E ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 49.819 başlık/FaRk ile birlikte,
49.819 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(75/201)
- HAKİKAT/İ ile/ve/değil/<> OLGUSALLIK/I
- HAKİKATİ:
[ya] ARAMA! ve/ya da/<> HERKESE VE HER YERDE/ZAMAN AÇIKLAMA!
( [Kişiyi] Yalnız kılar. VE/YA DA/<> Maskara eder. )
- HAKİKÂTİNİ DAĞITMAK ile/ve HAKİKÂTİNDEN VAZGEÇMEK
- HAKİKATLERİN SANATI ile SANATIN HAKİKATLERİ
- HAKİKATTE:
[ne] ŞAH ne de PADİŞAH
- HAKİKATTE:
YALAN ile/ve/||/<> YANLIŞ
- HAKİKAT'TEN ÖĞRENMEK ile/ve/<> HAKİKATEN ÖĞRENMEK
( TO LEARN BY TRUTH/REALITY vs./and/<> TO LEARN BY TRUTH )
- HAKİKÎ:
AYNÎ/HARİCÎ ile/ve/<> ZİHNÎ
( NEFS EL-EMR )
- HAKİKİ CEVHER ile/ve GÖRELİ CEVHER
( Tanrı. İLE/VE Yaratılanlar. )
( Descartes! )
- MEVCUD:
HAKİKÎ ile/ve FARAZÎ/İHTİRAÎ
( Kişiyi/zihni gerektirmez. İLE/VE Kişiyi/zihni gerektirir. )
( Muhalif değil ve fakat mutabık da değildir. İLE/VE ... )
- HAKİKİ OLMAYAN ile/değil/yerine/>< HAKİKİ
( Yinelemesinde yiten. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yinelemesinde yitmeyen. )
- HAKİKÎ değil/yerine/= ÖZUYGUN
- HAKİM ... ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GALİP ...
- HAKİM BAKIŞ ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/< YAYGIN BAKIŞ
- HAKİM OLMAK" ile/ve "SAHİP ÇIKMAK"
- HÂKİM OLMAK ile/ve/<> VÂKIF OLMAK
- HAKİM YEL YÖNÜ -ile
( Herhangi bir yerde, rüzgârın yıl içinde en fazla estiği yön. )
- HÂKİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİLİRKİŞİ
( Yöntemi/usûlü bilir ve süreci takip etmekle görevli ve yetkilidir. Esasa dayalı bilgi, belge ve kanıtlara dayanarak son kararı belirler. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Esası, içeriği[konuyu, alanı ve terimlerini] (daha) iyi/geniş/derin bilir ve/ya da belirler.[Bazı/çoğu davada, hâkimin değil/yerine bilirkişilerin ortak görüşleri ve uzlaşımsal kararı önceliklidir ya da dikkate alınmalıdır.] )
- HÂKİM ile/ve/değil/yerine/||/<> HÂDİM
( Ancak, hizmet eden [hâdim], [duruma/olguya] hâkim olur. )
- HÂKİM[Ar.] ile HAKEM[Ar.]
- HAKİM ile HÂKİM
( Hikmet sahibi. İLE Yargıç. )
- HAKÎM ile HÂKİM ile HAKEM ile HEKİM
( Bilge, hikmet sahibi. İLE Hüküm veren, yargıç. İLE Karar veren. İLE Tabip, tıp doktoru. )
( BİCİŞK ile ... ile ... ile ... )
( ... ile PULENU ile ... ile ... )
- HAKİM ile/ve/<> MUHTESİB
- HÂKİM ile/<> (SULH/CEZA) SORGU HAKİMİ
- HÂKİM değil/yerine/= YARGIÇ
- Hâkim'e KONUŞ!!!
- HAKİMEVİ SOSYAL TESİSLERİ :
( Tarabya'nın üst kısımlarında hakim ve savcıların sosyal ihtiyaçlarının karşılanması için kurulan bir tesis olup Hakimevi olarak isimlendirilmiştir. )
- HAKÎR ile/değil HAKİR
( Değersiz, aşağı, bayağı. İLE Eskiden şalvar ve üç etek entâri yapmakta kullanılan, işlemeli görüntüsü verecek biçimde dokunmuş, sağlam ve kalın bir kumaş çeşidi. )
- HAKÎR[Ar.] (GÖRMEK) ile/||/<> HOR[Fars.] (GÖRMEK)
( Önemsiz, değersiz, bayağı, adi kişi. İLE/||/<>Değersiz, aşağı, bayağı. )
- HAKÎR[Ar.] ile SAGÎR[Ar.]
- HAKK BİLMEK ile/ve HAKK'TAN BİLMEK
( Vahdet-i Hakk'ı bilenin, dili lâldir, aklı mat. )
( Allah, Hakk'ın küllî mertebesidir. )
( Allah bilence olsun. )
( HAKK: Kendiyle kaim olan varolan. )
( İNSAN HAKK'TA, HAKK İNSAN'DA; HAK EDENE! )
- HAKK:
DOĞA ve/<> TARİH
( HAKK: Doğa ile tarihin birliği. )
( DIVINE TRUTH: NATURE and/<> HISTORY )
- HAKK ve/<> HADD
- HAKK ile/ve/<> HÂK
( Bizzâtihî varlık. İLE/VE/<> Toprak. )
( ... İLE/VE/<> Kendine varlık vermeyen. )
- HAKK ile/ve/> HALK
( Hakk'ın zuhuru halktır. )
( Allah. İLE/VE/> Hakk'ın sıfatları. Hakk'ın perdesi. )
( Derdimiz. İLE/VE/> Kendi dertleri, kendilerine yeter. )
( Kendimiz/de/n. İLE/VE/> Başkası/nda/n. )
( DIVINE TRUTH vs./and/> CREATION/PEOPLE )
- HAKK ve/||/=/<> HAREKET[BİZÂTİHÎ]
- HAKK ve SABIR
- HAKK ve/||/=/<> VARLIK ve/||/=/<> İNSAN
( Varlıkbilimsel. VE/||/=/<> Bilgibilimsel. )
( Kişinin sırrı. VE/||/=/<> Hakk'ın zâhiri. )
- HAKK ile/ve/<> VUCUD
( Varlık.[verili olarak] | SAMED İLE/VE/<> Varlık.[kazanılmış olarak] )
( İlk doğuş. İLE/VE/<> Hakk'tan oluşan. )
( Görünmüyor. İLE/VE/<> Görünüyor. )
- HAKK'A KAVUŞMAK ile/ve/<> HAK ETTİĞİNE KAVUŞMAK
- HAKK'A RAZI OLMAK ile/ve HAKKINA RAZI OLMAK
( İltifatına aldanma, hakaretine yerinme! )
( Allah'a en yakın olduğun an, en küçük göründüğün andır. )
( HAK: Rabbin sana tahsis ettiği. )
- HAK(K)'A TESLİM OLMAK ve/||/<>/>/< KENDİNLE BARIŞIK OLMAK
- HÂKKA[Ar.] ile HAKKA["ka" uzun okunur]
( Sürekli musîbet, âfet, keder. | Kıyâmet günü. İLE Doğrusu.[el-HAKK, HAKKAN, HAKİKATEN] )
- HAKKAK["ka" uzun okunur] ile HAKKÂK[Ar. < HAKK]
( Kutucu, hokkacı. İLE Hak eden. | Mühür vs. kazıyan kişi. )
- HAKKÂK değil/yerine/= OYMACI
( Oyma/hak işleri yapan zanaatkâr. )
- Hakkaniyet için DİNLE!!!
- HAKKARİ ile HAKKARİ["HAKARİ" değil!]
( Güç, güçlü, savaşçı.[Soğukla ve doğa koşullarıyla mücadele eden.] İLE Türkiye'nin Güneydoğu bölgesi ili. )
- HAKKATEN" değil HAKİKATEN
- HAKK-I KARÂR ile/||/<> HAKK-I ŞURB
( Arazi yasasının 78. maddesinde belirtilen nizâsız, on yıllık zilyetlik. İLE/||/<> Su hakkı. )
- HAKK'I, KİŞİYLE TANIMAK ile/ve/||/<> KİŞİ'Yİ, HAKK'LA TANIMAK
- HAKKI PAŞA KONAĞI :
( Sarıyer'de Dursun Fakih Sokaktadır. 20. yy. başlarında yapıldığı söylenen köşk Cumhuriyet döneminden önce Özel Hayriye İlkokulu olarak kullanılmış. Mareşal Fevzi Çakmak (Kavaklı Fevzi) ilkokulu bu okulda okudu. Konak sonraları ikiye bölündü. Tarihi değere olan konak onarıma muhtaç durumdadır. )
- ... HAKKI İÇİN değil HAKKI BÂKÎ OLSUN/KALSIN
- HAKKIN, SENİN YANINDA OLDUĞUNA İNANMAK ile/ve/değil/yerine/<> KENDİNİN, HAKKIN YANINDA OLDUĞUNA İNANMAK
- HAKKINDA KİTAP YAZILAN İLK SULTAN -ile
( I. AHMED )
- HAKKINDA KONUŞMAK ile DEDİKODU
( Çocukların ağzı fakat "büyüklerin" içi konuşur. )
( Konuştuğunda hayır söyle ya da sus! )
( "Bir Dedikodu Ne Kadar Hızlı Yayılabilir?" yazısı için burayı tıklayınız... )
( TO TALK ABOUT vs. GOSSIP )
- [ne yazık ki]
HAKKINI ARAMAK ve/||/<>/></> ZULÜM/ZALİM
( Bazı "kişilerin" nasıl zâlimleştiğini görmek istiyorsak, hakkımızı aramayı denemek yeterli olacaktır. )
- HAKKINI İADE ETMEK ve/<> HAKKINI TESLİM ETMEK
- HAKKINI TESLİM ETMELİ!
- HAKKINI VERMEK değil HAKKINI TESLİM ETMEK
- ... HAKKI ("VERMEK") ile/ve/değil/||/<>/< ... FIRSATI (TANIMAK)
- HAKK'LA İSTEMEK ve/<> HALK'LA İSTEMEK
- HAKK'TAN "SIKILMAK" ile HALK'TAN SIKILMAK
- HAK'LA İSTEMEK ve/<> HAKK'LA İSTEMEK
- HAK/LAR [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- HAKLAR:
SINIRLANDIRILAMAZ OLANLAR ile/ve/||/<> SINIRLANDIRILABİLİR OLANLAR
- HAKLAR ve/||/<>/< HAKLARIN HAKLARI
- HAKLARI:
TESİS ETMEK ve/||/<>/>/< TESLİM ETMEK
- HAKLARIMIZIN ANIMSATILMASINDA:
"SARKITMA" değil/>< ANINDA/DERHAL
- Hakların için KONUŞ!!!
- HAKLI BULMAK ile/ve/değil/yerine SAVUNMAK
( [not] TO ACKNOWLEDGE TO BE RIGHT vs./and/but DEFENCE
DEFENCE instead of TO ACKNOWLEDGE TO BE RIGHT )
- HAKLI ÇIK(AR)MA ÇABASI ile/ve KÂRLI ÇIK(AR)MA ÇABASI
- HAKLI ÇIKMAK ile/değil/yerine/>< HAKLI OLMAK
- HAKLI/HAKSIZ ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK ile/değil/yerine ANLAMAYA ÇALIŞMAK
- HAKLI OLAN ile/değil/yerine AKLI OLAN
- HAKLI OLAN ile/ve/değil/yerine/||/<> HAKÇA OLAN
- HAKLI OLANI, GÜÇLÜ KILAMAMAK ve/ne yazık ki/> GÜÇLÜ OLANI, "HAKLI KILMAK"
- HAKLI OLARAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HALİYLE
- HAKLI OLARAK ile/ve/değil/||/<>/< YERİNDE/GEREKLİ/İSABETLİ OLARAK
- HAKLI OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKLI OLMAK
- HAKLI ile HAKİKİ
- HAKLI ..." ile/değil/yerine YERİNDE
(BİR KARAR/SONUÇ/TUTUM)
- HAKLILIK/HAKSIZLIK:
MECAZ değil HUKUK
- HAKLILIK/HAKSIZLIK ile/ve/değil/||/<> İSABETLİLİK/İSABETSİZLİK
- HAKLI/LIK ve/değil/||/+/<>/< AKILLI/LIK
- [ne/hem] "HAKLI/LIK" ile/ve/ya da/ne de/hem de/<>/>< KIZGIN/LIK
( Ne kadar (")haklı(") olduğumuzu zannetsek de, ne kadar kızgın olsak da,
bazı/çoğu durumu, sakinlikle ve akılla[/tüzeyle] çözerek -ve de en azından çözümleyerek- ilerlemek gerekir. )
- HAKLI/LIK ile/ve VERİCİ/LİK
- HAKLILIK/HAKSIZLIK" ile/değil ABARTI
- HAKLISIN yerine DOĞRU
- HAKLISIN ile/değil O KONUDA HAKLISIN
- HAKLISIN!/YANLIŞSIN! değil DOĞRU!/YANLIŞ!
- HAKSIZ "GÜÇ" ile GÜÇSÜZ HAK
( Zulüm oluşturur. İLE Çözümsüzlük/çaresizlik oluşturur. )
- HAK-SIZ ile HAKK-SIZ
- HAKSIZLIĞA/YANLIŞ ANLAŞILMAYA:
MÂRUZ KALMAK ile/ve/+/değil/yerine/> MAĞDUR OLMAK ile/ve/+/değil/yerine/> MÜŞTEKÎ OLMAK
- HAKSIZLIK ile/değil BİLİNÇ FARKLILIKLARI
- HAKSIZLIK ve/||/<> İYİLİK
( Toza yaz. VE/||/<> Mermere yaz. )
- [ne yazık ki]
HAKSIZLIK ve/||/<>/>/< ÖFKE
( Haksızlık etme. öfkenle hareket etme! )
- HAKSIZ/LIK ile/ve/||/=/<>/> ZULÜM/ZÂLİM
- HAKSÖZ, HİKMET (MESTANLI, BULGARİSTAN, 1937 - 2017) :
( İlkokulu Şumnu'daki Vakıflar İptidaisinde tamamladı. Yine Şumnu'daki Muhtelit Türk Rüştiyesine yazıldı. Üçüncü sınıfta iken Türkiye'yle göç ettirildiler (1951). Ortaokulu Vize'de tamamladı ve Balıkesir Necati Öğretmen Okulundan mezun olunca (1956) Eğitim Enstitüsü Edebiyat bölümüne devam etti ve mezun olarak meslek hayatına atıldı. Anılarını kapsayan "Göç Yolları" (2015) adlı kitabını yayınladı. )
- HAL ÇARESİ değil/yerine/= ÇÖZÜM YOLU
- HAL DEĞİŞİMİ ile/||/<> FAZ GEÇİŞİ (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)
( Hal değişimi genel, faz geçişi spesifik dönüşümdür )
( Formül: katı-sıvı-gaz )
- HAL EHLİ ile/ve/<> AŞK EHLİ
( Gayretlerinden doğan. İLE/VE/<> Aşkından doğan. )
( Sükût kıvâmındaki çığlığı, ne kardaş, ne de arkadaş; sadece hâldaş olanlar duyar. )
- Hâl ehliyle hem sus, hem KONUŞ!!!
- HAL-YOL (ETMEK)
- HAL ile/ve HAKK
( Peygamber ve büyük kişilerin halleri, ardından gelenlere yardımda bulunabilmelidir. )
- HÂL ile HAL
( Durum. İLE Sebze-Meyve toptan satış yeri. )
- KİŞİ/İNSAN:
HAL ve/<> HAL
- HAL ile HÂL/GÖVEÇLİK ile HAL[Fr. < Cerm.] ile HAL
( Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların ya da taşıdığı niteliklerin tümü, durum. | Davranış. | Şimdiki zaman, içinde yaşanılan zaman. | Güç, kuvvet, takat. | Kötü durum, sıkıntı, dert. İLE Genellikle üstü kapalı pazaryeri. İLE Çözme, çözülme eritme, karışık bir sorunun içinden çıkma, sonuca varma. İLE Tahttan indirme. )
- HÂL[çoğ. AHVÂL] ile HÂL[çoğ. AHVÂL] ile HAL[Ar.] ile HAL'[Ar.] ile HÂL[Fars., Ar.]
( Annenin eril kardeşi, dayı. İLE Şimdiki zaman, geçmiş ve gelecek olmayan zaman. | Oluş, bulunuş, sûret, keyfiyet, durum, vaziyet. İLE Pazar yeri; Çözme. İLE Soyma. | Boşanma. | Tahttan indirme. Sultanın makamını terk etmek zorunda bırakılması. İLE Gövdede oluşan ben, nokta. )
- HAL ile/ve HAVA
- HAL ve/> MAHAL ve/> TAHALLÜL
- HÂL ile MAKAM
( Her bireye bakma, kişilerin hallerine bak. Hangisinin hâli kâmilse ona bak. )
( Seni kaldır, beni kaldır! O hali yakalayalım! )
( Bizim için ne din, ne mezhep, ne millet var, yekpâre bir hâl. )
( Geçici. İLE Kalıcı. )
- HAL ile MECAL
( CONDITION vs. POWER )
- HAL ile/ve/||/<> TAKAT
- HÂL ve/> TEMKİN ve/> SÜKÛN
- HÂLÂ ile/ve/||/<> DAİMA/SÜREKLİ
- HALA değil HÂLÂ
- HALA/HÂLA[Ar. çoğ. HÂLÂT]/EME/BİBİ ile HÂLÂ[Ar.]["HAYLA" değil!] ile HALÂ'[Ar.]
( Babanın kızkardeşi/ablası. İLE Şimdi, henüz, süregiden. İLE Boşluk. | Ayakyolu, helâ. )
- HÂLÂ ile HÂLEN
- HALÂ ile HAYYİZ
- HÂLÂ ile/ve/değil/||/<> HENÜZ
- HÂLÂ ile/ve/değil/||/<> HER ZAMAN
- HALÂ ile/ve MELÂ
( Fârâbî'nin, HALÂ risâlesinin okunmasını salık veririz. )
- HALA ile/ve TEYZE
( Babayla kardeşlik bağlantısı olan dişil gövdeli kişi. İLE/VE Anneyle kardeşlik bağlantısı olan dişil gövdeli kişi. )
( BÎBÎ[: Sayın bayan, hanım, ev hanımı. | Hala.] ile/ve ... )
( AUNT[Father's sister]. vs./and AUNT[Mother's sister]. )
- HALÂK[Ar.] ile HALAK[Ar.] ile HALAK[Ar. < HALKA]
( Pay, hisse, nasip. İLE Paçavra, yıpranmış eski şey. İLE Halkalar. )
- HALÂK[Ar.] ile NASÎB[Ar.]
- HALAKA/HALKA[Ar.] ile HALAKA[Ar. < HÂLİK]
( Ortası boş, yuvarlak biçim, daire biçiminde olan şey. | Bir çeşit ufak, yağlı ve tuzlu simit. İLE Berberler. )
- HALÂKA ile/ve/||/<> İBDÂ'
( Bir şey aracılığıyla yaratmak. İLE/VE Örneksiz, malzemesiz yaratmak. )
( Gelenek. İLE/VE/||/<> Örneksiz olarak bir şey meydana getirme, yaratma. | Yeni ve güzel bir yapıt oluşturma. | Yoktan ortaya koyma, icâd. )
- HALAKAT[Ar. < HALKA | "ka" uzun okunur] ile HALÂKAT[Ar.]
( Halkalar. İLE Halukluk, iyi ahlâklılık. | Dümdüzlük, düzlük. )
- HÂLÂT[Ar. < HALET] ile HÂLÂT[Ar. < HALA] ile HALAT[Yun.]
( Durumlar, haller, suretler, keyfiyetler, nitelikler. | Meyl, muhabbet, aşk, visal. İLE Halalar. İLE Kenevirden yapılmış çok kalın ip. )
- HALAT ile BORİNA[< İt.]
( ... İLE Dört köşe yelkenlerin, yan yakalarına, alt tarafa doğru bağlanan halat. )
- HALAT ile/ve/<> ÇIMA/CI[İt. CİMA]
( ... İLE/VE/<> Gemiyi iskeleye bağlamak için kullanılan halat. | Halat ucu. )
- HALAT ile GOMBA
( Hasır halat. )
- HALAT ile İSTİNGA[İt.]
( ... İLE Yelkenleri toplamak için kullanılan halat. )
- HALAT ile İSTRALYA[İt.]
( ... İLE Gemide, direk ve çubukları baş tarafından, burundan tutan halat. | Geminin kaburgalarını birbirine bağlayan demir kuşak. )
- HALAT ile KALÇETE[İt. < CALCETTA]
( ... İLE Elle örülerek yapılan yassı halat. )
- HALAT ile RODA[İt.]
( ...İLE Düzgün sarılmış halat yumağı. )
- HALAT ile SALMASTRA[İt.]
( ... İLE Halat tellerinden, saç gibi örülmüş olan ip. | Özellikle makinelerde birbirine sıkıca değen iki yüzey arasına yerleştirilerek, bu yüzeyler arasına, su, buhar ya da yağların sızmasını önleyen urgan. )
- HALAT ile SARDUN[Yun.]
- HALAT ile/ve SART
( ... İLE/VE Hasır halat. )
- HALAT ile SELVİÇE[İt.]
( ... İLE Gemi armasında bulunan, oynak halat. )
- HALAT ile ŞIPKA
( ... İLE Torpillere karşı ve daha başka işler için gemilerde kullanılan, halattan örülmüş ağ. )
- HALAT ile VARAGELE
( ... İLE Bir şeyi bir yerden başka bir yere çekmek için kullanılan halat. )
- HALAT'LARDA:
BRAGA/MARSPET/PATRISA ile/ve GOMANA ile/ve KANDİLİSA ile/ve İSTRUMAÇA ile/ve VARAGELE ile/ve YOMA
( Gemilerde kullanılan halat. İLE/VE Gemi demirinin bağlı olduğu halat. İLE/VE Gemideki serenleri kaldırmaya yarayan halat. İLE/VE Birbirine takılmış halat. İLE/VE Bir şeyi bir yerden başka bir yere çekmek için kullanılan halat. İLE/VE 3-4 kat kol bükülmüş halat. )
- HALAT/ZİNCİR ile/ve/||/<> AGANTA[İt. < AGGUANTA]
( ... İLE/VE/||/<> Yısa ya da laçka edilmekte olan bir halatın ve zincirin kısa bir süre elde tutulup bırakılmaması için verilen emir. )
- HALÂVET[Ar.] ile TATLILIK, ŞİRİNLİK | ZEVK
( TATLILIK, ŞİRİNLİK | ZEVK )
- HALAY ile HORON
( Doğu'da. İLE Karadeniz'de. )
- HALBUKİSİ" değil HALBUKİ
- HALDIR HALDIR (ÇALIŞMAK)
- HALDUR HULDUR (HAREKET ETMEK)
- HÂLE[Ar.] değil/yerine/= AYLA
( Bazı yıldızların, özellikle ayın çevresinde görülen geniş ve aydınlık teker. | Hristiyanlıkta aziz sayılanların resimlerinde başları çevresinde çizilen daire. | Bazı kutsal kişilerin başı etrafında gösterilen ışık çevresi. )
- HÂLE[Ar.] ile HÂLE[Ar. çoğ. HÂLÂT]
( Bazen ay ve güneşin etrafında görülen parlak daire, ay ağılı. İLE Annenin kızkardeşi, teyze. | Meme çevresinde bulunan koyu renkli daire. )
- HALEF ile SELEF[çoğ. ESLÂF]
( Bir makamın devredildiği kişi. İLE Bir makamın devralındığı kişi. )
( Sonraki, ardıl. İLE Önceki, öncel. )
- HALEL ile/değil/yerine/>< HELÂL
- HÂLEN değil/yerine/= ŞİMDİ/ŞİMDİLİK
- HÂLET değil/yerine DURUM
- HALF/HALFE[Ar.] ile HALF[Ar.]
( Yemin etme. | Yemin. İLE Art, arka. | Kötü evlât. )
- HALF[Ar.] ile HALEF[Ar.]
- HALI FABRİKASI ile/değil HALI İPİ FABRİKASI
- HALİ-VAKTİ (YERİNDE OLMAK)
- HÂLÎ[Ar.] ile HÂLÎ[Ar.] ile HÂLİ'[Ar.] ile HALÎ'[Ar.] ile HALÎ[Fars., Ar.]
( Tenha, boş, sahipsiz yer. | Açık yer. İLE Hâle/duruma mensup. Şimdiki. İLE Boşanmış adam.[HÂLİA: Boşanmış bayan.] İLE Soyulmuş. | Kovulmuş. İLE Gamsız, uğraşsız/gailesiz, kayıtsız. | Evlenmemiş adam. )
- HALI ile PAZIRIK HALISI
( ... İLE Tarihte bilinen ilk halıdır. )
- HÂLİB[Ar.] ile HÂLİB[Ar. çoğ. HALEBE/HÂLİBE(dişil)] ile HALÎB[Ar.]
( Sütçü. | Sidik borusu, üretra. İLE Aldatıcı, hilekâr. İLE Süt, taze süt. )
- HÂLİC[Ar.] ile HÂLİB[Ar.] ile HALÎC[Ar.]
( Pamuk eğiren. İLE Yerinden oynatma, sarsma, hareket ettirme. İLE Denizin büyük ırmak biçiminde, iki kara arasında uzayıp gitmiş olan bölümü. Doğal liman, boğaz, kanal.[HALÎC-İ İSTANBUL/DERSAADET: İstanbul Halici. | HALÎC-İ BAHR-İ SİYAH: Boğaziçi.] )
- HÂLİD/E[Ar.] ile HALÎDE[Ar.]
( Sonsuz, ebedî, daim. | Bir yıldan çok yaşayan ot/ağaç. İLE Dürterek bastırılmış, saplanmış. )
- HÂLİF[Ar.] ile HALÎF[Ar.] ile HALÎF[Ar. çoğ. HULEFÂ]
( Peşinden gelen. | Birinin yerine geçen. | Çürümüş, bozulmuş. İLE Yemin ederek birbiriyle sözleşen kişilerden her biri. İLE Arkadan/sonradan gelen, birinin yerine geçen. )
- HALİFE ve/<> HANİFE
- HALİFE ile/ve KUL
- HÂLİK ile/ve/||/<>/> HÂDİS/MUHDİS
- HÂLİK ile HALÎK
- Hâlik[Ar.] ile HÂLİK[Ar. < HELÂK] ile HÂLİK[Ar. çoğ. HALAKA] ile HALÎK[Ar.]
( Yaratan, yoktan var eden, yaratıcı, Allah. İLE Helâk olan, miskinlik içinde ölen. İLE Berber. İLE Traş edilmiş. )
- HÂLİK ile/ve/||/<>/> MAHLÛK
- HALİL İBRAHİM SOFRASI ile ZEKERİYÂ SOFRASI
- HALÎL[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HABİB[Ar.]
( Kendini sevdiren. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Kendi sevilen. )
- HALÎL[Ar.] ile HALÎL[Ar. çoğ. AHİLLÂ, HULLÂN]
( Koca, zevç. İLE Samimi.[dost] | Hz. İbrahim. )
- HALİL < TAHALLÜL
- HALİLE/ÇALPARA/ÇÂR-PÂRE[Fars.]/CASTANET[İng.] ile HALİLE[Fars. < HELİLE]
( Oyun havalarında kullanılan, dört küçük parça sert tahtadan yapılmış bir vurmalı çalgı. İLE Doğu Hindistan'da yetişen bir bitki. )
- HALÎM-SELÎM (BİR KİŞİ)
- HÂL/İM ile/ve/değil/||/<>/< HALÎM[Ar.]
( Durumum. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Yumuşak huylu olan. )
- HALİME ÇAVUŞ KOCABIYIK PARKI :
( Kazım Karabekir Mahallesindedir. 1.386,17 m²'lik bir alan üzerindedir. 400,00 m² yeşil alanı, 130,00 m²'lik çocuk oyun alanı, 370,00 m²'lik spor alanı ve içinde bir de Yaşam Evi bulunmaktadır. )
- [ne yazık ki]
"HALININ ALTINA SÜPÜRMEK" ile/ve/||/<> "SÜMEN ALTINDA TUTMAK"
- HALİS ile/ve/||/<> MUHLİS
( Katışık olmayan, katışıksız, saf. İLE/VE/||/<> Katkısız, hâlis. | Dostluğu, samimiyeti ve hali içten, gönülden olan. [eskiden, büyükten küçüğe yazılan resmî yazılarda, bir nezâket dili olarak "ben" anlamına gelen, "muhlisiniz" biçiminde kullanılırdı] )
- HALİT AKÇATEPE BAHRİYELİLER PARKI :
( Kilyos Mahallesinde olup 440,00 m²'lik bir alanı kapsar. 300,00 m²'lik yeşil alanı, 100,00 m²'lik çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )
- HÂLİYEN[Ar.] ile HÂLİYEN[Ar. < HÂLÎ]
( Şimdiki zamanda/halde. İLE Boş olduğu halde, boş olarak. )
- HALİYYE[Ar. çoğ. HALİYYÂT] ile HÂLİYYE[Ar.]
( Bekâr bayan. İLE İbâdet sırasında raks etme, el şaklatma gibi durumları helâl sayan bir tarikat. )
- HALK ÇEŞMESİ :
( Emirgan'da Doğu Muvakkithane caddesindedir (M.1934). İmam memba suyundan beslenmektedir. Ayna taşının tam ortasındaki daire içindeki kitabede şöyle yazmaktadır: Halk Çeşmesi 30 Ağ. 1934". )
- HALK (ETMEK) ile/ve SEVK (ETMEK)
( Sevgi. )
- HALK MÛSİKÎSİ'NDE:
UZUN HAVA/LAR ile/ve KIRIK HAVA/LAR
( BU TOPRAĞIN SESİ [Halk Mûsikîmiz] - ADNAN ATAMAN - TÜRK EDEBİYATI VAKFI YAYINLARI kitabını okumanızı salık veririz. )
- HALK MÜZİĞİ'NDE:
YAYLI SAZLAR ile/ve NEFESLİ SAZLAR ile/ve VURMALI SAZLAR
( Kabak kemane, Karadeniz kemençesi, Tırnak kemençe, Iklığ/Iklık. İLE/VE Kaval, Zurna, Mey, Tulum, Sipsi, Çifte, Argun, Zimbon[Buğday sapından çocuk çalgısı]. İLE/VE Davul, Tef, Darbuka, Kaşık, Çalpara, Zil, Çifte nara, Balaban, Tepsi, Dümbelek. )
- HALK OYLAMALARINDA:
1961 ile 1982 ile 1987 ile 1988 ile 2007 ile 2010
(
)
- HALK ŞAİRİ ile HAKK ŞAİRİ
- HALK YÖNETİMİ ile/ve/||/<> ÜNİVERSİTE ile/ve/||/<> TİYATRO ile/ve/||/<> SPOR
( İyonya'lıların, insanlığın gelişimindeki önemli katkı eşikleri. )
- HALK ile/ve/değil/yerine ÂRİF
( Zanlarıyla hareket eder. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE İrfan sahibidir. )
- HALK[Ar.] değil/yerine/= AYMAK, TOPLUM
( Toplum olabilmek, ancak, ortak bir düzen sağlayarak olanaklıdır. )
- HALK[Ar.] ile HALK[Ar. < HÂLÎ]
( Yaratma, yaratılma. | İcat. | Bireyler. | Kişilerden bir bölük. İLE Boğaz. | Traş etme. )
- HALK ve/<>/>< HAŞR
- HALK ile İBDÂ
- HALK[Ar.] ile İHTİLÂK[Ar.]
- HALK ile/değil ZUHUR
( Yaratılma. İLE/DEĞİL Dışlaşma. )
- HALKA TÜR ile/||/<> KARDEŞ TÜR
( Halka coğrafi halka, kardeş görünüş benzer ama tür. )
( Formül: Geographic İLE cryptic )
- HALKA ile "HALK"A
- HALKERKİ = HÜKÜMET-İ AMME = DEMOCRACY[İng.] = DÉMOCRATIE[Fr.] = DEMOKRATIE[Alm.] = DEMOKRATIA, DEMOS:HALK, KRATOS:ERK, EGEMENLİK[Yun.] = DEMOCRACIA[İsp.]
- HALK-İ ZAMANÎ ile HALK-İ MEKÂNÎ
- HALKIN İRFANI ile/değil İLGİSİZLİK/KAYITSIZLIK
- [ne yazık ki]
HALKIN PARASINI, KENDİ ÇOCUKLARINA AYIRMAK değil/>< KENDİ PARANI, HALKIN ÇOCUKLARINA BIRAKMAK
- HALLÂK/HÂLIK[Ar.] ile HALLÂK[Ar.]
( Berber. İLE Halk edici, hâlik. )
- HALLENMEK ile/değil HEMHAL OLMAK
- HALLÎ[Ar.] ile HALLÎ[Ar.] ile HÂLLİ[Ar.]
( Çözümleyerek, çözümleme ile ilgili. İLE Sirke ile ilgili. İLE Kuvvetli. | Zengin. )
- HAL(L)ÜSİNASYON ile HAL(L)ÜSİNOJEN
( varsanı, sanrı. İLE Varsanıya yol açan, sanrıya yol açan. )
- HALOJENLER ile/||/<> SOY GAZLAR
( Halojenler 7 elektron reaktif İLE soy gazlar 8 elektron inert )
( Formül: X₂ + 2e⁻ → 2X⁻ (halojen) İLE stabil oktet (soy gaz) )
- HALSİZLİK ile REHÂVET
- HALT (ETMEK) ile/değil/yerine/>< HÂL (ETMEK)
- HALT (ETMEK) ile/değil/yerine/||/>< HALK (ETMEK)
( Uygunsuz söz söyleme, uygunsuz iş yapma. | Uygun olmayan, beğenilmeyen. | Bir şeyi başka bir şeyle karıştırma. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Oluşturma, "yaratma". )
- HALT[< HALATA]:
KARIŞTIRMAK -<
- HÂLÛK[Ar.] ile/değil HALÛK[Ar.]
( Sıçan otu. | Mercimek ocağı. İLE İyi huylu, ahlâklı, insaniyetli, geçim ehli olan. )
- HALUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/= MEVCUD
- HALÜSİNASYON ile SİMÜLASYON
( HALLUCINATION vs. SIMULATION )
- HAM ile/ve/değil/||/<> BİÇİMSİZ
- HAM ile ÇİĞ
- HÂM değil/yerine/= ÇİĞ/OLMAMIŞ/OLGUNLAŞMAMIŞ
- HAM ile GÖK
- HÂM[Fars.] ile HAM[Fars.]
( Pişmemiş, olmamış, çiğ. | İşlenmemiş, üzerinde çalışılmamış. | Boş, nâfile, beyhûde. | Terbiye, deneyim görmemiş, acemi. İLE Eğri, bükülmüş. )
- HÂM[Fars.] ile HAMM ile AM
( Pişmemiş, olmamış, çiğ. | İşlenmemiş, üzerinde çalışılmamış. | Boş, nâfile, beyhûde. | Terbiye, deneyim görmemiş, acemi. İLE Sevgi. | İstenilen. | Dişilik örgeni, vajina. )
- HAM ile/ve/||/<> KEKRE
( ... İLE/VE/||/<> Tadı acımtırak, ekşimsi ve buruk olan. )
- HAMAK[Fr. HAMAC] ile ŞEZLONG[Fr. CHAISELONGUE]["ŞENZLONG/ŞENZLONK/ŞEZLOG/ŞEZLOK/ŞEZLONK" değil!]
( İki ağaç ya da direk arasına asılarak kurulan, içine yatılarak sallanılabilen, ağ, bez vb.nden yapılmış yatak, ağ yatak. İLE Üzerine uzanılabilecek biçimde ayarlanan, döşeme yerine bez gerilen bir tür taşınabilir koltuk. )
- HAMÂKÂT ile/ve AHMAKLIK
( Aptallık. İLE/VE Aptallığın da ötesinde aptallık. )
- HAMÂKÂT[Ar.] ile HAMÂSET[Ar.]
( Ahmaklık. İLE Yiğitlik, kahramanlık, cesaret. | Dinleyenleri etkilemek ya da heyecanlandırmak amacıyla yapılan abartılı anlatım. )
- [ne yazık ki]
HAMAKÂT ile/<> İNAT
( Ahmaklık, "beyinsizlik", bönlük(HALÂFET, HUMK, HÜTR) İLE/<> Ne yapmayacağını bilmemek. )
- [ne yazık ki]
HAMAKAT/AHMAK ile/ve/||/<> İHANET/HAİN
- HAMAL[Ar.] değil/yerine/= YÜKÇÜ
- HAMAL/LIK" ve AHMAK/LIK
- HAMAL/LIK ile/ve/||/<> HAİN/LİK
( (")Düşmanından("), bir şey almayanların durumu. İLE/VE/||/<> (")Düşmanından("), yanlış şeyler alanların durumu. )
- HAMAM SOKAK :
( Sarıyer Merkez Mahallesi sokaklarındandır. Orta çeşme caddesi üzerinde ve sağ yöne çıkış olan ilk sokaktır. İsmini burada bulunan Hamam'dan almıştır. Sarıyer Hamamı Çelebi Müftü ismi ile anılan Şeyhülislam Hocazade Mehmet Efendi tarafından yaptırıldı. Bu sokak üzerinde ve Karakütük caddesine çıkış olan kısa sokağa da Hamamın arkasında olması nedeni ile "Hamam Arkası Sokak" denilmiştir. )
- HAMAM SOKAK :
( Bezzazistan Kethüdası Hacı Mehmet Ağa tarafından yaptırılan Hamam'ın bulunduğu sokağa "Hamam Sokak" adı verilmiştir. Ancak hamam günümüzde mevcut değildir. )
- HAMAM SOKAK :
( Büyükdere Mahallesi sokaklarından bikridir. 16. yy da yapılan ancak zaman yıkılıp giden hamamın bulunduğu sokağa "Hamam Sokak" verilmiştir. )
- HAMAMBÖCEĞİ ile AMERİKA HAMAMBÖCEĞİ
( ... cum PERIPLANETA AMERICANA )
- HAMAMCIOĞLU YALISI/BEYAZ YALI :
( Sarıyer'de Yenimahalle Karakütük caddesi üzerinde olup iki cephelidir. Yalının altı mağaza olup 1930 - 1950 yılları arasında balık tuzlama yeri olarak kullanıldı. Uzun yıllardan beri boş duran yalı viran haldedir. Yalı 19. yy. sonlarında inşâ edilmiştir. Beyaz Yalı olarak anılmaktadır. )
- HAMAMCIOĞLU, GARO (KARABET) (İST. 1945) :
( Taksim Spor Kulübünden transfer edildi (1967) ve 13 sezon (1967 - 1980) Sarıyer'de tescilli kaldı. Sarıyer'de en uzun süre forma giyen futbolculardan biridir. Sarıyer'de kaldığı süre içinde 368 lig, 3 B. Takımlar ligi 17 kupa ve 4 turnuva maçı olmak üzere 393 resmi ve 91 özel maçla birlikte toplam olarak 483 kez maçta forma giydi. Lig maçlarında 103, kupa maçlarında 4, turnuva maçlarında 3 olmak üzere resmi maçlarda 110, özel maçlarda 55 olmak üzere toplam olarak 165 gol kaydetti. Sarıyer takımında en çok oynayan ve en çok gol atan futbolcu olarak rekor sahibidir. Uzun süre takım kaptanlığı görevini üstlendi. Sarıyer'de oynadığı 13 sezon içinde 10 kez takımının en çok gol atan adamı olmayı bildi. Futbolu jübile yaparak Sarıyer'de bıraktı. Cemaatinin takımı olan Taksim Spor Kulübünde uzun zamandan beri başkan olarak görev yapmaktadır. Ermeni Cemaatinde Vakıf Başkanlığı gibi görevler üstlenmektedir. )
- HAMD ve/<>/>/< AHAD
- HAMD:
HAMÎD ile/ve/||/<>/> AHMED ile/ve/||/<>/> MUHAMMED
( Tevrat. İLE/VE/||/<>/> İncil. İLE/VE/||/<>/> Kur'ân-ı Kerîm. )
- HAMD İLE AMD
( Yüceltme. İLE Niyet, kast, karar. )
- HAMD[Ar.] ile İHMÂD[Ar.]
- HAMD ile/ve/<> ŞÜKÜR/ŞÜKR
( Allah'a. İLE/VE/<> Nimete. )
( Bil(e)mediğin tüm (olası) nimetler/olanaklar için. İLE/VE/<> Bildiğin/gördüğün nimetler/olanaklar için. )
( Kendi varoluşunun değerini bilmek/bilen. İLE/VE/<> Varolanların değerini bilmek. )
( Yüceltme. İLE/VE/<> ... )
( Allah'ı, cemâl ve celâl sıfatlarına uyar biçimde övmek. | İyi ki varım. )
- HAMD/MEDED ile/ve ŞÜKÜR ile/ve MEDİH ile/ve HİMMET
( Genel. İLE/VE Özel. İLE/VE ... )
( Gövdemin her zerresi gelse de dile şükrünün binde birini yapamaz bile )
( PRAISE/HELP/SUPPORT vs./and GRATITUDE vs./and EULOGY vs./and SPIRITUAL SUPPORT )
- HAMDİ ÇAVUŞ ÇEŞMESİ :
( Kireçburnu ile Çayırbaşı arasında bir kayanın dibinde bulunduğu (H.1315, M.1897) "İstanbul Çeşmeleri" kitabında kaydedilen bu çeşme yol genişletilirken ortadan kaldırılmıştır. )
- HAMDİ PAŞA ÇİFTLİĞİ/KORUSU :
( Maden mahallesinin doğusunda, Taşocakları mevkiinin bitişiği ve üst kısmındadır. Çam ağaçları ile kaplı büyük bir alandır. )
- HAMDİ PAŞA ÇİFTLİK SOKAK :
( Hamdi Paşa, kişiliği, çiftliği ve görkemli köşkü ile Maden mahallesine hayat veren biriydi. Çok hareketli olan Çiftlik ve köşk zamanla bu hareketliliğini kaybetti ve sessizliğe gömüldü. Köşk bakımsız kaldı, harap oldu yıkıldı, mükemmel Hamdi Paşa kaynak suyu da kayboldu. Sokaklara isim verilirken Hamdi Paşa da unutulmadı ve Çiftliğin bulunduğu yere "Hamdi Paşa Çiftlik Sokak" ismi verildi. Ayrıca numaralı olarak üç adet Hamdi Paşa Çiftlik Sokak var. )
- HAMDİ PAŞA KÖŞKÜ :
( Aynı ismi taşıyan çiftliğin/koruluğun içinde bulunuyordu. Zamanla yıkılıp gitti. )
- HAMDİ PAŞA MEMBA SUYU :
( Hamdi Paşa Çiftliği/koruluğu içinde bulunan bu su içimi çok iyi olan sulardan olmasına karşın, bakımı yapılmadığı için kendi halinde kaldı, kullanılmıyor. )
- HÂMÎ[Ar. < HUMAT] ile HÂMÎ[Fars.]
( Koruyan, koruyucu, sahip çıkan, gözeten, himâye eden. İLE Hamlık, gevşeklik. )
- HAMİ[Ar.] değil/yerine/= KORUYUCU
itibarı ile 49.819 başlık/FaRk ile birlikte,
49.819 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(75/201)
(1996'dan beri)