Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 16.223 başlık/FaRk ile birlikte,
16.223 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(4/66)


- AKTARMALI!


- AKTAVŞAN/ARABİSTAN TAVŞANI ile UZUN KULAKLI ARAP TAVŞANI

( ... İLE Moğolistan'da, Gobi Çölü'nde yaşarlar. [İlk 6 haftalarını, yerin altında, ailesinin korumasında geçirerek büyür ve yaşarlar.] )

( ... İLE NTV - Yaşam Öyküsü 1. Bölüm (İlk Adımlar)[41:00 - 44:20 arası] )

( VEBR[çoğ. VİBÂR, VİBÂRE, VUBÛR] )


- Akti ve/< Eden(Rajas),


- AKTİF GALAKTİK ÇEKİRDEK ile/||/<> NORMAL GALAKSİ ÇEKİRDEĞİ

( Aktif galaktik çekirdek parlak enerji salınımı İLE normal galaksi çekirdeği sönük merkezdir. Aktif çekirdek süper kütleli kara delik beslenme İLE devasa enerji üretir. Kuasarlar ve blazarlar aktif çekirdek İLE en parlak evren nesneleridir. )


- AKTİNODERMATOZ[Fr.] ile AKTİNOGRAF[Fr.] ile AKTİNOLOJİ[FR./İNG.] ile AKTİNOMETRE[Fr.] ile AKTİNOMETRİ[Fr.] ile AKTİNOSKOPİ[Fr.] ile AKTİNOTERAPİ[Fr.] ile AKTİNOTROPİZM[Fr.] ile AKTİNYUM[Yun.]

( Güneş ışınları etkisiyle oluşan bir deri sayrılığı. İLE Kaydedici ışınım ölçer. İLE Güneş ışınlarının insan gövdesindeki etkilerini inceleyen bilim dalı. İLE Işınım ölçer. İLE Işınım ölçümü. İLE Karanlık bir odada, ışık kaynağı ile aydınlatılan örgenlerin saydamlığının incelenmesi. İLE Mor ötesi ışınların sağaltım amacıyla kullanılması. İLE Bitkilerin tek yönden gelen ışık etkisiyle o yana doğru büyümesi. İLE Radyoaktif bir öğe. )


- AKTİNOMETRE İLE KUANTUM VERİMİ İLE BEER-LAMBERT ile/||/<> FOTOKİMYA ÖLÇÜMLERİ

( Fotokimyasal reaksiyon karakterizasyonu. )

( Formül: Φ = mol ürün/mol foton )


- AKTİVASYON ENERJİSİ ile/||/<> REAKSİYON ENTALPİSİ

( Aktivasyon başlangıç engeli, entalpi toplam enerji farkıdır )

( Formül: Ea İLE ΔH )


- AKTİVASYON İLE REAKSİYON İLE ÜRÜN İLE DENGE ile/||/<> KİMYASAL REAKSİYON EVRELERİ

( Bir kimyasal reaksiyonun başlangıcından dengeye kadar geçirdiği evreler. )

( Formül: K = [Ürün]/[Reaktan] )


- AKTIVATÖR/ACTIVATOR[İng.] değil/yerine/= ETKINLEŞTİRICİ


- AKTİVİST değil/yerine/= ETKİNCİ


- AKTÜALİST değil/yerine/= EDİMSELCİ


- AKUALAND[İng. < AQUALAND] değil/yerine/= SU BAHÇESİ


- AKUATİNTA[İt.] değil/yerine/= BASKI RESİMLE GRAVÜR YAPMA YÖNTEMİ


- AKUDERSİSİ -ile

( Abhazya'da yapılan bir yemek/meze. )


- AKUPLE[Fr.] değil/yerine/= İKİ MAKİNA YA DA BİRKAÇ ELEKTRİK ARACININ BİRBİRİNE BAĞLANMASI


- AKUPUNKTUR ile/||/<> MODERN AĞRI TEDAVİSİ

( Akupunktur enerji meridyenlerine iğne batırma İLE modern tedavi ilaç ve cerrahi kullanır. )

( Çin Hekimleri tarafından -100 yılında keşfedildi/formüle edildi. )


- AKUSMİ[Fr.] değil/yerine/= AKUSMATİK[Yun.]

( Seslerin doğru olarak algılanmasını engelleyen işitme sanrısı. İLE Dinleyicinin ses kaynağını göremeyeceği biçimde düzenlenmiş olan. )


- AKUSTAT[Fr.] değil/yerine/= SU ISI DENETİRİ


- AKUSTİK EMPEDANS/ACOUSTIC IMPEDANCE[İng.] değil/yerine/= SES GEÇİRİMSİZLİĞİ


- AKUSTİK değil/yerine/= SESSEL | EMPEDANS SES GEÇİRİMSİZLİĞİ


- AKUZATİ[Lat.] değil/yerine/= ADIN -İ DURUMU, BELİRTME/YÜKLEME DURUMU.


- ALA ile SAMYELİ

( Ala hastalığında da lekeler vardır ancak kepeklenme yoktur. İLE Bazen beyazımsı, bazen de farklı tonlarda olabilir. Lekelerin üzerinde ince kepeklenme vardır. )

( Her yaş öbeğinde görülebilir. İLE Daha çok 15 ile 30 yaş aralığındakilerde görülür. )

( ... cum TINEA/PITYRIASIS VERSICOLOR )


- ALABALIK ile/değil DENİZALASI

( Alabalıkgillerden, soğuk ve duru sularda yaşayan, bir tatlı su balığı. İLE Kemikli balıklar takımının alabalıkgiller ailesinden, denizlerde yaşayan bir balık türü. )

( TRUTTA FARIS cum SALMO TRUTTA MARINA )


- ALABALIK ile GÖLALASI

( ... İLE Avrupa ve Anadolu göllerinde yaşayan, bir tür alabalık. )

( ... cum SAIMO LACUSTRIS )


- ALABASTRİT[Fr.] değil/yerine/= ALÇITAŞLI KAYMAKTAŞI


- ALABRİGAN[Yun.] değil/yerine/= HAYDUT YÖNTEMİNCE/TARZI


- ALACAKLININ, ALACAĞINI, ALMAYA GİTMESİ değil/yerine BORÇLUNUN, VERECEĞİNİ, ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ


- ALACAKLININ, ALACAĞINI, ALMAYA GİTMESİ değil/>< BORÇLUNUN, VERECEĞİNİ, ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


- ALACALI-BULACALI


- ALÂKA[Ar.] değil/yerine/= İLGİ


- ALÂKA değil/yerine/= İLGİ


- ALÂKA[Ar.] değil/yerine/= İLGİ, İLİŞKİ, İLİNTİ


- ALAKRİT[Fr.] değil/yerine/= İÇİNE TUNGSTEN VE KARBON DA KATILAN KOBALT VE KROM KARIŞIMI


- ALÂLÂDE ile HERHANGİ


- ALALİ/ALALIA[İng.] değil/yerine/= KONUŞMA YİTIMİ


- ALALİ[Yun.] değil/yerine/= SÖZ OLUŞTURMA YETİSİNİN YOK OLUŞU


- ALÂNGIR ile/= GELENİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Küçük bir hayvan. )


- ALARA/AS LOW AS REASONABLY ACHIEVED[İng.] değil/yerine/= MANTIKEN GERÇEKLEŞTİRİLEBİLİR OLANIN EN AZI


- ALARP/AS LOW AS REASONABLY PRACTICABLE[İng.] değil/yerine/= MANTIKEN UYGULANABİLİR OLANIN EN AZI


- ALÂT-I CÜRMİYE değil/yerine/= SUÇ ELGESİ


- ALAYLI ile ALAYLI ile ALAYLI

( Erlikten yetişmiş, askerî okullarda okumadan başarı gösterip yükselen subay. | Gerekli okul eğitimini görmeden kendini yetiştirmiş olan kişi, [>< OKULLU/MEKTEPLİ] İLE Alay edici, küçümseyici, müstehzî. İLE Gösterişli, görkemli, debdebeli. )


- ALAYSILAMA/İRONİ ile ALAY

( Alay edenin, nasibi kesilir/kesiktir! )

( Sevgiliyle alay edilmez[edemezsin]. )


- ALAYSILAMA/İRONİ ile/değil/yerine/>< GÜLMECE/MİZAH

( Kişiye yönelik. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Durumla ilgili. )


- ALBATR[Yun.] değil/yerine/= KAYMAK AŞI VE SU MERMERİ


- ALBEDO/METRE[Lat.] değil/yerine/= IŞIĞI YANSITAN BİR YÜZEYİN YANSITMA GÜCÜ / ARACI


- ALÇAK ile/değil AŞAĞI


- ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK ve/||/<> BİLGE/LİK

( Kimseden daha iyi olmadığımızı anlayacak kadar. VE/||/<> Herkesten farklı olduğumuzu kavrayabilecek kadar. )


- ALÇALMA/SI ile/değil AZALMA/SI


- ALÇI:
ADİ/STÜK ile ANHİDRİT ile DÖŞEME ile GÖZENEKLİ ile İNCE İNŞAAT ile KABA İNŞAAT ile KALIP ile KATKILI ile MERMER ile PARİS ile PİYASA ile SIVA ile ŞAPLI ile YÜKSEK DİRENÇLİ

( ANHİDRİT[Fr. < ANHYDRITE]: Genellikle kaya tuzu ve alçı taşıyla birlikte bulunan doğal, susuz kalsiyum sülfat. )


- ALÇI ile/ve/||/<> KARTONPİYER[Fr. < CARTON-PIERRE]

( ... İLE/VE/||/<> Çoğunlukla duvar ve tavan ara kesitleriyle tavan göbeklerinde süsleme amacıyla kullanılan sertleştirilmiş alçı. )


- ALÇI ile PARİS ALÇISI

( ... İLE Kırık-çıkıklarda kullanılan alçıdır. [Paris ve özellikle Montmartre'de bulunan killi toprağın alçıtaşında çok zengin olmasından] )


- ALÇITAŞI ile/değil KAYMAKTAŞI/SUMERMERİ/ALBATR[Fr.]

( Toprak içinde katman olarak bulunan ve pişirilip toz durumuna getirilerek alçı yapmaya yarayan, hidratlı kalsiyum sülfat. İLE/DEĞİL Parlatılmaya elverişli, yumuşak, beyaz, yarı saydam bir mermer türü. [Kar beyazı ve yarı şeffaftır.] [Heykel/büst ve vazo yapımında kullanılır.] )

( ... İLE/DEĞİL Yapay olarak boyanabilir. Pişirilerek mermere benzetilebilir. )

( JİPS avec ... )


- ALDI BENİ ile/ve/||/<>/> YAKTI BENİ

( İki kaşın arası. İLE/VE/||/<>/> Gözlerinin karası. )


- ALEGORİ[Fr. < ALLEGORIE | İng. < ALLEGORY] ile ANALOJİ[Fr./İng. < ANALOGIE | İng. < ANALOGY] ile METAFOR[Fr.]/MECAZ[Ar.]

( Soyut bir düşünceyi heykel ya da resimle anlatma. İLE Benzeşim.| Örnekseme. | Andırışma. İLE Bir ilgi ya da benzetme sonucu gerçek anlamından başka anlamda kullanılan söz. | Bir sözcüğü ya da kavramı kabul edilenin dışında başka anlamlara gelecek biçimde kullanma. )


- ALEKO NİKOLADİS YALISI :

( Yeniköy'de vapur iskelesi yanındadır. 19. yy' da yapılmıştır. Yalı bir ara M. Levi tarafından otel olarak kullanıldı. Yalı Rum Parayia Kilisesi vakfına aittir. Halen Aleko'nun yeri ve diğer adıyla Deniz Park Restaurant olarak kullanılmaktadır. )


- ALEKSANDREN[Fr.] değil/yerine/= FRANSIZ ŞİİRİNDE BİR NAZIM BİÇİMİ


- ALEKSİ[Yun.] ile ALEKSİN[Yun.]/KOMPLİMAN[[FR./İNG. < COMPLIMENT]/İLTİFAT[Ar.]

( Okuma yitimi. İLE Gönül okşayıcı, hoşa giden söz. | Koltuklama. )


- ALEL/ALLEL[İng.] değil/yerine/= GEN ÇİFTİ


- ALEL USÛL[Ar.] değil/yerine/= YÖNTEMİNCE, YÖNTEMLİ

( Yol yordam gereğince, kurala uygun bir biçimde. | Âdet yerini bulsun diye. )


- ALEL ile/||/<> ALEL DIŞLANMASI ile/||/<> ALELOPATİ

( Kromozom üzerinde belirli bir noktada bulunan, belirli bir genin bilinen farklı varyasyonlarından her birine verilen ad.[Bir genin değişik biçimleri olarak da tanımlanır. Aleller, genlerde aynı karakteristik özelliklerin ortaya çıkmasını sağlar. Kan öbeklerini belirleyen genlerin, A, B ve 0 olmak üzere üç farklı aleli vardır. Bunların farklı kombinasyonları ile farklı kan öbekleri oluşur.] İLE/||/<> Heterozigotluk durumunda bir genin bulunabileceği lokustaki iki alelden yalnızca birinin tanımlanması durumu.[İmmoglubulin ve T Gözesi Alıcılarını kodlayan genlerde bu durum görülür. T Gözelerinde sadece bir set TCR geni olarak tanımlanır.] İLE/||/<> Bir canlının salgıladığı kimyasallardan ötürü başka canlı üzerinde özellikle büyüme, yaşamda kalma ve üreme açılarından olumlu ya da olumsuz etkilere neden olması.[Genellikle bitkilerde, alglerde, bakterilerde, resiflerde ve mantarlarda görülür. Bu etkiye neden olan kimyasallara alelokimyasallar denir. Bunlar arasında karbonhidratlar, lipitler, alkaloidler, azot içerikli bileşikler, flavonoid fenolikler başta olmak üzere bazı öteki fenolikler ve terpenoidler bulunur. Çöllerde bulunan çalıların etrafının göreceli olarak çıplak olmasının nedeni, salgıladıkları alelokimyasallardır. Juglans nigra türü ceviz ağaçları, salgıladığı juglon adlı kimyasaldan ötürü çevresinde yaşayan bazı canlılara karşı alelopatiktir.] )


- ALEM İLE ŞUBE İLE SINIF İLE TAKIM İLE FAMİLYA ile/||/<> TAKSONOMİK HİYERARŞİ

( Canlı sınıflandırma seviyeleri. )

( Formül: Homo sapiens )


- ALEMCİ ile "ÂLEMCİ"

( Camilerin kubbelerine, minarelerine alem yapan ya da takan kişi. İLE Eğlenceyi seven, her fırsatta "eğlenen", [eğlendiğini varsayan/zanneden] kişi. )


- ÂLEM'İN:
ÖZET/İ ile/ve/<> NUR/U

( [kişinin] Gövdesiyle. İLE/VE/<> Ruhuyla. )


- ALENGİRLİ[argo] değil/yerine/= GÖSTERİŞLİ, TUHAF | HOŞ | KARMAŞIK


- ALENİ ile/ve/||/<> AİLENİ


- ALENÎ[Ar.] ile/ve/||/<> ÂŞİKÂR[Ar.]

( Açık, ortada, meydanda, herkesin içinde olan/yapılan. İLE/VE/||/<> Açık, apaçık, belirli, ortada, meydanda. )


- ALENÎ[Ar.] ile ÂŞİKÂR[Ar.] ile ÂYÂN[Ar.] ile BÂRİZ[Ar.] ile BEDİHÎ[Ar.] ile DEFİSİTER ile MUBÎN ile MÜNHAL[Ar.] ile MÜSTEHCEN[Ar.] ile SARÎH[Ar.] ile ÜRYÂN[Ar.] ile VÂZIH[Ar.]

( Açık. )


- ALERGOGRAF[Fr.] ile ALERGOGRAFİ[Fr.] ile ALERGOLOJİ[Fr.] ile ALERGOLOG[Fr.] ile ALERJİ[Fr.] ile DUYARCIL/ALERJİK[Fr.] ile ALERJİT[Fr.]

( Tepkilerden yararlanarak alerji nedenini saptayan araç. İLE Tepkilerden yararlanarak alerji nedenini saptama yöntemi. İLE Alerjilerin sağaltımını konu alan bilim dalı. İLE Alerji uzmanı. İLE Belirli bir nesneye karşı gövdenin gösterdiği duyarlılık. İLE Alerji ile ilgili. İLE Alerji sonucu gövdede oluşan değişme ve bozukluk. )


- ALERJİ ile/ve/değil/||/<>/< ALERJİ YATKINLIĞI/ATOPİ/ATOPY[İng.]

( Tepkinin kendi. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Genetik yatkınlık sonucu gövdenin alerjenlere karşı aşırı tepki verme eğilimi.[Testlerde atopi çıkması, kişinin alerji geliştirme eğilimini gösterir ancak bu kesinlikle etkin bir alerjisi olduğu anlamına gelmez.] )


- ALERJİ ile/değil İNTOLERANS


- ALERJİ ile/değil İSİLİK

( [not] ALLERGY vs./but PRICKLY HEAT )


- ALERJİ ile/||/<> OTOİMMÜNİTE

( Bağışıklık düzeninin zararsız nesnelere karşı aşırı tepki vermesi. İLE/||/<> Bağışıklık düzeninin kendi gövde dokularına saldırması. )


- ALEVÎ ile/ve/değil ALEVÎ[< ULVİYET]

( Hz. Ali. İLE/VE/DEĞİL Yüce[ulvî]. )


- ALEYHTAR değil/yerine/= KARŞITÇI

( Bir işe, davranışa ya da düşünceye karşı çıkan, karşı olan. )


- ALFA İLE BETA İLE GAMA ile/||/<> BİYOÇEŞİTLİLİK ÖLÇEKLERİ

( Farklı mekansal ölçeklerde çeşitlilik. )

( Formül: γ = α × β )


- ALFA İLE BETA İLE GAMA ile/||/<> RADYASYON TÜRLERİ

( Üç temel radyoaktif bozunma türü. )

( Formül: α: ²³⁸U → ²³⁴Th + ⁴He )


- ALFA IŞIMASI ile/||/<> BETA IŞIMASI (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)

( Alfa helyum çekirdeği, beta elektron/pozitron yayımıdır )

( Formül: ⁴₂He İLE e⁻/e⁺ )


- ALFA RİTMİ ile/||/<> ALFA-SARMAL

( Beyin dinlenme durumundayken kendini gösteren, saniyede 7 - 10 devreli beyin dalgası ritmi. İLE/||/<> Protein yapısında yaygın olarak bulunan, ikincil üç boyutlu yapı.[Bu dizilimde, aminoasitler, her peptit içindeki karboksil oksijen moleküllerinin hidrojen bağları ile dengelenmesi sayesinde spiral bir yapıda bulunur. Miyoglobin ve hemoglobin proteinlerinin %70 civarı, alfa sarmal yapısındadır.] )


- ALFATERAPİ[Fr.] değil/yerine/= ALFA IŞINLARIYLA SAĞALTIM


- ALFENİT[Fr.] değil/yerine/= ÇATAL, BIÇAK YAPIMINDA KULLANILAN GÜMÜŞ ALAŞIMI


- ALFVEN DALGASI ile/||/<> EM DALGASI

( Alfven manyetik alan çizgileri boyunca, EM vakumda ışık hızıyla. )

( Formül: v_A = B/√(μ₀ρ) İLE c )


- ALFVÉN İLE SOUND İLE DRİFT ile/||/<> PLAZMA DALGALARI

( Plazmada yayılan dalga türleri. )

( Formül: vA = B/√(μ₀ρ) )


- ALG-/ALGE-/ALGESİ-/-ALGESİA/-ALGİA/ALGİO-/ALGO- ile/||/<> -AGRA ile/||/<> MOGİ- ile/||/<> ODYN-/-ODYNİA/ODYNO- ile/||/<> DYS- ile/||/<> CAC-/-CACE/CACO- ile/||/<> MAL- ile/||/<> PERO- ile/||/<> PALİ-/PALİN- ile/||/<> AMBLY- ile/||/<> NECR-/NECRO- ile/||/<> STAPHYL-/STAPHYLO-

( Ağrı, ağrısal, ağrı ile ilgili [miyalji: kas ağrısı, hiperaljezi: aşırı ağrı duyarlılığı]. İLE/||/<> Gut, ağrı nöbeti, ağrı. İLE/||/<> Güç, ağrılı. İLE/||/<> Ağrı. İLE/||/<> Anormal, güç, ağrılı, hatalı, hastalıklı, bozuk, patolojik, kusurlu, kötü. İLE/||/<> Kötü, hasta, bozuk. İLE/||/<> Hasta, kötü, anormal, bozukluk yapan. İLE/||/<> Deforme, bozuk, sakat. İLE/||/<> Yeniden, patolojik yineleme, geriye, tekrar. İLE/||/<> Donuk, soluk, yetmezlik, küntlük, zeki olmayan, duygusuz. İLE/||/<> Ölü, ölü doku, atrofik ceset. İLE/||/<> Üzüm salkımı, küçük dil ile ilgili, stafilokokla ilgili. )


- ALGESİ[Yun.] değil/yerine/= AĞRIYA DUYARLILIK

( ALGESİMETRE[Fr.]: Bir acı duyumunu oluşturmak için gerekli uyarımın etkisini ölçen araç. )


- ALGI BOZUKLUĞU ile/ve GERÇEK İLE HAYALİN AYRILAMAMASI

( İkisi de deliliğin/delirmenin göstergesi olabilir. )


- ALGI DÜZENEĞİ ile/ve DEĞERLER DİZGESİ

( PARADIGM vs./and VALUES SYSTEM )


- ALGI DÜZENEĞİ ile YAPI

( PARADIGM vs. STRUCTURE )


- ALGI ile/||/<> ALGI DEĞİŞMEZLİĞİ ile/||/<> ALGI YANILMASI ile/||/<> ALGILAMA ile/||/<> ALGILAMA KALIBI ile/||/<> ALGISAL BEKLENTİ

( Gelen duyusal verileri organize etme, tanımlama, yorumlama ve anlamlaştırma süreci sonucunda ortaya çıkan anlamlı ürün. İLE/||/<> Sürekli değişen, yetersiz, eksik, tutarsız duyusal verilere karşın, tutarlı ve sürekli bir dünya algılama durumu. İLE/||/<> Algılanan ilişkilerle gerçekte olan ilişkilerin birbirine uymaması durumu.[Kısa algılanan bir çizgi, gerçekte algılama alanında bulunan öteki çizgilerle aynı uzunlukta olabilir.] İLE/||/<> Gelen duyusal verileri organize ederek anlamlaştırma süreci. Bu süreç sonucunda oluşan anlamlı ürün. İLE/||/<> Bir öbeğin tüm üyelerinin aynı güdüleri ve karakteristikleri taşıyacağını kabul eden varsayım. İLE/||/<> Algılama sürecini etkileyen önceden yapılaşmış zihinsel kurgu. )


- ALGI ile/ve/<> ANLAYIŞ

( PERCEPTION vs./and PARADIGM )


- ALGI ile/ve/> DEĞER ile/ve/> YARGI


- ALGI ile/ve ESTETİK ALGI

( PERCEPTION vs./and AESTHETIC PERCEPTION )


- ALGI = İDRAK = PERCEPTION[İng., Fr.] = WAHRNEHMUNG[Alm.] = PERCEPCION[İsp.] = PERCEPTIONIS[Lat.] = HE KATALEPSIS[Yun.] = el-İDRÂK el-HİSSÎ[Ar.] = İDRÂK-İ CUZ'Î[Fars.] = GEWAARWORDING, WAARNEMING[Felm.]


- ALGI ile KABUL

( PERCEPTION vs. ACCEPTANCE )


- ALGI ile KABUL


- ALGI ile/ve/||/<>/> KAVRAM

( Duyusal. İLE/VE/||/<>/> Düşünsel. )

( PERCEPTION vs./and/||/<>/> CONCEPT )


- ALGI ile/ve/<> KAVRAYIŞ

( Sizin olan, algılama gücünüzdür, algıladığınız değil. )

( İçinize sabır ve dikkatle bakın, algılananın algılayan olamayacağını anımsayın. )

( Algılayan bulunmadan algılama, bilen olmadan biliş, seven olmadan sevgi, eylem olmadan eylem ile ilgilenme. )

( Yours is the power of perception, not what you perceive.
Look within diligently, remember to remember that the perceived cannot be the perceiver. )

( PERCEPTION vs./and/<> COMPREHENSION )


- ALGI ile/ve/||/<>/> OLAY ile/ve/||/<>/> OLGU

( Duyum. İLE/VE/||/<>/> Olumsal/keyfî. İLE/VE/||/<>/> Zorunluluk. Kavram. )

( Gövdenin işlevleri. İLE/VE/||/<>/> Zihnin işleri. İLE/VE/||/<>/> Aklın edimleri. )

( Olaylar değil olayları algılayış biçimimiz önemlidir[önceliklidir]. )


- ALGI ile/ve/değil/<> OLGU

( İlkeli/yasalı değildir. Keyfîdir. İLE/VE/DEĞİL/<> İlkelidir/yasalıdır. )

( Betimleme'den Kavram'a geçiş gibi, Algı ile Olgu arasındaki fark da ilkeli/yasalı olup olmamasıdır. )


- ALGIDA/KABULDE:
TEK TANIM ile/yerine/değil PARANTEZ BİLGİ

( ON PERCEPTION/ACCEPTION: [not] UNIQUE DEFINITION vs./but INFORMATION IN PARENTHESIS
ON PERCEPTION/ACCEPTION: INFORMATION IN PARENTHESIS instead of UNIQUE DEFINITION )


- ALGISAL BİL(İN)EMEME/AGNOZİ ile BİL(İN)EMEME/AGNOZİ

( APPERCEPTIVE AGNOSIS vs. ASSOCIATIVE AGNOSIS )


- ALGISAL EŞİKLER'DE:
ÖZEL ALICILAR ile/ve MUTLAK EŞİK ile/ve FARK EŞİĞİ


- ALGOFOBİ[Fr.] değil/yerine/= ACI VERİCİ DUYUM OLUŞTURABİLECEK HER ŞEYE KARŞI DUYULAN KAYGI


- ALGOLOJİ/ALGOLOGY[İng.] değil/yerine/= AĞRI BİLİMİ


- ALGOLOJİ/FİKOLOJİ ile SU YOSUNU BİLİMİ

( Suyosunu bilimi. )


- ALGORİTMA/ALGORITHM[İng.] değil/yerine/= AKIŞ BASAMAKLARI


- ALGORİTMA değil/yerine/= AKIŞ BASAMAKLARI


- ALİ ALKANAT ÇOK PROGRAMLI LİSESİ :

( Uskumruköy'ün batı tarafındaki tepe üzerine hayırseverlerden Ali Alkanat tarafından yaptırıldı. Okula yaptıranın adı verildi. Okulda çok programlı eğitim hizmeti verilmektedir. )


- ALİ BEY ÇEŞMESİ :

( Büyükdere'de Çayırbaşı Caddesi üzerinde ve vapur İskelesi ile Fuat Paşa Oteli karşısındadır (H. 1011, M. 1602). Caddenin genişletilmesi sırasında 1943 yılında biraz geriye alınırken, her nedense eski biçimi tamamen bozularak, yeniden yapılmıştır. Kitabesi arka tarafta yeniden yapılan bir çeşmenin üzerine nakledilerek bunun eski mimari ve tarihi değeri mahvolmuştur. Çeşme onarımlar ve yerinden daha geriye alınmasından sonra hakiki hüviyetini kaybetti. Mermer kitabede "BSİ Ali Baba Suyu" yazısı vardır. Çeşme sonraki yıllarda birkaç kez daha onarım gördü. 2002 yılı başlarında çeşme yeniden onarılmıştır. Çeşmeyi Ali Bey isimli bir şahıs yaptırdığından bu ismi almış olup, "İstanbul Çeşmeleri " kitabında kaydedildiğe göre eski çeşmenin iki kıtalık kitabesinin tarih beyti şöyledir: Didi icüp Sebati de tarih/ Ayn - i ab nümune - i kevser" (1011). Çeşmenin kendi kaynak suyu vardır. )


- ALİ İHSAN PAŞA YALISI :

( Rumelihisarı'nda Baltalimanı Caddesi üzerinde bulunan bu yalı 18. yy.' ın ikinci yarısında yapılmış, 19. yy.' da onarım görmüş ve tarihi özelliğini büyük oranda kaybetmiştir. )


- ALİ KETHÜDA CAMİİ :

( Sarıyer Merkez Mahallesindeki Ali Kethüda Camii 17. yy.' da Sultan II. Mustafa (1695 - 1703) döneminde Sadrazam Kethüdası Ali Efendi tarafından yaptırıldı. Cami; 18. yy. Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın Kethüdası Maktul Mehmet Ağa tarafından (1720/1721) onarılmış, onarım sırasında bir de minare ilave edilmiştir. Caminin kıble tarafı denizle beraberdi ve camiin altı kayıkhane idi. Zamanla denizin doldurulması sonucu camiin ön kısmı bahçe haline geldi. Camı pek çok onarım gördü. 1969'da yapılan büyük onarım sırasında kayıkhane olan alt kat yeniden tanzim edilerek ibadet edilebilecek yeni bir kat daha kazanıldı. Sarıyer Ali Kethüda Camii İstanbul'un en ışıklı camilerinden biridir. 44 penceresi bulunmaktadır. Ayrıca ana cadde tarafından sağır iki penceresi bulunmaktadır. Batı tarafındaki pencereler kapatılarak, dış kısımdan camiye, hanımlar için ibadet edilecek bir bölme yapılmıştır. )


- ALİ PERTEK CAMİİ :

( Rumelihisarı Rakım Efendi Çeşmesinin üst tarafındadır. Tarihi eserlerden biri olup 1640'da yapılmış, 1763'te onarım görmüştür. Bu camiye "Bey Camii" veya "Hamam Camii" de denilmektedir. )


- ALİ RIZA PAŞA YALISI :

( Yeniköy'de Daire Sokaktadır. 1876'da Fransız vatandaşı bir Musevi tarafından inşâ edilmiştir. 1908 yılında Ali Rıza Paşa tarafından satın alındı. Vapur iskelesinin yanındadır. 1914/15 ve 1936 yıllarında Ali Rıza Paşa ve 1939, 1962 yıllarında kızı İclal hanım tarafından büyük onarım yaptırılmıştır. 1923'te Belediye Binası olarak kullanıldı. )


- ALİ ŞEN SERACILAR PARKI :

( Gümüşdere Mahallesindedir. 315,00 m²'lik bir alan üzerindedir, 25,58 m²'lik yeşil alanı ve 90,00 m²'lik çocuk oyun alanı vardır. )


- ALÎ (SIFATI)[Ar.] ile REFÎ' (SIFATI)[Ar.]


- ALİ ŞİR NEVÂÎ

( İlk hamse ve tezkireyi yazmıştır. )


- ALİ ŞİR NEVÂÎ ve BİHZAD[Fars. BİH: İyi. + ZAD: Doğma/doğmuş.]


- ALİ UFKÎ/UFÎKÎ ile/ve/> DİMİTRİ KANTEMİR


- ÂLÎ[Ar. < ULÜVV] ile ÂLÎ[Ar.] ile ALÎ[Ar. < ÂLET]

( Yüce, ulu. Kemâlâtı kendinde toplayan. | Kişi adı. İLE/< Ebû Tâlib'in oğlu ve Hz. Muhammed'in damadı, dördüncü halife. İLE/< Âlete ait, âletle ilgili. | Yemin edici/eden. )


- ALİ YILMAZ BALIKÇILAR PARKI :

( :Büyükdere Mahallesinde bulunmaktadır. Sahildeki eski parktır. Tamamen yeniden düzenlendi ve Ali Yılmaz ismi ile açıldı. 1.173,52 m²'lik bir alan üzerindedir. 167,00 m²'lik yeşil alanı, 101,40 m²'lik çocuk oyun alanı, 27,13 m²'lik bir tesisi bulunmaktadır. )


- ÂLİ ile ULVÎ


- ALİASİNG değil/yerine/= GÖRÜNTÜ KAYMASI


- ALICI ile ALACAKLI


- ALICI ile/ve ANLAYICI

( Almaya/anlamaya hazır olan. | Satın almak isteyen kişi, müşteri. | Kendine bir şey gönderilen kişi. | Almaç. | Kayıt aracı. | Azrail. İLE/VE Katılmaya hazır olan. )


- ALICI ile İLETKEN


- ALİMENT- ile/||/<> NUTRİ- ile/||/<> SİTİO-/SİTO- ile/||/<> TROPH-/-TROPHİA/-TROPHİC/-TROPHİN/TROPHO-/-TROPHY ile/||/<> -OREXİA ile/||/<> EMET-/EMETO- ile/||/<> JEJ- ile/||/<> -PHAG/-PHAGE/-PHAGİA/PHAGO-/-PHAGOUS/-PHAGY

( Besin, besinsel. İLE/||/<> Beslenme, besinsel. İLE/||/<> Tahıl, besin, tane, tohum, besinlerle ilgili. İLE/||/<> Besin ve beslenme ile ilgili. İLE/||/<> İştah, istek. İLE/||/<> Kusma. İLE/||/<> Açlık, kuru. İLE/||/<> Yeme, yiyen, yutan. )


- ALIMLI ile ÇEKİCİ


- ÂLİMU Bİ'Ş-ŞEY'İ[Ar.] ile MUHÎTU BİHİ[Ar.]


- ALIN TERİ/TERLEMESİ ile SIRT TERİ/TERLEMESİ ile KIÇ TERİ/TERLEMESİ

( Sadece fiziksel çalışmaktan kaynaklanan durum/ter. İLE Çalışırken ciddi zorlanmadan kaynaklanan durum/ter. İLE Sıkıntıdan/zorluktan kaynaklanan durum/ter. )

( BASÎ[çoğ. BUSU'], NETH )


- ALINDI ile ANILDI


- ALINTI ile ARAŞTIRMA

( Bir kişinin çalışmasını(sözünü/yazısını) "kullanmak". | Başka bir dilden alınmış sözcük. İLE Birkaç kişinin çalışmasını(sözünü/yazısını) "kullanmak". )

( İKTİBAS ile İSTİKŞAF, TAHARRİ, TETKİK )


- ALINTI ile/ve/değil ATIF


- ALIŞKANLIK AHLÂKI ile/ve/değil/yerine YEĞLEME/TERCİH AHLÂKI

( [not] MORALS OF HABIT vs./and/but MORALS OF PREFERENCE
MORALS OF PREFERENCE instead of MORALS OF HABIT )


- (ALIŞKANLIK YAPICILARDAN) UZAK DURMALI!


- ... ALIŞVERİŞİ ile/değil/yerine ... PAYLAŞIMI


- ALIVE :/yerine CANLI


- ALİYE RONA PARKI :

( Cumhuriyet Mahallesindedir. 499,05 m²'lik bir alan üzerindedir. 199,04 m²'lik yeşil alanı ve 97,56 m²'lik çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )


- ÂLÎZ/Î[Fars.] -ile

( Çifte. )


- ALJEZİ ile/||/<> ALJEZİK ile/||/<> ...-ALJİ

( Ağrı duyarlılığı. İLE/||/<> Ağrılı. İLE/||/<> ... ağrısı. )


- ALJİ[Fr.] değil/yerine/= NEDENİ NE OLURSA OLSUN BİR BÖLGEDE TOPLANAN AĞRI


- ALKALİ[Fr. < ALCALI] ile ALKALOİT[Fr. < ALCALOIDE]

( Alkali metallerin hidroksitleriyle amonyum hidroksitin genel adı. İLE Özellikleri ile alkalileri andıran organik nesne. )


- ALKAN İLE ALKEN İLE ALKİN İLE AREN ile/||/<> HİDROKARBON SINIFLARI

( Sırasıyla tekli, çiftli, üçlü bağlı doymuş/doymamış ve aromatik hidrokarbonlardır. )

( Formül: CₙH₂ₙ₊₂ İLE CₙH₂ₙ İLE CₙH₂ₙ₋₂ İLE C₆H₆ )


- ALKIŞ ile/ve/yerine BİLARDO ALKIŞI

( Elleri, avuç içlerini çarptırarak. İLE/VE/YERİNE Orta parmak ya da yüzük parmağını, baş parmakla birleştirip ve kaydırıp avuç içine çarptırarak. )

( Daha çok/güçlü ses çıkararak. İLE/VE/YERİNE Daha az/güçsüz ses çıkararak. )

( Daha kaba. İLE/VE/YERİNE Daha nazik. )

( Beğeni ve coşkunu daha çok ve doğrudan duyurmak/yansıtmak üzere. İLE/VE/YERİNE Sporcunun odaklanmasına ve derinleşmesine engel olmamak üzere. )


- ALLAH ÇIRASI : YILDIZ ya da AY

( DIVINE SPARK : STAR OR MOON )


- ALLAH TAKSİMİ ile/ve/||/<> KUL TAKSİMİ


- ALLAH ZİKRİ ile/ve YA ALLAH ZİKRİ

( Belirli bir noktadan sonra Allah'a "O" bile demek caiz değildir. )


- ALLAH'IN:
ADI değil ADININ ADI


- ALLAH'IN:
EMRİ ile/ve/||/<> MURADI


- ALLAH'IN LAFZI değil ALLAH'IN KELÂMI


- ALLÂH'IN MAKAMI:
NAZ MAKAMI değil NİYÂZ MAKAMI


- ALLAH'IN SIFATLARI:
SELBÎ/TENZİHÎ ile/ve/||/<>/> SUBÛTÎ

( - Vucud
- Kıdem
- Bekâ
- Vahdâniyet
- Muhâlefetün lil-Havadis
- Kıyam bi-nefsihî

İLE/VE/||/<>/>

- Hayat
- İlim
- Semi
- Basar
- İrâde
- Kudret
- Kelâm
- Tekvin )


- ALLÂH'IN VARLIĞI ile/değil ALLÂH'IN BİRLİĞİ


- ALLAH'IN:
ZÂT'I ile/ve SIFATLARI

( Allah'ın zâtı insanda, sıfatı âlemde. )


- ALLAH'TAN ... ile/ve/değil/yerine NEYSE Kİ ...


- ALLÂHU A'LEMU Bİ-ZÂTİHÎ[Ar.] ile ALLÂHU A'LEMU Lİ-ZÂTİHÎ[Ar.]


- ALLAIS AÇMAZI ile/ve/||/<> İKİ ZARF AÇMAZI ile/ve/||/<> ST. PETERSBURG AÇMAZI


- ALLEGORİ değil ALEGORİ


- ALLEGRO[İt. < Mutlu, sevinçli.] ile ALLEGRETTO[İt.]

( Hızlı, canlı çalmak/çalınan. İLE Allegro'dan daha yavaş tempoda çalmak/çalınan. )


- ALLELOPATİ ile/||/<> İNTERFERANS

( Allelopati kimyasal inhibe, interferans fiziksel. )

( Formül: Toksik İLE direkt )


- AL[L]ERJİ ile/||/<> AL[L]ERJEN

( Duyarca. İLE/||/<> Duyargan. )


- ALLOPATRİC İLE SYMPATRİC İLE VİCARİANCE ile/||/<> DAĞILIM PATTERNLERİ

( Tür dağılım mekanizmaları. )

( Formül: Biogeographic realms )


- ALLOPATRİK İLE SİMPATRİK İLE PARAPATRİK ile/||/<> TÜRLEŞME MODELLERİ

( Yeni türlerin oluşum mekanizmaları. )

( Formül: Gen akışı: Allo < Para < Sim )


- ALLOPOLYPLOİDİ ile/||/<> AUTOPOLYPLOİDİ

( Allopolyploidi farklı türlerden kromozom setiyken İLE autopolyploidi aynı türden çoklu kromozom setidir )

( Formül: Hibrit speciation )


- ALMAN BÜYÜKELÇİLİĞİ YAZLIĞI :

( Tarabya Yeniköy Caddesi üzerinde ve koyun Güneybatı tarafındadır. Elçilik yazlık binalarının bulunduğu alanda eskiden Sultan II. Selim'in (1566 - 1574) emri ile Sadrazam Sokulu Mehmet Paşa tarafından bir kasır yapılmış ve "Servi Çimenzari" ismi verilmiştir. Sultan II. Abdülmecid (1839 - 1861) bu kasırda kalmasına rağmen kasır yıktırılmıştır. Sultan II. Abdülhamid)1876 - 1909) yıktırılan kasrın yerini Almanlara verince Almanlar bu alan üzerine Elçiliklerinin yazlık binalarını yapmışlardır. )


- ALMAN BÜYÜKELÇİLİK YAZLIĞI :

( Tarabya plajı karşısındadır. 185 dönümlük bir koru içindedir. Zengin florası ile örnek bir koruluğa sahiptir. Üç bloktan oluşan yazlık binalar şale tipi ahşap bağdadi üslubunda 1887 yılında inşâ edildi. Bu koruluk içinde daha önceleri II, Mahmut'un kasrı bulunuyordu. Abdülmecit tarafından kasır yıktırıldı. Arazi daha sonraları II. Abdülhamit tarafından Alman İmparatorluğuna hediye edildi. Müştemilat binalarının yanında bir de küçük şapel ve mezarlık bulunmaktadır. Mezarlıkta Çanakkale ve II. Dünya savaşında ölen Alman askerleri için şehitlik var. Alman Mareşal Moltke'nin mezarı da buradadır. )


- ALMAN:
İDEALİZMİ ile ROMANTİZMİ


- ALMAN ŞEHİTLİĞİ :

( Almanya Büyükelçiliği Yazlık binalarının bahçesinde I. Dünya Savaşı ile II. Dünya Savaşında ölen Alman Subay ve askerleri için şehitlik yapılmıştır. Şehitlikte 265 Alman askeri gömülü bulunmaktadır. Alman Mareşal Goltz Paşa'da bu şehitlikte gömülüdür. )


- ALMANDİN[Lat.] değil/yerine/= SEYLAN TAŞI


- İLKOKUL FİŞLERİ:
ALMANYA'DA ile İNGİLTERE'DE ile JAPONYA'DA ile [ne yazık ki]
TÜRKİYE'DE

( Üretim ve yaşam, disiplinle başlar. İLE Geçmişini bilmeyen, geleceğini belirleyemez. İLE Yaşamak için üreteceksin. İLE Ali, ata bak! )


- ALNI ile/ve KALBİ ile/ve KAPISI AÇIK OLMAK


- ALO ile/ve/||/<> HELLO[İng.] ile/ve/||/<> MOSHI MOSHI[Jap.]


- ALOESTEZİ[Fr.] değil/yerine/= DUYARLILIK BOZUKLUĞU


- ALOFENİK/HİBRİT/KİMERİK ile/||/<> ALOJENİK ile/||/<> ALOMETRİ ile/||/<> ALOMETRİ DENKLEMİ ile/||/<> ALOPATRİ ile/||/<> ALOPATRİK MODEL ile/||/<> ALOSTERİ ile/||/<> ALOSTERİK PROTEİN ile/||/<> ALOTANIMA ile/||/<> ALOZİM

( Gözelerinde birden fazla genotip bulunan organizmalar.[İki farklı türün çiftleşmesiyle oluşan döl olarak da bilinir. En bilinen örneği, at ile eşeğin çiftleşmesi ile oluşan katırdır.] İLE/||/<> Aynı türe ait olmasına karşın bireylerin genlerinin farklı olması.[Homo sapiens türünde, tek yumurta ikizleri dışındaki her birey, birbiriyle alojeniktir.] | Bir türün farklı üyelerinden elde edilen biyolojik nesnelerin bu türün başka bir üyesi için neyle karşılandığını tanımlar.[Alojenik kök göze] İLE/||/<> Gövde büyüklüğünün, gövdenin biçimine, anatomiye, fizyolojiye ve davranışa bağlı olan ilişkisini inceleyen bilim dalı.[Çoğu zaman, bir canlının gelişimi sırasında farklı parçalarının ya da boyutlarının farklı büyüme miktarı göstermesi için kullanılsa da sadece asimetrik büyüme çözümlemesini içermez. Bir organizmanın gövde biçimi, gelişim süresince farklı parçalarının oransal büyüme hızına bağlıdır. Gövdenin kendine özgü biçimini almasını sağlayan bu orantılı büyümeye alometrik büyüme denir.][Baş, insanın gelişimi sırasında gövdeye oranla daha yavaş, bacaklar ise daha hızlı gelişmektedir.] İLE/||/<> Genel formu y = bxa olan denklem.[y ve x karşılaştırılan iki değer, a ve b ise sabittir.[Büyüme, doğrusal/izometrik ise allometrik üstel "a" nın değeri 1'dir. a > 1 olduğunda, allometri pozitif, a < 1 olduğunda negatif olarak söylenir.] İLE/||/<> Farklı coğrafi alanlarda yaşamak ya da farklı bölgelerde yaşayan topluluklar. İLE/||/<> Bir popülasyonun yalıtıldığında seçilimin ve sürüklenmenin yalıtımının iki yanındaki popülasyonlara bağımsız olarak etki etmesi yoluyla türleşmenin gerçekleştiğini ileri süren varsayım.[Günümüzde bilimsel gerçek olarak görülmektedir.] İLE/||/<> Düzenleyici bir ligandın proteinin katalitik sahası dışındaki bir bölgeye bağlanması yoluyla ya da kovalent modifikasyon yoluyla bir proteinin konformasyonunun değişmesi yoluyla protein etkinliğinin değişmesi. İLE/||/<> En az iki farklı konformasyonu benimseyebilen ve bir ligandın bir bölgesine bağlanmasıyla oluşan konformasyonel değişikliğin proteinin ikinci bir bölgesindeki protein etkinliğini değiştirdiği proteinler. Bu proteinler, bir gözedeki bir molekülün başka bir türdeki bir molekülün yazgısını etkilemesine izin verir ve bu mekanizma enzim düzenlemesinde yaygın olarak kullanılır. İLE/||/<> Bir allojenik bireyin antijen sunan gözeler üzerindeki MHC moleküllerinin, T gözeleri tarafından tanınması.[In vivo ortamda allograf reddine ve karışık lenfosit reaksiyonuna[mixed lymphocyte reaction/MLR] neden olur.] İLE/||/<> Aynı lokusta bulunan farklı alellerden salgılanan farklı özellikteki enzimler. )


- ALOFTALMİ[Fr.] ile ALOKİNEZİ[Fr.] ile ALOMETRİ[Fr.] ile ALOPATİ[Yun.] ile ALOPESİ[Fr.] ile ALOTROFİ[Fr.] ile ALOTROPİ[Yun.] ile ALOZOM[Fr.]

( Gözün iris renginin değişikliği kusuru. İLE Gövdenin bir örgenini hareket ettirmek isteyince, onun yerine karşı yandaki örgenin hareket etmesi biçiminde beliren hareket bozukluğu. İLE Bir örgenin, gövdenin bütününe oranla daha hızlı gelişmesi bozukluğu. İLE Sayrıya verilen ilacın, sağlam biri üzerinde denendiğinde, sayrılığın belirtilerine karşıt belirtiler göstermesi. İLE Kıl ve saçların yokluğu ya da dökülmesi, kellik. İLE Çeşitli gıdalarla beslenme olanağı. İLE Bir nesnenin hiçbir kimyasal değişikli yokken ayrı özellikler gösterebilmesi. İLE Erillik/dişillik belirlenmesindeki kromozom. )


- ALOGAMİ[Fr.] değil/yerine/= TOZLAŞMA/TOZLANMA

( Eril örgenlerdeki çiçek tozunun, rüzgâr ya da böceklerin aracılığıyla çiçeklerin tepeciğine konması, döllenme. | Polen tanelerinin rüzgâr, böcek, su gibi etkenlerle dişi üreme gözelerine ulaşması. | Sporlaşma. )


- ALOPESİ/ALOPECIA[İng.] değil/yerine/= SAÇ YA DA KIL DÖKÜLMESİ | SAÇSIZLIK KELLİK


- ALOTROPİ -ile

( Ayrı biçimlenme. )


- ALPHA İLE BETA İLE GAMMA İLE NEUTRON ile/||/<> RADYASYON TÜRLERİ

( İyonlaştırıcı radyasyon çeşitleri. )

( Formül: α: 2p+2n )


- ALPHA İLE BETA İLE THETA İLE DELTA İLE GAMMA ile/||/<> BEYİN DALGALARI

( EEG frekans bantları. )

( Formül: f = 8-13 Hz (alpha) )


- ALPYILDIZI -ile

( Dağların çok yüksek yamaçlarında rastlanan bir çiçek.[Lat. PARADISIA LILIASTRUM] )


- ALT ÇENE DİŞLERİ ile/ve ÜST ÇENE DİŞLERİ

( ... İLE/VE Kökleri daha uzundur. [Yerçekimine karşı koymak üzere böyle olduğu biçiminde yorumlanmaktadır.] )


- ALT HAVA YUVARI ile GÖZ YUVARI ile HAVA YUVARI ile ISI/SICAK YUVARI(MAGMA KATMANI) ile IŞIK YUVARI ile İYON YUVARI ile RENK YUVARI ile SU YUVARI ile TAŞ YUVARI ile YER YUVARI

( ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE Yer gazyuvarındaki atom ve moleküllerin, güneş ışınlarıyla iyonlaştığı, 80-400 km. yükseklikler arasındaki katman. İLE ... İLE 12 km. İLE 150 km. İLE ... İLE 5000 km. )


- ALTAMİRA[İsp.] değil/yerine/= KUZEY İSPANYA'DA BULUNAN RESİMLİ MAĞARALAR VE BÖLGESİ | MAĞARA RESMİ


- ALTERNAN değil/yerine/= DEĞİŞİMLİ


- ALTERNANS/ALTERNANS[İng.] değil/yerine/= DEĞİŞİMLİ


- ALTES[İt.] değil/yerine/= PRENS VE PRENSESLERE VERİLEN ONURLAMA SANI


- ALTI NOKTA KÖRLER VAKFI :

( Reşit Paşa Altı Nokta Körler Vakfı mahalle içinde olup görme engellilere hizmet vermektedir. )


- ALTI ile ALTI

( Rakam. İLE Bir nesnenin tabanı. )

( SIX vs. SIX )


- ALTI[6] ile ARTI[+]


- ALTI ile ATLI

( 6 | Bir nesnenin/konumun altı. İLE ... )


- ALTIN ORAN ve/<> FIBONACCI SAYILARI/DİZİSİ

( 1.6180339887 [φ = (1 + √5) / 2 = 1.6180339887498...] ve/<> 0, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144, 233, 377, 610, 987 ... [son iki sayının toplamı alınarak devam edilir] )

( Dizideki ardışık iki sayının oranı, sayılar büyüdükçe Altın Oran'a yaklaşır. )

( MİMARLIK ÜZERİNE ON KİTAP - VITRUVIUS[Marcus Vitruvius Pollio, M.Ö. 80 ile 15] )

( Altin_Oran.mp4 [1] | Altin_Oran2.mp4 [2] )

( )

( Wikipedia'da... http://tr.wikipedia.org/wiki/Altin_oran )

( Okuduğunuz Herşeye İnanmayın: Salyangoz Kabukları ve Fibonacci Sayıları

Kişiler, mucizelere inanmak ister. Yaşamın tamamının mucizelerle dolu olmasını isterler. Her şeyin birbirine kusursuz bir biçimde oturmasını, olaylar, olgular ve sistemlerde hiçbir pürüz olmamasını isterler. Bu, insan türünün beyin yapısı ve çalışma ilkeleri düşünüldüğünde anlaşılırdır. Fakat yine de tanıdığımız en karmaşık yapı olan beynimizin, bu kadar basit hatalara düşebildiği gerçeğini göz önünde bulundurarak, etrafımızı incelerken çok daha dikkatli ve gerçekçi olmamız gerekmektedir. Burada, yardımımıza bilimsel yöntem ve analiz metotları koşmaktadır. Çünkü kişiler, kendilerini kandırmaya açıktır. Duygularına hemencecik yenik düşerler, bu bakımdan zaafları vardır. Söylediğimiz gibi, her şeyin büyüleyici, her şeyin sıradışı, her şeyin olağanüstü, her şeyin masalsı olmasını isteriz. Ancak doğa kusurludur. Bu kusurları görmemezlikten gelerek bilim üretemeyiz. Çünkü kusurlara bakarak, hataları anlayarak, eksiklikleri fark ederek sistemlerin nasıl çalıştığını, nasıl çalışmaları gerektiğini, neden kusursuz olamayacaklarını anlarız. Hatta bu sayede onları geliştiririz, doğadakilerden daha başarılı sistemler üretebiliriz.

HP, Apple, Netscape Communications gibi birçok büyük teknoloji firmasında yazılım mühendisi olarak görev almış olan, aynı zamanda astronomi, biyoloji, matematik gibi alanlarda araştırmalar yürüten, teknoloji ve bilim yazarlığı yapan, bilimin yayılması için konuşmalara katılan Akkana Peck, deniz kabuklarının matematiği ile ilgili bir araştırma yazısı üzerinde çalışırken ilginç bir gerçekle karşılaşmış. Hikayeyi bilirsiniz: doğada kusursuz bir matematik olduğu, ayçiçeklerinden salyangoz kabuklarına, kol uzunluğumuzdan çeşitli kentlerin bulunduğu coğrafi lokasyonlara kadar her şeyin "özel bir matematik" dahilinde olduğu iddia edilir. Hatta kimi zaman üniversitelerin animasyon birimleri ve grafikerleri bile bunu öyle bir göstermektelerdir ki, sanki doğada hakikaten tüm canlıların uyduğu bir matematiksel/geometrik düzen varmış gibi bir algı yaratılır. Kolumuzun toplam uzunluğunun dirseğimizden parmak ucuna kadar olan uzunluğa oranının "altın oran"a uymak zorunda olduğunu sanarız. Deniz kabuklarının ve deniz minarelerinin gerçekten de Fibonacci sayılarına mükemmel biçimde uyduğunu sanar, ayçiçeği tohumlarının kusursuz bir matematiği takip ettiğine inanırız. Bunların hepsi koca bir hatadır. Akkana Peck bu gerçekle yüzleşmesini şöyle anlatıyor:

"Bir arkadaşımın üniversitedeki matematik dersine Fibonacci sayılarıyla ilgili bilgi vermek üzere davet edilmiştim. Daha lisedeyken Fibonacci sayıları üzerine araştırmalar yapmaya başlamıştım ve onların büyüyen bir şehrin güç istasyonlarını planlamada nasıl kullanıldığını incelemiştim. Tüm bunları o derste anlatacaktım, dolayısıyla araştırmalarımda bulduğum tüm görselleri bulmaya ihtiyacım vardı. Bilirsiniz, çam kozalaklarındaki, çiçeklerin yapraklarındaki, ağaçlardaki dallanmalardaki matematiksel oranları, Altın Oran'ı, Fibonacci/Altın Spiralini, vb. doğadaki matematiği gösteren görsellere ihtiyacım vardı. Örneğin bir Nautilus kabuğunun nasıl harika bir biçimde Fibonacci sayılarına uyduğunu göstermeyi istiyordum.

Çam kozalaklarını topladım, bazı fotoğraflar çektim, slaytlar hazırladım ve iş, altın orana uyan spiralleri göstermeye geldi. Ufak bir GIMP metni hazırlayarak bilgisayarımın otomatik olarak Fibonacci spiralini oluşturmasını sağladım. Sonrasında, bir odacıklı Nautilus fotoğrafı aramaya başladım. Amacım, bu spirale ne kadar kusursuz biçimde uyduğunu göstermekti. Sonunda Wikipedia'dan harika bir örnek buldum. GIMP içerisine yapıştırdım ve üzerine altın spirali çizdim. Sonrasında ise birbirine uydurmak üzere boyutlarla oynamaya başladım. İmkansızdı. Hiçbir biçimde spiral, kabuğun biçimine uymuyordu!

Ne kadar çabalarsam çabalayayım, hiçbir biçimde kabuk ile spirali uyduramadım. Ben de Google Images'ı kullanarak daha fazla kabuk fotoğrafı bulmaya çalıştım. Bulduğum hiçbir kabuk spirale uymuyordu! Hatta Fibonacci sarmalına yaklaşamıyordum bile!"

Akkana Peck, bu konuda yalnız değildir. Başlangıçta sözünü ettiğimiz düşünceler, halk arasına o kadar yerleşmiştir ki, bizim matematiğimizden doğan bazı oranların doğada halikulade bir biçimde olması gerektiğini sanarız. Evet, bu oranlar kabaca doğadaki organizmaların yapılarında rastlanabilir. Aslında bunda şaşılacak bir şey yoktur. Örneğin Fibonacci sayıları dediğiniz sayılar, kademeli olarak bir önceki toplama eklenerek artan sayılardır. Bir deniz minaresi kabuğu da, bir önceki zaman diliminde üretilen kabuk miktarının üzerine konarak arttığı için, elbette, ister istemez Fibonacci sayıları dediğimiz sayıya uyacaktır. Bir ayçiçeğinin tohumları, merkezden başlayıp etrafa yayılır. Altın spiral de, belirli bir merkezden başlayıp etrafa yayılan çizgilerden elde edilir. Dolayısıyla ikisinin birbirine uyması kaçınılmazdır. Bizler bu oranları tanımlarız. Bu oranlar, gökten inmezler. Eğer doğada, bu oranları tanımladığımız temele uyan bazı sistemler varsa, o sistemlerin sonucunda yine bu oranları görmemiz son derece anlaşılırdır. Hatta bu, kaçınılmaz bir sonuçtur.

Daha açık bir örneği şöyle verebiliriz: tüm sayı sistemleri etrafımızda kendini tekrar eden objeleri kategorize ederek gelişmiştir. 1, 2, 3 gibi sayılar, aslında kategorizasyon amacı taşır. Tek olan bir olguya "1" deriz. Kendini tekrar ediyorsa, bu sayıyı arttırırız. Sayılar böyle oluşmuştur. Tüm matematik, bunun üzerine inşa edilmiştir. Dolayısıyla matematiği, doğadaki sistemleri tanımlamak için, doğadaki sistemlere bakarak geliştirdik. Örneğin matematikteki "türev" denen işlem, "değişim miktarını" verir. Dolayısıyla etrafımızda düzenli olarak değişen şeylere bakıp, türev hesabına uymalarına şaşıramayız. Ancak nedense bu matematiksel unsurların adı "altın oran" ya da "Fibonacci sayıları" gibi daha havalı isimler olunca, sanki özel bir anlamları varmış zannedilir. Halbuki tıpkı türev, integral, vb. matematiksel hesaplamalar gibi, bu oranlar da doğaya bakarak inşa ettiğimiz sistemlerin ürünüdür. Doğadaki sistemlerde bu matematiksel izleri görmemizde şaşılacak bir taraf yoktur.

Ancak sorun bu da değildir. Sorun, doğada bu oranlara uyduğu iddia edilen birçok sistemin, daha fazla sayıda veriyle gözden geçirildiğinde, bu oranlara hiç de uymadığını görmemizdir. Örneğin spesifik bir kişinin omuz-kol uzunluğunu, dirsek-kol uzunluğuna böldüğünüzde 1.618'e çok yakın bir sayı elde edebilirsiniz belki, ki bu "altın oran" olarak bilinir. Ancak 100 kişinin kolunu ölçtüğünüzde, bu orandan ciddi anlamda sapma olduğunu görürsünüz. Belki ortalamaları gene altın orana yakın olacaktır; ki bu son derece anlaşılırdır, çünkü bu oranların doğa yasalarının tanımından kaynaklandığı düşünülmektedir. Örneğin kütleçekiminin bir cismin yerden yüksekliğine etkisinin, ağırlıkla sınırlandırılmış olmasından ötürü birçok uzunluğun altın orana uymak zorunda olduğu düşünülmektedir ve bu konuda araştırmalar sürmektedir. Altın oran, sonradan keşfedilen bir özellik değildir. Doğada var olan oranlardan çıkarılan bir özelliktir. Eğer ki etrafımızda altın orana uyan obje sayısı gerçekten çok fazlaysa, beynimizin de bu oranı daha hoş görecek biçimde evrimleşmesi kaçınılmaz bir sonuçtur.

Science News'te yayınlanan bir makalede deniz kabuklarının spiralleri ele alınmıştır. 1999 yılında emekli matematikçi Clement Falbo San Francisco'da bulunan Kaliforniya Bilim Akademisi'nde bir dizi Nautilus kabuğunun ölçümünü yaptı. Bulguları ilginçti: evet, kabuklar altın spiral gibi logaritmik bir seriyi takip ediyordu. Ancak kabukların oranı 1.24 ila 1.43 arasında değişiyordu. Ortalama oranları ise 1.33'e 1'di! Bu, 1.618 civarında olması beklenen altın orana yakın bile değildi!

Sonradan, 2002 yılında aynı sorunu John Sharp da fark etti. Ancak matematikçilerin bu bulgularına rağmen halk arasında halen bu oranların canlıların yapısını %100 yönettiği ve bu canlıların gövdelerinin bu oranlara %100 uyduğu gibi saplantılı bir sanrı bulunmaktadır. Sharp şöyle söylüyor:

"Bu yanlış iddiayla ilgili en ilgi çekici olan şey, ne kadar yaygın olduğudur. Hatta bu konuları daha iyi bilmeleri gereken matematikçiler bile bu hataya düşmektelerdir. İşte bu, neden geometrinin daha geniş olarak ve sıradan olmayan bir biçimde öğretilmesi gerektiğini göstermektedir. Sadece geometri de değil, biçimler ve oranların görsel estetiği de düzgün öğretilmelidir."

Burada son olarak şu sorun doğmaktadır: bir sayı, bir diğerine ne kadar yakın olursa, tamamen uyduğu söylenilebilir? Yukarıdaki sayılar arasındaki fark matematiksel olarak barizdir. Dolayısıyla 1.33 sayısını gidip de "1.618'e çok yakın, dolayısıyla bu canlılar altın orana uyuyor." dememiz olanaklı değildir. Daha önce de söylediğimiz gibi, spirallerin büyüme tipinden ötürü buna benzer bir orana uyması kaçınılmazdır. Eğer doğadaki bir sistemin, belirli bir orana uyduğunu iddia edeceksek, ondalık basamağından sonraki en az 2-3 adet değerin o orana birebir uymasını bekleriz. Örneğin pi sayısını kullanırken 3.14 olarak almak yeterlidir. Daha fazlası hesaba dikkate değer bir katkı sağlamaz (ancak dahasını eklerseniz hesabınızın isabetliliği artar). Daha azı ise kabul edilmez, çünkü çok yüksek hata payı demektir. Benzer biçimde, Dünya'nın yerçekim ivmesini 9.81 almak kabul edilebilirdir; ancak 10'a yuvarlamak ilkokul düzeyinde bir hesap yapılmıyorsa kabul edilemez. Benzer biçimde, bir sistemin altın orana uyduğu iddia ediliyorsa, o sistemden aldığınız oran en azından 1.62 civarında olmaldır ki genelde doğrudan 1.618'e uyması beklenir. Ancak 1.3 gibi bir sayının 1.618'e yakın olduğunu, dolayısıyla sistemin "altın orana kusursuz biçimde uyduğunu" söylemek akıl, bilim ve gerçek dışıdır. )

( ... VE/<> Fn = Fn-1 + Fn-2 )

( GOLDEN PROPORTION/RATIO/MEAN/SECTION and/<> FIBONACCI NUMBERS/SERIAL )


- ALTIN ORAN ile/ve/||/<> [LUDOLPH]Pİ SAYISI

( 1.6180339887 ile/ve/||/<> 3.14...~ )


- ALTIN ZEHİRLİ OK KURBAĞASI ile ALTIN KURBAĞA

( bkz. 22307 İLE 1966'da, bilimkişilerince tanımlanmış bir kurbağadır. Soyu tükenmeden önce Kosta Rika'nın, Monteverdi ormanlarında sıklıkla bulunurlardı. Ne yazık ki, 1989'dan beri hiçbir yerde görülememiştir.[Yiyecek azlığı ve iklim değişikliklerinden dolayı yok oldukları düşünülüyor.] Bunlar da çok zehirli kurbağalardandı. )


- ALTIN ZEHİRLİ OK KURBAĞASI ile KARA AYAKLI OK KURBAĞASI

( Dünyanın en zehirli kurbağası. İLE Dünyanın ikinci en zehirli kurbağası. )

( Adını, zehirlerini kamışçıkların ucundaki oklara bulayan yerliler vermiştir. [Şişe kapağı kadar ölçüdeki zehirle 10 kişiyi/insanı ya da 20.000 fareyi öldürebilecek kadar zehirlidir] )

( Kimi zaman nane yeşili, kimi zaman sarıdır. İLE Parlak turuncu ya da sarı renkte bir gövdesi, deniz mavisi bacakları vardır. )

( Keşfeden, Kaptan James Cochrane. [1823] İLE ... )

( APOSEMATİZM: Uyarı işareti. [Kurbağa ne kadar güzelse o kadar tehlikelidir.] )

( PHYLLOBATES TERRIBILIS cum PHYLLOBATES BICOLOR )


- ALTIN ZEHİRLİ OK KURBAĞASI ile SEMENDER[Fars. < Yun.]/SALAMANDRA[Fr.]

( ... İLE Kurbağagillerin kuyruklu takımından bir hayvan. | Ateşte yaşar [ateşte yanmadığına hatta ateşi söndürdüğüne inanılan] bir masal hayvanı. )

( ... cum SALAMANDRA MACULOSA )


- ALTIN ile BUNDUKÎ[Fars.]

( ... İLE Bir altın para. [Türkçe'de "Fındık altını" denilen Bundukî adı, Venedik şehrinin Arapça adı olan Bundukiyye'den gelmiştir.] )


- ALTIN ile ZER-İ MAGRİBÎ[Fars.]

( ... İLE Saf/hâlis ve iyi altın. )


- ALTINKUM DZ. K. ÖZEL EĞT. MRK. TESİSLERİ :

( Rumelikavak Mahallesinde Altınkum ile Karataş mevkii arasındadır. Tesis askeriyeye ait olup, herkese açık değildir. Tesis içinde oteli, restaurantı, plajı ve piknik alanı bulunmaktadır. Halka açık değildir. Özel Eğitim Komutanlığı emrindedir. )


- ALTINKUM PLAJI :

( Rumelikavağı sınırları içindedir. Batı tarafında Elmaskum Plajı kuzeydoğu tarafından Altınkum Özel Eğitim Merkezi Komutanlığı lojmanları ve plajı var. Adliye Nazırı (Adalet Bakanı) Necmeddin Molla (Necmettin Kocataş) Fransa seyahati sırasında Manş kıyısında bir plaj görür. Adı "Sable d'or" dur. İsmin Türkçe karşılığı Altınkum'dur. Necmeddin Molla Türkiye'ye dönünce, yerini uygun gördüğü yerin plaj olarak açılmasını sağladı. Adını da Altınkum Plajı koydu. Aslında yeri adı antik çağ ve Bizanslar döneminde Chrysorrhoas idi. Bu kelimenin karşılığı da "Altınsu" idi. 1927'de plaj açıldı. Halkın plaja ilgi göstermesini temin için Şirket - i Hayriye tarafından buraya bir vapur iskelesi yapıldı. Plajın işletilmesi bir Rus'a verildi. 1929'da plaj kabinleri yapıldı. Altınkum Plajı değişiklikleri ile birlikte hala işlevini devam ettiriyor. Her yaz binlerce insan plaj ve tesislerinden yararlanmakta olup, giriş ücretlidir. )


- ALTINKUM PLAJI :

( Boğaziçi'nin doğal plajlarından biridir. Sahilinin önü deniz arka kısmı ormanla kaplıdır. Garipçe Köye bağlı olup, Çalıburnunun batısında yer alan koyu temiz, berrak ve ılıman deniz suyu ile çok beğenilen bir yerdir. Her ne kadar sahipliyse de halka açık hizmet vermektedir. Eski Adliye Nazırı Necmeddin Molla (Kocataş)' nın teşviki ile tanzim edilen ve 1927'de açılışı yapılan plajın ilgi görmesi için buraya bir iskele yapıldı. Şierket - i Hayriye tarafından da gemi tahsis edilerek ücretsiz yolcu taşındı. II. Dünya Savaşı çıkınca plaj kapatıldı ise de yıllar sonra tekrar açıldı ve halka açık olarak hizmet vermektedir. Ne var ki eskiden iskelesi, gişesi ve kabinleri varken halen bunlardan mahrumdur. Büyük ilgi gören bu plaja Sarıyer'den deniz motorları, sandallar ve kayıklarla gelinmektedir. )


- ALTINKUM VAPUR İSKELESİ :

( Boğaziçi'nin büyük doğal plajlarından biridir. Eski Adliye Nazırı Necmeddin Molla (Kocataş) tarafından teşvik edilerek açılan 1927 yılında açılan Plaja halkın ilgi göstermesi için vapur iskelesi yaptırıldı, sonra da Şirket - i Hayriye tarafından ücretsiz yolcu taşıyan yolcu gemileri tahsis edildi. II. Dünya Savaşı sırasında plaj kapatıldı ve iskelede yıkılıp gitti. )


- ALTINKUM YOLCU GEMİSİ :

( 74 baca No.lu ve Şirket - i Hayriye İşletmesine ait bu gemi 1929'da İskoçya, Glasgow'da Fairfield Shipb. Cop. Tezgâhlarında yolcu vapuru olarak inşâ edildi. 415 gros, 215 net tonluktu. Teknesi çelik saçtandı. Uzunluğu 46 metre, genişliği 7.6 metre, su kesimi 2.9 metre idi. Fairfeld Sb, yapımı 580 beygir gücünde, 2 adet tripil (3 silindirli) buhar makinesi vardı ve çift uskurluydu. 10 mil hız yapabilen bu gemi yazın 975, kışın 886 yolcu alabiliyordu. 1961'de yenilendi. 1984'te hizmet dışı bırakıldı. )


- ALTJERİNGA = DÜŞLER ZAMANI


- ALTOBASO[İt.] değil/yerine/= YELKENİN ALT KENARI


- ... değil ALTYAPI


- ALTYAPI ile/ve/||/<> SÜREÇ


- ALTYAPI ile/değil ÜSTYAPI

( Üstyapıyı biçimlendirir. İLE/DEĞİL Altyapıyı değiştirir. )


- ALUMEL[Fr.] değil/yerine/= ALÜMİNYUM, MANGANEZ VE SİLİSYUM İÇEREN NİKEL ALAŞIMI


- ALVEOL/ALVEOLUS[İng.] değil/yerine/= HAVA KESECİĞİ | DİŞ YUVASI


- A.-G. (KONUŞMASI/SOHBETİ/"MUHABBETİ")


- AMA YİNE DE ... değil/yerine NEYSE Kİ ...


- AMAÇ/AMACI ile/ve/değil/yerine/||/<> NEDEN/İ


- ÂMÂ-İ MUTLAK ile/<> ÂMÂ-İ İZÂFÎ

( HİCÂB-I CELÂL: Mutlak körlük. )


- A'MÂL-ÜL-MA'DEN ile METALURJİ

( Metalurji. )


- AMAM/ADOPTION MODEL FOR ANALYTICS MATURITY[İng.] değil/yerine/= ANALITİK OLGUNLUK BENIMSEME MODELİ


- AMARİLİS[Fr.] değil/yerine/= GÜZEL HANIM ÇİÇEĞİ/ÇOBAN ÇİÇEĞİ/NERGİS ZAMBAĞI


- AMASYA KÖPRÜLERİ'Nİ


- AMAZING :/yerine ŞAŞIRTICI


- AMAZON IRMAĞI ve/||/<> ORNACO IRMAĞI


- AMBARLAR ile AMBARLI

( Cevizlibağ - Zeytinburnu'nda. İLE Avcılar'da. )


- AMBER AĞACI ile/ve/||/<>/> AMBER ÇİÇEĞİ

( Baklagillerden, akasya cinsi, kışın yaprağını döken boylu bir çalı ya da birkaç metre boylanabilen dikenli küçük bir ağaç. İLE/VE/||/<>/> Amber ağacının toparlak, fındık büyüklüğünde, altın sarısı renginde güzel kokulu çiçeği. )

( ... cum ACACIA FARNECIANA )


- AMBİ-/AMBO- ile/||/<> AMPH- ile/||/<> -AMBİ ile/||/<> BASİ-/BASİO-/BASO- ile/||/<> -DROME ile/||/<> MARG-

( İkisi, iki yanda, iki yönlü/taraflı [ambidekster: İki elini de kullanabilen kişi]. İLE/||/<> İkisi, iki yanda, hakkında, çevresinde, çift, ikili. İLE/||/<> Yürüme, yer değiştirme. İLE/||/<> Tabanla ilgili, alt kısımla ilgili, bazionla ilgili, yürüme. İLE/||/<> Gidiş, seyir. İLE/||/<> Kenar. )


- AMBLİYOPİ[Fr.] ile AMETROPİ[Fr.]

( Görme gücünde azalma, görme yitimi. İLE Gözdeki kırılma hatası. )


- AMBOLALİ[Fr.] değil/yerine/= BİR KONUŞMA SIRASINDA SÖYLENİLENLERLE HİÇBİR BAĞLANTISI OLMAYAN SÖZCÜKLERİN SIK SIK ORTAYA ATILMASI SAYRILIĞI


- AMBOLİ[Fr.] ile/ve/||/<> EMBOLİZM[Fr.]

( Yabancı bir nesne kütlesinin damarları tıkayarak kan akımını engellemesi. İLE/VE/||/<> Bir damarın kan pıhtısıyla tıkanması. )


- AMBU/ARTIFICIAL MANUAL BREATHING UNIT[İng.] değil/yerine/= KESE-MASKE SOLUTMA BİRİMİ


- AMBULANS SİRENİ ile POLİS SİRENİ ile İTFAİYE SİRENİ


- AMCA-DAYI/EMMİ-DAYI


- AMDI ile/= ŞİMDİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Şu an. )


- AMELİYAT TABURU ÇEŞMESİ :

( Bahçeköy'de Kilyos Yolu üzerinde ve şimdilerde cami olan eski kilisenin önünde ve yol kenarındaydı (H. 1333, M. 1914). Bu çeşme eskiden de vardı. Fakat askeri birlik olan Ameliyat Taburu tarafından onarıldığı için bu ismi almıştır. Görüldüğü gibi kitabesinden de bu anlaşılmaktadır: Bahçeköy çeşmesi olmuşdu zaman ile harab/ Ameliyat Taburu eyledi ta'mire şitab (1333)". Bu çeşme Kilyos yolunun genişletilmesi sırasında ortadan kaldırıldı. )


- AMELİYATIN BAŞARILI GEÇMESİ ile/ve (fakat) HASTANIN ÖLMESİ


- AMER[Fr.] değil/yerine/= ÇEŞİTLİ YAPRAK VE KABUKLARIYLA KOKULANDIRILMIŞ ACIMTIRAK BİR İÇECEK/İÇKİ


- AMERICAN :/yerine AMERİKALI


- AMERİKA BADEMİ ile HİNT BADEMİ ile TAS BADEMİ


- AMERİKA ELMASI ile DAĞ ELMASI/YABANİ ELMA ile DEVE ELMASI ile FİL ELMASI ile KİRAZ ELMASI ile PAMUK ELMASI ile LÜBNAN ELMASI[TUFFÂH-İ LÜBNÂN] ile YER ELMASI/BADAT/TUFFÂH-ÜL-ARZ[Ar.]


- AMERİKA KARAAYISI ile ASYA KARAAYISI

( AMERICAN BLACK BEAR vs. ASIATIC BLACK BEAR )


- ROCKY DAĞLARI:
AMERİKA'DA ile/ve/||/<> KANADA'DA


- AMERİKAN BEZİ = KAPUT BEZİ


- AMERİKAN İNGİLİZCESİ ile İNGİLİZ İNGİLİZCESİ


- AMERİKAN TİMSAHI ile TİMSAH[Ar.]

( Tatlı suda yaşarlar. İLE Bazıları tuzlu suda yaşarlar. )

( Karada saldırgan değildir. İLE Büyük ve saldırgandır. )

( Tek çenelerini kullanırlar. İLE İki çenelerini de kullanırlar. )

( ... İLE Daha uzun ve daha dar burunları vardır. Gözleri daha öndedir. Dördüncü dişleri alt çeneden dışarı taşar. )

( Mide özsularında, demir ve çeliği eritmeye yetecek kadar hidroklorik asit vardır. )

( ARCHOSAURIA: Timsahları, dinozorları ve kuşları içeren sürüngen öbeği. )

( CAYMAN[Amazonlar'da] ile ... )

( [kökeni/etimolojisi] EL LAGARTO DAS INDIAS[İsp. Hint kertenkelesi] ile KROKODEILOS[Yun.]: Kertenkele. [İlk kez Heredot kullanmıştır.] )

( Timsah | Timsah | Timsah )

(
Tarihin en büyük timsahı. [Avustralya, 1957. boyu 8,6 m.] )

( Yaşamları boyunca, 2000 civarında diş değiştirirler. İLE ... )

( Anne timsahlar, yuvalarındaki yumurtaların üstünde yatma olanağı bulamazlarsa yumurtaların serin ortamda büyümesiyle dişi timsahlar çıkıyor. Üzerlerinde yatma olanağı bulurlarsa yumurtaların sıcak ortamda büyümeleri sonucunda eril timsahlar çıkıyor. )

( 68 dişleri vardır. )

( Timsahlar, terlemez. )

( ... ile TİMSÂH[çoğ. TEMÂSÎH] )

( ... ile NEHENG/NİHENG[çoğ. NEHENGÂN] )

( ALLIGATOR vs. CROCODILE )

( ... cum CROCODILUS )


- AMETÇİ ile/||/<> AKLAM

( Osmanlı Dîvânı'nda, baş yazman olarak görev yapar. İLE/||/<> Resmi dairelerde yazı işleriyle ilgilenen bir bölüm. )


- AMFETAMİN[Fr.] değil/yerine/= UYANMA AMİNLERİ

( Efedrine yakın ilaçlar sınıfı. )


- AMFİ:
YUNAN ile/ve/||/<>/> ROMA


- AMFİ[Fr. < AMPHI] ile ODEON[Fr.]

( Dinleyicilerin oturduğu, sıraları arkaya doğru basamaklı olarak yükselen yapı. | Yunan ve Roma'da açık hava tiyatrosu. | Basamak basamak yükselen yer biçimi. İLE Temelde müzik icra edilen, genelde üstü kapalı amfi tiyatro biçiminde inşâ edilen yapılardır. | Eski Yunan'da müzisyenlerin konser verdiği basamaklı yer. )


- ÂMÎ -ile

( "Aşağı tabaka"dan olan. )


- AMIA/AMERICAN MEDICAL INFORMATICS ASSOCIATION[İng.] değil/yerine/= AMERİKAN TIP BİLİŞİMİ DERNEĞİ


- AMİGDALEKTOMİ[Fr.] değil/yerine/= BADEMCİK AMELİYATI


- AMİKSİ[Fr.] değil/yerine/= NORMAL MUKOZA SALGISININ YOKLUĞU


- AMİNO ASİT İLE PEPTİT İLE POLİPEPTİT İLE PROTEİN ile/||/<> PROTEİN HİYERARŞİSİ

( Proteinlerin yapı taşlarından işlevsel moleküle kadar organizasyon seviyeleri. )

( Formül: R-CH(NH₂)-COOH )


- AM[İ]YOTONİ ile/||/<> AM[İ]YOTROFİ

( Kas gergi yitimi. İLE/||/<> Kas erimesi. )


- ÂMM ile/||/<> ÂMME EMLAKI ile/||/<> ÂMM VE ŞÂMİL ile/||/<> ÂMME ARÂZİSİ

( Genel/umumi, herkese ait. İLE/||/<> Kamu taşınmaz malları. İLE/||/<> Genel ve kapsamlı. İLE/||/<> Kamu toprağı. )

Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 16.223 başlık/FaRk ile birlikte,
16.223 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(4/66)