N ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 40.058 başlık/FaRk ile birlikte,
40.058 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(43/162)
- DÜŞÜNMENİN/KONUŞMANIN (OLASI) SONUÇLARINI:
"ÖNGÖRMEK" ile/ve/değil/yerine/<> "GÖZE ALMAK"
- DÜŞÜNMEYE/ANLATMAYA BAŞLAMA:
KÖTÜLERDEN ile/değil/yerine İYİLERDEN
- [ne yazık ki]
DÜŞÜNMEYEN ile DÜŞÜNEMEYEN ile DÜŞÜNEMİYOR OLMASINA ALDIRMAYAN
( Tutucu. İLE Aptal. İLE Köle. )
- DÜŞÜNMEYİ BECEREMEMEK ve/||/<>/>/< DÜŞÜNMEYİ SEV(E)MEMEK
- DÜŞÜNMEYİ BİLMEMEK ile/ve/<>/= KONUŞMAYI BİLMEMEK
( Düşünmeyi bilmeyen, [sürdürmeyen ve geliştirmeyen] konuşmayı da bilemez! )
- DÜŞÜNSEL ile/ve/<> MANTIKSAL
( INTELLECTUAL vs./and/<> LOGICAL )
- DÜŞÜNSEL ile/ve/||/<> UZAMSAL
- DÜŞÜNÜLEBİLİR/DÜŞÜNÜLÜR (OLAN) ile/ve/||/<>/> KABUL EDİLEBİLİR/EDİLİR (OLAN)
- DÜŞÜNÜLEBİLİR ile/ve/||/<> BİLGİNİN KONUSU OL(A)MAMA ile/ve/||/<> DİLE GETİRİLEMEME
- DÜŞÜNÜLEBİLİR/LİK ile/ve/||/<> BİLİNEBİLİR/LİK
- DÜŞÜNÜLEN/DÜŞÜNÜLEBİLİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DÜŞÜNÜLENE/DÜŞÜNÜLEBİLİRE YAKLAŞMAK
- DÜŞÜNÜLÜR ile/ve/değil/||/<>/< KABUL EDİLİR
- DÜŞÜNÜP DURMAK" ile/değil/yerine/>< DURUP DÜŞÜNMEK
- DÜŞÜNÜR ile/ve/ne yazık ki/> DÜŞÜNÜLENLERİ "DÜŞÜNÜR"
( Her uzun dönemde, ancak birkaç kişi. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/> Geri kalanlar. )
- DÜŞÜNÜŞ" ile/ve/||/<> "ELE/DİLE ALIŞ" ile/ve/||/<> "YAKLAŞIM" ile/ve/||/<> "ANLAYIŞ" ile/ve/||/<> "YÖNTEM"
- DÜSÛR[Ar.] ile DÜSÜR[Ar. < DİSÂR]
( Mahvolma, eseri kalmama. İLE Üste giyilen kaftanlar, giysiler. | Yatak çarşafları. )
- DÜŞ(ÜR)ME ile/değil DEVİRME/DEVRİLME
- DÜŞÜRMEK değil/yerine DÜŞÜNMEK
- DUŞU/YIKANMAYI:
SICAK SUYLA TAMAMLAMAK değil ILIK (ya da [DAYANILABİLİR] SOĞUĞA YAKIN) SUYLA TAMAMLAMAK
- DUT AĞACI ile/ve GÖLGE DUTU AĞACI
- DUT ile KÂĞIT DUTU/KÂĞIT AĞACI
( ... İLE Dutgillerden, Çin'de ve Japonya'da yetişen, kabuğundan kâğıt yapılan bir ağaç. )
( ... cum BROUSSENETIA PAPYRIFERA )
- DUT ile ŞAH DUTU
- DUT ile URMU DUTU
( .. İLE Kahramanmaraş'ın, yüksek yaylalarında yetişir. )
- DUT ile/||/<> YER
( Dutu yemezsen/silkelemezsen yer, yer! )
- DUTY vs. MISSION vs. TASK
- DUVAR ile ATİKA[Al. ATTİKA < Yun. ATTİKOS] DUVARI
( ... İLE Bir çatının önündeki alçak duvar. )
- DUVAR ile HIMIŞ
( ... İLE Kerpiç ya da tuğlayla örülmüş, ahşap duvar. )
- DUVAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KAPI
- DUVARDA:
KİREÇ HARÇLI ile/ve HORASAN HARÇLI
( Horasan harçlının yıkımı üç kat daha fazla maliyetlidir. )
- DUVARI SIRTINA YASLAMAK ile/değil/>< DUVARA SIRTINI YASLAMAK
- DUYARGA ile KÜÇÜK DUYARGA/ANTEN[Fr. < ANTENNE]
( ANTENNA vs. ANTENNULE )
- DUYARLIK ile/değil DUYARLILIK
( Duyma/işitme aracının/durumunun/sürecinin ve olanağının var olması ya da sürmesi. İLE/DEĞİL Çevresinde ve odağında olanı saygı, ölçü ve özenle anlamaya[düşünmeye ve sorgulamaya] öncelik verme çabası. )
- DUYARLILIK ile "AÇLIK"
( SENSITIVITY vs. "HUNGER" )
- DUYARLILIK = HASSASİYET = SENSIBILITY[İng.] = SENSIBILITÉ[Fr.] = SENSIBILITÄT, SINNLICHKEIT[Alm.] = SENSIBILIDAD[İsp.]
- DUYARLILIK ile/ve İMGELEM
( DUYUSALLIK + DUYGUSALLIK = DUYARLILIK )
( SENSITIVITY vs./and IMAGINATION )
- DUYARLILIK/HASSASİYET ile/ve/değil/yerine KAYGI/ENDİŞE [>< BİLGİ/BİLİNÇ]
- DUYARLILIK ve/> ÖZ | OLUŞ
( Duyarlılık, özünüze yeni bir başlangıcın açılımıdır. )
( SENSITIVITY and/> ESSENCE | BEING
Sensitivity is the beginning of the new openning in your being. )
- DUYARLI/LIK ve/||/<> ÖZEN / TİTİZ/LİK
- DUYARLILIK ile/ve "TOPLUMSAL ROL"
( SENSITIVITY vs./and "SOCIAL ROLE" )
- DUYARLI/LIK/HASSASİYET ile TİTİZ/LİK
( Durumunuzun ne denli nazik olduğunu fark ettiğiniz anda uyanık ve tetiksizsinizdir. )
( SENSITIVENESS vs. FASTIDIOUSNESS/FUSSINESS
The moment you have seen how fragile is your condition, you are already alert. )
- DUYGU:
İÇSEL ile/ve/||/<>/> YOL GÖSTERİCİ
- DUYGU İFADELERİNDE:
POZİTİF ile/ve/||/<> NEGATİF ile/ve/||/<> YAKINLIK
( 3, 4, 9, 11, 13, 15, 16. maddeler. İLE/VE/||/<> 2, 5, 10, 14. maddeler. İLE/VE/||/<> 1, 6, 7, 8, 12. maddeler. )
- DUYGU:
İLİŞKİSEL EYLEM EĞİLİMİ ile/ve/||/<> ANLAM İNŞÂ SÜRECİ ile/ve/||/<> BİRİNCİL UYARIM DÜZENİ/DÜZENEĞİ
- DUYGU:
İŞLEVSİZ ile/değil/yerine/>< İŞLEVSEL
( Atmalı. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bütünleşmeli. )
- DUYGU ŞEMALARI ile/ve/||/<> ANLAM ŞEMALARI
- DUYGU:
SEMPATİK DÜZENEK ve/||/<> PARASEMPATİK DÜZENEK
( DUYGU: Düşüncenin, gövde üzerinde/eşliğinde, sempatik ve parasempatik düzenekle açığa çıkan fizyolojik etkileşimleri/yansımaları. )
- DUYGU ile/ve/=/||/<> BULANIK DÜŞÜNCE
- DUYGU ile/ve/değil/||/<> DENEYİM
- DUYGU ile/ve DUYU/HİS
( EMOTION vs./and FEEL )
( MANAS ile/ve ... )
- DUYGU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NİYET
- DUYGULANIM = TEESSÜR = AFFECTION[İng., Fr.] = AFFEKT, AFFEKTION[Alm.] = CARIÑO[İsp.]
- DÜŞÜNSEL İZLENİMLER:
DİNGİN ile/ve/||/<> ŞİDDETLİ
( Eylemlerde, sanat yapıtlarında ve doğa nesnelerinde, güzellik, biçimsizlik. İLE/VE/||/<> Sevgi, nefret, sevinç, keder. )
( David Hume )
- DUYGULARA BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
TEHDİT ile/ve/||/<> DUYGU ile/ve/||/<> ÖNYARGILI DİL ile/ve/||/<> MAZERET
( ARGUMENT FROM FORCE vs./and/||/<> ARGUMENT TO PITY vs./and/||/<> PREJUDICIAL LANGUAGE vs./and/||/<> FALLACY OF SPECIAL PLEADING )
- DUYGULARIN:
FARKINDALIĞI ile/ve/||/<> SAHİPLENİLMESİ
- DUYGULARIN KONUŞULMASI ile/ve/||/<> GEREKSİNİMLERİN GİDERİLMESİ
- DUYGUNUN:
NESNESİ ile/ve/değil/<>/< NEDENİ
- DUYGUSAL BİRLİK ve/< İLKESEL BİRLİK
- DUYGUSAL DÜŞÜNMEK değil DÜŞÜNMEK
- [ne yazık ki]
İSTİSMÂR:
DUYGUSAL ile/ve/ya da/||/<> FİZİKSEL ile/ve/ya da/||/<> EŞEYSEL
- DUYGUSAL "OLMAK" ile/değil/yerine DUYGUSAL OLABİLMEK
- DUYGUSAL YALNIZLIK ile "ENTELEKTÜEL YALNIZLIK"
- DUYGUSAL = HİSSÎ = SENTIMENTAL[İng., Fr.] = SENTIMENTAL, EMPFINDSAM[Alm.]
- DUYGUSAL ile/ve/||/<>/> SEZGİSEL
- DUYGUSAL/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DUYARLI/LIK
- ... DUYGUSU ile/değil/yerine/>< ... DÜŞÜNCESİ VE DUYGUSU
- DUYGUYA ODAKLANMADA:
VAROLUŞUMUZU SÜRDÜRMEK ile/ve/||/<> İLİŞKİLERİMİZİ DÜZENLEMEK ile/ve/||/<> SORUN ÇÖZMEK
- DUYMA(MA)K ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> DİNLEME(ME)K
( Her dinlemiyor gibi görünen, dinlemiyor değildir! )
( Beyin ve kulak ile. İLE/VE/DEĞİL/NE YAZIK Kİ/||/<>/> Zihin, veri/bilgi, düşünce ve tutum ile. )
- DUYMAK/DUYUMSAMAK ile/ve/||/<>/< ÖNEMSEMEK
- DUYMUŞ ile/ve/||/<>/> DOYMUŞ
- SİNİR GÖZESİNDE:
DUYU ile/ve/||/<> MOTOR ile/ve/||/<> ARA
- DUYU ve/+ AKIL ve/+ HADS ve/+ MATEMATİK
- DUYU ve/||/<>/> ALGI ve/||/<>/> BETİMLEME/TASVİR ve/||/<>/> TASARIM ve/||/<>/> TANIM ve/||/<>/> AD/SÖZCÜK ve/||/<>/> KAVRAM/SOYUTLAMA
- DUYU/HİS ile/ve/<> DEĞER
- DUYU ve/||/<> DUYGU ve/||/<> AKIL
( Akıl eleştiri kaldırır, duygu/vicdan kaldırmaz. )
( Duygular bilgilerle ters orantılıdır. Ne kadar az biliş varsa o kadar savunuş vardır. )
( ZİHİN: İç duyuların toplam adı. )
( DUYU: (DIŞ DUYULAR) İNTİBÂ/İZLENİM/MÜŞAHEDÂT ve DUYGU: (İÇ DUYULAR) ANLAM-DEĞER, MANEVİYAT/VİCDÂNİYAT, (AHLÂK, DİN, ESTETİK) [ ZİHİN/İHSAS/MAHSUSAT ] ve AKIL: AKLİYÂT/MÜDRİKÂT, TÜMELLER-FORMLAR, BİLGİ(TANIM + YARGI + TASAVVUR + TASDİK) [ İDRAK ] )
( Sadece duyulara verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi sakatlar. VE/||/<> Sadece duygulara verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi köreltir. VE/||/<> Sadece akla verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi ketler. )
( Sadece duyulara verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi hayvanileştirir. VE/||/<> Sadece duygulara verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi mistikleştirir. VE/||/<> Sadece akla verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi vahşileştirir. )
( ... VE/||/<> Karanlık. VE/||/<> Aydınlık. )
( SENSE and/||/<> EMOTION and/||/<> REASON )
- DUYU ile/ve/||/<>/> GEREKSİNİM
- DUYU = HASSE = SENSE[İng.] = SENS[Fr.] = SINN/E[Alm.] = SENSUS[Lat.] = SENTIDO[İsp.]
- DUYU/HİS ile/ve/değil/||/<>/< BELLEK KAYDI
- DUYU/HİS ile/ve/değil/||/<>/< DENEYİM
- GEÇMİŞ ZAMAN:
DUYULAN ile/ve/||/<> GÖRÜLEN
- DUYULAR/DA:
SINIRLI/LIK ile/ve/||/<> ÇARPITICI/LIK
- DUYULAR:
DİRENÇSİZ/DİRENÇDIŞI/"İSTEMEDEN"(GAYR-I İHTİYÂRÎ) ile/ve/||/<>/> HEM DİRENÇLİ(İHTİYÂRÎ), HEM DE DİRENÇSİZ; NE DİRENÇLİ, NE DE DİRENÇSİZ ile/ve/||/<>/> DİRENÇLİ(İHTİYÂRÎ)
( Duyma(kulak) ve koklama(burun). İLE/VE/||/<>/> Dokunma/fiziksel duyumsama(deri). İLE/VE/||/<>/> Bakma(göz) ve tad(ağız/dil). )
- DUYULAR ile/ve/<>/değil FARKINDALIK
( [not] SENSES vs./and/<>/but AWARENESS )
- DUYULARDA:
| GÖRME, DUYMA ve DOKUNMA |
ile/ve/değil/||/<>
TATMA ve KOKLAMA
- DUYULARDA:
GÖRME VE DUYMA ile TATMA VE KOKLAMA VE DOKUNMA/LÂMİSE[Ar.]
( Temsil edilebilirlik sağlayan. İLE Temsil edilebilirlik sağlayamayan. )
( "Süreklilik" sağlar. İLE "Geçici"dir. )
( Duyulara açık olan, en örtük olandır! )
- DUYULARDA KESİNLİK ile DUYULARIN KESİNLİĞİ
- HAKİKAT:
"DUYULUR OLAN" değil DÜŞÜNÜLÜR OLAN
- DÜYÜM değil DÜĞÜM
- DUYUMDA:
BASINÇ ile/ve/<> ISI ile/ve/<> AĞRI/ACI
- DUYUMSADIKLARIMIZ:
SOMUT değil SOYUT
- DUYUMSAMA ile/ve/||/<> DUYARLILIK
( Dışarıdakilerde/n. İLE/VE//||/<> İçte/n. )
- DUYUMSAMA ile/ve YANILSAMA
- DUYUMSAMAK ile/ve/<> KABUL ETMEK
- DUYUMSATABİLMEK/DUYUMSAYABİLEN ile/ve/||/<>/> DUYUMSAYABİLDİĞİNİ, DUYUMSATABİLMEK/DUYUMSATABİLEN
- DÜYÜN[Azr.] = DÜĞÜM[Tr.]
- DÜYÜN değil DÜĞÜN
- DUYURUMUZA/DAVETİMİZE:
"GERİ DÖNÜŞÜMLER OLUYOR" değil "GERİ DÖNÜŞLER OLUYOR"
- DUYUSAL DENEYİM ile BİREYSEL BİLİNÇLİLİK ile TOPLUMSAL İLİŞKİLER
- DUYUSAL İLE MOTOR İLE İNTERNÖRON ile/||/<> NÖRON TÜRLERİ
( Üç temel nöron sınıfı. )
( Formül: Refleks: 2-3 sinaps )
- DUYUSAL-NESNE DÜRTÜSÜ ve BİÇİM DÜRTÜSÜ | ile/ve/||/<>/> OYUN DÜRTÜSÜ
( Doğal yanımız/yaşamımız. VE Akıl yanımız. İLE/VE/||/<>/> Canlı biçim.[Güzellik ve özgürlük.][İkisi arasında kurulmak istenilen uyumdur. Sanatta ortaya çıkar.][Kişi, oynayabildiği yerde tamlık kazanır.] )
- DUYUSAL SOYUT ile/ve/değil/||/<>/>/< SOYUT
( Doğa. İLE/VE/||/<>/>/< Akıl. )
- DUYUSAL["SENSÜEL" değil!] = HİSSÎ = SENSITIVE[İng.] = SENSITIF[Fr.] = SENSITIV, EMPFINDLICH[Alm.] = SENSITIVO[İsp.]
- DUYUSAL ile/ve/<> USSAL
( Geçici. İLE/VE/<> Kalıcı. )
- DÜZ ANLAM ile TERS ANLAMLANDIRMA
- DÜZ AYNA ile/||/<> KÜRESEL AYNA (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)
( Düz ayna düzlem, küresel ayna eğri yüzeydir )
( Formül: Düz İLE çukur/tümsek )
- | DÜZ/"DONUK" BAKIŞ ile/ve DİK BAKIŞ | ile/değil/yerine/>< YANSIZ/NÖTR BAKIŞ
- DÜZ BASKI/OFSET[İng.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DİJİTAL BASKI
( Kalıp izlerini, önce kauçuğa, kauçuktan da kâğıda geçirmeye dayanan, çift kopyalı baskı yöntemi. )
- DÜZ ÇİZME ile/ve/yerine KÖRÜKLÜ ÇİZME
- DÜZ (DOKUNMUŞ) ile/ve SUMAK ile/ve CECİM/CİCİM ile/ve ZİLİ ile/ve HEYBE
( ... İLE/VE ... İLE/VE Nakışlı ve ince. Sivas/Divriği bölgesinde. İLE/VE Ağrı/Patnos, Çanakkale bölgelerinde. İLE/VE Urfa bölgesinde. )
- DÜZ ER ile/||/<> GRANÜLLÜ ER
( Düz ER lipit sentezi İLE granüllü ER protein sentezidir )
( Formül: Lipit İLE protein )
- SÖZ:
DÜZ ile/ve/||/<> ETKİ ile/ve/||/<> EDİM
- DÜZ < = > TERS
ÇEŞİTLİ ÖRNEKLER...
( 246642 | 623326 | 7895987 | 42699624 )
- (TORNA) VİDALARDA:
DÜZ ile YILDIZ
( ON SCREW(DRIVER): SLOTTED vs. PHILIPS )
- DÜZ VİTES ile OTOMATİK VİTES
- DÜZ YAZI ile DANS
( Yürümeye benzetilebilir.[Kendi dışında bir amacı vardır.] İLE Şiire benzetilebilir.[Amacı, kendidir.] )
- DÜZ YÖNELTEÇ/GİDON ile/ve/>< TERS YÖNELTEÇ/GİDON
( )
- DÜZ[Ar.] ile DÛZ[Ar.]
( Yatay durumda olan. Eğik ve dik olmayan. | Eğri ya da kıvrımlı olmayan. İLE Dikici, diken. [ÇUVALDIZ < CÜVÂL-DÛZ: Çuval dikmeye özgü iğne.] )
- DÜZELTME ile/ve/değil/yerine/||/<>/< CESÂRET VERME
- DÜZELTME ile/ve/değil/<>/> GELİŞTİRME
- DÜZELTME ile (")ÜTÜLEME(")
- DÜZELTME ile (YENİDEN) DÜZENLEME
( TO MAKE BETTER vs. (RE) ARRANGEMENT )
- DÜZELTME ile/değil/yerine ZENGİNLEŞTİRME
- DÜZELTMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AYARLAMAK
- DÜZEN ve SIRADÜZEN/HİYERARŞİ ile/ve/||/<>/> DEĞİŞİM ve EŞİTLİK
( Modern öncesindeki öncelikler. İLE/VE/||/<>/> Modern dönemdeki öncelikler. )
- DÜZEN ile/ve/||/<> BAĞLAM
- DÜZEN ile/ve DENGE ile/ve UYUM
( Düzenli bir hayat yaşayın ama onu kendi içinde bir amaç haline getirmeyin. )
( SETTING/ORDER/REGULARITY vs. BALANCE
Live an orderly life, but don't make it a goal by itself. )
- DÜZEN ile/ve DİSİPLİN
( Disiplin için "Sevgiyle Disiplin-Fitzhugh Dodson-Kuraldışı Yay." kitabından yararlanmanızı salık veririz. )
( REGULARITY vs./and DISCIPLINE )
- DÜZEN ile/ve/değil DÜZENEK
( [not] SYSTEM vs./and/but MECHANISM )
- DÜZEN ile/ve "DÜZENSİZ" DÜZEN
- DÜZEN ile/ve/||/<>/> DÜZEY
- DÜZEN ile/ve GİZLİ DÜZEN
( DAVID BOHM )
( ORDER vs./and IPLICATE ORDER )
- DÜZEN ve/<> GÜZELLİK ve/<> UYUM
( ORDER and/<> BEAUTY and/<> HARMONY )
- DÜZEN ile İRÂDE
( REGULARITY vs. WILL )
- DÜZEN ile/ve KAVRAM
( Örgütlenmiş bir bütünlüğü oluşturacak biçimde karşılıklı olarak birbirine bağlı maddî ya da maddî olmayan unsurların tamamı. İLE/VE ... )
( SYSTEM vs./and CONCEPT )
- DÜZEN = NİZAM = ORDER[İng.] = ORDRE[Fr.] = ORDNUNG[Alm.] = ORDEN[İsp.] = ORDO[Lat.]
- DÜZEN ile/ve/||/<>/< ÖLÇÜ
- DÜZEN ile/ve/değil/||/<>/< ÖRÜNTÜ
- DÜZEN ve/||/<>/>/< SÜKÛNET
- DÜZENİ:
KURMAK ile/ve/||/<>/> KORUMAK
- DÜZENLEME ve/+/||/<>/> ANLAMA ve/+/||/<>/> DÖNÜŞTÜRME
- DÜZENLEME ile/ve/||/<>/< BİR ARAYA GETİRMEK
- DÜZENLEME ile TOPARLAMA
( TO ORGANIZE vs. SUMMARIZE )
- DÜZENLEMEK ile/ve/||/<> AYARLAMAK
- DÜZENLEYİCİ KAVRAMLAR ile/ve/<> VAROLUŞSAL KAVRAMLAR
( ORGANIZER/REGULATOR CONCEPTS vs./and/<> ONTOLOGICAL CONCEPTS )
- DÜZENLİ GÖÇ ile/ve/||/<> DÜZENSİZ GÖÇ
- DÜZENLİ/LİK ile/ve/<> BÜTÜNLÜK/LÜ/LÜK
- DÜZENLİLİK ile/ve/<> BÜTÜNLÜLÜK
- DÜZEN/Lİ/LİK ile/ve/değil DÖNGÜ/SEL/LİK
- DÜZEN/Lİ/LİK ile/ve/||/<>/> KURUM/SAL/LIK
- DÜZENSİZLİK İÇİNDE/Kİ DÜZEN ile/ve DÜZEN İÇİNDE/Kİ DÜZENSİZLİK
( REGULARITY IN DISORDER vs./and DISORDER IN REGULARITY )
- DÜZENSİZ/LİK ile/ve/||/<>/>/< BELİRSİZ/LİK
- DÜZEY ile DERECE
- DÜZGÜ = KAİDE, NUMUNE = NORME[İng., Fr.] = NORM[Alm.] = NORMA[Lat.]
- DÜZGÜN ADAM değil FATİHÂ'SI DÜZGÜN
- DÜZGÜN DAİRESEL HAREKET ile DÜZGÜN DOĞRUSAL HAREKET
( Açısal hızın sabit kaldığı hareket. İLE Hız vektörünün yön ve büyüklüğünün doğru boyunca değişmediği [sabit kaldığı] hareket. )
( UNIFORM CIRCULAR MOTION vs. UNIFORM LINEAR MOTION )
( LE MOUVEMENT CIRCULAIRE UNIFORME avec LE MOUVEMENT lINÉAIRE UNIFORME )
( GLEICHFÖRMIGE KREISBEWEGUNG mit GLEICHFÖRMIGE LINEARBEWEGUNG )
- DÜZGÜN ile/ve/değil/||/<>/< DÜZ
( Bilgiye uzanan yol, hiçbir zaman, düz ve düzgün olmamıştır. )
- DÜZGÜN ile/ve/||/<> DÜZENLİ
- DÜZGÜN ile YAMUK
- DÜZGÜNEŞ, ORHAN PROF. DR. (SARIYER/RUMELİKAVAĞI, (1917 - 1996) :
( Bilim adamı. İlkokulu Gerede'de (1928), Liseyi Kastamonu'da (1934), üniversiteyi de Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinde okudu (1938). Askerlik hizmetini yedek subay olarak yaptıktan sonra A.Ü. Ziraat Fakültesine asistan oldu (1940). İkinci kez askere alındı ve 1942'de yeniden fakülteye döndü. Okuduğu bütün okulları birincilikle bitirdi. 1946'da ABD. Kaliforniya Üniversitesine gönderildi. 1950 yılına kadar burada kaldı ve genetik, biyometri ve hayvan ıslahı konularında ihtisas yaptı. 1951'de doçent, 1957'de profesör oldu. Ziraat Fakültesi, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Harp Okulu ve Gülhane Askeri Tıp Akademisinde genetik ve istatistik dersleri okuttu. Ayrıca Ankara, İzmir ve Erzurum Ziraat Fakültelerinde genetik ve biyometri dersleri verdi. TÜBİTAK'ta 7 yıl süre ile Veteriner ve Hayvancılık Grubu üyeliği yaptı. 1986'da TÜBİTAK Hizmet Ödülünü aldı. 1968'de yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanlığı, 1965 yılında Türk Mühendisleri Oda Başkanlığı, Ülkücü Öğretmen ve Öğretim Üyeleri Derneği Genel başkanlığı, Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği ve Vakıf Genel Başkanlığı, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü, Ankara Türk Ocağı Şube Başkanlığı ve 20 yıl süre ile Türk Ocakları Genel Başkanlığı yaptı. Hayvancılık dalında verdiği hizmetler nedeni ile 50. Yıl Ödülüne layık görüldü. Mesleki çalışmalarının arasında ders kitaplarından başka dış ülkelerde yayınlanan makale ve raporları bulunuyor. )
- DÜZLEME/TESVİYE[Ar.]/AJÜSTAJ[Fr.] ile AJÜSTE[Fr.]
( Düzleme. İLE Pens ve büzgülerle gövdeye oturtulmuş giysi. )
- DALGALAR:
DÜZLEMSEL ile/ve/||/<> AKIŞKAN ile/ve/||/<> RAYLEIGH YÜZEY ile/ve/||/<> ENİNE
(
)
- DÜZLÜK ÜZERİNE YAPILAN RESİM ile KUBBE ÜZERİNE YAPILAN RESİM
- DÜZÜŞGEN" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SEVİŞKEN
- DÜZÜŞME ile GİDİP GELME
( SCREW vs. OSCILLATION )
- DÜZYAZI ile/ve ŞİİR/Şİ'R[Ar.]
( Anlatım. İLE/VE Yaratım. )
( Başka dile çevrilebilir. İLE Çevrilemezler ve/fakat yeniden/tekrar kurulabilir. )
( NESİR/MENSÛR ile/ve NAZIM/MANZUM )
( ... İLE/VE Zengin simgelerle, ritmli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan, hece ve durak bakımından denk ve kendi başına bir bütün olan edebî anlatım biçimi, manzume, nazım, koşuk. | Düş gücüne, hayale, imgeye, gönle seslenen, anı, duygu, coşku uyandıran, etkileyen şey. )
- DÜZYAZILARDA:
YALIN ile/ve SÜSLÜ ile/ve ORTA
- DÜZYAZININ GELİŞMESİ ile/ve/||/<> ARAÇLARIN, TEKNİKLEŞTİRİLMESİ
- DYOGEN ile/ve KIBRIS'LI DYOGEN ile/ve ROMEN DYOGEN
( )
- E[Ar.] ile -E[Ar.]
( Elif harfinin üstün ve ince okunan biçimi. İLE Arapça sözcükleri dişil/müennes yapmaya yarar. )
- E1 ile/||/<> E2
( E1 iki basamaklı İLE E2 tek basamaklı eliminasyondur )
( Formül: Karbkatyon İLE uyumlu )
- EACH vs. EVERY
- EARN vs. WIN
- EARNSHAW KURAMI
( Bir elektrik alanı içindeki yüklü bir nesne, sadece elektrik güçlerinin etkisiyle dengede kalamaz. )
- EASY vs. PRACTICAL
- EASY(NESS) vs. SIMPLE(NESS)
- EB ile/||/<> EBEVEYN ile/||/<> EBEN AN CEDD ile/||/<> RABBE ile/||/<> ASABE-İ NESEBİYE/NESEBİYYE ile/||/<> MÜLTEKÂ-YI NESÂB ile/||/<> NESLEN BADE NESLİN ile/||/<> İRS
( Baba, ata. İLE/||/<> Ana, baba. İLE/||/<> Babadan oğula.[ebâ an cedd] İLE/||/<> Üvey ana. İLE/||/<> Kan ve soy yoluyla yakın/akraba. İLE/||/<> İki ya da daha çok kişinin kuşaklarının birleştiği kişi. İLE/||/<> Kuşaktan kuşağa. İLE/||/<> Soya çekim, verâset. )
- EB'AD[Ar. < BA'D] ile EB'ÂD[Ar. < BU'D]
( Daha uzak. İLE Uzaklıklar, uzunluklar. )
- EBAD-I SELÂSE değil/yerine/= ÜÇ BOYUT
- EBÂET[Ar. çoğ. ÂBÂ] ile EBÂİD[Ar. < EB'AD]
( Kamışlık.[yer] | Kamış. İLE En uzak.[yerler] | Yakın olmayan.[akraba] )
- EBÂRİK[Ar.] ile EBÂRÎK[Ar. < İBRİK]
( Kumlu, balçıklı.[yer] | Alaca atlar. İLE İbrikler, su kapları. )
- EBCED HESÂBI ile/değil EBCED
- EBCED'İN ÇEŞİTLERİ:
KÜÇÜK EBCED HESABI(CÜMEL-İ SAĞİR) ile EN KÜÇÜK EBCED HESABI(CÜMEL-İ ASGAR) ile BÜYÜK EBCED HESABI(CÜMEL-İ KEBİR) ile EN BÜYÜK EBCED HESABI(CÜMEL-İ EKBER)
- EBCEL[Ar.] ile EBCER[Ar.]
( İri yapılı adam. İLE Büyük ve çıkık karınlı adam. )
- EBE[Oğuz] ile/= EPE[QARLUK]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ana. )
- EBED ile/değil SONRA
- [Ar.] EBED/Î, BENGİ ile/ve EZEL/Î[çoğ. AZAL]
( Sonu olmayan gelecek zaman. İLE/VE Öncesi olmayan geçmiş zaman. )
( Ezel ve ebed nedir? ŞİMDİ'dir! )
( Varlık'ın gelecekte takdir edilen zaman içerisindeki sınırsızca sürekliliği. İLE/VE Varlık'ın geçmişte takdir edilen zaman içerisindeki sınırsızca sürekliliği. )
( Ezel ve ebed, ikisi birden önsüzlüğü ve sonsuzluğu bildirir. )
( CÂVİDÂN ile/ve ... )
- EBEDÎ/İLÂ NİHÂYE[Ar.] değil/yerine/= SONSUZ/UÇSUZ
- EBEGÜMECİ/PİNPİRİK ile AĞAÇ EBEGÜMECİ
( Çiçekleri ilâç, yaprakları sebze olarak kullanılan, kendiliğinden yetişen bir ot. İLE Ebegümecigillerden, boyu yüksek bir ot. )
( MALVA SILVESTRIS cum LAVATERE )
- EBEKİ ile/ve/||/<> EBEKİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Küçümsemek. İLE/VE/||/<> Azımsamak. )
- EBEVEYN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAKIM VEREN
- EBEVEYN["EBEBEYN/EVEBEYN" değil!] ile VELİ
- EBHAL[Ar. < BUHL] ile EBHÂR[Ar. < BAHR] ile EBHAR[Ar.]
( Daha/en/pek cimri/pinti/hasîs. İLE Denizler. İLE Ağzı/soluğu kötü kokan. )
- EBÎ[Ar.] ile EBİR/EBR[Ar.]
( Baba. İLE Bulut. )
- EBLAG[Ar. < BELİĞ] ile EBLAK[Ar. < BALIK]
( Olgunluk derecesine çok yakın olan, dah beliğ, en fasîh. İLE Alaca, bulaca. | Rengârenk. | Alabacak at. )
- EBLEC[Ar.] ile EBREC[Ar.]
( Açık kaşlı. | Nurlu, parlak, vuzuhlu. İLE Gözünün akı çok fakat güzel gözlü kişi. )
- EBLEH[Ar. < BELÂHET] ile EBLEK[Fars.]
( Pek akılsız, ahmak, bön, alık. İLE Alacalı. )
- EBNÂ ile/||/<> EBNÂ-YI EBNÂ ile/||/<> HAFÎD ile/||/<> MAHDÛM ile/||/<> ZÂDE ile/||/<> BENÛN ile/||/<> BİN ile/||/<> BİNT ile/||/<> ASLAH/ESLAH ile/||/<> EKBER ile/||/<> KEBÎR ile/||/<> KEBÎRE
( Oğullar. İLE/||/<> Kız ve erkek çocukları/torunları tanımlar. İLE/||/<> Torun. İLE/||/<> Oğul, çocuk. İLE/||/<> Oğul, çocuk. İLE/||/<> Üç ya da daha çok çocuk. İLE/||/<> Oğul. İLE/||/<> Kız. İLE/||/<> En uygun [vakfiyelerde en uygun oğul]. İLE/||/<> Daha/en/pek büyük. [vakfiyelerde geçer]. İLE/||/<> Yaşça büyük. İLE/||/<> Büyük kız çocuk [vakfiyelerde geçer]. )
- EBNÂ[Ar.] ile ZÜRRİYET[Ar.]
- EBREŞ[ABRÂŞ ya da EBRAS değil!]/BARAS/BERAS[Ar.] ile/ya da ŞELEL
( Gövdedeki beyaz lekeler, sam lekeleri. İLE Gövdedeki renkli lekeler. | İskorbüt.[< Fr. < Lat. < Rus. C vitamini eksikliği nedeniyle dermansızlık, zayıflık ve dişetlerinin yangısı gibi belirtilerle kendini gösteren hastalık.] )
- EBTAL[Ar. çoğ. EBÂTIL] ile EBTÂL[Ar. < BATTÂL]
( En boş, beyhûde. İLE Yiğitler, dövüşken erler. )
- EBTALE[Ar.] ile EDHAZA[Ar.]
- EBUBEKİR CAMİİ :
( Çamlıtepe (Derbent) mahalle meydanındaki cami yeni yapılan camilerden olup, Osmanlı mimarı tarzındadır ve tarihi özelliği yoktur. )
- EBU'L BEŞER ile/değil/yerine EBU'L ERVÂH
- EBÜLFETİH CAMİİ :
( Rumelihisarı Kalesi içinde Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan Ebülfetih Camii zamanla yıkıldı. )
- EÇE/EKE/EZE ile EÇİ ile EKEÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yaşça büyük kız kardeş. İLE Yaşça büyük olan erkek kardeş. İLE Halkın kız kardeşi(uht-ul-kavm).[Bilgece davranan küçük kız çocuğu.] )
- ECEL[Ar. çoğ. ÂCÂL] ile ECELL[Ar. < CELÎL]
( Belirli olan süre/vâde. Ömrün sonu, hayatın son anı. İLE Çok büyük, en ulu. )
- ECEL ile/ve/||/<>/> AMEL ile/ve/||/<>/> EMEL
- ECEL[Ar.] ile MÜDDET[Ar.]
- ECEL ve RIZK
( Ecel, iki türlüdür:
* Ecel-i Kazâ
* Ecel-i Müsemmâ (Zamanı belirlenmiş ölüm) )
( Kişiler, ana rahmine, çoğunlukla gece düşerler. Düştükleri saatte doğar, o saatte de ölürler. Bu, Ecel-i müsemmâ'dır. )
- ECHEL[Ar. < CÂHİL] ile ECHER[Ar.]
( Çok cahil. | Nâdân, aksi kişi. İLE Son derece güzel hanım. | Gündüz iyi görmeyen, kamaşık gözlü adam. )
- ECHO vs. REFLECTION
- EC(İ)R değil/yerine/= BİR İŞ, HİZMET KARŞILIĞINDA VERİLEN ŞEY | ÂHİRETE AİT MÜKÂFAT, SEVAP | ÜCRET
( )
- ECİR/ECR[Ar. < UCÛR] ile ECÎR[Ar. < ECR]
( Bir iş/hizmet karşılığında verilen şey. | Âhirete ait ödül/mükâfat, sevap. | Ücret. İLE Ücretle çalışan, gündelikçi. )
- ECLA'[Ar.] ile ECLÂ[Ar. < CELÎ]
( Kısa dudaklı ve miskin adam. İLE Pek belirli, çok âşikâr. )
- ECMA'U[Ar.] ile CEM'[Ar.]
- ECONOMIC vs. ECONOMICAL
- ECONOMICS vs. ECONOMY
- ECRÂM ve/<> ECSÂM
( Cirim. VE/<> Cisim. )
( Uzayda.VE/<> Dünyada. )
( Ay üstü. VE/<> Ay altı. )
( 4 öğeden/unsurdan oluşmayan. VE/<> 4 öğeden/unsurdan oluşan. )
( Güneş. VE/<> Madde. )
- ECR-İ AZÎM ile/ve ECR-İ KERÎM
( Düşünebileceğinin ötesinde verilen. İLE/VE Hiç düşün(e)mediğinin verilmesi. )
- ECR-İ HASS ile/ve/<> ECR-İ MÜŞTEREK
- ECT-/ECTO- ile/||/<> -ECTASİA/-ECTASİS ile/||/<> -ECTOMİZE ile/||/<> -ECTOMY ile/||/<> -CENOSİS ile/||/<> -STEREİSİS ile/||/<> ECTRO-
( Dış, dışta, olmaksızın. İLE/||/<> Dilatasyon, genişleme. İLE/||/<> Eksizyondan uğrama. İLE/||/<> Cerrahi olarak çıkarma. İLE/||/<> Akıntı, cerrahi olarak çıkarma. İLE/||/<> Bir bölümün cerrahi olarak çıkarılması, eksiklik. İLE/||/<> Doğuştan, konjenital olarak eksik. )
- ECZACIBAŞI DİSPANSERİ :
( Tarabya çarşısı içinde bulunan Eczacıbaşı Dispanseri, Eczacıbaşı ailesi tarafından yaptırıldığı için bu isimle anılmakta olup, hizmet vermeye devam etmektedir. )
- ECZACIBAŞI SAHİLHANESİ :
( Yeniköy Tarabya Yolu üzerindedir. 19. yy. ın sonlarında da inşâ edilen yalının ilk sahibi Mobil Şirketi Balkanlar Umum Müdürü A.V. Walter'di. Bu nedenle Walter Yalısı olarak da bilinir. Yalıyı bilahare Eczacıbaşı ailesi satın aldı ve onların adı ile tanındı. )
- ECZEM[Ar. < CÜZÂM] ile ECZEM[Ar.]
( Cüzâmlı, miskinlik illetine uğramış olan. | Parmakları ya da eli kesik kişi. İLE Burnu kesilmiş. )
- ED ile ED
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İşlenmiş, üretilmiş herhangi bir şey. [Süslü bir kumaş ya da benzerleri.] İLE İyiye işaret olan herhangi bir şey. )
- EDÂ ile EDÂ
( Davranış, tavır. | Naz, işve. | Anlatış yolu. İLE Verme, ödeme. | Namazı kılma, yerine getirme. )
- EDÂ[Ar.] ile İBLÂĞ[Ar.]
- EDAT/ZARF/ADPOSITION(PREPOSITION / POSTPOSITION) değil/yerine/= İLGEÇ/BELİRTEÇ/SARMIK(ADVERB) [dilb.]
- EDB ve/||/<>/> İAE
( Elinde, diline ve beline sahip olmak. VE/||/<>/> İşine, aşına ve eşine sahip çıkmak. )
- EDEB[çoğ. ÂDÂB] -ile
( İYİ TERBİYE, NEZÂKET, ZARÂFET | ELİNE, DİLİNE, BELİNE SAHİP OLMAK [ELİF, DAL, BE] | DAVET, ÇAĞRI | ÜST SEVİYE AHLÂKI | ALLAH'A YAKLAŞMANIN ÖLÇÜSÜ )
- EDEB ile/ve ÂDÂB
( Elif, Dal, Be. Edebli olmak, eline, diline, beline sahip olmak anlamını taşır. İLE/VE Edeb'in çoğulu. )
( Âdap eksikliği, öze dair bilginin eksikliğindendir. )
( EDEB YÂ HÛ )
- EDEB ve ADÂLET
( Yerli-yerince hareket etmek. VE Yerli-yerinde olmak. )
- EDEB ile/ve/||/<> AHLÂK ile/ve/||/<> MATEMATİK
( İnsanlığın gelişimindeki/tarihindeki üç önemli eşik. )
- EDEB ve/<>/= DİL
( BREEDING and/<>/= LANGUAGE )
- EDEB ve EDEBİYAT
( Söylemesini bilmeyen, eylemesini bilemez. )
- EDEB ile/ve EMNİYET
- EDEB ile/ve ERKÂN
( Muktezâ-yı hal üzere söylemek ve eylemek. İLE/VE ... )
- EDEB ile/ve/<> HAYÂ
( : ZİNNÛREYN )
- EDEB ve/> İLİM
( Edep, ilimden önce gelir. )
- EDEB ve/<>/> İMAN ve/<>/> İLİM ve/<>/> AMEL ve/<>/> İHLÂS
- EDEB ve/=/<> İRFAN
- EDEB ile/ve KORKU
- EDEB ile/ve/<> SAMİMİYET
( Ne kadar samimi olunsa da edebten uzaklaşmamak gerekir! )
- EDEB ve/=/<> TEVHİD
- EDEB ile/ve USÛL
- EDEB ile/ve/<> ZARÂFET
- Edeben SUS!!!
- EDEB-İ HAKİKAT ile/ve/||/<>/> EDEB-İ CEMÂL
- EDEBÎ (OLAN) ile/ve/||/<>/>/< EBEDÎ (OLAN)
- EDEBÎ (OLAN/LAR, ALAN/LAR, KONU/LAR) ile/ve/<> MANEVÎ (OLAN/LAR, ALAN/LAR, KONU/LAR)
- EDEBÎ TANIM/YAKLAŞIM ile FELSEFÎ TANIM/YAKLAŞIM
itibarı ile 40.058 başlık/FaRk ile birlikte,
40.058 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(43/162)
(1996'dan beri)