 
                                R ile biten FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 8.033 başlık/FaRk ile birlikte,
8.033 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(8/34)
- DAVAR ile/değil/yerine BU DA VAR
( … İLE/DEĞİL/YERİNE  )
 )
- DAVAR ile DAVAR/SELLE
( ... İLE Keçi/koyun sürüsü. )
- DAVAR[Ar.] ile GELE[Fars.]
( Keçi/koyun sürüsü. )
- DAVAR ile MAL
( Koyun, keçi. İLE Öküz, inek. )
( MÂŞİYE[çoğ. MEVÂŞÎ] )
- DAV/GÛR[Fars.] ile/ve ÂNE[Ar.]
( Yabani eşek. Zebra. İLE/VE Yabani dişil eşek. | Yabani eşek sürüsü. )
- DAVRANIŞ = BEHAVIOUR[İng.] = COMPORTEMENT[Fr.] = VERHALTEN[Alm.] = COMPORTARSE[İsp.]
- DAYAKLAR ile/ve/değil/yerine PENANLAR
( [kafatası avcılığı] Yapmışlardır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Yapmamışlardır. )
( Iban, Kayan, Kenyan, Melanau ve Murat aşiretleri olarak ayrılmışlardır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Nereden geldikleri kesin olarak bilinmiyor. [Miri kentinin 100 km. güneyinde yer alan Nia Mağarası'nda yapılan arkeolojik kazılar, Penanlar'ın atalarının 50.000 yıl önce bu topraklara yerleştiğini ortaya çıkarmıştır.] )
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> DİNGİNLİK
( PATIENCE vs./and/<> INERTIA )
- DAYANÇ/SABIR ve DOĞRU (ZAM)ANLAMA
( PATIENCE and TIMING )
- DAYANÇ/SABIR ve/<> GÜÇ
( PATIENCE and/<> POWER )
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> İSTİKRAR
( SABIR ÇİÇEĞİ / GIAN AGAVE[Lat.] [Ancak 10 yılda açar.] )
( PATIENCE vs./and/<> STABILITY )
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> KANAAT
( Kanaat eden aziz olur, Kanaatsizlik eden zelil olur. [azza men kanea, zelle men tamea] )
( PATIENCE vs./and/<> CONTENTMENT )
- DAYANÇ/SABIR ile/ve MÜCADELE (ETMEK)
( Sabırla koruk tut, yaprağı Atlas olur. )
( PATIENCE vs./and TO STRUGGLE )
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> RIZÂ
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/> SELÂMET
( Sabrın sonu, selâmettir. )
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/||/<> ŞÜKÜR
( PATIENCE vs./and/<> GRATITUDE )
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> UYUM
( Olgun kişi, zayıf ve kendinden aşağı unsurlara karşı sabır gösterir ve onlara önem verir. )
( Uyumsuzluğu, ihtiyârını devrede tutmayan kişi yaratır. )
( PATIENCE vs./and/<> HARMONY )
- DAYANÇ/SABIR ile/ve BAŞARI
( Eğer sabır gösterirseniz, başarmamak olanaksızdır. )
( If you persevere, there can be no failure. )
( Büyük başarıların sahipleri, küçük işleri titizlikle yapabilme sabrını gösteren kişilerdir. )
( PATIENCE vs./and SUCCESS )
- DAYANÇ/SABIR ile/ve SIĞINMA
( PATIENCE vs./and SHELTER )
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> DAYANIKLILIK
( PATIENCE vs./and/<> ENDURANCE )
( ... cum/et/<> FORTITUDO )
- DAYANÇ/SABIR ve/<> KARARLILIK
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> "KENDİNİ TUTMAK"
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/||/<> TEVEKKÜL
- DAYANIKLILIK ve/||/<> GÖNÜL FERAHLIĞI ve/||/<> MERHAMET ve/||/<> SABIR
( Daha yüksek bir terbiye yoktur. VE/||/<> Daha büyük bir mutluluk yoktur. VE/||/<> Daha kutsal bir görev yoktur. VE/||/<> Daha etkili bir güç yoktur. )
- DAYATMA/CI "ÇÖZÜMLER" ile/değil/yerine/>< GERÇEK/SAĞLAM ÇÖZÜMLER
- DEALER :/yerine SATICI, BAYİ
- DEAR :/yerine SEVGİLİ
- DEBYE İLE LARMOR İLE PLAZMA ile/||/<> KARAKTERİSTİK UZUNLUKLAR
( Plazmadaki temel uzunluk ölçekleri. )
( Formül: λ_D = √(ε₀kT/ne²) )
- DECISION :/yerine KARAR
- DEDEKTÖR[İng.] değil/yerine/= EYBULUR/ARARBULUR
- DEDİKODU ile/ve/değil/< TEVÂTÜR[Ar. < VİTR]
( Söylenti. [Olumsuz/istenmeyen.] İLE/VE/DEĞİL Bir haberin/bilgi(nin) yayılması. [Olumludur.] )
( [not] GOSSIP [-] vs./and/but RUMOUR [+] )
- DEER :/yerine GEYİK
- DEF ile/ve TEF/DAİRE ile/ve MAZHAR/MIZHER/BENDER/BENDİR
( ... İLE/VE Etrafında ziller olan. İLE/VE Tekkelerde zikir esnasında kullanılan ve bazılarının kenarlarında halkalar bulunan, kasnağı çifte kirişli, zilsiz, kasnak çapı 50-60 cm. civarında, def biçimindeki ritim sazı. )
- DEFEKT/DEFECT[İng.] değil/yerine/= KUSUR
- DEFTER[Ar.] ile KİTÂB[Ar.]
- DEFTER-DÂR[Ar./Fars.] -ile
( İl'de Maliye Bakanlığı'nın en yüksek memuru. )
- DEFTERDAR değil/yerine/= İLSAYMAN
- DEFTER-İ KEBİR/LEDGER[İng.] değil/yerine/= BÜYÜK DEFTER
- DEĞER BAHA değil/yerine/= DEĞER EDER
- DEĞER ile ANLAM ile KARŞILIK
( WORTH vs. MEANING vs. EQUIVALENT )
- DEĞER ile/ve/||/<> AYAR
- DEĞER ile/ve/<> BAĞIL DEĞER
( ... İLE/VE/<> Bir aritmetik sayısının, önüne (+) ya da (-) imleri yazıldıktan sonraki değeri. | Bir sayının, rakamlarından her birinin, bulunduğu basamağa göre aldığı değer. )
- DEĞER ve/=/||/<> EMEK
- DEĞER ile/ve/<> GELENEK
( VALUE vs./and/<> TRADITION )
- DEĞER ile/ve GELENEK
( VALUE vs./and TRADITION )
- DEĞER ile/ve/<>/= GEREKSİNİM
( VALUE vs./and/<>/= NEED )
- DEĞER ile KARŞILIK
( VALUE vs. EQUIVALENT )
- DEĞER = KIYMET = VALUE, WORTH[İng.] = VALEUR[Fr.] = WERT[Alm.] = VALOR[Lat., İsp.]
- DEĞER ile KRİTER
( WORTH vs. CRITERION )
- DEĞER ile/ve/<> KULLANIM DEĞERİ
( THE VALUE vs./and/<> THE VALUE IN USE )
- DEĞER ile/ve/<>/< KULLANIM DEĞERİ ile/ve/<>/< PAYLAŞIM DEĞERİ ile/ve/<>/< DEĞİŞİM/SOYUT DEĞERİ ile/ve/<>/< ÜRETİM DEĞERİ ile/ve/<>/< ARTI DEĞERİ
- DEĞER = MERIT[İng.] = MÉRITE[Fr.] = VERDIENST[Alm.] = MERITUS[Lat.]
- DEĞER ile/ve/<> NİYET
( VALUE vs./and/<> INTENTION )
- DEĞER ile/ve/<> SİMGE
( VALUE vs./and/<> SYMBOL )
- DEĞER ile/ve/değil TESPİT
- DEĞER ile/ve/||/<> YARAR
- DEĞER ile/değil YÖN
( [not] VALUE vs./but DIRECTION )
- DEĞERLER [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- DEĞER/LER ile/ve/<> KAVRAM/LAR
( Uğruna yaşanılacak kavramlar. İLE/VE/<> ... )
( VALUE/S vs./and/<> CONCEPT/S )
- DEĞER/LER ile/ve/<> TARİH
( VALUE/S vs./and/<> HISTORY )
- DEĞER/LER ile/ve/<> TARİH
( VALUE/S vs./and/<> HISTORY )
- DEĞERLİ TAŞ/CEVHER ile/ve/<> GANG[Alm.]
( ... İLE/VE/<> Bir maden cevherini, bir değerli taşı saran değersiz madde. )
- DEĞERSİZLEŞİR ile/ve/||/<> YOLDA KALIR ile/ve/||/<> YALNIZLAŞIR ile/ve/||/<> TÜKENİR ile/ve/||/<> BİLGİSİZ SAYILIR
( Her durumunu anlatan. İLE/VE/||/<> Herkese güvenen. İLE/VE/||/<> Her sırrını açığa vuran. İLE/VE/||/<> Her becerisini ortaya döken. İLE/VE/||/<> Her bildiğini söyleyen. )
- DEĞİL ile/ve HAYIR!
( NOT vs./and NO )
- DEĞİLDİRLER değil DEĞİLLERDİR
- DEĞİŞEBİLİRLER ile/ve DEĞİŞMEMESİ GEREKENLER
- DEĞİŞİM ARACI ile/ve/değil/||/<>/< DEĞER
- DEĞİŞİM ve/< DEĞİŞMEZ/LER
-  DEĞİŞİM'DE:
 ÖZ ile/ve/<> HAL/LER ile/ve/<> HEM ÖZ, HEM HAL/LER
( Başkalaşım [tagayyür]. İLE/VE/<> Değişim [tahavvül]. İLE/VE/<> Gelişim [tekâmül]. )
- DEĞİŞİYOR ile/değil DEĞİŞEBİLİYOR
- DEĞİŞKEN/PARAMETRE ile/ve/||/<> ETMEN/FAKTÖR
- DEĞİŞMEYEN/LER ile/ve DEĞİŞENLERDE DEĞİŞMEYEN
- deglut.[Lat. < DEGLUTIATUR] değil/yerine/= YUT, YUTUNUZ
- DEHLİZ[Fars.]/KORİDOR[Fr. < CORRIDOR] değil/yerine/= GEÇENEK
- DEHLİZLİ KİLİSELER ile/||/<> DİLİMLİ KUBBE ile/||/<> KUBBELİ BAZİLİKA
( Son Bizans devrinde ortaya çıkmış bir kilise biçimi. Kubbe kasnağı yüksek, kubbeli mekânın üç tarafından başka bir dehliz çevrilir. Ayrıca bu tip kiliselerde binanın cephesine çok önem verilmiştir. Tüm örneklerde çok süslü bir cephe görülür. İLE/||/<> İçi yarım yuvarlak, dışı dilimli olan kubbe. | Tonoz parçalarından oluşan kubbe. İLE/||/<> Bazilika ile merkezi planlı tiptin birleşmesinden oluşan yapı. )
- DEHR[Ar.] ile EBED[Ar.]
- DEHR[Ar.] ile MÜDDET[Ar.]
-  DEİZM:
 (")İNANÇ(") ile/ve/değil/||/<>/< "TAVIR"
- DEKODER[İng. < DECODER] değil/yerine/= ÇÖZÜCÜ
- DEKOR[İng.] değil/yerine/= KURULGU
- DEKSTER/DEXTER[İng.] değil/yerine/= SAĞ
- DELİL/REHBER değil/yerine/= KILAVUZ
- DELİL ile/ve/||/<>/> DEVİR
- DELİ/LER ile/değil/yerine/>< DELİL/LER
- DELİLLER [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- DELIVER :/yerine TESLİM ETMEK
- DEM ile DEHR
- DEM ile/ve DEHR
( An. İLE/VE An. | Gökkubbenin tamamı. | Felek. | Çağ. )
-  DEME!
 "TARLADA HASADIM VAR" ve/||/<> "EVLÂDIM VAR"
( Eline geçmedikçe. VE/||/<> El koynuna girmedikçe. )
- DEMEDİKLERİMİZİ DEMESİNLER ile/değil/yerine/||/<>/< "İSTEDİKLERİNİ DESİNLER"
- DEMETER -ile
( Bereket tanıçası. )
- DEMİR ile/ve ATEŞ
- DEMİR ile/ve ATEŞ
- DEMİR ile BAKIR/TUNÇ[< TUÇ]/NUHAS[Ar.]
( ... İLE Atom numarası: 29 | Atom ağırlığı: Cu = 63,54 )
( Bakır/Bronz/Demir üretimin tarihsel gelişimi: M.Ö. 20.000: Cilâlı Taş Devri M.Ö. 10.000: Buzul çağının sona ermesi. M.Ö. 6.000: TÜRKİSTAN/ANO'da bakır devri. M.Ö. 5.500: ELAM'da bakır devri. M.Ö. 5.000: MISIR'da bakır devri. M.Ö. 4.500: TÜRKİSTAN/ULU-KEM'de bronz devri. M.Ö. 2.000: MISIR'da bronz devri. M.Ö. 1.200: MISIR'da demir devri. M.Ö. 1.200: TRUVA'da demir devri. )
( IRON vs. COPPER )
- DEMİR ile ÇELİK
( ... İLE Demire, %2 karbon katılarak. / Karbon oranının azaltılmasıyla. )
( HESPAIDOS: Demir tanrısı. )
( LAHOR ÇELİĞİ )
( IRON vs. STEEL )
( ... ile PULAT )
- DEMİR(Fe) DEMİR
( Ferrum )
- DEMİR ile EKŞİ
( ... İLE Ateş karıştırmaya yarayan demir. )
- DEMİR ile/ve/değil/||/<>/< EMİR
( "Emir, demiri keser." )
- DEMİR ile GLOKONİ[Fr.]
( ... İLE Koyu yeşil renkli, hidratlı doğal demir ve potasyum silikat. )
- DEMİR ile/değil HEME DEMİR
- DEMİR ile HERDA
( ... İLE Hurda demir. )
- DEMİR ile İĞDEMİR
( ... İLE Marangozlukta, ağaç delmek için kullanılan çelik araç. )
- DEMİR ile METAL
- DEMİR ile/ve/<> NALÇA[Ar., Fars.]
( ... İLE/VE/<> Ayakkabıların altına çakılan demir. )
- DEMİR ile ŞERİTLİ DEMİR KAYALARI
- DEMİR ve/||/<> TÂV[Fars.]
( ... VE/||/<> İşlenecek bir nesnede bulunması gereken ısının, nemin yeterli olması durumu. | Semizlik. | En uygun durum ve zaman. | Hazır olma. )
( Demir, tavında dövülür. )
- DENDRİMER İLE STAR İLE BRUSH ile/||/<> CLİCK POLİMERLER
( Click ile polimer mimarileri. )
( Formül: G4-dendrimer )
- DENDRİMER ile/||/<> HİPERDALLANMIŞ
( Dendrimer mükemmel dallanma, hiper rastgele. )
( Formül: Monodispers İLE polidispers )
- DENDRİTİK POLİMER ile/||/<> LİNEER POLİMER
( Dendritik polimer ağaç benzeri dallanma gösterirken İLE lineer polimer düz zincir yapısındadır )
( Formül: Dallanma derecesi )
- DENETLEME ile/ve TEKRAR
( INSPECTION vs./and REPETITION )
- DENEY [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- DENEYİM [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- DENGE ve/<> HUZUR
- DENGE ve/||/<>/> KONFOR[=> ÇÜRÜME] ve/||/<>/> SORUN ve/||/<>/> KARMAŞA ve/||/<>/> ÇÖZÜMLER/ÇARELER
( En "dengeli" ya da eşit durum, ölümdür. VE/||/<>/> En konforlu durum, çürümedir ve mezarlıktadır. VE/||/<>/> En büyük/ciddi "sorunlar" ile harekete geçilir. VE/||/<>/> En hareketli ortamlarda karmaşa ve kargaşa oluşur. VE/||/<>/> Daha iyi/nitelikli/isabetli çözümler oluş(tur)maya başlarız. )
- DENİR ile DENİLİR
- DENİZ/GÖL/IRMAK ile/ve/||/<> BALIKLAVA
( ... İLE/VE/||/<> Deniz, göl ve ırmaklarda balık yatağı olan yer. )
-  DENİZ KAPLUMBAĞALARI ALT SINIFLARINDA:
 SİNİ ile D.KAPLUMBAĞASIGİLLER ile ZEYTİN RENKLİ ile ARCHELON ile PROTOSTEGA ile TOXOCHELYIDAE ile THALASSEMYDIDAE ile PROTOSTEGIDAE
( İki yılda bir çiftleşirler.[Altı yuvaya kadar, her yuvaya yüzden fazla yumurta bırakabilir.][Yavrular, yaklaşık altmış günde yumurtalarından çıkar.] İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... )
-  DENİZ OTOBÜSLERİNDE:
 AUTHORISED PERSONNEL ONLY yerine ANCAK YETKİLİ KİŞİ GİREBİLİR
- DENİZ ile/ve/||/<> TER ile/ve/||/<> GÖZYAŞI
( Bu üç tuzlu su, çoğu durumu değiştiren, çoğu sorunu "çöze(bile)n" durum ve nesnedir. )
-  DENİZE EN UZAK BAŞKENT:
 ULAN BATUR
( Dünyanın en soğuk başkenti olarak görenler de vardır. )
( 1778 yılında kurulmuştur. Halha dilinde, "Kızıl Kahraman" anlamına geliyor. Deniz seviyesinden yüksekliği 1350 m. Dört dağın çevrelediği kentte, yazın sıcaklık 30 dereceye yükselirken, kışın -30 dereceye kadar düşebiliyor. Pekin ile St. Petersburg arasındaki "Çay yolu" üzerinde yer almaktadır. )
-  DENK ÖBEKLER/SONSAL SINIFLAMALAR/KATEGORİLER:
 ARİSTOTELES'TE ile/ve/<>/> FARABÎ'DE ile/ve/<>/> KANT'TA
( * TÖZ/CEVHER
* NİCELİK/KEMMİYET
* NİTELİK/KEYFİYET
* GÖRELİLİK/İZÂFET
* MEKÂN
* ZAMAN
* KONUM
* MÜLKİYET
* FİİL
* İNFİAL
ile/ve/<>/>
* TÖZ/CEVHER [ALİ]
* GÖRELİLİK/İZÂFET
* NİCELİK/KEMMİYET [KISA]
* NİTELİK/KEYFİYET [SARIŞIN]
* ZAMAN/METÂ [BUGÜN]
* YER/EYN [ÇARŞIDA]
* DURUM/KONUM(VAZ'I) [AYAKTA DURUYOR]
* SAHİP/MÂLİK OLMA(LE) [AHMET'İN KALEMİ]
* ETKİNLİK(EN YEF'AL) [BÜKÜYOR]
* EDİLGİNLİK(EN YENFA'AL) [BÜKÜLÜYOR]
ile/ve/<>/>
* NİCELİK: BİRLİK | ÇOKLUK | TÜMEL
* NİTELİK: GERÇEKLİK | YOKSUNLUK | SINIRLILIK
* BAĞINTI: NESNE VE ÖZELLİĞİ | NEDEN VE ETKİ | TOPLULUK
* MODALİTE: OLASILIK | VARLIK | ZORUNLULUK )
- DENKLEM ile/ve ÇOK BİLİNMEYENLİ DENKLEM/LER
( EQUATION vs./and POLYNOMIAL EQUATION/S )
-  DENKLEMLERDE EŞİKLER:
 PİSAGOR ile/ve/||/<>/> LOGARİTMA ile/ve/||/<>/> TÜREV ile/ve/||/<>/> KARMAŞIK SAYI
(  )
 )
( )
- DEPAR[Fr.] değil/yerine ÇIKIŞ
- DEPİLASYON ile DEPİLATÖR
( Kılsızlaştırma. İLE Kıl dökücü/sökücü. )
- DEPREM, ÖLDÜRMEZ ve/||/<> KUSURSUZ CİNAYET YOKTUR
( [ne yazık ki]/[fakat] Kötü yapı öldürür. VE/||/<> Kusurlu soruşturmalar vardır. )
- DEPREM ve/||/<> YANGIN
( )
- DEPRESÖR/DEPRESSOR[İng.] değil/yerine/= AŞAĞI ÇEKEN
- DER[Fars.] ile -DER[Fars.] ile DERR[Ar.]
( -de, içinde.[DER-ANBAR: Anbarda. | DER-HÂTIR: Hatırda.] | Kapı.[DER-SAADET: İstanbul.] | Mağara. | Kere, defâ. | Cins, çeşit, kısım, nevi. İLE "Yırtan, yırtıcı, yaran, delen" anlamlarına sözcükleri sıfatlaştırır.[PERDE-DER: Perde yırtıcı, edepsiz.] İLE Kimse, kişi. | Güzel iş/eser. )
- DERECELENDİRİLEBİLİR ile DERECELENDİRİLEBİLİRLİK
( GRADABLE )
- DERECE/TERMOMETRE değil/yerine/= DİZİLGE/SICAKLIKÖLÇER
- DERHÛR[Fars.] ile DER-HÛR[Fars.]
( Uygun, lâyık, münasip. İLE Lâyık. )
- DERİN BİR SOLUK ve/||/<> DERİN BİR ŞÜKÜR
- DERİN DÜŞÜNMEK(TEFEKKÜR) ile/ve UYUMAK
( Uykunun karanlığı bile tazeleyici ve gençleştiricidir. )
( Uyanıkken bilinçlisiniz; uyurken sadece canlısınız. )
( FİKR-İ AMÎK[Ar. < UMK]: DERİN DÜŞÜNCE )
( CONTEMPLATION vs./and TO SLEEP
Even the darkness of sleep is refreshing and rejuvenating. )
- DERKENAR -ile
( Bir metnin hâmişlerine(kenarlarına) konuyla ilgili düşülen notlar. )
- ... DERLER ile ... DEMİŞLER
- ... "DERLER" ile/değil/yerine/||/<>/< ... DİYE SORARLAR
- DERNEKLER [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- DERNEKLER [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- DESIGNER :/yerine TASARIMCI
- DESİKANT ile DESİKASYON ile DESİKATÖR
( Kuru tutan, nem alıcı. İLE Kuru tutma. İLE Kurutucu. )
-  [ne yazık ki] 
DESPOT[Fr. < DESPOTE | Yun. < DESPOTES(: Efendi.)] ile/ve/<> DESPOT[Yun.] ile/ve/<> DİKTATÖR[Lat. < DICTATOR] ile/ve/<> FAŞİST[İt. < FASCIO(: Demet, birlik.)] ile/ve/<> TİRAN[Yun. < TYRANNOS]
( Hiçbir koşul ya da yasaya bağlı olmadığı/olamayacağı, sınırlandırılamayacağı zannı ve/ya da iddiasıyla davranır.[Güçlerini keyfi kullanır, yasalara uymaz, topluma karşı acımasızdır.] İLE/VE/<> ... İLE/VE/<> "Yasaya" "bağlı" görünümünde, ölçüsüz, kişisel ve keyfî davranır. | Dizgeli/sistematik bir baskıcı "yönetim biçimi" uygular.[Genellikle acil durum ya da kriz dönemlerinde ortaya çıkar, siyasi muhalefeti bastırır, kişisel çıkarları için gücü kullanır.] İLE/VE/<> Faşizme bağlı olarak yönetir. Güçlü bir merkezi hükümete, şiddete ve milliyetçiliğe inanır, genellikle sivil özgürlükleri sınırlar. İLE/VE/<> Daha zalim ve baskıcı bir yöneticidir. Mutlak güce ve sınırsız yetkiye sahip olduğunu varsayar, topluma kıygı/zulüm uygular. )
( Bir ülkeyi, zora ve baskıya dayanarak "mutlakiyetçilikle" "yöneten" kişi. İLE/VE/<> Ortadoks Rumlar'ın, din başkanlarına verilen ad. İLE/VE/<> Her dediğini ve dilediğini yaptırmak isteyen kişi. İLE/VE/<> Tüm siyasal yetkileri kendinde toplamış kişi. | Zorba. İLE/VE/<> Eski Yunan'da, siyasal erki, tek başına elinde tutan kişi. | Siyasal erki, zorla ele geçiren, onu kötüye kullanan kişi. | Acımasız, gaddar. )
( İdi Amin[Uganda], Caligula[Roma İmparatorluğu] İLE/VE/<> ... İLE/VE/<> Adolf Hitler[Nazi Almanyası], Joseph Stalin[Sovyetler Birliği] İLE/VE/<> Benito Mussolini[İtalya] ve Francisco Franco[İspanya] İLE/VE/<> Antik Yunan'daki bazı "önderler" ve modern çağda Saddam Hüseyin[Irak], Pol Pot [Kamboçya], Robert Mugabe[Zimbabwe] tiran olarak tanımlanabilir. )
( İSTİBDAT: Uyruklarına hiçbir hak ve özgürlük tanımayan sınırsız tek erklik/monarşi, despotluk. )
( MÜSTEBİT ile/ve/<> ... )
- DESTÂR -ile
( SARIK, TÜLBENT, İMÂME )
- DESTÛR -ile
( İZİN, MÜSÂADE, RUHSAT )
- DESTUR ile/ve ESTAĞFİRULLÂH
- det.[Lat. < DETUR] değil/yerine/= VERİLSİN
- DEVELOPER ile DEVELOPMENT ile DEVELOPMENTAL
( Geliştirici. İLE Gelişim. İLE Gelişimsel. )
- DEVİNİM ile DEVİR
( Organik. İLE Mekanik. )
- DEVİNİM ile DEVİR
( Organik. İLE Mekanik. )
( MOTION/MOVEMENT vs. CYCLE/PERIOD )
- DEVİNİM ile/ve/||/<>/> DEVİR
( MOTION/MOVEMENT vs./and/||/<>/> CYCLE/PERIOD )
- DEVİR/ASIR değil/yerine/= ÇAĞ/DÖNEM
- DEVİR[Ar.] değil/yerine/= ÇAĞ/DÖNEM
- DEVİR ile DEVİR
( Çağ. İLE Dönme, dönüş. | Dolaşma. | Aktarılma. | Bir malın iyeliğini ya da bir mal üzerindeki hakkı, bir başkasına geçirme. | Bir görevin, bir kişiden, bir başkasına geçmesi. | Sürekli ve düzenli değişme, çevrim. | Bir devinim, birbirinin aynı olan ve eşit zamanlarda yapılan başka devinimlerden oluştuğunda, devinimlerin her biri ya da bunların yapılması için geçen her zaman aralığı, periyot. )
( CYCLE/PERIOD vs. CYCLE/PERIOD )
- DEVİR ile DÖNEM
( CYCLE/ERA vs. PERIOD )
- DEVİR değil/yerine/= DÖNME/DÖNÜŞ
- DEVİR ile/ve/değil EŞİK
- DEVİR değil/yerine/= GEÇİRİLME
- DEVİR ile NÖBET
( ... vs. SHIFT )
( ... con VARDİYA: Gemilerde beklenen nöbet. | Gemide nöbet yeri. | Nöbetleşe çalışma. [VARDA: Dikkat et!(Denizcilik terimidir)] )
( DEVR ile MÜNÂVEBE )
- DEVİR ile SİLSİLE
- DEVİR ile/||/<> TEMLÎK
( Bir hakkın, birinden başka birine geçmesi. )
- DEVİR[Ar.] ile TESELSÜL[Ar.]
( Dönme, dönüş. | Aktarılma. | Bir malın mülkiyetini ya da bir mal üzerindeki hakkı bir başkasına geçirme. | Bir görevin birinden bir başkasına geçmesi. | Sürekli ve düzenli değişme, çevrim. | Bir hareket, birbirinin aynı olan ve eşit zamanlarda yapılan başka hareketlerden oluştuğunda hareketlerin her biri ya da bunların yapılması için geçen her zaman aralığı, periyot. | Dolaşma. İLE Zincirleme. | Birbirine bağlı, birbiri ile ilgili şeylerin oluşturduğu dizi, sıra, silsile. | Birden fazla kimsenin bir borçtan dolayı sorumlu olması. )
- DEVLET ve ÖMÜR
- DEVR -ile
( DENGE SİLSİLESİ )
- DEVİR/DEVR ile/değil/yerine BEREKET
- DEVR[Ar.] ve/||/<> DAİM[Ar.]
- DEVR-İ DAİM değil/yerine/= SÜRER GİDER
- DEZENFEKTAN/DISINFECTANT[İng.] değil/yerine/= BULAŞSAVAR
- DİAMANYETİK İLE PARAMANYETİK İLE FERROMANYETİK ile/||/<> MANYETİK MALZEMELER
( Malzemelerin manyetik alan karşısındaki davranışları. )
( Formül: B = μ₀(H + M) )
- DİASPOR ile/||/<> AMETİST
( Işık altında renk değiştiren bir mineral. İLE/||/<> Mor renkte bir kuvars türü. )
- DİASPOR ile/||/<> AMETRİN
( Işık altında renk değiştiren bir mineral. İLE/||/<> Ametist ve citrin karışımı. )
( Mohs Sertlik Derecesi: 6.5-7 İLE/||/<> 7
Işık Kırma İndisi: 1.70-1.75 İLE/||/<> 1.54-1.55
Rengi: Renk değiştiren İLE/||/<> Mor ve sarı
Molekül yapısı: AlO(OH) İLE/||/<> SiO² )
- DİASPOR ile/||/<> KYANİT
( Işık altında renk değiştiren bir mineral. İLE/||/<> Mavi renkli ve sertliği değişken bir mineral. )
- DİASPOR ile/||/<> SPİNEL
( Işık altında renk değiştiren bir mineral. İLE/||/<> Çeşitli renklerde bulunabilen bir mineral. )
( Mohs Sertlik Derecesi: 6.5-7 İLE/||/<> 7.5-8
Işık Kırma İndisi: 1.70-1.75 İLE/||/<> 1.71-1.73
Rengi: Renk değiştiren İLE/||/<> Kırmızı, mavi, yeşil
Molekül yapısı: AlO(OH) İLE/||/<> MgAl²O4 )
- DİASPOR ile/||/<> ZİRKON
( Işık altında renk değiştiren bir mineral. İLE/||/<> Çeşitli renklerde bulunabilen bir taş. )
( Mohs Sertlik Derecesi: 6.5-7 İLE/||/<> 7.5
Işık Kırma İndisi: 1.70-1.75 İLE/||/<> 1.92-1.98
Rengi: Renk değiştiren İLE/||/<> Kahverengi, kırmızı, yeşil
Molekül yapısı: AlO(OH) İLE/||/<> ZrSiO4 )
- DİASPOR ile/||/<> ZULTANİTE
( Işık altında renk değiştiren bir mineral. İLE/||/<> Türkiye'de çıkarılan ve diasporun tecimsel adı. )
- DİBAGAT/ANTİLOP ile DEMİRKIR
- Didâr -ile
( Yüz. )
- DÎDÂR ile YÜZ, ÇEHRE
( YÜZ, ÇEHRE )
- DİDEM, YÜZÜNE NAZAR ile/ve/||/<> NAZAR, YÜZÜNE DİDEM
- dieb. secund.[Lat. < DIEBUS SECUNDIS] değil/yerine/= İKİ GÜNDE BİR
- dieb. TERT.[Lat. < DIEBUS TERTIIS] değil/yerine/= ÜÇ GÜNDE BİR
- DİELS-ALDER ile/||/<> SİKLOKATILMA [2+2]
( Diels-Alder [4+2] termal izinli, [2+2] fotokimyasal. )
( Formül: Dien + dienofil )
- DİFERANSİYELLENEBİLİR ile/||/<> SÜREKLİ
( Diferansiyel türevli, sürekli sadece kesintisizdir )
( Formül: Türev var İLE türev yok olabilir )
- DIFFER :/yerine FARKLI OLMAK
- DIFFERENCE vs. THE OTHER
- DIFFICULT :/yerine ZOR
- DİĞER ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< DEĞER
( "DEĞER"lerimizi, "DİĞER"lerimizden ayıramıyorsak;
"MEĞER"lerimizi bir cebimize, "KEŞKE"lerimizi öteki cebimize koymak durumunda kalırız. )
- DİĞER değil/yerine/= ÖTEKİ/ÖTE/ÖBÜR/BAŞKA
- DİKARYOTİK ile DİPOLAR
( İki çekirdekli. İLE İki kutuplu. )
-  [ne yazık ki]
 DİKENLİ TELLER(/SİYE[N]Ç) ile/ve/||/<> JİLETLİ TELLER
( DİKENLİ TELLER
Madenlerden tel ekme tekniğini bulmakla yetinmeyen kişi, bu icadından çeşitli sanat ve sanayi 
dalları yarattı. Kafes ve kümes telinden, gelin ve telgraf teline uzanan tel türlerinden biri de dikenli teldir. Kadayıf telinden çok devedikenine benzeyen dikenli tele "teldikeni" de 
denebilirmiş ama, adı konmuş bir kere, değişmesi zor. Bozkırda sığır güden kovboylar için üretilen
dikenli tel, savaşlarda toplama kamplarında kullanılmış. Kimi ülkeler telin üretimini, kimi 
ticaretini yasaklamış; ötekiler de tüketimi. Ülkemizde dikenli telle ilgili yasal kısıtlamalar 
olup olmadığı kesin bilinmiyor. Ancak nerede "yasak" levhası varsa onun yakınında dikenli tel 
örgü bulunması yabancı konuklarımızın hemen dikkatini çekiyor. Çünkü, yasak ya da tehlikeli 
bölge simgesi olan dikenli telin tüketim düzeyi, ülkenin kültür düzeyi ile yapısal ve açısal 
sorunlarını gösteriyor. Filtreli sigara ve Calcium(kuvvet) iğnesi türünden Frenk icatlarına 
fazlaca düşkün olan milletlerin dikenli tel tüketme eğiliminin giderek yükseldiği saptanmış. 
Yakın geleceğin üst düzey devlet yöneticiliğine aday olan sevgili evlatlarımıza karşı dikenli 
telin saldırganca kullanıldığı da anlaşılmış. Üstelik, eskiçağlarda "dikendutu" olarak bilinen 
böğürtlen çitleri yerine, günümüzde dikenli telörgüler kullanılması da çocuklarımızı hiç mutlu 
etmiyormuş. Nüfusunun yüzde elli oranında şehirli, yüzde yetmiş oranında okuryazar olmasıyla 
övünen Türkiye'deki dikenli tel tüketimi, plancılarla iktisatçıların tüylerini diken diken eden 
bir artış hızına ulaşmış. Kesin olmayan ilk hesaplamalara göre yıllık yüzde yüzyirmisekiz 
dolayındaki tüketim artışı, resmi enflasyon rakamlarını üçe katlayabilen tek tüketim kalemidir. 
Bu denemede, dikenli telin şehir halkı ile topluma etkileri üzerinde durulmakta, güncelleşen 
milli soruna medeni bir çözüm yolu aranmaktadır.
Dikenli telin güvenilir tarihçesi ne yazık ki hâlâ yazılmamış. Tüm bildiklerimiz, yabancı dillerdeki 
ünlü ansiklopedilerden aktarılıyor. İlk üretim patenti 1874 yılında alınmış. Amerikalı mucit, 
madeni tele diken takmanın teknik kolayını (aletini) bulmuş. Erkeksi görüntüsünü vurgulamak 
için, bu yeni icada "sakallı tel" adı verilmiş. Çoğu sakallı olan yiğitlerimiz, Birinci Dünya 
Savaşı sırasında Mısır'da tanıştıkları yeni silaha "dikenli tel" adını koymuşlar. Sakalın traş 
çaresi var da dikeninki yok. Dikenli tel örgüler, o gün bugündür, düşmanlara, kaçakçılara, 
hırsızlara, savaş esirlerine tutuklulara, gözaltına alınanlara karşı bir güvenlik önlemi (aracı) 
olarak, inşaat şantiyelerinde, Hazine'den tahsisli resmi konutlarda, spor-eğitim ve turizm 
tesislerinde, yasak ve hassas bölgelerde, saray, köşk, müze ve çocuk bahçelerinde kullanılıyor. 
Kendi ülkelerinde dikenli teli belki hiç görmemiş olan kimi diplomatlar, bizdeki yaygın 
kullanıma özenerek, Kançılarya ve Rezidansların bahçe duvarlarını dikenli tellerle takviye 
etmeye başlamışlar. Bilinen çoğu örnek olaylar, dikenli tel çitlerin, aslında etkili olmadığını 
ve sadece "yasak" anlamında kullanıldığını ortaya koyuyormuş.
Genellikle güvenilir kaynaklardan alınan derlenen doğrulanmamış bilgilere göre, 1890'da 2000 ton 
olan dünya dikenli tel üretimi, 1930'da yaklaşık 200.000 tona, 1980'de 22.888.900 metrik tona 
ulaşmış. Avrupa, Akdeniz ve İslam ülkeleri arasındaki tüketim hızı artışında Türkiye yıllardır 
ilk sıraları koruyormuş. BM istatistikleri, sanayi ülkelerinde üretilen üstün nitelikli dikenli 
tellerin daha çok gelişmekte olan ülkelerde tüketildiğini gösteriyormuş. Sivil amaçlı projelerde, 
DT-7-ASA 9000 TSE standardına uygun (galvanizli çelikten yapılmış) piyasada "Kirpi" mal diye 
bilinen ithal mallar ihracatında adı geçen ülkeler, dikenli tel kullanılmasını tümden yasaklamışlar. 
Hatta, et ve süt paketleri üzerinde "Dikenli telsiz çiftliklerde üretilmiştir" damgası vuruluyormuş. 
Afrika İnsan Hakları Derneği'nin 1986 tarihli araştırması da, dikenli telin hayvanlardan çok 
yurttaşlara ve şehirlilere karşı kullanıldığı gerçeğini ortaya koymuş.
İlk "Dikenli Tel Yasası" 1894'te İngiltere'de yürürlüğe girmiş. Yasa, dikenli telin insana ve 
hayvanlara zarar verecek biçimde kullanılmasını yasaklamış. Meskûn yerlerde ve yol kenarında kurulu 
tel örgüler kaldırılmış, yasaya uymayan kişi ve kurumlara ağır cezalar kesilmiş. Yasa başarılı olmuş. 
Medeni ülkelere sokulmayan dikenli teller, günümüzde artık medeniyet merkezi sayılan şehirlerde 
görülüyor. "Gülü seven dikenine katlanır" sözü uyarınca, dikenl tel, en çok da, anıt ve sanat 
yapıları, okullar, luna-parklar ile çocuk bahçelerinde "yasak" (girilmez/geçilmez/dokunulmaz) 
anlamında kullanılıyor. Kime karşı, neden yasak? Malı mı koruduğu yoksa canı mı sakındığı? 
belirsiz olan yasağın kendi, tehlikesinden büyük bir simge! "Dikkat Köpek Var!" ihbarı gibi, 
"Dikkat Dikenli Tel" diye uyarmak gerekir hemşerileri.
Dikenli telden korunmak için neler yapılabilir? Telin dikenlerini traşlayan elektriklitraş makine 
patenti 1974'te alınmışsa da, yapılan pazar araştırmaları sonunda, talep azlığı nedeniyle 
üretime geçilememiş. Uluslararası Hayvanları Koruma Derneği'nin dergisine göre, en basit ve 
ucuzundan bir tel makası ve iki kalifiye işçi ile yaklaşık 200.000 metrelik tel örgünün üç günde 
kesilip kaldırılacağı; diken-traş makinelerine hiç ihtiyaç bulunmadığı anlaşılmış. Bu yüzden 
diken traşlama makinesi yerine, çim-biçme makineleri alınması tavsiye ediliyor.
En kolay ve etkili çözümü Türk çocukları bulmuş. Dikenli telleri, birer yay teli gibi gerip 
birbirine bağlayarak tel örgülerde 40-50 santimetrelik pencereler açmayı öğrenmişler. Çok büyük 
değil ama geçmeye yetiyor. Gönüller şen olsun! Büyüklerce tasarlanan tel engellerin çocuklara 
karşı etkili olmadığı görülüyor. Uzun sözün kısası, dikenli tel, öyle aşılmaz, geçilmez, sağlam 
ya da dayanıklı bir engel değildir. Tırmalar, yaralar, belki sakatlar ama kararlı kişileri 
durduramaz. Hele bizim mahalle çocuklarını asla!
Dikenli telle yıllardır içli-dışlı yaşamaya alışmış bir toplumdaki dikenli tel alışkanlığı nasıl 
giderilebilir? Günlük yaşamımızın parçası olan tellerden vazgeçilebilir mi? Şili, Peru ve 
Uruguay'daki ilk denemeler, yasağın karaborsaya yol açtığı ve milli standarda uymayan malların 
piyasaya sürüldüğünü göstermiş. Halkın taklitlerden sakınması güçleşmiş. Ayrca, "Dikenli tel 
kullanmak yasaktır" levhalarının dikenli telle çevrilmesi de -resmi tüketimin artmasına yol 
açarken- muhalefet basınında çıkan karikatürlere konu olmuş.
Dikenli telin sakıncası yalnızca ele-göze batmasından, gelip geçen vatandaşların elbise ve eteklerini 
yırtmasından, her ay yüzler ve binlerce çocuğa yok yere tetanoz serumu yapılmasından ibaret 
değildir. Asıl üzerinde durulması gereken sorun, dikenli telin gelişigüzel kullanımından doğan duygusal 
tepki ve manevi yıkıntılardır. AT ülkeleri, Belediyeler Biriği Genel Kurulu, dikenli telle korunmuş 
kent mekânlarının, hemşeriye hakaret, çocuklara saldırı, milli onura saygısızlık, kamu yararına 
"muzır" olduğuna karar vermiş.
Güney Amerika'da 1985'te yapılan bir kamuoyu yoklamasına göre, dikenli telli şehirlerde yetişen 
çocukların, küçüklerini sevmediği, büyüklerini saymadığı, vatandaşlık görevlerini yerine getirmediği 
görülmüş.* Yakın Doğu'nun Sincan özerk yöresinde at koşturan soydaşlarımızla geçen yaz yapılan 
bilimsel söyleşide, Uygurlar'ın dikenli tel örgüleri hiç bilmedikleri anlaşılmış. New York 
Belediyesi de, Batı Yakası'nın Öyküsü filminden sonra okul bahçeleri çevresindeki tel 
örgüleri tümden kaldırmaya karar vermiş. Çünkü bu okullarda yetişmiş çocukların 2-3 katlı 
binalara merdivensiz tırmandıkları görülmüş.
Dikenli telden yapılmış en ünlü engel, Birinci Savaş'ta Avusturya (Alp) Cephesi'nde savaşan ve 
zafer kazanan İtalyan piyadelerinin "Konçertino" (Küçük Konçerto) adını verdikleri 
istihkam (savaş) aracıdır. Akordiyon körüğü gibi açılıp kapanabilen, rüzgarlı kış gecelerinde, 
memleket ezgilerini anımsatan özlem dolu sesler çıkaran dikenli kangallar bir dönem Napoliten 
serenadlar kadar ün kazanmış. İtalyan savaşçılarn kara mizahı, medeniyet yolunda ilerleyen 
insanlık onuru için görkemli bir esin kaynağı olabilir mi? diye düşünüyorum.
Fantastik çözüm yolları geliyor insanın aklına. Önce, dikenli tel örgülerin önünde ya da 
arkasına yerleştirilecek sanayi tipi, kuvvetli hava üfüren vantilatörlerle, dikenli tellerin 
müzik yapma gücü kanıtlanabilir ve amatör müzikseverlerin bu telleri dev akordiyonlar gibi 
çalması sağlanabilir. İkinci ve daha etkili çözüm yolu olarak şehir merkezi (Centrum) çevresinden 
sökülecek dikenli tellerden yapılacak Santurlar, Belediye konservatuvar öğrencilerine parasız 
dağıtılabilir. Hele bir düşünün, değerli dostlarım: "Konser ya da Konçerto alanı: Giriş Serbesttir! 
Alışageldiğimiz, dikenli yasaklar yerine kulağa ne kadar hoş geliyor, değil mi?
Yasaklar konusunu işleyip de, dikenli tel örgülere yer vermeyen kimi usta sanatçılarımıza buradan 
kişisel bir çağrıda bulunmak istiyorum. Yaşar Kemal gibi yazarlar, dikenli tel yasaklarına karşı 
bir kampanya açabilir. Kampanyanın koordinatörlüğünü belirlemek üzere uluslararası yarışmalar 
da düzenlenebilir. Belediye Başkanlığı, İl Eğitim Müdürlüğü ile İlçe Zabıta Amirliği'nin açılacak 
yarışmaya danışman olarak katılması sağlanabilir. En çok (kilo ya da kilometre) dikenli teli en 
kısa zamanda söküp kaldıran yerel örgüte, çocuk ve yaşlı hemşerilerden kurulu yarışma jürisi 
tarafından Büyük Belde Belediyeler Birliği (BBBB)'nin Başarı Beratı (BB) verilebilir. Yarışmayı 
kazanan örgüt bandosu ile Konservatuvar Santur Heyeti'nin şehir merkezinde konserler vermesi de 
düşünülebilir. Tanıtma Vakıflarımız, yeni spor dalının, Akdeniz ve Balkan Oyunları ile Olimpiyat 
programına alınması için harekete geçirilebilir. Uluslararası yarışmalardaki ulusal başarılara 
yıllardır özlem duyan ülkemiz, bir yandan altın madalyaları toplarken, barışcı çabalarındaki 
başarısından dolayı Nobel'e aday da olabilir. Belki hayal denecek ama dikenli tel örgülerimizin 
kaldırılabileceğini ve şehir merkezlerinin dikensiz, toplu-taşıma raylar ile örülebileceğini 
sanıyorum. Dikensiz şehir merkezlerinde yetişen kuşakların güllere karşı daha duyarlı ve saygılı 
olacaklarını da hayal ediyorum.
Dikenli tel, ekili tarlaları, başıboş sürülere karşı başarıyla korumuştur. Endüstrileşen ülkelerde 
bostana giren danalar tasarım önlemleriyle durduruldu. Zamana ayak uyduramayan ve geri kalmış 
ülkelerde, şehirlerin konut, eğitim, sağlık, üretim, ulaşım, dinlenme ve savunma bölgeleri 
birbirine karışınca, tel örgülü yasaklar kaçınılmaz olmuş. Çağdaş Belediyeler, savaşı anımsatan 
yasakları yaşatmak yerine dikensiz mekanlar yaratmak yolunu seçti. Kent bölgeleri yasalarla 
belirlenince dikenli tel yasaklara gerek kalmamış. Parklarda, hipodromda, Hisarda, stadyumda, 
okulda ve otoyoldaki dikenli "yasak"ların yerini biz de deneyebiliriz. Halk dilinde "köşeyi 
dönmek" başarmak anlamına gelir. Oysa Hemşeri, köşeleri değil, kestirmelerin dikkenarlardan 
yaklaşık, üçte-bir oranında daha kısa ve kârlı olduğunu keşfetmiştir. Dikdörtgen prizmanın 
köşegenleri yaya trafiğe açılınca, köşeleri bekleyen dikenler işlevsiz kalır. Böylece, uygar 
davranışa duyarlı şehir tasarımı, dikenli telin kullanma gerekçesini ortadan kaldırır. Dikenli 
tele çözüm bulan Belediye (Başkanı), "Gidemediğin yer senin değildir." sözüyle ünlü Sivas Valisi 
Halil Rıfat Paşa gibi, tarihe geçebilir. Gidilen her yer belediyenin, vatandaşın malı olur, 
vatan olur. Bu öneri de, kuşkusuz, biraz hayal-kurgudur ama gerçek-üstü kuruntu değildir.
Vatandaşımıza, "Girebildiğin her yer senindir. Bu vatan senindir" diyebilmeliyiz.
* Manuel Scorza, Dikenli Tel adlı belgesel romanında (Türkçesi 1975), dikenli teli bir 
silah gibi kullanan sömürgecilere yenik düşen ve tüm otlaklarını yitiren Peru'lu köylülerin 
öyküsünü anlatır. Köyün rahibi, dikenli tel örgüyü "Şeytanla top oynayan kişinin işine", 
Yerli-köylülerse, "Tanrı'nın Gazabına" benzetmişler, Tanrı'ya yalvarmışlarsa da sonuç hiç 
değişmemiş!
Sayın Bozkurt Güvenç'in, İnsan ve Kültür adlı kitabından... )
(  )
 )
- DİKKAT ALIŞKANLIK YAPAR" değil DİKKAT! ALIŞKANLIK YAPAR!
- DİKKATE ALMA (TEDEBBÜR)
- DİKKATE ŞAYAN değil/yerine/= GÖZECE DEĞER
- Dil konuşur, insan dile uyduğu kadar konuşur. -ile
-  DİL ÖBEKLERİNDE: 
KENGER ile/ve/<> KHEIN ile/ve/<> KHOISAN
( 15.000 yıl önce. )
- DİL [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- DİL [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- DİL ve/<> DÜŞÜNCE ve/<> KÜLTÜR
( Birbirinden ayrılamaz bir bütündür. )
- DİL ve/<> İLİM ve/<> TEFEKKÜR ve/<> TAKVÂ
- DİL ve/<> SEYİR
- DİL ve/< TÜM ÖRGENLER
( Tüm örgenler dilin peşinden gider. )
- DİLÂRÂ[Fars.] ile/ve/||/<>/> DİLBER[Fars.]
( Gönül alan/kapan/okşayan/dinlendiren, güzel genç kız. İLE/VE/||/<>/> Gönlü alıp götüren, çok güzel/alımlı yetişkin/olgun güzel kadın. )
( Hakkı, hakikati[dolunay] temsil eden. İLE/VE/||/<>/> Hakikate[dolunaya] benzetilen. )
( Hakikat. İLE/VE/||/<>/> Mârifet. )
- DİLATASYON ile/||/<> DİLATE ile/||/<> DİLATATÖR/DİLATÖR ile/||/<> DİLÜSYON
( Genişleme. İLE/VE/|| Genişlemiş. İLE/VE/|| Genişleten/genişletici. İLE/VE/|| Seyreltme. )
- DİLATOMETRE[Fr.] değil/yerine GENLEŞMEÖLÇER
- DİLBAZ[Fars.] ile/ve/||/<> DİLBER[Fars.] ile/ve/||/<> DİLRUBA[Fars.]
( Güzel söz söyleyen, konuşkan. | Konuşmasıyla kandıran. İLE/VE/||/<> Alımlı, güzel kadın. İLE/VE/||/<> Gönül çalan, gönül hırsızı. )
-  DİLBİLİM ve/||/<>/> DİL ve/||/<>/> TÜMELLER ve/||/<>/> TANIM ve/||/<>/> 
ÖNERME ve/||/<>/> YARGI ve/||/<>/> ÇIKARIM ve/||/<>/> TASIM/KIYAS
- DİL-DÂR -ile
( ABDÜLBÂKİ DEDE'NİN TERKİBETTİĞİ 7 MAKAMDAN BİRİ | BİRİNİN GÖNLÜNÜ ALMIŞ, SEVGİLİ )
-  İNKÂR:
 DİLDE ile/ve/değil/||/<>/< GÖZDE
( "İnkâr edilen". İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Dilin, inkâr ettiği inkâr edilen. )
- DİLENCİ ile CERRAR
( .. İLE Çekici, sürükleyici. | Zorla para alan. | Savaş araçlarıyla donatılmış, kalabalık ordu. | Dilenci. )
( GEDA ile ... )
- DİLLE ZİKİR ile/ve KALPLE(SESSİZ) ZİKİR
( Zikr-i celî, Zikr-i cehrî, Zikr-i alâniye, Zikr-i lisâni. İLE Zikr-i hâfî, Zikr-i kalbi. )
- DİLLER ile/ve/değil/||/<>/> ÖBEKLERİ
(  )
 )
(  )
 )
- DILTHEY ve/<> GADAMER
- DİL/UZUVLAR ile/ve KALP
-  DİN:
 KADÎM BİLGELİK ve/||/<> KÜLTÜR
( RELIGION: ANCIENT/ETERNAL WISDOM and/||/<> CULTURE )
- DİN [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- DİN ile DİNDAR ile DİNİ DAR
- DİN ile/ve KÜLTÜR
- DİN ile/ve KÜLTÜREL DEĞER(LER)
- DİN ile/ve/||/<> ŞİİR
- DİNAMİTLER değil DİNAMİKLER
- DİNAMO/JENERATÖR değil/yerine/= ÜRETEÇ
- DİNAMOMETRE değil/yerine/= KUVVETÖLÇER
( Güçleri/kuvvetleri ölçmeye yarayan araç. )
- DÎNÂR ile/ve DİRHEM[Ar. < Yun.]
( Çeyrek altın değerindeki eski bir para birimi. [İran, Tunus ve bazı ülkelerde kullanılan para birimi] İLE/VE Gümüş, bir tür gümüş para. | Bir okkanın dörtyüzde biri olarak kabul edilmiş olan[3148 gr. | İstanbul için 3207 gr. olarak saptanmıştır] eski bir ağırlık ölçü birimi. | Bir miskal, dört gram ve seksen santigram. )
( GOLD vs./and SILVER )
- DİNAZOR değil DİNOZOR
- DİNDAR ile ATEİST-DİNDAR
- DİNDAR ile DERVİŞ
- DİNDAR ile DİNCİ
- DİNDAR ile "KİNDAR"
- DİNLE! ki, dinlen/sin/ler!
- DİNLE! ki, dinlesin/ler!
- DİNLE! ki, güvensin/ler!
- DİNLE! ki, inansın/lar!
- Dinleyen dinlenir!
- DINNER :/yerine AKŞAM YEMEĞİ
- DİNOZOR ile İRİ DİNOZOR
( Mesozoik çağda yaşamış olan ve bugün yalnızca fosilleri bulunan çok büyük bir cins sürüngen. )
( DINOSAUR vs. TYRANNOSAURUS
[kökeni/etimolojisi] [Yun.] DEINOS [MONSTROUS] + SAUROS [LIZARD] ile
 ile  )
 )
- DİNOZOR ile/||/<> TERİM
( Dinozor terimini tanımlayan )
( Richard Owen tarafından 1842 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1804-1892) (Ülke: İngiltere) (Alan: Biyoloji, Paleontoloji) (Önemli katkıları: Dinozor terimi, homoloji kavramı) )
- DİNOZOR ile/ve/||/<> TÜYLÜ DİNOZOR
( Büyüklerde. İLE/VE/||/<>/< Küçüklerde. )
- DİNSİZ/LİK ile/ve İLGİSİZ/LİK
( GÂVUR/"GEVUR"[Fars. < GEBR]: Ateşe tapan, mecûsî. | Dinsiz. | Müslüman olmayan. | Merhametsiz, acımasız. | İnatçı. )
- ...dir "?" ile ... değildir "?"
( ...is "?" vs. ...is not "?" )
- -DIR ile/değil -DI
( Durur/sabit. İLE/DEĞİL Geçmiş zaman kipi. )
- ...DIR ile/ve/değil KABUL EDİLEN
- ...DIR ile/ve/değil/yerine ...LIK
- ...DIR değil/yerine OLANAKLI/LIK
- ...DIR ile/ve/değil/yerine OLMAKTA OLAN
- ...DIR ile ...'YA İŞARET ETMEK
- DIRECTOR :/yerine YÖNETMEN, MÜDÜR
- DİREK ile/değil GÖNDER
( ... İLE/DEĞİL Bayrak çekilen direk. | Üvendire. | Kayık ve yelkenli gemilere yön vermeye yarayan, ucunda metal olan ağaç sopa. )
- DİREKTİF ile DİREKTÖR
( Buyruk, emir. İLE Yönetmen, yönetici. )
- DİREŞİM/SEBÂT ile/ve/<> DAYANÇ/SABIR
( CONSTANCY vs./and/<> ENDURANCE )
-  DİRİMBİLİM/DİRİLBİLİM: 
BİTKİLER ve/+/||/<>/> HAYVANLAR ve/+/||/<>/> İNSAN
-  GEREKSİNİM/LER:
 DİRİMSEL ile/ve/||/<>/> ZİHİNSEL
( Sınırlı. İLE/VE/||/<>/> Sınırsız. )
itibarı ile 8.033 başlık/FaRk ile birlikte,
8.033 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(8/34)
 (1996'dan beri)
(1996'dan beri)