Bugün[14 Ekim 2025]
itibarı ile 17.484 başlık/FaRk ile birlikte,
17.484 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(15/71)


- CHARACTERIZE :/yerine KARAKTERİZE ETMEK


- CHASE :/yerine KOVALAMAK


- CHECK and BALANCE


- CHECK :/yerine KONTROL ETMEK, ÇEK


- CHEEK :/yerine YANAK


- CHEST :/yerine GÖĞÜS, SANDIK


- CHICKEN :/yerine TAVUK


- CHILD :/yerine ÇOCUK


- CHILDHOOD :/yerine ÇOCUKLUK


- CHOOSE :/yerine SEÇMEK


- cib.[Lat. < CIBUM] değil/yerine/= GIDA, YEMEK


- ÇİÇEK ile ATATÜRK ÇİÇEĞİ/NOEL YILDIZI/POINSETTIA

( Joel Roberts Poinsett'i de araştırmanızı salık veririz... )

( ... cum EUPHORBIA PULCHERRIMA )


- ÇİÇEK ile AYNISEFÂ

( ... İLE Birleşikgillerden, çiçekleri sarı renkli bir kır bitkisi. )

( ... cum CALENDULA ARVENSIS )


- ÇİÇEK ile ÇALIK

( İrinli kabarcıklar dökerek, yüzde izler bırakan, ateşli, ağır ve bulaşıcı bir hastalık. İLE Çarpık. | Verev kesilmiş. | Doğal olmaktan uzaklaşmış, kendi renginden olmayan. | Yan yan giden. | Adı defterden silinmiş. | Yüzünde çıban ya da yara yeri olan. | Koyunlarda, çiçek hastalığı. )


- ÇİÇEK ile ÇİÇEK SAPI

( )

( FLOWER vs. PEDICEL/PEDUNCLE )


- ÇİÇEK ile ERSELİK ÇİÇEK

( ... İLE Hem eril, hem dişil gametleri bulunan çiçek. [Hünsa] )

( FLOWER vs. PERFECT FLOWER )


- ÇİÇEK ile KATALPA[Fr. < CATALPA]

( ... cum BIGNONIA CATALPA )


- ÇİÇEK ile KAUDUPUL ÇİÇEĞİ


- ÇİÇEK ile/||/<> KIZAMIK

( Çiçek ve kızamık ayrımı )

( Razi tarafından 900 yılında keşfedildi/formüle edildi. (854-925) (Ülke: Rey) (Alan: kimya) (Önemli katkıları: Alkol damıtması, sülfürik asit, tıp ve kimya) )


- ÇİÇEK ile KIZKALBİ

( ... İLE Şahteregillerden, kalp biçiminde pembe çiçekli bir süs bitkisi. )

( ... cum DICENTRA )


- ÇİÇEK MUHABBETÇİÇEĞİ

( Muhabbetçiçeğigillerden, çiçekleri yeşilimtırak beyaz, güzel kokulu bir süs bitkisi. )

( RESEDA ODORATA )


- ÇİÇEK ile SARMAŞIK/LEBLÂB[Ar.]/ÇENGLİK[dvnlgttrk]


- ÇİÇEK değil SUÇİÇEĞİ


- ÇİÇEK ile TOMURCUK/BÛJENE[Fars.]

( ... İLE Henüz açılmamış çiçek. )


- ÇİÇEK = ZEHRE = FLEUR


- CİDDİYE ALMA(MA)K ile MUHATAP ALMA(MA)K/SAYMA(MA)K

( İTTİHAZ: Sayma, tutma. | Alma. )


- CİDDİYET ile/>< ASIKYÜZLÜLÜK

( Ciddiyet, ilkelerle olur.
Yüdeki/surattaki "ciddiyet", suratsızlıktır. )


- CİDDİYET ile/ve/<> DİKKATE ALINIRLIK


- CİDDİYET ve/> GÜVEN ve/> YAKINLIK


- CİDDİ/YET ile/ve/<> İSABET/Lİ/LİK


- CİDDİYET ve SÜREKLİLİK

( SERIOUSNESS and CONTINUITY )


- CİDDİYET ile/ve/değil/yerine TUTARLILIK

( KONSEKAN: Tutarlı, mantıklı davranan. Yargıları mantığa uygun olan. )


- ÇİFT ANLAMLI/LIK ile/değil ÇOK ANLAMLI/LIK


- ÇİFT KİŞİLİK YATAKTA TEK YATMAK ile/ve/yerine ÇİFT KİŞİLİK YATAKTA ÇİFT YATMAK


- ÇİFT YARIK ile/ve/||/<> ÇOKLU YARIK


- ÇİFT ile/ve/||/<> BAĞDAŞIK


- ÇİFT ile/ve/||/<>/> SONSUZLUK


- ÇİFTLEŞMEK ile EŞLEŞMEK

( TO BECOME A PAIR vs. TO MATCH )


- ÇİFTLEŞ(TİR)MEK/AŞIM ile/ve/değil BİRLEŞ(TİR)MEK

( Hayvanlarda. İLE/VE/DEĞİL İnsanda. )

( DENİZ YILDIZI: Etkin olmayan eşlere verilen ad. )

( MİKSOSKOPİ: Birleşmeyi seyretmekten hoşlanma/hoşlanan. )

( PORNO/GRAFİ: Açık, apaçık olan. [Eşeyselliğin tekelinde bir terim/sözcük değildir. (Güneşin görünürlüğü/varoluşu kadar açık/kesin/net olanlara da "pornografik" denilebileceği gibi)] )

( MEVSİM-İ SİFÂD[Ar.]: Hayvanların çiftleşme mevsimi/dönemi/zamanı. )

( VENERYEN/VENEREAL[İng.]: Eşeysel ilişkiyle ilgili, zührevî. )

( SİFÂD ile/ve/değil CİMÂ'[< CEM], VATY, !LİVÂTA[Eriller arasında, anal yolla olan.] )


- ÇİFTLİK ile/değil ESTANCIAL

( ... İLE/DEĞİL Patagonya'da, çok büyük alanı kaplayan çiftlikler. )


- ÇİĞ SARIMSAK ile/ve/değil/yerine PİŞMİŞ SARIMSAK

( Yedikten sonra ağız kokusu olur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE [pek] Kokusu olmaz. )

( Keskindir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Keskinliği gider. )


- ÇIĞLIĞA:
"SAĞIR OLMAK" ile/değil/yerine/>< ÇIĞLIK OLMAK


- ÇIĞLIK ile/ve/değil/=/||/<>/< ÇAĞRI


- ÇİĞNEMEK ile/ve/<> EZMEK


- ÇİĞNEMEK ile (")GEVİŞ GETİRMEK(")

( İnsanda. İLE Hayvanda ve beşerde. )

( Lokmalarını sıralamayıp gerektiği kadar [20-40 kez] çiğneyerek yutan. İLE Lokmalarını çiğnemeden yutanların yaşadığı. )

( MAZG/MADG ile ...
MÂZIG: Çiğneyen, çiğneyici. )

( CHEW, MASTICATION vs. CHEW THE CUD )


- ÇİĞNEMEK ile/ve/||/<>/> SİNDİRMEK


- CİK CİK (ÖTMEK)


- ÇİK ile ÇİK ÇİK/ÇİLİK ÇİLİK ile ÇİKİR ÇİKİR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Aşık oyununda kullanılan bir sözcük. İLE Keçiyi çağırmak ya da yürütmek için kullanılan bir sözcük. İLE Ekmeğin içindeki küçük taş parçalarının çiğneme sırasında dişlerin arasında sıkışması ve dişlere çarpmasıyla çıkan ses. )


- ÇIKAR >< GÜZEL/LİK


- ÇIKAR ile/değil/yerine/>< HAK

( Bir şey, çıkar ise hak değildir.
Hak ise çıkar değildir.

Hukukun abecesi budur. )


- ÇIKAR ile/ve ÖNCELİK


- ÇIKARCI/LIK ile/ve YALAKA/LIK


- ÇIKARIM ile/ve/||/<>/< İLİNEK


- ÇIKARIMIZI GÖZETMEK ile/ve/değil/yerine/<> ZARAR GÖRMEMEK


- ÇIKARLARIMIZI, BİRİLERİNDEN/ÖTEKİLERDEN ...:
!ÖNDE/ÜSTTE TUTMA(MA)K ile/değil/yerine AYRI TUTMA(MA)K


- ÇIKAR(LAR)INI DÜŞÜNME/K ile/değil/yerine ONU(N)/ÖTEKİ(Nİ/N)/SENİ(N)/KENDİ (İYİLİĞİN/ÇIKARIN) (İÇİN) DÜŞÜNME/K


- ÇIKAR(LAR)INI "DÜŞÜNMEK/İSTEMEK/BEKLEMEK" değil/yerine/>< HAK ETTİKLERİNE VE/VEYA ETTİĞİN KADARINA RIZÂ GÖSTERMEK


- KORUMAK ile/ve SÜRDÜRMEK

( TO PROTECT/SAVE vs./and TO KEEP ON )


- ÇIKAR/MENFAAT ile/<> EĞİLMEK

( Nokta kadar çıkar/menfaat için virgül kadar eğilmeye değmez. )


- ÇIKARTMA ile/değil ÇIKARMA


- ÇIKIK ile KIRIK

( DISLOCATED vs. BROKEN )


- ÇIKINTILIK YAPMAK ile/ve/||/<>/> İSYAN (YA DA PROTESTO) ETMEK ile/ve/||/<>/> MARJİNAL OLMAYA/GÖRÜNMEYE ÇALIŞMAK


- ÇIKIP GELMEK/GİTMEK


- ÇIKMAK ile/ve İNCELMEK


- ÇIKMAK ile YÜKSELMEK


- ÇİLECİ/LİK ile ADANMIŞ/LIK


- ÇİLECİLİK = ZÜHDİYE = ASCETISM[İng.] = ASCÉTISME[Fr.] = ASKESE, ASKETIK[Alm.] = ASKEIN[Yun.]


- ÇİLEDEN ÇIKMAK ile/ve/<> HALVET KIRMAK


- ÇİLEK ile BÖĞÜRTLEN/DİKENDUTU/İT ÜZÜMÜ ile DUT ile AHUDUDU(AĞAÇÇİLEĞİ)/FRAMBUAZ[Fr. < FRAMBOISE]

( BÜK, DİKENDUTU: Böğürtlen. )

( AGREGAT MEYVELER: Birkaç karpeli olan, tek bir çiçekten gelişen meyve. )

( Gülgillerden, sapları sürüngen, çiçekleri beyaz bir bitki. | Bu bitkinin güzel kokulu, pembe, kırmızı renkli meyvesi. İLE Gülgillerden, bahçe çitlerinde, yol kenarlarında kendiliğinden yetişen dikenli ve çok yıllık bir çalı, diken dutu. | Bu bitkinin önce kırmızı, olgunlaştığında kararan mayhoş yemişi. İLE Gülgillerden, böğürtleni andıran, çalı görünümünde, dikenli bir bitki. | Bu bitkinin duta benzeyen, kırmızı renkli, sulu ve kokulu yemişi. )

( FERAVLE ile HİM ile ... ile ... )

( STRAWBERRY vs. BLACKBERRY/DEWBERRY vs. MULBERRY vs. RASPBERRY )

( FRAGARIA VESCA cum RUBUS cum MORUS ALBA cum RUBUS IDAEUS )

( ... ile TÛT-İ ŞEVKÎ ile TÛT ile ... )


- ÇİLEK ile DAĞ ÇİLEĞİ/YABANİ ÇİLEK/KOCAYEMİŞ/PİĞRETİN


- ÇİLEK ile/değil/ne yazık ki FRENKÇİLEĞİ

( ... İLE/DEĞİL/NE YAZIK Kİ Kokusuz, kırmızı ve iri meyve veren çilek türü. )


- ÇILGIN/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< APTAL/LIK


- CİLT/KAPAK


- CİLTTE:
YEK-ŞAH ile/ve/||/<> YAZMA ile/ve/||/<> GÖMME(ŞEMSE)[SOĞUK ve MÜLEMMÂ] ile/ve/||/<> CİHAR ile/ve/||/<> EBRU ile/ve/||/<> ZER-DUA ile/ve/||/<> SİM-DÜZ ile/ve/||/<> LAKE ile/ve/||/<> ZİLBAHAR[BAKLAVA] ile/ve/||/<> MEMLÛK(KAHVERENGİ) ile/ve/||/<> SELÇUK


- CİLVE ile FİNGİRDEMEK


- CİMCİK ile ÇİMDİK


- ÇİMEN ile ÇİMENLİK

( GRASS vs. LAWN )


- ÇIMKIRIK/SANK -ile

( Kuş pisliği. )


- CİMNASTİK/JİMLASTİK değil JİMNASTİK[Fr.] değil ESNETİM


- CİMRİ/LİK, HASİS/LİK, PİNTİ/LİK ile/değil/yerine TUTUMLU/LUK

( BUHL/BUHÛL, HİSSET ile/değil/yerine ... )

( STINGI/NESS, PARSIMONIOUS vs./and THRIFTY/NESS
THRIFTY/NESS instead of STINGI/NESS, PARSIMONIOUS )


- CİMRİLİK ile/ve/değil PARA HARCAYAMAMAK

( Bazı kişiler cimri değildir fakat para da harcayamaz. )


- ÇİN KALAN TEOREMİ ile/||/<> MODÜLER ARİTMETİK

( Çin Kalan Teoremi eşzamanlı kongrüansları çözer İLE modüler aritmetik kalanlı işlemleri kullanır. )

( Sun Zi tarafından 400 yılında keşfedildi/formüle edildi. (400-460) (Ülke: Çin) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Çin Kalan Teoremi) )


- CİNÂS-I TAMM ile/ve CİNÂS-I NÂKIS ile/ve CİNÂS-I MÜREKKEB ile/ve CİNÂS-I MEFRÛK ile/ve CİNÂS-I DARBÎ

( Söyleniş ve yazılışı aynı [eksik ya da fazlalık bulunmayan], anlamı ayrı iki sözcüğün birlikte kullanılışı. İLE/VE Cinaslı sözcüklerin birinde, bir ya da birkaç harfin fazla olması biçiminde yapılan cinas. [dem > âdem gibi] Cinaslı sözlerden biri, iki ayrı sözcük olan cinas türü. İLE/VE Cinaslı sözcüklerden biri, bağımsız iki sözcükten oluşan cinas türü. İLE/VE Pekiştirme sıfatıyla yapılan cinas türü. )


- CİNÂS/TECNİS ile/ve KALB ile/ve İŞTİKAK[< ŞAKK] ile/ve AKİS ile/ve İADE ile/ve TARSÎ'/TERSÎ'

( Söylenişleri ve yazılışları aynı, anlamları farklı iki sözcüğü birarada kullanmaya bağlı bir sanat. İLE/VE Bir sözcükte harflerin yerleri değiştirilerek yapılan cinas. [anlamlı olma koşuluyla] İLE/VE Aynı kökten türemiş sözcükleri aynı mısra ya da beyitin içinde kullanma sanatı. [teslîm, selâmet, selâm] İLE/VE Bir mısranın söz sırasını anlamlı bir biçimde değiştirerek yineleme sanatı. İLE/VE Bir şiirde her beyitin son sözcüğünü (ya da sözcük öbeğini), ondan sonraki beyitin ilk sözcüğü olarak kullanmak. [her beyitin ilk sözcüğü aynı beyitin son sözcüğü olarak yinelenirse ve şiirin uyağını oluşturursa mukaddem ü muahhar[< te'hîr] adını alır.] İLE/VE Bir şiirin mısralarındaki sözcükleri sayı, uyak ve ölçü bakımından birbirine denkleştirme sanatı. [bu sanatın kullanıldığı şiirlere murassa' denilir] )


- CİNÇÜ[OĞUZ VE KIFÇÂK/KIPÇÂK/QIFÇÂQ] = YİNÇÜ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İnci. )


- ÇİNİLEK -ile

( Akustiği bozuk yer. )


- CİN/LİK ile HİN/LİK


- CİNNET:
"GETİRMEK" değil GEÇİRMEK


- CİNNET[Ar.] değil/yerine/= DELİLİK


- CİNSEL/LİK yerine EŞEYSEL/LİK


- CİNSELLİK YAŞAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜZÜŞMEK


- CİNS/LİK / KIL/LIK ile UYUZ/LUK


- ÇİPEK ile ATMACA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Atmacaya benzeyen bir kuş. İLE ... )


- ÇIPLAK ile/değil BÜRÜNMÜŞ


- ÇIPLAK ile CASCAVLAK

( ... İLE [Baş için] Saçsız, tüysüz. | Çırılçıplak, örtüsüz. )


- ÇIPLAK ile KEL

( URYÂN ile ... )

( BÜREHNE/BEREHNE ile ... )

( NAKED vs. BALD )

( NU avec CHAUVE )

( NACKT mit KAHL )

( DESNUDO con CALVO )

( NUDO con CALVO )


- ÇIPLAK ile/= ŞALLAK

( ... İLE/= Çıplak. | Giyimine, özen göstermeyen kişi. )


- ÇIPLAK ile/ve/değil/||/<>/< YABAN/Î


- ÇIPLAK/LIK ile/ve/değil/||/<> GÜÇSÜZ/LÜK


- ÇIPLAK/LIK(") ile/ve/değil/||/<>/< (")ŞEFFAF/LIK(")

( BÜREHNEGÎ/BEREHNEGÎ ile/ve ... )


- ÇIPLAK/LIK ile/ve/değil/||/<>/> ZAMAN ÜSTÜ/LÜK


- CIR CIR (ÖTMEK)


- ÇIRAK[Fars. :Işık.] ve/<> ÇERAĞ[Fars.]


- ÇIRÇIPLAK/ÇIRILÇIPLAK


- CIRILMAK ile/değil/yerine/>< (AZ/KARARINDA/ORANTILI) YEMEK

( Çatlayıncaya kadar yemek. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Az, ölçülü ve sağlıklı yemeği yeğleyelim! )


- ÇİRKİN/LİK ARAMAK/BULMAK ile/değil/yerine MAZERET ARAMAK/BULMAK


- ÇİRKİN/LİK ile/değil/yerine BAKIMSIZ/LIK

( "Çirkinlik"ten değil bakımsızlıktandır! )


- ÇİRKİN/LİK ile/ve/<> ÇİĞ/LİK


- ÇİRKİN/LİK ile/ve/değil/||/<> ÇİRKEF/LİK


- CIRLAK ile CIRLAYIK

( Cırcır böceği. İLE Örümcekgillerden, ormanlık, çalılık yerlerde yaşayan, hoş öten bir kuş. | Ağustos böceği. )

( GRYLLUS/GRILLUS DOMESTICUS/CAMPESTRIS cum LANIUS )


- CIRLAK ile CIRTLAK

( Hoşa gitmeyen, tiz ses. | Cırcır böceği. İLE Cırlak. | Olgunluktan, ezilebilecek duruma gelmiş meyve/sebze. )


- CIRMALAMAK değil TIRMALAMAK


- ÇIRPMAK ile/ve/değil/||/<> SİLKELEMEK


- CİSR-İ MUALLAK[Ar.] ile ASMA KÖPRÜ

( ASMA KÖPRÜ )


- ÇIT ÇIKARMAMAK ile/ve/||/<> GIKININ ÇIKMAMASI


- ÇIT ÇIT (ÇITLATMAK)


- ÇITALI UÇURTMA/BATPİREK ile/ve ŞEYTAN UÇURTMASI


- CITE :/yerine ALINTI YAPMAK


- ÇITIR ÇITIR (YEMEK)


- ÇİTLEMBİK


- ÇİTLEMBİK ile/değil ÇITLIK


- CIVA ile/||/<> CIVA BUHARLI DOĞRULTUCU ile/||/<> CIVA BUHARLI LAMBA ile/||/<> CIVA HAZNELİ KATOT ile/||/<> CIVA LAMBASI ile/||/<> CIVALI ALAŞIM ile/||/<> CIVALI ARK ile/||/<> CIVALI BAROMETRE ile/||/<> CIVALI DOĞRULTUCU ile/||/<> CIVA BUHARLI DOĞRULTUCU ile/||/<> CIVALI MANOMETRE ile/||/<> CIVALI PİL ile/||/<> CIVALI SICAKLIKÖLÇER ile/||/<> CIVALI TERMOMETRE


- CIVIK (CIVIK) VICIK (VICIK)

( Hareket etmek. | Konuşmak. )


- CIVIK ile/= MIÇÇIK


- ÇIVMAK ile ÇIVLAMAK

( Atlamak, sıçramak, zıplamak. | Bir yere çarpıp yön değiştirmek, sekmek, çavmak, inhiraf etmek. İLE Fışkırarak akmak. )


- CIVRAK/CAVRAK ile/||/<> ÇEVİK[Fars. < ÇABUK]/TETİK/ATİK/KIRNAK

( Tez, çevik, kıvrak/divrek, acele eden. İLE/||/<> Kolaylık ve hızla davranan. )


- CİYAK CİYAK (BAĞIRMAK) -ile


- ÇİZGİLİ SIRTLAN(ANDIK) ile/ve KAHVERENGİ SIRTLAN ile/ve BENEKLİ SIRTLAN

( Çizgili ve kahverengi sırtlanlar yalnız dolaşır ve avlanır. İLE/VE Topluluk ve geniş bir aile olarak dolaşır ve avlanır. İLE/VE ... )

( Üçü de Afrika'da yaşar. [Anadolu'da soyu tükendiği düşünülen çizgili sırtlan, 25 Nisan 2020'de, Kahramanmaraş'ta da görüntülenmiştir.] )


- ÇİZİKTİRMEK" değil ÇİZMEK


- CIZIR CIZIR (PİŞMEK)


- ÇİZMEK ile KESMEK


- CLAIM :/yerine İDDİA ETMEK


- CLASSIC :/yerine KLASİK


- CLAUSİUS İLE KELVİN İLE PLANCK ile/||/<> ENTROPİ FORMÜLASYONLARI

( Termodinamiğin ikinci yasasının farklı ifadeleri. )

( Formül: ΔS_evren ≥ 0 )

( Max Planck tarafından 1900 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1858-1947) (Ülke: Almanya) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Kuantum teorisi, Planck sabiti) (Nobel: 1918) )


- CLIMB :/yerine TIRMANMAK


- CLINIC :/yerine KLİNİK


- CLINICAL :/yerine KLİNİK


- CLOCK :/yerine SAAT


- CNN/CONVOLUTIONAL NEURAL NETWORK değil/yerine/= EVRİŞİMSEL SİNİR AĞI


- ÇOCUĞA, "GELECEK HAZIRLAMAK" değil ÇOCUĞU, GELECEĞE HAZIRLAMAK


- ÇOCUĞA, PARMAĞINI TUTTURMAK ile/değil/yerine ÇOCUĞUN, ELİNDEN TUTMAK

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Güven, güç, ümit ve cesâret verir. Birlik ve bütünlük düşünce ve duygusu yaratır. )


- ÇOCUĞUN GEREKSİNİMLERİ/SORUNLARI İLE "İLGİLENMEK"/KENDİ YAPABİLECEKLERİNİ "GİDERMEK" ile/değil/ne yazık ki/> ÇOCUĞU KÖRELTMEK/KAYBETMEK


- ÇOCUK DOĞURMAK/DOYURMAK ile/ve/değil/||/<>/> YOĞURMAK


- ÇOCUK:
SUÇA SÜRÜKLENEN değil SUÇA SÜRÜKLENDİĞİ İDDİA EDİLEN


- ÇOCUK ile/||/<> AŞTAL/AFARA/KENCE/TEKNE KAZINTISI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( ... İLE/||/<> Kişinin sonuncu [yaşlılık çağlarında doğan] çocuğu. )


- ÇOCUK ve/<> BİSİKLET

( İçindeki çocuğa sarıl! Sana, insanı ve bisikleti anlatır/yaşatır... )


- ÇOCUK = CHILD/KID[İng.] = ENFANT/GOSSE[Fr.] = KIND[Alm.] = BAMBINO[İt.] = NIÑO[İsp.]


- ÇOCUK ile/ve/||/<>/> ÇIRAK


- ÇOCUK ile HIRSIZ

( İkisi için de, geldiğimiz son nokta[olanaklar/koşullar], onların başlangıç noktasıdır.[Dolayısıyla, ne çocuğun, ne de hırsızın "zekâ"sının ve/ya da "başarı"larının üzerinde fazla durulmaz/durulmamalıdır!] )


- ÇOCUK ve/<>/= İNSANLIK


- ÇOCUK ile KİŞİ


- ÇOCUK ile/ve SABÎ[Ar.]

( ... İLE/VE Henüz memeden kesilmemiş erkek çocuk. | Üç yaşını tamamlamayan erkek çocuk. )

( SABÎ-İ MUABBİR: Söyleyen ve söylediğini bilen çocuk. )


- ÇOCUK ile VAHŞİ ÇOCUK

( ... İLE Hindistan'da. )


- ÇOCUK ile/ve/||/<>/> YETİŞMİŞ/SERPİLMİŞ ÇOCUK/ÜFHÛD[Ar.]


- ÇOCUKÇA/LIK ile/değil/yerine ÇOCUKSU/LUK

( Belirli bir yaşa/"bilince" kadar ve kısmen kabul edilebilir. İLE/DEĞİL/YERİNE Her yaşta kabul edilir, hoş ve uygundur. )

( Bilgisiz ve bilinçsizcedir. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilgecedir. )

( Hamakatle/ahmaklıkla. İLE/DEĞİL/YERİNE Neşeyle, sevinçle, coşkuyla. )

( İrâdeyle. İLE/DEĞİL/YERİNE İhtiyârla. )


- ÇOÇUK/ÇOÇUQ ile ÇOCUK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Domuz yavrusu. İLE İnsan yavrusunun bebeklikten gençliğe/ergenliğe kadarki dönemi. )


- ÇOCUKLARA ABUR CUBUR ALMAK/VERMEK, GÖTÜRMEK, HEDİYE ETMEK yerine MEYVE VERMEK, GÖTÜRMEK, HEDİYE ETMEK

( Çikolata/gofret çeşitleri, özellikle çocuklar için olduğu gibi yetişkinler için de sağlığa zararlı ürünlerdir. Neredeyse hiç denilebilecek kadar az tüket(tir)menizi salık veririz. LÜTFEN! )

( Çocukları meyve ya da daha yararlı yiyecek ya da küçük/basit/ucuz hediye ve oyuncaklarla sevindirebiliriz. )

( Çocuklarımıza ve geleceğimize sahip çıkmak, yapılmaması gerekenleri bugün yerine getirerek, sürekli doğru örnek olarak sağlanabilir. )


- ÇOCUKLARA, DAHA İYİ BİR DÜNYA BIRAKMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜNYAYA, DAHA İYİ ÇOCUKLAR BIRAKMAK


- ÇOCUKLARA:
KONUŞMAYI "ÖĞRETMEK" ile/ve/değil/yerine DİNLEMEYİ GÖSTERMEK/ÖĞRETMEK


- ÇOCUKLARI TERBİYE ETMEK ile/ve/değil/yerine KENDİMİZİ TERBİYE ETMEK


- ÇOCUKLARIN:
!YÜZÜNE TOKAT ATMAK değil/yerine !KIÇLARINA VURMAK


- ÇOCUKLARIN:
!YÜZÜNE TOKAT ATMAK değil/>< !KIÇLARINA VURMAK

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


- ÇOCUKLUK VE GENÇLİK ile/ve/||/<> RÜŞT VE KEMÂL


- ÇOCUK/LUK ile GENÇ/LİK

( ... ile CİVÂN/CEVÂN/CÜVÂN )

( CHILD vs. YOUTH/TEENAGE/ADOLESCENCE )


- ÇOCUK/LUK ile/> YETİŞKİN/LİK

( [Sorumluluğu] Dışarıda/başkalarında bekleyen/"gören". İLE/> Kendinde bulan/üstlenen. )

( Sorumsuzluk. İLE/> Sorumluluk. )

( Yabancılık. İLE/> Özdeşlik. )

( Oyunlarla aldatılır. İLE/> Yeminlerle aldatılır. )

( Hiçbir şeyde, "her şeyi bulur". İLE/> "Her şeyde", hiçbir şey bulamaz. )


- YAŞ:
ÇOCUKLUKTA/GENÇLİKTE ile/ve/||/<>/> YETİŞKİNLİKTE

( Girilen/gün alınan. İLE/VE/||/<>/> Tamamlanılan/yaşanılan. )


- ÇOCUK/TA, "SAYGISIZ/LIK":
[ya] YILIŞIK/LIK ya da ŞIMARIK/LIK

( Aşırı baskıdan dolayı. YA DA Aşırı "sevgi"den dolayı. )


- ÇOĞALTICI ile/||/<> ÇOĞALTICI TÜP / ELEKTRON ÇOĞALTICI TÜP / ÇOĞALTICI FOTOTÜP / ELEKTRON ÇOĞALTICI FOTOTÜP ile/||/<> ÇOĞALTKAN OLMAYAN ORTAM / ÇOĞALTKAN OLMAYAN REAKTÖR / REAKTİFLİK

( Gerilim aralığını artırmak için bir gerilimölçerle seri bağlı olarak kullanılan direnç. İLE/||/<> Fotokatodu ve çıkış elektrodu arasında giderek artan potansiyel farkları altında bir ya da daha fazla kademeli dinotları olan, fotokatottan gelen elektronların her dinotta yansıyarak ve her yansımada yayılan ikincil elektronların eklenmesiyle çoğalarak yükselmiş çıkış alınan bir fototüp. )

( AUGMENTER, iNCREASER VS. ELECTRON MULTiPLiER PHOTOTUBE )

( L'AUGMENTATEUR AVEC LE PHOTOTUBE DU MULTiPLiCATEUR D'éLECTRON )

( MULTiPLiKATOR MiT ELEKTRONENVERViELFACHLiSCHE PHOTORöHRE )


- ÇOĞALTMAK ile/ve ARTIRMAK

( TO INCREASE vs./and SAVING/ECONOMIZING )


- ÇOĞAL(T)MAK ile/ve/||/<> YAYGINLAŞ(TIR)MAK


- ÇOĞALTMAK ile/ve/<>/> YAYMAK


- ÇÖGEN ile DEĞNEK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Çevgen oyununda kullanılan değnek. İLE ... )


- ÇOĞU ŞEYİ BİLMEMEK/BİLMİYOR OLMAK ile/değil/yerine BAZI ŞEYLERİ BİLMEMEK/BİLMİYOR OLMAK


- ÇOĞUL KİŞİLİK ile/ve/||/<> AYRIŞMA SORUNU


- ÇOĞULLUK ile/ve/||/<> SOYUTLAMA


- ÇOĞUNLUĞUN:
İSTEDİĞİNİ İSTEMEMEK ile/ve/<> İSTEMEDİĞİNİ İSTEMEK


- ÇOĞUNLUK/AZINLIK değil/yerine HEP BİRLİKTE


- ÇOĞUNLUK" ile "AĞIRLIK"


- ÇOĞUNLUK ile BÜYÜK/GENİŞ ÇOĞUNLUK

( MAJORITY vs. WIDED MAJORITY )


- ÇOĞUNLUK ile ÇOĞUL

( MAJORITY vs. PLURAL )


- ÇOĞUNLUK ile ÇOĞULLUK

( MAJORITY vs. PLURALITY )


- ÇOĞUNLUK ile NİTELİKLİ ÇOĞUNLUK


- ÇOĞUNLUK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> SÜRÜ


- ÇOĞUNLUK ile/değil/yerine/<> YETERSAYI

( ... ile/değil/yerine/<> NİSAP )


- ÇOĞUNLUKÇULUK ile/değil/yerine ÇOĞULCULUK


- ÇOĞUNLUKLA ... ile DAHA ÇOK ...


- COHERENT IŞIK ile/||/<> INCOHERENT IŞIK

( Coherent ışık sabit faz ilişkisi (lazer), incoherent rastgele fazlıdır. )

( Formül: Lazer İLE ampul )


- ÇOK ANLAMLILIK ile/ve/değil ANLAM ÇOKLUĞU


- ÇOK ANLAMLILIK ile/ve/değil ÇOKLU ANLAMLILIK


- ÇOK ANLAMLILIK ile/ve ORTAK ANLAMLILIK


- [ne yazık ki]
(ÇOK) BENCİL/LİK değil/yerine/>< (ÇOK) BİLGİ(Lİ/LİK)

( Ne kadar bilgi, o kadar az bencillik; ne kadar az bilgi, o kadar çok bencillik. )


- ÇOK BİLGİLİ OLMAK ile/ve/||/<>/> ÇOK GÜZELLİK VE ACI GÖRMEK/YAŞAMAK


- [ne yazık ki]
"ÇOK BİLMEK" ile/ve/||/<>/> ÇOK YANILMAK


- ÇOK BİLMİŞLİK ile/ve/değil/<> HADDİNİ/AMACINI AŞAN, ANLAMSIZ(GEREKSİZ/YERSİZ) SÖZ/KONUŞMA


- ÇOK ÇEŞİTLİ/FARKLI ŞEYLERİ BİLMEK ile/ve/<> BİLDİĞİ(N) KONUDA ÇOK ÇEŞİTLİ/DERİN ŞEYLERİ BİLMEK

( Okyanusun yüzeyini görüp de alttaki derinliği ve ucsuz bucaksızlığı tümüyle unutma! )

( TO KNOW VARIOUS/DIFFERENT THINGS vs./and/<> TO KNOW VARIOUS/DEEP THINGS ON YOUR KNOWLEDGE
It is like seeing the surface of the ocean and completely forgetting the immensity beneath! )


- COK COK (EMMEK)


- ÇOK (FAZLA) ŞEY BİLMEK ile/ve/<>/değil/yerine İŞE YARAYACAK ÇOK (FAZLA) ŞEY BİLMEK


- ÇOK/GERÇEKTEN İSTEMEK ile/ve/<> TAM/DOĞRU İSTEMEK

( REQUEST SO MUCH vs./and/<> ENTIRE/RIGHT REQUEST )


- ÇOK İSTEMEK ile/yerine GERÇEKTEN İSTEMEK

( REQUEST SO MUCH vs. REALLY REQUEST/WANT
REALLY REQUEST/WANT instead of REQUEST SO MUCH )


- ÇOK KONUŞMAK ile/ve BOŞ KONUŞMAK) ile/ve/yerine ÇOK/BOŞ KONUŞMAMAK


- ÇOK KONUŞMAK değil/yerine/>< AZ KONUŞMAK

( Sık sık pişman olunur. DEĞİL/YERİNE/>< Pek az pişman olunur. )


- ÇOK KÜLTÜRCÜLÜK ile/değil/yerine ÇOK KÜLTÜRLÜLÜK


- ÇOK SESLİLİK / İFADE HAKKI ile/değil DENSİZLİK

( "Sosyal medya"da. İLE/DEĞİL Günlük yaşamda. )

( Keyfiyette. İLE/DEĞİL Gerçeklikte. )

( "Kendi çıkarlarında." İLE/DEĞİL Ortak alanda, olanaklarda ve koşullarda. )


- ÇOK SEVMEK değil/yerine SEVMEK

( Neyi çok[gereğinden fazla] seversek, canımızdan olduran odur. )


- ÇOK SEVMEK ile/değil/yerine SEVMEK


- ÇOK ŞEY BİLMEK ile/ve/değil/yerine ÇOK ÖNEMLİ(ÖNCELİKLİ) ŞEYLERİ BİLMEK

( [not] TO KNOW MANY THINGS vs./and/but TO KNOW THE MOST IMPORTANTS
TO KNOW THE MOST IMPORTANTS instead of TO KNOW MANY THINGS )


- ÇOK ŞEYDEN HABERDAR OLMAK ile/ve/değil/yerine BİRBİRİMİZİ DİNLEMEK


- ÇOK ULUSLULUK ile/değil/yerine EVRENSELLİK

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Dil, hukuk ve kavramsallık. )


- ÇOK YAŞAMAK ile/ve/değil/yerine İYİ/NİTELİKLİ YAŞAMAK

( Nicelikli. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Nitelikli. )

( Yaşlanılan gün/saat/dakika/ÂN. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Yaşanılan gün/saat/dakika/ÂN. )


- ÇOK YEMEK ile/değil/yerine YEMEYİ SEVMEK

( [not] TO EAT MUCH vs. TO LOVE TO EAT
TO LOVE TO EAT instead of TO EAT MUCH )


- ÇOK YORULMAK ile/ve/değil/||/<>/< ÇABUK YORULMAK


- ÇOK "YUKARI" değil ÇOK YÜKSEK


- [ne yazık ki]
ÇOK ile/değil/>< AZ

( Sözcük. İLE/VE/DEĞİL/||/>< Anlam.
"Yargı". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Adâlet.
Geveze. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Konuşan.
Sevişen. İLE/VE/DEĞİL/||/>< Seven.
Yürüyen. İLE/VE/DEĞİL/||/>< İlerleyen. )

( "Yetmez." İLE/DEĞİL/>< Yeter. )


- ÇOK ile BOL

( ... ile VÜS'AT[: Genişlik, bolluk. | Para durumu. | Boş meydan, fırsat. | Genlik.] )

( BİSYÂR ile GÜMRÂH )

( A LOT vs. ABUNDANCE )


- ÇOK ile BOL BOL

( A LOT vs. ABUNDANTLY/AMBLY )


- ÇOK ile/ve/değil ÇOĞUL


- ÇOK ile DELİM

( ... İLE Çok, fazla, ziyade. )


- ÇOK ile FURYA[İt. < FURIA]

( ... İLE Olağandan çok fazla bulunma durumu. )


- ÇOK değil/yerine GEREKTİĞİ KADAR


- ÇOK ile HIZLI

( A LOT vs. RAPID )


- ÇOK ile PEK


- ÇOK ile SIK SIK

( A LOT vs. OFTEN )


- ÇOK ile/ve/||/<>/> ŞOK


- ÇOK ... ile SON DERECE ...


- ÇOK ile SÜREKLİ

( A LOT vs. CONTINUAL )


- ÇOK ... yerine/değil YETER(Lİ)/KÂFİ DERECE(DE) ...


- ÇOK ile/>< YOK

( MANY/MUCH vs./>< ABSENT/NONE )


- [ne yazık ki]
"ÇOK BİLMİŞLİK" ile/ve/||/<> "GARANTİCİLİK"

( [ne yazık ki] Bir kişi, ne kadar bilmiyorsa, o kadar "bilir". İLE/VE/||/<> Ne kadar "korkuyor" ve "öfkeliyse", o kadar "garanticidir". )


- ÇÖKEK ile ÇÖKELGE

( Çukur yer. | Bataklık, sazlık. İLE Bataklık, su kenarı, balçık. )


- ÇÖKELTME/K ile/değil ÇÖKERTME/K


- [ne yazık ki]
"ÇOK FAZLA BİLMEK" =/< YETERİNCE VE YETKİN BİLMEMEK


- ÇOKLU MANTIK ile/ve SAÇAKLI MANTIK


- ÇOKLUK ve ANLAYIŞ


- ÇOKLUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BEREKET


- ÇOKLUK ile/ve/<>/= BİRLİK


- ÇOKLUK ile BÜYÜKLÜK

( "Bağımsız" parçalara bölünür ve her bir parça "süreksiz"dir. İLE "Sınırsızca" parçalara bölünebilir ancak her bir parçası "sürekli"dir. )


- ÇOK/LUK ve/||/<>/> ÇÖP/LÜK


- ÇOK/LUK ile/ve/değil İKİ/LİK


- ÇOKLUK ile SÜREKLİLİK

( ABUNDANCE vs. CONTINUITY )


- ÇOK/LUK ile/ve/<>/değil/yerine YAYGIN/LIK


- ÇÖKME ile GÖÇME ile GÖÇÜK


- ÇÖKMEK ile/ve/değil ÇÖMELMEK


- ÇÖKMEK ile/ve/değil/||/<>/< ÇULLANMAK


- ÇÖKMEK/ÇÖMELMEK ile APIŞMAK

( ... İLE Hayvanın yorgunluktan bacaklarını birbirinden ayırarak çöküvermesi. | Ne yapacağını kestirememek, şaşırmak. | Oturmak, bacakları ayırarak çömelmek. )


- ÇOKTANRICILIK = POLYTHEISM[İng.] = POLYTHÉISME[Fr.] = POLYTHEISMUS[Alm.]


- ÇÖKÜK ile GÖÇÜK


- ÇÖKÜT ile ÇÖKÜTLÜK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kısa boylu kişi/nesne. İLE Boyca kısalık. )


- COLD :/yerine SOĞUK


- ÇÖLE ÇIKMAK, ...:
YALNIZ KALMAK ve/||/<>/> KENDİNLE KALMAK ve/||/<>/> YALNIZLIĞI AŞMAK


- COLLECT :/yerine TOPLAMAK

Bugün[14 Ekim 2025]
itibarı ile 17.484 başlık/FaRk ile birlikte,
17.484 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(15/71)