine/>< ERDEM


- HUY ile/ve/||/<>/> OYUN/U


- HUY ile/ve/değil/yerine TUTUM


- HÜYÂM[Ar.] ile HÜYYÂM[Ar. < HÂİM]

( Azgınlık. [HÜYÂM-İ RAHM/NEMFOMANİ: Hanımlarda.] İLE Sevgiden şaşırmış olanlar. )


- HUYGENS İLE FERMAT İLE SNELL ile/||/<> DALGA PRENSİPLERİ

( Dalga yayılımının temel ilkeleri. )

( Formül: n₁ sin θ₁ = n₂ sin θ₂ )


- [NE YAZIK Kİ]
HUYSUZ ile/ve/||/<>/> GEÇİMSİZ


- HUYSUZLAŞMAK ile/değil HUYSUZLANMAK


- HUYU-SUYU (ANLAŞILMAMAK)


- HÜZN[Ar.] ile KEÂBET[Ar.]


- HÜZN[Ar.] ile KERB[Ar.]


- HUZÛ'[Ar.] ile HUZÛR[Ar.]

( Alçakgönüllülük. İLE Hazır bulunma. | Rahat/lık. )


- HÜZÜN VE ÜZÜNTÜ ile/ve ÜMİT VE KAYGI

( Geçmişte. İLE/VE Gelecekte. )

( AHZEN: Çok hüzünlü, kederli. )

( In the past. vs./AND In the future. )

( MELANCHOLY AND SORROW/GRIEF vs./and HOPE AND ANXIETY )


- HÜZÜN ve/<> HAZİNE


- HUZUR/BARIŞ/BİRLİK/DİRLİK SAĞLA(T)MAK:
SÖZLERLE ile/ve/<>/> YAPILANLARLA ile/ve/<>/> VAROLUŞLA

( Ne söylemeyeceğini bilerek. İLE/VE/<>/> Ne yapmayacağını bilerek. İLE/VE/<>/> (hiçbir şey söylemesen ve yapmasan bile) Varoluşun, yeterlidir![ve de bunu sürekli anımsayarak!] )


- Huzur için DİNLE!!!


- HUZUR, İSLÂMDADIR ile/ve/değil HUZUR, TESLİMİYETTEDİR


- HUZUR MAHALLESİ :

( Şişli ilçesi sınırları içindeydi. 2012'de çıkan "Belediyeler Birliği Kararnamesi" ile Sarıyer'e bağlandı. )


- HUZUR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAM


- HUZUR ve AZAP

( Huzur, el-pençe divân durmak değil, azaptır. )


- HUZUR ile/ve/||/<>/< DÜZEN


- HUZUR ile/ve/||/<>/> HUŞÛ


- HUZUR ve/<> SEVİNÇ


- HUZUR ile/ve SÜKÛN


- HUZÛR ve/||/<> SÜRÛR


- HUZUR ve/<> YARATICI SÜREÇ


- HUZUR ve/<> ZEVK ve/<> AŞK


- Huzurda DİNLE!!!


- Huzurda SUS!!!


- HUZUREVİ değil/yerine YAŞAMEVİ


- Huzurlu SUS!!!


- HUZURSUZ/LUK ile RAHATSIZ/LIK

( Her insan huzur verir. Kimileri gelince, kimileri gidince. )


- HUZURSUZLUK ile/ve/<> SIKINTI

( Dıştakilerden kaynaklı. İLE/VE/<> İçeride olanlar. )


- HUZURSUZLUK >< UYGARLIK


- Huzursuzsan DİNLE!!!


- HUZURUNDA OLMAK ile/ve HUZURUYLA OLMAK

( HUZURUNA, HUZURUNDAN GÖNDERDİĞİN GİBİ DÖNMEYİ NASİP ET! )


- HUZUVÂNE[Ar.] ile NAHVE[Ar.]


- HYAL-/HYALO- ile/||/<> HYL-/HYLE-/HYLO-

( Camsı, cam gibi. İLE/||/<> Nesne, odun. )


- HYDROGEN İLE HALOGEN İLE Π-Π İLE C-H···Π ile/||/<> ZAYIF ETKİLEŞİMLER

( Moleküller arası kovalent olmayan bağlar. )

( Formül: E ∝ 1/r⁶ )


- HYGİ- ile/||/<> -İA ile/||/<> -İASİS/-ASİS/SİS- ile/||/<> -İATRİCS/-İATR/-İATRY ile/||/<> -İTİS ile/||/<> NOS-/NOSO-/NOSUS- ile/||/<> PATH-/-PATH/-PATHİA/-PATHİC/PATHO-/-PATHY ile/||/<> THERAP- ile/||/<> PHLOGO- ile/||/<> CAUST-

( Bir durumu, patolojik durumu anlatan son ek. İLE/||/<> Etki ve gelişim süreci, hastalık, patolojik durum. İLE/||/<> Sayrılığın sağaltımıyla ilgili, iyileşme. İLE/||/<> Sayrılık, özel bir bölümün yangısal durumu. İLE/||/<> Sayrılık, özel bir bölümün sayrılık durumu. İLE/||/<> Sağlık. İLE/||/<> Bir sayrılık ilgili, sayrılığa ait, sayrı. İLE/||/<> Sağaltım ile ilgili. İLE/||/<> Yangı ile ilgili. İLE/||/<> Yanma. )


- HEYULA[Ar.]["HEYHULA" değil!]/HYLE[Yun.] ile NESNE, ŞEY | BİÇİMİ OLMAYAN NESNE, ŞEY


- HYPN-/HYPNO- ile/||/<> NARCO-/NARE- ile/||/<> SOMN-/SOMNİ-/SOMO-/-SOMNİA

( Uyku. İLE/||/<> Uyku durumu; uyuşukluk, cansızlık, sersemlik. İLE/||/<> Uyku. )


- HZ. ÂDEM ve/<> HZ. MUHAMMED

( Çekirdek. VE/<> Meyve. )


- HZ.) ÂDEM ile/ve İNSAN

( Tanrı ve beşer/insan ile ilişki kurabilen. İLE/VE Beşer/insan ve Tanrı ile ilişki kurabilen. )


- HZ. EBÛ BEKİR CAMİLERİ ile/ve/değil/yerine HZ. ÖMER CAMİLERİ


- HZ. İBN ARÂBÎ ve/||/<> AZİZ PAVLUS (SEYAHATNÂMELERİ)


- HZ. İSA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SOKRATES

( Sevgi > Saygı > Hakikat. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Hakikat > Saygı > Sevgi. )

( Kişi üzerinden. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Kavram[olgu/bilgi/felsefe/bilim] üzerinden. )


- HZ. MEVLÂNÂ:
GÖZLENİLEN ile/ve/||/<> ÖZLENİLEN ile/ve/||/<> GİZLENİLEN ile/ve/||/<> İZLENİLEN


- HZ. MUHAMMED ile/ve HAKİKAT-İ MUHAMMEDİYE

( MUHAMMED: ÖVGÜYE LAYIK [HİÇKİMSEYİ/ŞEYİ DIŞARIDA BIRAKMAYAN ÖVGÜ] )

( ALİ KAPISINDAN GİRMEDEN, HAYÂ KAPISINA UĞRAMADAN, ADÂLETİ BİLMEDEN, SIDDIKİYET SÜTUNUNA MÜRACAAT ETMEDEN KUBBE-İ MUHAMMEDİYE OLMAZ )


- HZ. MUHAMMED ile/ve/<> HZ. ALİ

( Kaşlarının arası. İLE/VE/<> Gözlerinin karası.
[ Yaktı beni, yaktı beni | Kaşlarının arası, gözlerinin karası | Yaktı beni ] )


- HZ. MUHAMMED('İN):
"GÖLGESİ YOK/TU" değil KENDİNİ GÖVDE OLARAK DÜŞÜNMEZ/Dİ


- HZ. YÛŞA TÜRBESİ ile UZUN EVLİYA TÜRBESİ


- HZ. BİLAL HABEŞİ CAMİİ :

( Hz. Bilal Habeşi Camii Huzur mahallesinde olup Aşık Şenlik Caddesinde dir ve kapı Nosu 14' dür. )


- I. ABDÜLHAMİT CAMİSİ ile/ve II. ABDÜLHAMİT CAMİSİ

( Beylerbeyi'nde. İLE/VE Yıldız'da. )


- POLİNOM DENKLEMLERDE:
I. DERECE ve/<> II. DERECE ve/<> III. DERECE ve/<> IV. DERECE ve/<> V. DERECE

( x + b = 0 ise x = - b

VE/<>

x² + bx + c = 0 ise
1. [ -b + √¯(b² - 4c)] / 2
2. [ -b - √¯(b² - 4c)] / 2
[eğer b² - 4c = 0 ise iki formül de aynı sorucu verir.] )


- I vs. ME/TOOL/VEHICLE


- I. RÖNESANS ile/ve II. RÖNESANS


- I. TANZİMAT ile/ve/||/<>/> II. TANZİMAT ile/ve/||/<>/> SERVET-İ FÜNÛN ile/ve/||/<>/> FECR-İ ÂTÎ ile/ve/||/<>/> MİLLÎ EDEBİYAT

( )


- I. VİYANA OKULU ile/ve/<> II. VİYANA OKULU


- î ile -i


- İADE[Ar.] ETMEK değil/yerine/= GERİVERİ/GERİ VERMEK/ÇEVİRMEK


- İADE ve/> İKÂME


- İADE[Ar. < AVD] >< MÜSÂDERE[Ar. < SUDÛR | çoğ. MÜSÂDERÂT]

( Geri gönderme/çevirme. | Eski/önceki durumuna getirme. | Karşılık yapma. | Birinci dizenin son sözcüğünü, ikinci dizenin başında tekrarlayarak yazılan şiir. >< Tanzimat'tan önce, herhangi suçlu birinin malının, hükümetçe, sultan adına alıkonulması. | Yasak bir şeyin, yasaya uygun olarak alıkonulması/zabtı, zoralım. )

( CONVERSION/RETURN >< CONFISCATION )


- İADE ile/değil SINIRDIŞI ETME

( GERİ GÖNDERMEME İLKESİ[NON REFAULEMENT] )


- İADE ile/ve/||/<> TEÂKÜB ile/ve/||/<> TECEDDÜD


- İ'ADE[Ar.] ile TEKRÂR[Ar.]


- İÂLE[Ar.] ile İÂNE[Ar.]

( Çocuğun nafakasını sağlama. İLE Yardım için toplanan para, yardım parası. )


- Allah'tan ise senin yetersiz diline/sözüne/onayına kalmayacağını anımsa da ona göre KONUŞ!!!


- İÂNE ile İÂRE ile İÂŞE ile İBÂTE

( Yardım. | Yardım amacıyla toplanan para. İLE Eğreti verme, ödünç verme. İLE Yedirip içirme, besleme, bakma. İLE Barındırma. )


- İ'ÂNE[Ar.] ile NUSRET[Ar.]


- İ'ÂNE[Ar.] ile TAKVİYE[Ar.]


- İBÂ'[Ar.] ile İBÂ[Ar.]

( Çekinme, razı olmama. | İğrenme, tiksinme. İLE Tiksinme, tiksindirilme. )


- İBÂ'[Ar.] ile KERÂHET[Ar.]


- İBÂ'[Ar.] ile MUZÂDDE[Ar.]


- İBÂD[Ar. < ABD] ile İBÂD[Ar.] ile İB'ÂD[Ar. < BU'D]

( Kullar, abidler. | İbâdet edenler. | Çok bol, bereketli. | Müslümanlığın başlangıcından önce Irak'ta Hira devletine oturmuş bulunan Hristiyanlar. İLE Bacaklarda, diz ekleminin iç tarafındaki büyük damar. İLE Uzaklaştırma, uzaklaştırılma. | Kovma, tard etme. )


- İBÂDET:
GÖZ İLE ve/||/<>/< DİL/LİSAN İLE ve/||/<>/< KONUŞMA/KÂL İLE

( Belleyerek, hıfz ile. VE/||/<>/< Sadakat/sıdk ile. VE/||/<>/< Düşünce/fikir ile. )


- İBÂDET[çoğ. İBÂDÂT] -ile

( Sevgiliyi göreyim de, ona hizmet etmeyeyim mi? )

( Aslı, üç erkân üzeredir: Göz[hıfz ile]. VE Dil/lisan[Sıdk ile]. VE Konuşma/kâl[düşünce ile]. )

( Allah'a, ârif olmak. )


- İBÂDET/BULUŞMA/TOPLANMA YERLERİ'NDE:
CAMİ/MESCİD ile/ve CEMEVİ ile/ve KİLİSE(< EKLESIA | BÎA[Ar. çoğ. BİYÂ'], DEYR[Fars.] ) ile/ve HAVRA[İbr.]/SİNAGOG[Yun.]/TABERNACLE ile/ve BURKAN EVİ/PAGODA[< OHATAGORBA/DATUGARBA (< GORBA/GARBA[< RAHİM/UTERUS])], VİHARA ile/ve ŞRAYN/SHRINE ile/ve PRASADA ile/ve ZİGURAT ile/ve (DOĞA) ile/ve FU YUN-SE ile/ve GÜNEŞ MÂBEDİ

( İslâm'da. İLE/VE Alevilik'te. İLE/VE Hristiyanlık'ta. İLE/VE Yahudilik'te/Kabala'da. İLE/VE Burkancılık'ta/Budizm'de. İLE/VE Şintoculuk'ta. [Buda heykeli bulunmaz] Mezopotamya'da, Sümerler'de ilk tapınaklardır. İLE/VE Hind mâbedi. İLE/VE Şamanlık'ta. İLE/VE Şamanlık'ta.[Çinlilerin verdiği addır.] İLE/VE Dünyadaki 7 güneş mâbedinden 4'ü Türkiye'de, Fırat'tadır. )

( HOCA/DRUİT/MAKA[Tatarca] ile/ve DEDE/DEDE-BABA ile/ve PAPAZ ile/ve HAHAM ile/ve GURU, LAMA ile/ve ... ile/ve ... ile/ve "BÜYÜCÜ/ARRÂFE" ile/ve ... ile/ve KAM ile/ve ... )

( SANAL CAMİLER )

( GELENEKTEN GELECEĞE CAMİLER - SÜLEYMAN FARUK GÖNCÜOĞLU, ZELİHA KUMBASAR )

( Hünkâr[Sultan] Mahvil'lerinin girişi Kıble'dedir. )

( Yüreğinde bir tapınağı olmayan, hiçbir tapınakta bulamaz yüreğini! )

( CAMİLERİN İLGİNÇ ÖYKÜLERİ... )


- İBÂDET ve CÖMERTLİK

( İBÂDETLE, BULANLAR BULDU HAKK'I İBÂDETSİZ, KİMİN VAR HAKK'TA HAK'I )


- İBÂDET ile/ve/||/<>/< İŞTİYÂK


- [hem] İBÂDET ile/ve/hem de/ya da/||/<> NEDÂMET


- İBÂDET ve/||/<> NEFSİNİ DÜZELTMEK


- İBÂDET ile/ve RİTÜEL

( İkisi de seyirlik değildir, doğrudan katılımı gerektirir. )

( )

( WORSHIP vs./and RITUEL )


- İBÂDET ve/||/<>/>/< SADED


- 'İBÂDET[Ar.] ile TÂ'AT[Ar.]


- İBÂDET ile/ve TAAT ile/ve İTAAT

( SAAT-İ VAHİDEDİR ÖMÜR CİHÂN SAAT-İ TAATE SARF EYLE HEMÂN )

( PUJA ile/ve ... ile/ve ... )


- İBÂDET ve/<> TEVHİD

( Hizmet. VE/<> Birlik. )


- İBÂDET ve/<>/= VAROLANA VE KİŞİLERE HİZMET ETMEK

( İBÂDET: Sevgiliyi göreyim de, ona hizmet etmeyeyim mi? )

( Kazası/ertelemesi vardır. VE/||/<> Kazası/ertelemesi yoktur. )


- İBÂDETTEN ÖNCEKİ TÖVBE/İSTİĞFAR ile İBÂDETTEN SONRAKİ TÖVBE/İSTİĞFAR


- İBADULLAH ile İBADUSULTAN

( KURB-İ SULTÂN, ATEŞ-İ SÛZÂN )


- İBÂHE[Ar.] ile İBÂHE/T[Ar.]

( Ateşi söndürme. İLE Mubah kılma, helâl kılma, bir işin yapılıp yapılmamasını serbest kılma. )


- İBÂRÂTLAR ile/ve İŞÂRÂTLAR ile/ve LETÂİF/LER ile/ve HAKÂİK/LER ile/ve MESEL/LER


- 'İBÂRE[Ar.] ile KELÎME[Ar.] ile KAVL[Ar.]


- İBARET/MÜREKKEP değil/yerine/= OLUŞAN


- İBÂRET ile/ve/<> İBRET


- İBÂRETU 'ANİ'Ş-ŞEY'İ[Ar.] ile İHBÂRU 'ANHU[Ar.]

( Bir sözü söylemek. İLE Ondan haber vermek. )


- İBDÂ[Ar.] ile İBDÂ[Ar.] ile İBDÂ[Ar.]

( Örneksiz olarak bir şey meydana getirme, yaratma. | [edebiyatta] Yeni ve güzel bir eser meydana getirme. İLE Yoktan ortaya koyma, icad. İLE Bir kimsenin, kârı tamamen kendine ait olmak üzere, bir başkasına sermaye vermesi. | Sorulan şeye iyi yanıt verme, güzel söz söyleme. | Kandırma. )


- İBDÂ[Ar.] ile/ve/||/<>/> İBKA'[Ar.]


- İBDÂ[Ar.] ile İCÂD/İCÂT[Ar.]

( Yoktan, ortaya koyma. İLE Var etme. | Yeniden bir şey çıkarma. | Yeni bir düşünceyi, yeni bir konuyu, zihinde bulma. )


- İBER[Ar. < İBRET] ile İBER[Ar. < İBRE]

( İbretler, alınan kötü dersler. İLE İğneler, mıknatıslı iğneler. )


- İBKA'["ka" uzun okunur] ile İBKÂ[Ar.]

( Sürekli kılma, devamlı, daim, bâki. | Yerinde, önceki durumunda bırakma. | Sınıf geçememe. İLE Ağlatma. )


- İBKA'[Ar.] ile/ve/||/<>/> LAĞV[Ar.]


- İBLÂ'[Ar.] ile İBLÂĞ[Ar.] ile İBRÂ[Ar.]

( Bellettirme, yutturma. İLE Vardırma/vardırılma. | Eriştirme/eriştirilme. | Ulaştırma. | Gönderme. İLE Temize çıkarılma, aklanma, berî kılma, berâet etme. | Hastayı iyileştirme. )


- İBLAĞ ile İBLAĞ

( Ulaştırma, eriştirme. İLE Bir şeyin miktarını artırma. )


- İBLÂĞ[Ar.] ile ÎSÂL[Ar.]


- İBN - İ SİNA PARKI :

( İstinye Mahallesindedir. 3.283,00 m²'lik bir alanı kapsar, 1.600,00 m²'lik yeşil alanı, 126,00 m²'lik çocuk oyun alanı ve 432,00 m² spor alanı bulunmaktadır. )


- İBN ARABÎ ile HEGEL

( Teşbihte tenzih. İLE Tenzihte teşbih. )


- İBN YUNUS ile KEMALEDDIN İBN YUNUS

( Mısır'da, Fatimî döneminde yaşayan, büyük astronom ve matematikçi. Halife için hazırladığı Zicü'l-Hakimî astronomi tarihindeki önemli ziclerden kabul edilir. Bu zicte, ayrıca, trigonometrik işlevlerin algoritmasında, ilerlemeler görülür. )


- İBN ile/||/<> İBNİYE/İBNİYYE ile/||/<> İBNÂN ile/||/<> VELED ile/||/<> VELEDÂN

( Oğul, erkek çocuk. İLE/||/<> Ölenin oğlunun kızı ya da oğlunun oğlunun kızıdır. İLE/||/<> İki çocuk. İLE/||/<> Oğul [gayri müslimler için]. İLE/||/<> Çocuklar [gayri müslimler için]. )


- İBN-İ HEYSEM ile İBN-İ HEYSEM

( Filozof. İLE Matematikçi. )

( )

( "İbn-i Heysem: İlk Modern Bilim İnsanı" yazısını okumak için burayı tıklayınız... )


- İBNİ SİNA SOKAK :

( Yenimahalle'nin en eski sokaklarından biridir. Ünlü düşünür İbni Sina'nın ismi sokağa verilmiştir. )


- İBRA ile İBDÂ'/İBZA

( Alacaklının, hakkından kısmen ya da tamamen vazgeçmesi. | Borçtan kurtarma, aklama. İLE Kârı tamamen kendine ait olmak üzere bir kimseye sermaye vermek. [VİDAA: Verilen sermaye. | MÜBDÎ: Sermaye veren. | MÜSTEBZÎ: Sermaye alan.] | Sorulan soruya güzel yanıt verme. | Kandırma. )


- İBRÂ[Ar.] ile İBRÂR[Ar.]

( Temize çıkarılma, aklanma, berî kılma, berâet etme. | Hastayı iyileştirme. İLE Yeminin doğruluğunun onaylanması. )


- İBRAHİM CEVAHİR PARKI :

( Maden Mahallesindedir. 828,53 m²'lik bir alan üzerinde olup, 172,74 m²'lik yeşil alanı, 110,65 m²'lik çocuk oyun alanı ve 216,90 m²'lik spor alanı bulunmaktadır. )


- İBRAHİM EFENDİ ÇEŞMESİ :

( Rumelihisar'da Arpacı Çeşme Sokakta bulunan bu çeşme, kesme taştan klasik tarzda yapılmıştır (H.1145, M.1732). Kitabesi şöyledir: Didim atsâna izzî resm - i osmaniyle târihin İç İbrahim Efendi Çeşmesinden mâ sana zemzem" (1145). )


- İBRAHİM EFENDİ KÖŞKÜ :

( İstinye deresinin batı tarafında Şükran Ülgezer Meslek Lisesinin yanındadır. Çok bakımsız olan bina İstinye'nin tarihi eser köşklerinden biridir. )


- İBRAHİM EFENDİ SARAYI ile İBRAHİM PAŞA SARAYI

( Feriye Sarayları. İLE Türk-İslâm Eserleri Müzesi. )

( ... İLE XVI. yüzyıl başında, Sadrâzâm Makbûl(Maktûl) İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. )


- İBRAHİM PAŞA (ABRAHAM PAŞA) KONAĞI :

( Demirciköy'e girişte solda çam ağaçlıkları arasında idi. Zamanla yıkılıp harap hale geldi. Kalıntıları da kaybolmak üzeredir. )


- İBRAHİM PAŞA (DAMAT) ÇEŞMESİ :

( Rumelihisarı'nda Amiral Fahri Ergin sokakta bulunan bu çeşme (H.1277, M.1860) birkaç kez onarım görmüş ve onarımlar sonucunda mimari özelliğini kaybetmiştir. Kitabesi şu satırlar yer almaktadır: Mısır Valisi sâbık Abbas Paşa zade vâkıf - ı sâni damad - ı hazret - i pâdişâhî merhum ve mağrunleh Devlete İbrahim Paşa'ın ruhiycün fatiha (Sene 1277)". İbrahim Paşa, Sultan III. Ahmet'in damadı Nevşehirli İbrahim Paşa'dır. )


- İBRAHİM SEBİLİ (AYASOFYA SEBİLİ) ile İBRAHİM PAŞA SEBİLİ

( Ayasofya türbelerinin sağ köşesinde. İLE Şehzadebaşı'nda. )

( XVII. yüzyılda. İLE 1719'da. [Rokoko usûlünde] )


- İBRÂM[Ar.] ile TE'RÎB[Ar.]


- İBRAZ BANKASI/PRESENTİNG BANK değil/yerine/= SUNUM BANKASI


- İBRET ALAN ile İBRET ALMAYAN

( Bulunduğu derecenin üzerine çıkar/tılır. İLE Bulunduğu derecenin altına düşer/düşürülür. )

( İbret alınır. İLE İbret olur. )


- İBRET (ALMAK) ile/ve/||/<> DERS (ALMAK)

( Kötü sonuç veren bir olgudan alınan ders. İLE/VE/||/<> İzlenmesi gereken bir durum. )

( İBRET/TÂBİR < UBÛR[: Dar geçit.] İLE/VE/||/<> ... )

( Görülenden, yaşanandan aktarma. İLE/VE/||/<> Duyulandan, düşünülenden aktarma. )


- İBRET OLAN ile/ve/yerine İBRET ALAN


- İBRET[Ar.] değil/yerine/= ÖĞÜTÖRNEK


- İBRETLE BAKMAK ile/ve/||/<>/> HİKMETİ ARAMAK


- İBRÎ[Ar.] ile İBRÎ/İBRİYYE[Ar.]

( İbrânî, Yahudi. İLE İbresi, iğnesi olan. | [hayvanlarda] İğneliler.[İng. STYLOID | Fr. STYLOÏDE] | İğne yapan, satan. )


- İBRİK ile SU İBRİĞİ

( ... İLE Suibriğigillerden, yaprakları almaşık, sapları uzun ve sülüksü, yaprak ayası ibrik biçiminde gelişmiş olan, sıcak ülkelerde yetişen, tırmanıcı bir bitki. )

( NEPENTHES DESTILLATORIA )


- İBTİDA ile/ve İNTİHA

( Başlangıç. İLE/VE Son. )

( Bilinemeyen ve bölünemeyenlerdir. )


- İBTİKA'["ka" uzun okunur] ile İBTİKÂ'[Ar. < BÜKÂ] ile İBTİKÂR[Ar.]

( Rengin doğal olarak değişmesi. İLE Ağlama. İLE Sabah erken kalkma. )


- İBTİLÂ'[Ar.] ile İBTİLÂ'[Ar. < BEL]

( Bir şeye düşkün olma, düşkünlük, tiryakilik, mübtelâlık. İLE Zorlukla yutma. | Gelini gerdeğe sokma. )


- İBTİLÂ'[Ar.] ile İHTİBÂR[Ar.]


- İBTİTÂ'[Ar.] ile İBTİTÂR[Ar.]

( Kesilme. İLE Uyma, tâbi olma. )


- İBTİYÂ'[Ar.] ile İBTİYÂR[Ar.]

( Satın alma, mübâyaa etme. İLE Kavga etme. | Güçsüz, olma. | Seçip kabul etme. )


- İBTİZÂ'[Ar.] ile İBTİZÂL[Ar. < BEZL] ile İBTİZÂR[Ar.]

( Bir şeyin açık/meydanda olma. İLE Bir şeyin, hor kullanılması. | Bir şeyin, çokluğundan dolayı değerini kaybetmesi, bayağılaşması, ayağa düşmesi. | Bir şeyi sürekli olarak kullanma. | Genelleşmiş, ağızdan ağıza dolaştırılarak değersizleşmiş sözlerin gevelenmesi. İLE Zor ile alma, soyma. )


- İBTİZÂZ[Ar.] ile İBYİZÂZ[Ar.]

( Gereksinim dolayısıyla hakarete ve hor görmeye[zillete] katlanma. İLE Çok ağarma, beyazlaşma. )


- İBZA ile İBZÂ'


- İBZA ile İBZÂL


- İBZÂL[Ar.] ile İBZÂR[Ar.]

( Esirgemeyip bol bol harcama ve kullanma. İLE İsraf. )


- İÇ BEN/LİK ile/ve/<> DIŞA YANSIYAN BEN/LİK

( İçte ne varsa, dışta da o vardır. )

( Çektiğimiz eziyet, benlik hamalı olduğumuzdandır. )


- İÇ VE DIŞ (BİLİNCİ):
HAYVANDA ile İNSAN'DA

( Yoktur. [Birdir!] İLE Vardır. )


- İÇ):
ÇOCUK ile/ve/||/<> YETİŞKİN ile/ve/||/<> EBEVEYN


- İÇ DENETİM ile/ve/<> BAĞIMSIZ DENETİM

( İç denetçiler ve bağımsız denetçiler, finansal kontrollerin etkinliği konusunda ortak paydalardır. İki taraf da etik kurallar ve profesyonel standartlara bağlı kalmaktadır. Bununla birlikte şirketle olan ilişkileri ve çalışma amaçları konusunda büyük farklılıkları bulunmaktadır.

İç denetçiler, şirketin bir parçasıdır. Hedefleri, profesyonel standartlar, yönetim kurulu ve üst yönetim tarafından belirlenmiştir. Birincil müşterileri, yönetim ve yönetim kuruludur. Bağımsız denetçiler, şirketin bir parçası değildir ancak şirket tarafından tutulur. Hedefleri, öncelikli olarak, yasalar tarafından belirlenir ve birincil müşterileri yönetim kuruludur.

İç denetçilerin çalışma amaçları çok kapsamlıdır. Şirket hedeflerine ulaşılmasına ve operasyonlar, risk yönetimi, iç kontrol ve yönetişim süreçlerini iyileştirmeye yardımcı olurlar. Şirketin her yönüyle -finansal ve operasyonel- ilgili olarak, iç denetçiler, kontrollerin ve süreçlerin sürekli gözetimi ve değerlendirilmesi etkinliklerinin bir sonucu olarak geleceğe odaklanır. Aynı zamanda, her türde yolsuzluk ve hilenin de önlenmesi ile ilgilidir.

Bağımsız denetçilerin öncelikli misyonu, şirketin yıllık finansal raporları hakkında bağımsız bir fikir vermektir. Raporların, genel kabul edilmiş muhasebe standartlarına uygunluğunu, şirketin finansal bildirimleri tarafsızca yaptıklarını, belirli dönemdeki operasyonların sonuçlarının doğru olarak gösterildiğini değerlendirirler.

İç ve bağımsız denetçiler, periyodik olarak ortak paydalarını tartışmak; tamamlayıcı yetkinlikler, deneyim alanları ve bakış açılarından yararlanmak; birbirinin çalışma amaçları ve yöntemlerini anlamak; denetim kapsamı ve programını tartışmak; raporlara, programlara ve çalışma kâğıtlarına erişmek ve risk alanlarını ortaklaşa değerlendirmek amacı ile toplanmalıdır. Yönetim kurulu, güvence için gözetim sorumluluklarını yerine getirmek ve denetim sürecinin bütününün etkinliğini ve verimliliğini artırmak amacı ile iç ve bağımsız denetim çalışmalarını koordine etmelidir. )


- İÇ DENİZ ile/değil KÖRFEZ


- İÇ DEVİMSEL/HAREKİ[Ar.]/DİNAMİK ile/ve DIŞ DEVİMSEL/HAREKİ/DİNAMİK

( Onun bütününü dikkate alın, yalnızca dış belirtilerini değil. )

( INTERIOR DYNAMIC vs./and EXTERNAL DYNAMIC )


- İÇ > DIŞ ile/ve/||/<> DIŞ > İÇ

( Dışlaş(tır)ma, zuhurat. İLE/VE/||/<> İçselleştirme, hayalat. )


- İÇ DÜZEN ve/||/<>/< NEDENSELLİK BAĞLARI


- EGEMENLİK:
İÇ ile/ve/||/<> DIŞ ile/ve/||/<> EVRENSEL


- İÇ ENERJİ ile/||/<> ISI (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)

( İç enerji sistemin toplam enerjisi, ısı enerji transferidir )

( Formül: U İLE Q )


- İÇ ETMEK ile/ve/||/<>/> HİÇ ETMEK ile/ve/||/<>/> PİÇ ETMEK


- İÇ GEZEGENLER ile/ve DIŞ GEZEGENLER ile/ve OLUŞUMLAR

( Mars, Venüs, Dümya ve Mars. İLE/VE Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün. İLE/VE ... )

( Güneşaltı. İLE/VE Güneşüstü. İLE/VE ... )

( Kayasal nesneler ve bunların uyduları ile asteroitler[küçük gezegenler], göktaşları. İLE/VE Temel olarak gazdan[başlıca hidrojen] oluşan nesneler ve Güneş. İLE/VE Kayasal nesnelerle donmuş su, metan ve amonyak karışımından oluşanlar. )

( INFERIOR PLANETS vs./and SUPERIOR PLANETS )


- İÇ GÖZLEM ile/ve/||/<> İÇE DİKKAT ile/ve/||/<> ÖZ DÜŞÜNÜM

( INTROSPECTION vs./and/||/<> SELF-ATTENDING vs./and/||/<> SELF-REFLECTION )


- İÇ İÇE GEÇMİŞ/LİK ile/ve/||/<> KATMANLI/LIK


- İÇ İÇE ile/ve/||/<> BURUN BURUNA


- KUİPER KUŞAĞI:
İÇ ile/ve/||/<> DIŞ

( [uzaklık] 4.02 ışık saati. İLE/VE/||/<> 6.79 ışık saati. )

(

)


- İÇ SALGI ile DIŞ SALGI

( ENDOCRINE vs. EXOCRINE )


- İÇ SEVİNÇ ve/<> GÜLÜMSEME :)

( Aydınlanmış kişideki durum/lar. )


- İÇ STANDART İLE DIŞ STANDART İLE STANDART EKLEME ile/||/<> KALİBRASYON YÖNTEMLERİ

( Kantitatif analizde kullanılan kalibrasyon stratejileri. )

( Formül: C = (A-b)/m )


- İÇ TUTARLILIK ile/ve/<> İÇ BÜTÜNLÜK

( Mantık. İLE/VE/<> Şiir. )


- İÇ ile/ve DIŞ MUVACEHE PENCERESİ


- KOŞULLAR:
İÇ ile/ve/||/<> DIŞ ile/ve/||/<> GENEL ile/ve/||/<> ÖZEL ile/ve/||/<> KİŞİSEL ile/ve/||/<> FİZİKSEL ile/ve/||/<> ZİHİNSEL ile/ve/||/<> ZORUNLU ile/ve/||/<> İTİBARİ ile/ve/||/<> YAKIN ile/ve/||/<> UZAK


- İÇ ile/değil HİÇ


- İÇ ile İÇ

( Bir nesnenin/yerin dışı olmayan. İLE Sıvıların ağız yoluyla mideye sokulması/indirilmesinin öneri/buyruk kipi. )


- İÇ ve/<> ÜÇ


- İÇ ve/=/<> ZİHİN/DÜŞÜNCE


- ÎCÂB[< VÜCÛB][çoğ. ÎCÂBÂT] -ile

( GEREK, LÂZIM GELME | BİR SÖZLEŞME İÇİN İLK SÖYLENEN SÖZ | OLUMLAMA/AFFIRMATION[İng.] )


- İCAP/ÎCÂB değil/yerine/= GEREK/GEREKLİLİK


- İ'CÂB[Ar. < UCB] ile ÎCÂB[Ar. < VÜCÛB | çoğ. ÎCÂBÂT]

( Şaşırtma, taaccübe düşürme. | Kendini beğenmişlik.[Ar.: İyiliğe, güzelliğe hayran etme] İLE Gerek/lilik. | Bir sözleşme için ilk söylenilen söz. | Olumlama.[İng., Fr. AFFIRMATION] )


- ÎCÂB[Ar.] ile İLZÂM[Ar.]


- İCAB ile/ve İMTİNÂ ile/ve İMKÂN


- SUSABİLMEK/SUSABİLEN:
İCÂBEN ile/ve/değil/||/<>/< EDEBEN


- İCÂBEN ile ALÇAKGÖNÜLLÜLÜKLE


- İCÂBET[Ar.] ile KABÛL[Ar.] ile ECÂBE[Ar.] ile İSTECÂBE[Ar.]


- İCÂBET[Ar.] ile TÂ'AT[Ar.]


- ... İCABI yerine ... GEREĞİ


- İCÂD[Ar.] ile ÎCÂD[Ar.]

( Pencere ve kapı üstlerinde bulunan kemer. İLE Meydana getirme/getirilme. | Yeniden bir şey çıkarma. | Yeni bir fikri, yeni bir konuyu zihinde bulma. )


- İCÂD ile İMÂL


- İ'CÂF[Ar.] ile İC'ÂF[Ar.]

( Durmaksızın hastaya bakma. İLE Yıkma, yere düşürme. )


- ÎCÂR ile/||/<> İCÂRE ile/||/<> MECÛR

( Kiraya verme. İLE/||/<> Kira, gelir. İLE/||/<> Kiraya verilen şey, kiralanan. )


- İCAT/ÎCÂD değil/yerine/= BULGU; BULUŞ/YARATMA; TÜRETİ


- İCAT ile/ve/değil/<>/> YAYGINLAŞTIRMA

( Abecenin icadı, FİNİKE'liler değil/< UGARİT'ler üzerindendir. Finike'liler, yaygınlaştırmıştır. )


- İCAZ ile/ve/||/<> İCÂZET

( Az sözle çok şey anlatma. İLE/VE/||/<> İzin, onay, onaylama. )


- İCÂZET KAYDI ile/ve MÜNÂVELE KAYDI ile/ve VAKIF KAYDI

( Bir ya da birkaç yapıtının rivâyet hakkını vermesidir. İLE/VE Müellifin yapıtının rivâyet hakkını vermesidir. Bizzat müellif tarafından dersinde hazır olan kişiye verilir. İLE/VE ... )

( Her münâvele icâzettir fakat her icâzet münâvele değildir. )


- İCÂZET ile HİLÂFET


- İCÂZET[Ar.]/DİPLOMA[Fr./İng.] değil/yerine/= İZİN | ESKİ BİR YAZI TÜRÜ


- İCBÂR/CEBRETME[Ar.] değil/yerine/= ZORLA(N)MA


- İCBÂR[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İCRÂ[Ar.]


- İCBÂR ile/değil/yerine İTİBÂR


- İÇBÜKEY/OBRUK/MUKAAR[Ar.]/KONKAV[Fr. < CONCAVE] ile DIŞBÜKEY/MUHADDEB[Ar.]/KONVEKS[Fr. < CONVEXE]

( MUHÂSIR[< HASR], MUKAAR ile SATH-I MUHADDEB )

( CONCAVE vs. CONVEX )


- İÇDEN, ENDER (İST. 1946) :

( Sarıyer altyapısından yetişti. Yaş gruplarında oynadıktan sonra profesyonel takım kadrosuna alındı ve dört sezon (1961 - 1964 ve 1972 - 1973) sezon oynadı. Sarıyer forması altında 8 lig ve 10 özel olmak üzere 18 maçta forma giydi. Lig maçlarında 3, özel maçlarda 2 gol attı. Ayrıca 8 kez A Genç Milli takım takımda oynadı. )


- İÇE ATMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> HİÇE ATMAK/ALMAK


- İÇE ÇARPIK/LIK ile/||/<> DIŞA ÇARPIK/LIK

( VALGUS vs./||/>< VARUS )


- ICECUBE İLE XENON İLE DUNE İLE CTA ile/||/<> YENİ NESİL DEDEKTÖRLER

( Gelecek parçacık/astrofizik deneyleri. )

( Formül: km³ ölçeğinde dedektör )


- İÇEDÖNÜK/LÜK ile DIŞADÖNÜK/LÜK

( INTROVERT vs. EXTROVERT )


- İÇERİĞİN:
BELİRSİZLİĞİ ile/ve/||/<> MUTLAKLIĞI


- İÇERİK DEĞER ile/ve/<> KÜLTÜREL DEĞER

( İç değerimizi bilmeliyiz, ona güvenmeliyiz ve günlük yaşantımızda istek ve korkularımızı fedâ ederek bunu belirgin kılmalıyız. )

( We must know our inner worth and trust it and express it in the daily sacrifice of desire and fear. )

( CONTENT VALUE vs./and/<> CULTURAL VALUE )


- İÇERİK ÖNEMLİ DEĞİL değil İÇERİĞİ, (BURADA/BUGÜN[ÇAĞIMIZDA]) ÖNEMLİ DEĞİL


- İÇERİK ve/||/<> BİÇİM ve/||/<> TEKNİK


- İÇERİK = CONTENT[İng.] = CONTENU[Fr.] = INHALT[Alm.] = CONTENUTO[İt.] = CONTENIDO[İsp.]


- İÇERİK ile/ve/||/<> DEĞER


- İÇERİK ile İÇERİM


- İÇERİK ile/ve/||/<> İŞLEYİŞ


- İÇERİM değil İÇERİK


- İÇERLEME = INDIGNATION[İng., Fr.] = ENTRÜSTUNG[Alm.] = INDIGNATIO[Lat.]


- İÇERLEMEK ile/ve/||/<> İNCİNMEK


- İÇERME ile/ve/<> KAPSAMA

( Ayrıştırıcı/ayrıştırılmış. İLE/VE/<> Birleştirici/birleşik. )

( İçine almak, içinde bulundurmak. | Bir şeyin, başka bir şeyin varoluşunu gerektirmesi, birinin ötekini ister istemez düşündürmesi. İLE/VE/<> Sınırları içine başka konuları ya da anlamları alma durumu. )

( Bir kümenin/öbeğin/başlığın altında, belirli olan bir parçayı/üyeyi işaret etmek. İLE/VE/<> Bir kümenin/öbeğin/başlığın altında, olası dışarıda kalmış/kalabilecek parçalarına/üyelerine işaret etmek. )

( İçtekileri işaret eder. İLE/VE/<> Dıştaki çerçeveleyenin sınırlarını işaret eder. )

( TO CONTENT vs./and/<> TO CONTAIN )

( İHTİVÂ ile/ve/<> ŞÜMÛL )


- İÇERME = TAZAMMUN = IMPLICATION[İng., Fr.] = IMPLIKATION[Alm.] = IMPLICATIO[Lat.]


- İÇGÖRÜ KAZANDIRMA ile/ve/||/<> FARKINDALIK


- İÇGÜDÜ ile/ve GEN

( INSTINCT vs./and GENE )


- İÇGÜDÜ ile/ve/||/<> KENDİLİĞİNDENLİK


- İÇGÜDÜ ile/ve/değil NİYET

( [not] INSTINCT vs./and/but INTENTION )


- İÇGÜDÜ/DOĞALİTKİ = SEVK-İ TABİÎ, GARİZE, İNSİYAK = INSTINCT[İng., Fr.] = INSTINKT[Alm.] = INSTINCTUS[Lat.] = INSTINTO[İsp.]


- İÇİ BOŞ ile/değil ORTASI BOŞ


- İÇİÇE/LİK ile/ve/> GÖRELİ/LİK

( NESTED/NESS vs./and/> RELATIVITY )


- İÇİÇELİK ile/ve/değil/yerine İLİŞKİLİLİK


- İÇİM BURKULUYOR değil İÇİM BURULUYOR

Bugün[15 Kasım 2025]
itibarı ile 40.058 başlık/FaRk ile birlikte,
40.058 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(66/162)