Genel olarak
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 3.183 başlık/FaRk ile birlikte,
3.183 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(8/14)
- KÖÇ/GÖÇ ile KÖÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yerleşimi bir yerden bir yere taşımak. | Ordunun sefere çıkması. İLE Saat ya da belirli bir süre. )
- KÖK ve/<> AÇILIM
- KÖK ile/ve KAYNAK
( ROOT vs./and SOURCE )
- KOKU:
MİS GİBİ >< LEŞ GİBİ
- KOKU ile PİSLİK
( STINKY vs. DIRT )
- KOLAY ULAŞIM ile YAKINLIK
- KOLAY ile/ve EKONOMİK
( EASY vs./and ECONOMICAL/LY )
- KOLAY ile KOLAY DEĞİL
( EASY vs. NOT EASY )
- KOLAY ile/ve SIRADAN
( EASY vs./and ORDINARY )
- KOLAY ile/ve UYGULAMA/PRATİK
( ÂSÂN ile/ve ... )
( EASY vs./and PRACTICAL )
- KOLAYCILIK ile/ve/||/<> KAÇIŞ
- KOLAYCILIK ile/değil/yerine/>< YARDIM GEREKSİNİM EŞİĞİ
- KOLAYLAŞTIRMA ile PAZARLAMA
( TO FACILITATE vs. MARKETING )
- KOLAY/LIK ile YALIN/LIK / BASİT/LİK
( EASY/NESS vs. SIMPLE/NESS )
- KOLAY/LIK ile/ve/<> YAKIN/LIK
- [ne yazık ki]
KÖLELİK ile/ve/||/<>/> BORÇ KÖLELİĞİ
- KOMANDİT[Fr. < COMMANDITE] ile KOMANDİTE[Fr. < COMMANDITE] ile KOMANDİTER[Fr. < COMMANDITAIRE]
( Yalnızca konulan sermaye kadar sorumluluğu olan ortaklık biçimi. İLE Komandit şirkette sınırsız sorumlu olan ortak. İLE Komandit şirkette ancak kendi koyduğu para kadar sorumlu olan ortak. )
- KOMBİNA[Fr. < COMBINAT] ile KOMBİNE[Fr. < COMBINE]
( Birkaç sanayi kuruluşunun tek yönetimde birleşmesi: İLE Toplu. | Bir spor dalında değişik türdeki yarışmaların sonuçlarına göre birleştirilmiş derecelendirme, toplam puana göre değerlendirme. )
- KOMBİNE ile/ve/||/<> ENTEGRE
- KOMİK ile GÜLÜNÇ
- KOMİTA[Lat./Sırpça] ile KOMİTE[Fr. < ]
( Siyasi bir amaca ulaşmak için silah kullanan gizli topluluk. İLE Alt kurul. )
- KOMPLEKS ile/ve MÜCADELE
- KOMPLEKS ile RAFİNE
- KONJÖKTÜR/KONJUKTÜR/KONJEKTÜR değil KONJONKTÜR
(
Konjektür ve Konjonktür Arasındaki FaRkLaR
| Özellik | Konjektür | Konjonktür |
|---|---|---|
| Köken | İngilizce/Fransızca: Conjecture | Fransızca: Conjoncture |
| Temel Anlam | Tahmin, varsayım, henüz kanıtlanmamış önerme. | Belirli bir dönemdeki genel durum ve koşullar. |
| Kullanım Alanları |
• Matematik • Bilim • Felsefe • Mantık |
• Ekonomi • Siyaset • Sosyoloji • İş dünyası |
| Örnek Kullanım |
"Goldbach konjektürü, henüz kanıtlanmadı," "Bu sorun hakkında bir konjektürüm var," |
"Ekonomik konjonktür, olumsuz," "Siyasi konjonktür, değişti," |
| İlişkili Kavramlar |
• Hipotez • Varsayım • Kuram (kanıtlandıktan sonra) • Spekülasyon |
• Durum • Ortam • Koşullar • Dönemsel koşullar |
| Ayırt Etme | "Tahmin ediyorum" ya da "varsayıyorum" anlamında | "Var olan durum" veya "Şu anki koşullar" anlamında |
| Ünlü Örnekler |
• Riemann Hipotezi • Goldbach Konjektürü • P vs NP Problemi |
• Küresel ekonomik konjonktür • Pandemi konjonktürü • Seçim konjonktürü |
- KONSOLİDE[Fr. < CONSOLIDE] değil/yerine/= VADESİ UZATILAN BORÇ
- KONSOLİT ile KONSOLİT
( Vadesi belirli olmayan ve yalnızca faizi ödenen devlet tahvili. İLE Bir tür iskambil oyunu. )
- KONSORSİYUM[Fr. < CONSORTIUM] değil/yerine/= KURULUŞLAR/ŞİRKETLER BİRLİĞİ
- KONTROL ile/ve DENETLEME
( Bir kez kendimi ve neyi temsil ettiğimi bilince artık durmadan kendimi denetleme gerekesiniminde olmam. )
( CONTROL vs. INSPECTION
Once I know myself and what I stand for, I do not need to check on myself all the time. )
- KONTROL ile MALİYET KONTROLÜ
- KONTROL ile/ve ÖLÇÜM
( CONTROL vs./and MEASUREMENT )
- KONUŞTURAN/KONUŞULAN REKLÂM ile/ve/<>/değil/yerine SATTIRAN REKLÂM
- KOPUK ile AYRI/K
( BROKEN OFF/TORN vs. SEPARATED )
- KOPYA değil/yerine EŞLEM
- KOPYA ile KAYIT
( COPY vs. RECORD )
- KOPYA ile TAKLİT
( Nesnelerde. İLE İnsanda ve hayvanda. )
- KOPYA ile/değil TEKRAR
( ["not"] COPY vs./but REPETITION )
- KOPYALAMA ile MODELLEME
( COPYING vs. MODELLING )
- KOPYALAMA ile/değil ÖYKÜNME
- KORTE[İt. < CORTE]/FLÖRT[Fr./İng. < FLIRT] değil/yerine/= ÂŞIKTAŞLIK
( Kadınla erkek arasındaki duygusal ilişki. | Birbirine duygusal ilgi duyan kadın ve erkek. | Siyasal bir parti, yabancı bir ülke vb.ne tam olarak bağlanmadan yaklaşma. )
- KORUMA ile KALICILIK
( VİKAYE["ka" uzun okunur!]: Koruma, kayırma, esirgeme. | Herhangi bir hastalık için önleyici tedbir alma. İLE ... )
( TO PROTECT/SAVE vs. PERMANENCE )
- KORUMAK ile/ve/<> DEVAM ETTİRMEK
- KORUMAK ile/ve GÖZETMEK
- KORUMAK ile/ve/||/<> KOLLAMAK
( TO PROTECT/SAVE vs. TO WATCH FOR/TO PROTECT )
- KORUMAK ile KURTARMAK
( TO SAVE vs. TO REDEEM )
- KORUMAK ile ÖNEMSEMEK
( TO PROTECT/SAVE vs. TO CONSIDER )
- KORUMAK ile SAHİP ÇIKMAK
( TO SAVE vs. TO CLAIM )
- KORUMAK ile/ve SAKINMAK
( TO PROTECT/SAVE vs./and TO AVOID )
- KOŞUL ile/ve/değil/||/<> ETMEN
- KOŞUL ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÖNCELİK
- KOŞULLULUK ile/değil/yerine KARŞILIKLILIK
( Yaparsa(n)/verirse(n) değil (o/sen) yaptıkça/verdikçe vermek/almak. )
- KOTA ile/ve BARIŞ
( QUOTA vs./and PEACE )
- KÖTÜ HABER ile/ve/değil/yerine/||/<>/> İYİ HABER
( Hiçbir şey, sonsuza kadar sürmez. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Hiçbir şey, sonsuza kadar sürmez. )
- KÖTÜ "HABER" ile/ve/değil/yerine/||/<> "İYİ HABER"
( (")Hâlâ yaşıyoruz("). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Henüz ölmedik. )
- KÖTÜ[< KÖTİ] ile/ve/||/<> KETÜ[Kıpçak][dvnlgttrk]
( Zorunlu/luk. İLE/VE/||/<> Eksik/lik. | Çolak. )
( KÖTÜLÜK: Kemâl'i engelleyen. )
- KÖY ENSTİTÜLERİ ile/ve/<> HALK EVLERİ
- KRANOLOJİ ile KRONOLOJİ
( Kafatası biçimlerini inceleyen insanbilim dalı. İLE Zaman bilimi/dizini. )
- KREDİ ile/değil/yerine/=/||/<>/< SAYGINLIK/İTİBAR
- KREŞANDO değil/yerine/= GİDEREK ARTAN
- BORSA:
KRİPTO ile HİSSE SENEDİ
( [süresi] 24 saat. İLE 8 saat. )
( Daha zor. İLE Daha kolay. )
- KRİTER ile/ve BİLGİ BİRİKİMİ
( CRITERION vs./and KNOWLEDGE )
- KRİZ YOK değil/ne yazık ki KERİZ ÇOK
- KRİZ ile/ve/||/<>/> "FABRİKA AYARLARI"NA DÖNÜŞ
- KRİZ ile/ve/||/<>/>/>< KERİZ
( "Yok" saymak. İLE/VE/||/<>/>/>< Çok. )
- KRONİK ile KALIP
( CHRONIC vs. PATTERN )
- KRONOLOJİ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= ZAMANDİZİN/OĞURBİLİM/OĞURDİZİN
- KÜÇÜK HESAP ile/değil/yerine/>< AYRINTI
( "Küçük/güdük zihin"liler "uğraşır". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Profesyoneller uğraşır. )
( Gözü, tanede olan kuşun, ayağı, tuzaktan kurtulmaz. )
( FERİ[Ar.]: Ayrıntılarla ilgili, ayrıntı niteliğinde olan. | İkinci derecede/n olan. )
- KÜÇÜK ROK ile BÜYÜK ROK
- KÜÇÜMSEMEK ve/||/=/<> ABARTMAK/"BÜYÜLTMEK"
- KULLANMAK ile/değil YAŞAMAK
- KÜLT ile/değil/yerine/<> KÜLTÜR
( Din. | Yerel özellikler taşıyan dinî törenler. | Belirli bir dönemde aşırı ilgi gören film vb. İLE/DEĞİL/YERİNE/<> ... )
- KÜLTÜR EKONOMİSİ ve/||/<> KÜLTÜR POLİTİKASI ve/||/<> KÜLTÜR YÖNETİMİ
( Grafiklerle Türkiye'nin Kültür Ekonisi 2016 için burayı tıklayınız... )
- KÜN ile KÜN ile KÜNDÜZ ile KÜNLÜK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Gün. İLE Güneş. İLE Gündüz, gün ışığı. İLE Günlük bir konu. )
- KUR[Fr. < COURS] ile KUR[Fr. < COUR]
( Yabancı paraların, ulusal para cinsinden değeri. | Düzey. İLE Öteki cinse ilgi göstererek onun hoşuna gitme, zihnini ve gönlünü kazanmaya çalışma. | Birinin duygularını okşayacak biçimde davranarak onun zihnini ve gönlünü kazanmaya çalışma. )
- KURAL KOYUCU/LUK ile/ve/değil/yerine KURAL BULUCU/LUK
- KURAL ile/ve İZLENCE
- KURAL ile KAPRİS
( Kuraldan çok kuralcılığın, kraldan çok kralcılığın anlamı yoktur. )
( RULE vs. CAPRICE/WHIM )
- KURAL ile/ve/değil KURAM
( [not] RULE vs./and/but THEORY )
- KURAL ile/ve OLURLUK
( RULE vs. LAW )
- KURAL ile/ve/> YASA
( İnsanda/yaşamda. İLE/VE/> Doğada. )
( Tüzel/hukukî kabullere/kararlara her ne kadar "yasa" denilmişse de "kural"lardır. )
( SOLON [M.Ö. 640 - 559/8] )
( [Uyulmadığında ...] Cezası yoktur. İLE/VE/> Cezası vardır. )
( RULE vs./and/> LAW )
- KURAL(LILIK) ile/ve NEDEN(SELLİK)
- KURALSIZLIK ile/değil/yerine/>< KURALLILIK
( En kötü "kurallılık", en iyi kuralsızlıktan iyidir. )
- KÜRESELLEŞME:
[ne yazık ki]
"ULUSLARARASILAŞMANIN GENİŞLEMESİ" ile/ve/||/<> KURUMSAL ZORBALIK
- KÜRESELLEŞME ve/||/<> YOKSULLUK
- KÜRESELLEŞMENİN ARTMASI ile/ve/değil/||/<> SINIRLARIN AZALMASI
- KURFORSE ile ...
( Bir paraya, hükümetçe verilen (belirtilen) değer. )
- KURGU ile/ve/||/<> ANLATIM
- KURMACA ile DÜZMECE
- KURMAK ile/ve YÜRÜ(T)MEK
- KURTARMAK ile TOPARLAMAK
- KURUCU KLÂSİK ile BÜYÜK SENTEZ KLÂSİĞİ ile MEDENİYETLERİ YATAY/DİKEY(/HEM YATAY, HEM DİKEY) KESEN KLÂSİKLER
( FOUNDER CLASSIC vs. BIG SYNTHESIS CLASSIC vs. CLASSICS IN, TO CEASE THE CIVILIZATIONS VERTICAL/HORIZONTAL(/BOTH) )
- KURULMA ile/ve/||/<> KIRILMA
- KURULU ile KURGUL
- KURUM ile/ve/değil/yerine/< KURUL
- KURUM ve/<> TÖREN(MERÂSİM)
( Her kurum, törenleri ile yaşa(tılı)r. )
- KURUMSAL BİR KARARI(/A):
BENİMSEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> UYMAK
- KURUMSAL DEVLET ile KİŞİ DEVLET
- KURUŞ[Alm. < GROSCHEN] ile KURUŞ
( Liranın yüzde biri değerinde Türk parası. İLE Kurma işi, durumu. )
- KÜŞÂD ile AÇILIŞ
- KUŞATILMIŞLIK ile/ve/||/<> ÇARESİZLİK
- KUŞATMAK/KUŞATICI ile KAPSAMAK/KAPSAYICI
- KUŞATMAK ile/ve KİLİTLEMEK
- KUŞKU ile SANI
( DOUBT vs. SURMISE )
- KUŞLU ve/||/<>/> TAKVİM
( 2021 yılı Kuşlu Takvim için burayı tıklayınız... )
(
)
- KUŞLUK (ZAMANI) ile/ve KABA KUŞLUK (ZAMANI)
- KUŞLUK ile/ve/> ÖĞLE
- KUSURSUZ ile DÜZGÜN
( FLAWLESS vs. PROPER )
- KUTSAL ile KUTSAL OLMAYAN
( Ölümsüz. İLE Ölümlü. )
- KUTSALLIĞIN AŞKINLIĞI ile/ve KUTSALLIĞIN İÇKİNLİĞİ
( KUTSALLIK: İnsan emeğinin katıldığı (her) şey. )
( TRANSCENDENCE OF THE HOLINESS vs./and IMMANENCE OF THE HOLINESS )
- KUTSAL/LIK ile/ve/değil/=/< BÜTÜNSEL/LİK / BÜTÜNLÜKLÜ
- KUTSAL/LIK ile/ve/||/<> GİZLİ/LİK
- KUTSAMAK ve/<> TEMİZLEMEK
- KUTUPSUZ/LUK ile TEK KUTUPLU/LUK
- KUVVE-İ ÂKILE ile KUVVE-İ ÂMİLE
- KUVVETLER AYRILIĞI ve/> AŞILMIŞ BİRLİK
- KUVVETLER AYRILIĞI değil/yerine KUVVETLER AYRILIĞI VE BİRLİĞİ
- KUVVETLER AYRILIĞI ile/ve/<>/|| KUVVETLER BİRLİĞİ
- KUZEY-GÜNEY ile ALT-ÜST
( Yön. İLE Konum. )
- KUZEY ile/ve GÜNEY/KÜNEY
( Ekvatorun üstü. İLE/VE Ekvatorun altı. )
( ŞİMAL ile/ve CENUP )
( NORTH vs./and SOUTH )
- LAĞV ile/değil/yerine/>< MÜFÎD[< FEYD]
( Yararsız/faydasız, beyhûde, boş. | Yanılma, atlama. | Kaldırma, hükümsüz bırakma. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anlatan, ifâde eden, anlamlı/mânâlı. | Yararlı/faydalı. )
( YEMÎN-İ LAĞV: Alışkanlıkla edilen ve şer'an kefâret gerektirmeyen yemin. )
- LAİKLİK ile SEKÜLERLİK
( Yönetim biçimi. İLE Dindışılık. )
( LAICISM vs. SECULARISM
Management style. WITH To be out/far of religion. )
- LÂİKLİK ile YERİNE KOYMA
- LÂ-YETEZELZEL[Ar.] değil/yerine/= SARSILMAZ | GÜVENİLİR
- Leh ile/değil LEH[Ar.]
( Polonya halkından olan kişi. İLE Onun için, onun tarafına, ondan yana. | Bir şeyden ya da birinden yana olma. | Yarar. )
- LEYL ile LEYL-İ SECÂ
( Gece. İLE Tam kararmış gece. )
- LİBERALİZM ile/ve/||/<>/> SOSYALİZM ile/ve/||/<>/> MUHÂFAZAKÂRLIK
( * Bireycilik
* Özgürlük
* Sınırlı devlet
* Piyasa ekonomisi
İLE/VE/||/<>/>
* Birliktelik
* Eşitlik
* Yeniden dağıtım
* Dayanışma
İLE/VE/||/<>/>
* Aile
* Aşamalı değişim
* Ara kurumlar
* Sınırlı etkinlik olarak siyaset )
- LİNK ile LİNK[İng.]
( Atın, eşkin yürüyüşü. İLE İletişim dizgesi birliği. )
- LİRA ile LİRA[< İt. Altın para]
( Telli bir çalgı. İLE Yüz kuruş değerinde, Türkiye para birimi. )
- LİSTE[İng. < LIST] yerine DİZİN/DİZELGE/DÖKÜM
- LIVE ile LIVE
( Yaşam. İLE Canlı. )
- LÜKS ile ŞANS
( LUXURY vs. CHANCE )
- MAAŞ/MAHİYE[Fars., Ar.]["MAYIŞ" değil!] değil/yerine/= AYLIK
- MAFYA ile/ve/<> (")HÜKÜMET(")
( FaRkLaR'ı değil önemli bir ortak yanları vardır. İkisinde de haktan, hukuktan eser yoktur ve/ya da olmayabilir (ne yazık ki[hükümet için]). )
- MAGÂNİM[Ar. < MAGNEM] ile MAGÂRİM[Ar. < MAGREM]
( Ganimetler, düşmandan ele geçirilen mallar. İLE Ödenilecek borçlar, diyetler. )
- MAGRİB[Ar. < GARB | çoğ. MAGARİB] ile Magrib[Ar.]
( Batı. | Akşam. İLE Batı tarafında olan ülkeler. | [Afrika için] Mısır ötesindeki kuzey bölümü.[İspanya, Portekiz] )
- MAĞŞUŞ[Ar.] değil/yerine/= KARIŞIK
- MAGZÂ[Ar.] ile MAGZÂ[Ar. çoğ. MAGAZÎ]
( Amaç, istek, meram. İLE Gazâ, savaş öyküleri. | Savaş. )
- MÂH[Fars.] ile MÂH[Fars.]
( Ay. | Yılın 1/12'si. İLE Geçersiz [para]. | Rezil, münâfık, alçak. )
- MAHALLE BASKISI ile/değil ÖRGÜTLÜLÜK
- MAHÂZÎL[Ar. < MAHZÛL] ile MAHÂZÎR[Ar. < MAHZÛR]
( Rezil/rüsva olan kişiler. İLE Sakınılacak, korkulacak, hazer olunacak şeyler, engeller, sakıncalar. )
- MAHCUR[Ar.] değil/yerine/= KISITLI
- MÂHÎ[Ar. < MAHV] ile MÂHÎ[Fars. | çoğ. MÂHİYÂN]
( Yok edici/mahvedici, yok eden/mahveden. İLE Balık. | Güneybalığı'nın a yıldızı. [Fr. FORMALHAUT] | Aylık. )
- MAHLÛL[Ar. < HALL] ile MAHLÛL[Ar.]
( Çözülmüş, dağılmış, hallolunmuş. | Erimiş, eritilmiş, eriyik. | Sahipsiz maaş ya da memurluk. | Mirasçısı bulunmayan ve hükümete kalan miras. İLE Delinmiş, öbür tarafına işlenmiş olan şey. )
- MAHSUB[Ar. < HİSÂB | çoğ. MAHÂSİB] ile MAHSÛB[Ar.]
( Hesaba katılmış, hesap edilmiş. | Büyük bir zâta mensup kişi. İLE Kızamık çıkarma. )
- MAHSÛD[Ar. < HASED] ile MAHSÛD[Ar.]
( Kıskanılan, hased olunan/edilen. İLE Ekini biçilmiş, hasad edilmiş. | Biçilmiş ekin. )
- MAHSUL[Ar.] değil/yerine/= ÜRÜN/VERİM
- MAHSUN[Ar. < HISN] ile MAHZÛN[Ar. < HAZÎNE] ile MAHZÛN[Ar. < HÜZN]
( Güçlendirilmiş, istihkâmlı. İLE Hazinede saklanılan şey. İLE Hüzünlü, tasalı, kaygılı. )
- MAHSÛR[Ar. < HASR] ile MAHSÛR[Ar.] ile MAHZUR[Ar.]
( Yorulmuş, feri gitmiş göz. İLE Kuşatılmış, muhâsara edilmiş. | Sınırlanmış, belirli edilmiş, hasredilmiş. | Men edilmiş. | Sıkıştırılmış, tazyik edilmiş. İLE Sakınılacak, korkulacak şey. | Engel. | Sakınca. )
- MAİŞETİ TEMİN[Ar.] değil/yerine/= GEÇİMİNİ SAĞLAMAK
- MAKADÎR[Ar. < MİKDÂR/MAKDÛR] ile MAKADİR[Ar. < MAKDERET]
( Miktarlar, kısımlar. İLE Kudretler, kuvvetler. )
- MAKADÎR-İ MÜŞTEREKE[Ar.] ile MAKADÎR-İ MÜTENÂSİBE[Ar.]
( Aynı ölçü ile ölçülebilen miktarlar. İLE Orantılı çokluklar. )
- MAKAM ile/ve HUZUR
- MAKİS[Ar. < KIYÂS] ile MÂKİS[Ar.]
( Kıyas edilebilir, benzetilebilir. İLE Duraksayan, mekseden. )
- MAKSİMUM değil/yerine/= EN ÇOK/YÜKSEK
- MAKSİMUM ile EN GEÇ
- MAL "TAKASI" ile/ve KÜLTÜR "TAKASI"
- MAL ile/ve/||/<> DEĞER/TUTAR/SEMEN[Ar. çoğ. ESMÂN]
- MÂL[Ar. çoğ. EMVÂL] ile -MAL[Ar.]
( Bir kişinin tasarrufu altında bulunan değerli ve gerekli şey. | Varlık, servet. | Para, nakit, gelir. | Tüccar eşyası. İLE "Süren, sürülen, takılan, sarılan" anlamlarıyla oluşumlar yapar.[RÛ-MÂL: Yüz süren.] )
- MALA KEFÂLET ile/ve KİŞİYE KEFÂLET
- MALEZYA BAYRAĞI'NDA:
AY ve/<> YILDIZ ve/<> MAVİ ve/<> SARI
( İslâm'ı simgeler. VE/<> Eyaletleri simgeler. VE/<> Birlik'i simgeler. VE/<> Kraliyeti simgeler. )
( Malezya'yı oluşturan 13 eyalet, Malezya bayrağı ile birlikte kendi eyalet bayrağını kullanmaktadır. )
- MÂLÎ[Ar.] ile MÂLÎ[Ar.] ile MALİ[Ar.] ile MÂLİH[Ar.]
( Malla, parayla ilgili. | Devlet, gelir ve giderlerinin yönetimine ait. İLE Çok fazla. | Dolu. İLE Afrika'da bir ülke. İLE Tuzlu. )
- MÂLİYET ile/ve/değil BEDEL
- MALİYET ile KÜLFET
- MALİYET ile/ve/<> SONUÇ
- MALİYETİN ...:
"BÜYÜMESİ" değil ARTMASI
- MANAT/MANET ile ...
( Rus parası, ruble. )
- MANÇU ile ÜCRET
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir zanaatkâra verilen ücret.[Başka bir ücreti anlatmak için kullanılmaz.] İLE ... )
- MANDA ile MANDA[Fr. < MANDATAIRE | İng. MANDATE/R]
( Susığırı. İLE Birinci Dünya SAvaşı'ndan sonra, bazı azgelişmiş ülkeleri, kendilerini yönetebilecek bir düzeye eriştirip, bağımsızlığa kavuşturuncaya kadar Uluslar Birliği adına yönetmek için bazı büyük devletlere verilen vekillik. )
- MANEVRA[Fr.] değil/yerine/= DÖNÜŞ/HAREKET
( Bir aygıtın işleyişini düzenleme, yönetme eylemi ya da biçimi. | Geminin bir yere yanaşmak ya da bir yerden çıkmak için yaptığı hareket. | Lokomotifin, katar katmak ya da katar dağıtmak için ileri geri giderek hattan hasa geçmesi. | Hareket, gidiş-geliş. | Asker birliklerini, savaşa hazırlamak amacıyla, arazi üzerinde yapılan geniş ölçüde savaş denemesi, tatbikat. | İstenilen amaca ulaşmak için tutulması gereken yol. )
- MANGA ile/ve/||/<>/> TAKIM ile/ve/||/<>/> BÖLÜK ile/ve/||/<>/> TABUR ile/ve/||/<>/> ALAY ile/ve/||/<>/> TUGAY/LİVA ile/ve/||/<>/> TÜMEN/FIRKA ile/ve/||/<>/> KOLORDU ile/ve/||/<>/> ORDU ile/ve/||/<>/> KUVVETLER ile/ve/||/<>/> GENEL KURMAY
( Onbaşı/çavuş/asteğmen/teğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Üstteğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı/yarbay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Albay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tuğgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tümgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Korgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneraller yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )
( 10 er. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[4/5] manga. İLE/VE/||/<>/> Birkaç takım. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[dört] bölük. | Küme, yığın, grup. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tabur. İLE/VE/||/<>/> Birkaç alay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tugay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tümen. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kolordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç ordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kuvvet. )
( [OSMANLI'da] Mülâzım-ı Sânî yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mülâzım-ı Evvel yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kolağası yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kaymakam yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Miralay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva/Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferikler yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )
( SECOND LIEUTENANT vs./and/||/<>/> (FIRST) LIEUTENANT vs./and/||/<>/> CAPTAIN vs./and/||/<>/> MAJOR/COMMANDANT vs./and/||/<>/> LIEUTENANT COLONEL vs./and/||/<>/> COLONEL vs./and/||/<>/> BRIGADIER GENERAL vs./and/||/<>/> MAJOR GENERAL vs./and/||/<>/> LIEUTENANT GENERAL vs./and/||/<>/> GENERAL vs./an/||/<>/> GENERALS vs./and/||/<>/> HEAD OFFICER )
( II. Dünya Savaşı "WEHRMACHT", Kara Kuvvetleri (HEER), Deniz Kuvvetleri (KRIEGSMARINE), Hava Kuvvetleri (LUFTWAFFE) ve Özel "SS" Birlikler'inden oluşuyordu. )
( RİYALA[İt.]: Osmanlı donanmasında, Tümgeneral'e eş bir rütbe. )
- MANİPLE[Fr.] ile/ve/=/<> MANİPÜLATÖR[Fr.]
( Telgraf imlerini göndermek için bir devredeki akımı kesmekte ya da yeniden vermekte kullanılan aygıt. | Roma ordusunda, 60 ya da 120 erden ibaret bölük. | Bazı papazların ayinlerde sol kolun bileğine yakın taktığı süslü şerit. İLE/VE/=/<> Manipleyi kullanan kişi/görevli. | Maniple. )
- MANŞET[Fr.] ile MANŞET[Fr.]
( Bir gömleğin kol ağzına geçirilen, genellikle çift katlı kumaştan bölüm, kolluk. İLE Gazetelerin ilk sayfalarının üst bölümüne, iri harflerle konulan başlık. )
- MARJ[Fr.] değil/yerine/= PAY
( Ticari bir işlemde zarar tehlikesine karşı ayrılan pay. | Yazılmış ya da basılı bir kâğıdın kenarında bırakılmış boşluk. )
- MARKA YÖNETİMİ ile/ve/||/<> MARKA İLETİŞİMİNİ YÖNETMEK
- MARKETİNG[İng.] yerine PAZARLAMA
- MÂŞ[Fars.] ile MAAŞ[Ar. < AYŞ]
( Börülceye benzeyen fasulyenin iki türü. İLE Yaşayış, dirlik. | Geçinilecek şey. | Çalışanlara, memurlara, emeklilere, dul ve yetimlere verilen aylık. )
- MASÂD[Ar.] ile MAS'AD[Ar. çoğ. MASÂİD] ile MASAT[Ar. MİŞHAZ]
( Dağ yamacının yüksek bir bölümü. | Yüksek ve sarp kıyı. İLE Yukarı çıkacak yer. | Merdiven. | Aşama, rütbe. İLE Bıçak bileyici. Bıçak, orak, tırpan vb. bilemeye yarayan, çelikten yapılmış araç. )
- MASAFF[Ar. çoğ. MASÂFF] ile MASÂFF[Ar. çoğ. MASAFF]
( Saf, taburun toplandığı yer. İLE Savaş. )
- MASKARALIK ile/değil/yerine/>< REKÂBET
- MA'SÛM[Ar. < İSMET] ile MASÛN[Ar. < SAVN]
( Suçsuz, kabahatsiz. | Küçük çocuk. İLE Saklanmış. | Korunmuş, korunan, sıyânet olunmuş. | Sâlim, sağlam. )
( INNOCENT vs. PROTECTED )
- MA'SÛR[Ar. < USRET | çoğ. MA'SÛRÂT] ile MA'SÛR ile MÂSÛR[Fars.] ile MAHSÛR
( Zor, güç. İLE Sıkılmış, suyu ya da yağı alınmış şey. İLE Birbirine katılmış şey. İLE Kuşatılmış, muhâsara edilmiş. | Sınırlanmış, belirli edilmiş, hasredilmiş. | Men edilmiş. | Sıkıştırılmış, tazyik edilmiş. )
- MÂT[Fars.] ile MAT[Fr.]
( Satranç oyununda yenilme. İLE Parlak olmayan, donuk. )
- MATEMATİK SAATLERİ:
1-9 ile/ve/||/<> İKİ TABANLI ile/ve/||/<> Pİ ile/ve/||/<> EULER ile/ve/||/<> ÇİN ile/ve/||/<> MAYA
( İlgili yazıyı okumak ve görseller için burayı tıklayınız... )
- MATRAH[Ar.] değil/yerine/= TEMEL ALINAN DEĞER
( Bir verginin miktarını belirtmek için temel olarak alınan değer. )
- MATÛF[Ar. < ATF] değil/yerine/= YÖNELTİLMİŞ
( Bir yöne eğilmiş. | Yöneltilmiş. )
- MÂÛN[Ar.] ile MAÛN[Ar.] ile MAUN[Amerika yerlilerinin dilinden]
( Malın zekâtı. | Yararlanılacak şey. | Eve gerekli olan şeyler. İLE Yardım, imdat. İLE Tespihgillerden, Hindistan ve Honduras'ta yetişen, büyük bir orman ağacı. | Bu ağacın, parlak kırmızımtırak renkte, sert ve iyi cilâlanan kerestesi. | Bu keresteden yapılan eşya. )
( ... cum ... cum SWIETENIA MAHAGONI )
- MAYA TAKVİMİ'NDE:
KATUN ile/ve KISA DÖNGÜ ile/ve BAKTUN
( 5125:60=19.7 yıl. İLE/VE 5125:20=256.1 (13x19.7) yıl. İLE/VE 5125:13=394 yıl. )
- MAYIS/mayıs ile/değil Mayıs
( Taze sığır gübresi. | Yakıt olarak kullanılan kurutulmuş sığır dışkısı. İLE/DEĞİL Yılın beşinci ayı. )
- MAZÂRR[Ar. < MAZARRAT < ZARAR] ile MAZHAR[Ar. < ZUHÛR | çoğ. MAZÂHİR]["MASHAR/MASAR" değil!]
( Zararlar, ziyanlar. İLE Bir şeyin, göründüğü/çıktığı yer. | Nâil olma, onurlanma/şereflenme. | Bazı tekkelerde, oturarak uyunurken, dayanılan kısa değnek. | Bir çeşit tef. )
- MAZERET ile/ve/değil AÇIKLAMA
- MAZERET ile/ve "MACERA"
- MÂZÎ ile/>< ÂTİ
( Geçmiş. İLE/>< Gelecek. )
- MAZI[Fars.] ile MAZI[Fars.] ile MÂZİ[Ar.]
( Servigillerden, yaprakları almaşık ve küçük pullar biçiminde, gövdesi düz olan, dipten dallanan bir süs bitkisi. İLE Hayvansal ve bitkisel asalakların, bitkilerde oluşturduğu ur. )
( THUYA cum QUERCUS INFECTORIA )
- MEBHÛS[Ar.] ile MEBHÛS[Ar. < BAHS] ile MEB'ÛS[Ar. çoğ. MEB'ÛSÂN]
( Sözü geçmiş, bahs olunmuş. İLE Solugan, tık soluk kişi/hayvan. İLE Gönderilmiş, ba's olunmuş. | Peygamber olarak gönderilmiş. | Halk tarafından seçilerek, mecliste yer alan kişi, milletvekili. )
- MEBLAĞ[Ar.]["MEBLA" değil!] yerine TUTAR
- MEBRÛS[Ar.] ile MEBRÛZ[Ar.]
( Baras[: gövdede, yer yer beyaz ve alaca lekeler oluşturan ve tedavi kabul etmeyebilen hastalık] hastalığına tutulmuş olan. İLE Gösterilmiş, ibrâz olunmuş. | Açılmış mektup. )
- MEBSÛS[Ar.] ile MEBSÛS[Ar.]
( Yayılmış, dağılmış, saçılmış, herkese yayılmış, herkesçe duyulmuş. İLE Gösterilmiş. | Açılmış mektup. )
- MECCÂNEN ile MECCÂNÎ
( Ücretsiz, parasız, bedava. İLE Parasız, bedava. | Bedavacı. )
- MEDÂİN/MEDÂYİN[Ar. < MEDÎNE] ile MEDÂYÎN[Ar. < MİDYÂN] ile Medâin[Ar.]
( İller/kentler. [BÜLDÂN < BELD/BELDE] İLE Borca saplanmış, sürekli borç alan kişiler. İLE Eski İran'da, Dicle etrafında, yedi kentin adı olup, İslâm fetihleri sırasında, başkent konumundaydı. )
- MEDÂR[Ar. < DEVR] değil/yerine/= DÖNENCE | DAYANAK
- MEDÂR-I MAİŞET değil/yerine/= GEÇİM DAYANAĞI
- MEDENİYET ve/<> TEMEDDÜN
( Düşünülen ve konuşulanı içerir. VE/<> Aynı zamanda, yaşanılan ve yapılan süreci, sürekliliği içerir. )
( Olmuş, bitmiş örgü. VE/<> Sürekli örülmekte olan bir örüntü. )
- MEDYATİK ZİHNİYET ile AKADEMİK ZİHNİYET ile SİSTEMİK ZİHNİYET ile BİLGE ZİHNİYET
( 50-100 günü öngermek. İLE 50-100 yılı öngermek. İLE 500-1000 yılı öngermek. İLE 5000 - ~ yılı öngörmek. )
( MEDIATICAL MIND vs. ACADEMICAL MIND vs. SYSTEMATICAL MIND vs. WISE MIND
Prudence in 50-100 days. WITH Prudence in 50-100 years. WITH Prudence in 500-1000 years. WITH Prudence in 5000 -
years. )
- MEDYUN[Ar. < DEYN] değil/yerine/= BORÇLU/VERECEKLİ
- MEFSÛH[Ar.] değil/yerine/= KALDIRILMIŞ/DAĞITILMIŞ/BOZULMUŞ
- MEFSÛH/A[Ar. < FESH] ile MEFŞÛ'[Ar.]
( Yürürlükten kaldırılmış, hükümsüz bırakılmış, fesh olunmuş. | İptal edilmiş, çalışmaz duruma getirilmiş. İLE Duyulmuş, yayılmış, açıklanmış, ifşâ edilmiş. )
- MEHÎR[Ar.] ile MEHR[Ar. çoğ. EMHÂR, MÜHÛR]
( [astr.] Ay. İLE [eskiden] Evlenirken, erkek tarafından kadına verilen nikâh bedeli. )
- MEHL/MEHİL[Ar.] değil/yerine/= ÖNEL
( Bir işin tamamlanması için tanınan ek süre. | İş sözleşmesine göre, işçinin, işten çıkarılması durumunda tanınan süre. )
- MEHR-İ MUACCEL[Ar.] ile MEHR-İ MÜECCEL[Ar.]
( Nikâhta, kız tarafına verilen ağırlık, para, başlık, kalın. İLE Boşanma ya da ölüm durumunda, kız tarafına verilmesi, nikâhta kararlaştırılmış olan bedel. )
- MEHVÂ[Ar.] ile MEH-VÂR[Ar.]
( Yar, uçurum. İLE Ay gibi. | Aylık, maaş. )
- MEKANİK ile OTOMATİK
( MECHANICAL vs. AUTOMATIC )
- MEKRUH[Ar.] değil/yerine/= İĞRENÇ
( İğrenç, tiksindirici. | İslâm'da, dince yasaklanmadığı halde yapılmaması istenilen. )
- MEKS[Ar.] ile MEKS[Ar. çoğ. MÜKÛS]
( Durma, bekleme, bir yerde kalma, eğlenme. İLE Vergi, öşür, bâç. | Öşür, bâç, cibâyet etme. )
- MEKSİKA PESOSU ile FİLİPİN PESOSU
- MELEVÂN değil/yerine/= GECE VE GÜNDÜZ
- MELİK[Ar. çoğ. MÜLÛK] ile MELÎK[Ar. çoğ. MÜLEKÂ]
( Hükümdar, sultan, padişah, hâkan. | Allah'ın adlarındandır. İLE Allah'ın adlarındandır. | Mal sahibi. | Hükümdar, sultan, padişah, hâkan. )
- ME'MÛL[Ar. < EMEL] ile ME'MÛR[Ar. < EMR | çoğ. ME'MÛRÎN, MEÂMÎR]
( Ümit olunan/edilen, beklenilen, amaç edinilen. | Ümit. İLE Emir almış olan kişi. | Bir işle görevlendirilen kişi. Devlet hizmetinde maaş ya da ücretle çalıştırılan kişi, görevli. | Emrolunan, emirle yaptırılmış olan iş/şey. )
- MEMURLUKTA:
DERECE ile/ve/||/<> KADEME
( Memurlar ilk olarak sınava tâbi tutularak geçerli olan puanı aldıktan sonra ilk olarak devlet bünyesinde çalışma üzere atanmaktadır. Bu atama işlemi ile ilk olarak derece sahibi olarak görevlerine başlamaktadır. İLE/VE/||/<> memurun çalışma süresine ve daha sonrasındaki puanlarına göre ilerleyişine bağlıdır. )
( Devlet memurluğu puanlama düzeni, ilk olarak 9 rakamı ile devlet memuru olarak derecelenerek göreve başlamaktadır. Derece sözcüğü, memurluk durumu içinde genel olarak yükselme olarak tanımlanmaktadır. Buna ek olarak dereceden sonra kademe olarak yükselerek çalışmaya devam edilmektedir. Kademe ise genel olarak memurluk durumu için ilerleme sözcüğü ile tanımlanmaktadır.
Derece ile başlanılan memurluk görevi, puanlama düzeni ile yükselerek kademe olarak devam etmektedir. Memurluk içinde kademe sahibi olan yani derecesi yükselen memurlar, sadece durum olarak değişmemektedir. Buna bağlı olarak maaşları da belirli bir oranda artmaya devam etmektedir.
Memurluk için derecenin ilerlemesi yani kademe sahibi olmak maşın da yükselmesi demektir.
En düşük memurluk derecesi 15 sayısı ile başlamaktadır. Bu sayıdan başlayarak ilerleyen dönemlerde elde edilen derece ilerlemesine bağlı olarak en yüksek kademe rakamı olan 1 rakamına kadar çıkabilmektedir. Derece olarak en yüksek 1 rakamı kabul edilirken kademe söz konusu olduğunda bu rakam değişkenlik gösterebilmektedir. Kademe puanlama düzeni ise en düşük 1 rakamından başlayarak en yüksek 3 rakamına kadar devam edebilmektedir.
Memurların derecesinin ve kademesinin belirlenmesi ise örneğin 6/2 biçiminde bir tanımlama yapılmaktadır. Bu biçimde tanımlanan memurluk durumunun açılımı ise 6. derece ile 2. kademe biçimindedir. )
- MEN'Â'[Ar.] ile MEN'Â[Ar. çoğ. MENÂÎ]
( Ölüm haberi. İLE Ölüm haberi, kara haber. )
- MENAFİ[Ar.] değil/yerine/= YARARLAR
- MENÂHİS[Ar. < MİNHAS] ile MENÂHİZ[Ar. < MİNHAZ]
( Uğursuz şeyler. İLE Burun delikleri. )
- MENFÛR[Ar. < NEFRET] değil/yerine/= İĞRENÇ
- MENKUS[Ar. < NAKS]["ku" uzun okunur] ile MENKÛS[Ar. < NÜKS] ile MENKUŞ[Ar. < NAKŞ]["ku" uzun okunur] ile MENKUZ[Ar. < NAKZ]["ku" uzun okunur]
( Eksik olan. İLE Baş aşağı çevrilmiş, tersine dönmüş. | Hastalığı tekrar etmiş. | Sol ön ayağında beyaz bulunan ve Araplarca kabul görmeyen at. İLE İşlenmiş, nakış olunmuş, resim yapılmış, boya ile süslenmiş. | Nakışlı pencere, alçı pencere. İLE Bozulmuş, hükümsüz bırakılmış, nakz edilmiş. )
- MENŞE'[Ar. < NEŞ'ET] ile MENŞER[Ar.]
( Bir şeyin çıktığı, neşet ettiği yer, esas, kök. | Yetişilen yer, bitirilen okul. İLE Dağıtılan, neşr edilen yer. )
- MER'[Ar.] ile MER[Ar.]
( Adam, erkek, kişi. İLE [sayı] Elli[50]. )
- MERAMET ile/değil MERHAMET
( Üstünkörü tamir. İLE/DEĞİL Birinin ya da bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma. )
( SUPERFICIAL REPAIR vs./not MERCY )
- MERKEZCİ/LİK ile/ve/<>/> BAĞIMLI/LIK
- MESÂ'[Ar.] ile MESÂ'[Ar.]
( Akşam. İLE Kuyumcu eşyası. )
- MEŞÂ'[Ar.] ile MEŞÂ'[Ar.]
( Açıklanan, duyulan. | Bölünmeyip karışık ve ortak olan. İLE İshal yaptırıcı ilâç. )
- MESÂBE[Ar.] değil/yerine/= DERECE
( Derece, rütbe. | Kadar. | Konum, durum. )
- MESAFE NAVLUNU ile/ve PİŞMANLIK NAVLUNU
( NAVLUN/FREIGTH[İng.]: Denizde mal taşıma karşılığı verilen ücret. )
( C.F. [COST - FREIGTH]: Mal bedeli ve nakliye ücreti içinde olmak üzere belirli bir yerde malın teslimi için yapılan satış. [Sigorta dahil değildir. Alıcı isterse teslim anına kadar risklerini karşılayacak sigortayı yaptırabilir.] )
( Beklenilmeyen bir drurum sonucunda geminin taşınmaz malı kaybetmesi nedeniyle navlun sözleşmesi sona ermekle birlikte bir miktar mal kurtarılmış ise bu mallar için ödenen ücret. İLE/VE Kiracının yolculuk başlamadan önce navlun akdinden vazgeçmesi halinde ödemekte zorunlu olduğu orandır. )
- MESAFE[Ar.] değil/yerine/= ARALIK
( [not] DISTANCE vs./and/but ... )
- MESAFE ile GENİŞLİK
( DISTANCE vs. WIDTH )
- MESAFE ile YÖN
( DISTANCE vs. DIRECTION )
- MESÂHA ETMEK[doğrusu MİSÂHA/T] değil/yerine/= YERİ ÖLÇME | YÜZÖLÇÜMÜ
( Ölçmek. )
- MESAİ[Ar.]/VARDİYA[İt. < GUARDIA] değil/yerine/= ÇALIŞMA/EMEK
( Çalışma, emek. | Gemilerde, beklenen nöbet. | Gemide, nöbet yeri. | Nöbetleşe çalışma, posta. )
( TO WORK OVERTIME vs. SHIFT )
- MESÂİB[Ar. < MUS'AB] ile MESÂİB[Ar. < MUSÎBET]
( Zor işler. İLE Felâketler. | Uğursuzlar. )
- MESÂİL[Ar. < MES'ELE] ile MESÂİR[Ar. < MİS'AR]
( Meseleler. İLE Ateş küsküleri, ateş karıştırmaya yarayan demirler. )
- MEŞÂİM[Ar. < MEŞÎME] ile MEŞÂÎM[Ar. < MEŞ'ÛM]
( Dölyatakları, sonlar. İLE Uğursuzlar. )
- MESAJ ile/ve YÖNLENDİRME
( MESSAGE vs./and TO ORIENTATE )
- MEŞAKKAT[Ar.] değil/yerine/= ZAHMET, SIKINTI, GÜÇLÜK, ZORLUK
( ZAHMET, SIKINTI, GÜÇLÜK, ZORLUK )
- MESFÛ'[Ar.] ile MESFÛH[Ar.]
( Nazar değmiş. İLE Dökülmüş, akıtılmış. | Dağ eteği. )
- MEŞFÛ[Ar.] değil/yerine/= ÖNALIMLIK
- MEŞGALE[Ar.] değil/yerine/= UĞRAŞI/İŞUĞRAŞ
( İŞ, İŞ GÜÇ, UĞRAŞILAN İŞ )
- MESKENET[Ar.] değil/yerine/= YOKSULLUK
( Miskinlik, beceriksizlik. | Yoksulluk. )
- MEŞKÛL[Ar.] ile MEŞKÛR[Ar. < ŞÜKR]
( Bileklerine kadar üç ayağı beyaz olan at. İLE Şükre, teşekküre değer, beğenilmiş, övülmüş, makbul. )
- MESLEK ile İŞTİGAL
( ... İLE Uğraşma, ilgilenme, meşgul olma. )
- MESMÛ'[Ar. < SEM] ile MESMÛR[Ar.]
( Duyulmuş/işitilmiş, haber alınmış. | Dilenilen, işitilen. İLE Ufak tefek olmasının yanısıra sinirleri güçlü adam. )
- MESRÂ[Ar.] ile MESRAH[Ar. çoğ. MESÂRİH]
( Gece vakti yola çıkma. İLE Otluk, çayırlık. )
- MEŞRÛİYET ile MEŞRÛTİYET
( Yasanın, kamu vicdanının ve dinin doğru bulduğu. İLE Hükümdarla yönetilen bir ülkede, hükümdarın başkanlığı altında parlamento yönetimine dayanan hükümet biçimi. | Osmanlı döneminde, 1876 anayasasıyla başlayan ve 1918 Mondros Antlaşması'na kadar süren ve I. ve II. Meşrutiyet dönemi adlarıyla anılan süre. )
- MES'ÛL-Bİ-L-MÂL[Ar.] ile MES'ÛL-Bİ-L-NEFS[Ar.]
( Para ile sorumlu ve kefîl olan. İLE Şahsen sorumlu ve kefîl olan. )
itibarı ile 3.183 başlık/FaRk ile birlikte,
3.183 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(8/14)
Hakkın yarattığı her şey yerli yerinde.
Nazarımızda kadın, erkek farkı yok.
Noksanlıkla senin görüşlerinde.
Söylediklerinize dikkat edin,
düşüncelere dönüşür...
Düşüncelerinize dikkat edin,
duygularınıza dönüşür...
Duygularınıza dikkat edin,
davranışlarınıza dönüşür...
Davranışlarınıza dikkat edin,
alışkanlıklarınıza dönüşür...
Alışkanlıklarınıza dikkat edin,
değerlerinize dönüşür...
Değerlerinize dikkat edin,
karakterinize dönüşür...
Karakterinize dikkat edin,
kaderinize dönüşür...
ZAMAN
Bankada bir hesap sahibi olduğunu düşün, hesabına her sabah $ 86.400 para yatırılıyor, fakat bu paranın hepsini akşama kadar harcamak zorundasın, ertesi güne transfer edilemez. Paranı kullansan da kullanmasan da hesap her akşam sıfırlanıyor. Ne yaparsın? Tabi ki hepsini harcamaya çalışırsın. Hepimiz Zaman adlı bu bankanın müşterileriyiz. Her sabah 86.400 saniyeye sahip oluyoruz, her akşam gün boyunca kullanmadığımız saniyelerimiz kadar zarara girmiş oluyoruz, yarına transfer edilemez. Her sabah hesabımız dolar, her akşam boşalır. Geri dönüş yok, saniyelerini ŞU AN`ı yaşayarak harca, en iyisi bunlarla iyi bir yatırım yap. Sağlık, mutluluk ve başarı için! Zaman kaçıyor. Her gün işinin en iyisini yap.Bir senenin değerini anlamak için,
sınıfta kalmış bir öğrenciye sor.
Bir ayın değerini anlamak için,
8 aylık bir bebek doğuran anneye sor.
Bir haftanın değerini anlamak için,
haftalık dergi çıkaran bir editöre sor.
Bir saatin değerini anlamak için,
kavuşmayı bekleyen sevgililere sor.
Bir dakikanın değerini anlamak için,
trenini kaçıran yolcuya sor.
Bir saniyenin değerini anlamak için bir kazayı önleyemeyen sürücüye sor.
Bir saniyenin yüzde birinin değerini anlamak için olimpiyatlarda gümüş madalya kazanan koşucuya sor.
Her anını değerlendir, her dakikanı çok özel biriyle paylaş.
Zamanında ortak edebileceğin kadar özel biri. Unutma zaman hiç kimse için durmaz.
Geçmiş zaman Tarih,
Gelecek zaman Gizemli,
ŞU AN ise
sana verilen gerçek bir armağandır.
------------------------------
1000 yılın değerini anlamak için sene değerini iki hane olarak programlamış olan bir programcıya sorun.
100 yılın değerini anlamak için El değiştirmeye (Handover) tanık olmuş bir Hong Kong vatandaşına sorun.
70 yılın değerini anlamak için ölmekte olan bir insana sorun.
40 yılın değerini anlamak için çölde dolaşmış (traveled in the wilderness) bir Yahudi'ye sorun.
7 yılın değerini anlamak için 7 yıllık iznini (sabbatical leave) alamamış bir profesöre sorun.
5 yılın değerini anlamak için bir daha seçilememiş bir milletvekiline sorun.
Bir milisaniyenin değerini anlamak için şehri karanlığa gömen bir elektrik (power) mühendisine sorun.
Bir mikrosaniyenin değerini anlamak için pentium makine almış olan birine sorun.
Bir nanosaniyenin değerini anlamak için yeni terfi etmiş bir dijital devreler tasarımcısına sorun.
Bir pikosaniyenin değerini anlamak için birçok patentin sahibi olan analog devreler tasarımcısına sorun.
Bir femtosaniyenin değerini anlamak için Nobel Ödülü kazanmış fizikçiye sorun.
DAHA FAZLASINI YAPACAĞIM
Ait olmaktan daha fazlasını yapacağım,Katılacağım.
İlgilenmekten daha fazlasını yapacağım,
Yardımcı olacağım.
İnanmaktan daha fazlasını yapacağım,
Anlayışlı olacağım.
Hayal kurmaktan daha fazlasını yapacağım,
Çalışacağım.
Ögretmekten daha fazlasını yapacağım,
İlham vereceğim.
Kazanmaktan daha fazlasını yapacağım,
Kazandıracağım.
Vermekten daha fazlasını yapacağım,
Hizmet edeceğim.
Yaşamaktan daha fazlasını yapacağım,
Büyüyeceğim.
Arkadaşlıktan daha fazlasını yapacağım,
Dost olacağım.
Denemekten daha fazlasını yapacağım,
BAŞARACAĞIM!
(1996'dan beri)