Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 11.173 başlık/FaRk ile birlikte,
11.173 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(11/46)


- Derinliği DİNLE!!!


- DERİNLİK ile/ve/değil EVRE


- DERİVASYON/DERIVATION[İng.] değil/yerine/= ELEKTRİK GERILIM FARKI | TÜRETME


- DERİVASYON ile DERİVATİF/DERİVE

( Türev, türeme, türetme, köken. İLE Türev, türemiş. )


- DERİVATİF/DERIVATIVE[İng.] değil/yerine/= TÜREMIŞ


- DERIVE :/yerine TÜRETMEK, ALMAK


- DERLEME ile KOLAJ


- DERT ile/ve/yerine NEŞE

( Paylaştıkça, azalır. İLE/VE Paylaştıkça, artar. )


- DERTLEŞME ile/ve "DERS" (ÇIKARMAK)


- DER-UHDE[Fars.] değil/yerine/= ÜSTÜNE ALMA, YÜKLENME


- Dervişlik için DİNLE!!!


- Dervişlikte DİNLE!!!


- DERZLEME ile/ve/değil/||/<> İNCE DERZLEME


- DEŞARJ/DISCHARGE[İng.] değil/yerine/= BOŞALIM


- DESCARTES ile/ve/||/<>/< VIETE

( ... İLE/VE/||/<>/< Descartes'in hocası. )


- DESCRIBE :/yerine TANIMLAMAK


- DESEN ile/ve DAİRE/GEOMETRİ/NESNE

( NOKTA-ÇİZGİ ile/ve NOKTA-ALAN )


- DESERVE :/yerine HAK ETMEK


- DEŞİFRE değil/yerine/= GİZİ ÇÖZÜLMÜŞ


- DESIRE :/yerine ARZU, İSTEMEK


- DESKUAMASYON değil/yerine/= DÖKÜLME


- DESPERATE :/yerine ÇARESİZ


- DESPITE :/yerine RAĞMEN


- DESTÂN[Fars.]/EPOPE[Fr. < Yun.] değil/yerine/= OZYIR


- DESTE ile DÜZİNE

( 10 ile 12 )


- DESTEKLEME ile/ve/||/<>/> BÜTÜNLEŞTİRME


- DESTEKLEME ile/ve/||/<> DENGELEME


- DESTEKLEME ile/ve/||/<> KOLLAMA


- DESTEKLEME ile ÖNCELLEME

( TO SUPPORT vs. TO PRECEDE )


- DESTINY vs./and COINCIDENCE


- DESTRÜKTİF/DESTRUCTIVE[İng.] değil/yerine/= YIKICI


- DETAIL vs. NUANCE


- DETERIORATE vs. DEGENERATE


- DETERMİNAN/T ile DETERMİNASYON ile DETERMİNE ile DETERMİNE ETMEK

( Belirleyen, belirleyici. İLE Belirlenim, belirleme, belirleyicilik. İLE Belirlenmiş, belirli. İLE Belirlemek. )


- DETERMİNANT ile/||/<> TRACE

( Determinant hacim çarpan İLE trace köşegen toplamı. )

( Formül: det(A) İLE tr(A) )


- DETERMİNASYON/DETERMINATION[İng.] değil/yerine/= BELİRLEME


- DETERMINATION vs. INSISTENCE


- DETERMINE :/yerine BELİRLEMEK


- DETONE ile/ve/değil SURTONE

( Eşik altına düşürmek. İLE/VE/DEĞİL Eşik üstüne çıkarmak. )


- DEVALÜASYON/DEVALUATION[İng.] değil/yerine/= DEĞERSİZLEŞTİRME


- DEVAM ETMELİ!
YAŞAMAYA ve/||/<>/> SEVMEYE ve/||/<>/> GÜLMEYE :)


- DEVAM ETTİRME ile SÜREKLİLİK


- DEVAMEN değil/yerine/= SÜREYİNDE


- DEVE ile ÂNİS[Ar.]

( ... İLE Büyük ve şişman deve. [Yaşlı kız. | Yaşlı bekâr.] )


- DEVE ve AT

( HUFF Ü HÂFİR )


- DEVE/TEVE[dvnlgttrk] ile BERCÎS[Ar./Fars.]/BİRCÎS[Ar.]

( ... İLE Sütü çok olan deve. | Müşterî[Sakıt, Erendiz, Jüpiter, Mars] denilen yıldız. )


- DEVE ile DEHN

( ... İLE Az süt veren deve. )


- DEVE ile ENBÜRE

( ... İLE Tüyü dökülmüş deve. )


- DEVE ile GUNAKO

( ... İLE Patagonya devesi. )


- DEVE ile/ve/değil HALAT


- DEVE ile KAYGIN

( ... İLE Gebe deve. )


- DEVE ile LÛK[Fars.]

( ... İLE Kısa tüylü, yük devesi. )


- DEVE ile/ve MUT

( 20 Teneke. İLE/VE 20 Kile. 50 şiniklik[8 kilo] tahıl ölçeği. )

( ... İLE/VE MÜDD: Mut, kara mut, batman türünden bir ölçek. )


- DEVE ile NÂB[Ar.]

( ... İLE Yaşlı deve. )


- DEVE ile SÂİBE[Ar.]

( ... İLE Başıboş bırakılmış hayvan, dişil deve. )


- DEVE ile SAMBURU DEVESİ


- DEVE ile TÜLÜ

( ... İLE Güreşçi eril deve. )

( Afrika ve Arap çöllerinin simgeleri olsa da deve, Amerika kökenlidir. Atlar ve köpekler gibi, develer de 20 milyon yıl önce Amerika'nın otlaklarında evrildi. Bu hayvanlar, o zamanlar, bildiğimiz haliyle hörgüçlü yük hayvanları olmaktan çok zürafaya ya da ceylana benziyordu. Bering kara köprüsünden Asya'ya 4 milyon yıl önce geçtiler. )

( CAMELUS cum ... )


- DEVEKUŞUNA:
UÇ! DENİLİNCE ve/||/<> KOŞ! DENİLİNCE

( Ben, "deveyim" demiş. VE/||/<> Ben, "kuşum" demiş. )

( "İşimize geldiği gibi yaşama"nın, zavallılık seviyesindeki yansıması. )


- DEVELOPMENT :/yerine GELİŞME


- DEVICE vs. DEVISE


- DEVICE :/yerine CİHAZ


- NESNE/İLKE:
DEVİNEN ile/ve/||/<> DEVİNDİREN


- DEVİR/DEVRE[Ar.]/PERİYOT[İng. < PERIOD] değil/yerine/= DÖNEM/ÇEVRİM

( ... DEĞİL/YERİNE/= Sürekli ve düzenli değişme, devir. | Bir elektrik akımının, iletken üzerinde aldığı yol, devre. )


- DEVİR değil/yerine/= GEÇİRİLME


- DEVİR ile SİLSİLE


- DEVİRLER:
GELİŞME ve OLGUNLUK ve ORTA YAŞLILIK ve YAŞLILIK

( Yaklaşık 30 yaşa kadar olan devir. VE Yaklaşık 35'lerden 40'a kadar olan devir. VE Yaklaşık 60 yaşlarına kadar uzanan devir. VE Hayat merkezlerinin tedricen zayıflamaya başladığı ölüme kadarki devir. )


- DEVİR/PERİYOT değil/yerine/= GEÇİSÜRE


- DEVLET ile/ve/<> BAHÇE


- DEVLET ile/ve/||/<> YÖNETİM/İDÂRE


- DEVLET-İ OSMÂNİYE ile/ve/||/<> KAVÂİD-İ OSMÂNİYE

( Osmanlı Devleti. İLE/VE/||/<> Osmanlı Türkçesi dilbilgisi. )


- DEVLETİN/DİN'İN:
SAĞLADIKLARI VE KORUDUKLARI
ve/+/||/<>/>/<
TEMEL GÜVENCELERİ

( * CAN GÜVENLİĞİ
* AKIL SAĞLIĞI
* NESİL SÜREKLİLİĞİ
* MAL GÜVENLİĞİ
* DİN GÜVENCESİ

ve/+/||/<>/>

* SAĞLIK GÜVENCESİ
* EĞİTİM GÜVENCESİ
* GÜVENLİK GÜVENCESİ
* YARGI GÜVENCESİ )

( Giderdim, gönülden kini,
Kini olanın, olmaz dini! )

( ZARÛRİYÂT-I DİNİYYE / MAKÂSID-I HAMSE )


- DEVOTE :/yerine ADAMAK


- DEVRE-İ FERŞİYE ile DEVRE-İ ARŞİYE

( Topraktan toprağa. İLE Manâdan manâya. )


- DEVRETME ile/ve/||/<> EL DEĞİŞTİRME


- DEVREYE GİRME ile GÜNDEME GELME


- DEVRİK TÜMCE/CÜMLE ile/ve/yerine (DÜZGÜN/DOĞRU) TÜMCE/CÜMLE


- DEVRİK TÜMCE(/CÜMLE) ile/değil PARANTEZ BİLGİ


- DEVRİLE DEVRİLE ile/değil/yerine/||/<>/></> EVRİLE EVRİLE


- DEVRİM ile/ve/değil DARBE


- DEVRİYE değil/yerine/= GEZENKOL


- DEVRİYE değil/yerine GEZGE


- DEVŞİRME ile/||/<>/> CİVELEK ile/||/<>/> ÇERİ ile/||/<>/> YENİÇERİ/SOLAK ile/||/<>/> CERRAH ile/||/<>/> BAŞESKİ ile/||/<>/> EŞKİNCİ ile/||/<>/> KETHÜDA ile/||/<>/> ODABAŞI ile/||/<>/> TURNACIBAŞI ile/||/<>/> ULÛFECİ ile/||/<>/> ASÂKİR-İ MANSURE

( Asker yetiştirilmek üzere Yeniçeri ocağına alınacak çocukları seçip toplama işi. İLE/||/<>/> Yeniçeri ocağına yeni girmiş delikanlı. İLE/||/<>/> Asker. İLE/||/<>/> Piyade askeri. İLE/||/<> Yeniçeri ordusunda görevli hekim. İLE/||/<> Yeniçeri bölüklerinin en kıdemsiz subayı ve erlerinin en kıdemlisi. İLE/||/<>/> Osmanlı sultanı ya da serdar ile savaşa giden ve ordunun vurucu gücünü oluşturan yeniçeri askerleri. İLE/||/<>/> Yeniçeri Ocağı'nda, Yeniçeri Ağası'ndan sonra gelen en yüksek subay. İLE/||/<>/> Yeniçeri kuruluşunda görevi alaylarda selâm törenlerini düzenlemek ve yönetmek olan subay. İLE/||/<> Yeniçeri Ocağı'nda bir bölüğünün komutanı. Son dönemde mübaşirlik yapanlara verilmiştir. İLE/||/<> Yeniçerilikte bir sınıf süvari askeri. İLE/||/<> İkinci Mahmut döneminde, yeniçeri ocağı kaldırıldıktan sonra kurulan yeni ordunun adı. )

( FERİK: Tümgeneral ya da korgeneral.
HASSA ORDUSU: Hükümdarı ve sarayı korumakla görevli askeri sınıf.
KAPIKULU: Ücretli Osmanlı askeri.
KARAKULAK: Emir çavuşu ya da haberci.
LAĞIMCILAR: Kapıkulu Ordusu'nda düşman kalesini yıkmak için tünel kazan askeri birlik.
LEVEND: Deniz askeri.
LİKATOR: Bulgarlar'dan oluşan Voynuk Teşkilatındaki küçük rütbeli subaylar.
LİVA: İki alaydan oluşan askeri birlik. | İlden küçük, ilçeden büyük olan yönetim bölgesi.
MALKOÇ: Akıncılar ocağının komutanı.
PENCİK: Asker yetiştirilmek için, savaş tutsaklarından beşte bir oranında ayrılan acemioğlan adayları.
PEYK: Postacılık, taşımacılık ve korumacılık yapan, törenlerde yer alan asker sınıfı.
REDİF: Son dönem Osmanlı ordusunda askerlik görevini bitirdikten sonra yedeğe ayrılan er.
REİS-ÜL KÜTTAB: XVII. Yüzyıla kadar Osmanlılarda Sultan divanı katiplerinin başı.
RİKABİYE: Sadrazam, vezir gibi devlet adamları tarafından devlet adamlarına verilen ad.
RİYALA: Tümgenerale eşit bir rütbe.
SAKA: Eyalet askerlerine bağlı bir sınıf.
SALMA: Osmanlı Devleti'nde kol gezen kolluk eri.
SARICA: Eyalet valilerinin buyruğundaki başıbozuk asker.
SEKBAN: Eyalet paşaları ve sancak beylerine bağlı olarak görev yapan bir sınıf asker. | Sınır boylarında görev yapan asker sınıfı.
SERASKER: Kara ordusu komutan. | Sadrazamlık görevi ile yükümlü olmayan ve Osmanlı ordusunun komutanlığını yapan vezirin ünvanı.
SİPAHİ: Osmanlılarda tımar sahibi atlı grup.
ÜMERA: Bey, amir, üst düzey subay.
VELEDEŞ: Kapıkulu süvarilerinin oğullarına verilen ad.
VÜZERA: Vezirler.
YASAVUL: İlhanlılarda ordu müfettişine verilen ad. )


- DEVŞİRME ile/değil/yerine ÖZÜMSEME


- DFT İLE MD İLE MONTE CARLO İLE PHASE FİELD ile/||/<> HESAPLAMALI MALZEME

( Malzeme modelleme yöntemleri. )

( Formül: E[ρ] = T[ρ] + V[ρ] + U[ρ] )


- DG/DIRECT RADIOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= DİREKT GRAFİ, DOĞRUDAN X-IŞINLI GÖRÜNTÜLEME


- DHARMA[Sansk.] = DHAMMMA[Palice] = FA[Çince]

( 1) Evrensel Kanun.(Hakikat, öğreti, doğruluk, bir şeyin doğası.)
2) Yöntem ve yol.
3) Herhangi bir şey, fikir, nesne, kavram.
4) Buda'nın öğretisi.
5) Evreni yöneten ilke.
6) Zen yaşantısının özü.
7) Sözcüklerle iletilmesi olanaksız olan iç öğreti.
8) Sezgisel, doğrudan doğruya kavranan ve kişisel olarak deneyimlenen aydınlanmanın özü. | Adâlet, dürüstlük. )


- DİADELF, İKİ DEMET HALİNDE BİRLEŞİK = SÜNÂİYÜ'L-IHVE = DIADELPHE


- DİAGONAL ile/||/<> SİDE

( Diagonal köşe-köşe bağlantı İLE side yan kenar. )

( Formül: Vertex connection İLE boundary )


- DIALOGUE :/yerine DİYALOG


- DİASPOR ile/||/<> ZULTANİTE

( Işık altında renk değiştiren bir mineral. İLE/||/<> Türkiye'de çıkarılan ve diasporun tecimsel adı. )


- DİASTOLIC BLOOD PRESSURE[İng.] değil/yerine/= GEVŞEM KAN BASINCI


- DİBÂCE[Ar.] değil/yerine/= BAŞLANGIÇ, ÖNSÖZ


- DİBİNDE ile YANINDA


- DİCLE ile FIRAT


- DICOM/DIGITAL IMAGING AND COMMUNICATIONS IN MEDICINE[İng.] değil/yerine/= TIPTA SAYISAL GÖRÜNTÜLEME VE İLETİŞİM


- DÎDÂR ile YÜZ, ÇEHRE

( YÜZ, ÇEHRE )


- DÎDE[Fars.] ile -DÎDE[Fars.]

( Göz. | Gözcü. | Gözbebeği. | Gözucu. | Gözün nuru. İLE Görmüş, görülmüş.[LÜTUF-DÎDE: Lütuf/incelik görmüş.] )


- DİDEK ile PERDE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Tahtırevan perdesi. İLE ... )


- DİDİŞME ile DİDİŞİM

( El ya da sözle birbirini hırpalamak. | Geçimini sağlamak amacıyla güç koşullarda çalışmak, uğraşmak. İLE Konuşma ve tartışmayı, bir araç değil bir amaç sayan felsefe yöntemi. )

( ... avec ERİSTİK[< Yun.] )


- DİDİŞME ile/değil/yerine/>< TARTIŞMA


- DİDİŞMEK ile HİZİPLEŞMEK/KLİK[Fr. < CLIQUE]

( HİZİP[Ar. < HIZB]: Bölük, kısım. | Kur'ân-ı Kerîm'in her cüzünün beş sayfalık bölümü. | Bir siyasi partinin içinde, partinin izlemekte olduğu ana siyasi çizgiye karşı olan, ayrı bir teşkilat merkezi bulunan ve partinin çoğunlukla aldığı kararlara karşı savaşan parti içi grup, fraksiyon, klik. )


- DIE vs. DICE

( Zar. VS. Zarlar. )


- DIE :/yerine ÖLMEK


- DİFERANSİYASYON ile/||/<> DİFERANSİYE

( Farklılaşma. İLE/VE/|| Farklılaşmış. )


- DİFERANSİYASYON ile DİFERANSİYE ile DİFFERANSİYEL Dİ(Y)AGNOZ

( Ayrımlaşma, farklılaşma. İLE Ayrımlaşmış, farklılaşmış. İLE Ayırıcı tanı. )


- DIFFERENCE :/yerine FARK


- DIFFERENCY vs. PRIVILEGE


- DIFFERENT vs. ASSERTIVE


- DIFFERENTLY :/yerine FARKLI ŞEKİLDE


- DIFFICULT vs. IMPOSSIBLE


- DİFÜZ/DIFFUSE[İng.] değil/yerine/= YAYGIN


- DIGITAL SIGNATURE[İng.] değil/yerine/= DİJITAL İMZA


- DİJİTAL ile/||/<> DEVRE

( Boolean cebiri ile dijital devre tasarımı )

( Claude Shannon tarafından 1937 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1916-2001) (Ülke: ABD) (Alan: Matematik, Elektronik) (Önemli katkıları: Bilgi teorisi, dijital devre tasarımı) )


- DİK GÖVDE = SÂK-I MÜSTAKÎM = TIGE DROITE


- DİK ÜÇGEN ile/ve/||/<>/> CEBİRSEL DÜŞÜNME


- DİKENLİ FARE ile/ve ANADOLU DİKENLİ FARESİ


- DİKİŞ:
EL İLE ile/ve/değil/yerine/||/<>/> MAKİNE İLE


- DİKKAT ÇEKME ile/ve/||/<> SORUMLULUK


- DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN:
HAVADA ile/ve/||/<> KİŞİDE

( Sislisine. İLE/VE/||/<> Sinsisine. )


- DİKKAT:
KENDİMİZE ile/ve/||/<> SÖZÜMÜZE

( Yalnızken. İLE/VE/||/<> Yalnız değilken. )


- DİKKAT ile/ve/||/<>/>/< ÖNEMSEME


- dil.[Lat. < DILUE] değil/yerine/= SULANDIR, SEYRELT


- DİL ÖĞRENME ile/ve/||/<>/> YABANCI DİL KONUŞMA

( )


- DİL/TÜRKÇE ile GÜNLÜK DİL


- DİL ile/ve/<> BİLİNÇLENME


- DİL ve/<>/= DÜŞÜNCE

( Düşünceyi sınırlandırarak gelişir ve kişiyi geliştirir. VE/<>/= Dili geliştirerek gelişir ve kişiyi geliştirir. )

( Birlikte tutmak/birleştirmek gerekiyor. )

( Zihin - Dil, Beyin - El ilişkisi! )

( Dilin tıkandığı yerde düşünce, dili, düşüncenin tıkandığı yerde dil, düşünceyi geliştirir. )

( Dil, düşünceyi, geliştirir de, ketler de. )

( TONGUE and/<>/= THOUGHT )


- DİL ve/<> DÜŞÜNCE ve/<> KÜLTÜR

( Birbirinden ayrılamaz bir bütündür. )


- DİL ile/ve/<>/= DÜŞÜNME

( LANGUAGE vs./and/<>/= TO THINK )


- DİL ile/ve/<> FELSEFE

( Aklın dilbilgisi. İLE/VE/<> Dilin dilbilgisi. )

( STOACILIK/REVÂKİYE )

( TONGUE vs./and/<> PHILOSOPHY )


- DİL ile/ve GÖSTERGE


- DİL = LANGUAGE[İng.] = LANGUE[Fr.] = SPRACHE[Alm.] = LINGUA[İt.] = LENGUA[İsp.]


- DİL ve ÖZNE


- DİL ile/ve/<>/= SİMGE


- DİLATASYON/DİLATATION[İng.] değil/yerine/= GENİŞLEME


- DİLATASYON ile/||/<> DİLATE ile/||/<> DİLATATÖR/DİLATÖR ile/||/<> DİLÜSYON

( Genişleme. İLE/VE/|| Genişlemiş. İLE/VE/|| Genişleten/genişletici. İLE/VE/|| Seyreltme. )


- DİLATASYON ile DİLATE ile DİLATE ETMEK

( Genişleme. İLE Genişlemiş. İLE Genişletmek. )


- DİLATOMETRE[Fr.] değil/yerine GENLEŞMEÖLÇER


- DİLBİLİM ve/||/<>/> DİL ve/||/<>/> TÜMELLER ve/||/<>/> TANIM ve/||/<>/>
ÖNERME ve/||/<>/> YARGI ve/||/<>/> ÇIKARIM ve/||/<>/> TASIM/KIYAS


- DİL'DE:
BİÇİMCE ile/ve SOYCA


- DİLDE:
KAYMA ile/ve/||/<> "ESNEME"


- DİLDE" ile/ve/değil/||/<>/< BİÇİMDE


- İNKÂR:
DİLDE ile/ve/değil/||/<>/< GÖZDE

( "İnkâr edilen". İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Dilin, inkâr ettiği inkâr edilen. )


- DİLİM/PARÇA ile LOKMA/TİKE

( ŞERHA ile AZÂZ, ÜKLE[çoğ. ÜKEL] )

( SLICE/PIECE vs. BOLUS )


- DİLİMİN DÖNDÜĞÜNCE ... değil DİLİMİN DÖNDÜĞÜ KADARIYLA ...


- DİLLENME ile/değil DİLLENDİRME


- DİLLER'DE


- DİLSİ KOROLLA, DİL BİÇİMİNDE KOROLLA = TÜVEYC-İ LİSÂNÎ = COROLLE RUBANÉE, COROLLE LIGULÉE


- Dilsizi DİNLE!!!


- DİLÜE ile DİLÜE ETMEK ile DİLÜENT ile DİLÜSYON

( Seyreltik, seyreltilmiş. İLE Seyreltmek, yoğunluğunu azaltmak. İLE Seyreltici. İLE Seyreltme. )


- DİLÜSYON/DİLUTION[İng.] değil/yerine/= SEYRELTME


- DIMINISH vs. MINIMIZE


- DİMNE[Ar.] ile Dimne[Ar.]

( Süprüntülük. İLE Çakal adı.["Kelîle ve Dimne" adlı öykü kitabındaki] )


- DİN:
[<> Lat.] LIGARE ile/ve/> RE-LIGARE :
RELIGION

( İlk bağ.[göbek bağı][içeriden] İLE/VE/> İkinci bağ.[süt][dışarıdan] > )

( Anneden. İLE/VE/> Babadan/senden. > )

( Nur bağı. İLE/VE/> Ruh bağı. > )

( Ancak, kendiyle ve tüm çevresindekilerle bağ kuran/kurabilen, din sahibi olur. )


- DİN:
TAKVÂ ve/||/<> TÖVBE

( Koruma. VE/||/<> Dönüşme. )


- DİN ile/ve ASKERİYE


- DİN ile/ve EFSANE


- DİN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< FELSEFE

( Anlama ilişkin soruların akıl ile değil kurguyla yapılacağına yönelik yaklaşımı, felsefenin soruları içinde kalarak yanıtlamaya çalışmak. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Kişinin [ve evrenin] sorularına aklın sınırları içinde kalarak yanıt vermeye çalışmak. )

( GAZÂLÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KANT )

( Avam'ın "felsefesi". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Havas'ın "dini". )


- DİNAMOMETRE değil/yerine/= KUVVETÖLÇER

( Güçleri/kuvvetleri ölçmeye yarayan araç. )


- Dinginliği DİNLE!!!


- Dinginliğin için DİNLE!!!


- DİNGİNLİK ve DENGE


- DİNÎ TERBİYE ile/ve TASAVVUFÎ TERBİYE


- DİNLE! ve dinlet!


- DİNLE! ve/||/<> YÜZLEŞ! ve/||/<> ANLA!

( [yoksa] Dilin, seni sağır eder. VE/||/<> Kalbin, seni esir eder. VE/||/<> Zihnin, seni deli eder. )


- Dinlediğin için DİNLE!!!


- Dinlediğinde DİNLE!!!


- Dinlediğinde tamamen DİNLE!!!


- Dinlediğini anımsa ve DİNLE!!! -ve


- Dinledikçe DİNLE!!!


- Dinlemediğin zaman DİNLE!!!


- Dinlemediysen DİNLE!!!


- Dinlemek için DİNLE!!!


- Dinlemen gerekiyorsa DİNLE!!!


- Dinlemen gerektiği için DİNLE!!!


- Dinlemen gerektiğinde dinlemen gerektiği için DİNLE!!!


- Dinlemesen de DİNLE!!!


- Dinlemezsen DİNLE!!!


- Dinlemiyorsan DİNLE!!!


- Dinlemiyorsan DİNLE!!!


- Dinler gibi görünsen de DİNLE!!!


- Dinlerken DİNLE!!!


- Dinleyebildiğini aklında tut ve DİNLE!!! -ve


- Dinleyebilmek için DİNLE!!!


- Dinleyebilmek için DİNLE!!!


- Dinleyebilmeleri için DİNLE!!!


- Dinleyebilmemiz için DİNLE!!!


- Dinleyebilmen için DİNLE!!!


- Dinleyebilmeniz için DİNLE!!!


- Dinleyebilmesi için DİNLE!!!


- Dinleyemeyenleri DİNLE!!!


- Dinleyemeyenleri düşün ve DİNLE!!! -ve


- Dinleyendir konuşan! DİNLE!!!


- Dinliyorsan DİNLE!!!


- DİN/RELİGİON değil/yerine/= KÖNE


- DİPFRİZ[İng. < DEEP FREEZE] değil/yerine DONDURAÇ / DERİN DONDURUCU


- DİPLOMATİK[Fr. < DIPLOMATIQUE] ile/ve/||/<> KORDİPLOMATİK[Fr. < CORPS DIPLOMATIQUE]

( Diplomasi ile ilgili: İLE Bir ülkede bulunan elçi ve elçilik görevlilerinin topluluğu. )


- DİPLOPİ/DİPLOPIA[İng.] değil/yerine/= ÇİFT GÖRME


- DIRÂSE -ile

( Bir konu hakkında, birincil ve ikincil kaynaklara başvurarak yapılan bilimsel araştırma. )


- DİRECTİONAL DERİVATİVE ile/||/<> GRADİENT

( Directional yön türevi, gradient ∇f vektör alan. )

( Formül: Specific direction İLE vector field )


- Direniyorsan DİNLE!!!


- DİRENME ile/ve/değil/||/<>/< EN AZ EYLEM


- DİRETME ile/ne yazık ki DAYATMA


- DİRİCHLET İLE DEDEKİND İLE HECKE ile/||/<> L-FONKSİYONLARI

( Analitik sayı kuramı fonksiyonları. )

( Formül: L(s ileχ) = Σχ(n)/n^s )


- DİRİĞ/ESİRGEME ile KAYIRMA

( Anneler/babalar, tüm çocukları esirger ve fakat kendi çocuklarını (çoğunlukla/bazen) kayırır. )

( Herkesi esirger ve fakat bazı kişileri, bazı durum ve koşullarda kayırır.[o kişiyi korumak ve o durumun/koşulun genelleşmemesini sağlamış olmak, sürdürmek üzere/için!] )


- DİRİMBİLİM/DİRİLBİLİM = BIOLOGY[İng.] = BIOLOGIE[Fr.] = BIOLOGIE[Alm.] = BIOLOGIA[İt.] = BIOLOGÍA[İsp.]


- DIŞ DÖLLENME ile İÇ DÖLLENME

( Döllenmenin gövde dışında gerçekleşmesi. İLE Döllenmenin gövde içinde gerçekleşmesi. )


- DIŞ DÖLLENME ile/||/<> YAPAY DÖLLENME ile/||/<> SIRALI OLUŞ/EPİGENEZ

( Döllenme sürecinin, dişinin gövdesinin dışında gerçekleştiği döllenme biçimi.[Dişil ve eril bireyler, gametlerini suya bırakır ve spermler, yumurtaları gövde dışında döller.][Bu üreme biçimi, çoğu amfibi türünde ve mercanlarda görülebilir.] İLE/||/<> Eşeysel birleşme dışında, başka bir yolla, genellikle deneysel olarak spermlerin vajinaya iletilmesi. İLE/||/<> Organizmanın yumurta ve spermdeki ham nesnelerden tamamen yeni olarak geliştiğini ileri süren ve canlının gelişmesi üzerine ileri sürülen bir kuram. )


- DIŞ DÜNYADAKİ KÜRE ile/ve KUSURSUZ KÜRE


- DİŞ = TOOTH[İng.] = DENT[Fr.] = ZAHN[Alm.] = DENTE[İt.] = DIENTE[İsp.]


- DİSABİLİTE/DISABILITY[İng.] değil/yerine/= ENGELLİLİK | YETİ YİTIMİ


- DISAGREE :/yerine KATILMAMAK


- DIŞAVURUM = İFADE = EXPRESSION[İng., Fr.] = AUSDRUCK[Alm.] = EXPRESIÓN[İsp.]


- DISCIPLINE :/yerine DİSİPLİN


- DISCOURSE :/yerine SÖYLEM


- DİSCRETE ile/||/<> CONTİNUOUS

( Discrete sayılabilir değer İLE continuous sürekli değer. )

( Formül: Countable İLE uncountable values )


- DISCUSS vs. ARGUE


- DİŞE DİŞ (MÜCADELE)


- DISEASE :/yerine HASTALIK


- DİSEKİLİBRİUM/DYSEQUILIBRIUM[İng.] değil/yerine/= DENGESİZLEŞME


- DİSEKSİYON değil/yerine/= KES AYIR | DİLİNME


- [not] DISHONOR but/>< ENDORSE/INDORSE

( Çekin arkasını yaz(dır)mak. DEĞİL/YERİNE/>< Ciro etme. )


- DİŞİ ÇİÇEK = ZEHRE-İ MÜENNES = FLEUR FEMELLE


- DIŞIN, İÇE ... ile/ve/||/<> İÇİN, DIŞA ...

( ... Hayalâtı. İLE/VE||/<> Zuhûru. )


- DİSİPLİN:
GÖVDEDE ve/||/<> AKILDA ve/||/<> DUYGUDA

( Spor. VE/||/<> Felsefe. VE/||/<> Sanat. )


- DİSİPLİN ile DİZGE

( Ana ilke altındaki ayrımlar. )

( DISCIPLINE vs. SYSTEM )


- DİSİPLİN değil/yerine/= DÜZENCE


- DİSK, DAİREMSİ TABLA, ÇİÇEK TABLASI = KURS = DISQUE


- DİSKORDANS/DISCORDANCE[İng.] değil/yerine/= UYUMSUZLUK


- DIŞLAMAK ile ÖTEKİLEŞTİRMEK


- DİSOSİYASYON/DISSOCIATION[İng.] değil/yerine/= AYRIŞMA | RUHSAL ÇÖZÜLME


- DISPOSABLE[İng.] değil/yerine/= TEK KULLANIMLIK / KULLAN AT


- DİSPOSİBLE değil/yerine/= KULLAN AT


- DISPUTE :/yerine ANLAŞMAZLIK


- DIŞRAK = HARİCİ = EXOTERIC[İng.] = ÉXOTÉRIQUE[Fr.] = EXOTERISCH[Alm.]


- DISTANCE :/yerine MESAFE


- DISTRIBUTE :/yerine DAĞITMAK


- DISTRICT :/yerine İLÇE


- DISTRUSTFULNESS/LACK OF CONFIDENCE vs. LACK OF SURE


- DISUSE vs. MISUSE


- div.[Lat. < DIVIDE] değil/yerine/= BÖL, BÖLÜNÜZ


- DİVAN DÜZYAZILARINDA:
TEZKİRE ile/ve TARİH ile/ve SEFARETNAME ile/ve SEYAHATNAME ile/ve SİYASETNAME ile/ve MÜNAZARA ile/ve MÜNŞEAT ile/ve EVLİYÂ TEZKİRESİ ile/ve KISAS-I ENBİYÂ


- DİVÂN EDEBİYATI DÖNEMLERİ'NDE:
KURULUŞ ile/ve/> GEÇİŞ ile/ve/> KLASİK ile/ve/> SEBK-İ HİNDÎ ile/ve/> YERLİLEŞME

( [Yaklaşık olarak] 1250 - 1451 ile/ve/> 1451 - 1512 ile/ve/> 1512 - 1603 ile/ve/> I. Ahmed - IV. Mehmet [dönemi] ile/ve/> III. Ahmet - Tanzimat )


- DİVAN ŞİİRİ TÜRLERİ [DİNSEL OLMAYAN/LAR]:
BAHÂRİYE ile/ve/<> CEMREVİYE ile/ve/<> FAHRİYE ile/ve/<> IYDİYE ile/ve/<> MEDHİYE ile/ve/<> MERSİYE ile/ve/<> HİCVİYE ile/ve/<> GAZAVATNÂME ile/ve/<> SAKİNÂME ile/ve/<> HAMAMNÂME ile/ve/<> SAHİLNÂME ile/ve/<> KIYÂFETNÂME ile/ve/<> SURNÂME ile/ve/<> LÛGAZ ile/ve/<> MUAMMÂ ile/ve/<> HEZLİYÂT ile/ve/<> TARİH DÜŞÜRME ile/ve/<> ŞEHR-ENGİZ ile/ve/<> DÂRİYE

( XIII. yy.'dan, XIX. yy.'a kadar, 3182 Dîvân Şairi vardır. )

( Bahar nitelemeleriyle başlanarak birini övmek için yazılan kasîde. | Baharın gelişiyle doğanın uyanışını, değişimini, güzelleşmesini konu edinen kasîdeler. İLE/VE/<>
Bayramlar, baharlar gibi cemre vesilesiyle, dönemlerindeki önemli kişiler için yazılan şiirler. İLE/VE/<>
Bir kişinin[devletli, bir başka şair ya da şairin kendinin] övüldüğü şiirler. İLE/VE/<>
Dönem büyüklerinden birini bayramın gelişi dolayısıyla öven kasîde türü. İLE/VE/<>
Bir kişiyi [devlet ya da tasavvuf ileri gelenlerini] övmek için yazılan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Bir ölenin/vefâtın ardından duyulan acıyı anlatmak, öleni övmek için yazılan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Bir kişiyi, kurumu, toplumsal olayı, geleneği yeren/taşlayan manzum türü. [Siham-ı Kaza - Nef'î] İLE/VE/<>
Savaşları, kahramanlıkları, zaferleri anlatan manzum ya da mensur yapıtlar. [İlk gazavatnameler XV. yy.'da yazılmaya başlanmıştır] İLE/VE/<>
İçki ve içki âlemlerinin övülerek anlatıldığı manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Hamamları, hamam eğlencelerini ve hamamdaki güzelleri betimlemek üzere yazılan manzum yapıtlar. [ilki: Deli Birader - Gazalî] İLE/VE/<>
İstanbul kıyıları ile buralardaki yerlerinin anlatıldığı şiirlerin genel adı. [Fennî] İLE/VE/<>
Kişilerin karakterlerini, fiziksel görünümlerini [göz rengi, boy uzunluğu/kısalığı vb.] temel alarak açıklamaya çalışan yapıtlar. İLE/VE/<>
Sarayın mutlu günlerini [evlenme, doğum şenlikleri vb.] anlatann manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Hece vezniyle yazılmış manzum bilmece. İLE/VE/<>
Belirli kurallara göre düzenlenip çözülebilen manzum bilmece. İLE/VE/<>
Alaylı bir dille yazılmış manzum türü. [zarif bir nükte ya da güzel bir mazmun kadar kaba şakalara, taşlamalara ve sövgülere de yer verilir] İLE/VE/<>
Önem verilen bir olayın ya da bir yapının kuruluş yılını bildiren bir tümce, bir mısra ya da beyit yazmak. İLE/VE/<>
[Fars.: "Şehir karıştıran"] Bir kenti, o kentin güzelliklerini, doğal ve sosyal özelliklerini anlatan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Yeni yaptırılmış saray, köşk, yalı benzeri binalar için yazılmış kasîdeler. )


- DİVAN ŞİİRİ TÜRLERİ [DİNSEL]:
TEVHÎD ile/ve/<> MÜNÂCÂT[< NECV] ile/ve/<> NAAT ile/ve/<> MİRÂCİYE ile/ve/<> MAKTEL-İ HÜSEYİN ile/ve/<> HİLYE ile/ve/<> MEVLİD ile/ve/<> KIRK HADİS ile/ve/<> MENÂKIBNÂME ile/ve/<> KISSA ile/ve/<> SİYER

( Tanrı'nın birliğini ve ululuğunu anlatan şiir/ler. İLE/VE/<>
Allah'a dua etme, yalvarma. | Allah'a dua konulu şiirler/manzûme. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'i övmek, ona yakarma, şefaat dileme amacıyla yazılmış şiir/ler. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in mirâcını anlatan şiirler. İLE/VE/<>
Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehit edilişini konu alan ve acıklı bir üslûpta yazılan yapıtlar. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in fiziksel ve kişisel özelliklerini, örnek davranışlarını konu alan yapıtlar. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in doğumunu ve kısaca yaşamını övgüyle anlatan yapıtlar. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in kırk sözünden oluşan yapıtlar. İLE/VE/<>
Din büyüklerinin, tarikat kurucularının, ermişlerin olağanüstü yaşamlarını anlatan yapıtlardır. İLE/VE/<>
Öğüt verici ve öğretici öykü, fıkra, masal, menkıbe türü yapıtlar. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in yaşamını anlatan yapıtlar. )


- DİVANHANE CAFE :

( Rumelihisarı'nda Baltalimanı Caddesi üzerinde ve Rakım Paşa Çeşmesi yanındaki cafe tercih edilen yerlerdendir. )


- DİVERGENCE ile/||/<> CURL

( Divergence ∇·F akış kaynağı İLE curl ∇×F rotasyon. )

( Formül: Flow source İLE rotation )


- DİVERJANS/DIVERGENCE[İng.] değil/yerine/= IRAKSAMA, | AYRIKLAŞMA


- DIVERSE :/yerine ÇEŞİTLİ


- DIVIDE :/yerine BÖLMEK


- DIVINE vs./and ABSOLUTE

Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 11.173 başlık/FaRk ile birlikte,
11.173 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(11/46)