Bugün[31 Aralık 2025]
itibarı ile 5.913 başlık/FaRk ile birlikte,
5.913 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(6/25)


- HACI NEFİSE HANIM ÇEŞMESİ :

( Demirciköy Çeşme Sokakta bulunan bu çeşme duvar çeşmesi hüviyetindedir (H.1313, M.1896). Mermer ayna taşı aynı zamanda kitabesidir. Kitabesinde şöyle yazmaktadır: Sahib - ül hayrat vel hasenat Şakir Efendinin kerimesi Hacı Nefise Hanımın ruhi şerifine rizaen lillâhi teala fâtiha (1313)". )


- HACI OSMAN DİNEK PARKI :

( Yenimahalle'nin Havantepe yerleşim bölgesindeki Havantepe Camii'nin az ilerisindedir, 600,00 m²'lik bir alan üzerindedir. 25,00 m²'lik eşil alanı, 35,00 m²'lik çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )


- HACI PİRÎ MESCİDİ ile/ve HACI PİRÎ MESCİDİ

( Kadirhane mescidi. İLE/VE Leylek Yuvası mescidi. )

( Tophane, Kâdirîler Yokuşu'nda bulunan mescid. [Kâdirî Şeyhi İsmail Rûmî] [XVII. yüzyıl] İLE/VE Yedikule, Hacı Pirî sokağında bulunan mescid. [Hacı Pirî Mehmed] [XVIII. yüzyıl] )


- HACI RIFAT ŞÜKRÜ DEDEMAN CAMİİ :

( Yavuz Sultan Selim mahallesindedir. Hayırsever Hacı Rıfat Şükrü Dedeman tarafından yapılmıştır. Cami yaptıranın adını taşımakta olup tarihi özelliği yoktur. )


- HACI SALİH PAŞA (?) :

( Sarıyerlidir. Sadrazam olarak Osmanlı İmparatorluğunda 18. yüzyılın son yarısı, 19. yüzyılın ilk yarısı içinde yaşamıştır. Merkez Sarıyer'de iki hayrat çeşme yaptırdı. Bunlardan biri Orta Çeşme diğeri, Devlet Hastanesi yanındaki ismini taşıyan çeşmedir. Sarıyer Devlet Hastanesinin bulunduğu alan 1960'dan önce mezardı. Mezarı türbe biçiminde bu mezarlığın içinde bulunuyordu. Hastanenin önündeki sokağın adı da Türbe Çeşme sokaktır. İsmini Hacı Salih Paşa'nın türbesinden almaktadır. )


- HACI SÜLEYMAN EFENDİ ÇEŞMESİ :

( Garipçe Köyünde denize yakın ve sarp kayalıkların hemen dibindedir. Hacı Süleyman Efendi tarafından yaptırıldığı (H.1326, M.1910) için bu isimle de anılmaktadır. Çeşmenin iki ismi daha var. Biri ismi de "Kumdöken Suyu" diğeri "Hacı'nın Suyu" dur. Kitabesi şöyledir: Ve minel mai külle şeyhin hayy. Sürmene'nin Hamandoz karyesinden Ameşoğlu Hasan Mahdumu Hacı Süleyman'ın hayratıdır 1326". )


- HACI ile BEDEL

( ... İLE Başkasının adına ve masrafıyla hacca giden. )


- HACI ile/ve/değil HÂCE

( HACE BEKTÂŞÎ VELÎ )


- HACIBEKTAŞ ile HACIBEKTAŞ TAŞI


- HACÎL -ile

( UTANMIŞ, UTANCINDAN YÜZÜ KIZARMIŞ )


- HACÎL[Ar.] ile HACÎL[Ar.]

( Üç ayağı beyaz olan at. İLE Utanmış, utancından yüzü kızarmış. )


- HACÎM[Ar.] ile HACÎM[Ar.] ile HACM/HACİM[Ar.]

( Hacamat eden. İLE Saldıran, hücum eden. İLE Bir cismin kapsadığı boşluk. | Oylum. )


- HACİM ile HACİMCE ile HACİMLİ/LİK ile HACİMSİZ/LİK ile HACİMLİCE


- HACİM/CİRİM[Ar.] değil/yerine/= OYLUM/SIYGI

( Bir nesnenin, uzayda doldurduğu boşluk. | İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş. | [resimde] Derinlik, üç boyutluluk etkisi. | [mimarlıkta] Yer/mekân. )

( 1 cubic kilometer [km3] = 1000000000 cubic metre/meter[m3]

1 cubic centimeter [cm3] = 1.0E-6 cubic metre/meter[m3]

1 cubic millimeter [mm3] = 1.0E-9 cubic metre/meter[m3]

1 liter [L, l] = 0.001 cubic metre/meter[m3]

1 milliliter [mL] = 1.0E-6 cubic metre/meter[m3]

1 gallon (US) [gal (US)] = 0.0037854118 cubic metre/meter[m3]

1 quart (US) [qt (US)] = 0.0009463529 cubic metre/meter[m3]

1 pint (US) [pt (US)] = 0.0004731765 cubic metre/meter[m3]

1 cup (US) = 0.0002365882 cubic metre/meter[m3]

1 tablespoon (US) = 1.47868E-5 cubic metre/meter[m3]

1 teaspoon (US) = 4.92892159375E-6 cubic metre/meter[m3]

1 cubic mile [mi3] = 4168181825.4406 cubic metre/meter[m3]

1 cubic yard [yd3] = 0.764554858 cubic metre/meter[m3]

1 cubic foot [ft3] = 0.0283168466 cubic metre/meter[m3]

1 cubic inch [in3] = 1.63871E-5 cubic metre/meter[m3]

1 cubic decimeter [dm3] = 0.001 cubic metre/meter[m3]

1 exaliter [EL] = 1.0E+15 cubic metre/meter[m3]

1 petaliter [PL] = 1000000000000 cubic metre/meter[m3]

1 teraliter [TL] = 1000000000 cubic metre/meter[m3]

1 gigaliter [GL] = 1000000 cubic metre/meter[m3]

1 megaliter [ML] = 1000 cubic metre/meter[m3]

1 kiloliter [kL] = 1 cubic metre/meter[m3]

1 hectoliter [hL] = 0.1 cubic metre/meter[m3]

1 dekaliter [daL] = 0.01 cubic metre/meter[m3]

1 deciliter [dL] = 0.0001 cubic metre/meter[m3]

1 centiliter [cL] = 1.0E-5 cubic metre/meter[m3]

1 microliter [µL] = 1.0E-9 cubic metre/meter[m3]

1 nanoliter [nL] = 1.0E-12 cubic metre/meter[m3]

1 picoliter [pL] = 1.0E-15 cubic metre/meter[m3]

1 femtoliter [fL] = 1.0E-18 cubic metre/meter[m3]

1 attoliter [aL] = 1.0E-21 cubic metre/meter[m3]

1 cc [cc, cm3] = 1.0E-6 cubic metre/meter[m3]

1 drop = 5.0E-8 cubic metre/meter[m3]

1 barrel (oil) [bbl (oil)] = 0.1589872949 cubic metre/meter[m3]

1 barrel (US) [bbl (US)] = 0.1192404712 cubic metre/meter[m3]

1 barrel (UK) [bbl (UK)] = 0.16365924 cubic metre/meter[m3]

1 gallon (UK) [gal (UK)] = 0.00454609 cubic metre/meter[m3]

1 quart (UK) [qt (UK)] = 0.0011365225 cubic metre/meter[m3]

1 pint (UK) [pt (UK)] = 0.0005682613 cubic metre/meter[m3]

1 cup (metric) = 0.00025 cubic metre/meter[m3]

1 cup (UK) = 0.0002841306 cubic metre/meter[m3]

1 fluid ounce (US) [fl oz (US)] = 2.95735E-5 cubic metre/meter[m3]

1 fluid ounce (UK) [fl oz (UK)] = 2.84131E-5 cubic metre/meter[m3]

1 tablespoon (metric) = 1.5E-5 cubic metre/meter[m3]

1 tablespoon (UK) = 1.77582E-5 cubic metre/meter[m3]

1 dessertspoon (US) = 9.8578431875E-6 cubic metre/meter[m3]

1 dessertspoon (UK) = 1.18388E-5 cubic metre/meter[m3]

1 teaspoon (metric) = 5.0E-6 cubic metre/meter[m3]

1 teaspoon (UK) = 5.9193880208333E-6 cubic metre/meter[m3]

1 gill (US) [gi] = 0.0001182941 cubic metre/meter[m3]

1 gill (UK) [gi (UK)] = 0.0001420653 cubic metre/meter[m3]

1 minim (US) = 6.1611519921875E-8 cubic metre/meter[m3]

1 minim (UK) = 5.9193880208333E-8 cubic metre/meter[m3]

1 ton register [ton reg] = 2.8316846592 cubic metre/meter[m3]

1 ccf = 2.8316846592 cubic metre/meter[m3]

1 hundred-cubic foot = 2.8316846592 cubic metre/meter[m3]

1 acre-foot [ac*ft] = 1233.4818375475 cubic metre/meter[m3]

1 acre-foot (US survey) = 1233.4892384682 cubic metre/meter[m3]

1 acre-inch [ac*in] = 102.790153129 cubic metre/meter[m3]

1 dekastere = 10 cubic metre/meter[m3]

1 stere [st] = 1 cubic metre/meter[m3]

1 decistere = 0.1 cubic metre/meter[m3]

1 cord [cd] = 3.6245563638 cubic metre/meter[m3]

1 tun = 0.9539237696 cubic metre/meter[m3]

1 hogshead = 0.2384809424 cubic metre/meter[m3]

1 board foot = 0.0023597372 cubic metre/meter[m3]

1 dram [dr] = 3.6966911953125E-6 cubic metre/meter[m3]

1 cor (Biblical) = 0.22 cubic metre/meter[m3]

1 homer (Biblical) = 0.22 cubic metre/meter[m3]

1 bath (Biblical) = 0.022 cubic metre/meter[m3]

1 hin (Biblical) = 0.0036666667 cubic metre/meter[m3]

1 cab (Biblical) = 0.0012222222 cubic metre/meter[m3]

1 log (Biblical) = 0.0003055556 cubic metre/meter[m3]

1 Taza (Spanish) = 0.0002365882 cubic metre/meter[m3]

1 Earth's volume = 1.083E+21 cubic metre/meter[m3] )

( 1 barrel dry (US) [bbl dry (US)] = 115.6271236039 liter [L,l]

1 pint dry (US) [pt dry (US)] = 0.5506104714 liter [L,l]

1 quart dry (US) [qt dry (US)] = 1.1012209428 liter [L,l]

1 peck (US) [pk (US)] = 8.8097675424 liter [L,l]

1 peck (UK) [pk (UK)] = 9.09218 liter [L,l]

1 bushel (US) [bu (US)] = 35.2390701696 liter [L,l]

1 bushel (UK) [bu (UK)] = 36.36872 liter [L,l]

1 cor (Biblical) = 219.9999892918 liter [L,l]

1 homer (Biblical) = 219.9999892918 liter [L,l]

1 ephah (Biblical) = 21.9999989292 liter [L,l]

1 seah (Biblical) = 7.3333329764 liter [L,l]

1 omer (Biblical) = 2.1999998929 liter [L,l]

1 cab (Biblical) = 1.2222221627 liter [L,l]

1 log (Biblical) = 0.3055555407 liter [L,l] )


- HACİM ile/||/<> YÜZEY ALANI

( Hacim iç boşluk İLE yüzey alanı dış kabuktur )

( Formül: 3D iç İLE 2D dış )


- HACIOSMAN AĞA CAMİİ :

( Tarabya'da Sultan III. Mustafa (1557 - 1774) döneminde yaptırılmıştır. 1828/1829 da Silahtar Şehriyari Ali Ağa tarafından yeniden inşâ edilmiştir. 1958 - 1960 yıllarında sahil yolu yapım çalışmaları sırasında yıktırıldı. )


- HACIOSMAN BAYIRI :

( Çayırbaşı ile Kefeliköy'ü ayıran ve Kefeliköy Caddesinin paralelinde olan ve üstten Tarabya ayracına kadar ulaşan bayır (Şimdi cadde) Hacı Osman Bayırıdır. )


- HACIOSMANOĞLU, NİZAMETTİN (RİZE, 1960) :

( İnşaat ve taşımacılık işleri yapmaktadır. 1999 - 2004 ANAP ve 2004 - 2009 döneminde AKP den Bahçeköy Belediye Meclis Üyesi olarak görev yaptı. )


- HACİR değil/yerine/= KISIT


- HACİZ KOYMAK değil/yerine/= ELKOY YAPMAK


- HACİZ MEMURU değil/yerine/= ELKOY İŞYARI


- HACİZ/HACZETMEK değil/yerine/= ELKOY / ELKOYLAMAK


- HACİZ ile HACİZLİ


- HACKER değil/yerine/= BİLGİSAYAR KORSANI


- HEKIR/HACKER[İng.] değil/yerine/= ÇÖKERTEN


- HEKİNG/HEKİNK/HACKING[İng.] değil/yerine/= ÇÖKERTME


- HACKNEY ile HİLEKAR ile BASMAKALIP METAFOR

( HACKNEY vs. HACKNEYED vs. HACKNEYED METAPHOR )

( درشکه کرايه ile اسب کرايبه ile استعمال شده ile کنايه مبتذل )

( DARSHKEH KARAYYEH ile ASB KARAYBAH ile ESTEMAL SHODEH ile KONAYYEH MOBTAZL )


- HAÇLI ile ÇARMIHA GERİLMİŞ ile ÇARMIHA GERİLME ile HAÇ BİÇİMİNDE ile ÇARMIHA GERMEK

( CRUCIFEROUS vs. CRUCIFIED vs. CRUCIFIXION vs. CRUCIFORM vs. CRUCIFY )

( صليبي ile مصلوب ile مصلوب ساختن ile خاجديس ile چارميخ کردن ile به چارميخ کشيدن ile مصلوب کردن ile برصليب آويختن )

( SELYBEY ile MASLUB ile MASLUB SAKHTAN ile خاجديس ile CHARAMYKH KARDAN ile BAH CHARAMYKH KESHYDAN ile MASLUB KARDAN ile برصليب آويختن )


- HAÇLILAR ile HAÇLI SEFERİ

( CRUSADERS vs. CRUSADE )

( جنگ مذهبي ile غزا ile جنگ صليبي ile جنگجويان صليبي )

( JANG MAZZEHABY ile غزا ile JANG SELYBEY ile JANGJOYAN SELYBEY )


- HAÇSI KOROLLA, HAÇ BİÇİMİNDE KOROLLA = TÜVEYC-İ SALÎBÎ = COROLLE CRUCIFORME


- HAD SAFHA değil/yerine/= İLERİ EVRE


- HAD ile HADD

( Sınır. İLE Küllî varlığın müşâhedesine erdiren bir yol. )


- HAD ile/ve HARAM

( Akılda. İLE/VE Dinde. )


- HAD ile HAT ile HADİ ile HADİ HADİ ile HAT BEKÇİSİ


- HAD'[Ar.] ile KEYD[Ar.]


- HAD ile/ve/<>/< MATLA'[< TULÛ | çoğ. MATÂLİ']


- HAD'[Ar.] ile NAKS[Ar.]


- HAD ile/ve/<> ÖLÇÜ

( Bilgelik, aklın;
Cesaret, kalbin;
Ölçülülük, duyguların denetimidir. )

( Wisdom is reason's;
Courage is heart's;
Moderation is control of feelings. )

( LIMITING vs./and/<> MODERATION )


- HAD ile/ve/<> TERK

( LIMITING vs./and ABANDONMENT )


- HADÂLET ile/değil ADÂLET

( Kol ve baldırı etli olma. İLE/DEĞİL Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetmek. )


- HADÂLET[Ar.] ile HADÂRET[Ar.] ile HADÂRET[Ar.]

( Kol ve baldırı etli olma. İLE Alçakgönüllülük. İLE Yeşillik. )


- HADAR ile/ve/||/<> SÜKÛN


- HADARA ile MEDENİYET/UYGARLIK


- HÂDD ile HADD[çoğ. HUDÛD] ile HADD ile HADD ile HADD ile HÂD[Fars.]

( Keskin. | Sivri. | Dar. | Sert, etkili, tesirli. | Ekşi. | Azgın ve iltihaplı çıban/yara/hastalık. | Gergin. İLE Sınır, iki devlet toprağının birleştiği yer, kenar. | Derece. | Gerçek değer. | Şeriatçe verilen ceza. | Bir önermede konu ile yüklemden her biri, terim. | Cebirde oran/tenasüp ya da denklem/muadeleyi oluşturan bölümlerden her biri. | Bir şeyin sonu. İLE Tümel/küllî var oluşun tanıklığına/müşâhedesine erdiren bir yol. İLE Denizden gelen gürültülü ses. | Gürültü ile yıkılan. | Gürültülü bir sesle çağıran. İLE Yanak. | Yeri yarma, yeri kazma. İLE Çaylak. )


- HADD[Ar.] ile HAKİKAT[Ar.]


- HADD[Ar.] ile İSM[Ar.]


- HADD[Ar.] ile NİHÂYET[Ar.] ile 'ÂKIBET[Ar.]


- HADD[Ar.] ile RESM[Ar.]


- HADDÂ'[Ar. < HUD'A] ile HADDÂ[Ar.]

( Aldatıcı, dalavereci. İLE Deve çobanı. )


- HADDE değil/yerine/= SÜZGEÇ, İMBİK

( Ezilerek biçimlendirilebilen mâdenlerin kütük, levha, çubuk biçimindeki parçalarını, aralarındaki mesâfeler gittikçe daralan bir dizi silindir ya da makara arasından geçirmek sûretiyle saç, tel, ray vb. duruma getiren makine. )


- HADDEHANE[Ar. HADDE + Fars. HÂNE] değil/yerine/= EĞREÇEVİ

( Büyük yassı levhaların eritildiği, merdanelerden geçirildiği yer. )


- HADDELEMEK ile HADDE ile HADDECİ/LİK ile HADDE FABRİKASI


- HADD-İ TÂM(MÂHİYET) ile/ve HADD-İ NÂKIS ile/ve RESM-İ TÂM ile/ve RESM-İ NÂKIS

( Tam tanım.(yakın(karib) cins + yakın fasıl)(İnsan, düşünen canlıdır). İLE/VE
Eksik tanım.(uzak(baid) cins + yakın fasıl)(İnsan, düşünen nesnedir). İLE/VE
Tam tanıtım.(yakın(karib) cins + gerekli özellik)(İnsan, gülen canlıdır). İLE/VE
Eksik tanıtım.(uzak(baid) cins + gerekli özellik)(İki ayak üzeri yürüyen, tırnakları geniş, tüysüz/kılsız, dik yürüyen, tab'an gülen) )


- HADD-İ ZÂTINDA ile AYNI ZAMANDA

( Özünde, merkezinde, gerçeğinde, doğrusu şu ki. İLE Bununla birlikte. )


- HADDİNDEN FAZLA değil/yerine/= GEREĞİNDEN ÇOK


- HADDİ/Nİ AŞMA ile/ve/||/<>/>/< "RAHATLIK"

( HADDİ/Nİ AŞMA ile/ve/||/<>/>/< "RAHATLIK" )


- HADDİNİ AŞMAK ile ÇIĞRINDAN ÇIKMAK


- Haddini bildirmek için KONUŞ!!!


- Haddini bildirmek için SUS!!!


- HADDİ'Nİ BİLDİRMEK ile HADDİNİ "BİLDİRMEK"

( Bir şeyin/durumun. İLE Bir kişinin/tutumun. )

( Sınırların bilgisini belirtmek/anlatmak. İLE Haddini aşanı engellemek.[bedelini ödetmek üzere ya da öncelikli olmamalı!] )


- Haddini bilmek için KONUŞ!!!


- Haddini bilmek için SUS!!!


- HADDİNİ BİLMEK ile/ve HAKKINI BİLMEK

( Olgunlaşmayan meyveye, el uzanmaz. )

( TO KNOW THE LIMIT vs./and TO KNOW THE RIGHTS )


- HADDİNİ BİLMEK ve HESABINI BİLMEK

( TO KNOW THE LIMIT and TO KNOW THE ECONOMY )


- HADDİNİ BİLMEK ve/||/<> VAROLMA/VAROLABİLME


- HADDİNİ BİLMEMEK HADDİNİ BİLDİRMEK


- HADDİNİ-HESABINI (BİLMEMEK)


- HADEME ile/ve/||/<> AMELE


- HADEME ile AVADANCI

( ... İLE Osmanlı sarayında, bir sınıf hademe. )


- HADEME ile/ve GÜLLABİ/Cİ

( ... İLE/VE Akıl hastahanelerinde. )


- HADEME[Ar.] ile/ve KAVAS[Ar. < KAVVAS]

( Odacı. İLE/VE Elçilik ya da konsolosluklarda görev yapan hizmetli. | Banka, patrikhane, otel vb. yerlerde hizmetli ya da koruma görevlisi. | Elçilik ve konsolosluklarda koruma görevlisi. )


- HADEME/MÜSTAHDEM değil/yerine/= ODACI/İŞGÖREN


- HADESE(HUDÛS) ile HADESE(HADS)

( Olmak. İLE Sezgi./Sürat-i intikal. )


- HÂDİ'[Ar. < HADÎA] ile HÂDÎ[Ar.] ile HÂDÎ[Ar. < HİDÂYET | çoğ. HEVÂDÎ, HÜDÂT] ile HAYDİ![Ar.]

( Hileci, dolapçı. | Fena, bozuk. İLE Sırada ilk, birinci. | Yenilene yardım eden, yardımcı. İLE Doğru yolu gösteren, hidâyet eden. | Kılavuz, rehber. | Önde giden. | Mızrak ucu. İLE "Hareket geç!" )


- HÂDÎ[< HİDÂYET] -ile

( HİDÂYET EDİCİ, DOĞRUYA GÖTÜREN | KILAVUZ )


- HADIM ETMEK ile HADIM ETME

( CASTRATE vs. CASTRATION )

( خواجه کردن ile اخته کردن ile عقيم کردن ile اختگي )

( KHAJEH KARDAN ile AKHTEH KARDAN ile AGHYM KARDAN ile AKHTGY )


- HÂDİM[< HİDMET] -ile

( HİZMET EDEN, YARAYAN )


- HADIMLAŞTIRMAK ile HADIM/LIK ile HADIM AĞASI


- HÂDİNE -ile

( Çocuğu besleyip büyütme hakkına sahip kadın. )


- HÂDİR[Ar.] -ile

( Öten. [güvercin] | Kişneyen. [aygır] | Kükreyen. [arslan], böğüren [deve], anıran [eşek]. )


- HÂDİR[Ar.] ile HÂDİR[Ar. çoğ. HADERE]

( Öten güvercin. | Kişneyen aygır. | Kükreyen arslan, böğüren deve, anıran eşek. İLE Şişen, yumrulanan örgen. )


- HÂDİS ile EZELÎ

( ... İLE Önceden olmayı öncelleme. )


- HADÎS[Ar.] ile HABER[Ar.]


- HADÎS[Ar. < EHÂDÎS] ile HÂDİS[Ar. < HUDÛS]

( Hz. Muhammed'in kutsal sözü/sözleri. | Hadisten bahseden ilim. | Yeni, taze. | Haber, kıssa, söz, söylenti. İLE Çıkan, meydana gelen, hudûs eden. | Yeni, yeni çıkan. )


- HADİS ile HÂDİS(E)

( Peygamber sözü. İLE Meydana gelen. )


- HADİS ile HÂDİS(E)

( Peygamber sözü. İLE Meydana gelen. )


- HADİS ile HADİSE ile HADİSELİ ile HADİSESİZ


- HADİS ile HADÎS-İ KUTSÎ

( Kıyamete kadar tazeliğini kaybetmeyen haber, söz; Hz. Muhammed'in sözü(Bu sözlerin ilmi, anlamı Hak'dan, lafzı Resûllullâh'a muzaffer.) İLE Ma'nâ Allah'ın, söz Hz. Muhammed'in. )


- HADİS ile/ve HADÎS-KEŞFEN

( Kıyamete kadar tazeliğini kaybetmeyen haber, söz; Hz. Muhammed'in sözü(Bu sözlerin ilmi, anlamı Hak'dan, lafzı Resûllullâh'a muzaffer.) İLE İnsana gerek yakazada ve gerek menâmda vahiy ya da işitme suretiyle, Hz. Muhammed'den gelen söz, haber. )


- HADÎS[Ar.] ile KASAS[Ar.]


- HADİS ile TEFSİR


- HADİS[Ar.] ile/ve/||/<> MÜLK[Ar.]


- HÂDİSE ile/ve GÖSTERGE


- HÂDİSE değil/yerine/= OLAY | DURUM


- HÂDİSE[Ar.] ile VAK'A[Ar.]

( Genele dayalı ve etkisi [geniş] olan/olabilen. İLE Bir/kaç kere ve olumsuzluklarda. )


- HADİS-İ KUTSÎ ile/ve ÂYET


- HADÎS-İ KUTSÎ ile/ve HADÎS-İ MÜRSEL

( Ma'nâ Allah'ın, söz Hz. Muhammed'in. İLE Hz. Muhammed'den duyulduğu söylenilen söz. )


- HADİS-İ KUTSÎ ile HADİS-İ ŞERÎ


- HADİS-İ KUTSÎ ile/ve HADİS-İ ŞERİF


- HADÎS-İ MÜRSEL ile/ve HADÎS-İ SAHİH

( Hz. Muhammed'den duyulduğu söylenilen söz. İLE Râvîsi sağlam olan hadisler. )


- HADÎS-İ SAHİH ile/ve HADÎS-İ MEVZÛ

( Râvîsi sağlam olan hadisler. İLE Hz. Muhammed'e isnad olunan söz. )


- HADÎS-İ ŞERÎF ile/ve/<> HADÎS-İ KUTSÎ


- HADİSLER'DE:
MERFU ile MEVKÛF ile MEKTÛ


- HADİSTE:
TEDVİN DÖNEMİ ile/ve/||/<>/> TASHİH DÖNEMİ


- HADRON ile/||/<> MEZON

( Hadron kuarklardan (baryon+mezon) İLE mezon kuark-antikuark. )

( Formül: Bileşik İLE qq̄ )


- HADS ile HADS

( SEZGİ | ZAN, TAHMİN )


- HAF ile HAFİ ile HAFİ CELSE


- HAF değil HAV[Ar.]

( Kadife, çuha vb.'nin yüzeyindeki ince tüy. )


- HAFÂ' -ile


- HAFF[Ar.] ile HÂFF[Ar.] ile HAF[Ar. < İng.]

( Ayakkabı. İLE Bir şeyin etrafını dolanan. İLE Oyun kurucu. )


- HAFFAFZADE EMİRİ EFENDİ DERGÂHI :

( Mirgün'de (Emirgan) bulunuyordu. Zamanla yıkılıp gitti. Son şeyhi Şeyh Ahmet Muhyiddin Efendi olup Kadiriye tarikatı mensubuydu. )


- HÂFÎ[Ar.] ile HAFÎ[Ar. < HAFÂ | çoğ. HAFİYYÂT]

( Çok ikrâm eden, güleryüzle karşılayan. | Yalınayak yürüyen/koşan. İLE Gizli, saklı. )


- HAFİF BAYGINLIK ile ŞİDDETLİ BAYGINLIK

( SA'KA-İ HAFÎFE ile SA'KA-İ ŞEDÎDE )


- HAFİF UNLU ile/ve ORTA DERECE UNLU ile/ve ÇOK UNLU

( HAFİF UNLULAR
* Kuşkonmaz - Alkali
* Patlıcan - Alkali
* Mantar - Alkali
* Lahana - Alkali
* Karnabahar - Alkali
* Balkabağı - Alkali
* Salatalık - Alkali
* Kabak - Alkali
* Tere - Alkali
* Ispanak - Alkali
* Hindiba - Alkali
* Yeşil Fasulye - Alkali
* Marul - Alkali
* Mısır/Frenk Salatası - Alkali
* Pırasa - Alkali
* Tatlı Biber - Alkali
* Turp - Alkali
* Semizotu - Alkali
* Kuzukulağı - Asit
İLE/VE
ORTA DERECE UNLULAR
* Enginar - Alkali
* Pancar - Alkali
* Havuç - Alkali
* Kereviz - Alkali
* Brüksel Lahanası - Alkali
* Şalgam - Alkali
* Maydanoz - Alkali
* Radika - "Alkali
* Taze Bezelye - Alkali
* Roka - Alkali
* Bamya - Alkali
* Soğan - Asit
* Sarımsak - Asit
İLE/VE
- ÇOK UNLULAR
* Kestane - Alkali
* Patates - Alkali
* Yer elması - Alkali )

- KURU SEBZELER
* Bakla - Asit
* Kuru fasulye - Asit
* Kuru bezelye - Asit
* Mercimek - Asit
* Soya - Asit

YAĞLI MADDELER
* Avokado - Alkali
* Zeytin - Alkali

YAĞLI KURUYEMİŞLER
* Ceviz - Asit
* Fındık - Asit
* Şamfıstığı - Asit
* Amerikan fıstığı - Asit
* Badem - Alkali

TAHIL VE MAMULLERİ
* Yulaf - Asit
* Buğday - Asit
* Beyaz un - Asit
* Mısır - Asit
* Arpa - Asit
* Kepekli ve beyaz pirinç - Asit
* Çavdar - Asit
* Kepekli ekmek - Asit
* Hamur işleri - Asit
* İrmik - Asit
* Mısır unu - Asit
* Yulaf unu - Asit
* Patates nişastası - Asit

ZARARLI OLANLAR
* Kakao - Asit
* Çay ve kahve - Asit
* Baharat - Asit
* Konserveler - Asit
* Şeker ve şekerli maddeler - Asit
* Her tür pasta ve benzerleri - Asit
* Alkol - Asit

)


- HAFİF ile HAFÎF

( Tartıda ağırlığı az gelen, yeğni. | Güç ya da yorucu olmayan, kolay. | Ağırbaşlı olmayan, ciddi olmayan, hoppa. | Miktarı az, sindirimi kolay yiyecek. | Kalınlığı ya da yoğunluğu az olan. | Etkisi az olan, sert karşıtı. | Önemli olmayan. | Çok dik olmayan sırt, yokuş/eğim. | Gücü az olan, belirli belirsiz. | Sıkıntısız, ferah, rahat olarak. İLE Türk müziğinin büyük usûllerindendir. )


- HAFÎF[Ar.] ile HAFÎF/HAFFÂF[Ar.] ile HAFÎF[Ar. < HİFFET]

( At koşarken, kuş uçarken, rüzgâr eserken oluşan ses. Hışırtı. İLE Ayakkabı, terlik, kavaf vs. yapan ve satan. İLE Ağır olmayan, yeğni. | Türk müziğinin büyük usullerindendir. )


- HAFİFE ALMA ile/değil/yerine ELEŞTİRİ


- HAFİFE ALMAK ile/ve/değil/<> BOŞLAMAK


- HAFİFE ALMAK ile/ve/<> GENELLEMEK


- HAFİFE ALMAK ile (YETERİNCE) ÖNEMSEMEMEK


- HAFİFLEMEK ile HAFİFLETMEK ile HAFİFLEŞMEK ile HAFİFLEŞTİRMEK ile HAFİFLETEBİLMEK ile HAFİFLEYEBİLMEK ile HAFİF/LİK ile HAFİFÇE ile HAFİF UYKU ile HAFİF HAFİF ile HAFİF YOLLU ile HAFİF RÜZGAR ile HAFİF SANAYİ ile HAFİF SIKLET ile HAFİF TERTİP ile HAFİF GÜVERTE ile HAFİF MAKİNELİ ile HAFİF HAPİS CEZASI


- HAFİFLETME ile HAFİFLETİCİ

( ALLEVIATION vs. ALLEVIATORY )

( تسکين ile تسکيني )

( TASKYNE ile TASKYNEY )


- HAFİFSEMEK ile HAFİFSENMEK


- HÂFİR -ile

( Hafreden, kazan, kazıcı, eski yapıt araştıran. )


- HÂFİR[Ar. < HAVÂFİR] ile HAFÎR[Ar. çoğ. HAFÂİR]

( Kazan/kazıcı, hafreden. | At gibi hayvanların tırnağı. İLE Derince kazılmış yer, yer çukuru. | Mezar, kabir. )


- HAFİT/HAFÎD[Ar. çoğ. AHFÂD]/NEVE[Fars.] değil/yerine/= TORUN

( Eril torun. DEĞİL/YERİNE/= ... )


- HÂFİYEN ile HAFİYYEN

( YALINAYAK OLARAK | İKRÂM EDEREK ile GİZLİDEN, GİZLİCE, SAKLI OLARAK )


- HÂFİYEN[Ar.] ile HAFİYYEN/HAFİYYETEN[Ar.]

( Yalınayak olarak. | İkrâm ederek. İLE Gizliden, gizlice, saklı olarak, âşikâr olmayarak. )


- HAFIZ POST ile/ve/<> ITRÎ


- HAFIZ ile HÂFIZ

( Hıfz edici, saklayıcı. İLE Kur'ân-ı Kerim'i ezberleyen kişi. )


- HAFIZ ile HAFÎZ


- HAFIZ ile HÂFIZ

( Hıfz edici, saklayıcı. İLE Kur'ân-ı Kerim'i ezberleyen kişi. )


- HAFIZ ile HAFIZ ESAD

( HAFEZ vs. HAFEZ ASAD )

( حافظ ile حافظ اسد )

( HAFEZ ile HAFEZ ASAD )


- HAFIZ ile/ve KUR'A HÂFIZI


- HAFÎZ[Ar.] ile RAKÎB[Ar.]


- HAFIZA HÜCRESİ ile/||/<> NAİF HÜCRE

( Hafıza önceden görmüş, naif ilk kez. )

( Formül: Experienced İLE inexperienced )


- HÂFIZA[Ar.] değil/yerine/= BELLEK


- HAFIZA ile/ve/||/<> HATIRA


- HÂFIZA ile/||/<> HÂTIRA ile/||/<> HÂSILA

( Üçünün de son A'sı kısa söylenir. )


- BELLEK/HAFIZA ile HAVSALA

( Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü. İLE Kuşun kursağı. | Leğen kemiği. | Zihnin bir şeyi anlama ve kavrama yetisi. )


- HÂFIZA ile HAVZA


- HAFIZA ile/ve ZİKİR


- HAFIZLAMAK ile HAFIZ/LIK ile HAFIZA ile HAFIZALİ ile HAFIZALI/LIK ile HAFIZASIZ/LIK ile HAFIZA KAYBI ile HAFIZA YİTİMİ


- HÂFIZLIK:
3/5/10 SAYFA(DA/SI) OLMAK/KALMAK ve/<> HER CÜZ'DE

( Mushafın, tamamının baştan hıfz edilmiş olduğundan hareket edilir. )


- HAFL/HAFLE[Ar.] ile HAFR/HAFŞ[Ar.]

( Kederlenme, tasalanma. | Toplanma, toplantı. İLE Kazma, kazılma. )


- HAFNİYUM ile HAHNYUM/NİLSBOHRYUM

( ... İLE Atom numarası 105 olan, kaliforniyum atomlarının, azot çekirdekleriyle bombardımanından elde edilmiş yapay öğe. [Simgesi: Ha] )


- HAFRİYAT ile HAFRİYATÇI/LIK


- HAFRİYAT değil/yerine/= KAZIM


- HAFŞ/HAFR[Ar.] ile HAFŞ[Ar.]

( Kazma, kazılma. İLE "Tavuk karası" denilen bir göz hastalığı. )


- HAFS[Ar.] ile HAFZ[Ar.]

( Biriktirme, toplama. İLE Basıklık. | Dengeli/îtidâl, aşırı olmama durumu, ölçülülük. | Arap dilbilgisinde kesre/esre imi/işareti. )


- PLANLAMAK:
HAFTA İÇİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HAFTA SONU


- HAFTA/LIK ile HAFTA İÇİ ile HAFTA BAŞI ile HAFTA SONU ile HAFTALARCA ile HAFTALIKLI ile HAFTALIKÇI ile HAFTA ARASI ile HAFTA TATİLİ


- HAĞTIRAĞ/HAATIRAA değil HATIRA/ANI


- HAHN-BANACH ile/||/<> OPEN MAPPİNG

( H-B linear functional uzatma, open mapping açık dönüşüm. )

( Formül: Extension İLE open mapping )


- HÂHUT ile/ve İNSAN-I KÂMİL


- HÂİB[Ar. < HEYBET] ile HÂİB[Ar. < HAYBET | çoğ. HÂİBÎN]

( Korkan, korkak. | Utangaç. İLE Mahrum. | Ümitsiz, me'yûs, dederli. | Zarara uğrayan. )


- HÂİF[Ar. < HAVF] ile HÂİF[Ar.]

( Korkan, korkak, ödlek. İLE Sitem ve gadir eden, zulmeden. )


- HAİKU -ile

( 5-7-5 toplam 17 heceden ve üç dizeden oluşan, geleneksel Japon şiir türü. )


- HAİL[Ar.] değil/yerine ENGEL


- HÂİL[Ar. < HAVL] ile HÂİL[Ar. < HEVL]

( İki şey arasında ya da bir şey önünde perde olan, engel olan, arayı kapayan, engel. | Ekran.[fizikte] İLE Korkunç. )


- HAİL ile HAİLE


- HAİLE[Ar.] ile/değil/yerine ÜZÜCÜ/AĞLATICI

( Çok acıklı olay. | Koşuk biçiminde yazılmış ağlatı. İLE ... )


- HAİN değil/yerine/= SATKIN


- HAİNLEŞMEK ile HAİN/LİK ile HAİNCE


- HAİNLEŞTİRME ile/ve/<> ÖTEKİLEŞTİRME


- HAİNLİK ile/değil/ne yazık ki BİLMEMEZLİK


- HAİN/LİK ile/değil/yerine VEFÂSIZ/LIK


- HAİNLİK(TEN) ile/değil KORKU(DAN)


- HAIR vs. HAIRS


- HAIR :/yerine SAÇ


- HAİZ OLMAK değil/yerine/= İYE OLMAK/TAŞIMAK


- HAİZ ile CAİZ

( Bir şeyi elinde bulunduran, taşıyan. İLE Din, yasa, töre ya da başka bakımdan işlenmesinde, yapılmasında sakınca olmayan, yapılıp işlenmesine izin verilen, uygun, yerinde sayılan, yakışık alan. )


- HAİZ[Ar.] ile HAİZ[Ar.]

( Sahip, mâlik, taşıyan. İLE Âdetini/hayzını gören hanım. )


- HÂİZ ile HÂKİM

( Sahip, taşıyan. İLE Egemenliğini yürüten, buyruğunu yürüten, sözünü geçiren. | Başta gelen, başta olan, baskın çıkan. | Duygu, davranış vb.ni iradesiyle denetleyebilen kimse. | Yüksekten bir yeri bütün olarak gören. | Yargıç. | Bilge. | Baskın. )


- HAK EDİŞ ile/ve/değil/> HAKKINDAN VAZGEÇEBİLMEK


- HAK EDİŞ ile/ve UYGUNLUK

( TO DESERVE vs./and APPROPRIATENESS )


- HAK ETMEK ile TERFİYİ HAK ETMEK ile HAK EDEN

( DESERVE vs. DESERVE PROMOTION vs. DESERVING )

( شايسته بودن ile لايق بودن ile لايق کردن ile استحقاق داشتن ile شايستگي داشتن ile سزيدن ile مستحق بودن ile سزاوار بودن ile مستحق ترفيع بودن ile لايق ile بسزا ile سزاوار ile مستوجب ile مستحق )

( SHAYSETEH BODAN ile LAYGH BODAN ile LAYGH KARDAN ile ESTAHAQAQ DASHTAN ile SHAYSATGY DASHTAN ile سزيدن ile MOSTAHGH BODAN ile SEZAVAR BODAN ile MOSTAHGH TARFYE BODAN ile LAYGH ile BESEZA ile SEZAVAR ile MOSTOJEB ile MOSTAHGH )


- HAK ETMİŞLİK değil/yerine LÜTÛF


- HAK GÖZETME ile VİCDAN


- HAK:
H(HA) ve/||/<> K(KAF)


- HAK:
KESİNLİK ve/||/<> DOĞRULUK ve/||/<> GENELLİK


- HAK (SAHİBİ) ile/ve/=/||/<>/< İHTİYÂR (SAHİBİ)


- HAK SİLLESİNİN:
SADÂSI/SEDÂSI ve/||/<> DEVÂSI ve/||/<> DAVÂSI

( Olmaz! )


- HAK SOFRASI ile/ve ALİ SOFRASI


- HAK VERMEK ile HAK SAHİBİ

( ENTITLE vs. ENTITLED )

( ملقب ساختن ile نام دادن ile با عنوان )

( MALGHAB SAKHTAN ile NAM DADAN ile BA ONVAN )


- HAK VERMEK ile/ve HOŞ GÖRMEK


- HAK YEME ile/değil ÜZERİNE GİTME


- HAK ile/ve/değil/||/<>/>/< AŞK


- HAK ile/ve/<>/< AYRICALIK/İMTİYAZ(/MÜMTAZ)[Ar. < MEYZ]

( RIGHT vs./and/<> SPECIAL PRIVILIGE )


- HAK ile/değil BAĞIMLILIK

( [not] RIGHT vs./but DEPENDENCE )


- HAK ile/ve/||/<>/> DİRENME HAKKI


- HAK ve/||/<>/> GÜÇ

( RIGHT and/||/<>/> POWER )


- HAK ile/ve/<> GÜVENCE


- HAK ile/ve HAD


- HAK[Ar.] ile HAK[Ar.] ile HÂK[Ar.] ile HAKK[Ar.]

( Tüze. | Türenin[tüzeye/hukuka uygunluk] gerektirdiği ya da birine ayırdığı şey, kazanım. | Dava ya da savda gerçeğe uygunluk, doğruluk. | Geçmiş ve harcanmış emek. | Emek karşılığı ücret. | Doğru, gerçek. İLE Maden, ağaç, taş üzerine, elle yazı ya da biçim oyma. İLE Toprak. İLE Allah. )


- HÂK[Ar.] ile HÂK[Ar.] ile HAKK[Ar. çoğ. HUKUK] ile HAKK[Ar.]

( Orta, vasat. | İnsaniyetli, mert ve yiğit adam. İLE Toprak. İLE Allah, tanrı. | Doğruluk ve insaf. | Bir kişiye ait olan şey. | Dava ve iddiada hakikate uygunluk, doğruluk. | Geçmiş/harcanmış emek. | Pay, hisse. | Doğru, gerçek. | Lâyık, münâsip. İLE Kazıma, kazınma, bir şeyin üstünü çelik kalemle yazı ya da resim olarak oyma. | Yazıyı, yanlışı kazıma. )


- HAK ile HAKİ ile HAK DİNİ ile HAK EDİŞ ile HAK KUŞU ile HAK YOLU ile HAK İHLALİ ile HAK KISITLAMASI


- HAK ile/ve HAKİKAT


- HAK ile/ve/||/<> HAKK

( Adâlet. İLE/VE/||/<> Allâh. )

( Her disiplinin kendi ve belirleyicileri. İLE/VE/||/<> Disiplinleri aşkın. )

( Aklın birliği. İLE/VE/||/<> Doğa ve tarihin birliği. )

( Tikel/cüzzî. İLE/VE/||/<> Tümel/küllî. )


- HAK ile/ve/||/<>/< HAKLARA SAHİP OLMA HAKKI


- HAK ile/değil HAZ/HAD

( Birçok şeyin, hakkınız olduğuna inanabilirsiniz fakat bir düşünün bakalım! Sadece hazzınız [için] olmasın? )


- HAK ve/<> HİKMET


- HAK ile HİSSE


- HAK ile/ve/<> HİZMET


- HAK ile/ve/||/<> NASİP


- HAK ile/ve/||/<> ÖDEV


- HAK ile/ve/değil/yerine OLANAK

( [not] RIGHT vs./and/but POSSIBILITY
POSSIBILITY instead of RIGHT )


- HAK = RIGHT[İng.] = DROIT[Fr.] = RECHT[Alm.] = JUS[Lat.]


- HAK ile/ve RIZÂ


- HAK ve/||/<> TAŞ

( Yerini bulur. VE/||/<> Gediğini bulur. )


- HAK ile/ve YERİNDE HAK

( RIGHT vs./and RIGHT IN RIGHT PLACE )

( QUAN ile/ve ... )


- HAK ile/ve/||/<>/>/< ZORUNLULUK

( RIGHT vs./and/||/<>/>/< OBLIGATION )


- HÂKA BİHİ[Ar.] ile NEZELE BİHİ[Ar.]


- HAKAN/LIK ile HAKANİ SENET


- HAKAN ile HAN


- HAKARET ile AŞAĞILAMA


- HAKARET ile AŞAĞILAYICI

( INSULT vs. INSULTING )

( اهانت کردن ile توهين ile متلک گفتن ile بي حرمتي کردن ile خوار کردن ile بي احترامي کردن ile بي حرمتي ile بدحرفي ile اهانت ile کنفت کردن ile بي احترامي ile موهن )

( ANPEHENT KARDAN ile TOOHYNE ile MOTELK GOFTAN ile BEY HARMATY KARDAN ile KHAR KARDAN ile BEY EHTARAMY KARDAN ile BEY HARMATY ile بدحرفي ile ANPEHENT ile KONAFT KARDAN ile بي احترامي ile MOUHON )


- HAKARET ile/değil/yerine/||/>< ELEŞTİRİ


- [ne yazık ki]
HAKARET ile KAZF/KAZİF

( ... İLE Nitelikli hakaret. | Atma. | Namuslu bir kadına, zinâ suçunu isnâd etme. )

( HADD-İ KAZF: Namuslu kadınlara iftira edenlere verilen ceza. )


- HAKARET ile/ve SÖZLÜ SALDIRI


- HAKARET ile/değil TESPİT


- [ne yazık ki]
!HAKARET ETMEK ve/=/||/<>/> !YOK ETMEK


- HAKAS ile HAKASÇA


- HAKEM/LİK ile HAKEMLİ ile HAKEM HEYETİ ile HAKEM KARARI ile HAKEMLİ DERGİ


- HAK-HUKUK (SAHİBİ OLMAK, PEŞİNDE KOŞMAK)


- HAK-HUKUK ile GAK-GUGUK

( Her zaman için. İLE Bazen/bugün. )


- HAKİKAT:
ACITSA DA ile/ve/||/<>/> ACI DEĞİLDİR


- HAKİKAT AHLÂKI ve ÖZGÜRLÜK AHLÂKI

( MORALS OF TRUTH and MORALS OF FREEDOM )


- HAKİKAT BİLGİSİ ile/ve/||/=/<>/>/< KENDİNİN BİLGİSİ


- HAKİKAT = GERÇEKLİK ve/+ ÇEŞİTLİLLİK(OLGUSALLIKLAR)

( TRUTH = REALITY and/+ VARIETY )


- HAKİKAT >< HURÂFE ile/ve/<> TARİHÇİ

( Hakikat gibi, hurâfelerin de, tarihçinin işine geleni vardır, gelmeyeni de. )


- HAKİKAT:
ÖĞRENİLEBİLİR fakat ÖĞRETİLEMEZ

( Belki. FAKAT Asla! )


- HAKİKAT [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- HAKİKAT ile/ve/||/<>/></< "BENLİK"

( "Konuşursa". İLE/VE/||/<>/>


- HAKİKAT ve DİZGE

( TRUTH and SYSTEM )


- HAKİKAT ile/ve/||/<> EVRENSEL/LİK


- HAKİKAT ile FAKTÖR ile FAKTÖRİYEL ile FAKTORİNG ile ÇARPANLARA AYIRMA ile FAKTÖRLER ile FABRİKA ile FABRİKA SAHİBİ ile GERÇEKLER

( FACT vs. FACTOR vs. FACTORIAL vs. FACTORING vs. FACTORIZATION vs. FACTORS vs. FACTORY vs. FACTORY OWNER vs. FACTS )

( وجود مسلم ile حقيقت ile واقعيت ile عامل ile سازه ile فاکتوريل ile فالگيري ile فاکتور گيري ile عوامل ile کارخانه ile توليدي ile کارگاه ile کارخانه چي ile مطالب )

( VOJUD MOSLAM ile HAGHYGHT ile VAGHEYT ile AMEL ile SAZEH ile FAKTORYLE ile فالگيري ile FAKTOR GYRY ile AVAMEL ile KARKHANEH ile TOLYDY ile KARGAH ile KARKHANEH CHY ile MOTALEB )


- HAKİKAT GERÇEKLİK


- HAKÎKAT[Ar.] ile HADD[Ar.]


- Hakikat ile hakikat


- Hakikat ile hakikat


- Hakikat ile/ve hakikat


- HAKİKAT ile HAKİKAT

( Temel. İLE Ayrım. )

( HAKİKAT: İlkesel tutum/bakış. )


- HAKİKAT ile HAKİKATLİ/LİK ile HAKİKATSİZ/LİK


- HAKİKAT ile HAKİKAT-ÜL-HAKAİK

( Doğa. İLE Tin. )


- HAKÎKAT[Ar.] ile HAKK[Ar.]


- HAKİKAT ve/<> HAYR/HAYIR


- HAKİKAT ile/ve/||/<>/< İTİBAR


- HAKİKAT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KAVRAM


- HAKİKAT ile/ve KEMÂLÂT

( İzi yoktur ki izinden biline, Dahi tozmaz ki tozundan biline, Sen anı sanma sözünden biline, Hakikat ehlinin olmaz nişanı. )

( GÜZELLİK/KEMÂL: * TENASÜB-Ü ÂZÂ(ÖRGENLERİN UYUMU) * AKIL * AHLÂK * ÇÖZÜM ÜRETEBİLMEK )

( Kemâlâtın en büyüğü, kişinin kendini herkesten küçük görmesidir. )

( Hakikat, tüm âleme değil ancak ehline gösterilir. )

( Hakikat karşılığında ne para alınır, ne de bir şey. )

( Hakikati biliyorsan ölümü iste! )

( Kelâmı, hakikati zamanından önce kulağımıza çalsalar, zeytinyağıyla şişirilen ve çürüyen incire benzeriz. )

( TRUTH/REALITY vs./and PERFECTIONS )