Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 49.818 başlık/FaRk ile birlikte,
49.818 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(190/201)


- YALAN KONUŞMAK değil YALAN SÖYLEMEK


- YALAN (MI?) ile YANLIŞ (MI?)


- YALAN:
SAFSATA ile/ve/<> MECAZ ile/ve/<> PROPAGANDA ile/ve/<> REKLAM ile/ve/<> HABER

( Felsefede. İLE/VE/<> Yazında(edebiyatta). İLE/VE/<> Siyasette. İLE/VE/<> Ticarette. İLE/VE/<> Gazetecilikte. )


- YALAN SÖYLEME! ile/değil/yerine DOĞRUYU SÖYLE!

( Suçlamak. İLE/DEĞİL/YERİNE Yol göstermek. )


- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil DOĞRUYU SÖYLEYEMEMEK

( [not] TO LIE vs./and/but NOT TO SAY THE TRUTH )


- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil/<> DUYMAK İSTENİLENİ (İSTENİLDİĞİ BİÇİMDE) SÖYLEMEK


- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEMEK ile/ve/||/<> GERÇEĞİ ÇARPITMAK


- YALAN SÖYLEMEK ile/değil/yerine/>< GERÇEĞİ SÖYLEMEK

( Geleceğinizin önemli/belirleyici bir parçası olur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Geçmişinizdeki (herhangi) bir parçadır. )

( If you tell the truth, it becomes a part of your past. If you lie, it becomes a part of your future. )

( [not] TO LIE vs./but/>< TO SAY THE TRUTH
TO SAY THE TRUTH instead of TO LIE )


- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil/<>/< GİZLEMEK


- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEMEK ile/ve/||/<>/> KENDİ YALANINA İNANMAK


- YALAN SÖYLEMEMEYİ ÖĞRENMEK/BİLMEK ile/ve/<> YALAN SÖYLEYEMEMEYİ ÖĞRENMEK/BİLMEK

( Öğrenmiş ve uyguluyor olmak gerek. İLE/VE/<> [hâlâ öğrenilemediyse] Özellikle çocuklardan öğrenilebilir. )


- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEYEN ile/değil/yerine/>< DOĞRU SÖYLEYEN

( İkna etmeye çalışır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sadece anlatır. )

( Yalan söyleyen/ler, doğru söyleyen(ler)e inanmaz. )


- YALAN SÖYLEYİP UTANMAK değil/yerine/>< DOĞRUYU SÖYLEYİP/DÜRÜST OLUP "KAYBETMEK"(/KAZANMAK)


- YALAN SÖYLÜYORSUN! ile/değil/yerine HATA EDİYORSUN


- YALAN SÖYLÜYORSUN! değil YALAN!

( Doğru/yanlış, tüm bireylere ve olguya/olaylara tâbidir. Dolayısıyla doğrudan ya da "dolaylı" olarak belirli/bir kişiyle sınırlanamaz/odaklanamaz! )


- YALAN-YANLIŞ


- YALAN ile AD/TANIM DEĞİŞTİRMEK

( LIE vs. TO RENAME )


- YALAN ile/ve/değil/||/<>/> ALDATMA


- YALAN ile BAHÂNE


- YALAN ile/değil (BAŞKASINI İLGİLENDİRMEYEN) AYRINTI/"BİLGİ"


- YALAN ile/değil BİRŞEY SÖYLEMEMEK


- YALAN ile/ve/=/||/<> ÇÖP


- YALAN ile DOĞASINA UYGUN DAVRANMAK

( LIE vs. BEHAVE IN THE SELF OF NATURE )


- YALAN ile/değil/yerine/>< DOĞRU

( [ne yazık ki] Yalan, öyle işlemiş ki bireylerin diline, "doğruyu söylemek gerekirse" diye bir kalıp "var". )

( Ocağını batırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Onurunu artırır. )

( Doğruları biliyorsak, yalanları dinlemek, eğlencelidir. )


- YALAN ile FARKLILAŞTIRMA


- YALAN ile/ve/değil/yerine FELSEFE

( [not] LIE vs./and/but PHILOSOPHY
PHILOSOPHY instead of LIE )


- YALAN ile/değil/yerine/>< GERÇEK

( Yüksek sesle çıkar, gürültülüdür ve çok söz söyletir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sessizdir ve az söz söyletir. )


- YALAN ile HAKARET


- YALAN ile İFTİRA


- YALAN ile IĞRIP

( ... İLE Yalan, düzen. )


- YALAN ile/ve İLGİLENMEME/UĞRAŞMAMA (İSTEĞİ)

( LIE vs./and (INCLINATION OF) NOT TO INTEREST )


- YALAN ile KAMUFLAJ

( LIE vs. CAMOUFLAGE )


- [ne yazık ki]
YALAN ile/ve/||/<> KAŞKARİKO[argo]

( ... İLE/VE/||/<> Oyun, dolap, düzen. | Yalan. )


- YALAN ile/ve/değil/yerine/||/<> KISMEN "DOĞRU"


- YALAN ile KITIR

( ... İLE Uydurma söz. )

( LIE vs. FICTITIOUS WORD )


- YALAN ile/||/<> KÖTÜ YALAN

( Kötüdür. İLE/||/<> Daha kötüdür. )


- YALAN ile/ve/||/<> KURT MASALI

( ... İLE/VE/||/<> Birini oyalamak, kendini suçsuz göstermek için ileri sürülen gereksiz, inandırıcı olmayan sözler. )


- YALAN ile/değil/yerine MASAL

( Portakalı soydum
Başucuma koydum
Ben bir yalan uydurdum. İLE/DEĞİL/YERİNE Ben bir masal uydurdum. )


- YALAN ile/ve/değil OYALAN

( "O yalan, bu yalan"... Var, biraz da sen oyalan! )


- YALAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖZVERİ

( )


- YALAN ile/ve PALAVRA[İsp. < PALABRA]/MARTAVAL[argo]

( ... İLE [eskiden] Genellikle posta vapurlarında, üst güvertenin altındaki güverte. | [argo] Herhangi bir konuda, gerçeğe aykırı, uydurma söz ya da haber. Uzun ve boş konuşma. )


- YALAN ile ŞAKA

( Dürûg-zen(yalancı) olursa bir evde, düzen olmaz o evde. )

( Zekâ, doğruluk Hürmüz'ün; cehalet, yalan ise Ehrimen'in sıfatlarıdır. )

( LIE vs. JOKE )


- YALAN ile/ve/değil/<> SANAL


- YALAN ile/ve/=/<>/< ŞİRK


- YALAN ile/ve/||/<>/> TALAN


- YALAN ile/değil ÜSTLENME

( [not] LIE vs./but TO TAKE ON )


- YALAN ile/ve/||/<>/> UTAN(DIR/IL)MAK


- YALAN ile/ve/değil/||/<> YANLIŞ

( İzin verilmez. İLE/VE İzin verilebilir. )

( [argo] MAVAL[: Uydurma söz.] ile/ve ... )

( "Yalan söylemişim" ve "Yanlış anlattım" diyemeyiz.["Yalan söyledim" ve "Yanlış anlatmışım" diyebiliriz.]
"Zannedersem" de diyemeyiz.["Zannediyorum/zannederim" diyebiliriz.] )

( MEYN ile/ve GALAT
BECEL: Yalan, iftirâ. | Şaşma.
BEHÎTE: İftirâ, yalan söz. )

( LIE vs./and WRONG )

( MAVAL[: Uydurma söz.] ile/ve ... )


- YALAN ile/ve/||/<>/> YAVAN


- YALANCI(EPİMENİDES) AÇMAZI ile/ve/||/<> KENDİNİ DEĞİŞTİRME AÇMAZI ile/ve/||/<> CURRY AÇMAZI


- YALANCI İLAÇ AÇMAZI ile/ve/||/<> KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN İNANÇ AÇMAZI


- YALANCI PARADOKSU ile/||/<> DOĞRULUK PARADOKSU

( Yalancı paradoksu "Bu tümce yanlıştır" önermesi İLE doğruluk paradoksu öz-göndergeli tümcelerin paradoksudur. Yalancı paradoksu doğruysa yanlış, yanlışsa doğru İLE bu klasik mantık için sorun yaratır. Tarski doğruluğun meta-dilde tanımlanması gerektiğini gösterdi. )

( Alfred Tarski tarafından 1936 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1901-1983) (Ülke: Polonya/ABD) (Alan: Matematik, Mantık) (Önemli katkıları: Semantik doğruluk teorisi, model teorisi, biçimsel dillerde doğruluk tanımı) )


- YALANCI yerine SAHTE


- YALANCI ile/ve/değil/||/<>/< YABANCI


- YALANCI ile/değil YANILICI


- YALANCI/LIK ile/değil/yerine/>< DOĞRULUK / DÜRÜST/LÜK[Fars.]

( Haksız da olsa hiç susmaz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< İncitilirse, bir daha hiç konuşmaz. )


- YALANCI/LIK ile MİTOMAN/İ

( ... İLE Kendi söylediği yalana inanma sayrılığı. )


- YALAN-DOLAN


- Yalanı DİNLE!!!


- YALANLAMAK ile/değil/yerine YANLIŞLAMAK


- YALANLAR:
AYAKKABICIDA ile/ve/||/<> EMLÂKÇIDA ile/ve/||/<> ÖĞRETMENLERDE ile/ve/||/<> ESNAFTA ile/ve/||/<> GALERİCİDE ile/ve/||/<> MEMURDA

( "Giydikçe açılır." İLE/VE/||/<> "Merkeze 10 dk." İLE/VE/||/<> "Zeki ama çalışmıyor." İLE/VE/||/<> "Bana gelişi bu." İLE/VE/||/<> "Dosta gider." İLE/VE/||/<> "Sistem gitti." )


- [ne yazık ki]
YALANLARLA OYALANMAK ile/değil/yerine/>< GERÇEKLERLE "YARALANMAK"


- Yalansız KONUŞ!!!


- YALAN/YANLIŞ ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<> "ÇOK AKILLICA OLAN"/KANDIRMA

( Yapılmaması gereken [yapılmamalı!]. İLE/VE/DEĞİL/NE YAZIK Kİ/||/<> Yapılan, yapılmaya çalışılan. )


- [ne yazık ki]
YALAP-ŞAP / YALAP ŞALAP YARIM-YAMALAK (İŞ YAPMAK)

( Baştan savma, üstünkörü, yarım yamalak. )


- YALAP YALAP

( Parıl parıl, parıldayarak. )


- YALAYIP YUTMAK

( EZBERLEMEK )


- YALÇIN, DR. M. İHSAN (AKŞEHİR, 1938) :

( A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun oldu. Maiyet Memurluğu, Ilgaz - Belören Nahiye Müdürlüğü, Ayaş, Çay, Gerede, Yenimahalle, Yığılca, Ahlat Bismil kaymakamlıkları yaptı. İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Şube Müdür Müdürü, Genel Müdür Yardımcılığı, daha sonra Ankara Vali Yardımcılıklarında bulundu, Siirt Vali Vekilliğinden sonra İstanbul Vali Yardımcılığı görevlerini yaptı. Emekli olduktan sonra yerel seçimlerde Sarıyer Belediye Başkanlığına seçildi. Sarıyer Spor Kulübü'nde 5 dönem başkan olarak görev yaptı. Futbol Adamları Derneğinde uzun süreden beri yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmaktadır. Pek çok mesleki ve sosyal, sportif amaçlı dernekte üyedir. )


- YALÇIN, SÜLEYMAN (RUMELİKAVAK, 1957) :

( Rumelyikavaklı, profeszyonel futbolcu ve antrenör. Rumelikavak'ta yetişti. Bu takımda oynadıktan sonra amatör ve profesyonel olarak Davutpaşa, Beykoz, Çor u, Polatlı, Hatay, Tokat kulüplerinde oynadı. TFF tarafından açılan kursu tamamlayarak antrenörlük diploması sahibi oldu. Öğretici olarak görev yapmaktadır. )


- YALÇIN ile/ve KAYGAN


- YALÇIN ile SARP/DİK


- YALÇIN ile YALMAN ile YALPAK ile YALPI ile YALPIK ile YALPILI

( Düz, sarp. | Düz, kaygan. İLE Eğik, eğinik. | Sarp, dik. | Kesici ve batıcı araçların, kesen ya da batan bölümü. İLE Sokulgan, cana yakın. | Yüze gülücü, dalkavuk. | Sarp yer, uçurum. İLE Eğimli yüzey, yamaç. | İki tepe arasındaki düzlük. İLE Derinliği az ve geniş olan, yayvan. İLE Bir yanı, öbüründen yüksek ya da kalın. )


- YALÇINKAYA SOKAK :

( Merkez Sarıyer'de Kocataş dağ silsilesinin eteğinde ve Kayadibi Sokağın az ilerisindedir. Bu alanda eski yıllarca taş ocağı olduğundan, bu sokağa taşı çağrıştıran Yalçınkaya Sokak adı verilmiştir. )


- YALÇINKAYA, MACİT (SARIYER, 1951) :

( İ.Ü. İktisat Fakültesinden mezun olduktan sonra ticaret hayatına atıldı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 3 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )


- YALI ÇAPKINI ile MADAGASKAR YALI ÇAPKINI


- YALI, FAZLI (ÇANKIRI, 1941 -) :

( İthalat ve ihracatçı olarak iş hayatına atıldı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 1 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Kulübün Divan Kurulu Üyesidir. )


- YALIÇAPKINI/EMİRCİK/İSKELEKUŞU ile CÜCE YALIÇAPKINI

( ALCEDO ATTHIS vs. ... )

( COMMON KINGFISHER vs. ... )


- YALIM/YALIN ile YALIM

( Alev. İLE Bıçak gibi kesici araçların, keskin yüzü, keskinlik. )


- YALIN DÜŞÜNCE ve/||/<>/> SEZGİ ve/||/<>/> TASARIM ve/||/<>/> KAVRAM


- YALIN NESNE ile/ve BİLEŞİK NESNE

( CORPORA SIMPLICISSIMA cum/et CORPORA COMPOSITA )


- YALIN (ÖNERME) = VAKİİYE = ASSERTORIC[İng.] = ASSERTORIQUE[Fr.] = ASSERTORISCH[Alm.] = ASSERERE[Lat.]


- YALIN ÜNDEŞ ile/ve/<> YAPIŞIK ÜNDEŞ

( B - D - G - L ile/ve/<> LB - LD - LG - LL | NB - ND - NG - NL | RB - RD - RG - RL [hem başta, hem de sonda] )


- YALIN ile BASİT

( BARE vs. SIMPLE )


- YALIN ile OLAĞAN

( BARE vs. USUAL )


- YALIN ile YALIN

( Alev. İLE Gösterişsiz, süssüz, sade. | Çıplak. )


- YALIN ile YALINÇ

( ... İLE Birleşik olmayan, yalnız bir maddeden oluşan. | Karışık olmayan, basit. )


- YALIN/BASİT[Ar.] ile/ve/değil/||/<>/>< BİLEŞİK/MÜREKKEP[Ar.]


- YALINGAÇ ile YALINKAT

( Kabuğu çatlayıp soyulan. İLE Tek katı olan. | Sağlam olmayan, dayanıksız. | Basit, derinliği olmayan, üstünkörü. )


- YALINLIK ve AKIL

( BARE and REASON )


- YALINLIK ile/ve/||/<> BİREYLİK


- YALINLIK ile/ve BİRLİK

( BARE vs./and UNITY )


- YALIN/LIK ile/ve/<> DURU/LUK


- YALIN/LIK ve/||/<> ESNEK/LİK


- YALIN/LIK ve/<> GÜZEL/LİK

( SIMPLE/SIMPLICITY and BEAUTY )


- YALIN/LIK ile/ve/||/<>/>/< ŞIK/LIK


- YALIN/LIK ile/ve/<> YETKİN/LİK


- YALIN/LIK ile/ve/<> ZARİF/ZARÂFET


- | YALIN VE DOLAYSIZ ve/||/<> AYRIM VE DOLAYLI BİRLİK |
ve/||/<>
BUNLARIN BİRLİKTELİĞİ


- YALITILMIŞ/LIK ile/ve/<> TEK YANLI/LIK


- YALITILMIŞLIK ile/ve/yerine YALNIZLIK

( INSULATEDNESS vs./and LONELINESS
LONELINESS instead of INSULATEDNESS )


- YALITIM ile/ve SOYUTLAMA

( ISOLATION vs./and ABSTRACTION )


- YALITMA ile/ve/||/<> SOĞURMA


- YALITMA/YALITIK/İZOLE[Fr., İng. ISOLE < Lat.] ile YOK ETME, GİDERME/İZALE[Ar.]


- Yalın KONUŞ!!!


- YALMAÇ ile/değil/||/<>/< MAMA

( İnek, köpek vb. hayvanlara yedirmek için hazırlanan unla kepek karışımı sulu yiyecek, bulamaç. İLE/DEĞİL/||/<>/< Bebek için hazırlanan yiyeceklerin genel adı. )


- YALNIŞ değil YANLIŞ

( "Yanılma"dan akılda kalabilir. )


- YALNIŞ değil YANL


- YALNIZ, İNSAN, ... değil YALNIZCA İNSAN, ...


- YALNIZ OLMAK ile/değil YALNIZ KALMAK


- YALNIZ OLMAK/KALMAK/BIRAKILMAK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> SENİ, YALNIZ HİSSETTİREN KİŞİLERLE BİRLİKTE OLMAK

( Daha kötü. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/> En kötüsü. )


- YALNIZ ... ile SADECE ...

( ONLY ... vs. JUST ... )


- YALNIZ ile/ve TEK

( LONE vs./and ALONE )


- YALNIZCA ile/değil İLKSEL OLAN


- YALNIZLAŞMA ile/ve/||/<> YABANCILAŞMA


- YALNIZLIĞINA KAÇMAK ile/ve/||/<> YALNIZLIĞINDAN KAÇMAK


- YALNIZLIK:
BİREYSELLİKTE ile/ve/<> AŞKTA

( Bireysellik, yalnızlığı (da) yönetebilmektir. İLE/VE/<> Aşk, birlikte ve/ya da ayrı ayrı olmak üzere yalnızlığı (da) kabul edebilmektir. )

( Tek kişilik yalnızlık. İLE/VE/<> İki kişilik yalnızlık. )


- YALNIZLIK:
FARKINDA OLUNMAYAN ile/değil/yerine FARKINDA OLUNAN

( Hakkında, "konuşabildiğin". İLE/DEĞİL/YERİNE Susmaktan başka çarenin olmadığı. )


- YALNIZLIK [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- YALNIZLIK [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- YALNIZ/LIK ile/ve/<> ÇARESİZ/LİK

( Kişiyi, katılaştırır. )


- YALNIZ/LIK ile/ve/||/<> (")ÇIPLAK/LIK(")


- YALNIZLIK ile/ve/||/<> "DEĞERSİZLİK" ile/ve/||/<> "BOŞLUKTALIK"


- YALNIZLIK ile DÜŞÜNÜR/YAZAR "YALNIZLIĞI"

( ... İLE Azınlıkta olmanın ya da paylaşım ağının yaygın olamamasından dolayı duyumsanan. )


- YALNIZLIK ile/ve/||/<>/> GÖZÜ AÇIK GİTMEK

( Kendini tanımak, daha nitelikli ve verimli yaşamak için ikisini de göze alabilmek, bunları anlamış ve kabul edebilmek, bunlarla yüzleşebilmek gerek. )


- YALNIZ/LIK ile/ve/> GÜVENSİZ/LİK


- YALNIZLIK ile/ve/||/<> İLİŞKİ

( Yanılsama[ilüzyon]. İLE/VE/||/<> Nesnesiz "algı"[halüsünasyon]. )


- YALNIZLIK ile KENDİNLE BAŞBAŞALIK


- YALNIZLIK ve/< KUŞKU


- YALNIZ/LIK ile/ve/||/<>/< MUTSUZ/LUK | ile/ve/||/<>/< DOYUMSUZ/LUK


- YALNIZLIK ile/ve SIKINTI


- YALNIZ/LIK ile TEK BAŞINA/LIK

( Gereksinim duyarız. İLE Yeğleriz. | Temsildir. )

( Tek başına yürüyen kişi, bir dostluk kurar. )

( Yalnızların yılmaması, kendileri için yararlı olur. )

( Kendimizi, kendimizle zaman geçirmeyi, "yalnızlık" saymayacağımız biçimde geliştiriyoruz. )

( Yalnız kalpleri harekete geçiren kişi, dünyayı hereket ettirir. )

( We need. VS. We prefer. )

( En kötü/ileri yalnızlık, kendiyle barışık olmamaktır. )

( LONELINESS vs. SOLITUDE/ALONE )


- YALNIZLIK ile/değil/yerine/||/<>/> ÜRETKEN YALNIZLIK


- YALNIZLIK ile/||/<> YEĞLENEN/YEĞLENEBİLEN YALNIZLIK


- ÜZÜLME(MELİ)!:
[ne] YALNIZLIK('A) ne de YALAN('A)


- YALNIZLIK/LAR ile/ve/<> YANLIŞLIK/LAR


- YALPALAMA(") ile/<> (")TÖKEZLEME(")


- YALTIRIK, PROF. DR. FAİK (EREĞLİ/ZONGULDAK, 1930) :

( İ.Ü. Orman Fakültesi öğretim üyelerinden. İlk ve orta öğrenimini İstanbul Beşiktaş'ta yaptı, Kabataş Lisesinden mezun oldu (1947). İ.Ü. Orman Fakültesini 1952 yılında birincilikle bitirdi. 1957 yılında Orman Fakültesi, Orman Botaniği Kürsüsüne Asistan olarak atandı ve 1963 de "Belgrad Ormanı Vejetasyonunun Floristik Analizi ve Ana Meşçere Tiplerinin Kompozisyonu Üzerine Araştırmalar" konulu tezi ile Ormancılık Bilimleri Doktoru unvanını aldı, 1968 yılında "Yerli Akçaağaç (Acer L.) türleri Üzerinde Morfolojik ve Anatomik Araştırmalar" konulu tezi ile Üniversite Doçenti oldu. 1976yılında da Profesörlüğe yükseltildi. Türkiye'nin orman ağaçları ve otsu bitkiler üzerinde araştırmalarda bulundu, ülkemizde yetiştiği bilinmeyen çok sayıda ağaç türü ve varyetelerini ortaya çıkardı ve bunlara yeni isimler verdi. Edinburg Üniversitesinde büyük bir ekip tarafından hazırlanan Kraliyet Botanik Bahçesi herbaryumunda yazımı tamamlanan ve basılan 10 ciltlik "Flora of Turkey and the Aegean Island" adlı büyük eser için yılları alan çalışma ile odunsu bitkilere ait çok sayıda familya, cins ve türlerin revizyonlarını yaptı, ülkemizde yetiştiği bilinmeyen 2 yeni tür, 5 yeni alttür, 6 yeni varyete saptadı ve 12 yeni taksonomik kademe düzeltmesi yaptı. Bir kısmı yabancı dergi ve florada yayınlanan 160'ı aşkın makalebi, 10 adet araştırma ve ders kitabı vardır. Örneğin; "Belgrad Ormanı Vejetasyonunun Floristik Analizi ve Ana Meşçere Tiplerinin Komipozisyonu Üzerine Araştırmalar (1966)", "Yerli Akçaağaç (Acer L.) Türleri üzerinde Morfolojik ve Anatomik Araştırmalar (1971)", "Türkiye'deki Doğal Oleaceae Taksonlarının Sistematik Revizyonu, 1978 (Profesörlük Tezi)", Dendroloji - I Orman ve Parklarımızdaki Bazı Yapraklı Ağaç ve Çalıların Kışın Tanınması, 1981 (Yardımcı ders kitabı)"Türkiye Orman Yan Ürünleri (Y. Bozkurt ve M. Özdönmez ile müşterek), 1982", "Türkiye Meşeleri Teşhis Kılavuzu, 1984", "Dendroloji Ders Kitabı I (Açık Tohumlular) 1988", "Dendroloji Ders Kitabı II (Kapalı Tohumlular), 1988", Otsu Bitkiler Sistematiği Ders Kitabı 1989", "İstanbul Adalarının Doğal ve Ekzotik Bitkileri (A. Efe ve A. Uzun ile müşterek), 1993" , "Süs Bitkileri: Ağaç ve Çalılar (M. Öztürk ve E. Yücel ile müşterek), 1995","Tarih Boyunca İstanbul'un Park, Bahçe ve Koruları, Egzotik Ağaç ve Çalıları (A. Efe ve A. Uzun ile müşterek), 1997" ve ayrıca pek çok bilimsel makale yayınladı. OPTİMA (Akdeniz Bölgesi Bitki Sistematiği Araştırmaları Organizasyonu; Uluslararası Dendroloji Derneği ve Uluslararası Meşe Derneği, A.B.D. Türkiye Ormancılar Cemiyeti; T.M.M.O.B. Orman Mühendisleri Odası, Türkiye Tabiatını Koruma Derneği, Türkiye Yeşillendirme ve Çevre Koruma Kurumu. Ayrıca İstanbul Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'na dört yıl süre ile YÖK tarafından üye seçildi. Ayrıca dört yıl süre ile İstanbul Belediye Başkanlığı Danışma Kurulu Üyeliği yaptı. 1973 yılında TÜBİTAK tarafından "50. Yıl Cumhuriyet Ödülü" ile ödüllendirildi. İtalyan Ormancılık Bilimleri Akademisine de üye olan Yaltırık, 1981 - 1986 ylılları arasında İ.Ü. Orman Fakültesi Dekan Yardımcılığı görevinde bulundu. )


- YALVAÇ ile YALVAÇ

( Isparta'nın ilçesi. İLE Kitap getirmiş peygamber. )


- YALVARMAK ile/değil/yerine KİBARLIK(TAN)

( "Uygun bir yerde indirir misin!" diyen bir yolcuya, minibüs şöförünün yanıtı: "Ne yalvarıyorsun! 'İndir!' de, indirelim!" )


- YALVAR-YAKAR (OLMAK)


- YAMAÇ ile/ve GÜZEY

( ... İLE Az güneş alan çok gölgeli kuzey yamaç. )

( Dağların güzeyindeki karlar geç erir. )


- YAMAK = ELULAĞI

( Bir işte, yardımcı olarak çalışan erkek. | Yeniçeri ocağında, topçu ve humbaracı gibi askeri kuruluşlarda, aday olarak bulunan kişi. | Birinin etkisinde kalarak, onun sözünden hiç çıkmayan kişi. )


- YAMAMAK ile/ve/||/<> BOCA ETMEK


- YAMAN, MURAT (İST. 1974) :

( Küçükköy S. K. den transfer edildi. Sarıyer Spor Kulübünde 6 sezon (1998 - 2004) tescilli kaldı. Bu süre içinde 61 lig, 4 kupa, 2 turnuva maçı olmak üzere 67 resmi ve ayrıca 46 özel maçla birlikte toplam olarak 112 maçta oynadı. Lig maçlarında 2 ve özel maçlarda 1 olmak üzere takımına 3 gol kazandırdı. )


- YAMAN

( Güç, etki ya da beceri olarak alışılmışın üzerinde olan. | Kötü, korkulan. )


- YAMANLAR, PROF. DR. ORHAN (İZMİR. 1918 - 1970) :

( Üniversite Öğretim Üyesi. İlk, orta ve Lise öğrenimini İzmir'de tamamladı. 1942'de Ankara Yüksek Ziraat Enstitüleri Orman Fakültesinden mezun oldu. Bir süre Orman Teşkilatında çalıştıktan sonra 1945 açılan sınavı kazanarak Geodezi Kürsüsüne asistan olarak atandı. 1950'de "Orman İşletme İnşaatı Kürsüsünde hazırlamış olduğu "Kağıthane ve Alibey Derelerinde Toprak Taşınmaları ve Haliç'in Dolmasını Önleyecek Teknik ve Kültürel Tedbirler Üzerine Araştırmalar" isimli tezi ile "Doctor Artiium Foresterium" unvanı aldı."Marmara Havzası ve Bilhassa Yalova Mıntıkası için Arazi Tasnifinin Erozyon Kontrolü üzerine Yapacağı Tedbirler" tezi ile 1953'te "Üniversite Doçenti" unvanını aldı ve Ormancılık Coğrafyası ve Yakın Şark Ormancılığı Kürsüsüne tayin oldu. 1962'de profesör oldu ve Orman Coğrafyası ve Yakın Şark Ormancılığı Kürsüsüne atandı. 26 telif ve 10 tercüme yayınlanmış eseri bulunmaktadır. Ayrıca iki ders kitabı (Roto Not) bulunmaktadır. )


- YAMPALA ile YAMPİRİ

( Birinin, yeni bir durum karşısında ne yapacağını kestiremeyerek şaşkınlık geçirdiğini teklifsiz ve alaylık olarak anlatan, "yampala zeydün" deyiminde geçer. İLE Eğri büğrü, yan yan ve çarpık bir biçimde. )


- YAMRU YUMRU

( Eğri büğrü, çarpık, engebeli. )


- YAMUK YUMUK (İŞLER YAPMAK)


- YAMUK ile/değil/yerine/>< DÜZGÜN OLMAYAN


- YAMUK ile/değil YILIK

( ... İLE/DEĞİL Çarpık, eğri ağız. | Şaşı göz. )


- YAMULTMAK ile RAYINDAN ÇIKARMAK


- YAMYAM("İNSAN YİYEN İNSAN") ile/değil/yerine/>< İNSAN

( )


- YAN DAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÇAP


- YAN MASAMDA ile YANMASAM DA


- YAN SANAYİ(") ile/ve/||/<> DOLAYLI NEDENLER/SONUÇLAR


- YAN TÜMCECİK ile ...

( SUBORDINATE CLAUSE )


- YAN YANA (GELMEK)


- YAN YANA YÜRÜYEMİYORSAK ile/||/<>/> ÜSTÜNE ÜSTÜNE YÜRÜMEK


- YAN YANA ile/ve/değil/yerine/||/<>/> CAN CANA


- YAN YANA/LIK | ARD ARDA/LIK ile/ve/||/<>/> BİRARADA/LIK


- YAN YANA/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİRLİKTE/LİK


- YAN ile DERİNLİK


- YAN ile YÖN

( NEZT ile ... )


- YAN ile/ve/||/<>/> YÖN


- ...'YA/NA:
DAYANARAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜVENEREK


- YANA-YAKILA (ARAMAK)


- YANAĞI DEĞDİRİP, ÖPÜCÜK SESİ ÇIKARMAK ile/yerine YANAĞI ÖPMEK


- YANAK GAMZESİ ile BEL GAMZESİ

( CHEEK DIMPLE vs. WAIST DIMPLE )


- YANAK ile/ve/||/<> ENEK

( ... İLE/VE/||/<> Yanağın alt yanı. )

( SÎB: ELMA [Sevgilinin çenesi ve gabgabı sürekli olarak elmaya benzetilir.] )


- YANAK ile/ve/||/<> KANAT


- YANAR DAĞ değil YANARDAĞ


- YANAR DÖNER


- YANARDAĞ ile BAZALT

( ... İLE Koyu renkli, sert bir tür yanardağ kültesi. )


- YANARDAĞLARDA:
GAZ ile/ve/<> FÜMEROL[Fr.]

( ... İLE/VE/<> Etkin olmayan dönemlerde, yanardağların ağzından yayılan gaz. )


- YANAŞMA / FOSİLLEŞME değil/yerine/>< BİLMEK / ÇÖZÜMLEMEK / YÜZLEŞMEK


- YANAŞMAK ile YILIŞMAK ile SIRNAŞMAK


- YANAVENKO, EVGUANİ (KAZAKİSTAN, 1962) :

( Rusya'nın Duinyaper kulübünden transfer edildi ve iki sezon (1003 - 1995) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 34 lig, 5 kupa maçı olmak üzere 39 resmi ve ayrıca 20 özel maçla birlikte toplam olarak 59 maçta Sarıyer forması giydi. Sakatlığı nedeniyle ülkesine döndü. )


- YANAY >< YATAY

( Bir nesnenin, düşey kesiti. | Katmanları gösteren kesit. >< ... )


- YANAZ ile ...

( Hiçbir şeyden memnun olmayan. )


- YANCI (OLMAK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< OYUNCU (OLMAK)


- YANDAŞ ile YOLDAŞ/TOVARİŞ[Rusça]


- YANGIN ile/ve/değil/||/<> DENETİMLİ/KONTROLLÜ YANGIN

( )


- YANGIN ile ÖRTÜ YANGINI


- YANGIN ile/ne yazık ki/||/<> PATLICAN YANGINI


- YANGININ/İLTİHABIN:
ÇOĞU ile/ve/||/<> AZI

( Yaşlandırır. İLE/VE/||/<> Kanser (olasılığını) artırır. )

( )


- YANİ ÖRNEĞİN" değil YANİ ya da ÖRNEĞİN


- YANİ ile/ve/değil/yerine/||/<> YA DA


- YANİ ile YANİ?


- YA'NÎ[Ar. < ANÂ] ile YÂNİ'[Ar.]

( Demek, şu demek. | Sözün kısası, doğrusu, senin anlayacağın. İLE Kıvama gelmiş, olmuş; pişkin. )


- YANIK DERECELERİNDE:
1 ile/> 2 ile/> 3

( Deride kızarıklık, ağrı, yanık bölgede ödem vardır. Yaklaşık 48 saatte iyileşir. [Güneş yanıkları] İLE/> Deride içi su dolu kabarcıklar vardır. Ağrılıdır. Derinin kendini yenilemesi ile kendi kendine iyileşir.[Haşlanmalar, alev yanığı] İLE/> Derinin tüm tabakaları etkilenmiştir. Özellikle de kaslar, sinirler ve damarlar üzerinde etkisi görülür. Beyaz ve kara yaradan siyah renge kadar aşamaları vardır. Sinirler zarar gördüğünden dolayı ağrı yoktur. )

( ile/> ile/> )


- YANIK VE SICAK ÇARPMALARINDA:
5 YAŞ ALTI ve/||/<> 65 YAŞ ÜSTÜ

( Yanık ciddiyetini etkileyen ve risk oluşturan yaşlardır. )

( [Sıcak çarpmasında risk öbekleri]
- Kalp ve tansiyon hastaları.
- Şeker ve kanser hastaları.
- Normal kilosunun çok altında ve çok üzerinde olanlar.
- Psikolojik ya da psikiyatrik rahatsızlığı olanlar.
- Böbrek hastaları.
- 65 yaş üzeri kişiler, 5 yaş altı çocuklar.
- Hamileler, sürekli ve bilinçsiz rejim uygulayanlar.
- Yeterli miktarda su içmeyenler. )

( [Sıcak Çarpmasından Korunmak İçin Alınması Gereken Önlemler]
- Özellikle şapka, güneş gözlüğü ve şemsiye gibi güneş ışığından koruyacak aksesuarlar kullanılmalıdır.
- Mevsim şartlarına uygun, terletmeyen, açık renkli ve hafif giysiler giyilmelidir.
- Bol miktarda sıvı tüketilmelidir.
- Gövde, temiz tutulmalıdır.
- Her öğünde yeteri miktarda gıda alınmalıdır.
- Gereksiz ve bilinçsiz ilaç kullanılmamalıdır.
- Doğrudan güneş ışığında kalınmamalıdır.
- Kapalı ortamların düzenli aralıklarla havalandırılmasına özen gösterilmelidir. )


- YANIK ile/ve/||/<>/> KÜL

( )


- YANIK" ile/değil/yerine/>< UYANIK (OLMAK)


- YANILGI ile/ve/<> YANILTI

( Yanılma durumu, yanlış davranış. | Bir sanatla, bir bilimle ilgili kuralların gereği gibi uygulanmayışından doğan sonuç. | Yanlışı doğru ya da doğruyu yanlış sanma. İLE/VE/<> Sonucu bakımından çok önemli olmayan yanlışlık. )


- YANILMA = HATA = ERROR[İng., Lat., İsp.] = ERREUR[Fr.] = IRRTUM[Alm.]


- YANILMA ile/ve/||/<> YAMULMA


- YANILMA ile/ve/değil/||/<> YANILSAMA


- YANILMA ile/ve/<>/>/< YARILMA


- YANILMAZ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< YANILABİLİR/LİK


- YANILMAZ/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YETERLİ/LİK


- YANILSAMA(İLÜZYON) ile/değil ZİHİNSEL(MENTAL)

( Yapılacak işlem/eylem, önceden söylenmez. İLE/DEĞİL Zihin/düşünce gücüyle gerçekleştirilecek olan, önceden söylenir/belirtilir. )


- YANILSAMA ile GERÇEKDIŞI


- YANILSAMA ile/ve HİPNOZ

( ILLUSION vs./and HYPNOSIS )


- YANILSAMA/İLÜZYON ile/ve/değil/||/<> HOLOGRAM


- YANILSAMA ile/ve/||/<> JASTROW YANILSAMASI


- YANILSAMA ile/ve/||/<>/> TUZAK


- YANILSAMADA/YANILTMADA:
"YERDEN KALDIRMA" ile/ve/||/<> "GÖRÜNÜŞTEN KALDIRMA" ile/ve/||/<> "ÜRETİM" ile/ve/||/<> "AKTARIM" ile/ve/||/<> "YER DEĞİŞTİRME" ile/ve/||/<> "İÇİNE GEÇİRME" ile/ve/||/<> "YENİDEN OLUŞTURMA" ile/ve/||/<> "KAÇIRMA/ÇIKARMA" ile/ve/||/<> "UZTAŞIMA" ile/ve/||/<> "ÖNGÖRÜ"

(

)

( LEVITATION vs./and/||/<> VANISH vs./and/||/<> PRODUCTION vs./and/||/<> TRANSFORMATION vs./and/||/<> TRANSPOSITION vs./and/||/<> PENETRATION vs./and/||/<> RESTORATION vs./and/||/<> ESCAPE vs./and/||/<> TELEPORTATION vs./and/||/<> PREDICTION )


- YANILTMACA ile YANILTMAÇ

( Yanıltmak için, yanıltacak yolda söz söyleme. | Başkasını yanıltmak için, doğru olmadığı bilinerek yapılan uslamlama ve çıkarsama. İLE Ötekini yanıltıp başka şey söylemesine yol açacak biçimde düzenlenmiş söz. )


- YANILTMAK ile/değil YANLIŞLAMAK


- YANINDA OLABİLEN ile/ve/değil/||/<>/> YARIN'DA OLABİLEN


- YANINDA OLMAK İSTİYORUM ile YANIMDA OLMANI İSTİYORUM ile YANYANA OLMAK İSTİYORUM


- YANINDA ile/ve/<>/< YAKININDA


- ... YANINDA ... ile/değil ... YANI SIRA ...


- YANIP KÜL (OLMAK)


- YANIŞ değil/yerine UYANIŞ


- Yanisiz KONUŞ!!!


- YANIT ile KARŞILIK

( ANSWER vs. EQUIVALENT/RESPONSE )


- YANITI OLAN ile/ve/değil/yerine SORUSU OLAN

( Yetişkin/ler. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Çocuk ve çocuksu yanını/zihnini sürdürebilen/ler. )

( [not] WHO HAS GOT ANSWER vs./and/but WHO HAS GOT QUESTION
WHO HAS GOT QUESTION instead of WHO HAS GOT ANSWER
[not] Adults. WITH/AND/BUT Children and who can continue to think childish.
Children and who can continue to think childish. INSTEAD OF Adults. )


- YANITLAMA ile/değil YENİLEME


- YANITLARI DİKKATE ALMAK ile/ve/değil/yerine SORULARI DİKKATE ALMAK


- YANIYORUM değil/yerine/>< UYANIYORUM


- Yanıt bulmak için DİNLE!!!


- Yanıt bulmak için SUS!!!


- YANKI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SELEN/SES

( AKSİSEDÂ, BİNT-ÜL-CEBEL[ )

( Yankı değil ses ol! )

( [not] ECHO vs./and/but/||/<>/< VOICE
VOICE instead of ECHO )


- YANKICA ile YANSICA

( Başka birinin kullandığı söz ya da tümceleri, anlamsız olarak yankı gibi yineleme. İLE Başkasının yaptığı devim ve davranışları, anlamsız olarak yineleme. )

( EKOLALİ[EKHO: Yankı. | LALEIN: Ses çıkarmak.] ile EKOPRAKSİ[EKHO: Yankı, yansı. | PRAKSIS: Eylem.] )


- YANKI(LANMA) ile YANSI(MA)

( TÛF ile ... )


- YANLAMAK ile/değil/yerine/>< ANLAMAK


- YANLI ile/ve/||/<> YANILGILI


- YANLIŞ ANLAMAK ile/ve/<> ÇARPITMAK


- YANLIŞ ANLAMAK ile/değil YANLIŞ ANLAMLANDIRMAK

( Dünya, çeşitliliği içinde zengindir, fakat sizin yabancılık ve korku duymanız yanlış anlama yüzündendir. )

( [not] TO UNDERSTAND WRONGLY vs./but WRONG MEANING
The world is rich in diversity, but your feeling strange and frightened is due to misapprehension. )


- YANLIŞ ANLAMIŞ OLMAK ile/değil ÜMİT ETMEK

( "Beni yanlış anlamışsın!" sözünün/durumlarının nedenleri daha çok ümit etmekten kaynaklanmaktadır! )


- YANLIŞ ANLA(ŞIL)MAK ile/ve/<>/değil BEKLENTİ


- YANLIŞ ANLAŞMA OLMUŞ/OLDU değil YANLIŞ ANLAŞILMA OLMUŞ/OLDU

( İsteşlik oluşturacak kadar aynı anda yanlış anlama söz konusu olamayacağından ve düşünceyi/durumu karşılayan sözcük/ek/kavram var ise, onu kullanmakla yükümlü olduğumuzu anımsayarak... )


- YANLIŞ ANLAŞMA değil YANLIŞ ANLAMA/ANLAŞILMA


- YANLIŞ ANLAŞMAZLIK değil YANLIŞ ANLAMA/ANLAŞILMA ya da ANLAŞMAZLIK


- YANLIŞ ANLATIM ile/değil KARŞILIK BULMAMA


- YANLIŞ ANLATIM ile/değil YETERSİZ ANLATIM


- YANLIŞ BULMAK/ARAMAK ile "YANLIŞ BULMAK"


- YANLIŞ BULMAK ile KATILMAMAK


- YANLIŞ/DOĞRU ile/değil KENDİNCE


- YANLIŞ DÜŞÜNMEK ile/değil FARKLI DÜŞÜNMEK

( [not] "THINKING WRONG" vs./but THINKING DIFFERENT )


- YANLIŞ İÇİN:
"OLSUN" değil OLSA DA ...


- YANLIŞ KİŞİ/LER:
ZAMAN KAYBI değil
DOĞRU KİŞİLERİ BULMA NEDENİ


- YANLIŞ/KÖTÜ/AŞIRI/ABARTILI KULLANILANLAR:
"SIKINTI YOK!" ve/<> "AYNEN" ve/<> "KESİNLİKLE" ve/<>
"HAYIRLISI" ve/<> "KISMET" ve/<> "TABİİ Kİ DE" ve/<>
"YAPILACAK BİR ŞEY YOK" ve/<> "BENCE DE"

( )

( )


- [ne yazık ki]
YANLIŞ OLANDAN, DOĞRUYU AYIRAMAMAK/AYIRAMAYAN ile/ve/<>
DOĞRU OLANDAN, YANLIŞI AYIRAMAMAK/AYIRAMAYAN


- YANLIŞ TANIMLAMA YOLUYLA HATA YAPMAYA BAĞIŞIKLIK'TA:
EYLEYENLİK DÜŞÜNCESİ ile/ve/||/<> SAHİPLİK DÜŞÜNCESİ ile/ve/||/<> TEKİLLİK DÜŞÜNCESİ ile/ve/||/<> ÖZELLİK DÜŞÜNCESİ


- YANLIŞ YAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> YALNIZ KALMAK


- YANLIŞ YERDE/ZAMANDA/KOŞULLARDA:
KALMAK değil/yerine KALKMAK


- YANLIŞ YORUMLAMA ile/ve/değil/<> ÇARPITMA

Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 49.818 başlık/FaRk ile birlikte,
49.818 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(190/201)