Bugün[31 Ekim 2025]
itibarı ile 10.158 başlık/FaRk ile birlikte,
10.158 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...




- RASTLANTI["RASLANTI" değil!] = TESADÜF = CHANCE, HAZARD[İng.] = HASARD[Fr.] = ZUFALL[Alm.]


- RASTLANTI ile KAZAEN


- RAYLARA:
"ŞAHIS DÜŞTÜĞÜNDE" değil "BİRİ DÜŞERSE"

( Raylı yolların duraklarında bulunan uyarı yazılarının, ilgili yöneticilerce düzeltilmesi dileğiyle... )


- RAZI MIDIRLAR? değil RAZILAR MIDIR?


- re ile Re

( Gam dizisinde, do ile mi arasındaki ses. | Bu sesi gösteren nota simgesi. İLE Renyum'un simgesi. )


- REDAKSİYON değil/yerine/= DÜZELTME


- REDAKTÖR değil/yerine/= DÜZELTMEN


- REDDETME ile/ve/değil/yerine/<>/> YADSIMA


- REDDİYE[Ar.]

( Bir düşünceyi, bir öğretiyi çürütmek için yazılan yazı. )


- REDDİYE ile/ve/değil/||/<>/< GÖNDERME


- REDİF:
EK DURUMUNDA ile SÖZCÜK DURUMUNDA

( Aynı görevdeki eklerin tekrarlanmasıyla. w Aynı anlamdaki sözcüklerin tekrarlanmasıyla. )

( )


- REDİF[Ar.] ile REDİF[Ar.] ile RADİF[Ar.]

( Son dönem Osmanlı ordusunda, askerlik görevini bitirdikten sonra yedeğe ayrılan er. İLE Koşuklarda, uyaktan sonra yinelenen, aynı anlamdaki sözcük ya da ek. İLE Binicinin ardına binen [ikinci] kişi. )


- REFÂKAT değil/yerine/= EŞLİK ETME


- REFERANS değil/yerine/= BAŞVURU


- REFERANS ile/ve PERSPEKTİF


- REFİK/A ile/ve/> SÂDIK


- REFLEKS/REFLEX[İng.] değil/yerine/= TEPKE

( Dıştan gelen bir uyarım sonucu doğan hareket, salgı gibi iç tepkilere yol açan irade dışı sinir etkinliği, yansı. | Dıştan ya da içten gelen bir uyarım sonucunda organizmada tepkilere yol açan istemsiz sinir etkinliği. )


- REFLEKS ile YANSIMA


- REFTE REFTE[Fars.] ile ...

( Gitgide, gide gide, azar azar. )


- REGL değil/yerine/= AYBAŞI


- REGÜLASYON[Fr./İng. < REGULATION]/REGÜLE ETMEK değil/yerine/= DÜZENLEMEK, AYARLAMAK


- REH-İ SENG-SÂR ile ...

( TAŞLIK YOL )


- REHA-BİLİTE değil REHABİLİTE


- REHBER[Ar.] değil/yerine/= KILAVUZ


- REKLAM[Fr. < RÉCLAME] değil/yerine/= TANITI

( Bir şeyi topluma tanıtmak, beğendirmek ve böylelikle sürümünü sağlamak için denenilen her türlü yol. | Bu amaç için kullanılan yazı, görsel, film vb. )


- RELAKS[İng. < RELAX] değil/yerine SAKİN/LİK, RAHAT/LAMA, GEVŞE/ME


- REMZ[Ar.] değil/yerine/= SİMGE


- RENGİ DÖNMÜŞ ile RENGİ ATMIŞ


- RENGİ-RUHSARI (BOZULMAK/SARARMIŞ)


- RENK VERME(ME)K ile/ve/<> KOZ VERME(ME)K


- RENKLENDİRMEK ile/ve ÇEŞİTLENDİRMEK


- REPERTUAR[Fr.] değil/yerine/= SÖZ/EZGİLER DAĞARCIĞI

( Bir tiyatro kurulunun oynamak için seçip hazırlamış olduğu oyunların dizini. | Bir oyuncunun ezberlediği ve oynadığı rollerin dizini. | Bir müzik topluluğunun ya da sanatçının hazırlamış olduğu parçalar. )


- REPLİK[Fr.] değil/yerine/= SON SÖZ

( Oyuncunun sözü karşısındakine bırakırken söyleyeceği son söz. | Oyunda, karşısındakinin sözüne gerekli karşılığı verme. )


- RESİM ile/ve/> PİKTOGRAM ile/ve/> PETROGLİF ile/ve/> YAZIT

( ... İLE/VE/> Resimli, anlamlı simgeler. İLE/VE/> Çeşitli biçimli harflerden oluşan, ilk dönem simgeleri/tamgaları. İLE/VE/> ... )


- REŞİT/RÜŞT[Ar.] değil/yerine/= ERGİN

( Kendini, kendine teslim ve emânet eden. )


- RESMEN ile KESİN


- RESMÎ GEÇİT değil RESM-İ GEÇİT


- REVÂN[Fars.] değil/yerine/= AKICI SÖZ

( Yürüyen, giden, akan, su gibi akıp giden [söz]. | Can, nefs-i nâtıka. | Hemen, derhal. )


- REVİR[Alm.] değil/yerine/= SAĞLIK OCAĞI

( Kurum ve kuruluşlarda, sağlık hizmeti verilmek üzere ve sayrılar için ayrılmış bölüm. )


- REVİZE değil/yerine/= DÜZELTME/GÖZDEN GEÇİRMEK


- REVİZYON değil/yerine/= ONARIM


- REY değil/yerine/= OY


- REYHAN[Ar.] ile/||/<> FESLEĞEN[Yun.]

( Ballıbabagillerden, yaprakları güzel kokulu bir süs bitkisi.[Nane ailesine aittir ve özellikle Akdeniz mutfağında sıkça kullanılır. Kendine özgü baharatlı ve kekiksi tadı vardır.] İLE/||/<> Akdeniz bölgesine özgüdür ve güçlü bir taze ve baharatlı kokusu vardır.[Fesleğen, doğu ve güney Anadolu'da çoğunlukla reyhan olarak bilinse/kullanılsa da fesleğenin irili ufaklı yaprak çeşitliliğiyle birlikte aynıdır.] )

( GÜZEL KOKU, RIZIK, RIZIK-I MÂNEVÎ | FESLEĞEN )


- REZARVASYON değil REZERVASYON


- REZERVE yerine AYRILMIŞTIR


- REZİL-KEPÂZE (OLMAK/EDİLMEK)


- REZİL-RÜSVÂ (OLMAK/EDİLMEK)


- REZİSTANS ile DİRENÇ


- RİCA EDEBİLİRSEM/EDEBİLİR MİYİM? değil RİCA EDEYİM

( İnceliğin, duyarlılığın, nezaketin ve kibarlığın da ölçülü, mantık çerçevesinde olması, abartılmaması gerekir.

Koşulun, koşulu olmaz! İki kere eğer ya da ise olmaz! ise'den sonra tekrar "ise", eğer'den sonra tekrar "eğer" olmaz! Mantıksızdır, anlamsızdır ve işlevsizdir! )


- RİCA-MİNNET (İSTEMEK, ALMAK)


- RİSÂLE ile/ve/||/<> METİN


- RİVÂYET[Ar.] değil/yerine/= SÖYLENTİ


- RİVÂYET ile/ve/değil/yerine/+/>< DİRÂYET[YETENEK]


- ROL "GEREĞİ" değil ROLÜN EREĞİ


- ROL YAPMAK ile ROL KESMEK


- ROMAN ve/||/<> FELSEFE


- ROMANTİK değil/yerine/= ROMANSI


- ROTASYON[Fr./İng. < ROTATION] değil/yerine/= DÖNGÜ/DÜZENLİ DEĞİŞİM


- RÛ/Y[Fars.] ile RÛY[Fars.] ile -RÛ[Fars.]

( Yüz, çehre. İLE Tunç. İLE "biten, olan" anlamlarına gelerek birleşik sözcükler yapar.[HOD-RÛ: Kendiliğinden.] )


- RUH/RÜZGÂR ile/yerine/değil NEFS

( RUH/GEIST: Bütünlüğün ilkesi. | Görünmeyenin, etkisi üzerinden bilinmesi. )


- RUH ve/||/<> KELÂM/SÖZ

( RUH: Hâle bürünmüş kelâm/söz. )


- RUHSAL/LIK" değil/yerine ANLAM/LI/LIK


- RUMCA ile/değil OĞUZCA


- RUMUZ ile MECAZ


- RÛŞEN-DİL ile ...

( GÖNLÜ AYDIN )


- RUTİN[Fr./İng. < ROUTINE] değil/yerine/= SÜRENEK/SIRADAN/ALIŞILAGELMİŞ/ALIŞILAGELEN


- RÜYÂ değil/yerine/= DÜŞ


- RÜZGÂR[Fars. :Çağ.] değil/yerine/= YEL


- RÜZGÂRIN, KAPI ARALIKLARINDA/N:
"ESMESİ" ile "ÜFÜRMESİ"


- S HARFİ:
"ES" değil SE


- S ile 5 <> Z ile 2


- S.KİLMİŞ GÖTÜN DAVASI OLMAZ ile/ve GEÇTİ BOLUN PAZARI, SÜR EŞEĞİNİ NİĞDE'YE


- SAF ile SÂF


- SÜKÛT ile SUKUT


- SÜPRİZ değil SÜRPRİZ


- S ile S

( Türk abecesinin yirmi ikinci harfi.[Dişeti ünsüzlerinin, ötümsüzüdür.] İLE Kükürt'ün simgesi. )


- ŞAAŞA/LI ile ŞAH ŞAHA/LI


- SAAT'TE:
GEÇİYOR, GEÇTİ ile VAR, KALDI

( Saat başından, 30 olana kadarki geçen tüm zaman, 5/10/15(ya da çeyrek)/20/25 "geçiyor, geçti" olarak tanımlanır. İLE 30'dan sonraki, saat sonuna/öteki saat başına kadarki zaman, 25/20/15(ya da çeyrek)/10/5 "var, kaldı" olarak tanımlanır. 30'dan sonrakiler için kesinlikle 35/40/45/50/55 geçiyor gibi bir tanım kullanılmaz, olmaz ! Ayıptır, küçük düşürür. Dikkatsiz, amatör, bilgisiz ve bilinçsiz imajı oluşturur etrafta. )


- SAAT ile/ve SIHHAT(SAĞLIK)

( "SAATLER OLSUN!" değil "SIHHATLER OLSUN!" )


- SAATİ SAATİNE (TAKİP ETMEK)


- SAATLER OLSUN değil SIHHATLER OLSUN


- SABA[Ar.] ile SABA

( Türk müziğinde, bir bileşik makam. İLE Kaba-saba. )


- SABAH RÜZGÂRI değil SABÂ RÜZGÂRI


- SABAH-AKŞAM


- SABAHA KARŞI değil SABAHA DOĞRU


- SABAHÎ değil SABÂ MAKAMI


- SABAHTAN BERİ ...


- SABAHTAN/DEMİNDEN ...):
"... BELLİ" değil ... BERİ


- SÂBIK[Ar.] ile SÂDIK[Ar.]

( Önceki. İLE Sadakatli. | Doğru, gerçek. )


- SABIN değil SABUN


- SABİT ile İLİŞKİ


- SABİT ile SÜREKLİ


- SABİTLEMEK ile/ve/<> BELİRLEMEK


- SABRI OLMAYAN ile/ve/değil/yerine/&gt;/<>/>< RÂZI OLAN

( İntizar eden. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>/<>/>< Zevk eden. )


- SAÇ-BAŞ (DARMADAĞIN)


- SAÇ-SAKAL (BİRBİRİNE KARIŞMIŞ)

( Bakımsızlığı, özensizliği betimler. )


- SAÇ ile/değil SAC ile/değil SAÇ

( Baş derisini kaplayan kıllar. İLE Yassı demir çelik ürünü. | Bu nesneden yapılmış dışbükey pişirme aracı. | Sactan yapılmış olan. İLE Kuyrukluyıldız çekirdeğini saran, ışıklı gazyuvarı. )


- SAÇI KEL değil KAFASI KEL


- SAÇMA-SALAK değil SAÇMA-SAPAN


- SAÇMA(LIK)LAR / SAFSATALAR ile/değil/yerine FaRkLaR

( Sözcükler: "SEN ..." / "SEN DE ..." ile başlatılan/saldırılan "tanımlar".
* Tanım/açıklama: Tartışmada, öteki kişinin söz ve hareketlerini, kendi görüşünü savunmada kanıt olarak kullanma. | "Bir savın doğruluğunun, savı geliştiren kişinin, kişiliği ile ilgisi olduğu" "savı". | Bir kişinin önerileri yerine, önerinin reddedilmesini sağlamak üzere, kişiye sövülerek yapılan saldırı.
Örnek: - "Senin müdür hakkında söylediklerini duydum. Nankör adam! Sen müdürün o kadar ekmeğini yedin!"
- "...yı şu yaptıysa doğrudur/yanlıştır."
- "...yı savunuyorsa ahlâksızın tekiymiş."
Lat./İng.: ARGUMENTUM AD HOMINEM

* Tanım/açıklama: Tepkisel indirgemecilik.
Örnek:
- ... sorununun bu hâle gelmesinin toplumsal, ekonomik, politik bir sürü nedeni var.
- "Terör örgütünü mü savunuyorsun bana?!..."
İng.: STRAW MAN

Sözcük: "ONA BAKARSAN ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Ortak özellik gösteren iki önermenin birbiriyle aynı olması ya da birbirine çok benzemesi gerektiği" "savı". ZAYIF BENZETME
Örnek: "Osmanlı İmparatorluğu da tıpkı Roma İmparatorluğu gibi parçalanmıştır."
İng.: WEAK ANALOGY

Sözcük: "HERKES ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Çoğunluğun benimsediğinin doğru olduğu" "savı".
Örnek: " 'Herkes' ona oy verdiğine göre yaptıkları da doğrudur."
Lat.: ARGUMENTUM AD POPULUM

Sözcük: "DEMEK Kİ ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Zaman içinde, önce gerçekleşen bir olgunun, onu izleyen başka bir olgunun nedeni olması gerektiği" "savı".
Örnek: "Güneş tutulmasından sonra deprem oldu. Demek ki depremin nedeni güneş tutulmasıdır."
Lat.: POST HOC ERGO PROPTER HOC

Sözcükler: "DEMEK Kİ ..." / "SONUÇTA ..." / "TEMELDE ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Tersi kanıtlanamayanın doğru olduğu" "savı".
Örnek: "UFO'ların dünyayı ziyaret etmediği yolunda hiçbir kanıt yoktur. Demek ki ediyorlar."
Lat.: ARGUMENTUM AD IGNORANTIAM

Sözcükler: "DEMEK Kİ ..." / "ZATEN ..." ile başlayan "tanımlar".
* Tanım/açıklama: "Bağlantı, ilişki ya da ortak özelliklerin, mutlaka neden-sonuç ilişkisi içinde olduğu" "savı".
Örnek: "Genç kızlar, çok çikolata yiyor. Genç kızlarda sivilce çok görülüyor. Demek ki, sivilcenin nedeni çikolatadır."
Lat.: CUM HOC ERGO PROPTER HOC

* Tanım/açıklama: "Geleneksel olanın doğru olduğu" "savı".
Örnek 1: "...'yı öldürmemiz gerekiyor. Çünkü töre böyle."
Örnek 2: "Bunca yıldır böyle yapılıyor. Demek ki doğrudur."
Lat.: ARGUMENTUM AD TRADITIO / ANTIQUITATEM

* Tanım/açıklama: "Bir tartışmanın taraflarından birinin sessiz kalmasının, sessiz kalan tarafın tartışılan konuda bilgisi olmadığını, haksız olduğunu ya da yanıldığını kabullenmesi anlamına geldiği" "savı".
Örnek: "Sükût, ikrardan gelir! Türk atasözü."
Örnek:
- Sanık, sorguda susma hakkını kullanmıştır!
- "Suçsuzsa neden sussun ki?! Kalkıp açık açık, 'Ben suçsuzum!' derdi suçlu olmasaydı!"
Lat.: ARGUMENTUM EX SILENTIO

Sözcükler: "DEMEK Kİ ..." / "BELKİ DE ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Sorunun ardında yatan varsayımların doğru olduğu" "savı". YÜKLÜ SORU
Örnek:
- Uyuşturucu kullanmaktan ne zaman vazgeçtin?
- Vazgeçmedim!
- Demek ki hâlâ kullanıyorsun?!...
- Hayır, hiç kullanmadım!
- "Ama vazgeçmediğini itiraf ettin!"
İng.: LOADED QUESTION

Sözcükler: "TEMELDE ..." / "HİÇ" / "HEP" ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: Döngüsel nedensellik. Kendi kendini "kanıtlayan" önerme.
Örnek: "O, tembeldir. Çünkü çalışmayı hiç sevmez."
Örnek: "Yalancı değilim. O nedenle, tüm söylediklerim doğrudur."
Örnek: "Sudan hafif maddeler yüzerler. Çünkü batmazlar."
Lat.: PETITIO PRINCIPII
İng.: BEGGING THE QUESTION

Sözcükler: "NASILSA ..." ile başlayan "tanımlar".
* Tanım/açıklama: "Ünlülerin/güçlülerin/zenginlerin söylediklerinin doğru ya da yoksulların söylediklerinin yanlış olduğu" "savı".
Örnek 1: "... bunu söylüyorsa doğrudur."
Örnek 2: "O beş parasızın teki! Söylediklerine kim inanır!?..."
Lat.: ARGUMENTUM AD CRUMENAM

* Tanım/açıklama: "Yoksulların söylediklerinin doğru ya da zenginlerin söylediklerinin yanlış olduğu" "savı".
Örnek: "Adamın beş parası yok ki çapkınlık yapabilsin!"
Örnek: "Adamın milyonları var. Güya eşini hiç aldatmamış!"
Lat.: ARGUMENTUM AD LAZARUM

* Tanım/açıklama: "Acınacak durumda olmanın ya da çaresizliğin, söylenilen ya da yapılanların yanlışlığına ağır bastığı" "savı".
Örnek: "Adam ayakta duramayacak denli yaşlı ve hasta. Bence geçmişte yaptıklarından sorumlu tutulmasına artık gerek kalmamalı."
Lat.: ARGUMENTUM AD MISERICORIDIAM

Sözcükler: "İLLE DE" / "TEMELDE ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Yalnızca iki seçeneğin var olduğu savı." YANLIŞ İKİLEM.
Örnek: "Ya çözümün bir parçasısındır ya da sorunun!"
İng.: BIFURCATION

Sözcükler: "ELİMDE DEĞİL ..." / "NE BİLEYİM ..." sözlerinin eklendiği "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Güç"/"zayıflık" kullanımı.
Örnek: "Ders kitaplarında yazılanlar doğrudur. Eğer yanlış dersem öğretmen beni sınıfta bırakır."
Lat.: ARGUMENTUM AD BACULUM


Az kullanılması gerekenleri ve kullanırken çok dikkat edilecekleri bil de KONUŞ!!! )

( http://www.nku.edu/~garns/165/ppt3_2.html

http://courses.washington.edu/spcmu/334/fallacies.html )

( Safsata Türleri )


- SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR:
BİÇİMSİZ ile/ve/||/<> BELİRSİZLİK ile/ve/||/<> SALDIRI ile/ve/||/<> KONUNUN ÖZÜNÜ KAÇIRMA ile/ve/||/<> TARTIŞMALI NEDEN ile/ve/||/<> İSTATİSTİKSEL HATA ile/ve/||/<> ŞAŞIRTMA ile/ve/||/<> YETKEYE BAŞVURMA ile/ve/||/<> DUYGULARA BAŞVURMA ile/ve/||/<> KIYASLAMA HATALARI ile/ve/||/<> SINIFLANDIRMA HATALARI

( BİÇİMSİZ SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR
( INFORMAL FALLACIES vs./and/||/<> FALLACIES )

BELİRSİZLİK SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: GÖNDERMELİ ile/ve/||/<> VURGULAMA ile/ve/||/<> ÇOK ANLAMLILIK
( FALLACY OF: EQUIVOCATION vs./and/||/<> ACCENT vs./and/||/<> AMPHIBOLY )

SALDIRI SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: KARALAMA ile/ve/||/<> NİTELİKSEL ile/ve/||/<> "SEN / SEN DE ..." ile/ve/||/<> DOLDURUŞA GETİRME
( ARGUMENT AGAINST THE MAN vs./and/||/<> CIRCUMSTANTIAL AD HOMINEM vs./and/||/<> FALLACY OF "YOU / YOU ALSO" vs./and/||/<> POISONING THE WELL )

KONUNUN ÖZÜNÜ KAÇIRMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: KISIR DÖNGÜ ile/ve/||/<> İLGİSİZ AMAÇ ile/ve/||/<> İLGİSİZ SONUÇ ile/ve/||/<> İDDİAYI ZAYIFLATMA ile/ve/||/<> KONUYU SAPTIRMA
( BEGGING THE QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF IRRELEVANT PURPOSE vs./and/||/<> IRRELEVANT CONCLUSION vs./and/||/<> FALLACY OF STRAW-MAN vs./and/||/<> FALLACY OF RED HERRING )

TARTIŞMALI NEDEN SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: YANLIŞ NEDEN ile/ve/||/<> ÖNCESİNDE ile/ve/||/<> ORTAK ETKİ ile/ve/||/<> GÖZDEN KAÇIRILABİLİR NEDEN ile/ve/||/<> YANLIŞ YÖN ile/ve/||/<> KARMAŞIK NEDENLER
( FALLACY OF FALSE CAUSE vs./and/||/<> FALLACY OF "PREVIOUS THIS" vs./and/||/<> JOINT EFFECT vs./and/||/<> GENUINE BUT INSIGNIFICANT CAUSE vs./and/||/<> WRONG DIRECTION vs./and/||/<> COMPLEX CAUSE )

İSTATİSTİKSEL HATA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: YETERSİZ ÖRNEK ile/ve/||/<> TEMSİL ETMEYEN ÖRNEK ile/ve/||/<> YANLIŞ BENZETME ile/ve/||/<> YOK SAYMA ile/ve/||/<> SÜMEN ALTI ile/ve/||/<> KUMARBAZ
( FALLACY OF INSUFFICIENT SAMPLE vs./and/||/<> UNREPRESENTATIVE SAMPLE vs./and/||/<> FALSE ANALOGY vs./and/||/<> SLOTHFUL INDUCTION vs./and/||/<> FALLACY OF SLANTING vs./and/||/<> GAMBLER'S FALLACY )

ŞAŞIRTMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: DEVEDE KULAK ile/ve/||/<> YA SİYAH, YA BEYAZ ile/ve/||/<> KANITLAMA ZORUNLULUĞU ile/ve/||/<> FELÂKET ÇIĞIRTKANLIĞI ile/ve/||/<> İMÂLI SORU ile/ve/||/<> ÇOK SORULU ile/ve/||/<> SINIRLI SEÇENEK
( FALLACY OF THE BEARD vs./and/||/<> BLACK OR WHITE FALLACY vs./and/||/<> ARGUMENT FROM IGNORANCE vs./and/||/<> FALLACY OF SLIPPERY SLOPE vs./and/||/<> COMPLEX QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF MANY QUESTIONS vs./and/||/<> FALLACY OF LIMITED CHOICES )

YETKEYE BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: BİR BİLENE SORMA ile/ve/||/<> YETERSİZ KAYNAK ile/ve/||/<> İNANCA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ORTAK TUTUMA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ÖBEK BASKISI ile/ve/||/<> YARARCI ile/ve/||/<> BEĞENDİRME ile/ve/||/<> DAYATMA ile/ve/||/<> İÇİNDEKİ DEĞİL DIŞINDAKİ(ZARF-MAZRUF) ile/ve/||/<> GENETİK
( ARGUMENT TO AUTHORITY vs./and/||/<> FALLACY OF UNQUALIFIED SOURCE vs./and/||/<> APPEAL TO BELIEF vs./and/||/<> APPEAL TO COMMON PRACTICE vs./and/||/<> BANDWAGON, PEER PRESSURE vs./and/||/<> PRAGMATIC FALLACY vs./and/||/<> APPEAL TO PERSONAL INTERESTS vs./and/||/<> FALLACY OF "IS" TO "OUGHT" vs./and/||/<> STYLE OVER SUBSTANCE vs./and/||/<> GENETIC FALLACY )

DUYGULARA BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: TEHDİT ile/ve/||/<> DUYGU ile/ve/||/<> ÖNYARGILI DİL ile/ve/||/<> MAZERET
( ARGUMENT FROM FORCE vs./and/||/<> ARGUMENT TO PITY vs./and/||/<> PREJUDICIAL LANGUAGE vs./and/||/<> FALLACY OF SPECIAL PLEADING )

SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> HATALAR
( FALLACIES vs./and/||/<> MISTAKES/WRONGS )

KIYASLAMA HATALARI: GENELLEŞTİRME ile/ve/||/<> ÖZELLEŞTİRME
( FALLACY OF CONVERSE ACCIDENT vs./and/||/<> FALLACY OF ACCIDENT )

SINIFLANDIRMA HATALARI: BÜTÜNLEME ile/ve/||/<> İNDİRGEME
( FALLACY OF COMPOSITION vs./and/||/<> FALLACY OF DIVISION ) )


- SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> HATALAR


- SAÇMA(SAPAN) ile KELALÂKA


- SAÇMA ile ABES


- SAÇMA ile/ve/değil/yerine YETERSİZ/LİK


- SAÇMALAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< SAYGISIZLAŞMAK


- SAÇMALIK" ile/ve/değil/yerine/<> ÇELİŞKİ


- SAÇMALIKLAR/DA:
KİŞİNİN ÇIĞLIĞI ile/ve/||/<> DÜNYANIN SESSİZLİĞİ


- SAÇMASAPAN(BERHÛD[Fars.]/TÜRREHÂT[Ar.]) (KONUŞMAK)


- SÂDE[Fars.]/SÂF[Ar.] değil/yerine/= ARI/YALIN


- SADE ile/ve/değil/yerine/||/<> SADECE


- SADECE ..., SADECE ..., SADECE ... (DEĞİL) değil/yerine/= TEK BİR ŞEY (DEĞİL)


- SADECE ..." ile "SALT ..."


- SADECE ... ile/||/<> BİR TEK ...


- SADECE O MU? ile/ve/değil O MU SADECE?


- SADECE ŞAKAYDI ile/ve/||/<> BİLMİYORUM ile/ve/||/<> UMRUMDA DEĞİL ile/ve/||/<> TAMAM

( [Ardında, en azından, küçük bir ... ]
Gerçeklik yatar. İLE/VE/||/<> Bilgi yatar. İLE/VE/||/<> Düşünce ve/ya da duygu yatar. İLE/VE/||/<> Acı yatar. )


- SADECE ile ANCAK VE ANCAK

( MAHZÂ: Ancak, yalnız, tek, sade. | Hâlis, katkısız, tam. )


- SADECE ile/ve/değil BAŞLI BAŞINA


- SADED[Ar.] değil/yerine/= ASIL

( Asıl konu. | Yakınlık, civar. | Düşünce, niyet, kasıt; girişim/teşebbüs. )


- SADED[Ar.] ile ÖZET

( Asıl konu. | Yakınlık, civar. | Düşünce, niyet, kasıt; girişim/teşebbüs. İLE ... )


- SADED[Ar.] ile SONUÇ

( Asıl konu. | Yakınlık, civar. | Düşünce, niyet, kasıt; girişim/teşebbüs. İLE ... )


- SADEDE GELMEK değil/yerine/= KONUYA DÖNMEK


- SADELEŞME ile ÖZE DÖNÜŞ


- SADELEŞTİRME ile ÇEVİRİ


- SADELİ değil(/olmaz) SADE


- SÂDIR ile HUSÛL


- SADIR ile SÂDIR

( Göğüs/sine. | Yürek/kalp. | Kazaskerlere verilen san. | Sadrazam sözcüğünün, kısa söylenişi. İLE Çıkan, görünen. )


- SADRAZAM TORUNU değil SADRAZAM'IN SOL TAŞAĞI


- SAF ..." ile/ve/<> "SADECE ..."


- SAF ... değil SALT ...


- SAFAHAT ile SEFAHAT

( Evreler, safhalar. İLE Eğlenceye düşkünlük. | Uçarılık. )


- SAFİYE ve/||/<>/> TASFİYE


- SAFİYET ve/||/<> SAMİMİYET


- SAFLAŞMA ile/ve/değil/yerine/<> YALINLAŞMA


- SAFSATA ile HURÂFE


- SAFSATA ile TOTOLOJİ

( Belirli bir niyet üzere uyarlanmışlık da vardır. İLE ... )


- SAĞ SALİM değil/yerine/= SAĞ SAĞLAM/SAĞ ESEN/ESENLİKLE


- SAĞ-SALİM (GİTMEK, ULAŞMAK, DÖNMEK)


- SAĞ-SOL


- SAĞ ile/ve/||/<>/> SELÂMET

( Sen. İLE/VE/||/<>/> Ben. )


- SAĞA ÇEKMEK ile KENARA ÇEKMEK


- SAĞA SOLA (SORMAK, BAKMAK)


- SAĞAR ile/değil SAĞIR

( Sağma işlemi yapan. İLE/DEĞİL Duymayan/işitmeyen kişi. )


- SAĞDUYU ile/ve/||/<> SAĞGÖRÜ

( Doğru, akla uygun yargılar verme yeteneği. | Doğru ile yanlışı birbirinden ayırma ve doğru yargılama gücü. İLE/VE/||/<> Gerçekleri, yanılmadan görebilme yeteneği. )


- SAĞLAMAK ile "BECERMEK"


- SAĞLAMAK ile/değil KURMAK


- SAĞLAMAK ile ÖNAYAK OLMAK


- SAĞLAMLAŞTIRMA ile/ve/||/<> PEKİŞTİRME


- SAĞLI-SOLLU


- SAĞLIKLI/SAĞLIKSIZ ... değil/yerine ORANTILI/ORANTISIZ ...


- SAĞYA değil SAĞA


- SAH[Ar.] ile/değil/yerine İMLEÇ

( Bir şeyin doğru olduğunu belirtmek için yapılan im. )


- SAHA değil SÂHA


- ŞAHANE değil/yerine/= ÇOK GÜZEL, EŞSİZ, GÖRKEMLİ


- ŞAHESER[Ar.] değil/yerine/= BAŞYAPIT


- SAHİBİ değil EMÂNETÇİSİ


- SAHİBİNDEN değil EMÂNETÇİSİNDEN


- SAHİBİSİ" değil SAHİBİ


- SAHİH[Ar.]["SAİH" değil!] değil/yerine/= DOĞRU


- SAHİH ile/ve SARİH

( Bahs'te. İLE/VE Keşf'te. )


- SAHÎK[Ar.] ile SÂHİK[Ar.]

( Uzak. | Çok karışık anlaşılmaz söz. İLE Ezip döven. )


- SAHİL "KENARI" değil SAHİL


- SAHİP OLMADIĞIN ŞEY/DEĞER/OLANAK/KOŞUL ve BULUNMADIĞIN YER

( Vazgeçemeyiz. VE Terk edemeyiz. )


- SAHİP OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< LÂYIK OLMAK


- SAHİP OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> SAHİP ÇIKMAK


- SAHİP OLMAK ile/değil/yerine ŞAHİT OLMAK


- SAHİPLENME ile/değil/yerine/< AİDİYET

( Kentte. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Köyde, doğada. )


- ŞAHIS ZAMİRİ/ADILI ile/ve İŞARET ZAMİRİ/ADILI


- ŞAHIS[Ar. ŞAHS] ile ŞÂHIS

( Kimse, kişi. İLE Sırık. )


- ŞAHIS[Ar.] değil/yerine/= KİŞİ/BİREY


- ŞAHİT ile/değil ŞAYET


- ŞAHKÜL" değil ŞÂKÜL


- SAHNE ALMAK değil/yerine SAHNEYE ÇIKMAK


- SAHNE ÇALMAK ile/değil ÖNEMİNE BİNAEN


- SAHNE TOZU YUTMAK ile/ve/||/<> MÜREKKEP YALAMAK


- ŞAHREM ŞAHREM (AYRILMAK)

( Parçalanmış, yarılmış olarak. )


- ŞAHSEN ile/ve/||/<> BİZZAT


- ŞAHSÎ[Ar.] değil/yerine/= KİŞİSEL


- ŞAHSİLEŞTİRMEK ile ŞAHSİ-LEŞ-TİRMEK


- ŞAHSİYET(Lİ/SİZ) değil/yerine/= KİŞİLİK(Lİ/SİZ)


- SAHTE ile/ve/<> "YARIM"


- SAHTE ile/değil SANKİ


- ŞAİBE[< ŞEVB | çoğ. ŞEVÂİB] ile/değil ŞÂYİA[çoğ. ŞÂYİÂT]

( Leke, kusur, ayıp; noksan, nakîsa. | Art düşünce. | Hile. | Kir, leke | Kötü eser, iz. İLE/DEĞİL Yayılmış haber, yaygın olan, söylenti. )


- SAİKLER/LE değil SAİK/LE

( "Saik", sevk sözcüğünün çoğulu olduğundan, çoğul olana bir "-ler" eki daha olmaz/kullanılamaz. )


- ŞAİR[Ar.]/POET[İng.] değil/yerine/= OZAN


- SAİR[Ar.] değil/yerine/= BAŞKA, ÖTEKİ


- ŞAİR[Ar.] değil/yerine/= OZAN

( Şiir söyleyen ya da yazan kişi. | Hayal gücü geniş olan, duyarlı, duygulu kişi. )

( )


- ŞAİRÂNE[Ar.]/POETIC[İng.] değil/yerine/= OZANCA


- ŞAKA GİBİ ile/ve/=/||/<>/< GİBİ GİBİ


- ŞAKA-MAKA


- SAKÎM[Ar. < SAKAMET] değil/yerine/= BOZUK/YANLIŞ/EKSİK

( Hasta, hastalıklı. | Yanlış. | Rivâyeti doğru, sağlam olmayan hadîs. )


- ŞAKIMAK ile "ŞAKIMAK"

( Ötücü kuşlar ezgili ses çıkarmak, ötmek, şakramak, terennüm etmek. İLE Çok konuşmak, çenesi düşmek. | Şarkıları/şiirleri hoş söylemek ya da okumak. )


- SAKIN HA! ile AMAN HA!


- SAKINAN GÖZE ÇÖP BATAR değil SAKINILAN GÖZE ÇÖP BATAR


- SAKINAN GÖZE ÇÖP BATAR değil SAKINILAN GÖZE ÇÖP BATAR


- SAKİNLEŞME:
AKILDA ve/||/<> GÖNÜLDE

( Bilgi ile. VE/||/<> Sevgi ile. )

( Elinde getiren, karnında götürür; aklında getiren, gönlünde götürür. )


- SAKİNLEYİCİ değil SAKİNLEŞTİRİCİ


- ŞAKIR ŞAKIR (AKMAK)


- ŞAKIR ŞUKUR

( Fazlaca şakırtı çıkararak. )


- SAKLA BENİ, VARKEN; BULUNAYIM SANA, YOKKEN ile/ve SAKLA SAMANI, GELİR ZAMANI


- SAKLAMA(MA)K ile/ve/<> ESİRGEME(ME)K


- SAKLAMAK ile ÖRTMEK


- SAKLAMAK ile/ve/||/<>/> SAYIKLAMAK

( Aşkı/nı. İLE/VE/||/<> Adı/nı. )


- SAKLI GİZLİ (İŞLER YAPMAK)


- SALÂBET[Ar. < SULB] değil/yerine/= KATILIK/SAĞLAMLIK

( Peklik, katılık, sağlamlık. | Manevi kuvvet, dayanma. )


- ŞALDIR-ŞULDUR


- SALDIRI SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
KARALAMA ile/ve/||/<> NİTELİKSEL ile/ve/||/<> "SEN / SEN DE ..." ile/ve/||/<> DOLDURUŞA GETİRME


- SALDIRI ile/değil/yerine ÇIKIŞ


- SALDIRI ile/değil/>< HAKKINI SAVUNMAK

( Etkin olmaya alışık olmayana, hakkını savunmak, "saldırı" gibi gelebilir. )


- SALDIRMAK ile/ve/değil/yerine "SARMAK"


- SALDIRMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SATAŞMAK


- SALINA SALINA (YÜRÜMEK)


- SALKIM SAÇAK

( Eskimiş eşyalarda. )


- SALLAMAK ile ATMAK


- SALLAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YUVARLAMAK


- SALLANTI ile ÇALKANTI


- SALLANTI ile SARSINTI


- SALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> SAÇMAK


- SALYA-SÜMÜK (AĞLAMAK)


- SALYONGOZ değil SALYANGOZ


- ŞAMDAN ile/değil ÇIRAKMA/ÇIRAKMAN

( ... İLE/DEĞİL Üzerine, kandil, mum ya da herhangi bir ışık konulan, yüksek tabla. )


- SAMED ve/||/<> SOMUT


- ŞÂMİL[< ŞEML < ŞÜMÛL] ile/ve/<> KÂMİL[< KEMÂL]

( Topluma. İLE/VE/<> Kişiye/sana! )

( Genele. İLE/VE/<> Özele. )

( İçine alan, kaplayan, çevreleyen. İLE/VE/<> Tam, eksiksiz, bütün. | Olgun. | Bilgin, âlim. )


- SAMİMÎ(YET) değil/yerine/= İÇTEN/LİK


- SAMİMİYET ile AÇIKLIK ile SAYDAMLIK/ŞEFFAFLIK

( Açıklığı ve iyilikseverliği sayesinde hem çevresine, hem de sonuç olarak kendine yararlı olan biri simgelenir. )


- SAMİMİYETİN BELİRTİSİ ve/||/<> DÜRÜSTLÜĞÜN İFADESİ

( Gözler. VE/||/<> Sözler. )


- ŞAMPİYON[Fr., İng. < CHAMPION] değil/yerine/= BÖKE


- SAN-MAK ile ZAN ETMEK


- ŞAN-ŞÖHRET


- ŞAN/LI-ŞEREF/Lİ


- SANA SÖVÜYORUM değil/yerine/>< SENİ SEVİYORUM

( DEĞİL/YERİNE/>< )


- SANAL ile SOYUT


- SANAT ve/||/<>/> (< FELSEFE <) ve/||/<>/> KAVRAM ve ÖTESİ


- SANAT ile/ve/||/<> İNCELİK/RİKKAT[Ar.]


- SANAT ile/ve/||/<> SANA AİT


- SANAT ve/||/<> SEVGİ ve/||/<> FELSEFE

( Kişileri sevmekten daha sanatsal ve bilgece bir şey yoktur. )


- SANATIN:
DİLİ ile/ve/değil/<>/< ARACI


- SANAYİ ve DİL BİRLİĞİ


- SANDIĞIMIZ ile SANDIĞIMIZ

( Seçim sandığımız. İLE Zan/zannettiğimiz. )


- ŞANGIR ŞANGIR (KIRILMAK)


- ŞANGIR ŞUNGUR (SES ÇIKMASI/ÇIKARMAK)


- SANGO ile ...

( Orta Afrika Cumhuriyeti'nde, en yaygın kullanılan yerel dil. )


- SANIRIM ... OLABİLİR değil SANIRIM ... ya da ... OLABİLİR


- SANIRIM ile/ve/||/<> ANLADIĞIM KADARIYLA


- SANIRSAM değil SANIRIM


- SANIRSAM değil SANIRIM/SANIYORUM

( Anlatımda, bir koşulun[eğer/ise] tekrar ya da ikinci kez koşulu olmaz! Zannetmek ya da sanmak, bir koşuldur.

Zannetmek, bir şeyin, sözü geçtiği biçimde olduğunu/olacağını ya da olmadığını/olmayacağını, %51 - 99 oranında "kabul" ya da "iddia" etmenin ikinci kez ve başka bir olasılığı, belirsizliği barındırması ya da "tanımlaması" olanaksız ve anlamsızdır. )


- SANKİ BÖYLE değil SANKİ


- SANKİ GALİBA YANİ" değil SANKİ ya da GALİBA ya da YANİ


- SANKİ ile ...MIŞ GİBİ


- SANKİ ile/değil/yerine SANIRIM

Bugün[31 Ekim 2025]
itibarı ile 10.158 başlık/FaRk ile birlikte,
10.158 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(32/42)