3'lü FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 3.544 başlık/FaRk ile birlikte,
3.544 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(14/16)
- TÂK ile/||/<> VETR ile/||/<> KAVS
( Kemer. İLE/||/<> Kiriş. İLE/||/<> Yay. )
- TÂKA[Ar.] ile TÂKA/TÂKAT[Ar. < TÂK] ile TAKA[Ar.]
( Kubbeli mahfe. | Pencere. İLE Güç, kuvvet. | Taklar. | Güçler, tâkatler. İLE Duvarın içindeki kapaksız dolap. | Doğu Karadeniz bölgesine özgü yelkenli bir tür kıyı teknesi. | Bozuk, zor çalışan ya da eski kara taşıtları için kullanılan bir söz. )
- TAKDİR ile/ve/||/<> TEBRİK ile/ve/||/<> TALTİF
- TAKÎ[Ar.] ile MUTTAKÎ[Ar.] ile MÜ'MİN[Ar.]
- TAKILMA ile/ve TIKANMA ile/ve TUTUKLUK | ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İKİLEM
- TAKIM ile EKİP ile TİM
- TAKINTI OBSESYON ile/ve/> SİNİRCE TAASSUB NEVROZ ile/ve/> ÇILDIRI/PSİKOZ
- TAKLİT ile/ve/||/<> AKTARIM ile/ve/||/<> KALIT/MİRAS
- TAKSİM ile/ve/||/<>/> TASNİF ile/ve/||/<>/> TAKDİM
( Böl[ümle]mek. İLE/VE/||/<>/> Sınıflandırmak. İLE/VE/||/<>/> Sunmak. )
- TAKSİM ile/ve/||/<>/> TASNİF ile/ve/||/<>/> TERTİP
( Tüm tasnifler, aklîdir. Çünkü, doğada, tasnif[sınıflandırma] diye bir şey yoktur/olmaz. )
- TALAK:
1 ile/ve/||/<>/> 2 ile/ve/||/<>/> 3
- [ne yazık ki]
TALEB-İ MAL ile/ve/||/<> TALEB-İ CAH ile/ve/||/<> TALEB-İ ALÂYİŞ-İ ZÂHİR
( Karıncanın ayak sesinden daha sessizce nefse musallat olan üç gizli şirk. )
- TALENT[Yun. TALANTON] ile/ve/> STATER
( 26 kg. İLE/VE/> Para birimi Talent'ten üç mina daha ağır yapılarak, aradaki fark ağırlık talenti'nin birimlerine paylaştırılmıştır. Bu birim stater'dir. [873,2 gram] ve eski sikkeye yani 'Didrahmi'ye denk sayılacak bir ağırlık birimidir, ayrıca askatları vardır. )
( Atina'da alışverişte kullanılan Talent 36,39 kilogramdı. Para birimi olarak ağırlığı ise 25,92 kilogramdı. Talanton'un altmışta biri de mİna'ydı.[436,60 gram]. )
- TALİH ile BAHT ile GÖNENMEK
- TÂLİK ile/ve/||/<> SÜLÜS(CELÎ) ile/ve/||/<> RİKÂ ile/ve/||/<> NESİH
( XIV. yy. sonlarında ve XV. yüzyıl başlarında, Anadolu'da. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> XIX. yüzyıl başlarında. İLE/VE/||/<> Kur'ân-ı Kerîm'de. )
- TÂLİK[Ar. TA'LİK < ALAK] ile TÂLİK[Ar. TA'LİK] ile TALİKA[Bulg. TALİGA < Mac.] ile TÂLİK'UT TÂLİK(ÂT)[Ar.]
( Asma, asılma. | Bir koşul ile bağlama, bir konuyu başka bir konuya bağlı kılma. | Belirli bir zamana bırakma, geciktirme, erteleme. İLE Îran'da XI. ve XII. yüzyılda tevkî ve rikā' yazılarından geliştirilmiş bir yazı çeşidi.[Türkçe'de nestâlik yazıya da tâlik denmiştir.] İLE Dört tekerlekli, üstü kapalı bir çeşit hafif at arabası. İLE Bir kitabın bazı yerlerini açıklamak ve eleştirmek amacıyla sayfa kenarlarına konan ya da ayrıca bir risâle biçiminde yazılan notlar. )
- TÂLİM MÜRŞİDİ ve TARİKAT MÜRŞİDİ ile/ve/değil/yerine/> SOHBET MÜRŞİDİ
( Mürşit, mürşitten kurtulmak içindir. )
- TAM İFADE/MESAJ ile/ve EKSİKLİ İFADE/MESAJ ile/ve META İFADE/MESAJ
( Gözlem. Düşünce. Duygu. İstek. Sınır/Sonuç. )
- TAMAS ile
( Karanlık, atalet, pasiflik. Kozmik Cevher'in oluşturduğu üç vasıftan(guna'lar) biri. (Rajas, Tamas, Sattva) )
- TAMİR ile TELÂFİ ile TASHİH[< SIHHAT]
- TAMLAMA ile TAMLAYAN ile TAMLANAN
( Bir adın, başka bir ad, adıl[zamir] ya da ön adla[sıfat] birlikte oluşturduğu sözcük öbeği, düzenleme[terkip]. İLE Tamlamalarda temel olan bir adın anlamını açıklayan ad, adıl[zamir] ya da adıl[sıfat], belirten. İLE Tamlamada anlamı belirtilen, açıklanan ad, belirtilen, mevsuf. )
( (SYNTACTIC) COMPOUND )
- TANE/ADET[Ar. < ADED] ile/ve/||/<> KAT ile/ve/||/<> KEZ/KERE[Ar. < KERRE]
( Nesnelerdeki niceliği/sayıyı gösterir. İLE/VE/||/<> Yukarı doğru yineleme/tekrar. İLE/VE/||/<> Eylemlerdeki niceliği/sayıyı ve yana doğru yinelemeyi/tekrarı gösterir. )
- TANGA KÜLOT ile SLIP KÜLOT ile G STRING
- TANGIR-TUNGUR ile TANGIRDAMA ile TANGIRTI
( ... İLE Nesnelerde/n kuru ve gürültülü ses çık(ar)ma. İLE Nesnelerden çıkan kuru ve gürültülü sesin adı. )
- TANGO ile FOKSTROT ile QUICK STEP
( 1880'lerde, Buenos Aires'in kenar mahallelerinde, hızlı tempolu, duyumsal ve kötü bir şöhrete sahip bir Arjantin dansı olan Milonga ile İspanyol Tangosu'nun kaynaşması sonucu ortaya çıkan Tango'nun, aynı zamanda, çok kıvrak bir Küba dansı olan "Habanera"dan da etkilendiği söylenir. Kökeninin, XV. yüzyıla kadar uzandığı düşünülen Tango'nun; Brezilya, Güney İspanya, Arjantin, Küba gibi coğrafyalarda, çeşitli biçimleri yaratılır. Bu dans türü, zamanla çeşitlendirilip çok karmaşık bir duruma getirilen adımlarla ileri yürüyüşler, dönüşler, çıkışlar, yön değiştirmeler, Habanera adımları[gövdenin hafifçe sallanması], gezintiler vb. birbirine karıştırılır.
İLE
XX. yüzyılın başlarında, Avrupa'da görülmeye başlanan ve asıl ününe I. Dünya Savaşı zamanlarında, Caz'ın gelişmesiyle ulaşmış olan Fokstrot, kısa hızlı ve uzun yavaş adımlar kullanılarak yapılan dört tempolu bir salon dansı olarak bilinir. Yıllar boyunca, Fokstrot'un değişik türlerinin ortaya çıkmasına karşın, aralarında en popüler olanları, Slow Fokstrot ve Quick Step'tir. Slow Fokstrot'ta, ani dönüşler ve hareketler olmadığından, dansçıların uzun çizgiler boyunca durmaksızın hareket durumunda olmalarını gerektiren güçlü bir denge gereklidir. Ayrıca, dansa ait her hareket için dansçıların sürekli kontrolü ellerinde bulundurmaları gerekir. Dolayısıyla, bu dans türü, öteki türlere kıyasla zor bir dans olarak kabul edilir.
İLE
1930'larda, İngiltere'de, hızlı ve popüler bir dans olan Fokstrot'un yerini alan Quick Step, dönüşler ve zıplamalar içeren, hareketli ve neşeli bir salon dansıdır. Üç farklı yaş grubuna sahip dansçılar için değişik tipleri geliştirilen bu dans türünde, genç dansçılar için oldukça neşeli ve hareketli, orta yaşlı dansçılar için biraz yavaşlatılmış, sakinleştirilmiş ve ileri yaş dansçılar için ise seçilmiş koreografilerden oluşan yavaş ve daha az hareketli koreografiler uygulanır. Ayrıca Quick Step'te, çok fazla hareket çeşidi olduğundan, standart danslar içinde, yaratıcılığa en açık olanı olarak kabul edilir. )
- TANI! ve/<> UYUMLU OL! ve/<> MUTLU YAŞA!
( RECOGNIZE! and/<> BE HARMONIOUS! and/<> LIVE HAPPY! )
- TANIDIĞIM (BİRİ) ile TANIYABİLDİĞİM (BİRİ) ile TANINABİLECEK (BİRİ)
- TANIKLIK ile/ve/||/<> İÇ TANIKLIK ile/ve/||/<> GELİŞTİRİCİ TANIKLIK
- TANIM ile/ve/=/||/<>/< ÜÇLEME
- [ne yazık ki]
SAVAŞ:
TANIMADIKLARIMIZLA ile/ve/||/<>/< TANIDIKLARIMIZLA ile/ve/||/<>/< KENDİNLE
- TANIŞIKLIK ve/||/> İLİŞKİ:
YÜZ YÜZE ve/<> YAN YANA ve/<> SIRT SIRTA
( İlişkiler, yüz yüze başlar, yan yana gelerek pekiştirilir, sırt sırta vererek devam ettirilir. )
- TANRI ile/||/<> EVREN ile/||/<> RUH
( Saltık ilke. İLE/|| Uyum/düzen. İLE/|| Bütünlük. )
( Zât. İLE/|| Sıfat. İLE/|| Ef'al/fiil. )
- TANRI ve/<> KELÂM ve/<> HAYAT
- TANRI'YI İDRAK ile/ve TANRI'YA İMAN ile/ve TANRI'YI FARK ETME
( Taabbüd/ibâdet ile. İLE/VE Düşünme/tefekkür ile. İLE/VE Dilde/zihinde tekrar, zikr ile. )
- TANSİYON ÖLÇÜMÜ'NDE:
SOL KOL değil SAĞ KOL değil BACAK
( Sol Kol'dan alınan değerler, Sağ Kol'a göre[doğru olan] 1'er derece daha yüksektir[sol kolun kalbe yakın olması nedeniyle]. )
- TANTANA[Ar.] ile/ve/||/<> TATAVA
ile/değil/yerine
TERÂNE[Fars.]
( Görkem. | Gürültü patırtı, kuru gürültü. | Gereksiz, boş söz. İLE/VE/||/<> Çok fazla söz. İLE/DEĞİL/YERİNE Ezgi, nağme, uyum, makam. | Dört dizeden oluşan, birinci, ikinci ve dördüncü dizeleri, birbiriyle uyaklı olan şiir. | Tekrarlana tekrarlana, usanç verici bir durum alan söz. )
- TAO-KIAO ile JU-KIAO ile ŞE-KIAO
- TAPMAK:
GENELLEME ve/ya da/<> İNDİRGEME ve/ya da/<> ÖZDEŞLEŞTİRME
- TARDION ile/ve FOTON/LUXON ile/ve TACHION
( Işık hızı altı. İLE/VE Işık hızı üstü/ötesi. )
- TARH ile TARH ile TARH
( Bahçelerde çiçek dikmeye ayrılmış yer. İLE Vergi koyma. İLE Çıkarma. )
- TARİF-İ LAFZÎ ile TARİF-İ İSMÎ ile TARİF-İ HAKİKÎ
- TARİH-FELSEFE İLİŞKİSİNDE:
I. AŞAMA ile/ve/<> II. AŞAMA ile/ve/<> III. AŞAMA
( Aristoteles - İbn Sînâ'cı aşama. İLE/VE/<> Fahrettin Râzî - İbn Haldun'cu aşama. İLE/VE/<> Kant - Dilthey aşaması. )
- TARİH ve/< DAYANAKÇA ve/< KAYNAK
- TARİHE DÜŞMEK ile/ve METAFİZİĞE KAÇMAK yerine/değil BİRLİĞE GETİRMEK
( Teşbihe düşmek. İLE/VE Tenzihe düşmek. YERİNE/DEĞİL Tevhide varmak. )
- TARİHE DÜŞMEK ile/ve/yerine/değil METAFİZİĞE KAÇMAK ile/ve/yerine/değil BİRLİĞE GETİRMEK
( Teşbihe düşmek. İLE/VE Tenzihe düşmek. YERİNE/DEĞİL Tevhide varmak. )
- TARİHİ PERSPEKTİF ile/ve MEDENİYET PERSPEKTİFİ ile/ve FELSEFE-BİLİM
- TARÎK ile/||/<> TARÎK-İ ÂMM ile/||/<> TARÎK-İ HÂS
( Yol. İLE/||/<> Geniş yol, cadde, genel yol, kamuya ait yol. İLE/||/<> Bir ya da birkaç eve mahsus çıkmaz sokak, özel yol. )
- TARİK-İ AHYÂR ile TARİK-İ EBRÂR ile TARİK-İ ŞUDDÂR
- TARIM "ÇAĞI"(/TOPLUMU/EKONOMİSİ) ile/ve/yerine/> SANAYİ "ÇAĞI"(/TOPLUMU/EKONOMİSİ) ile/ve/yerine/> BİLGİ "ÇAĞI"(/TOPLUMU/EKONOMİSİ)
( AGRICULTURAL "AGE"(/SOCIETY) vs./and/> INDUSTRIAL "AGE"(/SOCIETY) vs./and/> INFORMATION "AGE"(/SOCIETY) )
- TÂRİYE[Ar.] ile TA'RİYE[Ar.] ile TARİYY/TARİYYE[Ar.]
( Ansızın gelen belâ. İLE Soyma, soyulma, çıplaklaştırma. İLE Körpe, yaş, taze. | Yumuşak ekmek. )
- TAS[Ar.] ile TA'S[Ar.] ile TAŞ
( Su kabı. İLE Yok olma, kaybolma. İLE Ufak kaya parçası. )
- TAŞ ile TAŞIL/FOSİL[Fr.] ile TAŞÇIL
( ... İLE ... İLE Taşı andıran, taş gibi. | Taşlar ve kayalar üzerinde ya da taşlı topraklarda yetişen. )
- TAŞA-BAŞA-YAŞA OTURMAK değil/>< SAĞLIĞA UYGUN ZEMİNLERDE OTURMAK
( Yanlışı. >< Doğrusu. )
- TASARIMSAL AKIL ile İMGESEL AKIL ile DÜŞÜNSEL/ANALİTİK/İNDİRGEYİCİ AKIL
- TASAVVUF:
DENEYİM ve/<> ZEVK ve/<> İRFAN
- TASAVVUF MANZÛMESİ ve MESNEVÎ-İ ŞERİF ve SU KASÎDESİ
- TASAVVUR ile/ve MEVZÛ ile/ve MAKSAT
- TASAVVUR(KAVRAM) ile/ve/||/<> TASDİK(YARGI) ile/ve/||/<>/< İHTİYÂR ve İRÂDE
( Yargısız kavram. İLE/VE/||/<> Yargı ile birlikte bulunan kavram. Yargı/hüküm içermesi gereken kavram/tasavvur. İLE/VE/||/<>/< ... )
( Kavram. İLE/VE/||/<> Önerme + Çıkarım. İLE/VE/||/<>/< ... )
( NEDİR? - HANGİ? ile/ve/||/<> HEL - LİME ile/ve/||/<>/< ... )
( MA - EYYU ile/ve/||/<> -MIDIR? - NİÇİN? ile/ve/||/<>/< ... )
( - Felsefecilere(hukemaya) göre Tasavvur:
* Çıplak/salt/yargısız tasavvur[Tasavvur-ı sazic]
* Yargıyla birlikte bulunan tasavvur[Tasavvur mea hükm(in)]
- Kelâmcılara(mütekellime) göre Tasavvur:
Tasavvurat-ı Selâse + Hüküm = Kaziye = Tasdik )
- TASDİK:
ÜÇ TASAVVUR[İNTİKAŞ ile İRTİSAM ile İNTİBÂ] + HÜKÜM
- TASFİYE ile/ve/||/<> TAKDİS ile/ve/||/<> TEZKİYE
( Nefsi. İLE/VE/||/<> Kalbi. İLE/VE/||/<> Aklı. )
- TASFİYE ile/ve/||/<>/> TESFİYE ile/ve/||/<>/> TEZKİYE
( ( Nefsi. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> Aklı. ) )
- TASIMLAMA/KIYASLAMA ile/ve SÜREÇ-SONUÇ İLİŞKİSİ ile/ve EREĞE GÖRE
( Enine zaman. İLE/VE Boyuna zaman. İLE/VE Felsefe. )
( ARISTO ile/ve DESCARTES ile/ve ... )
( RATIO vs./and REASON vs./and INTELLECT/PHILOSOPHY )
- TAŞMA ile TAŞIM ile TAŞKIN
( Taşma durumu. | Akarsu yatağından çıkarak çevresini kaplama, su baskını. İLE Yemeğin, taşacak kadar kaynaması. İLE Taşmış bir durumda olan. | Su baskını, seylap, feyezan. | Aşırı. )
- TASNİF'UL ULÛM:
KELÂM ve/> FIKIH ve/> TASAVVUF
( "Tasnif'ul Ulûum" kitabında Tasavvuf: "İmanın meyvesi ve İslâm'ın neticesi."/"Hüve semeretül iman ve neticetü'l-İslâm" )
( CLASSIFICATION OF SCIENCES: ISLAMIC THEOLOGY and/> ISLAMIC JURISPRUDENCE and/> SUFISM )
( CLASSIFICATION OF SCIENCES: ISLAMIC THEOLOGY and/> ISLAMIC JURISPRUDENCE and/> SUFISM )
- TAT ile TAT ile Tat
( İran'lılara verilen bir ad. )
( Canlıların, besinlerdeki uçucu olmayan bileşikleri damak, boğaz ve dil yüzeyindeki mukoza noktaları aracılığıyla algıladığı duyum. | Tatlılık. | Hoşa giden durum, lezzet, zevk. İLE Dilsiz. İLE Türklerin egemen olduğu yerlerde yaşayan Arap ya da İran'lılar. | Hazar Denizi kıyısında, İran Azerbaycanı sınırında yaşayan, İran soyundan olan bir topluluğun adı. )
- TATBİKAT-I HUKUKİYE:
MUHTELİF MAHİYET ARZEDEN, EF'AL-İ BEŞERİYE ile/ve/||/<> HUSÛSÎ MAHİYET ARZEDEN, EF'AL-İ BEŞERİYE ile/ve/||/<> DİNÎ VE İCTİMÂÎ MAHİYET ARZEDEN, EF'AL-İ BEŞERİYE
- TATLI/RAFİNE(BEYAZ) ŞEKER/FRUKTOZ(MEYVE ŞEKERİ) => ŞİŞMANLIK ile/ve/<> SÜREĞEN YORGUNLUK
( ["Gerekli"/gereksiz] Tüm [olağan/yoğun/fazla] şekerli ürünler, [tatlılar ve hatta çoğu şekerli meyve], insülin direnç eşiğinin yükselmesine ve hızlı iniş çıkışlar nedeniyle [daha fazla/hızlı yeme isteği, yorgunluk ve dinlenme gereksinimi] kısır döngüsüne sokan bir süreci tetiklemektedir. Dolayısıyla, doğada pek yeri ve yararı olmayan tatlıya (ve "tutkusu"na), ihtiyârımızla[Hayır! diyebilme bilgi ve becerimizle] karşı/uzak durmamızı sağlamak ve sürdürmek durumundayızdır!
Her zaman için anımsanmalı ki...
Yediğimizden "kâr", yemediğimizden yarar elde ederiz! )
- TATMİN ve/||/<> İKNÂ ve/||/<> RIZÂ
- TAT-SAT ile ...
( Gerçek O'dur. Kutsal metin "Om, Tat Sat"dır. Onda Brahmanbu üç sözcüğün her biriyle tanımlanır. )
- TAVLA ile/ve/değil KENT/KENTLER
( DÜŞEŞ: 6-6 | ŞEŞBEŞ: 6-5 | ŞEŞCİHAR: 6-4 | ŞEŞÜSE: 6-3 | ŞEŞİDÜ: 6-2 | ŞEŞYEK: 6-1 )
( [Fars.] * ŞEŞ: 6[Altı]
* BEŞ: 5[Beş]
* CİHAR: 4[Dört]
* SE: 3[Üç]
* DÜ: 2[İki]
* YEK: 1[Bir] )
( [not] BACKGAMMON vs./and/but ... )
- TAY ile GÜRE
( Üç yaşına kadar olan at yavrusu. İLE Çiftleşmek isteyen kısrak ya da dişi eşek. | Bir yaşından, üç yaşına kadar olan tay. | Güçlü, dinç. | Çekingen, korkak, ürkek. )
- TEDBİR ve/||/<> İTİDAL ve/||/<> CESÂRET
- [ne yazık ki]
TEDBİRSİZ TEVEKKÜL ile/ve/||/<> İCRAATSIZ DUA ile/ve/||/<> SÜFLÎ İNZİVÂ
- TEFE ile KEFE[Ar. < KEFFE] ile KEFE
( Dokuma tezgâhında, tarağı tutan ağaç ya da metal parça. İLE Terazi gözlerinden her biri. İLE Atların tüylerini parlatmak için kullandığı bir araç türü. )
- TEFE ile TEFELİ ile TEFECİ
( Dokuma tezgâhında tarağı tutan ahşap ya da metal parça. İLE Sık dokunmuş bez. İLE El altından yüksek faizle ödünç para veren kişi, faizci, murabahacı. )
- TEFERRU'/ÂT[çoğ.][< FER] ile TEFERRUH[< FERAH] ile TEFERRUĞ[Ar. < FERAĞ]
( Dallanma, dal budak salıverme. | Bölümlere ayrılma. | Bir kökten çıkıp ayrılma. | Ayrıntı/lar. İLE Ferahlama, içi açılma. İLE Vazgeçme, cayma. | Bir işi bitirip ondan kurtulma. | Satın alınan bir malın tapusunu üstüne geçirme. )
- TEFERRÜS[Ar. < FERÂSET | çoğ. TEFERRÜSÂT] ile TEFERRÜŞ[Ar. < FERŞ] ile TEFERRÜZ[Ar. < İFRÂZ]
( Sezme, anlar gibi olma. İLE Yayılma, serilme. İLE Ayrılma. )
- TEFHÎM[Ar.] ile TEFHÎM[Ar. < FAHM] ile TEFHÎM[Ar. < FEHM | çoğ. TEFHÎMÂT]
( Kömürleştirme. İLE Büyük sayma, ta'zîm. | Bir harfi kalın okuma. İLE Anlatma/anlatılma, bildirme/bildirilme. )
- TE'FÎK[Ar. çoğ. TE'FÎKÂT] ile TEVFÎK[Ar.] ile TEVFÎK["TEYFÎK" değil!][Ar. < VEFK | çoğ. TEVFÎKAT]
( Yalan söyleme. | Yalan, iftira etme. İLE Elçilikle yollama. İLE Uydurma, uygunlaştırma. | Allah'ın yardımına kavuşma. | Bir kırılmada kırılan parçaları birbirine geçirme. | Tezat yapmadan, bir sözcüğün anımsattığı başka sözcükleri de aynı ibarede söyleme. )
- TEFSİR[< FESR] ile/ve/||/<> TEFSİL ile/ve/||/<> TE'VÎL[Ar. < MEAL] ile/ve/||/<> TERCÜME
( Olaylara bağlı yorum. | Kur'ân-ı Kerîm'in, anlam bakımından açıklaması. | Örtüyü açmak. İLE/VE/||/<> Yaramaz ve kötü/kem nesne. İLE/VE/||/<> Anlama bağlı yorum. | İlklemek, asla götürmek. | Sözü çevirme. İLE Çeviri. )
- TEGU/LAGARTO[İsp.] ile KIRMIZI TEGU ile ALTIN/SİYAH TEGU/KAPLAN KERTENKELE
( Teiidae ailesindeki bir kertenkele türüdür. İLE Batı Arjantin, Bolivya ve Paraguay'a özgü bir kertenkele. İLE Bir tegu türüdür. )
( SALVATOR MERIANAE cum TUPINAMBIS RUFESCENS cum TUPINAMBIS TUGUIXIN/TUPINAMBIS NIGROPUNCTATUS )
( TEGU vs. RED TEGU vs. GOLD TEGU )
- TEK İPLİK ile İKİ İPLİK ile ÜÇ İPLİK
- EV/MAĞAZA:
TEK KAPILI değil ÜÇ KAPILI
( Sibirya'da, her evin/mağazanın, üç kapısı bulunmaktadır. [Dışarıdan bir mekâna girdiklerinde, her kapı boşluğunda 10'ar saniye beklerler. -42 °C'den, +20 °C'ye girerken yaşanılan ısı farkının, gövde ve cilt üzerinde oluşturacağı olumsuz etkileri önlemek için alınan bir tedbirdir.] )
- TEK YÖN ile/ve/||/<> KARŞIT/TERS YÖN ile/ve/||/<> ÇOKLU YÖN
- TEK ile/ve/||/<>/> ÇİFT ile/ve/||/<>/> BİR
( [DÜŞÜNCEDE:] Yok edilebilir. İLE/VE/||/<>/> Yok edilemez. İLE/VE/||/<>/> Var eder, bireştirir/tevhîd ettirir. )
( ODD vs./and/||/<>/> EVEN vs./and/||/<>/> UNIQUE )
- TEK ile/ve/<>/değil İLK VE SON
( [not] UNIQUE vs./and/<>/but THE FIRST AND THE LAST )
- TEKÂSÜR[Ar. < KESRET] ile TEKÂSÜR[Ar. < KESR] ile TEKÂSÜL[Ar. < KESEL]
( Çoğalma.[bkz. TAADDÜD, TEKESSÜR] | Çok övünme. İLE [fiz.] Işınların sapıp kırılması, kırınım.[İng., Fr. DIFFRACTION] İLE Üşenme, tembellik; ilgisizlik. )
- TEKATTU'[Ar.] ile TEKATU'[Ar. < KAT] ile TEKATUR/TAKATTUR[Ar. < KATR, KUTUR, KATARÂN]["ka" uzun okunur]
( Bir sıtma nöbetinin düzenli aralıklara ayrılması. İLE Kesme, kesişme, çatışma. İki çizginin birbirini kesip geçmesi. İLE Damlama, damla damla dökülme. )
- TEKE ile TEKE ile TEKE
( Bir karides türü. İLE Eril keçi. İLE Tüylü devenin erkeği ile tek hörgüçlü dişi devenin geriye melezlenmesinden elde edilen bir tür deve. )
( ... ile MÂIZ )
- TEKİL < | TİKEL <> TÜMEL |
( Aydın Birey. < Kültür. VE||/<>/> Uygarlık. )
( Buradaki Tekil'lik, Tümel ile Tikel'in çelişik birliği olarak Aydın-Kişi'dır. )
( İnsanı, insana, < insanla, VE||/<>/> insanca anlatmak. )
- TEKİRDAĞ'DA:
RODOSÇUK ile/ve BANADOS ile/ve İNECİK
- TEKLİF ile/ve/değil/yerine/<> DAVET ile/ve/değil/yerine/<> DUYURU
( [not] PROPOSAL vs./and/but/<> INVITATION vs./and/but/<> ANNOUNCE/MENT
ANNOUNCE/MENT instead of INVITATION instead of PROPOSAL )
- TEKNE ile TEKNE ile TEKNE
( Türlü işlerde kullanılmak için çoğu ağaçtan ya da taştan yapılan, uzun ve geniş kap. | Sızdırabilir ya da sızdırmaz olarak yapılmış, levhaları bir parçadan oluşmuş, kulpları ve kulp delikleri bulunan, bir ya da iki kişi tarafından taşınabilir üstü açık bir ambalaj türü. | Ut, tambur vb. çalgılarının sesi yükselten oyuk ve şişkin parçası. İLE Bir tür küçük deniz taşıtı. Geminin omurga, kaburga ve kaplamadan oluşan temel bölümü. İLE Katmanlı kayaçların içeri doğru çukur, alçak bölümü, ineç, kemer karşıtı. | Bölge, havza. )
- TEKVİN/Î ile/ve TEKLİF/Î ile/ve TEDVÎN/Î
- TELEFONUN KAYBI ile CÜZDANIN KAYBI ile KENDİNİ KAYBETME
( 15 dakikada fark ediliyor. İLE 4 saatte fark ediliyor. İLE Farkında bile olunmuyor. )
- TELEK ile/||/<> TELEKE ile/||/<> TÜMEN/TÜĞMEN/TEPELİK
( Kuşların kanat ve kuyruk tüyü. İLE/||/<> Kanat teleklerinin uzun ve serti. İLE/||/<> Tavukların, horozların, kuzuların ya da koyunların tepesindeki top tüy kümesi.[Çankırı ve Kastamonu'da][Tüymenli, tüymenli civciv, tüymenli tavuk, tüymenli kuzu] | Bazı kuşların tepesinde bulunan uzunca tüy. | Tavuğun başındaki kabarık tüy. )
- TE'LÎF[Ar.] ile TERTÎB[Ar.] ile TANZÎM[Ar.]
- TELLİ SAZLAR ile/ve NEFESLİ SAZLAR ile/ve VURMALI SAZLAR
( Ud-i Kadîm, Tanbur-i Servinân, Kopuz-u Rûmî, Rebab, Şeştar, Mugni, Ceng, Kânun. İLE Zurna, Nefir, Ney, Irak Nâyı, Erganun, Mûsikar, Burgu. İLE Kâse, Bardak, Davul, Def, Darbuka, Kös, Nakkare, Zil. )
( Sultanların Rebab çaldırma isteği, Hitab-ı İlâhi'ye ulaşabilmek üzeredir. )
- TELMÎH ile/ve TENÂSÜB ile/ve SEBK-İ HİNDÎ
( ... İLE ... İLE XVII. yüzyılda, Divan şiirinde başlayan, karmaşık mazmunlara, imge oyunlarına, güç anlaşılır, alışılmadık benzetmelere dayanan, süslü bir anlatım biçimi. )
- TEMEL ile/ve/<>/> SÜREÇ ile/ve/<>/> (")SONUÇ(")
( Hiçbir nesne/kavram/olgu, taşıdığı/yansıttığı ada/olguya, kendine daha uygun bir ad/tanım bulunmasını olanaksızlaştıracak derecede bağlı değildir. )
( Süreci kavramadan, sonuçlar konuşulamaz!
Süreç düşünülmeden ve konuşulmadan, "sonuç"/lar konuşulamaz! )
( Sefer. İLE/VE/<>/> "Zafer". )
( Yargılama. İLE/VE/<>/> Yürütüm[infaz]. )
( Âlim ve âriflerin takibi, tutumu, ilgilendiği, odaklandığı, öncellediği. İLE/VE/<>/> Câhillerin, gençlerin, çocukların, toplumların, "güçlüler"in, yetersizlerin, eziklerin, kibirlilerin, kendini ya da başkalarını küçümseyenlerin, keyifçilerin, hazcıların, çıkarcıların, "avcı"ların, kozcuların, kumarbazların "tavrı", aradıkları, "öncelledikleri", saplandıkları, müşterisi ve bağımlısı oldukları. )
( Zihinleri/akılları devrede olanlar/tutanların ilgilendiği. İLE/VE/<>/> Duyguları ağır basanların duyarsızlığı/kayıtsızlığı. )
( Gerçekliklerle yüzleşebilenlerin ilgilendiği. İLE/VE/<>/> Beklenti(sin)de olanların uğraştığı/didiştiği. )
- TEMRÎ[Ar.] ile TEMRÎH[Ar.] ile TEMRÎR[Ar. < MÜRR]
( Hurma seven. İLE Hafifçe sürme, uğuşturma. İLE Acılık verme/verilme. )
- TENÂKUZ ile ZIT
( 3. şıkkın olanaksızlığı vardır. İLE 3. şıkkın olanaksızlığı yoktur. )
- TENEBBÜ'[Ar. < NÜBÜVVET] ile TENEBBÜ'[Ar. < NEBEÂN] ile TENEBBÜH[Ar. < NEBÂHAT]
( Peygamberlik iddiasına kalkışma. İLE Yerden kaynama. İLE Uyanma, uykudan kalkma. | Gafletten kurtulma, kendine gelme, aklını başına toplama. | Uyarım.[Fr. EXCITATION] )
- TENEFFU'[Ar. < NEF | çoğ. TENEFFUÂT] ile TENEFFUH[Ar. < NEFH] ile TENEFFUH[Ar.]
( Yararlanma. İLE Şişme, kabarma. | Urlanma. İLE Boş laflarla gururlanma. )
- TENEŞİR[Fars. < TENŞÜR] ile/ve/||/<> MUSALLA[Ar.] ile/ve/||/<> KATAFALK[Fr. < CATAFALQUE]
( Kırkından sonra azanı, teneşir paklar. )
( Üstünde ölü yıkanılan mermer/kerevet. İLE Namaz kılmaya yarayan, açık yer. | Camilerde, cenaze konulup önünde namaz kılınan yer. İLE Önünden geçilerek kendine saygı gösterilmek istenen ölünün tabutunun konulması için yapılmış yüksek yer. )
- TENFÎS[Ar. < NEFES | çoğ. TENFÎSÂT] ile TENFÎŞ[Ar. çoğ. TENFÎŞÂT] ile TENFÎZ[Ar. < NÜFUZ | çoğ. TENFÎZÂT]
( Soluklandırma/nefeslendirme, soluklandırılma. İLE Pamuk atma, yün ditme. İLE Hükmünü yürütme, nâfiz kılma. )
- TE'NÎS[Ar. < ÜNÛSET] ile TE'NÎS[Ar. < ÜNS] ile TEN'ÎŞ[Ar.]
( Bir sözcüğü, dişil kılma. İLE Alıştırma/alıştırılma, mûnis kılma. İLE Yukarı kaldırma. | Sürçüp düşen kişiye kalkması için dua etme. )
- TENKİS[Ar. < NÜKS] ile TENKÎS[Ar. < NOKSAN | çoğ. TENKÎSÂT] ile TENKİZ[Ar.]
( Başaşağı etme/edilme. | Boşaltma. İLE Azaltma, kısma, indirme, eksiltme/eksiltilme. İLE Kurtarma. )
- TENKİT[Ar. < NAKT] ile TENKİT[Ar.] ile TENKİD[Ar. < NAKD | çoğ. TENKİDÂT]
( Noktalama. | Tümce içinde, noktalamaları kullanma. İLE Temizleme, fenâsını atma. İLE Bir konuya özgü yazıyı ya da yapıtı, değer bakımından gözden geçirme, eleştirme. )
( ... vs. ... vs. CRITIQUE )
( ... avec ... avec CRITIQUE )
- TENZİH <> BERZAH <> TEŞBİH
( HEM, HEM DE | NE, NE DE )
- TEOLOJİ ile/ve/||/<>/> METAFİZİK ile/ve/||/<>/> POZİTİVİZM
- TEPEGÖZ ile TEPEGÖZ ile TEPEGÖZ
( Dar alınlı, gözleri saçlarının bittiği yere çok yakın görünen kişi. İLE Dikkatsizce, sağa sola çarparak yürüyen kişi. İLE Medine kurdunun ara konakçısı, tepegözlerin örnek türü olan küçük kabuklu. )
- TERBİYE(EĞİTİM) ile/ve/> TÂLİM(ÖĞRETİM/ALIŞTIRMA) ile/ve/> TE'DİB(EDEB)(DAVRANIŞ/TUTUM)
( Davranış-eylem. İLE/VE Düşünce-bilgi. VE/> Terkib. )
( Göze dayanır. İLE/VE Kulağa dayanır. VE/> Davranıştır. )
( İyi-kötü. İLE/VE Doğru-yanlış. VE/> Güzel. )
( Örnek gerektirir. İLE/VE Bilen/hoca gerektirir. VE/> "Kişi kendin bilmek", haddini bilmek gerektirir. )
( Her yerdedir. İLE/VE Belirli bir yerdedir. VE/> Her yer ve zamandadır. )
( Bütüncüldür. İLE/VE Sıradüzenseldir. VE/> Estetiktir. )
( Kalb-i selîm. İLE/VE Akl-ı selîm VE/> Zevk-i selîm. )
( TO TRAIN vs./and PRACTICE/EXERCISE/DRILL and/> MANNER
Behaviour-action. VS./AND Idea-knowledge. AND/> Compound.
Base on eye. VS./AND Base on ear. AND/> Behaviour.
Good-bad. VS./AND Right-wrong. AND/> Beautiful.
Needed example. VS./AND Needed teacher. AND/> To know the self.
Everywhere. VS./AND Define place. AND/> Everywhere and anytime.
Integral. VS./AND Hierarchical. AND/> Aesthetical. )
- TERBİYE ile/ve/||/<> TASFİYE ile/ve/||/<> TEZKİYE
- TERCİH ile/ve TERCİH-BİLÂ-MÜRACCAH
- TERHÎM[Ar. < RAHM, RAHUM, RAHÂMET] ile TERHÎM[Ar. < RAHMET, MERHAMET, RUHM/RUHUM | çoğ. TERHÎMÂT] ile TERHÎN[Ar. < REHN]
( Bir adı kısaltma. İLE "Allah, rahmet eylesin." sözünü söylemek. İLE Rehin olarak verme, emânet bırakma. )
- TERK-İ DÜNYA ve/<>/> TERK-İ UKBÂ ve/<>/> TERK-İ HESTÎ/TERK
( * TERK-İ DÜNYA (Budizm'deki Yansıması: NİRMANAKAYA)
* TERK-İ UKBÂ(Dünyayı terk etmenin vereceği mutluluğu terk)(Cenneti ve nimetlerini terk) "(B.Y.: DHARMAKAYA)"
* TERK-İ TERK(/HESTÎ)(Kendi varlığını terk edip Hakk'ta fâni olmak) "(B.Y: SAMBOGAKAYA)" )
- TERKİB[< RÜKÛB | çoğ. TERKÎBÂT] ve İHTİLÂT[< HALT] ile/ve/<> MİZÂC[< MEZC | çoğ. EMZİCE]
( | Birkaç şeyi birleştirip karışık bir şey oluşturma. VE Karışma, katışma. | Karşılaşıp görüşme. | İLE/VE/<> Bir şeyle karıştırılmış olan başka şey. | Huy, tabiat. )
- TERKİS[Ar. < RAKS] ile TERKİŞ[Ar. çoğ. TERKİŞÂT] ile TERKÎZ[Ar. < REKZ]
( Dans/raks ettirme, oynatma, oynatılma. İLE Sözcüğü süsleme, güzelleştirme. İLE Dikme, yere saplama, kurma. )
- TERSÂNE-İ ÂMİRE ile/ve/||/<> TOPHANE-İ ÂMİRE ile/ve/||/<> BARUTHANE-İ ÂMİRE
- TERSİNEMEZLİK/ENTROPİ ile KARGAŞA ile KANSER
( Doğada. | Nesnelerde. İLE Toplumda. İLE Biyolojide. )
- TERSİNEMEZLİK ve/||/<> KARANLIK ENERJİ ve/||/<> KARANLIK MADDE
- TEŞA'UL[< ŞU'L] ile TEŞA'UR[< ŞA'R] ile TEŞÂUR[< Şİ'R] ile TEŞÂVÜR[< ŞÛRÂ]
( Parlama, tutuşma. İLE Kıllanma, tüylenme. İLE Şâir tavrı takınma, şâirlik taslama. İLE Birbirine danışma. )
- TEŞBÎ'[Ar.] ile TEŞBÎH[Ar. < ŞİBH | çoğ. TEŞBÎHÂT] ile TEŞBÎR[Ar.]
( Karnını doyurma, karnı doyrulma. [İŞBÂ'(< ŞİB)] İLE Benzetme, benzetilme. İLE Karışlama, karışlanma. | Endâze vs. ile ölçme. )
- TESHÎL[Ar.] ile TESHÎL[Ar. < SEHL | çoğ. TESHÎLÂT] ile TESHÎR[Ar.]
( Öksürtme. İLE Kolaylaştırma. İLE Ele geçirme, zapt etme. | ... )
- TESLİMİYET ile/ve/||/<>/>/< TEVEKKÜL
ile/ve/||/<>/>/<
TEBESSÜM :)
( Denizde, kendini bırakırsan batmazsın. Kişiyi batıran, kendini bırakmaksızın çırpınmasıdır. )
- TESLİS[Ar.]/TRIAL/TRINITY[İng.]/TRIVIUM[Lat.]/TRIMURTI[Hintçe] değil/yerine/= ÜÇÜL
- TESLÎS ile TESDİS
( Üçleme. İLE Altışarlama. )
- TESLİS ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TEVHİD
- TEŞRÎH[Ar. < ŞERH | çoğ. TEŞRÎHÂT] ile TEŞRÎHÎ[Ar.] ile TEŞRÎ/Î(LEGISLATIVE)[Ar.]
( Açma, yayma, etraflıca şerh etme/edilme. | Dilim dilim, parça parça kesme. | Bir ölü gövdesini kesip parçalara ayırma. Otopsi. | Anatomi. | İskelet. İLE Anatomiye özgü, anatomiyle ilgili. İLE Yasa ile, yasa ile ilgili. )
- TESVİYE[< SEVÎ]:
TEK ŞEY ÜZERİNDE ile İKİ ŞEY ARASINDA ile ÇOK ŞEY ÜZERİNDE
( Doğrultma, kusursuz yapma, düzleme. İLE Hilâfa çözüm, iki ortağın rızâlaşması, dengeleme. İLE Düzenleme, dengeleme. )
- TETABBU'[Ar. < TETABBUÂT] ile TETÂBU'[Ar. < TEBA | çoğ. TETÂBUÂT] ile TETEBBU'[< TEBA | çoğ. TETEBBUÂT]
( Tabiatlanma. İLE Aralıksız, birbiri ardından gelme. İLE Bir şeyi etraflıca tetkik etme, mahiyetini anlamaya çalışma, kapsamlı inceleme, bir şey hakkında geniş bilgi edinme. )
- TETİKLE(N)ME" ile/ve "KÖRÜKLE(N)ME" ile/ve "YÜKSELME" ile/ve "HOŞLANMA"
- TEVÂCÜD ile/ve/sonra/||/<>/> TEVECCÜD[< VECD]
( | Kendine vecid dâvet etme, vecd içinde olabilmek için gayret sarfetme, vecdi talep etmek. İLE/VE/SONRA/||/<>/> Vecde gelme, hallenme, coşma. | Kendinden geçerek ilâhi aşka dalma. | Aşırı heyecan. | Kederlenme. )
- TEVÂZU'[Ar. < VAZ | çoğ. TEVÂZUÂT] ile TEVAZZU'[Ar.] ile TEVAZZUH/TAVAZZUH[Ar. < VUZÛH | çoğ. TETEBBUÂT]
( Alçakgönüllülük (gösterme). İLE Konulma, konuluş. İLE Açıklanma, açıklığa kavuşma, aydınlanma. )
- TEVBÎH ile TEKDÎR ile MUÂHEZE[< AHZ | çoğ. MUÂHEZÂT]
( Azarlama, paylama. | Memurlara uygulanan bir disiplin cezası. İLE Bulandırma. | Kederlendirme. | Azarlama. | Öğrenciye verilen ve siciline işlenen bir cezâ. İLE Azarlama, paylama, çıkışma, darılma. | Tenkîd. )
( ... İLE Tevbîhten daha ağırdır. )
( Nush ile uslanmayanı, etmeli tekdîr
Tekdîr ile uslanmayanın hakkı kötektir! )
- TEVEKKÜL ve/||/<>/> RIZÂ ve/||/<>/> SABIR
( Ulaşamadığına gösterdiğin. VE/||/<>/> Ulaştığına gösterdiğin. VE/||/<>/> Kaybettiğine gösterdiğin. )
- TEVHîD ve/||/<> TAKVÂ ve/||/<> TEZKİYE
- TEVHİD ve/=/||/<> YOGA ve/=/||/<> SYMBOLON
- TEVHİD-İ EF'AL ve TEVHİD-İ SIFAT ve TEVHİD-İ ZÂT
( FİİLLERİN BİRLİĞİ ve NİTELİKLERİN, BİLGİNİN BİRLİĞİ ve KENDİNİ DIŞLAŞTIRABİLME OLANAKLILIKLARI )
( İLKELERİ: HAYR ve DOĞRULUK/SIDDIKİYET ve GÜZELLİK/CEMÂL )
( A ve S ve K )
( AYN ve SİN ve KAF )
( KİŞİ )
( 3 NOKTA, ŞIN )
( HARF-İ MUKEDDÂ )
- TEVİL ile/ve ŞİİR ile/ve METAFİZİK
- TEVİL-İ GARİB ile TEVİL-İ BAİD ile TEVİL-İ MÜSTEBÂD
( Yakın yorum. İLE Uzak yorum. İLE Zoraki yorum. )
- TEVKÎD[Ar. < EKD] ile TEVKİD[Ar. çoğ. TEVKİDÂT] ile TEVKİT[Ar. < VAKT]
( Sağlamlaştırma. İLE Tutuşturup yakma. İLE Vakti, saati belirli kılma. )
- TEVSÎH[Ar. < VESAH] ile TEVŞÎ'[Ar.] ile TEVŞÎH[Ar. < VİŞÂH | çoğ. TEVŞÎHÂT]
( Kirletme. | Paslandırma. İLE Süsleme. İLE Süsleme, süslendirme. Süslü giysi giydirme. | Mukayyed kâfiye ile şiir yazma, çifte kâfiye. | Kur'ân-ı Kerîm'i, usûl, âdâb ve erkânı ile okuma. | Mevlîd bahirleri arasında, dînî ve tasavvufî mahiyette kasîde ve beste okuma. | Türk dînî müziğinde bir biçim.[Na't, tekkelerde ve başka yerlerde okunduğu halde, tevşîh denilenler, mevlîd ve mi'râciyye arasında tegannî edilir.] )
- SAV/TEZ ile/ve/||/<>/> | ÖNSAV/HİPOTEZ ile/ve/||/<>/> KARŞISAV/ANTİTEZ | ile/ve/||/<>/> BİREŞİM/SENTEZ
( Sav. İLE/VE/||/<>/> | Varsayım[ispatta geçici olarak kabul edilen doğrular][faraziye]. İLE/<> Karşı Sav. | İLE/VE/||/<>/> Bireşim. )
- TİARA ile ...
( Papalık'ın simgesi olan üç katlı taç. )
- TİKEL/LER ile/ve/||/<> NİTELİK/LER ile/ve/||/<> İLİŞKİ/LER
- TIKINMA! | IKINMA! | SIKILMA!
- TİN:
DUYARLILIK ile/ve/||/<> HAYAL GÜCÜ ile/ve/||/<> İRÂDE
- TIP:
İYİ ile/ve/||/<> ORTA ile/ve/||/<> KÖTÜ
( Önler. İLE/VE/||/<> Hastalık/sorun, belirmeden, yok eder. İLE/VE/||/<> Tedavi eder. )
- TIP:
ORTODOKS ile/ve/||/<>/< ÇİN ile/ve/||/<>/< HİNT(AYURVEDA)
- TIP TARİHİNDEKİ DÖNEMLER:
GİZEMCİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AKILCI ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YENİLİKÇİ
- TIRAK ile -TIRAK/TRAK[Fr. < TRAC] ile TRAKA[İt.] ile TRAKE[TRACHÉE < Lat. < Yun.] ile TRAKİT[Fr. TRACHYTE < Yun.] ile TRAKTÖR[Fr. TRACTEUR < Lat.] ile TRAKUNYA[Yun. DRANKONTION]
( Çarpan ya da kırılan bir şeyin çıkardığı tok ses. İLE Benzer/yaklaşık.[mavimsi / kırmızımsı vb.] | Oyuncunun sahneye çıkacağı sırada ya da oyun sırasında, kaygıya ve/ya da korkuya kapılması, rolünü unutması. İLE Yelkenli teknelerde bir mandar aracılığıyla çekilerek direğe çıkıp bakım ve onarım yapılan oturaklı sepet. İLE Soluk borusu. | Eklem bacaklılarda bulunan solunum kanalı. İLE Fazla miktarda feldispat, çok az kuvarz içeren, kırılınca pürüzlü bir yüzeye sâhip olan açık renkli volkan taşı. İLE Tekerlekleri arâzi ve sürülmüş tarla gibi yumuşak zeminde dönebilen/devinebilen, genellikle çift sürmede kullanılan, arkasına römork takılarak kamyon görevi gören motorlu taşıt. İLE Çarpan balık. )
- TİRE[Ar.] ile Tire[Ar.] ile TİRE[Fr. < TIRET]
( Dikişte kullanılan pamuk ipliği. | Pamuk ipliğinden yapılmış olan. İLE İzmir iline bağlı ilçelerden biri. İLE Kısa çizgi. | Uzun çizgi. )
( ... vs. ... vs. HYPEN )
- TİROİT[Fr./İng.] ile/ve/||/<> TİROKALSİTONİN[Fr./İng. < THYROCALCITONINE] ile/ve/||/<> TİROKSİN[Fr./İng. < THYROXINE]
( ... İLE/VE/||/<> Kalkan[tiroit] bezinden salgılanan, kandaki kalsiyumu azaltan hormon. İLE/VE/||/<> Tiroit hormonlarının ilk keşfedileni. )
- TIRTIL ile/değil/<>/> NİMFA ile/değil/<>/> KELEBEK
( Tırtılın, "son" dediği şeye, dünyanın geri kalanı, "kelebek" der. )
- TİSARANA ile ...
( Üç Sığınma Yeri.
1. Buda,
2. Dharma,
3. Sangha. )
- TO KNOW and TO DEFINE and TO UNDERSTAND
- TOHUM ve/||/<> MEYVE ve/||/<> ÇEKİRDEK/ÇİĞDEM[Ege'de]
- TOKAT ile Tokat ile !TOKAT
( ... İLE Karadeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri. İLE İnsana el içi ile vuruş. )
- TOKLU ile ÖVEÇ
( Bir yaşındaki eril kuzu/hamel. İLE İki, üç yaşındaki eril kuzu. )
(
ile ... )
( EL CORDERO con ... )
- TOLÜEN[Fr. < TOLUENE] ile KREZOL[Fr. < CRESOL]/LİZOL[Fr. < LYSOL]
( Madenkömürü katranında, benzinle birlikte bulunan, eritici ve leke çıkarıcı olarak kullanılan, yanabilir sıvı hidrokarbür. C7H8 İLE Tolüenden türeyen üç fenol izomerinden biri. )
- TOP ile TOPAK ile TOPARLAK
( Birçok spor oyununda kullanılan, türlü büyüklükte, genellikle kauçuktan yapılmış yuvarlak nesne. | Bazı araçlarda bulunan toparlağımsı parça. | Kumaş, kâğıt gibi şeylerin belirli miktardaki bağı. | Kumaş, kâğıt vb. şeylerin düzenli bir yığın durumuna getirilmiş bağı. | Yuvarlak biçimde olan, toparlak. | Tamamen, bütünüyle. | Gülle ya da şarapnel atan büyük, ateşli silah. İLE Yuvarlak biçimde olan nesne, toparlak. | Yufka açmak için avuç içinde yuvarlak bir biçim verilen hamur parçası. | Bu biçim verilmiş nesne. | Hayvanlarda, parmakların ardında topuğu andıran çıkıntı. | Şişe ya da kadeh. İLE Top cephanesi taşıyan araba. | Top biçiminde olan, yuvarlak, kürevi. )
- TOPKAPI SARAYI'NDA:
ALAY MEYDANI ile/ve/||/<>/> BÂB-I ÂLÎ ile/ve/||/<>/> BÂB-I HÜMÂYÜN ile/ve/||/<>/> BÂB-I SELÂM ile/ve/||/<>/> BÂB-I SAADE
( Topkapı Sarayı'nın ilk bahçesi. İLE/VE/||/<>/> Yüksek kapı. | Sadrazamlık. [Osmanlı hükümeti XVIII. yüzyıldan itibaren bu adı almıştır.] İLE/VE/||/<>/> Topkapı Sarayı'nın yazılarla süslü ilk büyük kapısı. Saltanat kapısı. İLE/VE/||/<>/> Topkapı Sarayı'nda Fatih Sultam Mehmet'in yaptırdığı tuğralı ikinci kapı. Orta kapı adıyla tanınır. İLE/VE/||/<>/> Topkapı sarayı'nın üçüncü kapısı. [Harem ve taht kapısı olarak da bilinir.] )
- TOPLUM ile/ve/||/<>/> SİYASET ile/ve/||/<>/> AHLÂK
( [kişinin] Başkası ile ilişkisi. İLE/VE/||/<>/> Kamusal alandaki yetki. İLE/VE/||/<>/> Kendi ile ilişkisi. )
- TOPLUM ile/<> ÜLKE ile/<> EGEMENLİK
- TOPLUMDA:
SEVGİ (İLE) ve/||/<> ADÂLET (İLE) ve/||/<> ÇALIŞMA (İLE)
( Kaynaşılır. VE/||/<> Yaşanır. VE/||/<> Ayakta kalınır. )
- TOPLUMSAL ADÂLET'İN TANIMLARINDA:
GENEL ile/ve TOPLUMSAL ile/ve SİYASAL
( Toplum içinde ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal yönden yoksul, mahrum ve zayıfların doğrudan doğruya toplum tarafından korunmaları. İLE/VE Kişinin, insan onuruna uygun bir düzeye, sadece emeğinin karşılığı ile çıkabilmesinin sağlanması. İLE/VE Kişilerde, kültürel ve siyasal zayıflığı doğuran olumsuz etmenlerin toplum gücüyle kaldırılması. )
- TOPLUMSAL AHLÂK ile/ve İDEOLOJİK AHLÂK ile/ve DİNİ AHLÂK
( SOCIAL MORALS vs./and IDEOLOGICAL MORALS vs./and RELIGIOUS MORALS )
- YER ADI/TOPONYMIE[Yun. < tópos/τόπος: yer + ónoma/ὄνομα: ad] ile/ve/||/<> DAĞ ADI/ORONYMIE[Yun. < ὄρος/óros: dağ + ónoma/ὄνομα: ad] ile/ve/||/<> SU/IRMAK/GÖL ADI/HYDRONOMIE[Yun. < ὕδωρ/hydor: su + ónoma/ὄνομα: ad]
- TOPRAK:
ÖŞRÎ ile/||/<> HARACÎ ile/||/<> IKTA/İKTA
( Ya zapt edildiğinde müslümanlara verilmiş ya da müslümanlara ait olan topraklar. İLE/||/<> Devlet tarafından belirlenen, vergi karşılığında gayri müslimlere verilen topraklar. İLE/||/<> Selçuklular'da geliri Tımarlı Sipahilere verilen toprak. | Sultanın bir toprağı birine mülkî olarak ya da gelirinden yararlanmak üzere vermesi. )
- TOPRAK TİPLERİNDE:
"KUMLU" ile "KİLLİ" ile "BEREKETLİ"
( Suyu[bilgiyi] geçirir. İLE Suyu[bilgiyi] geçirmez/almaz. İLE Suyu[bilgiyi] [ürüne] dönüştürür. )
- TOPRAKTA:
CIVA ile/ve/||/<> SÜLFÜR ile/ve/||/<> TUZ
- TÖRE ile/ve/<> KAVRAM ile/ve/<> KURUM
- TORNİSTAN[İt. < TORNO STANTE] ile VİYA ile VİYA BÖYLE
( İleri ya da geri gidilmesi için verilen dümen komutu. İLE Teknenin dönüşünü, en hızlı biçimde durdurmak üzere dümen komutu. İLE Teknenin, istenilen rotaya gelince, orda durdurulması için verilen dümen komutudur. )
- TÖVBEDEN ÖNCEKİ HİDÂYET ile/ve TÖVBEYE HİDÂYET ile/ve TÖVBEDEN SONRAKİ HİDÂYET
- TOX-/TOXİ-/-TOXİC/TOXİCO-/-TOXO- ile/||/<> VİR- ile/||/<> SEPSİS-/SEPT-/SEPTİ-/SEPTO-
( Zehir. İLE/||/<> Zehir. İLE/||/<> Zehirlenme, çürüme. )
- TOY ile TOY ile TOY
( Gençliği nedeniyle görgüsüz ve beceriksiz olan. İLE Ziyafet. İLE Kızıl tüylü bir kuş.[Lat. OTIS TARDA] )
- TÖZ İKİLİĞİ(DUALİZMİ):
ETKİLEŞİMCİLİK ile/ve/||/<> EPİFENOMENALİZM ile/ve/||/<> PARALELİZM
- TOZ = GUBÂR = POUDRE
- TÖZ ile/<> MODUS ile/<> CONATUS
( Kendinde varolan ve yine kendi aracılığıyla kavranan. İLE/<> Varoluşu, bir başkasına dayanan ve yine o başkası aracılığıyla kavranan. İLE/<> Bir şeyin, gücü yettiğince varoluşunu sürdürme çabası, yaşamda kalma isteği/arzusu. )
- TRAFİK IŞIĞI ile SEMAFOR[Fr. < Yun.]
( ... İLE Demiryollarında, gündüz mekanik olarak kırmızı bir kolla, gece kırmızı ışıkla işaret veren aygıt. | İki gemi ya da gemi ile kıyı istasyonu arasında haberleşmede kullanılan, üç kollu, işaret sütunu. )
- TRAFİK'TE:
SİLECEKLERLE SÜRÜCÜ EMNİYETİ ve LASTİK PATLARSA ve TAŞITI EKONOMİK KULLANMAK
- TRAGEDYA'DA:
ASKİLOS ile/ve/<> SOFOKLES ile/ve/<> EURUPIDES
- TRAJEDİ(") ile/ve/||/<> (")PARODİ(") ile/ve/||/<> (")İRONİ(")
- TRİYAS[Fr.] ile/> PLİYOSEN[Fr. < Yun.]
( İkinci Çağın yaklaşık kırk beş milyon yıllık dönemi. İLE/> Üçüncü çağın en son dönemi. )
- TRİGLİSERİT ve/<> İNSÜLİN
- TRIGRAPH[İng.] ile ...
( Tek ses çıkaran üç harf. )
- TRİKAYA ile ...
( Buda'nın üçlü elbisesi. Nirmanakaya, Dharmakaya, Sambhogakaya. )
- TRİLYON[Fr. < TRILLION] ile/<>/> KATRİLYON[Fr. < QUATRILLION] ile/<>/> KENTİLYON[Fr. < QUINTILLION]
( Milyar kere bin. İLE/<>/> Trilyonun bin katı olan sayı, trilyon kere bin. İLE/<>/> Katrilyon kere bin. )
- TRİO/TRİYO[İt.] değil/yerine/= ÜÇLÜ
- TRİPİTAKA:
VİNAYA PİTAKA ile SUTTA PİTAKA ile ABHİDHAMMA PİTAKA
( Üç sepet. Budist Metinlerin tümü. Budist öğretileri yazıldıkça, konularına göre farklı sepetlere konulduğu için bu adı almıştır. Bölümleri...
1. Vinaya pitaka: Ahlâkî İlkeler/Disiplin Kitabı.
2. Sutta pitaka: Öğreti Kitabı.(Dhammapada'yı içerir)
3. Abhidhamma pitaka: Felsefe ve Psikoloji Kitabı. )
- TRİPORTÖR[Fr.] değil/yerine/= ÜÇTEKER
- TRİUMVİRA ile ...
( Üç kişilik kurul tarafından yönetilen hükümet biçimi. [Pompée, Cesar ve Crassus'un iktidar olmak için kurdukları siyasi birliğe verdikleri ad.] [Cesar öldürülünce Octavius, Antoine~Lepidus yeni bir triumvira kurmuşlardı] )
- TROMBON[Fr./İng.] ile TROMPET[Fr./İng.]/"BÜYÜLÜ" ile TUBA[Fr./İng.]
( Sürgü kolunun hareketiyle değişik yükseklikte seslerin elde edildiği soluklu çalgı. İLE Bir ağızlık ve kendi üstüne kıvrılmış silindir bir borudan oluşan soluklu çalgı. İLE Üzerinde pistonlar bulunan, bakırdan soluklu çalgı. )
( TROMBONE vs. TRUMPET vs. TUBA )
- TÜCCARLAR ile/ve GEZGİNLER ile/ve DERVİŞLER/SÛFÎLER
- TÜFEK ile/ve/||/<>/> MİKROP ile/ve/||/<>/> ÇELİK
( "Tüfek, Mikrop ve Çelik"(Jared Diamond) kitabını okumanızı salık veririz. )
- TUFÛ[Ar.] ile TUFÛ'[Ar.] ile TUFÛH'[Ar.]
( "Tüh!" anlamında kullanılır. İLE Ateşin sönmesi. İLE Kabın, ağzına kadar dolması. )
- TUHAF ile GARİP ile ACAYİP
- TÜKETİM ve/ SIKILMA ve/ TÜKETİM
- TULÛ'[Ar.] ile BUZÛĞ[Ar.] ile ŞURÛK[Ar.]
- TU'M ile TU'ME[çoğ. TUAM] ile TUHME
( Yiyinti, azık. | Tad, çeşni. İLE Yiyinti, azık. | Tad, çeşni. | Lokma. İLE Mide dolgunluğu, hazımsızlık.[İMTİLÂ-İ MİDE] )
- TÜMCE ile ÖNERME(KAZİYYE)
( Doğru ya da yanlış yansıtan tümceye "kaziyye"(Önerme/Hükm/Kada) denir.
Kaziyye, felsefecilere göre 3, mantıkçılara göre 4 unsurdan meydana gelir.
Fârâbî'ye göre iki çeşit kaziyye vardır;
* Yüklemli önerme(el kazıyyetü'l-hamliyye) [-Konu(mevzû), -Yüklem(mahmûl)]
* Şartlı önerme(el-kazıyyetü'ş-şartıyye) (iki yüklemli önermenin bir "şart edatı" ile bağlanması )
- TÜMDENGELİMSEL ile/ve/||/<> TÜMEVARIMSAL ile/ve/||/<> GERİÇIKARIMSAL
( Bütünden, parçaya. İLE/VE/||/<> Parçadan, bütüne. İLE/VE/||/<> Parçadan, parçaya. )
( DEDUCTIVE vs./and/||/<> INDUCTIVE vs./and/||/<> ABDUCTIVE )
- TÜMEL:
ÇOKLUKTAN ÖNCE ile/ve/||/<>/> ÇOKLUKTA ile/ve/||/<>/> ÇOKLUKTAN SONRA
- TURA ile TURA ile TUĞRA
( Metal paranın resimli yüzü. | Halat gibi örülmüş iplik çilesi. | Kıvrılarak sıkıştırılmış iplik çilesi. | Bazı oyunlarda, vurmak için kullanılan düğümlenmiş mendil. | Ucu düğümlenmiş bir mendil aracılığıyla yanan ya da yanılanların ebe tarafından cezalandırıldığı bir tür çocuk oyunu. İLE Ev duvarlarını dış etkenlerden korumak için üzerlerine çakılan tahta perde. | Bahçe kapısını korumak için beşik örtüsü biçiminde tahtadan yapılan örtü. | Kadınların başlarına taktığı küçük altın dizisi. | Çatı. | Çatı arası. | Odalardan başka evdeki öteki bölümler. | Sergen. | Düğünlerde oynanan bir çeşit oyun. | Karşı. | Topuz. İLE Osmanlı sultanlarının imza yerine kullandığı, özel bir biçimi olan simgeleşmiş im. )
- TURNA YEMİŞİ ile/ve/||/<> YABAN MERSİNİ/LİKAPA/MAVİ YEMİŞ ile/ve/||/<> KIZILCIK
(
)
( CRANBERRY vs. BLUEBERRY vs. CORNELIAN CHERRY )
- TURNER SENDROMU ile KLINEFELTER SENDROMU ile DOWN SENDROMU
( [kromozomlarda] 23. çiftte yalnızca X'in bulunması. İLE 23. çiftte XXY yapısındadır. [Bazıları 23. çiftte XYY gösterir.] İLE 21. çiftte XXX yapısındadır. )
( Dişi, boyu kısa, boynu katmerli olur. Ergenlikte eşeysel açıdan gelişemez. Matematiksel işlemler, mekânsal işlevleri anlamak gibi zihinsel işlevlerde beceriksizlikler gösterir. İLE Bazıları eril olarak gelişir fakat eşeysel gelişimlerinde durgunluk vardır ve zihinsel gerilik gösterir. Bazıları dişi olarak gelişebilir ve gövde olarak gerilik göstermez. [Bazıları 23. çiftte XYY gösterir. Bu eriller, daha iri, daha saldırgan ve eşeysel açıdan daha etkindir.] İLE ... )
- TURNUSOL[Fr.] (KÂĞIDI) ile MİHENK (TAŞI) ile KİLİT (TAŞI)
( Birtakım bitkilerden elde edilen mavi boya maddesi. İLE Altının gerçeğini sahtesinden ayırmak ve ayarını belirlemek üzere kullanılan sert ve siyah taş. )
- TUŞ[Fr. < TOUCHE] ile TUŞ ile TUŞ
( Piyano, org vb. müzik aletleriyle daktilo, hesap makinesi, bilgisayar ve telefon gibi makinelerde parmak vurulan yerlerin adı. | Yağlı boya ressamlığında fırçadaki boyanın tuvale sürülüş biçimi. | Eskrimde kılıcın ucunun karşı oyuncunun göğüs ve karın bölgesini koruyan özel giysinin bir bölümüne değmesi. İLE Taraf, yön, cihet, rast gelme, karşısında duran. | Benzer, denk, eş. İLE Güreşte oyun sırasında iki omzun aynı anda yere değmesiyle oluşan yenilgi. )
- TUTTURMAK ile TUTTURMAK ile TUTTURMAK
( İnat etmek. İLE İsabet, ettirmek, yakalamak, başarmak. İLE İliştirmek. )
- TUTUCU ile APTAL ile KÖLE
( Düşünmeyen. İLE Düşünemeyen. İLE Düşünmüyor olmasına aldırmayan. )
- TUTUM:
GELİŞMİŞ ile/ve/||/<> "ÖĞRENİLMİŞ" ile/ve/||/<> SİNMİŞ
- TÜZE(HUKUK) (DAİRESİ) ile/ve/||/<> TÜRE(ADÂLET) (DAİRESİ)
HUKUK ve/||/<> ADÂLET ve/||/<> ÖZGÜRLÜK ve/||/<> MEŞRÛİYET(GEÇERLİLİK)
( ... İLE/VE/||/<> Lâyık olana, lâyık olunanı vermek/verebilmektir. )
( Adâlet ancak hakikatten, saadet ancak adâletten doğabilir. )
( Attika mahkemelerinde, suçlu, suçu tespit edildikten sonra, bazı hallerde, kendine uygun gördüğü cezayı kendi isteyebilirdi. )
( Adâlette gecikme olmaz! | Adâletin gecikmesi olmaz/olmamalı! | Adâletin gecikmişi olmaz! )
( "BURNU SÜRTMEK": Yavuz Sultan Selim, hükümdarlığında, hırsızlık yapanları bir direğe bağlar, tanınması için günlerce çarşının içinde dolaştırtırmış. Bugünkü deyimle yüz kızartıcı suçlar dediğimiz çeşitli ahlâki suçlarda ise suçluyu burnu yere sürtecek biçimde bir arabaya yatırtır, burnunu yere sürttürürmüş. "Bırak, burnu sürtsün biraz!" gibi deyimler buradan gelmektedir. Yavuz Sultan Selim'in ilk sekiz yılında yaptığı bu uygulamalarla toplum büyük bir huzura ulaşmış ve hem devletin gücünü, hem de bütçesini üç kat büyütmüştür. )
( ZEMBİLLİ ALİ EFENDİ(CEMÂLÎ)'nin adâlet anlayışını ve uygulamalarını yani kendine neden "Zembilli" denildiğini de araştırmanızı salık veririz. )
(
| 
ADÂLET DAİRESİ
Adâlet, dünya barışının temelidir.
Dünya bağının sınırlarını devlet belirler.
İşte bu devlet duvarını inşâ edecek, devlete düzen sağlayacak olan hukuktur.
Siyasi güç olmaksızın hukuk, yaptırımlarını yerine getiremez.
Siyasi gücü, askeriye korur.
Askeri gücün yaşamasını ekonomi sağlar.
Ekonomik gücü halk sunar.
Halkın birliğini sağlayacak olan ise adâlettir.
Adl'dir mucib-i salâh-ı cihan
Cihan bir bağdır, divan devlet
Devletin nâzımı şeriattır
Şeriata olamaz hiç hâris illâ mülk
Mülk zabteylemez illâ leşker
Leşkeri cem edemez illâ mal
Malı cem eyleyen raiyettir
Raiyeti kul eder padişah-ı âleme adl. )
( Sayın Muharrem Balcı'nın yayınlarını paylaştığı adresi... www.MuharremBALCI.com )
( Türk Hukuk Lügâtı'na, burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz... )
( Elimizde kudret olmadığı sürece, özgürlük isteriz.
Kudreti ele geçirince üstün olmak isteriz.
Ama başaramazsak, adâlet isteriz. )
( "Kurallara uymak", adâlet değildir. )
( Rızâ yazısı için burayı tıklayınız... )
(
| 
|
)
( ... İLE/VE/||/<> Güçler arasındaki denge. )
( LAW vs./and/||/<> JUSTICE )
( JURISTISCHE/RECHTSWISSENSCHAFTLICHE mit/und/||/<> GERECHTIGKEIT )
( DROIT avec/et/||/<> JUSTICE )
( ... cum/et/||/<> JUSTITIA )
( ... ile/ve/||/<> DÍKÊ )
- TÜZE'NİN TEMEL İLKELERİ - ULPIAN[M.S. 170 - 223]:
ONURLU YAŞAMAK ve/||/<> BAŞKASINI İNCİTMEMEK ve/||/<> HERKESE, HAKKINI TESLİM ETMEK
( THE BASIC PRINCIPLES OF THE LAW - [ULPIAN]:
LIVE HONESTLY and/||/<> DO NOT OFFEND OTHERS and/||/<> GIVE TO EACH PERSON WHAT IS DUE )
( JURIS PRAECEPTA SUNT HAEC - [ULPIAN]:
HONESTE VIVERE et/||/<> ALTERUM NON LAEDERE et/||/<> SUUM CUIQUE TRIBUERE )
- U KUARK ile/ve/||/<> D KUARK ile/ve/||/<> ELEKTRON
( )
- ÜÇ AĞLAMA BİÇİMİ/NEDENİ
( * KORKU -
* MUHABBET - BÜKÂ'ALİLLLAH
* HAYRET VE AŞK - BÜKÂ'ALLAH )
- ÜÇ AKIL:
MUTLU ve/||/<> YARDIMSEVER ve/||/<> EVRENSEL
- 3 ANA RENK ve/<> 3 ANA BİÇİM
( Sarı, Kırmızı, Mavi. VE/<> Daire, Kare, Üçgen. )
- ÜÇ AŞAĞI, BEŞ YUKARI
- ÜÇ AYLAR/ŞÜHÛR-İ SELÂSE:
RECEP ve/> ŞABAN ve/> RAMAZAN
- 3B:
BARIŞ(TIR)MAK ve BÖLÜŞ(TÜR)MEK ve BÜYÜ(T)MEK
ve/||/<>/>/<
3Y:
YÖN ve YÖNTEM ve YÖNETİM
- ÜÇ BOYUT/İMTİDAD-I SELÂSE -ile
( * UZUNLUK/BOY
* GENİŞLİK/EN
* DERİNLİK )
- ÜÇ/DÖRT BOYUT ile/ve/değil/||/<>/< 11 BOYUT
- ÜÇÜNCÜ BOYUT:
YÜKSEKLİK değil DERİNLİK
- ÜÇ BOYUTLU ile/ve/değil/||/<>/> YEDİ BOYUTLU
- ÜÇ BÜYÜK TEHLİKE:
DUYGUSUZLUK ile/ve/<> ETKİSİZLİK ile/ve/<> AKILSIZLIK
( "Akıllı" kişilerde. İLE/VE/<> "Duygulu" kişilerde. İLE/VE/<> Etkili kişilerde. )
- ÜÇ İSTANBUL <> MİTHAT CEMAL KUNTAY
( kitabını da okumanızı salık veririz. )
- 3 KİŞİ/ARKADAŞ ile/yerine/ve 2, 4, 5, 6 [< üzeri] KİŞİ/ARKADAŞ
( Üç kişi, olanaksız bir üçgen oluşturduğundan, biri, öbeği[grubu] terk etmelidir. )
( Üç kişi, birlikte yürürken, birini yitirir. )
- 3 KULLUVALLAH 1 ELHAM değil 3 İHLÂS (SÛRESİ) 1 FÂTİHÂ (SÛRESİ)
- ÜÇ KÜRE ve/||/<>/> YEDİ KÜRE ve/||/<>/> ONBİR KÜRE
- 3 LEZZET
( * TİLÂVET-İ KUR'AN
* SOHBET-İ İHVÂN
* MÜLÂKÂT-I RAHMAN )
- ÜÇ LOPLU YAPRAK = VARAK-I SÜLÂSÎYÜ'L-FÜSÛS = FEUILLE TRILOBÉE
- 3 MAYMUN:
MIZARU ile/ve/||/<> IWAZARU ile/ve/||/<> KIKAZARU
(
)
( Gözlerini kapatanın adı Mizaru, ağzını kapatanın adı Iwazaru ve kulaklarını kapatanın adı da Kikazaru. Adlarından da anlaşıldığı üzere Japon kökenli bir görsel bu. XVII. yüzyılda, Nikko kentinde inşâ edilmiş ünlü Tosho-Gu Tapınağı'nın kapısına oyulmuş "görsel bir deyim" olarak ortaya çıkmış, sonra da oradan tüm dünyaya yayılmış. )
- ÜÇ MİHRAPLI CAMİ -ile
( HOCA HAYRETTİN CAMİİ - EMİNÖNÜ )
- ÜÇ NESİL ile/ve/||/<> ÜÇ HAYAT
( Refik Halit Karay )
- ÜÇ NESNE SORUNU: -ile/ve/||/<>
( 1- Nesneyi oluşturan, bölünemeyen en küçük yapı, temel parçacıklar nelerdir?
İLE/VE/||/<>
2- Temel parçacıkları birarada tutan, nesneleri oluşturan güç nedir?
İLE/VE/||/<>
3- Temel parçacıklara kütle kazandıran, yani nesnel evreni oluşturan fiziksel mekanizma nasıl bir şeydir? )
- 3 ŞEY TATİL EDİLMEZ -ile
- 3 SÜTUN ile/ve/+ 1 SÜTUN
( Kâbe'de/ki. İLE/VE/+ Kişi/sen! )
( HANNÂN ve MENNÂN ve DEYYÂN ve/+ SÜBHÂN )
- 3 SÜTUN ve 4. SÜTUNUN YERİ
( Hikmet, Güç, Estetik. VE Kişi. )
( KÂBE'DE: HANNÂN, MENNÂN, DEYYÂN ve SÜBHÂN )
- ÜÇ TEHLİKE:
AKILLILARDA ile/ve/||/<> DUYGUSALLARDA ile/ve/||/<>
"ETKİLİLERDE"
( [ne yazık ki] Duygusuzluk. İLE/VE/||/<> Etkisizlik. İLE/VE/||/<> Akılsızlık. )
- UC ile TARAF
( Uclar, güdülenmeyi engeller! )
( TARAFEYN: Uclar. )
( Tips interrupts the motivation!
TIP vs. SIDE )
- ÜÇGEN:
180° ile/ve/||/<>/> 360° ile/ve/||/<>/> 540°
- ÜÇGEN ile/değil SİVRİ
- ÜÇGENLER ile/ve/<> ÖZEL ÜÇGENLER
( ... İLE/VE/<> )
( ... İLE/VE/<> )
- ÜÇKAĞITÇI ile İÇTEN PAZARLIKÇI/ÇIKARCI
- ÜÇKEN değil ÜÇGEN
- ÜÇLÜ ile/ve DÖRTLÜ ile/ve BEŞLİ ile/ve ALTILI
( SÜLÂSÎ ile/ve RUBÂÎ ile/ve HUMÂSÎ ile/ve SÜDÂSÎ )
- ÜÇLÜLÜK:
ANA BÖLÜMLERDE ile/ve/||/<> ARA BÖLÜMLERDE
- ÜÇLÜ/LÜK ile/ve/||/<>/> BÜTÜN/LÜK/BÜTÜNSEL/LİK | TÜMEL/LİK
itibarı ile 3.544 başlık/FaRk ile birlikte,
3.544 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(14/16)
(1996'dan beri)