Bugün[17 Kasım 2025]
itibarı ile 11.173 başlık/FaRk ile birlikte,
11.173 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(15/46)


- F. NIETZSCHE ve/||/<> S. FREUD ve/||/<> K. MARX


- FABL değil/yerine/= ÖYKÜNCE


- FACE :/yerine YÜZ


- FACEBOOK ile X/TWITTER ile YOUTUBE ile LINKEDIN ile INSTAGRAM ile PINTEREST ile BLOG ile FOUR SQUARE

( Kurabiye yemeyi seviyorum. İLE Kurabiye yiyorum. İLE Bakın nasıl da yiyorum kurabiyeyi. İLE Nasıl kurabiye canavarı oldum? İLE Buyurun, kurabiye yerkenki fotoğrafım. İLE Kurabiye tarifimi de paylaşayım. İLE Kurabiye yapma/yeme anılarım. İLE Şurada, kurabiye yiyorum. )

( I like eating cookie. VS. I'm eating cookie. VS. This is how I eat my cookie. VS. My skills include eating cookie. VS. Here's a photo of the cookie I eat. VS. Here's my recipe for the cookie. WITH Here's my cookie eating experience. VS. This is where I am eating the cookie. )


- -FACIENT ile/||/<> -FICATION ile/||/<> -FEROUS ile/||/<> FUNCT- ile/||/<> -GEN/-GENE ile/||/<> -GENESIS ile/||/<> HEREDO- ile/||/<> -PRAXIA/-PRAXIS ile/||/<> -PLASIA/-PLASIS/-PLASY ile/||/<> -PLAST/-PLASTIC/-PLASTY/-PLASY ile/||/<> -PARA/-PAROUS ile/||/<> -POIESIS/-POIETIC ile/||/<> NE-/NEO- ile/||/<> -OSIS/SIS- ile/||/<> SEPT-/SEPTI-/SEPTO- ile/||/<> ECH-

( Yapmak, oluşturmak. İLE/||/<> Yapmak, neden olmak. İLE/||/<> Oluşturmak, sağlamak, yapmak. İLE/||/<> Yapma, hizmet, işlev. İLE/||/<> Oluşturulan, yayılan, yönlendirilen, oluşturan, yönlendiren, meydana getiren, babası olmak. İLE/||/<> Herhangi bir şeyin oluşumu, kaynağı. İLE/||/<> Genetiksel. İLE/||/<> Etki, yapma, tedavi uygulamaları. İLE/||/<> Gelişme ile ilgili, oluşum. İLE/||/<> Oluşturan, oluşma, oluşturma olayı, meydana getirme, gelişme, büyüme, canlı ilkel göze. İLE/||/<> Yapma, oluşturma, ortaya çıkarma, doğurma. İLE/||/<> Oluşum ya da yapımla ilgili. İLE/||/<> Yeni, son, yeni gelişen bölüm, anormal yeni oluşum. İLE/||/<> Bir durum, olay, koşul, fizyolojik artım, oluşum. İLE/||/<> Bölme, bölüm/septum ile ilgili, yedi. İLE/||/<> Sahip olmak, birleşmek. )


- FÂCİR ile FÂCİRE

( Kadınlara düşkün eril kişi. İLE Baylara düşkün, çapkın dişil kişi. )


- FÂCİRE ile NEMFOMANİK

( HÜYÂM-İ RAHM[Ar.], NYMPHOMANIA[İng.], NYMPHOMANIE[Fr.] )


- FACULTY :/yerine FAKÜLTE


- FADE :/yerine SOLMAK, RENGİ ATMAK


- FAGOSİT değil/yerine/= YUTARGÖZE

( Organik ya da inorganik cisimcikleri içine alıp sindirebilen kan gözesi. )


- FAHİŞE ile GEYŞA


- FAHTE[Fars.] ile FAHTE[Fars.]

( Makam. İLE Güvercin/üveyik. )


- FÂİDE[Ar.] ile BEYÂN[Ar.]


- FAILURE :/yerine BAŞARISIZLIK


- FAIRLY :/yerine OLDUKÇA, ADİL BİR ŞEKİLDE


- [Ar., Fars.] FAKÎR-ÂNE[Ar.] ile FAKÎR-HÂNE[Ar.]

( Fakire yakışacak biçimde/sûrette. | Fakircesine. | Nezâket olarak "ben" zamirinin karşılığı. İLE [alçakgönüllülükle] Söz söyleyenin evi. )


- FAKİRHANE değil/yerine/= YOKSULEVİ


- FAKR[Ar.] ile HALLE[Ar.]


- FAKÜLTE ile/ve/||/<>/> ÜNİVERSİTE

( Bilim dalları. ile/ve/||/<>/> Felsefe. )


- FALL IN LOVE vs. LOVE


- FAMILY :/yerine AİLE


- FAMİLYA = FASÎLE = FAMILLE


- FANATİKLEŞ(TİR)ME ile/ve/||/<> TARAFTARLAŞ(TIR)MA


- FANİLA ile/ve VELENSE


- FARADAY İLE COULOMB İLE AMPERE ile/||/<> ELEKTROKİMYA YASALARI

( Elektrik ve kimyasal değişim ilişkileri. )

( Formül: Q = nF )

( Michael Faraday tarafından 1831 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1791-1867) (Ülke: İngiltere) (Alan: Fizik, Kimya) (Önemli katkıları: Elektromanyetik indüksiyon, elektroliz) )


- FARE ile AMERİKAN FARESİ


- FARE ile ANADOLU FARESİ


- FARE ile/ve BANDİKUT FARESİ


- FARE ile/ve BEYAZ ÇÖL FARESİ


- FARE ile/ve BİŞ-MÛŞ[Fars.]

( ... İLE/VE Bıldırcın otu ile beslenen bir fare. | Bıldırcın otu ile birlikte yetişen safran kökü.[bıldırcın otunun panzehiri] )


- FARE ile BÜYÜK KAFALI KÖSTEBEK FARESİ


- FARE ile ÇEKİRGE FARESİ


- FARE ile CÜCE FARE


- FARE ile/ve EV FARESİ

( ... cum/et MUS MUSCULUS )


- FARE ile FİLFARESİ

( ... İLE Burun bölümü hortum gibi uzun olan, uzun kuyruklu, kanguru gibi sıçrayabilen bir fare. )

( ... İLE Afrika'da yaşarlar. )

( image )

( ... cum MACROSCELIDES PROBOSCIDEUS )


- FARE ile FINDIK FARESİ

( ... cum MUSCARDINUS AVELLANARIUS )


- FARE ile GELENİ/TARLA FARESİ

( FE'RA ile CÜREZ, YERBÛ'[çoğ. YERÂBÎ'] )

( ... cum MICROTUS ARVALIS )


- FARE ile/ve GERBİL


- FARE ile GÜMÜŞ, PİRİNÇ FARESİ


- FARE ile HAMSTER


- FARE ile/ve HUŞFARESİ


- FARE ile JERBOA


- FARE ile KALEMİS

( ... İLE Bir tür misk faresi. )


- FARE ile/ve KESEĞEN


- FARE ile KIR FARESİ/SİVRİ FARE/SOREKS

( ... İLE Uzun burunlu, hortum gibi burnu olan bir fare. Bir numaralı ölüm makinası. Her dakika bir canlı yemek zorundadır. )

( MOUSE vs. SHREW )


- FARE ile ÇIPLAK, KÖR FARE

( ... İLE Kansere en dirençli/dayanıklı hayvan. )

( ... cum SPALAX TYPHLUS )


- FARE ile/ve KUŞFARESİ


- FARE ile LAĞIM FARESİ


- FARE ile/ve LEMMING


- FARE ile MEEKAP/FİRAVUN FARESİ

( ... İLE Afrika'da, özellikle Mısır'da yaygın, kedi büyüklüğünde bir hayvan. )

( ... ile NİMS )

( MOUSE vs. PHARAOH MOUSE )

( ... cum HERPESTES ICHNEUMON )


- FARE ile MİSK FARESİ/KALEMİS


- FARE ile/ve ORMANFARESİ


- FARE ile/ve PAMUKFARESİ


- FARE ile PLANTIGALE


- FARE ile SIÇAN

( Fareler, tüm kıtalarda yaşar. [5200 metreye kadar] )

( Gebelik süreleri 22-24 gündür. [Doğumdan 24 saat sonra gebeliğe uygun duruma gelir.][Yılda 60 kadar yavru doğurabilmektelerdir.] İLE ... )

( [Sans.] MUSH[< MUSHKA: Küçük fare. | Haya/testis. > MUSK (Misk geyiğinin erbezi benzeri salgı bezinden) > MUSCLE(< derinin altında fare/sperm gibi hareket etmekten)]: Fare. | Çalmak. [Fare için 40 ayrı sözcük kullanılır.] )

( Fare ile ... )

( FER'/FE'RA, FÂR ile FE'RU )

( FAR/MÛŞ, BİBR ile ...
MÛŞEK: Fare yavrusu. )

( MOUSE vs. RAT )

( MUS MUSCULUS [< Sans. MUSH] cum RATTUS NORVEGICUS )

( MYS ile ... )


- FARE ile/ve SIÇRAYAN


- FARE ile SİVRİFARE

( ... İLE Kurt, fare gibi hayvanları yiyen ve bu bakımdan, tarıma yararlı sayılan, küçük bir memeli. )

( ... cum SOREX ARANEUS )


- FARE ile/ve/||/<> TAVŞAN


- FARE ile/değil UZUN KULAKLI ARAP TAVŞANI

( ... İLE Moğolistan'da, Gobi Çölü'nde yaşarlar. [İlk 6 haftalarını, yerin altında, ailesinin korumasında geçirerek büyür ve yaşarlar.] )

( NTV - Yaşam Öyküsü 1. Bölüm (İlk Adımlar)[41:00 - 44:20 arası] )


- FARE ile YABAN FARESİ

( [Fars.]
MÛŞEK: Fare yavrusu.
MÛŞ-İ DESTÎ / MÛŞ-İ DESTÎ-İ SAHRÂ: Tarla faresi, köstebek.
MÛŞ-İ DÜ-PÂ[Fars.]: Kuzey Afrika'da yaşayan ve uzun iki arka ayağı üstünde sıçrayan bir kır faresi.
MÛŞ-İ HURMÂ[Fars.]: Hurma sıçanı.[kediden biraz daha küçüktür]
MÛŞ-İ KÛR[Fars.]: Körsıçan, köstebek.
MÛŞ-İ PERENDE[Fars.]: Yarasa. | Sincap. | Avustralya'da bulunan, keseli bir hayvan.
MÛŞ-İ SULTÂNİYE[Fars.]: Sincaba benzeyen, küçük bir fare.
MÛŞ-GÎR[Fars.]: Sıçan tutan çaylak kuş.
MÛŞ-HÂR[Fars.]: Sıçan yiyen çaylak kuş. )

( FE'RA ile ZEBÂBE )

( MÛŞ ile ... )


- FARE ile YELELİ FARE


- FARK ile/ve MESAFE

( DIFFERENCE vs./and DISTANCE )


- FARKINDALIK ve/||/<>/>/< DENEYİMLEME


- FARKINDALIK ve/||/<> TUTUM ve/||/<> ÖZGÜNLÜK

( AWARENESS and/||/<> ATTITUDE and/||/<> AUTHENTICITY )


- [ne yazık ki]
FARKINDA OLMAMA ile/ve/<> KABUL ETMEME


- FARK/LAR:
NESNEDE ile/ve/değil/||/<> GÖZLEMDE/KEŞİFTE


- Farklıyı DİNLE!!!


- FARK'TA KALMA ile ÖZDEŞLEŞME

( Eminliğin oluşmamasına düşürür. İLE Aklın, askıya alınmasına neden olur. )


- FARMAKODİNAMİ ile FARMAKODİNAMİK ile FARMAKOKİNETİK ile FARMAKOKİNEZİ ile FARMAKOLOG ile FARMAKOLOJİ ile FARMAKOLOJİK ile FARMAKOPE

( İlaç etkisi. İLE İlaç etkisi [ile ilgili], ilaç etkibilim. İLE İlaç yazgısı [ile ilgili], ilaç yazgıbilim. İLE İlaç yazgısı. İLE İlaçbilim uzmanı. İLE İlaçbilim. İLE İlaçbilimsel, ilaçbilim [ile ilgili]. İLE İlaç kılavuzu. )


- FARMAKOVİJİLANS/PHARMACOVİGILANCE[İng.] değil/yerine/= İLAÇ TAKİP DÜZENİ


- FARZ ile FARZ-I KİFÂYE


- FARZ ile NÂFİLE


- FARZ-I AYN ile/ve/<> FARZ-I KİFÂYE

( Herkes için geçerli olan durumların/konuların bilinmesi gerekli/zorunlu bilgiler/ilimler. İLE/VE Bazı kişilerin bilmesi yeterli olan bilgiler/ilimler. )


- FAŞÂFEŞ[Fars.] ile FEŞFEŞE[Fars.]

( Atılan okun havada çıkardığı ses. İLE Hışırtı. )


- FASET/FACET(TE)[İng.] değil/yerine/= DÜZ, PÜRÜZSÜZ YÜZEY


- FASİKÜL/FASCICLE[İng.] değil/yerine/= DEMETÇİK


- FASİKÜLASYON/FASCICULATION[İng.] değil/yerine/= SEYİRME


- FASİT DAİRE[Ar.] değil/yerine/= KISIR DÖNGÜ


- FASİT DAİRE[Ar.] değil/yerine/= KISIR DÖNGÜ


- FASON[Fr.] ile FASONE[Fr.]

( Kesim. İLE Çözgü ya da atkının kumaş yüzeyi üzerinde, kendiliğinden bir desen oluşturduğu her tür kumaş. | Bu tür kumaşları oluşturan desen örneği. )


- [not] FAST vs./and ACTIVE


- FASÜLYE değil FASULYE


- FASULYE ile SOYA[Mançu dilinden]

( ... İLE Yağ çıkarılan, bir cins fasulye. )

( ... cum SOIA HISPIDA )


- FASULYE/BEZELYE ile HİNTBEZELYESİ

( ... İLE Baklagillerden, sıcak ülkelerde yetişen, tohumları fasulyeye benzeyen bir bitki. )

( ... cum C. INDICUS )


- FATALITE ORANI/FATALITY RATE[İng.] değil/yerine/= OLGU-ÖLÜM ORANI


- FATE FAITH DESTINY


- FATE :/yerine KADER


- FATÎN/E[Ar. < FITNAT] ile FÂTİN[Ar. < FİTNE]

( Zeki, akıllı, uyanık, anlayışlı, kavrayışlı. İLE Fitneci. )


- FATOU LEMMA ile/||/<> MONOTONE CONVERGENCE

( Fatou alt limit eşitsizliği, monotone tam eşitlik. )

( Formül: Inequality İLE equality )


- FAVORITE :/yerine FAVORİ


- FAVOUR vs. SPECIAL PRIVILEGE


- FAY[Fr. < FAILLE] değil/yerine/= KIRIK/YERKIRIĞI


- [ne yazık ki]
"FAYTON":
"NOSTALJİ" değil ATLARI KÖLELEŞTİRME


- FAZ DEĞİŞİM MALZEMESİ ile/||/<> TERMOELEKTRİK MALZEME

( Faz değişim malzemesi ısıyı gizli ısı olarak depolarken İLE termoelektrik malzeme ısıyı elektriğe çevirir )

( Formül: Parafin mumu )


- FAZ[Fr./İng. < PHASE] değil/yerine/= EVRE


- FÂZA[Ar.] ile SÂLE[Ar.]


- FAZLA/GEREKSİZ/YERSİZ/BOŞ ...)
KONUŞMA! ile/ve/||/<>/< DÜŞÜNME!

( YAP! ile/ve/||/<>/< YAP! )


- FAZLA ile ÖTE

( MORE vs. BEYOND )


- FAZLA ile/ve/yerine/değil YETERİNCE

( [not] EXCESS vs./and/but ADEQUATELY/SUFFICIENTLY
ADEQUATELY/SUFFICIENTLY instead of EXCESS )


- FEASIBLE vs. POSSIBLE


- FEATURE vs. FUTURE


- FEATURE :/yerine ÖZELLİK


- feb. dur.[Lat. < FEBRE DURANTE] değil/yerine/= ATEŞ SIRASINDA, ATEŞ VARKEN


- FEBRİL/FEBRİLE[İng.] değil/yerine/= ATEŞLİ


- VAZGEÇME/FEDÂKÂRLIK[Ar.] değil/yerine/= ÖZVERİ, EL ÇEKME

( Temiz ve özverili bir hayat yaşayın, bu yeter. )

( Live a clean, selfless life, that is all. )

( EXTREME DEVOTION vs. SELF-SACRIFICE )


- FEE :/yerine ÜCRET


- FEELING LIKE vs. BEING THAT


- FELDİSPAT[Alm.] ile TRAKİT[Fr. TRACHYTE]

( Silikatlı mineral grubu. İLE Yanardağ kayalıkları arasında bulunan bir feldispat türü. )


- FELSEFE:
BETİMLEME > KAVRAM

( Felsefe, betimlemeden, kavrama geçiştir. )


- FELSEFE:
EĞİTİM ile/ve/değil/||/<>/> YETKİNLEŞTİRME


- FELSEFE ile/ve/< AMAÇ

( Amacı bilinmeyen şey, felsefeye konu olamaz. )


- FELSEFE ve/||/<> ANAHTAR KAVRAMLAR


- FELSEFE ile/ve ANLAMBİLİM(SEMANTİK)


- FELSEFE ve ANTROPOLOJİ

( Felsefe, insanı tanıma çabasıdır. )


- FELSEFE ve/||/<> AŞK ve/||/<> SANAT

( "Evet!" diyememektir. VE/||/<> "Hayır!" diyememektir. VE/||/<> Soruyu anımsayamamaktır. )


- FELSEFE ve AYRIM


- FELSEFE ile/ve BELAĞAT


- FELSEFE ile BENGİ BİLGELİK

( ... İLE HİKMET-İ HÂLİDA, CÂVİDÂN-I HIRED, PHILOSOPHIA PERENNIS )


- FELSEFE ve BİLDİRİŞİM


- FELSEFE ve/||/<> BİLGE

( Gölgelerin, renkleri olduğunu öğretir. VE/||/<> Gölgelerin renklerini görebilir. )


- FELSEFE ile/ve BİLGELİK


- FELSEFE ile/ve/||/<>/> BİLİM

( Tanımlama ve tanıtlaması kendi içinde olan. İLE/VE Tanımlama ve tanıtlaması kendi dışında olan. )

( Kendi üzerine düşünebilme. İLE/VE Nesnesi üzerine yöntem uygulamaları. )

( Bilmediklerimiz. İLE/VE Bildiklerimiz. )

( Nesnesi, içindedir. İLE/VE Nesnesi, dışarıdadır. )

( Bilinç-bilinç ilişkisi. İLE/VE Bilinç-nesne ilişkisi. )

( Bilim, felsefenin başarılarından, felsefe de bilimin başarısızlıklarından örülmüştür. )

( FELSEFE: VARLIK ile/ve METAFİZİK ile/ve AHLÂK )

( FELSEFE: Yasaların örgünlüğünün bütünlüğü. )

( FELSEFE: BİLGİ OLARAK ile/ve/yerine YAŞAM TARZI OLARAK )

( FELSEFE: Nesillerarası mektuplaşma. Hem öldüren, hem de dirimli tutan bir özellik ve/ya da durumdur. )

( Felsefe, İyonya'da doğmuştur. Felsefeye ilk biçimini kazandıran üç filozof Thales, Anaksimander ve Anaksimenes'tir. )

( Düşünmenin yetkin biçimleridir. )

( Öngörme/öngörebilme gereksinimidir. )

( Nitelikli kavramlarını, daha nitelikli hale getirmektir. )

( Dili, daha nettir. )

( Betimlemeden kavrama, yasalılığa geçişin ilkeli olmasıdır. )

( BENZER YÖNLERİ:
İkisi de akla ve düşünme yasalarına dayanarak kendilerini haklı kılmaya çalışır.
İkisi de evreni, insanı ve yaşamı, bilinçli, yöntemli ve düzenlilik içinde araştırır.
İkisinde de eleştiri süzgecinden geçirilmeyen bilgi güvenli bulunmaz.
İkisi de eleştiri sonrası kavramlar ve soyutlamalarla bazı ilke ve yasalara ulaşarak genellemeler yapar.
FARKLI YÖNLERİ:
Felsefe; evreni, insanı ve yaşamı sorgularken; bilim, kendini olgular ile sınırlar. Evreni, kendi inceleme alanına göre parçalara ayırır.
Felsefe, olgu ve olayların ardındaki gerçekliği açıklamaya çalışır. Bilim, doğa olayları arasında nedensellik bağları kurarak doğa ile ilgili yasalara ulaşmayı hedefler.
Felsefe, kurgusal(spekülatif) ve rasyonel düşünüş gibi yöntemler kullanır. Bilimler ise tümevarım ve tümdengelim yöntemlerini kullanır. )

( Tümel. İLE/VE/||/<>/> Tikel. )


- FELSEFE ve/=/||/<>/>/< BÜTÜN/LÜK


- FELSEFE ile DEMAGOJİ


- FELSEFE ve/||/<> DEVLET

( Aklın/düşüncenin, gelişmişlikteki son seviyesi. VE/||/<> Kurumların/toplumun, gelişmişlikteki son seviyesi. )


- FELSEFE ile/ve/||/<>/< DİL

( Dilin dil bilgisi. İLE/VE/||/<>/< Aklın dil bilgisi.
Aklın dil bilgisi. İLE/VE/||/<>/< Dilin dil bilgisi. )


- FELSEFE ve DİLİN EVRENSELLEŞTİRİLMESİ


- FELSEFE ile/||/<> DİN

( Tehafüt el-Felasife, filozofların tutarsızlıkları )

( Gazali tarafından 1095 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1058-1111) (Ülke: İran) (Önemli katkıları: İhya-u Ulumi Din, felsefe eleştirisi, mantık) )


- FELSEFE ile DİSKUR


- FELSEFE ile DOKTRİN

( Her bir kişinin sürekli düşünme ve eylemde olmasını destekler. İLE Her doktrin kabul bekler. )


- FELSEFE ile/ve DURUŞ


- FELSEFE ile/ve DÜŞÜNCE

( Düşünce, düşünce başlar. [yere/aşağı düşünce!] )

( Bir yerini/dizini incitmeyen, düşünmeye başlamaz kolay kolay. )

( Dilin dilbilgisi. İLE/VE/<> Aklın dilbilgisi. )

( Yunan ökesi/dehası. VE Roma ökesi/dehası. )

( Aristoteles. İLE/VE Büyük İskender. )

( Tekillerden, tümeli görmeye çalışmak. İLE/VE Tekilde, tümeli görmek esastır. )

( Felsefe, matematiğin çalışma odasını, röntgen ışığıyla yansıtmaya çalışır. )

( Birleştirmek/birlikte tutmak gerekiyor. )

( Hayranlık. VE Hayret. )

( Zanaat. VE Teknokrasi, işçilik. VE İdeoloji. )

( İdeoloji. İLE/DEĞİL/YERİNE Felsefe. )

( Hayret. VE/<> Hayranlık. VE/<> Aşk. )

( Hikmet, teolojik; illet, metafizik; sebep, fizik nedenleri aramaktır. )

( Hikmet: Nasıl ise onu o biçimde bilmek. )

( Hikmet: Varolanları, nasılsa o biçimde ve tâkatı kadar bilmek. )

( Hikmet: Olgunlaşmayı istemek. )

( Hikmet: Doğada ve zamanda illetlendirmek. )

( Hikmet: Gizil durumda, tüm erdemleri içerir. )

( Hikmet Tanrısı: ENKİ )

( Hikmet: İstikmal el-Nefs. )

( Hikmet: "En Yüksek Hikmet". Onu kazanmış olmaya(onun iktinâ'ına) "'İlm", o ilme meleke kazanmış olmaya "Felsefe". )

( FELSEFE: KAVLÎ HİKMET )

( PHIL0-SOPHOS ile/ve SOPHOS )

( el-Hikmet: ilmun bi-a'yan'il-mevcudât alâ ma hiye fi'nefs'il emr bi-kaderi takat'il-beşeriyye )

( Fikir üretir. İLE/VE Tedbir üretir. )

( Nazarî hikmet. VE Amelî hikmet. )

( ... İLE HİKMET-İ HÂLİDA, CÂVİDÂN-I HIRED, PHILOSOPHIA PERENNIS )

( Genel felsefe eserlerinin adı olarak bu ad kullanılır. İLE/VE İlm-i mantık'ın başka bir adıdır. Pek çok mantık kitabı bu adı taşır. İLE/VE Abdurrahman Hazinî'nin eserinin adıdır. Eser, çekim ve cisimlerin özgül ağırlıklarından bahseder. Modern döneme kadar konuyla ilgili en önemli çalışmadır. İngilizce çevirisi de vardır. )

( Kişinin [ve evrenin] sorularına aklın sınırları içinde kalarak yanıt vermeye çalışmak. VE Anlama ilişkin soruların akıl ile değil kurguyla yapılacağına yönelik yaklaşımı felsefenin soruları içinde kalarak yanıtlamaya çalışmak. )

( GAZALİ ve KANT )

( Kişinin, kendine soru sormaya başlamasıyla devreye girer. )

( PHILOSOPHY vs./and THOUGHT )


- FELSEFE ile/ve EDEBİYAT

( Zihne/akla hitap/etki eder. İLE/VE Kalbe hitap/etki eder. )

( Edebî olmayanı, kalbe hitap/etki etmez. İLE/VE Felsefî olmayanı, zihne/akla hitap/etki etmez. )


- FELSEFE ile/ve/değil/<> EROSEFE


- FELSEFE ile FANTAZİ


- FELSEFE ile "FELSEFE"

( Kavramsal matematik. | Anlamanın, anlaşılmasının çabası. | Biçimselleştirilmiş mantığın doruğu. İLE ... )


- FELSEFE ile/ve/değil FELSEFE-BİLİM


- FELSEFE ile/ve FELSEFE ÜZERİNE FELSEFE


- FELSEFE ile "FELSEFELER"


- FELSEFE ile FELSEFENİN BİLGİSİ


- FELSEFE ile FELSEFÎ ÖYKÜ


- FELSEFE ile/ve/<> FİLOZOF

( Felsefe, filozofla konuşmaktır. )


- FELSEFE ile/ve GELENEK


- FELSEFE ile/ve/= HİKMET

( Hikmet teolojik, illet metafizik, sebep fizik nedenleri aramaktır. )

( Hikmet: Nasıl ise onu o biçimde bilmek. )

( Hikmet: Varolanların kendini nasılsa o biçimde tâkatı kadar bilmek. )

( Hikmet: Olgunlaşmayı istemek. )

( Hikmet: Doğada ve zamanda illetlendirmek. )

( Hikmet: Gizil halde, tüM erdemlerin hepsini içerir. )

( Hikmet Tanrısı: ENKİ )

( Hikmet: İstikmal el-Nefs. )

( Hikmet: "En Yüksek Hikmet". Onu kazanmış olmaya(onun iktinâ'ına) "'İlm", o ilme meleke kazanmış olmaya "Felsefe". )

( FELSEFE: KAVLÎ HİKMET )

( PHIL0-SOPHOS ile/ve SOPHOS )

( el-Hikmet: ilmun bi-a'yan'il-mevcudât alâ ma hiye fi'nefs'il emr bi-kaderi takat'il-beşeriyye )


- FELSEFE ile İDEOLOJİ


- FELSEFE ve/||/<>/> İDEOLOJİ ve/||/<>/> TÜZE

( Başlar. VE/||/<>/> Deneyimlenir. VE/||/<>/> Düzenlenir. )


- FELSEFE ile/ve/||/<> İNSAN

( vs./and/||/<> HUMAN/PERSON )


- FELSEFE ile/ve İNSAN BİLGİSİ


- FELSEFE ve/<> İNSAN-İNSAN İLİŞKİSİ


- FELSEFE ile/ve İSTATİSTİK


- FELSEFE ile İZLEM/STRATEJİ


- FELSEFE ile/ve KELÂM

( Kelâmın anlaşılmayanı kabuğu, anlaşılanı içidir. )

( PHILOSOPHY vs./and ISLAMIC THEOLOGY )


- FELSEFE ve KİŞİSEL YÖNETİM


- FELSEFE ile/ve KÜLTÜR


- FELSEFE ile/ve/değil/||/<>/< KURAM

( [not] PHILOSOPHY vs./and/but/||/<>/< THEORY )


- FELSEFE ile/ve KURAMSAL/TEORİK AKIL


- FELSEFE ile/değil/>< KUŞKU

( Felsefe, kuşkuyu yok eder/edendir. )


- FELSEFE ile/ve MACERA

( PHILOSOPHY vs./and ADVENTURE )


- FELSEFE ile/ve MATEMATİK

( Tekillerden tümeli görmeye çalışmak. İLE/VE Tekilde tümeli görmek esastır. )

( Felsefe, matematiğin çalışma odasını röntgen ışığıyla yansıtmaya çalışır. )

( Kavramlarla ilgili etkinlik. İLE/VE Kavram inşâ etmek. )

( PHILOSOPHY vs./and MATHEMATICS )


- FELSEFE ile/ve METAFİZİK ile/ve MİSTİSİZM["MİSTİZİM" değil!]

( ... İLE/VE Metafizik sözü ilk defa Peripatos'culardan Rodos'lu Andronikos (M.Ö. I. yy.) tarafından kullanıldığı öne sürülür. İLE/VE ... )

( METAFİZİK: BİLGİ - VARLIK - AHLÂK )

( MİSTİSİZM VE FELSEFE - WALTER T. STACE - İNSAN YAY.
PHILOSOPHY vs./and METAPHYSICS vs./and MYSTICISM )

( ... ile/ve XIN ER SHANG XUE ile/ve XUAN )


- FELSEFE ile/ve MÜZİK ile/ve FİZİK


- FELSEFE ile ÖĞRETİ


- FELSEFE ile ÖLÜ FELSEFE


- FELSEFE ve/||/<>/> ÖZBİLİNÇ


- FELSEFE ile PARADİGMA


- FELSEFE = PHILOSOPHY[İng.] = PHILOSOPHIE[Fr., Alm.] = PHILOSOPHIA(PHILIA:SEVGİ, SOPHIA:BİLGELİK)[Yun.] = FILOSOFIA[İsp.]


- FELSEFE ve PSİKOLOJİ


- FELSEFE ve SANAT ve GÖRELİLİK


- FELSEFE ve/||/<> SANAT ve/||/<> KEŞİF

( Soyutlayarak[tenzih ederek]. VE/||/<> Benzeterek[teşbih ederek]. VE/||/<> Bireştirerek[tevhîd ederek]. )

( Akıl ile. VE/||/<> Hayal ile. VE/||/<> Kalp ile. )


- FELSEFE ile/ve/||/<>/< ŞAŞMA/HAYRET

( Felsefenin başlangıcı, şaşmadır/hayrettir. )

( )


- FELSEFE ile/ve SAVAŞ TARİHİ

( Aristoteles. İLE/VE Büyük İskender. )


- FELSEFE ve SEVGİ


- FELSEFE ile/ve ŞİİR


- FELSEFE ile/ve SOHBET


- FELSEFE ile SPEKÜLASYON


- FELSEFE ile/ve/<> SÜREÇLİ FELSEFE


- FELSEFE ile/ve/<> TARİH


- FELSEFE ile/ve TASAVVUF

( Akla, biçim verir. İLE/VE Nefse, biçim verir.["Akıl kârı" değildir.] )


- FELSEFE ve/<> TASAVVUF

( Aklın hikmetli dilidir. VE/<> Ahlâkın hikmetli dilidir. )


- FELSEFE ile TEFELSÜF


- FELSEFE ve/<> TIP ve/<> TARİH

( Tabakât Literatürü Üzerine Bir İnceleme
[ www.klasikyayinlari.com/ebooks/default.aspx?kitapid=123 ] )


- FELSEFE ile/ve/||/<> TÜMEL/LİK

( FELSEFE: Tümel anlama ve açıklama. )


- FELSEFE ve/<> TUTKU

( Kişi, felsefeyi, ancak tutkuyla yaşama katar. )

( PHILOSOPHY and/<> PASSION )


- FELSEFE ve TÜZE(HUKUK)

( Yunan ökesi/dehası. VE Roma ökesi/dehası. )


- FELSEFE ile VARLIK


- FELSEFE ile/ve/||/<>/>/< YAKLAŞIM


- FELSEFE ile/ve/||/<> YORUMBİLİM

( Toplumu yapılandırır. İLE/VE/||/<> Bireyi yapılandırır. )


- FELSEFE ile/ve ZEN

( Zen is not about eliminating thoughts but illuminating them. )

( ZEN KİTAPLARI

ZEN BUDİZMİ
( İLHAN GÜNGÖREN - YOL )

ZEN
( ARMAĞAN BİRGİL - OKYANUS )

ZEN YOLU / TASAVVUF YOLU
( OSHO - BHAGWAN SHREE RAJNEESH
ÇEVİRİ:SERTAÇ KARTAL - OKYANUS )

ZEN ETİ, ZEN KEMİĞİ
( PAUL REPS - ÇEV: NEVZAT ERKMEN - YOL )

LİDERLİK SANATI ZEN DERSLERİ
( THOMAS CLEARY - ÇEV: ŞEN SÜER KAYA - ANAHTAR )

ZEN YOLU VE ZEN BUDİZM'İN İLKELERİ
( ALAN WATTS - ÇEV: SENA UĞUR - )

TAOCULUK, ZEN VE BATI KÜLTÜRÜ
( ALAN WATTS - ÇEV: İLHAN GÜNGÖREN - YOL )

GÜNDELİK YAŞAMDA ZEN
( ADELHEID MEUTES, JUDITH BASSERT - ÇEV: SEDA TOKSOY - OKYANUS )

ZEN BUDİZMİ YOLU
( PROF. EUGENE HERRIGEL - BİLYAY VAKFI )

ZEN VE NEY-ZEN
( ÖMER TULGAN - YOL )

ZEN ZİHNİ BAŞLANGIÇ ZİHNİDİR
( SHUNRYU SUZUKI - ÇEV: CEM ŞEN - DHARMA )

ZEN VE OKÇULUK
( EUGEN HERRIGEL - ÇEV: O. CEMAL GÜNGÖREN - YOL )

ZEN KAÇIKLARI
( JACK KEROUAC ÇEV: NEVZAT ERKMEN - SÖZ )

ZEN VE ÇİÇEK YOLU
( GUSTIE L. HERRIGEL - ÇEV: O. CEMAL GÜNGÖREN - YOL )

ZEN VE MOTOSİKLET BAKIM SANATI
( ROBERT M. PIRSIG - ÇEV: SÜHA SERTABİBOĞLU - AYRINTI )

DOLMUŞA BİNME VE DOLMUŞTAN İNME SANATINDA ZEN
( CEM ŞEN - DHARMA )

ZEN VE YARATICI YÖNETİCİLİK
( ALBERT COW - ÇEV: AHMET FETHİ - ETİ )

ZEN VE SAVAŞ SANATLARI
( JOE HYAMS - ÇEV: CEM ŞEN - YOL )

ZEN BAHÇESİ
( MUSTAFA YILAMAZER - DOST )

İKEBANA ZEN VE ÇİÇEK YOLU
( GUSTIE L. HERRIGEL - ÇEV: CEMAL GÜNGÖREN - YOL )

KARETEDE ZEN
( C.W. NICOL - ÇEV: CEMAL GÜNGÖREN - YOL )

TAOCULUK, ZEN VE BATI KÜLTÜRÜ
( İLHAN GÜNGÖREN - YOL )

KEDİLER İÇİN ZEN
( ALFRED BIRNBAUM, RIKU KANMEI - DHARMA )

BÜYÜK ZEN DÜĞÜNÜ
( CHARLES BUKOWSKI - ÇEV: AVİ PARDO - METİS )

ZEN WISDOM
( WIZARD & GENIUS, CHEERFUL JOYS )

)


- [FELSEFEDE/TASAVVUFTA] (BAZI/ÇOĞU) (ÖZEL ŞEY["AYRINTI/İÇERİK/DERİNLİK/YOĞUNLUK/KABALIK/İNCELİK"]):
"BAYIL" DİYE değil/yerine "AYIL!" DİYE


- FELSEFENİN GEÇMİŞİ ile GEÇMİŞTEKİ FELSEFE


- FELSEFESİZ SANAT ve FELSEFESİZ BİLİM ve FELSEFESİZ FELSEFE

( Zanaat. VE Teknokrasi, işçilik. VE İdeoloji. )


- FELSEFEYE/BİLİME/SANATA/DİLE/TARİHE/HUKUKA/DİNE ...:
"GÖRE" ... ile/değil -DE ...

( Alanlar ve kavramlar, kişi olmadığından, "... göre" sözcüğünün kullanımı burada yanlıştır. "Felsefede/bilimde/dilde/sanatta ..." biçiminde bulunma durumu["-de ..."] ile kullanılabilir. )


- FELSEFİ İLERLEME ile FELSEFİ DÖNGÜSELLİK

( İnsanlığın sürekli ilerlediğini savunan görüş. İLE Tarihin ve insanlığın döngüsel bir biçimde tekrar ettiğini savunan görüş. )


- FELSEFİ İLERLEME ile FELSEFİ DURUM/KONUM KORUMACILIK/STATÜKOCULUK

( İnsanlığın sürekli ilerlediğini savunan görüş. İLE Mevcut durumun korunmasını ve değişime karşı çıkılmasını savunan görüş. )


- FELSEFİ İLERLEME ile FELSEFİ GERİLEME

( İnsanlığın bilgi, ahlâk ve toplum açısından sürekli ilerlediğini savunan görüş. İLE İnsanlığın zamanla gerilediğini ve değerlerini kaybettiğini savunan görüş. )


- FELSEFÎ SORU/SORGULAMA ile/ve/= DEĞERLENDİRME


- FEMALE :/yerine KADIN, DİŞİ


- FENCE :/yerine ÇİT


- FENESTRASYON/FENESTRATION[İng.] değil/yerine/= PENCERELEME


- FEODALİTE değil/yerine/= DEREBEYLİK


- FERÂCE ile TENNÛRE

( =KİSÂ=HIRKA=ABÂ=HULLE=BÜRDE=FERACÂ ile =KAMÎS=GÖMLEK=ENTÂRİ )

( ... İLE Mevlevî dervişlerinin, semâ âyini sırasında giydikleri geniş eteklik. )


- FERÂSE ile FERÂŞE/PERVÂNE[Fars.]/USKUR[< İng.]

( Kısrak. İLE Geceleri, ışığın etrafında dönen küçük kelebek. Fırıldak. | Çark. | Haberci, kılavuz. | Şems-i Tebrizi. )


- FERDA[Fars.] ile FERDE

( Gelecek zaman, yarın. İLE Küçük denk, top. )


- FERDINAND DE SAUSSURE


- FERDİYET-İ SELÂSE:
ZÂT ve/||/<>/> İHTİYÂR/İRÂDE ve/||/<>/> SÖZ/EYLEM


- FERFORJE[Fr. < FER FORGÉ] değil/yerine/= DÖKME DEMİR

( Kapılara, pencerelere ya da evlerin iç bölümlerine süsleme amacıyla yapılıp takılan dövme demir. )


- FERÎD/E[Ar.] ile FERÎDE[Ar.]

( Tek, eşsiz, eşi olmayan. Tasım/kıyas kabul etmez, ölçüsüz. Üstün. İLE Kendi oyuyla hareket eden, kibirli, gururlu. )


- FERİŞTAH[Fars. < FİRİŞTE] değil/yerine/= UZMAN / EN YETKİLİ


- FERMAN ile/||/<> PERVANE

( Buyruk, emir. İLE/||/<> Selçuklularda ve İlhanlılarda has, zeamet, tımar ile ilgili olarak verilen ferman. )


- FERSUDE[Fars.] değil/yerine/= ESKİMİŞ, YIPRANMIŞ, AŞINMIŞ


- Feryâdı DİNLE!!!


- FERZÂNE ile FERZÂNE

( Hâkim, bilgili, filozof kişi. İLE Nefsânî bağlantılardan sıyrılmış olan derviş. )


- FETHA ile/ve KESRE/ESRE/HAFZ ile/ve HEMZE ile/ve ÖTRE/ZAMME ile/ve ŞEDDE/TEŞDÎD ile/ve TENVÎN ile/ve NASB ile/ve REF ile/ve İLLET ile/ve MEDD/E ile/ve MEDD-İ LÎN ile/ve LÎN ile/ve VAV-I ATIFA

( a ya da e [düz ve geniş ünlü] okutan üstün imi. İLE/VE/||/<> ı ya da i [düz ve dar ünlü] okutan im. İLE/VE/||/<> Elif, vav, ye, he üzerine konan işaret - gırtlak vuruşu; elifin adı. İLE/VE/||/<> o, ö, u, ü [yuvarlak ünlü] okutan ötre imi. İLE/VE/||/<> Bir yazacı çift okutan ve şedde denilen im. İLE/VE/||/<> Sözcüğün sonunu, nun gibi okutmak üzere konan iki üstün[-en], iki esre[­-in], iki ötre[-ün]. İLE/VE/||/<> Yazacın etha'lıymış gibi a ya da e'yle okunması. İLE/VE/||/<> Bir sözcüğü zammeli[ötre - yuvarlak ünlülü (o, ö, u, ü)] okuma. İLE/VE/||/<> Çeker harfleri[matres lectionis] elif, vav, ye yazaçlarından biri. İLE/VE/||/<> elif, vav, y e'yi çekerek uzatma. İLE/VE/||/<> vav ile ye sesçil imsiz[harekesiz] olup kendinden önceki yazaç üstün imi almışsa medd-i lîn olur. İLE/VE/||/<> Yumuşatarak çekme. İLE/VE/||/<> Atıf vavı. Bağlaç. Arapça ya da Farsça iki sözcüğü birbirine bağlarken, ilk sözcük ünsüzle bitmişse bu yazacı ü gibi okutur [ilim ve irfan~ilm ü irfan], ünlüyle bitmişse iki sözcüğü bağlayan vav, vü biçiminde okunur [kaza ve kader / kaza vü kader]. )


- FEV/FORCED EXPIRATORY VOLUME[İng.] değil/yerine/= ZORLU SOLUK VERME OYLUMU


- FEVER vs. TEMPERATURE


- FEVKÂLÂDE ile/ve HARİKULÂDE

( FEVK' el-ÂDE(T) ile/ve HARİK'UL ÂDE(T) )

( Doğanın ötesi. İLE/VE Doğanın dışı. )


- FEVT ile/||/<> MEMÂT ile/||/<> MATÛH/E

( Ölüm. İLE/||/<> Ölüm. İLE/||/<> Bunamış, bunak. | Sakat, kötürüm, amelmânde. )


- FEZLEKE değil/yerine/= ÖZETÇE


- FFP/FRESH FROZEN PLASMA | FİLTERING FACE PİECE[İng.] değil/yerine/= TAZE DONMUŞ PLAZMA | YÜZE SÜZGEÇLENEN PARÇA


- FFP2 MASKE/FFP2 MASK[İng.] değil/yerine/= N95 MASKE


- FFR/FRACTIONAL FLOW RESERVE[İng.] değil/yerine/= ORANSAL AKIM YEDEĞİ


- FİBER ile FİBRİL ile FİBRÖZ ile FİLAMENT ile FİLAMENTÖZ ile FİLİFORM ile FİLUM ile FİLUM TERMİNALE

( Lif, iplik. İLE Lifçik, iplikçik. İLE Lifli, ipliksi. İLE İplik, tel. İLE İpliksi. İLE İpliksi. İLE İplik, budun. İLE Uç iplik. )


- FİDAN ile BEYÂRE[Ar.]

( ... İLE Kısa, boysuz/bodur olarak yerde yetişen fidan, sebze, meyve. )


- FİDANLIK ile/ve KERDE

( ... İLE Sebze fideliği. )


- FİDE ile FİLİZ

( Yastıklarda tohumdan yetiştirilip başka yerlere dikilmek üzere hazırlanan sebze ya da körpe çiçek. İLE Yeni sürmüş körpe ve küçük dal ya da yaprak. )


- FİDYE[Ar.] değil/yerine/= KURTULMALIK


- Fİ'E[Ar.] ile CEMÂ'AT[Ar.]


- FİĞ ile BEZELYE

( Hayvanlara yedirilir. İLE Kişiler yer. )

( Baklagillerden, hayvan yemi olarak yetiştirilen bir bitki. İLE ... )

( VICIA SATIVA cum PISUM SATIVUM )


- FİGAN[Fars.] değil/yerine/= ÇIĞLIK/HAYKIRIŞ; İNLEME


- FIGHT vs. ARGUE


- FİGÜR = FIGURE[İng., Fr.] = FIGURA[Lat., İsp.]


- FIGURE :/yerine ŞEKİL, RAKAM


- FİİLEN/BİLFİİL değil/yerine/= EYLEMLİ OLARAK/EDİMLİCE


- FİKİR/İDE/İDEA/MÜTALAA değil/yerine/= DÜŞÜNCE


- FİKİR değil/yerine/= DÜŞÜNCE


- FIKRA değil/yerine/= BÖLÜMCE


- FIKRA değil/yerine/= GÜLDÜRMECE


- FİKS[İng. < FIX] değil/yerine/= DURAĞAN/DEĞİŞMEZ, SABİT


- FILE :/yerine DOSYA


- FİLİZLEMEK ile FİLİZLENME ile FİLİZLENMEK ile TOMURMAK

( Bitkilerin, gereğinden çok olan filizlerini kırmak. İLE Yumruların üzerinde, ince uzun filizlerin belirmesi biçiminde görülen patates hastalığı. İLE Filiz vermek. | Gelişmeye, büyümeye başlamak. İLE Ağacı dibinden kesmek. | Ağaç ve asmalarda filiz vermek üzere gözler kabarmak, tomurcuklanmak. | Şişip kabarmak. )


- FİLOZOF ile BİLGE


- FİLTRASYON/FİLTRATION[İng.] değil/yerine/= SÜZME | SÜZÜLME


- FİLTRASYON ile FİLTRAT ile FİLTRE

( Süzme, süzülme. İLE Süzüntü. İLE Süzgeç, süzek. )


- FİLTRAT/FILTRATE[İng.] değil/yerine/= SÜZÜNTÜ


- FİLTRE[Fr. FILTRE / İng. FILTER < Lat. ] değil/yerine/= ELEK/SÜZGEÇ/SÜZEK


- FİLTRE ile/ve/değil EŞİK


- FINANCE :/yerine FİNANS


- FİNANCİAL MATHEMATİCS ile/||/<> CLASSİCAL FİNANCE

( Financial mathematics stochastic süreçlerle finansal araçları modellerken İLE classical finance geleneksel muhasebe ve yatırım analizi yapar )

( Formül: Black-Scholes model )


- FİNCAN ile PİYALE

( ... İLE Kulpsuz, büyük fincan. )


- FINE :/yerine İYİ, PARA CEZASI

Bugün[17 Kasım 2025]
itibarı ile 11.173 başlık/FaRk ile birlikte,
11.173 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(15/46)