Bugün[23 Ekim 2025]
itibarı ile 2.711 başlık/FaRk ile birlikte,
2.711 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(9/12)


- NAMAZ ve SADAKA

( Namaz; namazda, benliğin tasadduk edilmesidir. )


- NAMAZ ile/ve ŞÜKÜR


- NAMAZ ve/<> ZAMAN

( ... VE/<> Tersten okunuşu ile. )


- NÂ-MÜTENÂHÎ[Fars., Ar.] değil/yerine/= SONSUZ


- NANE ile NARPIZ

( ... İLE Yaban nanesi. )


- NANE ile SU/YABAN NANESİ/YARPUZ

( .. İLE Ballıbaklagillerden, çiçekleri birbirinden ayrı halka durumunda, nane türünden, güzel kokulu bir bitki. )

( MENTHA SATIVA cum MENTHA PULEGIUM )

( ... ile YARPUZ/YAPRUZ/YALPUZ/NARPUZ )


- NASIL GÖRÜNDÜĞÜMÜZ ile NE BİLDİĞİMİZ

( Ne bildiğimizi değiştirir. İLE Nasıl göründüğümüzü değiştirir. )


- NASIL ...:
"TAKDİR EDERSEN/İZ" ile/ve/değil/yerine/<> "UYGUN GÖRÜRSEN/İZ"


- NA'Z/İNTİÂZ[Ar.] ile NÂZ[Ar.]

( Güçlenme, kıvama gelme. | Kalkma. İLE Kendini beğendirmek için takınılan yapmacık. | Bir şeyi beğeniyormuş gibi görünme. | Şımarıklık. | Yalvarma, ricâ. )


- NAZ ile/ve/||/<> CAZ


- NAZ ile CİLVE

( Fazla naz, âşık usandırır. )

( BEŞG ile ... )

( COYNESS vs. COQUETRY )


- NAZ ile/ve/değil GAZ


- NAZ ile NAS


- NAZ ile NAS


- NAZ ve/>< ŞEVK

( Süreksizlik. VE/>< Süreklilik. )

( İSTİĞNA: Önerilen bir işe karşı nazlanma, nazlı davranma. | Doygunluk, gönül doygunluğu. )


- NAZ ile/değil ŞIMARIKLIK

( Büyüğün, küçüğe yaptığı. İLE/DEĞİL Küçüğün, büyüğe yaptığı. )

( BAYLAN: Nazlı, şımarık. )


- NE ATTIĞIMIZ ve/||/<> NE KATTIĞIMIZ


- NE DESEM BOŞ değil/yerine NE DESEM ÇOK, NE DESEM AZ


- NE DESEM(/DESEN) BOŞ ile/değil/yerine NE DESEM(/DESEN) AZ


- NE KADAR SEVDİĞİNİZ ve/+/||/<> NE KADAR NAZİK YAŞADIĞINIZ ve/+/||/<> NASIL, ZARÂFETLE VAZGEÇEBİLDİĞİNİZ


- NE VAR, NE YOK? ile/ve/||/<> NEYİ, NASIL BİLEBİLİRİZ?


- NEBÜLÖZ[Fr.] değil/yerine/= BULUTSU


- NEBZ[Ar.] ile TARH[Ar.]


- NEDENSİZ/SEBEPSİZ ile/değil BİR ANDA

( [not] WITHOUT APPARENT REASON vs./but SUDDENLY )


- NEDEN/SİZ ile/ve/||/<> KOŞUL/SUZ


- NEFRET ile/ve/||/<>/> KİN/BUĞZ

( Gereksiz/fazla/aşırı düşünce yönelimi. İLE/VE/||/<>/> Gereksiz/fazla/aşırı olan düşünceyi, süresiz ya da çok uzun süre sürdürme ve eyleme geçme düşüncesi ya da girişimi. )

( Nefret, çok gereksiz/fazla/anlamsız, isabetsiz ve olumsuz bir düşünceyi sürdürmek gerektirdiğinden dolayı, kimseye nefret gerektirecek kadar zaman/enerji/bellek ayırmanın gereği/anlamı/değeri ya da etkisi yoktur/olmaz/olmayacaktır! İLE/VE/||/<>/> Kimseye fakat özellikle de birinci derece yakınlara ve üzerimizde (çok/az) emeği geçenlere kin tut(a)mayacağımızı anımsamamızda, kabul etmemizde yarar vardır. )


- NEFRİT ile/||/<> NEFROZ

( Böbreklerin yangılanması. İLE/||/<> Böbreklerin işlev bozukluğu ve protein kaybı. )


- NEFZ[Ar.] ile NEFZ[Ar.]

( Saçma, yayma. İLE Meyveli bir ağacı sallama. | Giysinin tozunu silkme. | Hastalık nöbetiyle titreme. | Kur'ân-ı Kerîm'i hatmetme. | Bir şeyi inceleme. )


- NEGATIVE :/yerine OLUMSUZ


- NEKS[Ar.] ile NEKS[Ar.] ile NEKS[Ar.] ile NEKZ[Ar.]

( Çok çekinme, kaçınma. İLE Ters çevirme, başaşağı etme, altüst etme. | Geri dönme. | Hastalığın geri dönmesi, depreşmesi.[NÜKS] İLE Ayırma, parçalama, parçalara bölme. İLE Çok çabalama, gayret etme. )


- NE'LİK(SİZ) ile/ve NİTELİK(SİZ)


- NEMEK[Fars.] ile TUZ

( TUZ )


- NEREDE/NE ZAMAN/NASIL:
"DÜŞTÜĞÜMÜZ" değil "SENDELEDİĞİMİZ"


- NEREYE GELDİĞİMİZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEREDEN GELDİĞİMİZ


- NES'[Ar.] ile NEZ'[Ar.]

( "Eşhür-ül-Hurum"un muayyen vaktini geçirme. İLE Bir şeyi yerinden koparma, sökme. | Kaldırma, yok etme. | Bozma. | Halkı birbirine düşürme. )


- NESNENİN DURUMLARINDA:
KATI ile/ve AMORF KATI ile/ve SIVI ile/ve GAZ ile/ve PLAZMA ile/ve SÜPER AKIŞKAN ile/ve SÜPER KATI ile/ve DEJENERE KATI ile/ve NÖTRONYUM ile/ve GÜÇLÜ SİMETRİK NESNE ile/ve ZAYIF SİMETRİK NESNE ile/ve KUARK-GLUON PLAZMA ile/ve FERMİYONİK YOĞUNLAŞTIRMA ile/ve BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞTIRMASI ile/ve ACAYİP NESNE

( ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE Bir gaz boşalma tüpünde, elektron ve artı iyonları, yaklaşık olarak eşit sayıda içeren, iyonlaşmış gaz ortamı. | Güneşteki ısıl nükleer tepkimelerin oluştuğu, çok yüksek sıcaklıkta oldukça yüksek derecede iyonlanmış, maddenin dördüncü durumu olarak da tanımlanan akışkan ortam. İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... )

( )


- NESNESİZ ile/ve/||/<> DÜŞÜNCESİZ

( Nesnesiz ve düşüncesiz, kültür olanağı yoktur. )


- NET ile TEMİZ

( CLEAR vs. CLEAN )


- NEVMÎD[< NÂ-ÜMÎD] ile ...

( ÜMİTSİZ )


- NEV-RÛZ[Fars.] ile ...

( Yeni gün. )


- [ne yazık ki]
NEYİ
BÖLÜŞEMİYORUZ? ve/||/<> NİYE DÖVÜŞÜYORUZ?

( Hiçbir mal, bizim değil! VE/||/<> Hiçbir can, bizim değil! )


- NEZ'[Ar.] ile NEZ'[Ar.]

( Bozma, halkı birbirine düşürme. İLE Bir şeyi yerinden koparma, sökme. | Kaldırma, yok etme. | Can çekişme. )


- NİHAYETSİZ değil/yerine/= SONU GELMEZ/BİTİP TÜKENMEZ/BİTMEZ TÜKENMEZ


- NİKRİS/NİKRÎS[Ar. < NEKARÎS] ile NÎKRÎZ/NÎRÎZ[Fars.]

( Ayak parmaklarında, topuklarda ve eklemlerde meydana gelen ağrılı hastalık. [Fr. GOUTTE] İLE Türk müziğinin en eski bileşik makamlarından. )


- NINE :/yerine DOKUZ


- NİTELİK:
OLUMLU ve/||/<> OLUMSUZ ve/||/<> SONSUZ


- NİTELİK ile/ve DOZ

( QUALITY vs./ve DOSE )


- NİTELİKLİ YAŞAM İÇİN ...:
YARISI ile/ve/||/<> 2 KATI ile/ve/||/<> 3 KATI :) :) :) ile/ve/||/<> SINIRSIZ ve KOŞULSUZ

( Yemeğin. İLE/VE/||/<> Yürüyüş. İLE/VE/||/<> Gülüş. :) İLE/VE/||/<> Saygı ve Sevgi. )


- NİYE KONUŞUYORUZ? değil NEYİ KONUŞUYORUZ?

( Konuşmak/konuşabilmek esas ve önceliklidir. Bazı şeyler gerçekleşmeden, olumsuzlukları ve yetersizliklerin yaşanmasına fırsat vermemek üzere, konuşabilmek, doğadaki en güçlü ve olanaklı yetimizdir. Konuşmanın, "niye"si, "gereksizliği" vs. olmaz! )


- NİZÂ'[< NEZ] ile/değil/yerine/>< NİZÂM[NAZAME]

( Bilgi, güce tâbi olursa/tutulursa. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Güç, bilgiye tâbi olursa/tutulursa. )

( Çekişme, kavga. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< İncileri, ipe dizmek. )


- NİZÂSIZ VE FÂSILASIZ değil/yerine/= ÇEKİŞMESİZ VE ARASIZ


- NO ADMITTANCE | GİRİLMEZ değil/yerine GİRİLMEZ (NO ADMITTANCE)

( Önce/üstte Türkçe'si, sonra/altında İngilizce'si. )


- NOEL (SANTA CRUZ) ile/ve/değil YILBAŞI (ST. SYLVESTER)

( 25 Aralık'ta. İLE/VE/DEĞİL 31 Aralık'ta. )

( Hristiyanlık'ta dinî bayram. İLE/VE/DEĞİL Yeni yıl kutlaması. )


- NOKTA ile/ve SÖZ


- NOKTASIZ ile/ve/<> NOKSANSIZ


- NOLMAZ NOLMAZ değil NE OLUR, NE OLMAZ


- NOLMAZ NOLMAZ değil NOLUR NOLMAZ


- NONKOMÜNİKAN/NONCOMMUNICATING[İng.] değil/yerine/= BAĞLANTISIZ


- NÖRO-BEHÇET ile/||/<> MULTİPL SKLEROZ

( Nöro-Behçet beyin sapı tutulumu İLE multipl skleroz beyaz cevher lezyonlarıdır. Nöro-Behçet vaskülit tabanlı İLE MS demiyelinizasyondur. İkisi de nörolojik semptomlar İLE farklı patolojik mekanizmalar gösterir. )

( Hulusi Behçet tarafından 1937 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1889-1948) (Ülke: Türkiye) (Alan: Dermatoloji, İmmünoloji) (Önemli katkıları: Behçet hastalığını 1937 yılında tanımladı. Üçlü semptom kompleksini (ağız yaraları, genital yaralar, göz iltihabı) bir hastalık olarak ortaya koydu. İsmini taşıyan ilk Türk doktor.) )


- NÖTR/NEUTER[İng.] değil/yerine/= ETKİSİZ | YÜKSÜZ | YANSIZ


- NÖTRAL[Fr./İng.] ile YANSIZ

( NEUTRAL )


- NÖTRALİZASYON ile HİDROLİZ

( Asit ve bazın tepkimesi sonucu tuz ve su oluşumu. İLE Bir bileşiğin su ile tepkimeye girmesi. )


- NÜFUS NÜFÛZ


- NÜFÛZ ile/ve/||/<> DUHUL


- NÛN[Ar. | çoğ. NİNÂN], SEMEK[Ar. çoğ. ESMÂK, SİMÂK], MÂHÎ[Fars.], EL PEZ[İsp.] ile ...

( BALIK )


- NÜVE değil/yerine/= NENÖZ


- O ile/ve/<> BEN/BİZ


- OBUZ ile OY OBUZ ile OBUZLUG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Engebeli, bozuk arazi. İLE Sarp arazi. İLE Arazisi sarp olan ülke. )


- OBVIOUS :/yerine AÇIK, BARİZ


- ÖĞRENİLEMEZ ile/ve ANLAŞILAMAZ

( NOT ABLE TO LEARN vs./and NOT ABLE TO UNDERSTAND )


- Oğuz ile OĞUZ

( XI. yüzyılda, Harezm bölgesinde toplu olarak yaşayan ve daha sonra Batı'ya doğru göç ederek, bugünkü Türkmen, Azeri, Gagavuz ve Türkiye Türkleri'nin temelini oluşturan büyük bir Türk boyu. İLE İyi huylu kişi. )


- OGUZ ile OĞUZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir Türk kavmi. | Türkmen. )

( [Yirmiiki koldan oluşur.] kınık/qınıq
kayıg/qayıg
bayundur
eve/yeve/ewe/yewe
salgur
afşar
begtili
bugduz
bayat
yazgır
eymür
kara bölük/qara bölük
alka bölük/alqa bölük
igdir
üregir/yüregir
tutırka/tutırqa
ula yondlug
toger
beçenek
çuvuldar
çepni
çaruqlug )


- OĞUZ/UZ ile ...

( Boylar birliği. )


- OK ve TUZ

( Delikanlılığı simgeler. VE Dostluğu simgeler. [Tuzun kolay kolay çürümemesi ve çürütmemesinden dolayı.] )

( Eskiden barış amacıyla kullanılırdı. )


- ÖKSÜZ değil/yerine/= ANNESİZ


- ÖKÜZ ile BERZE-GÂV

( GÂV-I LÂGAR[Fars.]: Zayıf öküz. )

( SEVR ile ... )

( GÂV/GÂVE, CEVDER İLE Çift öküzü, tarla sürecek öküz. )


- ÖKÜZ ile BOĞA

( İğdiş edilmiş/kısırlaştırılmış eril sığır. İLE Damızlık eril sığır. )

( OX vs. BULL )


- ÖKÜZ ile/değil ÇITAK

( ... İLE/DEĞİL Boynuzları düzgün, ay biçiminde öküz. | Dağda yaşayan ve geçimini odun satarak sağlayan kişi. | Kaba, huysuz, kavgacı kişi. )


- ÖKÜZ ile (HÖRGÜÇLÜ) HİNT ÖKÜZÜ

( OX vs. ZEBU )

( ... cum BOS INDICUS )


- ÖKÜZ ile İĞDİŞ EDİLMİŞ ÖKÜZ

( OX vs. BULLOCK )


- ÖKÜZ ile İNEK

( ... İLE Gebelik süreleri 275-285 gündür. )

( ... ile İnek )

( OX vs. COW )


- ÖKÜZ ile MİSK ÖKÜZÜ

( ... İLE/VE Kuzey Kutbu'nda yaşarlar. )


- ÖKÜZ ile TİBET ÖKÜZÜ/YAK

( OX vs. YAK )

( ... cum BOS GRUNNIENS )


- OKYANUS/UMMAN[Ar.] değil/yerine/= ANADENİZ


- OLANAKSIZ ile/değil/yerine/>< OLANAKLI

( Olasılıksız. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Olasılıklı. )

( Farkı, kararlılıktadır. )

( MUHAL ile/değil/yerine/>< MÜMKÜN )


- OLANAKSIZ(İMKÂNSIZ) ile/değil/yerine OLANAKSIZ(İMKÂNSIZ) GİBİ BİR ŞEY

( Olanaksızı isterseniz, size kim yardım edebilir? )

( ÖZDEŞLİK İLKESİ | ÇELİŞMEZLİK İLKESİ | ÜÇÜNCÜ OLASININ/ŞIKKIN OLANAKSIZLIĞI )

( If you ask for the impossible, who can help you? )


- ÖLÇÜDE:
HECE ile/ve/<> SERBEST ile/ve/<> ARUZ

( )


- ... OLDUĞUNU:
"DÜŞÜNEMEYİZ" değil SÖYLEYEMEYİZ/İDDİA EDEMEYİZ


- [Fr. < Yun.] OLİGOKLAZ ile OLİJİST

( Billur kütlelerde, serpme durumunda bulunan, beyazımtrak bir tür feldispat. İLE Kızıl renkli, kayaçlarda rastlanılan, doğal demir oksidi. )


- OLMA = KAVANOZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- OLMADIKLARIMIZ ve/||/<>/> YAPMADIKLARIMIZ ve/||/<>/> DÜŞÜNMEDİKLERİMİZ ve/||/<>/> KONUŞMADIKLARIMIZ

( Yeğlemedikleri... [B (bile değil)] )


- OLMAYABİLİR ile OLANAKSIZ


- OLMAYAN MEYVEYE EL UZANMAZ ve/<> AŞILANMAYAN MEYVE TATLANMAZ


- OLMAZ OLMAZ ile OLMAZ, OLMAZ

( Olmama olasılığını düşün(dür)mek. İLE "Olmaz" denilemez/diyemeyiz / deme/meli/sin / dememeli/yiz. )


- OLMAZ ile "YOK"


- OLMAZSA OLMAZ ile/ve/değil EŞİK


- ÖLÜ DENİZ ile ÖLÜDENİZ

( Lût Gölü. [Ürdün / İsrail] İLE Fethiye'de. )

( Deniz seviyesinden 400 m. aşağıdadır. İLE ... )

( Dünyanın en çukur bölgesidir. [Hakkari'den başlayıp Mozambik'e kadar uzanan ve büyük olasılıkla bir deprem sonrası oluşan rift çukurunda bulunan gölde hiçbir canlı yaşamadığından dolayı, ölü deniz olarak anılmaktadır.] İLE ... )

( Normal denizlerden 10 kat daha tuzludur. [24 farklı mineral içeren bu gölden, Potasyum minerali elde edilmektedir.] İLE ... )


- ÖLÜ değil SESSİZ VAİZ


- OLUMLU ile EKSİKSİZ


- OLUMSUZ ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< KABA


- OLUMSUZ = MENFİ = NEGATIVE[İng.] = NÉGATIF[Fr.] = NEGATIV[Alm.] = NEGATIVO[İsp.]


- OLUMSUZ ile/ve/değil/yerine/>< OLUMLU

( !Üretici/yaratıcı. [!:değil] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Üretici/yaratıcı. )

( [not] NEGATIVE vs./and/but/>< POSITIVE
POSITIVE instead of NEGATIVE )


- OLUMSUZ ile/ve/değil/||/<> UYUMSUZ


- OLUMSUZLUK ile/ve/değil TARZ

( [not] NEGATIVENESS vs./and/but STYLE )


- OLUR ile/ve/||/<> OLMAZ

( Diye bir şey yok! İLE/VE/||/<> Diye bir şey yok! )


- OLURSA/OLMASI YETMEZ ile/ve/değil/<> OLMAZSA OLMAZ


- OMURGALI İLE OMURGASIZ ile/||/<> HAYVAN GRUPLARI

( Temel hayvan sınıflandırması. )

( Formül: 5 omurgalı sınıfı )


- 10 NUMARA ile/ve/||/<> 5 YILDIZ


- ÖNCESİ - SONRASI OLMAZ!


- ÖNEMLİ DEĞİL ile/ve/değil/yerine ÖNEMSİZ


- ÖNEMSİZ ile/ve/değil İKİNCİL

( [not] UNIMPORTANT vs./and/but SECONDARY )


- ÖNERME = KAZİYE = PROPOSITION[İng., Fr.] = LEHRSATZ[Alm.] = PROPOSITIO[Lat.] = PROPOSICION[İsp.]


- ÖNGÖRÜ ile ÜÇÜNCÜ GÖZ

( FORSIGHT/PREDICTION vs. THIRD EYE )


- ... değil ÖNSÖZ


- ÖNSÖZ ve/||/<> İLK BÖLÜM


- ONTOGENEZ değil/yerine/= BİREYOLUŞ


- OP[Argu] ile ÖKÜZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Harman dövmekte kullanılan öküz. İLE ... )


- OPAK/OPAQUE[İng.] değil/yerine/= IŞIKGEÇİRMEZ


- ORAN/LI, (/ORANSIZ) ile/ve DENGE/Lİ, (/DENGESİZ)


- ÖRDEK/BADİ ile KAZ

( 16 boyun omuru vardır. İLE ... )

( Ördek ile Kaz )

( İnsandan kaçıyorsa. İLE İnsanı kovalıyorsa. )

( ... ile BATT
İVZ: Gövdesi bodur olan. | Kaz; ördek. )

( MÜRG-İ ÂBÎ [SU KUŞU] )

( DUCK vs. GOOSE )

( ANAS cum ANSER )

( EL PATO con ... )


- ÖRGENDE:
KÖRELMİŞ ile İŞLEVSİZ


- ÖRGENLER [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- ÖRGENLER [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- ORKİDE:
"CENNET KUŞU" ile/ve/<> "KARDAN ATEŞ" ile/ve/<> "DANS EDEN KIZ" ile/ve/<> "YIKANAN ÇOCUK"

( Singapur'un başkenti Singapur'da bulunan Orkide Bahçesi'nde, orkide çeşitleri ve yerel dilde orkide çeşitlerine verilen adlar. )

( Singapur, yılda 10 milyon $'lık orkide ihraç etmektedir. )


- ÖNDER:
ORTA ile/ve/||/<>/> İYİ ile/ve/||/<>/> DAHA İYİ ile/ve/||/<>/> EN İYİ

( Anlatır. İLE/VE/||/<>/> Açıklar. İLE/VE/||/<>/> Gösterir. İLE/VE/||/<>/> Esin/ilham verir. )


- ORTA ile/ve/değil MERKEZ


- ORTA ile/ve/||/<> ORTAY/MERKEZ[Ar.]


- ORTALAMA HIZ ile/||/<> ANLIK HIZ (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)

( Ortalama toplam/zaman, anlık belirli andaki hızdır )

( Formül: vort=Δx/Δt İLE v=dx/dt )


- ORTAM:
HAREKETİ TETİKLEMEZ ile/değil/hatta/>< ENGELLER


- ORTEZ ile/ve/||/<> PROTEZ

( Kaybedilen örgenlerin desteklenmesinde ve düzeltilmesinde yardımcı olan araçlar. İLE/VE/||/<> Herhangi bir örgen kaybı yaşandığında oluşturulan yapay örgenler. )


- ORTOZ ya da/= ORTOKLAZ[Fr. < Yun.]

( Dik açı biçiminde ayrıtları olan, billurları parça halinde dilinen bir çeşit potasyum feldispat. )


- ÖRTÜŞME = TETABUK = COINCIDENCE[İng.] = COÏNCIDENCE[Fr.] = KOINZIDENZ[Alm.] = COINCIDENTIA[Lat.] = COINCIDIR[İsp.]


- ÖRÜMCEK ile/değil DEVE ÖRÜMCEĞİ/SARIÖMER/SARIKIZ/BÖĞ/BÖĞÜ/BÖYÜ

( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )

( Kuzey Irak çöllerinden gelen bu böcek, zehriyle bir insanı öldürebilecek güçtedir. )

( Sıcak ve kuru arazilerde yaşarlar. Genellikle geceleri ortaya çıkarlar. )

( Çok saldırgan yapıları vardır. Güçlü çene yapısı nedeniyle et parçasını dahi koparabilirler. )

( Yetişkin bir Sarı Ömer'in boyu, yetişkin bir insan eli kadardır. )

( İkisi aynı ortamda kalsa ikisinden biri ölene kadar durmadan savaşırlar. )

( Hızlı zıplama yetenekleri sayesinde avını kolayca yakalayabilirler. Bir metreye kadar zıplayabilen türleri vardır. )

( Örümceğimsiler sınıfının en hızlısıdır. Hızlı koşma konusunda eklembacaklılar filumu içinde yer alan Amerika hamamböceği (Periplaneta americana) türünden sonra ikinci sırada Galeodes cinsinden, Sarı Ömer'ler yer alır. )

( ... İLE/DEĞİL )

( ... cum SOLIFUGAE )

( ... vs. CAMEL SPIDER )


- OSMANLI TÜRKÇESİ'NDE[LÛGAT] [A-Z]


- OSMO-/OZ- ile/||/<> OZO- ile/||/<> OSMO- ile/||/<> OSPHRESİO-

( Koku. İLE/||/<> Hoşa gitmeyen koku. İLE/||/<> İmpuls, ozmoz, impuls ya da ozmozla ilgili. İLE/||/<> Koku duyusu. )


- OSMOZ ile/||/<> AKTİF TAŞIMA

( Osmoz pasif su hareketi, aktif enerji gerektiren. )

( Formül: ATP siz İLE ATP li )


- OSMOZ ile/||/<> DİFÜZYON

( Osmoz su geçişi yarı geçirgen İLE difüzyon tüm moleküller. )

( Formül: Π = iMRT van"t Hoff )


- OSTEOMİYELİT ile/||/<> OSTEONEKROZ

( Kemik yangısı. İLE/||/<> Kemik dokusunun ölümü. )


- OSTEOPOROZ ile/||/<> OSTEOARTRİT

( Kemik yoğunluğunun azalması. İLE/||/<> Eklem kıkırdağının aşınması. )


- OSTEOPOROZ ile/||/<> OSTEOMALAZİ

( Kemik yoğunluğunun azalması ve kırılganlık. İLE/||/<> Kemiklerde mineral eksikliği nedeniyle yumuşama ve zayıflaması. )


- OTO-... değil/yerine/= ÖZ-...


- OTTUZ ile OTTUZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Otuz[30]. İLE Üç[3]. )


- OURSELVES :/yerine KENDİMİZ


- OY ÇEŞİTLERİ'NDE:
BEYAZ ile YEŞİL ile KIRMIZI

( Kabul. İLE Çekimser. İLE Red. )


- ÖYLE ARAÇLAR KULLANACAĞIZ değil ARAÇLARI, ÖYLE KULLANACAĞIZ


- OYUN ve/<> AYNAZ

( ... VE/<> Köy oyunlarını yöneten kişi. )


- OYUNLAR [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- ÖZ ile/ve/değil ANA ÇİZGİLER/HAT


- ÖZ ile/ve/<> ARAÇ

( ESSENCE vs./and/<> VEHICLE/TOOL )


- ÖZ ile AŞKIN

( ESSENCE vs. TRANSCENDENT )


- ÖZ ile BİÇİM

( ESSENCE vs. FORM )


- ÖZ ile/ve ÇEKİRDEK

( ESSENCE vs./and CORE )


- ÖZ DIŞAVURUM

( ESSENCE
EXPRESSION )


- ÖZ ile/ve DOĞA

( ESSENCE vs./and NATURE )


- ÖZ ve/||/<>/= DÜŞÜNCE


- ÖZ ile/ve ENGİN

( ESSENCE vs./and VAST )


- ÖZ ile EVİN

( ... İLE Bir şeyin içindeki öz, lüp. | Buğday danesinin olgunlaşmış içi, özü, habbe. )


- ÖZ ile/ve EVRENSEL ÖZ

( ESSENCE vs./and UNIVERSAL ESSENCE )


- ÖZ ile/ve/||/<> EVRENSEL/LİK


- ÖZ ve/=/||/<>/>/< GÖZ ve/=/||/<>/>/< SÖZ

( Özü ağlamayanın, gözü ağlamaz. )

( Benzi sarı, gözleri yaş; hali bilen, dertli kar(ın)daş/arkadaş. )


- ÖZ ile/ve İÇ

( ESSENCE vs./and INSIDE )


- ÖZ KALIP

( ESSENCE
MATRIX )


- ÖZ ile/değil KISACA

( [not] ESSENCE vs./but BRIEFLY/SHORTLY )


- ÖZ ile MARKET

( ESSENCE vs. MARKET )


- ÖZ = MUH, LİFÂFE-İ MUHHÎYE = ÉTUI MÉDULLAIRE


- ÖZ NE


- ÖZ ile/ve/<> NİTELİK

( ESSENCE vs./and/<> QUALITY )


- ÖZ ile/ve NOKTA

( ESSENCE vs./and POINT )


- ÖZ ile ÖZ ÇEŞİTLERİ

( ESSENCE vs. ESSENCE KINDS )


- ÖZ ile ÖZ ile ÖZ

( Bir kişinin benliği, kendi manevi varlığı. İLE Bir şeyin temel öğesi. | Kendi. | Kendi anlamında birleşik sözcükler türetir. | Bir şeyin en güçlü ya da kıvamlı bölümü. | Bitkilerin kök, gövde ve dallarının, boydan boya ortasında bulunan, hahif, gevrek ve çoğu yumuşak bölüm. | Çıbanların içinde, ölmüş dokudan oluşan irinle birlikte çıkan parça. İLE Kan bağı ile bağlı, üvey olmayan. | İçine, arılığını bozacak hiçbir şey karışmamış olan, arı. İLE Dere, çay. | Sulak yer. )

( ESSENCE vs. ESSENCE vs. ESSENCE )


- ÖZ ile ÖZET

( ZÜBDE )

( ESSENCE vs. SUMMARY )


- ÖZ ile/ve/<> SONRADAN OLAN

( Kişiyi özünden uzaklaştıran, kişinin dünyasıdır. )

( ... ile/ve/<> LÂHİK )

( ESSENCE vs./and/<> LATER )


- ÖZ ile/ve/değil SÜREKLİLİK


- ÖZ ile TEMEL

( ESSENCE vs. BASE )


- ÖZ ile/ve/||/<>/>/< TÖZ

( Özgürlük. İLE/VE/||/<>/>/< Zorunluluk. )

( Mâhiyet. İLE/VE/||/<>/>/< Cevher. )

( Güneş nasıl karanlığı bilmezse, Öz de Öz Olmayan'ı bilmez. )

( Mutluluk, özünüzden (gerçek varlığınızdan) gelir ve ancak onda bulunabilir. )

( Benlik sevgisinin yerine Öz'ün sevgisini koyun, o zaman manzara değişir. )

( Var olan herşeyin özü ve cevherisiniz. )

( Töz, kendinde olan ve kavranandır. )

( Töz, bir çokluk olamaz. )

( ÖZ: CEVHER[filozoflarda] | MÂHİYET[mantıkçılarda] | ZÂT[kelâmcılarda] | LÜBB[sufilerde] | EGO/SELF/NOMEN[psikolojide] )

( As the sun knows not darkness, so does the self know not the non-self.
Happiness comes from the self and can be found in the self only.
Replace self-love by love of the Self and the picture changes.
Understand that you are both, the essence and the substance of all there is. )

( Tözün gerçekleşmesi. )

( ESSENCE vs./and/||/<>/>/< SUBSTANCE )

( SUBSTRATUM cum/et/||/<>/>/< SUBSTANTIA )

( OUSIA ile/ve/||/<>/>/< ... )

( XING ile/ve/||/<>/>/< ... )


- ÖZ ile/ve/değil UZAM

( Özde, hareket aranmaz/"bulunmaz". )

( [not] ESSENCE vs./and/but EXTENT )


- ÖZ = ZÂT, MAHİYET = ESSENCE/CRUX/KERNEL[İng., Fr.] = WESEN[Alm.] = ESSENTIA[Lat.] = OUSIA[Yun.] = ESENCIA[İsp.]


- ÖZDEĞER İLE ÖZVEKTÖR İLE SPEKTRUM ile/||/<> MATRİS SPEKTRAL ANALİZ

( Matrisin karakteristik özellikleri. )

( Formül: det(A - λI) = 0 )


- ÖZEK/MERKEZ[Ar.] ile/ve ODAK

( CENTER vs./and FOCAL POINT )


- ÖZEL BÖLGELERİN TEMİZLENMESİNDE:
10 KEZ ile/değil 3 KEZ


- ÖZEL [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- ÖZEL [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- ... "ÖZELLİĞE HAİZ" değil ... ÖZELLİĞİ HAİZ


- ÖZERK GÖZE ÖLÜMÜ/OTOFAJİ ile/ve/||/<>/> GÖZE ÖLÜMÜ/APOPTOZ

( Gözenin, kendi bileşenlerini ve proteinlerini parçalayıp yeniden kullanması. İLE/VE/||/<>/> Gözenin, programlı ölümü. )


- ÖZGÜRLÜKTE:
RAHATSIZLIK ile/ve/||/<> İTİRAZ

( Râzı olmadığımız bir davranış karşısında dile getirmemiz gereken. İLE/VE/||/<> Onaylamadığımız bir düşünceyle karşılaştığımızda dile getirmemiz gereken. )


- OZONOLİZ ile/||/<> EPOKSİDASYONU

( Ozonoliz C=C kırılması aldehit/keton, epoksidasyon halka eter. )

( Formül: O₃ İLE mCPBA )


- PAK[Fars.] değil/yerine/= TEMİZ


- PALAZ ile PALAZ/PALAS/FARIÇ/SELAH

( Kaz, ördek, güvercin gibi bazı kuş yavrularının, civcivlikten sonraki durumu. İLE Keklik yavrusu. )


- PAPA ile/ve PAPAZ

( Katolik mezhebinin dini ulu'su. V. yüzyıldan bu yana sadece Roma Psikoposu'na verilen ad. İLE/VE Hristiyan din adamı. )


- PAPAZ ile/ve/<>/< DİYAKOZ[Yun.]

( ... İLE/VE/<>/< Papazın yardımcısı. )


- PAPAZ ile/ve/||/<>/> KARDİNAL[Fr. < CARDINAL]

( ... İLE/VE/||/<>/> Papa'yı seçen, danışmanlığını yapan başpapazlardan her biri. )


- PAPAZ ile/ve/<> PİSKOPOS[Yun.]

( ... İLE/VE/<> Katoliklerde, bir bölgenin din işlerine başkanlık eden, papazlığın en yüksek aşamasında olan din görevlisi. )


- PARA [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- PARMAKLARDA:
BAŞ ile/ve/||/<> İŞARET ile/ve/||/<> ORTA ile/ve/||/<> YÜZÜK/ADSIZ ile/ve/||/<> SERÇE


- PARSEL ile İFRAZ[Ar.]

( ... İLE Bir arazinin bölünmesi, parsellere ayrılması. | Salgı. )


- PATİKA ile/ve BOĞAZ


- PAVURYA[Yun.] ile ÇAĞANOZ

( Bir tür iri yengeç. İLE Bir tür pavurya. )


- PAYIZ[Azr.] = SONBAHAR[Tr.]


- PCR/POLYMERASE CHAIN REACTION POLIMERAZ[İng.] değil/yerine/= ZINCIR TEPKİMESİ


- PEKMEZ ile NARDENK[Fars.]

( ... İLE Nar, erik, kızılcık gibi yemişlerden yapılan pekmez. )


- PEKMEZ'LERDE:
HURMA ile/ve KAYISI ile/ve DUT ile/ve ÜZÜM ile/ve KEÇİBOYNUZU/HARNUP ile/ve ANDIZ ile/ve KIZILCIK

( )


- PENCERE ile LOMBOZ[İt./Yun.]

( ... İLE Kamaralarla alt güverteleri aydınlatmak için bordalardan ve güvertelerden açılan yuvarlak pencere. )


- PENCERE değil/yerine/= ODAGÖZ


- PENCERE[Fars.] ile PERVÂZ[Fars.]

( ... İLE Kapı, pencere gibi yerlerin kenarlarına geçirilen ensiz parça. | Giysilerin, yaka, kol, etek gibi yerlerine ya da kumaştan yapılmış öteki eşyaların kenarlarına geçirilmiş, dar, uzun parça. | Cilt kapağının iç tarafına konulan parça. )


- PENEPLEN değil/yerine/= YONTUKDÜZ

( Erozyon etkisiyle oluşmuş, yumuşak engebeli yeryüzü parçası, yalama yazı. )


- PENEPLEN değil/yerine/= YONTUKDÜZ


- PENOPLEN[Fr.] değil/yerine/= YONTUKDÜZ

( Erozyon etkisiyle oluşmuş, yumuşak, engebeli yeryüzü parçası, yalama yazı. )


- PERDE ile BRİZBİZ

( ... İLE Pencerelerin çerçevesine, içeriden tutturulan ince perde. )


- PERDE ile EFRİZ/FRİZ[Fr.]

( ... İLE Tavandan inerek sahnenin üst bölümünü, sahne boyunca kaplayan, kısa, dar perde. | Eski Yunan ve Roma yapılarında, taban kirişi ile çatı arasında kalan, üzeri boydan boya kabartmalarla süslü bölüm. )


- PERHÎZ[Fars.] ile PERÎZ[Fars.]

( Sağlığı korumak ya da düzeltmek amacıyla uygulanan beslenme düzeni.[REJİM, RİYAZET/RİYAZAT] | Dince yasak edilen şeylerden tamamıyla uzak kalma/durma. | İncitici sözlerden kaçınma. | Hristiyan ve Yahudiler'in, belirli günlerde, bazı yiyecekleri yemeden tuttukları oruç. İLE Bağırma, haykırma. | Su kenarında yetişen yeşil saz, ot. )


- PERVÂZ[Fars.] ile -PERVÂZ[Fars.] ile PERVÂZE[Fars.] ile PERVÂZÎ[Fars.]

( Uçma, uçuş. | Saçak. | Göze/hücre. | Ayna. | Dolap. | Aynalı, ince ve uzun tahta. İLE "Uçan, uçucu" anlamlarıyla birleşik sözcük yapar.[BÂLÂ-PERVÂZ: Yüksekten uçan. | BÜLEND-PERVÂZ: İddialı, inatçı.] İLE Kır, gezinti için hazırlanan yemek. | Gece eğlencesi ışığı. | Altın ve gümüş yaprakların kırıntısı. İLE Divân-ı Hümâyün ve Defter-i Hâkânî kalemlerine devam ve hizmet etmeden ve de hâcegândan olmadan, yolunu bularak bu kalemlerden birinde ketebeden olduğuna dair kayıtlarına şerh verilen kişi. )


- PERVERÎ[Fars.] / PERVERİŞ[Fars.] / PERVERÎŞ-ÂMÛZ[Fars.] / PERVERÎŞ-YÂB[Fars.] / PERVERİŞ-YÂFTE[Fars.]

( Besleyicilik, büyütücülük, terbiye. | Seçme. | Sevme. İLE Besleyiş, besleme, beslenme. | İlerleme, terakkî. İLE Mânen yetiştiren, filozof. İLE Beslenen. | Yetiştirilen, terbiye gören, terbiye edilen. İLE Büyütülmüş, bakımlı, terbiyeli, terbiye edilmiş. )


- PERVEZ/PERVAZ[Fars.] ile/ve/değil/<> EŞİK


- PES ile/ve/||/<>/> TİZ ile/ve/||/<>/> UYUM

( Hafif, yavaş sesle söylenen. | Yenilgiyi kabul ettiğini belirtmek için ya da birinin şaşkınlık veren davranışlarına karşılık olarak kullanılır. İLE/VE/||/<>/> İnce, keskin selen/sadâ. İLE/VE/||/<>/> ... )


- PEYGAMBER ile/ve/||/<> AZİZ ile/ve/||/<> MESİH

( Dışarıdan. İLE/VE/||/<> Yüz yüze. İLE/VE/||/<> İçeriden. )


- PHOTOCATALYSİS İLE ELECTROCATALYSİS İLE PLASMA ile/||/<> ALTERNATİF KATALİZ

( Geleneksel olmayan aktivasyon yöntemleri. )

( Formül: H₂O → H₂ + ½O₂ )


- PHYLOGENETİC TREE İLE DİSTANCE İLE PARSİMONY ile/||/<> FİLOGENETİK ANALİZ

( Evrimsel ilişkilerin matematiği. )

( Formül: L = P(D|T ileθ) )


- Pİ:
SINIRLI ve SONSUZ


- PİÇ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YETİM/ÖKSÜZ


- PİNOSİTOZ değil/yerine/= ETME


- PİNOSİTOZ ile FAGOSİTOZ

( Gözenin sıvı nesneleri alması. İLE Gözenin katı nesneleri alması. )


- PİRAMİTLER:
[BOSNA ile GİZA ile TİKAL ile MAURITIUS ile KOHKER ile GUIMAK ile ENDONEZYA ile JİLİN ile BEYAZ ile KUKULKAN ile SUDAN ile SUALTI ile KÜBA ile YONAGUNİ ile BALİ ile MAYA ile JAVA ile KAMBOÇYA ile AVUSTRALYA ile GUATEMALA] ile
MODERN PİRAMİTLER
[MOSKOVA ile KANADA ile CEITUS ile MEMPHIS ile LAS VEGAS]

( [Bosna'da. İLE Mısır'da. İLE Guatemala'da. İLE Mauritius'ta. İLE Kamboçya'da. İLE Kanarya Adaları'nda. İLE Endonezya'da. İLE Kuzeydoğu Çin'de. İLE Çin'de. İLE Meksika'da. İLE Sudan'da. İLE Portekiz açıklarında. İLE Küba açıklarında. İLE Japonya'da. İLE Bali adalarında. İLE Güney Amerika'da. İLE Java adalarında. İLE Kamboçya'da. İLE Avustralya'da. İLE Guatemala'da.]
İLE
Modern:
[Rusya'da. İLE Kanada'da. İLE Roma(İtalya)'da. İLE Amerika'da. İLE Amerika'da.] )

( En çok piramitin bulunduğu ülke, Mısır değil Sudan'dır[220 piramit bulunmaktadır.] )


- PİS ile/değil BİZ


- PİSBOĞAZ/ŞİKEMPERVER[Fars.] değil/yerine/= OBUR

( Zamansız ve ayırt etmeden, eline geçeni yiyen kişi. İLE Gereğinden çok yemek yiyen, doymak bilmeyen. )


- PİYAZ[Fars.] ile PİLÂKİ[Yun.]

( Haşlanmış kurufasulyenin üzerine ince doğranmış soğan ve maydanoz katıldıktan sonra zeytinyağı ve limon dökülerek yapılan fasulye salatası. | Yemeklerin yanına katılan, ince doğranmış ve tuzla öldürülmüş, maydanozlu soğan. | Bir çıkar sağlamak düşüncesiyle söylenilen övücü söz. İLE İçine, soğan, sarımsak, maydanoz ve havuç gibi sebzeler katılarak zeytinyağıyla pişirilen yemek. )


- PLAZMA ile/||/<> GAZ

( Plazma iyonize kollektif İLE gaz nötr bağımsız parçacıklar. )

( Formül: 4. hal İLE 3. hal )


- PLAZMOLİZ değil/yerine/= BÜZÜNME/SU SALMA


- PLAZMOLİZ ile HEMOLİZ

( Göze zarının göze çeperinden ayrılması. İLE Kırmızı kan gözelerinin parçalanması. )


- PLIMPTON 322 : x² + y² = z²

( Babil'de bulunan çivi yazılı bir kil tablettir. Tableti özel kılan ise matematiksel içeriğidir. En önemlisi, Plimpton 322 olan yaklaşık 400 tablet sayesinde, Babil dönemi matematiği çözümlenmiştir. Tabletin, milâttan önce 1800 ilâ 1650 yılları arasında yazıldığı tahmin edilmektedir. )


- POLIMER/POLYMER[İng.] değil/yerine/= ÇOĞUZ


- POLONEZ ile ...

( Polonya milli dansı ve bu dans için yapılmış müzik parçası. )


- PONTON[Fr.] ile TOMBAZ

( Batmış gemileri askıya alma işinde kullanılan büyük duba. | Yat limanlarında yatların yanaşması için zincirle karaya bağlı sabit duba. İLE Irmaklarda işleyen, altı düz kayık. | Üzerinde köprü kurulan, altı düz kayık biçiminde duba, ponton. )


- POOL :/yerine HAVUZ


- POP ile/ve/||/<>/> ROCK ile/ve/||/<>/> KLASİK ile/ve/||/<>/> CAZ/JAZZ


- POWDER :/yerine TOZ


- POZ ile/değil/yerine KOZ

( [not] POSE/POSITION vs./but TRUMP/ADVANTAGE
TRUMP/ADVANTAGE instead of POSE/POSITION )


- POZ[Fr.] ile POZİSYON[Fr.]

( [Resim ya da fotoğrafta] Duruş. İLE Fotoğrafta, objektifin açık kaldığı süre. | Kurum, çalım. İLE Bir şeyin, bir nesnenin, bir kişinin, bir yerde bulunuş durumu, konum. | Bir kişinin, toplumsal durumu. )


- PRİZ ile/ve/değil EŞİK


- PRİZ[Fr. < PRISE] ile/ve/||/<>/< FİŞ[Fr. < FICHE]

( Elektrik akımı almak için fişin sokulduğu yuva. İLE/VE/||/<>/< Prizden akım almaya yarayan araç. | Bir yapıtın hazırlanmasında kolaylık sağlamak ya da bir işe kılavuzluk etmek için yazılıp sınıflandırılan küçük kâğıt yapraklardan her biri. | Bir işi yaptırmak ya da gereken kaydın alındığını belirtmek için bir koçandan koparılmış kâğıtlardan her biri, makbuz. )

( )


- PRİZ[Azr.] = ÖDÜL[Tr.]


- PROFAZ İLE METAFAZ İLE ANAFAZ İLE TELOFAZ İLE SİTOKİNEZ ile/||/<> MİTOZ EVRELERİ

( Gözede çekirdek bölünmesinin ardışık evreleri ve sitoplazma bölünmesidir. )

( Formül: 2n → 2 × 2n )


- PROFAZ ile/||/<> METAFAZ

( Profaz kromatin yoğunlaşma İLE metafaz ekvator. )

( Formül: Kondenzasyon İLE dizilim )


- PROFAZ ile TELOFAZ

( Mitoz ve mayoz bölünmenin ilk evresi. İLE Mitoz ve mayoz bölünmenin son evresi. )


- PROGNOZ/PROGNOSIS[İng.]/AKIBET[Ar.] değil/yerine/= SONLANIM


- PROMISE :/yerine SÖZ VERMEK, SÖZ


- PROTEZ[Fr. PROTHESE] değil/yerine/= TAKMA ...

( Eksik bir örgenin yerini tutmak, bir örgenin sakatlığını örtmek amacıyla yapılan yapay örgen ya da parça. | Bu amaçla yapılıp kullanılan örgen. | [dilb.] Öntüreme. )


- PSİKOZ/PSYCHOSIS[İng.] ile/||/<> DEREALİZASYON ile/||/<> DEDİFERANSİYASYON

( Gerçeklik yitimi. İLE/||/<> Gerçeklik yitimi. İLE/||/<> Ayrıştırma/ayrımlaşma yitimi. )


- PSİKOZ ile/ve/||/<>/> KİŞİLİK BOZUKLUKLARI ile/ve/||/<>/> NEVROZ

( Gerçeklikten kopma, halüsinasyonlar ve sanrılar ile ilişkili bilişsel bozukluk. İLE/||/<> ... İLE/||/<> Kaygı ve stresle başa çıkma zorlukları ile ilişkili bir bilişsel bozukluk. )


- PULSE/PULSUS[İng.] değil/yerine/= NABIZ


- PULUÇ/INNÎN, ANÂNET[Ar.]/IMPOTENCE[İng.]/IMPUISSANCE[Fr.]/EMPTOTANS[Fr. IMPUISSANT] ile/>< PRİAPİZM

( Eşeysel güçsüzlük, iktidarsızlık. Ereksiyon olamama. (Kalkmaması) | Kısır, güçsüz. İLE/>< Sürekli erekte durumunda olma. [Tarihte ilk olarak M.Ö. 1550'lerde Antik Mısır'da yazılmış olan Ebers tıp papirüsünde "Priapizm" hastalığından söz edilmiştir. Bu hastalığın tarihteki ilk tarifi ise M.Ö. 300'lü yıllarda Apamealı Demetrius tarafından yapılmıştır.] [Çok tanrılı Yunan mitolojisinde, Bereket Tanrısı dışında, Dionysus, Pan ve Hermes gibi tanrılar da büyük üreme örgenleri ile bilinir.] )

Bugün[23 Ekim 2025]
itibarı ile 2.711 başlık/FaRk ile birlikte,
2.711 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(9/12)