H ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 5.913 başlık/FaRk ile birlikte,
5.913 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(22/25)
- MERIT PTAH ve/||/<> ENHEDUANNA ve/||/<> AGANICE ve/||/<> TAPPUTI-BELATIKALLIM ve/||/<> SONDUK ve/||/<> THEANO ve/||/<> AGLAONIKE ve/||/<> ASPASIA ve/||/<> HIPPARCHIA ve/||/<> PAN CHAO ve/||/<> HYPATIA
( Merit Ptah bilindiği kadarıyla, tarihte kayıtlı en eski kadın hekim ve bilim tarihinde adı geçen ilk kadındır. Krallar Vadisi'ndeki bir Mısır mezarına resmi çizilidir. Burada Merit Ptah, oğlu olan yüksek bir rahip tarafından "başhekim" olarak tasvir edilmiştir.
VE/||/<>
Astronom, matematikçi ve şair. Ay Tanrısı Nanna'nın Ur Kenti'ndeki ana tapınağının başrahibesi Enheduanna, yıldızlar ve ayın döngülerini kaydetmek için gözlemciler görevlendiren ilk rahibedir. Döneminde, gökcisimlerinin hareketlerini gösteren haritalar yapılmıştır. Enheduanna,ilk dinsel takvimlerden biri olan ay takviminin oluşturulmasına katkıda bulunur. Bu takvim, günümüzde hâlâ Paskalya Yortusu, Hamursuz Bayramı gibi dinsel uygulamaları tarihlendirmek için kullanılır. Çalışmalarının ve ilahilerinin yanında, Enheduenna'nın 42 epik şiiri de tabletler üzerinde günümüze ulaşmıştır. Kayıtlı edebiyat tarihinde birinci tekil şahıs kullanarak yazan ilk kişidir.
Enheduanna'ya ait taştan bir disk ve iki mühür günümüze kadar ulaşmıştır. Disk üzerinde üç yardımcısıyla birlikte görülen Enheduenna'nın kabartması profildendir. Bu kabartmanın arkasında, Enheduanna, "Nanna'nın (Ay Tanrısı) karısı ve Sargon'un kızı" olarak tanımlanır.
VE/||/<>
Doğa filozofu. Aganice, gezegenlerin hareketlerini tahmin edebilmek için bir sistem geliştirmiştir.
VE/||/<>
Mezopotamyalı kimyager. Tapputi-Belatikallim, çeşitli kimyasallarla çalışmalar yaparak parfüm ve kozmetik malzemeler elde etmiştir. Tapputi Belatikallim'in adı, günümüze bir tablet üzerinde gelmiştir.
Parfüm üretimi Mezopotamya'da çok önemliydi. Çünkü aromatik maddeler, kozmetik dışında ilaç ve dinsel amaçlarla da kullanılırdı. Parfümcülük araçları ve tarifleri, aşçılıkta kullanılanlara benzerdi. Parfüm üretiminde kullanabilmek için, bitkilerin özütlerini çıkaracak farklı kimyasal teknikler geliştirilmişti.
VE/||/<>
Silla Krallığı'nın kraliçesi ve astronom. Sonduk, Uzakdoğu'da bilinen ilk gözlemevini inşa ettirmiştir. Hanedanındaki tüm erkeklerin ölmüş olması nedeniyle MÖ 634'de tahta oturan Kraliçe Sonduk, MÖ 647'ye kadar Silla Krallığı'nı (bugünkü Kore) yönetir. Bu krallığa yöneticilik yapacak üç kadından ilkidir. Savaşlarla geçen hükümranlığı sırasında, krallığını bir arada tutabilmeyi başarır ve Çin'le ilişkilerini geliştirir. Sonduk'un yaptırdığı, ay ve yıldızların kulesi (Ch'omsong-dae) adıyla anılan gözlemevi, eski Silla Başşehri Kyongju'da, günümüze kadar ulaşmıştır.
VE/||/<>
Pisagorcu, Antik Ege'li filozof. Pisagor'un yandaşı ve karısı olan Theano, Pisagor'dan sonra Pisagorcu topluluğu yönetmiştir. Onun döneminde Pisagor öğretisi, Antik Ege'nin tümüne ve Mısır'a dek yayılır. Theano, yaşadığı zamanda hastalık sağaltıcı özelliğiyle de tanınmaktadır.
Theano başlangıçta, Pisagor'un dinleyicisidir. Ciddi ve sert ahlaklı filozofu, erdemleri ve bilgiye susamışlığıyla etkiler, böylece evlenirler. Yerel yönetim üzerindeki etkileriyle tepki çeken Pisagor'cu topluluk, en sonunda düşmanlarının saldırısına uğrar. Pisagor'un bu saldırıdan sağ çıkıp çıkmadığı bilinmemektedir. Ama bu olaylardan sonra dağılan Pisagor'cu topluluğu tekrar toparlayan Theano olmuştur. Kızları Damo, Mya, Arignote birlikte topluluğu manevi olarak bir arada tutmaya çalışmıştır.
Theano'dan bize anlamlı, kısa sözler ve ahlak öğütlerinden oluşan toplu anlatılar kalmıştır. Bir yandan kendi düşüncelerini, ama öbür yandan Pisagor'un düşüncelerini yazmıştır.
VE/||/<>
Antik Egeli, astronom. Aglaonike, ay tutulmalarının zaman ve konumunu tahmin etme konusunda uzmanlaşmıştır. Teselya'da yaşadı. Zamanın yaşayan kişileri, Aglaonike'nin istediğinde ayı kaybedebildiğini sanmış; bu niteliğini cinsiyetinden ötürü, bilimsel birikiminden çok güçlü bir büyücü olmasına bağlamışlardır. Tarihin ilk kadın astronomlarından olan Aglaonike'nin adını Venüs gezegeninde bir krater yaşatıyor.
VE/||/<>
Antik Ege'de yaşamış, Milet'li filozof. Aspasia Antik Ege düşüncesinde, özellikle Sokrates üzerinde etkili olmuştur. Sokrates'in Aspasia ile felsefi konuşmalar yaptığı ve bu düşünce alışverişinden çok şeyler öğrendiği bilinir. Hatta Sokratik yöntem olarak bilinen yöntemin, gerçekte Aspasia'nın yöntemi olduğunu ve öğrencisi Sokrates'in bunu gençlik yıllarında ondan öğrendiği tahmin edilmektedir.
Aspasia, 20'li yaşlarında Atina'ya gider ve kendinden 30 yaş büyük devlet adamı Perikles'le evlenir. Aspaisa'nın Perikles'in politikaları üzerinde çok etkili olduğu bilinir. Hatta, Perikles'in bazı konuşmalarını Aspasia'nın yazdığına ilişkin kanıtlar vardır.
Aspasia Atina'da Anaxagoras, Archimedes, Sophokles ve Sokrates gibi birçok filozofun müdavimleri arasında olduğu, devlet adamları, sanatçılar ve iyi eğitim almış kadınların geldiği, tartışmaların yapıldığı bir salon açar. Böylelikle bir kadın, Atina düşünce yaşamını derinden etkileyen bir oluşumu gerçekleştirmiş olur.
Aspasia'nın salonu uzun yıllar açık kalır ve Aspasia "üst düzeyde diyalektik ve retorik hocası" olarak aranan bir kişi olmayı sürdürür. Bugün Aspasia'nın bir büstü, İzmir Arkeoloji Müzesi'nde de yer almaktadır.
VE/||/<>
Kinik okulundan, Antik Ege'li filozof. Hipparchia felsefesiyle, Sokrates'in öğrencisi Antisthenes'in kurduğu Kinik okulundan sayılır. Kadınların geleneksel rollerinden kurtulmaları için de mücadele etmiştir. Ailesi, soylu ve zengindir. Hipparchia erkek kardeşi aracılığıyla, Kinik filozoflardan Krates ile tanışır. Kinizm, gereksinimsizlik öğretisini temsil etmektedir. Bu öğreti, gereksinimlerin insanı toplumun kurallarına ve zorlamalarına bağladığını söylerdi. Hipparchia, Krates'in öğretisinden o kadar etkilenir ki ailesinin karşı çıkmasına rağmen onunla evlenir ve devamında onun yoksul, göçebe hayatına katılır.
VE/||/<>
Çin'li tarihçi ve yazar. Pan Chao, Çin İmparatorluğu'nun tarihini anlatan ve birkaç kuşak tarihçinin üzerinde çalıştığı Han'ın Kitabı'nı tamamlamıştır. Ayrıca 8 adet kronolojik tablo hazırlamış ve astronomi üzerine bir de tez yazmıştır. En ünlü yapıtı ise, Kadınlar İçin Dersler'dir (Nu Jie). Ahlaki öğütler içeren bu kitapta Chao, kadınların erkeklere "mutlak itaatini" önerir. Pan Chao, edebiyatçıların ürünleri üzerine yorumlar ve şiirler de yazmıştır.
VE/||/<>
İskenderiye'li filozof ve matematikçi. Hypatia, Antikçağ'ın son dönemlerinin en etkili ve önemli bilgini, Yeni Platoncu felsefenin temsilcisidir. Üniversitede felsefe, matematik ve astronomi dersleri vermiştir. Hypatia, İskenderiye Üniversitesi'nde matematik dersleri veren ve bu okulun yöneticiliğini de yapan babası Theon tarafından, "yetkin bir insan olması" amacıyla yetiştirilir. Hypatia daha genç yaşlarda, soru sormayı, araştırmayı ve kuşku duymayı öğrenir. Babası onun, el sanatları, şiir, felsefe, din, astronomi, astroloji ve matematik konularında eksiksiz bilgilenmesi için elinden geleni yapar.
Hypatia hitabet sanatında da gelişir; güzel ve etkili konuşmasını öğrenir. Hypatia biraz büyüdüğünde, dünyayı dolaşmaya çıkar. Roma'ya ve Atina'ya gider. Yeni Platoncu düşünür Plutarkhos'dan dersler alır. Kimi kaynağa göre 1 yıl, kimine göre 10 yıl sonra İskenderiye'ye döner. Aranan ve sevilen bir öğretmen olur. Avrupa, Asya ve Afrika'nın çeşitli bölgelerinden gelen öğrenciler, sınıfını ve evini doldurur. Hypatia, güzelliği, bilgisi ve zekâsıyla, saygı ve hayran lık uyandırmaktadır.
Hypatia matematik üzerine birçok yapıt yazmıştır. Ne yazık ki, çoğu ünlü İskenderiye yangınında zarar gören bu yapıtlardan günümüze parçalar ulaşmıştır. En önemli yapıtı, cebirin babası sayılan Diophantos'un Aritmetica'sına yaptığı 13 ciltlik yorumdur. Hypatia, Diophantos'un eşitliklerine alternatif çözümler üzerinde çalışmıştır. Bunlar sonradan, Diophantos'un yapıtları içine alınmıştır. Hypatia'nın Diophantos'un astronomi üzerine çalışmalarına katkıda bulunan bir yapıtı daha vardır. Yine, Pergeli Apollonius'un konikleri hakkında 8 ciltlik bir çalışma kaleme aldığı bilinmektedir. Bu yapıtında, Apollonius'un teorisini anlaşılır bir biçimde açıklamaya çalışmıştır. Bundan başka babasıyla birlikte, Öklit üzerine en az bir kitap yazdığı sanılmaktadır.
MS 4. yüzyılda İskenderiye yeni yeni gelişen Hıristiyanlık ve pagan dinlerin çatışmasına sahne olmaya başlamıştır. İskenderiye Patrikhanesi'nin başına, Kiril adında sofu bir Hıristiyan atanır. Hypatia da pagan olduğu için, Kiril tarafından kışkırtılmış kişilerin saldırısına uğrar. Saldırganlar üniversitenin önünde, arabasında yakaladıkları Hypatia'yı, önce soyar; sonra bedenini parçalara ayırıp, yakarlar.
Hypatia'nın ölümü, Roma'nın Hıristiyanlaştığını ve aynı zamanda antik bilimlerin gerilediğini de gösterir. Hypatia, bugün Antikçağ'ın en çok tanınan bilim kadınlarındandır. )
( M.Ö. 2700
VE/||/<>
M.Ö. 22354
VE/||/<>
M.Ö. 1878
VE/||/<>
M.Ö. 1200
VE/||/<>
M.Ö. 600'ler
VE/||/<>
M.Ö. 500'ler
VE/||/<>
M.Ö. 500'ler
VE/||/<>
M.Ö. 460-401
VE/||/<>
M.Ö. 360-280
VE/||/<>
M.Ö. 50-112
VE/||/<>
M.Ö. 370-415 )
- MERKEZ ile ÇAP ile ALAN ile HAT
( AHAD ile ALLAH ile RAHMA ile RABB )
- MERTEBE ile/ve HAZRET
- MERYEM ile HODIGITRIA MERYEM
( ... İLE Doğru yolu gösteren. )
- MEŞGUL OLMAK ile/ve HEMHAL OLMAK
- MESLEK ile/ve HAL
- META ile/ve/||/<> HAYALÎ META
( Dönüşümdeki ürün. İLE/VE/||/<> Emek. )
- METALLERDE:
ALKALİ ile/ve/||/<> TOPRAK ALKALİ ile/ve/||/<> GEÇİŞ METALLERİ ile/ve/||/<> TOPRAK ile/ve/||/<> KARBON ile/ve/||/<> AZOT ile/ve/||/<> OKSİJEN ile/ve/||/<> HALOJENLER ile/ve/||/<> SOY GAZLAR
(
)
- METEOROLOJİ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= KALIKBİLİM/HAVABİLGİSİ
( Havayuvarı içinde oluşan sıcaklık değişmelerini, yel, yıldırım, yağmur, dolu gibi olayları inceleyen fizik dalı. )
- METİN ve HOCA
( Hangi metin ve hangi hocadan ders alındığı önemlidir. )
- METRUK ile/ve/||/<> HARAP
- MEVCUD ile/ve/değil/||/<>/< HALK
- MEVCUT ile HÂDİS
( EXIST vs. BEING )
- MEVEDDET[Ar.] ile/ve/||/<> HUB[Ar.]
( Kişiye özgü sevgi. İLE/VE/||/<> Sevgi. )
- MEVLÂNÂ ile HZ. MEVLÂNÂ (CELÂLEDDİN RÛMÎ)
- MEYL/TEMÂYÜL ile/ve/> HAREKET
( Hareketten önceki ilk durum, hareketin başlangıcı. İLE/VE/> ... )
- MEYVE ile HIŞIR
( ... İLE Olmamış meyve.[Daha çok, kavun, karpuz için kullanılır.] | Coşkunluk gösteren, yaramaz kişi. | Aptal, sersem. )
- MEZARLIK ile/ve/değil HAZÎRE
( ... İLE/VE/DEĞİL Devlet erkânının ve/ya da âlimlerin/hocaların ve yakınlarının sınırlı sayıda bulunduğu özel mezarlık. [Mekânların/ın etrafında bulunur] )
- MIKAWACHI PORSELENİ ile HASAMI PORSELENİ ile SETO PORSELENİ
- MİKROFON[Fr. < Yun. MİKRO: Küçük. PHONE: Ses.] ile/ve HİDROFON
( Elektrik akımını etkisiyle sesi, uzakta bulunan alıcıya ulaştıran araç. İLE/VE Sualtında kullanılan mikrofon. )
- MÎLÂDÎ TAKVİM(EFRENCÎ/GREGORYEN TAKVİM) ile/ve CELÂLÎ TAKVİMİ ile/ve HİCRÎ TAKVİM ile/ve RÛMÎ TAKVİM ile/ve MUSEVÎ TAKVİMİ
( 
Here is an interesting historical fact. Just have a look at the calendar for the month of September 1752.
Go to Google type "September 1752 calendar" & see for yourself.
You will notice, 11 days are simply missing from the month.
Here's the explanation: This was the month during which England shifted from the Roman Julian Calendar to the Gregorian Calendar.
A Julian year was 11 days longer than a Gregorian year. So, the King of England ordered 11 days to be wiped off the face of that particular month.
So, the workers worked for 11 days less that month, but got paid for the whole month. That's how the concept of "paid leave" was born. Hail the King!!!
In the Roman Julian Calendar, April used to be the first month of the year; but the Gregorian Calendar observed January as the first month. Even after shifting to the Gregorian Calendar, many people refused to give up old traditions and continued celebrating 1st April as the New Year's Day. When simple orders didn't work, the King finally issued a royal dictum; which stated that those who celebrated 1st April as the new year's day would be labelled as fools. From then on, 1st April became April Fool's Day.
History is really interesting! )
- MİSAFİRPERVER ile HASTANE ile MİSAFİRPERVERLİK ile HASTANEYE KALDIRILMA
( HOSPITABLE vs. HOSPITAL vs. HOSPITALITY vs. HOSPITALIZATION )
( غريب نواز ile در خانه باز ile درخانه باز ile مهمان نوازانه ile درمانکده ile بيمارستان ile دارالشفاء ile مريضخانه ile غريب نوازي ile غريب پروري ile دربيمارستان بستري )
( غريب نواز ile DAR KHANEH BAZ ile DARKHANEH BAZ ile MOTEOMAN NAVAZANEH ile DARMANKDEH ile BEYMARESTAN ile DAROLSHAFA ile مريضخانه ile غريب نوازي ile غريب پروري ile DARBYMARESTAN BASTERY )
- MİSAL(İ) ile HESAB(I)
- MISIR GEVREĞİ ile HUBUBAT
( CEREAL vs. CEREALS )
( گياهان گندمي ile غله ile حبوبات ile بقول ile بنشن )
( GYANPANAN GANDAMY ile GHALEH ile HEBOOBAT ile BAGHOL ile BONASHEN )
- MİTLER:
MISIR ile/ve/<> HİNT ile/ve/<> İBRÂNÎ ile/ve/<> YUNAN
( Varoluş'un öyküsünü anlatan/anlatır. İLE/VE/<> Gövdenin macerasını anlatan/anlatır. İLE/VE/<> Ruhun başına gelenleri anlatan/anlatır. İLE/VE/<> Aklın, aklî gelişimin ve akılsal ilke ile melekelerin öyküsünü anlatan/anlatır. )
- MISIR ile HEDİK
( ... İLE Kaynatılmış mısır. )
- MISTAKE :/yerine HATA
- MİSTİK ile HİPNOTİK
- MİSTİSİZM ile/ve HALK KÜLTÜRÜ
- MİTOLOJİ ve HERMETİZM
- MİTOSİS İLE MEİOSİS İLE BİNARY FİSSION ile/||/<> HÜCRE BÖLÜNMESİ
( Farklı hücre çoğalma yolları. )
( Formül: 2n → n (meioz) )
- MIZIKA[İt.] ile/ve/değil/<> HAMUS
( Bando. | Armonika. İLE/VE/DEĞİL/<> Yakutistan'da, Şamanlar'ın çaldığı mızıka. )
- [Ar.] MIZRAK ile HARBE
( Uzun saplı ve sivri demir uclu silah. İLE Kısa mızrak. | Harbi. )
- MİZVÂCE ile HÜNSÂ
( Küçük küçük çiçeklerden oluşan ve kendinde hem dişillik, hem de erillik örgeni bulunan çiçek.[Nerkis çiçeği gibi.] )
- MM-HMM :/yerine HI HI (ONAYLAMA)
- MOLEKÜL ile/ve/||/<>/< ELEKTRON ile/ve/||/<>/< ATOM ile/ve/||/<>/< ÇEKİRDEK ile/ve/||/<>/< PROTON - NÖTRON ile/ve/||/<>/< QUARK ile/ve/||/<>/< PLANCK ile/ve/||/<>/< [HIGGS BOZONU?]
( 10üzeri-9 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-18 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-10 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-15 / 10üzeri-14 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-15 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-19 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-43 m. İLE/VE/||/<>/< ??? )
- MON-/MONO- ile/||/<> UNİ- ile/||/<> HAPL-/HAPLO- ile/||/<> COAG-
( Tek, yalnız, tek başına, eşi olmayan, bir. İLE/||/<> Bir, tek. İLE/||/<> Tek, yalnız, tek başına, eşi olmayan. İLE/||/<> Bir araya gelme, toplanma. )
- MONAD[1] ile/ve/||/<> DIAD[2] ile/ve/||/<> TRIAD[3] ile/ve/||/<> TETRAD[4] ile/ve/||/<> PENTAD[5] ile/ve/||/<> HEKSAD[6] ile/ve/||/<> HEPTAD[7] ile/ve/||/<> OGDOAD[8] ile/ve/||/<> ENNEAD[9] ile/ve/||/<> DECAD[10]
- MONO- ile UNİ- ile MULTİ- ile PAN- ile POLİ- ile SEMİ- ile HEMİ-
( Tek-, tekli. İLE Tek. İLE Çok-, çoklu. İLE Tüm. İLE Çok-, aşırı [polidaktili: çok parmaklılık] İLE Yarı-, yarım[semi lunar: yarım aysı] İLE Yarı, yarım. )
- MORBİDİTE/MORBİDITY[İng.] değil/yerine/= HASTA OLMA ORANI | HASTALIK | BOZUKLUK
- MORGANİT ile/||/<> HELİODOR
( Pembe ila turuncu renkte bir beril. İLE/||/<> Sarı renkte bir beril. )
- MORION ile/ve/||/<> HIGGS
- MOTION :/yerine HAREKET
- MOVE :/yerine HAREKET ETMEK
- MOVEMENT :/yerine HAREKET
- MPEG/MOVING PICTURE EXPERTS GROUP[İng.] değil/yerine/= HAREKETLİ GÖRÜNTÜ UZMANLARI BİRLİĞİ (SAYISAL GÖRÜNTÜ KODLAMASI)
- MUAVİYE'NİN "DİNİ" ile/değil/yerine (Hz.) MUHAMMED'İN DİNİ
- MÜBÂYÂ-I EŞYÂ ile NEFY-İ MÜLK ile HİBE
- MUCİZEVİ ile HIZLICA
( MAGICLY vs. INSTANTLY )
- MUHABBET ve/||/<>/< HAKİKAT
( Sözlerde. VE/<> Gözlerde. )
- MUHABBET ve HEYBET
- MUHABBET ve HİMMET
- MUHABBETİN/AŞKIN DERECELERİ'NDE:
MEYL ile/||/<>/> ARZU ile/||/<>/> SAHÂBET ile/||/<>/> GARÂM ile/||/<>/> VEDÂD ile/||/<>/> ŞEGAF ile/||/<>/> TEFÎN ile/||/<>/> TEABBÜD ile/||/<>/> HULLET ile/||/<>/> IŞK
( Öteki dillerde bizim "muhabbet" gibi çok anlamlı bir sözcük var mıdır bilmem. Ama şu kadarını söyleyeyim... Bizi bilmek demek, biraz da bu sözcüğü tüm anlamlarıyla bilmek demek...
Muhabbeti; sevgi, aşk, sevdâ, dostluk, bağlılık, sohbet, yârenlik etmek anlamlarında kullanıyoruz. Birini sevdiğimizde ona muhabbet besleriz. Sevdiğimizle oturup konuştuğumuzda muhabbet etmiş oluruz. Bir erkek ile bir kadının birbirini tanımasına ve sevmesine vesile olanlara "muhabbet tellâlı" deriz. Ama konu tasavvuf olunca sözcük farklı anlamlar kazanmaya başlar.
Eskiler, muhabbeti, şiddetine göre on dereceye ayırmış. Öncesi ilgi duymak, sonrası muhabbetin şiddetiyle yok olmak olan muhabbet olmaz ise yolculuk da olmaz. Sırayla açıklayalım...
1. MEYL: Sözlükte bir yöne doğru yönelmek, eğilmek, eğik duruma gelmek anlamı verilmiş. Biz ise birine ya da bir şeye yönelmek, sevgi, ilgi göstermek, istek ve arzu duymak anlamlarında kullanıyoruz. Tasavvufta yolun en başındakilere muhib deriz. Muhib, ilgi duyan kişidir. Yolun başı ise ilgi duymaktır. O yüzden;
Âşık oldur kim kılar cânın fedâ cânânına
Meyl-i cânân itmesin her kim ki kıymaz cânına
(Fuzûlî)
İlgi duymaya başladığımız anda yolculuğumuz başlar. Çünkü meyl ile başlayan yolculuğun sonu bu uğurda canını vermektir.
2. ARZU: Meyl, irâdeye yükselirse arzu adını alır. İrâdeye yükselmesi ise yâri istemek ile olur. Ama bunun da bir bedeli vardır.
Cân la’lin eyler arzû yâr içmek ister kanımı
Yârâb ne vâdîdir bu kim cân teşne cânân teşnedir
(Bâkî)
3. SAHÂBET: Benimseyip koruma, kayırma suretiyle sâhiplenme, sâhip çıkma anlamlarında kullandığımız sözcük, Arapça olmasına karşın anlamını Türkçe'de kazanmış. Kişinin arzu ettiği kişiye karşı, gönlünden bir akış, bir eğilim peyda olması sonucunda da korumaya, sahiplenmeye başlar.
4. GARÂM: Olağanüstü sevgi, şiddetli arzu ve iştiyâk, büyük aşk anlamına gelen garâm, sevginin gönle âdeta yapışmasıdır.
Cenap Şehabeddin;
Uyan ey bister-i sînemde yatan tıfl-ı garâm
derken âşık olmaya başladığını ya da âşık olmak arzusunu dile getiriyordu.
5. VEDÂD: Sevgi, dostluk, muhabbet anlamlarına gelen vedâd, muhabbetin saf ve katıksız durumu. Gönülden öteki eşya ve kişilere olan ilginin atılması durumu. Aynı sözcükten türeyen vedûd ise “Kullarını çok seven, onları lûtfa, ihsâna gark eden; sevilmeye lâyık ve müstahak yalnız kendi olan” anlamında Allah’ın adlarındandır.
6. ŞEGAF: Sevginin kalbi istilâ etmesi, aşırı sevgi, mecnûnca, çılgınca sevme. Kalp, sevilen şey dışındakilerden temizlenince bu sefer sevgi coşmaya başlar, kalbin tamamını fetheder, istilâ eder.
7. TEFÎN: Örümcek ağı demek olan tefîn, aşkın bir üst derecesi. Kalbin her yanını istilâ eden sevgi, kalpten taşmaya başlar. Kalpten taşmaya başlaması ise kontrolün aşk sahibinin elinden çıkıp aşkın eline geçmeye başlamasıdır. Öyle ki aşk, örümceğin ördüğü ağ gibi kişinin her tarafını kapsar, örer, onu âdeta sıkı sıkı bağlar.
8. TEABBÜD: Kul köle olmak, tapınmak anlamındaki teabbüd, kişinin artık aşkın elinde oyuncak olduğu haldir. Bu durumdaki âşığı, Hayretî şöyle anlatır:
Gam yeriz kan yutarız kûşe-i mihnette müdâm
Sanma biz kevser-i cennât-ı naîmin kuluyuz
9. HULLET: Gerçek dostluk anlamındaki hullet, sevgiliden başka kimsenin kalmadığı durumu açıklamak için kullanılır. Hullette iki özellik bulunur. Biri sadâkât yani doğruluk, öteki de samimiyet. Aşkın sondan bir önceki durumudur. Artık aşkın gerçek olduğundan, heves ya da yanılsama olmadığından emin olunmuştur.
10. IŞK: Muhabbetin en son hali ve en aşırı derecesidir. Halkanın tamamlandığı son zincir. Zât, sıfata meylettiğinde, kalpte ortaya çıkarak tüm damarlarda akıp tüm organlara yayılan aşırı muhabbet. Hallâc’ın her tarafı kesildiğinde, kanının yerlere Allah Allah diyerek akmasının nedeni de Züleyha’nın kanının Yusuf diye diye akmasının nedeni de budur. Işk öyle bir durumdur ki kişinin nazarında, sevdiğinden başka bir şey olmaz ve tüm ilgisini sevdiğine gösterir. Sadece gözleriyle ve gönlüyle değil baştan ayağa tüm âzâsıyla sevdiğini müşâhede eyler.
Tasavvuf, meyl ile başlayıp ışk ile biten bir yolculuktur. O yüzden,
Muhabbet bir kef-i Dâvud’dur pûlâdı mûm eyler
(Suzî-i Prizrenî)
ve
Muhabbet öyle bir sırdır ki bin setr et nihân olmaz
(Îzzet Molla)
Işk sahipleri nerede olursa olsun hemen bilinir.
Son sözü de Fuzûlî söylesin:
Aşk imiş her ne vâr âlemde
Muhabbetiniz daim, aşkınız bâkî ve dâim olsun.
İsmail Güleç (Prof.Dr.) | www.ismailgulec.net
)
( Aşk Merdiveni [Diotima]

6. Basamak: Aşkın kendine duyulan aşktır. Kişi, güzelliği kendi biçiminde görür ve aşkın güzelliğini olduğu gibi sever. Her özel ve güzel olan, bu biçimle bağlantısı nedeniyle güzeldir.
5. Basamak: Genel olarak bilgiye duyulan aşktır.
4. Basamak: Yasalara ve kurumlara duyulan aşktır.
3. Basamak: Nefs sevgisidir. Bu, fiziksel özelliklerin bir kenara bırakıldığı, manevi ve ahlâkî güzelliğin sevgiyi tetiklediği aşamadır. Bu adımda, kişi, nitelikli zihinlere âşık olacaktır.
2. Basamak: Tüm güzel gövdelerin sevgisidir. Kişi, tüm gövdesindeki güzelliği görür ve farkları sevmeyi öğrenir.
1. Basamak: Tek bir gövdenin sevgisidir. Bu aşk, belirli bir gövdeye duyulur. Fiziksel özelliklere duyulan bir istektir. )
- MUHAKKAK Kİ ... ile/değil/yerine HERHALDE ...
- MÜHEYYÂ[Ar. < HEY'ET] değil/yerine/= HAZIR, HAZIRLANMIŞ (ÂMÂDE)
- HARFLER:
MUHKEM ile/ve/||/<> MUKATTA
- MÜHMEL[Ar.] ile HEZEYÂN[Ar.] ile HEZER[Ar.]
( Anlamsız ve boş söz. İLE Saçma sapan konuşmak. İLE Dil sürçmesi. )
- MÜHÜR ile/ve HATEM
( ... İLE/VE Yüzük gibi parmağa takılan mühür. )
- MUİN ile/ve/||/<> HİMMET ile/ve/||/<> MÜZAHERET ile/ve/||/<> NUSRET
( Çoğunlukla alt seviyedeki kişinin yardımı.[Alttaki kişi, yukarı yardım/muavenet eder.] İLE/VE/||/<> Yukarıdan aşağıya yardım.[Yetkili kişi, aşağı yardım/himmet eder.] İLE/VE/||/<> Yandan, eş makamdan yardım.[Meslektaş, meslektaşına aynı güç ve konumdakine yardım eder.] İLE/VE/||/<> Lojistik yardım. )
- MUKABELEDE BULUNMAK ile/ve HİDÂYETE DAVET ETMEK
- MÜLK DEVLETİ ya da POLİS DEVLETİ ile/değil/yerine HUKUK DEVLETİ
- MÜMKÜN ile HÂDİS
- MÜNFERİCE ile/ve HADDE
- MÜRİD ile HALÎFE
- MÜRŞİD ile/ve HURŞİD
( Aydınlatan [kişi]. İLE/VE Güneş. )
( Kişiye kişiyi gösteriyorsa. Ayna. İLE/VE Kişiye başka bir şeyi gösteriyorsa. )
( BİR MÜRŞİD BUL, OL ONA KUL )
- MUŞ ile/değil HUŞ
( Yemen Türkü'sünde "Burası Muş'tur, yolu yokuştur" DEĞİL!!! "Burası Huş'tur, yolu yokuştur" biçimindedir! )
- MUSAKKAF ile/||/<> MUSAKKAFÂT ile/||/<> HÂNE
( Üstü damla örtülü (bina), gayrimenkul kiralarına ilişkin. İLE/||/<> Ev, han ve dükkan gibi üstü dam ile örtülü yerler. İLE/||/<> Ev. )
- MUSICA:
MUNDANA ve/||/<> HUMANA ve/||/<> INSTRUMENTALIS
( Kürelerin uyumu. VE/||/<> Müziğin, insan tiniyle ilişkisi. VE/||/<> "Müzik" dediğimizde, düşündüğümüz. )
( BOETHIUS[M.S. 477 - 524] )
- MÜSLÜMAN ile HRİSTİYAN
( Abdestini alan. İLE Abdesti aldıran. )
- MÜSTAHDEM/HADEME[Ar.] değil/yerine/= HİZMETLİ
- MÜSTAKİLL[< KILLET] ile/ve/||/<> HÜR
( Başlı başına, kendi başına, kendin kendine, ayrıca, bağımsız. İLE/VE/||/<> Özgür. )
- MUTA NİKÂHI ile/değil NİKÂH-I MUVAKKAT ile/değil HÜLLE
( Hz. Muhammed, savaş zamanı için geçerli kılmıştır. [Hz. Ömer, tamamen kaldırmıştır.] DEĞİL Belirli bir süre için yapılan nikâh. [Caiz değildir.] İLE Yurttaşlar Yasası'nın kabulünden önce, kocasından üç kez boşanan kadının, yine eski kocasıyla evlenebilmesi için yabancı bir erkeğe, bir günlüğüne nikâh edilmesi. )
( "MİSYAR: Seyahat süresince geçerli olan nikah.
MİSFAR: İş gezisi(sefer) süresince geçerli olan nikah.
MİSYAF: Tatil süresince geçerli olan nikah." )
- MUTCULUK(MUTLULUKÇULUK) ile/ve YARARCILIK ile/ve HAZCILIK
- MÜTEESSİR[< ESR < ESÂRET] değil/yerine/= HÜZÜNLÜ, KEDERLİ, ÜZÜNTÜLÜ | BİRİNİN ACISIYLA ACILANAN | DUYGULANMIŞ
- MUTLULUK ile/değil/yerine/>< HAZ
( Keyif (haz), şeylere bağımlıdır, mutluluk ise değil. )
( Mutlu olmak için şeylere gereksinimimiz olduğuna inandığımız sürece, onların yokluğunun bizi perişan edeceğine de inanırız. )
( Gövdenin ve zihnin doğru hali ve doğru kullanımı alabildiğine haz vericidir. Yanlış olan, haz arayışı içinde olmaktır. )
( Mutlu olmadığınızdan, mutluluğu hazda ararsınız; haz acı getirir, bunun için de ona dünyevi dersiniz; o zaman başka türlü bir hazzı, acısız bir hazzı özlersiniz, ona da ilâhi/tanrısal dersiniz. )
( Mutluluk, dünyasal ve dünyasal olmayan, içte ve dışta gerçekleşen her şeydir. )
( Mutlu olmak için kendinizi (özünüzü) bilmek dışında hiçbir şeye gereksiniminiz olmadığını bilmek bilgeliktir. )
( Haz, acının geçici olarak ertelenişidir. )
( Pleasure depends on things, happiness does not. )
( Hazların büyüsüne kapıldığımız oranda/sürece, mutluluktan da uzaklaşmış oluruz. )
( As long as we believe that we need things to make us happy, we shall also believe that in their absence we must be miserable.
The right state and use of the body and the mind are intensely pleasant. It is the search for pleasure that is wrong.
Because you are not happy you seek happiness in pleasure; pleasure brings in pain and therefore you call it worldly; you then long for some other pleasure, without pain, which you call divine.
Happiness is both worldly and unworldly, within and beyond all that happens.
To know that you need nothing to be happy, except self-knowledge, is wisdom.
Pleasure is but a respite from pain. )
( HAPPINESS vs. PLEASURE )
- MUTLULUK ile/ve/değil HUZUR
( Kişi/insan her zaman için mutluluktur fakat asla mutluluk sahibi değildir. )
( Her şeyden çok iç huzuruna gereksiniminiz var -ki bu iç ve dış arasındaki uyumu gerektirir. )
( Huzurlu olmadıkça gerçeği göremezsiniz. )
( Eğer huzur istiyorsanız o yolda çaba göstermelisiniz. )
( İçindeki huzur kişinin felâketlere daha çabuk karşı gelmesini sağlar. )
( Huzuru olan kişi özgür olur ve özgür olan kişi de başkalarını özgürlüğe ulaştırır. )
( Omurgayı hiçbir eylem rahatsız etmediğinde, huzursuz zihin yavaş yavaş rahatlar. )
( Sadece aslî olanda sükûn ve huzur vardır. )
( Ne tür bir huzur? İstediğinize sahip olmanın huzuru mu, yoksa sahip olmadığınızı istememenin huzuru mu? )
( EUDAIMONIA ile/ve/değil ... )
( Takmadığın kadar. İLE/VE/DEĞİL Boşverdiğin kadar. )
( One is always bliss, but never blissful.
You cannot see the true unless you are at peace.
If you want peace you must strive for it.
What kind of peace is it? The peace of having what you want, or not wanting what you do not have? )
( [not] HAPPINESS, BLISS vs./and/but PEACE )
- MUTLULUK = SAADET = HAPPINESS[İng.] = BONHEUR, FELICITÉ[Fr.] = GLÜCK[Alm.] = FELICITAS[Lat.] = FELICIDAD[İsp.]
- MUTMAİN/NE ve HİDÂYET
- MUTSUZLUK ya da KAYGILILIK ile/değil/yerine/>< HUZURLULUK
( Geçmişte. YA DA Gelecekte. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Şu anda ve burada/kilerle. )
- MUTSUZLUK ile/ve/> HASTALIK
( ŞEKÂVET ile/ve/> ... )
- [ne yazık ki]
NAGASAKİ ve/||/<> HİROŞİMA
( Atom bombası, İkinci Dünya Savaşı sırasında sırasıyla 06 ve 09 Ağustos 1945 tarihlerinde atıldı. )
- NÂLÂN[Fars.] değil/yerine/>< HANDÂN[Fars.]
( İnleyici, inleyen. DEĞİL/YERİNE/>< Gülen, gülücü, güler, sevinçli. )
( "Son Hıçkırık"[Hülya Koçyiğit - Kartal Tibet] filmini de izlemenizi salık veririz. )
- NAMAZ ile/ve HZ. ALİ NAMAZI
- NÂMİYE ile HASSÂSE ile MÜDRİKE
( Gövdesel yaşamsallığın, bitkilerdeki görünüşü. İLE Gövdesel yaşamsallığın, hayvanlardaki biçimi. İLE Gövdesel yaşamsallığın, insandaki dışlaşması. [akıl] )
- NARSİSİSTİK ile HİSTRİYONİK
- NASFET/NISFET[Ar.] değil/yerine/= HAK VE ADÂLETE UYGUNLUK
- NASRANİ[Ar.] değil/yerine/= HRİSTİYAN
- NAZARDA, DAKİK ve/||/<> HALDE, RAKİK
( DAKİK-ÜL NAZAR, RİKKAT-ÜL HAL )
- NAZARÎ ERDEM ile/ve FİKRÎ ERDEM ile/ve HULKÎ ERDEM ile/ve AMELÎ ERDEM(SANATLAR)
- NE İÇİNDE? ile HANGİ YOLLA? ile NE İÇİN?
- [ne] KARDAŞ, [ne de] ARKADAŞ ile/değil/sadece HALDAŞ
( Sükût kıvâmındaki çığlığı, ne kardaş, ne de arkadaş; sadece hâldaş olanlar duyar. )
- NE ZAMAN ile/ve/değil/yerine HANGİ KOŞULLARDA/ŞARTLARDA
- NECÎB ve/> HALÎL
( ... İLE Samimi arkadaş. )
- NEDEN ile HİKMET
- NEITHER :/yerine HİÇBİRİ
- NEOPLAZİA ile/||/<> HİPERPLAZİA
( Neoplazia anormal doku büyümesiyken İLE hiperplazia normal hücre sayısı artışıdır )
( Formül: Transformasyon )
- NEŞE >< HASTALIK ya da KURUNTU
( Neşeli olmayan kişiden, iki türlü kuşkulanılır. Ya hastadır ya da o kişinin, başkalarına bildirmek istemediği bir kuruntusu vardır. [ATATÜRK] )
- NEŞE = NEŞVE = MERRIMENT, CHEERFULNESS[İng.] = GAIETÉ[Fr.] = HEITERKEIT[Alm.] = HILARITAS[Lat.]
- NESNE İKİLİĞİ ile HAREKET İKİLİĞİ
- NESNE İLİŞKİLERİNDE:
ANNA FREUD ile/ve/||/<> MELANIE KLEIN ile/ve/||/<> ROLAND FAIRBAIRN ile/ve/||/<> OTTO F. KERNBERG ile/ve/||/<> HEINZ KOHUT ile/ve/||/<> JOHN BOWLBY ile/ve/||/<> MARGARET MAHLER ile/ve/||/<> DANIEL N. STERN ile/ve/||/<> JAMES F. MASTERSON ile/ve/||/<> VAMIK VOLKAN
- NESNE ile/ve/<> HAREKET
( OBJECT vs./and/<> MOVEMENT )
- NESNEDE ile/ve/||/<>/> BİTKİDE ile/ve/||/<>/> HAYVANDA ile/ve/||/<>/> İNSANDA/KİŞİLERDE
( Etkileşim. İLE/VE/||/<>/> Etkileşim ve yönelim. İLE/VE/||/<>/> Etkileşim ve iletişim. İLE/VE/||/<>/> Etkileşim ve iletişim ve bildirişim. )
( Tüketilir. İLE/VE/||/<>/> Su tüketir. İLE/VE/||/<>/> Su ve yiyecek tüketir. İLE/VE/||/<>/> Su, yiyecek tüketir ve tin/ekin üretir. )
- NESNELERDE, TEMEL VE ORTAK ÖĞELER:
KARBON ile/ve/||/<> OKSİJEN ile/ve/||/<> HİDROJEN ile/ve/||/<> AZOT ile/ve/||/<> FOSFOR ile/ve/||/<> SÜLFAT
- (NEVŞEHİR'Lİ) İBRAHİM PAŞA CAMİSİ ile (HADIM) İBRAHİM PAŞA CAMİSİ
( Şehzadebaşı'nda. İLE Silivrikapı'da. )
( 1720'de, Sadrazam Nevşehir'li İbrahim Paşa tarafından. İLE 1551'de, Vezir Hadım İbrahim Paşa tarafından. )
- NEWS :/yerine HABER
- NEZLE/DUMAĞI/TUMAĞI/İNGİN/ZÜKÂM[Ar.] ile GRİP ile KORONA(CORONA)/COVID-19 ile HANTA
( NEZLE
Nedeni: Çok sayıda virüs bu hastalığa yol açabilir.
Zamanı: Yılın her zamanı.
Yayılma biçimi: Burun ya da ağız yoluyla giren zerreler.
Kuluçka Süresi: İki haftaya kadar çıkabilir.
Ateş: Zaman zaman.
Üşüme: Nadiren.
Kas Ağrısı: Zaman zaman.
Boğaz Ağrısı: Hafif ve aralıklı.
Öksürme: Yaygın.
İshal: Yaygın olabilir.
Kusma: Yaygın olabilir.
Zatürree: Hiç yaygın değil.
Tedavi: Belirtilere karşı reçetesiz ilâçlar.
Önlem: Elleri dikkatle yıkamak.
İLE
GRİP
Nedeni: A ya da B grip virüsü.
Zamanı: Sonbahar ve kış sonu.
Yayılma biçimi: Burun ya da ağız yoluyla giren zerreler.
Kuluçka Süresi: İki gün.
Ateş: Genelde her zaman.
Üşüme: Yaygın.
Kas Ağrısı: Yaygın ve bazen ağır.
Boğaz Ağrısı: Acı verici ve daha inatçı.
Öksürme: Yaygın.
İshal: Yaygın değil.
Kusma: Genellikle görülmez.
Zatürree: Meydana gelebilir.
Tedavi: A... ya da R...
Önlem: Elleri dikkatle yıkamak. | Grip aşısı. )
(
)
(
)
(
)
(
)
( NEVÂZİL, SÜTÂ', ZÜKÂM ile ... ile ... )
- NICE :/yerine HOŞ
- NİKMET ile/> HİKMET
- NİLÜFER ile HİNTFULÜ/MISIRFULÜ
( ... İLE Beyaz renkli bir nilüfer türü. )
( ... cum NELUMBIUM )
- NİMET ile HAYIRSEVER ile HAYIRSEVER KADIN
( BENEFACTION vs. BENEFACTOR vs. BENEFACTRESS )
( احسان ile هبه ile صاحب خير ile باني خير ile نيکوکار ile ولينعمت ile صاحب کرم ile واقف ile زن نيوکار )
( EHSAN ile NPABEH ile SAHEB KHYR ile باني خير ile NEYKOKAR ile ولينعمت ile SAHEB KARAM ile VAGHOF ile ZAN NEYVEKAR )
- NİNE ile HAMİNNE[< HANIM NİNE]
( ... İLE Ailedeki yaşlı ve saygın kadınlara verilen san. )
- NİRENGİ ile/ve/||/<> EKSEN ile/ve/||/<> HİZA
- NİŞ ile HABİTAT
( Bir organizmanın ekodüzendeki rolü. İLE Bir organizmanın yaşadığı çevre. )
- NİŞ ile/||/<> HABİTAT
( Niş ekolojik rol İLE habitat yaşam yeridir )
( Formül: İşlev İLE yer )
- NİŞASTA ile/ve/<>/> HELME
( ... İLE/VE/<>/> Fasulye, pirinç, buğday gibi taneler, kaynatıldığında, nişastanın çökelmesiyle oluşan koyu sıvı. | Bazı bitkilerin, kök, çiçek ve tohumlarında bulunan koyu kıvamlı madde. )
- NISQ ile/||/<> HATA TOLERANSLI
( NISQ gürültülü yakın dönem, toleranslı tam düzeltmeli gelecek. )
( Formül: ~100 qubit İLE 10⁶ qubit )
- NİYET ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HEDEF
- NO :/yerine HAYIR
- NOBODY :/yerine HİÇ KİMSE
- NÖKER ile HİZMETÇİ, HİZMETKÂR
- NOKTALAMA ile/ve/||/<> HAREKE
( Latin abecesinde. İLE/VE/||/<> Arap abecesinde. )
( İnsanlık, bir gün...
(,) Virgülü kaybetti:
Söyledikleri, birbirine karıştı.
(.) Noktayı kaybetti:
Düşünceleri, uzayıp gitti. Ayıramadı onları.
(!) Ünlem işaretini kaybetti bir gün de:
Sevincini, öfkesini, tüm duygularını kaybetti.
(?) Soru işaretini kaybetti bir başka gün:
Soru sormayı unuttu.
Her şeyi olduğu gibi kabul eder oldu.
(:) İki noktayı kaybetti başka bir gün:
Hiçbir açıklama yapamadı.
Yaşamının sonuna geldiğinde...
Elinde sadece (") tırnak işareti kalmıştı...
“İçinde de başkalarının düşünceleri vardı yalnızca."
Alex Kanevsky )
- NONE :/yerine HİÇBİRİ
- NÖRON HÜCRE
- NOTA ile/ve HAMPARSUM NOTASI
- KÂTİB-İ ÂDİL/NOTER[Fr. < NOTAIRE] ile/ve/||/<> HAKEM
- NOTHING :/yerine HİÇBİR ŞEY
- NÖTRALİZASYON ile HİDROLİZ
( Asit ve bazın tepkimesi sonucu tuz ve su oluşumu. İLE Bir bileşiğin su ile tepkimeye girmesi. )
- NOWHERE :/yerine HİÇBİR YERDE
- NOZOKOMİYAL/NOSOCOMIAL[İng.] değil/yerine/= HASTANE KAYNAKLI
- NUH'UN ÇOCUKLARI:
SÂM/SHEM[İng./İbr. ŞEM] ile/ve/||/<>/> HÂM ile/ve/||/<>/> YÂFES / JAPHETH[İng.] / YEFET/YAFET[İbr.]
( Ad/isim, ün/şöhret. [Semitik < Shem] İLE/VE/||/<>/> Sıcak/karanlık/yanık tenli.[Ham'ın "soyunun", "siyah ırk"ı temsil ettiği "iddiası", bazı Batı'lı sömürgeci yaklaşımlarda çarpıtılarak kullanılmıştır.] İLE/VE/||/<>/> Genişlemek/yayılmak. )
- NUKABÂ ile NÜCEBÂ ile HALÎFE ile MÜRŞİD
( Reis ya da vekil. İLE Pak olan kimse, erenler. İLE Temsil etmeye, talebe yetiştirmeye yetkisi olan. İLE Hak yolunun kılavuzu. )
( Yaşam, bizi bilinçlendirir fakat mürşit bizi farkında kılar. )
( Mürşit'in her sözü dinlenir, bir tek sözü dinlenmez: "Mukabeleye gelinmeye" )
( ... ile ... ile ... ile TERSÂ-BEÇE )
- NÛR ve/<> HİDÂYET
( İman. VE/<> İslâm. )
- NUR ve/||/<> HİDÂYET(KILAVUZLAMA)
( Tevrat'ta. / İncil'de. / Kur'ân-ı Kerîm'de. / Kişide. )
( PHILO ve/||/<> SOPHOS )
- NUR ve/<> HİDÂYET(KILAVUZLAMA)
( Sevgi. VE/<> Adâlet. )
( Dışarıda adâlet, içeride sevgi. )
- NURSE :/yerine HEMŞİRE
- NÜZÛL-RÜCÛ ile HUBÛT-SU'ÛD
- O DA HAKLI, O DA, O DA ile/değil/yerine HER BİRİNDE, HAKLILIK PAYI VAR
- OCAK ile HOBİ
( HOB vs. HOBBY )
( سنبه قالب ile گل ميخ زدن ile کار ذوقي ile سرگرمي )
( SANBEH GHALEB ile GOL MYKH ZADAN ile KAR ZOGHY ile سرگرمي )
- ODA KAPISI ile/||/<> HASTANE ODASI KAPISI
- ODUN HALKALARI = HALAKÂT-I HAŞEBÎYE = ANNEAUX LIGNEUX
- ODUN ÖZÜ, SERT ODUN, GÖVDE ODUNUNUN MERKESİ KISMI = HAŞEB-İ SÂDIK = COEUR DU BOIS
- ODUN = HAŞEB = BOIS
- ODUNLU, ODUNSU = HAŞEBÎ = LIGNEUX
- [hem] "ÖFKE" ile/ve/hem de/||/<>/>< "HAYRANLIK"
- ÖFKE ile/ve/||/<> HIRS
( [gelirse/yönetilemezse ...]
Akıl gider. İLE/VE/||/<> Edep gider. )
- ÖFKE ile HIŞIM/HIŞM[Fars.]
( Öfkeyi sükûnetle, kötülüğü iyilikle, cimriliği cömertlikle ve yalanı gerçekle yenin. )
( Öfkeyi/gadabı tatmin etmek, hayvanlıktır. )
( Ancak öfkesini/hışmını yenen, yiğittir. )
( GAYZ, GAZAB ile TEECCÜM )
( ÂRÛDE: Öfkeli, kızgın, hırslı., RÎS ile HIŞIM )
( ANGER )
( IRA cum ... )
- ÖFKE yerine HÜZÜN
- OGLI ile HAVUÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yabani havuç.[Kaşgar kenti yakınlarında yetişen, beyaz ve tatlı bir havuç.] İLE ... )
- [ÖĞRENİYORUZ/ANLIYORUZ]
OKUDUĞUMUZU ile/ve/<> DUYDUĞUMUZU ile/ve/<>
GÖRDÜĞÜMÜZÜ ile/ve/<>
HEM DUYUP, HEM GÖRDÜĞÜMÜZÜ ile/ve/<>
TARTIŞTIĞIMIZI ile/ve/<> DENEYİMLEDİĞİMİZİ ile/ve/<>
ANLATTIĞIMIZI/ÖĞRETTİĞİMİZİ
( %10 ile/ve/<> %20 ile/ve/<> %30 ile/ve/<> %50 ile/ve/<> %70 ile/ve/<> %80 ile/ve/<> %95 )
( [WE LEARN, WHAT WE]:
READ vs./and/<> HEAR vs./and/<> SEE vs./and/<> SEE & HEAR vs./and/<> DISCUSS vs./and/<> EXPERIENCE vs./and/<> TEACH )
- ÖĞÜT ile/ve/<>/>< HAKARET
( Bir insana, başkaları yanında verilen "öğüt", öğüt değil "küçük düşürme", "aşağılama" ya da "hakaret" olabilir/olur[bazen/çoğunlukla]. Kimseye ve de özellikle çocuklara, ne kıyas, ne de öğüt, doğru/uygun zaman, zemin ve koşullar oluş(turul)madıkça, yapılmamalıdır. )
- OHCA/OUT OF HOSPITAL CARDİAC ARREST[İng.] değil/yerine/= HASTAHANE DIŞI KALP DURMASI
- OKKA/KIYYE[Ar.] ile HOKKA
( Eski bir ağırlık ölçüsü birimi. (1283 gr.) (400 Dirhem = 1 Okka) )
- OKUMA ile/ve/değil HECELEME
( [not] READING vs./and/but SYLLABLING )
- ÖKÜZ ile (HÖRGÜÇLÜ) HİNT ÖKÜZÜ
( OX vs. ZEBU )
( ... cum BOS INDICUS )
- ÖLÇMEK ile/ve HESAPLAMAK
( TO CONSIDER vs./and TO COMPUTE )
- OLGU = VAKIA = FACT[İng.] = FAIT[Fr.] = FAKTUM[Alm.] = FACTUM[Lat.] = HECHO[İsp.]
- OLMADIYSA:
[ya] DAHA İYİSİ OLUR ya da HAYIRLISI BUDUR
- ... OLMASINDAN/DURUMUNDAN (DA):
ANLAŞILACAĞI GİBİ ..." ile/ve/değil "HAREKET EDİLEBİLECEĞİ GİBİ ..."
- ÖLMEK yerine HAKK'A YÜRÜMEK
- OLMUŞ HAM
- ÖLÜMSÜZ YAPITLAR:
ÇOCUK ve KİTAP ve HAYRAT
- OLUŞ'TA(KEVN): SÜKÛN ve/||/<> HAREKET ve/||/<> ELVAN ve/||/<> ASVAT ve/||/<> TUUM(TADLAR) ve/||/<> REVAYİH(KOKULAR) ve/||/<> İTİMAT ve/||/<> HARARET ve/||/<> BÜRÛDET ve/||/<> RUTÛBET ve/||/<> YÜBÛSET(KURULUK) ve/||/<> TELİF ve/||/<> HAYAT ve/||/<> ELEM ve/||/<> KUDRET ve/||/<> İRADET ve/||/<> KERÂHET ve/||/<> ŞEHVET ve/||/<> NEFRET ve/||/<> İTİKAT ve/||/<> ZAN
( LA STABILITE et/||/<> LE MOUVEMENT et/||/<> LES COULEURES et/||/<> LES SONS et/||/<> LES GOUTA et/||/<> LES ODEURS et/||/<> L'APPUI et/||/<> LA CHALEUR et/||/<> LE FROID et/||/<> L'HUMIDITE et/||/<> LA SECHERESSE et/||/<> L'ACCORD et/||/<> LA VIE et/||/<> LA DOULEUR et/||/<> LA PUISSANCE et/||/<> LA VOLONTE et/||/<> LA REPUGNANCE et/||/<> LE DESIR SEXUEL et/||/<> L'AVERSION et/||/<> LA CONVICTION et/||/<> L'AVIS )
- o.m.[Lat. < OMNI MANE] değil/yerine/= HER SABAH
- omn. hor.[Lat. < OMNI HORA] değil/yerine/= HER SAAT
- OMURGA ile HAYVAN OMURGASI
( Omurgayı hiçbir eylem rahatsız etmediğinde, huzursuz zihin yavaş yavaş rahatlar. )
( MEFKUR[çoğ. MEFÂKÎR]["ku" uzun okunur]: Omurga kemikleri kırılmış olan insan ya da hayvan. )
( BACKBONE vs. CARINA )
- OMURGALI İLE OMURGASIZ ile/||/<> HAYVAN GRUPLARI
( Temel hayvan sınıflandırması. )
( Formül: 5 omurgalı sınıfı )
- ÖN BEYİN'DE:
TALAMUS ile/ve HİPOTALAMUS ile/ve LİMBİK SİSTEM ile/ve BEYİN KABUĞU
( Talamus, duyu organlarından gelen sinir hücrelerinin beyin kabuğuyla olan ilişkisini sağlar. )
( Hipotalamus, en çok araştırılan beyin kısımlarından biridir. Büyüklüğü küçük bir kesme şeker kadar olmasına karşın, gördüğü işlemler son derece önemli ve değişiktir. Heyecanların ve arzuların denetlendiği merkezdir. Eşeysel davranış, yeme-içme bu merkezce denetlenir. )
( Limbik sistem beyin sapının yukarı kısmıyla ön beyin arasında yer alan sinir hücresi ağından oluşur. Heyecan yaşantısı, saldırma ve kaçma davramışlarıyla ilişkisi vardır. )
( THALAMUS vs./and HYPOTHALAMUS vs./and LIMBIC SYSTEM vs./and CEREBRAL CORTEX )
- o.n/omn. noct.[Lat. < OMNI NOCTE] değil/yerine/= HER GECE
- ONARARIEAE = HULFAÎYE
- ONAYLAYICI SÖZCÜKLER ve/||/<>/> HİZMET EYLEMLERİ ve/||/<>/> FİZİKSEL TEMAS
- ÖNGÖRMEK ile/ve/<> HESAPLAŞMAK
- ONİKS ile/||/<> HEMATİT
( Siyah ve beyaz şeritlere sahiptir. İLE/||/<> Metalik gri ya da siyah renkte olan bir taş. )
- ÖNSEZİ = HİS-İ KABL EL-VUKÛ = PRESENTIMENT[İng., Fr.] = AHNUNG[Alm.]
- ONUR = HAYSİYET = DIGNITY[İng.] = DIGNITÉ (HUMAINE)[Fr.] = WÜRDE, MENSCHENWÜRDE[Alm.] = DIGNITAS[Lat.] = DIGNIDAD[İsp.]
- OPTOGENETICS İLE MAGNETOGENETICS İLE CHEMOGENETICS ile/||/<> HÜCRE KONTROLÜ
( Uzaktan hücre aktivitesi kontrolü. )
( Formül: λ = 470 nm (ChR2) )
- ORDIR/ORDER[İng.] değil/yerine/= HEKİM İSTEMİ
- ÖRFÎ ile HAKİKÎ ile NAZARÎ
- ORG ile/ve HYDRAULIS
( ... İLE/VE İlk borulu org. )
- ORKİT[Fr. < Yun.] ile HİDROSEL
( [erbezlerinin] Yangılanarak şişmesi. İLE Su toplayarak şişmesi. )
- ORŞİT ile HİDROSEL
- ORTA AFRİKA CUMHURİYETİ'NDE:
HASTALIK ve/<> HASTAHANE
( Orta Afrika Cumhuriyeti'nde, hastahane ve sağlık hizmetleri çok kötü olduğundan, hasta olmamak için -umarız bir gün düzelene kadar- hastahaneye gitmemek bile gerekebilir. )
- ORTA AMERİKA CUMHURİYETİ:
EL SALVADOR ve/<> HONDURAS ve/<> GUATEMALA ve/<> NİKARAGUA ve/<> KOSTA RİKA
( Orta Amerika Cumhuriyeti, 1843 yılında, beş ayrı ülkeye bölündü. )
- ORTAK DUYU = HİSS-İ MÜŞTEREK = COMMON SENSE[İng.] = SENS COMMUN[Fr.] = GEMEINSINN[Alm.] = SENSUS COMMUNIS[Lat.] = KOINE AISTHESIS[Yun.] = COMÚN SENTIDO[İsp.]
- ORTAM İÇİN:
KOKU/YOR ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/> HAVA/SIZ
- ÖRTÜ/PERDE[Fars.]/HİCAB[Ar.]:
BURKU ile NİKAB ile LİFAM ile LİSAM ile HIMAR ile NASİF ile MİKNE'A ile CİLBAB
- ÖRÜMCEK ile/ve HUNİ ÖRÜMCEK
- OT YİYENLER/OTOBURLAR ile/ve ET YİYENLER/ETOBURLAR ile/ve HEPÇİLLER[hem OT, hem ET YİYENLER] ile/ve LEŞ YİYENLER/LEŞOBURLAR ile/ve AYRIŞTIRICILAR
(
)
( )
( DÂD ile/ve DED ile/ve DÂD Ü DED ile/ve ... ile/ve ... )
( HERBIVOROUS vs./and CARNIVOROUS vs./and OMNIVOROUS vs./and ... vs./and ... )
- OT = HAŞÎŞE = HERBE
- ÖTEKİ ile/ve HERKES
- ÖTEKİLEŞTİRME ile/değil/yerine/>< HAK/LAR
- OTLAR = HAŞÂYİŞ = HERBES
- OTOFAG ile HETETROF
( Kendi besinini üreten organizma. İLE Besinini dışarıdan alan organizma. )
- OTOLOG ile/||/<> HETEROLOG
( Otolog aynı bireyden İLE heterolog farklı bireyden alınan doku/organ )
( Medawar tarafından 1944 yılında keşfedildi/formüle edildi. (Ülke: Bilinmiyor) (Alan: biyoloji) )
- OTOTROF ile/||/<> HETEROTROF
( Ototrof kendi besinini üretir İLE heterotrof hazır alır )
( Formül: Bitkiler İLE hayvanlar )
- OTSU = HAŞÎŞÎ = HERBACÉ
- ÖYLE YARATILMIŞLIK ile/değil HAK ETMİŞLİK
- OYUK ile/ve/||/<> HÖYÜK
( HOLLOW vs./and/||/<> MOUND )
- OYUNCU:
İSTEKLİ ile YETENEKLİ ile HEM İSTEKLİ, HEM DE YETENEKLİ
- ÖZ KİŞİLİK ile/ve HEDEF KİŞİLİK
- ÖZDEK = MADDE = MATTER[İng.] = MATIÈRE[Fr.] = MATERIE[Alm.] = MATERIA, MATERIES[Lat.] = HYLE[Yun.] = MATERIA[İsp.]
- ÖZDEŞLEŞMEK ile/ve "HEMHAL OLMAK"
- ÖZEL = HUSUSİ = SPECIAL[İng.] = SPÉCIAL[Fr.] = BESONDERE[Alm.] = ESPECIAL[İsp.]
- ÖZENSİZ/LİK ile/ve/<> HAZIRLIKSIZ/LIK
- ÖZGÜLÜK = HASSA = PROPERTY, PROPRIETY, OWNERSHIP[İng.] = PROPRIÉTÉ[Fr.] = EIGENSCHAFT[Alm.] = PROPRIETAS[Lat.] = PROPIEDAD[İsp.]
- ... "ÖZGÜRLÜĞÜ" değil ... HAKKI
- ÖZGÜRLÜK ile/ve/||/<>/< HAK
( Özgürlük, hak ile sınırlanır. | Hak ile sınırlanabilmek. İLE/VE/||/<>/< ... )
( Haklılığı/karşılığı olmayan tüm düşünce tutumları dışarıda bırakmak. İLE/VE/||/<>/< ... )
( Özgürlük, salt amaç olamaz. )
( FREEDOM vs./and RIGHT )
- ÖZGÜRLÜK = HÜRRİYET = LIBERTY, FREEDOM[İng.] = LIBERTÉ[Fr.] = FREITHEIT[Alm.] = LIBERTAS[Lat.] = LIBERTAD[İsp.]
- ÖZNE = FAİL, MEVZU = SUBJECT[İng.] = SUJET[Fr.] = SUBJEKT[Alm.] = SUBJECTUM[Lat.] = HYPOKEIMENON[Yun.] = SUJETO[İsp.]
- PACE :/yerine HIZ, TEMPO
- PAK EDELİM! ve/||/<>/< HAK EDELİM!
( Bulunduğumuz/vardığımız yeri. VE/||/<>/< Yediğimiz lokmayı. )
- PALYASYON/PALLIATION[İng.] değil/yerine/= HAFİFLETME, | AZALTMA
- PANGOLİN ile HİNDİSTAN PANGOLİNİ
- PAPAĞAN ile/değil HİNT KARGASI
- PAPATYA ile/ve HOROZGÖZÜ, KOYUNGÖZÜ, SIĞIRGÖZÜ, TAVUKGÖZÜ
- PARA ve HARF
( Evrensel eşdeğerlik birimleri. )
- PARABOL ile/ve HİPERBOL
( İki bilinmeyenli denklemlerle ölçülür. İLE/VE Üç ve üzeri bilinmeyenli denklemlerle ölçülür. )
( Bir düzlemin, odak denilen sabit bir noktadan ve doğrultman denilen sabit bir doğrudan, eşit uzaklıktaki noktalarının geometrik yeri. İLE Bir düzlemin, odak denilen durağan iki noktaya uzaklıkları değişmeyen noktaların geometrik yeri olan eğri. )
( vs./and/||/<> HYPERBOLA )
- PARABOLA ile/||/<> HYPERBOLA
( Parabola bir odak bir directrix İLE hyperbola iki odak fark sabit. )
( Formül: Focus-directrix İLE focus difference )
- PARADOKS[Fr. < Yun.] ile/ve ŞAŞKINLIK/HAYRET[Ar.]/APORIA[Yun.]/THAUMAZEIN[Yun. < THAUMA: Mucize.]
( Kökleşmiş kanışlara aykırı olarak ileri sürülen düşünce. İLE/VE ... )
- PARALALİ/PARALALIA[İng.] değil/yerine/= HARF SÖYLEYİŞ GÜÇLÜĞÜ
- PARÇALAMAK ile KESİR ile KESİRSİZ ile HUYSUZ
( FRACTINIZE vs. FRACTION vs. FRACTIONLESS vs. FRACTIOUS )
( برخه کردن ile برخه ile بي کسر ile زود رنج )
( BARKHEH KARDAN ile برخه ile BEY KASAR ile ZUD RANJ )
- PAREZİ/PARESIS[İng.] değil/yerine/= HAFİF FELÇ
- PARKİNSON İLÂCI ile/değil HUZURSUZ BACAK İLÂCI
( Huzursuz Bacak tanısı bulunanlar, yazılan ilâcın, farklı dozda olması ve aynı zamanda Parkinson hastasına da yazılıyor olmasından dolayı, kendilerinin de Parkinson olup olmadığı şüphesine düşmemelidir. [Parkinson için yazılan ilâçtaki ilgili tamamlayıcı kimyasalın dozu, Huzursuz Bacak hastalığı ilâcındakinden 80 kat daha fazla ve ayrı bir yapıdadır.] )
- PARKİNSON ile/||/<> HUNTİNGTON
( Beyinde dopamin üreten gözelerin kaybı ile ilişkili bir devim bozukluğu. İLE/||/<> Genetik bir bozukluk sonucu beyinde sinir gözelerinin bozunumu ve zihinsel gerileme. )
- PARMAK ile/ve HAT ile/ve NOKTA
( Bir mimari arşının 1/24'ü.[3,158 cm.] İLE/VE Bir parmağın 1/12'si.[0,263 cm.] İLE/VE Bir hat'ın 1/12'si.[0,0219 cm.] )
( 1 mimari arşın = 24 parmak = 288 hat = 3456 nokta'dır. )
- PATH INTEGRAL İLE VARİATIONAL İLE PERTURBATION ile/||/<> HESAPLAMA YÖNTEMLERİ
( Fiziksel problem çözme teknikleri. )
( Formül: ∫Dφ e^{iS[φ]/ℏ} )
- PATIENT :/yerine HASTA, SABIRLI
- PATOLOJİ ile/||/<> HİSTOLOJİ
( Sayrılıkların nedenlerini ve etkilerini inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Dokuların mikroskobik yapısını inceleyen bilim dalı. )
- PAY ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HAK
- [ne yazık ki]
"PAY KAPMAYA ÇALIŞMAK" değil/yerine HAK ETMEK
- PAZARLAMA ile/ve/<> HALKLA İLİŞKİLER ile/ve/<> REKLAM ile/ve/<> MARKALAŞTIRMA
( "Ben büyük bir âşığım." İLE/VE/<> "İnan bana! O çok büyük bir âşık." İLE/VE/<> "Büyük âşığım! Büyük âşığım! Büyük âşığım!" İLE/VE/<> "Anladım ki, büyük bir âşıksın!" )
( "I'm great lover." vs./AND/<> "Trust me! He's a great lover." vs./AND/<> "I'm a great lover. I'm a great lover. I'm a great lover." vs./AND/<> "I understand. You are a great lover." )
( MARKETING vs./and/<> PUBLIC RELATIONS vs./and/<> ADVERTISING vs./and/<> BRANDING )
- PAZARLAMA ile HİLE
( MARKETING vs. TRICK )
- PED-/-PEDE/PEDİ-/PEDO-/PAED-/PAEDO- ile/||/<> HEBE-
( Çocuk. İLE/||/<> Ergenlik, ergenlik çağında. )
- PENÇE/PENCE[Fars.] ile HILÂB[Ar.]
( Yırtıcı hayvanların ön ayaklarının parmakları ve tırnakları. İLE Yırtıcı kuş ve hayvan pençesi. )
- PEPTİT İLE STEROİD İLE AMİN ile/||/<> HORMON SINIFLARI
( Kimyasal yapıya göre hormon türleri. )
( Formül: Steroid → çekirdek reseptör )
- PERDENİN KALKMASI ve/< HAKK'I ZİKRETMEK
- PEYGAMBER ile HEKİM
( ... İLE Peygamberlikten nasibi olan. )
( İkisi de gelecekten haber verir. )
( Topluluğu değiştirme gücü olmayanlar, kendini düzeltemez. )
- PH/POWER OF HYDROGEN[İng.] değil/yerine/= HİDROJEN GÜCÜ
- PHASE-TRANSFER CATALYSİS ile/||/<> HOMOGENEOUS CATALYSİS
( Phase-transfer catalysis farklı fazlar arası reaktant transferini sağlarken İLE homogeneous catalysis tek fazda katalizdir )
( Formül: Quaternary ammonium )
- PHI/PUBLIC HEALTH INFORMATICS[İng.] değil/yerine/= HALK SAĞLIĞI BİLİŞİMİ
- PHII/PUBLIC HEALTH INFORMATICS INSTİTUTE[İng.] değil/yerine/= HALK SAĞLIĞI BİLİŞİM ENSTİTÜSÜ
- PHILONOUS ile/ve/||/<> HYLAS
- PHIN/PUBLIC HEALTH INFORMATION NETWORK[İng.] değil/yerine/= HALK SAĞLIĞI BİLGİ AĞI
- PHMETRİ/POWER OF HYDROGENMETRY[İng.] değil/yerine/= HİDROJEN GÜCÜ ÖLÇÜMÜ
- PHYSICIAN :/yerine HEKİM, DOKTOR
- Pİ SAYISI ile/<> HİDROJEN ATOMLARI(NIN ENERJİ DÜZEYLERİ)
- pilul/pil.[Lat. < PILULA] değil/yerine/= HAP
- PİRİNÇ ile HİNTPİRİNCİ
( ... İLE Buğdaygillerden, Hindistan ve Etiyopya'da yetiştirilen, taneleri pirinç yerine kullanılan bir bitki. )
- PİTON ile HİNT(BANGLADEŞ) PİTONU
- PLANLAMA ile/ve HESAPLAMA
( TO PLAN vs./and TO RECKON )
- PLASTİKLER'DE:
PETE[1] ile HDPE[2] ile V[3] ile LDPE[4] ile PP[5] ile PS[6] ile ÖTEKİLER[7]
( )
(1996'dan beri)