F ile biten FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 1.385 başlık/FaRk ile birlikte,
1.385 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(2/7)
- AF[F]EKSİYON ile/||/<> AF[F]EKT ile/||/<> AF[F]EKTE ile/||/<> AF[F]EKTİF
( Duygulanım, sayrılığa yakalanma. İLE/||/<> Duygu durum. İLE/||/<> Sayrılığa yakalanmış. İLE/||/<> Duygusal. )
- (not AFRAID FROM) AFRAID OF
- AĞAÇKAKAN/TAKDELEN ile TUHAF
( ... İLE Ağaçkakan türünden iri gagalı bir kuş. )
( 200'den fazla türü vardır. İLE ... )
( Gaga uzunlukları bazı türlerde kendi boyunun üçte ikisi kadar olabilir. İLE ... )
( Herbirinin kendine özgü delme hızı ve ritmi vardır. [Bazıları ağaca saniyede 16 kere vurabilir.] İLE ... )
( Gagasını her vurduğunda yerçekiminin uyguladığı gücün bin katını uygular. [Astronotların dikey havalanış sırasında maruz kaldıkları basıncın 250 katı] İLE ... )
( Kafataslarının kırılmamasının nedeni, şokun hemen hemen tamamını emen süngerimsi kıkırdak yastıktır. İLE ... )
( Dillerinin kullanılmadığı zamanlarda içi sıvı dolu bir akerdeon gibi katlanmasını sağlayan bir dizi zarımsı dil kemiği vardır. [Kullanılmadığı zamanlar kafatasının etrafındaki yerde toplanır, burun deliklerinin arkasında sabitlenir.] İLE ... )
( Kulakları dillerinin ucundadır. [Kaçmaya çalışan böcekleri dinlemesini sağlar.] İLE ... )
( Gagalarını vururkenki amaçları yemek aramak değildir. Haberleşmeye ve eşleri çekmeye yarayan türe özgü bir "imza"dır. İLE ... )
( PECKER/WOODPECKER vs. ... )
- ÂGÂH ile ÂRİF
- ÂGÂH ile ÂRİF
- AGGRESSIVE :/yerine AGRESİF
- AGRESİF değil/yerine/= SALDIRGAN
- AHLAMAK ile AHLAF ile AHLAK ile AHLAT ile AHLAKLI/LIK ile AHLAKÇA ile AHLAKÇI/LIK ile AHLAKSIZ/LIK ile AHLAK DIŞI ile AHLAKSIZCA ile AHLAK BİLİMİ ile AHLAK DIŞICI/LIK ile AHLAK YASASI ile AHLAK BİLİMCİ ile AHLAK BİLİMSEL ile AHLAK ZABITASI
- AHMAK ile/değil/yerine/>< FİLOZOF
( Felsefeyi zorlaştırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Felsefeyi kolaylaştırır. )
- AJUR[Fr.] değil/yerine/= GÖZENEKLİ MOTİF
- ÂKİF[Ar. çoğ. ÂKİFÂN, AKÛF] ile/ve/||/<> ÂRİF[Ar. < İRFAN | çoğ. UREFÂ]
( Sebât eden. | İbâdet eden. İLE/VE/||/<> Bilen, bilgili, irfan sahibi.[(Bildiğinin, yapacağının ve söyleyeceğinin) Zamanını ve zeminini] )
- AKILSAL TASAVVUF ile/ve RUHSAL TASAVVUF
- AKİTTE:
TASAVVUN SURETİYLE BEYİ ile/ve/||/<> TEVLİYET ile/ve/||/<> TERÂBUH ile/ve/||/<> TEHASSÜR ile/ve/||/<> ŞİRKET ile/ve/||/<> İKÂLE ile/ve/||/<> MÜBÂDELE ile/ve/||/<> SARF ile/ve/||/<> TEVEHHÜP ile/ve/||/<> SULH ile/ve/||/<> BORÇ ile/ve/||/<> TEATİ ile/ve/||/<> HIYAR ile/ve/||/<> SELEM ile/ve/||/<> MEŞRÛİYET KEYFİYETİ ile/ve/||/<> RIZÂ VE MUVAFAKAT >< FUZÛLÎ
- AKSÂM ile ENVÂ ile ESNAF
( [tekili] "Kısım". İLE "Nev". İLE "Sınıf". )
- AKTİF İLE PASİF ile/||/<> İMMÜNİZASYON
( Bağışıklık kazandırma yöntemleri. )
( Formül: Bellek > Primer yanıt )
- AKTİNODERMATOZ[Fr.] ile AKTİNOGRAF[Fr.] ile AKTİNOLOJİ[FR./İNG.] ile AKTİNOMETRE[Fr.] ile AKTİNOMETRİ[Fr.] ile AKTİNOSKOPİ[Fr.] ile AKTİNOTERAPİ[Fr.] ile AKTİNOTROPİZM[Fr.] ile AKTİNYUM[Yun.]
( Güneş ışınları etkisiyle oluşan bir deri sayrılığı. İLE Kaydedici ışınım ölçer. İLE Güneş ışınlarının insan gövdesindeki etkilerini inceleyen bilim dalı. İLE Işınım ölçer. İLE Işınım ölçümü. İLE Karanlık bir odada, ışık kaynağı ile aydınlatılan örgenlerin saydamlığının incelenmesi. İLE Mor ötesi ışınların sağaltım amacıyla kullanılması. İLE Bitkilerin tek yönden gelen ışık etkisiyle o yana doğru büyümesi. İLE Radyoaktif bir öğe. )
- AKTİVASYON ile AKTİF ile AKTİF AJAN ile AKTİF ELEMAN
( ACTIVATION vs. ACTIVE vs. ACTIVE AGENT vs. ACTIVE ELEMENT )
( فعال سازي ile کنشي ile پر تحرک ile فعال ile عامل ile اثرکننده ile عنصر فعال ile عنصر کنشي )
( FAAL SAZY ile KONASHY ile PAR TAHRAK ile FAAL ile AMEL ile ASARKONANDEH ile ONSER FAAL ile ONSER KONASHY )
- AKTOGRAF[Fr.] değil/yerine/= BİREYİN DAVRANIŞ ETKİNLİĞİNİN ZAMAN İÇİNDEKİ DAĞILIMINI ÖLÇMEYE YARAYAN DÜZENEK
- A'LÂF[Ar. < ALEF] ile ÂLÂF[Ar. < ELF]
( Hayvan yemleri. | Otlar, samanlar. İLE Binler. )
- ALAN ile/ve/< ÂLEM ile/ve/< ŞUBE ile/ve/< SINIF ile/ve/< TAKIM ile/ve/< AİLE ile/ve/< CİNS ile/ve/< TÜR
( ZÜMRE[Ar.]: Alttakım. )
( LEOPAR: Eukarya alanının, Hayvan/Animalia âleminin, Chordata şubesinin, Memeli/Mammalia sınıfının, Etobur/Carnivora takımının, Felidae ailesinin, Panthera cinsinin, Panthera Pardus türündendir. )
( Taksonomi Nedir? Sınıflandırma Biliminin Temel Kuralları )
( DOMAIN vs./and/||/<>/< REGNUM vs./and/||/<>/< FILUM vs./and/||/<>/< CLASSIS vs./and/||/<>/< ORDO vs./and/||/<>/< FAMILIA vs./and/||/<>/< GENUS vs./and/||/<>/< SPECIES )
- ALENGİRLİ[argo] değil/yerine/= GÖSTERİŞLİ, TUHAF | HOŞ | KARMAŞIK
- ALERGOGRAF[Fr.] ile ALERGOGRAFİ[Fr.] ile ALERGOLOJİ[Fr.] ile ALERGOLOG[Fr.] ile ALERJİ[Fr.] ile DUYARCIL/ALERJİK[Fr.] ile ALERJİT[Fr.]
( Tepkilerden yararlanarak alerji nedenini saptayan araç. İLE Tepkilerden yararlanarak alerji nedenini saptama yöntemi. İLE Alerjilerin sağaltımını konu alan bilim dalı. İLE Alerji uzmanı. İLE Belirli bir nesneye karşı gövdenin gösterdiği duyarlılık. İLE Alerji ile ilgili. İLE Alerji sonucu gövdede oluşan değişme ve bozukluk. )
- ALGI YANILSAMALARI'NDA:
MÜLLER-LYLER ve POGGENDORFF ve WUNDT ve ZOLLNER ve BOURDON
- ALİ ile ALİ ABBAS ile ALİ EKBER ile ALİ EKBER HAŞİMİ RAFSANCANİ ile ALİ AŞGAR ile ALİ EŞREF ile ALİ BABA ile ALİ HASAN ile ALİ KARAM ile ALİ MUHAMMED ile ALİ PANAH ile ALİ ŞAMKHANİ
( ALI vs. ALI ABBAS vs. ALI AKBAR vs. ALI AKBAR HASHEMI RAFSANJANI vs. ALI ASGHAR vs. ALI ASHRAF vs. ALI BABA vs. ALI HASAN vs. ALI KARAM vs. ALI MOHAMMAD vs. ALI PANAH vs. ALI SHAMKHANI )
( علي ile عليعباس ile علياکبر ile علي اکبر هاشمي رفسنجاني ile علياصغر ile علياشرف ile عليبابا ile عليحسن ile عليکرم ile عليمحمد ile عليپناه ile علي شمخاني )
( علي ile عليعباس ile علياکبر ile ALY AKBAR CPEHESHAMY RAFSANJANY ile ALYASGAR ile علياشرف ile عليبابا ile عليحسن ile ALYKARAM ile عليمحمد ile عليپناه ile علي شمخاني )
- ÂLİM ile/ve/||/<>/> ÂRİF
( Bilgi(sonuç). İLE/VE/||/<>/> Bilme(süreç). )
( Cins. İLE/VE/||/<>/> Fasıl. )
( Koşul. | Durum, hal, vaziyet. | Yemin. İLE/VE/||/<>/> Yarı, yarım. | Bölüm, kısım, parça. | Mısra. )
( Tekil.(Taksim edilir.) İLE/VE/||/<>/> Çoğul.(Tasnif edilir.) )
( İlim; Evvel ile Ahir, Batın ile Zahir'i bilip, tüm bildiklerini en iyi/üst derecede bağlantırabilme/birleştirebilme uğraşıdır. İLE/VE/||/<>/> İrfan; ilmin niteliklerinin üzerine ek olarak, hikmetine sahip olup, zaman ve zeminine/mekânına göre değerlendirme yapabilme durumudur. )
( İlim: - Kendini bilmek ve - Gayrıyı bilmek İrfan: - İlm'ul-ilim ve - İlm'un Nefs )
( İlim: - İlm-i Hudurî ve - İlm-i Husulî )
( İlim: - Tasavvur(Kavram) ve - Tasdik(Yargı) İlim: - Bilmek ve - Bilgi )
( İlimde marifet zât'ı bilmektir. Eşyanın(nesnenin) akılda hasıl olan(meydana gelen) suretine ilim denir. Hariçten kattı nazarla malûma ilim denir. )
( İhvân-ı Safâ, "Fasl fî ecnâsi'l-ulûm" başlığı altında ilimleri, -Riyâzî, -Dinî ve -Felsefî olmak üzere üç ana grupta toplamıştır. )
( Çeşm-i insaf gibi kâmile mîzân olmaz Kişi noksanını bilmek gibi irfân olmaz. )
( Âlim; Evvel ile Ahir, Batın ile Zahir'i bilen, tüm bildiklerini en iyi/üst derecede bağlantırabilme/birleştirebilme seviyesine ulaşmış kişi. İLE Ârif; aliminin niteliklerinin üzerine ek olarak, hikmetine sahip olup, zaman ve zeminine/mekânına göre değerlendirme yapabilen kişidir. )
( Sindiren. İLE/VE/||/<>/> Geviş getiren. )
( Birikime hizmet eden. İLE/VE/||/<>/> Yaşayışa hizmet eden. )
- ÂLİM ile/ve ÂRİF
( Âlim; Evvel ile Ahir, Batın ile Zahir'i bilen, tüm bildiklerini en iyi/üst derecede bağlantırabilme/birleştirebilme seviyesine ulaşmış kişi. İLE/VE Ârif; alimin niteliklerinin üzerine ek olarak, hikmetine sahip olup, zaman ve zeminine/mekânına göre değerlendirme yapabilen kişidir. )
( Fikir üretir. İLE/VE Akıl üretir. )
( Faal akıldaki bilgi ile ittisâl eder. İLE/VE Işk ile ittisâl eder. )
( Faal akıldaki bilgiyle belirli bir tecrîd-tehzîb süresince ve hads yoluyla ittisâl eder. İLE/VE Belirli bir riyâzet-tezkiye süresince, ilâhî ışığa doğrudan değer. )
( Doğru hisse sahip olandır. İLE/VE Doğru sonuca sahip olandır. )
( Sorunları/engelleri çözer/çözebilmelidir. İLE/VE Kişileri çözer. )
( İlmini ölümlüden tahsil eden. İLE/VE İlmini ölümsüzden alan. )
( Eşyanın (kesret) hakikatini inceler. İLE/VE Tek'in (letâfet) hakikatini inceler. )
( ... İLE/VE İlâhî inâyetin tecellî sürecini mistik riyâzetle deneyimleyen. )
( Ârifler, ilimsiz, gözsüz, habersiz, müşahedesiz, sıfatsız ve perdesiz görürler. )
( Ârifler meclisine git de, istersen uyu. )
( Âlim, bir konuyu ilm-el yakîn; Ârif, ayn-el yakîn olarak bilir. )
( Âlim fikir/hüküm icâd eder; Ârif, akıl icâd eder. )
( Ölümlüden ilmi alan. İLE/VE Allah'tan ilim sahibi olan. )
( Meselerle, konuşmakla, hükümleri icrâ etmekle adâleti teskin eden zât. İLE Gördüğü şey üzerine insana hali vermekle sekinete ulaştıran zât. )
( Yarım âlim, dinden; yarım doktor, candan eder. )
( Âlimlerin en faziletli ilmi sükûttur. )
( Asıl güneş, âşıkların, âriflerin kalplerinden, gözlerinden doğan güneştir. )
( Bilirler. İLE/VE Yaşadıklarını da bilirler. )
( Vazgeçer. İLE/VE Sığdırır. )
( Malumu bilirler. İLE/VE Mazeretleri bilirler. )
( Baba. İLE/VE Anne. )
- ÂLİM ile/ve ÂRİF ile/ve KÂMİL
( Bildiğini bilen, nesnesini bilen. İLE/VE Bilmediğini bilen, kendini bilen. İLE/VE Eksiğini bilen. )
( Âlimin ölümü, âlemin ölümü gibidir. )
( Âlimin yanında dilini, ârifin yanında kalbini tut! )
( Ârif'e, târif gerekmez! )
( Dünyanın anasını Kâmil ağlatır, Kâmil'in anasını da cahil. )
- ÂLİM/ÂRİF ile/ve/değil/yerine/<> İMAN EDEN
( [not] SCHOLAR/GNOSTIC vs./and/but/<> BELIEVER
BELIEVER instead of SCHOLAR/GNOSTIC )
- ALINTI ile/ve/değil ATIF
- ALIŞKANLIK ile ZAAF
( Alışkanlık, anahtarı kaybolmuş bir kelepçedir. )
( Alışkanlıklar, tutkuyu; tutku da karakteri etkiler. )
- [ne yazık ki]
"ALIŞKANLIK":
ÖNCE HAFİF ve/||/<>/> SONRA GÜÇLÜ
( Duyumsanılamayacak kadar. VE/||/<>/> Kırılamayacak kadar. )
- ALLOSTERİK ile/||/<> KOMPETİTİF
( Allosterik başka yere bağlanma İLE kompetitif aynı yerde yarışma. )
( Formül: Konformasyon İLE yarışma )
- ALT SINIF ile ALT ŞUBE ile ALT TAKIM ile ALT TÜR
- ALTERATION vs./and CHANGING THE SELF
- ALTERNATİF[İng. < ALTERNATIVE] değil/yerine/= DALGALI
- ALTERNATİF ile DÖNÜŞÜMLÜ OLARAK ile ALTERNATİF ile MÜNAVEBE ile ALTERNATİF ile ALTERNATİF AKIM ile ALTERNATİF OLARAK ile ALTERNATÖR
( ALTERNATE vs. ALTERNATELY vs. ALTERNATING vs. ALTERNATION vs. ALTERNATIVE vs. ALTERNATIVE CURRENT vs. ALTERNATIVELY vs. ALTERNATOR )
( تناوب داشتن ile متناوب کردن ile تناوب کردن ile متناوب بودن ile غبا ile تناوبي ile متناوب ile تناوب ile يک درمياني ile جريان متناوب ile بنوبت ile به تناوب ile متناوبا ile تناوبگر ile متناوب ساز )
( TANAVEB DASHTAN ile MOTENAVEB KARDAN ile TANAVEB KARDAN ile MOTENAVEB BODAN ile غبا ile TANAVEBY ile MOTENAVEB ile TANAVEB ile YK DARAMYANY ile JARYAN MOTENAVEB ile بنوبت ile BAH TANAVEB ile MOTENAVBA ile تناوبگر ile MOTENAVEB SAZ )
- ALTERNATİF ile OLANAK
( ALTERNATIVE vs. POSSIBILITY )
- ALTERNATİF ile/ve/||/<> TEKABÜLİYET
- ALTERNATİF ile/ve/değil UZANIM
- ALTERNATIVE :/yerine ALTERNATİF
- ALTIN:
SAF ile/ve/değil/<> SOM
( Sade(ce) altın. İLE/VE/DEĞİL/<> Altınla dolu. )
- ANA MOTİF ile ANA MOTİF
( LEITMOTIF vs. LEITMOTIVE )
( مهم تکراري )
( MANPAM TAKRARY )
- ANAGLİF[Fr.] ile/ve/||/<> ANAGLİPTİK[Fr.]
( Oymalı bir yapıt ya da kabartma heykel. İLE/VE/||/<> Körler için hazırlanan kabartmalı baskı biçimi. )
- ANEMOFİLİ[Fr.] değil/yerine/= ANEMOGRAF[Yun.] değil/yerine/= ANEMOKOR[Fr.] değil/yerine/= ANEMOMETRE[Fr.] değil/yerine/= ANEMOSKOP[Fr.]
( Yel ile tozlaşan bitkilerin tozlaşma biçimi. İLE Yelin yönünü ve hızını kaydeden araç. İLE Yel ile dağılan tohumlar ve tohumlardan üreyen bitki. İLE Yel ölçer. İLE Yelin yönünü belirten araç. )
- ANEMOGRAF ile ANEMOGRAFİ
( ANEMOGRAPH vs. ANEMOGRAPHY )
( بادنگار ile باد نگاري )
( BADANGAR ile BAD NEGARY )
- ANİ ile ANİF ile ANİMİZM ile ANİMASYON
- ANÎF[Ar. < UNF] ile ÂNİF[Ar.]
( Sert, şiddetli. | Kaba/kötü tutumda bulunan. İLE Pek yakında geçen. )
- ANŞEF[Fr.] değil/yerine/= BAŞ, BİRİNCİ
- ANTİDEPRESAN[Fr.] ile/||/<> ANTİDEPRESİF[Fr.] ile/||/<> ANTİNEVRALJİK[Fr.]
( Depresyon çözücü ilaçlar. İLE/||/<> Çöküntülere karşı etkili olan nesneler. İLE/||/<> Nevraljiye karşıt olan, eden. )
- ANTİENFEKTİF değil/yerine/= BULAŞ KESEN
- ANTİHİPERTANSİF değil/yerine/= TANSİYON DÜŞÜRÜR
- ANTİKONVÜLSİF değil/yerine/= NÖBET KESER
- ANTİPROLİFERATİF değil/yerine/= ÇOĞALIM ÖNLER
- APERİTİF[Fr.]["APERATİF/APERETİF" değil!] değil/yerine/= ÖN İÇECEK/YİYECEK
- APOKALİPTİK[Fr.] ile/||/<> APOKRİF[Fr.]
( Anlaşılmaz, karışık. İLE/||/<> Doğruluğuna güvenilmez söz, yazı. )
- APOMORF ile/||/<> PLEZİOMORF
( Apomorf türetilmiş yeni İLE pleziomorf atsal eski. )
( Formül: Derived İLE ancestral )
- APOSTROF[Yun.] değil/yerine/= KESME (İMİ)
- (not APPROVE [/TO]) APPROVE OF
- A'RAF ile BERZAH
( ... İLE İki şey arası, fasıl, boşluk, sınır alanı, âlem-i dünya ile âlem-i âhire arası. Hakk ile halk arası. | Ölülerin ruhlarının kıyâmete kadar bulunacakları yer. )
- ARAF ile/ve/değil EŞİK
- ÂRİF ve ÂGÂH ve HEMDERT
- ARİF ile ÂRİF[Ar. < İRFAN | çoğ. UREFÂ]
( Ünlü, çok tanınmış. | Bilgi sahibi. İLE Bilen, bilgili, irfan sahibi.[(Bildiğinin, yapacağının ve söyleyeceğinin) Zamanını ve zeminini] )
- ÂRİF ile ARRÂFE
( GNOSTIC vs. ARRAFE )
- ÂRİF ile/ve/> HAKÎM ile/ve/> MÜTEELLİH
( ... > Hem ârif, hem de hakîm olan. )
( Kâmiller/ârifler, Allah'ın nazarıyla bakar. )
( Ârif olan... İçi, dışı, dengede tutan. )
- ÂRİF ile MUHLİS
- ÂRİF ile/ve ZARÂFET
( GNOSTIC vs./and ELEGANCE )
- ÂRİF ile/ve ZARİF
( Karşılık almaz/beklemez. İLE/VE Fazladan verir. )
( Ârif, muhatabının, kendi selâmıyla selâmlar. )
( ÂRİF: Devr eden. )
- ÂŞIK ile ÂRİF
( Susarsa helâk olur. İLE Konuşursa helâk olur. )
- ASİTFAST ile/||/<> ASİT-PROOF
( Aside dirençli. İLE/||/<> Aside dirençli. )
- AŞK ve/<> AF
- AŞKA DÜŞMEK:
GÖNÜL İLE ile ZEKÂ İLE ile AKIL İLE ile DUYGU İLE ile DÜŞMEZSEK
( Yanarız. İLE Kavruluruz. İLE Çıldırırız. İLE Gülünç oluruz. İLE Kalabalığa karışıp ezilir gideriz. )
- ASOSİYATİF ile/||/<> DİSOSİYATİF
( Asosiyatif 7 koordinat ara İLE disosiyatif 5 koordinat. )
( Formül: A İLE D mekanizma )
- ASTARLAMAK ile ASTARLANMAK ile ASTARLATMAK ile ASTAR/LIK ile ASTARLI ile ASTARSIZ ile ASTAR BOYASI ile ASTARLI ZARF ile ASTAR KAPLAMA
- ASÛF[Ar.] ile ASÛF[Ar. < ASF]
( Çok şiddetli rüzgâr. | Hızlı yürüyen. İLE Çok zulüm eden. )
- A'TAF[Ar. < ATF] ile A'TÂF[Ar. < ATF]
( En âtıfetli, pek şefkatli, çok merhametli. İLE Merhametler, şefkatler. | Meyiller, atmalar. )
- ATIF değil/yerine/= GÖNDERME
- ATIF[Ar.] ile İSTİSNÂ[Ar.]
- ATIF ile/ve PAY ALMA
( ATTRIBUTION vs./and TO GET SHARE )
- ATIF ile TEŞMİL
- ATIF ile YORUM
( Bilginin yanlış olduğu yerde yorumun doğruluğu yanlışlığı konuşulmaz. [Usûlü yanlışın füruğu tartışılmaz.] )
( ATTRIBUTION vs. INTERPRETATION )
- ÂTIFET[Ar. çoğ. AVÂTIF] değil/yerine/= KARŞILIK BEKLEMEDEN GÖSTERİLEN SEVGİ, İYİLİKSEVERLİK
- ATIŞ değil ATIF
- AYÂN ile/||/<>/> AYÂN-EŞRÂF
( Bir bölgenin ileri gelenlerine verilen ad. İLE/||/<>/> Derebeyi konumuna ulaşan taşra ileri gelenlerine verilen ad. )
- AYDINLANMA(/IŞIKLANMAK) = TENEVVÜR = İŞRAK(tasavvuf) = ENLIGHTENMENT[İng.] = ENLAITEMENT, SIÈCLES DES LUMIÈRES[Fr.] = AUFKLæRUNG[Alm.] = ESSERE ILLUMINATO[İt.]
- AYIRAÇ/BELİRTEÇ/MİYAR/REAKTİF ile AYIRAN ile AYIRICI ile AYIRMAÇ/FARİKA ile AYIRTI/ÇALAR/NÜANS
( Nesneleri kimyasal birleşime ya da ayrışıma uğratarak niteliklerini belirlemede kullanılan bileşikler. İLE Işığı yalın öğelerine ayırma özelliği olan. İLE Ayırma özelliği ya da gücü olan. | Yüksüz elektrik devrelerini açıp kapayan araç. İLE Bir şeyi benzerlerinden ayırt etmeye yarayan durum ya da öğe. İLE Aynı cinsten olan şeyler arasındaki ince fark. )
- AYKIRI ile TUHAF
( INCONGRUOUS vs. WEIRD )
- AZOT = NITROGENE[İng.] = AZOTE[Fr.] = STICKSTOFF[Alm.] = AZOTO[İt.] = NITROGENO[İsp.] = NİRÛCÎN, AZÛT[Ar.] = NÎTRÛJEN, AZOT[Fars.] = STIKSTOF[Felm.]
- BAĞIMLILIK = TAVAKKUF[Ar.] = BASTEGÎ[Fars.] = DEPENDENCE[İng.] = DÉPENDANCE[Fr.] = ANHÄNGIGKEIT, DEPENDENZ[Alm.] = DIPENDENZA[İt.] = DEPENDENCIA[İsp.] = CONIUNCTIO[Lat.] = TO KATANTES, SÜNDESMOS[Yun.] = AFHANKELIJKHEID[Felm.]
- BAĞIŞ ile/||/<> İHSÂN ile/||/<> LÜTÛF ile/||/<> HİMMET ile/||/<> KEREM ile/||/<>
İNÂYET ile/||/<> İLTİFAT ile/||/<> ATÂ ile/||/<> ATIFET ile/||/<> HÎBE
- BALAKLAVA ile/ve/||/<> BAF
( ile/ve/||/<> )
( BALACLAVA vs./and/||/<> BUFF )
- BALIKGÖZÜ ile BALIKGÖZÜ OBJEKTİF
- BÂM[Fars.]/KÜMBET[Fars. < GUNBED]/SAKAF[Ar.]/KUBBE[Ar.] değil/yerine/= ÇATI, DAM
- BAROGRAF[< Fr. < Yun.] ile BAROMETRE[< Fr. < Yun.] ile BAROSKOP[< Fr. < Yun.] ile BAROSTAT[< Fr. < Yun.]
( Yükseltiyazar.[BAROS: Ağırlık. | GRAPHEIN: Yazmak.] İLE Basınçölçer. [BAROS: Ağırlık. | METRON: Ölçü.] İLE Havanın, içinde bulunduğu nesnelerin ağırlığı üzerine yaptığı hafifletici etkiyi gösteren ve hava basıncında oluşan değişimleri kaydeden, havası boşaltılabilen bir fanus içinde terazisi bulunan fizik aygıtı.[BAROS: Ağırlık. | SKOPEIN: Gözlemlemek.] İLE Basıncı sabit bir değerde tutmaya yarayan aygıt.[BAROS: Ağırlık. | STAT: Durum, ölçek.] )
- BAŞKA ALTERNATİF değil ALTERNATİF (ya da BAŞKA ÇÖZÜM)
- BAŞKA (BİR) ALTERNATİF/İ (ÇÖZÜM/Ü) değil ALTERNATİF (ÇÖZÜM)
- BASTIRMAK ile YATIŞTIRICI ile DEPRESİF ile DEPRESYON ile DEPRESİF
( DEPRESS vs. DEPRESSANT vs. DEPRESSED vs. DEPRESSION vs. DEPRESSIVE )
( دلسرد شدن ile افسردن ile دژم ساز ile فرورفته ile دژم ile افسرده ile غر ile ملول ile منکسر ile گود شدگي ile فرورفتگي ile پريشاني ile فرودافت ile افسرده کننده )
( DELSARD SHODAN ile AFSARDAN ile دژم ساز ile FARVARAFTEH ile دژم ile AFSARDEH ile GHAR ile MOLOL ile منکسر ile GOD SHODEGY ile FARVARAFTAGY ile پريشاني ile FORODAFT ile AFSARDEH KONANDEH )
- BAYRAK ile ZAYIF ile BAYRAKÇI ile AMİRAL GEMİSİ ile KALDIRIM TAŞI
( FLAG vs. FLAGGY vs. FLAGMAN vs. FLAGSHIP vs. FLAGSTONE )
( بيرق ile رايت ile پرچم ile شل وول ile جگن زار ile پرچمدار ile کشتي دريادار ile تخته سنگ ile سنگ فرش کردن )
( BEYRAGH ile RAYT ile PARCHAM ile SHEL VUL ile جگن زار ile PARCHAMDAR ile KESHTY DARYEDAR ile TAKHTEH SANG ile SANG FARSH KARDAN )
- (BAZI TANINMIŞ) FİLOZOF ve BİLGİNLER
( * ORPHEUS: Antik Yunan'ın mitolojisini -mitini değil, mitinin lojisini, bilimini- oluşturan ve öğreten.
( Orpheus, Fenike dilinde Nur anlamına gelen Aur, Yunanca'da Arpha ile şifa anlamına gelen Rafae sözcüklerinden oluşmuştur ve "Nur ile şifa veren" anlamına gelmektedir. )
* HERMES: Hermes Trimegistes(Üç kere bilge Hermes).
( TRIMEGISTES (3 KEZ BİLGELİK): SEMÂVÎ ve ARZÎ ve KALBÎ )
( Hermes'in Mısır dilindeki adı Thot'tur. )
( İdris sözcüğünün anlamı terzidir. )
( Hermes sözcüğü Ermes, Hermis ve Heramis biçimlerinde söylenildiği gibi, Anadolu Türkçesi'ne de Ermiş olarak girmiş ve Tanrı'ya kavuşma durumunun bir adı olarak benimsenmiştir. Böylece tasavvufun en temel kavramı ve amacı, "ermiş" olmuştur. )
( Hermetik Öğreti'nin etkisi altında gelişmiş İbrani ve Arabi kültürlerde, "İbrani Kabalası ve Zohar'da, Arabi Ebced ve Hurufilik'te" görülen sessiz harflerin sayılarla eşleştirilmesi ve yerlerinin değiştirilerek anlama kombinasyonları oluşturulması geleneği Hermetik'tir. )
* HERAKLEİTOS: Filozof.
( Herakleitos'a göre Evren, var olanları tüm içeriği bakımından sürekli bir oluş içinde değişmektedir. )
( Herakleitos'a göre, kişiler, duyular ve görüngüler tarafından aldatılmaktadır, bunun için bilge insan mutluluğa ve doyuma giden yolda us'u izlemelidir. )
* HERAKLEİTOS: Filozof.
( Parmenides'te "Doğa", "Var olan" anlamına gelir. )
* PROTOGORAS: Filozof.
( Hakikatin ölçüsü insandır; insandan bağımsız saltık bir hakikat yoktur. )
* DEMOKRİTOS: Filozof.
( Demokritos'a göre metafiziksel araştırmanın hedefi bilgi kazanmaktır; törel hedef ise mutluluğu, ansal barış ya da huzuru kazanmaktır. )
* ARKHILOKHOS: Şair.
* SAPPHO: Şair.
* ALKAIOS: Şair.
* SOLON: Kanun koyucu, hukukçu. (Yedi Bilge'den).
* THALES (M.Ö. 600): Doğa ve felsefe bilimcisi. Suyu ilk arke olarak nitelendirmiştir. İyonya Mektebi denilen ünlü okulun kurucusu, Yedi Bilge'nin birincisi ve astronomi bilginlerindendir. Güneş tutulmasının olduğunu keşfetmiştir.
( Aristoteles tarafından Thales'in ilk filozof olarak kabul edilmesinin nedeni, Thales'in düşünceyi teolojiden doğa üzerine yöneltmesidir. Başka bir deyişle, evrende olan bitenin bilgisini kişinin kendi düşüncesi, becerisi ve çabasında aramayı, bunun için doğaüstü hiçbir güce gereksinim duymamayı, zihinsel düzeyde Thales başlatmıştı. Bu, kişinin inandan/dogmadan akla yükselmesinin bir göstergesidir. )
* ANAKSIMANDROS: Astronomi ve coğrafya bilginidir.
* PYTHAGORAS: Filozof ve geometri bilgini, sayı mistiği-matematikçi-felsefeci.
( Pİ: 3,1416, THA: İlk ilke, GORAS: Karanlıktan aydınlığa çıkaran, aydınlatan, RA'ya kavuşturan. )
( Matematikte (pi) ile gösterilen, "Çember uzunluğunun çemberin çapına oranı"ndan çıkartılan sabit bir sayıdır.
Pi sayısı sınırlı sonsuzluğu ifade etmekle, bilginin kesin değil ama yaklaşık olarak doğruluğunu belirtmekte.
Pi sayısı rasyonel tamsayılara karşın irrasyonel ve aşkın bir sayıdır.
Geometriye ait bir ifadenin matematiksel anlatımı.
Pythagoras'ın mistisizmindeki kavramsallığı, sınırlı sonludan sınırsız sonsuza akıl yoluyla bağ kurma çabasıdır. Başka bir deyişle, sonlu ve karşıtı sonsuzun akıl aracılığı ile armonik bir bütünlük olarak kavranma denemesidir. )
( Piramit: PY-RA-MYTH )
* AISOPOS: Ünlü Kinik, bir öykücü.
* PINDAROS: Şair.
* AISKHYLOS: Tragedya mucidi.
* SOPHOKLES: Dram yazan şairlerin birincisidir.
* ARISTOPHANES: Komedya şairi.
* HERODOTOS: Tarihçilerin babası. (Şeyhü'l-Müverrihîn)
* THUKYDIDES: Tarihçi.
* KSENEPHON: Filozof, tarihçi.
* METON: Matematikçi | Astronomide "Altın Dönem" denilen ondokuz senenyi keşfetmiştir.
* HIPPOKRATES: Tabâbeti diriltmiştir.
* PERIKLES: Kendi adıyla anılan bir ilerleme döneminin kurucusudur.
* ANAKSAGORAS: Atina'da felsefeyi ilk kurandır.
* SOKRATES: Filozof.
( GNOTHI SEATONU! )
( Sokrates dışta olan bitenden çok, insana, insan aklına ve onun kavramlarına yönelmekle, bilgi kuramcılığının temellerini atmıştır. )
* PLATON(EFLATUN): Filozof. Sokrates'in öğrencisi. Geniş omuzlu/göğüslü.
* ARİSTOTELES: Filozof. Platon'un öğrencisi.
( İSKENDER ÖNCESİ ARİSTOTELES ile İSKENDER SONRASI ARİSTOTELES )
* ARISTIPPOS: Tanınmış Kirene Okulu'nun kurucusudur ve Kirene'liler arasında en çok incelik sahibi olanıdır.
* PHIDIAS: Ünlü heykeltıraş.
* POLYGNOTOS: Ünlü ressam.
* DEMOSTHENES: Ünlü konuşmacı/hatip.
* EUKLEIDES: Ünlü geometri bilgini.
* ARKHIEMEDES: Ünlü geometri bilgini olup, yakıcı aynaları ve hidrostatikteki yasası ve burgusu ile olağanüstü ün kazanmıştır.
* KONFÜÇYÜS(KUNG-FU-TZU) (İ.Ö. 557-479): Öğretisi mistik değil, tamamıyla uygulamalı ahlâk öğretisidir. Bu öğreti dinsel ve metafizik hiçbir öğe taşımaz. )
- BEBEKTE) EK GIDADA:
PİRİNÇ değil/yerine İRMİK / YULAF
- BEKLEME:
GEVŞEK ile/ve/||/<> SIKI ile/ve/||/<> SAF
- BEKLENTİ ile/ve HEDEF
( EXPECTATION, ANTICIPATION vs./and TARGET )
- BELIEF :/yerine İNANÇ
- BELIEF vs./and SUBMISSION
( İNANÇ ile/ve TESLİMİYET )
- BELİRLEME ile TARİF
( DESIGNATION vs. DESCRIPTION )
- BELİRLEME ile TARİF
- BELİT/AKSİYOM(ATİK) = AXIOM[İng.] = AXIOME/AXIOMATIQUE[Fr.] = AXIOM, GRUNDWAHRHEIT[Alm.] = ASSIOMA[İt.] = AXIOMA[İsp.] = PRONUNTIATUM[Lat.] = AKS.OMA[Yun.] = BEDÎHİYYE, MÜSELLEM[Ar.] = ASLÎ MUTEÂREF[Fars.] = AXIOMA[Felm.]
- BERTARAF ile TELÂFİ
- BE'S/BÜ'S[Ar.] ile HAVF[Ar.]
- BETİM, BETİMLEME = TASVİR, TAVSİF = DESCRIPTION[İng., Fr.] = BESCHREIBUNG[Alm.] = DESCRIPTIO[Lat.] = DESCRIPCIÓN[İsp.]
- BETİM, BETİMLEME = TAVSÎF = DESCRIPTION
- BEYİS ile İHTİLÂF
- BEZ ile/değil ÇARŞAF
- BİLGE/ÂRİF ile BİLİM İNSANI/ÂLİM ile AYDINLANMIŞ ile CAHİL ile AHMAK
( İzler/seyreder. İLE Söz söyler, konuşur. İLE Susar. İLE İnat eder. İLE Laklak eder. )
( Âlimler, mesafe/menzil alır; cahiller, yolun başında birinin gelip kendini götürmesini bekler. )
( Cahilin kalbi, dudağında; âlimin/ârifin ağzı/dili, kalbindedir. )
( Âlimin sözü incidir; cahilin sözü, günde, bin can incitir. )
( Asıl güneş, âşıkların, âriflerin kalplerinden, gözlerinden doğan güneştir. )
( Bilen/bilge kişi konuşur, çünkü söyleyebileceği bir şeyleri vardır. Cahil kişi konuşur, çünkü "bir şeyler söylemek zorundadır". )
( Wise people talk, because they have something to say; fools talks, because they "have to say something". )
( [hatasını gösterdiğimizde] Teşekkür eder. İLE Anlayışla kabul eder ve gülümser. İLE Yararlanır. İLE Küfür/hakaret eder. İLE ... bile görmez. )
( Akıllı, şakadan bile öğüt alır; ahmak, her öğüdü, şaka sanar. )
( Ancak yaşadıklarına/deneyimleyebildiklerine hükm eder. İLE Yaşamadıklarına da hükm eder ya da etmeye çabalar. İLE ... İLE ... İLE ... )
( Bilenle ya da bilmeyenle tartışılabilir. Fakat bildiğini sananla tartışmak, ahmaklıktır. )
- BİLGİ'DE:
KANIT/DELİL ile/ve KEŞİF
- BİLİM MERKEZLİ TASNİF ile HİKMET MERKEZLİ TASNİF
- BÎNÎ, ENF[çoğ. ÂNÂF] ile BURUN, UC, DORUK
( Yayın ele alındığı kısmının ucu. İLE ... )
- BİNYE[Ar.] ile TE'LÎF[Ar.]
- BİRİNCİ/LİK ile BİRİNCİ EL ile BİRİNCİ ZAR ile BİRİNCİ ÇAĞ ile BİRİNCİ AYAK ile BİRİNCİ MEVKİ ile BİRİNCİ SINIF ile BİRİNCİ ZABİT/LİK ile BİRİNCİ KEMANCI/LIK
- BİRİNCİ ile İLK SEBEP ile BİRİNCİ SINIF ile İLK VİTES ile ÜSTEĞMEN ile ÖNCELİKLE ile BİRİNCİ SINIF ile İLK DİZE ile AKLIMA İLK GELEN ŞEY ile İLK ELDEN ile İLK ÖNCE
( FIRST vs. FIRST CAUSE vs. FIRST CLASS vs. FIRST GEAR vs. FIRST LIEUTENANT vs. FIRST OF ALL vs. FIRST RATE vs. FIRST STRING vs. FIRST THING COMING TO MIND vs. FIRSTHAND vs. FIRSTLY )
( نخستين ile اولي ile اولين ile اول ile نخست ile اول آنکه ile ابتدا ile نزست ile علت اوليه ile درجهاول ile دنده يک ile ناوبان يکم ile اولاً ile درجه اول ile درجه يک ile متبادر بذهن ile دست اول ile درمرحله اول )
( NAKHASTYNE ile OLY ile OLYNE ile OL ile NAKHAST ile OL ANKEH ile EBTEDA ile نزست ile ALAT OLYYEH ile DARJEKAVEL ile DANDEH YK ile ناوبان يکم ile OLAN ile DARJEH OL ile DARJEH YK ile MOTBADAR BEZEAN ile DAST OL ile DARMARHALEH OL )
- BİSİKLET ve/<> SÖRF/SURF
- BITING vs. BREAKING OFF
- -BLAST ile -BORN/E ile -EKTAZİ ile -EKTOMİ ile -GRAF ile -GRAFİ ile -GRAM ile -MALASİ, -MALAZİ ile -MEGALİ ile -OSTOMİ ile -ÜRİ
( -göze[si] öncüsü. İLE ... kaynaklı. İLE ... genişlemesi. İLE ... alım/ı / çıkarım/ı. İLE -yazar, -çizer. İLE -yazım/ı, -çizim/i, -çekim/i. İLE -yazı/sı, -çizim/i, sayım/ı, -ölçüm/ü. İLE ... yumuşaması. İLE ... büyümesi, ... büyüklüğü. İLE ... ağızlaştırımı. İLE ... işeme. )
- BLÖF ile BLÖF
( BLUF vs. BLUFF )
( غورت انداختن ile توپ ile توپ زدن ile لاف زدن ile بلف ile بلوف زدن )
( GHORT ANDAKHTAN ile TOP ile TOP ZADAN ile LAF ZADAN ile بلف ile BELOF ZADAN )
- BLÖF ile BLÖFÇÜ/LÜK
- BÖCEK ile HERİF
( BUG vs. BUGGER )
( جو جو ile سوسک ile جوجو ile ساس ile کثيف وفاسد )
( جو جو ile SOSK ile JOJO ile SAS ile KESYFE VAFASAD )
- BÖLÜM/KISIM ile SINIF ile TÜR
( İkisi. İLE Araz. İLE Zât. )
( AKSAM ile ASNAF ile ENVÂ )
- BOŞ ile/ve/değil KOF
( [not] EMPTY/VACANT/VAIN/FUTILE vs./and/but ROTTEN )
- BOŞAMAK ile BOŞ ile BOŞ BOŞ ile BOŞ LAF ile BOŞ KÜME ile BOŞ YERE ile BOŞ İNANÇ ile BOŞ KAFALI/LIK ile BOŞ KAĞIDI ile BOŞU BOŞUNA
- BRIEF :/yerine KISA
- BUDA = ZÜLKÜF (A.S.)
- BUKÛKET-ÜS-SAYF[Ar.] ile BUKÛKET-ÜŞ-ŞİTÂ'[Ar.]
( Yaz mevsiminin en sıcak zamanı. İLE Kışın en soğuk zamanı[zemherir]. )
- BÜYÜK YAZAÇ(İMLEÇ/HARF) ile KÜÇÜK YAZAÇ
- C14 İLE THERMOLUMİNESCENCE İLE XRF ile/||/<> TARİHLENDİRME YÖNTEMLERİ
( Arkeolojik buluntu yaş tayini. )
( Formül: t = -ln(N/N₀)/λ )
- CAFCAF ile CAFCAFLI/LIK
- CÂHİL ile/değil/yerine/||/>/>< ÂLİM ve ÂRİF
( "Keser atar." İLE/DEĞİL/YERİNE/>/>< Temkinli/ihtiyatlı konuşur. )
( [Her sözünde] Kendini aklar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>/>< Kendini yoklar. )
( Kişiyi, hedef yapar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>/>< Kişiye hitap eder. )
( "Cahil" dediğimizde, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir.
Yoksa, okumuş olanlardan, en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okuma bilmeyenlerden de hakikati gören, gerçek âlimler çıkabilir. )
( [Hatasını gösterdiğinde ...] Küfür ve hakaret eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>/>< Teşekkür eder. )
( (Kendi) "Sonuçlar"/ı ile hareket eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>/>< Süreçleri bilir ve takip eder. VE Hem süreç, hem sonuç birliği ve bütünlüğüyle hareket eder. )
( Bilmeyenle/câhille oturup pekmez yiyeceğine, bilenle oturup kuru ekmek ye. )
- ÇAKIŞMAK ile DENK GELMEK ile TESADÜF ile TESADÜFİ ile ÇAKIŞAN
( COINCIDE vs. COINCIDE WITH vs. COINCIDENCE vs. COINCIDENT vs. COINCIDING )
( مصادف شدن ile منطبق شدن ile متصادف بودن ile باهم رويدادن ile تصادف ile همرويده ile منطبق ile مصادف ile متصادف )
( MOSADEF SHODAN ile MANTABAGH SHODAN ile MOTESADEF BODAN ile BANPAM ROYDADAN ile TASADEF ile NPAMROYDAH ile MANTABAGH ile MOSADEF ile MOTESADEF )
- CÂNİB[Ar.] ile KENEF[Ar.]
- CANSIZLAŞMAK ile CANSIZLAŞTIRMAK ile CANSIZLAŞABİLMEK ile CANSIZLAŞTIRILMAK ile CANSIZ/LIK ile CANSIZCA ile CANSIZ HEDEF
- (not CAPABLE TO) CAPABLE OF
- CAR ile CARİ ile CART ile CAR CAR ile CARİ KUR ile CARİ PARA ile CART CURT ile CARİ GİDER ile CARİ HESAP ile CARİ ÜCRET ile CARİ MASRAF
- CÂRİ MASRAF değil/yerine/= DÖNEM GİDERİ
- ÇARŞAF ile/değil MAHRAMA[Ar.]
( ... İLE/DEĞİL Bazı bölgelerde, kadınların sokağa çıkarken, manto üstüne örtündükleri, işlemeli geniş örtü. )
- ÇARŞAF[Fars.] ile/ve/değil/||/<> NEVRESİM[Fars., Ar.]
( Yatağın üzerine serilen ya da yorgana kaplanan bez örtü. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Torba biçiminde, yorgan çarşafı. )
- ÇARŞAF ile YELDİRME
( ... İLE Kadınların, çarşaf yerine kullandığı, başörtüsü ile birlikte giyilen hafif üstlük. )
- ÇARŞAFLAMAK ile ÇARŞAFLANMAK ile ÇARŞAFLATMAK ile ÇARŞAF/LIK ile ÇARŞAFLI ile ÇARŞAFÇI/LIK ile ÇARŞAFSIZ/LIK ile ÇARŞAF ÇARŞAF
- CASSCF ile/||/<> MRCI
( CAS aktif uzay tam, MRCI çok referanslı CI. )
( Formül: Statik İLE dinamik korelasyon )
- ÇEHOV değil ÇEHOF
- CEHR[Ar.] ile KEŞF[Ar.]
- ÇEKELEMEK ile ÇEK ile ÇEKİ ile ÇEKİCİ/LİK ile ÇEK VALF ile ÇEK VANA
- CEM ile/></< İRTİFÂ[< REF]
( ... İLE/>< İki şeyin birarada olamazlığı. )
- CEM[Ar.] ile TE'LÎF[Ar.]
- ÇERÇEVE ile GERGEF[Fars.]
( ... İLE Üzerine kumaş gerilerek, nakış işlemeye yarayan, çoğunlukla dikdörtgen biçiminde olan çerçeve. )
- ÇERÇEVE ile/ve/||/<> ZARF
- CEVAPLAMAK ile CEVAPLANMAK ile CEVAPLANDIRMAK ile CEVAPLAYABİLMEK ile CEVAP ile CEVAPLI ile CEVAPSIZ/LIK ile CEVAP HAKKI ile CEVAP KAĞIDI ile CEVAP ANAHTARI ile CEVAPLI TELGRAF
- ÇEVRE ile ETRAF
- CEZÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< LÜTÛF
- CHEF :/yerine ŞEF, AŞÇI
- CHIEF :/yerine ŞEF, BAŞ
- CIF ile/ve/||/<>/> CIF TESLİM BİÇİMİ
- CİHET/TARAF değil/yerine/= YÖN/DOĞRULTU
- ÇIKAR/NEF'[Ar.] ile/yerine YARAR ile/yerine KÂR
( Ancak ayrılıkçılık ve çıkarcılık, dünyada gerçek ıstırabın ortaya çıkmasına neden olur. )
( It is only vs. separateness and self-seeking that real suffering appears in the world. )
- CİNS[Ar.] ile SINIF[Ar.]
- CIS! ile EE! ile UF!
( Nesnelere dokundurmamak üzere. İLE Pis nesneler için. İLE Can acımasında. )
- CIS! ile EE! ile UF!
( Nesnelere dokundurmamak üzere. İLE Pis nesneler için. İLE Can acımasında. )
- CLASS :/yerine SINIF
- CÖMERTLİK ile İSRAF
( SAHÂ', SAHÂVET ile İSRÂF[< SEREF] )
( GENEROSITY vs. EXTRAVAGANCE )
- (not CONSIST FROM) CONSIST OF
- CUFF değil/yerine/= BALON | MANŞET | KILIF
- CÜRÛF[Ar.] ile CÜRÜF[Ar.]
( Maden posası, dışık. Erimiş malzemelerin yüzeyindeki safsızlık. İLE Yar, uçurum. )
( SCUM vs. ... )
( ABSCHAUM/SCHAUM/SCHLACKEN mit ... )
( ÉCUMER avec ... )
- CUT DOWN ile CUT-OFF
( Damar açımı. İLE Sınır değer, ayrım değeri. )
- DARE SOOF ile CESARET
( DARE SOOF vs. DARE )
( بمبارزه طلبيدن ile يارا بودن ile جرات کردن ile دره صوف )
( BAMBARZEH TALABYDAN ile YARA BODAN ile JARAT KARDAN ile DAREH SOF )
- DAVRANIŞLARIMIZ:
"İYİ/KÖTÜ" ile/ve/değil/||/<> GÜÇLÜ/ZAYIF
- DEF ile DEFA ile DEFİ ile DEFO ile DEFOLU ile DEFOSUZ ile DEFALARCA ile DEFLASYON
- DEF'[Ar.] ile DEFF[Ar.]/DEF[Fars.]/[Ar.]
( Öteye itme, savma, savulma. | Verme, ortadan kaldırma. | Giderme. | Bir dâvâyı savunmak üzere açılan başka bir dâvâ. İLE Tef. Zilli ve pullu bir çembere gerilmiş deriden oluşturulan çalgı, daire. )
- DEF[Ar.] değil/yerine/= ÖTEYE İTME, SAVMA, UZAKLAŞTIRMA | VERME, ORTADAN KALDIRMA | GİDERME
( )
- DEF değil/yerine/= SAVU
- DEF ile/ve TEF/DAİRE ile/ve MAZHAR/MIZHER/BENDER/BENDİR
( ... İLE/VE Etrafında ziller olan. İLE/VE Tekkelerde zikir esnasında kullanılan ve bazılarının kenarlarında halkalar bulunan, kasnağı çifte kirişli, zilsiz, kasnak çapı 50-60 cm. civarında, def biçimindeki ritim sazı. )
- DEFEKT ile DEFEKTİF
( Kusur, bozukluk, eksiklik. İLE Kusurlu, bozuk, eksik. )
- DEFEKT ile/||/<> DEFEKTİF ile/||/<> DEFİSİT
( Eksiklik. | Kusur. İLE/VE/|| Kusurlu. İLE/VE/|| Eksiklik. | Fark. )
- DEF-İ DEF değil/yerine/= SAVUYA SAVU
- DEĞERLENDİRME ile/ve/değil/||/<>/> TEKLİF
- DEĞİM/LİYÂKÂT ile/ve/değil LÜTÛF
( Bazı nasip olanlar/olabilecekler, liyâkat ile değil lütûfladır. )
- DEĞİŞTİRMEK ile ALTERNATİF ile DEĞİŞİKLİK ile DEĞİŞİKLİK ANAHTARI ile DEĞİŞTİRİLMİŞ
( ALTER vs. ALTERANT vs. ALTERATION vs. ALTERATION SWITCH vs. ALTERED )
( دگرگون شدن ile پس و پيش کردن ile دگرگون کردن ile تبديلي ile دگرش ile گزينه دگرگوني ile مخدوش )
( DEGARGON SHODAN ile PES VE PEYSH KARDAN ile DEGARGON KARDAN ile تبديلي ile DEGARSH ile GOZYNAH DEGARGONY ile MOKHODUSH )
- DEJENERASYON ile DEJENERATİF ile DEJENERE
( Yozlaşma, bozulma. İLE Yozlaştırıcı, bozucu. İLE Yoz, yozlaşmış. )
- DEJENERE ile DEJENERASYON ile DEJENERATİF
( DEGENERATE vs. DEGENERATION vs. DEGENERATIVE )
( ناخلف ile انحطاط ile فساد ile فاسد کننده )
( NAKHOLF ile ENHETAT ile FESAD ile FASAD KONANDEH )
- DEJENERE ile/||/<> DEJENERATİF
( Yoz. İLE/VE/|| Yozlaştırıcı. | Bozunduran. )
- DEMONSTRASYON ile/||/<> DEMONSTRATİF
( Gösterme. | Görsel anlatım. İLE/VE/|| Tanıtıcı. )
- DEONTOLOJİ(ÖDEV BİLİMİ) = İLM-İ VEZAİF = DEONTOLOGY[İng.] = DÉONTOLOGIE[Fr.] = DEONTOLOGIE[Alm.]
- DEPRESİF ile MELANKOLİK
( [günümüzde] Hem erilde, hem dişilde. İLE [eskiden][daha çok] Dişilde. )
- DEPRESYON ile/||/<> DEPRESİF
( Çökkünlük. | Çökme. İLE/VE/|| Çökkün. )
- DERİVASYON ile/||/<> DERİVATİF
( Türev. İLE/VE/|| Türemiş. )
- DERMA/DERMATO/DERMO- ile DERMAL/DERMATİK ile DERMABRAZYON ile DERMATOGLİFİKS ile DERMATOLOG ile DERMATOLOJİ ile DERMATOLOJİK ile DERMATOM ile DERMATOZ ile DERMİS ile DERMOAKTİF ile DERMOİD
( Deri [ile ilgili]. İLE Deri [ile ilgili]. İLE Deri kazıma. İLE Deri çizgileri, deri çizgibilim. İLE Deri sayrılıkları uzmanı. İLE Deri sayrılıkları bilimi. İLE Deri sayrılıkları [ile ilgili]. İLE Duyu alanı. İLE Deri sayrılığı. İLE Alt deri. İLE Deriyi etkileyen. İLE Derimsi. )
- DESKALASYON ile DESKUAMASYON ile DESKUAMATİF
( Azalım. İLE Kepeklenme, kavlama, soyulma. İLE Kepeklenen, pul pul dökülen. )
- DESTRÜKSİYON ile/||/<> DESTRÜKTİF
( Yıkım. İLE/VE/|| Yıkıcı. )
- DESTRÜKSİYON ile DESTRÜKTİF
( Yıkım. İLE Yıkıcı. )
- DEVRE-İ ÛLÂ 1 - 1. SINIF
- DEVREYE SOKMAK ile İNDÜKTİL ile ENDÜKTİF ile TÜMEVARIMSAL AKIL YÜRÜTME
( INDUCT vs. INDUCTILE vs. INDUCTIVE vs. INDUCTIVE REASONING )
( گماشتن بر ile دراز نشو ile استنتاجي ile استقرائي ile قياس استقرائي )
( GOMASHTAN BAR ile DARAZ NESHO ile استنتاجي ile ESTEGHARAYEY ile قياس استقرائي )
- DEVRİK ANTİKLİNAL ile DEVRİK KANAT ile DEVRİK KATMAN ile DEVRİK KIVRIM ile DEVRİK SENKLİNAL ile DEVRİK (STRATİGRAFİK) İSTİF
( Kanatlarından birinin eğim açısının 90 dereceyi aşarak bu kanattaki katmanların devrik konum kazandığı antiklinal. İLE Kıvrımlanma sürecinde, eğim açısı 90 dereceyi aşarak devrik konum kazanan bir istif ya da katmanlardan oluşan, öteki kanat ve kıvrım eksen düzlemi ile aynı yönde eğimli olan kıvrım kanadı. İLE Çökel kayaçlarda istiflenme kuramına uymayan, daha yaşlı olan alt yüzeyi üstte, daha genç olan üst yüzeyinin altta olacak biçimde ters yüz olmuş katman. İLE Kıvrımlanma sürecinde, kanatlarından biri, eğim açısının 90 dereceyi aşmasıyla devrik konum kazanan ve dolayısıyla iki kanadı ve eksen düzlemi aynı yönde eğimli olan jeolojik kıvrım. İLE Kanatlarından birinin eğim açısının 90 dereceyi aşarak bu kanattaki katmanların devrik konum kazandığı senklinal. İLE Üst üstelik ilkesine göre yatay olarak çökelmiş ancak sonraki jeolojik süreçlerde aynı yönde artarak 90 dereceyi aşan bir eğim açısı kazanmış, yaşlı üstte, genç altta olacak biçimde ters yüz olmuş istif. )
( OVERTURNED ANTICLINE vs. OVERTURNED LIMB vs. OVERTURNED BED vs. INVERTED FOLD/OVERFOLD/OVERTURNED FOLD/REVERSED FOLD vs. OVERTURNED SYNCLINE vs. INVERTED STRATIFICATION/OVERTURNED STRATIFICATION )
( ANTICLINAL DEVERSÉ/ANTICLINAL RENVERSÉ avec FLANC INVERSE avec STRATIFICATION RENVERSÉE avec PLI DéVERSÉ/PLI OBLIQUE/PLI RÉNVERSÉ avec SYNCLINAL DEVERSÉ/SYNCLINAL RENVERSÉ avec STRATIFICATION RENVERSÉE )
( GEKIPPTE ANTIKLINE mit INVERSSCHENKEL/LIEGENDSCHENKEL/ÜBERKİPPTER FALTENFLÜGEL/ÜBERKIPPTER FALTENSCHENKEL/VERKEHRT SCHENKEL mit ÜBERKIPPTES BETT mit GEKIPPTE FALTE/ÜBERKIPPTE FALTE mit GEKIPPTE SYNKLINE mit ÜBERKIPPTE AUFSCHICHTUNG )
- DEVRİM ile/değil KEŞİF
- DİL SÜRÇMESİ/LÂĞZ[Ar.] ile GAF
- DİLEK ile/ve HEDEF
( Sana hiçbir dilek verilmemiştir ki, onu gerçekleştirecek güç de verilmemiş olsun. Ancak bunun için çallışman gerekebilir. )
( WISH vs./and TARGET )
- DİN:
(YAŞAMSAL BİR) OLGU ve/<> (BİR) YANSIMA/TECELLİ ve/<> (YÜKSEK BİR) ANLAYIŞ/İDRAK ve/<> (YÜCE/ULVÎ BİR) KEŞİF ve/<> (YÜCE/ÂLÎ BİR) DENEYİM
- DİN ile/ve/<> İNSAF
( İnsaf, dinin yarısıdır. )
( To be fair is the half of religion. )
( DİN: Kalpsiz dünyanın kalbi. )
( RELIGION vs./and/<> TO BE FAIR/REASONABLE, TO BEHAVE FAIRLY )
- DİNAMO ile LOKOMOTİF
( DYNAMO vs. LOCOMOTIVE )
- DİREKTİF ile DİREKTÖR
( Buyruk, emir. İLE Yönetmen, yönetici. )
- DİRHEM-İ CEYYİD ile DİRHEM-İ HÂLİS ile DİRHEM-İ MAĞŞÛŞ ile DİRHEM-İ ÖRFÎ ile DİRHEM-İ RÂYİC ile DİRHEM-İ ŞER'Î ile DİRHEM-İ ZÜYÛF
( Bozuk, karışık olmayan. İLE Saf gümüşten olup başka bir maden ile karışık olmayan. İLE Başka madenlerden oluşan. İLE Onaltı kırattan ibaret olan. İLE Gerek ceyyid, gerek züyûf olsun, halk arasında alınıp verilen. İLE Ondört kırattan ibaret olan.[Zekâtta, mehirde, diyette, nisâb-ı sirkatte geçerli olan.] İLE Bakır ya da başka madenlerle karıştırılmış gümüş sikke. )
- DISCOVERY :/yerine KEŞİF
- DİZİM DİZİM/SIRA SIRA/SAF SAF -ile
- DOĞRUDAN ile DOĞRU AKIM ile DOĞRUDAN NESNE ile DOĞRUDAN ROTA ile DOĞRUDAN VERGİ ile YÖN ile YÖNLÜ ile YÖNSÜZ ile YOL TARİFİ ile DİREKTİF ile DOĞRUDAN ile DOĞRUDANLIK ile MÜDÜR ile MÜDÜRLÜK ile YÖNETMENLİK ile YÖNETMENLER ile MÜDÜRLÜK ile DİREKTRİX
( DIRECT vs. DIRECT CURRENT vs. DIRECT OBJECT vs. DIRECT ROUTE vs. DIRECT TAX vs. DIRECTION vs. DIRECTIONAL vs. DIRECTIONLESS vs. DIRECTIONS vs. DIRECTIVE vs. DIRECTLY vs. DIRECTNESS vs. DIRECTOR vs. DIRECTORATE vs. DIRECTORIAL vs. DIRECTORS vs. DIRECTORSHIP vs. DIRECTRIX )
( مستقيم ile بيواسطه ile مديريت کردن ile هدايت کردن ile کارگرداني کردن ile جريان مستقيم ile مفعول بي واسطه ile راه مستقيم ile ماليات مستقيم ile راستا ile جهت ile جانب ile مسير ile سوي ile سو ile هدايتي ile بي جهت ile جهات ile بخشنامه ile مستقيما ile يکراست ile يکسره ile سر راست ile بي واسطگي ile مديرعامل ile هدايت کننده ile مقام رياست ile مدير ile مفتش ile مديريتي ile سران ile رياست ile خط هادي )
( MOSTEGHYM ile بيواسطه ile MADYRYT KARDAN ile CPEHDAYT KARDAN ile KARGARDANY KARDAN ile JARYAN MOSTEGHYM ile MAFUL BEY VASETEH ile RAH MOSTEGHYM ile MALYAT MOSTEGHYM ile RASTA ile JOHAT ile جانب ile MOSYR ile SOY ile SO ile CPEHDAYTY ile BEY JOHAT ile JOHYAT ile BAKHSHENAMEH ile MOSTEGHYMA ile YKARAST ile YKASAREH ile SAR RAST ile BEY VOSTGY ile MADYROAMEL ile CPEHDAYT KONANDEH ile MOGHAM RYEST ile مدير ile مفتش ile MADYRYTY ile SARAN ile RYEST ile خط هادي )
- DOMİNANT ile/||/<> RESESİF
( Dominant baskın gen İLE resesif çekinik gendir )
( Formül: AA/Aa görünür İLE aa )
( Gregor Mendel tarafından 1865 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1822-1884) (Ülke: Avusturya) (Alan: Biyoloji) (Önemli katkıları: Kalıtım yasaları, modern genetiğin kurucusu) )
- DOMİNO[Fr.] ile AZNİF[Erm.]
( Üzerleri noktalarla işaretli dikdörtgen biçiminde yirmi sekiz taşla masa üzerinde oynanan bir oyun. | Maskeli balolarda giyilen kukuletalı uzun giysi. İLE Bir tür domino oyunu. )
- DOUBT vs. DISBELIEF
- DÜNYA BANKASI ile IMF
- DÜŞÜNCE ile TEKLİF
( IDEA, THOUGHT vs. PROPOSAL )
- DUYGU İFADELERİNDE:
POZİTİF ile/ve/||/<> NEGATİF ile/ve/||/<> YAKINLIK
( 3, 4, 9, 11, 13, 15, 16. maddeler. İLE/VE/||/<> 2, 5, 10, 14. maddeler. İLE/VE/||/<> 1, 6, 7, 8, 12. maddeler. )
- DUYUSAL["SENSÜEL" değil!] = HİSSÎ = SENSITIVE[İng.] = SENSITIF[Fr.] = SENSITIV, EMPFINDLICH[Alm.] = SENSITIVO[İsp.]
- DWARF ile DWARFİSM / KRETEN/İZM
( Cüce. İLE Cücelik. )
- EDATLAR/HURÛF:
(HURÛF-U) ATIF ve/||/<> (HURÛF-U) CER ve/||/<> (HURÛF-U) ŞART
( VE | FA[Ar.]/FAYI[Ar.] | SÜMME(SONRA) | BEL[FAKAT, ANCAK, BİLÂKİS] | LÂKİN | EV(YA DA)
ve/||/<>
BA[İLE] | ALÂ[ÜZERİNDE] | İLÂ[...YA KADAR]
ve/||/<>
İN[EĞER] | İZÂ[O/NE ZAMAN Kİ] )
( DES PARTICULES: DES PARTICULES ATTRIBUTIVES avec PARTICULES CREANT RELATION DU GENITIF avec DES PARTICULES CONDITIONNELLES )
- EDİLGİN = MÜNFAİL = PASSIVE[İng.] = PASSIF[Fr.] = PASSIV[Alm.] = PASSIVUS[Lat.] = PASIVO[İsp.]
- EFEKT ile EFEKTİF ile EF(F)EKTÖR
( Etki. İLE Etkin, etkili. İLE Etkileyen. )
- EFEKTİF ile EFEKTİF KUR ile EFEKTİF ALIŞ ile EFEKTİF DÖVİZ ile EFEKTİF FİYAT ile EFEKTİF SATIŞ ile EFEKTİF TALEP
- EFEKTİF[İng. < EFFECTIVE/EFFECTIF(Fr.)] değil/yerine/= ETKİLİ
- EHL-İ NAZAR ile EHL-İ KEŞF
- EHLİYETE, KISMÎ/TAM ENGEL OLABİLECEKLER:
CİNNET ile/ve/||/<> SAĞIRLIK ile/ve/||/<> UNUTMA(NİSYAN) ile/ve/||/<> UYKU ile/ve/||/<> SARA ile/ve/||/<> HASTALIK(MARAZ) ile/ve/||/<> SAKATLIK(MALÛLİYET) ile/ve/||/<> BUNAMA(ATEH) ile/ve/||/<> CEHİL ile/ve/||/<> SARHOŞLUK(SEKİR) ile/ve/||/<> HAFİFLİK(HEZEL) ile/ve/||/<> İSRAF ile/ve/||/<> ESÂRET ile/ve/||/<> ENGEL(ZECİR) ile/ve/||/<> YOLCULUK(SEYAHAT)
( ALIENATION et/||/<> SURDITE et/||/<> FAIBLESSE DE LA MEMOIRE et/||/<> LE SOMMEIL et/||/<> EPILEPSIE et/||/<> LA MALADIE et/||/<> INFIRMITE et/||/<> LA SECONDE ENFANCE et/||/<> L'IGNORANCE et/||/<> L'IVRESSE et/||/<> LA LEGERETE et/||/<> LA PRODIGALITE et/||/<> ESCLAVAGE et/||/<> LA CONTRAINTE et/||/<> LE VOYAGE )
- EKMEL ve EŞREF
- EKSES, EXCESS ile EKSESİF
( Çokluk, fazlalık. İLE Aşırı. )
- EKSFOL(İ)(Y)ATİF ile EKSFOLİ(Y)ASYON
( Pullanımlı, dökülen, soyulgan. İLE Pullanma, dökülme, soyulma. )
- EKŞİ MAYA(BUĞDAYÇAVDAR/YULAF/...) ile/<> YAŞ MAYA ile/<> ETKİN KURU MAYA ile/<> HAZIR/ÇABUK(INSTANT) KURU MAYA
- EKSİK ile ZAYIF
( LACKING/DEFICIENCY vs. WEAK )
- ELEKTROAKTİF ile/||/<> ELEKTROKİMYASAL İNAKTİF
( Elektroaktif redoks verir Fe²⁺/³⁺, inaktif vermez Na⁺. )
( Formül: Faradayik İLE kapasitif )
- ELİF ile ELÎF[< ÜLFET]
- ELİF ile/ve/||/<>/> HEMZE (ELİF)
( ... İLE/VE/||/<>/> Arapça'da, Elif'in adı. | "Elif, Vav, Ye, He" harfleri üzerine konulan " işareti. | Parmakla sıkma, bir yere sıkıştırma ya da dürtme. | Gırtlakta, ses tellerinin birbirine yapışması sonucu havanın akışını birdenbire engellemesiyle oluşan ve bir kesinti izlenimi veren ünsüz. )
( Gövde. İLE/VE/||/<>/> Anlık. )
( Okunan. İLE/VE/||/<>/> Okutan. )
- ELİF[Ar.] ile/ve/<> LÂM[Ar.] ile/ve LÂM-ELİF[Ar.]
( Osmanlı abecesinin birinci yazacı.[ebced hesabında 1 sayısının karşılığıdır] İLE/VE/<> Osmanlı abecesinin yirmi altıncı yazacı.[ebced hesabında 30 sayısının karşılığıdır] | Şevval ayı. İLE/VE Osmanlı abecesinde lâm ile elif yazacının bir arada yazılmış biçimi. | Eğri, dolambaç. )
- ELİF ve/<>/> LÂM ve/<>/> MİM
( Hz. Allah. VE/<>/> Hz. Cebrail. VE/<>/> Hz. Muhammed. )
- ELİF ile/||/<> LÜTFEN
- |(ELİF) ile ÖTEKİ HARFLER
( Harflerle birleşmez. İLE ... )
( Harfleri okutur. İLE ... )
- ELİF ve/||/<> VAV
( )
- ELTAF[Ar. < LATÎF] ile ELTÂF[Ar. < LÛTF]
( Daha/pek lâtif, güzel, hoş. İLE İyilikler, iyilikseverlikler, nezâketler. )
- ELYAF değil/yerine/= İPSİ
- EMİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TEKLİF
- [önce] (NEHY-İ ANİ'L) MÜNKER[Ar.] ile/ve/sonra/||/<>/>/>< (EMR-İ) BİL MÂRUF[Ar.]
( Günah ve kötü şeyler[in yapılmaması]. İLE/VE/||/<>/>/>< Herkesçe bilinen, tanınan, belirli, sanlı. | Şeriatın uygun gördüğü, beğendiği ve buyurduğu[nun yapılması]. )
- ENDİK ile SAF
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Saf kişi, safdil, saf gönüllü. İLE ... )
- ENFÜSÎ[Ar.]/SÜBJEKTİF[Fr./İng.] değil/yerine/= ÖZNEL
- ENSÂF[Ar. < NISF] ile ENSAF[Ar. < İNSÂF]
( Yarımlar, yarılar. İLE Daha/pek insaflı. )
- ENSEFALOGRAM ile ENSEFALOGRAF ile ENSEFALOMİYELİT
( ENCEPHALOGRAM vs. ENCEPHALOGRAPH vs. ENCEPHALOMYELITIS )
( مغز نگاره ile مغز نگاشت ile آنسفالوميليت )
( MOGHZ NEGAREH ile MOGHZ NEGASHT ile ANSFALOMYLEYT )
- ENSTANTANE ile ENSTANTANE FOTOĞRAF
- EPİGRAF değil/yerine/= TANIMLIK
- EREK(AMAÇ) ile/ve/<> HEDEF
( Amacınızın herhangi bir beklenti taşımayan salt iyi niyet olduğundan emin olun önce. )
( Nesnelerin ve olayların alacağı biçim sizin elinizde değildir; eylemlerinizin ardındaki amacınıza gelince, o sizin elinizdedir. )
( İSTİHDAF: Amaçlama, hedef alma. )
( Be sure your attitude is of pure goodwill, free of expectation of any kind.
The shape things take is not within your power; the motives of your actions are. )
( AIM vs./and TARGET )
- ESÂKIF[Ar. < ÜSKUF] ile ESÂKİF[Ar. < ESKEF]
( Piskoposlar, metropolitler. İLE Eskiciler, kunduracılar, köşkerler. )
(1996'dan beri)