G ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 34.754 başlık/FaRk ile birlikte,
34.754 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(32/140)
- DEĞİL["DİİL/DEYİL" değil!] ile BİLE DEĞİL
( NOT vs. EVEN NOT )
- DEĞİL ile "YOK"
- DEĞİLDİRLER değil DEĞİLLERDİR
- DEĞİLLEME ve/> AŞKINLIK
- DEĞİLLEME ve BÜTÜNLÜK
( NEGATION and INTEGRITY )
- DEĞİM/LİYÂKAT ile HAK EDİŞ
- DEĞİN ile DEĞİN ile DEĞGİN
( "...'ya kadar/dek" gibi bir işin/durumun sona erdiği/ereceği zamanı/yeri gösteren sözcük. İLE Sincap. İLE İlişkin, üstüne, ait, dair. )
- DEĞİNMEK ile/ve/||/<> DEYİNMEK
( Bir konuyu ele alarak ondan kısaca söz etmek. İLE Yakınma, sitem yollu söylenme. )
- DEĞİRMEN BAYIRI :
( Kilyos tahlisiyesinin bulunduğu bölgedeki tepenin adı. )
- DEĞİRMENTEPE :
( Reşitpaşa Mahallesinde en yüksek noktasıdır. Bu tepe üzerinde Yeldeğirmeni vardı. Bu nedenle Değirmentepe ismi ile anılmaktadır. Değirmenin kalıntıları mevcuttur (bkz. Yel değirmeni). )
- DEĞİŞEBİLİRLER ile/ve DEĞİŞMEMESİ GEREKENLER
- DEĞİŞEBİLİR/LİK ile KEYFÎ/LİK
( EXCHANGEABLE/NESS vs. ARBITRARY/-I-NESS )
- DEĞİŞEN ile/ve/<> DEĞİŞMEYEN
( Değişmeyen de değişecek olanın/değişmesi gerekenin değişimine etkide/katkıda bulunabilir. )
( Değişme gereksiniminde olan nasılsa değişecektir. )
( İçinizde değişmeyen nedir? )
( Değişmez olan, ancak sessizlik içinde idrak edilebilir. )
( Doğrulukta, değişmez oluruz. )
( Değişmez olan, işimize yaramaz. )
( Değişmeyenin bilincinde olamayız. )
( Değişmez-olanı anlamak, değişmez-olan olmak demektir. )
( Kendinizi değişmek olarak, değişken zihnin tanığı olarak bilin. Bu yeterlidir. )
( Hareket eden'in içinde devinimsiz olan'ı, değişenin içinde değişmez olanı ayırt edebilmeyi öğrenelim, ta ki tüm farkların sadece görünüşte olduğunu ve birliğin gerçek olduğunu idrak edinceye kadar. )
( Değişmez ve mutluluk-verici olanı bulmak için değişen ve acı verici olana sarılmayı bırakmak zorundasınız. )
( TÜREV: Değişkenin değişkeni. )
( What needs changing shall change anyhow.
What is it in you that does not change?
The unchangeable can only be realised in silence.
You become immovable in reticence.
You cannot be conscious of what does not change.
To realise the immovable means to become immovable.
Know yourself to be the changeless witness of the changeful mind. That's enough.
Learn to distinguish the immovable in the movable, the unchanging in the changing, till you realise that all differences are in appearance only and oneness is a fact.
To find the immutable and blissful you must give up your hold on the mutable and painful. )
( DEĞİŞENDE DEĞİŞMEYEN: ORAN )
( IN THE TERM OF CHANGE vs./and/<> NOT IN THE TERM OF CHANGE )
- DEĞİŞEN ile/ve/değil DÖNÜŞEN
( Doğa. İLE/VE/DEĞİL Zekâ. )
- DEĞİŞEREK DEVAM ETMEK ile/ve/||/<>/> DEVAM EDEREK DEĞİŞMEK
- DEĞİŞİK "AÇILARDAN/YÖNLERDEN" değil ÇEŞİTLİ AÇILARDAN/YÖNLERDEN
- DEĞİŞİK/LİK ile/ve/değil/||/<> ÇEŞİTLİ/LİK
- DEGİŞİK/LİK ile ÖZEL/LİK
( CHANGE/ALTERATION vs. SPECIAL/ITY )
- DEĞİŞİM ARACI ile/ve/değil/||/<>/< DEĞER
- DEĞİŞİM:
ESMA'DA değil ESMA'NIN MÂNÂ'SINDA
- DEĞİŞİM:
KİMYASAL ile/ve/||/<> FİZİKSEL
( * Nesnenin molekül yapısı değişir.
* Nesnenin görünür yapısı değişir.
* Hem moleküler yapısı, hem de görünür yapısı itibariyle yeni bir nesne oluşur. [kâğıdın yanması]
* Ortaya çıkan yeni nesne, eski durumuna kesinlikle geri dönemez. [Yanan nesneden [kağıttan vs.] arta kalan küllerle yeni bir nesne [kağıt vs.] oluşturulamaz.]
[Örnekler: Yanıcı nesne olan hidrojen ve oksijen moleküllerinin tepkimeye girerek; yanıcı olmayan suyun ortaya çıkması. | Kâğıdın yakılması. | Un helvası yapımı. | Mumun yanması. | Demirin paslanması. | Odunun yanması. | Sebzelerin çürümesi.
İLE/VE/||/<>
Nesnenin molekül yapısında değişme oluşmaz.
Nesnenin sadece biçimi, görüntüsü değişir.
Sadece görünür yapısı değişen, moleküler yapısı değişim göstermemiş yeni bir nesne ortaya çıkar [Suyun buharlaşması]
Ortaya çıkan bu madde, eski durumuna dönebilir.[Buharlaşan suyun, tekrar suya dönüşebilmesi. Bulut ve yağmur]
[Örnekler: Eriyen mumun tekrar donarak tekrar kullanılması. | Kâğıdın yırtılması. | Çaydanlıkta bulunan suyun kaynaması ve ortaya çıkan buharın tekrar yoğunlaşarak suya dönüşmesi.] )
- DEĞİŞİM:
KIRILINCA ile/ve/||/<> KANDIRILINCA ile/ve/||/<> ÇOK FAZLA ŞEY ÖĞRENİNCE ile/ve/||/<> ÂŞIK OLUNCA ile/ve/||/<> ZORDA/ZORUNDA KALINCA
- DEĞİŞİM:
UZAYDA ile/ve DÜNYADA
( Tekil. İLE/VE Türsel. )
- DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM:
ZORLUKTA VE ZORLANDIĞIMIZDA ile/ve/||/<> YETERİNCE GÖRDÜĞÜMÜZDE ile/ve/||/<> İSTEYECEK KADAR ÖĞRENDİĞİMİZDE ile/ve/||/<> YAPABİLECEK KADAR ALDIĞIMIZDA
- DEĞİŞİM ile/ve/||/<>/>/< AÇILIM
- DEĞİŞİM = ALTERATION/VARIATION[İng.] = VARIATION[Fr.] = UNTERSCHIED[Alm.] = VARIAZIONE[İt.] = VARIACIÓN[İsp.]
- DEĞİŞİM ile/ve/> ANLAM KAZANMAK
- DEĞİŞİM ile DEĞİŞİNİM
( ALTERATION/VARIATION vs. MUTATION )
- DEĞİŞİM ile DEĞİŞİNİM/MUTASYON
( Bir süreç içindeki değişikliklerin tümü. | Yeni döllerin, atalarına tıpatıp benzememesini sağlayan özelliklerin tümü. | Üretilen malların, başka mallar ya da para karşılığı takası. | Bir niceliğin, birbirinden ayrı değerler alması ya da böyle iki değer arasındaki ayrım. | Rüzgârın yön değiştirmesi. İLE Doğada ve toplumda, niteliksel değişmelerin, yavaş yavaş değil birdenbire olması, bir şeyin, ortam ve koşullarını bulduğunda, birdenbire nitelik değiştirmesi. )
( ALTERATION/VARIATION vs. MUTATION )
- DEĞİŞİM ve/< DEĞİŞMEZ/LER
- DEĞİŞİM ile/ve/değil/||/>< DEVİNİM
- DEĞİŞİM ile/ve/||/<>/> DEVRİM
- DEĞİŞİM ile/ve/değil EŞİK
- DEĞİŞİM ile HAREKET
( vs./and/||/<> MOVEMENT )
- DEĞİŞİM ile/ve/<>/yerine/değil HEMEN DEĞİŞİM
( Değişmek, acı çekmekten daha kolaydır. )
( Easier to change, than to suffer. )
( [not] ALTERATION vs./and/<>/but ALTERATION IMMEDIATELY
ALTERATION IMMEDIATELY instead of ALTERATION )
- DEĞİŞİM ve/||/<> İLKSELLİĞİN "İÇKİNLİĞİ/AŞKINLIĞI" ve/||/<> CANLILIK ve/||/<> YERÇEKİMİ
( Dünya, düşünce[felsefe/bilim] tarihinin en temel sorun(sal)ları. )
- DEĞİŞİM ile/ve KENDİ KENDİNE DEĞİŞİM
( ALTERATION vs./and ALTERATION SPONTANEOUSLY )
- DEĞİŞİM ile/ve KENDİNDE DEĞİŞİM
( ALTERATION vs./and CHANGING THE SELF )
- DEĞİŞİM ile/değil MAYALANMA
- DEĞİŞİM ile/ve/||/<> SÜREKLİLİĞİ
- DEĞİŞİM ile/ve/||/<> SÜREKLİLİK
( ALTERATION vs./and/<> CONTINUITY )
- DEĞİŞİM ile/ve/||/<> ZORUNLULUK
( vs./and/||/<> NECESSITY )
- DEĞİŞİMDE:
KATILAŞMIŞLIK değil/yerine AKILLANMIŞLIK
( Canı çok acıyarak. DEĞİL/YERİNE Yeterince/çok şey öğrenerek/bilerek. )
- DEĞİŞİMDE/METABOLE [ARISTOTELES'TE]:
| OLUŞ ile/ve/||/>< BOZULUŞ |
ve/||/<>
| NİCELİK ile/ve/||/<> NİTELİK ile/ve/||/<> YER DEĞİŞTİRME |a
- DEĞİŞİM'DE:
ÖZ ile/ve/<> HAL/LER ile/ve/<> HEM ÖZ, HEM HAL/LER
( Başkalaşım [tagayyür]. İLE/VE/<> Değişim [tahavvül]. İLE/VE/<> Gelişim [tekâmül]. )
- Değişimin için DİNLE!!!
- Değişimin için KONUŞ!!!
- Değişimin için SUS!!!
- DEĞİŞİMİN:
KURBANI OLMAK değil/yerine/>< USTASI OLMAK
( [not] TO BE VICTIM OF CHANGE vs./but BEING MASTER OF CHANGE
BEING MASTER OF CHANGE instead of TO BE VICTIM OF CHANGE )
- DEĞİŞİMLERDE, DEĞİŞMEDEN KALAN ile DEĞİŞMEZ OLANLARIN, DEĞİŞİMLERDE ORTAYA ÇIKMASI
( Hareket eden'in, içinde devinimsiz olan'ı, değişenin içinde değişmez olanı ayırt edebilmeyi öğrenelim, ta ki tüm farkların sadece görünüşte olduğunu ve birliğin gerçek olduğunu idrak edinceye kadar. )
( Yunan Düşüncesi: Değişkenliğin içindeki değişmezliği[subûtiyeti] aramak. )
( Harekete neden olan, hareket etmeyen/ler. )
( LEFT BEHIND THE ALTERATION WITHOUT CHANGE vs. APPEARING OF CONSTANTS IN ALTERATION )
- DEĞİŞİYOR ile/değil DEĞİŞEBİLİYOR
- DEĞİŞKE/VARYANT[FR. VARIANTE | İNG. VARIANT] ile/||/<> SÜRÜM/VERSİYON[FR./İNG. VERSION]
( Bir yol ağı üzerinde, belirli bir noktadan ayrılarak başka bir noktadan aynı yolla birleşen ikinci derecedeki yol. | Masal, efsane, bilmece, oyun, gelenek vb. bir metnin, bir yapıtın, bir olayın aslından az çok ayrılan değişik biçimli olanı. | Değişke. İLE/||/<> Yorum. | Sürüm. )
- HAZ:
DEĞİŞKEN ile/değil/yerine DEVİNGEN
( Gövdede ve gövdeye yönelik.[keyif] İLE/DEĞİL/YERİNE Zihinde ve zihne yönelik.[zevk] )
- DEĞİŞKEN ile/ve DEĞİŞKİ
( VARIABLE vs./and ... )
( ... cum/et AFFECTION )
- DEĞİŞKEN ile/ve GİZLİ DEĞİŞKEN
( VARIABLE vs. HIDDEN VARIABLE )
- DEĞİŞKEN ile/ve/değil/||/<>/< OLASILIK
( [not] VARIABLE vs./and/||/<>/and/but/< PROBABILITY
PROBABILITY instead of VARIABLE )
- DEĞİŞKEN ile/||/<> SABİT
( Değişken bilinmeyen İLE sabit belirli değerdir )
( Formül: x İLE 5 )
- DEĞİŞKEN ile/ve/değil/||/<>/< VERİ
( Her değişken, bir veridir fakat her veri bir değişken değildir. )
( [not] VARIABLE vs./and/||/<>/but/< DATA
DATA instead of VARIABLE )
- DEĞİŞKEN/LİK ile/ve AKICI/LIK
( VARIABLE/VARIATION vs./and FLUENT/FLUENCY )
- DEĞİŞKEN/LİK ile/ve GÖRELİ/LİK
( VARIABLE/VARIATION vs./and RELATIVE/NESS )
- DEĞİŞKEN/LİK ile/ve/||/<> NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> UZAKLIK/MESAFE
( INVARIANCE vs./and/||/<> CAUSALITY vs./and/||/<> DISTANCE )
- DEĞİŞKEN/PARAMETRE ile/ve/||/<> ETMEN/FAKTÖR
- DEĞİŞME ile/ve/değil BİR BAŞKA OLMA
( Sizi, eskisi gibi kullanamadıklarında, değiştiğinizi "söylerler". )
( [not] ALTERATION vs./and/but BEING AN OTHER )
- DEĞİŞMEK ile DEĞİŞTİRİL(E)ME(ME)K
( TO CHANGE vs. TO GET (NOT) (ABLE TO) CHANGE )
- DEĞİŞMEK ile/ve/değil/||/<>/< FARKINA VARMAK
- DEĞİŞMEYEN/LER ile/ve DEĞİŞENLERDE DEĞİŞMEYEN
- DEĞİŞMEZ/LİK ile/değil TUTARLI/LIK
- DEĞİŞTİRGEN -ile
( PARAMETER )
- DEĞİŞTİRİCİ ile BELİRLEYİCİ
- DEĞİŞTİRMEK ile/değil/yerine DEĞİŞİM
( [not] TO CHANGE vs./but ALTERATION
ALTERATION instead of TO CHANGE )
- DEĞİŞTİRMEK ile/ve/değil/yerine DEĞİŞİME KATKIDA BULUNMAK
( Değişimin sırrı, tüm enerjini, yeniyi inşâ etmek üzerine odaklamandır! Eskiyle savaşmak üzerine değil! )
( The secret of change is to focus all of your energy, not on fighting the old, but on building the new. )
- DEĞİŞTİRMEK ile/ve DÖNÜŞTÜRMEK
( Dıştakileri. İLE/VE İçtekileri/Kendini. )
( İnsanı. İLE/VE Toplumu. )
- DEĞİŞTİRMEK ile/ve/değil/yerine GÜNCELLEŞTİRMEK
- DEĞİŞTİRMEK ile/ve/değil/yerine ZENGİNLEŞTİRMEK
- DEĞİŞ(TİR)MEYE ÇALIŞMAK ile/ve/değil/yerine/< ANLAMAYA ÇALIŞMAK
- DEĞME ile/değil GERİ TEPME
- DEĞNEK ile ÇÖTELE
( Tehlikeyi belirtmek için dikilen değnek. )
- DEĞNEK ile/değil ISTAKA/İSTAKA[İt. < Cerm.]
( ... İLE/DEĞİL Bilardo oyununda kullanılan değnek. | Basımevlerinde, kitap formalarını kırmak, katlamak için kullanılan, tahtadan yapılmış küçük araç. )
- DEGRADER İLE PROTAC İLE MOLECULAR GLUE ile/||/<> PROTEİN DEGRADASYON
( Hedefli protein yıkımı. )
( Formül: POI-PROTAC-E3 )
- DEH[Fars.] ile DEH/DÂH[Fars.]
( İyi, güzel. | Saf, sıra. İLE On[10]. [Ar. AŞR] )
- DEHÂ:
%1 ile/ve/değil/||/<>/< %99
( "İlham." İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Ter/çalışmak. )
- DEHÂ ile/ve/||/<>/>< DELİLİK
( İkisinin arasında, çok ince bir çizgi, aralık vardır. )
- DEHÂ ile/ve/değil/||/<> ODAKLANMA GÜCÜ
- DEHÂN[Fars.] ile DEHEN[Fars.]
( Ağız. İLE Ağız. )
- DEHÛN[Fars.] ile DEH-ÜM[Fars.]
( Ezber okuma, anımsama. İLE Onuncu. )
- DEJENERASYON ile DEJENERATİF ile DEJENERE
( Yozlaşma, bozulma. İLE Yozlaştırıcı, bozucu. İLE Yoz, yozlaşmış. )
- DEJENERASYON/DEGENERATION[İng.] değil/yerine/= YOZLAŞMA | BOZUNMA
- DEK ile DEK[Fars.] ile DEK/TEK
( "...ya kadar" gibi, bir eylemin sona erdiği noktayı ya da zamanı anlatır. Bir işin, bir durumun sona erdiği zamanı ya da yeri gösteren bir söz; kadar, değin. | Belirtilen zamanı, yeri vb.ni içine almayacak bir biçimde; kadar, değin. İLE Düzen, hile, desise, entrika. | Dilenci. | Tokuşma, çatışma. | Sağlam. İLE Tek. )
- DEKADANS[Fr., İng. < DECADENCE] değil/yerine/= ÇÖKÜŞ, GERİLEME
- [Yun.] DEKAGRAM ile DEKALİTRE ile DEKAMETRE
( Bir kilonun yüzde biri.[dag] İLE On litrelik oylum ölçü birimi.[dal] İLE On metre uzunluğunda bir ölçü birimi.[dam] )
- DEKOMPANSASYON ile DEKOMPANSE
( Dengelenememe, telâfi edilememe, yetmezlik. İLE Dengelenememiş, telâfi edilememiş, yetmez. )
- DEKSTER/DEXTER[İng.] değil/yerine/= SAĞ
- DELÂLÂT[Ar.] ile DELÂLET[Ar.]
( Yol göstermeler, kılavuzluklar. İLE Gösterme, yol gösterme, kılavuzluk. | İz, işâret. )
- DELÂLET ile DALÂLET
( Delil. İLE Yanılgı/sapınç. )
( Delâleti(rehberi) olmayan, dalâlete düşer. )
( Ben istiyorum delâlet
"Gönül" istiyor dalâlet )
- DELÂLET ile DALÂLET
- DELÂLET-İ LAFZİYE ile DELÂLET-İ GAYR-I LAFZİYE
( Sesli/Sözlü delâlet. İLE Sessiz/Sözlü delâlet. )
( Tabii | Vazî | Aklî İLE/VE Tabii | Vazî | Aklî )
( İkisi de; Tabiiye, Akliye, Vaz'iye olarak 3'e ayrılır. )
( Delâlet-i Gayr-ı Lafziye'ye örnekler; * Tabiiye(Aşık, maşuku rüyet zamanında(gördüğünde), vech-i aşıkta zuhur eden kırmızılık) * Akliye[Kardaki (ayak/dal vs.) iz(i)] * Vaz'iye[ (-Duman işaretleri, -Trafik lambaları) (uylaşım(sal)) (muvadaa/karşılıklı konmak) (dil) (mantık)] )
( Delâleti(rehberi) olmayan, dalâlete düşer. )
- DELGEÇ/ZIMBA[Ar.] ile DELGİ/MATKAP
( Mukavva, kâğıt, kayış, maden gibi şeylerde delik açmaya yarayan araç. İLE Maden, tahta, taş vb. üzerinde delik açmaya yarayan araç. )
- DELHİZ değil DEHLİZ[Fars.]
( ... DEĞİL Üstü kapalı, dar ve uzun geçit, koridor. )
- DELİ BEKİR AĞA CAMİİ :
( Maden Mahlallesindedir. İnşaa tarihi 1900 olup yaptıran kişinin adı ile anılmaktadır. Cami 1971 yılında büyük onarım gördü. )
- DELİ FUAT PAŞA (KAHİRE/MISIR, 1835 - 1931) :
( Babası Müşir Hasan Paşa'nın görevi nedeni ile Mısır'da bulunması nedeni ile Kahire'de doğdu. Ataklığı, olağanüstü cesareti ve dobra dobra konuşması nedeni ile "Deli" lakabı ile anıldı. Öğrenimini Mısır'da Abbasiye mektebinde yaptı. Aynı mektepte hocalık yaptıktan sonra Albay rütbesi ile İstanbul'a tayin edildi. Dar - ı Şura - yı Askeriye'de çalışırken Aşiret ayaklanmalarını bastırmakla görevlendirildi (1872). Karadağ Savaşlarına katıldı (1876), 93 Harbi de denilen Osmanlı Rus Savaşına katıldı (1877/78) ve başarılı oldu. Elana'da Rusları bozguna uğratınca "Elena Kahramanı" olarak anılır oldu. Bu başarısını takiben Padişahın Yaver - i Ekremliğine (Padişah Yaverliğine) getirildi ve olağanüstü elçi olarak Avusturya ve Rusya'ya gönderildi (1894). Abdülhamid yönetimine muhalefet edince Padişaha karşı bir komploya katıldığı iddiası ile evini basan hafiye Fehim Paşa ile çatışmaya girdiği için sıkıyönetim mahkemesine verildi, nişanları alındı ve rütbeleri söküldü ve Şam'a sürüldü. İkinci Meşrutiyetin ilanı ile (1908) İstanbul'a getirildi ve Ayan Meclisi üyesi yapıldı. Hürriyet ve İtilaf Partisi kurucuları arasında yer aldı. Damat Ferit'in istifası üzerine Parti Başkanlığını üstlendi ise de kısa süre sonra istifa ederek ayrıldı (1912). Balkan Savaşlarına katıldı. Damat Ferit Hükümetinin düşmesi için uğraş verdi. Müşirliğe (Mareşallığa) kadar yükseldi. Ömrünün son yıllarını İstinye koyundaki görkemli yalısında geçirdi ve 1931 yılında öldü. )
- DELİ OLMAK ile/ve/değil/||/<>/< ZIRVA BULABİLMEK
( "Deliyim" demek bir şey değil. Önemli olan, zırva bulabilmek. )
- DELİ ile/ve/değil ÂŞIK
- DELİ ile/değil DENÎ
- DELİ ile DÎVÂNE
( Dîvan'dan, bir söz çıkar, âleme sığmaz. Dîvâne'den bir söz çıkar, Dîvân'a sığmaz. )
( "Ârifim ben!" diye hiçbir kimseye ta'n etme sen,
Defter-ü-divâna sığmaz söz gelir, dîvâneden!
[ Bâyezîd-i Bistâmî, bir tımarhanenin önünden talebeleriyle birlikte geçiyormuş.
Onlara ders vermek üzere hekime sorar:
"Sen akıl hastalıklarına çare buluyorsun, günah derdine de bir çâre var mı?"
Hekim, başını kaşıya dursun,
bir deli yanıt verir:
"İstiğfar kökünü tövbe yaprağıyla karıştırmalı,
gönül havanına koyup tevhid tokmağıyla dövmeli,
insaf eleğinden eleyip gözyaşıyla hamur etmeli,
aşk ateşinde pişirip muhabbet balıyla karıştırmalı
ve kanaat kaşığıyla da gece gündüz yemeli!"
Delinin bu sözü bittikten sonra, Bâyezid-i Bistâmi şöyle der:
"Ârifim ben!" diye hiçbir kimseye ta'n etme sen,
Defter-ü-divâna sığmaz söz gelir, dîvâneden!] )
( Harabât ehlini hor görme şâkir
Defîneye mâlik vîrâneler var )
( Defter-i irfâna sığmaz söz gelir divâneden - İsmail Güleç )
- DELİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOLU
- DELİ[< TELÜ < TİLVE] ile/değil MECZUB
( "Deliyim!" demek, bir şey değil. Önemli olan, zırva bulabilmekte! )
( Delileri, zihinlerini yorarak sınarlardı. Zihin yorulunca kendini bırakır, delilik hali varsa böylece meydana çıkardı. )
( Delilerin sınavı, posteki saymaktı. )
( Akl-ı maaş'tan kayan. İLE Akl-ı maad'dan kayan. )
( Maddî ve siyasi iradedeki boşluk artırır. İLE Manevî alandaki boşluk artırır. )
- DELİ ile MİSTİK
( Zihnin altında ezilirsek. İLE Zihni aşabilirsek. )
- DELİ ile/ve/||/<>/>/< SUÇLU
( Gördün deli, dön geri. )
- DELİ ile VELÎ ile ÖLÜ
( Kendini kurtarmış. İLE Kendini kurtarmışlıkla birlikte bir başkasını daha kurtarabilme olanağı/kudreti bulunan. İLE ... )
( [Sürekli] Anlaşılmaya çalışan. İLE/VE Anlamaya çalışan. İLE Anlayabileceği bir şeyi kalmayan. )
( ... İLE Ermiş, seven, dost, sahip. | Tüm işlerini, Allah'a sunan kişi. İLE ... )
( Akıl, baştan çıkarsa. İLE Dünya, senden çıkarsa. İLE Sen, dünyadan çıkarsan. )
- DELİCİ/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/</>< VERİCİ/LİK
- DELİHASAN, MEHMET (MADEN, 1999) :
( Sarıyerli siyasetçi. İlk ve Orta öğrenimini Sarıyer İlköğretim okulunda, Liseyi Korkmaz Yiğit Anadolu Lisesinde tamamladı. İ.T.Ü. İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği bölümü öğrencisidir (2019 itibariyle). Halen Ülkü Ocakları Eğitim Birimi Başkanlığı görevini yürütmektedir. İ.T.Ü. Stratejik Araştırmalar Kulübü Başkanlığı görevini yürütmektedir. İ.T.Üniversitesi Dil Tarih ve Kültür Kulübü Yönetim Kurulu üyesidir. Basketbol, Voleybol ve boks dallarında lisanslı sporcu olup, 31 Mart Yerel Seçimlerinde Cumhur İttifakı'nın Belediye Meclis üyesi adayı oldu ve Sarıyer Belediye Meclisine üye olarak seçildi. )
- DELİK DEŞİK (ETMEK)
- DELİK ile AVGIN
( ... İLE Duvarda, suyun geçmesine yarayan delik. | Üstü kapalı su yolu. )
- DELİK[Tr.] ile DELÎK[Ar.]
( Dar/küçük açıklık. İLE Gül tohumu. )
- DELİK ile KESİK
- DELİKLİ KURUŞ ile/ve/||/<> KIRTILLI KURUŞ
(
)
- DELİL:
İZHAR EDİCİ ile/ve/||/<> İSPAT EDİCİ
- DELİL ile/ve/||/<>/> DEVİR
- DELİL ile/ve İSPAT/İSBAT
( Önermeleri, kıyası sağlayacak biçimde düzenlemek. İLE/VE ... )
( PROOF vs./and TO PROVE )
- DELİ/LER ile/değil/yerine/>< DELİL/LER
- DELİ/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİLGİLİ/LİK
( Bilgisizler/cahiller ve düşün[e]meyenler için anlayamadıkları her şey [ve herkes] "deli/lik"tir. )
- DELİ/LİK ile/ve/değil/||/></ne yazık ki BİLGİSİZ/LİK / CAHİL/LİK
( Akıl, kişiyi terk etmişse. İLE/VE/DEĞİL/||/>
- DELİLİK ile/değil/yerine GÜVENİLİR "DELİLİK"
- DELİ/LİK ile VELİ/LİK
( Deli, kendi deli olduğu gibi başkasını da delirten. İLE Veli, başkasını ihyâ eden. )
( İnsan aklı bırakırsa Deli, akıl insanı bırakırsa Veli. )
( "Deliyim!" demek, bir şey değil. Maharet, zırva bulabilmekte! )
( Velîlik, altın; nebîlik, gümüş kerpiçtir. İlâhî zevk ve saltanat makamına "Altın kerpiç", Peygamber'in, kişileri davet etmek için indiği tenezzül makamına da "Gümüş kerpiç" denilmiştir. )
- DELÎLU'L-HİTÂB[Ar.] ile FEHVA'L-HİTÂB[Ar.]
- DELİRMEK ile/ve/||/<> BELİRMEK
- DELİRTME değil/yerine/>< BELİRTME
( Zihnin başedemediği tek şey belirsizliktir. Eğer yakınlarımızı "delirtmek" istemiyorsak, ancak zihnimizden/düşünce(ler)mizden/niyetimizden/yaklaşımımızdan ve/ya da durumumuzdan çevremizi haberdar ederek buna engel olabiliriz. Konuşmayarak, "susmayı"/"az konuşmayı" bir "beceri/fark" görerek iletişim ve paylaşım içinde olamaz, ortak alanda, birlikte hareket edemeyiz. )
- DELİSİ OLMAK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> NANKÖRÜ OLMAK
( Ulaşamadıklarının. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/> Ulaştıklarının. )
- DELİSİ OLMAK/OLAN ile/değil/yerine DÜŞKÜN
- DEM[Ar. çoğ. DİMÂ'] ile DEM'[Ar.] ile DEM[Ar.]
( Kan. İLE Gözyaşı. Gözyaşı dökme. İLE Soluk/nefes. | İçki. | An, vakit, saat, zaman. )
- DEM ile DEHR
- DEM ve/||/<> GAM ve/||/<> SERENCÂM[Fars.]
( Olsun! VE/||/<> Olmasın! VE/||/<> Hayrolsun! )
- DEMAGOJİ[Fr. DÉMAGOGIE]["DEMOGOJİ" değil!] ile POLEMİK
( ... İLE Yazarak/yazılı tartışma.[söz dalaşı vs. değildir!] [İSTİŞ'ÂR: Yazı ile bildirilmesini isteme.] )
- DEM'ÂN[Ar.] ile DEMÂN[Ar.]
( İçi pek dolu, ağzına kadar dolu kap. İLE Heyecanlı, hiddetli. | Kükremiş. | Bağırıp çığırma. | Heybetli, zorlu. | Vakit, zaman. )
- DEMANS ile/||/<> DELİRYUM
( Bellek ve bilişsel işlevlerde kalıcı bozulma. İLE/||/<> Ani başlayan bilinç bulanıklığı ve dikkat bozukluğu. )
- DEMARKASYON ile DEMARKE
( Sınır. İLE Sınırlı, ayrık. )
- DEME!
"TARLADA HASADIM VAR" ve/||/<> "EVLÂDIM VAR"
( Eline geçmedikçe. VE/||/<> El koynuna girmedikçe. )
- DEMEDİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DENİLMEDİ
( Karl Marx, "Din, halk için afyondur" demedi!
Adam Smith, "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" demedi!
Thomas Hobbes, "Birey, bireyin kurdudur" demedi!
Niccolò Machiavelli, "Her şey mübahtır" demedi!
İbn Haldun, "Coğrafya, kaderdir" demedi!!!
)
- DEMEDİKLERİMİZİ DEMESİNLER ile/değil/yerine/||/<>/< "İSTEDİKLERİNİ DESİNLER"
- DEMET[Yun. DEMATİ] ile/||/<> DEST/E[< Fars.][Türkçe > Bulgarca ve Sırpça]
( Çiçek ya da bitkilerin bir araya getirilip bağlanmış biçimi, bağ, bağlam. | Aynı ya da farklı nesnelerin bir küme oluşturacak biçimde bir araya gelmiş biçimi. | Üstün yapılı bitkilerde öz suların akmasına yarayan, bitkiye desteklik eden damarlı ya da lifli kordon. | Uzunlamasına birbirine bitişik olarak bir arada bulunan sinir ve kas telleri topluluğu. | Bir atomun parçalanmasından doğan elektriklenmiş taneciklerin yörüngelerinden oluşan ışık topluluğu. İLE/||/<> Elde tutulabilecek biçimde bir araya getirilmiş nesnelerden oluşan bağ, demet, tutam, bağlam. | On tâneden oluşan takım. | Tutulacak yer, kabza, sap. | Yağlı güreşte pehlivanların ayrıldığı beş dereceden en küçüğü. | On yapraktan oluşan altın varak defteri. | Elli iki kâğıttan oluşan iskambil kâğıdı takımı. | Takım, tâife, güruh. )
- DEMİ- ile/||/<> HEMİ- ile/||/<> SEMİ- ile/||/<> FİSS- ile/||/<> SCHİZ-/SCHİZO-
( Yarım, yarı. İLE/||/<> Yarı. İLE/||/<> Yarı, yarım, yarısı. İLE/||/<> Yarılma, ayrılma, ikiye ayrılma, çatlama, bölünme. İLE/||/<> Yarı, kısmî. )
- DEMİR, AV. İSMAİL (ŞEBİNKARAHİSAR, 1963) :
( Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. Serbest avukatlık yapmaktadır. Siyasete Refah Partisi saflarında başladı. 1994 - 2004 yılları arasında iki dönem İstanbul İl Genel Meclisi Üyeliği yaptı. 2007 genel seçimlerinde Saadet Partisinden Milletvekili Adayı oldu. Saadet Partisi Sarıyer İlçe Başkanı iken Sarıyer Belediye Başkanlığı için adaylığını koydu. )
- DEMİR, CELAL (SARIYER, 1925) :
( Sarıyer Spor Kulübü'nün ilk takımında futbol oynadı. Aralıklarla 19 dönem Sarıyer Spor Kulübü'nde yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Askerliği döneminde Ordu Milli takımına seçildi. Sarıyer Kulübü'nden Milli Takımlara seçilen ilk futbolcudur. Sarıyer Spor Kulübü Divan Kurulu üyesidir. )
- DEMİR, N. ERDİ (MENEMEN, 1964) :
( Fenerbahçe'den transfer edildi (1990) ve beş sezon Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 128 lig, 15 kupa ve 8 Turnuva maçı olmak üzerde 151 resmi ve 51 özel maçla birlikte toplam olarak 202 maçta Sarıyer takımında forma giydi. Lig maçlarında 37, Kupa maçlarında 6, turnuva maçlarında 3 olmak üzere resmi maçlarda 46, ayrıca özel maçlarda attığı 41 golle toplam olarak 87 gol takımına kazandırdı. 9 Ümit, 11 Amatör ve 16 A Genç olmak üzere toplam olarak 36 kez Milli Takım forması giydi ve 1994'te Sakaryaspor'a transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. Teknik direktör lisansına sahip olup teknik adam olarak çalışmaktadır. )
- DEMİR, TEOMAN (İST. 1947) :
( Orta ve Liseyi Ata Kolejinde okudu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinden mezun oldu. 1970'de Deri İhracatı işi ile ticaret hayatına atıldı. 1971'de firması olan Teodem'i kurdu. Türkiye Deri Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. Galatasaray ve Sarıyer Spor Kulübü üyesidir. Sarıyer Spor Kulübü'nde 5 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı, Sarıyer S. Kulübü Divan Kurulu Üyesidir. )
- DEMİR, TUNCAY (İST, 1947) :
( Sarıyerlidir. İş hayatına Gümrük memuru olarak başladı, bilahare Sarıyer Belediyesine geçti ve Gelirler bölümünden emekli oldu. Sarıyer Spor Kulübünde futbol oynadı. Sarıyer Spor Kulübünün kongre üyesi olup aynı zamanda Divan Kurulu üyesidir. Sarıyerliler Derneği (SA - DER), Sarıyer Spor Kulübü ve Sarıyer yeni Merkez Camii Derneği üyesidir. Sarıyerliler Derneği'nde (SA - DER) yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- DEMİR ile/ve ATEŞ
- DEMİR ile BAKIR/TUNÇ[< TUÇ]/NUHAS[Ar.]
( ... İLE Atom numarası: 29 | Atom ağırlığı: Cu = 63,54 )
( Bakır/Bronz/Demir üretimin tarihsel gelişimi: M.Ö. 20.000: Cilâlı Taş Devri M.Ö. 10.000: Buzul çağının sona ermesi. M.Ö. 6.000: TÜRKİSTAN/ANO'da bakır devri. M.Ö. 5.500: ELAM'da bakır devri. M.Ö. 5.000: MISIR'da bakır devri. M.Ö. 4.500: TÜRKİSTAN/ULU-KEM'de bronz devri. M.Ö. 2.000: MISIR'da bronz devri. M.Ö. 1.200: MISIR'da demir devri. M.Ö. 1.200: TRUVA'da demir devri. )
( IRON vs. COPPER )
- DEMİR ile/ve/değil/||/<>/< EMİR
( "Emir, demiri keser." )
- DEMİR ile/değil HEME DEMİR
- DEMİR ile ŞERİTLİ DEMİR KAYALARI
- DEMİR ve/||/<> TÂV[Fars.]
( ... VE/||/<> İşlenecek bir nesnede bulunması gereken ısının, nemin yeterli olması durumu. | Semizlik. | En uygun durum ve zaman. | Hazır olma. )
( Demir, tavında dövülür. )
- DEMİRCİ, HASAN BASRİ (AKÇAKOCA, 1950) :
( Veysel Vardar Denizcilik Şirketinde üst düszeyde yöneticilik yaptı. Rumelikavak Spor Kulübü üyesi olup, bir dönem başkan olarak görev aldı. DSP de siyaset yaptı. Sarıyer ve Büyükşehir Belediye Meclisinde Meclis Üyesi olarak Sarıyer'i temsil etti. Sarıyer Spor Kulübü, ADD Sarıyer Şubesi ve Sarıyerliler Derneği (SA - DER) üyesidir. )
- DEMİRCİ, SİNAN (TRABZON, 1970) :
( Rumelikavaklı'dır ve bu mahallede muhtar olarak görev yaptı (2014 - 2019). Çocuk yaşta futbola başladı. Çeşitli kulüplerde oynadı. Van Spor'da oynarken Sarıyer Spor Kulübüne transfer oldu ve dört sezon (1995 - 1999) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 40 lig, 5 Türkiye Kupası olmak üzere 45 resmi maçta Sarıyer forması giydi. Ayrıca 35 özel maçta forma giydi ve böylece Sarıyer forması altında 80 müsabaka oynadı. Lig maçlarında 1 ve özel maçlarda 2 olmak üzere takımına 3 gol kazandırdı. Sarıyer'den ayrılarak İst. B.Ş.Belediye Spor'a transfer eden Sinan Küçükköy Spor'da da oynadı. Muhtarlığını yaptığı (2014 - 2019; 2019 - 2024,31 Mart 2019 da ikinci kez seçildi) Rumelikavağı takımında hem futbol oynadı hem de antrenör olarak görev yaptı. Rumelikavağı, Sarıyer Spor Kulübü ve Türkiye Profesyonel Futbolcular Derneği üyesidir. )
- DEMİRCİKÖY HAMAMI :
( Demirciköy'e girerken Alarko firmasına ait Dört Mevsim Evleri Sitesinin bulunduğu yerde ve yola yakındı. Bizanslardan kalan bu hamam kalıntıları, köyde siteleşme başladıktan sonra yok olup gitti. )
- DEMİRCİKÖY HIRİSTİYAN MEZARLIĞI :
( Uzunya deresine yakın ve Kilisecik mevkiinde olan mezarlık, Hıristiyan köy halkının köyden ayrılmaları üzerine terk edildi. Mezarlığın kalıntıları bile yok. )
- DEMİRCİKÖY MEZARLIĞI :
( Köy medyanı ve harman yerinin doğu, yani denize bakan tarafındadır. )
- DEMİRCİKÖY :
( İlçenin deniz sahili olan köylerindendir. Kilyos, Rumelifeneri, Uskumruköy ve Zekeriyaköy'den sınır alır. Son on beş yıldan beri arazilerin imara açılması nedeni ile köy olmaktan çıkmıştır. Pek çok site, Demirciköy'ü köy havasından uzaklaştırmış, sayfiye yeri haline getirmiştir. 1992 nüfus sayımına göre köy nüfusu 547 dir. )
- DEMİRDEN KORKAN, TRENE BİNMESİN/BİNMEZ ile ALIŞMAMIŞ GÖTTE, DON DURMAZ
- DEMİRER, FİKRET (ÜSKÜDAR, 1961) :
( Beşiktaş'tan transfer edildi (1987). Sarıyer'de 4 sezon (19876 - 1991) oynadı. Bu süre içinde 99 lig, 9 kupa ve 4 turnuva maçı olmak üzere 112 resmi, 42 özel maçla birlikte toplam olarak 154 maçta lacivert - beyazlı formayı giydi. Lig maçlarında 10, kupa maçlarında 3 ve özel maçlarda 6 gol olmak üzere takımı adına 19 gol kaydetti. 3 A Milli, 1 Ümit Milli, 4 Amatör Milli ve 4 de A Genç Milli olmak üzere toplam 12 kez Türk Milli takım formasını giydi. Ankaragücü'ne transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. Beşiktaş Altyapısında teknik eleman olarak görev yapmaktadır. )
- DEMİRHAN, BİROL (GÜMÜŞHANE, 1970) :
( Bayburtspor'dan transfer edildi (1991). Sarıyer Spor Kulübünde 4 sezon (1991 - 1995) tescilli kaldı ve bu süre içinde 88 lig, 2 Kulüpler arası Balkan Kupası, 9 Türkiye Kupası olmak üzere 98 resmi ve 46 özel maçla birlikte toplam olarak 145 maçta Sarıyer forması giydi. Lig maçlarında 1, özel maçlarda 5 gol kaydetti. Kayserispor'a transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. )
- DEMİRTAŞ CEYHUN PARKI :
( Baltalimanı Mahallesindedir. 429,00 m²'lik bir alanı kapsamaktadır. 106,50 m²'lik yeşil alanı, 103,59 m²'lik çocuk oyun alanı ve 50,70 m²lik spor alanı bulunmaktadır. )
- DEMİRTAŞ, CENGİZ (DÜZCE, 1937 - ) :
( Düzce Gençlikten transfer edildi (1962). Üç sezon Sarıyer'de tescilli kaldı. 42 Lig, 3 Kupa olmak üzere 45 resmi ve 17 özel maçla birlikte toplam 62 maçta Sarıyer forması giydi. Lig maçlarında 14, Kupa maçında 1 ve özel maçlarda 15 olmak üzere takımına 30 gol kazandırdı. Düzcespor'a transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. )
- DEMİRTAŞ, HAMDİ (İST. 1972) :
( Rumelikavağı altyapısında yetişti ve bu kulüpte oynadı. Bilahare Gençlerbirliği, Adanaspor, Adana Demirspor ve Türk Telekom kulüplerinde oynadı. Antrenörlük kurslarını tamamlayarak antrenör lisansı aldı ve pek çok kulüpte antrenör olarak görev yaptı. )
- DEMİRTAŞ, İBRAHİM (SARIYER, 1932) :
( Sarıyer'in amatör ve profesyonel takımında oynayan bin kaç futbolcudan biridir. Profesyonel takımın 19 lig ve 1 özel maçında yer aldı takımına 8 gol kazandırdı. )
- DEMİRTAŞ, MEHMET (SÜRMENE, 1958) :
( Beykoz'dan transfer edildi (1983) ve iki sezon Sarıyer'de tescilli kaldı. 24 Lig 6 Kupa olmak üzere 30 resmi ve ayrıca 11 özel maçla birlikte toplam 41 maçta Sarıyer forması giydi, Kupa maçında 1, özel maçta dört gol attı. Gaziantepspor'a transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. Futbolu bıraktıktan sonra antrenör ve teknik direktör olarak Sarıyer Spor Kulübü ve değişik kulüplerde görev yaptı. )
- DEMİRTAŞ, SAADETTİN (1968) :
( Fenerbahçe'den transfer edildi (1994) ve altı sezon 1994 - 2000) Sarıyer'de oynadı. Bu süre içinde 119 lig, 9 kupa, 2 turnuva olmak üzere 130 resmi ve 68 özel maçla birlikte toplam olarak 198 maçta Sarıyer forması giydi. Lig maçlarında 39, kupa maçlarında 1 ve özel maçlarda 28 olmak üzere takımına 68 gol kazandırdı. Sapanca Spor Kulübüne transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. )
- ... değil DEMİRYOLU
- DEMOGRAFİ/K / DEMOGRAPHY/DEMOGRAPHIC[İng.] değil/yerine/= ÇOĞA BİLİMİ
- DEMOKAN, MİTHAT (İST. 1949) :
( Manisaspor'dan transfer edildi (1974) ve 2 sezon (1974 - 1976) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 41 lig, 3 kupa ve 13 özel maç olmak üzere 60 maçta Sarıyer forması giydi, takımı adına 2 gol kaydetti. Galata'ya transfer olarak Sarıyer'den ayrıldı. )
- DEMOKRASİ:
DİSİPLİN REJİMİ ile/değil DİSİPLİNLİ REJİM
- DEMOKRASİ ve/||/<> GÜVENLİK ve/||/<> EKONOMİ ve/||/<> İKLİM
- DEMOKRASİ ile/ve/değil/||/<>/> PİYASA DEMOKRASİSİ
- DEMOKRATİK MEŞRÛİYET / KARİZMATİK MEŞRÛİYET
( Kedigillerden, enine siyah çizgili, koyu sarı postu olan, Asya'da yaşayan çevik ve yırtıcı hayvan (Felis tigris). )
- DEMOKRİTOS ATOMCULUĞU ile/ve/||/<> PLATON KOZMOLOJİSİ
( Fiziğin, Pisagor'cu süreksiz nicelik üzerinden, Zaman Paradoksları'na göre yeniden kuruluşu. İLE/VE/||/<> ... )
- DEMORALİZE OLMAK/ETMEK değil/yerine/= ÖZCÜL GÜCÜNÜ YİTİRMEK/BOZMAK
- ÖZGÜRLEŞMEK:
...DAN ile/ve/||/<>/> ... İÇİN ile/ve/||/<>/> KENDİNDEN
- DEN- ile/||/<> DENT-/DENTA-/DENTİ-/DENTİA-/DENTO-
( Diş. İLE/||/<> Diş, dişlerle ilgili. )
- DENATÜRASYON ile DENATÜRE
( Bozunma, bozulma. İLE Bozunmuş, bozulmuş. )
- DENEME SÜRECİ ile DEMLENME SÜRECİ
- DENEME SÜRESİ ile/ve/değil DENEME SÜRECİ
- DENEME-YANILMA ile/ve/bazen/ne yazık ki DENEME-"YAMULMA"
- DENEME-YANILMA değil/yerine YAŞANMIŞLIKLARDAN DERS ALMAK
- DENEME ile/ve/||/<> YANILMA
- DENEMEK > TAKLİT ETMEK değil/yerine/></> DÜŞÜNMEK
( En acı olan. > En kolay olan. DEĞİL/YERİNE/<>/> En akıllıca olan. )
- DENEMEK ile/ve SINAMAK
( TO TEST vs./and TO EXAMINE )
- DENENEBİLİR/LİK ile/ve/||/<>/> DENETLENEBİLİR/LİK
- DENETİMCİ/LİK ile/ve/<> KATILIMCI/LIK
- DENETİM/KONTROL ile/ve/<> HAKİMİYET
( CONTROL vs./and/<> SOVEREIGNTY/DOMINATION )
- DENETİMLİ SİNİRCE/NEVROZ ile DENETİMSİZ SİNİRCE/NEVROZ ile ÇILDIRI/PSİKOZ
( İdeoloji. İLE Psikiyatrik. İLE Kendi sınırlarını da aşarsa. )
- DENETLEME:
ÜRETİM ÜZERİNDEN ile/ve/değil/||/<>/< TÜKETİM ÜZERİNDEN
- DENEY BİLİMLERİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİLİM
- DENEY VE GÖZLEM ve/||/<> ÖLÇÜ VE YÖNTEM
- DENEY ile/ve/değil DENEME
( [not] EXPERIMENT vs./and/||/<>/but/< TRIAL
TRIAL instead of EXPERIMENT )
- DENEY ile/ve/||/<>/> DENETIMLİ DENEY
- DENEY ile/ve DENEYİM
( Dışta. İLE/VE İçte. )
( En önemli sözcüklerden biri, "Denemek"tir. )
( Yoğun bir deneyim yaşayan kişi, güven ve cesâret yayar. )
( Geçmiş deneyimlere göre davranmayalım, yeniden ve tekrar tekrar deneyelim. )
( Doğrudan deneyim, en son kanıttır. )
( Deneyim eşsizdir/benzersizdir, kuşku götürmez ve yanlış anlaşılmaz. )
( Sürekli olan deneyimlenemez, çünkü onun sınırları yoktur. )
( Tüm deneyim, zihindedir. )
( Denemezsek, saplanıp kalırız. )
( Deneyelim! Her seferinde, bir adım daha kolaydır. )
( Deneyin ve yine deneyin! )
( Tekrar deneyin! Denemeye devam edersek, bir şey olabilir. )
( Başarıncaya kadar, denemeye devam edelim! )
( Laboratuvarda. İLE/VE Kişi(ler)de/ki. )
( Outside. VS./AND Inside.
Experiment anew, don't go by past experience.
Direct experience is the final proof.
The experience is unique and unmistakable.
The continuous cannot be experienced, for it has no borders.
All experience is in the mind.
If you don't try, you are stuck.
Try. One step at a time is easy.
Try and try again.
Try again. If you keep on trying, something may happen.
You just keep on trying until you succeed. )
( Nesnel. İLE/VE Öznel. )
( EXPERIMENT vs./and EXPERIENCE )
- DENEY ile/ve DÜZENEK
( vs./and/||/<> APPARATUS )
- DENEY ile/ve GÖZLEM
( EXPERIMENT vs. OBSERVATION )
- DENEYCİLİK ile DUYUMCULUK/HİSÇİLİK
( AMPRISM vs. SENSUALISM )
- DENEYCİLİKTE:
SAYMAYA YÖNELİK ile VARSAYIMA YÖNELİK
( Bacon. İLE Galileo. )
- DENEYEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖZLEMLEYEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DİNLEYEN
( "Aptal/ahmak". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< "Yarı akıllı". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Akıllı. )
( DİNLEYEN, DİNLENİR [DİNLEYENİ, DİNLERLER]
DİNLEYEN, DİNLENİR [DİNLEYEN, RAHAT EDER]
DİNLEYEN, DİNLENİR [DİNLEYEN, DİN SAHİBİ OLUR] )
- DENEYEREK DENEYİMLEDİKLERİMİZ ile/ve/||/<> DENEYİMLEYEREK DENEDİKLERİMİZ
- DENEYİM YAŞAYAN BENLİK ile/ve/<> GÖZLEMLEYEN BENLİK
( Gerçek benliğin bulunabilmesi için sahte olanın terk edilmesi zorunludur. )
( Düşüncelerinizi, duygularınızı, sözlerinizi ve eylemlerinizi gözleyin. )
( A man who is intense in his experience will radiate confidence and courage.
The false self must be abandoned before the real self can be found.
Watch over your thoughts, feelings, words and actions. )
( Yoğun bir deneyim yaşayan kişi, güven ve cesâret yayar. )
( SELF IN EXPERIENCE vs./and/<> SELF IN OBSERVATION )
- DENEYİM:
YAŞLANARAK değil YAŞAYARAK
- DENEYİM ile/ve BİRİKİM
( Doğrudan deneyim, tek geçerli doğrulamadır. )
( Geçmiş deneyimlere göre davranmayalım, yeniden deneyelim. )
( Tüm deneyim, imgelemeden doğmuştur. )
( Direct experience is the only valid confirmation.
All experience is born of imagination. )
( EXPERIENCE vs./and ACCUMULATION )
- DENEYİM ile/ve/değil/||/<>/< DENEYEYİM
- DENEYİM ile/ve/||/<> DENEYİMLENİLEN
- DENEYİM ile/ve/||/<>/> DÜZENLEYİCİ DENEYİM
- DENEYİM ve/||/<>/> KENDİLİK
- DENEYİM ile KULLANIM
( Deneyim, kişinin başına gelen değil, başına gelenle ne yaptığıdır. )
- DENEYİM ile/değil KUŞKUCULUK
( Bazı kisiler, yavaş yavaş, inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve tamamen kuşkucu olmayı öğrenir. Bu süreç gerçekleştiğinde de artık çok geçtir. Ne yazık ki, (bazı) "zihinlerin", "deneyim" dediği şey budur. Aklıyla bağlantısını kaybetmiş bir kişi, "deneyimli" olarak tanımlar kendini. )
- DENEYİM ile/ve PAYLAŞIM
( EXPERIENCE vs./and SHARING )
- DENEYİM ile/değil/yerine/> ÜMİT
( Ümit, her zaman, deneyimi yener. )
- DENEYİM ile/ve/değil/||/<>/< YÖNTEM
( Bireysel. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Bilimsel. )
- DENEYİM ile/ve/||/<> ZİHİNSEL/OLGUSAL DENEYİM
- DENEYİME AÇIK/LIK ile/ve/<> DIŞADÖNÜK/LÜK
- DENEYİMLEME ile İÇSELLEŞTİRME
( TO EXPERIENCE vs. INTERNALIZATION )
- DENEYİMLEMEK ile/ve/<>/>/< DEYİMLEMEK
- DENEYİMLEMEK ile/ve/<> GÖZLEMLEMEK
- DENEYİMLENİLEBİLECEK OLANIN "İSTENİLMESİ/BEKLENİLMESİ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DENEYİMLEMEKTE OLUNAN
- DENEYİMLEYEN ile/ve/||/<> DENEYİMLEME BAĞI ile/ve/||/<> DENEYİMLENİLEN
- DENEYLENEBİLİR BİLGİ ile/ve/değil/<> DENEYİMLENEBİLİR BİLGİ
- ÖĞRENME:
DENEYSEL ile/ve/||/<> ZİHİNSEL
- DENEYSEL ile/ve/değil DENEYİMSEL
- DENEYSEL ile MEKANİK ile MATEMATİK
( EXPERIMENTAL MECHANICAL MATHEMATICS )
- DENGE ile/ve/||/<> DENETİM
- DENGE ile DENKLEM
( BALANCE/EQUILIBRIUM vs. EQUATION )
- DENGE ile/ve/<> DİNGİNLİK
- DENGE ve/=/< DÖNGÜ
( BALANCE and/=/< TRANSFORMATION )
- DENGE ile EŞİTLİK
- DENGE ve/<> HUZUR
- DENGE ile/ve/||/<> JİROSKOP/GYROSCOPE[İng.]
- DENGE ve/||/<>/> KONFOR[=> ÇÜRÜME] ve/||/<>/> SORUN ve/||/<>/> KARMAŞA ve/||/<>/> ÇÖZÜMLER/ÇARELER
( En "dengeli" ya da eşit durum, ölümdür. VE/||/<>/> En konforlu durum, çürümedir ve mezarlıktadır. VE/||/<>/> En büyük/ciddi "sorunlar" ile harekete geçilir. VE/||/<>/> En hareketli ortamlarda karmaşa ve kargaşa oluşur. VE/||/<>/> Daha iyi/nitelikli/isabetli çözümler oluş(tur)maya başlarız. )
- DENGE ve/||/<> SÜKÛNET
- ADYABATİK DENGE ile/||/<> DEVİNGEN/DİNAMİK DENGE ile/||/<> GENETİK DENGE ile/||/<> KESİNTİLİ DENGE
( Termodinamikte, bir düzenin sınırlarından ısı akışının gerçekleşmediği ya da giren ısının çıkan ısıya eşit olduğu denge durumu. İLE/||/<> Kısa dönemde çok fazla değişiklik olmasına karşın, uzun dönemde pek fazla morfolojik değişimin gözlenmediği durumlar.[Net evrimsel değişimin az olduğu durumlar için kullanılır.] İLE/||/<> Popülasyonun jenerasyondan jenerasyona evrim geçirmediği; genetik havuzdaki frekansların sabit kaldığı durum. İLE/||/<> Türlerin uzun süre değişmediğini, çevresinde oluşan büyük değişiklikler sonucu bir anda değiştiğini belirten evrimsel modelleme. )
- DENGELEYİCİLİK ile/ve BÜTÜNLÜK
- DENGELİ ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜKLÜ
- DENGELİ ile/ve/||/<> İYİLEŞTİRİCİ
- DENGESİZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DALGALI
- MİZAÇ:
DENGESİZ ile/ve DENGELİ
( 8 ile/ve 1 )
- DENGESİZ ile/değil DENGİ(/N/M) DEĞİL
- DENGİNİ ARAMAK/ARAYAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİNİ ARAMAK/ARAYAN
( "Küçük zihinliler". DEĞİL/YERİNE İleri zihinliler. )
- DENGİN(İ BULMAK) ile/ve/||/<>/> DENGEN(İ BULMAK)
- DENİZ ASLANI/FOK ile DENİZ AYISI/İNEĞİ (MANAT)
( Gebelik süreleri 11 aydır. Her seferinde tek bir yavru doğurur. Doğurunca hemen bir yenisine gebe kalır. İLE 1.5 - 2 m. boyunda, bitkiyle beslenen bir deniz memelisi. )
( SEA LION/SEAL vs. SEA COW )
( PHOCA cum TRICHECHUS MANATUS / ARCTOCEPHALUS URSINUS )
- DENİZ ASLANI ile AVUSTRALYA DENİZ ASLANI
(
)
- DENİZ ASLANI ile YELELİ DENİZ ASLANI
( ... İLE Güney kutbunda yaşarlar. )
- DENİZ BÖRÜLCESİ PİŞİRMEK/KAYNATMAK:
SOĞUK SUDA değil KAYNAR SUDA
( Fokurdayan kaynar suda, ateşi ve haşlama süresini iyi ayarlamak, yumuşamasını sürekli takip etmek gerekir. Saplarından da titizlikle sıyırmayı gerektirir. Üzerine de (sızma) zeytinyağı ve limon sıkarak yemeye hazırdır. [Bitkinin kendi tuzlu olduğundan dolayı da, tuz atmamak gerekir.] )
- DENİZ FOKU ile/ve GÖL FOKU
( ... İLE/VE Sadece Baykal Gölü'nde yaşar. )
- DENİZ KAPLUMBAĞALARINDA:
CARETTA CARETTA/KUTU KAPLUMBAĞASI ile YEŞİL KAPLUMBAĞA/CHELONIA MYDAS
( Caretta Caretta Kaplumbağa'larının yumurtlama dönemi: 25 Mayıs - 30 Temmuz arasında yumurtlama, 01 - 30 Ağustos arasında yumurtadan çıkışlar!!! )
( Özellikle Çıralı - Antalya sahilinde onları izleyerek ve bu ilgi sayesinde sahilin talan edilme girişimlerini engellemeye destek olmanızı rica ederiz!!! )
( Ayakların dış tarafında, iki tırnak bulunur.[Ön ayakları, palet biçimini almıştır. Ön ayaklar, arka ayaklardan daha büyüktür.] İLE Ön ayaklarında, bir tırnak bulunur. )
( Kabukların arkası, kalp biçimindedir. Kabuk, açık renkli; sırt, kırmızı ve kahverengidir. İLE Kabukları daha koyu kahverengidir. )
( Büyüklükleri, 1 m.'dir. 40-150 kg. ağırlığında olabilirler. İLE Büyüklükleri, 1.40 cm. olabilir. 30-100 kg. olanlarına rastlanılabilmektedir. )
- DENİZ KAPLUMBAĞASI ile DERİ SIRTLI DENİZ KAPLUMBAĞASI
itibarı ile 34.754 başlık/FaRk ile birlikte,
34.754 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(32/140)
(1996'dan beri)