G ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 34.754 başlık/FaRk ile birlikte,
34.754 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(88/140)
- MINKOWSKI DENKLEMİ: 1908
- MİNNET (DUYMAK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAYGI (DUYMAK)
- MİNNET ile/ve/<> İSTİGNÂ'[< GINÂ]
( İyiliğe karşı duyulan şükür hissi. | Birine, iyilik etmek. | Yapılan iyilikleri sayarak başa kakmak. | İyilik karşısında kendini borçlu hissetmek. | Yapılan bir iyiliği, verilen bir şeyi başa kakma [Minnetin bu bölümü, İslâm'da yasaklanmıştır.] | Görülen iyiliğe karşı teşekkür etme. | Allah-u teâlâya, hamd ve senâ etmek, şükretmek. | Nîmete kendi eliyle, kendi çalışmasıyla kavuşmadığını, Allah-u teâlânın lütfu ve ihsânı. | İyiliğe karşı duyulan şükür hissi, başa kakma. | Yapılan bir iyiliği, başa kakma. İLE/VE/<> Cenab-ı Hakk'tan başka kimsenin minneti altına girmemek. | Gönül tokluğu. | Elindekini kâfi bulmak. | Zenginlik istememek. | Muhtaç olmayıp zengin olmak. | Nazlanmak. | Azâmet ve tekebbür etmek. )
- MİNNET[Ar.] ile/ve ŞÜKRAN[Ar.]
( Bir iyiliğe, bir iyilik yapana yönelik, kendini borçlu görme. | Görülen iyiliğe yönelik teşekkürde bulunma. İLE/VE İyilik bilme, gönül borcu. )
- MİNNETKÂR değil MİNNETTÂR
- MİNNETTAR[Ar.] ile/ve/değil/||/<> MÜTEŞEKKİR[Ar.]
- MİNNET/TARLIK = GRATITUDE, GRATEFULNESS[İng.] = RECONNAISSANCE, OUGRATITUDE[Fr.] = DANK ODER DANKBARKEIT[Alm.] = GRATIA SEU GRATITUDO[Lat.]
- MİNNETTARLIK ile/ve KORKU
( GRATITUDE vs./and FEAR )
- MİNSER[çoğ. MENÂSİR] ile ...
( Yırtıcı kuşların gagası. | Taşçı kalemi. )
- MINTIKA[Ar.] değil/yerine/= BÖLGE
- MİNÜBÜS/MÜNÜBÜS değil MİNİBÜS
- MİNÜR[Ar.] değil MÜNÎR[Ar. < NÛR]
( ... DEĞİL Işık veren, nurlandıran, parlak. )
- MINUTE ile MINUTE
( Dakika. İLE Çok küçük. )
- MINZAR[Ar.] ile MINZÂR[Ar.]
( Bakma âleti. | Röntgen. İLE Ayna. | Röntgen. )
- MIR168a ile/ve/||/<> MIR156a ile/ve/||/<> MIR166a
( Kabak'tan sağlanır. VE/||/<> Buğday'dan sağlanır. VE/||/<> Patates'ten sağlanır. )
( BRASSICA RAPA PEKINENSIS et/||/<> TRITICUM AESTIVUM et/||/<> SALANUM TUBEROSUM )
- MİRABOĞLU, PROF. DR. MUHARREM (KAYSERİ 1921 - 1989) :
( Üniversite öğretim üyesi. İlk, orta öğrenimini aynı kentte tamamladı. 1939 yılında Yüksek Ziraat Enstitüsü Orman Fakültesinde ormancılık öğrenimine başladı ve 1943 yılında bu fakülteden mezun oldu. Bir süre YZE Kültür Teknik Enstitüsünde stajyer asistanlık yaptı. 1947'de İstanbul üniversitesi Orman Fakültesi Hasılat ve işletme İktisadı Kürsüsünde asistan olarak göreve başladı. 1951 yılında "Göknarlarda Şekil ve Hacim Araştırmaları" adlı doktora tezini tamamlayarak "Doktor" unvanını aldı. 1951 yılında Almanya'ya gitti ve Göttingen, Freiburg ve Münih Üniversitesinde misafir Asistan olarak 1954 yılına kadar çalıştı. 1955 tarihinde hazırlamış olduğu "Devlet Orman İşletmelerimizin İşletme İktisadı Bakımından Tetkiki" konulu tezi ile "Doçent" unvanını kazandı. Doçent unvanını aldıktan sonra Dendrometri dersini vermeye başladı. İzliyen yıllarda Oxford Orman Fakültesinde ve Alice Holt Araştırma Enstitüsünde incelemelerde bulundu, 1963 yılında "Proföser" oldu. 1964 - 1966 yılları arasında İstanbul üniversitesi Orman Fakültesinde Dekanlık görevini yürüttü. 1966 - 1970 yılları arasında KTÜ) (Karadeniz Teknik Üniversitesi) Merkez Danışma Kurulu Üyeliği, ağustos 1970 tarihine kadar (1965 - 1970) TÜBİTAK Danışma Kurulunda "İstanbul Üniversitesi Temsilciliği" görevini sürdürdü. 1970 - 1974 yıllarında TÜBİTAK Genel Sekreterliği görevinde bulundu. "Orman ekonomisi ve orman işletmelerinde araştırmalar ve eğitimdeki başarıları ile ülkesine araştırma organizasyonlarına yaptığı belirgin katkılar ve etkilerden dolayı" Almaya'da F.V.S. tarafından verilen "Wilhelm - Loppola - Pfeil" Bilim Ödülü ile 1973 yılında ödüllendirildi ve 1983 yılında emekli oldu. Emekli olduktan sonra da çalışmalarına devam etmiş ve Yaşar Holding'de CEO olarak beş yıl süre ile görev yaptı. Yayımlanan kitapları:1) Göknarlarda Şekil ve Hacım Araştırmaları, 2) Türkiye Devlet orman İşletmesinin İşletme İktisadı Bakımından Tetkiki, 3) Dikili Deneme Ağaçları Yardımıyla Meşçere Hacmının Tayini (Tercüme), 4) Orman Kıymetlerinin Takdirinde Kullanılan Formüller ve Tatbikatına ait Misaller (F. Fırat ile birlikte), 5) Açı Metodu (Bitterlich) ve Kullanılan Aletler (Relaskop), 6) Orman Hava Kirliliğini Önleyici Etkileri. 7) Ormanlık Sahalarda Açık Mad en İşletmelerinde Tazminat Hesabı, 8) Türkiye'de Odun Hammaddesi Üretim - Tüketim ve Satış Usulleri, 9) Orman Ürünleri İhracatı Teşvik Tedbirleri, 10) Ormancılık İşletme İktisadı kitaplarını yayınladı. Ayrıca pek çok bilimsel makalesi yayılandı. )
- MİRÂC ile/ve MİRÂT
( Mîrâc mîrât ile oluşur. )
- MİRAHUR ALİ AĞA ÇEŞMESİ :
( Çayırbaşı'nda Cerrah Mahmut Efendi Camii yakınında olduğu "İstanbul Çeşmeleri" kitabında belirtilen bu çeşme bugün mevcut değil (H.966, M.1558). Bu çeşme yol yapım çalışmaları sırasında ortadan kaldırıldı. Yerinde bulunmayan bu çeşmeyi Kanuni Sultan Süleyman'ın Mirahur Ali Ağa yaptırmıştır. )
- MİRALAY HAKKI BEY (İST. 1872 - 1917) :
( Rumelikavaklıdır. Askeri eğitimini aldıktan sonra orduda değişik görevler üstlenmiş, son görevi Boğaz Komutanlığı olmuştur. )
- MİRALAY HÜSEYİN HÜSNÜ BEY (RUMELİHİSARI, 1877 - ...) :
( Rumelihisarlıdır. Askeri okuldan mezun olarak orduya katıldı. Milli mücadele komutanlarından olup; Galiçya, Yemen, İkinci İnönü, Sakarya ve Büyük Taarruz savaşlarına katıldı. Sakarya ve Büyük Taarruzda Mürettip Kolordu emrinde 3. Alay Komutanı olarak görev yaptı, )
- MİRAS/TEREKE ile/değil İNAM/EMÂNET
( EMÂNET VE İLTİZAM USULLERİ )
( STUART MILL [1806-1873]: Kişinin malı üzerindeki tasarruf hakkının sınırsız ve kayıtsız olarak tanınmasını fakat miras yoluyla servet edinme hakkının sıkı biçimde sınırlanması gerektiğini belirtir. [Mirasın yarattığı eşitsizlikle yaşam mücadelesinin doğal şartlarının bozulduğunu, en beceriklinin değil, servetçe ayrıcalıklıların üstünlük sağladıklarına işaret eder.] )
( [not] INHERITANCE vs./but DEPOSIT )
- MİR'ÂT ile MİR'AT-I HAKÎKÎYE
( Ayna. | Ünlü bir çeşit lâle. İLE Hakikat aynası. )
- MİRGÜN YOLCU GEMİSİ :
( Emirgan'ın bir ismi de Mirgün'dü. Bu isme izafeten yolcu gemisine bu isim verildi. Bu gemi İstanbul'da Şirket - i Hayriye'nin Hasköy fabrikasında küçük bir yolcu gemisi olarak monte edildi. 16 net tonluk ve teknesi saçtandı. 15 beygir gücünde küçük bir buhar makinesi vardı, uskurluydu. 1881'de hizmete girdi. Sonraları römorkör olarak da kullanıldı. 1910'da hizmet dışı bırakıldı. Baca No.su 36 idi. )
- MİRİ KÂTİBİ değil/yerine/= YARGIÇ
( Osmanlı Devleti'nde, maliye ile halk arasındaki davalara bakan yargıç. )
- MIRIN-KIRIN (ETMEK)
( Sözü gevelemek, doğruyu söyleyememek. | Bir isteği kabul etmeme, nazlanma. )
( A'ZÂR-I URKUBİYYE )
- MİRMİROĞLU KÖŞKÜ :
( Büyükdere, Çayırbaşı Caddesi üzerinde olup deniz cephelidir. Yalının sahiplerinin soyadı ile anılmaktadır. 20. yy. başlarında inşâ edilen yalı; gazino, otel olarak kullanıldı. Büyükdere'nin önemli otellerinden Platon Oteli bu bina idi. )
- MİRSÂD/MİRSAD[Ar. çoğ. MERÂSİD] ile MİRSÂT[Ar. çoğ. MERÂSÎ]
( Gözetme yeri. | İlk 3 sayısının başyazarı, Muallim Naci olan ve 26 Mart 1891'de yayımlanmış olan haftalık edebiyat dergisi. İLE Gemi demiri, lenger. )
- MIŞ GİBİ ile/ve/değil BİLE DEĞİL
- MIŞ GİBİ ile/ve GİZLİ
- MIS/MANAGEMENT INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= YÖNETİM BİLGİ DÜZENİ
- MİS[Ar. < MİSK] ile MİS[Fars.]
( Hoş kokulu olan şey. İLE Bakır. )
- MİSÂFİR[< SEFER]:
bkz. MÜSÂFİR [aslı!] -<
- MİSAFİRPERVER değil/yerine/= KONUKSEVER
- MÎSÂK[Ar. < SEVK] ile MÎSÂK[Ar. < VÜSÛK | çoğ. MEVÂSÎK]
( Sürme, sevk etme. İLE Sözleşme, antlaşma, yemin. )
- Mİ'SÂL[Ar.] ile MİSÂL[Ar. < EMSÎLE]
( Ucu uzun ağaç, gelberi. İLE Örnek. | Masal. | Düş/rüyâ. | Benzer, andırır. | Yalnızca ilk harfi[fâsı], harf-i illet olan sözcük.[VASL, VÂİZ, YÜMÜN, MEYSÛR vb.] )
- MİSÂL[Ar.] değil/yerine/= ÖRNEK
( ÖRNEK | MASAL | RÜYÂ, DÜŞ | BENZER, ANDIRIR )
- MİSÂL ile/>< SÂLİM
( İlk yazacı illet yazaçlarından biri olan sözcük. İLE/>< İçinde illet yazaçlarından [elif, vav, y e] biri bulunmayan sözcük. )
- MİSANTROP[Fars.]/MERDÜMGİRÎZ[Fars.] değil/yerine/= KİŞİLERDEN/İNSANDAN "KAÇAN"
- MİS'AR/MİS'ÂR[Ar. < MESÂİR] ile Mİ'SÂR/Mİ'SAR/Mİ'SARA[Ar.]
( Ateş küsküsü, ateş karıştırmaya yarayan demir. İLE Mengene. )
- MİSBÂH değil/yerine/= KANDİL, ÇERAĞ, SABAH GİBİ LÂTİF, AYDINLIK
( )
- MİŞFER/MEŞFER[çoğ. MEŞÂFİR] ile ...
( Devenin sarkık dudağı. )
- MISIR TAKVİMİ ile/ve/||/<> ÖMER HAYYAM TAKVİMİ
( En dakik takvimler. )
- MISIR ile/değil SÜPÜRGE
- MISIRLI EBUBEKİR RATİP YALISI :
( Yeniköy, İstinye yolu üzerindeki 253 kapı No.lu tarihi yalı sahibinin ismi ile anılmaktadır. 20. yy. başlarında yaptırılan yalının bir kısmı Jak Kamhi'ye ait olup, yalı 2.373 m² lik bir bahçe içinde olup deniz kenarındadır. )
- MISIRLI FUAT BEY/BALTACIOĞLU YALISI :
( Yeniköy Köybaşı üzerinde olan yalı 18. yy. yapılmıştır. 1982 - 1985 yıllar arasında büyük onarım gördü. Yalı bilahare sahip değiştirmiş ve Mısırlı İhsan Bey yalının sahibi olmuş. Yalı (1970 - 1980) Borankay ailesine geçti. Daha sonra da yalının sahibi Mustafa Özkan oldu. Yalı Mısırlı Fuat Paşa ve Baltacıoğlu Yalısı olarak isimleri ile bilinmektedir. )
- MİSK KEDİSİ ile MALABAR MİSK KEDİSİ
( ZEBÂD ile ZEBÂD-I MALABAR )
- MİSK KOKUSU ile/ve/değil/yerine DOST KOKUSU
- MİSKAL[Ar. çoğ. MESÂKÎL] ile MISKAL
( Yirmidört kıratlık bir ağırlık ölçüsü. [yüz arpa ağırlığındadır][ondört kırat, bir şer'î dirhemin karşılığıdır] | 1.43 dirhemlik ağırlık ölçüsü. İLE Parlatan, cilâlayan âlet. | İnce, zarif bir hatip. )
- MİSKET ile CİCOZ
( ... İLE Cam ya da toprak bilyelerle oynanan çocuk oyunu. | Bu oyundaki bilyelerin her biri. | [argo] Hiç yok. )
- MİSKİN/LİK ile/ve/<> BEZGİN/LİK
- MİSL/MİSİL[Ar.] değil/yerine/= KAT
( Eş, benzer. | Miktar. | Kat. )
- MİSLİ değil/yerine/= KATI
( Sayı, tartı ve ölçü ile belirlenebilen. )
- MİSMA'/MİSMAA[Ar. < SEM | çoğ. MESÂMİ'] ile MİSMÂR[Ar. çoğ. MESÂMÎR]
( Kulak. | Hastanın, kalbini, göğsünü ve ciğerlerini dinlemeye yarayan âlet, siteteskop. | Kulaklık. İLE Çivi, mıh. | Kazık. )
- MİSTİİZİM değil MİSTİSİZM
- MİSTİK GİZLİLİK ile/değil/yerine EZOTERİK GİZLİLİK
- MİSTİK ile/ve AŞKIN
- MİSVÂK[Ar.] değil/yerine/= DİŞ FIRÇASI
( Ucu dövülüp fırça durumuna getirilen ve diş temizliğinde kullanılması, Müslümanlıkça sünnet olan bir tür ağaç çubuğu. )
- MİSYON[İng. < MISSION] değil/yerine/= EREK, BEKLENTİ, GENİŞ SORUMLULUK, ÖZ NİYET, ÖZ GÖREV
- MİT ile M.İ.T.
( ... İLE Milli İstihbarat Teşkilâtı. )
- MİT/MİTOS[Fr. < Yun.] ile/ve/||/<>/> MİTOLOJİ[Fr. < Yun.]/ESÂTÎR[Ar.]
( Tarih öncesine dayanan efsane. Dirimli öykü. Şiirsel felsefe. | Geleneksel olarak yayılan ya da toplumun hayal gücü etkisiyle biçim değiştiren, tanrı, tanrıça, evrenin doğuşu ile ilgili imgesel, alegorik bir anlatımı olan halk öyküsü. İLE/VE/<>/> Mitleri, doğuşlarını, anlamlarını yorumlayan, inceleyen bilim. | Bir ulusa, bir dine, özellikle Yunan, Latin uygarlığına ilişkin mitlerin, efsanelerin tümü. )
( Antik Yunan'da Ksenophanes (M.Ö. 565-470), Homeros ve Hesiodos'un tanrısal mitos anlatımlarını eleştirmiş ve yadsımıştır. Bu eleştiri sonucunda mitler, din ve metafizikten arındırılmış ve bağımsız bir mitos öğretisi ortaya çıkmıştır. Ancak yaşamdan yansıtılarak oluşturulmuş mitoslar, bu kez, yaşamdan kopuk ansal kurgular biçimini almıştır. )
( Toplumların yaratıp yaşattığı mitler, geleneği yaşatmakla birlikte, özlem, umut ve beklentilerin yansıtıldığı bir geleceğin dünyası niteliğine de bürünmektedir. Bu tür mitler, gerçek yaşamın zorlukları karşısında bunalan bireylerin, özledikleri yaşamı kurmayı gelecek kuşaklara bıraktığı birtakım tasarımlar niteliğindedir. Bireysel olarak ele alındığında mitos dönemi, ana rahminden konuşmanın başlamasına kadar geçen ve bebeklik süreci olarak adlandırılan döneme karşılık gelmektedir. )
( Bir mit duygusal bağlılık yönünden içi boşaldığında masala dönüşür. Duyguları etkileme gücünü yitirir. Ansal yorumlama ile de kurgu biçimini alır. )
( Mit ilk önce metafiziksel kozmogoni ile aşılmıştır. Artık mitsel simgeler arasındaki anlamlı bağ (ritus) yerini düşünceler arasındaki anlam bağına, mantık'a(düşünbiçim) bırakmıştır. Metafiziksel kozmogoni bir yandan felsefi spekülasyon biçimini alırken öte yandan miti dine dönüştürmüştür. Dinsel mit ise "tarih bilinci" ile aşılmıştır. Kişinin varoluşu, tarihsel bilinç yoluyla, gerçek ve olgusal kavranışına yükselmiştir. )
( Paganist (putperest) mitler, kişinin karşısında eşyayı, doğa parçalarını ve hayvanları yüceltmiş ve kutsallaştırmıştır. Buna karşın imgesel (imgetapar, hayalperest) mitler, doğaüstü imgeleri kişinin karşısında yüceltmiş ve kutsallaştırmıştır. Aydınlanmaya temel oluşturan mitler ise, insan yaşamını ve özellikle insan aklının tutsaklıktan ve yanılsamadan kurtuluşunu simgelemiş olanlardır. Ezoterik okullar bu tür mitlerden yararlanmışlardır. )
( Yaşamdan yansıtılarak oluşturulmalarına karşın mitler tarihsel değildir. Bir başka deyişle, tarihsel bir zaman ve mekân göstermezler. Mitlerin zamanı ve mekânı aşkındır. Mitler okunduğunda ya da ritüel eşliğinde canlandırıldığında, kişi mitsel zaman ve mekâna geçer. Mite katılır ve onu coşkuyla yaşar. Tarihsel olaylar bir kere olur ve geri dönüşsüzdür. Oysa mitler, canlandırılıp yaşanabilir. )
( Günümüzde, psikolojide ortaya çıkan gelişmeler, insan davranışlarının arkasında simgesel (arketipal) bir altyapının etkin olduğunu ortaya çıkarttığı için, mitos yeniden önem kazanmıştır. Artık mitosa, bir zamanlar olmuş bitmiş fantastik masallar gözüyle bakılmamakta, aksine, yaşayıp gelen ve halen yaşamakta olan, insan davranışlarını etkileyen ve yaşamın anlamlandırılmasında etkinliği olan bir öğe gözüyle bakılmaktadır. )
( Mitosu, bireyin duygu ve hayal dünyasında oluşan, gelişen bir psişik gereksinim olarak ele aldığımızda, modern toplumların modern mitlerin halen önemini koruduğu anlaşılmaktadır. )
( Mitoloji, evrendeki(insandaki/doğadaki) kaderi araştırma işidir. )
( Mitoloji, kişinin bulunduğu yeri anlamlandırma işidir. )
( Mitler yazıldıklarından itibaren mit olmaktan çıkmaya başlamıştır. )
( Mitte tipoloji yoktur, arkeler vardır. )
( Mitler, düzyazıya döküldüğü anda doktrindir. )
( Sanatçıların hazinesi. İLE/VE/||/<>/> Filozofların hazinesi. )
- MİT ile/ve/||/<> SAKLAMA
- MİT ve/||/<>/> ÜMİT
- MİTİK TANRI İNANCI ile/ve PSİKOLOJİK TANRI İNANCI ile/ve TEOLOJİK TANRI İNANCI
( Halkın. İLE/VE "Aydın"ların. İLE/VE Teslim olanların. )
( TAGALOA: Söylencelerindeki en yüce tanrı. )
- MİTİK ile/ve/<> YİTİK
- MİTOKONDRİ ile/||/<> KLOROPLAST
( Mitokondri ATP üretir İLE kloroplast fotosentez yapar )
( Formül: Solunum İLE fotosentez )
( Lynn Margulis tarafından 1967 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1938-2011) (Ülke: ABD) (Alan: Biyoloji) (Önemli katkıları: Endosimbiyotik teori) )
- MİTOKONDRİ değil/yerine/= ÜRETGEN
- MİTOKONDRİYAL DNA ile/ve/||/<> NÜKLEER DNA
( Anneden. İLE/VE/||/<> Babadan. | Göze çekirdeğinde bulunan ve iki ebeveynden de alınan genetik kalıtım. )
( Hem kız, hem erkek çocuğa X kromozomunu taşır. İLE/VE/||/<> Sadece erkek çocuğa Y kromozomunu taşır. )
- MİTOLOJİ İLE İLGİLENMEK/UĞRAŞMAK ile/değil/yerine MİT(LER)'İ DENEYİMLEMEK
( Bilmek. İLE/DEĞİL/YERİNE Anlamak. )
- DİN:
MİTOLOJİK ile/ve/||/<> PSİKOLOJİK ile/ve/||/<> TEOLOJİK
( Alt seviyede. İLE/VE/||/<> Orta seviyede. İLE/VE/||/<> Üst/ileri seviyede. )
- MİTOS ile/ve/||/<>/> EPOS ile/ve/||/<>/> LOGOS
- FELSEFE:
MİTOS ile/ve/||/<>/> LOGOS
( Eleştirilmez. İLE/VE/||/<>/> Eleştiriye açıktır. )
- MİTOS/LAR PAGAN/LIK
- MİTOZ[Fr. < AMITOSE]/KARYOKİNEZ[Fr. < CARYOCINESE] ile AMİTOZ[Fr. < AMITOSE]
( Çok gözeli canlılarda gözenin belirli evrelerden geçerek çoğalması. İLE Amip, akyuvar ve bazı bakterilerde göze bölünmesi yoluyla olan çoğalma. )
- MİTOZ/MITOSIS[İng.] değil/yerine/= EŞEYSİZ BÖLÜNME
- Mİ'VEL[çoğ. MAÂVİL] ile ...
( Taşları, kayaları parçalamaya yarayan sivri kazma, külünk. )
- MİYELİN ile/||/<> RANVİER BOĞUMU
( Miyelin yalıtkan kılıf, Ranvier iletim noktasıdır )
( Formül: Yalıtım İLE atlama noktası )
- MIYMINTI/LIK ile MİSKİN/LİK[Ar.]
( Kişinin sabrını tüketecek derecede yavaş ve mızmızca iş gören. İLE Çok uyuşuk olan. | Hoş görülmeyecek durumlar karşısında tepki göstermeyen. | Âciz, zavallı. | Cüzzam hastalığına tutulmuş olan. )
- MİYOKART[Fr.] değil/yerine/= YÜREK KASI
- MİYOZ ile MİTOZ
( Eşeysel gözelerin bölünmesi süreci. İLE Gövde gözelerinin bölünmesi süreci. )
- -MİZ = BİZ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- MİZÂC ile/ve/<>/> BÜNYE ile/ve/<>/> DİMAĞ
- MİZAÇ ve/<>/>/< İTİDAL
- MİZAÇ(HASLET) ile/ve KARAKTER
( Doğuştan gelen özellikler. İLE/VE Sonradan oluşan kişisel özellikler. )
( Kişiler, iyi öğrenciler gibi, karakterlerini, açıklıkla ve devamlılıkla geliştirmelidir. )
( ĞARîZİTU'T-TAB ile/ve MUKTESEBETUN TUTBE' LEHA )
( TEMPERAMENT/DISPOSITION vs./and CHARACTER )
- MİZÂC ile/ve/<> MEŞREB
( 12 çeşit. İLE/VE/<> 36 çeşit. )
- MİZÂC-I VAKTE VÂKIF OLMAK ve/||/<> KEYFİYET-İ HÂLE ÂRİF OLMAK
- Mİ'ZÂD/Mİ'ZED[Ar.] ile MÎZÂD[Ar.]
( Ağaç budama bıçağı. | Kolçak, pazvant. İLE Sevinç, neşe/sürûr. )
- MİZAH [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- MİZAH ile/ve FIKRA
- MİZAH ile/değil MİZAÇ
- MÎZAH değil MİZAH
- MİZÂH[Ar.] ile MUCÛN[Ar.]
- MİZAN[Ar. < VEZN] ile/ve/||/<>/>/< İZAN[Ar.]
( Ölçü. | Sağlama. [matematik] | Bir tüccarın, ticari durumunu, işinin genel sonucunu gösteren, belirli zamanlarda yaptığı hesap özeti. İLE/VE/||/<>/>/< Anlayış, anlama yeteneği. )
- MİZAN[< VEZN] ile/ve NİZAM
( Farkta cem, cemde fark. | Terazi, ölçü aleti, tartı, ölçek. | Adâlet ve eşitlik. | Akıl, idrak. | Şeriat. | Hesap özeti. İLE/VE Düzen. )
- MİZAN ile/ve USÛL/YÖNTEM
- MİZANSEN[Ar.] değil/yerine/= DÜZENTİ/KURGU
- Mİ'ZER[Ar. < MEÂZİR] ile MİZHER[Ar. < MEZÂHİR]
( Peştemal, futa. İLE Ut. )
- MIZIKA SESİ ile/ve AKORDİYON/AKORDEON SESİ
- MIZIKÇI/LIK değil/yerine/= OYUNBOZAN/LIK
( Çeşitli nedenlerle oyunu bozan, yenilgiyi kabul etmeyen, kolayca darılan kişi. )
- MIZMIZ/LIK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> BASKIN/LIK / BASKICI/LIK
- MIZMIZ/LIK (FELSEFE) ile/değil/yerine FELSEFE
- MIZRAPLI ile/ve ŞELPE[ŞERPE değil!]/GUKKUK BOĞAZI
( ... İLE/VE Tellerin parmak çekişleriyle seslendirilmesi. )
( ... İLE/VE Bam telinin olmaması gereklidir. )
( ... con/e PİTSİKATO )
- ML/MACHINE LEARNING[İng.] değil/yerine/= MAKINE ÖĞRENME
- MMA/COST MINIMIZATION ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= MALİYET MINIMİZASYONU ÇÖZÜMLEMESİ
- MMD/MEDICAL MONİTORING DEVICE[İng.] değil/yerine/= TIBBİ İZLEME AYGITLARI
- MME. ELMASYAN SAHİLHANESİ/ ELA SOYUER KONAK :
( Sarıyer vapur iskelesi karşısındadır. İlk sahibe MME Elmasyan'dır. Bilahare el değiştirmiş ve Orhan Sokullu'ya geçmiştir. Son sahibi ile Ela Soyuer'dir. Baba Ahmet Soyuer, beş yaşındaki kızına bu yalıyı satın almış ve ismini de "E. Soyuer Konak" koymuştur. )
- MMS/MODEL MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= MODEL YÖNETIM SİSTEMİ
- MN İLE MW İLE PDI ile/||/<> MOLEKÜL AĞIRLIĞI DAĞILIMI
( Polimer boyut dağılımı parametreleri. )
( Formül: PDI = Mw/Mn ≥ 1 )
- Mn ile Mo
( Manganez'in simgesi. İLE Molibden'in simgesi. )
- M-N-O:
MISIR ile/ve/||/<>/> PROTOSINAİTİK ile/ve/||/<>/> FENİKE ile/ve/||/<>/> ERKEN YUNAN ile/ve/||/<>/> KLASİK YUNAN ile/ve/||/<>/> LATİN
(
)
- MOBBING[İng.] değil/yerine/= BEZDİRİ
- MÖBİUS ŞERİDİ ile/ve KLEIN ŞİŞESİ
- MODA ile/ve/||/<> MODERN
- MODA ile TREND
- MODEL[Fr. < MODELE] ile KALIP[Ar. < KÂLİB]
( Resim, heykel vb. yapılırken baka baka benzetilmeye çalışılan nesne ya da kişi, örnek. | Bir özelliği olan nesne ya da kişi. | Biçim. | Giysi örneklerini içinde toplayan dergi. | Otomobil vb.nde tip. | Benzer. | Örnek olmaya değer kimse ya da şey, örnek, paradigma. | Manken. | Tasarlanan ürünün tanıtım ya da deneme amacıyla üretilen ilk örneği, prototip. İLE Bir şeye biçim vermeye ya da eski biçimini korumaya yarayan araç. | Biçki modeli, patron. | Genellikle küp biçiminde yapılan. | Gösterişli görünüş. | Biçim, durum. | Yenilikten uzak, özgün olmayan. )
- MODELİ ELE ALAN DÜZEN ile/ve GÖZLEMİ ELE ALAN DÜZEN
( THE SYSTEM WHICH CONSIDERS THE MODEL vs./and THE SYSTEM WHICH CONSIDERS THE OBSERVATION )
- MODEM[İng.] değil/yerine/= ÇEVİRGE
- MODERN BİLİM ile/ve/değil/yerine ÇAĞDAŞ BİLİM
- MODERN DÜŞÜNÜŞ/ANLAYIŞ/YAKLAŞIM ile/ve/değil/yerine/> POSTMODERN DÜŞÜNÜŞ/ANLAYIŞ/YAKLAŞIM
( "Ya, ya da" ilkesiyle/yaklaşımıyla. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> "Hem, hem de ve Ne, ne de" ilkesiyle/yaklaşımıyla. )
- MODERN GELENEK ile/ve KLASİK GELENEK
( Hareket esastır. İLE/VE Sükûn esastır. )
- MODERN (OLMAK) değil/yerine UYGAR OLMAK
- MODERN PERİYODLAR TABLOSU
(
| |
|
|
|
|
|
|
|
||||||||||
| 58,71 Ni 28 |
|||||||||||||||||
| 127,6 |
|||||||||||||||||
| 108 |
|||||||||||||||||
(
)
( Periodic Table )
( Periyodik Tablo'da yer almayan tek harf, 'J' harfidir. )
(
)
( Keşfeden Ülkeler ve Dönemleri için burayı tıklayınız... )
(
)
( 1- Basit Nesneler Tablosu[Lavoisier]
2- Vis Tellurique[de Chancoutois]
3- El yazması periyodik tablo[Mendeleev]
4- Atomik kütle ve simge dizini[John Dalton]
5- Modern Periyodik tablo
)
- MODERN SANAT ile/ve YUNAN/KLASİK SANAT
( İzlenim. İLE Düşünce. )
- MODERN TÜRKÇE'MİZ değil TÜRKÇE'NİN, MODERN KULLANIMI
- MODERN[Fr./İng.] değil/yerine/= ÇAĞDAŞ/ÇAĞCIL
- MODERNLİK ile/ve/< MODERNLEŞME
- MODERNLİKTE:
KÂĞIT PARA ile/ve/||/<> ULUS ile/ve/||/<> ROMAN
- MODİFİKASYON[Fr.]/MODIFICATION[İng.] değil/yerine/= DEĞİŞKE | DEĞİŞTİRME | DEĞİŞİKLİK
- MODIFY vs. AMEND vs. REVAMP
( Değiştirmek, düzeltmek. İLE Değiştirmek, düzeltmek. İLE Kuralları, yeniden düzenlemek. )
- MODÜL[Fr. < Lat.] ile MODÜLASYON[Fr.]
( Orantı ölçüsü. Bir yapının çeşitli bölümleri arasında orantıyı sağlamak için kullanılan ölçü birimi. | Çap, ölçü. | Herhangi bir mekanik özelliği belirten katsayı. | Bir uzay taşıtının, bütün yapısı içinde yer alan bağımsız bölüm. İLE Bir sesin yayınmasında ortaya çıkan yeğinlik, vurgu, ton değişinimlerinden her biri. | Bir dalganın, genlik, evre ve sıklığının bir yasaya göre zaman içinde farklılaşması. | Bir tondan, başka bir tona geçiş. )
- MODÜLASYON değil/yerine/= KİPLEME/KİPLENİM
- MODÜLER SİSTEM değil/yerine/= PARÇALI DÜZEN/EK
- MOF İLE COF İLE HOF ile/||/<> GÖZENEKLİ KRİSTALLER
( Metal-organik ve organik çerçeve yapılar. )
( Formül: BET > 5000 m²/g )
- MOĞOLİSTAN'IN:
KUZEYİ/NDE ile/ve GÜNEYİ/NDE ile/ve ORTA BÖLÜMLERİ/NDE
( Ormanlar. İLE/VE Çöl. İLE/VE Bozkır. )
- MOL, PROF. DR. TORUL(İST.1940) :
( Üniversite Öğretim Üyesi. İlk ve ortaokulu Kasımpaşa'da okudu. 1959'da İstanbul Atatürk Erkek Lisesi ve 1963 yılında da İ.Ü. Orman Fakültesinden mezun oldu. 1966 yılında İ.Ü. Orman Fakültesi Orm an Entom lojisi ve Koruma Anabilim Dalında asistan olarak göreve başladı. 1972 yılında Ormancılık İlimleri Doktoru, 1979 yılında Doçent, 1988 yılında da Profesör oldu. 1996 - 2007 yılları arasında Orman Entomolojisi ve Koruma Anabilim Dalı Başkanlığı yaptı, 18.01.2007 tarihinde emekli oldu. Or. Fakültesini bitirdikten sonra, 1963 Kasım ile 1964 Nisan ayları arasında İstanbul Bahçeköy Or. İşl. Müdürlüğü'nde Orman Yüksek Mühendisi olarak görev yaptı. 1964 - 1966 tarihleri arasında askerlik hizmetini yaptı. 1974 - 1987 yılları arasında ÖSYM İstanbul İl Sınav Yönetici Yardımcılığı görevini sürdürdü. Yayınlanan kitapla: 1) Önemli Kelebek Familyaları ve Özellikleri. 2) Marmara ve Ege Bölgeleri Ormanlarında Yaşayan Geometridae Türleri Üzerinde Araştırmalar. 3) Elazığ Ormanlarında Yemlik Yaprak Yararlanmasının Orman Ağaçlarına Etkileri. 4) Populasyon Dinamiği. 5) Yaban Hayvanları Bilgisi H. Çanakçıoğlu). 6) Orman Entomolojisi Zararlı ve Yararlı Böcekler (H. Çanakçıoğlu). 7) Orman Entomolojisi (Genel Bölüm) –H. Çanakcıoğlu -). 8)Tohum ve Kültür Zararlıları (H. Çanakçıoğlu). 9) Böceklerde Davranış. 10) Yaban Hayatı Bilgisi kitaplarını yayımladı ve ayrıca pek çok bilimsel makale ve rapor yazdı. )
- MOL ile/||/<> MOLARİTE
( 6.022x²³ adet parçacık. İLE/||/<> Bir çözeltideki bir litrede bulunan mol sayısı. )
- MOLA[İt.] ile TİRAMOLA[İt.]
( ... İLE Geminin rüzgârüstüne ya da rüzgâraltına dönmesi için yelkenlerin bazısını gevşetme, bazısını germe işlemi. | Makaraları birbirine kavuşan bir palangayı açıp uzatma işi. )
- MOLALİTE ile/||/<> MOLARİTE
( Çözücünün kilogramı başına mol sayısı. İLE/||/<> Çözeltinin litresi başına mol sayısı. )
- MOLEKÜL OLUŞUMUNDA:
İKİ ATOM değil ÜÇ ATOM
- MOLEKÜL:
POLAR ile APOLAR
- MOLEKÜL ile/ve/||/<>/< ELEKTRON ile/ve/||/<>/< ATOM ile/ve/||/<>/< ÇEKİRDEK ile/ve/||/<>/< PROTON - NÖTRON ile/ve/||/<>/< QUARK ile/ve/||/<>/< PLANCK ile/ve/||/<>/< [HIGGS BOZONU?]
( 10üzeri-9 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-18 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-10 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-15 / 10üzeri-14 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-15 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-19 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-43 m. İLE/VE/||/<>/< ??? )
- MOLEKÜL[Fr./İng. MOLECULE] değil/yerine/= ÖZDECİK
- [Fr. < Yun.] MOLİBDEN ile MOLİBDİN
( Atom numarası 42, atom ağırlığı 95, 94 olan ve 617 °'ye doğru ergiyen, gümüş beyazlığında, kırılgan, türlü çeliklerin alaşımına giren öğe. [Simgesi: Mo] İLE Doğada ancak biçimsiz durumda bulunan, doğal molibden oksit. )
- MOLLA ÇELEBİ CAMİİ :
( Şeyhulislam Zenbilli Ali Efendi'nin oğlu Fazıl Efendi (ö. 1583) tarafından yaptırılan bu camiye Molla Çelebi Camii deniliyordu. Ancak 1958'de yol yapım çalışmaları sırasında ortadan kaldırıldı. )
- MOLLA FENARİ MESCİDİ :
( Rumelihisarı Kalesi içinde Molla Feneri tarafından yaptırılan ve aynı ismi taşıyan Mescide zaman içinde yıkıldı. )
- MOLLA HÜSREV MESCİDİ ile MOLLA HÜSREV MESCİDİ
( Fatih'te, Sofular semtindedir. İLE Fatih'te, Küçük Mustafa Paşa Caddesi'ndedir. )
( XV. yüzyılda, Şeyhülislâm Molla Hüsrev tarafından. [Sofular Mescidi adıyla da bilinir.] İLE XV. yüzyılda, Şeyhülislâm Molla Hüsrev tarafından. [Küçük Mustafa Paşa Camisi olarak da bilinir.] )
- MOLLA SUYU ÇEŞMESİ :
( Zekeriyaköy'deki Molla Bağının içindedir. Çeşmenin kim tarafından ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. )
- MOLLA SUYU :
( Zekeriyaköy'de Molla bağının içinden çıkan bir memba suyudur. Bağın içinde olduğu için halka açık değildir. )
- MOLLA ile BEŞİK ULEMÂSI
- MOLLA ile/ve KULAK MOLLASI
- MOLLA değil MEVLÂ
- MOLLA[Ar. < MEVLÂNÂ] ile MOLLA[Ar.] ile MOLA[İt.]
( [eskiden] Büyük kadı, büyük âlim. İLE [sonradan] Medrese talebesi. İLE Ara verme, dinlenme, duraklama. )
- MOMENT[Lat./Alm.]
( Kuvvetin, bir cismi, bir nokta ya da bir eksen yörüngesinde döndürme etkisini belirleyen vektör niceliği. )
- MOMENT:
"AN/KIPI/UĞRAK" ile/değil/yerine AŞAMA
- MOMENTUM ile/ve/||/<> AÇISAL MOMENTUM
- MON-/MONO- ile/||/<> UNİ- ile/||/<> HAPL-/HAPLO- ile/||/<> COAG-
( Tek, yalnız, tek başına, eşi olmayan, bir. İLE/||/<> Bir, tek. İLE/||/<> Tek, yalnız, tek başına, eşi olmayan. İLE/||/<> Bir araya gelme, toplanma. )
- MONAD İLE COMONAD İLE ADJUNCTİON ile/||/<> İLERİ KATEGORİ KAVRAMLARI
( Kategori kuramınin soyut yapıları. )
( Formül: μ: T² → T İLE η: Id → T )
- MONAD = MONADE[İng., Fr., Alm.] = MONAS:BİR OLAN[Yun.]
( Eski Yunan felsefesinde, bölünmez birlik. | Leibniz'in felsefesinde, artık bölünemez bir birlik olan sonsuz sayıdaki sözlerin her biri. )
- MONAD[1] ile/ve/||/<> DIAD[2] ile/ve/||/<> TRIAD[3] ile/ve/||/<> TETRAD[4] ile/ve/||/<> PENTAD[5] ile/ve/||/<> HEKSAD[6] ile/ve/||/<> HEPTAD[7] ile/ve/||/<> OGDOAD[8] ile/ve/||/<> ENNEAD[9] ile/ve/||/<> DECAD[10]
- MONARŞİ ile SALTIK(MUTLAK) MONARŞİ
- MONARŞİ[Fr. < Lat. < Yun.] değil/yerine/= TEKERKLİK
( Siyasal yetkenin, genellikle miras yolu ile bir kişinin üzerinde toplandığı devlet yönetimi. )
- MONÇUK/MONÇUQ ile
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Boncuk. Süs için boyuna takılan değerli taşlar. İLE )
- MONDO[Jap.] ile KOAN[Jap.]
( Zen öğrencisini, Zen gerçeğine uyandırmak amacı güden Zen Ustası'yla öğrencisi arasında ya da iki Zen Ustası arasında soru-yanıt biçiminde bir söyleşi. İLE Zen'de, aydınlanmak üzere kullanılan bilmece/ler, soru/lar. Paradoksal soru. Çözmesi için bir öğrenciye verilen bir problem. Zen öğrencilerine derin anlamlarını iyice anlayarak bir çözüm bulmaları için verilen bulmaca benzeri tümceler. )
- MONET ile MANET
( 14 Kasım 1840 ? 05 Aralık 1926 ile 23 Ocak 1832 ? 30 Nisan 1883 )
( ... İLE "Kırda Yemek" tablosu. )
( Oscar Claude MONET ile Edouard MANET )
- MONİTÖR[Fr. < Lat.] değil/yerine/= EKRAN
( Her tür çalışmada, yetiştirici. | Ses dalgası iletiminde, iletimi bozmadan ve kesmeden, niteliğini denetleyen düzenek. | Televizyonda, görüntü ile sesin niteliğini eşleme, görüntü seçimini gerçekleştirme, görüntüyü yayınlama gibi işlerin denetlenmesinde kullanılan aygıt. )
- MONİZM > DUALİTE > TESLİS > TEVHİD
- MONO- ile UNİ- ile MULTİ- ile PAN- ile POLİ- ile SEMİ- ile HEMİ-
( Tek-, tekli. İLE Tek. İLE Çok-, çoklu. İLE Tüm. İLE Çok-, aşırı [polidaktili: çok parmaklılık] İLE Yarı-, yarım[semi lunar: yarım aysı] İLE Yarı, yarım. )
- MONOİD İLE YARIGRUP İLE GRUP İLE HALKA İLE MODÜL İLE CAD ile/||/<> CEBİRSEL YAPI HİYERARŞİSİ
( Soyut cebirdeki yapıların gittikçe zenginleşen hiyerarşisi. )
( Formül: (G ile*) İLE (R ile+ ile×) İLE (F ile+ ile×) )
- MONTAJ[Fr.] değil/yerine/= KURGU
- MONTEVIDEO ve/<> PUNTA DEL ESTE
( ... VE/<> Uruguay'ın başkenti Montevideo'ya, 139 km. uzaklıkta, dünya çapında üne sahip bir kumsal/plaj. )
( ... VE/<> Plata Irmağı'nın okyanus ile birleştiği uc. [Bir tarafında Atlantik Okyanusu, öteki tarafında ise Plata Irmağı'nın ağzı görülmektedir.] )
( ... VE/<> Irmağın debisi, saniyede 22.000 m³'tür. Okyanus ile buluşan ağzının genişliği 240 km.'dir. )
- MONTEVIDEO'DA:
"ANTİKACILAR SOKAĞI" değil BİT PAZARI
( Adı bu olsa da, antikaya rastlanmamaktadır. DEĞİL Bölgedeki bireylerin, evinden getirdiği çeşitli eşyaların satıldığı yer. )
- MOORE AÇMAZI ile/ve/||/<> BEKLENMEYEN SINAV AÇMAZI ile/ve/||/<> BELİRLENMİŞ ÖĞRENCİ AÇMAZI ile/ve/||/<> INDY AÇMAZI
- MOORE AÇMAZI ile/ve/||/<> BEKLENMEYEN SINAV AÇMAZI ile/ve/||/<> YALANCI İLAÇ AÇMAZI
- MORALMAN değil MORAL
- MORATORYUM[Fr. < Lat.] değil/yerine/= BORÇ ERTELEME
- MORF ile/ve AMORF
( Şekil. İLE/VE Akıl, kavram. | Şekilsiz. )
- MORFOGEN İLE GRADYAN İLE PATERN ile/||/<> GELİŞİMSEL SİNYALLER
( Embriyoda şekil oluşumu mekanizmaları. )
( Formül: C(x) = C₀ e^(-x/λ) )
- MORGIÇ(MORTGAGE) değil KONUT KREDİSİ
- MORGÜL, CEMAL (İST. 1947) :
( Deniz Yolları Şehir Hatları İşletmesinden emekli oldu. Sarıyer Spor Kulübü'nde 2 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Kulübün Divan Kurulu Üyesidir. )
- MORION ile/ve/||/<> HIGGS
- MORİTANYA'DA:
ÇAY ve 3 SUNUM/ANLAMI
( Moritanya'da, ufak bardakta üç kez çay ikram edilir.
1. Yaşamın kendi gibi acıdır.
2. Aşk kadar tatlıdır.
3. Ölüm kadar katıdır. )
- MORİTANYA'DA/TROBRİAND ADALARI'NDA:
ATAERKİLLİK ile/ve/değil/<> ANAERKİLLİK
( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Moriler, anaerkil bir topluluktur.[Ancak kadın isterse boşanma gerçekleşir.] )
- MORKİNOS:
MAVİ YÜZGEÇLİ ile/<> SARI YÜZGEÇLİ ile/<> ÇİZGİLİ YÜZGEÇLİ ile/<> KOCAGÖZ
- MORPHOGEN İLE ORGANİZER İLE INDUCER ile/||/<> GELİŞİM SİNYALLERİ
( Embriyoda şekil oluşum mekanizmaları. )
( Formül: [Morphogen] → Pattern )
- MORS ABECESİ ile/ve/||/<> BREYL(BRAILLE) ABECESİ
( Işık ya da seslerin kullanılarak bilgi aktarılmasını sağlayan yöntem/abece. İLE/VE/||/<> Görme engelliler abecesi. )
( Hem görmeyen, hem de duymayan bir çocuğun, nasıl eğitilip yaşama katılabileceğini ve tek başına ayakta kalabileceğini, böyle bir durumun tüm zorlukları ve buna karşın olan çaba ve çözümlerini de ayrıntılarıyla gösteren, çok etkileyici ve çok başarılı bir film olan "Benim Dünyam" adlı filmi [Uğur Yücel - Beren Saat] izlemenizi salık veririz. )
( Mors Abecesi ve Metin - Mors Çeviricisi için burayı tıklayınız... )
(
)
( Yıldızlararası(Interstellar) filmini de izlemenizi salık veririz... )
( 
"Braille Abecesi ve Louis Braille'nin Öyküsü" yazısı için burayı tıklayınız... )
( DUMLUPINAR
"Delikanlı, Askeri Deniz Lisesi'ni kazanır ve Heybeliada'da okula başlar...
Bu arada, tanıştığı o Çanakkale'li kıza âşık olmuştur. Okulla beraber, aşkını büyüterek geliştirir. Arada mektuplaşmalar yazışmalar ve gün gelir, okul biter. Deniz Harp Okulu'nu da bitiren delikanlı, artık, Teğmen olmuştur.
Yine her zaman buluştukları kır kahvesinde buluşmak için randevulaşırlar. Önce delikanlı gelir, sonra da genç kız. Genç kız geldiğinde delikanlının yüzü düşmüş, yüzü asık onu beklemektedir. Genç kız, bu yüzü hiç beğenmemiştir. "Ayrılık zamanı geldi" diye düşünerek hazırlamıştır kendini. Önceki buluşmalardaki o heyecan, o sevinç, artık yoktur delikanlıda...
Usulca yanına yaklaşır ve "Hoş geldin" der. Kuru bir "sen de hoş geldin" diye aldığı yanıt, iyice hüzne boğmuştur genç kızı.
Artık bu aşkın sonuna geldiğini düşünerek sorar;
- "Senin bir sıkıntın mı var?"
- "Evet!"
- "Haydi söyle o zaman, her şeye hazırlıklıyım."v
- "Yaa... Beni bir denizaltıya verdiler", der genç... Kızgınca...
Genç kız, artık rahatlamıştır. Sorunun kendi değil denizaltı olduğunu duyunca içinden bir ohh çeker.
- "Ne var bunda?" diye sorar genç kız.
- "Yaa öyle deme! Biz denizciler, gemideyken sevdiklerimizle haberleşemiyoruz. Denizaltıdan nasıl haberleşeceğiz?"
Ve delikanlı, üzgün bir sesle sorar genç kıza...
- "İstersen ayrılalım!"
- "Hayır! Asla! Ben, seni bırakmam!" diye yanıtlar genç kız.
Delikanlı, beklediği bu yanıtı alır almaz heyecanlanır ve elinde tuttuğu paketi kıza uzatır.
- "Sana armağan getirdim. Al!"
Kızın kalbi hızla atmaya başlar. Neredeyse duracak gibi olur ve içinde yüzük olduğunu tahmin ettiği paketi heyecanla açar ama şaşkınlıktan duraklar. Paketin içinde bir fener ve mors abecesini gösteren kitap bulunmaktadır. Kız, şaşkınlıkla yine sorar...
- "Bunlar da ne?"
- "Yaa biz Çanakkale boğazından denizaltı ile çok geçeceğiz ve geçişlerimiz hep yüzeyden olur. Sen de fenerle mors abecesini kullanarak sana haber verdiğim zamanlarda yazışırız. Olmaz mı?"
- "Bunlarla mı yazışacağız?" diye sorar genç kız, yeniden.
- "İstemiyorsan ayrılalım!" der delikanlı.
- "Yok! Hayır!" der genç kız... "Ayrılık yok! Yaşasın mors!" diye yineler delikanlıya.
Genç kız, mors abecesi üzerinde çalışmaya başlar. Tüm ayrıntılarıyla öğrenir ve kullanabilir seviyeye gelir artık. Birkaç gün sonra haber gelir delikanlıdan. Gelen iletiye göre beş gün sonra gece saat 01:00'de geçeceğini ve kendine ileti yazmasını, kendinin de ona ileti göndereceğini iletir. Genç kız, belirtilen zaman ve saatte pencerede hazır bekler. Gelibolu'da denizaltı denizden süzülerek geçerken, çevrenin zifiri karanlığında, uzaklardan bir yerden yanan ışık pırıltılarını fark eder güvertedeki komutan ve öteki subaylar... İçlerinden biri...
- "Bakın bakın! İleriden bir yerden ışık yanıp sönüyor" diye dikkat çeker.
- "Çabuk okuyun! Bakalım ne diyorlarmış?" diye emir verir komutan. Subaylardan biri heceleyerek okur...
- "S-e-n-i-s-e-v-i-y-o-r-u-m..."
- "Bu ne lan?"" diye sorar komutan.
Hemen yanında duran delikanlı Teğmen...
- "Komutanım. "O, benim sevgilim!" der en şirin haliyle...
- "Nedir oğlum bu?"
- "Komutanım. Mors abecesi kitabı armağan etmiştim ve ben geçince bana yazarsın demiştim. İşte o!" diye yanıtlar delikanlı Teğmen.
- "Vayy be aferin lan! Desene biz bunca zaman boğazları hep boş geçmişiz."
- "İzin verir misiniz komutanım. Ben de bir ileti göndereyim."
- "Neyle?"
- "Cep fenerim var komutanım." der delikanlı Teğmen.
- "Ne feneri? Aç yansıtıcıyı! Geç başına! Gönder iletini!" der komutanı Teğmen'e...
Yansıtıcıyı açan Teğmen, yanıp söndürürken, sanki Gelibolu'yu yakıp tutuşturuyordu aşkından... İlk kez böyle bir şeyle karşılaşan Gelibolu halkı ise sanki uzaylılar istila etmiş gibi heyecanlanmıştı Teğmen ile genç kızın aşkından.
Gelen iletileri heceleyerek kâğıda dökmeye çalışan genç kız, denizaltı geçtikten sonra elindeki kâğıdı okur.
"S-O-N-S-U-Z-A-K-A-D-A-R!" yazılıydı delikanlıdan gelen iletide.
Bu olay, tüm denizaltıcılar arasında duyulmuştu. Artık herkes delikanlı Teğmen ile genç kızın aşkını anlatıyordu...
Birkaç gün sonra bir haber daha gelir. "Bir hafta sonra gece saat 02:45'te pencerede ol! Ben geçiyorum. Bana ileti gönder. Ama dikkat et! Konvoy durumunda geliyoruz ve ilk denizaltıda ben varım. Sakın sırayı şaşırma!"
Genç kız yine belirtilen saatte pencerede bekler...
Gecenin karanlığında Ege Denizi'nden, Çanakkale Boğazı'na giren denizaltılar süzülerek ilerliyordu. Genç kız, fenerini yakıp söndürerek iletisini göndermeye başladı. Işıkları gören denizaltındaki denizciler...
- "Bakın bakın! Işık, yanıp sönüyor okuyun!"
"S-e-n-i-s-e-v-i-y-o-r-u-m"
- "Vay be! Duyduğumuz doğruymuş. Gerçekten böyle bir aşk varmış!" der denizaltının kaptanı Bahri Kunt.
- "İyi de bu kızın sevgilisinin denizaltısı öndeydi. İlk denizaltıydı. Niye bize ileti gönderdi ki?" diye kendi kendine seslice sormadan edemez kaptan.
- "Komutanım. Herhalde uyuyakaldı ya da sırayı şaşırmıştır." diye yanıtlar subaylardan biri.
- "Yahu geçip gideceğiz. Şimdi kız haber almazsa yanlış anlayacak. Rahat uyuyamaz... Nasılsa gecenin karanlığı. Kimse anlamaz. Açın şu yansıtıcıyı!" emrini verir kaptan Bahri Kunt.
Ve iletiyi gönderir...
"S-O-N-S-U-Z-A-K-A-D-A-R!"
Tarih, 04 Nisan 1953'tü...
O konvoyun 1. denizaltısının adı ise "Dumlupınar"dı...
Çanakkale'nin Nara burnu açıklarında, İsveç bandıralı ve buzkıran donanımlı Naboland gemisinin çarpması sonucu Çanakkale Boğazı'nın derin sularına az önce gömülmüştü...
Konvoydaki 2. denizaltı ise bunu hiç fark etmeden devam etmişti ve boğazdan ilk geçen denizaltı olmuştu...
81 denizcimiz ile beraber o genç delikanlı Teğmen...
"S-O-N-S-U-Z-A-K-A-D-A-R..." sürecek olan son uykularına dalıyordu...
Anılarına saygıyla... Mekânları cennet olsun... )
( MORSE CODE vs./and/||/<> BRAILLE )
- MORS "(OLMAK/ETMEK)" ile/değil/||/<> MARS (OLMAK/ETMEK)
- MORULA İLE BLASTULA İLE GASTRULA ile/||/<> EMBRİYONİK EVRELER
( Erken embriyo gelişim aşamaları. )
( Formül: 2ⁿ göze (n=bölünme) )
- MOTİF[Fr.] değil/yerine/= ÖRGE
( Yanyana gelerek bir bezeme işini oluşturan ve kendi başlarına birer birlik olan öğelerden her biri. )
- MOTİVASYON[İng.] değil/yerine/= GÜDÜLE(N)ME
- MOTİVASYON ile PERFORMANS
( MOTIVATION vs. PERFORMANCE )
- MOTIVATION vs. PERFORMANCE
- MOTIVATION[İng., Fr., Alm.] değil/yerine/= GÜDÜLENİM
- MOTOR İLE SHUTTLE İLE RATCHET ile/||/<> MOLEKÜLER MAKİNELER
( Nano ölçek mekanik sistemler. )
( Formül: kBT scale energy )
- MOTORUN İCADINDAN ÖNCESİ ile MOTORUNDAN İCADINDAN SONRASI
- MOUSE vs. MICE
( Fare. VS. Fareler. )
- MOZAİK[Fr. < MOSAIQUE] ile/değil/yerine BAĞDAŞTIRIM
- MOZAİK ile/ve/değil/yerine/||/<> AŞURE
- MOZAİK ile/ve/değil/||/<>/> EBRU
- MOZALE/MOZOLE[MAUSOLÉE | Fr. < Yun.] değil/yerine/= ANITMEZAR
- MP MEGAPİKSEL/MEGAPIXELS[İng.] değil/yerine/= ÇÖZÜNÜRLÜK BİRİMİ
- MPEG/MOVING PICTURE EXPERTS GROUP[İng.] değil/yerine/= HAREKETLİ GÖRÜNTÜ UZMANLARI BİRLİĞİ (SAYISAL GÖRÜNTÜ KODLAMASI)
- MQTT/MESSAGE QUEUING TELEMETRY TRANSPORT[İng.] değil/yerine/= TELEMETRİ MESAJLAŞMA PROTOKOLÜ
- MR ile/ve/||/<> BT/CT(TOMOGRAFİ)
( Gövdenin yapısal anormalliklerini tespit etmede kullanılan manyetik alanlı ve radyo dalgalı bir görüntüleme aracı.[Daha çok tendon yaralanmalarında, omurilik sorunlarında, beyin tümorlerinde ve yumuşak bağ doku tespitlerinde kullanılır.][Manyetik alan kullanılır.][X-ray ışınları ve radyasyon kullanılmaz.][İşlemi, yarım saat kadar sürebilir.] İLE/VE/||/<> Daha çok kemik yaralanmalarında, ciğer ve göğüs sorunlarında ve kanser tespitlerinde kullanılır.[Radyasyon kullanılır.][Daha çok acil servislerde kullanılır.][İşlemi, yaklaşık beş dakika sürer.] )
- MR[İng.] değil/yerine/= MAGNETIC RESONANCE | MIXREALITY[İng.] değil/yerine/= MANYETİK REZONANS | KARMA GERÇEKLİK
- MRG/MAGNETIC RESONANCE İMAGING[İng.] değil/yerine/= MANYETİK REZONANS GÖRÜNTÜLEME
- MRI/MAGNETIC RESONANCE İMAGING[İng.] değil/yerine/= MANYETİK REZONANS GÖRÜNTÜLEME
- MRI ile/ve/||/<>/> fMRI
( RITA LEVI-MONTALCINI[22 Nisan 1909 - 30 Aralık 2012]
[1940'ta, MR'ı yapan kişidir.] )
- mRNA ile/ve/<> miRNA ile/ve/<> tRNA ile/ve/<> rRNA
( Messenger RNA. İLE/VE/<> Transfer RNA. İLE/VE/<> Ribozomal RNA. )
- MST İLE MAX FLOW İLE MATCHİNG ile/||/<> GRAF OPTİMİZASYON
( Klasik graf optimizasyon problemleri. )
( Formül: Max flow = Min cut )
- MSVS/MINIMUM HEALTH DATA SET[İng.] değil/yerine/= MINIMUM SAĞLIK VERİ DÜZENEĞİ
- MUÂD[Ar.] ile MUADD[Ar. < ADD]
( Geri çevrilmiş, iade edilmiş. İLE Hazırlanmış, îdâd olunmuş. )
- MUÂDİL[Ar. < ADL] ile MUADDİL[Ar. < ADL]
( Eşit, denk. | [fizik] Eşdeğer. İLE Eşit ve beraber kılan, düzelten, denkleştiren, tâdîl eden. )
- MUAF[Ar.] değil/yerine/= AYRI
( Bağışlanmış, affedilmiş. | Ayrı tutulmuş, ayrıcalık tanınmış. | Özgür. )
- MUAHEDE[< AHD | çoğ. MUÂHEDÂT] ile MUÂHEZE[< AHZ]
( Karşılıklı and içme. | Antlaşma. İLE Azarlama, paylama, çıkışma, darılma. | Tenkîd. )
- MUÂHEDE[Ar. < AHD | çoğ. MUÂHEDÂT] ile MUÂKADE[Ar. < AKD]
( Karşılıklı and içme. | Antlaşma. İLE Sözleşme yapmak, antlaşma, akid. )
- MUALLÂ[Ar. < ULÜVV] değil/yerine/= YÜCE, YÜKSEK | MAKAMI, RÜTBESİ YÜKSEK | BİR YAZI BİÇİMİ
- MUALLAK TAŞ ile/ve KARA TAŞ[HACER'ÜL ESVED]
- MUALLAK ile MUAMMA
- MUÂLLAK/A[Ar. < ALÂKA]/SÜRÜNCEME[Ar.] ile MUALLÂKA/T[Ar. çoğ. MUALLÂKÂT]
( Asılmış, asılı, ta'lîk edilmiş. | Bir yere dayanmadan, havada, boşta duran. | Sürüncemede kalmış iş. | Bağlı. | Kesin olmayan. | Açık hece.[bâ] | Bir yazı biçimi. İLE İslâm'dan önce, Arap şairlerinin beğenilip Kâbe duvarına asılmış olan ünlü kasideleri. [7 ya da 9 tanedir] )
- MUALLÎ[Ar.] ile MUALLİL[Ar. < İLLET]
( Yücelten, yükselten. İLE Neden, bahane ileri süren, ta'lîl eden. )
- MUALLİM[Ar. < İLM] değil/yerine/= ÖĞRETMEN
( Tâlim eden, öğreten, öğretmen, hoca. )
- MUALLİM-İ EVVEL ile/ve/<> MUALLİM-İ SÂNÎ
( Aristoteles. İLE/VE/<> Fârâbî. )
- MUAMELE ve/<> MUHASEBE
- MUAMELE ve MUKABELE
- MUÂMELE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< RİCA
- MUAMMA[Ar.] değil/yerine/= BELİRSİZ/LİK
( Şiir sanatında harflerle yapılan bilmece/ler. )
- MUAMMA'LARDA: Şiir sanatında harflerle yapılan bilmece/ler.
( elif: ah, boy, burun, kişi, ok, samanyolu, yol.
cîm: kakül, zülf.
dâl: boy, zülf.
râ: boy, hançer, kaş, kılıç.
sîn: diş, tarak.
sad: göz.
'ayın: göz, nal.
lâm: boy, tuzak, zülf.
mîm: ağız, yüzük, zerre.
nûn: boy, devat, hilâl, kâse, kaş, tırnak izi, yay.
hâ: ağız, ay, göz, yanak.
nokta(.): ağız. )
- MUAMMER AKSOY HUKUKÇULAR PARKI :
( Darüşşafaka Mahallesindedir. 563,00 m²'lik bir alanı kaphsamaktadır. 287,00 m²'lik yleşil alanı vardır, 87,00 m²'lik çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )
- MUAMMER[Ar. < ÖMR] değil/yerine/= YAŞAYAN, YAŞAMIŞ
- MUARIZ[Ar.] değil/yerine/= KARŞI KOYAN/ÇIKAN/ÇIKABİLEN
- MUARRİF[ÂRİF] ile MUARREF[ÂRİF]
( Tanımlayan. İLE Tanımlanan. )
( Tarif eden, etraflıca anlatan, bildiren. | Cami ve tekkelerde hayır sahiplerinin adlarını sayan ve dua eden müzezzin ya da derviş. İLE Tarif edilmiş, etraflıca bildirilmiş. | Bilindik, belirli, bilinen. | Harf-i tarif. | Sınırlı. )
- MUÂSARA/T[Ar. < ASR] ile MUHASARA[Ar. < HASR] ile MUÂSERE[Ar.]
( Çağdaşlık, başkalarıyla bir yüzyılda yaşamış bulunma. İLE Kuşatma, etrafını çevirme. İLE Güçlük. | Fakirlik. )
- MUÂSIR[Ar. < ASR] ile MUHÂSIR[Ar. < HASR]
( Çağdaş. İLE Kuşatan, saran. )
( ... avec ASSIÉGEANT )
- MUÂTTAL[Ar. < ATAL] ile MUATTAR[Ar. < ITR]
( Bırakılmış, tâtil edilmiş. | Kullanılmaz, battal. | Boş, işsiz. İLE Hoş kokulu, ıtırlı. | Ünlü bir lâle. )
- MUÂVENÂT[Ar. < MUÂVENET] ile MUÂVENET[Ar. < AVN | çoğ. MUÂVENÂT]
( Yardımlar, yardım etmeler. İLE Yardım, yardım etme. )
- MUAVİN[Ar.] değil/yerine/= YARDIMCI
- MUAYEDE[Ar.] değil/yerine/= BAYRAMLAŞMA
- MUÂYEDE ile MEDHAL[< DUHÛL]/METHAL
( Bayramlaşma. İLE Bir betiğin başında ayrıca yer alan, yapıtı ve içindeki konuları açıklayıcı bölüm, başlangıç, giriş, takdim, girizgâh. )
- MUÂYENE[Ar. < MUÂVENET] ile MUAYYEN/E[Ar. < AYN]
( Gözden geçirme, yoklama. İLE Belirli. | Kararlaştırılan. )
- MUAYYEN[Ar.] değil/yerine/= BELİRLİ
( Belirli, tâyin edilmiş. | Kararlaştırılan. )
- MUAYYEN ile/||/<> MÜSTATÎL ile/||/<> MURABBA ile/||/<> MÜSELLES ile/||/<> MÜSEDDES ile/||/<> MUHAMMES ile/||/<> KESÎRU'L-EDLÂ ile/||/<> MUNHARİF
( Eşkenar dörtgen. İLE/||/<> Dikdörtgen. İLE/||/<> Kare. İLE/||/<> Üçgen. İLE/||/<> Altıgen. İLE/||/<> Beşgen. İLE/||/<> Çokgen. İLE/||/<> Yamuk. )
- MUAZZAM ve/<> MUNTAZAM
- MUAZZEZ[Ar.] değil/yerine/= SAYILAN, SAYGI DUYULAN/GÖSTERİLEN
- MÜBÂADE/T[Ar. < BU'D] >< MÜBÂALE[Ar.]
( İki kişinin birbirinden uzaklaşması. | Birbirini sevmeyip soğuk ve uzak durma. İLE Cilveleşme, oynaşma. )
- MÜBÂDELE[Ar. < BEDEL | çoğ. MÜBÂDELÂT]/TAKAS/TRAMPA[İt.]/TROK[Fr.] değil/yerine/= DEĞİŞ/DEĞİŞMECE/DEĞİŞ-TOKUŞ
- MÜBÂDELE[Ar. < BEDEL | çoğ. MÜBÂDELÂT] ile MÜBÂDERE[Ar. < BÜDÛR]
( Değiş-tokuş, bir şeyin, başka bir şeyle değiştirilmesi, trampa. | Ulemânın kadılık ve medrese değiştirmeleri.[1654'ten sonra bu söz yerine "mesafe" kullanılmıştır.] İLE Bir iş yapmaya girişme. )
- MÜBÂDİL[Ar. < BEDEL] ile MÜBÂDİR[Ar. < BÜDÛR]
( Başkasının yerine getirilmiş, bir şeye bedel tutulmuş, mübâdele olunmuş. | Türkiye'den gönderilen Rumlar'a karşı Yunanistan'dan gelen Türkler'e verilen bir ad. İLE Bir işe hemen girişen. )
- MÜBÂGAME değil/yerine/= TATLI DİLLİLİK
- MUBAH["MÜBAH" değil!] ile CÂİZ[< CEVÂZ]
- MUBÂH[Ar. < İBÂHA] ile MÂKUL[Ar. < AKL]
( İşlenmesinde, sevap ya da günah olmayan şey/iş. İLE Akıllıca, akla uygun, akıllıca iş gören, anlayışlı, mantıklı. )
- MUBAH[Ar. < İBÂHA] ile MÜSTAHAK[Ar. < HAKK]
( İşlenmesinde, sevap ya da günah olmayan şey/iş. İLE Karşılığını bulmuş, hak etmiş. )
itibarı ile 34.754 başlık/FaRk ile birlikte,
34.754 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(88/140)
(1996'dan beri)