E ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 49.818 başlık/FaRk ile birlikte,
49.818 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(92/201)
- İSTANBULLU, PROF. DR. TURAN (TRABZON, 1930 - 2005) :
( Üniversite öğretim üyesi. İlk, orta ve lise öğrenimi aynı ilde yaptı ve 1951'de Trabzon Lisesinden mezun oldu. 1951 - 1952 ders yılında girdiği İ.Ü. Orman Fakültesini, askerlik görevini takiben, 1958 yılında bitirdi. 1958 de İ.Ü. Orman Fakültesi Ormancılık Politikası ve Amenajman Kürsüsü'ne asistan atandı. Ve 1965'te "Türkiye'de Devletten Başkasına Ait Ormanların İdare ve İşletilmesi Üzerinde Araştırmalar" tezi ile "Ormancılık İlimleri Doktoru" Unvanı aldı. 1970'de "Türkiye'de Yakıt ve Özellikle Yakacak Odun Sorunu Üzerinde Araştırmalar" konulu tezi ile 1970'de "Üniversite Doçenti" unvanını aldı. 1979'da ise Üniversite Profesörü oldu ve 1997'de emekli oldu. Asistanlığından emekli olana kadar Dekanlık ve Üniversite yönetiminin verdiği pek çok görevi yerine getirdi, komisyon ve jürilerde yer aldı. Yurtiçi ve yurtdışına konusu ile ilgili çalışmalar yaptı. 1) Devletten Başkasına Ait Ormanların İdare ve İşletilmeleri Üzerinde Araştırmalar. İst.197, 2) Türkiye'de Yakıt ve Özellikle Yakacak Odun Problemi Üzerinde Araştırmalar İst.1978, 3. Türkiye'de Orman Rejimi. İs. 1979. 4) Türkiye'de Orman Ürünleri Endüstrisi, İst. 1979 (M. Özdönmez ile) 5) Cumhuriyetimizin 50. Yılı Münasebetiyle Türkiye'de Ormancılık Öğretim ve Eğitiminin Gelişimi ile İ.Ü. Orman Fakültesi Kürsü Kuruluşları ve Çalışmaları. İst. 1973 ( B. Pamay, H. Çanakçıoğlu ve M Özdönmez ile), ?) Ormancılık Politikası Ders Kitabı, İst. 1981 (M. Özdönmez ile), 7) Ormancılık Politikası. İst.1989 (M. Özdönmez ve A. Akesen ile), 8) Çevresel Değerlerin Korunması ve Çevre Sorunları ile Mücadele Bakımından Yasal Boşlukların Araştırılması, 1993 (M. Özdömez, A. Akesen ve A.Ekizoğlu ile. 9) Ormancılık Politikası, İst. 1996 (M. Özdömez, A. Akesen ve A. Ekizoğlu ile) kitapları ve ayrıca pek çok bilimsel makalesi yayınlandı. )
- İSTANBUL'U GÖRMEK ile/ve/değil/yerine İSTANBUL'A GÖRÜNMEK
- İSTANBUL'UN ADLARI ve ŞANLARI
( BYZAS, BUZIS, BYSE, BYSANTE [İlk adlarından.] )
( BYZANTION [Byzas'ın kenti.][Roma dönemine kadar kullanılmıştır.] )
( ANTONEIA, ANTHUSA, DEUTERA ROME [Roma'lıların kullanımı.] )
( KONSTANTINOPOLIS [Uzun süre bu adla tanımlanmıştır.] )
( TSARIGRA [İmparator kenti.][Slav kaynaklarında.] ( MIKLEGARD [İmparator Mikhael?in kenti.][Vikingler'de.] )
( TEKFURİYE, ZAVEGOROD [Rus'ların kullanımı.] [TEKFUR: Bizans hudud valisi] )
( VİZENDOVAR [Macar'ların kullanımı.] )
( KANATORYA/KANATURİYE [Polonya'lıların kullanımı.] )
( AYLANA [Çek'lerin kullanımı.] )
( KONSTANTİNAPOL [Avusturya'lıların kullanımı.][Nemçe] )
( HERAKLİYAN [İsveç'lilerin kullanımı.] )
( İSTEFANYA, İSTEFANİYE [Hollanda'lıların kullanımı.] )
( AGRANDONE [Frank'ların kullanımı.] )
( YAĞFURİYE, POZANTİYAM, KONSTANTİNİYE [Frenk'lerin kullanımı.] )
( KOSTİYE, KOSTİN [Portekiz'lilerin kullanımı.] )
( MAKEDONYA [Latin'lerin kullanımı.] )
( KONSTANTİNİYYE-İ KÜBRA [Arap'ların kullanımı.] )
( KAYSER-İ ZEMİN[Yeryüzü imparatoru] [Fars'ların/Acem'lerin kullanımı.] )
( TAHT-I RUM [Hint'lerin kullanımı.] )
( ÇAKDURYAN, ÇAKDURKAN [Moğol'ların kullanımı.] )
( SAKALYA [Tatar'ların kullanımı.] )
( VİZENDOVİNA [Ermeni'lerin kullanımı.] )
( YANKOVİÇE, ALEKSANDRA [Süryani'lerin kullanımı.] )
( PÜZANT [Ermeni'lerin kullanımı.] )
( ÂSİTÂNE [Osmanlı'larda!] )
( ÂSİTÂNE-İ SAADET[Sultan Sarayı] )
( DÂR-ÜL HİLÂFE[Halife'nin evi] )
( DÂRÜ'S SALTANA[Saltanat'ın evi] )
( DERGÂH-I SELÂTİN[Sultanlar kapısı] )
( DERSAADET, DERALİYE )
( MAHRÛSE: Türklere göre, İstanbul'un Büyük Kent anlamına gelen bir adı. )
( MAHRÛSE-İ KONSTANTİNİYE: Konstantiniye Büyük Kenti. )
( İSTİMBOLİ [Verilen adlardan biri.] )
( KONSTANTİNİYYEBULİN [Verilen adlardan biri.] )
( POZANTİYAM [Verilen adlardan biri.] )
( SÜDDE-İ SALTANAT Saltanatın Eşiği. [Verilen adlardan biri.] )
( İstanbul, en çok adı olan şehirdir. )
( UÇ-OĞ-BOLUĞ: İstanbul'un kadîm dönemlerinde, "Cennet Şehir" anlamına gelen, ön-Türkçe adı. )
( GULGULE-İ RÛM
TANTANA-İ RÛM
VEVELE-İ RÛM
DEBDEBE-İ RÛM
GALEBE-İ RÛM )
( : EIS TIN POLIN, ISTINPOLIN: Kentte, kent içinde, kent içi. )
- İSTANBUL'UN BİZANS DÖNEMİ (EN BÜYÜK) MEYDANLARI -ile
( 1. BOĞA MEYDANI[FORUM TAURİ] [Bahariye'deki ayrıdır!]
2. ÇEMBERLİTAŞ MEYDANI [Konstantinus Sütunu]
3. BAYEZİD MEYDANI
4. SARAÇHANE MEYDANI )
- İSTANBUL('UN):
EFENDİSİ ile/ve MANEVÎ EFENDİSİ ile/ve KÜLTÜREL EFENDİSİ
( Yöneticiler. İLE/VE Meşâyih. İLE/VE Dikkatli, temiz, düzenliler. )
( Maddî. İLE/VE Manevî. İLE/VE Kültürel. )
( İHTİSAB AĞALARI )
( ALİİ: Efendi. ile/ve ... )
- İSTANBUL'UN FETHİNDEKİ BAYRAKLAR:
KIRMIZI ile/ve/<> YEŞİL ile/ve/<> BEYAZ
( Orduyu simgeler. İLE/VE/<> Dini simgeler. İLE/VE/<> Devleti simgeler. )
- İSTANBUL'UN İLKLERİ
( )
- İSTANBUL'UN ORTASI ile/ve SIFIR(MİLYON/MILLION) TAŞI
( Şehzâde Camisi'nin köşesinde bulunan taşın bulunduğu noktadır. İLE/VE Sultanahmet'te, Divanyolu başında, Yerebatan Sarnıcı köşesinde bulunan Bizans yapıtı taş sütundur. [Dünyanın, İstanbul'un merkezi ve başlangıç noktası, Avrupa'ya İstanbul'dan başlayan yolun başı olarak değerlendirilmiştir.] )
( Osmanlı için. İLE/VE Bizans için. )
- İSTANBUL'UN:
SAFÂ SULARI ile/ve/||/<>/> ŞİFÂ SULARI
- ISTARAH[Ar.] ile/değil/= ISTAHAR[Ar.]
( ... İLE/DEĞİL/= İran'da, bir kent adı. | Su birikintisi, havuz, göl. )
- İSTASYON[İng. < STATION] değil/yerine/= DURAK
- İSTATİKSEL YASA ile/ve/||/<> ÇOK BÜYÜK SAYILAR YASASI
- İSTATİSTİK:
MATEMATİK ile/ve/||/<>/> YÖNETİM/DEVLET BİLGİSİ
- İSTATİSTİK ve/||/<> BOLTZMANN İSTATİSTİK YASASI
- İSTATİSTİK değil/yerine/= SAYIMBİLİM/SAYIMLAMA
- İSTATİSTİK = STATISTICS[İng.] = STATISTIQUE[Fr.] = STATISTIK[Alm.] = STATISTIKA[İt.] = ESTADÍSTICA[İsp.]
- İSTATİSTİK ile/ve/değil VERİTABANI
- İSTATİSTİKSEL ANLAM/LILIK / YORUM ile/ve/<> TARİHSEL ANLAM/LILIK / YORUM
- İSTATİSTİKSEL HATA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
YETERSİZ ÖRNEK ile/ve/||/<> TEMSİL ETMEYEN ÖRNEK ile/ve/||/<> YANLIŞ BENZETME ile/ve/||/<> YOK SAYMA ile/ve/||/<> SÜMEN ALTI ile/ve/||/<> KUMARBAZ
( FALLACY OF INSUFFICIENT SAMPLE vs./and/||/<> UNREPRESENTATIVE SAMPLE vs./and/||/<> FALSE ANALOGY vs./and/||/<> SLOTHFUL INDUCTION vs./and/||/<> FALLACY OF SLANTING vs./and/||/<> GAMBLER'S FALLACY )
- İSTATİSTİKSEL/LİK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> GENELLEYİCİ/LİK
- İSTATİSYEN değil/yerine/= SAYIMLAMACI
- İSTAVRİT ile KRAÇA/KIRAÇA
( ... İLE İstavrit balığının küçüğü. )
- İŞTE:
"GÖNÜL EĞLENDİRMEK" ile/ve/değil/yerine/||/></< GÖNÜLLÜLÜK
- İşte KONUŞ!!!
- İSTEDİĞİMİZ ŞEY:
OLURSA ile OLMAZSA
( 1 hayır. İLE 1000 hayır. )
- İSTEDİĞİMİZ ŞEYİ BİLMEK ile BİLDİĞİMİZ ŞEYİ İSTEMEK
( Amaç/Neden: İsteğin başlangıcının enerjetik mi, duygusal mı, zihinsel mi olup-olmadığının tam bir ayırdındalık ve bilinç/farkındalık içinde bulunma gerekliliği. Tanım: İstenilen şeyin tam bir farkındalığı, kısıtlama anlamında olmayan, gözleme dayanan kontrollülüğü ile tam olarak bilme/farkında olma gerekliliği İLE İstenilen şey hakkında daha önce bilgi sahibi olmuş olmanın getirdiği rahatlığın etkisi olup-olmadığı, o rahatlığın esiri olmama, tutkusu olmadan, tutturmadan isteme gerekliliği ile; istediğim için mi biliyor, bildiğim için mi istiyor olup-olmadığımın tam bir farkındalığı ve bunların ayırdındalığı/karıştırılmaması. )
( KNOWING WHAT I REQUEST vs. REQUESTING WHAT I KNOW )
- İSTEDİĞİN GİBİ YAŞAMAK değil/yerine/>< İSTENİLEN/BEKLENİLEN BİÇİMDE YAŞAMAK
( "Cehennemi istiyorsak..." DEĞİL/YERİNE/>< Cenneti (ne kadar çok) istiyorsak... )
- İSTEDİĞİN KADAR ARAMA(MA)K ile/ve/değil/hem de İSTEDİĞİN ZAMAN ARAMA(MA)K
- İSTEDİĞİNİ:
ALMAK ile/ve/değil/<> ALDIKTAN SONRA HÂLÂ İSTİYOR OLMAK
- GÖRMEK/BAKMAK:
"İSTEDİĞİNİ" ile/ve/değil/yerine/||/<> İSTEDİĞİN ŞEY İÇİN GEREKEN(LER)İ
- İSTEDİĞİNİ/AĞZINA GELENİ" "SÖYLEMEK" ile/değil/yerine/>/>< İSTEMEDİĞİN SÖZLERİ DUYMAK (ZORUNDA KALMAK/KALIR)
- [ne yazık ki]
İSTEDİĞİN SÖZÜ SÖYLEMEK ve/||/<>/> İSTEMEDİĞİNİ DUYMAK
( "İstediğimiz sözü" söylersek, istemediğimiz sözü de duyarız/duymak zorunda kalırız. )
- İSTEK DIŞI/DOĞAL ÖLÜM ile/ve/değil/yerine/< İSTEYEREK ÖLÜM
( Kişinin ölümü. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/< Kişiliğin ölümü. )
( Ölmeden önce ölünüz. - MÛTÛ KABLE EN TE-MÛT )
( MEVT-İ TABİÎ ile/ve/değil/yerine/< MEVT-İ İRADÎ/İHTİYARÎ )
- İSTEK/HEVES ile/ve/değil/||/<>/>/</>< OLANAK/KOŞUL/ARAÇ/PARA
( Varken, olanak olmayabilir. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Varken, istek olmayabilir. )
( )
- İSTEK/TALEP değil/yerine ADÂLET
- İSTEK/TAMAH ile/ve/değil/yerine/>< KANAAT
( Zahmet. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Rahatlık. )
- İSTEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AMAÇ
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> (Daha) İleri düşünenlerin sahip olduğu, peşinde gittiği. )
- İSTEK ile/ve/||/<> BEĞENİ
( Dopamin üretir. İLE/VE/||/<> Opioid etkisi yaratır. )
- İSTEK ile/ve/<> DÜŞÜNME
( REQUEST vs./and/<> TO THINK )
- İSTEK ile/ve/<> GAYRET
( YISA[İt.]: Gayret vermek için söylenilen söz. )
( REQUEST vs./and/<> EXERTION )
- İSTEK ile/ve/||/<>/> GEREKSİNİM(İHTİYAÇ) ile/ve/||/<>/> HİZMET
( WANT vs. NEED )
- İSTEK ile/ve/<> İÇGÜDÜ
( DESIRE vs./and/<> INSTINCT )
( İKHA ile/ve/<> ... )
- İSTEK ile/ve ŞEHVET
( HÂHİŞ ile/ve ... )
- İSTEK ile/ve/<> TERCİH
( REQUEST vs./and/<> PREFER )
- İSTEK ile/ve TESLİMİYET
- İSTEKLERİNİ ...:
AZALTMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SINIRLAMAK
- İSTEKLİ OLMAK ile SORMAK
( WILLING vs. TO ASK )
- İSTEKSİZ/LİK ile GÖNÜLSÜZ/LÜK
( ... İLE %51 isteksizlik ya da isteyip istemediği belirli olmama. )
- İSTEME EDİMİ = VOLITION[İng., Fr.] = WOLLEN, WOLLENSAKT[Alm.] = VOLITIONE[Lat.]
- İSTEMEDEN VERMEK ile/değil İSTENİLMEDEN VERMEK
- İSTEMEDEN ile KENDİLİĞİNDEN
- İSTEMEDEN ile RASTLANTI ile DÜŞMANCA
( 1 KEZ ile 2. KEZ ile 3. KEZ )
( Bir hata, ikinci kez yapılmaz. İkinci kez yapıyorsanız, üçüncü kez de yapacaksınız demektir. )
- İSTEMEDEN ..." ile YANLIŞLIKLA ...
- İSTEMEK/SORMAK(SUAL ETMEK):
KİŞİDEN ile/ve/değil/yerine/||/<> ALLAH'TAN
( Verirse, (")minnet("); vermezse, (")zillet("). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Verirse, nimet; vermezse, hikmet. )
- İSTEMEK ile/ve/<> ÇAĞIRMAK
( REQUEST vs./and/<> TO CALL, TO INVITE )
- İSTEMEK ile/ve/değil/yerine/hem de/+/||/<>/> GERÇEKTEN İSTEMEK
( Zihindeki günlük 40-50.000 düşüncenin büyük bir bölümünün tanımlanmamış/netleşmemiş, pasif temelli, sıradan, dayanaksız, isteme eylemi. İLE Sıradan isteğin bir üst aşaması olan gerçekten istemenin, gerekeni yaparak ve istenenin umudu ve çabası, içtenliği, samimiyeti ve ciddiyeti ile istemek. )
( İstemekle tamamına ve daha da fazlasına sahip olabilirsiniz. )
( EĞİNİK: İçten istemek. )
( İSTİD'Â'[Ar. < DUA]: Yalvararak isteme. | Dilekçe. )
( You can have the whole of it and more for the mere asking. )
( [not] TO ASK/REQUIRE vs./and/but/also REALLY/DEEPLY WANT/REQUEST
REALLY/DEEPLY WANT/REQUEST instead of TO ASK/REQUIRE )
( [nicht] FORDERN/WOLLEN mit/und TATSÄCHLICH FORDERN/WOLLEN )
- İSTEMEK ile/ve/<> İNANMAK
( İnan ya da terk et! )
( Believe it or leave! )
( TO ASK/REQUIRE vs./and/<> TO BELIEVE )
- İSTEMEK ile/ve İNANMAK
( TO ASK/REQUIRE vs./and TO BELIEVE )
- İSTEMEK ile/ve/||/<>/> KARAR VERMEK
- İSTEMEK ile/ve/< ÖZENMEK
( TO ASK/REQUIRE vs./and/< TO TAKE PAINS )
- İSTEMEK ile/ve/<> TENEZZÜL
- İSTEMEK ile/ve/<> UYGUNLUK
( REQUEST vs./and/<> APPROPRIATENESS )
- İSTEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> YEĞLEMEK
- İSTEMEMEK ile/ve/<>/değil/yerine GEREK GÖRMEMEK
- İSTEMEMEK ile/ve/<>/değil/yerine YEĞLEMEMEK/TERCİH ETMEMEK
- KISKANÇLIK:
İSTEMLİ ile/ve/||/<> RASTLANTISAL/TESADÜFÎ
- İŞTEN ÇIKIŞTA/ÇIKARILMADA:
KIDEM TAZMİNATI ile/ve/<> İHBAR TAZMİNATI ile/ve/<> İŞSİZLİK ÖDENEĞİ
(
)
- İşten sonra KONUŞ!!!
- İSTENÇ/İRÂDE:
UZAK ile/ve/||/<>/> ORTA ile/ve/||/<>/> YAKIN
( El. İLE/VE/||/<>/> Dil. İLE/VE/||/<>/> Bakış. )
- İSTENÇ/İRÂDE ile/ve AŞKINLIK
( ... ile/ve GULÜV )
( WILLPOWER vs./and TRANSCENDENCE )
- İSTENÇ/İRÂDE ile/ve İSTEK
( Tümdengelimli doğada. İLE/VE Tümevarımlı doğada. )
( WILLPOWER vs./and WILL )
- İSTENÇ/İRÂDE ile/ve NİYET
( WILLPOWER vs./and INTENTION )
- İSTENÇ/İRÂDE ve/||/<>/> SİYÂSET
( Bireydeki yapma isteği. VE/||/<>/> Toplumdaki yapma isteği. )
- İSTENÇ/DİRETME/İRÂDE[EVET]
ile/ve/değil/yerine/önce/||/+/<>/></>/<
DİRENÇ/DİRENME/İHTİYÂR[< HAYIR]
( ile/ve/değil/yerine/önce/||/+/<>/></>/<
REVİYE[Ar.][>< BEDİHE])
( Yapma/yapabilme becerisi/isteği/coşkusu/olanağı/gücü. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Yapmama/yapmayabilme becerisi/isteği/coşkusu/olanağı/gücü. )
( "Zekâda", nefiste. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Akılda. )
( Seçim. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Yeğleme/tercih. )
( Cins. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Fasl. )
( Varoluş/sal. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Varoluşunun sürekliliği için/yönünde. )
( Bir şeyi yapmanın, tek bir yolu yoktur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Yolu, tektir! [Yapmamaktır!] )
( Başı, ortası/süreci ve sonucu, akıl iledir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Özgüven iledir ve öz/güven sağlatır. )
( Parça. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Bütün. )
( Özgürlüğümüzü yitirdiğimizde, değerini bilmeye başladığımız, anladığımız ve anımsadığımız. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Özgürlüğümüzde, sürekli bilmemiz ve anımsamamız gereken. )
( Doğadaki tüm varolanlar gibi insanın gövdesi de gelişerek ve değişerek sürecini tamamlar. Gövdemiz itibariyle bitki ve hayvanların koşullarıyla birlikte bülûğa ermesiyle tanımlanan belirli yaş, dönem ve zihinsel seviyelerden geçerek herkesle eşit olanaklara, haklara ve kararlara sahip olmak üzere birey olmaya, reşit olmaya hak kazanırız.
Olanaklarımız, 18 yılımızı tamamlayana kadar, ağırlıklı olarak bitki ve hayvanlarla ortak olduğumuz gövdemizde, varoluşsal ve canlılık gereksinimlerimize, istediklerimize gözümüzü, ağzımızı, elimizi ve dilimizi, "Evet"lerimizi yöneltmeyle yani "yapma isteği/bilgisi" anlamına gelen irâdemiz aracılığıyla sağlanır.
Bu süreç, özellikle 1 yaşında, bazı sözcükleri söylemeye başlayarak; 2 yaşında, benlik algımızın kısmen gelişmişliğiyle erk karşısında, varolduğunu gösterebilmek üzere dışkı tutarak; 4 yaşında, kısmen başlayan öğrenim/eğitim becerisiyle; 7 yaşından itibaren bilinçlenerek; 18'den önce dereceli olarak, 12 - 15 yaş arasında ve 15 - 18 yaş arasında, ayırd etme[temyîz] ve hukuksal cezâ görme eşiğiyle; 16 yaşında, ebeveynin resmî izniyle dünyanın her yerine gidebilme; yine ebeveyn izniyle 17 yaşında evlenebilme eşiklerindeki kısmî hakları ile 18'den sonra da gözümüzü, ağzımızı, elimizi, belimizi ve dilimizi uzatmayabileceklerimiz için "Hayır!" diyerek, "yapmama bilgisi/isteği" olarak tanımlanan ihtiyârımız ve muhtariyetimizle yani kendimize ve çevremizdekilere zarar vermemek üzere, ancak bu koşullarla özgürlük hakkımızı elde ederiz ve yaşamımızı, yapmayabileceklerimiz üzerinden sürdürürüz.
Atacağımız her adımda, yapacağımız ve söyleyeceğimiz herşeyde, önce "Evet"imiz(irâdemiz) değil "Hayır!"ımız(ihtiyârımız) devrede olmak zorundadır. Birilerini yaralamak, öldürmek ya da insanlık suçlarına giren uyuşturucu("sigara vb". da) satmak gibi çevremize çeşitli zarar verebilecek eylemler ise en önemli ve olmazsa olmazımız, Sağlık ve Özgürlük'ün yitirilmesi, hastahane ya da hapishaneyle sınırlandırılmasıyla son bulmasıdır.
İlim ve irfanın öncelikleri, ilkeleri olan eline, diline ve beline hâkim olmak, tüm kadîm geleneklerin ortak uyarısıdır. Şiddet kontrolü, şiddetsizlik, zararsızlık; başkalarını, düşünce, söz ve hareketle incitmemek; yalan kontrolü ve dürüstlük; benimseme kontrolü ya da çalmama; eşeysel(cinsel) enerji kontrolü; mal/eşya biriktirme kontrolü, biriktirmemek; nefret kontrolü ve merhamet; kızgınlık kontrolü ve affetme; güçsüzlük kontrolü ve dayanıklılık; aşırılık kontrolü ve ılımlılık; yanlışlık kontrolü ve doğruluk da insan haklarının dışına çıkmamayı sağlayacak olan uyarılardır.
[ www.FaRkLaR.net/kisiselgelisim ve www.FaRkLaR.net/ilim-irfan sayfalarından da yararlanılabilir.]
Kendi haklarımızı ve başkalarının haklarını tanımamıza yardımcı olabilecek çok önemli iki çalışma ise bir kâğıda ya da bilgisayarda/cep telefonunda, iki ayrı sayfa oluşturup öncelikle "Ne yapmayabileceklerim"i/zi, ötekine ise tam ve kesin olarak "Hayır!" dediklerimizi, diyebileceklerimizi yazmamızdır.
Giyinmek, öncelikle toplum (ve düzeni/sağlığı) için
ancak daha sonra kişinin kendi içindir. )
( Gereksinimimize yönelterek, önceleyerek.[Kısa ve uzun süreli olarak tehlikeli/riskli/zararlı olup olmadığına fazla bakmaksızın.] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Var oluşumuzu ve var oluşumuzun sürekliliğini önemseten, önceleyen.[Hem şu anda, hem de uzun süreli olarak.] )
( Bir şey ki, yapmasan da olur... YAPMA!
Bir şey ki, söylemesen de olur... SÖYLEME!
Yaptığımız, "kâr"; yapmadığımız, yarar!
Aldığımız, "kâr"; verdiğimiz, yarar!
Yediğimiz/içtiğimiz, "kâr"; yemediğimiz/içmediğimiz, yarar!
Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir/geliştir... Dünya/n değişsin//gelişsin! )
( Belediye. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Muhtarlık. )
( Görülen, gösterilen/gösterilebilen. | Görülebilir/lik, gösterilebilir/lik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Görülmeyen, gösterilmeyen ve gösterilemeyen. | Görülemez/lik, gösterilemez/lik. )
( "Evet!" diyebilme (olanağı/gücü). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< "Hayır!" diyebilme (olanağı/gücü). )
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Nefsine muhâlefet etmek/edebilmek.[MUHALEFET-ÜN-NEFS] )
(
| İhtiyâr ve İrâde | "Kader" - "İrâdenin Özgürce Kullanımı" Tartışması | Huyların Değişmesinin Olanağı | Mantıksal Belirlenimcilik | |
|---|---|---|---|---|
| Kindî | Bağdaşırcı | Belirlenimci/Bağdaşırcı | - | - |
| Fârâbî | Bağdaşırcı | Bağdaşırcı | Bağdaşırcı | Bağdaşırcı |
| Yahyâ İbn Adî | - | Bağdaşırcı | Belirlenimci | İrâdenin Özgürce Kullanımı |
| Âmirî | Bağdaşırcı | Bağdaşırcı | - | - |
| İbn Sînâ | Belirlenimci | Belirlenimci | Bağdaşırcı | Belirlenimci |
| İbn Bâcce | Bağdaşırcı/İrâdeci | - | - | - |
| İbn Rüşd | Belirlenimci/Bağdaşırcı | Belirlenimci/Bağdaşırcı | - | Bağdaşırcı |
"Meşşâî Felsefede Ahlâkî Determinizm ve Özgürlük" - Emre Çeliker
)( "özgür irâde" için
"var mı, yok mu?"
"sahip misin/miyiz, değil misin/miyiz?" vb.
"sorularında" başlangıç yanlışı/sorunu bulunuyor.
Öncelikle,
1- "irâde"nin "özgür olanı ve özgür olmayanı"
diye çeşidi ya da başka çeşitleri ve tanımı olmaz!
2- "irâde", tekil bir sözcük/kavram değildir.
Bir kavram çiftidir.
"ihtiyâr ve irâde" olarak birliktedir ve birbirinden ayrılamaz!
( ihtiyâr[Ar. < hayr]: Kişinin/yetişkinin yapmama/yapmayabilme gücü/bilgisi/bilinci, yeğlemesi/tercihi. [Önceliklidir, belirleyici ve bağlayıcıdır.]
irâde[Ar.]: Kişinin yapabilme/yönelebilme olanağı/gücü ve bilgisidir. [Ölçüt ve değerlendirme olmaksızın.]
3- ... )
( WILL/WILLPOWER vs. RESISTANCE )
- İSTENÇ/İRÂDE ve/<> İDÂRE
( WILLPOWER and/<> TO MANAGE )
- İSTENÇ = İRÂDE = WILL[İng.] = VOLONTÉ[Fr.] = WILLE[Alm.] = VOLUNTAS < VELLE:İSTEMEK. VOLO:İSTİYORUM[Lat.] = VOLUNTAD[İsp.]
- ... İSTENCİ/İRÂDESİ ile/değil ... İSTEĞİ
( ... irâdesi[yapma/yapabilme gücü]. İLE/DEĞİL ... yönelimi. )
- İSTENİLEN/BEKLENİLEN:
HAKİKAT ile/ve/değil/||/<>/> MÂRİFET
( Tek. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Çok. )
- İSTENİLEN ile/ve/<>/değil/yerine GEREKSİNİM
( "Bilir/ler." İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Bil(e)mez/ler. )
( Gereksiniminiz olmayan şeyler alırsanız, çok yakın gelecekte, gereksinim duyduğunuz şeyleri satmak zorunda kalırsınız. )
- İSTENMİYEN değil İSTENİLMEYEN
- İSTER İSTEMEZ (DÜŞÜNMEK)
( Bİ-Z-ZARÛRE, Bİ-L-İSTİRAR / TAV'AN VE KERHEN[hem isteyerek, hem istemeyerek] )
( ÇÂR-NÂ-ÇÂR, HÂH NÂ HÂH, KÂM-U NÂ-KÂM )
- İSTER İSTEMEZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİLİĞİNDEN
- İSTERSENİZ OLUR/YAPARSINIZ, İSTERSENİZ OLMAZ/YAPMAZSINIZ değil İSTERSENİZ OLUR/YAPARSINIZ, İSTEMEZSENİZ OLMAZ/YAPMAZSINIZ
- İsteşli KONUŞ!!!
- İşteşli KONUŞ!!!
- İSTEYEN 'ŞÖYLE' YAPAR, İSTEYEN YAPMAZ değil İSTEYEN 'ŞÖYLE' YAPAR, İSTEMEYEN YAPMAZ
- İSTİAP/İSTİAB ETMEK ile HACM-İ İSTİÂBÎ
( İçine alma, sığdırma. | Kaplamak, toplamak, tamam etmek. | Tutulmak, zapteylemek. İLE Bir şeyin, içine alabildiği miktar. )
- İSTİARE değil/yerine EĞRETİLEME
- İSTİÂRE ile/ve/değil MECÂZ[< CEVAZ | çoğ. MECÂZÂT]
( Bir sözcüğü kendi anlamı dışında kullanarak, bir şeyi benzediği başka şeylerin adıyla anma sanatı. İLE/VE Sözcükleri gerçek anlamları dışında kullanma sanatı. )
- İSTİÂZA[Ar. < İVAZ] ile İSTİÂZE[Ar. < İYAZ]
( Karşılık olarak bir şey isteme. İLE Allah'a sığınma.[eûzü billâhi min-eş-şeytân-ir-racîm ya da neûzü billâh] | Sığınma. )
- İSTİB'ÂD[Ar. < BU'D] ile İSTİ'BÂD[Ar.]
( Uzaksama, uzak görme, olasılık vermeme. İLE ... )
- İSTİ'BÂR[Ar.] ile İSTİBÂR[Ar.]
( Rüya tabir ettirme. İLE Yoklama, muayene etme. )
- İSTİBDÂ'[Ar.] ile İSTİBDÂ'[Ar.] ile İSTİBDÂD[Ar.]
( İşedikten sonra akıntıyı tam arıtma. | Nikâhlanılan bir dulun gebe olmadığına sonucunu elde etmek üzere bir adet dönemi görene kadar ona yaklaşmamak. İLE Nadide sayma, bedi'. İLE Keyfî yönetme düzeni. | Yönetimde baskı/tazyık. )
- İSTİBKÂ'[Ar. < BEKA]["ka" uzun okunur] ile İSTİBKÂ'[Ar. < BÜKÂ]
( Devamını, sürmesini isteme. | Saklama, koruma, muhafaza etme.[İng., Fr. CONSERVATION] İLE Ağlatma. )
- İSTİBRÂ' -ile
( KÜÇÜK ABDESTEN SONRA AKINTIYI TAM ARITMA [bkz. İSTİBDÂ'] )
- İSTÎCÂB[Ar.] ile İSTİ'CÂB[Ar. < ACEB]
( Haklı sayma, vacib görme. İLE Hayrette kalma, şaşma, taaccübetme. )
- İSTÎCÂL[Ar.] ile İSTİ'CÂL[Ar. < ACEL] ile İSTÎCÂR[Ar. < ECR]
( Sonraya bırakılmasını, te'cîl edilmesini isteme. İLE Acele etme, tez olmasını isteme, çabuklaştırma. İLE Kira ile tutma, kiralama. )
- İSTİCVÂB[< CEVÂB] değil/yerine/= SORUP YANIT ALMA, YANIT ALMA AMACIYLA SÖYLETME | SORGU
- İSTİDÂ'[Ar.] ile İSTÎDÂ'[Ar. < VEDÂ] ile İSTİD'Â'[Ar. < DUA] ile İSTİDÂA/İSTİZÂA[Ar. < ZİYA]
( El uzatma. İLE Birinin yanına bırakma, bir şeyi saklamak üzere birine emanet etme. İLE Yalvararak isteme. | Dilekçe, istidâ. İLE Aydınlanma, ışıklanma, ziyalanma. )
- İSTİ'DÂD[Ar.] değil/yerine/= AKILLILIK | ANLAYIŞLILIK | DOĞAL EĞİLİM, BECERİ/KABİLİYET
- İSTİ'DÂD ile HAL
( Küpün içinde ne varsa, dışarı da o sızar. )
- İSTİDÂD[Ar.] ile İSTİ'DÂD[Ar.]
( Doğrulma. | Alışma. İLE Bir şeyin kabulüne, kazanılmasına olan doğal eğilim, beceri. | Akıllılık. | Anlayışlılık. | Becerisi olan kişi. )
- İSTİ'DÂD ile/ve KÂBİLİYET
- İSTİ'DÂD ve YÖNELİM
- İSTİDLÂL[< DELÂLET] -ile
( BİR DELİLE DAYANARAK BİR ŞEYDEN BİR SONUÇ ÇIKARMA, DELİL İLE ANLAMA | DELÂLETTE BULUNMASINI İSTEME, AYARTMAYA ÇALIŞMA )
- İSTİDLÂL[Ar.] değil/yerine/= ÇIKARIM
- İSTİFA ETMEK ile/ve/||/<> AFFINI İSTEMEK
- İSTİFÂ[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= İŞBIRAKI, İŞİ/GÖREVİ BIRAKMAK, İŞTEN/GÖREVDEN AYRILMAK
- ISTIFÂ' değil/yerine/= AYIKLAMA, AYIKLANMA | BİR ŞEYİN HÂLİSİNİ, TEMİZİNİ SEÇİP ALMA | SEÇME, SEÇKİNLİK
- İSTİFÂ[Ar.] ile/ve/değil ÇEKİLME
( Görevden. İLE/VE/DEĞİL Önderlikten. )
( Siyasette. İLE/VE/DEĞİL Dinde. )
- İSTİFA ile/||/<> FERAGAT
- ISTIFÂ'[< SAFVET] ile/ve/< İSTİ'FA'[< AFV]
( Bir şeyin hâlisini, temizini seçip alma. | Ayıklama. | Seçme, seçkinlik. İLE/VE Affını isteme. | Bir işten, kendi isteğiyle çekilme. )
- İSTÎFÂ'[Ar. < VEFÂ] ile İSTİ'FÂ'[Ar. < AFV] ile İSTİFHÂM[Ar. < FEHM | çoğ. İSTİFHÂMÂT] ile İSTİHFÂ'[Ar.]
( Tamamıyla alma/alınma, ödetilme. İLE Affını isteme. | Bir işten kendi isteğiyle çekilme. İLE Sorma, anlama. Anlamak, öğrenmek için sorma. İLE Saklanma, gizlenme. )
- İSTİFA ile/ve/||/<>/> İSTİĞFAR
( Affını isteme. | Bir işten, kendi isteğiyle çekilme. İLE/VE/||/<>/> Tövbe. | Allah'tan günahın bağışlanmasını isteme. | Estağfirullah. )
- İSTİFÂDE ile/ve/<>/< İSTİFÂ
( İstifâ etmediğimizden, istifâde edemeyiz. )
- İSTİFÂZA[< FEYZ] ile İSTİFÂDE
- İSTİFHÂM[< FEHM (çoğ. İSTİFHÂMÂT)] -ile
( SORMA, ANLAMA | ANLAMAK, ÖĞRENMEK İÇİN SORMA )
- İSTİFSÂR[Ar. < FESR] değil/yerine/= SORGULAMA
( Bir şeyin açıklanmasını, aydınlığa kavuşmasını isteme, anlamaya çalışma, sorma. )
- İSTİFTÂ'[Ar. < FETVÂ] ile İSTİFTÂH[Ar. < FETH]
( Fetvâ almak/istemek. Müftüye başvurma. İLE Siftah etme. | Başlama, başlanılma. | Açma, açılma. )
- İSTİĞASE[Ar.] değil/yerine/= YARDIM İSTEMEK
- İSTİGRÂK[< GARK] değil/yerine/= DALMA, İÇİNE GÖMÜLME | KENDİNDEN GEÇİP DÜNYAYI UNUTMA | BOĞULMA | FAZLA ABARTMA [bkz. GULÜVV]
- İŞTİHÂ'[Ar. < ŞEHVET] ile İŞTİHÂR[Ar. < ŞÖHRET]
( İstek, meyil. | Yemek yeme isteği, iştah. İLE Ün alma, ünlü olma, şöhret bulma, şöhretlenme, meşhur olma. )
- İSTİHÂB/ISTIHÂB ile İSTİHÂB ile İSTİHÂB/İŞTİHÂB ile İSTÎÂB[< VAB]
( Saklama, gizleme. | Dostluk kurma. | Konuşma, musâheb etme. İLE Hibe ve armağan olarak isteme. Bağış olarak arzulama. İLE Ağarma, beyazlama, kırlaşma. İLE İçine alma, sığdırma. | Kaplamak, toplamak, tamam etmek. | Tutulmak, zapteylemek. )
- İSTÎHÂL[Ar. < EHL] ile İSTÎHÂR[Ar.]
( Bir şeye uygun/lâyık/ehil olma. İLE Geri kalma/bırakılma. )
- İSTÎHÂLE[Ar. < HAVL | çoğ. İSTİHÂLÂT] ile İSTÎHÂRE[Ar. < HAYR]
( Olanaklı/mümkün olmayış, olanaksızlık/imkânsızlık, olamazlık. | Bir durumdan/halden başka bir duruma/hâle geçiş. [KEVN <> FESAD] | Başkalaşma. [İng. METAMORPHOSE, METAMORPHOSIS | Fr. MÉTAMORPHOSE] İLE Bir işin hayırlı olup olmayacağını öngörmek üzere abdest alıp dua edip uykuya yatma. | Hayırlı olmayı arzu etme.[Fr. ONIROMANCIE] )
- İSTİHÂRE[Ar. < HAYR] ile İSTİ'ÂRE[Ar. çoğ. İSTİÂRÂT] ile İSTİŞÂRE[< ŞÛRÂ | çoğ. İSTİŞÂRÂT]
( Allah'a sual etmek. Bir durumun/işin hayırlı olup olmayacağını öngörmek üzere abdest alıp dua edip uykuya yatma. [Uyku durumu/hali koşulu/şartı yoktur.] | Hayırlı olmayı arzu etme.[Fr. ONIROMANCIE] İLE Ödünç alma, birinden eğreti bir şey alma. | Bir sözcüğün anlamını geçici/eğreti olarak başka bir sözcük üzerine kullanma. İLE Düşünce sorma, danışma. Sohbet ederek sual etmek. )
- İSTİHBARAT TEŞKİLÂTI[Ar.] değil/yerine/= BİLGİTOPLAV ÖRGÜTÜ
- İSTİHDAM değil/yerine/= İŞLENDİRME
- İSTİHFÂF[< HİFFET] ile/değil/yerine/>< İSTİ'FÂF[Ar. < İFFET]
( Küçümseme, hor görme, tahkir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Haram ve çirkin şeylerden kaçınmak, kötülükten, günahtan kaçınmak, iffetli olmak. )
- İSTİHKAK[Ar. < HAKK]["ka" uzun okunur] ile İSTİKÂK[Ar.] ile İŞTİKAK[Ar. < ŞAKK]
( Hakkı olma, hak kazanma. | Hak kazanılan şey. İLE Bitkilerin çokluktan dolayı birbirine dolaşık/sarmaşık olması. İLE Yarılmış bir şeyin bir bölümünü alma. | Aynı kökten çıkma, türeme. | Aynı kökten türemiş sözcükleri aynı mısra ya da beyitin içinde kullanma sanatı. [teslîm, selâmet, selâm] )
- İSTİHKAM SINIFI[Ar.] değil/yerine/= (SÜEL) SAVUNAK
( Savunma oluşturma. )
- İSTİHKÂM ile İSTİHDAM
( Düşman saldırısını durdurmak, düşmana karşı savunma yapmak amacıyla düzenlenmiş yer. | İstihkam işleriyle uğraşma. İLE Bir görevde/işte kullanma. )
- İSTİHLÂB[Ar.] ile İSTİHLÂB[Ar.]
( Şerbet kıvamına getirme. | Yemeğin, bağırsaklarda sindirilmek üzere yoğun sıvı kıvamına geçmesi. | Süt sağma/sağılma. İLE Tırmalama. )
- İSTİHLÂF[Ar. < HALEF] değil/yerine/= YERİNE BIRAKMA
- İSTİHLÂL[Ar. < HELÂL] ile İSTİHLÂL[Ar. < HİLÂL] ile BERÂ'AT-İ İSTİHLÂL
( Helâl sayma. | Helâlleşme. | Helâl edilmesini isteme. İLE Yeni Ay'ın görünmesi, hilâli görme. | Çocuğun doğar doğmaz ağlamaya başlaması. İLE Bir sözün, yazının ya da yapıtın giriş bölümünde, konuya doğrudan girmeden önce, yapıt sahibinin ustalığını gösteren, dikkat çekici, zarif, sanatlı bir başlangıç yapması. | Edebî metinlerde, özellikle kaside, mersiye, gazel gibi divan edebiyatı ürünlerinde, konuya geçmeden önce yapılan sanatlı ve etkileyici giriş bölümler. [Amaç, dinleyicinin ya da okuyucunun ilgisini çekmek, şairin ustalığını sergilemek ve yapıta güçlü bir giriş yapmak.] )
- İSTİHRAÇ[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= ÇIKARSAMA YAPMAK/SONUÇ ÇIKARMAK
- İSTİHRAÇ ile İSTİHSAL ile İSTİNTAÇ
( Anlam, sonuç çıkarma/çıkarsama. İLE Çıkarma, elde etme. | Üretim, üretme. İLE Sonuç çıkarma. | Bir büyük önermeden küçüğe ve sonurguya, yasalardan olaylara, nedenden sonuca giderek sonuç çıkarma. )
- İSTİHSÂL[Ar. < HÂSIL çoğ. İSTİHSÂLÂT] ile İSTİHZAR[Ar. < HUZÛR (çoğ. İSTİHZÂRÂT)]
( Elde etme, ele geçirme/geçirilme, çıkarma, meydana getirme, hâsıl etme. | Üretim, üretme. Üretme. İLE Hazırlama. | Anımsama. )
- İSTİHZA' yerine İSTİ'FÂF(<İFFET)
- İSTİHZA ile/değil İSTİHSA
- İSTİHZÂ[Ar.] ile MİZÂH[Ar.]
- İSTİHZÂ[Ar.] ile SUHRİYYET[Ar.]
- İSTÎKA'["ka" uzun okunur] ile İSTÎKA'["ka" uzun okunur] ile İSTİKA'[Ar. < SAKY]["ka" uzun okunur] ile İSTİKA/İSTEKA[İt. < Cerm.]
( Olacak/gerçekleşecek, vuku' bulacak diye endişelenme. İLE Olmasını bekleme, olacak diye endişeye düşme. İLE İçecek su alma, su isteme. İLE Ayakkabıların altını parlatmak için kunduracıların kullandığı kemik. )
- İŞTİKAK[Ar.]/ETİMOLOJİ[Fr./İng.] ile İHTİRÂ[Ar.]
( Ad ve fiillerin kök ya da gövdelerine yapım eki getirilerek sözcük kurma. | Aynı kökten gelen fakat ayrı anlamları olan sözcüklerle yapılan benzetme/cinas. İLE Bilinen bazı şeylerden yararlanarak düşünce gücüyle yeni bir şey bulma. | Benzeri görülmemiş bir şey oluşturma. )
- İSTİKAMET[Ar.] değil/yerine/= DOĞRULTU
- İSTİKÂMET ve/<> HÜRMET ve/<> KIRAAT
- İSTİKÂMET[Ar.] değil/yerine/= YÖN, DOĞRULTU
- İSTÎKAN["ka" uzun okunur] ile İSTİKÂN/E/T[Ar.]
( Kesin/yakînen bilme/biliş. İLE Alçakgönüllülük. | Küçülme. )
- İSTİKBÂLEN[Ar.] ile İSTİKBÂLÎ[Ar.]
( Gelecek zamanda, ileride. | Karşılayarak, karşılamak üzere. İLE Gelecek zamanla ilgili. )
- İSTİKFÂ'[Ar.] ile İSTİKFÂ[Ar.]
( ... İLE Yeterli sayma, kâfi. Varolan ile geçinmek isteme. )
- İSTİKLÂL MARŞI ve/||/<>/< MEHMET ÂKİF ERSOY
( Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim, milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl...
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
"Medeniyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı;
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüdâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.
Ruhumun senden, İlâhi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar -ki şahadetleri dinin temeli-
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, İlahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!
Mehmet Âkif ERSOY )
- İSTİKLÂL (SAVAŞI):
"KURTULUŞ" (SAVAŞI) ile/ve/değil/||/<>/>/< BAĞIMSIZLIK (SAVAŞI)
- İSTİKLÂL ile/ve/||/<>/> İSTİKBÂL
( Bağımsızlık. İLE/VE/||/<>/> Gelecek. )
- İSTİKRÂ[Ar.] ile İSTİKRÂ[Ar. İKTİRÂ] ile İSTİKRÂH[Ar. < KERH]
( Gezme, dolaşma; âvârelik. | Bir şey hakkında etraflı bilgi edinme. | Tümevarım. [İng. INDUCTION, Fr. ÉPAGOGIQUE] İLE Kira ile tutma/tutulma, kiralama. İLE İğrenme, tiksinme. | [Ar.: İstemeyerek zorla yapma.] )
- İSTİKRAR ile İKTİDAR
- İSTİKRAR ve/||/<>/< TUTARLILIK
- İSTİKŞÂF[< KEŞF | çoğ. İSTİKŞÂFÂT][İSTİŞKÂF değil!] ile/ve/<>/> İSTİŞÂRE
( Keşfetmeye çalışma, ne olup bittiğini öğrenmek için araştırmada bulunma. | [coğr.] Açınsama. İLE Fikir sorma, danışma. )
- İSTİKTÂL[Ar.] ile İSTİKTÂR[Ar. < KATR]
( Ölümden korkmayarak kendini tehlikeye atma. İLE Damla damla akıtma, damıtma. )
- İSTÎLÂ'[Ar. < VELY] ile İSTİ'LÂ'[Ar. < ULÜVV]
( Bir yeri kuvvet kullanarak ele geçirme. | Yayılma, kaplama. | Basma.[Jeoloji'de] İLE Yükselme. | Üste çıkma, üstün gelme. )
- ISTILÂ[Ar.] ile ISTILÂH[Ar. < SULH | çoğ. ISTILAHÂT]
( Ateşte ısınma. İLE Terim, tabir, ilim/bilim sözü/sözcüğü. )
( ... İLE Barış sağlatan kavram. )
- İSTİLÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİSMÂR[Ar.]
- [ne yazık ki]
İSTÎLÂ ile/ve/||/<>/> SÖMÜRÜ
- ISTILAH[< SULH] değil/yerine/= TERİM, İLİM SÖZÜ, TÂBİR
- İSTİ'LÂM[Ar. < İLM] ile İSTİLÂM[Ar.]
( Karar bulma, yerleşme. | Kararlaşma, iyice belirli olma. İLE Öpme ya da el sürme. | Kâbe'nin tavâfı sırasında "Hacer-ül-Esved"in elle okşanması ve izdiham dolayısıyla bizzat el sürülemiyorsa uzaktan okşama işaretinin yapılması. | Allah'ın madde ilhâm etmesi niyâzında bulunma. )
- İSTİMÂL[Ar. < AMEL] ile İSTİMHÂL[Ar. < MEHL]
( Kullanma. İLE Zaman, mühlet isteme. )
- İSTİMAL[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİFÂDE[Ar.]
( Kullanım. İLE/VE/||/<> Yararlanma. )
- İSTİMÂL[Ar. < AMEL] ile İSTİMÂR[Ar. < TAMİR]
( Kullanma. İLE İmâr ettirme. | Bir yerin imarını isteme. | İstimlâk etme, sömürgeleştirme. )
- İSTİMATÖR[İt.] -ile
( Gümrüklerde, mallara değer biçen görevli. )
- İSTİMDÂT[Ar. < MEDED] değil/yerine/= YARDIM İSTEME
- İSTİMLÂK[Ar. < MİLK] ile/ve/||/<> İSTİMÂR[Ar. < TAMİR]
( Bir yeri satın alma, mülk alma. | Kamulaştırma. Devletin, genelin yararına olarak bir şeyi sahibinden satın alması. İLE/VE/||/<> İmâr ettirme. | Bir yerin imarını isteme. | İstimlâk etme, sömürgeleştirme. )
- İSTİMLÂK ile DAYATMA
- İSTİMLÂK[Ar.] değil/yerine/= KAMULAŞTIRMA
- İSTİMTÂ'[Ar. < TEMETTÜ] ile İSTİMTÂR[Ar.]
( Yararlanma, kazanç. İLE Yağmur isteme, yağmur duasına çıkma. )
- İSTİNABE[Ar.] değil/yerine/= DAYANAKÇA
- İSTİ'NÂD[Ar. < İNÂD] ile İSTİNÂD[Ar.]
( İnat etme, direnme. İLE Dayanma. | Güvenme. | Senet, delil, hüccet sayma. )
- İSTİNAT ETMEK değil/yerine/= DAYANMAK/YASLANMAK
- İSTİNBÂ'[Ar.] ile İSTİNBÂT[Ar.]
( Haber sorma, bilgi isteme. İLE Bir söz ya da işten gizli bir anlam çıkarma. Açık olmayarak, dolayısıyla, zımnen anlama. )
- İSTİNBÂT[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİDLÂL[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİBSÂR[Ar.]
( Bir söz ya da işten gizli bir anlam çıkarma. Açık olmayarak, dolayısıyla, zımnen anlama. İLE Bir delile dayanarak bir şeyden sonuç çıkarma, delil ile anlama. İLE Basiretli olmak. Düşünceli, hesaplı ve dikkatli iş yapmak ve hareket etmek. )
- İSTİNCÂ' değil/yerine/= PİSLİKTEN/NECASETTEN TEMİZLENME
- İSTİNKAS["ka" uzun okunur] ile İSTİNKÂŞ[Ar. < NAKŞ]["ka" uzun okunur]
( Bir şeyin fiyatını/değerini düşürmeye çalışma. İLE Nakşedilmesini isteme. | Nakşetme. )
- İSTİNSÂ'[Ar.] ile İSTİNSÂH[Ar. < NESH] ile İSTİNSÂH[Ar. < NUSH]
( Borç ödemek için zaman/mühlet isteme. | Veresiye almak isteme. İLE Nüshasını çıkarma, bir sûretini çıkarma, kopya etme. )
- İSTİNSÂR[Ar.] ile İSTİNSÂR[Ar. < NASR] ile İSTİNŞÂ'[Ar.]
( Su ya da başka bir ilâç çekip burnu temizleme. | Püskürme. İLE Yardım isteme. İLE Haber/havâdis araştırma. )
- İSTİNYE – ÇUBUKLU FERİBOT (ARABALI VAPUR İSKELESİ) :
( İstinye koyundaki eski İstinye Tarsanesinin bulunduğu büyük yeşil alanda yapıldı. Feribotlar (Arabalı vapurlar) İstinye Çubuklu arasında arabaları taşıyor. Bu hat 16.06.2019 tarihinhde açıldı. )
- İSTİNYE DALYANLARI :
( İstinye koyunda, biri koya girişte sağda diğeri solda kurulan bu iki dalyan çok uzun yıllardan beri kurulmamaktadır. )
- İSTİNYE DENİZ HAMAMI :
( İstinye'de dolaysıyla Boğaziçi'nde ilk deniz hamamı açılan semtlerden biridir. 05.10.1877'de Vilayet - i Belediye Kanunu gereğince, halkın açıktan denize girmelerini önlemek amacı ile 1878'de açıldı. Bu hamam çok uzun yıllar kullanıldıktan sonra kapatıldı. )
- İSTİNYE DERESİ :
( İstinye sırtlarından çıkan ve İstinye koyuna akan ilçenin büyük derelerinde biriydi. Halen su akışı vardır. Yol yapım çalışmaları sırasında derenin üstü büyük oranda kapatılmıştır. )
- İSTİNYE DEVLET HASTANESİ :
( İstinye Devlet Hastanesi, İstinye'de ana cadde üzerinde olup 1952'de iki katlı binada sağlık ocağı olarak açıldı. 1970'de Devlet Hastanesine dönüştürüldü. 1967 ve 1968 yıllarında yapılan büyük onarımda yapılan ilavelerle yatak sayısı 100'e, 1979'da üçüncü binanın yapılışı ile de 200'e yükseldi. Sarıyer İlçesinin en büyük hastanesidir. )
- İSTİNYE HAMAMI :
( İstinye'de Neslişah Sultan Camii karşısında olup 1460'da Gazi Semiz Ali Paşa tarafından yaptırılarak vakfedildi. Aslında yan yana iki hamamdı, biri yıktırıldı. Bu hamama Neslişah Sultan Hamamı da denilmektedir. Hamama düşkünlerin ilgi göstermesi nedeniyle "Dilenciler" hamamı da denilmektedir. )
- İSTİNYE İTFAİYESİ :
( İtfaiye teşkilatı İstinye'de 1926'da İstanbul belediyesi tarafından Deniz İtfaiyesi olarak kuruldu. 1960'a kadar hem denizde hem de karada görev yaptı. Deniz itfaiyesi 1970 yıllarda servisten kaldırıldı. Kara itfaiyesi devam ediyor. İtfaiye Teşkilatı İstinye Devlet Hastanesinin yanındaki yerindedir. )
- İSTİNYE KÖRLER İLKOKULU :
( İstinye Körler Okulu uzun yıllar eğitim verdi. 1971/1972 öğretim yılında Recaizade Ekrem İlkokulunun eski binasında eğitime devam eden okul, 1986'da hayırsever Veysel Vardar'ın Kilyos'ta yaptırdığı yeni binaya taşınarak yatılı olarak eğitim vermeye başladı (bkz. Veysel Vardar Engelliler Okulu). )
- İSTİNYE KOYU :
( Karadeniz Boğazı'nın en mükemmel koyudur. İstinye koyuna "Küçük Haliç" de denilmektedir. Koy her türlü rüzgâra karşı kapalı ve korumalıdır. Çok eski yıllarda kayda balıkçılık yapılırdı. Sonraları sanayi gelişti 1991 yılından bu yana ise yat limanı (Marina) olarak kullanılıyor. )
- İSTİNYE MAHALLESİ :
( İstinye, Sarıyer sahil şeridinde yer alan bir mahalledir. Emirgan, Yeniköy, Reşitpaşa, Darüşşafaka, Yavuz Sultan Selim, Çamlıtepe ve Poligon mahallelerinden sınır alır. İstinye'nin antik çağdaki ismi Leosthenion'du. Aynı dönemde Lassthenes ve Sosthenion adlarıyla da anılıyordu. Sosthenion, Helen dilindeki anlamı ile "Güvenli" ve Sthenion "Yani güçlünün yeri, Athena'nın yeri" sözcüklerinden türetilmiş olup; "Güçlü tanrıca Athena'nın güvenli limanı, güvenli koyu" anlamındadır. Koyunun durulu dikkate alındığında İstinye'nin ismini güvenli koyu, güvenli liman oluşundan aldığı anlaşılmış olur. Bizans döneminde Stenos ve Stenia olan semtin adı zamanla İstinye'ye dönüştü. 1992 nüfus sayımına göre mahallenin nüfusu 15.242'dir. )
- İSTİNYE MEZARLIĞI :
( İstinye Dereiçi mevkiinde olan İstinye Mezarlığı yol yapım çalışmaları sırasında, ortasından yol geçirilmesi nedeniyle ikiye ayrıldı. Yeri olanlara gömü izni verilmektedir. )
- İSTİNYE S.S.K. DİSPANSERİ :
( İstinye S.S.K. Dispanseri 1970'de ana cadde üzerinde ve İstinye Devlet hastanesinin yanında kendi binasında açıldı. Uzun yıllar hizmet verdikten sonra kapatılarak onarıma alındı ve bir daha açılmadı. )
- İSTİNYE SAĞLIK BİRİMİ :
( Sarıyer Sağlık Grup Başkanlığına bağlı Sağlık Birimi İstinye'de Ana cadde üzerinde hizmet vermektedir. )
- İSTİNYE SPOR KULÜBÜ :
( İstinye'de 1979'da Mazlum Akdağ'ın Başkanlığında; Kazım Gençal, Erdal Berk, Fazlı Cevahiroğlu, Harun Ay, M. A. Uğur Çınar, Mehmet Uysallı, Necmeddin Dereli tarafından kuruldu. Futbol dalında faaliyetine devam etmektedir. İstanbul Amatör Liginde yer almaktadır. )
- İSTİNYE TERSANESİ SPOR KULÜBÜ :
( Bu kulüp 1977'de, İstinye'deki Tersanenin takımı olarak; Bayram Camcı, Kaya Alp, Mehmet Güven, Ertan Çekiç, Engin Dönmez, Mehmet Arı, Mehmet Soylu, Süleyman Çelikel ve Ali Güney tarafından kuruldu. Futbol ve voleybol dalında faaliyet gösterdi. Tersane İstinye'den kaldırıldıktan kulüp kapandı. )
- İSTİNYE VAPUR İSKELESİ :
( İlk vapur iskelesi karakol önünde 1851'de ahşap olarak inşâ edildi. 1898'de yeterli görülmeyince yıktırıldı görevli onarım elemanlarından Kemal Usta tarafından yenisi yapıldı. Çok uzun yıllar hizmet veren bu iskele Tersanenin buradan kaldırılması ile işlevini kaybetti. Her ne kadar 1996'da yeniden açıldığı ise de beklenen canlılığı elde edemeyince tekrar kapatıldı. )
- İSTİNYE YOLCU GEMİSİ :
( Şirket - i Hayriye İşeletmesi tarafından 1857'de İngiltere'de East Cowes'da John White tezgâhlarında yaptırıldı. 140 gros tonluk ve teknesi ahşaptı. Uzunluğu 41,1 metre, genişliği 6 metre, su kesimi 3 metre idi. Maudslay yapımı 60 beygir gücünde çift silindirli compound buhar makinesi vardı. 1857'de hizmete girdi, 1864'te hizmet dışı bırakıldı.. Baca No.su 7 idi. )
- İSTÎRÂ'[Ar.] ile İSTİR'Â[Ar.] ile İŞTİRA[Ar.]
( Çakmak taşından ateş çıkartma. | İki ağaç parçasını birbirine sürte sürte tutuşturma. İLE Riayet isteme. İLE Satın alma. )
- ISTIRAP/B ile AZAB
( ... ile İKAB["ka" uzun okunur] )
- İSTÎRÂHAT[Ar. < RÂHAT] ile İSTÎRÂHÂT[Ar. < İSTÎRÂHAT]
( Rahat etme, dinlenme. İLE Dinlenmeler. )
- İŞTİRAK HİSSESİ[Ar.] değil/yerine/= KATILIM PAYI
- İŞTİRÂK[< ŞİRKET] değil/yerine/= ORTAK OLMA, ORTAKLIK | KATILIM
- İSTİRÂK[Ar. < SİRKAT] ile İSTİ'RÂK[Ar.] ile İŞTİRÂK[Ar. < ŞİRKET]
( Çalma/çalınma, hırsızlık. İLE Terlemek üzere/için yatmak. İLE Ortaklık, ortak olma, paydaşlık. | Bir işte yer alma, paydaşlık etme. | Bir işe, bir düşünceye katılma, katılım. | İktisadi devlet teşekküllerinin ya da kamu iktisadi kuruluşlarının ya da bağlı ortaklıklarının, sermayelerinin en az yüzde onbeşine, en çok yüzde ellisine sahip bulundukları anonim şirketler. | Bir ortaklık ile işletme arasında, sözkonusu ortaklığın yönetimine ve ortaklık politikalarının belirlenmesine katılma anlamında sürekli bir bağ yaratan, doğrudan ya da dolaylı sermaye ve yönetim ilişkisi. )
- İŞTİRÂK[Ar. < ŞİRKET] ile/ve/<>/< İŞTİYÂK[Ar. < ŞEVK]
( Ortaklık, ortak olma, paydaşlık. | Bir işte yer alma, paydaşlık etme. | Bir işe, bir düşünceye katılma, katılım. | İktisadi devlet teşekküllerinin ya da kamu iktisadi kuruluşlarının ya da bağlı ortaklıklarının, sermayelerinin en az yüzde onbeşine, en çok yüzde ellisine sahip bulundukları anonim şirketler. | Bir ortaklık ile işletme arasında, sözkonusu ortaklığın yönetimine ve ortaklık politikalarının belirlenmesine katılma anlamında sürekli bir bağ yaratan, doğrudan ya da dolaylı sermaye ve yönetim ilişkisi. İLE/VE/<>/< Şevklenme, göreceği gelme, özleme. )
- İŞTİRÂK ile/||/<> MÜCENNİS ile/||/<> MÜTEMÂSİL
( Ortaklık, iki ya da daha fazla sayının başka bir sayının ortak katları olması durumu. İLE/||/<> Aynı cins durumuna getirilmiş olan. | Tam sayılı kesrin bileşik kesre çevrildikten sonraki payı. İLE/||/<> Aynı. )
- İŞTİRAK[Ar.] yerine ORTAKLIK, KATILMAK/KATILIM
- [ne yazık ki]
ISTIRAP:
HAFİF ile DERİN
( Konuşulabilir. İLE Konuşulamaz, dile gel(e)mez/getiril(e)mez. )
- ISTIRAP [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]
- ISTIRAP [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- ISTIRAP VERİCİ OLAN:
"KİM OLMADIĞIMIZ" değil KİM OLAMADIĞIMIZ
- ISTIRAP ile ARUF[Ar.]
( ... İLE Uzun süre ıstırap çeken. )
- ISTIRAP ile/ve/> ÇİLE
( ... İLE/VE/> Kemalâta erdiren ıstırap. )
- ISTIRAP ile/ve DAYANÇ/SABIR
( Annesi ölene, "öksüz"; babası ölene, "yetim"; eşi ölene, "dul" denilir. Fakat çocuğu ölene, hiçbir şey diyemezler. Çünkü bu, öyle bir ıstıraptır ki, o ıstırabı anlatabilecek bir sözcük bile yoktur. )
- ISTIRAP ve HAREKET
- ISTIRAP ve/<> OLGUNLUK
- İSTİRDAT[Ar.] değil/yerine/= KURTARMA, GERİ ALMA
- İSTİRHÂM[Ar. < RUHM]["İSTİRÂM" değil!] değil/yerine/= YALVARMA
- İSTİRİDYE ile/ve/||/<>/> İNCİ İSTİRİDYESİ/KABUĞU
( SADEF/SEDEF )
- İSTİ'SÂB[Ar.] ile İSTİS'ÂB[Ar. < SA'B]
( İğrenme. İLE Güç sayma, bir şeyin zor gelmesi. )
- İSTİS'ÂL[Ar. < SUÂL] ile İSTÎSÂL[Ar. < ASL] ile İSTİSHÂL[Ar. < SEHL]
( Soruşturma. İLE Kökünden koparıp çıkarma/çıkarılma, kökünü kurutma. | Bir urun çıkarılması. İLE Kolay sayma/görme. )
- İSTİŞAM değil İNSİCAM/BAĞDAŞIM
( Benzer nesneler arasındaki ya da bir bütünü oluşturan parçalar arasındaki uyum. | Tutarlılık. )
- İSTİŞ'ÂR[Ar. çoğ. İSTİŞ'ÂRÂT] ile İSTİŞHÂR[Ar.]
( Yazı ile bildirilmesini isteme. [POLEMİK: Yazarak/yazılı tartışma.] İLE Ün kazanma, şöhret bulma. )
- İSTİ'SÂR[Ar.] ile İSTÎSÂR[Ar.] ile İSTÎSÂR[Ar.] ile İSTİSHÂR[Ar.]
( Bir işin güç olmasını isteme. İLE Bir şeyi nefsine ayırma. [Fr. ÉGOÏSME] İLE Kolaylaşma, kolay sayma/addedilme. İLE Alay etme, eğlenme. )
- İSTİŞÂRE HEYETİ/ŞURA değil/yerine/= DANIŞMA KURULU/DANIŞ
- İSTİŞÂRE[< ŞÛRÂ (çoğ. İSTİŞÂRÂT)] değil/yerine/= DÜŞÜNCE SORMA, DANIŞMA
- İSTİŞÂRE ile/ve/<> İSTİFÂDE
- İSTİŞÂRE ile/ve İSTİHÂRE
( Sohbet ederek sual etmek. İLE/VE Allah'a sual etmek. [Uyku hali şart değildir.] )
- İSTİSÂRE[Ar.] ile İSTİŞÂRE[Ar. < ŞÛRÂ (çoğ. İSTİŞÂRÂT)]
( Tozutma, toz savurma. | Fitnecilik, fesatçılık etme. İLE Fikir sorma, danışma. )
- İSTİŞÂRE[< ŞÛRÂ | çoğ. İSTİŞÂRÂT] ile TEÂTÎ[< ATÂ]
- İSTİŞÂRÎ ile/ve/||/<> İSTİDLÂLÎ
- İSTİŞHÂD[Ar.] ile İSTİŞHÂD[Ar.]
( Tanık getirme, tanık gösterme. | Şehit olma. İLE Edebî bir düşüncenin sağlamlığını kanıtlamak için, değerli yapıtlardan örnek gösterme. )
- İSTİSHÂL[Ar. < SEHL] ile İSTİSHÂR[Ar.]
( Kolay sayma/görme. İLE Alay etme, eğlenme. )
- [ne yazık ki]
!İSTİSHÂR değil/yerine/= !ALAY ETME, EĞLENME
- İSTİSKAL[< SIKLET] değil/yerine/= SOĞUK DAVRANMA
( Ağır görme, huzurundan hoşlanmama. | Soğuk davranışlarla hoşlanmadığını belirginleştirme. Yüz vermeme, kovarcasına davranma, kovma. )
- İSTİSMÂR ile/ve/değil FEDÂ
- İSTİSMAR ile/ve RİYÂ
- İSTİSMÂR[Ar. < SEMERE] ile/ve/<>/değil SÛ-İ İSTİ'MÂL[Ar. < AMEL | çoğ. İSTİ'MÂLÂT]
(
)
( İşletme, yararlanma. | Sömürme. İLE/VE/<>/DEĞİL Kötü/yersiz/yolsuz kullanma. )
- [ne yazık ki]
İSTİSMÂR ile/ve/||/<>/> TECÂVÜZ
- İSTİSNA OLMAK" değil/yerine/>< İNSAN/KİŞİ/ADAM OLMAK
( [istiyorsan] "Egemen olmak." DEĞİL/YERİNE Özgür olmak. )
- İSTİSNA[Ar.] değil/yerine/= AYRINCA
- İSTİSNA ile BİRİCİK
- İSTİSNA ile KAİDE
( İstisnalar kaideyi bozmaz, kuvvetlendirir! )
( İstisnalar bilinmedikçe, kaide bilinmiyor demektir. )
- İSTİSRÂ'[Ar. < SÜR'AT] ile İSTİSRÂR[Ar.]
( Hızlandırma, süratlendirme. İLE Odalık alma. )
- İSTİ'TÂF[Ar. < ATF | çoğ. İSTİ'TÂFÂT] ile İSTÎTÂF[Ar.]
( Yardım ve merhamet dileme. İLE Kaplama. )
- İSTİVÂ'[Ar. < SEVÂ] ile İSTİ'FÂ'[Ar. < AFV] ile İŞTİFÂ'[Ar.]
( Birden çok şeyin birbirine eşit ve denk olması. | Düz olma, düzlük. | Kaplama, örtme. | Ortada ve tam bir derecede bulunma. | Mevlevî sikkesinin tam ortasına gelmek üzere önden arkaya doğru çekilen iki parmak eninde yeşil çuha. İLE Affını isteme. | Bir işten kendi isteğiyle çekilme. İLE İyi olma, şifâ bulma. )
- İSTİYÂK[Ar.] ile İŞTİYÂK[Ar. < ŞEVK]
( Misvak kullanma. İLE Şevklenme, göreceği gelme, özleme. )
- İŞTİYÂK[< ŞEVK] değil/yerine/= ÖZLEM, HASRET | YOĞUN İSTEK/ARZU
- İSTİYORUM / İSTEMİYORUM ile/ve/ya da/||/<> SEVİYORUM / SEVMİYORUM
( Hiçbir zaman, bir açıklama yeterliliği ve niteliğinde değillerdir. Daha çok da, kaçmaya ya da dayatmaya yönelik yanıtlardır.
Anımsanması gereken nokta da, sizin kullandığınız oranda ve koşullardaki keyfiyetle, bir başkası da aynı keyfiyetle bunları kullanabilir, karşılık verebilir ve sonuç tam bir hüsran ve boşluk/anlamsızlık yaratır/yaratacaktır.
Dolayısıyla da, yaşamın getirdiği durumlarla/zorunluluklarla yüzleşerek, kaçmaksızın, isteyip-istememe, sevip-sevmeme alanından çıkarmak gerekir. )
itibarı ile 49.818 başlık/FaRk ile birlikte,
49.818 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(92/201)
(1996'dan beri)