Bugün[01 Ocak 2026]
itibarı ile 2.865 başlık/FaRk ile birlikte,
2.865 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(6/13)


- NASİP ile KISMET

( Kısmetse gelir Yemen'den, değilse gelir çenenden. )


- NASİP ile/ve KISMET

( Bu kurda, bu kuşa, bu da nasip olursa bana. )

( image

image )


- NASİP ve MÜESSER


- NASIP ile NASİP

( Atama. İLE Birinin payına düşen şey. | Birinin elde edebildiği, sahip olabildiği şey. | Kısmet, talih, baht. | Günlük kazanç. )


- NASİPLENME ile/ve/||/<> PAYINI ALMAK


- NASİPLENMEK ile NASİPLENDİRMEK ile NASİPLENEBİLMEK ile NASİP ile NASİPLİ/LİK ile NASİPSİZ/LİK


- NASİR[Ar.] değil/yerine/= DÜZYAZAR


- NASIR ile NASIRLI

( CALLUS vs. CALLUSED )

( پينه اي ile پينه ile پينه خورده )

( PEYNAH AY ile PEYNAH ile PEYNAH KHORDEH )


- NASÎR[Ar.] ile VELÎ[Ar.]


- NÂS(I)R[Ar.] ile YARDIMCI, YARDIM EDEN

( YARDIMCI, YARDIM EDEN )


- NASIRLANMAK ile NASIRLAŞMAK ile NASIR ile NASIRLI ile NASIRSIZ ile NASIR YAKISI


- NÂSİRÛN ile/ve MENSURUN

( Yardım eden. İLE/VE Yardım edilen. )


- NASRANİ[Ar.] değil/yerine/= HRİSTİYAN


- NASRETTİN HOCA PARKI :

( Tarabya Mahallesindedir. 1.950,00 m²'lik bir alanı kapsamaktadır. 1.230,00 m²'lik yeşil alanı, 150,00 m²'lik çocuk oyun parkı ve 220,00 m²'lik spor alanı bulunmaktadır. )


- NASTİ ile/ve/||/<> TROPİZMA


- NASUA ile KOATİ


- NÂSÛT ile ...

( İNSANLIK )


- NASYONALİST ile NASYONALİZM ile NASYONAL SOSYALİZM


- NASYONALİZM ile/||/<>/> KONSERVATİZM ile/||/<>/> LİBERALİZM ile/||/<>/> SOSYALİZM


- NAT'[Ar. çoğ. ENTÂ', NUTÛ'] ile NA'T[Ar. çoğ. NUÛT]

( Sofra bezi. | Meşinden yapılan döşek.[Fr. NATTE] İLE Bir şeyi överek/medhederek anlatma, vasıflandırma. | Hz. Muhammed'i övmek üzere yazılan şiirler. )


- NAT ile ...

( Hasır ya da meşin sofra. )


- NATARE ile ÜMMET


- NÂTIK değil/yerine/= SÖZMEN


- NATIKA ile NATIKALI ile NATIKASIZ


- NATION :/yerine MİLLET


- NATION( < NATARE):
DOĞAN


- NATIONAL :/yerine ULUSAL


- NATIR/LIK ile NATIR NALINI


- NATIVE :/yerine YERLİ


- NATS[Ar.] ile NATŞ[Ar.]

( Nadas. İLE Bünyenin gücü ve şiddeti. )


- NATÜR ile NATÜRİST ile NATÜRİZM


- NATURA NATURANS ile/ve NATURA NATURATA

( Doğuran doğa. İLE/VE Doğan doğa. )

( Hakikat. İLE/VE Zâhir. )

( NOMEN ile/ve FENOMEN )


- NATURAL ALTERATION vs. ARTIFICIAL ALTERATION


- NATURAL AND COMPULSORY vs. NATURAL BUT NOT COMPULSORY vs. NEITHER NATURAL, NOR COMPULSORY


- NATURAL HISTORY ile DOĞA ARAŞTIRMASI/DOĞANIN BETİMLEYİCİ ARAŞTIRMASI

( DOĞA ARAŞTIRMASI/DOĞANIN BETİMLEYİCİ ARAŞTIRMASI )


- NATURAL İLE YONEDA İLE KAN ile/||/<> KATEGORİ TEOREMLERİ

( Temel kategori kuramı sonuçları. )

( Formül: Nat(Hom(A ile-) İLE F) ≅ F(A) )


- NATURAL ORBİTAL ile/||/<> CANONİCAL ORBİTAL

( NO yoğunluk matrisi özvektör, canonical Fock özvektör. )

( Formül: Doluluk İLE enerji )


- NATURAL PHILOSOPHY ile/ve/değil NATURAL SCIENCE

( Doğanın nedensel anlaşılması. İLE/VE/DEĞİL Doğanın matematiksel/niceliksel, deneysel(experimental), mekanik açıklaması. )


- NATURAL vs. USUAL/ORDINARY


- NATURAL :/yerine DOĞAL


- NATÜRALİST değil/yerine/= DOĞALCI


- NATÜRALİZM değil/yerine/= DOĞALCILIK


- NATURALLY :/yerine DOĞAL OLARAK


- NATURE :/yerine DOĞA


- NATURE vs. NORTURE


- TABİÎ[Ar.]/NATÜREL[İng. < NATURAL] değil/yerine/= DOĞAL


- NATÜRİST değil/yerine/= DOĞACI


- NATÜRİZM değil/yerine/= DOĞACILIK


- NATÜRMORT ile/ve/||/<>/> VANITAS


- NAVIER ve/||/<> STOKES (DENKLEMLERİ)


- NAVİGASYON/NAVİGATION[İng.] değil/yerine/= YOL BUL, SEYİR


- NAVİGASYON değil/yerine/= YOL BUL/YOL GÖSTERİCİ


- NAVİGATÖR değil/yerine/= YOLBİL


- NAVLUN SÖZLEŞMESİNDE:
ISKARÇA ile/ve KIRKAMBAR ile/ve TRİPÇARTER

( Tam gemi kiralanması. İLE/VE Parça mal taşıma sözleşmesi. İLE/VE Yolculuk üzerine navlun. )


- NÂY[Ar.] ile -NÂY/NÂ-[Ar.] ile NA'Y[Ar.]

( Kamış. | Ney, kamıştan yapılan düdük. İLE Sözcüğün başına getirilerek sözcüğü olumsuzlaştıran bir edat. İLE Ölüm haberi getirme. )


- NÂY ile NEY


- NAYLON POŞETLER(İ KULLANMAK) değil/>< FİLE/SEPET (KULLANMAK)


- NAYLON POŞETLER(İ KULLANMAK) yerine/değil FİLE/SEPET (KULLANMAK)


- NAYLON ile NAYLON KIZ ile NAYLON FATURA


- NA'Z/İNTİÂZ[Ar.] ile NÂZ[Ar.]

( Güçlenme, kıvama gelme. | Kalkma. İLE Kendini beğendirmek için takınılan yapmacık. | Bir şeyi beğeniyormuş gibi görünme. | Şımarıklık. | Yalvarma, ricâ. )


- NAZ ile/ve NİYAZ (EHLİ OLMAK)

( ... İLE/VE Yalvarma, yakarma. | Dua. | Bazı tarikatlarda, küçüğün, büyüğe yönelik selâm, saygı ve duası. )


- NAZ-NİYAZ (MAKAMI)


- NAZ ile/ve/||/<> CAZ


- NAZ ile CİLVE

( Fazla naz, âşık usandırır. )

( BEŞG ile ... )

( COYNESS vs. COQUETRY )


- NAZ ile/ve/değil GAZ


- NAZ ile NAS


- NAZ ile NAS


- NAZ ve/>< ŞEVK

( Süreksizlik. VE/>< Süreklilik. )

( İSTİĞNA: Önerilen bir işe karşı nazlanma, nazlı davranma. | Doygunluk, gönül doygunluğu. )


- NAZ ile/değil ŞIMARIKLIK

( Büyüğün, küçüğe yaptığı. İLE/DEĞİL Küçüğün, büyüğe yaptığı. )

( BAYLAN: Nazlı, şımarık. )


- NAZAL değil/yerine/= GENİZCİL


- NAZAR BERKADEM ile BAKIŞLAR, AYAK ÜZERİNE

( BAKIŞLAR AYAK ÜZERİNE )


- NAZAR/LIK ile NAZARİ ile NAZAR BONCUĞU


- NAZAR ile/ve AMEL


- NAZAR ve/<> AMEL


- NAZAR[Ar.] değil/yerine/= BAKMA, GÖZ ATMA | DÜŞÜNME | GÖZ DEĞME


- NAZAR ideğil/yerine/>< ÇALIŞMAK

( Nazar etme, ne olur; çalış, senin de olur! )


- NAZAR ve/<> KEŞF


- NAZAR ile NAZAR

( Bilenlerin/âlimlerin bakışıyla/nazarıyla. İLE Cahillerin bakışıyla/nazarıyla. )

( Kuram/nazariye/teori sunar. İLE Kıskançlık/hased yaratır. )


- NAZAR ile/ve RASAT/RASAD


- NAZAR[Ar.] ile RÜ'YET[Ar.]


- NAZAR ile/ve/||/<>/> TÂMÎK-İ NAZAR

( Bakış. İLE/VE/||/<>/> Derinleş(tiril)miş bakış. )


- NAZAR[Ar.] ile TE'EMMÜL[Ar.]


- NAZARAN/KIYASLA değil/yerine/= GÖRE/ORANLA


- NAZARDA, DAKİK ve/||/<> HALDE, RAKİK

( DAKİK-ÜL NAZAR, RİKKAT-ÜL HAL )


- NAZARGÂH-I İLÂHÎ ile/ve AYİNE-İ İLÂHÎ


- NAZAR-I DİKKAT değil/yerine/= İNCE BAKIŞ


- NAZARÎ ERDEM ile/ve FİKRÎ ERDEM ile/ve HULKÎ ERDEM ile/ve AMELÎ ERDEM(SANATLAR)


- NAZARÎ HİKMET ile/ve AMELÎ HİKMET

( Fikir üretir. İLE/VE Tedbir üretir. )


- NAZAR-I ÎTİBÂR ile ...

( DİKKAT )


- NAZARÎ değil/yerine/= KURAMSAL

( TEORİK )


- NAZARİYAT ile NAZARİYATÇI/LIK


- NAZARİYE ile NAZARİYECİ/LİK


- NAZAR/NAZÂRET[Ar.] ile NAZAR[Ar. çoğ. ENZÂR]

( Altın. | Tazelik. İLE Bakma, göz atma. | Düşünme. | Göz değme. | İltifat. | İtibar. | Yan bakış. | Güzel, dilber. )


- NAZİK[Azr.] = İNCE[Tr.]


- NÂZİK[Ar.] değil/yerine/= İNCELİKLİ


- NAZİK ile NAZİK SEKS ile KİBARLAR ile BEYEFENDİ ile CENTİLMENCE ile NEZAKET ile BEYEFENDİ

( GENTLE vs. GENTLE SEX vs. GENTLEFOLK vs. GENTLEMAN vs. GENTLEMANLY vs. GENTLENESS vs. GENTLEWOMAN )

( سليم الطبع ile معتدل ile با تربيت ile نرم ile جنس زن ile مردمان شريف ile سميو ile جنتلمن ile شخص محترم ile آقامنشانه ile آقامنش ile آقا منش ile ملايمت ile نرمي ile زن باتربيت ile زن نجيب )

( سليم الطبع ile MOTADEL ile BA TARBYT ile NARAM ile JENS ZAN ile MARDAMAN SHARYFE ile سميو ile JENTELMAN ile SHKHS MOHTARAM ile AGAMNASHANEH ile AGAMNASH ile AGA MONASH ile MOLAYMAT ile NARAMY ile ZAN BATARBYT ile ZAN NAJYBE )


- NAZİKLEŞMEK ile NAZİKLEŞTİRMEK ile NAZİK/LİK ile NAZİKÇE


- NAZİL ile NAZİLLİ


- NÂZİL[Ar. < NÜZÛL] ile NAZÎR[Ar.] ile NAZÎR[Ar. < NAZAR]

( Yukarıdan aşağı inen/inici. | Bir yere konan, bir yerde konaklayan. | [müzikte] İnici, tizden pese doğru giden dizi. İLE Taze. | Altın. İLE Benzer, eş. )


- NAZİLEŞTİRMEK ile NAZ ile NAZİ


- NAZIM BİÇİMLERİNDE:
TERKİB-İ BENT ile/<> TERCİ-İ BENT ile/<> TERBİ ile/<> TAHMİS ile/<> TAŞTIR ile/<> TESDİS ile/<> MUHAMMES ile/<> TARDİYE ile/<> MÜSEDDES ile/<> NAZİRE ile/<> TEHZİL

( 7-10 beyit. İLE 7-10 beyit. İLE Gazel + 2 beyit. | Dördün. | Dörtleme. İLE Gazel + 3 beyit. İLE Gazel + 3 beyit. İLE Gazel + 4 beyit. İLE 5 dizelik. İLE 5 dizelik.[Muhammes'in, özel bir biçimi.] İLE 6 dizelik.İLE Beğendiğine benzer. İLE Alay etmek üzere yazılan nazire. )

( )


- NAZIM ile NÂZIM

( Manzume. İLE Düzenleyen. )


- NAZIM ile NAZIM PLAN ile NAZIM TÜRÜ ile NAZIM BİRİMİ


- NÂZIR ile/||/<> NAİB

( Bakan. İLE/||/<> Vekil, tahtta Sultan olmadığı zaman ya da Sultan'ın çocukluğu sırasında devleti yöneten kişi. )


- NAZİR ile NAZİRE ile NAZİRSİZ


- NAZİRE değil/yerine/= BENZETİLEME


- NAZÎRE ile KİNÂYE


- NAZİRE ile TEHZİL

( Karşılık olarak, benzetilerek yapılan davranış, söz. | Başka bir manzume örnek alınarak aynı ölçü ve aynı uyakla yazılan şiir. İLE Alaya alma. | Ciddi bir yapıtı alay tarzında nazire yazma, şakalı bir anlatıma çevirme. )


- NAZÎRE ile/ve TEKZİR

( Benzer şiir yazmak. İLE/VE ... )


- NAZLAMAK ile NAZLANMAK ile NAZLAŞMAK ile NAZLANDIRMAK ile NAZLANABİLMEK


- NAZLANMAK/ŞIMARMAK = BAYLANMAK


- NAZLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/</>< NAZENİN


- NAZZÂM ile ...

( ÇEKİRDEK MADDE )


- NCD/NONCOMMUNICABLE DISEASE[İng.] değil/yerine/= BULAŞICI OLMAYAN SAYRILIK


- [ne] AGNOSTİSİZM ile/ve/değil/yerine/hem de/ne de ZEN


- NE ÂLÂ ile/ve/<> PEK ÂLÂ

( [istenilen şey] Olursa. İLE/VE/<> Olmazsa. )


- NE ALÂKA/KEL ALÂKA değil/yerine/= NE İLGİSİ VAR/İLGİSİ YOK


- [ne] ANLAŞILABİLİR ile/ve/||/<> [ne] KAVRANABİLİR ile/ve/||/<> [ne de] KABUL EDİLEBİLİR OLAN


- NE ARAYACAĞIMIZI BİLMEDEN ile/ve/||/<>/> NE BULACAĞIMIZI BİLMEMEK


- NE ATTIĞIMIZ ve/||/<> NE KATTIĞIMIZ


- [ne] AYNI/LIK ile/ve/değil/yerine/<>/ne de AYRI/LIK


- Ne bileyim diyorsan düşünüp, öğrenip, bilebileceğini anımsa ve ona göre KONUŞ!!!


- NE DEDİĞİ(Nİ ANLAMAK) ile NE DEMİŞ OLABİLECEĞİ(Nİ ANLAMAK)

( TO UNDERSTAND WHAT HE/SHE SAID vs. TO UNDERSTAND WHAT HE/SHE MEANT TO SAY )


- Ne dediysek SUS!!!


- NE DEMEYE ...? ile/değil/yerine/||/<>/< NEDEN ...?


- NE DERLER? ile/yerine NE DENİR?


- NE DERSİN? ile/ve/<> NE EDERSİN?

( N DERSİN? <> N EDERSİN? )

( Ne edersen onu dersin, ne dersen onu edersin! )


- NE DESEM/SÖYLESEM, ANLATAMAM (SANIRIM) ile/değil/yerine/||/<>/< SÖZCÜKLER, ANLATMAYA YETMİYOR


- NE DESEM BOŞ değil/yerine NE DESEM ÇOK, NE DESEM AZ


- NE DESEM(/DESEN) BOŞ ile/değil/yerine NE DESEM(/DESEN) AZ


- Ne dinlersen dinle fakat DİNLE!!!


- Ne diye dinleyeyim? diyorsan DİNLE!!!


- Ne diye susayım? diyorsan SUS!!!


- NE DİYEBİLİRİM (Kİ)? değil NE DENİLEBİLİR (Kİ)?


- [ne] EGEMEN/LER ile/ne de/||/<> EZİLEN/LER


- [ne] EMİR ve/ne de ÖĞÜT

( Alma! )


- [ne] EMMEYE ile/ve/||/<>/ne de GÖMMEYE (GELMEK)


- NE HALE GELMİŞSİN! ile/ve/değil/yerine NE KADAR DEĞİŞMİŞSİN!


- NE HALİN/İZ VARSA GÖR/ÜN! ile/değil/yerine/||/<>/< NE HALİN/İZ VARSA GÜL/ÜN!

( "Gülmek, yaşamın en güzel eylemidir! Sizi bundan alıkoyan her ne varsa on(lar)dan vazgeçin!" )


- NE İÇİNDE? ile HANGİ YOLLA? ile NE İÇİN?


- [ne] İNCİNME ile/ve/||/<>/ne de GÜCENME


- NE İSTEDİĞİMİ/Zİ BİLMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEYE GEREKSİNİMİM/İZ OLDUĞUNU BİLMEK

( Herkes "bilir". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bazıları bilir. )


- [ne] İSTEMEK ne de DAYATMAK


- NE KADAR:
("ÇOK"/"AZ") YEDİĞİN ile/değil/yerine/||/<>/< ÇOK ÇİĞNEDİĞİN

( Yediğini, iç; içtiğini, ye!
[ O kadar çok ve uzun süre çiğne ki, lokmanı, katı değil sıvı duruma gelene gelsin ve yediğin şeyi yutma ve ancak içmiş ol! İçtiklerini de, yavaş yavaş, çiğniyormuş gibi yut! ] )


- NE KADAR GERÇEKTİR? ile/değil NASIL BİR GERÇEK?


- NE KADAR KULLANILABİLİR OLMASI değil NE KADAR KULLANILABİLİR OLDUĞU


- NE KADAR SEVDİĞİNİZ ve/+/||/<> NE KADAR NAZİK YAŞADIĞINIZ ve/+/||/<> NASIL, ZARÂFETLE VAZGEÇEBİLDİĞİNİZ


- NE KADAR? ile/ve NEREYE KADAR?


- [ne] KARDAŞ, [ne de] ARKADAŞ ile/değil/sadece HALDAŞ

( Sükût kıvâmındaki çığlığı, ne kardaş, ne de arkadaş; sadece hâldaş olanlar duyar. )


- Ne konuşacaksan KONUŞ!!!


- [ne] KÖY ne de KASABA (OLAMAMAK)


- [ne] KUSURSUZ KİŞİ ne de KİŞİDE/İNSANDA KUSUR

( Seveceksen, öylece sev! Ne kusursuz insan ara, ne de insanda kusur. )

( Kusursuz olsaydık, başkalarının kusurlarını bulup çıkarmaya o kadar meraklı olmazdık. )


- NE MENEM BİR ŞEY değil/yerine/= NE ÇEŞİT/NASIL BİR ŞEY


- NE ÖĞRENDİMSE/YAPTIMSA değil NE ÖĞRENDİYSEM/YAPTIYSAM


- NE OLDU? ile/ve NASIL OLDU? ile/ve NEDEN OLDU?


- NE OLDUĞUN ile/değil/yerine NE OLACAĞIN

( Belirlidir. İLE/DEĞİL/YERİNE Belirli değildir. )


- NE OLDUĞU/N ile/ve/<>/değil/yerine NE OLMADIĞI/N

( Bize ancak ne olmadığımız söylenilebilir. )

( Ne olmadığımızı bilme yoluyla gerçek kimliğimizi tanırız. )

( By knowing what we are not, we come to know ourselves.
The way back to ourselves is through refusal and rejection.
Can only tell us what we are not.
By knowing what we are not, we come to know ourselves. )

( Aslımıza geri dönüş yolu, reddetme ve geri çevirmeden geçer. )

( [not] HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE vs./and/<>/but NOT HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE NOT
NOT HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE NOT instead of HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE )


- NE OLDUĞUNDAN ÇOK ... ile/ve/değil NE OLDUĞUNDAN ÖNCE ...


- NE OLDUĞUNUN BİR ÖNEMİ YOK değil ADINI, NE KOYDUĞUMUZUN BİR ÖNEMİ YOK/OLMAYABİLİR


- NE OLDUKSA değil NE OLDUYSAK


- NE OLDUM! ile/değil/yerine NE OLACAĞIM?


- NE OLMALI? ile/değil NE OLSA GEREK?


- NE ÖLÜMDEN KORKMAK ... ile/ve/||/<> NE DE DÜŞÜNMEK, ÖLÜMÜ


- NE OLUR, NE OLMAZ (DİYE ...)


- NE OLURSA OLSUN ile SOLUNAMAZ ile SORUMSUZ

( IRRESPECTIVE vs. IRRESPIRABLE vs. IRRESPONSIBLE )

( صرفنظر از ile دمنزدني ile وظيفهنشناس )

( SARFANZAR AZ ile DAMANZDANY ile وظيفهنشناس )


- NE ...:
ÖTELEMEK ve/ne de/||/<> ERTELEMEK ve/ne de/||/<> ENGELLEMEK


- NE ŞEKER ile/ve NE TUZLU

( Bir şeyin hoşluğu anlatılmak istendiğinde. )

( Türkiye ve birçok kültürde. İLE/VE İran'da. )


- [ne]
"SERT" ne de "YUMUŞAK"

( [ne] Çevremizdekileri kıracak kadar. NE DE Kişilere cesâret verecek kadar. )


- [ne] SİHİR ne de KERÂMET

( El çabukluğu, mahâret/mârifet. )


- NE SORUSUZ YANIT ile/ve/||/<> NE DE YANITSIZ SORU


- Ne söylesen az! olduğu için DİNLE!!!


- Ne söylesen az! olduğu için SUS!!!


- Ne söylesen çok! olduğu için DİNLE!!!


- Ne söylesen çok! olduğu için SUS!!!


- ne TARAFIYIM ne de (TARAFI) DEĞİLİM değil ne TARAFIYIM ne de KARŞISINDAYIM

( Olumsuzdan[ne/ne de] sonra tekrar olumsuzluk sözcüğü ya da eki olmuyor/olmaz. )


- NE VAR, NE YOK? ile/ve/||/<> NEYİ, NASIL BİLEBİLİRİZ?


- [ne] "VARLIĞA YERİNİRİM" ne de "YOKLUĞA ERİNİRİM"

( Ancak, yokluğu birebir, kendin deneyimle(yebil)dikten sonra söyleyebilirsin/söylemelisin! )


- NE VAROLANI ile/ve/<> KİM VAROLANI

( İnsan dışındaki herşey. İLE/VE/<> İnsan. )

( BEING OF WHAT vs./and/<> BEING OF WHO )


- [ne] YAP! "EMRİ" ile/ve/||/<>/ne de YAPMA! "ENGELİ"


- NE YAPABİLİRİM?:
OLAĞAN KOŞULLARDA ve/||/<> OLUMSUZ KOŞULLARDA ve/||/<> OLUMLU KOŞULLARDA | ve/||/<> KİŞİYE YÖNELİK

( [yalın haliyle] Ne yapabilirim?.[her koşulda!] VE/||/<> Tüm olumsuz koşullara karşın ne yapabilirim? VE/||/<> Bu olanaklarla daha ne/ler yapabilirim? | VE/||/<> Senin için ne yapabilirim?[üç koşulu da ayırabilen ve anlayabilenlerin erişebileceği noktadır!] )


- NE YAPABİLİRİM? ve/> NASIL YAPABİLİRİM?

( Kişinin, kendine sorabileceği en temel sorulardır! )

( WHAT I CAN DO? and/> HOW I CAN DO? )


- NE YAPACAĞINI BİLMEK ile/ve/değil/||/<>/> BİLDİĞİNİ, YAPMAK/UYGULAMAK


- NE YAPACAĞINI BİLMEK
ile/ve/değil/yerine/<
NE YAPMAYABİLECEĞİNİ/YAPMAYACAĞINI! BİLMEK !!!

( Ne yapman gerektiğinden çok, önce ne yapmaman gerekiğini bil, yeter. Çoğu zaman ne yapman gerektiğini bilemeyebilirsin, fakat ne yapmaman gerektiğini her zaman çok iyi bilebilirsin. )

( İsabet ve kesinlik tutturulamayabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/< İsabet ve kesinlik üzerinedir, kolaylıkla sağlanabilir, tamamen uzlaşımsal ortak bir hareket noktası sunabilir. )

( Kendini gerçekleştirmiş, saygın ve önemli birine sormuşlar:
Nasıl bu noktaya geldiniz?
Yakınlarında bulunan bir kişiyi göstererek, herşeyi ondan öğrendiğini söylemiş.

Çevresindekiler hayret içinde ve inanamayarak demişler ki:
Nasıl olur? O işaret ettiğiniz kişi, her türlü, düzenbazlığı, yalanı, rezilliği yapan biridir.

Yanıt: Heh işte!
O ne yaptıysa ben yapmadım! )

( Bir şey ki, yapmasan da olur, YAPMA!
Bir şey ki, söylemesen de olur, SÖYLEME! )

( Irmağın derinliği, iki ayakla birden ölçülmez! )

( Bilme sanatı, neyi gözardı edeceğini bilmektir. )

( )

( [not] TO KNOW, WHAT TO DO vs./and/but TO KNOW, WHAT, NOT TO DO
TO KNOW, WHAT, NOT TO DO instead of TO KNOW, WHAT TO DO )


- NE YAPACAK BENİ Kİ? değil NE YAPACAK Kİ BENİ?


- NE YAPARSAK/YAZARSAK YAPALIM/YAZALIM,
HİÇBİR KONUDA:
ACELE ETME(YELİM)! ve/||/<>/> ÖZEN GÖSTER(ELİM)!

( )


- Ne yaparsan yap SUS!!!


- NE YAPARSAN YAP değil SEN BİLİRSİN


- NAPIYOSUN?" ile "NE YAPIYORSUN?"

( Yapılan işin ne olduğu ile ilgili soru. İLE Merhabalaşma niteliğinde "soru". )


- Ne yapmadıysan SUS!!!


- NE YAPMAYABİLECEĞİNİ BİLMELİ!

( Kendini gerçekleştirmiş, saygın ve önemli birine sormuşlar:
Nasıl bu noktaya geldiniz?
Yakınlarında bulunan bir kişiyi göstererek, herşeyi ondan öğrendiğini söylemiş.

Çevresindekiler hayret içinde ve inanamayarak demişler ki:
Nasıl olur? O işaret ettiğiniz kişi, her türlü, düzenbazlığı, yalanı, rezilliği yapan biridir.

Yanıt: Heh işte!
O ne yaptıysa ben yapmadım! )


- NE YAPMAYACAĞINI! BİLMEK!!!:
-ve/<

( Kendini gerçekleştirmiş, saygın ve önemli birine sormuşlar:
Nasıl bu noktaya geldiniz?
Yakınlarında bulunan bir kişiyi göstererek, herşeyi ondan öğrendiğini söylemiş.

Çevresindekiler hayret içinde ve inanamayarak demişler ki:
Nasıl olur? O işaret ettiğiniz kişi, her türlü, düzenbazlığı, yalanı, rezilliği yapan biridir.

Yanıt: Heh işte!
O ne yaptıysa ben yapmadım! )


- Ne yaptıysan SUS!!!


- NE YAZIK Kİ/MAALESEF ... ile/değil/yerine/>< ÇOK ŞÜKÜR (Kİ) ...


- [ne yazık ki]
ACELECİ/LİK ile/ve/||/<> İNSAFSIZ/LIK


- [ne yazık ki]
ANLATILANLARI/SÖYLENİLENLERİ:
"BEĞENMEMEK" ve/||/<>/> KİŞİLERİ İTHAM ETMEK


- [ne yazık ki]
ATSAN ile/ve/||/<> SATSAN

( Atılmaz. İLE/VE/||/<> Satılmaz. )


- [ne yazık ki]
AYNI HAMAM ile/ve/||/<> AYNI TAS


- [ne yazık ki]
DESPOTİZM ile/ve/değil/||/<>/< YUMUŞAK DESPOTİZM


- [ne yazık ki]
FAHİŞE ve/||/<>/< PEZEVENK ve/||/<>/< MÜŞTERİ ve/||/<>/< TOPLUM

( [Suç/hata ve sorumluluk]
"1" ise. VE/||/<>/< İki katı. VE/||/<>/< Üç katı. VE/||/<>/< Dört katı. )


- [ne yazık ki]
GÂSİB ile/ve/||/<>/> KATİL

( Zorla alan, gasbeden, gasp edici. İLE/VE/||/<>/> İnsan öldüren kişi. | Öldürücü, ölüme neden olan. )


- [ne yazık ki]
GÜCE TAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜCE BAKMAK


- [ne yazık ki]
HIZ ile/ve/değil/||/<>/< TELÂŞ


- [ne yazık ki]
KABA GÜÇ ile/ve/değil/yerine/||/<> ÇIPLAK GÜÇ


- [ne yazık ki]
KARALAMA/İFTİRA ile/ve/değil/||/<>/< YANSITMA


- [ne yazık ki]
KUYUSUNU KAZMAK ile/ve/||/<> ALTINDAN HALIYI ÇEKMEK


- [ne yazık ki]
LİNÇ ile/ve/değil/||/<> İZDİHAM


- [ne yazık ki]
SALDIRI SAVAŞI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAVUNMA SAVAŞI


- [ne yazık ki]
SAYGISIZ/LIK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< KAYITSIZ/LIK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/<


- [ne yazık ki]
YANLIŞA/SUÇA:
TEŞEBBÜS ile/ve/||/<>/< TENEZZÜL


- [ne yazık ki]
YARIM DOKTOR ve/||/<> YARIM HOCA

( Candan eder. VE/||/<> Maldan eder. )


- [ne yazık ki]
ZULÜM ile/değil/yerine/||/<>/< TAHAKKÜM


- [ne] "YERELCİLİK" ne de SALT "EVRENSELCİLİK"


- [ne] YİĞİDİ ÖLDÜRMEK ne de HAKKINI YEMEK


- NE ZAMAN KONUSU AÇILINCA değil NE ZAMAN KONUSU AÇILIRSA


- NE ZAMAN ile/ve/değil/yerine HANGİ KOŞULLARDA/ŞARTLARDA


- NE? ile/ve KİM?

( "Ne?", doğa yasalarıyla bilinebilir. Ya "Kim?" )

( WHAT? vs./and WHO?
It's able to know "What?" by nature laws. So "Who?" )


- NE? ve/||/<>/>/< NASIL? ve/||/<>/>/< NEDEN? ve/||/<>/>/< NİÇİN?

( Hangi şey? VE/||/<>/>/< Ne asıl? VE/||/<>/>/< Ne'den? VE/||/<>/>/< Ne için? )

( Evren/doğa/nesne/insan. VE/||/<>/>/< Bilim. VE/||/<>/>/< Felsefe/Sanat. VE/||/<>/>/< Sanat/Felsefe. )

( Nedir sorusu, metafizik bir sorudur. )

( "What is?" question is metaphysical question. )

( Cosmos/nature/matter/human. VS./AND/||/<>/>/< Science. VS./AND/||/<>/>/< Philosophy/Art. VS./AND/||/<>/>/< Art/Philosophy. )

( WHAT? vs./||/<>/>/< HOW? vs./||/<>/>/< WHY? vs./||/<>/>/< WHAT FOR? )


- NE?[Ar.] ile NE[Ar.]

( ... İLE Değil, yok. )


- NE ile NE ALA


- NEÂB[Ar.] ile ...

( Karga yavrusu. | Karga ya da horoz gibi ötme. )


- NEAR :/yerine YAKIN


- NEARBY :/yerine YAKINDA


- NEARLY :/yerine NEREDEYSE


- neb./nebul[Lat. < NEBULA] değil/yerine/= İNCE TOZ HALİNDE PÜSKÜRTÜLEN İLAÇ


- NEBÂİL[Ar. < NEBÎLE] ile NEBÂİR[Ar. < NEBÎRE]

( Yüceler, yüksekler. İLE Torunlar. )


- NEBÂT[Ar. çoğ. NEBÂTÂT] ile NEBÂT[Ar.]

( Topraktan çıkan/biten her türlü şey, bitki. İLE Nöbet şekeri. )


- NEBAT ile NEBATİ


- NEBATAT ile NEBATAT BAHÇESİ


- NEBÎ[Ar. < NEBE | çoğ. ENBİYÂ] ile NEBÎH[Ar.]

( Haberci. | Peygamber. İLE Ünlü, onurlu/şerefli. )


- NEBÎ[< NEBE (çoğ. ENBİYÂ)] ile ...

( PEYGAMBER | HABERCİ | MÜNÂDÎ [Sansk. AVATAR] )


- NEBÎ ve/||/<> PÎR ve/||/<> VELÎ
ve/||/<>
EDEB ve/||/<> AHLÂK ve/||/<> ZANAAT


- NEBÎ ile VELÎ

( Tenzil eder. İLE Te\'vil eder. )


- NEBİL SERTER YALISI :

( Yeniköy Tarabya yolu üzerindedir. 19. yy. sonlarında yapılmıştır. Mühendis Nebil Serter yalısı olarak bilinir. )


- NEBÎL[Ar.] ile NEBÎR[Ar.]

( Yüksek yetenek ve onur sahibi. | Akıllı, anlayışlı. | Bilgili ve erdemli. İLE Torun. )


- NEBİOĞLU, HALDUN (SARIYER, 1941 - 2019) :

( Ticaretle uğraştı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 1 dönem Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Divan kurulu üyesidir. )


- NEBİSE[Ar.] ile NEBİSE[Ar.]

( Kız torun. İLE Kuyu toprağı. | Irmak toprağı. )


- NEBL[Ar.] ile NEBR[Ar.]

( Ok. | Ok yapma. İLE Yükseğe çıkarma, kaldırma, yükseltme, sesi yükselme. | Korkup çığlık atma, haykırma. )


- NEBÜLÖZ[Fr.] değil/yerine/= BULUTSU


- NEBZ[Ar.] ile TARH[Ar.]


- NECÂSET ve/=/< ŞİRK


- NECÂT değil/yerine/= KURTULMA, KURTULUŞ


- NECÂT[Ar.] ile TEHALLUS[Ar.]


- Necâtî'ye KONUŞ!!!


- NECD[Ar.] ile Necd[Ar.]

( Yüksek yer. | Yiğitlik durumu. | Gamlılık. | Yol. İLE Arap Yarımadası'nın orta bölgesi. )


- NECE ile NECEF TAŞI


- NECESSARILY :/yerine ZORUNLU OLARAK


- NECESSARY :/yerine GEREKLİ


- NECESSARY(NECESSITY) vs. COMPULSIVE(NESS)


- NECESSARY/REQUIRED vs. SUFFICIENT/ENOUGH


- NECESSITY TO BE vs./and SELF-SACRIFICE