Bugün[31 Ekim 2025]
itibarı ile 10.158 başlık/FaRk ile birlikte,
10.158 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...




- KÜRESEL ile/ve/değil DAİRESEL


- KÜRESELLEŞ(TİR)MEK ile/ve/değil/yerine EVRENSELLEŞ(TİR)MEK

( )


- KURGU/LAMAK ile/ve/<> VURGU/LAMAK


- KURGU ile "MİMARİ"


- KURGU ile/ve/||/<> ANLATIM


- KURGUDA:
KESMEK ile/ve/||/<>/> YONTMAK ile/ve/||/<>/> EKLEMEK


- KURGUL ile/ve/değil/yerine SİMGESEL


- KURGULU değil KURULU


- KURMACA ile DOĞAÇLAMA


- KURMAK ile/ve/||/<> ÖRMEK


- KURMAK ile UYDURMAK


- KURMAK ile/ve YÜRÜ(T)MEK


- KURNAZ/LIK ile/değil CERBEZE

( ... İLE/DEĞİL İyi konuşma. | Beceriklilik, girginlik. | Kurnazlık, hilekârlık. )


- KÜRT BÖREĞİ değil KÜT BÖREK


- KURTARMAK" ile "DOĞRULTMAK"


- KÜRTÇE değil [Doğu Anadolu] OSMANLI TÜRKÇESİ


- KURTULMAK ile SIYRILMAK


- KURTULUŞ ve/< ÖZEN/İMTİNÂ


- KURU KURU (DÜŞÜNMEK)

( Bir şey yapmak yerine sadece düşünerek zaman geçirmek, işe yaramamak. )


- KURU ile KUPKURU


- KURUCU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KOLAYLAŞTIRICI


- KURUYOR ile KURUYOR

( Nesnelerde. İLE Kişilerde. [O, kuruyor.] )


- KUŞ DİLİ ile ...

( HAKÎKAT DİLİ, ÂRİFLER DİLİ )


- KUŞATILMIŞLIK ile/ve/||/<> ÇARESİZLİK


- KUŞDİLİ ile KUŞ DİLİ

( Dişbudak. İLE Çocuk dili. )


- KUŞKU değil/yerine/>< BİLGİ

( BİLGİ: Kuşkuyu yok eden neyse, o! | Kuşkunun giderildiği kavrayış. )


- KUŞKU ile/değil/yerine ÇÖZÜMLEME


- KUSMA/İSTİFRA[Ar.] ile/ve/||/<> KUSMAK

( Kusmak durumu. | Üzerine bir boya uygulandığında alttaki rengin üste çıkması. İLE Midenin içindekini basınçla ağızdan dışarı atmak, çıkarmak. | Reddetmek. | Boyanan ve temizlenen şeyler yeniden ortaya çıkmak. | İçinde birikmiş kinini, öfkesini söyleyerek açığa vurmak. )


- KUSURA BAKMA AMA ... değil/yerine YANLIŞ ANLAMA AMA ...


- KUSURSUZ DİL ARAYIŞI ile TEK KÖKEN VARSAYIMI

( KUSURSUZ DİL ARAYIŞI (UMBERTO ECO - LİTERATÜR) kitabını okumanızı salık veririz. )


- KUSURSUZ DİL ile/ve EVRENSEL DİL

( Nesnelerin doğasını yansıtabilecek bir dil aramak. İLE/VE Herkesin konuşabildiği ve konuşmak zorunda olduğu bir dil aramak. )

( Kusursuz bir dili az sayıda kişinin kullanmaması ve evrensel olarak kullanılan bir dilin kusurlu olmaması için hiçbir neden yoktur. )


- KUSURSUZLUK ile/değil/yerine BÜTÜNLENME


- KÜT KÜT (VURMAK)


- KUTLAMA ile/ve/değil/yerine/||/<> ANMA


- KÜTLE/YER ÇEKİMİ OLGUSU ile/ve/||/<> KÜTLE/YER ÇEKİMİ KAVRAMI

( Herkes için. İLE/VE/||/<> Bilgin//aydın/âlim/filozof için. )


- KUTSALLAŞTIRMA ile/ve/<> VAAZ (ETME)


- KUTUP değil/yerine/= UC


- KÜTÜR KÜTÜR (YEMEK)


- KUVVE-İ GAZABİYYE ile/ve KUVVE-İ ŞEHVİYE


- KUVVET ile/ve CEMÂL


- KUVVETLE MUHTEMEL değil/yerine/= YÜKSEK OLASILIKLA


- KUYRUĞU DİK TUTMAK" ile/değil "OMURGALI" DURMAK/DAVRANMAK


- KUZEN ile KUZUM


- KUZU KUZU (KABUL ETMEK/GİTMEK, BOYUN EĞMEK)


- KUZU KUZU ile/ve SS / S.KE S.KE


- l/L ile L ile La ile la[İt.]

( Türk abecesinin on beşinci yazacı/harfi. Sesbilim bakımından, dişeti ünsüzlerinin ötümlüsüdür. İLE Romen rakamları dizisinde, 50 rakamını gösterir. İLE [kimya] Lantan'ın simgesi. İLE [müzik] Gam (ll) dizisinde, "sol" ile "si" arasındaki ses. | Bu sesi gösteren nota imi. )


- LÂ İLÂHE, İLLALLÂH
ve
NEHY-İ ANİ'L MÜNKER, EMR-İ BİL MÂRUF
ve/||/<>/<
ÂĞYÂRINI MÂNÎ, EFRÂDINI CÂMÎ


- LA[Oğuz] ile LA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir işin gerçekleştiğini ya da bittiğini açıkça belirtmek için Oğuzlar tarafından kullanılan bir ilgeç.[Eylemlerin sonrasına eklenir.] İLE ... )


- LABİ-/LABİO- ile/||/<> LABİAL

( Dudak, dudaklar. İLE/||/<> Dudaklarla ilgili. )


- LÂF ATMAK ile DİL ATMAK


- LAF ETMEK ile DİL UZATMAK


- LAF-Ü GÜZAF değil LÂF Ü GÜZÂF[: Boş söz.]


- LÂF(Z) değil/yerine/= SÖZ


- LÂF ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/&gt;/&lt; İŞ


- LÂF ile/ve/değil/yerine ÖNERME


- LÂFIZ[Ar.] değil/yerine/= SÖZGE


- LÂFIZ ile/ve KELİME

( Anlamsız. İLE/VE Anlamlı. )


- LÂFIZ ile LÂF ile SÖZCÜK/KELİME ile KAVL ile TERİM/ISTILAH ile KELÂM

( Anlam taşıyıp taşımadığı dikkate alınmaksızın ağızdan çıkan sesler. İLE Hiçbir anlam taşımıyorsa. İLE Bir anlam taşıyorsa. İLE Tamlamaları kapsıyorsa. İLE Belirli bir öbek/grup/kesim tarafından özel olarak kullanılan sözcükler. İLE Tümceyi/cümleyi kapsıyorsa. )


- LÂFIZ ile/ve/||/<>/> MÂNÂ

( Ortak/müşterek. İLE/VE/||/<>/> Çeşitli/muhtelif. )


- LAFZ-I MÜSTA'MEL ile LAFZ-I MÜHMEL


- LAGA-LUGA (ETMEK/YAPMAK)/LAGADA-LUGADA

( Gereksiz konuşmalarda. )


- LAĞV ile/değil/yerine/>< MÜFÎD[< FEYD]

( Yararsız/faydasız, beyhûde, boş. | Yanılma, atlama. | Kaldırma, hükümsüz bırakma. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anlatan, ifâde eden, anlamlı/mânâlı. | Yararlı/faydalı. )

( YEMÎN-İ LAĞV: Alışkanlıkla edilen ve şer'an kefâret gerektirmeyen yemin. )


- LÂHİKE/LÂHİKA[Ar. çoğ. LEVÂHİK] değil/yerine/= EK


- LÂİK ile LAYIK


- LAKAYIK" değil LAKAYIT


- LÂKAYT değil LÂKAYIT/KAYITSIZ


- LAKONİK[Fr. < Yun.] değil/yerine/= DEYİM

( Kısa, özlü söz. )


- LÂL OLANDAN ve AÇ OLANDAN ve HİÇ OLANDAN

( Sözün değerini öğreniriz. VE Ekmeğin değerini öğreniriz. VE Aşk'ın değerini öğreniriz. )

( Bir yılın değerini anlamak için, sınıfta kalmış bir öğrenciye sor.
Bir ayın değerini anlamak için, 8 aylık bir bebek doğuran anneye sor.
Bir haftanın değerini anlamak için, haftalık dergi çıkaran bir yayıncıya sor.
Bir saatin değerini anlamak için, kavuşmayı bekleyen sevgililere sor.
Bir dakikanın değerini anlamak için, trenini kaçıran yolcuya sor.
Bir saniyenin değerini anlamak için, bir kazayı önleyemeyen sürücüye sor.
Bir saniyenin yüzde birinin değerini anlamak için, olimpiyatlarda, gümüş madalya kazanan koşucuya sor.

Her an'ını, değerlendir; her dakikanı, çok özel biriyle paylaş!
Zamanında ortak edebileceğin kadar özel biri. Unutma! Zaman, hiçkimse için durmaz.
Geçmiş zaman, Tarih; Gelecek zaman, Gizemli; ŞU AN ise sana verilen gerçek bir armağandır. )


- LAL- ile/||/<> -LALİA/LALO- ile/||/<> -LEXİA ile/||/<> -PHASİA/-PHRASİA ile/||/<> -PHEMİA ile/||/<> LİNGU-/LİNGUO- ile/||/<> CİON-/CİONO-/KİONO- ile/||/<> STAPHYL-/STAPHYLO-

( Konuşma, anlaşılmaz sözler söylemek. İLE/||/<> Konuşma organları ya da konuşma ile ilgili, konuşma bozukluğu ile ilgili. İLE/||/<> Konuşma, okuyabilme yeteneği ile ilgili. İLE/||/<> Konuşma, konuşma bozukluğu ile ilgili. İLE/||/<> Bozuk konuşma, konuşma yeteneği, söyleme yetisi. İLE/||/<> Dil. İLE/||/<> Küçük dil, uvula ile ilgili. İLE/||/<> Üzüm salkımı, küçük dil ile ilgili, stafilokokla ilgili. )


- LÂM'I-CİM'İ (YOK)

( Lâm, ÂN'ı; Cim, Zaman'ı simgeler. )

( "Beklenilecek, zaman geçirilebilecek yanı yok!" anlamında kullanılır. )


- LAMBUR LUMBUR


- LAMİNAT değil LAMİNANT


- LANGUR-LUNGUR

( Rastgele. )

( Metalsi bir ses çıkararak. | [mecaz] Dikkatsizce, savruk bir biçimde. )


- LANSE ETME değil/yerine/= TANITMA


- LANSE[Fr.] (ETMEK) değil/yerine/= ÖNE SÜRMEK


- LANSMAN[Fr. < LANCEMENT] yerine TANITIM/SUNUM


- LAP ile LARP

( Yumuşak ve ağır bir şey düştüğünde çıkan sesi anlatan sözcük. İLE Ansızın ve güçlü bir biçimde. )


- LAPA LAPA (YAĞMAK)

( Karın yoğun ve tanecikleri ayırd edilir biçimde yağması. )


- LAPPADANAK


- LATEKS[Lat.] ile/değil LASTEKS[İng.]

( Bazı bitkilerin, genellikle süt görünüşünde olan özsuyu. İLE/DEĞİL Kauçuk ve pamuk karışımı bir tür kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan. )


- LÂTİF ile ŞEFFAF


- LÂTİF ve/||/<> ZARİF


- LÂTİFE ile/ve/||/<> İDİL ile/ve/||/<> İDİL[Fr. < IDYLLE] ile/ve/||/<> İDİL

( İncelik. | Güldürecek güzel söz ve öykü. İLE/VE/||/<> Hoş bir ırmak. | Nâzik ve sevgi dolu. İLE/VE/||/<> Kır yaşamı içinde aşk konusunu işleyen kısa şiir. İLE Şırnak iline bağlı ilçelerden biri. )


- LATİN ABECESİ ile/ve/değil/||/<>/> LATİN KÖKENLİ TÜRK ABECESİ


- LATİN RAKAMLARI ile/değil/< ARAP RAKAMLARI
ve/||/<>/<
ARAP RAKAMLARI ile/değil/< HİNT RAKAMLARI


- LAVTA[Alm. < Ar.] ile LAVTA[İt.]

( Mızrapla çalınan, gövdesi uddan küçük bir çalgı. İLE Ebe. | Doğacak çocuğu, ana rahminden çekmeye yarayan araç. | [eskiden] Erkek doğum uzmanı. )


- LAYLON değil NAYLON


- LÂZIM GEREKEN değil LÂZIM GELEN


- LÂZIM/LÜZÛM(LU)[Ar.] değil/yerine/= GEREK(Lİ)


- LEB DEMEDEN, LEBLEBİYİ ANLAMAK ile/ve/değil/||/<>/< LEB DEMEDEN LÜB'Ü ANLAMAK


- LEBLEBİ ile/ve/||/<> TOP

( Leblebi kadar anlatmak/anlatabilmek için (büyük bir) top kadar bilmek gerek. )


- LEGAL[İng.] değil/yerine/= YASAL


- Leh ile/değil LEH[Ar.]

( Polonya halkından olan kişi. İLE Onun için, onun tarafına, ondan yana. | Bir şeyden ya da birinden yana olma. | Yarar. )


- LEHÇE[Ar.]/DİYALEKT[Yun.] değil/yerine/= EYTİŞ


- Lehçe ile LEHÇE[Ar.]/DİYALEKT[Yun.]

( Polonya dili. İLE Bir dilin, tarihsel, bölgesel, siyasal nedenlerden dolayı, ses, yapı ve sözdizimi özellikleriyle ayrılan kolu. )


- LEİO-/LİO- ile/||/<> LAMİN-

( Düz. İLE/||/<> Düz plak. )


- LEJAND değil/yerine/= ALTYAZI


- LEKSİKOLOJİ[Fr., İng.] değil/yerine/= SÖZCÜKBİLİM/SÖZLÜKBİLİM


- LEP- ile/||/<> LEPİD-/LEPİDO- ile/||/<> -LEPSİA/-LEPSİS

( Havale, almak. İLE/||/<> Pul, kepek. İLE/||/<> Nöbet, paroksismal atak. )


- LEŞ[Fars. < LÂŞE] ile/değil/||/<> CESET


- LEVEL[İng.]/SEVİYE[Ar.] değil/yerine DÜZEY


- LEVH-İ DİL ile ...

( MÜ'MİNİN GÖNLÜ )


- LEVHA[Ar.]/TABELA[İt. < TABELLA] ile ARMADURA[İt. < ARMATURA]

( Bir yere asılmak için yazılmış yazı, safiha. Üzerinde tanıtıcı, belirtici bir yazı, açıklama, işaret ya da resim bulunan, tahta ya da sac parçası. | Hastahane, yatılı okul, askerî birlik gibi toplu yemek verilen yerlerde, günlük yemek için çıkarılan erzakın türünü, miktarını gösteren çizelge. | Hastahanelerde her hastanın gündelik yemek ve ilacının yazıldığı kâğıt. İLE Gemide direklere takılı halatları bağlamak için küpeştenin iç tarafında bulunan delikli ve çubuklu levha. )


- LEVO-/LAEVO- ile/||/<> SİNİSTR-/SİNİSTRO-

( Sol, solda. İLE/||/<> Sol, sola yönelik, sola doğru, sol yanı gelişmiş, sol. )


- LEYBIL[İng. < LABEL] değil/yerine/= ETİKET


- LİEN-/LİENO- ile/||/<> SPLEN-/SPLENİ-/SPLENİA-/SPLENO-

( Dalak, dalakla ilgili. İLE/||/<> Dalakla ilgili. )


- LİG- ile/||/<> PEC- ile/||/<> -PEXİA/-PEXİC/-PEXY ile/||/<> PON-/PONT-

( Bağ, bağlanma. İLE/||/<> Bağlamak. İLE/||/<> Bağlama, fiksasyon. İLE/||/<> Köprü, bağlantı. )


- LİG[Fr.,] değil/yerine/= KÜME


- LIKIR LIKIR (İÇMEK)


- LİME LİME, PÂRE PÂRE/CEV CEV[Fars.] (PARÇA PARÇA) (ETMEK) (DOĞRAMAK)

( Kavgalarda ya da ebeveynlerin, çocukları "korkutmaya" çalışmalarında söylenilen. )[Yanlıştır!] )


- LİMİT[İng.] değil/yerine/= SINIR


- LİNÇLEMEK değil LİNÇ ETMEK


- LİNEER/LINEAR[İng.] değil/yerine/= DOĞRUSAL


- LİNET[Ar.] değil/yerine/= SÜRGÜN


- LİNGUİSTİK değil/yerine/= DİL(SEL)


- LİSAN-I MÜNÂSİP (İLE)[Ar.] değil/yerine/= UYGUN BİR DİL (İLE)


- LİSAN[Ar.]/ZEBAN[Fars.] değil/yerine/= DİL/DİLDEM


- LİSÂN[Ar.] değil/yerine/= DİL


- LÎSAN ile/değil LİSÂN

( İstanbul ağzı. İLE Anadolu ağzı. )


- LİTERATÜRDEN PAY ALMAK ile/ve/<> LİTERATÜRE KATILMAK


- LİTOSFER değil/yerine/= TAŞYUVARI/TAŞKÜRE


- LİTRE ile KİLO


- LİYÂKAT ile HAK

( Lâyık oluş. İLE ... )

( İktidar, beceri, erdem. İLE ... )


- LLULL KOMBİNATUVARI ile/ve BRUNO KOMBİNATUVARI


- LOGOS = LEGEIN[Yun.] = SÖYLEMEK, KONUŞMAK, DEYİ


- LÖKÜR LÖKÜR (İÇMEK)


- LÖMBÜR LÖMBÜR (SALLANMAK)

( Kilo fazlalığındaki yağlar için. )


- LÖNK ile/değil LÖK


- LÖP LÖP (YUTMAK)


- LÛGAT[Ar.] değil/yerine/= SÖZLÜK


- LÛGAT ile/ve KAMÛS

( Sözlük. İLE/VE Büyük sözlük. )

( Hakikî. İLE Sözlük/Ahit. )

( Lûgat'lerde Hakikî anlamı bulursunuz. İLE Sözlük ya da sözlükçelerde farklı anlamlar yüklenmiş olabilir. )


- LUTE- ile/||/<> XANTH-/XANTHO- ile/||/<> CİRRH- ile/||/<> CHLOR- ile/||/<> ERYTHR-/ERYTH-/ERYTHRO- ile/||/<> RHOD-/RHODO- ile/||/<> CEPT- ile/||/<> CYAN-/CYANO- ile/||/<> AURİ-/AURO-

( Sarı. İLE/||/<> Sarı. İLE/||/<> Siroz, portakal sarısı. İLE/||/<> Açık yeşil, klorla ilgili. İLE/||/<> Kırmızı, erythro cyto-'nun kısaltılmış biçimi. İLE/||/<> Kırmızı. İLE/||/<> Al. İLE/||/<> Mavi, mavimsi. İLE/||/<> Altın. )


- LÜTFEN[< LÂTİF]/LÜTÛFEN ile/ve/< RİCÂ[< REC' | çoğ. RÜCÛ]

( Kabalaşmış/kesif olandan değil en ince olandan (noktadan), hepimizin başlangıç/hareket/buluşma noktasından sesleniyorum/istiyorum. İLE/VE En ince olana (noktaya) geri dönüyorum. Orada buluşuyor ve oradan sesleniyorum/istiyorum. )


- LÜTFEN ile/ve RİCA EDERİM


- LÜTÛF ile/ve/||/<> SIR


- LY-/LYO- ile/||/<> LYS-/LYSİ-/-LYSİS/LYSO-/-LYTİC ile/||/<> MALAC-/MALACİA-/MALACO-

( Çözünmüş, erimiş. İLE/||/<> Gevşeme, çözünme, ayrılma, indirgenme, kurtulma, paralizi, cerrahi yolla yapışıklıkların açılması, yumuşama, serbestleşme. İLE/||/<> Yumuşama, yumuşaklık. )


- M-N-O:
MISIR ile/ve/||/<>/> PROTOSINAİTİK ile/ve/||/<>/> FENİKE ile/ve/||/<>/> ERKEN YUNAN ile/ve/||/<>/> KLASİK YUNAN ile/ve/||/<>/> LATİN

( image )


- MÜSİBET değil MUSİBET


- MA'LÛM[Ar. < İLM | çoğ. MA'LÛMAT] < BİLİNEN, BELİRLİ


- MA'REC[Ar. çoğ. MAÂRİC] ile MAHREC[Ar. < HURÛC | çoğ. MAHÂR] / ÇIKAK[Ar.]

( Çıkacak yer, merdiven. İLE Dışarı çıkılacak kapı. | Ağızdan harflerin çıktığı yer. Çıkak, boğumlama yeri.[Fr. POINT D'ARTICULATION] | İlmiyye rütbesinden, İstanbul tarîk-i mevleviyetlerinin ilk pâyesi. | [mat.] Payda. )


- MAİYET ile MAHİYET

( Birlikte bulunma. İLE Nitelik. )


- MAA-MÂ-FÎH[Ar.] ile BİNÂEN ALEYH[Ar.]

( Bununla birlikte, (b)öyle iken, (b)öyle ise de. İLE Bunun üzerine, bundan dolayı. )


- MAALESEF[Ar.]["MALESEF" değil!]/DERDÂ[Fars.] değil/yerine/= NE YAZIK Kİ


- MAAN ile/||/<> MARÛF

( Beraber, birlikte. İLE/||/<> Herkesçe bilinen. )


- MAARİF/Çİ[Ar.] değil/yerine/= EĞİTİM/Cİ


- MADARA (OLMAK/ETMEK) ile REZİL (OLMAK/ETMEK)

( Kötü duruma düşmek, yalanı, yanlışı ortaya çıkmak. İLE ... )


- MADDE/(î) değil/yerine/= ÖZDEK/(SEL)

( Biçimi kabul etme olanağı. )


- MADDEN değil MADDETEN[Ar.]/EYCE


- MADEM EĞER ÖYLEYSE" değil ÖYLEYSE (ya da MADEM ÖYLE)


- MADEM Kİ ÖYLE "SÖYLÜYORSA/YAPIYORSA" değil MADEM Kİ ÖYLE SÖYLÜYOR/YAPIYOR


- MADUR değil MAĞDUR


- MAĞDUR/İYET ile MAHCUB/İYET


- MAĞLUP/MAĞLUBİYET değil/yerine/= YENİK/YENİLEN/YENİLGİ/SIMAK

( Bir savaşta, yarışmada kaybetme, yenilme. | Bir işte, bir uğraşta başarısızlığa uğrama, kaybetme. )


- MAĞŞUŞ[Ar.] değil/yerine/= KARIŞIK


- MAHSUR ile MAHZUR


- MAHALLE ile/değil/||/<> MAHAL'E


- MAHÂRET değil/yerine/= BECERİ


- MÂHÂZÂ/MAAHÂZÂ değil/yerine/= BUNUNLA BİRLİKTE, BÖYLEYKEN, BÖYLE İSE DE


- MAHDUT[Ar. < HADD] ile/ve/||/<>/>/< MAZBUT[Ar. < ZABT]


- MAHDUT[Ar.] değil/yerine/= SINIRLANMIŞ


- MAHFUZ[Ar.]["MAFUZ" değil!] değil/yerine/= SAKLANMIŞ/KORUNMUŞ

( MAHFUZEN: Gözaltında olarak. )


- MAHFUZ[Ar.] değil/yerine/= KORUNAN/KORUNMUŞ/SAKLANMIŞ/SAKLI


- MAHİYET[Ar.] ile MAİYET[Ar.]

( Öz. İLE Tören alayı. )


- MAHİYET ile/ve/||/<> MUHTEVÂ


- MAHKÛM (OLMAK) ile/ve MECBUR (OLMAK)


- MAHLÛK[Ar.] değil/yerine/= YARATIK


- MAHMÛD[Ar. < HAMD] ile Mahmûd[Ar.] ile Mahmûd (Kaşgarlı)[Ar.]

( Övülmeye değer, hamdolunmuş, senâ edilmiş. | Hz. Peygamber'in adlarından biri. İLE Ebrehe'nin Kâbe'yi yıkmak üzere getirdiği filin adı. İLE Türk bilgini, sözlük yazarı ve edibi. | Dîvân-ü Lügat-it Türk'ün yazarı. )


- MAHREM değil/yerine/= İÇREK, GİZLİ


- MAHRUM[Ar.] değil/yerine/= YOKSUN


- MAHRUM ile MAZLUM


- MAHSUBEN[Ar.] ile/değil BİNAEN[Ar.]

( Sayılca. İLE/DEĞİL Dayanarak. )


- MAHSUM" değil MASUM


- MAHSUS[< HAS] ile MAHSÜS[< HİS]


- MAHSUS[Ar.]["MASUS" değil!] değil/yerine/= ÖZELLİKLE


- MAKADÎR-İ MÜŞTEREKE[Ar.] ile MAKADÎR-İ MÜTENÂSİBE[Ar.]

( Aynı ölçü ile ölçülebilen miktarlar. İLE Orantılı çokluklar. )


- MAKALE değil/yerine/= YAZI


- MAKAM-MEVKÎ (PEŞİNDE KOŞMAK)


- MAKAM/MANSIP/MESNET/MEVKİ değil/yerine/= ORUN


- MAKAM ile/ve MERCİ


- MAKARA-KUKARA


- MAKBUL ile/ve MERGUB


- MAKİNA YAPMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< MAKİNA YAPAN MAKİNA YAPMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< "YAPAY ZEKÂ" ÜRÜNLERİ/ARAÇLARI GELİŞTİRMEK/OLUŞTURMAK


- MAKLÛB-İ MUAVVEC ile/ve/<> MAKLÛB-İ MÜCENNAH

( Bir sözcükteki harflerin, düzensizce yer değiştirmesiyle ortaya başka bir sözcüğün çıkması. İLE Söylenişleri aynı iki sözcükten birini, beytin başında, öbürünü sonunda getirme sanatı.
[Gül ruhun hecriyle lâl olmuş gönül ey gonca-fem
Gel bana ben ağlayayım bülbül gibi sen bak da gül.] )


- MAKOSEN değil MOKASEN


- MAKSAT[Ar. < KASD]/AMAÇ[Fars.] değil/yerine/= EREK


- MAKSAT ve/||/<>/> ANLAM


- MAKSAT ile/ve/||/<>/> HÜKÜM


- MAKSİMUM değil/yerine/= SON SINIR / EN FAZLA


- MAKSÛR/E[Ar. < KASR] ile MAKSÛRE[Ar. çoğ. MAKASÎR]

( Kısalmış/kısaltılmış, kasr olunmuş. | Alıkonulmuş. | Bir şeye ayrılmış. | Bazı Arapça sözcüklerin sonunda bulunan "Y" biçiminde yazılan Elif harfi. İLE Camilerde, etrafı parmaklıklı yüksek yer.[Biraz daha yüksek olursa "mahfil" denilir.] )


- MAKUL[Ar. < KAVL]["ku" uzun okunur] ile MA'KUL/MA'KULE[Ar. < AKL]["ku" uzun okunur]

( Söylenilmiş, denilmiş. Söylenilen söz. İLE Akıllıca, akla uygun, akıllıca iş gören, anlayışlı, mantıklı. )


- MAKUL ve/||/<>/> MAKBUL

( Akılcı, akla uygun. VE/||/<>/> Kabul edilir/edilebilir. )


- MÂKUL ile/ve MEŞRÛ

( Usa/akla uygun olan. | Akıllıca iş gören, mantıklı. | Aşırı olmayan, uygun, elverişli. İLE/VE/+/||/<> Yasanın, kamu vicdanının ve dinin doğru bulduğu. )


- MÂKÛLÂT ile/ve/değil/||/<>/> MEKÛLÂT(DENKÖBEKLER/SONSAL SINIFLAR/KATEGORİLER)

( Akıllar/akledilirler. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Sonsal sınıflar/kategoriler. )


- MAKYAJ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜLÜMSE/MEK

( Kişinin en güzel/iyi/büyüleyici/olmazsa olmaz/değerli/etkili/sınırsız/sürekli makyajı, gülümsemesidir. )


- MAL "TAKASI" ile/ve KÜLTÜR "TAKASI"


- MÂL[Ar. çoğ. EMVÂL] ile -MAL[Ar.]

( Bir kişinin tasarrufu altında bulunan değerli ve gerekli şey. | Varlık, servet. | Para, nakit, gelir. | Tüccar eşyası. İLE "Süren, sürülen, takılan, sarılan" anlamlarıyla oluşumlar yapar.[RÛ-MÂL: Yüz süren.] )


- MALDİV ve/<> ADALARI

( 1196 adadan oluşur ve toplam yüzölçümü 298 km²'dir. Başkenti Male'dir. )

( Delikanlı, hırsızlık olayının çok nadir olduğu Maldiv'in ünlü bir plajına vardığında, yine de giysilerinin çalınmasını nasıl engelleyebileceğini düşündü. Denize girmeden önce giysilerinin üzerine, "Bu giysiler, dünya ağır sıklet şampiyonunundur!" diye bir bilgi bıraktı.

Bir süre sonra denizden çıkan delikanlı, giysilerinin çalınmış olduğunu gördü. Yerine ise şöyle bir bilgi bırakılmıştı.

"Bu giysileri çalan, dünya maraton şampiyonudur!" )


- MALİ'DE:
HOŞNUTLUK ve/<> "HAP, HEP, HAP"

( Bir şey hoşlarına gittiğinde kullandıkları söz(cük)ler. )


- MÂLÎ[Ar.] ile MÂLÎ[Ar.] ile MALİ[Ar.] ile MÂLİH[Ar.]

( Malla, parayla ilgili. | Devlet, gelir ve giderlerinin yönetimine ait. İLE Çok fazla. | Dolu. İLE Afrika'da bir ülke. İLE Tuzlu. )


- MALİNKA" değil KAMALİN[Rusça]


- MÂLİYET ile/ve/değil BEDEL


- MALİYETİN ...:
"BÜYÜMESİ" değil ARTMASI


- MÂLUM ile/ve ÂŞİKÂR


- MALUM ile/||/<> MÂLUM

( Elma. İLE/||/<> Bilgi. )

( Latince. İLE/||/<> Arapça. )

( ELEMA: Gizli, gizlenmiş. )


- MALUMUN ...:
İLÂNI değil İLÂMI


- MALUMUNUZ ... ile/ve/değil/yerine/<> ANIMSARSANIZ ...


- MALUMUNUZ ... ile/ve/değil/yerine/<> BİLDİĞİNİZ GİBİ


- MALZEME[Ar.]/MATERYAL[İng. < MATERIAL / Fr. < MATERIEL] değil/yerine/= GEREÇ


- MALZEME ile SONUÇ


- MALZEME ile/ve VERİ


- MAMÜL değil MAMUL


- MANTIK ile/ve/değil/yerine YÖNTEM


- MÂNÂ[Ar.] değil/yerine/= ANLAM


- MANCA/RE[İt.] ile MANGIA/RE[İt.]

( MANCA: Fiiil çekimi. ([o] eksik/yok.) [Zaman eksik.(Manca il tempo.)]
MANCARE: Mastar fiil. eksik olmak / özlemek vb. [Voglio mancare di nulla["Hiçbir şeyden yoksun kalmak istemiyorum." ("Her şeyim olsun istiyorum." / "Hiçbir eksik istemiyorum.")]

İLE

MANGIARE: "Yemek yemek" fiili.
MANGIA: [o] yer/yiyor [anlamında çekimi] )


- MANDALİN ÇİNCESİ ile/ve ÇEŞİTLİ ÇİNCELER

( Pekin'de kullanılan temel/esas/geçerli/ağırlıklı Çince. İLE/VE Öteki bölgelerde kullanılan Çince'ler. )


- MANGIR ile MANGİZ[Romence]

( İki buçuk para değerinde, bakırdan yapılmış sikke. | Para. İLE [argo] Para. )


- MÂNİ'[Ar. < MEN | çoğ. MENEA] ile MA'NÎ/MÂNÂ[Fars.] ile Mânî[Fars.] ile MANİ[Ar.]

( Geri bırakan, alıkoyan, engel olan, men eden. | Engel, özür. İLE Eş, benzer. İLE Ünlü Çin'li nakkaşın adı. Behram Şâpûr zamanında İran'a gelip Zerdüşt ve Îsâ dinlerinin karışımı olan bâtıl mezhebini yaymaya başlamış olmasından dolayı idam edilmiştir. [Erteng/Erjeng adlı yapıtı ünlüdür.] )


- MÂNİ[Ar.]/ENGEL[Fars. :Parazit.] değil/yerine/= ENGEL


- MÂNİ[Ar.] değil/yerine/= ÖNLEYİCİ/ENGEL


- MÂNİ/MÂNİA[Ar.] ile MÂNİ[Ar.] ile MANİ[Fr. < Yun. MANİA]

( Engel. İLE 1.,2. ve 4. mısraları uyaklı(kâfiyeli) halk şiiri. İLE Tutku, düşkünlük, saplantı, taşkınlık. )


- MANİFESTO[İt. < Lat.] değil/yerine/= BİLDİRİ


- MANİPÜLATÖR/MANİPLE değil/yerine/= YÖNLENDİREÇ/YÖNLENDİRİMCİ/YÖNLENDİREÇÇİ


- MANŞET[Fr.] ile MANŞET[Fr.]

( Bir gömleğin kol ağzına geçirilen, genellikle çift katlı kumaştan bölüm, kolluk. İLE Gazetelerin ilk sayfalarının üst bölümüne, iri harflerle konulan başlık. )


- MANSİYON[Fr.] değil/yerine/= ÖZENDİRME ÖDÜLÜ

( Bir yarışmada, konulan ödüle yeterli nitelikte görülmemekle birlite, anılmaya değer bulunan kişiye ya da yapıta verilen derece. )


- MANTAR[Yun.] ile KÖK MANTAR

( Mantarlardan, içinde zehirlileri de bulunan, silindir bir gövde ve üst tarafı şapka biçiminde olan ilkel canlıların genel adı. [Lat. FUNGI] | Esnek ve sudan hafif olduğundan şişe tapası, cankurtaran simidi, cankurtaran yeleği, ayakkabı tabanı ve daha birçok şeyin yapımında kullanılan, su geçirmeyen, meşe ağacı tabakası. | Bu tabakadan yapılan şişe tapası. | Kaldırıma araçların park edilmesini engellemek amacıyla zemine gömülmüş mantar biçiminde beton yükselti. | Çocukların özel tabanca ile patlattıkları barutlu nesne. | Hayvanların burun ucu. | Uydurma söz, yalan. | Mantar hastalığı. | Mantar hastalığına neden olan mikroskobik canlı. İLE Meşe, çam ve fındık vb. ağaçların köklerinde yerleşen, iplik görünüşünde bir mantarın emeciyle, kökün ortak yaşama biçimindeki birleşmesinden oluşan mantar. )


- MANTAR ile MANTAR ile MANTAR ile MANTAR ile MANTAR

( Bitkilerde koruyucu doku olarak görev yapan ve ana maddesi süberin olan ölü hücrelerden oluşan tabaka. İLE Mikroskobik ya da makroskobik olan parazit, saprofit ya da simbiyoz olarak yaşayan, klorofilsiz, öteki canlılar için zehirli ya da zehirsiz olan canlı yapı. İLE Esnek ve hafif olduğundan, şişe tıpası, cankurtaran simidi/yeleği, ayakkabı tabanı ve daha birçok şeyin yapımında kullanılan, geçirimsiz, meşe ağacı tabakası. | Bu tabakadan yapılan şişe tıpası. İLE [hayvanlar] Burun ucu. İLE Çoğunlukla yüzde, deri üzerinde, koyu kızıl ya da mor renkte oluşan bir deri sayrılığı. | Bazı mantarların yol açtığı bitki ya da hayvan hastalığı. )

( LİKEN: Mantar ve alglerin morfolojik ve fizyolojik bir bütün halinde meydana getirdikleri simbiyotik organizmalar. )

( [argo] MANTARLAMAK: Aldatmak, yalan söylemek. )


- MANTIK HATASI ile/ve/değil/||/<>/< YAKLAŞIM/YÖNTEM HATASI


- MANTIK:
"ÜRETMEK" değil YÜRÜTMEK


- MANTIK:
| ANALİTİK APRIORI >< SENTETİK APRIORI | ile/ve/||/<>/> SENTETİK APOSTERIORI

( Mantık. İLE/VE/||/> Matematik. İLE/VE/||/<>/> Fizik. )


- MANTIK(/... MANTIĞI)" ile/değil SIĞINMA


- MANTIK/SAL ile/ve/<> KAVRAM/SAL


- MANTIK ile/ve/<> BİÇİMSELLEŞTİRİLMİŞ MANTIK


- MANTIK ile/ve DİL

( Mantık, dili düzeltmez ve fakat güçlendirir. )


- MANTIK ile/ve/<> MAKSAT


- MANTIK ile/ve/||/<> NİTELEME/YÜKLEMLER MANTIĞI


- MANTIK ile/değil/yerine UYGULAMA


- MANTIKÎ/MANTIKSAL değil/yerine/= ESTEMLİ


- MANTIKLI ile ANLAMSIZ DEĞİL


- MANTIKLI ile MANTIKSAL

( Mantığa uygun, usa/akla uygun. | Mantığa uygun davranan. İLE Mantıkla ilgili olan. )


- MANTIKLI ile/ve/değil/<> UYGUN


- MANTIKSAL KANIT ile/ve/<> MATEMATİKSEL KANIT


- MANTIKSIZ" ile/değil/yerine TUHAF


- MANTIKTA:
TASAVVUR ile/ve MEVZÛ ile/ve MAKSAT


- MARCUS TULLIUS TIRO ile/ve/||/<>/> LUCIUS ANNAEUS SENECA ile/ve/||/<>/> JOHN WILIS ile/ve/||/<>/> SAMUEL TAYLOR

( Romalı hatip Cicero'nun azatlı kölesi olan Marcus Tullius Tiro, efendisinin gerek senatodaki söylevlerini ve gerekse hazırladığı konuşmaları steno ile yazmıştı. İLE/VE/||/<>/> Seneca, Tiro'nun kısaltmalarını geliştirmiş ve bunların sayısı 8.000'e kadar çıkmıştır. İLE/VE/||/<>/> Günümüzde kullanılan stenografi tekniğinin temeli ise XVII. yüzyıla dayanmaktadır. [XVII. yüzyılda yeniden gündeme gelmesinin nedeni ise parlamentonun siyasi yaşama girişidir. Artan meclis oturumları ve alınması gereken önemli notlar arttıkça yazı dili yeniden kullanıma girmiştir. Wilis, bu yazı diline geometrik biçimleri katmasının yanı sıra stenografi terimini de ilk kez kullanmıştır. İLE/VE/||/<>/> Yazdığı makale ile 1792 yılında bu yazı dilini dünyaya tanıtmayı başarmıştır. )

( Nicolas Steno[11 Ocak 1638 - 25 Kasım 1686] ile bir ilgisi yoktur. )


- MÂRİFET ile/ve/||/<>/>/< İLTİFAT

( Mârifet, iltifata tâbidir; müşterisiz meta, zâyidir. )


- MARJİNAL değil/yerine/= AYKIRI/SIRADIŞI


- MARKER değil/yerine/= BELİRTİCİ


- MARKETİNG[İng.] yerine PAZARLAMA


- MÂRR-ÜL-BEYÂN[Ar.] ile MÂRR-ÜZ-ZİKR[Ar.]

( Beyânı, yukarıda geçmiş olan. İLE Zikri, yukarıda geçmiş olan. )


- MÂRR[Ar. < MÜRÛR] ile MÂR[Fars. < MÂRÂN]

( Geçen, mürûr eden. İLE Yılan. )

Bugün[31 Ekim 2025]
itibarı ile 10.158 başlık/FaRk ile birlikte,
10.158 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(26/42)