 
                                Dil'deki
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 10.158 başlık/FaRk ile birlikte,
10.158 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
- BIRAKMAK ile/ve "SALMAK"
- BİRARAYA GETİRMEK ile/ve BİRARADA TUTMAK
- BİRARAYA GETİRMEK ile/ve/||/<>/> UYUMLAMA
- BİRAZ "İŞLERİM/...LARIM" VAR değil BİRAZ İŞİM/...M VAR
- BİRAZ" ... ile/değil TAMAMEN ...
- BİRAZ ile AZICIK["AZCIK" değil!]
- BİRAZ ile BİRAZ DAHA
- BİRAZ ile/ve/||/<> HATIRI SAYILIR
-  BİRBİRİMİZE ...: 
"DÜŞMEK" değil/yerine/>< "DÜŞKÜN OLMAK"
-  BİRBİRİMİZİ:
 [ya] TAMAMLAYAMAMAK ile/ve/ya da/<>/< TAM ANLAYAMAMAK
- BİRBİRİNDEN AYIRDETMEK değil BİRBİRİNDEN AYIRMAK ya da [sadece] AYIRDETMEK
- BİRBİRİNDEN AYRI DEĞİL! ile/ve/değil/yerine BİRBİRİNE UZAK DEĞİL!
-  BİRBİRİNDEN:
 "KOPUK" ŞEYLER ile/ve/<>/değil/yerine AYRI ŞEYLER
- BİRBİRİNE PARALEL değil PARALEL
- BİRBİRİNLE(N) değil BİRBİRİYLE
- BİRBİRLERİMİZLE/BİRBİRLERİNDEN değil BİRBİRİMİZLE/BİRBİRİNDEN
- BİRBİRLERİNİZE değil BİRBİRİNİZE (ANLATIN/GÖSTERİN)
- BİRBİRLERİYLE ile/değil BİRBİRİYLE
- BİRÇOK ile BİRKAÇ
( Üçten fazla. İLE İkiden fazla. )
- BİRÇOK ile ÇOĞU
- BİRÇOKLARI/NIZ" değil ÇOĞU/NUZ
- BİRDEN BİRE ile/değil BİRDENBİRE/ANSIZIN/TINGADAK/FÜC'ETEN, Fİ-L-HÂL[Ar.]
- BİRDENBİRE
( FÜC'EH, FÜCÂEH )
- BİREBİR ile BİRE BİR
( Etkili, etkisi kesin olan. | Tam istenildiği gibi. İLE Ölçü, miktar vb. özellikleri eşit olan. | Bir başkasının, ötekinin aynı olan. | Ölçü, miktar vb. özellikleri eşit olarak. | Yüz yüze, karşılıklı olarak. )
- BİRER BİRER TEKER TEKER
- BİRER ile HER BİRİ
- BİREŞİM(TEVHİD) ve/||/<>/>/< KUŞKUDAN KURTULMAK
- BİREŞİM/SENTEZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇÖZÜMLEME/ANALİZ
( Birleşik nesnelerin oluşturulması. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Nesnelerin bileşenlerine ayrılması. )
-  BİREŞİM/TEVHİD:
 AKIL ve/||/<> BEN ve/||/<> GÖNÜL
- BİREYSEL TARİH değil BİREYSEL GEÇMİŞ
( İnsanlığın tarihi olur fakat kişinin/bireyin "tarihi" değil geçmişi olur! )
- BİREYSEL ile/değil ÖZNEL
- BİREYSELLİK ve/<>/>/< EDEB
( Yalnız kalmayı da göze alabilmek. VE/<>/>/< Yapmamayı öncelleyebilmek ve tercih edebilmek. )
- BİRFİİL" değil BİLFİİL
- BİRİ BİN PARA" değil "BİNİ BİR PARA"
- BİRİ YARDIMCI OLSUN değil BELKİ BİRİ YARDIMCI OLUR
- BİRİCİK/LİK ile/ve/||/<> EVRENSEL/LİK
- BİRİCİK/LİK ile/ve/<> FARKLI/LIK
- BİRİKTİRMEK ile/ve/||/<>/> DAĞITMAK/ATMAK/VAZGEÇMEK
- BİRİKTİRMEK ile TOPLAMAK
( Ha bir kuru emektir.
"Biriktir de biriktir." )
- BİRİNCİ DALGA" ... ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRİNCİ DÖNEM
- BİRİNCİ DÜĞME ETKİSİ ve/||/<> DOMİNO ETKİSİ ve/||/<> (SÜREKLİ) DAMLA ETKİSİ
- BİRİNCİL OLAN(/Olma[ma]sı Gereken) ile İKİNCİL OLAN(/Olma[ma]sı Gereken)
- BİRİNCİL ile/ve/||/<> BAŞLICA
- BİRİNE ÇARPMAK ile/ne yazık ki BİRİNİ "ÇARPMAK"
( ... İLE/NE YAZIK Kİ Yankesicilik, üçkâğıtçılık, hırsızlık. )
( İstemeden, kazayla. İLE/NE YAZIK Kİ Amaçlı, planlı. )
-  BİRİNİN ...:
 NE DEMEK İSTEDİĞİNİ ANLAMAK(/ANLAMAYA ÇALIŞMAK)
 ile/ve/değil/yerine/||/<>/< 
NE DEDİĞİNİ ANLAMAK(/ANLAMAYA ÇALIŞMAK)
- BİRİSİ / BİRİSİNİN değil BİRİ / BİRİNİN
- BİRİSİ ile BİRİ
- BİRKAÇ "BİR ŞEY" SÖYLEMEK/AÇIKLAMAK/PAYLAŞMAK değil BİRKAÇ ŞEY SÖYLEMEK/AÇIKLAMAK/PAYLAŞMAK ya da BİR ŞEY SÖYLEMEK/AÇIKLAMAK/PAYLAŞMAK
- BİRKAÇ SAATLİĞİNE ile/değil BİRKAÇ SAAT İÇİN
-  BİRLE ile/> İLE
 [< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BİRLEŞİK TÜMCE -ile
( COORDINATE SENTENCE )
- BİRLEŞİK/BİLEŞİK ile/ve/değil BİTİŞİK
- BİRLEŞİK ile/değil BİLEŞİK
- BİRLEŞME/VAHDANİYET ile BİLEŞME/SENTEZ ile BİREŞME/TEVHİD
( Mekanik. İLE Kimyasal. İLE Organik. )
- BİRLEŞTİRİCİ ile AYRIŞTIRICI
( [söz/karar/tutum] Bir kesimi birleştirici olabilir ve fakat hiçbir kesimi ayrıştırıcı olmamalıdır. )
- BİRLEŞTİRME ve/||/<>/> AYDINLATMA
- BİRLEŞTİRME ile/değil BİRLİK
-  BİRLİK:
 DİLDE ve/||/<> DÜŞÜNCEDE ve/||/<> İŞTE
- BİRLİK ile/ve/||/<>/>/< DENGE
- BİRLİK ile/ve KAVRAMSALLIK
-  BİRLİKTE EVE ...
 "GELİYORDUK" değil GİDİYORDUK/DÖNÜYORDUK
-  BİRLİKTE:
 YAŞAMAK ve/||/<>/> YAŞLANMAK
- BİRLİKTE ile/ve BİRLİK'TE
- BİRLİKTE ile/ve/değil KARŞILIKLI
- BİRTAKIM ile/yerine/değil/< BAZI[< Ar. BA'ZI]
-  BİSE ile/>< NİME
 [< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kötüleme. İLE/>< Övme. )
- BİSİKLET BİNMEK değil BİSİKLETE BİNMEK
- BİŞİYLER" değil BİR ŞEY ya da BAZI ŞEYLER
- BİSSÜRÜSÜ değil ÇOĞU
- BİTİK ile/ve/değil/yerine/||/<> YİTİK
- BİTİRİLDİ ile/değil BÜTÜNLENDİ
- BİTİŞİK "DE/DA" ile AYRIK "DE/DA"
( Yer, yön, nesne ya da kişi belirtiyorsa. İLE Yer, yön, nesne ya da kişi belirtmiyorsa. | Bir koşul ve/ya da durum belirtiyorsa. )
( ÖRNEKLER: Arabada, evde, odada, sinemada, yerde, havada, İstanbul'da, orada/burada, köyde, kentte, bittiğinde, yediğinde, sonuçta. İLE Oda da, sen de, o da, bu da, öyle de, şöyle de, bilse de, bitse de, olsa da, düşünse de, yapsa da, sonuç da.

)
( Ayrık ve bitişik 'de/da'ları, 'ki'leri, "mi'leri, gerektiği gibi yaz(a)mayan/yayınlamayanların, okuyuculara ve dilimize saygısı olmayanların "tutumu", beyaz donla denize girenlerin neden olduğu görüntü kirliliği gibidir. Evet! İstediği biçimde yazmak, beyaz donla girmeyi yanlış gör(e)meyen herkesin hakkıdır. Fakat daha az görüntü kirliliği yaratmak varken, ıslakken üzerlerine yapışan kumaşın ve tutmayan lastiklerinin anlamsızlığını, yetersizliğini ve yanlışlığını görememek de bir kader değil orantısızlığını/ölçüsüzlüğünü bilebilecek kadardır.
 )
 )
(  )
 )
(  )
 )
(  )
 )
(  )
 )
(  )
 )
(  )
 )
(  )
 )
( )
( Avrupa Yakası'ndaki bölümü izlemek için burayı tıklayınız... )
- BİTİŞİK "Kİ" ile AYRIK "Kİ"
( Yer, yön, nesne ya da kişi belirtiyorsa. İLE Yer, yön, nesne ya da kişi belirtmiyorsa. | Bir koşul ve/ya da durum belirtiyorsa. )
( ÖRNEKLER: Ankara'daki, arabadaki/evdeki, internetteki, süreçteki, dersteki, oradaki, geldiğindeki, incideki, elmadaki, kitaptaki, sendeki/bendeki/ondaki/bizdeki, Elif'teki. İLE Öyle ki, madem ki, sanma ki, oysa ki, geldi ki, yaptı ki, söyledi ki, düştü ki, zevkli ki, yazılı ki, belgeli ki, ispatlı ki, bitti ki. )
( Ayrık ve bitişik 'ki'leri, "mi'leri, 'de/da'ları, gerektiği gibi yaz(a)mayan/yayınlamayanların, okuyuculara ve dilimize saygısı olmayanların "tutumu", beyaz donla denize girenlerin neden olduğu görüntü kirliliği gibidir. Evet! İstediği biçimde yazmak, beyaz donla girmeyi yanlış gör(e)meyen herkesin hakkıdır. Fakat daha az görüntü kirliliği yaratmak varken, ıslakken üzerlerine yapışan kumaşın ve tutmayan lastiklerinin anlamsızlığını, yetersizliğini ve yanlışlığını görememek de bir kader değil orantısızlığını/ölçüsüzlüğünü bilebilecek kadardır. )
(  )
 )
(  )
 )
(  )
 )
(  )
 )
(  )
 )
(  )
 )
(  )
 )
( )
- BİTİŞİK | BENZER/HOMOJEN >< AYRIŞIK/HETEROJEN
- BİTİŞİK/LİK ile/ve/||/<> ÖNSEL/LİK
- BİTİŞİK ile BİTİŞKEN
( Birbirine dokunacak kadar yakınlaşmış ya da yan yana olan. | Yandaki ev, komşu. | Yan, yandaki. İLE Sözcük üretim ve çekiminde ekler getirilirken, kökü ya da gövdesi değişikliğe uğramayan dil. )
- BİTİŞKEN ile BÜKÜLGEN
- BİTMEK ile BİTMEK
( Tükenmek. İLE Yeşermek.[Bitki] )
- BİTMEZ TÜKENMEZ ... ile/ve BİTMEK TÜKENMEK BİLMEZ ...
- BİTMEZ-TÜKENMEZ
- BİTTİ-GİTTİ
-  BİYOGRAFİ:
 KİŞİ'NİN ÖYKÜSÜ değil CANLININ ÖYKÜSÜ
- BİYOLOJİ[İng. < BIOLOGY] değil/yerine/= DİRİMBİLİM/DİRİLBİLİM
- BİYOLOJİK değil/yerine/= DİRİMSEL
- BİYONİK[İng. < BIONIC] değil/yerine DİRİMKURGU
- BİZ BİZE (KONUŞMAK, EĞLENMEK)
- BİZ/DE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİREY/DE
- BİZ ile/değil KİŞİ
- BİZ ile/ve/||/<>/> SİZ
-  BİZİ:
 KİMİN İNCİTTİĞİ ile/değil/yerine/>< KİMİN GÜLDÜRDÜĞÜ :)
- BIZIRTI değil VIZILTI
- BİZLER(E)/SİZLER(E) değil BİZ(E)/SİZ(E)
( Çoğulun, çoğulu olamıyor. )
- BLOK ile/||/<> BLOKE ile/||/<> BLOKER ile/||/<> BLOKAJ
( Engel. | Durma | Kalıp. İLE/VE/|| Engellenmiş. İLE/VE/|| Engelleyici. İLE/VE/|| Engel/leme. )
- BLOKAJ/BLOCKADE değil/yerine/= ENGELLEME, DURDURMA
- BOAT vs. BOTH
-  BOĞAZ ÜNSÜZLERİ'NDE:
 H ile/ve/||/<> K ile/ve/||/<> G
- BOĞAZ ile BOĞAZ
( Boynun ön bölümü. İLE İki kara arasındaki bölüm. )
- BOĞAZINA DİZİLMEK ile BOĞAZINDAN GEÇMEMESİ
- BOĞAZLARIM AĞRIYOR / BOĞAZLARIMI ÜŞÜTMÜŞÜM değil BOĞAZIM AĞRIYOR / BOĞAZIMI ÜŞÜTMÜŞÜM
- BOĞUM BOĞUM (AĞLAMAK)
- BOK-PİSÜR
- BOL- ile/||/<> -CERN
( Parça. İLE/||/<> Ayrı. )
- BOLD[İng.] değil/yerine/= KOYU/KALIN
- BÖLMEK ile AYIRMAK
- BÖLMEK ile/ve DOĞRAMAK
- BÖLÜK-PÖRÇÜK (İŞ YAPMAK)
- BÖLÜM/KISIM ile SINIF ile TÜR
( İkisi. İLE Araz. İLE Zât. )
- BÖLÜNEMEZ/LİK ile/ve/değil TAHLİL EDİLEMEZ/LİK
-  BOLUŞ ile ÖĞÜT (VERMEK)
 [< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Sözlü [konuşarak yapılan] yardım. )
- BOMBOK
- BOMBOŞ
- BÖN BÖN[< BÖNG] (BAKMAK)
- BONKÖR değil/yerine/= ELİAÇIK
( NE OLUR!
Arada bir, bonkör/insan ol! )
- BORÇ-HARÇ (İŞİNİ HALLETMEK)
- BORÇLU OLMAK/KALMAK ile ALTTA/ALTINDA KALMAK
- BORDÜR[Fr. < BORDURE] değil/yerine/= KENARTAŞI
- BOREAN değil/yerine ÖN-TÜRKÇE
- BÖREK-ÇÖREK
- BÖRTÜ-BÖCEK (LERLE UĞRAŞMAK)
- BOŞ BİÇİM -ile
-  BOŞ SÖZ:
 SÖYLEMEMEK ile/ve/değil SÖYLEME LÜKSÜ BULUNMAMA/OLMAMA
- BOŞ SÖZ ve/||/<>/>/< VAKİT HIRSIZLIĞI
- BOŞ/LUK ile/ve/||/<> BELİRSİZ/LİK
- BOŞ ile/değil/yerine/>< HOŞ
( Yakından bakarsak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Uzaktan bakarsak. )
- BOŞ ile/ve/<>/değil/yerine KARŞILIKSIZ
- BOŞ ile TENHA
- BOŞA GİTME" ile "GÜMBÜRTÜYE GİTME"
- BOŞA KOYSAN DOLMUYOR, DOLUYA KOYSAN OLMUYOR ile AŞAĞI TÜKÜRSEN SAKAL, YUKARI TÜKÜRSEN BIYIK
- BOŞA ile/ve/değil/||/<>/< BOŞUNA
- BOSBOL
- BÖSBÜYÜK
- BOŞLUĞUN OLMAMASI ile/ve/||/<> BİTİŞİKLİK ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜK
- BOŞLUK" ile "KÂBUS"
- BOŞU BOŞUNA (YAPMAK, EYLEMEK)
- BOY BOY ÇARŞAF ÇARŞAF (YAYIMLAMAK)
- BOY-POS
- BOYA-BADANA
-  BÖYLE ve/||/<>/> BU DA VAR
 ve/||/<>/> 
GİBİ ve/||/<>/> OLABİLİR ve/||/<>/> DEĞİL ve/||/<>/> BİLE DEĞİL
( VARLIK - YOKLUK
[ l - O ]
Herhangi bir şeyden bahsedebilmemizin olanaklılığı ve/ya da tüm koşulları, ancak, varoluşla ve varolanların bilgisi ile başlar/başlatılabilir. Herhangi bir verinin de bir değer ya da nitelikli bilgi olabilmesi için varoluş kaynağına ve 
ilkesine yönelmiş olma zorunluluğu söz konusudur. Varoluştan bağımsız bir bilgi de söz konusu değildir.
Varolan/bilimi[ontoloji] olmadan, bilgi/bilim[epistemoloji] olmaz!
Varolanların değerinin bilinmesi ve anımsanması ise ancak o durumun, olanağın, nesnenin ya da kişinin kaybında ve/ya da yokluğunda söz konusudur. Fakat yaşamımızdaki, gövdemizdeki ve zihnimizdeki varolanların değerini bilmek içinse sahip olduklarımızın ya da ötelediğimiz ilişkilerin kaybını beklememiz gerekmemektedir.
"El duası olmadan, dil duası olmayacağını" anlayarak ve anımsayarak, bir şeylerin yaşanmasında ya da sahip olunmasında, kaygı duymanın anlamsızlığını da fark etmemizi, zamanında, araç ve olanaklarımız yerindeyken harekete geçmemiz sağlar.
İnsanın, kendini tanıma, gelişme ve gerçekleştirme sürecinde, aile, çevre, okul aracılığıyla edindiği eğitim ve öğrenim aşamaları bulunmaktadır. Bu süreçteki tüm bilgi, kayıt ve deneyimlerimizi, ekmek/sandöviç arası malzemesine benzetip, tüm bu süreç boyunca, bu malzemenin, yani bilgi ve deneyimlerimizin etrafında olmazsa olmazlarımız bulunmaktadır.
Bu olmazsa olmazlarımızın, kullanılagelenleri olarak en değerli ve öncelikli olanı, Sağlık ve Özgürlük'tür. İkinci sırada, Zaman ve Enerji'mizdir. Üçüncü sırada da, Bilgi ve Farkındalık'tır.
Uygulanagelenleri olarak, en değerli ve öncelikli olanı, Doğa ve Doğallık, ikinci sırada, Uyum ve Bütünlük'tür. Üçüncü sırada da, Gelişim ve Değişim'dir.
Bunların hepsinin temelinde, kaynağında, kökeninde ise 
KOŞULSUZ SAYGI ve SEVGİ
bulunmaktadır.
Büyük çoğunluk için yaşamın tamamı, bu dönemle sınırlı kalmış, bilgi ve (b)ilim süreci olarak, az ya da çok bilgi, kayıt, yorum ve deneyimle tamamlanmış ya da tamamlanacak olmasının yanı sıra, bu süreci aşmak isteyenler için bir sonraki ve üst aşaması/dönemi olan, (d)olgun insan olma ve kendini gerçekleştirmek üzere, bilgelik(irfan/hikmet) ile sürdürme bilincine ve dönemine girilir.
Bilgi ve bilim bilinci ve dönemi, dört şeyi bilme süreci içinde devam eder. Bir şeyin, içini ve dışını, öncesini ve sonrasını [zâhir, bâtın, evvel, âhir] bilmekle tanımlanır. Bilgelik dönemi ise bu dörde ek olarak, iki şeyi daha bilmekle, bilinen her bir şeyin, zaman ve zeminini bilmekle ve İlm-i Siyâset ile gerçekleşir.
[ İlim ile İrfan arasındaki FaRkLaR için...
www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/7688 ]
Bu, dönemsel deneyimlerin ve donanımların temelinde, içinde ve/ya da dışında, paralelinde, ötesinde düşünülmeye ve yaşanmaya çalışıldığında ise ortada, ancak tek bir bilgi ve bilinç söz konusudur. VAR(OLAN) Bilinci ve Deneyimi.
Varolan[mevcud] bilinci, iki ve dört kavramdan oluşan düşünce, bakış, algılama, yorumlama, değerlendirme sürecinde bulunarak, bilinç ve yoğunlaşma isteğine göre değişmek üzere belirlenen ilk iki [Böyle ve Bu da var] ve sonraki dört sözcük/kavram [... gibi. | ... olabilir. | ... değil. | ... bile değil.] aracılığıyla, yaklaşık 3 ilâ 6'şar aylık sürede ve süreçte gerçekleşebileşecek işler kadar, ayrı ayrı çalışılarak gerçekleşebilir.
Zihnin, bu bilince alışması ve yeniden yapılandırılması için 3 ilâ 6 boyunca, gördüğümüz tüm nesnelere ve kişilere, tüm olaylara; duyduğumuz, bildiğimiz ve düşündüğümüz tüm olgu ve kavramlara, sadece, "Böyle" gözlüğü takılarak, Böyle'nin yanına, önüne, ardına, başka hiçbir düşünce, bilgi, sözcük yanaştırılmadan düşünülmesi ve çalışılması gerekmektedir. Çalışılan "Böyle" sözcüğü ve döneminden sonra, yine her şeye, sadece, "Bu da var" gözlüğü takılarak bakılması, düşünülmesi ve çalışılması gerekmektedir.
Bu çalışmalar sonrasında ise dört kavrama daha geçilebilecektir. Öncelikle, gördüğümüz, duyduğumuz, bildiğimiz ve düşündüğümüz her bir şey, kişi, durum, süreç, imge, simge, kavram ya da ad/etiketin yanına, sadece, "... gibi." gözlüğü takılarak çalışılması gerekecektir. Sonrasında ise yine aynı koşullar ve süreyle, "... olabilir." gözlüğü takılarak çalışılması gerekecektir. Bu iki sözcükten sonra yine aynı koşullar ve süreyle fakat daha farklı bir zihin oluşturabilecek olan değilleme sürecinde, herşeyin yanına/sonuna "... değil." gözlüğü takılarak bakılacaktır. Bu sürecin dengelenmesi içinse dördüncü kavram olan "... bile değil." gözlüğü takılarak çalışılacaktır.
Varoluş bilincinin kapsayıcılığının yanı sıra, yetersizliği ya da sınırlılığı da söz konusudur. İşleyişi, "ya, ya da" "0 l" "mantığı/algısı" ya da "Newton Fiziği" ile düşünülebilen varoluş bilinci, doğa, fizik, matematik ve laboratuvarda geçerlidir.
OLuş bilincinde ise bir şeyin, ne ve ne kadar olduğundan çok ve ötesinde, şu/bu/o koşulda/biçimde olabilmesinin yanı sıra, hem belirli bir koşul, zaman ve zeminde olmakla birlikte, hem de belirli bir koşul, zaman ve zeminde olmayarak, ne belirli, ne de belirsiz bir koşul, zaman ve zeminde de bulunmadığı bilgisi ile "hem, hem de | ne, ne de" "mantığı/algısı" ya da "Kuvantum Mekaniği" ile tanımlanmaktadır. Bu bilinçte, sadece, "OLmak, OLan ya da OLuş" söz konusudur.
Tüm varoluşun, insanın, bilincin, süreçlerin ve sonuçların, herşeyin karşısında, Yokluk [O] alanı ve durumu söz konusudur. Dolayısıyla, herşeyin başında ve sonunda, yokluğu düşünmek, yok olmayı, bulun(a)mamayı, göz önünde tutmak durumundayızdır. Fakat bu bilgi ve bilinçle de bunu bilmenin ötesine geçmek zorunda olduğumuzdan dolayı, yokluğu da hem bilip, hem gözardı edebilecek kadarıyla "yok etmek", ne tek bilgi, ne de tüm bilgi ya da gerçeklik olarak kabul etmek isabetli olmayacağından dolayı, yok'un, yokluk ile ilişkisini, kendiyle sağlayamayacağımızdan dolayı da burada, elimizde kalan ve kullanılabilecek tek bilgi, "bile değil" kavramı ve sözcüğüdür. "Bile değil" bile olsa, onu kullanıyor olmak da bir varoluş alanı ve durumu oluşturacağından dolayı, "bile değil"i de "bile değil" ile devam ettirmek, bunları da yine ancak tekrar "bile değil" ile devam ettirmek ve sonsuza kadar, azalarak ve küçülerek, yok olarak gidebilecek tek kavram olan "bile değil", devam ettirilerek ve doğada, durabilerek; insanda ise susabilerek, tüm "süreç ve sonuç", "algı", "yorum", "kavramsallık", "ilkesellik", "evrensellik", "birlik" ve "bütünlük" deneyimlenir.
[Durmayabilmek ve susmayabilmek ise hâlâ insana özgülüğüyle ve ayrıcalığıyla, düşündüğünü düşünebilen, kuvantumsal ve sabit olmayan bir bilinç olmasından dolayı, insanın, zihninde, dilinde ve elinde olmaya, kısır döngü ya da nereye doğru ilerlediği bilinemeyecek eliptik bir döngü biçiminde devam eder durur.]
YOK(LUK)
[ xOx ] [ bile değil ]>[ bile değil ]>[ bile değil ] >[ bile değil ] >[ bile değil ]>[ bile değil ] ~ ]
^
|
|
OL(UŞ)[ hem O[yok] l[var] , hem de l[var] O[yok] ve ne O[yok] , ne de l[var] "mantığı/algısı" ]
( Şu/bu/o, şöyle/böyle/öyle, şu/bu/o kadar, şu/bu/o zamanda, zeminde, koşulda/biçimde, sınırlan(dır)madan ve çerçevelen(dir)meden,
herhangi bir şey(le) olmadan ve olmayan!
Sadece OLMAK, OLAN ya da OLUŞ! )
^
|
|
VAR(OLAN)
[ ya O ya da l "mantığı/algısı"]
[- BÖYLE | BU DA VAR ]
 ||/> 
[ ... GİBİ >
 
... OLABİLİR >
... DEĞİL >
... BİLE DEĞİL ]
------------------------------------------------
(D)OLGUN/KÂMİL İNSAN
S~ KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME ~S
[OLGUNLUK/KEMÂL]
--------------------------------------
^
|
|
İNSAN
| KENDİNİ TANIMA SÜRECİ |
(GELİŞİM)
-------------------------------------
[OLMAZSA OLMAZLAR]
[Kullanılagelenler]
1.) SAĞLIKÖZGÜRLÜK
2.) ZAMAN ve ENERJİ
3.) BİLGİ ve FARKINDALIK
----------------------------------
| TÜM BİLGİ ve DENEYİMLER |
----------------------------------
[Uygulanagelenler]
1.) DOĞA ve DOĞALLIK
2.) UYUM ve BÜTÜNLÜK
3.) GELİŞİM ve DEĞİŞİM
-------------------------------------------------
|KOŞULSUZ SAYGI ve SEVGİ|
-------------------------------------------------
 )
( Sigorta Sözcükler/Kavramlar İLE/VE/||/<>/> Varoluşsal Sözcükler/Kavramlar )
- BÖYLECE ile BÖYLELİKLE
( Tam böyle, bu biçimde. | Sonunda, böylelikle. İLE Bu yolda yürüyerek, sonunda. )
- BOYLU BOYUNCA (UZANMAK/YATMAK)
- BOYLU BOYUNCA ile SERE SERPE
- BOYUNA ile BOYUNCA
( Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına. | Ara vermeden, durmaksızın. İLE Boyu ya da uzunluğu kadar. | Sürdüğü zaman kadar, süresince. )
- BOYUT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DEĞİŞKEN
-  BOZKIR SIRADÜZENİNDE:
 LİYÂKAT ile/ve/||/<> SADÂKAT
- BOZMA değil/yerine/>< DÜZELTME
- BOZMADAN ile/ve/değil/yerine/<> KORUYARAK
- BOZMAK ile/değil GENİŞLETMEK
- BRACHY- ile/||/<> BREVİ-
( Kısa. İLE/||/<> Kısa. )
- BRICOLAGE DİLLERİ -ile
( Farklı dilden iki uygarlığın karşılaşması sonucu kendiliğinden doğan diller. )
- BRİFİNG değil/yerine/= ÖZETLEM
- BROM-/BROMO- ile/||/<> OZO- ile/||/<> SAPR-/SAPRO-
( Kötü koku, bromun varlığı ile ilgili, bromla ilgili. İLE/||/<> Hoşa gitmeyen koku. İLE/||/<> Çürümüş, kokuşmuş, bozuk, bozulmuş. )
- BRONZ[Fr.] değil/yerine/= TUNÇ/ÇODIN[dvnlgttrk]
( Genellikle %1-10 kalay ve %90-99 bakırdan oluşan bir alaşım. [Günümüzde, kalay içermeyen alaşımlar için de bronz adı kullanılmaktadır. Alüminyum/manganez/berilyum bronzu gibi.] )
- BU ANLAMDA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOLAYISIYLA
- BU BAĞLAMDA ... ile/ve DOLAYISIYLA
- BU BAKIMDAN ile BİR BAKIMA
- BU ÇERÇEVEDEN ..." değil BU ÇERÇEVEDE / BU PENCEREDEN ...
- BU DA VAR ile/ve/||/<>/> YOK ARTIK
- BU DİZİM" değil BUDİZM
- BU KADAR YETKİLERİN, ... değil BU KADAR YETKİNİN, ...
- BU NEDENLE ile/değil/yerine O BAKIMDAN
- BU ŞARKIYI BİL(M)İYORUM ile/ve/değil BU ŞARKININ SÖZLERİNİ BİL(M)İYORUM
- BU SEFER DE ... ile ŞİMDİ DE ...
- BU ŞEKİLDE ile/ve BU KOŞULLARDA
- BU YANIYLA ile/ve/değil BU ANLAMIYLA
- BU YÜZDEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BU BAĞLAMDA/ANLAMDA
- BU/O İŞTE ELİ VAR/DIR ile/değil BU/O İŞTE (BİR) PARMAĞI VAR/DIR
- BU/ŞU YÜZDEN ile/değil BUNDAN/ŞUNDAN DOLAYI
-  BU/ŞU:
 "TABLO" ile "SAHNE"
-  BU/ŞU/O SÖZ/DÜŞÜNCE/DAVRANIŞ:
 DOĞRU MU? ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLANAKLI MI?
-  BU ile BU
 [< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bu. İLE Buğu, buhar. )
- BU ve/||/<> NEYSE
( İşaret edilen/edilecek kişi çok yakınımız olsa bile hiçkimse için, hiçbir zaman, zemin ve koşulda söylenil(e)mez!["Bu" sözcüğü, ancak nesneler için kullanılır!] VE/||/<> Konuşma sırasında, konular, konuşulanlar için söylenil(e)mez! )
- BUCAK BUCAK (KAÇMAK)
- BUGÜN YARIN (HALLETMEK)
- BUHÂR değil/yerine/= BUĞU
- BUJİTERİ değil BİJUTERİ
- BUKALEMUN ile/değil/yerine TRUVA ATI
- BUKET[Fr. < BOUQUETE] değil/yerine/= DEMET
- BUKLE(T)[Fr.] değil/yerine/= LÜLE[Fars.]
( ... YERİNE Bükülmüş, dürülmüş şey. | Bir akarsu ölçü birimi. | Saç kıvrımı. | Su akan, musluksuz boru. )
- BUKLE değil KUPLE[İng. < COUPLE] [bunların yerine ÇİFT/BEYİT]
- BÜKLÜM BÜKLÜM (OLMAK)
( Eğilmek, katlanmak. )
- BÜKMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DÖNÜŞTÜRMEK
- BULA BULA (...YI [MI] BULMAK[?]) -ile
- BULANIK ANLAM ile BULANIK ANLAMLI
- BULANIK DENEYİMDEN BİLGİ ile/ve İMLERDEN VE SÖZCÜKLERDEN BİLGİ
( Birinci türden bilgi. )
( Yanlışın biricik nedenidir. )
- BULAŞMA ile/ve/değil/yerine/||/<> YANKILA(N)MA
-  BULMAK/BULMAQ ile BULDUKMAK/BULDUQMAQ / BULDUKTI/BULDUQTI ile BULDUZMAK/BULDUZMAQ ile BULDUNI[Kençek]
 [< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bulmak. İLE Nesne/nin bulunması/bulundu. İLE Bulmasını sağlamak. İLE İçine kuru ya da yaş üzüm konan tatlı. )
- BULMAK ile/ve TESPİT ETMEK
- BULMAK ile YAKALAMAK
- BULUNÇ/VİCDAN[Ar.] ile/ve/<> BİLİNÇ
- BULUNÇ/VİCDAN ve/||/=/<> TARİH
( Kişide. VE/||/=/<> Toplumda. )
- BULUNTU ile/değil BULGU
- BULUP BULUŞTURMAK
- BULUŞ ile/ve/değil/||/<>/< TANIMLAMA
- BULUŞMA "NOKTASI" ile "KESİŞME NOKTASI"
- BULUŞMA = APPOINTMENT/MEETING[İng.] = RANDEVU/RENDEZ-VOUS[Fr.] = RENDEZVOUS/VERABREDUNG[Alm.] = APPUNTAMENTO[İt.] = CITA[İsp.]
- BULUŞMAK ile/ve ÖZDEŞLEŞMEK
- BULUŞMAK ile/ve UYUŞMAK
- BULUŞMAK ile/ve UZLAŞMAK
- BULUT ile/ve/||/<> PERDE ile/ve/||/<> KAPI
- BUNA BAĞLI OLARAK ile DOLAYISIYLA
-  BUNDA, ANLAŞIL(A)MAYACAK ...:
 "... BİR ŞEY Mİ VAR?" / ... NE VAR?" ile/değil/yerine/>< ANLAŞIL(A)MAYAN BİR ŞEY VAR MI?
( İkisi de soru değil "soru" "kipinde"/"biçiminde", yukarıdan/dikey bir dille, yargı/yükleme sözleridir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anlamaya çalışmak üzere ve anlayışla, yatay bir dille âdil/tarafsız/yüksüz/yargısız/nötr yaklaşım sözü/sorusu. )
- BUNDA değil/yerine/= BURADA
- BUNLARDAN KAÇINAMAZSIN/IZ değil BUNLARDAN KAÇAMAZSIN/IZ
- BUNLARIN "HİÇBİRİSİ" değil BUNLARIN HİÇBİRİ
- BUNLARIN DIŞINDA ile ARTI OLARAK
- BUNLARIN HEPSİ BİR "PAKET" değil BUNLARIN HEPSİ BİR BÜTÜN
- BUNLARIN YÜZÜNDEN değil BUNLAR YÜZÜNDEN
-  BUNU ALDIM <>/||/>/< BUNALDIM değil/yerine 
YANLIŞIMIN/YANILSAMAMIN/OYUNUN FARKINDAYIM
- BUNU DA İTİRAF ETMEK GEREK ile/ve/değil/||/<>/< BUNU DA İFADE ETMEK GEREK
- BUNU ile/ve ONU
- BUNUN/ONUN 'ANLAM'I YOK! ile/değil BUNUN/ONUN YARARI YOK!
- BUNUN/ŞUNUN/ONUN GİBİ ile/ve/||/<> BUNA/ŞUNA/ONA BENZER
- BURA DA ... DEĞİL değil BURASI DA ... DEĞİL
- BURADAN GİDİLİYOR ile/değil/yerine BURADAN DA GİDİLİYOR
- BURADAYDILAR" değil BURADALARDI
- BURAM BURAM (KOKMAK)
- BURAYA/KONUŞMAYA/KONUYA TEŞRİF ETTİ değil BURAYI TEŞRİF ETTİ(ŞEREFLENDİRDİ/ONURLANDIRDI)
- BURCU BURCU -ile
- BURKULMA ile/değil BURULMA
- BURS- ile/||/<> CYST-/CYSTİ-/CYSTO-/CYSTİDO- ile/||/<> VESİCO-
( Kese. İLE/||/<> Kese, torba. İLE/||/<> İdrar kesesi, kese, kabarıklık. )
- BURUN BURUNA (ÇARPIŞMAK)
-  BURUNDİ'DE:
 FRANSIZCA ile/ve/değil/yerine KURUNDİ
( UMUGOFE: Kadın. | IZUBU: Gündüz. | UKWEZI: Gece )
- BÜSBÜTÜN ile/değil/yerine TÜMÜYLE/TAMAMEN
- BÛSE ile ÖPÜCÜK
- BÜTÇE/M SIKINTILI ile/değil BÜTÇE/M SINIRLI
- BUTON değil/yerine/= DÜĞME
- BÜTÜN BUNLAR değil BUNLARIN HEPSİ/TÜMÜ
- BÜTÜN BUNLAR değil TÜM BUNLAR
- BÜTÜN CANLI ORGANİZMALAR ile/ve/değil/||/<>/> TÜM VAR OLANLAR
- BÜTÜN HEPSİ yerine HEPSİ/TAMAMI
- BÜTÜN HEPSİ ile/yerine/değil HEPSİ/TÜMÜ/TAMAMI
- BÜTÜN/LÜK ve/||/<> GÜVENİLİR/LİK
- BÜTÜN/LÜK ile/||/<> KUŞATICI/LIK
- BÜTÜN ile/ve/<> BÜTÜNSEL
- BÜTÜN ile/ve DÜZEN/SİSTEM
- BÜTÜN ile/ve/||/<> GÖRÜNMEYEN
- BÜTÜN ile/ve/değil/<> PARÇA
( Bir kavramın, bireylerinin toplamı, bütünü vermez. )
( Bütün, parçaların toplamından daha fazla birşeydir. )
( ZIRNIK[Fars. < ZIRNÎH]: Sıçanotu, arsenik madeni ile kükürt karışığı bir madde. | Herhangi bir şeyin en küçük, önemsiz ve işe yaramaz parçası. )
- BÜTÜN ile/değil TOPLAM
- BÜTÜN ile/değil/yerine TÜM
( Parçası bulunur. İLE/DEĞİL/YERİNE Parçası bulunmaz. )
( Nitelikse. İLE/DEĞİL/YERİNE Nicelikse. )
( Tekse. İLE/DEĞİL/YERİNE Çoksa. )
( Bütün, ("Parçaların biraradalığı", "Bütünlük", "Entegrasyon/Integration/Integrity") anlamını taşıyan bir sözcüktür.
Tüm ise, (ingilizce "Whole/All") ile karşılık bulur. Parça parça olsa da, çeşitli oranlarda eksiklikler de olsa istisnasız ve ayırımsız, tamamıyla/tümüyle kapsamadır.
Bütün elmalar, bütün insanlar, bütün arabalar, bütün kitaplar,  olmaz! Parçalarının ayrı ayrı kullanılma durumu olmayanlar için gereksiz/yersiz/fazladan bir sözcüktür "bütün".
Bir saksıdaki çiçeğin tüm yaprakları söz konusuysa, "bütün yapraklar" denildiğinde, --her sözcüğün, kendi anlamını taşıdığı bilgisiyle--, ucu sararmış/kırılmış, bir parçası kopmuş yapraklar devredışı bırakılmış olur, ki biz tamamını, hepsini demek istiyoruzdur.
"Bütün parçalar" diyemeyeceğimiz ve
"Bütünden Gelim/Bütüne Varım" olamayacağı gibi! )
- BÜTÜNCÜL ile/ve/||/<> BÜTÜNLEŞİK
- BÜTÜNLENME ile/ve/||/<> TAMAMLANMA
- BÜTÜNLÜK ile/ve/<> BÜTÜNCÜLLÜK
- BÜTÜNLÜK ve/<> IŞILTI
- BÜTÜNLÜK ve/<> IŞIMA
- BÜTÜNLÜK ile/değil TÜMEL
- BÜTÜNSEL ile BÜTÜNLÜKLÜ
- BUYRUK/BUYUR ile/değil/||/<>/> (")BUYURUN(")
( Belirli bir davranışta bulunmaya zorlayıcı söz, emir. | İLE/DEĞİL/||/<>/> İnceliğin ve/ya da anlayışın en üst seviyede olduğunu yansıtmak üzere kullanılan söz ya da kinâyeli söz. | Nispetli bir davranış ya da tutumla ve gerisi suskunlukla yansıtılan/gösterilen, ikinci sözcüğü tek sözcük olan[olarak kullanılan] bir karşıt pekiştirme[oxymoron]. )
- BUYRUK/EMİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DİLEK/TEMENNİ
- BÜYÜCÜ/LÜK" / "SİHİRBAZ/LIK" /"KÂHİN/KEHÂNET" ile/değil YANILTICI/LIK / İLÜZYON/İST
- BÜYÜK ... ile DELİ ...
itibarı ile 10.158 başlık/FaRk ile birlikte,
10.158 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(9/42)
 (1996'dan beri)
(1996'dan beri)