Bugün[09 Kasım 2025]
itibarı ile 34.754 başlık/FaRk ile birlikte,
34.754 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(85/140)


- MATRUŞKA[Rusça] ile/ve/||/<> SOĞAN

( Tahtadan yapılmış iç içe bebeklerden oluşan süs eşyası. İLE/VE/||/<> ... )


- MA'TÛF ile/||/<> MA'TÛF ALEYH

( Toplanan. İLE/||/<> Toplayan. )


- MAT'ÛM[Ar. çoğ. MAT'ÛMÂT] ile MAT'ÛN[Ar. < TA'N]

( Yenilecek yemek. İLE Ayıplanmış, ta'n olunmuş. | Vebâ'ya(taûn'a) yakalanmış. )


- MÂÛN[Ar.] ile MAÛN[Ar.] ile MAUN[Amerika yerlilerinin dilinden]

( Malın zekâtı. | Yararlanılacak şey. | Eve gerekli olan şeyler. İLE Yardım, imdat. İLE Tespihgillerden, Hindistan ve Honduras'ta yetişen, büyük bir orman ağacı. | Bu ağacın, parlak kırmızımtırak renkte, sert ve iyi cilâlanan kerestesi. | Bu keresteden yapılan eşya. )

( ... cum ... cum SWIETENIA MAHAGONI )


- MAVAL[Ar.] ile MAVEL

( Koyun çobanının (koyunlar/ı için) kaval çalması. | Yalan, uydurma söz. İLE/< Deve çobanının (develer/i için) söyledği/okuduğu. )


- MÂVERÂ[Ar.] değil/yerine/= ÖTE

( Ard, geri, bir şeyin ötesinde, arkasında bulunan. | Türk müziğinin eski bir mürekkep makamı.[Biri, devr-i kebir, öteki, fahte usûlünde, iki tane müellifi belirli olmayan peşrev ile bir tane, yine müellifi bilinmeyen saz semaisi, bu makama örnektir.] )


- MÂVERÂÜNNEHR:
SEYHUN/SİRİDERYA ile/ve/||/<> CEYHUN/AMUDERYA


- MAVİ "HAP" ile "KIRMIZI HAP"

( "MATRIX I" Filmi! )


- MAVİ PASAPORT ile YEŞİL PASAPORT ile KIRMIZI PASAPORT


- SU KULLANIM/AYAK İZİNDE:
MAVİ ile/ve/||/<>/> YEŞİL ile/ve/||/<>/> GRİ

( Bir ürünü üretmek için gereksinim duyulan yüzey ve yeraltı tatlı su kaynakları ölçüsü/oranı. İLE/VE/||/<>/> Bir ürünü üretmek için kullanılan toplam yağmur suyu ölçüsü/oranı. İLE/VE/||/<>/> Kirlilik yükünün ortadan kaldırılması ya da azaltılması için kullanılan tatlı su oranı. )


- MAVRA ile PALAVRA[İSP. < PALABRA]


- MAVRAMOLOS (KARATAŞ) :

( Rumelikavak'ta ve Altınkum mevkiinin ilerisinde, Büyükliman yanındadır. Mavramolos'un bir ismi de Karataş'tır. Mavramolos'un tarihi antik çağlara kadar iner. Putperestlik döneminde tanrılar adına mabedler yapılmış; Hıristiyanlık döneminde ise manastır ve kilise yapılmıştır. Osmanlı döneminde ise zamanla yıkılan kilise ve manastır tekrar inşâ ediliyor, ayrıca aynı yerdeki eski değirmen, bağ ve bahçeler mamur hale getiriliyordu. 1690'da tahrip olan ve kullanılamayan kilise ve manastır yeniden inşâ ediliyor ama izin alınmaksızın yaptırıldıklarından manastır, kilise ve ayazma Damat Şehit Ali Paşa tarafından yıktırıldı. Mavramolos'da antik çağdan Osmanlılar dönemine kadar hayli tarihi eser kabul edilecek binalar yapılmış olmasına karşın, şimdi kalıntılarını bile bulmak zordur. )


- MAXWELL EŞİTLİKLERİNDE:
GAUSS YASASI ile/ve/||/<> GAUSS'UN MANYETİK YASASI ile/ve/||/<> FARADAY'IN TÜMEVARIM YASASI ile/ve/||/<> AMPER'İN DEVRE YASASININ DOĞRULAMASI

( )

( E [elektrik alanı] ve B [manyetik alan] )


- MAYA[Hintçe]/İLÜZYON[İng. < ILLUSION]/DOXA[Yun.] değil/yerine/= YANILSAMA


- MAYA TAKVİMİ'NDE:
KATUN ile/ve KISA DÖNGÜ ile/ve BAKTUN

( 5125:60=19.7 yıl. İLE/VE 5125:20=256.1 (13x19.7) yıl. İLE/VE 5125:13=394 yıl. )


- MAYA ile/ve/<> ANADOLU MAYASI

( ... yapar/yaptırır. İLE/VE/<> İnsan yapar. )


- MAYA ile AŞI


- MAYA ile/ve/||/<> AŞI


- MAYA >< MAYABOZAN

( ... >< Bir mayanın etkisine karşı koyan, protein yapısında madde. )


- MAYAK/MAYAQ ile MEJEK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dışkı.[Özellikle deve gübresi anlamında kullanılır.] İLE Köpek dışkısı. )


- MAYALANMA:
KELÂM (İLE) ile/ve/değil HÂL (İLE)


- MAYDANOZ ile EŞEKMAYDANOZU

( ... İLE Maydanozgillerden, iki yıllık, otsu bir bitki. )

( ... cum ANTHRISCUS SILVESTRIS )


- MAYDANOZ ile KİŞNİŞ[Fars. < KİŞNİC]/YUMURCAK[Denizli'de]/GOLYANDRO[Kıbrıs'ta]

( Yaprakları, saplarından kesilir ve kökü, tekrar yeşermek üzere toprakta bırakılır. İLE Kökünden sökülür. )


- MAYDANOZ ile YABAN MAYDANOZU

( ... İLE Baldıranın maydanoza benzeyen bazı türlerine verilen ad. )


- MAYDONOZ değil MAYDANOZ


- MAYGAK/MAYGAQ ile MAYGAK/MAYGAQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Paytak kişi. İLE Çatal tırnaklı olmayıp top tırnaklı olan hayvanların tüyleri kısa olanları. )


- MAYISBÖCEĞİ ile/ve/<> HAZİRANBÖCEĞİ

( Kınkanatlılarda, uzunluğu 20-25 mm. olan, gelişmesi 3-5 yıl süren, bitkilere zararlı bir böcek. İLE/VE/<> Mayısböceklerinden, tarım bitkilerine çok zarar veren, kınkanatlı bir böcek. )

( MELOLONTHA VULGARIS cum AMPHIMALLUS SOLSTITIALIS )


- MAYISTRA[İt.] ile/değil/yerine YEL/RÜZGÂR/YELKEN

( Grandi direğinin en alt sereni ve bu serene çekilen yelken. | Kuzeybatı rüzgârı. İLE ... )


- MAYMONİDES - DELÂLETÜL HAİRİN


- MAYMUN İŞTAHLI/LIK ile/değil/yerine ÇOK YÖNLÜ/LÜK


- ALTIN LANGUR ile/değil TEPELİ GRİ LANGUR ile/değil MADRAS GRİ LANGURU


- MAYMUN ile BAYKUŞ MAYMUNU

( ... İLE Günün 17 saatini uyuyarak geçirirler. )


- MAYMUN ile/ve GALAGO/OJAM/ÇALIBEBEĞİ/KÜÇÜK GECE MAYMUNU

( ... İLE Güney ve Ekvator Afrika'da yaşarlar. Uzun ve ince parmaklarının alt ucunda vantuz görevi gören etten çekmenler vardır. [Bunlar, hayvanın pençelerini kullanmadan koşa koşa ağaçlara tırmanmasını sağlar.] )

(
)


- MAYMUN ile GERADA MAYMUNU


- MAYMUN ile İPEK MAYMUNU (MARMOSET)


- MAYMUN ile JİBON MAYMUNU(SİMLİ ŞEBEK)


- MAYMUN ile KAR MAYMUNU/JAPON ŞEBEĞİ/SARU[Jp.]/NİHONZARU[Jp.]

( MONKEY vs. SNOW MONKEY )

( ... cum MACACA FUSCATA )


- MAYMUN ile MADAGASKAR MAYMUNU

( )


- MAYMUN ile MAGO

( ... İLE Kızılsarı tüylü bir maymun. )


- MAYMUN ile MAKAK[Portekizce]

( ... İLE Güneydoğu Asya'da yaşayan, kuyruklu bir maymun. )

( ... cum MACACUS )


- MAYMUN ile MANGABEY


- MAYMUN ile/ve PRİMAT[Fr.]

( ... İLE/VE Tüm maymun türlerini içine alan memeliler takımı. )

( Gebelik süreleri 180-270 gündür. İLE/VE ... )

( Amazonlar'da 150 çeşit maymun bulunmaktadır. )

( PİÇİN: Maymun yavrusu. )

( Maymun ile/ve ... )

( )

( KIRD[çoğ. AKRÂD, KIREDE, KURÛD] ile/ve KIREDE )

( BÛZÎNE/BÛZİNE/BÛZNÎNE/PÛZÎNE, BEHNÂNE ile/ve ... )

( MONKEY/APE[İnsansı maymun.] vs./and PRIMAT )

( EL MONO con/y ... )


- MAYMUN ile SARI KUYRUKLU MAYMUN

( ... İLE Sadece Peru And Dağları'nda, Amazonas ve San Martin bölümlerinin yanı sıra La Libertad, Huánuco ve Loreto'nun sınır bölgelerinde bulunan nadir bir primat türüdür. )

( )

( MONKEY vs. PERUVIAN YELLOW-TAILED WOOLLY MONKEY )

( ... cum OREONAX FLAVICAUDA )


- MAYMUN ile YUNNAN (ÇİMDİK BURUNLU) MAYMUNU

( ... ile )


- [Fr. < Yun.] MAYOZ (BÖLÜNME) ile MİTOZ/KARYOKİNEZ (BÖLÜNME)

( ... İLE Çokgözeli canlılarda, gözenin, belirli evrelerden geçerek çoğalması. )

(
ile
)

( image )

( image )


- MAYSTRO/MAESTRO değil/yerine/= UNGAN

( Besteci. | Orkestra şefi. )


- MAYTAP[Fars. < MAHTÂB] değil/yerine/= HAVAİ FİŞEK

( Yandığında renkli ve parlak ışıklar saçan, şenlik gecelerinde yakılan havai fişek. )


- MAZÂRR[Ar. < MAZARRAT < ZARAR] ile MAZHAR[Ar. < ZUHÛR | çoğ. MAZÂHİR]["MASHAR/MASAR" değil!]

( Zararlar, ziyanlar. İLE Bir şeyin, göründüğü/çıktığı yer. | Nâil olma, onurlanma/şereflenme. | Bazı tekkelerde, oturarak uyunurken, dayanılan kısa değnek. | Bir çeşit tef. )


- MAZERET değil/yerine/>< EYLEM

( İstemiyorsak. DEĞİL/YERİNE/>< Gerçekten istiyorsak. )


- MAZERET ile/ve "MACERA"


- MAZERET-İ SAHİHA[Ar.] değil/yerine/= GEÇERLİ NEDENLİK


- MÂZÎ ile/>< ÂTİ

( Geçmiş. İLE/>< Gelecek. )


- MAZI[Fars.] ile MAZI[Fars.] ile MÂZİ[Ar.]

( Servigillerden, yaprakları almaşık ve küçük pullar biçiminde, gövdesi düz olan, dipten dallanan bir süs bitkisi. İLE Hayvansal ve bitkisel asalakların, bitkilerde oluşturduğu ur. )

( THUYA cum QUERCUS INFECTORIA )


- MAZLUM KALENDER OKUL PARKI :

( Kireçburnu Mahallesinde olup, 459,00 m²'lik bir alanı kapsamakta olup, 200,00 m²'lik yeşil, 37.00 m²'lik çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )


- MAZLUM SOKAK PARKI :

( Derbent (Çalıtepe) Mahallesindedir. 534,00 m²'lik bir alanı kapsamakta olup, 120,00 m²'si çocuk oyun parkıdır. )


- MAZMÛN[Ar. < ZIMN] ile MAZNÛN[Ar. ZANN]

( Derinlerdeki anlam, kavram. | Ödenmesi gereken şey. | Nükteli, sanatlı, ince söz. İLE Bir suç dolayısıyla sorguya çekilen, sanık. )


- MAZOŞİST/MAZOŞİZM[Fr., İng.] değil/yerine/= ÖZEZER/LİK


- MAZRUB değil/yerine/= ÇARPAN


- MAZRUBÂT-I TEFRİK değil/yerine/= ÇARPANLARA AYIRMA


- MAZUR GÖRÜN ile/değil/yerine KUSURA BAKMAYIN


- MBIS/MAP BASED INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= HARITA TABANLI BİLGİ DÜZENİ


- MBS/SPATIAL INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= MEKANSAL BİLGİ DÜZENİ


- MCI/MILD COGNITIVE IMPAIRMENT[İng.] değil/yerine/= HAFİF BİLİŞSEL BOZUKLUK


- MCMURRY İLE PİNACOL İLE ACYLOİN ile/||/<> KARBONİL COUPLİNG REAKSİYONLARI

( C-C bağ oluşturma yöntemleri. )

( Formül: 2 R₂C=O → R₂C=CR₂ )


- MCS/MECHANICAL CIRCULATORY SUPPORT[İng.] değil/yerine/= MEKANİK DOLAŞIM DESTEĞİ


- MCSD/MECHANICAL CIRCULATION SUPPORT DEVICE[İng.] değil/yerine/= MEKANİK DOLAŞIM DESTEĞİ AYGITI


- MDC/MECHANICAL ASSIST DEVICE[İng.] değil/yerine/= MEKANİK (KALP) DESTEK AYGITI


- MDD/MICROWAVE DİATHERMY | MECHANICAL CIRCULATION SUPPORT[İng.] değil/yerine/= MİKRODALGA DİYATERMİSİ, MİKRODALGAYLA SICAKLIK UYGULAMASI | MEKANİK DOLAŞIM DESTEĞİ


- MDDC/MECHANICAL CIRCULATION SUPPORT DEVICE[İng.] değil/yerine/= MEKANİK DOLAŞIM DESTEĞİ AYGITI


- MDSS/MANAGERIAL DECİSION SUPPORT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= YÖNETİMSEL KARAR DESTEK DÜZENİ


- MEA/COST EFFECTIVENESS ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= MALİYET ETKINLİK ÇÖZÜMLEMESİ


- MEAD ile MEÂDİB[Ar. < ME'DEBE]

( Dönüp gidilecek yer, âhiret, amaç, ulaşılacak yer. İLE Ziyâfetler. )


- MEÂSİR[Ar. < ME'SERE] ile MEÂZİR[Ar. < Mİ'ZER]

( Güzel yapıtlar, izler/nişanlar. İLE Peştemallar. )


- MEBHÛS[Ar.] ile MEBHÛS[Ar. < BAHS] ile MEB'ÛS[Ar. çoğ. MEB'ÛSÂN]

( Sözü geçmiş, bahs olunmuş. İLE Solugan, tık soluk kişi/hayvan. İLE Gönderilmiş, ba's olunmuş. | Peygamber olarak gönderilmiş. | Halk tarafından seçilerek, mecliste yer alan kişi, milletvekili. )


- MEBHÛT[Ar. < BEHT] ile ŞAŞIRMIŞ, HAYRETTE KALMIŞ

( HAYRETTE KALMIŞ, ŞAŞMIŞ )


- MEBÎ'[Ar. < BEY] ile MEBÎT[Ar. < BEYT]

( Satılmış şey. İLE Gecelenecek yer. )


- ME'BIZ[Ar. | çoğ. MEÂBIZ] ile ...

( Dizkapaklarının arkasındaki çukurlar. )


- MEBLÂĞ ile/ve/değil/yerine/>< MEVLÂ

( Küçük. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Büyük. )


- MEBLAĞ[Ar.]["MEBLA" değil!] yerine TUTAR


- MEBLÛ/A[Ar. < BEL] ile MEBLÛL[Ar.]

( Yutulmuş, bel olunmuş. İLE Islanmış, ıslak. Nemli, yaş. )


- MEBRÛS[Ar.] ile MEBRÛZ[Ar.]

( Baras[: gövdede, yer yer beyaz ve alaca lekeler oluşturan ve tedavi kabul etmeyebilen hastalık] hastalığına tutulmuş olan. İLE Gösterilmiş, ibrâz olunmuş. | Açılmış mektup. )


- MEBSÛS[Ar.] ile MEBSÛS[Ar.]

( Yayılmış, dağılmış, saçılmış, herkese yayılmış, herkesçe duyulmuş. İLE Gösterilmiş. | Açılmış mektup. )


- MECÂRÎ[< MECRÂ] ile ...

( Suyun akıtıldığı yol. Su kanalı/yatağı. )


- MECÂZÎ AŞK ile/ve/> HAKİKÎ AŞK


- MECÂZ/Î / METAFORİ/K değil/yerine/= ÖZGEÇ/Lİ


- MECÂZ-I MÜREKKEB / İSTİÂRE-İ MÜREKKEBE[Ar.] ile MECÂZ-I MÜRSEL[Ar.]

( Benzetmenin temel öğelerinden olup yalnız biriyle arka arkaya birkaç benzerlik sıralayarak yapılan kullanım. İLE Bir sözcüğü, gerçek anlamından, mecâzî anlama geçirirken, aradaki ilgi ve ilişkinin benzeyişinden başka bir duruma dayandırılması. )


- MECBÛL[Ar. < CİBİLLET] ile MECBÛR[Ar. < CEBR]

( Yaratılmış. | Yaratılışında, bir durum/hal ve sıfat bulunan. [Ar. "Yaradılışı iri olan"] İLE Zorlanmış, zor görmüş, zorla bir işe girişmiş, icbâr edilmiş. | Hatırı, gönlü alınmış. | Bağlı, düşkün. )


- MECBUR ile MEMUR


- MECBÛREN[Ar.] ile MECBÛRÎ[Ar.]

( Kendi isteğinin dışında, zorla. İLE Kaçınılmaz, zorunlu. )


- MECBURİYET ile/ve/değil/yerine/||/<>/< MEMNUNİYET


- MECBURİYET ile MUHTAÇLIK


- MECBÛR(İYET) değil/yerine/= YÜKÜMLÜ/LÜK, ZORUNLU/LUK


- MECBURİYET/LE ile/ve/değil/yerine/||/&gt;&lt;/< MUHABBET/LE


- MECCÂNEN ile MECCÂNÎ

( Ücretsiz, parasız, bedava. İLE Parasız, bedava. | Bedavacı. )


- MECDÛL[Ar. < CEDL] ile MECDÛR[Ar.]

( Sağlam şey. | Bükülmüş. [Ar. "Kemikli ve yapısı sağlam kişi"] İLE Çiçek hastalığı çıkarmış olan. )


- MECELLE[Ar.] ile MECENNE[Ar.] ile MECERRE[Ar.]

( Kitap, dergi. | Tanzîmat'tan sonra, 1869-1876 yılları arasında, fıkıh ilminin, uygulamaya özgü olan bölümüyle ilgili olarak yayımlanmış ünlü eser. İLE Delilik, divânelik. | Kalkan, siper. İLE Samanyolu. )


- MECHÛL[Ar. < CEHL] değil/yerine/= BİLİNMEYEN[BELİRSİZ değil!]


- MECİ, MAZHAR (ADAPAZARI, 1929 - 2016) :

( Öğrenimini tamamladıktan sonra girdiği iş yerinde uzun süre ticaret ve finans müdürlüğü yaptı. Bilahare kendi işyerini açtı. Çağaloğlu Lions Kulübü, Türk Kültür Cemiyeti, Göz Nurunu Koruma Vakfı ve Sarıyer Spor Kulübü üyesidir. Sarıyer Spor Kulübünde bir dönem (1981 - 1982) Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. II. Türkiye Ligi şampiyonu olarak I. Türkiye ligine yükselmeyi sağlayan Yönetim Kurulunda bulundu. Sarıyer Spor Kulübünün Divan Kurulu Üyesiydi. )


- MECÎD[Ar.] ile REFÎ'[Ar.]


- MECLİS ARAŞTIRMASI ile MECLİS SORUŞTURMASI


- MECMÂ'[Ar. çoğ. MECÂMÎ'] ile MECMAA/MECMÛA[Ar.]

( Toplanılacak yer. | Kavuşulan yer, nokta. İLE Toplanılıp biriktirilmiş, düzenlenmiş şeyler. | Seçilmiş yazılardan oluşturulmuş yazma kitap. | Dergi. )


- MECMÛ/A[Ar. < CEM] ile MECMÛA[Ar. çoğ. MECÂMÎ']

( Toplanmış, biraraya getirilmiş şey, tüm. | Bir yazı biçimi/tarzı. İLE Toplanılıp biriktirilmiş, düzenlenmiş şeyler. | Seçilmiş yazılardan oluşturulmuş yazma kitap. | Dergi. )


- MECNÛN[Ar. < CİNN | çoğ. MECÂNÎN] ile Mecnûn[Ar.]

( Çıldırmış, deli, divâne. | Delice seven, tutkun. İLE Leylâ ile Mecnûn öyküsünün, erkek kahramanı. Kays. )


- MECNÛN ile MECLÛB[< CELB]

( Delice seven, tutkun. İLE Başka yerden getirilmiş olan. | Taraftarlığı kazanılmış bulunan. | Tutkun. )


- MECRÂ ile/ve/<> MACERA


- MECRÛH[Ar. < CERH] değil/yerine/= YARALI/İNCİNMİŞ

( Yaralanmış. | İnandırıcı sözlerle çürütülmüş düşünce/dâvâ. )


- MEC'ÛL[Ar.] ile ME'CÛR[Ar. < ECR]

( Ortaya/meydana çıkarılmış olan, yapılmış olan. İLE Ecr ve sevabı verilmiş olan. | Kiraya verilen şey. )


- MECÛSÎ[Ar.] = ZERDÜŞTÎ[Fars.]

( Zerdüşt dininde olanlar. )


- MECZ değil MEZC

( ... DEĞİL Birbirine katmak, katıştırmak. )


- MECZÛB ve/||/<>/> DİLEKÇESİ...

( 1965 yılında vefât eden, Elazığ Tımarhanesi'ndeki bir meczubun (ortadaki) Allah'a yazdığı mektubu...

“Ben, dünya Kürresi, Türkiye karyesi ve Urfa Köyü'nden, (El-Aziz --Elazığ) Tımarhanesi (Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi) sakinlerinden; ismi önemsiz, cismi değersiz, çaresiz ve kimsesiz bir abdi acizin, ahir deminde misafiri Azrail’i beklerken, Başhekimlik üzerinden, Hâkimler Hakimi'nin dergâh-ı Ulûhiyetine son arzuhâlimdir:

Ben, gam(dertlilik) deryasında, fakirlik vatanında, horluk ve rezillik kaftanında, SULTAN yapılmışım.

Meyvelerden, dağdağana; çalgılardan, ney-kemana kapılmışım… Benim yatağım, akasya dikeninden; yorganım, kirpi derisinden farksızdır. Kalbim, Ayizman’ın(Hitlerin işkenceci Nazi Komutanı) fırını ve Sahrâ'nın çöl fırtınasıdır.

Ruhum, âşık-ı Hüdâ Mahbûb peresttir, lâkin aklım, kaderin cilvesi ve talihin sillesiyle gûresttir(gel-gittir).

Bana gelen, derd ü gamın kilosu beleştir. Nerede bir güzel varsa, bana karşı keleştir(yüz vermez, cesâretlidir), tüm yiğitler de bana hep ters ve terestir.

Aylar geçti, tek temizliğim, gözyaşıyla ve kara toprakla aldığım teyemmüm abdesttir. Yani, içtiğimiz, kezzap suyu; mezemiz ise ateştir.

Ol Resûl-i zişân ve Sultân-ı dü-cihân: “Cenâb-ı Allah’ın, insanları, dünya; dünyayı ise insan için yarattığını; Ruhları, vucud için, vucudları ise ruhlar için yarattığını; erkekleri, kadınlar; kadınları, erkekler için yarattığını; Cennet'i, mü’min kullar, mü’min kulları da Cennet için yarattığını; cehennemi, inkârcılar ve münâfıklar, inkârcıları ve münâfıkları da cehennem için yarattığını” hadisleriyle haber vermiştir.

Peki, acaba, benim gibi meczub divâneleri ne maksatla halk etmiştir? Bilen babayiğit, meydana çıkıp söylesin...

Allah, sana iman verdi, sen, tuğyan edersin; O in’am etti, sen, küfran(nankörlük) edersin; O, ikram etti, sen, inkâr edersin; O, ihsân etti, sen, isyân edersin; bir de kalkıp bana deli divâne diye bühtân edersin!...

Bu söylediklerimin hepsi, ruhumun içinde cenk etmektedir. Eğer, dilekçemin yanıtı gelirse bu manevralar sona erecektir.

Şimdi, adresimi arz ediyorum: Kur’ân’ı geldiği yere, yine Kur’ân’ı getiren, geri taşısın. Madem ki, ahkâmı ve ahlâkı kalmadı, Kur’ân’ın kâğıdı ve yazısı neye yarasın?! Tâ ki, Hz. Muhammed Mehdi (A.S) gelince, yeniden okunup yaşansın!

Ey, zerrelerden kürrelere, yerlerden göklere, tüm âlemlerin Rabbi!...

Ey, cemâdî, nebâtî, hayvanî, insanî, ruhanî ve nuranî, her şeyin ve herkesin yegâne sahibi!...

Ey, iman ve şuur ehl-i kalplerin, en yüce habîbi!...

Ey, dertli bedenlerin, kederli gönüllerin ve yaralı yüreklerin tabîbi!...

Ben, bi-çâre kulun ki; garipler garîbi, hüzünlerin esîri, zulümlerin mustarîbi, öksüz, yetim ve sahipsiz bir tımarhane delisi...

Ama kutsî muhabbet ve hasretinin divânesi!...

Herkesi ve her şeyimi elimden aldın ama sana sığındım, aşkına sarıldım, yegâne Sen kaldın!... Yurdumdan, yuvamdan, evimden, barkımdan ayırdın, gurbete ve hasrete saldın. Ama onları ararken, Sana ulaştım, sevdâna daldım! Böylece, fânî ve hayalî görüntülerden kurtarıp hakîkî tecellîne mazhar kıldın.

Yüceler yücesi Rabbim, Efendim!

Hakk'tan saparak ve haddimi aşarak, hâşâ, Sen'den, Burak bineği, Cebrail seyisi, Sidret'ül Münteha menzili, cümle mahlûkâtın en şereflisi, Rahmân'ın en mükemmel tecelli ve temsilcisi… Kâinâtın fahrî ebedîsi, Âhir zaman Nebî'si ve Mehdî'si, Levh-i Mahfûz'un tercümanı ve tebliğcisi, Efendiler efendisi, Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem’in) Mahbubiyeti'ni mi istedim?...

Hanif Din'in üstadı ve nice Nebîlerin atası, Hz. İbrahim’in, halîliyetini; Hz. Süleyman’ın, saltanat ve servetini; Hz. Musa’nın, Celâdet ve cesâretini; Hz. İsa’nın ruhanîyetini mi istedim?...

Hz. Ebû Bekir Sıddık’ın, yüksek fazîlet ve kurbiyyetini; Hz. Ömer'ül Faruk’un, dirâyet ve teslimiyetini; Hz. Osman-ı Zinnureyn'in, asâlet ve sehâvetini; Hz. Aliy'ül Murtaza’nın, ilim ve velâyetini mi istedim?...

Senden, mülk-ü-hâkimiyet, şan-ü-şöhret, mal-ü-servet mi talep ettim? Senden, vucuduma sıhhat ve âfiyet; aklıma ziyâ ve selâmet; hayatıma, huzur ve istikâmet dilendiysem, bunlar için de bin kere tevbe ettim!

Çünkü, Şeriât'ın iptal, Tarikât'ın ihmal, Hakîkât'ın ihlâl ve mü’minlerin iğfâl edildiği bir zillet ve rezâlet döneminde, bana, akıl ve mükellefiyet verseydin, bu, sadece benim mesûliyet ve mahzûniyetimi ziyâdeleştirecekti!

Sultan'ım Efendi'm!

Ben, Senden, sadece, seni istedim; pahası, elbet böyle yüksektir ve tüm sevdiklerimi ve sahiplendiklerimi uğruna fedâ etmektir.

Rabbim, elbet vardır hikmeti ki, bu kuluna, böyle zillet ve zahmet çektirirsin. Ben, hâşâ, itiraz değil naz ederim ama umarım, Sen, niyâz kabul edersin.

Aile efrâdımı, akl-ı izânımı alıp beni hicrâna saldın. Ama yine de şükür; ya akıllı kalıp ama hâin ve hilekâr olaydım...

Ya varlıklı kalıp ama zâlim ve sahtekâr olaydım...

Ya âlim ve saygın kalıp ama gâfil ve riyâkâr olaydım...

Ya arkalı etraflı kalıp ama azgın ve zulümkâr olaydım...

Ya sağlıklı sefâlı kalıp ama sapıtmış, ahlâksız ve vicdansız olaydım!...

Derd-ü-belâ ki, sabredenlerin vesile-i mirâcıdır. Mü'minler, kalbimin tâcı; mücrimler, rahmetin muhtâcı; münkirler, hikmetin icabı; Sâdık ve âşık, ehl-i cehd adâletin ilâcıdır. Velâkin, bu münâfık, hain ve zâlimler ise çıban başıdır, akrep gibi sancıdır; şerefli insana, helâli dışında tüm kadınlar, kızlar, ana-bacıdır.

Ey Rabbim, Efendi'm!

Malûm-u âlîniz ve yüce takdirinizdir ki; ne özenli-bezekli elbiselerle gezdiğim bayramlarım oldu… Ne onurlu ve huzurlu seyahatlerim ve seyranlarım oldu… Ne etrafımda hizmet ve rağbet gösteren dostlarım ve hayranlarım oldu!...

Lezzet ne imiş, izzet ne imiş ve fazilet ne imiş tatmadım; ama şikâyet şekâvettir; tüm bu fânî ve fenâ nimetlerin asıl sahibi olan Padişahlar Padişahı'nı buldum...

Beni, yoktan var ettin, iman ve hidâyet buyurup varlığından haberdar ettin, ama aklımı alıp kulunu, bi-karar ettin. Sana, sonsuz şükürler olsun!...

Şimdi, son dileğim, beni yanına al ve bir daha huzurundan ve sonsuz nûrundan ayırma, ne olursun!

Umarım, bu dilekçeyi yazdım diye bana darılmazsın; çünkü, Zâtından gayrıya yalvarıp yakarmanın, ŞİRK olduğunu buyurdun!

Selâm ve dua ile... )


- MECZUB OLMAK ile/ve/<>/değil/yerine CÂZİB OLMAK


- MECZÛB[Ar. < CEZB] ile/değil/< MECNÛN[Ar. < CİNN]

( Çekilmiş, cezb olunmuş. | Allah sevgisinden dolayı cezbeye tutularak kendinden geçmiş olan. | Deli, divâne. İLE/DEĞİL Çıldırmış, deli, divâne. | Delice seven, tutkun, âşık. )

( Âşıklar, meczûb değil mecnûndur. )


- MECZUB ile/değil MECZUB MEŞREP


- MECZUB ile MELENG[Fars.]

( ... İLE Yalınayak, başıkabak bir halde dünya ile ilişkisini kesmiş olan. | Hakikî aşk ile sarhoş olmuş kişi. )


- MEDÂİN/MEDÂYİN[Ar. < MEDÎNE] ile MEDÂYÎN[Ar. < MİDYÂN] ile Medâin[Ar.]

( İller/kentler. [BÜLDÂN < BELD/BELDE] İLE Borca saplanmış, sürekli borç alan kişiler. İLE Eski İran'da, Dicle etrafında, yedi kentin adı olup, İslâm fetihleri sırasında, başkent konumundaydı. )


- MEDÂR-I İFTİHÂR değil/yerine/= ÖVÜNME NEDENİ/ARACI, ÖVÜNÇLÜK, KIVANÇLIK


- MEDÂR-I MAİŞET değil/yerine/= GEÇİM DAYANAĞI


- GEL-GİT/MED-CEZİR:
DÜNYADA ile/ve/<> GÜNEY ÇİN DENİZİ'NDE

( ... İLE/VE/<> Her 6 saatte bir gerçekleşmektedir. Borneo Adası'ndaki, Malezya'nın Sarawak eyaletindeki Sarawak Irmağı'nın akış yönünün bile değişmesine neden olmaktadır. )


- MEDDAH İSMET (SOKAĞI) ile BEHÇET NECATİGİL (SOKAĞI)

( )


- MEDDAH ile/ve/< KISSAHAN


- MEDED ile ...

( Yardım, imdat. | Aman, eyvah! [bkz. NUSRET] )


- MEDENİYET DİLİ ile/ve/değil KÜLTÜR DİLİ


- MEDENİYET ve FELSEFE-BİLİM


- MEDENİYET ve/<> TEMEDDÜN

( Düşünülen ve konuşulanı içerir. VE/<> Aynı zamanda, yaşanılan ve yapılan süreci, sürekliliği içerir. )

( Olmuş, bitmiş örgü. VE/<> Sürekli örülmekte olan bir örüntü. )


- MEDENÎ(YET) değil/yerine/= UYGAR/LIK


- MEDED[Ar.] değil/yerine/= YARDIM


- MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ CAMİİ :

( Cumhuriyet Mahallesi'ndeki bu cami 2003'te Osmanlı mimarı tarzında yapılmıştır. Tarihi özelliği yoktur. Camiin alt katı çok amaçlı olarak kullanılmaktadır. Bu camiye Mekke camide denilmektedir. )


- MEDİTASYON ile/ve OTOHİPNOZ


- MEDİYAN DÜZLEM/MEDIAN PLANE[İng.] değil/yerine/= ORTA HAT DÜZLEMİ


- MEDRESE ile/ve/değil/||/<>/> KÜLLİYE

( İlk medrese: NİZÂMİYE MEDRESESİ [1066] )

( OSMANLI MEDRESELERİ - CAHİT BALTACI kitabını okumanızı salık veririz. )

( Genellikle İslâm dini kurallarına uygun bilimlerin okutulduğu, müslüman ülkelerde orta ve yüksek öğretimin yapıldığı eğitim kurumlarının genel adı. Medrese sözcüğü, "ders" kökünden gelir. [Ders verenlere müderris, yardımcılarına muid, okuyanlara danışmend, sohta ya da talebe adı verilir] | Kendine özgü bir mimarisi olan, üstü açık ya da kapalı geniş bir avlu çevresinde talebelerin yatıp kalkması, ders çalışması için inşâ edilmiş odalardan oluşan yapı. | Fakülte. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Bir caminin çevresinde, cami ile birlikte kurulmuş medrese, imâret, sebil, kütüphane, hastane gibi yapıların tümü. )


- MEDRESE ile/ve/<> MAHDARA

( ... İLE/VE/<> Moritanya'da, medreselere verilen ad.[Ülkenin milli kültür ve dilinin korunmasında önemli bir rol oynamaktadır.] )


- MEDRESE ile/ve MİDRAŞ ile/ve VİHARA

( İslâm'da. İLE/VE Yahudilik'te. İLE/VE Budizm'de. )

( Medreselerin kurulmasında ve Selçuklular zamanında Vihara'ların etkisi olmuştur. )

( ANADOLU MEDRESELERİ (2 CİLT) - METİN SÖZEN'in kitabından yararlanabilirsiniz. )


- MEDRESE ve/ TEKKE(/TEKYE/TAKİYE) ve/ ZÂVİYE ve/ DERGÂH

( İlim. VE Simgesel anlatım. VE Açı. VE Sohbet, insan sevgisi. )


- MEDRESE ile/ve TETİMME(TAMAMLAMA/HAZIRLIK) MEDRESELERİ


- MEDRESELERDE:
27 İLİM DALI ve (OKUTULAN KİTAPLAR)

( * İLM-İ 'AKÂ'İD ('TAHKÎK-İ 'ÎMÂN' ile 'TA'LÎM-İ KUR'AN)
* 'İLM-İ TECVÎD ( 1. DÜRR-İ YETÎM, 2. CİZRELİ )
* 'İLM-İ KIRA'AT ( 1. ŞÂTIBÎ, 2. İBN KÂSİH )
* 'İLM-İ ŞARF ( 1. MAKSÛD, 2. 'İZZÎ, 3. MERÂH, 4. ŞÂFİYE, 5. SEYYİD, 6. ABDULLAH-I ÇÂRPERD, 7. ŞÂFİYE )
* 'İLM-İ NAHV ( 1. KÂFİYE, 2. MOLLA CÂMÎ, 3. 'İŞÂM, 4. İMTİHÂN [İMTİHÂN el-EZKİYÂ] )
* 'İLM-İ ME'ÂNÎ ( 1. HEVÂDÎ, 2. el-MUHTASAR ve el-MUTAVVEL )
* 'İLM-İ MANTIK ( 1. ÎSÂGÛCÎ, 2. FENÂRÎ, 3. KUL AHMED, 4. TEHLÎB-İ MÎR, 5. SEYYİD, 6. KARA DÂVUD, 7. 'İMÂD, 8. MÎRZA-CÂN, 9. MÎR )
* 'İLM-İ 'ÂDÂB ( 1. HUSEYNİYE, 2. MES'ÛD, 3. KARA HÂŞİYE, 4. 'ÂDÂB-I MÎR, ŞÂH HUSEYN )
* 'İLM-İ HİKMET ( 1. KÂZÎ-MÎR [ŞERH HİDÂYET el-HİKME], 2. LÂRÎ, 3. HİKMET el-'AYN, 4. KUTB, 5. SEYYİD, 6. MÎRZA-CÂN )
* 'İLM-İ HEY'ET ( 1. ŞERH-İ ÇAGMÛNÎ, 2. BİRCENDÎ [HÂŞİYE 'ALÂ ŞERH el-MULAHHAS fî el-HYE'E el-BASÎTE] )
* 'İLM-İ HENDESE ( 1. EŞKÂL-İ TE'SÎS, 2. KÂZÎ-ZÂDE ŞERHİ )
* 'İLM-İ ZÎC ( 1. ULUĞ BEY, 2. MÎRİM ÇELEBÎ )
* 'İLM-İ MÎKÂT
* 'İLM-İ HİSÂB ( 1. LUM'A, 2. BAHÂUDDÎN [RİSÂLE-İ BAHÂİYYE], 3. RAMAZÂN, 4. İBNÜ'L-ÇULLÎ, 5. 'ABDURRAHÎM, 6. METÂLİB )
* 'İLM-İ FERÂ'İZ ( 1. SECÂVENDÎ, 2. SEYYİD, 3. 'ACEMUDDÎN )
* 'İLM-İ VEFK ( 1. MAVSİLÎ )
* 'İLM-İ MU'AMMÂ ( 1. MÎR HUSEYN )
* 'İLM-İ 'ARÛZ ( 1. KÂFÎ, 2. HAZRECÎ, 3. ENDELUSÎ )
* 'İLM-İ 'USÛL-İ FIKH ( 1. MENÂR, 2. İBN MELEK, 3. RUHÂVÎ, 4. TAVZÎH, 5. TELVÎH, 6. HASAN ÇELEBÎ, 7. İBN KEMÂL, 8. ŞERH-İ MUHTASAR, 9. SEYYİD )
* 'İLM-İ 'USÛL-İ HADÎS ( 1. NUHBE ŞERHİ, 2. ELFİYYE-İ İBNÜ'S-SALÂH )
* 'İLM-İ 'USÛL-İ TEFSÎR ( 1. BURHÂN, 2. İTKÂN )
* 'İLM-İ FIKH ( 1. MÜLTEKÂ, 2. DÜRER )
* 'İLM-İ HADÎS ( 1. BUHÂRÎ, 2. İBN MELEK, 3. MESÂBİH )
* 'İLM-İ TEFSÎR ( 1. KÂZÎ, 2. KEŞŞÂF )
* 'İLM-İ KELÂM ( 1. MONLÂ CELÂL, 2. HALHÂLÎ, 3. HAYÂLÎ, 4. BAHR-I EFKÂR, 5. SELKÛTÎ [SİYÂLKÛTÎ], 6. İSBÂT-I VÂCİB ŞERHİ )
* 'İLM-İ FURS ( 1. ŞÂHİDÎ, 2. HÂFIZ, 3. PEND, 4. MANTIK el-TAYR )
* 'İLM-İ TASAVVUF, 'İLM-İ KEŞF, 'İLM-İ LEDÜN )


- MEDRÛK[Ar.] ile METRÛK[Ar. < TERK]

( Anlaşılmış, derk olunmuş. İLE Terk edilmiş, bırakılmış, kullanılmasından vazgeçilmiş. Battal. )


- MEDYA/MEDIA[İng.] değil/yerine/= ORTA KATMAN | ORTAM, | BESİYERİ


- MEDYATİK ZİHNİYET ile AKADEMİK ZİHNİYET ile SİSTEMİK ZİHNİYET ile BİLGE ZİHNİYET

( 50-100 günü öngermek. İLE 50-100 yılı öngermek. İLE 500-1000 yılı öngermek. İLE 5000 - ~ yılı öngörmek. )

( MEDIATICAL MIND vs. ACADEMICAL MIND vs. SYSTEMATICAL MIND vs. WISE MIND
Prudence in 50-100 days. WITH Prudence in 50-100 years. WITH Prudence in 500-1000 years. WITH Prudence in 5000 -
years. )


- MEFHAS[Ar. | çoğ. MEFÂHİS] ile ...

( Kuş yuvası. )


- MEFHÛM[Ar.] ile MEFHÛM[Ar. < FEHM | çoğ. MEFÂHÎM]

( Kömürleşmiş, kömür olmuş, fahim durumuna geçmiş. İLE Anlaşılmış, fehm olunmuş. | Sözden çıkarılan anlam, kavram. )


- MEFHÛM ile MEVHÛM


- MEFKÛR ile MEFKÛRE

( Vakfedilen mal. İLE Ülkü, düşünce. )


- MEFKÛREVÎ[Ar.]/IDEAL[İng., Alm., İsp.]/IDÉAL[Fr.] değil/yerine/= ÜLKÜ/SEL


- MEFRAT[Ar.] ile MEFRED[Ar.]

( Pek/çok büyük. İLE Kocaman, iri, büyük. )


- MEFRÛG[Ar. < FERÂĞ | çoğ. MEFÂRÎG] ile MEFRÛK[Ar. < FARK | çoğ. MEFÂRÎK] ile MEFRÛK[Ar.]

( Başkasına bırakılmış, ferâgat edilmiş. İLE Ayrılmış, araya başka bir şey girmiş, tefrîk edilmiş. İLE Uğulmuş. | Safranla boyanmış şey. )


- MEFRÛZ[Ar. çoğ. MEFRÛZÂT] ile MEFRÛZ[Ar. < FARZ]

( Ayrılmış, bölünmüş, ifrâz olunmuş. İLE Farz kılınmış. | Varsayılan, farz olunan. )


- MEFSÛH/A[Ar. < FESH] ile MEFŞÛ'[Ar.]

( Yürürlükten kaldırılmış, hükümsüz bırakılmış, fesh olunmuş. | İptal edilmiş, çalışmaz duruma getirilmiş. İLE Duyulmuş, yayılmış, açıklanmış, ifşâ edilmiş. )


- MEFSÛL[Ar. < FASL] ile MEFZÛL[Ar.]

( Ayrılmış, ayrışık, fasl olunmuş. İLE Fazla gelmiş olan, üstün gelen. )


- MEFSÛL[Ar. < FASL] ile MEFRÛZ[Ar. çoğ. MEFRÛZÂT]

( Ayrılmış, ayrışık, fasl olunmuş. İLE Ayrılmış, bölünmüş, ifrâz olunmuş. )


- MEFTÛL[Ar. < FETL] ile MEFTÛR[Ar. < FITRET] ile MEFTÛR[Ar. < FÜTÛR]

( Bükülmüş, kıvrılmış, fitil durumuna getirilmiş. İLE Yaratılmış, fıtretlenmiş. | Tabîî, cibillî. İLE Bezgin, bezmiş, kederli, ümitsiz. )


- MEFTÛM[Ar.] ile MEFTÛN[Ar. < FİTNE]

( Memeden, sütten kesilmiş çocuk. İLE Fitneye düşmüş. | Gönül vermiş, tutkun, vurgun. | Hayran olmuş, şaşmış. )


- MEFTÛN[Ar. < FİTNE] ile/değil MEDFÛN[Ar. < DEFN]

( Fitneye düşmüş. | Gönül vermiş, tutkun, vurgun. | Hayran olmuş, şaşmış. İLE/DEĞİL Gömülmüş, defnolunmuş. )


- MEGATON[Fr., İng.] ile MEGAVAT[Fr., İng.]

( Bir milyon ton değerinde kütle birimi. [Simgesi: Mt] | Nükleer bir bombanın ya da merminin gücünü ölçmeye yarayan birim. İLE Bir milyon vat değerinde elektrik güç birimi. [Simgesi: MW] )


- MEĞER[Fars. < MEGER] ile MADEM[Ar. < MADAM]


- MEĞERSE/M değil MEĞER


- MEHÂBET[Ar. < HEYBET] ile ULULUK, KORKUNÇLUK, AZÂMET; BÜYÜK GÖRÜNME


- MEHDÎ ile/ve/<> MESİH

( [Toplumu] Adâletle düzene/barışa getiren. İLE/VE/<> Erdemle düzene/barışa getiren. )

( [beklenti] Adâlet üzerineyse. İLE/VE/<> Ahlâk ve erdem üzerineyse. )

( Dışarıdan ve kılıçla. İLE/VE/<> İçeriden ve düşünceyle. )

( Adl'im durur. İLE/VE/<> Fazl'ım durur. )


- MEHENG, MEHEKK değil MİHEKK


- MEHÎR[Ar.] ile MEHR[Ar. çoğ. EMHÂR, MÜHÛR]

( [astr.] Ay. İLE [eskiden] Evlenirken, erkek tarafından kadına verilen nikâh bedeli. )


- MEHÎRE[Ar.] ile MEHÎR[Ar.]

( Nikâh bedeli çok olan kadın. | Usta, becerikli, mâhir. İLE [astr.] Ay. )


- MEHL[Ar.] ile MEHÎL[Ar.] ile MEHÎR[Ar.] ile MEHÎN[Ar.]

( Vâde, zaman tanıma, vakit verme, bir işi belirli bir zamana kadar bırakma. İLE Korkunç yer. İLE [astr.] Ay. İLE Hor, hakir. Zaif[: Zayıf, güçsüz/kuvvetsiz, tâkatsız, kansız, arık. | Gevşek. | Tembel.] )


- MEHL/MEHİL[Ar.] değil/yerine/= ÖNEL

( Bir işin tamamlanması için tanınan ek süre. | İş sözleşmesine göre, işçinin, işten çıkarılması durumunda tanınan süre. )


- MEHMED AĞA CAMİSİ ile MEHMED AĞA MESCİDİ

( Fatih, Atik Ali'de, Saray Ağası Caddesi'ndedir. İLE Sultanahmet, Yerebatan Caddesi'ndedir. )

( 1585'te, Dârüssaâde Ağası Hadım Mehmed Ağa tarafından Mimar Davud Ağa'ya yaptırtılmıştır. İLE XV. yüzyılda, Satırbaşı Mehmed Ağa tarafından. [Üskübiye ya da Yerebatan Mescidi adlarıyla da bilinir.] )


- MEHMED AĞA ÇEŞMESİ (KEMERALTI ÇEŞMESİ) ile MEHMED AĞA SEBİLİ

( Üsküdar'da, Valide-i Atik Mahallesi'ndedir. İLE Bayezıd, Çarşıkapı'dadır. )

( 1583'te, Dârüssaâde Ağası Mehmed Ağa tarafından. İLE XVI. yüzyılda, Kızlar Ağası Mehmed Ağa tarafından. )


- MEHMED II TÜRBESİ (FATİH TÜRBESİ) ile MEHMED III TÜRBESİ ile MEHMED V TÜRBESİ

( Fatih Camii bahçesindedir. İLE Ayasofya'nın ön bahçesindedir. İLE Eyüp, Boyacı Sokak'tadır. )

( 1784 [1766 depreminde yıkılmasından dolayı ikinci kez yapılmış halidir.] İLE 1604 [Mimar Dalgıç Mehmed Ağa yapıtıdır.] İLE 1910 [Mimar Kemaleddin yapıtıdır.] )


- MEHMED PAŞA CAMİSİ ile MEHMED PAŞA CAMİSİ

( Sultanahmet - Kadırga arasındadır. İLE Süleymaniye'de, Mehmed Paşa Yokuşu'ndadır. )


- MEHMET AKİF ERSOY PARKI :

( Sarıyer mekez mahallesinde Sarıyer vapur iskelesi ile İDO vapur iskelesi arasındadadır. Büyük bir alan içinde kurulmuştur. Çeşitli türde ağaçlar, çocuk oyun grubu, çeşme ve Mehmet Akif Ersoy'un bir büstü bulunuyor. Muhtarlık ofisi bu parkın içindedir. )


- MEHMET AKİF ERSOY PİKNİK YERİ :

( Bahçeköy Caddesi üzerindedir ve Bahçeköy Kemerine yakındır. Şehre yakınlığı, toplu taşıma araçlarının alana girmesinin kolaylığı, alanının temizliği ve ihtiyaçlara yanıt verecek kadar komplike olduğu için tercih edilmektedir. Sportif çalışmalara uygundur. Futbol, basketbol ve voleybol oynanacak tesisleri bulunmaktadır. İ.Ü. Orman Fakültesi tarafından işletilmektedir. )


- MEHMET AKİF İLKÖĞRETİM OKULU :

( Pınar Mahallesi İlk Okulu olarak 1972'de dört derslikli olarak eğitim ve öğretime başladı ve 1985 yılına kadar öğretime devam etti. 1988'de yeni binasına taşınan okulun ismi 1990'da Mehmet Akif İlköğretim okulu olarak değiştirildi. )


- MEHMET ALI PAŞA YALISI :

( Aslında Mehmet Ali Paşa'nın Sarayı olarak bilinir ve bulunduğu sokağa Saray Arkası Sokağı denilmektedir. 25 odalı büyük bir ahşap binadır. 19. yy'ın ortalarında yapıldığı sanılıyor. Yalı zamanla el değiştirdi ve üçe bölündü. Sarıyer tarafındaki bölmeye Mazotçu Ömer Aslan, orta bölme Cemil Ezgü ve Yenimahalle tarafındaki bölme de Dr. Necdet Zeren sahip oldular. Saray bakıma muhtaç haldedir. )


- MEHMET BEY CAMİİ :

( Kireçburnu'nda ana cadde üzerinde Ağaçaltı bahçesi yanındadır. Mehmet Bey tarafından 1882'de yaptırılmış olan Camiine Gümrükçü İshak Ağa Camii de denilmektedir. )


- MEHMET PAŞA YALISI :

( Sarıyer, Yenimahalle Caddesi üzerinde bulunan bu ahşap yalı tümden yıkılarak yerlerine beş katlı beton bir bina yapılmıştır. )


- MEHMET PAŞA YALISI :

( Yenimahalle'den Pazarbaşı'na giderken köşe başında ve denizle iç içedir. Bahriye Nazırı Mehmet Paşa'ya ait olan bu yalı el değiştirdi. Yeni sahibi Suzan Levi tarafından bütünü ile yıkılıp eskisine sadık kalınarak yeniden inşâ edildi. )


- MEHMET RAŞİT EFENDİ (İST. Ö. 1914) :

( Aile şeceresinden anlaşıldığına göre H. 1260'da Suudi Arabistan'dan Balkanlara göç eden ve sonraları İstanbul'a gelip Sarıyer'e yerleşen bir ailenin oğludur. Tophane ve Kadıköy kadılıklarında bulunduktan sonra İstanbul'un ilk Türk Baro Başkanı (1886 - 1908) olarak görev yaptı. )


- MEHMET ŞAM ANADOLU TİCARET VE TİCARET MESLEK LİSESİ :

( 1979'da inşâ edilen bina Zübeyde Hanım İlkokulu olarak eğitime başlandı. 1991'de Ticaret Lisesine dönüştürüldü ve 1996'ya kadar hizmet verdi. 1966'da okulun ismi Mehmet Şam olarak değiştirildi ve genel lise haline getirildi. 1998/1999 ders yılından itibaren Mehmet Şam Ticaret Meslek Lisesi olarak eğitim ve öğretim vermeye başlayan okul 2008'de Sarıyer Şifasuyu mesiresi ile Çırçırsuyu mesiresinin üst kısımlarında yapılan yeni binasına taşındı. )


- MEHMET ŞAM TİCARET MESLEK LİSESİ :

( 1979'da inşâ edilen bina Zübeyde Hanım İlkokulu olarak eğitime başlandı. 1991'de Ticaret Lisesine dönüştürüldü ve 1996'ya kadar hizmet verdi. 1966'da okulun ismi Mehmet Şam olarak değiştirildi ve genel lise haline getirildi. 1998/1999 ders yılından itibaren Mehmet Şam Ticaret Meslek Lisesi olarak eğitim ve öğretim vermeye başlayan okul 2008'de Sarıyer Şifasuyu mesiresi ile Çırçırsuyu mesiresinin üst kısımlarında yapılan yeni binasına taşındı. )


- MEHMETÇİK ÇEŞMESİ :

( Yenimahalle Pazarbaşı Caddesi üzerindeki Jandarma Karakolunun ön cephe duvarındaydı. 1998 yılında Jandarma Karakolunun bahçe duvarları onarılırken, uzun bir zamandır suyu akmayan çeşme kaldırıldı. Buna karşın, karakolun arka bahçesine yeni bir çeşme yapıldı. Bu halka açık olmayan ve sadece askeri birliğin ihtiyacını karşılayan çeşmenin her hangi bir özelliği yok. Kitabesinde şöyle yazıyor: Mehmetçik Çeşmesi: Yerleri, gökleri yaratan Allah/ Mal verme, mülk verme, han verme bana/ Mehmedim doğuda şehit olurken/ Yatakta çıkacak can verme bana" (30.8.1998). )


- MEHMETÇİK İLKÖĞRETİM OKULU :

( Yeniköy'de bulunan Mehmetçik İlköğretim Okulu 1989/1990'da eğitim ve öğretime açıldı. 1997/1998 öğretim yılında İlköğretim statüsüne alındı. )


- MEHR-İ MUACCEL[Ar.] ile MEHR-İ MÜECCEL[Ar.]

( Nikâhta, kız tarafına verilen ağırlık, para, başlık, kalın. İLE Boşanma ya da ölüm durumunda, kız tarafına verilmesi, nikâhta kararlaştırılmış olan bedel. )


- MEH-ŞÎD[Fars.] ile MEH-TÂB[Fars.]

( Ay. | Ayışığı. İLE Ayışığı. )


- MEHTAP[Fars. < MAHTÂB] değil/yerine/= AY IŞIĞI


- MEHTAP değil/yerine/= IŞILAY


- MEHVÂ[Ar.] ile MEH-VÂR[Ar.]

( Yar, uçurum. İLE Ay gibi. | Aylık, maaş. )


- MEHVEŞ[Ar. çoğ. MEHÂVİŞ] ile MEH-VEŞ[Ar.]

( Karışık ve kalabalık yer. İLE Ay gibi. )


- MEKÂN ANLAYIŞI ile/ve MUTLAK MEKÂN ANLAYIŞI

( Thomas Hobbes [1588-1679] ve/> Descartes[Kavramsallaştırılması/Kuramsallaştırılması] )


- MEKÂN:
BÖLÜNEBİLİYORSA ile/ve BÖLÜNEMİYORSA

( Nesne. İLE/VE Atom. )


- MEKÂN:
BOŞLUK ile/ve İÇ İÇE GEÇMİŞLİK

( Platon. İLE/VE/||/<>/> Aristoteles. )

( TO KENON ile/ve TOPOS/KHORA )


- MEKÂN[Ar. < KEVN | çoğ. EMÂKİN, EMKİNE] ile/ve/< MESKEN[Ar. < SÜKÛN | çoğ. MESÂKİN]

( Yer, mahal. | Ev, oturulan yer. | Uzay. İLE/VE Sakin olunacak, oturulacak yer, oturulan ev. )


- MEKÂN SÜREKLİLİĞİ ve KÜLTÜREL BÜTÜNLÜK


- MEKÂN ve/<> GEZİ/NTİ

( BERÂY-İ TENEZZÜH[Fars.]: Gezinti için. )


- MEKÂN ile/ve HAREKET

( HAREKET: GEÇMİŞ-ŞİMDİ-GELECEK'İN BÜTÜNLÜĞÜ )

( TOPOS/KHORA İLE/VE ... )


- MEKÂN ile/ve HAYYİZ(TEHAYYÜZ)(YER KAPLAYAN)

( DİL ile/ve ... )


- MEKÂN ile/ve/değil MAHAL["MEAL" değil!]

( ... İLE/VE/DEĞİL Söz ve halin buluşmasında bulunan/oluşan. )


- MEKÂN değil/yerine/= UZAY


- MEKÂN ve ZAMAN ve HAREKET

( PLACE and TIME and MOVEMENT )


- MEKÂNİK DAYANIŞMA ile/ve DAYANIŞMA


- MEKANİK DİZGE ile/ve ORGANİK DİZGE

( Bütün için. İLE/VE/||/<> Hem kendi, hem de düzen için. )

( MECHANICAL SYSTEM vs./and ORGANICAL SYSTEM )


- DUYULAR'DA:
MEKANİK ile/ve/<> KİMYASAL ile/ve/<> TERMAL ile/ve/<> ELEKTROMANYETİK


- MEKANİK İLE ELEKTROMANYETİK İLE MADDE ile/||/<> DALGA SINIFLARI

( Üç temel dalga kategorisi. )

( Formül: λ = h/p (de Broglie) )


- MEKANİK ile/ve/||/<> KİNEMATİK[Fr. < CINEMATIQUE]

( ... İLE/VE/||/<> Nesnelerin hareketlerini yörünge, hız ve ivme vb. konular bakımından inceleyen mekanik kolu. )


- MEKANİK[Fr. < Yun.] ile MEKANİZE[Fr.] ile MEKANİZMA

( Kuvvetlerin özdekler ve devinimler üzerine etkisini inceleyen fizik dalı. | Denge ve devinim kurallarıyla ilgili. | El ya da makine ile yapılan. | [mecaz] Düşünmeden yapılan. İLE Savaş ve taşıma gereçleriyle donatılmış kıta ya da birlik. İLE Belirli bir sonuca ulaşmak için karmaşık bir biçimde düzenlenmiş organ ya da parçalar bileşimi, düzenek. | Örgenlerin işleyiş biçimi. | Ateşli silahların işlemesini sağlayan mekanik bölüm. | [mecaz] Oluş, ortaya çıkış, işleyiş. )


- MEKANİKTE:
NEWTON ile/ve/||/<>/> LAGRANGE

( )


- MEKANİZMA değil/yerine/= DÜZENEK


- MEKANİZMA ile/ve/||/<> İLKE

( vs./and/||/<> PRINCIPLE )


- MEKANİZMA ile/değil METABOLİZMA[Fr. < Yun. METABOLE: Değişme.]

( ... İLE/DEĞİL Canlı organizmada ya da canlı gözelerde, hareketi, enerjiyi sağlamak için oluşan, dirimbilimsel ve kimyasal değişimlerin tümü. )


- MEKANİZMA ile/ve/||/<> ORGANİZMA

( Değer üretmez. İLE/VE/||/<> Değer üretir. )

( İşlev. İLE/VE/||/<> Eylem. )


- MEKÂRİMEL AHLÂK ve/<> EFENDİMİZ/HZ. MUHAMMED

( MEKÂRİM: Kerâmetin bulunduğu birçok yer. | İstemeden verilenlerin[merhamet, kanaat, hilmiyet, af, cömertlik] makamı. )


- MEKARÎS[Ar. < MIKRÂS]["ka" uzun okunur] ile MEKARÎZ[Ar. < MİKRÂZ]["ka" uzun okunur]

( Kesecek aletler, makaslar. İLE Kesecek aletler, makamlar. )


- MEKÎN[< MEKÂN] değil/yerine/= OTURAN, YERLEŞEN | VAKARLI, TEMKİNLİ | SAĞLAM OTURAKLI KARARGÂH


- MEKKE NUR CAMİİ :

( Cumhuriyet mahallesinde Osmanlı tarzındea inşâ edilen bir camidir. )


- MEKNÛS[Ar.] ile MEKNÛZ/E[Ar.]

( Süpürülmüş. İLE Yere gömülü, hazinede saklı. )


- MEKRUH ile/ve HARAMA YAKIN MEKRUH


- MEKRUH[Ar.] değil/yerine/= İĞRENÇ

( İğrenç, tiksindirici. | İslâm'da, dince yasaklanmadığı halde yapılmaması istenilen. )


- MEKRÜMETLÜ/MEKREMETLÜ ile FAZÎLETLÜ ile SEMÂHATLÜ ile FÜTÜVVETLÜ ile MEVEDDETLÜ ile ZEHÂDETLÜ

( İlmiyede sadreyn pâyesinin resmi unvanı. İLE İlmiye sınıfına ait olanlardan, İstanbul ve Harameyn unvanını alanlara hitapta kullanılan unvan. İLE Din âlimleri arasında kazaskerlik pâyesinde bulunanlara özel resmî takma ad. İLE Askerlikte mülâzım[teğmenler] ile kol ağası ve yüzbaşılara mülkiyede, rabia ve hâmise rütbeleri taşıyan kimselere verilen unvan. İLE Rütbesi olmayan kadılara verilen unvan. İLE Şeyhlere ve din adamlarına hitâben kullanılan unvan. )


- MEKS[Ar.] ile MEKS[Ar. çoğ. MÜKÛS]

( Durma, bekleme, bir yerde kalma, eğlenme. İLE Vergi, öşür, bâç. | Öşür, bâç, cibâyet etme. )


- MEKTEB-İ TIBBİYE-İ MÜLKİYE[Ar.] ile MEKTEB-İ TIBBİYE-İ ŞAHÂNE[Ar.]

( Tıp fakültesi. İLE Askerî tıp okulu. )


- MEKTEP SOKAK :

( Rum kilisesinin üst kısmında bulunan sokakta Rum İlkokulu olması nedeni ile sokağa Mektep Sokak adı verilmiştir. Zamanla Rum ilkokul 1930 yılların sonunda yandı, okul kilisenin içinde eğitime devam etti bir süre. Okul zamanla yıkılıp gitti, arsası üzerinde Yenimahalle Spor Kulübü binası var. )


- MEKTEP[Ar.] değil/yerine/= OKUL


- MEKTUP değil/yerine/= BİTİ/BETİK


- MEKTUP ile/ve FERMAN

( BİTİK/G[Sözün yakalanıp saklandığı, muhafaza edildiği yer. | Sözün bittiği(türediği), ozlaştığı yer.] ile/ve YARLIĞ )


- MEKTUP ile SİRKÜLER

( ... İLE Birçok kişiye ulaştırılmak üzere çoğaltılmış mektup. )


- MEKTUP ZARF


- MEKTUPLARDAKİ FELSEFE:
HANNAH ARENDT ile KARL JASPERS ile MARTIN HEIDEGGER

( image )


- MEKÛLÂT = ECNÂS-I ÂLİYE


- MEL- ile/||/<> BUCCO- ile/||/<> -MELİA/-MELAS ile/||/<> MEL-/-MELO- ile/||/<> BRACHİ-/BRACHİO- ile/||/<> -PELLİC/PELYCO- ile/||/<> POD-/-POD/-PODİA/PODO-

( Yanak. İLE/||/<> Yanaklarla ilgili. İLE/||/<> Kol ve bacaklar. İLE/||/<> Ekstremite, kol ve bacaklarla ilgili durumlar. İLE/||/<> Kollarla ilgili, kol. İLE/||/<> Belirli tipte, pelvisle ilgili. İLE/||/<> Ayakla ilgili, ayaklı, ayakların oluşumuyla ilgili. )


- MELÂ[Ar.] ile MELÂ'[Ar.] ile MELÂH[Ar.]

( Sahra, ova. İLE Cemaat. İLE Çekirge. )


- MELÂİK[Ar. < MİL'AKA] ile MELÂİK/E[Ar. < MELEK]

( Tahta kaşıklar. İLE Melekler. )


- MELÂİKE-İ KERUBİYUN[Ar.] değil/yerine/= MELEKLERİN EN BÜYÜKLERİ


- MELÂL[Ar.] ile/ve/||/<> MEHCUR/E[Ar. < HİCR]

( Sıkıntı. İLE/VE/||/<> Uzaklaşmış, uzakta kalmış, ayrı düşmüş. Bırakılmış, metruk, unutulmuş, gayr-i müstâmel. | Saçma sapan, hezeyan. Amel edilmeyen. Kullanılmaz olmuş. Ayrılmış. )


- MELÂMİ'[Ar. < LEM'A] ile MELÂMÎ[Ar. < MELÂMET | çoğ. MELÂMİYYÛN] ile MELÂMİH[Ar. < LEMHA]

( Parıltılar. İLE Her türlü gösterişten uzak, dünya malından yüz çeviren, dervişliği, rintliği kendine ilke edinen kişi. Melâmiye tarikatından olan.[Hem tarikattir, hem de değildir | Ne tarikat, ne de değildir] İLE Lemhalar[: Bir kez bakma. | Parıltı, parlama.]. | Bir şeyin başka bir şeye benzeme noktaları. | Güzellik ya da çirkinlik yapıtları. )


- MELÂMÎ ile/değil/yerine MELÂMET NEŞELİ/NEŞESİ OLAN (BİRİ)


- [ne yazık ki]
LÂNET ETMEK, LÂNET OKUMAK ["NALET" değil!]/MELÂNET[Ar. < LA'N] değil/yerine/= BÜYÜK KÖTÜLÜK/İLENÇLİK/KARGIŞLIK, KARGIMAK/UZAKLAŞTIRMA


- MELANKOLİ değil/yerine/= KARAKAYGI


- MEL-ANKOLİK" değil MELANKOLİK


- MELEK ile/ve/||/<>/> MELEKE

( Doğa/da, canlı/da[bitki/de, hayvan/da]. İLE/VE/||/<>/> İnsan/da. )

( Kavram. İLE/VE/||/<>/> Yeti. )


- MELES ile MELEZ[Ar. < MELES] ile MELEŞ

( Köpeklerin yaşı. İLE İki kuzulu koyun. İLE Değişik türden hayvan ya da bitkiden üremiş [hayvan ya da bitki]. | Değişik ırkta ana babadan doğmuş olan kişi. | Katışık, karışık. )


- MELEVÂN değil/yerine/= GECE VE GÜNDÜZ


- MELEZ[Ar. < MELES]/METİS[Fr.] değil/yerine/= KIRMA/AZMA/ARADA


- MELİHA AVNİ SAHİLHANESİ :

( Sarıyer Mehmet Akif Ersoy Parkı karşısındadır. 19. yy. sonunda yapılan bir sahilhanedir. Meliha Avni Sözen'e aittir. )


- MELİK[Ar. çoğ. MÜLÛK] ile MELÎK[Ar. çoğ. MÜLEKÂ]

( Hükümdar, sultan, padişah, hâkan. | Allah'ın adlarındandır. İLE Allah'ın adlarındandır. | Mal sahibi. | Hükümdar, sultan, padişah, hâkan. )


- MELİSSA/MALISSA[Lat.] değil/yerine/= OĞULOTU


- MELODİ[Fr. < Lat. < Yun.] değil/yerine/= EZGİ


- MELTEM BOZOFLU ile MELTEM BOZOKLU

( Yönetmen. İLE Oyuncu. )


- MELTEM ile FRİŞKA[İt. < Cerm.]

( ... İLE Yelkeni dolduramayacak kadar hafif rüzgâr. )


- MELTEM ile IPILTI/NESİM

( ... İLE Hafif esinti. )


- MELTEMLERDE:
KARA VE DENİZ MELTEMLERİ ile DAĞ VE VADİ MELTEMLERİ

( Gündüz, deniz meltemi; gece, kara meltemi oluşur. İLE Gündüz, vadi meltemi; gece, dağ meltemi olur. [Dağlarda nem oranı az olduğundan vadi ve ovalara göre daha erken ısınır, daha erken soğur.] )

( Deniz meltemi, özellikle Ege kıyılarında görülen, öğleden sonra, denizden karaya doğru esmeye başlayan yeldir. )


- MEMBA/MENBA değil/yerine/= BULAK/KAYNAK/PINAR

( MENBA'[< NEBEÂN: Kaynama.]: Kaynağın görünmeyen bölümü. Kaynak. )


- MEMDUH PAŞA YALISI :

( Tarabya Kireçburnu arasında ve deniz cepheli olup bahçe içindedir. Bu yalıya Nazlı Tılabar Yalısı ve Şinasi Bilgin Sahilhanesi de denilmektedir. İnşa tarihi 1900'dır. Yalı birkaç kez el değiştirdi. Önce Nazlı Tılabar'a daha sonra da Bilgin ailesine geçti. Tarihi eser bir yalıdır (bkz. Memduh Paşa). )


- MEMDUH PAŞA :

( Memduh Paşa (1839 - 1925), II. Sultan Abdülhamid (1876 - 1909) döneminde 13 yıl Dâhiliye Nazırlığı yapmıştır. 1893'te Ankara valisi iken vezir oldu ve 1895'te Dâhiliye Nazırlığına getirildi. 1908 inkılâbından sonra jurnalcilik ve rüşvetçilik suçlanarak birçok adamı ile birlikte Sakız'a sürüldü. Umumi af üzerine İstanbul'a döndü. Boğaziçi'nde Kireçburnu'nda uzun müddet yaşadıktan sonra 86 yaşında öldü. "Avsad - ı Sudur" ismini taşıyan bir divanı vardır. )


- MEME:
BEBEĞİ/ÇOCUĞU BESLEYEN ve/||/<> KENDİNİ/DİŞİLİ/ANNEYİ BESLEYEN

Bugün[09 Kasım 2025]
itibarı ile 34.754 başlık/FaRk ile birlikte,
34.754 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(85/140)