G ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 34.754 başlık/FaRk ile birlikte,
34.754 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(137/140)
- YILAN ile HAZER YILANI/BOZYÖRÜK
- YILAN ile KARA MAMBA/SİYAH AĞAÇ YILANI
( ... İLE Dünyanın en zehirli ve en hızlı yılanı. [saatte 16 km.] )
( ... İLE Gri renkte olmalarına karşın, ağızlarının içleri koyu siyahtır. Adını da bu durumdan alır. )
( )
( ... İLE Ağaçtan sarkmayı severler. )
( ... cum DENDROASPIS POLYLEPIS )
- YILAN ile KIRBAÇ YILANI
- YILAN ile KOBRA
( ... İLE Zekânın simgesi. )
( Yılanların dışarıda bir kulak ya da kulak zarları yoktur. Havadan gelen sesleri bir iç kulak aracılığıyla algılayabilirler. )
( Çeneleri ve karın kasları sayesinde, yerden aldıkları titreşimleri hissedebilirler. )
( Çeneleri ve kafatasının tüm kemikleri esnek kirişlerle birbirine bağlıdır. [Ağızlarını 150 dereceye kadar açabilmelerini sağlar.] [Alt çenenin iki yanı birbirinden bağımsız bir biçimde hareket eder ve böylece av, sanki mideye doğru yürüyormuş gibi görünür] )
( Yılanların kıçlarının içinde, gizli, iki penisleri vardır. [Sağdaki, genelde daha büyüktür ve bu da yılanların sağ penislerini kullandığına işaret etmektedir.] )
( Yılanlar, renk körüdür. )
( Afrika'da, 400 tür yılan bulunmaktadır.[%90'ı zehirlidir.] )
( Yavru yılanlar, birkaç ayda bir deri değiştirirler. )
( Sao Pauolo'daki 110 dönümlük "Yılan Adası"nda, her 6 metrekareye bir yılan düşmektedir. Dünyanın en ölümcül adalarından biridir. )
( HAY, HAYYE, HAYYÂ ile ...
NİBÂH: Yılan tıslaması. )
( MÂR ile ... )
( SNAKE vs. COBRA )
- YILAN ile KÖR YILAN
( ... İLE Kör yılangillerden, solucanla beslenen, yılana benzer, ayaksız bir sürüngen. )
( ... İLE TYPHLOPS VERMICULARIS )
- YILAN yerine SÜRETKER(SÜRÜNGEN)
- YILAN ile UZUN KUYRUKLU DENİZYILANI
( Endonezya resiflerinde yaşarlar. )
- YILAN ile/ve YEŞİL YILAN
- YILAN ile ZEYTİNYEŞİLİ SUYILANI
( Avustralya okyanuslarında yaşar. )
- YILANBALIĞI ile KURT YILANBALIĞI
( )
- YILANBALIĞI/YAYINBALIĞI ile ELEKTRİKLİ YILANBALIĞI
- YILDAN YILA (GELİŞMEK/ESKİMEK)
- YILDIRAK ile Yıldırak/SÜHEYL
( Parıldayıcı, parıldayan. | Yıldırım. İLE Güney Yarımküre'de bulunan parlak yıldız. )
- YILDIRIM: Hem yerden, hem gökten! [Buluştukları ve çarptığı noktadaki eşik!] -ve
- YILDIRIM, AV. NECATİ (BORÇKA/ARTVİN, 1966) :
( Hukukçu ve siyasetçi. Kartal Lisesinden sonra İstanbul Ünivesitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. 1991 yılından beri serbest avukatlık yapmaktadır. İmar – kent hukuku, gayrimenkul, inşaat hukuku, spor hukuku ve şönetimi alanlarında çalışıyor. Yerel gazetelerde köşe yazarlığı yapmaktadır. İstanbul Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonunun Başkan Yardımcısı, Sarıyer Spor Kulübü üyesi ve 2008/2009 dönemi Yönetim Kurulu Üyesi Genel Sekreteri, Sarıyer Sarıplatform Derneği kurucu Yönetim Kurulu Üyesi ve Başkan Yardımcısı, Sarıyer Kızılay Şubesi Yönetim Kurulu üyesi, Başkan Yardımcısı, CHP Sarıyer İlçe Yönetim Kurulunun önceki dönemde CHP İlçe Başkan Yardımcısı ve CHP Hukuk Komisyonu Başkanı olarak görev yapıyor (2019 itibariyle). )
- YILDIRIM, NECATİ (BORÇKA/ARTVİN, 1966) :
( Kartal Lisesini 1984 yılında bitirdi, aynı yıl İ.Ü. Hukuk Fakültesine girdi ve 1990'da mezun oldu.1991'de serbest avukatlığa başladı. İstanbul Barosu'nda Başkan Yardımcılığı (Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu) görevini yaptı. Halen Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu'nda üyedir. Türk Kızılay'ı Sarıyer şubesi yönetim kurulu üyeliği ve başkan yardımcılığı görevini iki dönem yürüttü.Sarıyer Spor Kulübünde Yönetim kurullarında iki dönem genel sekreter olarak görev yaptı. Cumhuriyet Halk Partisi Sarıyer İlçe Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığında ve çeşitli komisyonlarda görev yaptı. Sarıplatform Derneğinin kurucu üyesi olup uzun süre Başkan yardımcılığı yaptı. Çeşitli gazetelerde makale ve köşe yazısı yazdı. İstanbul Barosu'nun düzenlediği "Orman ve çevre açısından 3.Köprü Panelinde, Cumhuriyet Dönemi kentleşme kültürümüz" adlı semineri için hazırladığı "Cumhuriyet Dönemi Kentleşme Kültürümüz" başlıklı sunumu İstanbul Barosu tarafından kitap olarak yayınlandı. 1 - İstanbul Barosu "CMK Eğitim Belgesi" 2 - İstanbul Barosu "Fikri ve Sınai Mülkiyet Hukuku Sertifika Programı" 3 - Türkiye Barolar Birliği "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi" Eğitim Semineri 4 - İstanbul Barosu "Çevre ve Kent Hukuku Afet Yasası ve Kentsel Dönüşüm" 5 - İstanbul Barosu "Kadın Hakları Uygulama Eğitim Belgesi" 6 - Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığı "Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması" Konulu Uluslar Arası Ticaret Hukuku Sempozyumu Katılım Belgesi 7 - Ünicef "Önce Çocuklar" Konulu Program Katılım Belgesi 8 - Kadir Has Üniversitesi "Spor Hukuku ve Yönetimi" sertifikası 9 - SODEV "Yerel Yönetimler Okulu" sertifikası 10 - Türk Kızılay'ı "Afete Hazırlık ve Müdahale Eğitimi" sertifikası sahibidir. )
- YILDIRIM, OSMAN (TONYA, 1965) :
( Sarıyer altyapısında oynarken Çarşambaspor'a transfer etti. Bilahare bu kulüpten tekrar transfer edildi ve profesyonel takım kadrosunda aralıklı olarak 9 sezon (1984 - 1983 ve 1987 - 1995) tescilli kaldı. Bu süre içinde 179 lig, 21 kupa, 5 turnuva ve 13 amatör lig maçı olmak üzere 219 resmi ve ayrıca 78 özel maçla birlikte toplam olarak 297 maçta Sarıyer forması giydi. Lig maçlarında 22, kupa maçlarında 5, amatör lig maçlarında 4 olmak üzere resmi maçlarda 31 ve özel maçlarda attığı 28 golle toplam olarak takımına 59 gol kazandırdı. Sarıyer'de takım kaptanı olarak görev yaptı. Küçükçekmece'ye transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. 2 kez A Milli takım formasını giydi. Futbolu bıraktıktan sonra antrenör kurslarını tamamlayarak lisans aldı. Sarıyer dâhil pek çok kulüpte teknik eleman olarak görev yapmaktadır. Sarıyerli Profesyonel Futbolcular Derneği, 1940 Sarıyerli Sporcular derneği ve Büyükdere Spor Kulübü Derneği üyesi olup bu derneklerde yönetici olarak görevler üstlendi. )
- YILDIRMA ile/ve/<> BEZDİRME
- YILDIRMA ile/ve/<> SİNDİRME
- YILDIZ PARALAKSI/IRAKLIK AÇISI ve/||/<>/> DOPPLER ETKİSİ/KAYMASI ve/||/<>/> FAUCAULT SARKACI
( 1838 ve/||/<>/> 1842 ve/||/<>/> 1851 )
- YILDIZ SİNEMASI :
( Emirgan'daki Yıldız Sineması Emirgan'ın üst kısımlarında ve Ermeni Kilisesi karyısındaki ayanda faaliyet gösteriyordu. Yıldız Sineması 1930'lu yıllardan 1940'lı yıllara kadar hem tiyatro hem de sinema olarak kullanıldı. 1940'dan sonra sadece sinema olarak hizmet verdi. Yıldız Sineması önce Cemil Bey daha sonra da Sezai Bey tarafından işletildi. 1974 yılında kapandı. )
- YILDIZ, MEHMET (SARIYER, 1946) :
( Sarıyerli'dir. Ticaretle uğraşır. Bir süre yurtdışında çalıştıktan sonra yurda döndü. Babasının mesleği olan balık ticareti ile ilgilendi, halen bu işi yapmaktadır. Sarıyer Balık Satıcıları Derneği Kurucu üyesidir. Uzun süre yönetim kurulu sonra da Dernek Başkanı olarak görev yaptı. Sarıyer Spor Kulübünde Yönetim Kurulu üyesi olarak 4 dönem (2007 - 2010 ve 2011 - 2012) yer aldı ve. Genel Kaptan olarak görev yaptı. 1940 Sarıyerli Sporcular Derneği üyesi olup yıllarca yönetim kurulunda bulundu. Yenimahalle Spor Kulübünde uzun yıllar yönetim kurulu üyesi olarak görev aldı. TED (Tenis Eskrim Dağcılık) Kulübü üyesidir. )
- YILDIZ, OLKAN SERDAR (SARIYER, 1982) :
( Sarıyerli, sanatçı, yönetmen. Sarıyer İlköğretim ve Sarıyer Orkta okulundan sonra Liseyi İstek Vakfı Mustafa Kemal Atatürk Lisesinde (Tarabya) bitirdi. Yeditepe Üniversitesinde Sinema ve Televizyon eğitimi aldıktan sonra ABD de Los Angeles New York Film Akademisinde yönetmenlik ve oyunculuk okudu. Bazı TV'lerde program yaptı. "Böyle Saçmalık Görmediniz" adlı tiyatro oyununu yazdı ve oynadı. "Ne haber" adıyla bir program yaparken işler Zaytung TV ile örtüşünce, Zaytun'u tercih etti. Star TV de yayınlanan "İbreti Alem" dizisinde oynadı. "İntihar Eden Bir Yazar'ın Not Defteri" konulu kitabı yayınlandı. )
- YILDIZ, OSMAN (İST. 1956) :
( Sarıyer'de ikamet ediyor. Sarıyer Lisesinden mezun oldu. Askerliğini takiben iş hayatına atıldı ve Magdeburger Sigorta Şirketinde çalıştı. Bu kurumdan genel müdür yardımcısı olarak emekli oldu ve kendi sigorta şirketini kurdu ve Alyans Sigorta acenteliğini aldı. İş hayatına merkez Sarıyer'deki işyerinde devam etmektedir. Sosyal ve sportif amaçlı pek çok dernekte üye olup; Maden Spor Kulübünde 4 dönem başkanlık yaptı. Sarıyerliler Derneği (SA - DER), Sarıyer Lisesi Mezunları Derneği, Kızılay Sarıyer Şubesi ve Sarıyer Spor Kulübü üyesidir. Sarıyer Spor Kulübü'nde üç dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Sarıyer Spor Kulübünün Divan Kurulu üyesidir. )
- YILDIZ ile BAŞYILDIZ
( ... İLE Çift yıldızlarda kütlesi büyük olan yıldız. | Sinema, tiyatro ya da müzikhol sanatçılarının en önde geleni. )
- YILDIZ ile "KUYRUKLU YILDIZ"(KOMET)/KİRLİ KARTOPU/BUZLU ÇAMUR TOPU
( ... İLE Adlarında yer almasına karşın yıldız değillerdir. Buz ve kozmik toz karışımından oluşurlar. Nüve, Koma, Hidrojen bulutu, Toz kuruğu ve İyon kuyruğu olmak üzere beş bölümü vardır. )
( STAR vs. COMET )
- YILDIZ ile TAKIMYILDIZ
( )
( STAR vs. CONSTELLATION )
- YILDIZKARAYEL ile YILDIZPOYRAZ ile YILDIZYELİ
( Karayel ile yıldız[kuzey] arasından esen yel. | Kuzey ile kuzeybatı arası. İLE Kuzeydoğu ile yıldız[kuzey] arasından esen yel. | Kuzey ile kuzeydoğu arası. İLE Kuzeyden esen soğuk yel. )
- YILDIZ/LAR ile/ve/değil GEZEGEN/LER
( Sabittir. İLE/VE/DEĞİL Hareket eder. [Güneşin etrafında dolaşan] )
( Birbirine göre konumları değişmez. İLE/VE/DEĞİL Birbirine göre konumları değişir. )
( Kendiliğinden ısı ve ışık enerjisi yayar. İLE/VE/DEĞİL Güneş'ten aldığı ışığı yansıtır. )
( Dünya'dan uzaktır. İLE/VE/DEĞİL Dünya'ya yakındır. )
( Işıkları titreşir. İLE/VE/DEĞİL Işıkları titreşmez. )
( Sıcaklıkları çok yüksektir. İLE/VE/DEĞİL Soğuyarak katılaşmıştır. )
( Çok uzaktalardır. [Dolayısıyla hareketsizmiş gibi görünürler.] İLE/VE/DEĞİL Yakındalardır. [Dolayısıyla hareketleri kolayca gözlenir.] )
( Gökteki Yıldızlar - Erkin Koray
)
( Yıldızların Altında... )
( NECM, KEVKEB, SİTÂRE, ZÜKÂ ile/ve SEYYÂRE )
( AHTER ile/ve ... )
( STAR vs./and PLANET )
- YILDIZLI ile/ve/||/<> YALDIZLI
- YILGAR/SATKIN/HAİN/LİK ile/ve/<> NANKÖR/LÜK
( Nankör kişi, herşeyin "fiyatını" "bilen"/koyan, fakat hiçbir şeyin değerini bilmeyen kişidir. )
- YILKI(OTLAK) ATI(/ÖZGÜR/YABAN AT) değil/= HERGELE
( Tek tırnaklı hayvan sürüsü. )
( ... ile
)
( Sahipleri tarafından, kışın kendi haline bırakılıp yazın yaşarlarsa kullanılan atlar. [soğuktan ve açlıktan çoğu ölür]
[Dünya üzerinde yaşayan yaban atı yoktur. Sonuncusu, 1909 yılında, Rusya'da, hayvanat hapishanesinde ölmüştür.] )
- YILLAR ile/ve/||/<> YOLLAR
- YILLARCA ile/ve/değil/||/<>/< YILLAR BOYUNCA
- YILLIK BİTKİ ile UZUN SÜRELİ BİTKİ
( PLANT vs. PERENNIAL )
- YILMAZ, AHMET (AKÇAABAT, 1954) :
( Gaziantepspor'dan transfer edildi ve üç sezon (1983 - 1986) Sarıyer takımında tescilli kaldı. Bu süre içinde 38 lig, 5 kupa maçı olmak üzere 43 resmi ve ayrıca 13 özel maçla birlikte toplam olarak 56 maçta oynadı. Lig maçlarında 1 ve özel maçlarda 1 olmak üzere takımı hesabına 2 gol kaydetti. 1 kez A Milli ve 8 kez Ümit Milli takımda oynadı. Türkiye'de en çok transfer yapan (14 kez) futbolculardan biridir. Sarıyer altyapısı ve değişik kulüplerde antrenör olarak çalışmaktadır. "Fantom Ahmet" lakabı ile tanınır. )
- YILMAZ, ALİ (ZARA, 1950 - 2007) :
( Büyükdereli, siyasetiçi. İlk ve orta öğrenimini tamamladıktan sonra iş hayatına atıldı. CHP saflarında siyaset yaptı. Partinin çeşitli kademelieinde görev yaptıktan sonra İstanbul Balık Hali Müdürlüğüne getirildi. )
- YILMAZ, ALİ RIZA (ZARA, 1957) :
( Büyükderelidir. Ticaretle uğraşır. İlkokul ile Ortaokulu Büyükdere'de, Lise öğrenimini Sarıyer Vehbi Koç Vakfı Lisesinde tamamladı. CHP den Sarıyer Belediye Meclisine Üye seçildi (2009). Aynı Zamanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesidir. )
- YILMAZ, HARUN (İST. 1972) :
( Sarıyerli, eski futbolcu ve işadamı. Sarıyer'in eski lisanslı sporcularından. Mermer ticareti ile uğraşıyor. Üyesi olduğu Sarıyer Spor Kulübünde futbol oynadı ve Kulüp Yönetim Kurulunda bir sezon (2008/2009) Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. )
- YILMAZ, İSMAİL (RİZE, 1933) :
( Yenimahallelidir. "Terzi İsmail" olarak tanınır. Uzun yıllar çeşitli derneklerde yönetim kurulu üyesi ve başkan olarak görev yaptı. Sarıyer Ali Kethüda Camii Onarma ve Yaşatma Derneği Başkanlığını 25 yıldan beri devam ettirmektedir. Bir süre Kızılay Sarıyer Şubesi Başkanlığı yaptı. Ayrıca Türk Hava Kurumu Sarıyer Şubesi Başkanlığı görevini de 20 yıldan fazla yaptı. Aynı Şekilde Türk Hava Kurumu Genel Merkez Yönetim Kurulunda Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı. Siyasete Adalet Partisinde atıldı bu parti ve DYP de İlçe Başkanı ve yönetim kurulu üyesi olarak da vazife aldı. )
- YILMAZ, M. FARUK (İST. 1948) :
( İş hayatına aile şirketi olan taş ocağı işletmeciliği ile başladı. Bilahare serbest nakliyatçılık ve minibüs İşletmeciliği yaptı. Sarıyer alt yapısında futbol oynadı. Maden Spor Kulübü yönetim kurulunda görev yaptık. Sarıyer Spor Kulübü'nde 2 dönem yönetim kurulu olarak görev yaptı. Kulübün Divan Kurulu Üyesidir. )
- YILMAZ, MİTHAT (SARIYER, 1967 - 1984) :
( Sarıyer kulübü alt yapısından yetişen bir futbolcuydu. Üniversite öğrenimini tamamladıktan sonra Jandarma Asteğmeni olarak Güneydoğu'da askerlik görevini yaparken şehit oldu. )
- YILMAZ, MUAMMER (MURATLI, 1955) :
( Kadırga Spor Kulübünden transfer edildi ve 6 sezon (1978 - 1984) Sarıyer'de tescilli kaldı bu süre içinde 127 lig, 15 kupa, 8 turnuva ve 6 B takımlar ligi maçı olmak üzere 156 resmi ve ayrıca 66 özel maçla birlikte toplam olarak 222 maçta oynadı. Lig maçlarında kendi kalesine 1 gol atarken özel maçlarda 2 gol kaydetti. Edirnespor'a transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. )
- YILMAZ, MURAT (TRABZON, 1951 - ) :
( Üniversite öğrenimini tamamladıktan sonra Yüksek Mühendis olarak iş hayatına atıldı. Sarıyer Belediye İmar ve Planlama Müdürü olarak görev yaptı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 1 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- YILMAZ ile/ve/<> YORULMAZ ile/ve/<> YENİLMEZ
- YİN ile/ve/<> YANG 
( İnsanlığın ilk simgelerindendir. ( İlki EL [çizen araç] olarak kabul edilir! [Eller beynin uzantısıdır!] )
Tüm insanlığa aittir!
Herhangi bir disiplinin ya da kültürün [özellikle Uzakdoğu'nun], tekeli altında kalamayacak kadar ortaktır.
Uyum, bütünlük ve dengeyi simgeler. (Zıtlıkla ya da "Her iyiliğin içinde kötülük, her kötülüğün içinde iyilik vardır" gibi basit tanımlarla tanımlanamayacak kadar derinliği olan bir simgedir!)
Aynı zamanda insanı, duruşunu, omurgayı simgeler!
Varolanları, yaşamı, olan biten herşeyi simgeleyebilecek kadar yalın ve sadedir. )
( Yaşam, [özellikle insan için]
(
)
(
)
(
)
(
)
(
)
(
)
(
)
- YİNE DE ile KARŞIN/RAĞMEN[RAĞM: İnadına davranma.]
- YİNELEME/TEKRAR ile/ve/||/<>/> İÇSELLEŞTİRMEK
- 20 BAB ve 35 BAB
- YİRMİ YIL ÇALIŞAN ÖĞRETMEN:
[ya] BİR YILLIK "DENEYİMİNİ", YİRMİ YIL BOYUNCA TEKRAR EDEN
ile/değil/yerine/ne yazık ki/ya da/><
YİRMİ YILLIK DENEYİMİ OLAN
- YIRTICI ile/ve/||/<> AVCI
- [ne yazık ki]
YIRTICI ile/ve/<> YIKICI
- YIRTIK-PIRTIK (GİYSİ)
- YİTİRİLEN ŞEYLER İÇİN ÜZÜLME (İFTİKÂD)
- YİTTİ ile YETTİ
( Yetti. )
- ...('YI/YA) YAPMAMA/UYGULAMAMA/UYMAMA:
"ÖZGÜRLÜĞÜ" ile/ve/değil/yerine OLANAĞI/OLANAKLILIĞI/İHTİYÂRI
- YİYECEK ile/ve/||/<>/> YEMEK
- YİYECEK/İÇECEKLERİN, KİŞİYİ YAŞLANDIRMASI/ESKİTMESİ/BOZMASI
ile/değil/yerine/></<
KİŞİNİN, YİYECEK/İÇECEK/GİYSİLERİ ESKİTMESİ/TÜKETMESİ
- [ne yazık ki]
"YİYELİM-İÇELİM, KİMSEYE DOKUNMAYALIM" ve/||/<>/>/< "YİYEYİM-İÇEYİM, KESEME DOKUNMAYAYIM"
- YOGİ ile GNANİ ile EYLEM İNSANI
( Gerçeği arayan bir YOGİ olur, bilgeliği arayan bir GNANİ olur, mutluluğu arayan biri ise EYLEM KİŞİSİ olur. )
- YOĞUN BAKIM ve/||/<>/> YOK'UM(YOĞUM)! BAKIN!
( Dün. VE/||/<>/> Bugün. )
- YOĞUNLAŞMA ile/yerine DİKKAT
( TO INTENSIFY vs. ATTENTION
ATTENTION instead of TO INTENSIFY )
- YOĞUNLAŞMA ve/||/<> FARKLILAŞMA ve/||/<> BELİRLEME
- YOĞUNLUK ile/ve/<> OLGUNLUK
( Olgunluk nasıl meydana gelir?
Zihnimizi berrak ve temiz tutarak, yaşamımızın her anını tam bir farkındalık hali içinde yaşayarak, korkularımızı ve arzularımızı belirdikleri anda hemen inceleyerek ve gidererek. )
( Meyve bir anda düşer ama olgunlaşması zaman alır. )
( Hazır olmak, olgun olmaktır. )
( How does maturity come about?
By keeping our mind clear and clean, by living our life in full awareness of every moment as it happens, by examining and dissolving our desires and fears as soon as they arise.
The fruit falls suddenly but the ripening takes time.
Readiness is ripeness. )
( INTENSITY vs./and/<> RIPENESS )
- YOĞUNLUK ile/ve PAYLAŞIM
( DENSITY vs./and SHARING )
- YOĞUN/LUK ile/ve/değil/||/<>/> YORGUN/LUK
- YOK ARTIK ile YOK DAHA NELER
- YOK DEMEK ile/değil/yerine BENİM İÇİN BU/BÖYLE BİR KONU/OLGU YOK DEMEK
( [not] TO SAY "THERE IS/ARE NOT" vs./but TO SAY "THERE IS/ARE NOT A FACT/SUBJECT LIKE THIS FOR ME"
TO SAY "THERE IS/ARE NOT A FACT/SUBJECT LIKE THIS FOR ME" instead of TO SAY "THERE IS/ARE NOT" )
- YOK DEMEK ile/değil/yerine GÖRMEMEZLİKTEN GELMEK
- YOK ETMEK ile BAŞKALAŞTIRMAK
- YOK ETMEK ile/değil BİTİRMEK
( [not] TO DESTROY vs./but TO FINISH )
- YOK ETMEK ile ORTADAN KALDIRMAK
- YOK ETMEK ile/değil ÖRTMEK
- YOK ETMEK" ile/ve/<>/değil/yerine TIRNAK İÇİNE ALMAK "..."
- YOK ETMEK ile/değil/yerine/>< YAŞATMAK
( Yoketmek yerine yaşatmak )
( İMHÂ ile/değil/yerine/>< İHYÂ )
- YOK ETMEK ile/değil/yerine YOK OLUŞ
- YÖK HOCASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YOK HOCASI
- YOK OLACAK OLAN ve/<> YOK HÜKMÜNDE DE OLABİLİR
- YOK OLAN ile/değil/yerine ORADA OLAN
- YOK OLMA ile AZALMA
- YOK OLMA ile/ve/değil "BUHARLAŞMA"
- YOK OLMA ile/ve RÜZGÂRLIĞI KALMAMA
- YOK OLMADAN ÖNCEKİ YOKLUK ile/ve ORTAYA ÇIKIŞTAN SONRA/Kİ YOKLUK
( NONEXISTENCE BEFORE TO BECOME NOT EXIST vs./and NONEXISTENCE AFTER EXISTENCE )
( PRADHAVAMSA-ABHAVA ile/ve PRAG-ABHAVA )
- YOK OLMAK ile/ve/=/değil VAR OLMAK
- YOK > VAR" değil VAR > YOK
( "Yok"tan var olmaz/çıkmaz! Önce "yok", olamaz! "Yok"tan, var'a öncelik olamaz! VE/FAKAT/ANCAK Var'ın olmamasına yok diyebiliriz. Ancak, var'dan, yok'a öncelik-sonralık ilişkisi kurulabilir. )
- YOK ile/değil ANLAMIN(IN) OLMAMASI
( [not] NONEXISTENT/THERE IS NOT vs./but LACK OF MEANING/SENSE )
- YOK ile/ve/değil/yerine CİSMİ OLMAYAN
- YOK ile DEĞİL
( LACK vs. NOT )
- YOK ile/ve/değil "DONMUŞ"(CEMÂDAT)
( [not] NONEXISTENT/THERE IS NOT vs./and/but FROZEN )
- YOK ile/değil GEÇERLİ DEĞİL
- YOK ile/ve/değil/yerine GÖSTERİLEMEYEN
- YOK yerine HAK VERE
- YOK ile/değil HENÜZ/ŞU ANDA BİLİNMEYEN
( [not] NONEXISTENT/THERE IS NOT vs./but UNKNOWN AT THE MOMENT )
- YOK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLANAKSIZ
- YOK ile OLMAZ
- YOK ile/ve PAYLAŞILABİLİR OLMAYAN
( NONEXISTENT/THERE IS NOT vs./and UNSHARED )
- YOK ile/ve/değil/yerine TESPİT EDİLEMEZLİK
- YOK ile/ve/değil/yerine VAR DEĞİL
( "YOK" değil/yerine "VAR DEĞİL"
Bazı kültürlerde, günlük dilde ve felsefede "Değil-leme" yöntemi ile bazı durumlar için üst bir bilinç kullanılmaktadır. Buna verilebilecek birkaç örnekten biri de Anadolu Kültürü ve Bilgeliği'nde "YOK" sözünün kullanılmamasıdır. "Yok", kavram olarak da, dil ve yaşamsallık açısından da o kadar yerini almıştır ki, bir kişinin farkında olmadan bile kullanması durumunda etrafındakilerden biri, "yok" sözünü kullanmaması gerektiğini uygun bir biçimde belirterek, uyarır o kişiyi. Yok sözünü kullanmak yerine "Var değil", "Hak getire", "Hak vere" sözleri kullanılır. Aynı biçimde "Bitti" yerine de "Bereketlendi" kullanılır. (aynı zamanda "Bitirmek" yerine "Tamamlamak" sözcüğünü kullanmak zihin programlaması, olgusallık ve dil açısından daha da yerinde bir tanımdır.)
"Evet!" ve "Hayır!" sözcüklerinde de buna benzer, hatta daha da öte bir durum vardır. "Hayır!" sözü, her ne kadar olumsuzluk anlamında kullanılıyor olsa da, bu duruma verilen ad, o olumsuzluktan bir hayır gelmesini ya da geleceğini düşünmekle bağlantılı bir olumlu kılma sözüdür.
Derinlere ve uzun geçmişe dayanan Anadolu Kültürü'nün, din ve tasavvuftan da yararlandığı yaşamsal ve dil üzerindeki bilge tutumlarının günlük dile ve halka yansıtma çabaları birçok örnekte görülebilir. "Çok ..." yerine "Yeterli"; "Almak" yerine "Edinmek"; "Fakat" değil "Aynı zamanda" gibi, durumun karşılığını daha derinlemesine verebilecek sözlerin kullanılmasına yönelik çabaları gözlemlemek ve bunlardan üst düzeyde yararlanmak gerekir.
Bu tür çabalar nesne, kavram, olgu ilişkilerinde insanın ve toplumların yaşanmışlıklarındaki derinliklerden ve geleceğe bir miras olarak bırakılmak istenen, insanlığın gelişimine olan etkilerini öngörerek varılmış tutum ve sonuçlardır. Önceki ve "Hayır!" örneğinde olumsuz bir sözün söylenmiyor olmasında bir yasak, haram ya da günah bilincinden çok, bilgece, bilinçli bir tutum söz konusudur.
Bu tutumlar sadece sözler için değil, daha uygun karşılıkları bulunan davranışlar için de geçerlidir. Örneğin, birine -özellikle bir çocuğa- bir şey vermek istendiğinde, avuç aşağıya bakar biçimde uzatmak değil/yerine verilecek olanın, avucun içinde bulunduğu açık bir avuç uzatmaktır.
Bu tür uygulama ve kavramlarda kullanılabilecek tanımlara da örnek olarak, "Aşure/Yemek Pişirmek" yerine/değil "Aşure Kaynatmak"; "Yemek"e yerine/değil "Lokma"ya katılmak/davet; ışığı/mumu/ateşi/ocağı "Söndürmek/Kapatmak" yerine/değil "Dinlendirmek"; "Yakmak/Açmak" yerine/değil "Uyandırmak"; "Ney Sesi" değil/yerine "Ney Sedâsı", "Ney Çalmak" değil/yerine "Ney Üflemek" dendiğini bilmeli; "Saç/sakal/kıyafet Düzeltmek" değil "Huy Düzeltmek" gibi hem zihinsel, hem yaşamsal kullanımlardan haberdar olmalı, kişi diline ve kendine gereken özeni ve önemi göstermelidir.
"Körü körüne Taklit" yerine/değil "Muhabbetle(Sevgiyle) Taklit" etmek, "Emir Eden" değil "Hizmet Eden" olmak, "Tutmak/Saklamak" yerine "Heybeye Atmak", "Hakkını Vermek" yerine "Hakkını Teslim Etmek" ve tüm bu ayrıntıları "Akılla Tartmak" yerine "Kalple Dinlemek" gerekir.
BU İNSAN DEDİKLERİ EL, AYAKLA, BAŞ DEĞİL,
ÂDEM MÂNÂ'YA DERLER, SURAT İLE KAŞ DEĞİL )
( [not] LACK vs./and/but NOT EXIST
NOT EXIST instead of LACK )
- YOK ile/değil/yerine YOK DENİLEBİLECEK KADAR AZ
- YOK ile/ve YOKLUK
( NONEXISTENT/THERE IS NOT vs./and NONEXISTENCE )
- YOK ile/ve/değil ZORUNLULUĞUNUN OLMAMASI
( [not] NONEXISTENT/THERE IS NOT vs./and/but LACK OF OBLIGATION )
- YOKLAMAK ile YOK-LAMAK
- YOKLUĞA DAYANAMAYAN ile/>< VARLIĞA DAYANAMAYAN
- YOKLUĞU PAYLAŞMAK değil VARLIĞI PAYLAŞMAK ve/||/<> İYİ GÜN DOSTU OLMAK değil KÖTÜ GÜN DOSTU OLMAK
- YOKLUĞUN ESASI VE USÛLÜ ile VARLIĞIN ESASI VE USÛLÜ
- YOKLUĞU/N İLE:
TEHDİT ile/değil/yerine TERBİYE
- YOKLUK:
TERBİYE EDER ve/+/||/<>/> ADAM EDER
- YOKLUK, YOKTUR değil YOKLUK, YOKTUR, YOKTUR!
- YOK/LUK ile/ve/<>/değil/yerine BELİRSİZ/LİK
- YOK/LUK ile/ve BİÇİMSİZ/LİK
( NONEXISTENCE vs./and UNSHAPELINESS )
- YOKLUK ile/=/||/<>/< BİR ŞEYİN YOKLUĞU
- YOK/LUK ile/ve BOŞ/LUK
( Görünmezler, tecelli etmezler. )
( NONEXISTENCE vs./and BLANK | CAVITY )
- YOK/LUK ile/ve EKSİK/LİK
- YOK/LUK ile/ve/<>/değil GÖRÜNMEZ/LİK, BİLİNMEZ/LİK
( AMÂ: Görünmezlik yeri/"ülkesi". )
( [not] NONEXISTENCE vs./and/<>/but INVISIBLE, UNKNOWN )
- YOK/LUK ile/değil MERKEZSİZ/LİK
- YOKLUK ile/ve MESBÛK Bİ'L-ADEM
- YOKLUK = NON-BEING[İng.] = NON ÊTRE[Fr.] = NICHTSEIENDE[Alm.] = NON-EUS[Lat.]
- YOKLUK ile/ve SALTIK/MUTLAK YOKLUK
( NONEXISTENCE vs./and ABSOLUTE NONEXISTENCE )
( ABHAVA ile/ve ATYANTA-ABHAVA )
- YOKLUK ile SIKINTI
( POVERTY vs. "STRAIT" )
- YOK/LUK değil/yerine SINIRLANAMAZ/LIK
- YOK/LUK ile/ve TANIMSIZ/LIK
- YOKLUK ile/ve/||/<>/>< VARLIK
( Gölgesi olmaz! İLE/VE/||/<>/>< Gölgesi mutlaka vardır. )
( Yokluğun varlığa gücü yeter de, varlığın yokluğa gücü yetmez. )
( Varlığımın değerini bilmeyeni, yokluğumla terbiye ederim! [en uzun süre 7 yıldır!] )
( Yoktur. İLE/VE/||/<>/>< Vardır. )
( There is no shadow! vs./AND/||/<>/>< Shadow is exist absolutely. )
( Yokluğunuzu hissetmeyeni, varoluşunuzla "rahatsız etmeyin!" )
( NONEXISTENCE vs./and/||/<>/>< EXISTENCE )
- YOK/LUK ile/değil/yerine YETERSİZ/LİK
- YOKLUK ile YOK İKEN
( NONEXISTENCE vs./and WHEN (IT IS) NOT EXIST )
- YOKLUK ile/ve YOK OLMADAN ÖNCEKİ YOKLUK
( NONEXISTENCE vs./and NONEXISTENCE BEFORE TO BECOME NOT EXIST )
( ABHAVA ile/ve PRADHAVAMSA-ABHAVA )
- YOKLUK ile/ve YOKLUĞUN VAROLUŞU
( NONEXISTENCE vs./and BEING OF NON-BEING )
( ... ile/ve VU ZHI YOU )
- YOKLUK ile YOKLUK
( NONEXISTENCE vs. NONEXISTENCE )
- YOK/LUK ile/ve/değil ZİHİN
( Yok etmeyince, yok olmaz. )
( [not] NONEXISTENT/NONEXISTENCE vs./and/but THE MIND )
- YOKLUK'TA YOKLUK ile VARLIK'TA YOKLUK
( Yokluk, fazlasıyla zor ve ağır bir durumdur fakat yokluktan daha zoru da vardır ki, o da, varlıkta/olanaklar içinde yokluktur. )
( NONEXISTENCE AT NONEXISTENCE vs./and NONEXISTENCE AT EXISTENCE )
- YOKLUKTAN OLUŞAN YOKLUKLAR ile/ve/değil VARLIKTAN OLUŞAN YOKLUKLAR
- YOKLUKTAN YARATMAK ile/ve YOK İKEN YARATMAK
- YOK(OLUMSUZ YANIT/HAYIR ANLAMINDA) ile HAYIR
- YOKSA ... ile AKSİ HALDE ...
- YOKSA ile YA DA
- YOKSUL:
AZA SAHİP OLAN değil "ÇOK"U İSTEYEN
- YOKSUL:
YENİ ile ÖZGÜR ile YARATICI ile BİRLEŞMİŞ ile DÜŞKÜN
( Eric Hoffer'ın, Kesin İnançlılar[Kitle Hareketlerinin Anatomisi] adlı kitabını okumanızı salık veririz... )
- YOKSUL/FAKİR ile/değil EZGİN
( ... İLE/DEĞİL Paraca durumu bozuk olan kişi. | Çok sıkıntı/cefa çekmiş kişi. | Çürük, ezik meyve. )
- YOKSULLARIN "KURABİLDİĞİ", ANCAK ...:
HAYAL ve/||/<> TURŞU
- YOKSULLUĞU SONLANDIRMAK:
HAYIR İŞİ ile/ve/değil/||/<> ADÂLET
- YOKSULLUK:
YİYECEK BİTİNCE ile/ve/değil/||/<>/> ADÂLET BİTİNCE
- YOKSULLUK ile/ve/ne yazık ki/> MUTLAK YOKSULLUK
- [ne yazık ki]
YOKSUL/LUK ve/değil/||/<> YOLSUZ/LUK
- YOKSUN ile/değil UZAK
- YOKSUNLUK ile/ve/değil/> GEREKSİNİM
( [not] DEFICIENCY vs./and/but/> NEED )
- YOKSUNLUK ile/ve GEREKSİNİM
( DEPRIVATION vs./and NEED )
- YOKSUNLUK = PRIVATION[İng., Fr.] = MANGEL[Alm.] = PRIVATIO[Lat.] = STERESIS
- YOKSUN/LUK ile YOKSUL/LUK
( Yoksullukların en kötüsü, kendini aciz görmektir. )
( VITA VERE APOSTOLICA: Yoksulluğu yüceltme. )
( Yoksulluk korkusunu tanımadıysak, kendi yoksulluğumuzu yaratırız. )
( Elini cebine attığında boşsa. İLE Elini tutan yoksa. )
( DEPRIVATION vs. POVERTY )
- YOKTAN değil YOK İKEN
- YOKTU değil KAYITLARDA YOK/BULUNMUYOR
- YOKTUR:
YOLA ÇIKIP VARMAYAN ve/||/<> YOLDAN ÇIKIP VARAN
- YOKUŞ ile BAYIR
( ... İLE Küçük yokuş. )
- YOKUŞ ile/değil/yerine EĞİM/ŞEV[Fars. < ŞÎB]
( Bisiklet kullanmayan kişiler, bildikleri/gördükleri yollardaki eğimin açısına ve uzunluğuna göre, yolun/eğimin tamamını/bütününü "düşünerek", eğimli yollarda çok yorulacaklarını varsayarlar/zannederler. Hatta, o dik "yokuşun", çıkılamaz olduğunu zannederek, süreci düşünmeden/deneyimlemeden, sonuç merkezli bir (ön)"yargı"da bulunurlar. Gözlerini, yolun sonuna dikerek ve yetersizliklerine, güçsüzlüklerine bağlayarak ve ümitsizliğe düşürecek olan yüklü/şişmiş "yokuş" sözcüğü ile yanına bile yaklaşmazlar bisikletin.
Oysa ki, bisiklet kullananlar için durum böyle değildir. Bisiklet kullanımında ve bisiklet kullanıcıları için geçerli olan, basıyor oldukları pedaldır. Yeterli olacak olan bacak/kas gücü ve vites kullanımının sunduğu kolaylıklar ile çoğu zaman, neredeyse düz yolda pedal çevirdikleri kadar rahat pedal çevirirler. Bisiklet kullanmayanlar için zannedildiği kadar güç değildir pedal çevirmek ve yol almak.
Yokuş ile Eğim arasındaki fark, tamamen zihinsel ve dilseldir. Bisiklet kullan(a)mayan kişiler, zihinlerindeki yolun/eğimin tamamına "yokuş" diyerek, daha baştan, önyargı ve sonuç odaklılıklarının yarattığı zihinsel ve dilsel engele takılır. Ya da böylesine değiştirilebilecek bir "engel" yerine "yokuş" tanımından vazgeçerek, %90 oranında kolaylaştırabilirler bisiklet üzerine çıkmayı. Düz yol aramak gibi yersiz bir beklentiden de kurtulmuş olur ve bisikletleriyle yol alırlar.
Bisiklet üzerine çıkılır, "yokuş" denilen fakat bisiklet üzerindeyken sadece bir eğim olarak deneyimlenen bu yollarda bir süre bisiklet kullanılırsa, çevrilen pedalın kolaylığı kadar ve sadece yoldaki bir eğim olarak geçilir o süreç ve kolaylıkla tamamlanır, o gözde ve sözde büyütülen eğim. )
- YOKUŞ ile KIRKMERDİVEN
( ... İLE Dik yokuş. )
- YOKUŞ ile YURA/KABAN[Erm.]
( ... İLE Dik yokuş. )
- [ne yazık ki]
"YOKUŞA SÜRMEK" ile/ve/<> "BİN DEREDEN SU GETİRTMEK" ile/ve/<> "ENSESİNDE BOZA PİŞİRMEK"["kafasında" değil!] ile/ve/<> "TOPU, TACA ATMAK" ile/ve/<> TRİBÜNLERE OYNAMAK ile/ve/<> İPE UN SERMEK
- [ne yazık ki]
YOKUŞA SÜRMEK ile/yerine ÜMİTSİZLENDİRMEK
( TO MAKE DIFFICULTIES vs. TO GET HOPELESSNESS/DESPAIR
TO GET HOPELESSNESS/DESPAIR instead of TO MAKE DIFFICULTIES )
- YOKUŞ/EĞİM:
[hem/ne] ÇIKIŞ ile/ve/değil/hem de/ne de/=/||/<> İNİŞ
- YOK-VAR ile/değil BOŞ-DOLU
- YOL ÜSTÜNDE TAŞ GÖRSEK, ...:
"YOLDAN VAZGEÇMEK" ile/değil/yerine/>< ÜSTÜNDEN GEÇMEK
- YOL VERMEK ile/değil/yerine YER VERMEK
- YOL YÜRÜMEK değil YOL SÜRÜMEK
- YOL ile KOL
- YOL ile NALDÖKEN
( ... İLE Taşlı, çakıllı yol. )
- YOL ile/ve SÜREÇ
( Kendimiz bulmadıkça o, kendi yolumuz olmayacaktır ve bizi hiçbir yere götürmeyecektir. )
( Sürece katılmadıkça anlaşılmaz. )
( Kişiyi, yürüdüğü yol yorar. )
( Unless we find ourselves, it will not be our own way and will take us nowhere. )
( PATH vs./and PROCESS )
- YOL ile UZAM
( PATH/WAY vs. SPACE )
- YOL ve/> YER ve/> YÖN
( Nereden? VE/> Nerede? VE/> Nereye? )
- YOL YOLCU
( WAY
PASSENGER )
- YOL ve/<> YORDAM ve/<> YÖNTEM
- YOLA:
AKILLA ÇIKMAK ile/ve/||/<>/> AKILDAN ÇIKMAK
- YOLA ÇIKAMAYAN ile/ve/<> YOL ALAMAYAN
( Niyetinden kuşku duyan. İLE/VE/<> Amacından kuşku duyan. )
- YOLA ÇIKMAK:
"İKNA EDİLMİŞLER" İLE ile/değil/yerine/>< İNANMIŞLAR İLE
- YOLA ÇIKMAK:
"YAŞAMDAN KAÇMAK İÇİN" ile/değil/yerine/>< YAŞAMI KAÇIRMAMAK ÜZERE
- YOLCU OLMAK ile/ve/değil YOLDA OLMAK
( MALAGA: Yolculuk. )
- YOLCU ile/ve GEZGİN
( ... ile/ve SEYYAH )
( PASSENGER vs./and TRAVELLER )
- YOL/CULUK:
DIŞARI DOĞRU değil İÇERİ DOĞRU
- YOLCULUK:
[önce] SÖZSÜZ BIRAKIR sonra/> ÖYKÜ ANLATICISINA DÖNÜŞTÜRÜR
- OKUMAK:
BEKLERKEN -ile/ve
- YOLDAN ÇIKAN ile/değil/yerine/>< YOLA ÇIKAN
( Yola çıkıp varmayan, yoldan çıkıp varan olmamıştır. )
- YOLDAN ÇIKMIŞ OLMAK ile/ve/değil YOLDAN UZAKLAŞMIŞ OLMAK
- YOLDAŞ (OLMAK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HALDAŞ (OLMAK)
( Gövdeye. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Gönüle. )
- YOLDAŞLIK (RIFK)
- BAŞA GELEN:
YOLDAŞTAN ile/ve/değil/||/<>/< YOLDAN
- YOLLAR ile/ve/değil/||/<>/< TEK/ORTAK YOL
( Kişi sayısınca. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Samimiyetle. )
- YOLLU" (OLMAK) ile/değil YOLDA (OLMAK)
- YOLSUZLUK ve ORUNÇ/URUNÇ/RÜŞVET
( İRTİKÂB ve İRTİŞÂ'[< RİŞVET] )
- YOLU BİLMEK ile/ve/> YOLDA İLERLEMEK
( Yolunuzu, kendiniz bulmalısınız. )
( TO KNOW THE WAY vs./and/> TO BE ON THE WAY/TO PROGRESS
You must find your own way. )
- YOLU BULMAK ile/ve SUYU BULMAK
- YOLUN BAŞI ile/ve/||/=/<> YOLUN SONU
- YOL/YÖNTEM ile/ve İŞ ile/ve BİLGELİK
( WAY/METHOD vs./and BUSINESS vs./and WISDOM )
- YÖN DEĞİŞİMİ ile/ve/||/<> HIZ DEĞİŞİMİ
- YÖN ile ARA YÖN/ASYÖN
( Belirli bir noktaya göre olan yer, taraf. | Bir şeyin belirli bir noktaya baktığı yan, veçhe. | Bir yere gitmek için izlenilen yol, cihet, istikamet. | Tutulacak, izlenilecek yol. İLE Dört ana yönden ikisi arasında olan yönlerden her biri. )
- YÖN ile BOYUT
( DIRECTION vs. DIMENSION )
- YONCA ile EKŞİYONCA
( Baklagillerden, başak durumundaki, çiçekleri kırmızı ya da mor renkli, hayvanlara yem olarak yetiştirilen çayır bitkilerinin genel adı. İLE Ekşiyoncagillerden, çok yıllık, otsu bitki. )
( TRIFOLIUM cum OXALIS )
- YÖNE ile/değil YÖNDE
( Mesafe. İLE/DEĞİL Her bir yön. )
( İLÂ CİHED ile/değil Fİ CİHED )
- YÖNELİM/KIBLE:
NAMAZ ile DUA ile ÂŞIK ile İŞ
( Kâbeye. İLE Her yöne. İLE Kişiye(mâşuğa)/kavrama. İLE Uğraşa. )
- YÖNELİM = INTENTION[İng., Fr.] = INTENTION[Alm.] = INTENTIO[Lat.] = INTENCIÓN[İsp.]
- YÖNELİMSEL/LİK ile/ve/||/<> ÖZNEL/LİK
- YÖNELME ile/ve/||/<>/> YAKINLAŞMA (İSTEĞİ)
- YÖNETİCİ:
ORTALAMA ile/ve/||/<> İYİ ile/ve/||/<> İLERİ
( Para kazandırır. İLE/VE/||/<> Düzen kazandırır. İLE/VE/||/<> İnsan kazandırır. )
- YÖNETİCİ ile/ve/yerine/değil ÖNDER
( BUU/BUĞ: İnsan kümelerinin önderi/yöneticisi. [Birden fazla Buğ varsa içlerinden biri Baş Buğ olmuştur.] [Kişileri koruyup gözeten, birbirine sevgi ve saygıyla bağlayan Bağ, Buğ ve Ban olmuştur.] )
( Kişinin el parmakları, toplumsal örgütlenmeye köz/model olmuştur. Kişi öbekleri/grupları, 10'luk sisteme göre örgütlenmiştir. Buu, 10'luk düzenin önderi olmuştur. )
( İşi, doğru yapan. İLE/VE/YERİNE/DEĞİL Doğru işi yapan. )
( ZİMAMDAR ile/ve/yerine/değil PÎŞVÂ[Reis, başkan]/PÎŞDÂR )
( [not] MANAGER vs./and/but LEADER
LEADER instead of MANAGER )
- YÖNETİM:
HASARLARI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLASILIKLARI
- YÖNETİM/İDÂRE TÜZESİ/HUKUKU ile/ve/||/<> KAMU TÜZESİ/HUKUKU
- YÖNETİM ile/ve/<> ADÂLET
( MANAGEMENT vs./and/<> JUSTICE )
- YÖNETİM ve/||/<> TAKIM
(
)
- YÖNETİM ile/ve/||/<>/> YÖNLETİM
- YÖNETİMDE:
YETKİ ve/||/<> BİÇİM/ŞEKİL ve/||/<> NEDEN ve/||/<> KONU ve/||/<> AMAÇ
- YÖNETME ile/ve/değil/+/||/<>/> YÜRÜTME
- YÖNETMEK = DOĞRULUK/DÜRÜSTLÜK[Fars.]
( Yönetmek, dürüstlük demektir. Sen doğru yönetirsen, kimse yanlış olmaya cesâret edemez. )
- YÖNETMEK ile/ve/||/<> "YÖN VERMEK"
- YÖNETMEK ile/ve/değil/||/<>/>/< YÖNLENDİRMEK
- ... YÖNETMENLİĞİ değil ... YÖNETMELİĞİ
- YONGA/KAMGA ile YONTU
( Kesilen, yontulan ya da rendelenen bir şeyden çıkan parça. İLE Taş, tunç, mermer, kil, alçı, bakır gibi maddelerden yontularak, kalıba dökülerek ya da yoğrulup pişirilerek oluşturulan yapıt. )
- YÖNLENDİRME ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜZENLEME
- YÖNTEM (ÂDAB)
- YÖNTEM:
FELSEFÎ(EYTİŞİMSEL/DİYALEKTİK) ile/ve/||/<> KURGUL ile/ve/||/<> SALTIK
- YÖNTEM, METOD, SİSTEM = TARÎK = MÉTHODE, SYSTÈME
- YÖNTEM/METOD ile YOL
- YÖNTEM/TARZ/YAKLAŞIM SORUNU ile/ve/değil/daha çok SONUÇ ÇIKARMA SORUNU
- YÖNTEM/USÛL["USÜL" değil!]/METOD[İng. < METHOD] ile/ve ÜSLÛB
- YÖNTEM ile/ve/değil/yerine AHLÂK
( [not] METHOD vs./and/but MORALS
MORALS instead of METHOD )
- YÖNTEM ve/<> (BELİRLİ/BAZI) YÖNTEME, YÖNTEMLE(RLE)/BİLİNÇLE BAKMAK
- YÖNTEM ile/ve/<> BİLİNÇ
( METHOD vs./and CONSIOUSNESS )
- YÖNTEM ile FORMÜL
( vs./and/||/<> FORMULA )
- YÖNTEM/USÛL ile/ve/||/<>/> İZİN
- YÖNTEM ile/ve/||/<> KAVRAM
( YÖNTEM: Kavramın bilinci. )
( Yöntem, mantığın içeriğinin, içsel özdeviniminin biçimi üzerindeki bilinçtir. )
( METHOD vs./and/||/<> CONCEPT )
- YÖNTEM ve/<> KOŞULLAR
- YÖNTEM ile/ve LOJİ[Yun. < LOGOS]
( METHOD vs./and LOGIC )
- YÖNTEM ile/ve SORU
( Doğru bir yanıtı nasıl alabilirim? Doğru bir soru sorarak! )
( Soru sorma, soru konusu yapılan alana ilişkin sorunların çözümü üzerine düşünüldüğünü gösterir. )
( Bellekte toplanan unsurları kullanma süreci soru ya da sorunla başlar. )
( METHOD vs./and QUESTION
How am I to get a true answer? By asking a true question! )
- YÖNTEM ile SÜREÇ
( METHOD vs. PROCESS )
- YÖNTEM ile/ve TARZ
( METHOD vs./and STYLE )
- YÖNTEM ile/ve/<> TUTUM
( METHOD vs./and/<> ATTITUDE )
- YÖNTEM ile/ve ÜSLÛB
- YÖNTEM ile/ve USÛL
- YÖNTEM = USÛL = METHOD[İng.] = MÉTHODE[Fr.] = METHODE[Alm.] = METHODUS[Lat.] = METHODOS[Yun.] = METODO[İsp.]
- YÖNTEM ile/ve/<>/değil/yerine YAKLAŞIM
( [not] METHOD vs./and/<>/but APPROACH
APPROACH instead of METHOD )
- YÖNTEM ile/ve/||/<>/< YEĞLEME/TERCİH
- YÖNTEM ile/ve/||/<> YÖNETİM
- YÖNTEM ile/ve/<>/değil/yerine YÖNTEMSELLİK
( Bir şeyler için önceden belirli bir yöntem yoktur(aranamayabilir/bulunamayabilir). İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Herşeye uygun bir yöntemsellik vardır(aranabilir/bulunabilir). )
- YÖNTEM ile YÖNTEMSİZ YÖNTEM
( METHOD vs. THE METHOD WITHOUT METHOD )
- YÖNTEM ile/ve YORDAM
( METHOD vs./and WAY )
- YÖNTEM ile YORDAM(MELEKE)
- YÖNTEMBİLİM = USULİYAT = METHODOLOGY[İng.] = MÉTHODOLOGIE[Fr.] = METHODOLOGIE, METHODENLEHRE[Alm.]
- YÖNTEMLER:
AŞKINSAL ile/ve/||/<>/> KURGUL ile/ve/||/<>/> EYTİŞİMSEL/DİYALEKTİK ile/ve/||/<>/> OLGUSAL/FENOMENOLOJİK
( Kant'ta. İLE/VE/||/<>/> Hegel'de. İLE/VE/||/<>/> Marx'ta. İLE/VE/||/<>/> XX. yüzyılda. )
- YÖNTEM/USÛL ile/ve/||/<>/> İŞLEYİŞ
- [ne yazık ki]
YORAN:
KOŞULLARIN "AĞIRLIĞI" ile/ve/değil/||/<>/< ETRAFINI ANLAMAYAN KİŞİLERİN SAĞIRLIĞI
- YÖREL ile/ve/||/<> YEREL
- YORGUN/LUK ile/ve/||/<> SAYRI/LIK(HASTA/LIK[Fars. < HASTE: Yorgun.])/İGLELMEK[: Sayrılanmak/hastalanmak.][dvnlgttrk]
( TA'B ile MARÎZ[< MARAZ]/ÂLİL[: Sayrı(hasta). | Sakat, kör.], VASIB
TAVSÎF-ÜL-EMRÂZ: Sayrılıklar ilmi. )
( ... ile BÎMÂR/Î )
- YORGUN/LUK ile/ve/değil/||/<>/< YOĞUN/LUK
- YORMAK ile YORMAK
( Yorgun duruma getirmek. İLE Bir nedenle bağlamak, bir duruma işaret saymak, bir anlam vermek, yorumlamak. )
- YÖRÜK/YÜRÜK ile/ve/||/<> Yörük/Yürük
( Göçebe Türkmen boyu. Anadolu ve Rumeli'de göçebe olarak yaşayan, mevsimlere göre ova ya da yaylalarda kurdukları çadırlarda oturan Oğuz Türklerine verilen ad. Bunlara, Türkmenler adı da verilir. [Göçebe yaşam tarzını seçmiş Türkmenler. "Yürümek" sözcüğünden türetilmiştir. Anadolu'da yaylak-kışlak yaşamı sürdüren Türkmen aşiretleri [obaları] için de kullanılır. Anadolu halkının çok önemli nüfus çoğunluğunu oluştururlar. Balkanlar'daki Türkler arasında da yüksek oranda Yörük bulunmaktadır. Rumeli Yörükleri: Tanrıdağı Yörükleri, Kocacık Yörükleri, Naldöken Yörükleri, Vize Yörükleri vb. öbeklere ayrılmaktadır. Bugün Bulgaristan, Yunanistan ve Makedonya'nın dağ köylerinde yaşamaktalar. Osmanlı, tüm Balkanlar'da elde ettiği topraklara sahip olunması için sadece Türkmen/Yörükleri göndermiş ve görevlendirmiştir. “Cesur, muhârip, iyi yürüyen, eli ayağı sağlam” gibi anlamları yansıtan "Yörük" sözcüğü yerine, “yürük” sözcüğü de kullanılır. Genel olarak göçer-konar yaşam sürdüren tüm topluluklar için kullanılan bu ad, daha çok göçebe Oğuz boyları için simge (özel ad) olmuştur. XI. yüzyılda Orta Asya'dan göç eden ve göçebe yaşam sürdüren Oğuzlar, İran'dan geçerek, Malazgirt Zaferi'nden sonra Anadolu'ya geldi. Burada da eski yaşam tarzını aynen devam ettirdiler. İlk zamanlar, Türkmen adıyla anılan Oğuzların bir bölümü, yerleşik yaşama geçti. Anadolu'nun İslâmlaştırılıp Türkleştirilmesi sırasında, Oğuz boyları, Anadolu'nun her tarafına yayıldı. Bir bölümü yerleşik yaşama geçerek Türkmen adını aldı, bir bölümü de göçebe yaşamını sürdürüp Yörük adıyla anıldı. Osmanlıların Rumeli'ye geçişinden sonra, Yörüklerin önemli bir bölümü de Rumeli'ye göç ettirildi. Yörük aşiretleri ve obaları adlarında genellikle koyun ve keçi sözcüklerini barındırır. "Karakeçili", "Sarı keçili" gibi. Aynı zamanda Koyunlu Yörükler diye bilinen Akkoyunlu ve Karakoyunlu aşiretlerinin adı, bu obaların nerede yaşadığını da belirli kılar.] İLE/VE/||/<> Çok ve çabuk yürüyen, iyi yol alan, hızlı giden. | Osmanlı döneminde, otuzar kişilik ocaklar olarak Rumeli'ye yerleştirilen ve savaş zamanlarında geri hizmetlerde çalıştırılan tımarlı asker. )
itibarı ile 34.754 başlık/FaRk ile birlikte,
34.754 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(137/140)
(1996'dan beri)