Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 49.818 başlık/FaRk ile birlikte,
49.818 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(60/201)


- ESİNLENME ile/ve/||/<> ÖYKÜNME


- ESİP GÜRLEMEK


- ESİR DÜŞMEK değil TESLİM OLMAMAK


- ESİR ile ESİR

( Tutsak. | Köle. | [mecaz] Bir düşünceye ya da bir kişiye, körü körüne bağlı olan kişi. İLE Atomlar arasındaki boşluğu ve evrenin tamamını doldurduğu varsayılan, ağırlığı olmayan, ısı ve ışığı ileten töz. | Hava. )


- ESİR ile/ve/>< HEYULA/MEZC

( [Oluş-bozuluşa ...] Uğramayan. İLE/VE/>< Uğrayan.[ilk nesne][bir şeyin, her şey olabilme olanağı] )


- ESİR ile KÖLE


- ESÎR[Ar.] değil/yerine/= TUTSAK


- EŞİT (DEVLET), EŞİTİ YARGILAYAMAZ -/

( [Lat.] PAR IN PAREM NON HABET IMPERIUM )


- EŞİT HAK ile/ve/||/<>/>/< EŞİT PAYLAŞIM


- EŞİT OLAMAMA ile/ve/||/<> TAYİN EDİLEMEME


- EŞİT OLMA ile/ve/||/<> EŞİT OLMAMA

( Yaşamda. İLE/VE/||/<> Doğa(l)da. )


- EŞİT OLMASINA YAKIN TUTMAYA ...:
ÇALIŞMAK ve/||/<> ÇABALAMAK


- EŞİT ile/ve BENZERLİK ile/ve FARK

( Benzerliklerin en üst olduğu nokta. İLE/VE Benzerliklerin ayrılmaya başladığı nokta/lar. İLE/VE Benzerliklerin en alt olduğu nokta. )


- EŞİT ile "BİR"

( ... ile YEKSÂN[: Düz. | Bir, beraber. | Her zaman.] )


- EŞİT ile EŞDEĞER


- EŞİT ile/ve/değil EŞİK


- EŞİT ile GİBİ


- EŞİT ile/ve/||/<>/> REŞİT


- EŞİT[ = ] ile YAKLAŞIK OLARAK EŞİT[ = ile ]


- EŞİT/DENK ile/ve/değil/||/<>/> AKRAN


- EŞİTLEME ile EŞDEĞERLİLİK


- EŞİT/LEME ile/değil/||/<>/> EŞ/LEME


- EŞİTLEME ile İNDİRGEME


- EŞİTLİK -ile


- EŞİTLİK ADÂLETİ ve/||/<> ONUR ADÂLETİ


- EŞİTLİK ADÂLETİ ile/ve/<> ORAN ADÂLETİ


- EŞİTLİK/MÜSÂVAT ile/ve/değil/yerine/< TÜRE/ADÂLET

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/< Güçsüzün hakkının/haklarının savunulması/korunması. )

( Kişilerin eşitliği, sadece adâletin [en kısa sürede] sağlanması için [tüze/hukuk önünde] geçerlidir. [ille de bir farkı olacaksa/oldurulacaksa, sadece bilgileri/bildikleri/marifetleri iledir/kadardır.] )

( )

( )

( [CHAT GPT >]

Eşitlik, ırklarına, cinsiyetlerine, dinlerine ya da öteki özelliklerine bakılmaksızın tüm bireylere aynı biçimde davranılması gerektiği düşüncesini belirtir. Bu, herkesin aynı fırsatlara ve haklara sahip olması ve kimliğinden dolayı dezavantajlı ya da ayrımcılığa uğramaması gerektiği anlamına gelir.

Öte yandan, adâlet, yasaların âdil ve uygun biçimde yönetilmesini ve de âdil bir toplumun sürdürülmesini ifade eder. Bireylerin hukuka ve ahlâkî ilkelere göre haklarını almasını ve yanlış davranışın cezalandırılmasını içerir.

Eşitlik ve adâlet, genellikle birbiriyle ilişkili olsa ve örtüşebilse de aynı şey değildir. Eşitlik, herkese aynı biçimde davranmakla ilgiliyken, adâlet, bireylerin hak ettiklerini almasını ve yanlışların ele alınmasını sağlamakla ilgilidir. Bir toplumun eşit olup da âdil olmaması ya da tam eşitlik olmadan adâletin olması olanaklıdır.



[English]

Equality refers to the idea that all people should be treated the same, regardless of their race, gender, religion, or other characteristics. It means that everyone should have the same opportunities and rights, and should not be disadvantaged or discriminated against based on their identity.

Justice, on the other hand, refers to the fair and proper administration of laws and the maintenance of a just society. It involves ensuring that individuals receive what they are due, according to the law and moral principles, and that wrongdoing is punished.

While equality and justice are often related and can overlap, they are not the same thing. Equality is about treating everyone the same, while justice is about ensuring that people receive what they are entitled to and that wrongdoing is addressed. It is possible for a society to be equal but not just, or for there to be justice without complete equality. )

( [not] EQUALITY vs./and/but/< JUSTICE
JUSTICE instead of EQUALITY )


- EŞİTLİK ile AYNILAŞMAK


- EŞİT/LİK ile BAĞDAŞIK/LIK


- EŞİTLİK ile/ve/değil BERABERLİK


- EŞİT/LİK ile DENK/LİK

( MÜSÂVÎ[< SEVİYY] ile MÜTEKABİL[< KABL] )

(

Kavram Açıklama Kullanım Alanları Örnek
Eşit / Eşitlik Aynı niceliğe, değere veya ölçüye sahip olma durumudur. Matematik, hukuk, felsefe, sosyal bilimler 2 + 3 = 5 ifadesinde sol ve sağ taraf birbirine eşittir.
Denk / Denklik Aynı etkiye, sonuca ya da işlevselliğe sahip olma durumudur. Matematik, mantık, eğitim, mühendislik Bir dikdörtgen ile aynı alanı kaplayan bir paralelkenar denktir.
)

(

Anlamı Kullanım Alanları Örnek
= (Eşittir) İki tanımın tam olarak aynı değerde olduğunu gösterir. Temel matematik, cebir, denklem çözme 2 + 3 = 5
x=10 (x'in değeri 10'dur.)
≡ (Denk ya da Özdeşlik) İki tanımın belirli bir bağlamda, her zaman eşdeğer olduğunu gösterir. Cebir, modüler aritmetik, mantık Cebirde:
(x + 1)2 ≡ x2 + 2x + 1 (Bu eşitlik, her x için doğrudur.)

Modüler Aritmetikte:
17 ≡ 5 (mod 6) (17 ve 5, 6'ya bölündüğünde aynı kalanı verir.)
)


- EŞİT/LİK ile/ve/değil EŞDEĞER/LİK


- EŞİT/LİK ile/ve/değil/<>/< EŞDEĞERLİ/LİK


- EŞİT/LİK ile/ve/= <> EŞİK/LİK


- EŞİTLİK ile/ve/değil/||/<>/< EŞİTLEYEN


- EŞİTLİK ile/ve/||/<>/> FIRSAT EŞİTLİĞİ


- EŞİTLİK ile/ve/değil/||/<> FIRSAT/OLANAK/KOŞULLAR EŞİTLİĞİ


- EŞİTLİK ile HAKKANİYET

( EQUALITY vs. JUSTICE/EQUITY )


- EŞİTLİK ve KONFOR

( Ancak mezarda olur. )


- EŞİTLİK = MÜSÂVÂT = EQUALITY[İng.] = ÉGALITÉ[Fr.] = GLEICHHEIT[Alm.] = AEQUALITAS[Lat.] = IGUALDAD[İsp.]


- EŞİT/LİK ile/ve/değil/||/<>/< ORTAK/LIK


- EŞİT/LİK ile/ve PARALEL/LİK


- EŞİTLİK ile/ve PAYLAŞIM

( EQUALITY vs./and SHARING )


- EŞİTLİK ve/=/||/<>/>/< SAVAŞÇILARI

( Özellikle hukuk mantığı ve tarihi açısından, "Eşitlik Savaşçısı[On The Basis of Sex]"'nı izlemenizi öneririz... )

( image )


- EŞİT/LİK ile/ve/<> UYUMLU/LUK


- EŞİTLİK/TESÂVÎ ile TESÂVUK


- EŞİTSİZLİK ile/ve/||/<>/> BAŞKALDIRI


- EŞİTSİZLİK ile/ve DENGESİZLİK


- EŞİTSİZLİK ile/||/<> EŞİTLİK

( Eşitsizlik <,>, eşitlik = ilişkisidir )

( Formül: x>3 İLE x=3 )


- ESİZ ile ESİZLİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Yaramaz, ele avuca sığmaz çocuk. İLE Kötülük. )


- EŞKA["ka" uzun okunur] ile EŞKAH[Ar.]

( Daha/en/pek şakî, haydut. İLE Al renkli at. | Kızıl donlu hayvan. | Kırmızı yüzlü adam. )


- ESKALASYON değil/yerine/= ARTIŞ/TIRMANIŞ

( İhalelerde sözleşme fiyatının maliyetlerdeki artışa göre güncellenmesi. )


- EŞKALİNİ TARİF ETMEK değil/yerine/= GÖRÜNÜŞÜNÜ TANIMLAMAK


- ESKATOLOJİ ile/ve FUTUROLOJİ


- ESKEF[Ar. çoğ. ESÂKİF] ile ESKEFE[Ar.]

( Eskici, kunduracı, köşker. İLE Eşik, kapının basamağı. )


- EŞKENAR ile/||/<> İKİZKENAR

( Eşkenar tüm kenarlar, ikizkenar iki kenar eşittir )

( Formül: 3 eşit İLE 2 eşit )


- ESKİ ASLI değil ASLI


- ESKİ ASTRONOMİ ile YENİ ASTRONOMİ

( Hey'et-i Kadîme. İLE Hey'et-i Cedîde. )

( OLD ASTRONOMY vs. NEW ASTRONOMY )


- ESKİ ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ANTİK ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ORTA ÇAĞ ile/ve/||/<>/> YENİ ÇAĞ

( Eski zamanlarda başlayıp yazının bulunuşuna kadar geçen süre. İLE/VE/||/<>/> Eski Yunan ve Roma uygarlıklarının gelişip yayıldığı çağ. İLE/VE/||/<>/> Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden [476] 1453'e ya da 1492'ye kadar süren çağ. İLE/VE/||/<>/> Orta Çağın bitiminden [1453 ya da 1492'den] Fransız İhtilali'ne [1789] kadar süren çağ. )


- ESKİ DİL ile TEMEL DİL


- ESKİ DÖNEM DÜŞÜNCEYE(AKADEMİSYENLERE) GÖRE:
ÖLÇÜLEBİLİRSE ile ÖLÇÜLEMEZSE

( "Bilim." İLE "Şiir." )


- ESKİ EŞYA ve/||/< ESKİ DÜŞÜNCE

( At! VE/||/<> At! )


- ESKİ KÖYE, YENİ ÂDET GETİRMEK ve/değil/yerine/||/<> EZBER BOZMAK


- ESKİ OTO SANAYİ ATATÜRK PARKI :

( Huzur Mahallesindedir. 395,00 m²'lik bir alanı kapsamaktadır.150,00 m²'lik yeşil alanı bulunmaktadır. )


- ESKİ PÜSKÜ (GİYİNMEK, EŞYA)


- ESKİ QUITO ile/ve/<> YENİ QUITO

( Yaşayan hazine olarak tanımlanan eski Quito, 1978 yılında, Dünya Miras Dizini'ne giren, dünyadaki ilk kenttir.[İkinci sırada giren ise Polonya'nın Krakov kentidir.] İLE/VE/<> Ekvador'un başkenti. )


- [ne yazık ki]
!SAVAŞLAR:
ESKİ ile/ve/<>/> YENİ

( XVII. yy. İLE/VE/<>/> XX. yy. ve sonrası. )


- ESKİ SULAR CADDESİ :

( Kaptan Sokaktan başlayan ve Hünkarsuyu ve Kestanesuyu Fabrikalarına giden caddedir. Bu cadde ilçenin ilk asfaltlanan caddesidir. )


- ESKİ TÜRKÇE ile/ve GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ

( Yakut/Saka Türkçe'si, eski ile günümüz Türkçe'si arasında bir köprüdür. )


- ESKİ YUNAN'DA:
SIVI HACİM ÖLÇÜLERİ ile/ve KATI HACİM ÖLÇÜLERİ

( Katule[0,27 litre] ve amphora[19,44 litre]. İLE/VE Khoniks[1,08 litre] ve Medimnos[51,84 litre] )


- ESKİ ZAPTİYE (POLİS) KARAKOLU/ASKERLİK ŞUBESİ :

( Yeniköy, Köybaşı Caddesi üzerindeki 203 kapı No.lu bina 19. yy. sonlarında yapılmış Zaptiye (Polis) Karakolu binasıdır. Bu binanın eşleri; Büyükdere Topçu Karakolu, Sarıyer Orduevi ve Yenimahalle/Pazarbaşı'ndaki Jandarma karakolu binasıdır. Aynı amaç için yapılan bu binalardan Yeniköy Eski Zaptiye (Polis) Karakolu 1923 yılında Askerlik Şubesi yapılmış halen aynı amaçla kullanılıyor. )


- ESKİ ile/değil/yerine ANTİK


- EŞKİ değil Eİ


- ESKİ ile/değil/yerine ESKİL/BAYRI/KADÎM


- ESKİ ile/ve/||/<>/< ESKİMEYEN ESKİ


- ESKİ ile KLÂSİK

( OLD vs. CLASSICAL )


- ESKİ ile/ve/||/<> YAŞLI


- ESKİ ile YIKKIN/HARAP

( OLD vs. RUINED )


- ESKİCİ ile/değil/yerine/>< KUYUMCU

( [İş/alıcı/satıcı (bulmak) için...] Bağırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bağırmaz. )


- ESKİMO ile/değil/yerine İNUİT

( Kanada, Alaska ve Grönland'ın yüksek enlemlerindeki kutup bölgelerindeki yaşayanları ifade eder. İLE/DEĞİL/YERİNE Kanada'nın kuzeyinde ve Grönland'ın bazı bölgelerinde yaşayan halk. )

( [CREE ve ALGONKİN Kızılderililerinin verdiği bir addır.] Sözcük karşılığı "Başka bir dil konuşan" | "Başka ülkeden olan kişi" | "Çiğ et yiyen". İLE/DEĞİL/YERİNE Sözcük karşılığı "İnsan" | Halk. )

( Kanada'da Eskimo demek kabalıktır fakat Alaska'da Eskimolar bundan memnuniyet duyar. )

( Eskimo-Aleut dil ailesindeki diller, dünyadaki dillerin hiçbiriyle akraba olmayıp sadece birbiriyle akrabadır. )

( Gelişmekte olan İnuitçe, Alaska'nın kuzeyinde, Kanada'da ve Grönland'da konuşulur. )

( Ortalama boyları 1,62'dir ve ortalama yaşam süreleri 39'dur. )

( Kendi aralarında da birbirini İnuit olarak tanımlarlar. )


- EŞKİN ile EŞKİN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Akıp giden. İLE Dört nala gitmek. )


- EŞKIYÂ ile/değil/yerine/>< EVLİYÂ

( Eşkıyâ, bizi yolda görse, vicdâna gelmekten korkar. )


- ESKİYLE "SAVAŞMAK" ile/değil/yerine YENİSİNİ YARATMAK


- ESLÂF[< SELEF] -ile

( SELEFLER, ÖNCEKİLER, GEÇMİŞLER )


- ESLAF >< AHLAF

( Bizden öncekiler. >< Bizden sonrakiler. )


- EŞLEME ile/ve/||/<> EŞLEŞTİRME ile/ve/||/<> EŞİTLEME


- EŞLEME ile/ve/||/<>/> ROL DEĞİŞTİRME ile/ve/||/<>/> AYNA ile/ve/||/<>/> YARDIMCI TEKNİKLER


- EŞLERİN ÖRTÜŞMEZLİĞİ AÇMAZI(PARADOKSU)'NDA:
LEIBNIZ ve GEOMETRİ ile/ve/||/<> EŞLER ve ÖRTÜŞMEZLİK ile/ve/||/<> YERLERİN, UZAYDA FARKLILAŞMASI(1768)

( IMMANUEL KANT )


- EŞLEŞTİRİLMİŞ OLAN/LAR ile/değil/yerine İLİŞKİLENDİRİLMİŞ OLAN/LAR


- EŞLEŞTİRME ile/değil/yerine İLİŞKİLENDİRME


- EŞLEŞTİRME ile/değil/yerine KIYASLAMA


- EŞ/LEŞTİRME ile ÖZDEŞ/LEŞTİRME


- ESMA SULTAN KASRI ile ESMA SULTAN YALISI

( Çamlıca'da, Millet Parkı karşısında, Sarıkaya'daydı. İLE Ortaköy'dedir. )

( Sultan II. Mahmud'un kız kardeşi Esma Sultan'a aitti. İLE 1875'te, Sultan Abdülaziz'in kızı Esma Sultan için Mimar Serkis Balyan'a yaptırılmıştır. [1975 yılında yanarak sadece dört duvarı kalmıştır.] )


- ESMÂ'[Ar. < İSM] ile ESMÂ'[Ar. < SEM] ile ESMAH[Ar.]

( Adlar. İLE Kulaklar, kulak işitmeleri. İLE En semahatli, eli açık, pek cömert. )


- ESMÂ ile/ve/||/<> EŞRÂ/T


- EŞMEK ile EŞELEMEK

( Toprağı ya da toprak gibi yumuşak bir şeyi biraz kazmak. | Araştırmak, incelemek. İLE Dağıtıp karıştırmak. | Bir işin, sorunun aslını anlamaya çalışmak, kurcalamak. )


- ESNÂ'[Ar. < SİNY] ile ESNA'[Ar.] ile ESNÂH[Ar. < SİNH] ile ESNÂN[Ar. < SİNN]

( Ara, aralı, vakit, sıra. İLE "Efdal" gibi "bülent, yüksek". İLE Asıllar, kökler. İLE Dişler. )


- EŞNÂ[Ar. < ŞENÎ] ile EŞNA'[Fars.]

( Daha/pek şenî, fenâ, kötü ve çirkin. İLE Çok değerli mücevher. | Yüzgeç, yüzücü. )


- ESNAF[Ar.]/ARTİZAN[Fr. < ARTISAN] ile/ve/||/<> EŞRAF

( Küçük sermaye ve zanaat sahibi. | Başlıca düşüncesi, mesleğinin tüm inceliklerinden yararlanıp bunları karşısındakinin zararına kullanarak ve meslekte kötü örnek oluşturarak çok para kazanmak olan kişi. İLE/VE/||/<> Bir yerin zenginleri, ileri gelenleri, sözü geçenleri. )


- ESNAF[Ar.] değil/yerine/= İŞMEN


- ESNEK ile EVRENSEL


- ESNEK ile/ve GENİŞ


- ESNEKLEŞMELİ!


- ESNEK/LİK ile/ve/<> GENİŞ/LİK


- ESNEKLİK ve/||/<>/> SAĞLAMLIK/GÜÇ ve/||/<>/> BİLGELİK/İRFAN/HİKMET

( Çocuk gibi. VE/||/<>/> Demir gibi. VE/||/<>/> Bilge gibi. )


- ESNEME ile/ve/||/<> ESNEME

( Ağızla olan. İLE/VE/||/<> Gövdemizle olan. )


- ESNEME'DE[İng.]:
AÇLIKTAN ile CAN SIKINTISINDAN/MELAL[Ar.] ile SİNİR YORGUNLUĞUNDAN ile OKSİJENSİZLİKTEN


- ESNEMEDE [AĞZIN EL İLE KAPANIŞINDA]:
SOL ELİN DIŞI ile/ve/değil/yerine SAĞ ELİN AVUÇİÇİ

( Tüm genel/günlük koşullarda. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Namazda. )


- ESNETMEK ile SÜNDÜRMEK

( ... İLE Bir şeyi çekerek uzatmak, esnetmek. )


- ESPERANTO ile/ve POLİGRAFİ

( 1887'de, Polonya'lı Zamenhof (Dr.) tarafından ortaya atılan ve dünyadaki tüm bireylerin anlaşabilmeleri için düzenlenmiş, 16 kurala dayanan, kolay bir yapma dil. İLE/VE ... )


- EŞREF[Ar. < ŞERÎF] ile Eşref[Ar.]

( Daha/pek/en şerefli/onurlu. İLE Hicivleriyle tanınmış şair.[Eserleri: Hasbihal, İran'da Yangın Var, İstimdat, Deccâl, Külliyât-ı Eş'âr. 1846 - 1911] )


- ESRİME = VECİT[Ar.] = ECSTASY[İng.] = EXTASE[Fr.] = EKSTASE[Alm.] = EKSTASIS[Yun.] = ÉXTASIS[İsp.]


- ES-SELÂMÜN ALEYKÜM değil/ya da ES-SELÂM-Ü ALEYKÜM değil/ya da SELÂMÜN ALEYKÜM

( PEACE BE UPON YOU (FORMAL) but/or PEACE BE UPON YOU (VARIANT) but/or PEACE BE UPON YOU )


- [not] ESSENCE vs. BRIEFLY/SHORTLY


- ESSENCE vs. ESSENCE KINDS


- ESSENCE vs. LATER


- ESSENCE vs. MARKET


- ESSENTİAL SİNGULARİTY ile/||/<> REMOVABLE SİNGULARİTY

( Essential Laurent sonsuz terim, removable tanımlanabilir. )

( Formül: Infinite Laurent İLE definable )


- EŞ/SEVGİLİ [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- EŞ/SEVGİLİ [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- ESSİZ ile ESSİZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Yüzsüz, arsız, hain, utanmaz kişi. İLE Bir kaybın arkasından üzülmeyi belirten sözcük. )


- EŞSÖZ -ile


- ESTÂR[Ar. < SİTR] ile ESTÂR[Ar. < SATR]

( Örtüler, perdeler. İLE Yazı sıraları, dizileri. )


- EŞTÂT[Ar. < ŞETÎT] ile EŞTÂD[Fars.]

( Takımlar, sınıflar, fırkalar, çeşitler, nevîler. İLE Güneş ayının 26. günü. | O güne memur sayılan melek. | Zend'de bir sûrenin adı.[Zerdüşt] )


- ESTEK-KÖSTEK


- ESTER ile ETER

( Karboksilik asidin alkolle tepkimesi sonucu oluşan bileşik. İLE İki alkolün su kaybederek oluşturduğu bileşik. )

( Karboksil ve alkil öbeği içeren bileşikler. İLE Oksijen atomu aracılığıyla iki alkil ya da aril öbeği bağlı bileşikler. )


- ESTER ile/||/<> ETER

( Ester RCOOR' İLE eter ROR' yapısındadır )

( Formül: C=O var İLE C=O yok )


- ESTETİK ALGI ile ESTETİK DEĞER


- ESTETİK ALGI ile ESTETİK YARGI

( Felsefe. İLE Bilim. )

( Bakışma. İLE Konuşma. )

( Öznel. İLE Toplumsal. )


- ESTETİK CERRAHİ ile/ve/<>/< PLASTİK CERRAHİ


- ESTETİK DEĞER ile/ve SANATSAL DEĞER

( Doğal. İLE/VE Yapay. )


- ESTETİK ELEŞTİRİ ile İZLENİMCİ ELEŞTİRİ


- ESTETİK NESNE ile/ve ESTETİK ÖZNE


- ESTETİK ÖNERME/YARGI ile/ve MANTIKSAL ÖNERME/YARGI


- ESTETİK ÖZNE ile/ve/> ESTETİK NESNE ile/ve/> ESTETİK TAVIR ile/ve/> ESTETİK HAZ ile/ve/> ESTETİK YARGI ile/ve/> DEĞER


- ESTETİK YARGILAR ile/ve ETİK YARGILAR

( ... İLE/VE Kısmen bazı hayvanlarda da görülebilir. )


- ESTETİK ile/ve/||/<> BAKIŞIM(SİMETRİ)


- ESTETİK ile ESTETİZE

( AESTHETIC vs. AESTHETISED )


- ESTETİK ile ESTETİZE

( AESTHETIC vs. AESTHETISED )


- ESTETİK değil/yerine/= GÜZELDUYU


- ESTETİK ile KİÇ(KITSCH[Alm.])


- ESTETİK ile/ve/<> METAFİZİK

( Kişinin, kendinde duyduğu eksikliğe arayış. İLE/VE/<> Kişinin, varlıkta, evrende ve kendinde aradığı ilkesellik ve anlamlılık. )


- ESTETİK ile/ve/<> SANAT

( Estetik, sanatın ahlâkıdır. )

( Estetik, duyarlılıkta oluşan tikel anlamın şeyleşmesini/nesneleşmesini hem duyarlılık, hem de nesneleşme yönünden inceleyen bilimdir. )

( Sanatın nesneleri, estetiktir fakat estetiğin nesneleri, sorun yaratır. )

( Estetik duygulanım, estetik değildir. )

( Estetik için süreklilik gerekir. )

( Estetik duyuş, kavrama dayanmaz. )

( Estetiği kuran, şiirdir. )

( İLM-İ MAHÂSİN ile/ve/<> FENN )


- ESTETİK ile/ve SİLÜET

( AESTHETICS vs./and SILHOUETTE )


- ESTETİK ile/ve/||/<> TARİH


- EŞÜK ile EŞÜK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Yatak örtüsü. İLE Bir bey ya da hakan öldüğü zaman, ona gösterilen saygının bir işareti olarak mezarının üzerine örtülmesi için yollanan işlemeli kumaş. )


- [Ar.] ESVÂB[< SEVB] ile/değil ESBÂB[< SEBEB]

( Giyimler, giyilecek şeyler. İLE/DEĞİL Nedenler/sebepler, aracılar/vâsıtalar, lâzımalar. )

( ESBÂB-I MÛCİBE: Gerek(tir)en/icâb eden nedenler/sebepler. )


- EŞVÂK[Ar. < ŞEVK] ile EŞVÂK[Ar. < ŞEVK]

( Şiddetli istekler/arzular, neşveler. İLE Bitkilerin dikenleri. | Kemiklerin uzamaları. )


- EŞYA[çoğ. < ŞEY] ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< KİŞİLER

( Kullanılması için. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Sevilmesi için.
[fakat ne yazık ki...] "Dünyadaki kargaşanın nedeni, eşyaların sevilmesi, insanın kullanılmasıdır." )


- EŞYA UNUTMAK ile BEBEK/ÇOCUK UNUTMAK


- EŞYA[Ar.] değil/yerine/= BUYUM, TÜYEK, ARIBERİ


- EŞYÂ'[Ar. < ŞEY] ile EŞYÂ'[Ar. < ŞÎA] ile EŞYÂH[Ar. < ŞEYH]

( Nesneler, varolanlar. | Çamaşır, yolcunun sandığı/bavulu/sepeti, evin masası, koltuğu, perdesi vb. nesneler. İLE Bölükler, yardımcılar, cemâatler. İLE Yaşlılar, ihtiyarlar. )


- EŞYALARI:
VİTRİNDE/SANDIKTA/... TUTMAK/SAKLAMAK ile/yerine/değil KULLANMAK

( "Bir gün kullanılır", "Misafir için" vb. düşünceler/tutumlar yerine kullanalım onları! )


- EŞYALARI/ÇANTAYI:
BIRAKMAK, ORTAMA GÜVENMEK yerine/değil YANINDA TUTMAK, SAHİP ÇIKMAK

( Eşyanın/çantanın yanınızda tutulmasının gerekliliği, çalınmaması için değil/yanısıra, bir hasar/kayıp ya da hırsızlık durumunda orada bulunan herkesi zan altında bırakmaması içindir. )


- EŞYANIN TABİATI değil/yerine/= NESNELERİN DOĞASI


- EŞZAMAN/SENKRON[Fr. < SYNCHRONE] >< YADINKURUN/ASENKRON[Fr. < ASYNCHRONE]

( Aynı zaman içinde hareket eden. >< Başlama ve bitme anları başka olan (olaylar). )


- EŞZAMANLI/LIK ile/ve/||/<> KOŞUT/LUK


- EŞZAMANLILIK ile/||/<> MUTLAK ZAMAN

( Eşzamanlılık görelidir, farklı gözlemciler farklı sıralama görebilir. )

( Formül: Göreliliğin göreliliği )


- et al.[Lat. < ET ALII] değil/yerine/= VE ÖTEKİLERİ


- ET-TIRNAK ile/ve/||/<> "ET-KEMİK"


- ET "UYGARLIĞI" ile/değil/yerine ANLAM/MÂNÂ UYGARLIĞI


- et[Lat.] değil/yerine/= VE


- ÉTALE ile/||/<> FİNİTE

( Étale yerel izomorfizm İLE finite sonlu derece. )

( Formül: Local isomorphism İLE finite degree )


- ETAMİN[Fr. < ÉTAMINE] ile KANAVİÇE[İt. < CANOVACCIO]

( Pamuk ya da ketenden, seyrek dokunmuş, delikli bir tür kumaş. İLE El işleri için kullanılan seyrek dokunmuş keten bezi. | Bu bezin üzerine yapılan işleme. | Çuval olarak kullanılan kendirden ya da kenevirden yapılmış seyrek bez. )


- ETEM PAŞA SEYMEN PARKI :

( Kilyos Mahallesinde olup, 500,99 m²'lik bir alanı kapsamakta olup, 250 m²'lik yeşil alanı bulunmaktadır. )


- ETHEREUM ile ALGORAND


- ET(H)İK = İLM-İ AHLÂK = ETHICS[İng.] = ÉTHIQUE[Fr.] = ETHIK[Alm.] = ETHICA[Lat.] = ETHIKE[Yun.] = ÉTICA[İsp.]


- ETİ SENİN, KEMİĞİ BENİM! değil ONU, ETİNDEN VE KEMİĞİNDEN (SAPLANTISINDAN) AYIR!


- ETİK ile/ve/< ESTETİK

( Birlikte görmek/tutmak gerekiyor. )


- ETİKET[Fr. < ÉTIQUETTE] değil/yerine/= EDERCE


- ETİKET[Fr. < Alm.] ile/= YAFTA[Fars. < YAFTE]

( Bir malın, tür, miktar vb. niteliklerini ya da kitap, defter vb. şeylerin, kime ait olduğunu belirtmek, belirli kılmak için üzerlerine konulan küçük kâğıt. | Toplum içindeki davranışlarda izlenecek yol.TEŞRİFAT İLE/= Üzerine asıldığı ya da yapıştırıldığı şeylerle ilgili herhangi bir bilgi veren, yazılı kâğıt parçası. )


- ETİKET/LEMEK ile YAFTA/LAMAK


- ETİL = VOLGA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kıfçak ülkesinde akan, Bulgar denizine dökülen bir ırmağın adı. )


- ETİLEN[Fr. < ÉTHYLÈNE] ile ASETİLEN[Fr. < ACÉTYLÈNE]

( Yanıcı, renksiz, az kokulu, 0,97 yoğunluğunda karbon ve hidrojen bileşimi. İLE Renksiz, sarımsak kokulu, güçlü ve beyaz bir ışık vererek yanan hidrokarbonlu bir gaz. )


- ETİM (NE?) ile/ve/||/<>/> BUDUM (NE?)


- ET'İME-İ LEZÎZE[Ar.] ile/ve ET'İME-İ NEFÎSE[Ar.]

( Lezzetli yemekler. İLE/VE Çok hoş yemekler. )


- ETİMOLOJİK MEŞRÛLAŞTIRMA ile MİMOLOJİK MEŞRÛLAŞTIRMA


- ETİMOS ile ORIGIN


- ETİO- ile/||/<> RHİZ-/-RHİZA/RHİZO- ile/||/<> CARY-/CARYO-/KARY-/KARYO-

( Neden. İLE/||/<> Kök. İLE/||/<> Tane çekirdek. )


- ETKEN/ETMEN = ÂMİL = FACTOR[İng., İsp.] = FACTEUR[Fr.] = FAKTOR[Alm.]


- ETKEN ile/ve BELİRLEYİCİ

( FACTOR vs./and DETERMINATOR )


- ETKEN ile/ve/değil/yerine/||/<> BİLEŞEN


- ETKEN ile/ve/değil/||/<> DEĞİŞKEN

( [not] FACTOR vs./and/||/<>/but/< VARIABLE
VARIABLE instead of FACTOR )


- ETKEN ile ETKİN


- ETKEN ile ETMEN


- ETKEN ile NEDEN

( AGENT/FACTOR vs. REASON/CAUSE )


- ETKEN ile VESİLE

( AGENT/FACTOR vs. MEANS )


- ETKER NEDEN = EFFICIENT CAUSE[İng.] = CAUSE EFFICIENTE[Fr.] = WIRKENDE URSACHE[Alm.] = CAUSA EFFICIENS[Lat.]


- ETKİ ALANI ile/ve/<> DENETİM/KONTROL ALANI

( EFFECT FIELD vs./and/<> CONTROL FIELD )


- ETKİ ETMEK ile/ve/||/<>/> DÖNÜŞTÜRMEK


- ETKİ > TEPKİ ile/değil/yerine/> ETKİ > ANLAM > TEPKİ


- ETKİ <> TEPKİ ile/ve/değil ETKİ <> YORUM <> TEPKİ

( Hayvanlarda. İLE/VE/DEĞİL İnsanda. )


- ETKİ ile/ve/<> BASINÇ

( EFFECT/IMPACT vs./and/<> PRESSURE )


- ETKİ ile/ve BEDEL

( EFFECT vs./and WORTH )


- ETKİ ile/ve/<> DENETİM

( EFFECT vs./and/<> CONTROL )


- ETKİ = ESER, TESİR = EFFECT[İng.] = EFFET[Fr.] = WIRKUNG, EFFEKT[Alm.] = EFFECTUS[Lat.] = EFECTO[İsp.]


- ETKİ ile/ve/||/<> GEÇİŞ


- ETKİ ile/ve/||/<> GERÇEKLİK


- ETKİ ile/ve/||/<> İTKİ

( Dışarıda/n. İLE/VE/||/<> Dışarıda/n ve/ya da içeride/n. )

( Nesnelerde/n. İLE/VE/||/<> Hayvan ve insanda/n. )


- ETKİ ile/ve/||/<>/> İZ


- ETKİ ile/ve/değil/||/<>/< KARŞILIK


- ETKİ ile KATKI

( EFFECT vs. CONTRIBUTION )


- ETKİ ile MANDELA ETKİSİ

( ... İLE Geniş bir kitlenin, gerçekleşmemesine karşın bir olayın yaşandığına inanması durumu. )


- ETKİ ile/ve/> NEDEN

( EFFECT vs./and/> REASON )


- ETKİ ile/ve/||/<> REHBİNDER ETKİSİ


- ETKİ UYGUN/GEREKLİ/YUMUŞAK TEPKİ


- ETKİ ile/ve YANKI

( EFFECT vs./and REVERBERATION )


- ETKİ ile/ve/<>/> YANSIMA


- ETKİ ile/ve/||/<> YAPI


- ETKİ/DÖNGÜ:
KUZEY KUTBUNDA ile/ve/||/<>/>< GÜNEY KUTBUNDA

( www.facebook.com/video.php?v=592603574202831 )


- ETKİ/LEME ile ENGEL/LEME

( Engeller bir ölçüde kalktığında, O, bir anda içinize doğar. )

( Sana engel olmaya çalışanlar, başaracağına, en çok inananlardır. )

( It will dawn on you suddenly, when the obstacles are removed to some extent. )

( IMPRESS vs. HINDRANCE/OBSTRUCTION )


- ETKİLEMEYE ÇALIŞMAK (İÇİN) KONUŞMAK/ANLATMAK ile/ve/değil/yerine (SADECE) KENDİNİ ANLATMAK/TANIMLAMAK (İÇİN) KONUŞMAK/ANLATMAK


- ETKİLENMEK = AFFECT[İng.] = AFFECTER[Fr.] = AFFIZIEREN[Alm.] = AFFICERE[Lat.]


- ETKİLENMEK ile ALIMLAMAK

( TO GET IMPRESS vs. TO TAKE )


- ETKİLENMEK ile/ve/> ESİNLENMEK

( TO GET EFFECTION vs./and/> TO BE INSPIRED )


- ALE ETKİSİ ile/||/<> ALLEE ETKİSİ ile/||/<> BULMER ETKİ ile/||/<> POZİSYON ETKİSİ ile/||/<> TETRİS ETKİSİ ile/||/<> WAHLUND ETKİSİ ile/||/<> YANLIŞ ORTAKLIK ETKİSİ

( Bireylerin kendi türünden bireylerin varoluşundan sağladığı kazancı. İLE/||/<> Tür içindeki bireylerin, aynı türde olanların çevresinde olmasından dolayı kazandığı avantaj.[İlk olarak, 1930 yılında, Warder Clyde Allee tarafından ileri sürülmüştür.] İLE/||/<> Seçilim sürdükçe genetik çeşitlilik azalır, çünkü çeşitlilik doğa tarafından seçilip azaltılır. Bu azalma, ebeveynlerin populasyona göre fenotip çeşitlilik miktarı ile doğru orantılıdır. Çeşitliliğin artışı ise genetik mekanizmalar aracılığıyla sağlanır. İLE/||/<> Genin dışavurumuna [ve fenotipe olan etkisinin] genellikle komşu genlerle olan etkileşiminden etkilendiği ve genlerin mekansal yerleri değiştiğinde (translokasyonda olduğu gibi) ekpresyonunun da değiştiği genetik etki. İLE/||/<> Bireylerin bir etkinliğe çok fazla zaman harcaması sonucu bu etkinliğin düşüncelerini, zihinsel imajını ve düşlerini etkilemesi. İLE/||/<> Bir popülasyon içinde bulunan alt popülasyonlardaki alel frekansının dağılımından ötürü, popülasyon genelinde heterozigotluğun kuşaklar içinde azalması.[1928 - Sten Wahlund] İLE/||/<> Başka kişilerle davranış, tutum, inanç bakımından benzerliklerinin abartılması. )


- ETKİLEŞİM


- ETKİLEŞİM ile/ve DEĞİŞİM

( INTERACTION vs./and ALTERATION )


- ETKİLEŞİM ile/ve DÖNÜŞÜM

( INTERACTION vs./and TRANSFORMATION )


- ETKİLEŞİM ile/ve/değil/yerine ETKİNLEŞMEK

( Duygusallık. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Koşulsuz sevgi. )

( Alışveriş. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Veriş. )

( [not] REACTIVE vs./and/but ACTIVE
ACTIVE instead of REACTIVE
[not] Emotional. WITH/AND/BUT Unconditional love. )


- ETKİLEŞİM ile/ve/||/<>/> EYTİŞİM


- Etkileşimli KONUŞ!!!


- ETKİLEŞİMLİ ve/||/<> DEVİNGEN


- ETKİLEŞME ENERJİSİ ile/ve/||/<> TEPKİME HIZI

( Kimyasal etkileşimin başlaması için gerekli olan enerji miktarı. İLE/VE/||/<> Birim zamanda gerçekleşen kimyasal değişim hızını tanımlar. )


- ETKİLEYİCİ ile/ve BELİRLEYİCİ

( IMPRESSIVE vs./and DETERMINER )


- ETKİLEYİCİ ile/ve/||/<> "ÇARPICI"


- ETKİLEYİCİ ile "DOKUNAKLI"


- ETKİLEYİŞ ile/değil ETKİLEŞİM


- Etkili KONUŞ!!!


- ETKİLİ UZAKLIK ile UZAK UZAKLIK

( Kısa uzaklıkta sinyal ya da etkilerin iletilmesi. İLE Uzun uzaklıktaki sinyal ya da etkilerin iletilmesi. )


- ETKİN ile ETKEN


- ETKİN ile/ve/<> ETKİLİ


- ETKİN = FAAL = ACTIVE[İng.] = ACTIF[Fr.] = AKTIV[Alm.] = ACTIVO[İsp.]


- ETKİN ile/ve İŞLEYEN

( FÂİL ile/ve ÂMİL )


- ETKİ/N ile/ve/<> YETKİ/N


- ETKİNİN:
BULAŞMAMASI ile/ve/||/<> BOZULMAMASI


- ETKİNLİK/PERFORMANS =/ve İLETİŞİM =/ve GÜDÜLENME =/ve YETKİNLİK/LER

( NE? ve NEDEN? ve NASIL? )


- ETKİNLİK ile EDİLGENLİK

( Tarihte yerini alır. İLE Yazında[edebiyatta] yer bulur. )


- ETKİNLİK = FAALİYET, FAİLİYET = ACTIVITY[İng.] = ACTIVITÉ[Fr.] = AKTIVITÄT, TÄTIGKEIT[Alm.] = ACTIVIDAD[İsp.]


- ETKİNLİK ile/ve/||/<> NESNELERİN BÜTÜNLÜĞÜ


- ETKİNLİK ile/ve/değil/yerine/> ÜRETİM

( [not] ACTIVITY vs./and/but TO PRODUCE
TO PRODUCE instead of ACTIVITY )


- ETKİNLİK/FİİL ile/ve DAVRANIŞ ile/ve EYLEM

( İş üretir. Durumu değiştirmektir. İLE/VE Psişik durumların dışavurumu. İLE/VE Bilinçli, amaçlı etkinlik. )


- ETKİSİ ALTINA ALMAK ile/ve/||/<> YÖNLENDİRMEK


- ETKİSİNDE KALMAK ile/ve/||/<>/> YÜCELTMEK


- RUH:
ETKİSİYLE/SONUÇLARIYLA BİLİNEN ile/ve/<> İÇERİĞİYLE/KAPSAMIYLA BİLİN(E)MEYEN


- ETME-BULMA (DÜNYASI)


- ETME! ve/||/<> EYLEME!


- ETMEK ile ETREK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Ekmek. İLE Görünüşü sağlıklı, al yanaklı kişi. )


- ETMEN" ile/değil ETMEYİN


- ETMEN ile BİLEŞEN

Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 49.818 başlık/FaRk ile birlikte,
49.818 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(60/201)