 
                                Dil'deki
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 10.158 başlık/FaRk ile birlikte,
10.158 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
- YAYGIN BİLGİ ile/ve/<> ÖZEL BİLGİ ile/ve/<> BİLGİ
( 1- Ammeden, ammeye aktarılan yaygın bilgi.
2- Alimlerden, alimlere aktarılan özel bilgi.
3- Tek bir kişiden, tek bir kişiye aktarılan bilgi. )
- YAYGIN ile GENİŞ
- YAYILMAK ile "KURULMAK"
- YAYIN/LAMA ile YAYIM/LAMA
( Elektronik araçlarla gerçekleştirilen/sağlanan. İLE Kâğıt üzerine basılarak gerçekleştirilen/sağlanan. )
- YAYMA ile/ve/değil ALAN/INI GELİŞTİRME
- YAYMAK ile/ve/||/<> UYARLAMAK
- YAYMAK ile/ve/değil/||/<> YAYINLAMAK
- YAZAÇ/HARF ile/ve/||/<>/> DURAKLAMA YAZACI/VAKIF HARFİ
- YAZAR-ÇİZER (TAKIMI)
- YAZDIĞINI YAP!(MAK) ve/<> YAPTIĞINI YAZ!(MAK)
( Yapacağını yaz, yazdığını yap! )
( Yaşamak için ayağa kalkmıyorsan, yazmak için masaya oturma! )
- YAZGI" ile/değil/yerine/||/>< YARGI
- YAZI MERKEZCİLİK ile/ve/||/<> SES MERKEZCİLİK ile/ve/||/<> SÖZ MERKEZCİLİK
- YAZI VE NOKTALAMA ÖZELLİKLERİ ile/ve/||/<>/< SÖZCÜK VE BAĞLAM ÖZELLİKLERİ
( Yazanın bilgi, bilinç ve sorumluluğunda. İLE/VE/||/<>/< Söyleyenin/konuşanın bilgi, bilinç ve sorumluluğunda. )
- YAZI-ÇİZİ (İŞLERİYLE UĞRAŞMAK)
- YAZI ile GUBÂRÎ
( ... İLE Hat sanatındaki çok küçük yazılar. )
- YAZI ve/||/<>/> KÂĞIT ve/||/<>/> MATBAA ve/||/<>/> BİLGİSAYAR ve/||/<>/> İNTERNET ve/||/<>/> BLOK ZİNCİR
- YAZI ile/ve/||/<> TURA
- YAZIK ETMEK ile/ve AYIP ETMEK
- YAZIK ile/değil/yerine/||/<>/< GEREKSİZ
- YAZIK ile YAZIKLAR OLSUN!
- YAZILABİLECEK OLAN ile YAZIL(A)MAYACAK OLAN
-  YAZILANLARIN ANLAŞILMASI:
 OKUNDUĞU KADAR ile/ve/değil/||/<>/> DOKUNDUĞU KADAR
- YAZILI ile/ve/değil/||/<>/< BASILI
-  YAZILIM ile/değil YAZIM
 (HATASI/DÜZELTMESİ)
- YAZILMAK ile SÜZÜLMEK
- YAZILMASI GEREKENLER ile/ve SÖYLENİLMESİ GEREKENLER
- YAZIM/İMLÂ[Ar.] ve/+/||/<> SÖYLEYİŞ/TELÂFFUZ[Ar.]
- YAZIM/YAZI DİLİ ile SESLENDİRİŞ/KONUŞMA DİLİ
- YAZIN ile YAZIN
( Olay, düşünce, duygu ve imgelerin, dil aracılığıyla biçimlendirilmesi sanatı, edebiyat. | Bu sanatın kuralları ve ürünleri ile uğraşan bilim kolu. | Bir çağda, bir dide, bir ulusta yazılmış sanat yapıtlarının tümü. | Bir bilim kolunun, türlü konuları üzerine yazılmış yazı ve yapıtların tümü, literatür. İLE Yaz mevsiminde, yaz aylarında. )
- YAZININ(YAZI-NIN) ile YAZININ(YAZIN-IN/EDEBİYATIN)
- YAZMA'NIN ÖĞELERİ/UNSURLARI
( TENKİTLİ NEŞİR KILAVUZU (Osmanlı Türkçesi Metinleri için) burayı tıklayınız... )
- YAZMAK ile/ve/değil/önce/||/<>/< YÜZMEK
( Bir çocuğun yazmaya başlamadan önce yüzmeyi öğrenmesi[ni sağlamak] gerek. )
-  YAZMANIN:
 "ZORLUĞU" ile/ve/değil/<>/< "DOĞUM SANCISI"
- YEDİ EMİN değil YED-İ EMN
( ... DEĞİL Emin el/ler. )
- YEDİĞİN "KAP" ile "BİNDİĞİN DAL"
- YEDİRMEK ile/ve GİYDİRMEK
- YEGÂNE değil/yerine/= BİRİCİK/TEK
- YEĞİN ile/>< YEĞNİ
( Zorlu, katı, şiddetli. | [mecaz] Baskın, üstün. İLE/>< Ağır olmayan, hafif. | Ciddi olmayan. )
- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/<>/>< TERK
- YEĞLEMEK/TERCİH ETMEK ve/<> LÜTFEN ve/<>/+/||/> BÖYLE ve/<> BU DA VAR
( "Sihirli" sözcükler. VE/+/||/<>/> "Sigorta" sözcükler. )
( Dışsal ve ilksel. VE/+/||/<>/> İçsel ve sonsal. )
( Varoluşumuzda, tüm canlı/cansız nesne, bitki, hayvan ve insanla, gövdelerimizin aracılığıyla etkileşim, zihnimizin aracılığıyla da hem etkileşim, hem de daha ileri ve nitelikli bir etkileşim olan iletişim ilişkilerinde bulunuyoruz. Bu ilişkilerimizin başlangıç ve ortaklığı ise yetkin bir benzetmeyle, hiçbir ayrımın bulun(a)madığı bir . [NOKTA]'dan oluşmasıdır.
"Nokta"dan aşağı doğru açılan, büyüyerek ve genişleyerek dalgalanan bir çizgide, zihin ve enerjilerimizle, aşağı [yoğunluğa/kesâfete] doğru inen; yukarı [inceliğe/letâfete] doğru da yükselen bir aralıkta bulunuyor ve sürekli olarak çeşitli bilgi, bilinç seviyelerimizle, davranış-tutumlarımızdaki incelik ve kabalıklarla da aşağı ve yukarı bir salınımla, tekrar noktaya doğru geri dönmek [rücû] üzere yaşam yolculuğumuza devam ediyoruz.
Bu süreçte, az/çok ya da öteki varolanlara oranla daha "gelişmiş ya da geliş(e)memiş" varolanlar["insan"] olarak, kişiler arasındaki ilişkilerimizde de çeşitli bilgi ve bilinç farklarımızın ve tutumlarımız üzerinden sürdürdüğümüz yaşamamızda, bazı sözcüklerin önceliğini ve olumlu etkilerini görüyoruz. Bunları, etkileri ile "sihirli" ve hizmetleri itibariyle de "sigorta" sözcükler olarak kullanıyoruz. Bu sözcükler, bir piramit olarak düşündüğümüzde, sözcüklerin doruğunda yer alıyor.
Etkileri itibariyle neredeyse bir "sihir" olarak tanımladığımız bu sözcükler, kulağın duyacağı oranda seslendirilerek dışsal ve her düşünce ya da sözün, başında ya da sonunda, ilksel/öncelikli olarak kullanılmalarıyla gerçekleşiyor.
Yaşamı, (nitelikli) yaşam; bireyi, (nitelikli) insan yapan ve öteki var olanlardan ayıran en önemli(öncelikli) durum ve kavram, sadece insana özgü bulunan, yeğleme olanağıdır. "Yeğleme/tercih etme" farkındalığıyla sürdürdüğümüz tüm düşünme ve konuşma süreçleri, bize, olgular arasındaki ayrımda durabilme ve isabetsiz olabilecek ile isabetli olan arasındaki tutumu ya da kararı verme olanağını sağlatıyor. Yani, "Bu gece/sabah, uyumayayım ve şu işleri tamamlayayım." düşüncesi ve ayrımında, "Bu gece/sabah, uyumamayı ve işleri tamamlamayı yeğliyorum." sözü ile olası zorluklar karşısında olanakların artmasını, kontrol altında tutulması gereken gücün/olanakların, bizim elimizde olmasını sağlatıyor. Gün içinde, binlerce kez içinde bulunduğumuz bu ve bunun gibi ayrımlarda, farkındalığımızı devrede tutmamızı sağlayan yeğleme olanağımız, ilgili kararımızı, uygulamamızı, günümüzü ve yaşamımızı nitelikli seviyelere çıkarmakla birlikte, kaygılanmaya neden olabilecek "düşüncelerden" de alabildiğine uzaklaşabilmemizi sağlıyor.
İkinci "sihirli" sözcüğümüz olan "Lütfen" sözü/sözcüğünün kullanımı da, aramızdaki farkların, ayrımların yok olduğu noktadan düşünerek ve seslenerek söylememizi, aktarmamızı ya da paylaşmamızı sağlıyor. Bir emiri bile ricâya dönüştürebilen bir olanak sunuyor. Yani, bir yakınımıza, "Bana bir bardak su getir!" biçimindeki, "yakınlıktan ya da rahatlıktan" dolayı emir kipinde söyleyebileceğimiz sözü bile kendimiz düşünmek varken, yakınımızın, "sihirli sözcüğü söylersen getiririm" uyarısıyla, "Peki. Lütfen, bana bir bardak su getir." sözüyle bambaşka bir alana taşımış oluruz. Bu ve buna benzer/benzemez tüm örnek ya da durumlarda, Lüt(û)fen, dikkat ve incelikle(rikkatle) söyleyebileceğimiz sözlerin yeğlenmesindeki ve gereksiz yere kaygıların oluşmasına engel olabileceğini de her ânımızda ve kararımızda, her sözümüzde göstermenin niteliği ve verimliliğinden de uzak duramayız herhalde.
Yaşamda, çok çeşitli durumlar söz konusu ve olasılık içindeyken, pek kolay kaldıramayacağımız ve taşıyamayacağımız durum ve olaylarla da karşı karşıya geliriz. Bu durumlarda kullandığımız sözcükler ise "sigorta" sözcüklerdir.
Başımıza gelebilecek her türlü maddi/manevi kayıp, ölüm, önceki koşulların yitirilmesi gibi en zorlayıcı olanlarında ise gereken tüm eylemler gerçekleştirildikten ve sözler söylenildikten, ıstıraplar paylaşıldıktan, sözün yetmeyeceği ve aklın tükeneceği noktadan sonra eğer bir yerlerde sonlandırılmazsa büyük zarar göreceğimiz kesin durumlar için çözüm aracı olan "sigorta" sözcükler(imiz)den ilki "Böyle" sözü/sözcüğüdür.
Yaşamın belirli aralığında bulunan zorlu durumların ötesinde de çok sıradışı, rekor ya da istisnai olumlu/olumsuz olay ve olgularla da karşılaşabilir, görebilir ya da duyabiliriz. "Böyle" sözünün yetmeyeceği (çok) aşırı ya da aykırı durumlar için de imdada yetişen, elektrik tesisatındaki düzenek gibi, büyük zararlara neden olmaması için kurulan önlem ve sigorta aracı olarak, "Bu da var" sözü/sözcüğü kullanılmaktadır. Bu sözcüklerin özelliği ise bunları, ancak kendimize söyleyebilmek üzere içsel ve sonsal olmalarıdır.
Kaygının pek fazla oluşmamasını, bu sözcüklerin kullanımı ile de büyük oranda sağlamış oluruz. )
- YEĞLEMEK/TERCİH ETMEK ile/ve/||/<> ÖNE ÇIKARMAK
- YEKNESAK[Ar.]/BİTEVİYE[Ar.]/MUTTARİT[Ar.]/MONOTON[Fr. < Yun.] değil/yerine/= TEKDÜZE DÜZENLİ
- YEKPÂRE[Fars.] değil/yerine/= BÜTÜN
( Küçük olan, bütünü yansıtır ama bütünü içeremez. )
( The small, projects the whole; but it cannot contain the whole. )
- YEKPARE ile HOMOJEN
- YEMEĞE" ile/ve/değil/||/<>/< YEMEYE
- YEMEK "VERMEK" değil YEMEĞE DAVET ETMEK
-  YEMEK:
 "AYIRDETMEK" değil AYIRMAK
- YEMEN ile/ve/||/<> ŞAM
(
)
- YEMİN ile/ve/<> İNTİKAM
( En anlamlı/büyük yemin, söz vermektir. İLE/VE/<> En etkili/büyük intikam, affetmektir. )
-  YEMİNİNE BAKIP KİŞİYE İNANMAK ile/değil/>< 
KİŞİYE BAKIP YEMİNİNE İNANMAK
- YEMİNLEN değil YEMİNLE
- YEMİYİM" ile/değil YEMEYEYİM
- YEMYEŞİL
- YENİ BİR TEST ile SON BİR TEST
- YENİ OLAN ile YENİ OL(A)MAYAN
- YENİ-ESKİ ile/değil TAZE-BAYAT
- YENİ ile/ve/değil AYRI
- YENİDEN BAŞLANGIÇTA ... değil YENİDEN BAŞLAMAKTA ...
- YENİDEN TANIMLAMA ile ÇOĞALTMA
- YENİDEN ÜRETMEK ile/ve/<> ÇOĞALTMAK
- YENİLE ile/=/||/<>/> YENİDEN
- YENİLEBİLİR değil YENİLENEBİLİR
-  YENİLGİ:
 KAYBETTİĞİNDE değil VAZGEÇTİĞİNDE
- YENİLGİ/HEZÎMET[Ar.] ile/değil/yerine/>< HİZMET
( Hezîmete uğramamak için sürekli ve her türlü hizmet etmek gerekir. )
- YENİLİK ile/ve/||/<> DEVRİM
- YENİLİR-YUTULUR (BİR SÖZ ETMEMEK/OLMAMAK)
- YENMEK ile/ve ÜSTESİNDEN GELMEK
- YER DEĞİŞTİRMEK ile/ve/<> BİÇİM DEĞİŞTİRMEK
- YER VERMEK ile/ve/değil/||/<>/< GEÇİT VERMEK
- YER YER (GÖRÜLMESİ/BULUNMASI)
- YER-YURT
- YERALTI ile/ve/||/<> ALTYAPI
- YERE BAKAN YÜREK YAKAN ile/ve UMMADIK TAŞ, BAŞ YARAR
- YERE-GÖĞE (SIĞMAMAK/SIĞDIRAMAMAK)
- YEREL AĞIZ ile TAŞRA AĞZI ile KÖY AĞZI ile KÜLTÜRSÜZLER AĞZI ile ŞEHİR AĞZI
( PARLER LOCAL ile PROVINCIALISME ile RUSTICISME ile PATUA ile URBANISME )
- YEREL DİL/LER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖVDE DİLİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZİHİN DİLİ
( İşaretler/simgeler[yazılar/sözcükler], sesler aracılığıyla sürdürülen dil. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Durum/duruş, davranış/tutum, el/yüz/göz[bakış, jest, mimik], işaret/simge, ses tonu/vurgusu aracılığıyla sürdürülen dil. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İmgeler, nesneler, kavramlar, olay/olgu ve durumların kayıtlarının yoğrulduğu dil. )
( Ülkelerin/bölgelerin, toplulukların/bireylerin, ortak/uzlaşımsal olarak belirlediği/kullandığı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Sınırların, bölgesel/yerel farkların bulun(a)madığı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bireyin donanımı(geliş[me]mişliği] oranındaki. )
( IQ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EQ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SQ )
- YEREL ile/ve/değil/yerine/||/<> BÖLGESEL
- YEREY/ARAZİ[Ar.] ile ÂRIZÎ[Ar.]
( Yeryüzü parçası, toprak. İLE Sonradan olan, dıştan gelen. | Geçici. )
- YERİNDEN ETMEK ile/ve/<> RAYINDAN ÇIKARMAK
- YERİNE KOYMA ile/ve/değil/yerine/<>/> DÖNÜŞTÜRME
- YERLERDE SÜRÜNME ile/ve/||/<> AYAKLAR ALTINA AL(IN)MA
- YERLİ-YERİNDE (DAVRANMAK, KONUŞMAK)
- YERLİ-YERSİZ
- YESEN ile YE SEN
( Yemeyi düşünmesen/istemesen/sevmesen bile yemen daha iyi olur. İLE Başkaları yemese de ve/ya da başka durum ve uğraşları olsa da ilgin yemek üzerine olsun. )
- YEŞİLBİBER değil YEŞİL BİBER
- YEŞİLSOĞAN değil YEŞİL SOĞAN
- YESYENİ değil YEPYENİ
-  YETENEĞİNİN ...:
 "SAHİBİ OLMAK" ile/ve/değil/||/<>/> KÖLESİ OLMAK
- YETER! ile/ve/||/<> HAYIR!
- YETERİNCE ile/değil/yerine BELİRLİ BİR ÖLÇÜ/MİKTAR
- YETERLİ/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<> KABUL EDİLEBİLİR/LİK
- YETERLİ ile/ve/değil/yerine/<>/< TATMİN EDİCİ
- YETERSİZ BAKİYE değil/yerine/= YETERSİZ TUTAR
- YETERSİZ/LİK ile/ve/<>/> GEÇERSİZ/LİK
- YETERSİZ/LİK ile/ve/||/<> YETMEZ/LİK
- YETİŞTİRMEK ile/değil MEKTEBE KOYMAK
-  YETKEYE BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
 BİR BİLENE SORMA ile/ve/||/<> YETERSİZ KAYNAK ile/ve/||/<> İNANCA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ORTAK TUTUMA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ÖBEK BASKISI ile/ve/||/<> YARARCI ile/ve/||/<> BEĞENDİRME ile/ve/||/<> DAYATMA ile/ve/||/<> İÇİNDEKİ DEĞİL DIŞINDAKİ(ZARF-MAZRUF) ile/ve/||/<> "GENETİK"
- YETKİNLİK ile/ve/<> TAMAMLANMA
- YETKİSİZLİK ile/ve/<> KABUL EDİLEMEZLİK
- YETMEK ile YETİŞMEK
- YETTİ-BİTTİ
- YEVM[Ar. çoğ. EYYÂM]/RÛZ[Fars.] değil/yerine/= GÜN
-  YI ...:
 "KONUŞACAĞIM/KONUŞMAYA ÇALIŞACAĞIM" değil .ANLATACAĞIM
- YİĞEN" değil YEĞEN
- YIKAR ile YIKAR
( Yıkamanın geniş zamanlı tanımı/kullanımı. İLE Yıkmanın geniş zamanlı tanımı/kullanımı. )
- YIKICI ELEŞTİRİ YAPMA! ile/ve/||/<> SAVUNMA! ile/ve/||/<> AŞAĞILAMA! ile/ve/||/<> KÜSME!
- YIKIK-DÖKÜK
- YIKIM ile/ve/değil YIKILIM
( Yapıda. İLE/VE/DEĞİL Fizikte, kimyada. )
- YIKIYOR/LAR ile YIKIYOR/LAR
( Arabayı. İLE Binayı. )
- YIKMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< AŞMAK
- YIKMAK ile/ve/<> DEVİRMEK
- YILAN-ÇİYAN
- YILDAN YILA (GELİŞMEK/ESKİMEK)
- YILDIRMA ile/ve/<> BEZDİRME
- YILLARCA ile/ve/değil/||/<>/< YILLAR BOYUNCA
- YİNE (Mİ?) ile/ve/||/<> HÂLÂ (MI?)
- YİNE DE ile/ve/||/<> BU SAYEDE ile/ve/||/<> DEMEK Kİ
- YİNE DE ile/ve/||/<> İLLE DE
( Sen! )
- YİNELEME/TEKRAR ile/ve/||/<>/> İÇSELLEŞTİRMEK
- YIRLAMAK ile ZIRLAMAK
- YIRTIK-PIRTIK (GİYSİ)
- YIRTINMAK ile/ve ÇIRPINMAK
( Parçalanırcasına bağırmak. İLE/VE Çok istenilen bir şeyi gerçekleştirmek için aşırı derecede çaba harcamak. )
- YİTTİ ile YETTİ
( Yetti. )
- YİYECEK ile/ve/||/<>/> YEMEK
- YİYEN" ile/değil YEĞEN
- YİYİP-İÇMEK
- YOĞUNLAŞ(TIR)MAK ve/<>/> DAVET
- YOK > VAR" değil VAR > YOK
( "Yok"tan var olmaz/çıkmaz! Önce "yok", olamaz! "Yok"tan, var'a öncelik olamaz! VE/FAKAT/ANCAK Var'ın olmamasına yok diyebiliriz. Ancak, var'dan, yok'a öncelik-sonralık ilişkisi kurulabilir. )
- YOK ARTIK ile YOK DAHA NELER
- YOK ETMEK" ile/ve/<>/değil/yerine TIRNAK İÇİNE ALMAK "..."
- YOK ETMEK ile/değil ÖRTMEK
- YOK OLMA ile AZALMA
- YOK OLMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DAĞILMA
- YOK OLMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖRÜNMEME
-  YOK YA:
 ŞAŞIRMA ile/ve/||/<> DEĞİL'
- YOK ile/ve/değil/yerine VAR DEĞİL
( "YOK" değil/yerine "VAR DEĞİL"
 
 
Bazı kültürlerde, günlük dilde ve felsefede "Değil-leme" yöntemi ile bazı durumlar için üst bir bilinç kullanılmaktadır. Buna verilebilecek birkaç örnekten biri de Anadolu Kültürü ve Bilgeliği'nde "YOK" sözünün kullanılmamasıdır. "Yok", kavram olarak da, dil ve yaşamsallık açısından da o kadar yerini almıştır ki, bir kişinin farkında olmadan bile kullanması durumunda etrafındakilerden biri, "yok" sözünü kullanmaması gerektiğini uygun bir biçimde belirterek, uyarır o kişiyi. Yok sözünü kullanmak yerine "Var değil", "Hak getire", "Hak vere" sözleri kullanılır. Aynı biçimde "Bitti" yerine de "Bereketlendi" kullanılır. (aynı zamanda "Bitirmek" yerine "Tamamlamak" sözcüğünü kullanmak zihin programlaması, olgusallık ve dil açısından daha da yerinde bir tanımdır.)
"Evet!" ve "Hayır!" sözcüklerinde de buna benzer, hatta daha da öte bir durum vardır. "Hayır!" sözü, her ne kadar olumsuzluk anlamında kullanılıyor olsa da, bu duruma verilen ad, o olumsuzluktan bir hayır gelmesini ya da geleceğini düşünmekle bağlantılı bir olumlu kılma sözüdür.
Derinlere ve uzun geçmişe dayanan Anadolu Kültürü'nün, din ve tasavvuftan da yararlandığı yaşamsal ve dil üzerindeki bilge tutumlarının günlük dile ve halka yansıtma çabaları birçok örnekte görülebilir. "Çok ..." yerine "Yeterli"; "Almak" yerine "Edinmek"; "Fakat" değil "Aynı zamanda" gibi, durumun karşılığını daha derinlemesine verebilecek sözlerin kullanılmasına yönelik çabaları gözlemlemek ve bunlardan üst düzeyde yararlanmak gerekir.
Bu tür çabalar nesne, kavram, olgu ilişkilerinde insanın ve toplumların yaşanmışlıklarındaki derinliklerden ve geleceğe bir miras olarak bırakılmak istenen, insanlığın gelişimine olan etkilerini öngörerek varılmış tutum ve sonuçlardır. Önceki ve "Hayır!" örneğinde olumsuz bir sözün söylenmiyor olmasında bir yasak, haram ya da günah bilincinden çok, bilgece, bilinçli bir tutum söz konusudur.
Bu tutumlar sadece sözler için değil, daha uygun karşılıkları bulunan davranışlar için de geçerlidir. Örneğin, birine -özellikle bir çocuğa- bir şey vermek istendiğinde, avuç aşağıya bakar biçimde uzatmak değil/yerine verilecek olanın, avucun içinde bulunduğu açık bir avuç uzatmaktır.
Bu tür uygulama ve kavramlarda kullanılabilecek tanımlara da örnek olarak, "Aşure/Yemek Pişirmek" yerine/değil "Aşure Kaynatmak"; "Yemek"e yerine/değil "Lokma"ya katılmak/davet; ışığı/mumu/ateşi/ocağı "Söndürmek/Kapatmak" yerine/değil "Dinlendirmek"; "Yakmak/Açmak" yerine/değil "Uyandırmak"; "Ney Sesi" değil/yerine "Ney Sedâsı", "Ney Çalmak" değil/yerine "Ney Üflemek" dendiğini bilmeli; "Saç/sakal/kıyafet Düzeltmek" değil "Huy Düzeltmek" gibi hem zihinsel, hem yaşamsal kullanımlardan haberdar olmalı, kişi diline ve kendine gereken özeni ve önemi göstermelidir.
"Körü körüne Taklit" yerine/değil "Muhabbetle(Sevgiyle) Taklit" etmek, "Emir Eden" değil "Hizmet Eden" olmak, "Tutmak/Saklamak" yerine "Heybeye Atmak", "Hakkını Vermek" yerine "Hakkını Teslim Etmek" ve tüm bu ayrıntıları "Akılla Tartmak" yerine "Kalple Dinlemek" gerekir.
BU İNSAN DEDİKLERİ EL, AYAKLA, BAŞ DEĞİL,
ÂDEM MÂNÂ'YA DERLER, SURAT İLE KAŞ DEĞİL )
- YOK ile/değil GEÇERLİ DEĞİL
- YOK yerine HAK VERE
- YOK ile OLMAZ
- YOK ile/ve PAYLAŞILABİLİR OLMAYAN
- YOK ile/değil/yerine YOK DENİLEBİLECEK KADAR AZ
- YOKLUK, YOKTUR değil YOKLUK, YOKTUR, YOKTUR!
- YOKSA ... ile AKSİ HALDE ...
- YOKSA ile YA DA
-  YOKSUL:
 YENİ ile ÖZGÜR ile YARATICI ile BİRLEŞMİŞ ile DÜŞKÜN
( Eric Hoffer'ın, Kesin İnançlılar[Kitle Hareketlerinin Anatomisi] adlı kitabını okumanızı salık veririz... )
- YOKTAN değil YOK İKEN
- YOKTU değil KAYITLARDA YOK/BULUNMUYOR
- YOKUŞ ile BAYIR
( ... İLE Küçük yokuş. )
- YOKUŞ ile/değil/yerine EĞİM/ŞEV[Fars. < ŞÎB]
( Bisiklet kullanmayan kişiler, bildikleri/gördükleri yollardaki eğimin açısına ve uzunluğuna göre, yolun/eğimin tamamını/bütününü "düşünerek", eğimli yollarda çok yorulacaklarını varsayarlar/zannederler. Hatta, o dik "yokuşun", çıkılamaz olduğunu zannederek, süreci düşünmeden/deneyimlemeden, sonuç merkezli bir (ön)"yargı"da bulunurlar. Gözlerini, yolun sonuna dikerek ve yetersizliklerine, güçsüzlüklerine bağlayarak ve ümitsizliğe düşürecek olan yüklü/şişmiş "yokuş" sözcüğü ile yanına bile yaklaşmazlar bisikletin.
Oysa ki, bisiklet kullananlar için durum böyle değildir. Bisiklet kullanımında ve bisiklet kullanıcıları için geçerli olan, basıyor oldukları pedaldır. Yeterli olacak olan bacak/kas gücü ve vites kullanımının sunduğu kolaylıklar ile çoğu zaman, neredeyse düz yolda pedal çevirdikleri kadar rahat pedal çevirirler. Bisiklet kullanmayanlar için zannedildiği kadar güç değildir pedal çevirmek ve yol almak.
Yokuş ile Eğim arasındaki fark, tamamen zihinsel ve dilseldir. Bisiklet kullan(a)mayan kişiler, zihinlerindeki yolun/eğimin tamamına "yokuş" diyerek, daha baştan, önyargı ve sonuç odaklılıklarının yarattığı zihinsel ve dilsel engele takılır. Ya da böylesine değiştirilebilecek bir "engel" yerine "yokuş" tanımından vazgeçerek, %90 oranında kolaylaştırabilirler bisiklet üzerine çıkmayı. Düz yol aramak gibi yersiz bir beklentiden de kurtulmuş olur ve bisikletleriyle yol alırlar.
Bisiklet üzerine çıkılır, "yokuş" denilen fakat bisiklet üzerindeyken sadece bir eğim olarak deneyimlenen bu yollarda bir süre bisiklet kullanılırsa, çevrilen pedalın kolaylığı kadar ve sadece yoldaki bir eğim olarak geçilir o süreç ve kolaylıkla tamamlanır, o gözde ve sözde büyütülen eğim. )
- YOL YÜRÜMEK değil YOL SÜRÜMEK
- YOL-İZ (BİLMEMEK)
- YOL-YORDAM (BİLMEK, GÖSTERMEK, SORMAK)
-  YOLA ÇIKMAK:
 "İKNA EDİLMİŞLER" İLE ile/değil/yerine/>< İNANMIŞLAR İLE
- YOLA ÇIKMAK ile/ve/< YOLDAN ÇIKMAK
- YOLDA KALMAK ile SINIFTA KALMAK
- YOLLAMAK ile/yerine/değil UĞURLAMAK
- YOLLU" (OLMAK) ile/değil YOLDA (OLMAK)
- YOLSUZLUK ile YOLSUZLUK ile YOLSUZLUK
( Parasızlık. İLE Dolandırıcılık. İLE Aidiyetsizlik. )
- YOLUNDAN ile/değil YOLUYLA
- YOLUNU AÇMAK ile/ve YOLUNU OLUŞTURMAK
- YÖN ile/ve/||/<> BAĞLAM
- YÖN ile BOYUT
- YÖNELME DURUMU ile ...
( DATIVE CASE )
- YÖNETİM ile/ve/||/<>/> YÖNLETİM
- YÖNETMEK ile/ve/||/<> "YÖN VERMEK"
- YÖNETMEK = DOĞRULUK/DÜRÜSTLÜK[Fars.]
( Yönetmek, dürüstlük demektir. Sen doğru yönetirsen, kimse yanlış olmaya cesâret edemez. )
- YÖNLENDİRME ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜZENLEME
- YÖNTEM ve/<> KOŞULLAR
- YÖNTEM = USÛL = METHOD[İng.] = MÉTHODE[Fr.] = METHODE[Alm.] = METHODUS[Lat.] = METHODOS[Yun.] = METODO[İsp.]
- YORGAN-DÖŞEK (YATMAK)
( Hasta olmak. )
- YORGUN-ARGIN (EVE DÖNMEK)
- YORMAK ile YORMAK
( Yorgun duruma getirmek. İLE Bir nedenle bağlamak, bir duruma işaret saymak, bir anlam vermek, yorumlamak. )
- YÖRÜK["YÜRÜK" değil!] ile TÜRKMEN[< TURKOMAN < TÜRK-İMAN]
( Sünnî göçer. İLE Sünnî olmayan göçer. )
-  YORULMA: 
ZİHİNDE ile/ve/||/<> GÖVDEDE
( Uyku kaçar. İLE/VE/||/<> Uyku gelir. )
( Yeterince düşünmekten kaçmak ve/ya da uykunuzun gelmesini istiyorsanız, fiziksel işler yapınız, (daha çok) hizmet ediniz. )
- YORULMAK" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< SÖZCÜK DAĞARCIĞI/N YETERSİZ
- YORULUYOR İNSAN değil YORULUYORUM
( Kişisel ve/ya da özel olan bir durumu, genelleyerek ya da abartarak, [kendine hizmet eden/çıkarına uyan] "akla" bürümenin [rasyonalizasyonun], çevreye hiçbir etkisi/katkısı olmadığı gibi, en başta, bu sözü söyleyen kişiye ve çevresine/zihinlere olan yükü çok fazladır. Aslolan da, ne söyleyeceğini bilmek değil ne söylemeyeceğini düşünmek ve ona göre konuşmak/konuşabilmektir! )
-  YORUM:
 [ne yazık ki]
 YANLIŞ ile ÇILGINCA ile ZORLAMA
- YORUM(KEYFİYET / LÂF | KÜFÜR | HERZE) ile/değil/yerine/>< DÜŞÜNCE
- YORUM ile/ve/<>/= ÇEVRİ/TE'VİL[< Ar.]
( ... İLE Bir söz ya da davranışı, görünür anlamından başka bir anlamda kabul etme. | Burgaç. )
- YORUM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< GERİBİLDİRİM
- YORUMA AÇIKLIK ile/ve/değil/<> YORUMA MUHTAÇLIK
- YORUMSAMA ile/ve/değil/||/<>/< YORUMLAMA
- YÜCE/LİK ile/ve/<> MUTLAK/LIK
( Belirlenim. İLE/VE/<> Belirlenimsizlik. )
- YUH ile ÇÜŞ
- YUH ile YUHA
( Hoşnutsuzluk ve öfke anlatır. İLE Birine karşı beğenilmeyen bir durumda, hep birden haykırılan bir hakaret sözü. )
- YUKARIYA değil YUKARI
- YÜKLEDİĞİN ile/ve/||/<> YÜKLENDİĞİN
- YÜKLEM/LER ile/ve/||/<> ÇELİŞİK YÜKLEM/LER
- YÜKLEM = ATTRIBUTE[İng.] = ATTRIBUT[Fr., Alm.] = ATTRIBUTUM[Lat.]
- YÜKLEM = MAHMUL = PREDICATE[İng.] = PRÉDICAT[Fr.] = PRÄDIKAT[Alm.] = PRAEDICATUM[Lat.] = KATEGOREMA[Yun.]
- YÜKLEM ve/||/<>/= YETİ
- YÜKLEMEK ile/ve/değil/||/<> GENİŞLETMEK
- YÜKLENME ile/değil/yerine ÜSTLENME
- YÜKLENMEK" ile/ve/<> ABANMAK
- YÜKSEK TEKNOLOJİ değil İLERİ TEKNOLOJİ
- YÜKSEK ile SAĞLAM
- YÜKÜMLÜLÜK KİPİ ile ...
( DEONTIC MODALITY )
- YÜKÜMLÜLÜK ve/||/<> ÖZ
- YUMŞAK değil YUMUŞAK
- YUMULMAK ile GÖMÜLMEK
- YUMUŞATMA ile/ve/<> DENGELEME
- YUNAN HARFLERİ ile ...
- YUNANCA ile/ve LATİNCE
(  ile/ve ... )
 ile/ve ... )
- YUNİT[İng. < UNIT] değil/yerine/= BİRİM
- YURO/EURO yerine "AVRO"
-  YÜRÜME/"YOL ALMA"[GELİŞİM, DEĞİŞİM]:
 AYAKKABI İLE değil AKIL İLE!
- YÜRÜTME ile/ne yazık ki "YÜRÜTME"
( Sürdürme. İLE/NE YAZIK Kİ Çalma. )
- YUSYUVARLAK
- YUTTURMA ile/değil/yerine/>< TUTTURMA
- YUVALANMA ile/ve/||/<> YAPILANMA
- YUVARLAMA ile/ve/||/<> KESTİRME
- YUVARLAMAK ile BURMAK
- YÜZ VERİLDİ DİYE ASTARINI İSTEMEK ile ENSEYE TOKAT, GÖTE PARMAK
- YÜZ YÜZE (GÖRÜŞMEK)
- YÜZ-GÖZ (OLMAK)
- YÜZ-GÖZ (OLMAK)
- YÜZ ile YÜZ
( Doksandokuzdan sonra gelen sayını adı ve bu sayıyı gösteren im. 100 | Kez, kere sözcükleri ile birlikte kullanılarak, yapılan işin çokluğunu abartılı bir biçimde anlatı.[Yüz kere söyledi.] İLE Başta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölümü. | Keskin kenar. | Bir şeyin ön tarafta bulunan bölümü, alnaç, cephe. | Bir kumaşın dikiş sırasında dışa getirilen gösterişli bölümü. | Yastığa geçirilen kılıf. | Bir şeyin, görünün bölümünde kullanılan kumaş. | Utanma. | Birinin, görülegelen ya da umulan hoşgörürlüğüne güvenilerek gösterilen cüret. | Nedeniyle. | Yan, taraf. | Bir yapının dışa bakan düşey yüzeylerinin tümü. )
- YÜZEYEL değil YÜZEYSEL
- YÜZEYSEL ile/değil/yerine/>< ANSİKLOPEDİK
- YÜZÜ-GÖZÜ (AÇILMAK)
- YÜZÜNDEN DÜŞEN BİN PARÇA ile/ve KARADENİZ'DE GEMİLERİN Mİ BATTI?
- YÜZÜNE-GÖZÜNE BULAŞTIRMAK ile BİR ÇUVAL İNCİRİ BERBAT ETMEK
- ZERÂFET değil ZARÂFET(KİYÂSE/T: Akıllıca davranış, akıllılık.)
- ZÂCİR ve/||/<>/>/< RAM
( Men ve yasak eden. VE İtaat eden. )
- ZAFER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SEFER
( Sonuç. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Süreç. )
- ZAHMET OLMAZSA ile/değil SAKINCASI YOKSA
- ZAHMET değil/yerine/= GÜÇLÜK
- ZAHR[Fars.] ile/ve/||/<> ZAHR[Ar.]
( Ağu, zehir, sem, yılan/akrep vb. zehiri.[> ZAHRA: Öd, safra, öç, öfke.] İLE/VE/||/<> Çiçek, özellikle sarı çiçek. )
- ZAMAN (DİLBİLGİSEL) ile ...
( TENSE (GRAMMATICAL) )
- ZAMAN GEÇİRMEK ile/değil/yerine ZAMANI DOLDURMAK
- ZAMAN VERDİM ile/değil/yerine SÜRE KOYDUM
-  ZAMAN YÖNETİMİNDE:
 ACİL ve ÖNEMLİ ile/ve/||/<> ÖNEMLİ ve ACİL DEĞİL
 ile/ve/||/<> 
ACİL DEĞİL ve ÖNEMSİZ ile/ve/||/<> ÖNEMSİZ ve ACİL
( Hemen yap/alım! İLE/VE/||/<> Yapacağımız zamanı belirle/yelim! 
İLE/VE/||/<>
 İşi yapabilecek biri(leri)ne yönlendir/elim! İLE/VE/||/<> Yapma/yalım! )
- ZAMAN ZAMAN
- ZAMAN ZAMAN ile OLUR OLMAZ
- ZAMAN(IM) YOK ile/değil ÖNEM VERMİYORUM
- ZAMAN ile YALIN ZAMAN
( ABSOLUTE TENSE )
- ZAMANI DEĞİL" ile "SIRASI DEĞİL"
- ZAMANI GELDİĞİ ZAMAN ... değil ZAMANI GELDİĞİNDE ...
- ZAMANI GELİRSE" ile/ve "ZAMANI GELDİĞİNDE"
- ZAMANI ÖLDÜRMEK" ile/değil "ZAMANI DEĞERLENDİRMEK"
- ZAMANI/VAKTİ HARCAMAK değil/yerine ZAMANI/VAKTİ KULLANMAK
- ZAMANIN EL VERDİĞİNCE değil ZAMAN EL VERDİĞİNCE
( "ZAMANIN EL VERDİĞİ KADAR" demek üzereyken "ZAMANIN" diye başlayıp bu sözü kullandıktan sonra bir anda zihne başka bir sözün gelmesiyle hızla yön değiştirerek ifadenin bozulmasıyla oluşur. [Dli yanlış kullanmaktan değil bazen konuşma koşullarının çoklu etkileri altında sözcükler arasında karmaşalar yaşanabilir.] )
- ZAMİR[Ar.] değil/yerine/= ADIL
- ZAMK[Ar. < ŞAMG] değil/yerine/= TUTKAL/YAPIŞTIRICI
- ZAMKİNOS
( Adı birden anımsanamayan, küçük, değersiz şeyler için kullanılır. | Dost, metres. | Kaçma. )
- ZAN(N) ile/değil/yerine/>< İLM/İLİM
- ZAN ile/değil ATIF
- ZAN değil/yerine/= SANI
- ZAN ile/ve/değil/yerine/<>/>< SEN
- ZAN değil/yerine/>< ZEN
itibarı ile 10.158 başlık/FaRk ile birlikte,
10.158 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(41/42)
 (1996'dan beri)
(1996'dan beri)