B ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 21.699 başlık/FaRk ile birlikte,
21.699 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(5/88)
- ALIŞMIŞ, KUDURMUŞTAN BETERDİR ile/ve/||/<> ALIŞMAMIŞ GÖTTE DON DURMAZ
- ALIŞ-VERİŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< VERİŞ-ALIŞ
( Veren, her zaman vermeye hazırdır. )
( Kendilerinde olanlar, verebilir. )
( Verirsin ve alırsın! Verirsen alırsın! Verdikçe alırsın! Ver/verebil ki, alabil! )
( Biriktiren biriktirmeye memur, harcayan harcamaya. Veren ise, hazineyi kullanma yetkisine sahiptir. )
( Verdiğine engel olabilecek, vermediğini de verebilecek kimse yoktur. )
( The giver is always ready to give. )
- ALİTERASYON[Fr.] ile ASONANS[Fr.]
( Sessiz harflerin tekrarlanmasıyla oluşan uyum. Ses yinelemesi. İLE Sesli harflerin tekrarlanmasıyla oluşan uyum. | Yarım uyak. )
- ALİYE RONA PARKI :
( Cumhuriyet Mahallesindedir. 499,05 m²'lik bir alan üzerindedir. 199,04 m²'lik yeşil alanı ve 97,56 m²'lik çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )
- ALJİN[Yun.] değil/yerine/= SU YOSUNLARINDAN ELDE EDİLEN NESNE
- ALKALİ METALLER ile/||/<> TOPRAK ALKALİ METALLER
( Alkali 1A grubu +1 yük, toprak alkali 2A grubu +2 yük )
( Formül: M → M⁺ + e⁻ (alkali) İLE M → M²⁺ + 2e⁻ (toprak alkali) )
- ALKAN İLE ALKEN İLE ALKİN İLE AREN ile/||/<> HİDROKARBON SINIFLARI
( Sırasıyla tekli, çiftli, üçlü bağlı doymuş/doymamış ve aromatik hidrokarbonlardır. )
( Formül: CₙH₂ₙ₊₂ İLE CₙH₂ₙ İLE CₙH₂ₙ₋₂ İLE C₆H₆ )
- ALKAN, FERİDUN. C. (RİZE, 1964) :
( Blau Weiss (Almanya)' dan transfer edildi ve 7 sezon Sarıyer'de kaldı. 165'i lig, 17'i Kupa, 2'i turnuva olarak 185 resmi ve 73' ü özel olmak üzere 257 maçta Sarıyer forması giydi. Lig maçlarında 9, Kupa maçlarında 1 ve özel maçlarda 16 olmak üzere takımı hesabına 27 gol kaydetti. 1 kez Genç Milli oldu. )
- ALKAN ile/||/<> ALKEN
( Alkan tekli bağ (doymuş) İLE alken çift bağ (doymamış) )
( Formül: C-C İLE C=C )
- ALKİL ile/||/<> ARİL
( Alkil doymuş hidrokarbon İLE aril aromatik gruptur )
( Formül: CH₃- İLE C₆H₅- )
- ALKIŞLAMAK ile/değil/yerine KABUL ETMEK
- ALKOL İLE ALDEHİT İLE KETON İLE KARBOKSİLİK ASİT İLE ESTER İLE AMİT ile/||/<> OKSİJENLİ ORGANİK BİLEŞİKLER
( Karbon-oksijen bağı içeren temel işlevsel gruplar ve aralarındaki ilişkiler. )
( Formül: R-OH → R-CHO → R-COOH )
- ALKOL ile/||/<> DAMITMA
( Alkolün damıtılması ve saflaştırılması )
( Razi tarafından 875 yılında keşfedildi/formüle edildi. (854-925) (Ülke: Rey) (Alan: kimya) (Önemli katkıları: Alkol damıtması, sülfürik asit, tıp ve kimya) )
- ALKOL ile/||/<> ETER
( Alkol -OH grubu içerir İLE eter R-O-R yapısındadır )
( Formül: R-OH (Alkol)\nR-O-R' (Eter)\nCnH₂n+₁OH (Genel alkol formülü) )
( Al-Razi tarafından 900 yılında keşfedildi/formüle edildi. (854-925) (Ülke: İslam Dünyası) (Alan: Tıp, Kimya) (Önemli katkıları: Tıp ansiklopedileri, alkol damıtma) )
- ALKOL ile STEROL[Fr.]
( ... İLE Hayvanlarda, bitkilerde ve D vitamininde bulunan, genellikle karbon atomlarından oluşan, alkol niteliğinde organik bir madde. )
- ALKOLİZM ile/||/<> ALKOLİK
( Alkol bağımlılığı İLE/||/<> Alkol bağımlısı. )
- ALLAH ALLAH ile ALLAH ALLAH ALLAH ile YA ALLAH ile ALİMALLAH ile İNŞAALLAH ile BİSMİLLAH ile EVVELALLAH ile MAAŞALLAH ile EYVALLAH ile FESUBHANALLAH ile HAY ALLAH
( Şaşırırsak. İLE İşe coşku ve heyecanla sarılınca. İLE İşin sonuna kadar gitmek istersek. İLE Azmedersek. İLE İşe başlamadan önce. İLE İşe başlarken. İLE Kendimize güvenirsek. İLE İşi başarıyla bitirince. İLE İşten vazgeçersek. İLE Canımızı sıkarlarsa. İLE Eğer işi başaramazsak. )
- ALLAH, ÇALÂP ile/ve ALLAAAAAAAAHHH
( Fark mahreçte(çıkış yeri). Yani Satır ile Sadır(göğüs)'dan söyleme. Bir sözün ağızın ucundan çıkması, herhangi birşey ya da çok da önemli olmadığı yaklaşımıyla seslendirme. İLE/VE İçten, derinden, yoğun, hissederek, yaşayarak düşünmek, duymak ve seslendirmek. )
( Bir adım senden, benliğinden çık, ikinci adım Allah. )
( Allah kişinin ufkunda değil, derunundadır. )
( Görünecek olsa ona bile tuzak kurar, kurdukları tuzağa da kendileri düşer. )
( Üzerine konuşulamayan (sözlerin yetmediği) hikmet. )
- ALLAH TAKSİMİ ile/ve/||/<> KUL TAKSİMİ
- ALLÂME ile FERİŞTAH
- ALLELOPATİ ile/||/<> İNTERFERANS
( Allelopati kimyasal inhibe, interferans fiziksel. )
( Formül: Toksik İLE direkt )
- ALLOPATRİC İLE SYMPATRİC İLE VİCARİANCE ile/||/<> DAĞILIM PATTERNLERİ
( Tür dağılım mekanizmaları. )
( Formül: Biogeographic realms )
- ALLOPATRİK İLE SİMPATRİK İLE PARAPATRİK ile/||/<> TÜRLEŞME MODELLERİ
( Yeni türlerin oluşum mekanizmaları. )
( Formül: Gen akışı: Allo < Para < Sim )
- ALLOPATRİK TÜRLEŞME ile/||/<> SİMPATRİK TÜRLEŞME
( Allopatrik coğrafi izolasyon, simpatrik aynı bölgede )
( Formül: Coğrafi bariyer (allopatrik) İLE poliplodi (simpatrik) )
- ALLOPATRİK ile/||/<> SİMPATRİK
( Allopatrik coğrafi izolasyon İLE simpatrik aynı bölgede türleşmedir )
( Formül: Ayrı İLE birlikte )
- ALLOPOLYPLOİDİ ile/||/<> AUTOPOLYPLOİDİ
( Allopolyploidi farklı türlerden kromozom setiyken İLE autopolyploidi aynı türden çoklu kromozom setidir )
( Formül: Hibrit speciation )
- ALLOSTERİK ENZİM ile/||/<> MİCHAELİAN ENZİM
( Allosterik sigmoidal kooperatif, Michaelian hiperbolik basit. )
( Formül: Hill n>1 İLE n=1 )
- ALLOSTERİK ile/||/<> KOMPETİTİF
( Allosterik başka yere bağlanma İLE kompetitif aynı yerde yarışma. )
( Formül: Konformasyon İLE yarışma )
- ALLOTROP ile/||/<> İZOMER
( Allotroplar aynı elementin farklı formları, izomerler aynı formülün farklı yapıları )
( Berzelius tarafından 1838 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1779-1848) (Ülke: İsveç) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Kimyasal semboller, kataliz) )
- ALMA MAZLUMUN AHINI ve/||/<>/> ÇIKAR AHESTE AHESTE
- ALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AŞMAK
- ALMAN BÜYÜKELÇİLİĞİ YAZLIĞI :
( Tarabya Yeniköy Caddesi üzerinde ve koyun Güneybatı tarafındadır. Elçilik yazlık binalarının bulunduğu alanda eskiden Sultan II. Selim'in (1566 - 1574) emri ile Sadrazam Sokulu Mehmet Paşa tarafından bir kasır yapılmış ve "Servi Çimenzari" ismi verilmiştir. Sultan II. Abdülmecid (1839 - 1861) bu kasırda kalmasına rağmen kasır yıktırılmıştır. Sultan II. Abdülhamid)1876 - 1909) yıktırılan kasrın yerini Almanlara verince Almanlar bu alan üzerine Elçiliklerinin yazlık binalarını yapmışlardır. )
- ALMAN BÜYÜKELÇİLİK YAZLIĞI :
( Tarabya plajı karşısındadır. 185 dönümlük bir koru içindedir. Zengin florası ile örnek bir koruluğa sahiptir. Üç bloktan oluşan yazlık binalar şale tipi ahşap bağdadi üslubunda 1887 yılında inşâ edildi. Bu koruluk içinde daha önceleri II, Mahmut'un kasrı bulunuyordu. Abdülmecit tarafından kasır yıktırıldı. Arazi daha sonraları II. Abdülhamit tarafından Alman İmparatorluğuna hediye edildi. Müştemilat binalarının yanında bir de küçük şapel ve mezarlık bulunmaktadır. Mezarlıkta Çanakkale ve II. Dünya savaşında ölen Alman askerleri için şehitlik var. Alman Mareşal Moltke'nin mezarı da buradadır. )
- ALMAN:
İDEALİZMİ ile ROMANTİZMİ
- ALMAN ŞEHİTLİĞİ :
( Almanya Büyükelçiliği Yazlık binalarının bahçesinde I. Dünya Savaşı ile II. Dünya Savaşında ölen Alman Subay ve askerleri için şehitlik yapılmıştır. Şehitlikte 265 Alman askeri gömülü bulunmaktadır. Alman Mareşal Goltz Paşa'da bu şehitlikte gömülüdür. )
- ALMANAK[İng. ALMANAC][Fr. < ALMANACH] değil/yerine/= YILLIK
- İLKOKUL FİŞLERİ:
ALMANYA'DA ile İNGİLTERE'DE ile JAPONYA'DA ile [ne yazık ki]
TÜRKİYE'DE
( Üretim ve yaşam, disiplinle başlar. İLE Geçmişini bilmeyen, geleceğini belirleyemez. İLE Yaşamak için üreteceksin. İLE Ali, ata bak! )
- ALNIN ile/ve/||/<>/> GÖĞSÜN
( Ak. İLE/VE/||/<>/> Pak. )
- ALNINI "KARIŞTIRMAK" ile/ve/||/<> ALNINI KARIŞLAMAK
- ALOFTALMİ[Fr.] ile ALOKİNEZİ[Fr.] ile ALOMETRİ[Fr.] ile ALOPATİ[Yun.] ile ALOPESİ[Fr.] ile ALOTROFİ[Fr.] ile ALOTROPİ[Yun.] ile ALOZOM[Fr.]
( Gözün iris renginin değişikliği kusuru. İLE Gövdenin bir örgenini hareket ettirmek isteyince, onun yerine karşı yandaki örgenin hareket etmesi biçiminde beliren hareket bozukluğu. İLE Bir örgenin, gövdenin bütününe oranla daha hızlı gelişmesi bozukluğu. İLE Sayrıya verilen ilacın, sağlam biri üzerinde denendiğinde, sayrılığın belirtilerine karşıt belirtiler göstermesi. İLE Kıl ve saçların yokluğu ya da dökülmesi, kellik. İLE Çeşitli gıdalarla beslenme olanağı. İLE Bir nesnenin hiçbir kimyasal değişikli yokken ayrı özellikler gösterebilmesi. İLE Erillik/dişillik belirlenmesindeki kromozom. )
- ALOGAMİ[Fr.] değil/yerine/= TOZLAŞMA/TOZLANMA
( Eril örgenlerdeki çiçek tozunun, rüzgâr ya da böceklerin aracılığıyla çiçeklerin tepeciğine konması, döllenme. | Polen tanelerinin rüzgâr, böcek, su gibi etkenlerle dişi üreme gözelerine ulaşması. | Sporlaşma. )
- ALONZO CHURCH ve/||/<> ALLEN TURING
- ALOPESİ/ALOPECIA[İng.] değil/yerine/= SAÇ YA DA KIL DÖKÜLMESİ | SAÇSIZLIK KELLİK
- ALP, AYCAN :
( Sarıyerli. Siyasete CHP de başladı ve 1994 - 1999 yerel seçimlerinde CHP listesinden hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve hem de Sarıyer Belediye Meclisine üye olarak seçildi. )
- ALP, CENGİZ DR. (ARGUVAN, 1957) :
( İlk ve Ortaokulu Ankara'da okudu. Atatürk Lisesi Parasız Devlet Okulundan mezun oldu. 1980'da Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. Malatya Arguvan Ermişlik Sağlık Ocağı tabibi olarak görev yaptı (1980 - 1981). İstanbul, Okmeydanı SSK Hastanesinde genel cerrahi ihtisası yaptı (1981 - 1985). Sarıyer'de 1983 yılından bu yana Özel Sarıyer Kliniği adı altında faaliyet gösteren kliniğin sahibi ve işletmecisidir. Ayrıca Özel Okmeydanı Hastanesinin sahibi ve işletmecisi olup; yiyecek, içecek ve sağlık sektöründe faaliyet gösteren çeşitli firmaların sahibidir. 1985 - 1999 yıllarında siyasetle ilgilendi ve SHP ve CHP İlçe Başkanlığı görevlerinde bulundu. 1991'de CHP den Milletvekili adayı oldu. 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde DSP den Sarıyer Belediye Başkanı Adayı oldu. )
- ALP, KAYA (İST. 1936) :
( Yeşildirek'ten transfer edildi (1959) Bir sezon tescilli kaldı ve Sarıyer'in 9 lig maçında forma giydi. )
- ALPASLAN İLKÖĞRETİM OKULU :
( Tarabya 51. İlkokul adıyla 1947/1948 ders yılında açılan okul 1961 ve 1981'de yeni ilavelerle büyütüldü. Okulun ismi de Alpaslan İlköğretim Okulu olarak değiştirildi. )
- ALPHA İLE BETA İLE GAMMA İLE NEUTRON ile/||/<> RADYASYON TÜRLERİ
( İyonlaştırıcı radyasyon çeşitleri. )
( Formül: α: 2p+2n )
- ALPHA İLE BETA İLE THETA İLE DELTA İLE GAMMA ile/||/<> BEYİN DALGALARI
( EEG frekans bantları. )
( Formül: f = 8-13 Hz (alpha) )
- ALPTEKİN, CEMAL ÜNAL PROF. DR. (MİLAS/SELİMİYE, 1950) :
( Büyükdere'de ikamet etmektedir. Milas Selimiye İlkokulu, Selçuk Ortaokulu ve Muğla Ticaret Lisesinden mezun oldu (1967). Yüksek öğrenimini İ.Ü. Orman Fakültesinde yaptı.1976 yılında Or. Gen. Müdürlüğü'nde mühendislik görevine başladı, Değişik bölgelerde görev yaptı. Askerlik görevini 1979 yılında tamamlayarak terhis oldu. Akademik hayatına İ. Ü. Orman Fakültesi Silvikültür Anabilim Dalı'nda asistan olarak başladı (1979). "Anadolu Karaçam'ının (Pinus nigra Arn. Ssp. Pallasina Lamb. Halmboe.) Coğrafik Varyasyonları" adlı doktora çalışması ile 1986 "Doktor", 1990 yılında Doçent unvanını aldı, 1998 yılında Profesör oldu. Yurtiçi ve yurtdışında araştırma ve incelemelerini sürdürdü. Panellere, sempozyumlara, kongre ve konferanslara katıldı. Rapor ve tebliğler sundu. Bilimsel rapor ve makaleleri değişik meslek yayınlarında yayımlandı. Silvikültür Anabilimdalı Başkanlığını, Süs Bitkileri Yetiştiriciliği Program Başkanlığını emekli olana kadar devam ettirdi. )
- ALPTÜRER, LÜTFÜ KÖKSAL (İST. 1938) :
( Sarıyerli, doktor. İlkokulu Kemerburgaz, Ortaokulu Sarıyer'de ve Liseyi Kabataş Lisesinde okudu. İ.Ü. Tıp Fakültesinden mezun oldu. Bolu Gerede'de hükümet Tabibi olarak görev yaptı. Haydarpaşa Numune Eğitim Hastanesinde ortopedi ve travmatoloji ihtisası yaptı. Sekiz yıl çeşitli hastanelerde çalıştıktan sonra Kocaeli Devlet Hastanesinde görev aldı ve Ortopedi ve Travmatoloji servisini kuranlardan biri oldu. 2003 yılında emekli oldu, Kocaeli'nde özel hastanelerde görev yapıyor. )
- ALT ÇENE DİŞLERİ ile/ve ÜST ÇENE DİŞLERİ
( ... İLE/VE Kökleri daha uzundur. [Yerçekimine karşı koymak üzere böyle olduğu biçiminde yorumlanmaktadır.] )
- ALT ÇENE ve ÜST ÇENE
( CÂM-I SÎM[gümüş kadeh][mecaz]: Sevgilinin çenesi. )
(
)
( ZEKAN[çoğ. ZÜKUN] )
( ZENAH/DÂN )
( LOWER JAW/MANDIBLE and UPPER JAW/MAXILLA )
- ALT DEĞİŞKE ile/ve ÜST DEĞİŞKE
- ALT GEZEGENLER ile/ve/||/<> ÜST GEZEGENLER
( Merkür ve Venüs. İLE/VE/||/<> Mars, Jüpiter, Satürn. )
- ALT HAVA YUVARI ile GÖZ YUVARI ile HAVA YUVARI ile ISI/SICAK YUVARI(MAGMA KATMANI) ile IŞIK YUVARI ile İYON YUVARI ile RENK YUVARI ile SU YUVARI ile TAŞ YUVARI ile YER YUVARI
( ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE Yer gazyuvarındaki atom ve moleküllerin, güneş ışınlarıyla iyonlaştığı, 80-400 km. yükseklikler arasındaki katman. İLE ... İLE 12 km. İLE 150 km. İLE ... İLE 5000 km. )
- ALTAŞ, RIFAT :
( Ekmekçi Rıfat olarak tanınır. Sarıyer'de bakkaldı ve Maden'de bir dönem muhtar olarak görev yaptı. )
- ALTAŞ, ZİHNİ (SARIYER, 1932 - 2005) :
( Yüksek Ticaret'ten mezun olduktan sonra İşletme İktisadı Enstitüsünde öğrenimini tamamladı. Sarıyer Spor Kulübü 2 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Sarıyer Yoksulları Koruma Yurdu'nda Başkanlık yaptı. Sarıyer Spor Kulübü Divan Kurulu üyesiydi. )
- ALTAY, FAHRETTİN (İŞKODRA, 1880 - 1974) :
( Kurtuluş Savaşı komutanı ve kahramanlarındandır. Asker ve politikacı olarak tanınır. Başkomutanlık Meydan Savaşı'nda Yunan Ordusunu kovalayarak İzmir'e giren ilk Türk süvarilerinin komutanıdır. 1880'de Arnavutluk'un İşkodra kentinde doğdu. 1902'de Harp Akademisini bitirdi. Dersim'de sekiz yıl görev yaptı. 1913'te İkinci Balkan Savaşı'nda Edirne'ye kadar ilerleyen Bulgar ordusunu püskürttü. I. Dünya Savaşı sırasında 3. Kolordu Kumandanı idi. Ulusal Kurtuluş Savaşı boyunca 12. Kolordu Komutanı olarak Delibaş İsyanı'nın bastırılmasında, 1. ve 2. İnönü Savaşları'nda ve Sakarya Savaşı'nda görev aldı. 1921'de Tümgeneralliğe terfi etti ve Süvari Grup Komutanı oldu. Kurtuluş Savaşı sonlarına doğru Uşak, Afyon ve Alaşehir çevresindeki çarpışmalarda zor görevleri üstlendi. Kaçan Yunan Ordusu İzmir'e kadar kovaladı ve bu nedenle Korgeneralliğe terfi etti. 1934'te I. Ordu Komutanlığına getirildi. Aynı yıl İran - Afganistan arasındaki sınır anlaşmazlığında hakemlik yaptı. I. Dönem TBMM' de Mersin milletvekiliydi ve aynı zamanda asker olması nedeni ile devamlı cephede idi. II. Dönem TBMM de yine Mersin Milletvekili olarak yer aldı. Askerlik ile Milletvekilliğinin birlikte yürütmesi mümkün olmadığından Atatürk'ün isteği ile meclisten ayrıldı ve orduda kaldı. 1945'te yaş haddinden emekli oldu. Demokrat Parti'nin kuruluş çalışmalarına katıldı. 1946 - 1950 yılları arasında DP. den Burdur Milletvekilliği yaptı. 1950'den sonra siyasi hayattan çekildi ve Emirgan'a yerleşti. "Altay" soyadı kendisi yurtdışında (İran'da bulunduğu) sırada Atatürk tarafından kendisine verildi. Türkiye İstiklal Muhaberatında Süvari Kolordusu Harekatı, İstiklal Harbimizde Süvari Kolordusu, İslam Dini ve On Yıl Savaşı ve Sonrası 1912 - 1922 adlarını taşıyan eserleri vardır. )
- ALTBİÇİMLİK -ile
( ALLOMORPHY )
- ALTERNATİF SPLİCİNG ile/||/<> POLİADENİLASYON
( Alternatif splicing çoklu mRNA İLE poliadenilasyon 3 kuyruk. )
( Formül: Multiple mRNAs İLE 3-prime processing )
- ALTERNATİF ile/ve/||/<> TEKABÜLİYET
- ALTERNATÖR ile/||/<> DİNAMO (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)
( Alternatör AC, dinamo DC üretir )
( Formül: AC jeneratör İLE DC jeneratör )
- ALTI NOKTA KÖRLER VAKFI :
( Reşit Paşa Altı Nokta Körler Vakfı mahalle içinde olup görme engellilere hizmet vermektedir. )
- ALTİMETRE[Fr.] değil/yerine/= YÜKSEKLİKÖLÇER
- ALTIN KÖKÜ ile BOYA KÖKÜ ile EĞİR KÖKÜ/OTU ile HELVACI KÖKÜ/ÇÖVEN ile MEYAN KÖKÜ ile EK KÖK ile SAÇAK KÖK ile YUMRU KÖK
( Güney Amerika'da yetişen, kusturucu niteliği olan bir kök, ipeka. İLE ... İLE Dere ve durgun su kenarlarında yetişen, 50-125 santimetre yüksekliğinde, çok yıllık ve otsu bir bitki, eğir kökü. İLE Kökü ve dalları, suyu sabun katılmış gibi köpürten, kir temizleyici bir bitki. İLE Fasulyegillerden, 30-60 santimetre yüksekliğinde, tüysü yapraklı, mavimsi, mor çiçekli, tatlı olan toprak altı bölümleri hekimlikte ve serinletici içeceklerin yapımında kullanılan, çok yıllık otsu bir bitki. İLE Sapın yanlarından çıkan ince kök. İLE Buğdayda olduğu gibi asıl kökün çevresindeki ek köklerin gelişmesiyle oluşan kök topluluğu. | Kök boğazının hemen alt kısmından başlayıp çok dallanmış olarak toprakta yüzeysel biçimde gelişen kök. İLE Patates, pancar, yer elması gibi yumru biçiminde olan kök. )
( CEPHAELIS IPECA CUANHA cum ... cum ACORUS CALAMUS cum SAPONARIA OFFICINALIS cum GLYCYRRHIZA GLABRA cum ... cum ... cum ... )
- ALTIN ORAN ve/<> FIBONACCI SAYILARI/DİZİSİ
( 1.6180339887 [φ = (1 + √5) / 2 = 1.6180339887498...] ve/<> 0, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144, 233, 377, 610, 987 ... [son iki sayının toplamı alınarak devam edilir] )
( Dizideki ardışık iki sayının oranı, sayılar büyüdükçe Altın Oran'a yaklaşır. )
( MİMARLIK ÜZERİNE ON KİTAP - VITRUVIUS[Marcus Vitruvius Pollio, M.Ö. 80 ile 15] )
( Altin_Oran.mp4 [1] | Altin_Oran2.mp4 [2] )
( )
( Wikipedia'da... http://tr.wikipedia.org/wiki/Altin_oran )
( Okuduğunuz Herşeye İnanmayın: Salyangoz Kabukları ve Fibonacci Sayıları
Kişiler, mucizelere inanmak ister. Yaşamın tamamının mucizelerle dolu olmasını isterler. Her şeyin birbirine kusursuz bir biçimde oturmasını, olaylar, olgular ve sistemlerde hiçbir pürüz olmamasını isterler. Bu, insan türünün beyin yapısı ve çalışma ilkeleri düşünüldüğünde anlaşılırdır. Fakat yine de tanıdığımız en karmaşık yapı olan beynimizin, bu kadar basit hatalara düşebildiği gerçeğini göz önünde bulundurarak, etrafımızı incelerken çok daha dikkatli ve gerçekçi olmamız gerekmektedir. Burada, yardımımıza bilimsel yöntem ve analiz metotları koşmaktadır. Çünkü kişiler, kendilerini kandırmaya açıktır. Duygularına hemencecik yenik düşerler, bu bakımdan zaafları vardır. Söylediğimiz gibi, her şeyin büyüleyici, her şeyin sıradışı, her şeyin olağanüstü, her şeyin masalsı olmasını isteriz. Ancak doğa kusurludur. Bu kusurları görmemezlikten gelerek bilim üretemeyiz. Çünkü kusurlara bakarak, hataları anlayarak, eksiklikleri fark ederek sistemlerin nasıl çalıştığını, nasıl çalışmaları gerektiğini, neden kusursuz olamayacaklarını anlarız. Hatta bu sayede onları geliştiririz, doğadakilerden daha başarılı sistemler üretebiliriz.
HP, Apple, Netscape Communications gibi birçok büyük teknoloji firmasında yazılım mühendisi olarak görev almış olan, aynı zamanda astronomi, biyoloji, matematik gibi alanlarda araştırmalar yürüten, teknoloji ve bilim yazarlığı yapan, bilimin yayılması için konuşmalara katılan Akkana Peck, deniz kabuklarının matematiği ile ilgili bir araştırma yazısı üzerinde çalışırken ilginç bir gerçekle karşılaşmış. Hikayeyi bilirsiniz: doğada kusursuz bir matematik olduğu, ayçiçeklerinden salyangoz kabuklarına, kol uzunluğumuzdan çeşitli kentlerin bulunduğu coğrafi lokasyonlara kadar her şeyin "özel bir matematik" dahilinde olduğu iddia edilir. Hatta kimi zaman üniversitelerin animasyon birimleri ve grafikerleri bile bunu öyle bir göstermektelerdir ki, sanki doğada hakikaten tüm canlıların uyduğu bir matematiksel/geometrik düzen varmış gibi bir algı yaratılır. Kolumuzun toplam uzunluğunun dirseğimizden parmak ucuna kadar olan uzunluğa oranının "altın oran"a uymak zorunda olduğunu sanarız. Deniz kabuklarının ve deniz minarelerinin gerçekten de Fibonacci sayılarına mükemmel biçimde uyduğunu sanar, ayçiçeği tohumlarının kusursuz bir matematiği takip ettiğine inanırız. Bunların hepsi koca bir hatadır. Akkana Peck bu gerçekle yüzleşmesini şöyle anlatıyor:
"Bir arkadaşımın üniversitedeki matematik dersine Fibonacci sayılarıyla ilgili bilgi vermek üzere davet edilmiştim. Daha lisedeyken Fibonacci sayıları üzerine araştırmalar yapmaya başlamıştım ve onların büyüyen bir şehrin güç istasyonlarını planlamada nasıl kullanıldığını incelemiştim. Tüm bunları o derste anlatacaktım, dolayısıyla araştırmalarımda bulduğum tüm görselleri bulmaya ihtiyacım vardı. Bilirsiniz, çam kozalaklarındaki, çiçeklerin yapraklarındaki, ağaçlardaki dallanmalardaki matematiksel oranları, Altın Oran'ı, Fibonacci/Altın Spiralini, vb. doğadaki matematiği gösteren görsellere ihtiyacım vardı. Örneğin bir Nautilus kabuğunun nasıl harika bir biçimde Fibonacci sayılarına uyduğunu göstermeyi istiyordum.
Çam kozalaklarını topladım, bazı fotoğraflar çektim, slaytlar hazırladım ve iş, altın orana uyan spiralleri göstermeye geldi. Ufak bir GIMP metni hazırlayarak bilgisayarımın otomatik olarak Fibonacci spiralini oluşturmasını sağladım. Sonrasında, bir odacıklı Nautilus fotoğrafı aramaya başladım. Amacım, bu spirale ne kadar kusursuz biçimde uyduğunu göstermekti. Sonunda Wikipedia'dan harika bir örnek buldum. GIMP içerisine yapıştırdım ve üzerine altın spirali çizdim. Sonrasında ise birbirine uydurmak üzere boyutlarla oynamaya başladım. İmkansızdı. Hiçbir biçimde spiral, kabuğun biçimine uymuyordu!
Ne kadar çabalarsam çabalayayım, hiçbir biçimde kabuk ile spirali uyduramadım. Ben de Google Images'ı kullanarak daha fazla kabuk fotoğrafı bulmaya çalıştım. Bulduğum hiçbir kabuk spirale uymuyordu! Hatta Fibonacci sarmalına yaklaşamıyordum bile!"
Akkana Peck, bu konuda yalnız değildir. Başlangıçta sözünü ettiğimiz düşünceler, halk arasına o kadar yerleşmiştir ki, bizim matematiğimizden doğan bazı oranların doğada halikulade bir biçimde olması gerektiğini sanarız. Evet, bu oranlar kabaca doğadaki organizmaların yapılarında rastlanabilir. Aslında bunda şaşılacak bir şey yoktur. Örneğin Fibonacci sayıları dediğiniz sayılar, kademeli olarak bir önceki toplama eklenerek artan sayılardır. Bir deniz minaresi kabuğu da, bir önceki zaman diliminde üretilen kabuk miktarının üzerine konarak arttığı için, elbette, ister istemez Fibonacci sayıları dediğimiz sayıya uyacaktır. Bir ayçiçeğinin tohumları, merkezden başlayıp etrafa yayılır. Altın spiral de, belirli bir merkezden başlayıp etrafa yayılan çizgilerden elde edilir. Dolayısıyla ikisinin birbirine uyması kaçınılmazdır. Bizler bu oranları tanımlarız. Bu oranlar, gökten inmezler. Eğer doğada, bu oranları tanımladığımız temele uyan bazı sistemler varsa, o sistemlerin sonucunda yine bu oranları görmemiz son derece anlaşılırdır. Hatta bu, kaçınılmaz bir sonuçtur.
Daha açık bir örneği şöyle verebiliriz: tüm sayı sistemleri etrafımızda kendini tekrar eden objeleri kategorize ederek gelişmiştir. 1, 2, 3 gibi sayılar, aslında kategorizasyon amacı taşır. Tek olan bir olguya "1" deriz. Kendini tekrar ediyorsa, bu sayıyı arttırırız. Sayılar böyle oluşmuştur. Tüm matematik, bunun üzerine inşa edilmiştir. Dolayısıyla matematiği, doğadaki sistemleri tanımlamak için, doğadaki sistemlere bakarak geliştirdik. Örneğin matematikteki "türev" denen işlem, "değişim miktarını" verir. Dolayısıyla etrafımızda düzenli olarak değişen şeylere bakıp, türev hesabına uymalarına şaşıramayız. Ancak nedense bu matematiksel unsurların adı "altın oran" ya da "Fibonacci sayıları" gibi daha havalı isimler olunca, sanki özel bir anlamları varmış zannedilir. Halbuki tıpkı türev, integral, vb. matematiksel hesaplamalar gibi, bu oranlar da doğaya bakarak inşa ettiğimiz sistemlerin ürünüdür. Doğadaki sistemlerde bu matematiksel izleri görmemizde şaşılacak bir taraf yoktur.
Ancak sorun bu da değildir. Sorun, doğada bu oranlara uyduğu iddia edilen birçok sistemin, daha fazla sayıda veriyle gözden geçirildiğinde, bu oranlara hiç de uymadığını görmemizdir. Örneğin spesifik bir kişinin omuz-kol uzunluğunu, dirsek-kol uzunluğuna böldüğünüzde 1.618'e çok yakın bir sayı elde edebilirsiniz belki, ki bu "altın oran" olarak bilinir. Ancak 100 kişinin kolunu ölçtüğünüzde, bu orandan ciddi anlamda sapma olduğunu görürsünüz. Belki ortalamaları gene altın orana yakın olacaktır; ki bu son derece anlaşılırdır, çünkü bu oranların doğa yasalarının tanımından kaynaklandığı düşünülmektedir. Örneğin kütleçekiminin bir cismin yerden yüksekliğine etkisinin, ağırlıkla sınırlandırılmış olmasından ötürü birçok uzunluğun altın orana uymak zorunda olduğu düşünülmektedir ve bu konuda araştırmalar sürmektedir. Altın oran, sonradan keşfedilen bir özellik değildir. Doğada var olan oranlardan çıkarılan bir özelliktir. Eğer ki etrafımızda altın orana uyan obje sayısı gerçekten çok fazlaysa, beynimizin de bu oranı daha hoş görecek biçimde evrimleşmesi kaçınılmaz bir sonuçtur.
Science News'te yayınlanan bir makalede deniz kabuklarının spiralleri ele alınmıştır. 1999 yılında emekli matematikçi Clement Falbo San Francisco'da bulunan Kaliforniya Bilim Akademisi'nde bir dizi Nautilus kabuğunun ölçümünü yaptı. Bulguları ilginçti: evet, kabuklar altın spiral gibi logaritmik bir seriyi takip ediyordu. Ancak kabukların oranı 1.24 ila 1.43 arasında değişiyordu. Ortalama oranları ise 1.33'e 1'di! Bu, 1.618 civarında olması beklenen altın orana yakın bile değildi!
Sonradan, 2002 yılında aynı sorunu John Sharp da fark etti. Ancak matematikçilerin bu bulgularına rağmen halk arasında halen bu oranların canlıların yapısını %100 yönettiği ve bu canlıların gövdelerinin bu oranlara %100 uyduğu gibi saplantılı bir sanrı bulunmaktadır. Sharp şöyle söylüyor:
"Bu yanlış iddiayla ilgili en ilgi çekici olan şey, ne kadar yaygın olduğudur. Hatta bu konuları daha iyi bilmeleri gereken matematikçiler bile bu hataya düşmektelerdir. İşte bu, neden geometrinin daha geniş olarak ve sıradan olmayan bir biçimde öğretilmesi gerektiğini göstermektedir. Sadece geometri de değil, biçimler ve oranların görsel estetiği de düzgün öğretilmelidir."
Burada son olarak şu sorun doğmaktadır: bir sayı, bir diğerine ne kadar yakın olursa, tamamen uyduğu söylenilebilir? Yukarıdaki sayılar arasındaki fark matematiksel olarak barizdir. Dolayısıyla 1.33 sayısını gidip de "1.618'e çok yakın, dolayısıyla bu canlılar altın orana uyuyor." dememiz olanaklı değildir. Daha önce de söylediğimiz gibi, spirallerin büyüme tipinden ötürü buna benzer bir orana uyması kaçınılmazdır. Eğer doğadaki bir sistemin, belirli bir orana uyduğunu iddia edeceksek, ondalık basamağından sonraki en az 2-3 adet değerin o orana birebir uymasını bekleriz. Örneğin pi sayısını kullanırken 3.14 olarak almak yeterlidir. Daha fazlası hesaba dikkate değer bir katkı sağlamaz (ancak dahasını eklerseniz hesabınızın isabetliliği artar). Daha azı ise kabul edilmez, çünkü çok yüksek hata payı demektir. Benzer biçimde, Dünya'nın yerçekim ivmesini 9.81 almak kabul edilebilirdir; ancak 10'a yuvarlamak ilkokul düzeyinde bir hesap yapılmıyorsa kabul edilemez. Benzer biçimde, bir sistemin altın orana uyduğu iddia ediliyorsa, o sistemden aldığınız oran en azından 1.62 civarında olmaldır ki genelde doğrudan 1.618'e uyması beklenir. Ancak 1.3 gibi bir sayının 1.618'e yakın olduğunu, dolayısıyla sistemin "altın orana kusursuz biçimde uyduğunu" söylemek akıl, bilim ve gerçek dışıdır. )
( ... VE/<> Fn = Fn-1 + Fn-2 )
( GOLDEN PROPORTION/RATIO/MEAN/SECTION and/<> FIBONACCI NUMBERS/SERIAL )
- ALTIN ORAN ile/ve/||/<> [LUDOLPH]Pİ SAYISI
( 1.6180339887 ile/ve/||/<> 3.14...~ )
- ALTIN ORAN ve/||/<>/> TEKRARLAYAN ALTIN ORAN
- ALTIN ORAN ve YAŞAMSALLIK
( GOLDEN PROPORTION/RATIO/MEAN/SECTION and VITALITY )
- ALTIN ile/ve/||/<>/> ZERRİN[Fars.]
( ... İLE/VE/||/<>/> Altından yapılmış olan. | Altın gibi sarı olan. | Parlak. | Fulya. )
- ALTINA SIÇMAK ile ALTINA SIÇMAK
( Dışkıyı tutamamak. İLE Altından yapılmış klozete/taşa dışkılamak. )
- ALTIN[Au] ile BAKIR[Cu]
( 118 Element Arasında Neden Altın Bu Kadar Değerli? )
( AURUM cum CUPRUM )
- ALTINDA KALMAK ile/değil/yerine/< ALTINDAN KALKMAK
- [daha önce] "ALTINI ÇİZMEK(/ÇİZDİKLERİMİZİN)" ile/ve/değil/yerine/sonra/||/<>/< ÜSTÜNÜ ÇİZMEK
- ALTINKUM DZ. K. ÖZEL EĞT. MRK. TESİSLERİ :
( Rumelikavak Mahallesinde Altınkum ile Karataş mevkii arasındadır. Tesis askeriyeye ait olup, herkese açık değildir. Tesis içinde oteli, restaurantı, plajı ve piknik alanı bulunmaktadır. Halka açık değildir. Özel Eğitim Komutanlığı emrindedir. )
- ALTINKUM PLAJI :
( Rumelikavağı sınırları içindedir. Batı tarafında Elmaskum Plajı kuzeydoğu tarafından Altınkum Özel Eğitim Merkezi Komutanlığı lojmanları ve plajı var. Adliye Nazırı (Adalet Bakanı) Necmeddin Molla (Necmettin Kocataş) Fransa seyahati sırasında Manş kıyısında bir plaj görür. Adı "Sable d'or" dur. İsmin Türkçe karşılığı Altınkum'dur. Necmeddin Molla Türkiye'ye dönünce, yerini uygun gördüğü yerin plaj olarak açılmasını sağladı. Adını da Altınkum Plajı koydu. Aslında yeri adı antik çağ ve Bizanslar döneminde Chrysorrhoas idi. Bu kelimenin karşılığı da "Altınsu" idi. 1927'de plaj açıldı. Halkın plaja ilgi göstermesini temin için Şirket - i Hayriye tarafından buraya bir vapur iskelesi yapıldı. Plajın işletilmesi bir Rus'a verildi. 1929'da plaj kabinleri yapıldı. Altınkum Plajı değişiklikleri ile birlikte hala işlevini devam ettiriyor. Her yaz binlerce insan plaj ve tesislerinden yararlanmakta olup, giriş ücretlidir. )
- ALTINKUM PLAJI :
( Boğaziçi'nin doğal plajlarından biridir. Sahilinin önü deniz arka kısmı ormanla kaplıdır. Garipçe Köye bağlı olup, Çalıburnunun batısında yer alan koyu temiz, berrak ve ılıman deniz suyu ile çok beğenilen bir yerdir. Her ne kadar sahipliyse de halka açık hizmet vermektedir. Eski Adliye Nazırı Necmeddin Molla (Kocataş)' nın teşviki ile tanzim edilen ve 1927'de açılışı yapılan plajın ilgi görmesi için buraya bir iskele yapıldı. Şierket - i Hayriye tarafından da gemi tahsis edilerek ücretsiz yolcu taşındı. II. Dünya Savaşı çıkınca plaj kapatıldı ise de yıllar sonra tekrar açıldı ve halka açık olarak hizmet vermektedir. Ne var ki eskiden iskelesi, gişesi ve kabinleri varken halen bunlardan mahrumdur. Büyük ilgi gören bu plaja Sarıyer'den deniz motorları, sandallar ve kayıklarla gelinmektedir. )
- ALTINKUM VAPUR İSKELESİ :
( Boğaziçi'nin büyük doğal plajlarından biridir. Eski Adliye Nazırı Necmeddin Molla (Kocataş) tarafından teşvik edilerek açılan 1927 yılında açılan Plaja halkın ilgi göstermesi için vapur iskelesi yaptırıldı, sonra da Şirket - i Hayriye tarafından ücretsiz yolcu taşıyan yolcu gemileri tahsis edildi. II. Dünya Savaşı sırasında plaj kapatıldı ve iskelede yıkılıp gitti. )
- ALTINKUM YOLCU GEMİSİ :
( 74 baca No.lu ve Şirket - i Hayriye İşletmesine ait bu gemi 1929'da İskoçya, Glasgow'da Fairfield Shipb. Cop. Tezgâhlarında yolcu vapuru olarak inşâ edildi. 415 gros, 215 net tonluktu. Teknesi çelik saçtandı. Uzunluğu 46 metre, genişliği 7.6 metre, su kesimi 2.9 metre idi. Fairfeld Sb, yapımı 580 beygir gücünde, 2 adet tripil (3 silindirli) buhar makinesi vardı ve çift uskurluydu. 10 mil hız yapabilen bu gemi yazın 975, kışın 886 yolcu alabiliyordu. 1961'de yenilendi. 1984'te hizmet dışı bırakıldı. )
- ALTINSOY, MUZAFFER (HATAY, 1945) :
( İ. Ü. Orman Fakültesinden Orman Mühendisi olarak mezun oldu. Orman Teşkilatında çeşitli görevlerde bulundu. Sarıyer'de Lise öğretmenliği yaptı ve Orman İşletmesinden emekli oldu. Siyasete DYP saflarında başladı ve 1992 - 1994, 1994 - 1999 ve 1999 - 2004 dönemlerinde Bahçeköy Belediye Başkanı seçildi. 1994 - 1999 döneminde partisinden istifa edip ANAP'a geçti. Bahçeköy Spor Kulübü Başkanı olarak da görev yaptı, sosyal ve sportif amaçlı pek çok dernekte üyedir. )
- ALTINTAŞ SUYU :
( Şifa Suyu mesiresinden Çırçır mesiresine giderken sağda ve kayalıklar arasından çıkan mükemmel bir suydu. Yol genişletme sırasında ortadan kaldırıldı. )
- ALTINTOP ile ALTINTOP
( Greyfurt. İLE İki çeneklilerden, uzun dikenli ve kürecikler hâlinde çiçekleri olan bir tür kaktüs. )
- ALTIPLANO ile LA PAZ
( ... İLE Bolivya'nın başkenti La Paz, Altiplano'dan 434 m. düşük rakımda kurulmuş olması nedeniyle, soğuk dağ rüzgârlarına karşı nispeten daha korunaklıdır. )
( ... İLE Güney Amerika'nın, güneşe en yakın kenti ve dünyanın en yüksek başkentidir. )
( ... İLE Yüksek rakım nedeniyle, La Paz'a giden turistler halsizlik çekmektelerdir.[La Paz'a gidip de, yükseltinin yarattığı hastalıktan dolayı ölen diplomatların gömüldüğü bir "Büyükelçi Mezarlığı" da varmış.] )
( ... İLE Deniz seviyesinden yükseklik, kentin bir bölümünde 4000 m.'ye yakın, öbür bölümünde ise 3200 m. kadar. Yani, aradaki fark yaklaşık 1 km. Bu yüzden, sıcaklık ve bitki örtüsünde olduğu kadar, ekonomik ve toplumsal etkinliklerde de büyük farklar görülüyor. Düşük gelirli ailelerin yaşadığı mahalleler ve sanayi bölgesi, yüksek kesimlerde; orta halli ailelerin yerleşim bölgeleri ise daha alçak olan kesimde yer alıyor. Ama arada ters bir orantı var. Zenginlik arttıkça, "aşağılar" tercih ediliyor. La Paz'da, "yukarıdakiler"in sayısı, "aşağıdakiler"den çok fazla. Yani yoksulluk, "zirve"ye ulaşmış durumda. )
- ALTRUİSM İLE KİN SELECTİON İLE RECİPROCAL ile/||/<> SOSYAL EVRİM
( İşbirliği evrimi. )
( Formül: Inclusive fitness )
- ALTUN, HASAN :
( Ticaretle uğraşıyordu. Rumelikavağı'nda iki dönem muhtarlık yaptı. )
- ALTUN, TOLGA (...) :
( Uşakspor'dan transfer edildi (2006/2007) bir sezon oynadıktan sonra ayrıldı. 2010/2011 sezonunda bu kez Beykoz'dan transfer edildi ve bir sezon daha lacivert beyazlı formayı giydi. İki sezonda Sarıyer'in 74 lig ve 15 özel maç olmak üzere 89 müsabakasında yer aldı ve lig maçlarında 7 özel maçlarda 2 olmak üzere takımına 9 gol kazandırdı. )
- ALTYAPI ile/ve/||/<> SÜREÇ
- ALÜMİNYUM ile/değil GALYUM
( ... İLE/DEĞİL Çok seyrek bulunan, alüminyumu andıran, yoğunluğu 5.9, atom ağırlığı 69.72 olan, 29.8 °C'de ergiyen öğe. [simgesi: Ga] )
- ALÜN[Fr.] değil/yerine/= ŞAP[Ar. < ŞABB]
- ALVEOLAR ile/||/<> BRONŞİAL
( Alveolar gaz değişimi İLE bronşial hava taşıma. )
( Formül: Exchange İLE conduction )
- AMA ÖYLE ile/ve/||/<>/> AMA BÖYLE
- AMA YİNE DE ... değil/yerine NEYSE Kİ ...
- AMÂ[Ar.] ile A'MÂ[Ar.] ile AMA[Ar.]
( Körlük, görmezlik, manevi körlük, bilgisizlik. | Yağmur bulutları. | Altında ve üstünde hava bulun(may)an bulut. İLE Kör. | Bilgisiz/cahil. İLE Bağlaç, fakat. )
- ... AMA ... ile/değil/yerine ... DOLAYISIYLA ...
- ÂMÂ ile KÖR
( Köre renk, sağıra ahenk olmaz! )
( DARÎR[çoğ. ADIRRÂ]: Doğuştan kör. )
- AMAÇ:
BİRLİK ve/<> BÜTÜNLÜK
- AMAÇ/HEDEF:
"DAĞIN DORUĞUNDA" değil DAĞIN ARDINDA
( Dorukta olursa gözünde büyür fakat ardında olursa o "zorlu süreç", aşılabilecek yola dönüşür dinleyen için. )
- KONU:
AMAÇ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM/INDA
( )
- AMAÇ ile/ve/||/<> AMAÇLILIK
( ... mit ZWECKMÄßIGKEIT )
- AMAÇ ve/||/<>/> BİLİM
( Anlam doğar. VE/||/<>~> Açıklama sunar. )
- AMAÇ ve/||/<>/> DEĞER
( PURPOSE and/||/<>/> VALUE )
- AMAÇ ile/ve/||/<> İŞLEV
( TELOS vs./and/||/<> ERGON )
- AMAÇ ile/ve/||/<>/> OLGUNLAŞMA/KEMÂL
- AMAÇ ile/ve/||/<>/>/< UMUT
- AMAÇ ile/ve/değil/||/<>/> YÖNELİM
- AMAÇ/AMACI ile/ve/değil/yerine/||/<> NEDEN/İ
- AMAÇLAMAK ile/ve/değil/||/<>/< YELTENMEK
- İLKE/LER:
AMAÇSAL ile/ve/||/<> SÜREÇSEL ile/ve/||/<> SONUÇSAL
- AMAM/ADOPTION MODEL FOR ANALYTICS MATURITY[İng.] değil/yerine/= ANALITİK OLGUNLUK BENIMSEME MODELİ
- AMARULA ile SARHOŞLUK
( Meyvesinde alkol oluşan/bulunan ağaç/meyve. )
( )
- AMATÖR değil/yerine/= ÖZENGEN/İSTEGEN
- AMATÖR/LÜK ile PROFESYONEL/LİK
( Genel kabul ile tanımlanan. )
( Sanatta, tam tersi! )
- AMAZON[Fr. < Lat.] ile AMAZON ["AMOZON" değil!]
( Savaşa katılan kadınlara eski çağların Amazonlarına benzetilerek verilen san. | Kadınların giydiği giysi. | Memesiz. İLE Güney Amerika'daki dünyanın en geniş ormanı ve ırmağının adı. )
- AMBAR ile SARPIN
( ... İLE Tahıl kuyusu, zahire ambarı. )
- AMBAR/ARABA ile KOÇU[Macarca < KOCSI]
( ... İLE Süslü bir tür gezme arabası. | Direkler üzerine, yüksekte kurulmuş tahıl/zahire ambarı. )
- AMBİDENTAT ile/||/<> KÖPRÜ LİGAND
( Ambidentat iki farklı atom SCN⁻, köprü iki metal μ-Cl. )
( Formül: Linkage İLE bridging )
- AMBİSYON[Fr.] değil/yerine/= ŞAN, ÜN, VARSILLIK DÜŞKÜNLÜĞÜ
- AMBOLALİ[Fr.] değil/yerine/= BİR KONUŞMA SIRASINDA SÖYLENİLENLERLE HİÇBİR BAĞLANTISI OLMAYAN SÖZCÜKLERİN SIK SIK ORTAYA ATILMASI SAYRILIĞI
- AMD/KAST ile/ne yazık ki ŞİBH-İ AMD/KAST/ŞİBH-ÜL-HATÂ
( Niyet, kasıt, karar. İLE Birini kasten öldürme.[âlât-ı cârihadan olmayan bir şeyle] )
- AMEL:
ADÂLET ve/değil/||/<>/> İSTİKÂMET
- AMELİYAT:
GÖVDEDE ile/ve/<> ZİHİNDE
( Uyutmak gerek. İLE/VE/<> Uyandırmak gerek. )
- AMELİYAT TABURU ÇEŞMESİ :
( Bahçeköy'de Kilyos Yolu üzerinde ve şimdilerde cami olan eski kilisenin önünde ve yol kenarındaydı (H. 1333, M. 1914). Bu çeşme eskiden de vardı. Fakat askeri birlik olan Ameliyat Taburu tarafından onarıldığı için bu ismi almıştır. Görüldüğü gibi kitabesinden de bu anlaşılmaktadır: Bahçeköy çeşmesi olmuşdu zaman ile harab/ Ameliyat Taburu eyledi ta'mire şitab (1333)". Bu çeşme Kilyos yolunun genişletilmesi sırasında ortadan kaldırıldı. )
- AMENAJMAN[Fr.] değil/yerine/= KESİLECEK AĞAÇLARIN BELİRLENMESİ
- AMENSALİZM[Fr.] ile/>< KOMENSALİZM
( Bi̇r bi̇tki̇ türünün aynı ortamdaki̇ başka bi̇r bi̇tki̇ türünden ötürü geli̇şememesi̇. Bir organizmanın ötekine zarar verip kendisinin etkilenmediği ilişki. İLE/>< Bir organizmanın yarar sağlayıp ötekinin etkilenmediği ilişki. )
- AMER[Fr.] değil/yerine/= ÇEŞİTLİ YAPRAK VE KABUKLARIYLA KOKULANDIRILMIŞ ACIMTIRAK BİR İÇECEK/İÇKİ
- AMERİKA ARMUDU(AVOKADO) ile ÇAKAL ARMUDU ile DAĞ ARMUDU ile HİNT ARMUDU
( Defnegillerden, Amerika'da yetişen bir ağaç. | Bu ağacın, armuda benzer yemişi. İLE ... İLE ... İLE ... )
( PERSEA GRATISSIMA cum ... cum ... cum ... )
( AVOCADO (PEAR) vs. ... vs. ... vs. ... )
- AMERİKA BADEMİ ile HİNT BADEMİ ile TAS BADEMİ
- AMERİKA ELMASI ile DAĞ ELMASI/YABANİ ELMA ile DEVE ELMASI ile FİL ELMASI ile KİRAZ ELMASI ile PAMUK ELMASI ile LÜBNAN ELMASI[TUFFÂH-İ LÜBNÂN] ile YER ELMASI/BADAT/TUFFÂH-ÜL-ARZ[Ar.]
- AMERİKA ÜZÜMÜ ile AYI ÜZÜMÜ ile BEKTAŞÎ ÜZÜMÜ ile ÇAVUŞ ÜZÜMÜ ile DENİZ ÜZÜMÜ ile KÖPEK ÜZÜMÜ ile KUŞ ÜZÜMÜ ile TİLKİ ÜZÜMÜ
- AMEZİT[Yun.] değil/yerine/= YAPRAKLI BİR MİNERAL
- AMFOTER ile/||/<> NÖTR
( Amfoter hem asit hem baz İLE nötr ne asit ne bazdır )
( Formül: Al(OH)₃ İLE H₂O )
- AMİDON[Fr.] değil/yerine/= NİŞASTA
- AMİGDALA ÇEKİRDEK ile/ve/||/<> PREFRONTAL KORTEKS
- AMİGDALA YOLU ile/ve/||/<> NEOKORTEKS YOLU
( Kısa ve hızlı. İLE/VE/||/<> Uzun ve yavaş. )
- AMİKSİ[Fr.] değil/yerine/= NORMAL MUKOZA SALGISININ YOKLUĞU
- ÂMİL/FAKTÖR değil/yerine/= ETMEN/ETKEN/NEDEN
- ÂMİL KUVVET ile/ve FAİL KUVVET
( Etken. İLE/VE Etkin. )
- AMİLAZ[Fr. < AMYLASE] ile/||/<> AMİLOZ[Fr.] ile/||/<> ENZİM[Fr. < ENZYME]
( Bir kimyasal tepkimeyi gerçekleştiren ve onu hızlandıran, çoğunlukla protein yapısında olan organik nesne. İLE/||/<> Nişastasının %20'sini oluşturan, boyanabilir nesne. | Dokuların özel bir nesneyle dolmasından ileri gelen sayrılık. İLE/||/<> Nişastayı parçalayarak şekere çeviren bir enzim. )
- AMİN[Fr. < AMONYAK] ile ÂMİN[Ar. < İbr.]
( Kimya terimi. [Amonyaktaki hidrojen yerine tek değerli hidrokarbonlu köklerin geçmesiyle oluşan ürünlerin genel adı.] İLE Dua. ["Allah kabul etsin" anlamında, duaların arasında ve sonunda kullanılır.] )
- AMİN ile/||/<> ARİLAMİN[Fr.]
( ... İLE/||/<> Anilin tipinde nükleer aromatik amin. )
- AMİNO ASİT İLE PEPTİT İLE POLİPEPTİT İLE PROTEİN ile/||/<> PROTEİN HİYERARŞİSİ
( Proteinlerin yapı taşlarından işlevsel moleküle kadar organizasyon seviyeleri. )
( Formül: R-CH(NH₂)-COOH )
- AMİNO ASİT ile PEPTİD
( Proteinlerin yapı taşları niteliğindeki organik asit. | Bir ya da birçok amin ve asit işlevi içeren bileşikler. İLE İki ya da daha çok amino asitten oluşan protein bileşiği. )
( AMİNO-[Fr.]: Organik bileşiklerde bir amin görevi bulunduğunu gösteren ön ek. )
( AMINO ACID vs. PEPTIDE )
- AMİP[Yun.] ile ÖGLENA[Fr.]
( Amipler takımından, gövdesinin biçim değiştirmesiyle oluşan geçici kollar ya da ayaklar üzerinde sürünerek yer değiştiren, tatlı ve tuzlu sularda yaşayan tek gözeli canlı. İLE Tatlı sularda yaşayan, kamçı biçimindeki uzantısı ile devinen, mekik biçimindeki tek gözeli canlı. | Botanikçilerin bitki, zoologların hayvan kabul ettiği canlı. )
- AMNEZİ/AMNESIA[İng.] değil/yerine/= BELLEK YİTIMİ
- AMNEZİ[Fr. < AMNESIE] ile PARAMNEZİ
( Bellek yitimi. İLE Bellek bozukluğu. )
- AMNİOTA ile/||/<> ANAMNİOTA
( Amniota amniyon zarı İLE anamniota yok. )
( Formül: Amniotic egg İLE aquatic )
- AMNİYON/AMNİYOS[Alm. < Yun. < AMNION/AMNIOS] değil/yerine/= DÖL KESESİ
( AMNİYOSKOPİ[Fr.]: Amniyos sıvısının incelenmesi. )
- AMNOFİL[Fr.] değil/yerine/= KUMDA YETİŞEN, KUMU SEVEN BİTKİ
- AMORF İLE KRİSTAL İLE KUASİKRİSTAL ile/||/<> KATI DÜZEN TÜRLERİ
( Atomik düzenleme seviyelerine göre katılar. )
( Formül: Penrose döşeme )
- AMORF POLİMER ile/||/<> KRİSTALİN POLİMER
( Amorf düzensiz saydam, kristalin düzenli opak. )
( Formül: PS İLE HDPE )
- AMPA İLE NMDA İLE KAİNATE ile/||/<> GLUTAMAT RESEPTÖRLERİ
( Farklı glutamat reseptör türleri. )
( Formül: Mg²⁺ blok (NMDA) )
- AMPELOGRAFİ[Fr.] değil/yerine/= ASMA BİLİM
- AMPER ile/||/<> YASASI
( Ampere yasası İLE elektrik akım birimi )
( André-Marie Ampère tarafından 1827 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1775-1836) (Ülke: Fransa) (Alan: Fizik, Matematik) (Önemli katkıları: Elektrodinamik, amper birimi) )
- AMPERE YASASI ile/||/<> FARADAY YASASI
( Ampere akımın manyetik alanı, Faraday değişen manyetik alanın elektromotor kuvveti )
( Formül: ∮B·dl = μ₀I İLE ε = -dΦ_B/dt )
( Michael Faraday tarafından 1831 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1791-1867) (Ülke: İngiltere) (Alan: Fizik, Kimya) (Önemli katkıları: Elektromanyetik indüksiyon, elektroliz) )
- AMPİRİK/EMPİRİK[İng. < EMPIRICAL] değil/yerine/= DENEYSEL/DENEYİMSEL, GÖRGÜL / DOLAYSIZCA
- AMPİRİK ile EMPİRİK
( İkisi de aynı anlamda fakat seslendirilişleri kişilerin yeğlemesine göre değişiyor. )
- AMQP/ADVANCED MESSAGE QUEUING PROTOCOL[İng.] değil/yerine/= İLERİ MESAJ DİZİSİ PROTOKOLÜ
- AMU ile/ve/= DALTON
( AMU ve DALTON aynı birimdir. )
( Nötron ve protonun kütleleri yaklaşık bir dalton'dur. [Bir elektronun kütlesi nötron ya da protonun kütlesinin 1/2.000'i kadar olduğu için, atomun toplam kütlesi hesaplanırken, bu miktar ihmal edilir.] )
( DALTON YASASI: Bir ideal gaz karışımının toplam basıncı, karışımı oluşturan gazların kısmî basınçlarının toplamına eşittir. )
- AMYOSTENİ[Fr.] değil/yerine/= ENERJİ YOKLUĞU[İSTENÇLİ/İRÂDÎ HAREKETLERDE]
- ÂN'!:
"KAYDETMEK" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< KAYBETMEK
- AN ile/ve/||/<>/> ANI
- TİN/AN ile/ve/||/<> ANLAK ile/ve/||/<> ANLIK ile/ve/||/<> US
( RUH ile/ve/||/<> ZEKÂ ile/ve/||/<> ZİHİN ile/ve/||/<> AKIL )
( Akıl;
* Sınır tayin eder;
* Kendine rakip kabul etmez;
* Buyurucudur )
( Akıl yönetimindeki zihin, düşünceyi verir. )
( Ayna güneşi çekmek için hiçbir şey yapamaz. O sadece parlaklığını koruyabilir. Zihin de hazır olur olmaz güneş onun içinde parlar. )
( Karmaşamız(teşevvüş), yalnızca zihnimizdedir. )
( Berrak bir zihin ve temiz bir kalp için çaba gösterin. )
( Duygu ve düşünceyi olağan koşullarda ayırd edemeyiz, ancak akıl bunu sağlar. )
( Zekâ, özgürlüğe açılan kapıdır ve uyanık dikkat, zekânın anasıdır. )
( Zekâ, bilme gücünün, zihindeki yansımasıdır. )
( Zekâ, doğruluk, Hürmüz'ün; cehalet, yalan ise Ehrimen'in sıfatlarıdır. )
( Our confusion is only in our mind.
Seek a clear mind and a clean heart. )
( ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> Türevsel bir yeti/meleke olarak müdrike. İLE/VE/||/<> Çıkarım yetisi/melekesi olarak akıl.[bkz. KANT] )
( GEIST mit/und/||/<> INTELLIGENZ mit/und/||/<> VERSTAND mit/und/||/<> VERNUNFT )
( RUH ile/ve/||/<> ZEKÂ ile/ve/||/<> ZİHİN ile/ve/||/<> AKIL )
( SOUL vs./and/||/<> INTELLIGENCE vs./and/||/<> MIND vs./and/||/<> REASON )
- ÂN ve/||/<>/> CÂN ve/||/<>/> CANÂN ve/||/<>/> CİHÂN
- ANA ÇELİŞKİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANA UC
- ANA KÖKENİ" değil KÖKENİ (ya da ANA NEDENİ)
- ANA KOL İLE KIRMIZI DEV İLE BEYAZ CÜCE ile/||/<> YILDIZ EVRİM AŞAMALARI
( Yıldızların yaşam döngüsü aşamaları. )
( Formül: M < 1.4 M☉ → Beyaz cüce )
- ANA KOL ile/||/<> DEV KOLU
( Ana kol H füzyonu dengede İLE dev kolu He füzyonu genişleme. )
( Formül: H→He İLE He→C )
- ANABELİAN GEOMETRY ile/||/<> CLASSİCAL GALOİS THEORY
( Anabelian geometry cebirsel eğrileri Galois grubuyla yeniden inşa ederken İLE classical Galois theory alan genişlemelerini inceler )
( Formül: Geometric fundamental group )
- ANABOLİK ile/||/<> ANABOLİZM[A] ile/||/<> ANABOLİZAN ile/||/<> ANAEROB[İK] ile/||/<> ANAEROP
( Özümsel/yapımsal. İLE/||/<> Özümleme/yapım. İLE/||/<> Dirimleyici. İLE/||/<> Oksijensiz [yaşayan], havacıl olmayan, havasız, oksijensiz. İLE/||/<> Hava sevmez. )
- ANABOLİZMA[Fr.] ve/||/<> ANABOLİZAN[Fr.]
( Özümleme işlemlerinin tümü. VE/||/<> Proteinlerin kolay sentezlenmesini sağlayıp aşırı parçalanmasını azaltarak özümlemeyi artıran nesne. )
- ANABOLİZMA ile/||/<> KATABOLİZMA
( Anabolizma yapım İLE katabolizma yıkım reaksiyonlarıdır )
( Formül: Protein sentezi İLE sindirim )
- DOĞUM/DOĞAN:
ANADAN ile/ve/<> EĞİTİMDEN ile/ve/<> KENDİNDEN
( Beşer/beden. İLE/VE/<> İnsan. İLE/VE/<> Adı anılan/anılmayan. )
- ANADOLU BİLGELİĞİ ve/> ANTİK MISIR ve/> ANADOLU BİLGELİĞİ
- ANADOLU MESLEK LİSESİ :
( Darüşşafaka Mahallesindeki Cumhuriyet Lisesi bünyesinde açılmış ve eğitim vermektedir. )
- ANADOLU NEOLİTİĞİ ile/||/<> MEZOPOTAMYA NEOLİTİĞİ
( Anadolu Neolitiği MÖ 9000'de yerleşik İLE Mezopotamya Neolitiği MÖ 8000'de gelişti. Anadolu kuru tarım İLE Mezopotamya sulama tarımı yaptı. Göbeklitepe Anadolu'nun İLE Mezopotamya'dan önce gelişmiş kültür merkezini gösterir. )
( Klaus Schmidt tarafından 1995 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1953-2014) (Ülke: Almanya) (Alan: Arkeoloji) (Önemli katkıları: Göbeklitepe'yi keşfetti ve kazılarını yönetti (1995-2014), Neolitik Devrim teorilerini değiştirdi, tapınak-yerleşim önceliği hipotezi) )
- ANADOLU SOKAK :
( Çayırbaşı Mahallesi sokaklarından biridir. 1950 ve 1960'lı yıllarda Çayırbaşı çok göç aldı ve yeni yeni sokaklar meydana geldi. Anadolu'dan göç edenlerin yoğun olarak iskan oldukları bu sokağa "Anadolu Sokak" adı verildi. )
- ANADOLU'DA:
HELVA "KARMAK/KARIŞTIRMAK" ile/ve/değil/||/<> HELVA BASMAK
- ANADROM[Yun.] değil/yerine/= YUMURTLAMAK İÇİN DENİZDEN IRMAKLARA GEÇİP YUKARI ÇIKAN BALIKLAR
- ANAFARTALAR İLKÖĞRETİM OKULU :
( Uskumruköy'de Arıköy Sitesi içinde Anafartalar İlköğretim okulu adı ile 2003'te açıldı. Etüd ve beslenme uygulamalı okuldur. )
- ANAFAZ ile/||/<> TELOFAZ
( Anafaz kromozom ayrılma İLE telofaz çekirdek reform. )
( Formül: Separasyon İLE reform )
- ANAGENEZ[< Yun. ANA: Yukarı. | GENEZ: Temel.] ile KLADOGENEZ[< Yun. CLADOS: Dal. | GENEZ: Temel.]
- ANAHTAR ile/ve ÜST BAŞLIK
- ANAKİKLİK/PALİNDROM ile AMBİGRAM
( Tersinden okununca da aynı anlamı veren sözcük ya da tümce. İLE Tersine çevirme. Sunulduğu biçimiyle okunabildiği gibi tam tersine çevrildiğinde de okunabilen görseller. )
( SANMA ŞAHIM | HERKESİ SEN | SÂDIKÂNE | YÂR OLUR
HERKESİ SEN | DOST MU SANDIN | BELKİ O | AĞYÂR OLUR
SÂDIKÂNE | BELKİ O | ÂLEMDE BİR | DİLDÂR OLUR
YÂR OLUR | AĞYÂR OLUR | DİLDÂR OLUR | SERDÂR OLUR
YAVUZ SULTAN SELÎM )
(
)
- ANAL ile/değil ALAN
- ANALİST[Fr./İng.] değil/yerine/= ÇÖZÜMLEYİCİ
- MANTIK:
| ANALİTİK APRIORI >< SENTETİK APRIORI | ile/ve/||/<>/> SENTETİK APOSTERIORI
( Mantık. İLE/VE/||/> Matematik. İLE/VE/||/<>/> Fizik. )
- ANALİTİK İLE ORGANİK İLE İNORGANİK İLE FİZİKOKİMYA ile/||/<> KİMYA DALLARI
( Kimyanın ana alanları. )
( Formül: Interdisipliner alan )
- ANALİTİK YARGI ile/ve SENTETİK YARGI
( A, A'dır. İLE/VE A, B'dir. )
- ANALİTİK ile/ve/||/<>/> SENTETİK
( İkili. İLE/VE/||/<>/> Üçlü. )
( [bilgiyi] Genişletmiyorsa. İLE/VE/||/<>/> Genişletiyorsa. )
( Apriori. İLE/VE/||/<>/> Aposteriori. )
- ANALİZ[İng.]/TAHLİL[Ar.] yerine ÇÖZÜMLEME/ÇÖZGÜ
- ANALİZ ile/||/<> SENTEZ
( Analiz parçalara ayırma İLE sentez birleştirme yöntemidir )
( Descartes tarafından 1637 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1596-1650) (Ülke: Fransa) (Alan: Felsefe, Matematik) (Önemli katkıları: Kartezyen koordinat sistemi, cogito ergo sum) )
- ANALİZÖR[Fr.] değil/yerine/= ANALİZ YAPAN ARAÇ YA DA ÖRGEN
- ANALOG İLE DİGİTAL İLE VARİATİONAL ile/||/<> KUANTUM SİMÜLASYON
( Kuantum sistemleri simüle etme. )
( Formül: H_sim ≈ H_target )
- ANALYTİC FUNCTİON ile/||/<> HARMONİC FUNCTİON
( Analytic kompleks türev, harmonic Laplace=0. )
( Formül: Complex differentiable İLE Δu=0 )
( Pierre-Simon Laplace tarafından 1799 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- ANALYTİCAL CHEMİSTRY ile/||/<> PREPARATİVE CHEMİSTRY
( Analytical chemistry bileşenlerin analiz ve ölçümünü yaparken İLE preparative chemistry büyük miktarda saflaştırma yapar )
( Formül: Quantitative analysis )
- [ne yazık ki]
!"ANAM, AVRADIM OLSUN" ve/||/<> !ANASINI SATAYIM
( Bu iki rezil lâf söylenmesin ve bu saçmalıkları duymayalım artık!!! )
- ÂNÂN[Fars. < ÂN] ile ANÂN[Ar. < ANÂNE] ile A'NÂN[Ar. < UNK]
( Onlar. İLE Bulutlar. İLE Ağacın ucu. | Ufuklar. )
- AN'ANÂT[Ar.] ile ANANAT ile ANÂNET[Ar.]
( Gelenekler, rivâyetler. İLE Üçlü çatal.[Dirgen/diren benzeri bir araç.] İLE Eşeysel güçsüzlük, iktidarsızlık. )
- ANÂNE[Ar.] ile AN'ANE[Ar. çoğ. AN'ANÂT]
( Bir bulut. İLE Gelenek, rivâyet. | Açıklamalar, tafsîlât. )
- ANÂSIR-I CÜRMİYE[Ar.] değil/yerine/= SUÇ ÖĞELERİ
- ANÂSIR-I ERBA'ANIN YEDİ TABAKASI
( * ATEŞ TABAKASI(TABAKA-İ NÂRİYYE)
* DUHANİYE TABAKASI(TABAKA-İ DUHÂNİYYE)
* ZEMHERİYYE TABAKASI(TABAKA-İ ZEMHERİYYE)
* BUHARİYYE TABAKASI(TABAKA-İ BUHÂRİYYE)
* SU TABAKASI(TABAKA-İ MÂİYYE)
* TİNİYYE TABAKASI(TABAKA-İ TİNİYYE)
* HÂLİS TOPRAK TABAKASI(TABAKA-İ HÂLİSE) )
- ANATOMİ ve ETİYOLOJİ ve PATOLOJİ
- ANATOMİ ile/||/<> FİZYOLOJİ
( + TIP )
( ANATOMY vs./||/<> PHYSIOLOGY )
- ANATOMİ ile HİSTOLOJİ ile İŞLEV/FONKSİYON
- ANATOMİ KARŞILAŞTIRMALI ANATOMİ
- ANAVASYA[Yun.] değil/yerine/= GÖÇMEN BALIKLARIN AKDENİZ'DEN KARADENİZ'E ÇIKMASI
- ANAVAŞYA[Yun.] >< KATAVAŞYA[Yun.]
( [göçücü balıkların, ...] Akdeniz'den, Karadeniz'e çıkması. >< Karadeniz'den, Akdeniz'e geçmesi[kışa doğru]. )
- ANAXIMANDER ile ANAXIMENES
- ANBAR[Fars.] değil/yerine/= AMBAR
- ANCA BERABER ile/ve/||/<>/> KANCA BERABER
- ANCA ile/değil ANCAK
- ANCAK ile/ve/||/<>/> ANCAK VE ANCAK
(
| Kavram | Açıklama | Örnek |
|---|---|---|
| Ancak |
- Daha genel bir koşul ya da sınırlamayı tanımlar. - Karşıtlık ya da sınırlama belirtmek için kullanılır. |
- "Sınavı geçebilirsin, ancak daha çok çalışman gerekiyor." - "Bu işi ancak deneyimli biri yapabilir." |
| Ancak ve Ancak |
- Kesinlik ve çift yönlü bir bağımlılığı tanımlar. - İki durumun birbirine bağlı olduğunu ve biri olmadan ötekinin gerçekleşemeyeceğini gösterir. |
- "Bir biçim, ancak ve ancak dört kenarı eşit ve açıları dikse karedir." - "Bu görev, ancak ve ancak herkes zamanında teslim ederse tamamlanır." |
- ANDERSON İLE MOTT İLE PEİERLS ile/||/<> FAZ GEÇİŞLERİ
( Farklı lokalizasyon ve geçiş mekanizmaları. )
( Formül: ξ ∝ |E - Ec|⁻ν )
- ANDIRIM ile/ve/||/<> BENZEŞİM
- ANDIRIM ile/ve/||/<> İMGELEM
- ANDREI KOLMOGOROV
( S = klogW )
- ANDROJEN[Fr.] değil/yerine/= BÖBREK ÜSTÜ BEZİ TARAFINDAN SALGILANAN ERİLLİK HORMONU
- ANDROJİNİ/HÜNSÂ(ERSELİK)/HERMAFRODİT/MİZVÂCE -ile
( Bir bireyde, hem erile, hem dişile özgü özelliklerin bulunması durumu. )
- ANDROLOJİ[Fr.] ile ANDROLOG[Fr.]
( Eril eşeysel örgenini incleyen bilim dalı. İLE Bu dalın uzmanı. )
- ANEMİ[Fr.] ile PERNİSİYÖZ ANEMİ
- ANEMİ ile/||/<> POLİSİTEMİ
( Kanda düşük seviyede hemoglobin ya da kırmızı kan gözesi bulunması./Kanda yeterli oranda sağlıklı kırmızı kan gözesi bulunmaması. İLE/||/<> Kanda yüksek seviyede kırmızı kan gözesi bulunması. )
- ANEMOFİLİ[Fr.] değil/yerine/= ANEMOGRAF[Yun.] değil/yerine/= ANEMOKOR[Fr.] değil/yerine/= ANEMOMETRE[Fr.] değil/yerine/= ANEMOSKOP[Fr.]
( Yel ile tozlaşan bitkilerin tozlaşma biçimi. İLE Yelin yönünü ve hızını kaydeden araç. İLE Yel ile dağılan tohumlar ve tohumlardan üreyen bitki. İLE Yel ölçer. İLE Yelin yönünü belirten araç. )
- ANEUPLOİD ile/||/<> POLYPLOİD
( Aneuploid kromozom eksik/fazla İLE polyploid katları. )
( Formül: Anormal İLE 3n İLE 4n )
- ANGAJE[Fr./İng < ENGAGE] değil/yerine/= BAĞLAMAK/BAĞLANMAK
- ANGAJMAN[Fr./İng. < ENGAGEMENT] değil/yerine/= BAĞLANTI/ÜSTLENME
- ANGARYA[Yun.] değil/yerine/= YÜKLENTİ
( Bir kimseye ya da bir topluluğa zorla ve ücretsiz yaptırılan iş. (Yasaktır! [Anayasa md. 17]) | Usandırıcı, bıktırıcı, zorla yapılan iş. | Maldan ya da hizmetten ücretsiz yararlanma. Kölelik düzeninde köylünün derebeyine zorunlu ücretsiz hizmeti. | Savaş durumundaki bir devletin, kendi karasularındaki yabancı bir devletin ticaret gemilerine el koyarak bunlardan yararlanması. | Olağanüstü durumlarda, devletin vatandaşlara ait taşıtlarına el koyması. )
- ANGULAR OVERLAP MODEL ile/||/<> KRİSTAL ALAN
( AOM ligand orbital overlap, CFT nokta yük. )
( Formül: Kovalent İLE iyonik )
- ANHİDROZ[Fr.] değil/yerine/= TER SALGISININ YOK OLMASI YA DA AZALMASI
- ÂN'I YAŞAMAK değil ÂN'IN FARKINDALIĞIYLA YAŞAMAK
( "Ân'ı, yaşamak" sözü, "anlık düşünmek, hareket etmek, günlük öteki işleri/durumları gözardı etmek, kenara koymak, askıya almak" ya da "keyfî, ben merkezci hareket etmek" olarak DEĞİL yaşamın, olay/olguların, çevrenin, kendinin/zihnin her durum ve sürecinde, farkındalıklı ve nitelikli yaşama çabası -iddiasında değil!- içinde olunması gerektiği, gerekenin, gerektiği koşullarda ve zamanda yerine getirilmesi gerektiği anlamına gelir. Ancak, bu biçimde, farkındalıklı düşünülür, eylemsel yaşanırsa, yaşamın içinde olunacağı, sorumluluk alarak, felsefî anlayış, bilimsel tutum ve sanatsal duyarlılık ile sağlanabilir. )
( "An'ı yaşamak" ya da "An'da yaşamak" deyimleri, eksik ya da yanlış kullanılmakta, algılanmaktadır ne yazık ki.
"An'ı yaşamak", gün boyunca yaptığın/yaşadığın biçimde, An'ı(nı) da farkındalıklı, verimli yaşamaya işaret etmek, dikkat çekmek üzere kullanılır/kullanılmalıdır. Bu algı ve yorumla, hem gün içinde yapılan/yaşanılan işlerdeki zorunlulukları/gereksinimleri yerine getirir gibi, An'ı da aynı zorunluluklar oranında yaşamayı, hem de An'ın yoğunluğundaki bilinci/ni, gün içindeki işlerde de devrede tutarak, verimli bir tam gün geçirmeyi anımsa(t)maya yöneliktir.
"An'da yaşamak" da aynı biçimde, günlük işlerdeki çokluk ve verimlilik gibi An'da da zamanı verimli kılacak, farkındalıklı bir tutum içinde yaşamayı anımsa(t)maya yöneliktir.
Yani...
"AN'I YAŞAMAK" değil AN'I, FARKINDALIKLI YAŞAMAK;
"AN'DA YAŞAMAK" değil AN'DA, VERİMLİ/ÜRETKEN YAŞAMAK'tır! )
- ANI ile/değil GÖZLEM
- ANİLİN[Fr.] değil/yerine/= YAPAY BOYA YAPIMINDA KULLANILAN ÇİVİT BİTKİSİNDEN YA DA TAŞKÖMÜRÜNDEN ELDE EDİLEN SIVI
- ANIMA MOTRIX ile/ve/||/<>/> VIS MOTRIX
- ANİMİZM ile/||/<> POLİTEİZM
( Animizm doğa güçlerine ruh atfı İLE politeizm çok tanrılı inanç sistemidir. Animizm avcı-toplayıcı İLE politeizm tarımsal toplumların inancıdır. Göbeklitepe hayvan sembolleri animizm İLE Çatalhöyük ana tanrıça figürleri politeizm geçişini gösterebilir. )
- ANIMSADIKLARIMIZ:
KOLAYLIKLA ile/ve/||/<>/> KOLAY OLMAYAN
- ANIMSAMA ile/ve/||/<>/> ANIMSAMA TEPESİ
( ... İLE/VE/||/<>/> 17-25 yaş arası. )
- ANIMSAMA ile/ve/||/<> HESABA KATMA
- ANIMSAMA ile/ve/||/<> ŞİMDİ\'YE/ŞU AN\'A GETİRME
- ANIMSAMA ile/ve/||/<> ZEIGARNIK ETKİSİ
( ... İLE/VE/||/<> Yarım kalmış, tamamlanmamış şeylerin aniden ve daha kolay bir biçimde anımsanabildiği savunulan etki.[< Bluma Zeigarnik - 1920] )
- ANIMSAMAK ile/ve/||/<>/> ÖĞRENMEK
( Günlük konuşmada kullandığımız ve düşüncemizdeki gibi gerçekleşmeyen öğrenme işlevi ve sürecinin, öğrenme çeşitlerini bilmenin de kaygının nedeni/kaynağı ve sürecinde, kaygı duygu-durum bozukluklarında, hem doğru tanımlamak, hem de tersine çevirmek üzere ne kadar işe yarayacağını anımsamak durumundayız.
Bilindiği üzere, psikoloji araştırma ve deneylerinde, hayvanlardan ve özellikle de çeşitli nedenlerden dolayı sıçanlardan da yararlanılır. Kişinin, zihinsel ve bu doğrultuda, davranışsal ve tutumsal çözümlemelerinde, anımsamanın ve öğrenmenin sürecini de sıçanlar üzerinden şöyle ilginç bir deneyle anla(t)ma olanağımız bulunuyor.
Anımsama ile Öğrenme arasındaki farkları değerlendirebileceğimiz en verimli örnek ve deney ise Su Labirenti'dir.[Water Mase]
Sıçanın, sıçrayarak dışarı çıkamayacağı, ancak yüzerek bir çıkışa ulaşabileceğini düşündüren, 50 - 60 cm. derinliğindeki ve birkaç metre çaptaki, görüş mesafesi sıfır olan, boyalı bir suyla dolu havuzu, yüzeyinde, dörde böldüğümüzü varsayalım.
Havuzun bir çeyreğinde bulunan ve su üzerinde, sıçanı, batmadan taşıyabilecek bir mantarın çaprazındaki bir noktadan da sıçanı havuza bıraktığımızda, havuzun tamamında, suyun içinde ve herhangi bir yerinde yüzerken mantarı keşfetmesi ve üzerine çıkması, sıçan için bir çıkış kapısı ve bir kayıt olarak yerini almıştır.
Sıçan, yine aynı havuzun bambaşka bir noktasından tekrar havuza bırakıldığında, aynı çeyrekte bulunan mantarın, birkaç saniye daha hızlı keşfedilmeye başlandığı gözlemlenmektedir. Bu süreç ve tekrar sayısı arttıkça, sıçan, havuzun neresinden suya bırakılırsa bırakılsın, sürenin kısalmasıyla ve doğrudan bulunduğu çeyreğe ve noktaya yüzme biçiminde bir sonuca ulaşmaktadır. Bu durum, sıçanın, mantarın bulunduğu çeyreği ve yeri, öğrenmiş olması değil anımsaması ile ifade edilmektedir.
İkinci aşamada, mantar, havuzun içinden alınır ve sıçan, tekrar farklı çeyreklerden havuza bırakılır. Hangi çeyrekten ve kaç kere suya bırakılırsa bırakılsın, doğrudan, mantarın bulunduğu aynı çeyreğe yüzmekte ve mantarın bulunduğu noktanın etrafında yüzmektedir. Bu daha kapsamlı durum, süreç ve sonuç ise öğrenme ile ifade edilmektedir.
Kaygının ortadan kaldırılması için bilginin yanı sıra, zihnin işleyişinin de bilinmesi, çok belirleyici ve kolaylaştırıcı bir katkı sağlamaktadır. )
(
| Konu | Açıklama |
|---|---|
| Morris Su Labirenti/Morris Water Mase |
Hayvanların öğrenme, bellek ve uzamsal becerilerini değerlendirmek için kullanılan bir davranışsal testtir. 1981 yılında Richard G. Morris tarafından geliştirilmiştir. Nörobilim ve davranışsal bilimler için standart bir araçtır ve özellikle mekânsal bellek ile ilgili beyin bölgelerinin [örneğin, hipokampus] işlevlerini anlamada önemli bir rol oynar. |
| Yapı |
- Büyük, dairesel bir su havuzu. - Havuzun içinde, su yüzeyinin hemen altında gizli bir platform. - Su bulanıktır, böylece platform görerek değil dokunarak bulunur. |
| Amaç |
- Hayvanın gizli platforma ulaşmasını sağlamak. - Mekânsal öğrenme ve belleği test etmek. |
| Kullanım Alanları |
- Mekânsal öğrenme ve belleği değerlendirmesi. - Nörolojik bozuklukların incelenmesi (ör. Alzheimer, stres). - İlaç etkilerinin test edilmesi. |
| Testin Çalışma Aşamaları |
Eğitim aşaması: Hayvan platformun yerini öğrenene kadar tankta birkaç kez test edilir. Test aşaması: Platform kaldırılır veya yeni bir yere yerleştirilir; hayvanın önceki bilgileri kullanma becerisi değerlendirilir. |
| Ölçülen Parametreler |
- Platforma ulaşma süresi. - İzlenen yolun uzunluğu. - Platform çevresinde geçirilen süre (platform kaldırıldığında). |
| Avantajlar |
- Öğrenme ve belleği niceliksel olarak değerlendirme olanağı sağlar. - Hayvanın doğal yüzme davranışlarını kullanır. |
| Dezavantajlar |
- Hayvanlar için suya maruz kalmak stres yaratabilir. - Uygun araçlar ve teknik bilgi gerektirir. - Görme engelli hayvanlar için uygun değildir. |
| Konu | Açıklama |
|---|---|
| Öğrenme ve Anımsama ile İlişkisi |
Morris su labirenti, mekânsal öğrenme ve uzun süreli belleği ölçmek için kullanılır. - Anımsama (Hafıza): Test aşamasında platform kaldırıldığında, hayvanın geçmiş deneyimlerini kullanarak platformun konumunu anımsama becerisi ölçülür. - Öğrenme Süreci: Hayvan, tekrar edilen denemelerle platformun yerini öğrenir ve bu süreç hipokampal işlevleri yansıtır. - Nörolojik Bozukluklar: Alzheimer, travmatik beyin hasarı gibi durumlarda öğrenme ve bellek bozulmaları bu test ile tespit edilebilir. |
| Depresyon ile İlişkisi |
Depresyon, öğrenme, bellek ve bilişsel süreçlerde bozulmalara neden olabilir. - Stres ve Depresyonun Etkileri: Kronik stres ve depresyon, hipokampus oylumunda azalmaya ve bellek-öğrenme işlevlerinde bozulmaya yol açar. - HPA Aksı ve Kortizol: Depresyonda artan kortizol düzeyleri hipokampal plastisiteyi olumsuz etkiler, bu da labirent performansının düşmesine neden olur. - Antidepresan Tedaviler: Antidepresanlar hipokampus üzerindeki nöroplastik etkileri yoluyla bellek ve öğrenmeyi iyileştirebilir. Bu, test performansının artmasıyla gözlenebilir. |
( Ahmet Çorak'ın Tezi (
.pdf olarak da buradan indirebilir ve okuyabilirsiniz...) | Ahmet Çorak'ın Sitesi )
- ANIMSAMAMAK / ANIMSANMAMASI GEREKENLER
ile/ve/değil/yerine/||/<>/>
ANIMSAMAK / ANIMSAMAMIZ GEREKENLER
( Yaşadığımız, "olumlu"/"olumsuz", "büyük"/"küçük" herşeyi, sürekli anımsasaydık, delirirdik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Bazen/çoğunlukla, bazı "olumlu"/"olumsuz", "büyük"/"küçük" bilgi ve deneyimleri, delirmemek, kendimizi kaybetmemek/korumak, korkmak/korkabilmek ve varoluşumuzun sürekliliği için anımsamamız/anımsayabilmemiz gerekir. )
- ANIMSA(T)MA ile/ve/||/<> ANIŞTIRMA
- ANİONİC POLİMERİZASYON ile/||/<> CATİONİC
( Anyonik elektron verici, katyonik elektron çekici. )
( Formül: BuLi İLE BF₃ )
- ANIT ÇINAR AĞACI :
( Bilezikçi Çiftliğinde ve Bahçeköy caddesine yakın bir yerdedir. Ağaç bin yaşın üzerinde çevresi 15 - 20 metre, gövdesi kovuk olup, kovuk kısmı bir salon kadar büyüktür, içinde 25 - 30 kişi girip oturabilmektedir. )
- ANJİOGENEZ İLE METASTAZ İLE EMT ile/||/<> KANSER SÜREÇLERİ
( Kanserin yayılma mekanizmaları. )
( Formül: VEGF → Anjiogenez )
- ANJİOGENEZ ile/||/<> VASKULOGENEZ
( Anjiogenez mevcut tan dal İLE vaskulogenez yeni oluşum. )
( Formül: Dal İLE de novo )
- ANKASTRE[Fr.] değil/yerine/= BİR OYUĞA, YUVAYA YERLEŞTİRİLMİŞ TESİSAT
- ANKİLOZ ile/||/<> ANKİLOZAN
( Kaynaşım. İLE/||/<> Kaynaşım yapan. )
- ANLADIĞIMIZI SANMAK ile/değil/yerine SANDIĞIMIZI ANLAMAK
- ANLADIĞINI SANMAK ile/ve/değil/||/<>/> BOĞMAK(MIŞ)
( Hiçbir ilişki ve süreç, tek taraflı değildir. Onun payı/hataları da ciddi bir orandadır. Tamamen senden dolayı değildir. Kendinde çok fazla "hata/suç/yanlış/yük" aramamak gerek. Pek kolay olamasa da "Bazen olur öyle" deyip geçebilmek, üstünde durmamak gerek... )
itibarı ile 21.699 başlık/FaRk ile birlikte,
21.699 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(5/88)
(1996'dan beri)