Y ile biten FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 1.968 başlık/FaRk ile birlikte,
1.968 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(3/9)
- ŞEY:
CİSİM ANLAMINDA ile/ve VAR ANLAMINDA
( THING: MEANING IN SUBSTANCE vs./and MEANING IN EXISTS )
- CİSM[Ar.] ile ŞEY'[Ar.]
- CITY :/yerine ŞEHİR
- CİVAR değil/yerine/= DOLAY
- CİZYE ile HUMUS ile FEY
- -CLASİA/-CLASİS ile/||/<> -CLAST/-CLASTY
( Parçalanma, ayrılma, yırtılma, haraplanma. İLE/||/<> Parçalara ayrılmış, parçalanmış. )
- [not] CLASSIFICATION vs. CATEGORY
( CATEGORY instead of CLASSIFICATION )
- CLEAR vs. CLARITY
- CLEARLY :/yerine AÇIKÇA
- CLEAR(NESS) vs. CERTAINTY
- CLİCK CHEMİSTRY ile/||/<> TRADİTİONAL ORGANİC CHEMİSTRY
( Click chemistry yüksek verimli seçici reaksiyonlarken İLE traditional organic chemistry çok adımlı düşük verimli sentezlerdir )
( Formül: CuAAC reaction )
- CLOSELY :/yerine YAKINDAN
- ÇOCUK GELİŞİMİ KURAMLARINDA:
ABRAHAM MASLOW ve/||/<> ERIK ERIKSON ve/||/<> JEAN PIAGET ve/||/<> LAWRENCE KOHLBERG ve/||/<> JOHN BOWLBY
( Gereksinimler sıradüzenine işaret etmiştir. VE/||/<> Bireylerin, sorunlarını çözme olanaklarının bulunduğuna işaret etmiştir. Gelişimin, sekiz aşaması olduğunu öne sürmüştür. Benlik güçlerinin, gelişimsel sorunların başarılı biçimde çözülmesiyle kazanıldığına işaret etmiştir. VE/||/<> Bilişsel gelişimin aşamalarını ortaya koymuş ve çocukların, belirli gelişimsel aşamalara özgü, beceri ve davranışlarının olduğunu, kavramlarla açıklamıştır. VE/||/<> Piaget'in önerdiği, bilişsel gelişim kavramları ile ahlâkî kavramların kazanımı arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. VE/||/<> Çocuğun, duygusal ve davranışsal gelişimi ile ilgisi olduğu düşünülen, anneye bağlanmaya vurgu yapmış ve bağlanma kuramını ortaya atmıştır. )
- CODİNG THEORY ile/||/<> COMPRESSİON THEORY
( Coding theory hata düzeltme kodlarını incelerken İLE compression theory veri sıkıştırma algoritmalarını inceler )
( Formül: Hamming distance )
- COĞRAFYA = GEOGRAPHY[İng.] = GÉOGRAPHIE[Fr.] = ERDKUNDE[Alm.] = GEOGRAFIA[İt.] = GEOGRAFÍA[İsp.]
- ÇOK "ŞEYLER" değil ÇOK ŞEY
- COMBİNATORİAL CHEMİSTRY ile/||/<> TRADİTİONAL SYNTHESİS
( Combinatorial chemistry çok sayıda bileşiği paralel sentez ederken İLE traditional synthesis tek tek molekül sentezi yapar )
( Formül: Library screening )
- COMEDY :/yerine KOMEDİ
- COMFORT vs./and CLOSENESS/SYMPATHY
- COMMERCIAL LAW and/||/<> COMMERCIAL UNDERTAKINGS LAW and/||/<> COMMERCIAL TRANSACTIONS AND APPLICABLE RULES and/||/<> COMMERCIAL LITIGATITION and/||/<> COMMERCIAL/TRADE REGISTRY
( Ticaret hukuku. VE/||/<> Ticarî işletme hukuku. VE/||/<> Ticari işler ve tâbi oldukları kararlar. VE/||/<> Ticarî yargı. VE/||/<> Ticaret sicili. )
- COMMUNITY vs. SOCIETY
- COMMUNITY :/yerine TOPLUM
- COMPANY :/yerine ŞİRKET
- COMPLEMENTARY vs. COMPLIMENTARY
- COMPLEMENTARY ile/||/<> SUPPLEMENTARY
( Complementary toplam 90° İLE supplementary toplam 180°. )
( Formül: Sum to 90° İLE sum to 180° )
- COMPLETE vs. INTEGRITY
- COMPLETELY :/yerine TAMAMEN
- COMPUTATİONAL BİOLOGY ile/||/<> WET LAB BİOLOGY
( Computational biology matematiksel modelleme ve hesaplama kullanırken İLE wet lab biology deneysel laboratuvar çalışması yapar )
( Formül: Algorithm development )
- COMPUTATİONAL COMPLEXİTY ile/||/<> ALGORİTHMİC EFFİCİENCY
( Computational complexity problemlerin kuramk hesaplama zorluğunu incelerken İLE algorithmic efficiency spesifik algoritmaların pratik performansını inceler )
( Formül: P İLE NP )
- COMPUTATİONAL GEOMETRY ile/||/<> ANALYTİC GEOMETRY
( Computational geometry geometrik problemlerin algoritma çözümlerini incelerken İLE analytic geometry geometriyi koordinat sistemleriyle inceler )
( Formül: Voronoi diagram )
- COMPUTER-AİDED DRUG DESİGN ile/||/<> TRADİTİONAL DRUG DİSCOVERY
( Computer-aided drug design hesaplamalı yöntemlerle ilaç tasarlarken İLE traditional drug discovery deneme yanılma yöntemi kullanır )
( Formül: Molecular docking )
- CONFIDENTLY vs. CONFIDENTIALLY
- CONSOLIDATION vs. INTEGRITY
( BÜTÜNLEŞME ile BÜTÜNLÜK )
- CONSTANTLY :/yerine SÜREKLİ OLARAK
- CONTEMPORARY :/yerine ÇAĞDAŞ
- CONTINUAL QUANTITY vs. DISCONTINUOUS/TRANSIENT QUANTITY
( Unit. vs. Quantity. )
- CONTROVERSY :/yerine TARTIŞMA
- COPY :/yerine KOPYA, KOPYALAMAK
- COUGALAPATHY -ile
( Kanın pıhtılaşamaması durumu/sorunu. )
- COUNCIL :/yerine KONSEY
- COUNTRY :/yerine ÜLKE
- COUNTY :/yerine İLÇE
- COURAGE vs./and DECISIVENESS/STABILITY
- ÇÖZÜMSÜZ ÇATIŞKI = TESAVİ-İ NAKİZEYN = ANTINOMY[İng.] = ANTINOMIE[Fr.] = ANTINOMIE[Alm.] = ANTI-NOMIA[Yun.]
- CPOE/COMPUTERIZED PHYSİCIAN ORDER ENTRY değil/yerine/= BİLGİSAYARDAN DOKTOR İSTEM GİRİŞİ
- CRAZY :/yerine DELİ
- CROSS-OVER STUDY değil/yerine/= ÇAPRAZ KARŞILAŞTIRMALI ARAŞTIRMA
- CROSS-SECTIONAL STUDY değil/yerine/= KESITSEL ÇALIŞMA
- CRS/CONFORMAL RADIOSURGERY değil/yerine/= UYUMLU RADYOCERRAHİ
- CRT/CARDIAC RESYNCRONIZATION THERAPY değil/yerine/= KALP EŞ ZAMANLAMA SAĞALTIMI
- CRY :/yerine AĞLAMAK
- CRYOBİOLOGY ile/||/<> ROOM TEMPERATURE BİOLOGY
( Cryobiology düşük sıcaklık koşullarında biyolojik sistem davranışını incelerken İLE room temperature biology standart sıcaklık koşullarında çalışır )
( Formül: Cryoprotectant )
- CRYPTO CURRENY değil/yerine/= KRIPTO PARA
- CRYPTOGRAPHİC THEORY ile/||/<> NUMBER THEORY
( Cryptographic theory güvenli iletişim matematik temelleri sağlarken İLE number theory sayıların soyut özelliklerini inceler )
( Formül: One-way function )
- CSC İLE NİCHE İLE HETEROGENEİTY ile/||/<> KANSER KÖK GÖZELERİ
( Tümör içi göze çeşitliliği. )
( Formül: CD44+/CD24- (CSC marker) )
- CÛ[Fars.] ile CÛ/CÛY[Fars.] ile -CÛ[Fars.] ile CÛ'[Ar.][Fars.]
( Arama, araştırma. İLE Akarsu, ırmak, çay. İLE "arayan, araştıran, arayıcı" anlamalarına gelen sıfatlar oluşturur. İLE Aclık, ac kalma. )
- CÜCE BUĞDAY ile/değil/yerine BUĞDAY
- CUICUILCO ile/ve STONEHENGE ile/ve AVEBURY ile/ve CASTLERIGG ile/ve NEWGRANGE
( Meksika. İLE/VE İngiltere'de. İLE/VE İngiltere'de. İLE/VE İngiltere'de. İLE/VE İrlanda'da. )
- CÜMLE yerine TÜMCE/SÖZEY
- CUNDA[< İt.] ile Cunda/Alibey
( Yatay serenlerin, iki başı. İLE Edremit'te bulunan ada. )
( SEREN: Yelkenli gemilerde, üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanan gönder. | Konut yapılarında, menteşe ve kilidin takıldığı, düşey konumdaki kalın parça. )
- CURİE İLE NÉEL İLE VERWEY ile/||/<> MANYETİK GEÇİŞLER
( Manyetik faz değişimleri. )
( Formül: T > Tc → paramanyetik )
- CURRENTLY :/yerine ŞU ANDA
- CÛY[Fars.] ile/ve CÛY-BÂR[Fars.]
( Nehir, akarsu, ırmak. İLE/VE Dere, ırmak, çay. )
- DAHA KOLAY ile/ve/||/<>/> EN KOLAY
( [ne yazık ki]
Kolay/rahat/hızlı kazanılan paranın tüketilmesi. İLE/VE/||/<>/> Başkasının/vatandaşın/emekçinin parasının "tüketilmesi". )
- DAILY :/yerine GÜNLÜK
- DALÂL[Ar.] ile GAYY[Ar.]
- DALE/DISABILITY ADJUSTED LIFE EXPECTANCY[İng.] değil/yerine/= YETİ YİTIMINE AYARLANMIŞ YAŞAM BEKLENTISİ
- DANGEROUS vs. RISKY
- DANIŞTAY ile/||/<>/< DÎVÂN-I HÜMÂYÛN
( Yönetim davâlarına bakmak, bakanlar kurulunca gönderilen yasa ve tüzük tasarıları ile imtiyaz sözleşmeleri üzerinde düşüncelerini bildirmek gibi görevleri olan, üyeleri Anayasa Mahkemesi'nce seçilen bağımsız anayasa kuruluşu. İLE/||/<>/< Eskiden İslâm devletlerinde, devlet işlerinin görüşülüp karara bağlandığı kurul.[Başlangıçta bir devlet dairesi olan dîvân, İran devlet geleneğinin de etkisiyle sonradan kurul biçimine dönüşmüştür] )
- DARK MATTER ile/||/<> DARK ENERGY
( Dark matter görülmeyen kütle etkisi yaparken İLE dark energy evrenin hızlanan genişlemesine neden olur )
( Formül: Λ-CDM model )
- DATA INTEGRITY[İng.] değil/yerine/= VERİ BÜTÜNLÜĞÜ
- DAY :/yerine GÜN
- DE RHAM COHOMOLOGY ile/||/<> ČECH COHOMOLOGY
( de Rham diferansiyel form, Čech örtü intersection. )
( Formül: Differential forms İLE cover intersections )
- DEBDEBELİ/HAŞMETLİ/İHTİŞAMLI/MUHTEŞEM/ŞAŞAALI/ŞATAFATLI/HACCAL/TANTANALI/LÜKS değil/yerine/= GÖRKLÜ/GÖRKEMLİ/GÖSTERİŞLİ/IŞIGÖRKLÜ/İRİGÖRKLÜ
- [not] DEBT vs. LOYALTY
- DECISIVENESS vs. OBSTINACY
- DEEP ECOLOGY değil/yerine/= DERİN ÇEVREBİLİM
- DEEPLY :/yerine DERİNDEN
- DEFINITELY :/yerine KESİNLİKLE
- DEFORMİTE/DEFORMITY[İng.] değil/yerine/= BİÇİM BOZUKLUĞU
- DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY -ile
( DEĞİŞİM )
- DEITY -ile
( Meleksi varlık. )
- DEKAN değil/yerine/= YETİLBEY
( Mâlî Papaz. DEĞİL/YERİNE ... )
- DELAY :/yerine GECİKME
- DELIVERY :/yerine TESLİMAT
- DEMİRCİKÖY :
( İlçenin deniz sahili olan köylerindendir. Kilyos, Rumelifeneri, Uskumruköy ve Zekeriyaköy'den sınır alır. Son on beş yıldan beri arazilerin imara açılması nedeni ile köy olmaktan çıkmıştır. Pek çok site, Demirciköy'ü köy havasından uzaklaştırmış, sayfiye yeri haline getirmiştir. 1992 nüfus sayımına göre köy nüfusu 547 dir. )
- DEMOCRACY :/yerine DEMOKRASİ
- DEMOGRAFİ/K / DEMOGRAPHY/DEMOGRAPHIC[İng.] değil/yerine/= ÇOĞA BİLİMİ
- DENEY ile/ve/değil DENEME
( [not] EXPERIMENT vs./and/||/<>/but/< TRIAL
TRIAL instead of EXPERIMENT )
- DENEY ile/ve/||/<>/> DENETIMLİ DENEY
- DENEY ile/ve DENEYİM
( Dışta. İLE/VE İçte. )
( En önemli sözcüklerden biri, "Denemek"tir. )
( Yoğun bir deneyim yaşayan kişi, güven ve cesâret yayar. )
( Geçmiş deneyimlere göre davranmayalım, yeniden ve tekrar tekrar deneyelim. )
( Doğrudan deneyim, en son kanıttır. )
( Deneyim eşsizdir/benzersizdir, kuşku götürmez ve yanlış anlaşılmaz. )
( Sürekli olan deneyimlenemez, çünkü onun sınırları yoktur. )
( Tüm deneyim, zihindedir. )
( Denemezsek, saplanıp kalırız. )
( Deneyelim! Her seferinde, bir adım daha kolaydır. )
( Deneyin ve yine deneyin! )
( Tekrar deneyin! Denemeye devam edersek, bir şey olabilir. )
( Başarıncaya kadar, denemeye devam edelim! )
( Laboratuvarda. İLE/VE Kişi(ler)de/ki. )
( Outside. VS./AND Inside.
Experiment anew, don't go by past experience.
Direct experience is the final proof.
The experience is unique and unmistakable.
The continuous cannot be experienced, for it has no borders.
All experience is in the mind.
If you don't try, you are stuck.
Try. One step at a time is easy.
Try and try again.
Try again. If you keep on trying, something may happen.
You just keep on trying until you succeed. )
( Nesnel. İLE/VE Öznel. )
( EXPERIMENT vs./and EXPERIENCE )
- DENEY ile/ve DÜZENEK
( vs./and/||/<> APPARATUS )
- DENEY ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GİRİŞİM
( vs./and/||/<>/but/< INTERFERENCE
INTERFERENCE instead of EXPERIMENT )
- DENEY ile/ve GÖZLEM
( EXPERIMENT vs. OBSERVATION )
- DENEY ile/ve/<> SORU
( EXPERIMENT vs./and/<> QUESTION )
- DENEY = TECRÜBE = EXPERIENCE, EXPERIMENT[İng.] = EXPÉRIENCE[Fr.] = ERFAHRUNG[Alm.] = EXPERIENTIA[Lat.] = EMPEIRIA[Yun.] = EXPERIENCIA[İsp.]
- DENEY ile TEST
( Bilimsel bir gerçeği göstermek, bir yasayı doğrulamak, bir varsayımı kanıtlamak amacıyla yapılan işlem. İLE Birinin, bir topluluğun doğal ya da sonradan kazanılmış yeteneklerini, bilgi ve becerilerini ölçmeye ve anlamaya yarayan sınama. | Doğru yanıtın, seçenekler arasından bulunmasına dayanan bir sınav türü. | Biyolojik bir işlevi ya da değişmez bir niteliği incelenen bireyin tepkisini, örnek olarak alınan normal bireyinkiyle karşılaştırarak ölçmeye ve değerlendirmeye yarayan yoklama. | Bir hastalığın varoluşunu ve niteliğini anlamak için yapılan laboratuvar araştırması. )
( EXPERIMENT vs. TEST )
- DENEY ve YASA
( EXPERIMENT and LAW )
- DENİZ OTOBÜSLERİNDE:
AUTHORISED PERSONNEL ONLY yerine ANCAK YETKİLİ KİŞİ GİREBİLİR
- DENSE vs. BUSY
- DENSE vs. "HEAVY"
- DENY :/yerine İNKAR ETMEK
- DEONTOLOJİ/DEONTOLOGY[İng.] değil/yerine/= DAVRANIŞ KURALLARI BİLİMİ MESLEK AHLÂKI BİLİMİ, DAVRANIŞ KURALLARI BİLİMİ
- DEONTOLOJİ(ÖDEV BİLİMİ) = İLM-İ VEZAİF = DEONTOLOGY[İng.] = DÉONTOLOGIE[Fr.] = DEONTOLOGIE[Alm.]
- DEPUTY :/yerine VEKİL
- DERÂ[Fars.] ile -DERÂ/DERÂY[Fars.]
( Çan, çıngırak. İLE "Durmadan söylenen" anlamına sıfat yapar.[HERZE-DERÂY/YÂVE-DERÂY: Saçma sapan şeyler söyleyen.] )
- DERE ile ÇAY ile IRMAK
( BROOK vs ... vs. RIVER )
- DERİVED ALGEBRAİC GEOMETRY ile/||/<> CLASSİCAL ALGEBRAİC GEOMETRY
( Derived algebraic geometry homotopical bilgi içeren şemalarken İLE classical algebraic geometry standart komütatif cebirsel geometridir )
( Formül: Simplicial commutative rings )
- DERİVED CATEGORY ile/||/<> TRİANGULATED CATEGORY
( Derived category kompleks kohomoloji kategorisiyken İLE triangulated category axiomatik üçgen yapı taşır )
( Formül: Exact triangle )
- DESCRİPTİVE SET THEORY ile/||/<> CLASSİCAL SET THEORY
( Descriptive set theory Borel ve analytic kümeleri incelerken İLE classical set theory genel küme aksiyomlarını inceler )
( Formül: Projective hierarchy )
- DESTAN:
YAPAY ile DOĞAL
- DESTROY :/yerine YOK ETMEK
- DETAIL vs. DELICACY
- DETAIL :/yerine DETAY
- DETAY[İng./Fr. < DETAIL]/TEFERRUAT[Ar.] değil/yerine/= AYRINTI/LAR
- DEVAM değil/yerine/= SÜREY
- DF/DOCUMENT FREQUENCY[İng.] değil/yerine/= BELGE SIKLIĞI
- DG/DIRECT RADIOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= DİREKT GRAFİ, DOĞRUDAN X-IŞINLI GÖRÜNTÜLEME
- DICTIONARY vs./and ENCYCLOPEDIC DICTIONARY
- DIFFERENCE vs. PECULIARITY
- DIFFERENT/DIFFERENCY vs. DIFFERENCE/Y OF QUALITY
- DİFFERENTİAL GALOİS THEORY ile/||/<> CLASSİCAL GALOİS THEORY
( Differential Galois theory diferansiyel denklem çözümlerinin Galois kuramıyken İLE classical Galois theory polinom denklem çözümlerinin kuramıdir )
( Formül: Picard-Vessiot extension )
- DIFFERENTLY :/yerine FARKLI ŞEKİLDE
- DIFFICULT vs. "HEAVY"
- DIFFICULTY :/yerine ZORLUK
- DİGİTAL BİOLOGY ile/||/<> ANALOG BİOLOGY
( Digital biology dijital teknoloji entegrasyonu ile biyoloji yaparken İLE analog biology geleneksel non-digital yöntemler kullanır )
( Formül: Digital biomarkers )
- DIGITAL DIARY ile DATABANK
- DİKEY ile DÜŞEY
( PERPENDICULAR vs. VERTICAL )
- DİKEY ile YATAY
( AMUDİ ile UFKIY )
( VIRITICAL vs. HORIZONTAL )
- DİKOTOMİ/[İng. DICHOTOMY] değil/yerine/= İKİLİK | İKİLEM/Lİ / İKİLEMSEL
- DIKW/DATA-INFORMATION-KNOWLEGDE-WISDOM HIERARCHY[İng.] değil/yerine/= VERİ-BİLİ-BİLGİ-BİLGELİK SIRADÜZENİ
- DİLATÖR/DİLATORY[İng.] değil/yerine/= GENİŞLETEN
- DILTHEY
- DILTHEY ve/<> GADAMER
- DIRECTLY :/yerine DOĞRUDAN
- DİREY ile/ve BİREY
- DİRİMBİLİM/DİRİLBİLİM = BIOLOGY[İng.] = BIOLOGIE[Fr.] = BIOLOGIE[Alm.] = BIOLOGIA[İt.] = BIOLOGÍA[İsp.]
- DIRTY :/yerine KİRLİ
- DİSABİLİTE/DISABILITY[İng.] değil/yerine/= ENGELLİLİK | YETİ YİTIMİ
- DISABILITY :/yerine ENGELLİLİK
- DISCOVERY :/yerine KEŞİF
- DISPLAY :/yerine GÖSTERMEK, EKRAN
- DİSRAFİ/DISRAPHY[İng.] değil/yerine/= BİTİŞİM BOZUKLUĞU
- DISTRESS/BOREDOM vs./and REMEDY
- DİSTROFİ/DYSTROPHY[İng.] değil/yerine/= YOZLAŞIM, YOZLAŞMA
- DİVÂN-I MUHASEBAT[Ar.] değil/yerine/= SAYIŞTAY
- DIVERSITY :/yerine ÇEŞİTLİLİK
- DİYATERMİ/DİATHERMY[İng.] değil/yerine/= ISI UYGULAMASI
- DLT/DISTRİBUTED LEDGER TECHNOLOGY[İng.] değil/yerine/= DAĞITIK DEFTER TEKNOLOJİSİ
- DNA İLE FİNGERPRİNT İLE TOXİCOLOGY ile/||/<> ADLİ BİLİMLER
( Suç araştırmalarında bilimsel yöntemler. )
( Formül: CODIS: 20 STR locus )
- DOĞRU ile AÇIORTAY
( ... İLE Bir açısal bölgeyi, ölçüleri birbirine eşit olan iki açısal bölgeye ayıran doğru. )
- DOĞRULAMAK = VERIFY[İng.] = VÉRIFIER[Fr.] = VERIFIZIEREN[Alm.]
- DOLUNAY ile/ve/<> DÖRDÜN
( ... İLE/VE/<> Ay ya da benzeri gök nesneleri[cirim] tekerlerinin yarısının aydınlık olduğu evre, yarımay. )
( ... ile/ve/<> TERBİ )
- DOLUNAY/NUR/BEDİR[Ar. < BEDR] ile YARIMAY/DÖRDÜN ile YENİAY/AYÇA/HİLÂL[Ar.]
- DRAMATICALLY :/yerine ÇARPICI BİÇİMDE
- DRY :/yerine KURU, KURUTMAK
- DSA/DİJİTAL SUBTRAKSİYON ANJİYOGRAFİ/DONOR SPECIFIC ANTIGEN | DIGITAL SUBTRACTION ANGIOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= VERİCİ ÖZGÜL ANTİJEN | SAYISAL ÇIKARIMLI DAMAR GÖRÜNTÜLEMESİ
- DUA ile İSTİSKA'[< SAKY]
( ... İLE Yoğun bir biçimde su gereksinimi duyma. | Yağmur duası. | Gövdenin bir yerinde ya da karında su birikmesi. )
- DUA ile VAHİY
( Bizden çıkan. İLE Ondan gelen. )
( Kulun, Allah'la konuşması. İLE Allah'ın, kul ile konuşması. )
- DUDE vs. BUDDY
- DÜNYA ve/||/<> AY
( İlgili konuşmayı izlemek için burayı tıklayınız... )
( [çapı] 12.756 km.[çevresi 40.000 km.] VE/||/<> 3474 km.[4/1] )
( Arasındaki uzaklık, 356.000 - 406.000 km. )
( Ay, her yıl 4 cm. kadar dünyadan uzaklaşmaktadır. )
( Işıkla ulaşma uzaklığı, gönderim süresiyle 1.27 saniye, dönüşüyle birlikte toplam 2.54 saniyedir. )
( ... VE/||/<> -233 ile 123 °C arasındadır.[Atmosferin olmaması nedeniyle] )
( ... VE/||/<> Aydaki yerçekimi, dünyanın altıda biridir. [60 kg. = 10 kg.] )
( ... VE/||/<> Güneş Sistemi içinde beşinci büyük doğal uydudur. Dünya'nın yörüngesindeki dönüşünü 27.3 günde tamamlar ve her 29.5 günde tekrar eden Ay'ın evreleri oluşur. )
( ... VE/||/<> Ay'ın yüzeyi, çoğunlukla oksijen, silikon, magnezyum, demir, kalsiyum, alüminyum ve titanyumdan oluşur. )
( İnsan eliyle yapılmış hiçbir yapı, aydan çıplak gözle görülemez. )
- DÜNYANIN ÇEVRESİNİ DOLAŞAN İLK KİŞİ:
MACELLAN değil HENRY
( Ferdinand Macellan, dünyanın etrafındaki turunu tamamlayamadı. 1521'de, Filipinler'de henüz turun yarısındayken öldürüldü. [Macellan, 1511'de, Portekiz'den çıkıp Hint Okyanusu'nu geçerek önce Uzakdoğu'yu ziyaret etti. Henry'i, 1511'de, Malezya'daki bir köle pazarında buldu ve onu geldiği yoldan Lizbon'a götürdü. 1519'da çıkılan dünya turu girişimi de dahil olmak üzere bundan sonraki tüm yolculuklarında Henry, Macellan'ın yanında gitti. Bu yolculuk, öteki yönden, yani Atlas Okyanusu'nu ve Büyük Okyanus'u geçerek gerçekleşti. Bu yüzden, 1521'de Uzakdoğu'ya vardıklarında, Henry dünyanın etrafını tam olarak dolaşmış olan ilk kişi oldu. )
- DURABILITY[İng.] değil/yerine/= DAYANIKLILIK, SAĞLAMLIK
- DÛR-BÎN[Fars.] ile DÛR-NÜMÂ/Y[Fars.]
( Uzağı/ileriyi/geleceği gören. İLE Uzağı gösteren. )
- DÜŞLEM = HAYAL = FANTASY[İng.] = FANTAISIE[Fr.] = EINBILDUNG, PHANTASIE[Alm.] = PHANTASIA[Lat., Yun.] = FANTASÍA[İsp.]
- DUTY :/yerine GÖREV
- DUYARLILIK = HASSASİYET = SENSIBILITY[İng.] = SENSIBILITÉ[Fr.] = SENSIBILITÄT, SINNLICHKEIT[Alm.] = SENSIBILIDAD[İsp.]
- DUYGUDAŞLIK = TECAZÜP = SYMPATHY[İng.] = SYMPATHIE[Fr., Alm.] = SYMPATHEIA[Yun.] = SIMPETIA[İsp.]
- DÜZEN ile/ve/||/<>/> DÜZEY
- DÜZEY ile DERECE
- DÜZEY ile MUTLAK
( LEVEL vs. ABSOLUTE )
- EACH vs. EVERY
- EARLY :/yerine ERKEN
- EASILY :/yerine KOLAYCA
- EASY vs. ORDINARY
- EASY :/yerine KOLAY
- ECONOMICS vs. ECONOMY
- ECONOMY :/yerine EKONOMİ
- ECT-/ECTO- ile/||/<> -ECTASİA/-ECTASİS ile/||/<> -ECTOMİZE ile/||/<> -ECTOMY ile/||/<> -CENOSİS ile/||/<> -STEREİSİS ile/||/<> ECTRO-
( Dış, dışta, olmaksızın. İLE/||/<> Dilatasyon, genişleme. İLE/||/<> Eksizyondan uğrama. İLE/||/<> Cerrahi olarak çıkarma. İLE/||/<> Akıntı, cerrahi olarak çıkarma. İLE/||/<> Bir bölümün cerrahi olarak çıkarılması, eksiklik. İLE/||/<> Doğuştan, konjenital olarak eksik. )
- EDİMSEL/LİK = BİLFİİL = ACTUAL/ITY[İng.] = ACTUEL/ITÉ[Fr.] = AKTUELL, WIRKLICHKEIT[Alm.] = ACTUALITAS[Lat.] = EFECTIVO[İsp.]
- EDMUND HALLEY ile/ve/||/<> ROBERT HOOKE ile/ve/||/<> CRISTOPHER WREN
- EFFECTIVELY :/yerine ETKİLİ ŞEKİLDE
- EFFICACY ile EFLÜKS/EFFLUX
( Etkinlik. İLE Dış atım. )
- EFFICIENCY :/yerine VERİMLİLİK
- EFSÂNE CÛ/Y[Fars.] ile EFSÂNE GÛ/Y[Fars.]
( Efsâne arayan/arayıcı. Boş vakit geçirmek isteyen. İLE Masal söyleyen, saçmasapan söyleyen. )
- EĞLENCE ile TOY
( ... İLE Yemekli eğlence. )
- EKİP ile/ve/değil KONVOY
- EKO/ECHO ECHOCARDIOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= EKOKARDİYOGRAFİ
- EKOKARDİYOGRAFİ/ECHOCARDIOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= SES ÖTESİ DALGALARLA YÜREK GÖRÜNTÜLENMESİ
- EKOLOJİ/ECOLOGY[İng.] değil/yerine/= ÇEVRE BİLİMİ
- EKOTİP/EKOLOJİK IRK değil/yerine/= ÇEVRETÜR/ÇEVRESEL SOY
- EKREM REŞİT REY ve/||/<> CEMAL REŞİT REY
( ["Lüküs Hayat" oyununun]
Yazarı. VE/||/<> Müzik yapımcısı. )
- EKSPERİMENT/EXPERIMENT[İng.] değil/yerine/= DENEY
- EKSPİRATUVAR/EXPIRATORY[İng.] değil/yerine/= SOLUKVERİM (İLİŞKİLİ)
- EKSPLORATUVAR/EXPLORATORY[İng.] değil/yerine/= INCELEYİCİ | GÖZDEN GEÇİRICİ
- EKSTAZİ/ECSTASY[İng.] değil/yerine/= ESRİME
- EKSTRAMEDÜLER/EXTRAMEDULLARY[İng.] değil/yerine/= KEMİK İLİĞİ DIŞI
- EKT/ELECTROCONVULSIVE THERAPY[İng.] değil/yerine/= ELEKTROKONVÜLZİF TEDAVİ, ELEKTROŞOK TEDAVİSİ
- EKTOPİ/ECTOPY[İng.] değil/yerine/= KONUM DIŞI
- ELASTISITE/ELASTICITY[İng.] değil/yerine/= ESNEKLİK
- ELDER vs. ELDERLY
- ELDERLY :/yerine YAŞLI
- ELECTRICITY :/yerine ELEKTRİK
- ELECTROCHEMİSTRY ile/||/<> CHEMİCAL REDUCTİON
( Electrochemistry elektrik enerjisiyle redoks reaksiyonu yaparken İLE chemical reduction kimyasal indirgeyici kullanır )
( Formül: Electrode potential )
- ELEKTRİK (ALANI) ve/||/<>/> MANYETİK (ALAN)
( 1831 - FARADAY )
( Elektrik yüklerinin çevresinde oluşan güç alanı. VE/||/<>/> Mıknatısların çevresinde oluşan güç alanı. )
- ELEKTROKONVÜLZİF TERAPİ/ELECTROCONVULSIVE THERAPY[İng.] değil/yerine/= ELEKTROŞOK SAĞALTIMI
- ELEKTROKOTER/ELECTROCAUTERY[İng.] değil/yerine/= ELEKTRİKLE DAĞLAYICI
- ELEKTROTERAPİ/ELECTROTHERAPY[İng.] değil/yerine/= ELEKTRİKLE SAĞALTIM
- ELEMENTARY :/yerine TEMEL, İLKOKUL
- ELLİPTİC COHOMOLOGY ile/||/<> ORDİNARY COHOMOLOGY
( Elliptic cohomology eliptik eğri yapısı taşıyan kohomolojiyken İLE ordinary cohomology standart kohomoloji kuramıdir )
( Formül: Elliptic spectrum )
- 57.Cİ ALAY değil 57. ALAY
( Hem nokta koyup hem de -ci eki getirilmez! )
( )
- EMA/EUROPEAN MEDICINES AGENCY[İng.] değil/yerine/= AVRUPA İLAÇ AJANSI
- EMERGENCE İLE SELF-ORGANİZATİON İLE CRİTİCALİTY ile/||/<> KARMAŞIK SİSTEMLER
( Basit kurallardan karmaşık davranış. )
( Formül: Power law: P(x) ∼ x^(-α) )
- EMERGENCY :/yerine ACİL DURUM
- EMERJENSİ/EMERCENSİ[İng. < EMERGENCY] değil/yerine/= ACİL
- EMOJİ/SMILEY[İng.] değil/yerine/= DUYGUCUK
- EMPATİ[İng. < Yun. EM-PATHY] yerine EŞDUYUM/DUYGUDAŞLIK
- EMPLOY :/yerine İŞE ALMAK
- EMPTY :/yerine BOŞ
- EN HOŞ ŞEY -ile
( SOHBET )
- [ne yazık ki]
EN KÖTÜ HUY ile/ve/||/<> EN BÜYÜK HATA ile/ve/||/<> EN BÜYÜK SAFLIK
( Bazılarının karşısında bile iyi olmaktan vazgeçememek. İLE/VE/||/<> Herkesi, kendimiz gibi zannetmek. İLE/VE/||/<> Her bir kişiye güvenmek. )
- EN SEVMEDİĞİM (ŞEY) ile/değil/yerine PEK/HİÇ SEVMEDİĞİM (BİR ŞEY)
- EN (")ÜSTÜNLER/BÜYÜKLER("):
AHMAKLIK/HAMÂKAT ve KENDİNİ BEĞENMEK değil/yerine AKIL ve İYİ HUY
( Yoksulluğun. VE Korkulacakların. DEĞİL/YERİNE Zenginliğin. VE Beğenileceklerin. )
- ENDOSKOPİ/ENDOSCOPY[İng.] değil/yerine/= İÇ GÖREÇLEME
- ENDOSKOPİK ULTRASONOGRAFİ/ENDOSCOPIC ULTRASONOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= İÇ GÖREÇLEMEYLE ULTRASONOGRAFİ
- ENEMY :/yerine DÜŞMAN
- ENERGY :/yerine ENERJİ
- ENERGY vs./and/or CAPACITY
- ENERJİ = ENERGY[İng.] = ÉNERGIE[Fr.] = ENERGIE[Alm.] = ENERGIA[İt.] = ENERGÍA[İsp.]
- ENERJİ = TERSİNEMEZLİK(ENTROPİ[İng. ENTROPY])
- ENFLAMATUVAR/INFLAMMATORY[İng.] değil/yerine/= YANGILI
- ENJOY :/yerine ZEVK ALMAK
- ENJOYMENT vs./and TO ENJOY
- ENTANGLEMENT ENTROPY ile/||/<> THERMAL ENTROPY
( Entanglement entropy kuantum dolanıklık ölçüsüyken İLE thermal entropy termal karışıklık ölçüsüdür )
( Formül: Von Neumann entropy )
- ENTELEKHEIA = KEMÂL-İ EVVEL = ENTELECHY[İng.] = ENTÉLÉCHIE[Fr.] = ENTELECHIE[Alm.] = ENTELEKHEIA[Yun.]
- ENTIRELY :/yerine TAMAMEN
- ENTRY :/yerine GİRİŞ
- EPİDEMİYOLOJİ/EPIDEMIOLOGY[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK ARAŞTIRMA BİLİMİ / TOPLUM SAĞLIĞI/HALK SAĞLIĞI
- EPİSTEMOLOJİ = MEBHAS-I MARİFET = EPISTEMOLOGY[İng.] = ÉPISTÉMOLOGIE[Fr.] = EPISTEMOLOGIE[Alm.] = EPISTEMELOGOS[Yun.]
- EPS/ELECTRONIC PATIENT SYSTEM | ELECTROPHYSIOLOGY STUDY[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK HASTA DÜZENİ | ELEKTROFİZYOLOJİK ÇALIŞMA
- EQUALLY :/yerine EŞİT ŞEKİLDE
- EREKBİLİM = MEBHAS-I GAYAT = TELEOLOGY[İng.] = TÉLÉOLOGIE[Fr.] = TELEOLOGIE[Alm.]
- ERGODİC ile/||/<> STATİONARY
( Ergodic zaman ortalaması uzay ortalaması İLE stationary dağılım değişmez. )
( Formül: Time equals space average İLE time-invariant )
- ERGOMETRİ/ERGOMETRY[İng.] değil/yerine/= İŞ ÖLÇÜMÜ
- ERKE = KUDRET = ENERGY[İng.] = ÉNERGIE[Fr.] = ENERGIE[Alm.] = ACTUS[Lat.] = ENERGEIA[Yun.] = ENERGÍA[İsp.]
- ERKİN KORAY ve/||/<>/> ZÜLFÜ LİVANELİ ve/||/<>/> HALUK LEVENT |
ve/||/<>/>
YAŞAR
( www.FaRkLaR.net/YASAR | www.yasaronline.net )
( )
( )
( )
( )
- ERROR vs. FALLACY vs. MISTAKE(BY)
- EŞDEĞERLİLİK = MUADELET = EQUIVALENCY[İng.] = ÉQUIVALENCE[Fr.] = AEQUIVALENZ[Alm.]
- EŞİTLİK = MÜSÂVÂT = EQUALITY[İng.] = ÉGALITÉ[Fr.] = GLEICHHEIT[Alm.] = AEQUALITAS[Lat.] = IGUALDAD[İsp.]
- ESL/EXTRACORPOREAL SHOCKWAVE LITHOTRIPSY[İng.] değil/yerine/= GÖVDE DIŞI ŞOK DALGASIYLA TAŞ KIRIMI
itibarı ile 1.968 başlık/FaRk ile birlikte,
1.968 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(3/9)
(1996'dan beri)