G ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 34.754 başlık/FaRk ile birlikte,
34.754 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(121/140)
- TARİHSİZ/LİK ile/ve/||/<>/= TALİHSİZ/LİK
( Tarihsizlik, talihsizliktir. )
( LACK OF HISTORY vs./and/||/<>/= UNLUCKY/NESS )
- TARİHTE KALAN DÜŞÜNCE ile/ve/değil/yerine/<> DÜŞÜNCENİN TARİHİ
- TARİHTEN DERS ALMAK ile/ve/<> TARİHTEN GÜÇ ALMAK
( TO TAKE LESSONS FROM HISTORY VALUE/S vs./and/<> TO TAKE POWER FROM HISTORY )
- TARİHTEN İBRET ALMAK ile TARİHTEN KUVVET ALMAK
- TARIK AKAN PARKI :
( Kazım Karabekir Mahallesinde olup 2.208,00 m²'lik bir alanı kapsamakta olup, 906,00 m²'lik eşil alanı, 255,00 m²'lik çocuk oyun alanı ve 600,00 m²'lik spor alanı bulunmaktadır. )
- TARÎK el-TAKVÎM ile/ve/<> TARÎK el-LUZÛM ile/ve/<> TARÎK el-KIYÂM ile/ve/<> TARÎK el-NİSBE
( Osmanlı dönemi Türk filozofu Taşköprülüzâde'ye (ö. 1561) göre ayıklama/soyutlama eylemi açısından bir önermede, konu ile yüklem ilişkisinin türleri:
"X, Y'dir." denildiğinde, bir yüklem olarak Y,
1. Ya bizâtihi yüklendiği X'ten
2. Ya da X'in dışındaki başka bir nesneden
ayıklanır/soyutlanır.
Birinci durumda Y
i. ya X'in kurucu unsurlarından;
ii. ya da X ile Y arasındaki zâtî gereklilikten/zorunluluktan ayıklanır/soyutlanır.
İkinci durumda ise Y
i. ya dış-dünyada, X ile var olan
ii. ya da dış-dünyada, X'e nispet edilen bir durumdan ayıklanır/soyutlanır.
1. i.'ye "Kurucu unsurlarına ayırma yöntemi"[Tarîk el-takvîm];
1. ii.'ye "Gereklilik(zorunluluk) yöntemi"[Tarîk el-luzûm]
2. i.'ye "Kâim olma yöntemi"[Tarîk el-kıyâm]
2. ii.'ye ise "Nispet yöntemi"[Tarîk el-nisbe] adı verilir. )
- TARİK:
ÖRGÜT değil YOL/YORDAM/YÖNTEM
- TARÎK[< TURUK] ile ...
( YOL | BİR VELÎNİN ALLAH'A ULAŞMASI İÇİN TUTTUĞU YOL | USÛL | MESLEK | VÂSITA, NEDEN )
- TARÎK[çoğ. TURUK] ile TÂRİK[Ar. < TERK] ile TA'RÎK[Ar. < ARAK] ile TA'RÎK ile TÂRÎK[Fars.] ile TAHRİK[Ar.]
( Yol. | Usûl. | Meslek. | Vasıta, neden. | [tas.] Bir velînin Allah'a ulaşması için tuttuğu yol. İLE Terk eden, bırakan, vazgeçen. İLE Terlet(il)me, tere yatırılma. İLE Uğma. İLE Karanlık. İLE ... )
- TARÎK ile/||/<> TARÎK-İ ÂMM ile/||/<> TARÎK-İ HÂS
( Yol. İLE/||/<> Geniş yol, cadde, genel yol, kamuya ait yol. İLE/||/<> Bir ya da birkaç eve mahsus çıkmaz sokak, özel yol. )
- TARİKA(T) ve/<> AŞK
( Çeperden merkeze. VE/<> Merkezden çepere. )
- TARİKAT ile/ve BARİKAT
- TARİKATTE ÇİLE ile/ve HAYATTA ÇİLE
- TARİK-İ AHYÂR ile TARİK-İ EBRÂR ile TARİK-İ ŞUDDÂR
- TARIM "ÇAĞI"(/TOPLUMU/EKONOMİSİ) ile/ve/yerine/> SANAYİ "ÇAĞI"(/TOPLUMU/EKONOMİSİ) ile/ve/yerine/> BİLGİ "ÇAĞI"(/TOPLUMU/EKONOMİSİ)
( AGRICULTURAL "AGE"(/SOCIETY) vs./and/> INDUSTRIAL "AGE"(/SOCIETY) vs./and/> INFORMATION "AGE"(/SOCIETY) )
- TARIM ile/ve EMEK
- TAR'IN TELLERİNDE:
AĞ TEL ile/ve SARI TEL ile/ve KÖK TEL ile/ve BAM TELİ ile/ve 1. ÇİFT ZENG TELİ ile/ve 2. ÇİFT ZENG TELİ
( [orta oktav] Do İLE/VE [orta oktav] Sol İLE/VE [-1. oktav] Do İLE/VE [-2. oktav] Sol İLE/VE [+2. oktav] Sol İLE/VE [+2. oktav] Do )
( Suyu simgeler. [Su gibi akıcıdır.] İLE/VE Ateşi simgeler. [Ateş gibi yakıcıdır.] İLE/VE Toprağı simgeler. [Toprak gibi sabitleyicidir.] İLE/VE Kararlılık duygusu ve mutmainlik sağlar/sunar. İLE/VE 1. ve 2. çift zeng telleri, coşku, özgürlük ve rahatlama duygusu sağlar/sunar. )
( Sayın Nevcivan Özel'in Facebook sayfası için burayı tıklayınız...
[Katkıları için teşekkür eder, tüm çalışmalarında başarılarının devamını dileriz!]
)
(
)
- TÂRİYE[Ar.] ile TA'RİYE[Ar.] ile TARİYY/TARİYYE[Ar.]
( Ansızın gelen belâ. İLE Soyma, soyulma, çıplaklaştırma. İLE Körpe, yaş, taze. | Yumuşak ekmek. )
- TARLA ile/ve CEBEL
( ... İLE/VE Ekilmemiş tarla. )
- TARLA ile/ve/<> EVLEK
( ... İLE/VE/<> Tarlanın, tohum ekmek için bölünen bölümlerinden her biri. | Dönümün dörtte biri kadar olan ölçüsü. | Tarlalarda suyun akması için açılan su yolu. | Onluk kâğıt para. )
- TARLA ile/ve KELE/KELEME
( ... İLE/VE Sürülmemiş, bırakılmış tarla. | Bakımsız ve bırakılmış bağ ya da bahçe. )
- TARMUR, BÜLENT (SARIYER, 1936 -) :
( Ticaret hayatına kasap olarak atıldı, bilahare minibüs işletmeciliği yaptı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 2 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev aldı. Yıllarca hentbol şubesinde idari yönetici olarak görev yaptı. Kulübün Divan Kurulu üyesidir. )
- TART[Fr. < TARTE] ile/||/<> TARTÖLET ile/||/<> TURTA[İt. < TORTE] ile/||/<> PAY[İng. < PIE] ile/||/<> KİŞ[< QUICHE] ile/||/<> GALETTE
( Tatlı ya da tuzlu olabilir. [Modern tartlar, genellikle meyve tabanlıdır, bazen de koyu krema ile olabilir.] İLE/||/<> Üzeri açık ve içinde dolgu kreması olan tartın küçük çeşididir. Genellikle tek kişilik minik kalıplarda pişirilir. İLE/||/<> Altı hamur, arası dolgu[meyve/sebze] üzeri ise hamurla kapatılarak yapılan ve genellikle tuzlu olabilen bir hamur çeşididir. İLE/||/<> Altı hamur, arası meyve dolgulu, üzeri rende hamur ya da kafes biçiminde hamur parçalarıyla kapatılan bir pasta çeşididir. İLE/||/<> Tart gibi altı hamur üzeri ise tamamen tuzlu olarak hazırlanan sebze dolgulu bir hamur çeşididir. İLE/||/<> Tarta benzeyen bir tatlı türüdür.[Hamurundaki farklar nedeniyle tart ile birbirinden ayrılmaktadır. Galetta hamuru, pizza hamuru gibi açılır ve tart kalıbı yerine bir yuvarlak fırın kabının içine, dışarı taşacak biçimde fırın kağıdı serilip üzerine açılan hamur yerleştirilir. İçine meyveleri dizildikten sonra hamurun fazla kalan kenarları meyvelerin üzerine doğru kapatılır.] )
- TARTI ile TARTIM
( Ağırlık. | Tartma aleti, çeki. | Oran, ölçü, karar. | Yelkenleri indirip kaldırmaya yarayan ip. İLE [müzik] Dizem. )
- TARTIŞILABİLENLER ile TARTIŞILAMAZLAR/TARTIŞILAMAYANLAR
- TARTIŞILAN ile/ve/değil/yerine BİLİNEN/BİLİNEBİLEN/BİLİNEBİLECEKLER
- TARTIŞILIR ile/değil/yerine/>< BİLİNMEZ
- TARTIŞILMASI "GEREK" ile/ve/değil/||/<>/< TARTIŞILABİLİR
- TARTIŞMA" KONUSU ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ARAŞTIRMA KONUSU
- TARTIŞMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KONUŞMA
( Bilmediğimiz bir konuda konuşmazsak tartışma çıkmaz. )
( - Mutluluğun sırrı nedir?
- Aptallarla tartışmaya girmemektir.
- Kesinlikle katılmıyorum. Sır bu olamaz bence.
- "Doğru". )
( Konuşma ve tartışmanın, temel ve öncelikli koşulları...
- Konuşulanı anlamaya çalışmanın ilk koşulu olarak her bilinmeyen, yeni, farklı, aşırı, aykırı konu ya da durum karşısında düşünme ve konuşma sürecinde (olabildiğince) nötr olabilmek.
("Kişisel", "keyfî" "düşünce/sav/iddia", "önceki kayıtlar", "kalıp ya da kabuller", "inak/inanç" ve "yüklerle" başlamamak.)
- (Nitelikli) Soru sormak.["Hiç mi aklına gelmiyor?" gibi "yargı sözleri" kullanmadan, "Nasıl olabilir?" gibi anlamaya yönelik sorular sormak.]
- Konuşan kişiye ya da konuşanın kişiliğine saldırmamak ve sadece savlarını konuşmak/tartışmak.
- Daha kolay karşı sav üretmek amacıyla ötekinin savını yanlış tanımlamamak, abartmamak.
- Tekil ya da birkaç örnekle "kestirmeden" gitmeye çalışmamak, "genellemeler, indirgemeler, özdeşleştirmeler" yapmamak; "köktenci, toptancı ve sonuç odaklı" kişisel, keyfî ya da dayatmacı "çözümler üretme"mek.
- Kullanılan kanıta dayanan öncüllerden birini "doğru varsayarak" sav üretmemek.
- Bir olguyu, zamansal dizilimde, "daha önce de oldu" "savıyla" sonraki bir olgunun nedeni olarak iddia etmemek.
- Ortada ikiden fazla olanaklı yol varken savını sahte bir ikileme indirmemek.[Birden, "çok"; ikiden, "hep" "çıkarma"mak.]
- Bilinmeyen ya da bilmediğimiz bir "savın", doğru ya da yanlış olması gerektiğini savunmamak ve/ya da iddia etmemek.
- Kanıtlama yükümlülüğünü, savı sorgulayana yüklememek.
- Aralarında mantıksal bir bağ olmadıkça, "bir şeyin, bir şeyden türediğini" varsaymamak.
- Öncüllerin ya da sav sahibinin "tanınmış/tarihsel/bilimsel" "biri(/nden)" olmasını, bir çıkarımın kanıtı olarak sunmamak. )
( )
(
)
( [not] ARGUE vs./and/but TALKING )
- TARTIŞMA ile/ve/değil/yerine MÜZÂKERE
- TARTIŞMA ile/değil/yerine YAZILI TARTIŞMA/POLEMİK[Yun.]
( Söz ile. İLE/DEĞİL/YERİNE Yazı ile tartışma. )
- TARTIŞMAK GEREKİR ile/değil TARTIŞMA GEREKTİRİR
- TARTIŞMAK ile/ve/yerine "HESAP ETMEK"
- TARTIŞMALI KİTAPLARIN KULLANILMASI ile ÖĞRETİCİ/DİDAKTİK KİTAPLARIN KULLANILMASI
- TARTIŞMALI NEDEN SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
YANLIŞ NEDEN ile/ve/||/<> ÖNCESİNDE ile/ve/||/<> ORTAK ETKİ ile/ve/||/<> GÖZDEN KAÇIRILABİLİR NEDEN ile/ve/||/<> YANLIŞ YÖN ile/ve/||/<> KARMAŞIK NEDENLER
( FALLACY OF FALSE CAUSE vs./and/||/<> FALLACY OF "PREVIOUS THIS" vs./and/||/<> JOINT EFFECT vs./and/||/<> GENUINE BUT INSIGNIFICANT CAUSE vs./and/||/<> WRONG DIRECTION vs./and/||/<> COMPLEX CAUSE )
- TARTIŞMAYI:
AÇMAK/AÇAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BİTİRMEK/BİTİREN
- TARTMAK ile/ve/<> DEĞERLENDİRMEK
- TART/TARD[Ar.] ile TART[Fr.]
( Kovma, çıkarma. İLE Kalıpta pişen, bir tür meyveli pasta. )
- TARZ ile/değil ALIŞKANLIK
- TARZ ile ÜSLÛP
- TARZ ile/ve/<> YEĞLEME/TERCİH
- TAŞ DUVAR PARKI (REVANİ SOKAK PARKI) :
( Baltalimanı Mahallesindedir. 319,00 m²'lik bir alanı kapsar. 100,00 m²'lik yeşil alanı, 82,00 m²'lik çocuk oyun alanı ve 42,00 m²'lik spor alanı bulunmaktadır. )
- TAŞ ile/değil/yerine/||/<>/>< AŞ
( Sana taş atana, aş at! )
- TAŞ ile BAKIRKÖYTAŞI/KÜFEKİ/KEFEKİ
( ... İLE Yapıda kullanılan, açık renkli, işlenmesi kolay bir taş çeşidi. [Kum, çakıl ve midye kabuklarının, zamanla, bağlayıcı maddelerle birbirin yapışmasından oluşur.Ocaktan çıkarıldığı zaman, oldukça yumuşak olan küfeki, zamanla sertleşir. Bu taş, Osmanlı dönemi yapılarında çok kullanılmıştır.] )
- TAŞ ile BAKIRTAŞI
( ... İLE Yeşil renkli, yontulup parlatabilen, doğal bakırlı, hidratlı karbonat, malakit. )
- TAŞ ile/değil BİTKİ (LITHOPS)
(
)
- TAŞ ile BUZULTAŞ
( ... İLE Buzulların taşıyıp biriktirdikleri, üzerleri çoğu kez parıltılı ya da çizikli taşlar. )
( ... ile SALSÂL-İ CÜMÛDİYE )
( ... avec MOREN )
- TAŞ ile/ve/||/<> ÇAKIL TAŞI, KÜÇÜK TAŞ
( HACER ile/ve/||/<> HASÂT )
( STONE vs./and/||/<> PEBBLE )
- TAŞ ile ÇAKMAK TAŞI
( ... İLE Seramik, cam ve yol yapım endüstrilerinde kullanılan, SiO2 kimyasal yapısına sahip, sert ve opak görünümlü, kristal bir madde. )
- TAŞ ile DOLANTAŞI
( Mineralleri gözle görülebilen, benekli ve yeşilimtırak renkli, gabro ile bazalt arası, püskürük kütle. )
- TAŞ ile GAZTAŞI
( ... İLE Bileme işinde kullanılan, korindon ya da karborundum tanelerinden hazırlanan, bir tür taş. )
- TAŞ ile KAYRAK
( ... İLE Ekime elverişli olmayan, taşlı, kumlu toprak. | Yassı, düz taş. | Bileği taşı. | Kayağan taş. )
- TAŞ ile KAZAN TAŞI
( ... İLE Kalsiyum tuzları kapsayan suyun ısıtıldığı kabın iç yüzeyinde oluşturduğu katman. )
- TAŞ ile MALITAŞI
( ... İLE Bazen, kayıklarda, çapa yerine kullanılan, ipe bağlı, büyükçe taş. )
- TAŞ ile/ve MALTATAŞI
( ... İLE/VE Yumuşak bir taş. Bahçe, mutfak gibi yerleri döşemekte kullanılan, dört köşe, yassı, kolay kırılan bir taş. )
- TAŞ ile MALTATAŞI
( ... İLE Bahçe, mutfak gibi yerleri döşemekte kullanılan, dört köşe, yassı, kolay kırılan bir tür taş. )
- TAŞ ile NECEFTAŞI
( ... İLE Parlak ve saydam bir çeşit kuvars billuru. )
- TAS ile/ve NİSAN TASI
- TAŞ ile/değil PAMUKTAŞ
( ... İLE/DEĞİL Bazı kaynak sularının dibinde biriken, kalkerli ya da silisli tortu. )
- TAŞ ile SEYLANTAŞI/SEYLANİ
( ... İLE Yapısında, alüminyum ve demir bulunan bir granat türü. )
- TAŞ ile SÜNGERTAŞI/PONZA[İt.]
( ... İLE Bazı yüzeylerin temizlenmesinde, mermerlerin parlatılmasında, ovma işlerinde kullanılan, çok gözenekli, çok hafif kaya. | Metal parlatmakta kullanılan, çok gözenekli ve pürüzlü, ağırlığı az, sert bir yanardağ feldispatı. )
- TAS[Ar.] ile TA'S[Ar.] ile TAŞ
( Su kabı. İLE Yok olma, kaybolma. İLE Ufak kaya parçası. )
- TAS ile/ve/||/<> TASA
( Kayıp, yitik. İLE/VE/||/<> Üzüntü. )
- TAŞ ile TAŞIL/FOSİL[Fr.] ile TAŞÇIL
( ... İLE ... İLE Taşı andıran, taş gibi. | Taşlar ve kayalar üzerinde ya da taşlı topraklarda yetişen. )
- TAŞ ile/ve/||/<>/> TAŞİLİĞİ
( ... İLE/VE/||/<>/> Taşların, yapraklar durumunda ayrılmasını sağlayan ara katmanı. )
- TAŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< TOPRAK
( Taş gibiydin. Çok gönül kırdın. Yeter!
Toprak ol! Üstünde hoş güller biter...
Mevlânâ )
(
)
( Olsaydık, erirdik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Olduk, dayandık. )
- TAŞ ile YAĞTAŞI
( ... İLE Araçların kesici ağızlarını bilemede, gazyağı, mazot ya da zeytinyağı ile kullanılan doğal taş. )
- TAŞA-BAŞA-YAŞA OTURMAK değil/>< SAĞLIĞA UYGUN ZEMİNLERDE OTURMAK
( Yanlışı. >< Doğrusu. )
- TASA ile KAYGI/ENDİŞE
- TASA" ile/değil/yerine NADAS
- TASALI, RECEP (İST. 1931) :
( Karagümrük S.K. den transfer edildi ve 8 sezon (1959 - 1967) Sarıyer S.K. de tescilli kaldı. Bu süre içinde 132 lig, 10 B takımlar ligi, 2 turnuva maçı olmak üzere 144 resmi ve 34 özel maçla birlikte toplam olarak 178 maçta forma giydi. Lig maçlarında takımına 12, B takımlar ligi maçlarında 1 ve özel maçlarda 2 olmak üzere takımına 15 gol kazandırdı. Sarıyer S.K. de Kaptan olarak görev yaptı ve "Baba Recep" olarak futbol hayatını Sarıyer'de noktaladı. )
- TASALLÜB[Ar.] değil/yerine/= KATILAŞMA
- TASALLUT[< SALÂLET] ile SATAŞMA, BAŞINA EKŞİME, MUSALLAT OLMA
- TASANNU değil/yerine/= ABARTI, YAPMACIK
( Bir şeyi olduğundan daha değerli gösterme. )
- TASARI ile/ve/||/<>/> TASARIM
( Olması ya da yapılması istenilen bir şeyin, zihinde aldığı biçim. | Tüzel bir işlemin, o işlemi yapmakla yetkili kurul ya da organ önüne getirildiği andaki durumu, üstünde görüşme ve oylama yapılabilir durumdaki metin, layiha. İLE Zihinde canlandırılan biçim, tasavvur. | Bir sanat yapıtının, yapının ya da teknik ürünün ilk taslağı, tasar çizim, dizayn. | Bir araştırma sürecinin çeşitli dönemlerinde izlenecek yol ve işlemleri tasarlayan çerçeve, tasar çizim, dizayn. | Daha önce algılanmış olan bir nesne ya da olayın bilinçte sonradan ortaya çıkan kopyası. )
- TASARIMLAMA ile/ve/değil/yerine DÜZENLEME
- TASARIMSAL AKIL ile İMGESEL AKIL ile DÜŞÜNSEL/ANALİTİK/İNDİRGEYİCİ AKIL
- TASARIMSAL SONSUZ ve/=/||/<> KÖTÜ SONSUZ
- TAŞARON değil TAŞERON
- TASARRUF BONOSU değil/yerine/= KESİNTİ BELGİTİ
- TASARRUF[< SARF] değil/yerine/= ARTIRIM | KULLANIM
( SAHİP OLMA | İDÂRE İLE KULLANMA, TUTUM, EKONOMİ | ARTIRMA, ARTIRILMA )
- TASARRUF ile/ve İHTİYÂR
- TASARRUF ile/ve/< TASADDUK
- TASAVVUF AHLÂKI ve/<> DÖNÜŞME AHLÂKI
( MORALS OF SUFISM and/<> MORALS OF TRANSFORMATION )
- TASAVVUF:
DENEYİM ve/<> ZEVK ve/<> İRFAN
- TASAVVUF GELENEĞİ ile/ve HERMETİK GELENEK
- TASAVVUF:
SOHBET ve/<> MUHABBET
- TASAVVUF MANZÛMESİ ve MESNEVÎ-İ ŞERİF ve SU KASÎDESİ
- TASAVVUF ve/<> AHLÂK
( Tasavvufun ilk basamağı ahlâktır. )
( Tasavvuf, korku halini aşk ahlâkına dönüştürme uğraşıdır. )
( Kim ahlâkını temizlerse, o insandır. )
( İnsan varlığının tüm değeri ahlâkındadır. )
( Allah'a ait olanların toplamı. )
( TASAVVUF: Ahlâk mâbedinin bireysel inşâsı. )
- TASAVVUF ile/ve HAKİKAT
( Hakikatlerin deneyimlenmiş bilgisi. İLE/VE ... )
- TASAVVUF ve/<> HOŞGÖRÜ
- TASAVVUF ve/<> SAYGI/HÜRMET
( TASAVVUF: Aşk ve muhabbetle çerçevesi çizilen, kişiyi, saygıya yönlendiren ilim. )
- TASAVVUF ve/||/<> TASARRUF
( ... VE/||/<> Sahip olma. | İdâre ile kullanma, tutum, ekonomi. | Artırma, artırılma. )
- TASAVVUF ve/||/<> TEVHÎD/BİREŞİM
( ... VE/||/<> Simge. )
( ... VE/||/<> Fark ve Cem'in birliği. )
( Tasavvufun özü, gerçek tevhidi bulmaktır. )
( Ne yersen doyarsın ama, bu manevî âlemin zevkine doyulmaz. )
( Dünyada ahireti, ahirette dünyayı görebilmek. )
( Asıl tevhid, bu kesretten sonraki tevhiddir. )
( Tasavvuf da, ilim olarak parça parçadır. İlimden sonraki Tevhid İlmi, Kemâlâttır. )
( ... VE/||/<> Kişilik bütünlenmesi. )
( ... VE/||/<> Evrensel ile yerelin, genel ile özelin, toplum ile bireyin bireşimi. )
( Tevhide gel tevhide
Zikret Hakk'ı her yerde
Kalksın aradan perde
İnsan olayım dersen... )
- TASAVVUR ile/ve/değil TASAVVUF
( [not] CONCEPTION vs./and/but SUFISM )
- TASAVVUR(KAVRAM) ile/ve/||/<> TASDİK(YARGI) ile/ve/||/<>/< İHTİYÂR ve İRÂDE
( Yargısız kavram. İLE/VE/||/<> Yargı ile birlikte bulunan kavram. Yargı/hüküm içermesi gereken kavram/tasavvur. İLE/VE/||/<>/< ... )
( Kavram. İLE/VE/||/<> Önerme + Çıkarım. İLE/VE/||/<>/< ... )
( NEDİR? - HANGİ? ile/ve/||/<> HEL - LİME ile/ve/||/<>/< ... )
( MA - EYYU ile/ve/||/<> -MIDIR? - NİÇİN? ile/ve/||/<>/< ... )
( - Felsefecilere(hukemaya) göre Tasavvur:
* Çıplak/salt/yargısız tasavvur[Tasavvur-ı sazic]
* Yargıyla birlikte bulunan tasavvur[Tasavvur mea hükm(in)]
- Kelâmcılara(mütekellime) göre Tasavvur:
Tasavvurat-ı Selâse + Hüküm = Kaziye = Tasdik )
- TASAVVURLU DÜŞÜNME ile TASAVVURSUZ DÜŞÜNME
- TAŞDEMİR, ALİ (RİZE, 1956) :
( 1960 yılından beri Bahçeköy'de ikamet etmektedir. Orta Okul mezunu olup, ticaretle uğraşmaktadır. Bahçeköy Belde Belediye Meclisinde birinci dönem üyesi olarak görev yaptı. Sosyal, kültürel ve sportif amaçlı birçok dernekte üyedir. )
- TASDİ[Ar.] değil/yerine/= CAN SIKMAK, BAŞ AĞRITMAK, TEDİRGİN ETMEK
- TASDİK ile TAKDİR
- TASDİKNÂME ile/>< TAKDİRNÂME
( Verilen onayı gösteren belge. | Okulunu bitirmeden ayrılan öğrenciye okul yönetimi tarafından verilen, son öğrenim düzeyini gösteren belge. | Başka bir öğrenim kurumuna geçen öğrenciye okul yönetimi tarafından verilen, son öğrenim düzeyini gösteren belge. İLE/>< Yapılan bir işin beğenildiğini belirtmek amacıyla verilen yazılı belge, takdir. | Okullarda belirli bir başarı düzeyinin üzerine çıkan öğrenciye karnesiyle birlikte verilen belge, takdir. )
- TASDİYE[Ar.] ile TASFÎH[Ar. < SAFH | çoğ. TASFÎHÂT]
( El çırpma, alkış. İLE El çırpma, alkışlama. | Yassıltma, yufka haline getirme, yaprak yaprak yapma. )
- TAŞER, NİHAT (İST. 1933 - 2010) :
( Milli güreşçi. Büyükdere ilkokulu, Sarıyer ortaokulunu bitirdi. İstanbul Belediyesinde Zabıta memuru olarak memuriyet hayatına atıldı. Ortaokul öğrencisi ike Sarıyer Halkevinde güreşe başladı. İstanbul Güreş İhtisas Kulübü güreşçisi olarak önce 79 kiloda sonraları ağır siklette güreşti. Groke romen güreşçisi olarak pek çok İstanbul ve Türkiye şampiyonluğu kazandı. Olimpiyatlarda ise ağır siklette altıncı olarak adını Olimpiyat tarihine yazdırdı. Ayrıca Avrupa dördüncülüğü, Balkan oyunları Şampiyonluğu var. Güreş hayatını tamamladıktan sonra uzun yıllar antrenör olarak görev yaptı. )
- TASFÎH[Ar. < SAFH | çoğ. TASFÎHÂT] ile TASFÎR[Ar. < SAFÎR | çoğ. TASFÎRÂT]
( El çırpma, alkışlama. | Yassıltma, yufka haline getirme, yaprak yaprak yapma. İLE Islık çalma, ıslıkla seslenme. | Sarartma, sarıya boyama. )
- TASFÎK[Ar. çoğ. TASFÎKAT] ile ...
( Kanat çırpma. )
- TASFÎK-İ ESNÂN[Ar.] ile ...
( Soğuktan dişlerin birbirine çarpması. )
- TASFÎR[Ar. < SAFÎR | çoğ. TASFÎRÂT] ile/değil TASVÎR[Ar. < SÛRET | çoğ. TASVÎRÂT, TESÂVÎR]
( Islık çalma, ıslıkla seslenme. | Sarartma, sarıya boyama. İLE/DEĞİL Resmini yapma. | Resim, biçim, sûret. | Yazıyla tarif etme. )
- TASFİR değil TASVİR
- TASFİYE (ETMEK) değil/yerine/= ÖZLEŞTİRMEK)/ARITMA(K)
- TASFİYE ile/ve/||/<> TAKDİS ile/ve/||/<> TEZKİYE
( Nefsi. İLE/VE/||/<> Kalbi. İLE/VE/||/<> Aklı. )
- TASFİYE ile/ve/||/<>/> TESFİYE ile/ve/||/<>/> TEZKİYE
( ( Nefsi. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> Aklı. ) )
- TASFİYE-İ DERÛN ile TASFİYE-İ KALB
( Özü saflaştırma. İLE Yüreğini temizleme. )
- TASHÎH[< SIHHAT] ile ...
( SAĞLIĞINI İADE ETME, İYİLETME | YANLIŞI DOĞRULTMA, DÜZELTME | YANLIŞ DÜZELTİLME )
- TASHÎH[Ar. < SIHHAT]["TAHSİH" değil!] ile DÜZELTME/DÜZELTİ
- TASHİH ile/ve/||/<>/> ISLAH
- TASHİH[< SIHHAT]["TAHSİH" değil!] ile/ve/değil/yerine/+/> TEKMİL
- TASHİH ile/ve/||/<>/> TENKİD
- TASHİH ile/ve/||/<>/> TERTİB
- TAŞI DELEN:
"SUYUN GÜCÜ" değil DAMLALARIN SÜREKLİLİĞİ
- TASIM ile ASTASIM
( ... İLE Öncüllerinden biri önceki tasımın vargısı durumunda olan bir ek tasım. )
- TASIM = KIYAS/TASMİM[Ar.] = SYLLOGISM[İng.] = SYLLOGISME[Fr.] = SYLLOGISMUS[Alm.] = SYLLOGISMOS[Yun.] = SILOGISMO[İsp.]
- TAŞIMA KARGATULUMBA[İt. < CARGA TROMBA] TAŞIMA
( ... İLE Birkaç kişinin, birini yakalayıp elleri üstünde havaya kaldırarak götürmesi. )
- TASIM/KIYAS ile/değil/yerine KARŞILAŞTIRMA
( Tanım/Örnek: Bir sayfanın ikiye bölünerek, iki ayrı olgunun/kavramın kendi özlerinin iki ayrı sütunda sadece veri olarak dizilişi ve öylece yorum eklemeden bırakılması. İLE/DEĞİL/YERİNE Yapılan tablonun/karşılaştırmanın altına ekleme/yorum biçiminde göreliliği, sınırlılığı ve kısıtlılığı potansiyelinin gözardı edilerek bir değerlendirme yapılması.(sınırı aşmak/bilmemek). Sonuç: Kıyasın değil, karşılaştırmanın daha yerinde, arı, saf, doğru olacağı ve kıyas yapmama gerekliliği. )
( Nispet. İLE/DEĞİL/YERİNE Oran. )
( Sabitliği dayatmaya çalışır. İLE/DEĞİL/YERİNE Özgünlük olanağı sunar/sağlar. )
( Resim. İLE/DEĞİL/YERİNE Fotoğraf. )
( Kıyas, bâtıldır. )
( Her şeye/yere kıyas sokulmaz! )
( [not] TO COMPARE, SYLLOGISM vs./but COMPARISON
COMPARISON instead of TO COMPARE, SYLLOGISM )
- TAŞIN AYAĞA TAKILMASI ile/ve/değil/||/<> AYAĞIN TAŞA TAKILMASI
- TAS'ÎR[Ar.] ile TA'SİR[Ar. < USR | çoğ. TA'SÎRÂT] ile TA'SÎR[Ar. < ASR | çoğ. TA'SÎRÂT] ile TA'SÎL[Ar. < ASEL]
( Kibirlilik yüzünden konuşurken, yüzünü başka tarafa çevirip karşısındakinin yüzüne bakmama. İLE Güçleştirme/güçleştirilme. İLE Suyunu sıkma. İLE Tadlandırma. )
- TAŞİSKELE :
( Kilyos'da deniz kenarındadır. Hem balıkçılar hem de Tahlisiye tarafından kullanılmaktadır. Taşiskele 18. yy. da yapılan eserlerdendir. )
- TAŞİSKELE :
( Sarıyer Ali Kethüda Camii arkasındaki küçük balıkçı barınağı idi. 1999'da rıhtım tanzim ve çevre düzenlemesi çalışmaları sırasında yıkılarak yerine biraz daha büyüğü yapıldı. Taşiskele Bizans ve belki de daha önceki yıllardan kalan Sarıyer'in en önemli tarihi eserlerinden biriydi. Taşiskele, siyah renkli büyük taşların tıraşlanmak suretiyle düzeltilip, muntazam bir biçimde yerleştirilmesi ile yapılmış, üst kısma yani deniz üstü zemine kesme taş döşenmişti. Taşiskele Hacı Hafız Ahmet Kamili Efendi tarafın 1812'de onarılmıştı. Son onarımı 1950'li yıllarda yapıldıktan sonra 1999'da yıktırılarak yerine yenisi yapıldı. Taşiskelenin yapımında harç veya kurşun, demir gibi herhangi bir malzeme kullanılmamıştı. Özelliği de buradan ileri geliyordu. )
- TAŞKENT ile/= ÇAÇ/ÇAÇKENT/ŞAŞKENT/BİNKENT
( Kuruluşu, M.Ö. II. yüzyıla kadar uzanır. Taşkent adına, ilk kez XI. yüzyılda rastlanıyor. )
- TAŞKINLIK:
İYİLİK ODAKLILARDA ile KÖTÜLÜK ODAKLILARDA
( Aç kaldığında. İLE Tok olduğunda. )
- TAŞKIN/LIK ile/ve/değil/yerine AŞKIN/LIK
- TAŞKIN/LIK ile AZGIN/LIK
- TAŞKINLIK ile/ve/<> ŞAŞKINLIK
- TAŞKIRAN MEVKİİ SOKAK :
( Maden Mahallesinin yeni yerleşim bölgesidir. Eski yıllarda kullanılan Taşocaklarının bulunduğu yer olduğu için buraya giden sokağa "Taşkıran Mevkii Sokak" adı verilmiştir. )
- TAŞKIRAN MEVKİİ :
( Mezarlıklardan Maden Mahallesine çıkarken ve Çarşamba pazarının kurulduğu yerin sağ tarafındaki taşlık, kayalık tepe ve çevresi Taşkıran mevkiidir. Bu alan son yıllarda gecekondu yerleşim bölgesi oldu, Bu alanda Osmanlı döneminde taşocakları vardı ve yıllar yılı bu ocaklardan inşaatlar için taş alındı. )
- TAŞKIRANÇİÇEĞİ ile TAŞKIRANOTU
( Taşkırangillerden, 2500 metreden yukarı yerlerde sert kayaları yarıp yetişen bir çiçek. İLE Taşkırangillerden, bazı türleri süs bitkisi olarak yetiştirilen, saplarının parçalanmasıyla üreyen bir bitki, taşkıran. )
( LEONTOPODIUM ALPINUM cum SAXIFRAGA )
- TASLAK ile KABATASLAK
- TAŞLAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HAŞLAMAK
- TAŞLAMAK ile/ve/||/<> TASLAMAK
- TASLAMAK ile TAVIR TAKINMAK
- TAŞMA ile TAŞIM ile TAŞKIN
( Taşma durumu. | Akarsu yatağından çıkarak çevresini kaplama, su baskını. İLE Yemeğin, taşacak kadar kaynaması. İLE Taşmış bir durumda olan. | Su baskını, seylap, feyezan. | Aşırı. )
- TAŞMA ile/ve/hem de/||/<> YANSIMA
- TAŞMAK ile TAŞIMAK
- TASNİF ile/ve/||/<>/> TASHİH
- TASNİF'UL ULÛM:
KELÂM ve/> FIKIH ve/> TASAVVUF
( "Tasnif'ul Ulûum" kitabında Tasavvuf: "İmanın meyvesi ve İslâm'ın neticesi."/"Hüve semeretül iman ve neticetü'l-İslâm" )
( CLASSIFICATION OF SCIENCES: ISLAMIC THEOLOGY and/> ISLAMIC JURISPRUDENCE and/> SUFISM )
( CLASSIFICATION OF SCIENCES: ISLAMIC THEOLOGY and/> ISLAMIC JURISPRUDENCE and/> SUFISM )
- TAŞOCAĞI MEVKİİ :
( Eski Kilyos Caddesinin solunda ve Hamdi Paşa Korusunun bitişiğindedir. Teknecik deresinden doğuya doğru olan tepeleri kapsar. Bütünü ile taşlık olan bu alandan Osmanlılar dönemin taş çıkarılmaya başlanmış ve 1940'lı yıllara kadar taş çıkarıldığı için Taşocakları mevkii olarak isim almıştır. Alan şimdi gecekondu bölgesidir. )
- TAŞOCAKLARI CAMİİ :
( Baltalimanında, Behçet Kemal Çağlar Lisesini geçtikten sonra sol tarafta olan bir camidir. )
- TAŞOCAKLARI :
( İstinye vadisinin kuzey ve kuzey doğu yamaçları boydan boya taşocaklarıydı. Uzun yıllar taş, mıcır gibi inşaat malzemeleri buradan temin edildi. Ancak zamanla taşocakları kaldırıldı ve alan imara açılarak konut yapılmasına olanak sağlandı. )
- TAŞPAMUĞU/KAYA LİFİ/ASBEST[Yun.] ile AMYANT[Fr. < Yun. AMIANTE]
( Lifli, az çok yumuşak ve ateşte niteliği değişmeyen bir mineral silikat olup tremolitin bozulmasından oluşur ve kayalıklarda damarlar halinde bulunur. İki çeşidi vardır. Birincisi esnektir, kolayca eğilip bükülebilen tellerden meydana gelir, birkaç santimetrelik tellere ve ince parçacıklara ayrılabilir. 1500 °C'de ergir. İkincisi, kısa tellidir, daha az ayrılabilir, asitlere karşı daha dayanıklıdır, 1100-1300 °C'de ergir. Asbest, lifler halinde ayrılabilen başlıca mineraldir. Solunum yoluyla kanser yapıcı etkisi nedeniyle yapıdaki kullanımı azalmış, çoğu ülkede de yasaklanmıştır. İLE Kolayca bükülen ve ateşe dayanan liflerden oluşmuş, bir çeşit ak asbest. Hidrate olmuş, lifli yapıda, doğal kalsiyum ve magnezyum silikatıdır. | Doğal magnezyum kalsiyum silkatın, ak-gri renkte sıcaklık ve aside dayanıklı, iplikli yapıda madde. Çeşitli oranlarda kireçle karışık mineralleri, ip, keçe, katman biçimlerinde ısı yalıtımı ya da sızma önleyici olarak kullanılır. | Kolayca bükülen ve ateşe dayanan, liflerden oluşmuş, bir tür ak asbest. )
- TAŞPINAR, TAMER (İST. 1958) :
( Sporcu, bürokrat, yönetici. Sarıyerlidir. Orta öğrenimini Sarıyer'de, lise öğrenimini Maçka Lisesi Elektronik Bölümü'nde yaptıktan sonra İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsünden mezun oldu. 1971 yılında tekvandoya başladı. Siyah Kuşak 6. Dan'a yükseldi. Milli formayı giydi defalarca Türkiye şampiyonluğu kazandı. 1979'da Stutgart'ta Dünya yedincisi, 1982'de Roma'da Avrupa beşincisi oldu. Pek çok uluslar arası yarışmada dereceler yaptı. Faal sporculuk hayatından sonra antrenörlüğe başladı. Kulüp antrenörlüğü yaptığı gibi Milli Takım antrenörlüğü görevi de üstlendi ve pek çok başarılı sporcunun yetişmesine yardımcı oldu. Milli Takımlar Teknik direktörü olarak da görev yaptı. 1997'da Uluslar arası hakemlik kokartını kazandı, 10 süre ile Tekvando İl Temsilciliği bulundu ve Tekvando Federasyonunda Teknik ve Eğitim Komitelerinde görev yaptı. Memuriyet hayatına Gençlik ve Spor İstanbul İl Müdürlüğü bünyesinde başladı. Memur, şef, ilçe spor müdürü ve şube müdürü olarak görevlerde bulunduktan sonra, Mart 2003'te İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne atandı. Bu görevini Nisan 2009'a kadar devam ettirdi. Nisan 2009 – Ekim 2009 arasında Bursa Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü yaptı. Tekrar Gençlik ve Spor İstanbul İl Müdürlüğü görevine geldi. 2011'de Gençlik ve Spor Genel Müdür Yardımcılığına atandı. Halter Federasyonu Başkanlığına seçildi (2013).TMOK (Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi) Kültür Komisyonu ve İstanbul Olimpiyat HDK (Hazırlık ve Düzenleme Kurulu) üyesi olan Taşpınar. Sarıyer Spor Kulübü üyesidir )
- TAŞRA ile SAYFİYE
- TAŞRADA ve/||/<> EVDE
( Adâlet. VE/||/<> Muhabbet. )
- TASTİK değil TASDİK
- TASVİR ile/ve/||/<> TASAVVUR
- TAT ile LEZZET
( TASTE vs. DELICIOUS )
- TAT değil TAD
- TAT ile TAT ile Tat
( İran'lılara verilen bir ad. )
( Canlıların, besinlerdeki uçucu olmayan bileşikleri damak, boğaz ve dil yüzeyindeki mukoza noktaları aracılığıyla algıladığı duyum. | Tatlılık. | Hoşa giden durum, lezzet, zevk. İLE Dilsiz. İLE Türklerin egemen olduğu yerlerde yaşayan Arap ya da İran'lılar. | Hazar Denizi kıyısında, İran Azerbaycanı sınırında yaşayan, İran soyundan olan bir topluluğun adı. )
- TATAR YAKUP SOKAK :
( Merkez Sarıyer'de Koru bölgesindeki en uzun sokaktır. 93 Harbi (Osmanlı Rus Harbi) nedeni ile Kırımdan göç edenlerin iskân edildiği bir sokaktır. Buraya iskân edilenlerin en önemli ismi Tatar Yakup Ağa olması nedeni ile sokağa "Tatar Yakup Sokak" ismi verilmiştir. Bu sokak sakinlerinden Samim Nebioğlu Dz. Astsubaydı. Dumlupınar denizaltısında görevliydi. Tatbikat dönüşü Çaanakkale/Nara burnu önlerinde 04.04.1953 günü gecesi İsveç bandıralı bir gemi ile çarpıştı ve denizaltı battı. 86 denizciden beşi kurtuldu, 81 denizci ise şehit oldu. Şehit olan astsubaylardan biri olan Samim Nebioğlu su sokak sakini ve Tatar Yakup Ağa'nın yakınlarından biriydi. )
- TATAR ile Tatar
( Postayı süren kişi. İLE Tataristan'da, Batı Sibirya'da ve Rusya Federasyonu'nun değişik bölgelerinde yaşayan, Türk bir halk ve bu halktan olan kişi. )
- TATBİKAT[Ar.]/MANEVRA[İt. < MANOVRA] değil/yerine/= KILGILIK
- TATBÎK(AT) değil/yerine/= UYGULAMA
- TATEOSYON OKULU :
( Yeniköy'de Santukhd (Surp) Ermeni Kilisesi olarak yapılan, sonradan ismi Aziz Bakire Santukhd olan Kilisenin kompleksi içinde eğitim ve öğretim veren Ermeni cemaatine ait bir okuldur (Bkz.. Santukhd (Surp) Ermeni Kilisesi) )
- TATİL ile ADLÎ TATİL
( ... İLE Yasada belirlenen durumların dışında, hiçbir adlî işlemin yapılmadığı süre. )
- TATİL/TÂ'TÎL ile ATÂLET
( ATÂLET )
- TATİL değil/yerine/>< BAYRAM
( Tatile gitmeyi, bayram eder/etmiş gibi düşünmemeli; bazı bayramları da tatil olarak düşünmemeli, "tanımlamamalı" ve "görmemeliyiz". )
- TATİLDE [SADECE] YATMAK değil/yerine 1-2 UĞRAŞ/ODAK SAHİBİ OLMAK
( Tatil sadece [ya da tamamen] yatma dönemi değildir. Günlük yaşamdaki onlarca uğraş içinde, yeteri kadar rahat zaman ayıramadığımız için yapamadıklarımızı gerçekleştirmek üzere değerlendirmemiz gereken bir süreç/dönemdir! )
- TA'TÎS[Ar. < ATSE] ile TA'TÎŞ[Ar. < ATŞ]
( Aksırtma. İLE Susatma/susatılma. )
- TATLI MADDE, BALÖZÜ, NEKTAR[Fr. < NECTAR] = MADDE-İ HULVÎYE = NECTAR
- TATLI/RAFİNE(BEYAZ) ŞEKER/FRUKTOZ(MEYVE ŞEKERİ) => ŞİŞMANLIK ile/ve/<> SÜREĞEN YORGUNLUK
( ["Gerekli"/gereksiz] Tüm [olağan/yoğun/fazla] şekerli ürünler, [tatlılar ve hatta çoğu şekerli meyve], insülin direnç eşiğinin yükselmesine ve hızlı iniş çıkışlar nedeniyle [daha fazla/hızlı yeme isteği, yorgunluk ve dinlenme gereksinimi] kısır döngüsüne sokan bir süreci tetiklemektedir. Dolayısıyla, doğada pek yeri ve yararı olmayan tatlıya (ve "tutkusu"na), ihtiyârımızla[Hayır! diyebilme bilgi ve becerimizle] karşı/uzak durmamızı sağlamak ve sürdürmek durumundayızdır!
Her zaman için anımsanmalı ki...
Yediğimizden "kâr", yemediğimizden yarar elde ederiz! )
- TATLI SU :
( Gümüşdere plajının ortasından akar deredir. )
- TATLISÖZ, SEDAT (AKŞEHİR, 1960) :
( Beylerbeyi S. K. den transfer edildi ve 7 sezon (1982 - 1989) Sarıyer S. K. de tescilli kaldı. Bu süre içinde 143 lig, 19 kupa, 12 turnuva maçı olmak üzere 174 resmi ve ayrıca 54 özel maçla birlikte toplam olarak 228 maçta oynadı. Lig maçlarında 5, özel maçlarda 8 olmak üzere takımına 13 gol kazandırdı. Sarıyer S.K. takım kaptanı olarak da görev yaptı ve Eskişehirspor'a transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. )
- TATLISU KAPLUMBAĞALARINDA:
BENEKLİ ile FIRAT ile NİL ile ... ile YILAN BOYUNLU TATLISU KAPLUMBAĞASI ile KIRMIZI YANAK(ROTWANGEN) ile ÇİN KAPLUMBAĞASI
( [büyüklüğü] ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE 25 cm.'dir. İLE 17 cm.'dir. )
( Türkiye sularında yaşarlar. İLE Türkiye sularında yaşarlar. İLE Mısır'da yaşarlar. İLE ... İLE ... İLE Amerika'da, Doğu ve Batı Mississippi'de yaşarlar. İLE Endonezya, Japonya ve Güney Çin'de yaşarlar. )
( [kış uykusuna] ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE Yatarlar.[10-12 hafta] İLE Yatmazlar. )
( ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE Gençleri etçil, yaşlıları otçuldur. İLE Etçildir. )
( EMYS ARBICULARIS cum TRIONYX EUPHRATICUS / RAFETUS EUPHRATICUS cum TRIONYX TRIUNGUIS cum MAUREMYS CASPICA cum CHRYSEMYS SCRIPTA ELEGANS cum CHINEMYS REEVESIL )
- TATLIYI:
YEMEKTEN ÖNCE YEMEK ile/ve/||/<> YEMEKTEN SONRA YEMEK
- TATMİN[Ar.] (ETMEK) ile DİNDİRMEK/DOYUMLATMAK
( TO SATISFY vs. TO QUENCH )
- TATMİN[Ar.] ile DOYUM/DOYGUNLUK
- TATMİN ile/ve/değil/yerine ETKİLE(N)ME
( [not] SATISFACTION vs./and/but TO (GET) IMPRESS
TO (GET) IMPRESS instead of SATISFACTION )
- TATMİN ve/||/<> İKNÂ ve/||/<> RIZÂ
- TATMİN ile/ve MEMNUNİYET
- TAVA ile TAVA ile TAVA ile TAVA
( Yağ kızdırma, yiyecek kızartma vb. işlere yarayan, uzun saplı yayvan kap. | Bu kapta pişmiş yemek. | Maden eritilen saplı pota. | Kireç karıştırılan tekne. İLE Deniz ya da göllerde suların geri çekilmesiyle kuruyan bölüm. İLE Gemilerde borda iskelesinin alt başındaki sahanlık. İLE Fide yetiştirmek için ayrılmış toprak bölümü. )
- TAVÂHİN[Ar. < TÂHİNE] ile TAVÂHÎN[Ar. < TÂHÛN, TÂHÛNE]
( Öğütücü dişler, azı dişleri. İLE Su değirmenleri. | Öğütülmüş şeyler. )
- TAVAN ile/ve TABAN
( SEMÂNE ile/ve ... )
( SAKF[çoğ. SUKUF] ile ... )
- TAVANIN SAPINI, OCAĞIN, ...:
DIŞINA DOĞRU değil YANLARA DOĞRU TUTMAK
- TAVASSUT[Ar.] değil/yerine/= ARACILIK, ARA BULMA, ARACILIK ETME
- TAVAZZÛ'[Ar. < VUZÛ] ile TAVAZZUH[Ar. < VUZÛH]
( Abdest alma. İLE Açıklanma, açıklığa kavuşma, aydınlanma. )
- TAVİLOĞLU, ENVER (İST. 1925 - 2006) :
( Tüccar, işadamı. Saint Benoit Fransız Lisesinden sonra İ.Ü. İktisat Fakültesinden mezun oldu. Kendi şirketini kurup işhayatına atıldı. Sarıyer Spor kulübünde uzun yıllar futbol oynadı. Futbol yaşamını tamamladıktan sonra kulübe üye olduğu ve iki dönem Sarıyer Spor kulübü Yönetim Kurulu Üyesi olarak (1949 - 1950 ve 1951 - 1952) görev yaptı. Mısır Çarşısı Esnafları Yardımlaşma - Derneği kurucusu olup 28 yıl başkanlığını yaptı. Fransız Lisesi Meazunları Derneği, İ.Ü. İktisat Fakültesi Mezunları Derneği, Hacı Nimet Özden Camii Vakfı, Esnaf Hastanesi Koruma Derneği gibi pek çok derneğin üyesidir. Meslek kuruluşlarının doğal üyesi olarak 7 dönem İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyeliği gibi görevler üstlendi. )
- TAVİLOĞLU, MAHMUT (RİZE, 1920 - 1995) :
( Ticaret ile uğraştı. Sarıyer Spor Kulübünün kuruluş çalışmalarına katıldı.4 dönem (1947/48, 1948/49, 1950/51 ve 1958/59) yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Sarıyer Spor Kulübünde hem amatörlük ve hem de profesyonellik dönemlerinde yönetici olarak görev yapan birkaç yöneticiden biridir. Divan kurulu üyesiydi. İstanbul Mahalli Profesyonel I. Lig karmasının Avrupa turnesinde sorumlu yönetici olarak görev yaptı. )
- TAVÎL/TAVÎLE[Ar. < TÛL | çoğ. TIVÂL] ile TAVÎLE[Ar.]
( Uzun. | Çok süren. İLE Hayvan katarı, birbiri ardına bağlanmış bir sıra hayvan. | At ahırı. | Çayıra koyuverilen hayvanın ayağına bağladıkları ip, tavla ipi. )
- TAVIR ALMAK ile/ve/<> HAKSIZLIK ETMEMEK/ETMEDEN!
- TAVIR ile/ve/değil/||/<>/< AKIL
( Tavrının olması için aklın olması gerekmez. )
- TAVIR[Ar. < TAVR] değil/yerine/= DURUŞ
- TAVIR ile YAKLAŞIM
- TÂVİZ VER(ME)MEK ile GERİ ADIM ATMA(MA)K
- TÂVİZ VERMEK/VERMEMEK ile/ve/||/<> KAPI ARALAMAK/ARALAMAMAK
- TÂVİZ[Ar.] değil/yerine/= ÖDÜN
- TA'VÎZ[Ar. < İYÂZ] ile TA'VÎZ[Ar. < İVÂZ | çoğ. TA'VÎZÂT]
( Nazara ve başka kötülüklere karşı takılan muska. İLE Bedel verme, karşılık olarak bir şey verme/verilme. | [kimya] Bir cismin, bir başkası yerine geçmesi. )
- TAVLA[Ar. < TAVÎLE] ile TAVLA[İt. < TAVOLA]
( At ahırı. | Hayvan katarı, birbiri ardına bağlanmış bir sıra hayvan. | Çayıra koyuverilen hayvanın ayağına bağladıkları ip, tavla ipi. İLE Bölümlere ayrılmış iki yanlı tahta üzerinde on beşerden, otuz pul ve iki zarla iki kişinin karşılıklı oynadığı oyun. | Bu oyunun üzerinde oynandığı, iki iç yüzü bölme desenli, dikdörtgen biçimindeki tahta kutu. )
- TAVŞAN ADASI ile/ve SEDEF ADASI ile/ve BÜYÜKADA ile/ve HEYBELİADA ile/ve BURGAZADA ile/ve KINALIADA
( Vapur ve motor seferleri, Eminönü, Kabataş, Bakırköy, Kadıköy ve Bostancı'dan yapılmaktadır. )
( Sedef Adası'na belirli saatlerde sadece Bostancı'dan ulaşılmaktadır. Tavşan Adası'na ise yapılmamaktadır. )
( bkz. ADALAR SEFERLERİ )
( "Prens Adaları" ya da "Kızıl Adalar" adlarıyla da bilinirler. )
( Türkiye'nin ilk Sanatoryum'u[Fr. < Lat. Verem hastalarının iyileştirilmesi için kurulmuş hastahane] Heybeliada'da, 1924 yılında kurulmuştur. )
( İmparatorluk ailesi ile devlet ileri gelenlerinin sürgün yerleridir. )
( İmparator II. Justinus, 569 yılında Büyükada'da bir saray ile bir manastır yaptırmıştır. [Bugünkü Maden semtinde] )
( IV. Leon'un annesi Eirene, II. Justinus'un sarayının bulunduğu yere, 775-780 yıllarında kadın manastırı inşa ettirmiştir. [Manastırın duvarları ile bir sarnıcın kalıntısı günümüze ulaşmıştır.] )
( Heybeliada, adını adada işletilen bakır madeninden almıştır. )
( Kınalıada'ya Bizans devrinde iki manastır yaptırılmıştır. )
( 944'te, İmparator Romanos Lekapenos ile 1071'de Malazgirt'te Selçuklular'a yenildikten sonra, Konstantinopolis'e dönüşünde IV. Romanos Diogenes, Kınalıada'ya sürgün edilir. )
( Sedefadası'nda, VIII. yüzyılda bir erkekler manastırı inşa edilmiştir. [Günümüzdeki kalıntılar bu yapıya ait olabilir.] )
( Tarihi kaynaklarda, Tavşan Adası'nda bir manastır varolduğu kaydedilmiştir. )
( NEANDROS ile/ve TEREUINTHA, TEREBINTHOS/TEREBINTHODES/ANTEROVITHOS ile/ve PITYADES MEGALE[Plinius], PRİNKİPİ/PRINKIPO[Bizans Devri'nde] ile/ve HAKLİ (BAKIR), KHALKE, KHALKITIS ile/ve ANTİGONİ/ANTIGONEIA, [Antikçağ yazarları, Erebinthus, Bizanslı yazarlar ise Therebintos ya da Panormos adını vermişlerdir] ile/ve PROTİ/PROTA["Birincisi" anlamına gelir] )
( PRINCESS ISLANDS )
( Heybeliada'da, en önemli Bizans Devri yapısı Panagia Kamariotissa Kilisesi'dir. [XIII. ya da XIV. yüzyılda inşa edilmiş, yonca planlı, son dönemin mimari özelliklerini yansıtan önemli bir örnektir.] )
( )
- TAVŞAN ile AMERİKA TAVŞANI/ŞİNŞİLA
( ... İLE Kemiricilerden, arka ayakları çok uzun, küçük bir memeli hayvan. )
( RABBIT vs. JACK RABBIT )
( LEPUS EUROPAEUS cum ERIOMYS CHINCILLA )
- TAVŞAN ile/değil ÇİŞİK/ÇİSİK/GÖCEN/GÜCE
( ... İLE/DEĞİL Tavşan yavrusu. )
- TAVŞAN ile YABANİ TAVŞAN
( KAVUŞ-KON ile ... )
( DVANŞ[Tuna Bulgarları'na ait kitâbelerde] ile ... )
(
ile ... )
( ERNEB[çoğ. ERÂNİB], ERNEBİYYE[: Tavşangiller.] ile ... )
( HARGÛŞ [HARGÛŞEK: Tavşan yavrusu.] ile ... )
( RABBIT vs. HARE )
( LEPUS EUROPAEUS cum ... )
( EL CONEJO con ... )
- TAVŞANOĞLU, PROF. DR. FAİK (ERZİNCAN, 1908) :
( İlk ve orta öğrenimini Erzincan'da tamamladıktan sonra İstanbul Orman Mektebi Âlisine girdi ve bu okulu 1929'da bitirerek Orman Yüksek Mühendisi oldu. Daha sonra bir sınavı kazanarak Avusturya'ya gitti ve burada Viyana Ziraat Üniversitesi'nin (Hoch Schule für Bodenkultur) Ormancılık bölümüne devam etti ve bu bölümü 1936'da başarı ile bitirerek Dipl. İng. Unvanını kazandı. Daha bonra burada hazırlamış olduğu "Rasyonul Nakliyat Su Olukları – Die rationelle Gestaltung der Wasserriesen" konulu doktora çalışmasını tamamlayarak 1937 yılında Dipl, İng. D. Ünvanını aldı. Yurda dönüp askerliğini de yaptıktan sonra Ankara Yüksek Ziraat Enstitüleri Orman Fakülteside Başasistan olarak göreve başladı. Askerlik görevini tamamladıktan sonra kuruluş halindeki kürsüsünün tüm sorumluluklarını üstlendi. 1939 - 1942 yılları arasında ikinci askerlik görevini yaptı. 1943'te "Belgrad Ormanı Yol Şebekesi ve Bu Ormanda Rasyonel Nakliyat Şekilleri" konulu Doçentlik tesiyle "Üniversite Doçenti" unvan ve yetkilerini aldı. Bu arada üçüncü askerlik görevini yaptı. 1945 yılıda ise Profesör oldu. 1951 - 1954, 1954 - 1956 ve 1959 - 1961 yılları arasında Üniversite Senatosunda üç dönem senatör olarak görev yaptı. Emekli olduğu 1978 yılına kadar İ.Ü. Orman Fakültesi Orman İşletme İnşaatı Kürsüsü Başkanı olarak görevine devam etti. "Orman Yolları ve Dekovillerin İnşaası Kılavuzu, 1949", Orman Dekovil Köprülerinin Statik Esaslara Göre Hesabı, 1951", "Orman Transport Tesisleri ve Taşıtları,1949","Dağlık Arazide Dere Havzalarının Islahı, 1964", "Orman Transport Tesisleri ve Taşıtları (Karayolları, Orman Dekovil Hatları, Orman Hava Hatları, Orman Su Yolları),1955", "Su Motorları Bilgisi (Su Çarkları ve Türbinleri). 1962", "Su yataklarının Tahkimi, Dağlık Arazi ve Dere Havzalarında Sel Kontrolu, 1967", "Orman Yollarının Makinhe ile İnşası İçin Arazide Yapılması Gerekli Ölçmeler, Proje Tanzimi ve Yolların Yapım ve Bakımı, 1969", "Vinçli Hava Hatları, 1971", "Sel Yataklarının Tahkimi, 1974" isimli kitapları ve pek çok bilimsel makali yayını bulunmaktadır. )
- TAVSİYE ve/> İSTİŞÂRE
- TAVSİYE değil/yerine/= SALIK VERME
- TAVSİYE ile/ve/||/<>/> TEŞVİK
- TAVSİYE ve/||/<> VASİYET
- TAVUK ile ÇAYIRTAVUĞU
( ... İLE Ormantavuğugillerden, sırtı beyaz çizgili, siyah ve esmer, karnı siyah bir kuş. )
( ... cum TYMPANUCHUS CUPIDO )
- TAVUK ile/ve/değil KAR TAVUĞU
( ... İLE/VE Kuzey Kutbu'nda yaşarlar. )
- TAVUK ile KARATAVUK
( ... İLE Karatavukgillerden, tüyleri kara, meyve ve böceklerle beslenen ötücü kuş. )
( ... cum TURDUS MERULA )
- TAVUK ile/değil/yerine/>< KARTAL
( Kısmen ve kısa uçabilir fakat yükselemez. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< En yüksekte uçabildiği gibi alçaktan da uçabilir. )
- TAVZİH[< VUZÛH]:
AÇIKLAMA, AÇIK ANLATMA, AYDINLATMA -<
- [not] TAXONOMY ile/ve/değil/yerine/<>/> CLADISTIC TAXONOMY
( Sınıflandırma. İLE Kladistik sınıflandırma. )
( LINNAEUS/LINNE vs./and/<>/>/but HELLING[1966] )
- TAY/TAYLAK ile SIPA[Abazaca < SPAU: Çocuk.]/KODOK/KURRAG[Fars.]
( At yavrusu. [Üç yaşına kadar] İLE Eşek yavrusu. )
( GULİN ile ... )
( MÜHR[çoğ. EMHÂR, MİHÂR] ile KÜRRE )
( KÜRRE ile KÜRRE-İ HAR )
( COLT/FOAL vs. DONKEY-FOAL )
( HIPPOMAN: Yeni doğan tayın alnındaki küçük siyah zar. )
- TAYF[Ar.]/SPEKTRUM[İng. < SPECTRUM] ile ÇEŞİTLİLİK | YELPAZE
( Birleşik bir ışık demetinin bir biçmeden geçtikten sonra ayrıldığı basit renklerden oluşmuş görüntü. )
- TAYFA[Ar. < TAİFE] ile MİÇO/MUÇO[İt.]
( Bir gemide bulunan, türlü işlerde çalıştırılan sefer işçileri. | Aynı işi yapan topluluk. | Birinin yanında bulunan yardakçılar, koşuntu. İLE Gemilerde, küçük yaşta tayfa yamağı. )
- TAYFUR, FERDİ (ADANA, 1945) :
( Uzun yıllardan beri Sarıyer'de ikamet etmektedir. Gerçek adı Turan Bayburt'tur. Ses ve sinema sanatçısıdır. Arabesk müzik dalında büyük aşama gösterdi ve en çok ilgi gören sanatçılardan biri oldu. Aynı zamanda sinema filmlerinde oynadı. Birçok filmin yönetmenliğini yaptı. Yaklaşık olarak 50 kaset ve 30'dan fazla film yaptı. )
- TA'YÎN[Ar. < AYN] ile TAHÎN[Ar.]
( Ayırma, belirli etme. | Bir memuriyete koyma. | Tayın, asker ekmeği. | Erzak. İLE Öğütülmüş tahıl. | Darı unu. | Şekerle karıştırılarak helvası yapılan öğütülmüş susam. )
- TAYİN ile/ve TAHSİS
( Ne olduğunu anlama, gösterme, belirtme, kararlaştırma. | Atama. İLE Bir şeyi, bir kişiye ya da bir yere ayırma. )
- TAYİN ile TAKDİR
- TAYIN ile TAYİN
( Asker azığı. | Asker ekmeği. | Savaş ya da seferberlik dönemlerinde, vatandaşlara karneyle dağıtılan ekmek. İLE Ne olduğunu anlama, gösterme, belirtme, kararlaştırma. | Atama. )
- TAYLAN GÖZBERK PARKI :
( Reşitpaşa Mahallesindedir. 305,68 m²'lik bir alan üzerindedir. 143,17 m²'lik yeşil alanı, bulunmaktadır. )
- TAYLASÂN/MAŞLÂH ile MAŞLÂH
( Sarığın, tâc-ı şeriften sarkan ucu. | Başa ve boyna sarılan şal vb. [Hizmeti simgeler.] İLE Tek parçalı ve kol yerine yarıkları olan bir çeşit kadın üstlüğü. )
- TAYT ile/değil TAYF
( Bacakları sıkı saran özel kumaştan yapılmış bir pantolon türü. | Sızmaz, su geçirmez bir kumaştan yapılmış şort giyecek. İLE Birleşik bir ışık demetinin bir biçmeden geçtikten sonra ayrıldığı yalın renklerden oluşmuş görüntü. )
- TAYYÂRE[Ar.]["TEYYÂRE" değil!] değil/yerine/= UÇAK
- TAZACCU'[Ar.] ile TAZACCUR[Ar.]
( Üşenme, gevşek davranma. İLE İç sıkılması, sıkıntı. )
- TAZE FASULYE[Yun.] ile KURU FASULYE
( Porto Riko'da bulunan Adjuntas da, kuru fasulye ve pilavıyla ünlü bir dağ kasabasıdır. )
( GREEN BEAN vs. HARICOT BEAN )
( CICER ARIETINUM cum PHASEOLUS VULGARIS )
- TAZE ÜZÜM ile KURU ÜZÜM
(
)
( [100 gr.'daki kalori] 67 ile 299 )
( [100 gr.'daki fruktoz/şeker] 16 ile 59 )
- TAZELEYİCİ ve/||/<> GENÇLEŞTİRİCİ
( Uyku, yıkanma, sarılmak, birlik, oyun, hareket, çalışma, spor, felsefe, dil, bilim, doga, yeşil, sanat, sevgili, dost, sohbet. )
- TAZI ile TÜRK TAZISI
- TA'ZÎL[Ar.] ile TA'ZÎL[Ar. çoğ. TA'ZÎLÂT]
( Bir hastanın güzel ve inandırıcı sözlerle teselli edilmesi. İLE Ayıplama. )
- TAZİP[Ar. TAZİB] değil/yerine/= SIKINTIYA SOKMA, ÜZME
- TA'ZÎR[Ar. < ÖZR | çoğ. TA'ZÎRÂT] ile TA'ZÎR[Ar. çoğ. TA'ZÎRÂT]
( Esassız özür bildirme, vesile ve bahane arama. İLE Azarlama. | Suçluyu suçuna göre sözle azarlama. )
- TÂZİR ile/ve/||/<> TEKDİR
( Azarlama. İLE/VE/||/<> Azarlama. )
- [ne yazık ki]
TAZIYA, "TUT!" ve/||/<> TAVŞANA, "KAÇ!"
- TA'ZİYE[Ar. < AZV] değil/yerine/= YARA(BAŞ) SAĞILIĞI/İYİLEŞMESİ DİLEME
( Caferî mezhebinde olanların Muharrem ayında yaptığı matem töreni. )
- TAZİYE[Ar.] ile TARZİYE[Ar.]
( Ölen kişinin yakınlarına üzüntünü paylaştığını belirtme/bildirme. İLE Yapılan kötü bir davranış için özür dileme, gönül alma. )
- TAZLÎL/TADLÎL[Ar.] ile TAZLÎL[Ar. < ZILL]
( Dalâlete düşürme, doğru yoldan çıkarma, azdırma, ayartma. İLE Gölgelendirme, gölgelendirilme. )
- TAZMANYA CANAVARI/SARCOPOLUS[Lat.] ile ...
( Yeni Zelanda'nın güneyindeki Tazmanya'da yaşar. Gebelik süreleri 21 gündür. Her doğumda 30 civarında çok minik yavruları olur annenin sadece 4 memesi olduğu için ancak 3-4'ü yaşar. )
- TAZZİK değil TAZYİK
- TDP/FRESH FROZEN PLASMA[İng.] değil/yerine/= TAZE DONMUŞ PLAZMA
- TEABBÜD ve TEDEBBÜR
- TEÂDÜL[Ar.] değil/yerine/= DENKLEŞME, DENKLİK, BİRBİRİNE DENK OLMA
- TEÂKUP[Ar.] değil/yerine/= ART ARDA GELME
- TEALİMİYYÛN ile/ve/||/<> TABİÎYYÛN ile/ve/||/<> İŞRAKİYYÛN ile/ve/||/<> MENAZİRÛN
( Matematikçiler. İLE/VE/||/<> Fizikçiler. İLE/VE/||/<> Aydınlanmacılar. İLE/VE/||/<> İbn Heysem'ciler. )
- TEAMÜL ÇARKI ile/ve TEKÂMÜL ÇARKI
( [İnsandaki] Uzun Devran. İLE Kısa Devran. )
( Kişinin zuhur âlemine gelişine kadarki süre[ç]. İLE Kişinin mânâya dönüşüne kadarki süre[ç]. )
- TEARRÜF ile TEÂRÜF[< AREF] ile ...
( Bir şeyi araştırarak öğrenme. İLE Bir şeyin herkesçe bilinmesi. )
- TEÂSÜR[Ar.] değil/yerine/= GÜZEL GEÇİNME, DİRLİK ETME
- TEÂVÜN[Ar. < AVN çoğ. TEÂVÜNÂT] değil/yerine/= YARDIMLAŞMA
- TEBA'[Ar.] ile TEBAA[Ar. < TÂBİ]
( Uyma, tâbi olma. İLE Uyruk, bir devletin hükmü altında bulunan kişi/ler. )
- TEBÂDÜL[Ar. < BEDEL] ile TEBÂDÜR[Ar. < BÜDÛR | çoğ. TEBÂDÜRÂT]
( Birbirine bedel olma, birbirinin yerini tutma, değişme. İLE Ansızın akla gelme. | İki şairin birbirinden habersiz olarak aynı şiiri söylemesi. )
- TEBAHHUR[Ar. < BAHR] ile TEBAHHUR[Ar. < BUHÂR | çoğ. TEBAHHURÂT]
( Deryalanma, denizleşme. | Bir şeyin içine dalma ve pek derinine varma. | Bir ilimde derinleşme, uzmanlık kazanma. İLE Buğulanma, buğu haline girme. | Tütüslenme. )
itibarı ile 34.754 başlık/FaRk ile birlikte,
34.754 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(121/140)
(1996'dan beri)