Dil'deki
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 10.411 başlık/FaRk ile birlikte,
10.411 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(25/43)
- KİNÂYE ile/ve/değil/yerine/<>/>/< İNCELİK
- KİNÂYE ile İSTİNBÂT[Ar. < NEBT]
( ... İLE Bir söz ya da işten, gizli bir anlam çıkarma. Açık olmayarak, dolaylı anlama. )
- KİNÂYE ile TELVÎH
( ... İLE Gerekli şeylerden bahsederek yapılan kinâye. )
- KİNÂYE ile TENKİT
- KİNÂYE ile TEŞBİH
- KİP ile BİÇİM
( MOOD )
- KİP = CİHET, HAL, TAVIR = MODE, MOOD[İng.] = MODE[Fr.] = MODUS[Alm., Lat.] = MODO[İsp.]
- KIPIR KIPIR (KIPIRDAMAK, YERİNDE DURAMAMAK)
- KIPKIRMIZI
- KİPRİK değil KİRPİK
- KIR ATIN YANINDA YATAN, YA HUYUNDAN, YA SUYUNDAN ile KÖRLE YATAN ŞAŞI KALKAR
- KIR-BAYIR
- KİR-KİSP
- KIRAAT ile/ve/||/<> TEFEKKÜR ile/ve/||/<> HAYAT
( Dilin okuması. İLE/VE/||/<> Aklın okuması. İLE/VE/||/<> Kalbin okuması. )
- KİRACI/SAHİP değil/yerine MİSÂFİR
- KIRAN KIRANA (MÜCADELE)
- KIRIK-DÖKÜK
- KIRIK-DÖKÜK (EŞYA)
- KIRIK-KIRTIK
- KIRIK ile/ve/||/<> BÜKÜK ile/ve/||/<> EĞİK
- KIRIK ile/||/<> KİRLİ ÇAMAŞIR
- KIRILIP SERİLMEK
- KIRILMA ile/ve/||/<> EVRİLME
- KIRIM KIRIM (YÜRÜMEK) -
- KIRIŞ KIRIŞ -
- KIRIŞTIRMAK ile "KIRIŞTIRMAK"
( Nesnelerde.[kâğıt, giysi vb.] İLE Biriyle. )
- KIRKAMBAR ile KIRKAMBAR
( İçinde değişik türden şeyler bulunan kap ya da yer. İLE Çok konuda bilgisi olan kişi. | Çerçi. )
- KIRKAYAK ile KIRKAYAK
( Eklem bacaklıların çok ayaklılar sınıfına giren, taşların altında yaşayan, gövdesi yuvarlak ve uzun bir böcek. İLE "Kasık biti". )
- KİRLENMEMEK ile/değil/yerine/||/<>/< ARINMAK
- KİRLİ TOPRAK değil KİLLİ TOPRAK
- KİRLİ/LİK ile/değil/yerine RENKLİ/LİK
- KIRMADAN DÖKMEDEN/KIRIP DÖKMEDEN (İŞ YAPMAK)
- KIRMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> GÖNÜL ALMAYI (DA) BİLMEK
( Herkesin yapabildiği/yapabileceği. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Bazılarının yapabildiği/yapabileceği. )
- KIRMAMAK" ve/||/<> "KIRILMAMAK"
( "Dil ile". VE/||/<> (B)ilim/bilgi ile. )
( İlk ders. VE/||/<> Son ders. )
- KIRMIZI ile MOR
- KIRPMA ile/değil/yerine KOLAYLAŞTIRMA
- KIRPMAK ile/ve/||/<> CIMBIZLAMAK
- KIRT KIRT (KESMEK)
- KIŞ KIŞ
( Kovalama. )
- KIS KIS (GÜLMEK)
- KIŞ-KIYÂMET
- KISA (YOL) ile/ve/değil KESTİRME (YOL)
- KISA DURAK ile/ve/||/<>/> SONSAL DURAK
( Noktalı virgül/üç nokta. [Askıda kalan durak işareti.][Tümcenin devam edeceğini gösterir.] İLE Virgül. [Düz, küçük çizgi.] [Kısa duraklama, sözcük ya da öbek ayırma.] )
- KISA İ ile UZUN İ
( İzci, işaret, iletişim, isim, ikiz, iplik.
İLE
İcat, bitap, bitaraf, veli.
)
- KISA KES, AYDIN HAVASI OLSUN değil KISA KES, AYDIN ABASI OLSUN
( ABA: Kumaştan yapılma giysi.[Aydın efesinin abası, kısa ve dizleri açıktır.] )
- KISA KISA (ANLATMAK) ile KISA KISA (TASARRUF ETMEK)
- KISA SÜRELİ ile/ve/<> GEÇİCİ
- KISACA GEÇİŞTİRMEK değil KISACA GEÇMEK
- KISACA GEÇMEK ile HIZLICA GEÇMEK
- KISACA ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/< KABACA
- KISACA ile ÖZETLE
- KISACASI değil/yerine SÖZÜN KISASI
- KISALTMA ile HIZLANDIRMA
- KISAS ile KIYAS
- KİŞİ İÇİN:
"ÇİZİLEN RESİM" ile "BİÇİLEN KAFTAN"
- KİŞİ ODAKLILIK ile/değil/yerine/>< OLGU(/DURUM/KAVRAM/BAĞLAM) ODAKLILIK
( [GELECEK:] "Kim gelecek? O gelecek." biçiminde algılar/yorumlar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Geçmiş ya da şimdi değil Şimdi'den sonrası olan zamansal durumu/kavramı düşünmek olarak algılar/yorumlar. )
- KİŞİ TANRI ile KAVRAM TANRI
- KİŞİ, KÖTÜ değil İŞİ(PARA DURUMU), KÖTÜ
- KİŞİ/BİREY ile/ve/değil/yerine KAVRAM/DURUM/OLAY
( Bazı durumları yaşayan/deneyimleyen değil o durumu kim yaşarsa yaşasın aynı süreç ve sonuç deneyimlenebilecek olan. )
( Kişinin özgünlüğünün, özerkliğinin üst seviyede olması, sınırlanamaz, kısıtlanamazlığı, kapsayıcılığının derinliği ve genişliği, insanla bağlantılandırılan ve bağdaştırılanların yetersizliği/düşüklüğünden dolayı apayrı olarak ve hiçbir şeyle karıştırılmaması gerekliliği. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kavramın/olayın kendi içinde ve kendine özgülüğünün gözönünde bulundurularak/dikkate alınarak değerlendirilmesi ve arı biçimde bırakılma gerekliliğinin ister kişi, isterse diğer tüm kavram ve olaylarla bağlantılandırılmasındaki/bağdaştırılmasındaki duyarlılık ve titizlik gerekliliği. )
( Kişiyi, kavramsallaştırma! Kavramı, kişiselleştirme!
[ GENEL ile ÖZEL'i karıştırma! ] )
( Düşüncenin üstesinden gelemeyen, düşünenin üstesinden gelmeye çalışır. )
- KİŞİ/İNSAN:
KÂR VAROLANI ile/değil/yerine DEĞERLER VAROLANI
- KİŞİ/İNSAN ve/||/=/<>/< DİL
( Kişi, dilinin ardında gizlidir. )
( TALÂKAT: Dil açıklığı, düzgün sözlülük. | Güleryüzlülük. )
( Kişinin içi neyse, dili de odur. )
( Kişinin, dile; dilin, yola; yolun, ereğe gereksinimi vardır. )
( İnsan/kişi, dil varolanıdır; kelâmla terbiye olunur/edilir. )
( Hakikatin üzerindeki perdelerden biri dildir. )
( SELÂSET: Sözün akıcı olma, kolay anlaşılma hali. )
( AĞZI TATLI: Hoş konuşan. )
( Üslûb-u lîsân, aynıyla insan. )
( Kişi, kendini, yazı aynasında görür/gösterir ve gerçekleştirir. )
- KİŞİ ile/değil KÎŞÎ
( Birey. İLE/DEĞİL Şemseddin Kîşî.[Kutbuddin Şirâzî'nin hocasıdır.] )
- KİŞİ ve/<> KİŞİ
( Kişi, başka bir kişiyle ile insan olur. )
( Bir kişiyi sevmekle başlayacak herşey! )
( Kişi, kaya gibi olmalı, hareket ettiren olursa kımıldamalı! )
( KİŞİ: Benden konuşan ve senden dinleyen. )
( KİŞİ: Altı yönden[ön-arka, sağ-sol, alt-üst] bakabilen. )
- KİŞİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SÖZLÜK
- KİŞİLER İÇİN:
"BİR TANESİ" değil BİRİ
- KİŞİLER İÇİN:
"BİR TANESİ" değil İÇLERİNDEN BİRİ
- KİŞİLERCE, BEĞENİLMEMEK ile/ve/değil/||/<>/< KİŞİLERE, YARANAMAMAK
- KİŞİLERE:
"ACIMAM!" değil/yerine KENDİMİ, ACIMAMAM GEREKTİĞİNE İKNÂ EDERSEM, ACIMAM/ACIMAYABİLİRİM
- KİŞİLERİ KONUŞMAK ile/değil/yerine KİŞİLERLE KONUŞMAK
- KİŞİLERİ:
"YENMEK" ile/değil/yerine/>< KAZANMAK
- KİŞİLERİN, BİRBİRİNİ:
SEÇMESİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BELİRLEMESİ
- KİŞİLERİN/İNSANIN GÜCÜ ile/ve/||/<>/< SÖZCÜKLERİN GÜCÜ
( Sözcüklerin gücü anlaşılmadan, kişinin gücü anlaşılmaz. )
( Kişi, dilinin ardında gizlidir. )
( Söz(cük)leri/ni ve tutumunu değiştir... Dünya/n değişsin! )
- KİŞİLİK ve/||/<>/>/< ONUR
- KİŞİNİN ...:
İÇSELLEŞTİRDİĞİ ile/ve/||/<>/> KÖK SALDIĞI
- KİŞİNİN, ...:
KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRMESİ ile/ve/değil/yerine KENDİNDEKİLERİ AÇIĞA ÇIKARMASI
- KİŞİNİN:
ANLAYACAĞI DİL ile/ve/değil/yerine/||/<>/> "KENDİ DİLİ"
( Aklına ulaşı(lı)r. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> "Kalbine" ulaşı(lı)r. )
- KİŞİNİN:
İÇİNİN(ZİHNİNİN) "BOŞLUĞU" ve/||/<>/>/< DIŞIN/DIŞARIDAKİLERİN "ÖNEMİ"
- KİŞİNİN/ULUSUN:
TOPRAĞI ile/ve/||/<>/> BİNASI
( Ümit. İLE/VE/||/<>/> Çalışma. )
- KISIR DÖNGÜ = DEVR-İ BATIL, FASİT DAİRE = CERCLE VICIEUX[Fr.] = ZIRKELBEWEIS[Alm.] = CIRCULUS VITIOSUS[Lat.]
- KISIR DÖNGÜ ile/||/<> SARMAL
- KISIR/LIK" ile "KABIZ/LIK"
- KİŞİSEL ÇELİŞİM ile/değil/yerine/>< KİŞİSEL GELİŞİM
- KİŞİSEL GELİŞİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< KİŞİSEL YÖNETİM
( Kişi, ne yaparsa kendi yapar, kendine yapar. )
- KİŞİSEL) "KABUL" ile/ve/değil/yerine/></< TANIM
- KİŞİSELLEŞTİRMEK/ŞAHSİLEŞTİRMEK ile KİŞİLEŞTİRMEK/ŞAHISLAŞTIRMAK
( Kişiye özel duruma getirmek. | Bilişim teknolojisinde kullanılan araçları kişiye özgü duruma getirmek. | Birine mal etmek, bağlamak. | Sözü edilen konudan uzaklaşarak olumsuz yönleriyle kişiler üzerinde durmak. İLE Bazı durum, süreç, olayları ya da bazı nesne, bitki ya da hayvanların bazı olumlu ya da olumsuz durumlarını/"özelliklerini", birine/birilerine "yakıştırmak/ilişkilendirmek". )
- KİŞİYE GÖRE RENK DEĞİŞTİRMEK ile/değil/>< KİŞİLİĞİNİN, RENKLİ OLMASI
- KİŞİYE GÖRE ile/değil KİŞİ İÇİN
- KİŞİYE ÖZGÜ ile/ve/değil/||/<>/< KİŞİYE ÖZEL
- KISKAÇ ile MAKAS
- KISKIVRAK (YAKALA(N)MAK)
- KIŞLA ile KIŞLA ile KIŞLA ile KIŞLAK
( Askerlerin toplu olarak barındıkları yapıların tümü. İLE Koyun ve keçi sürülerinin gecelediği ya da kışın barındığı kapalı ağıl. İLE Kış ile [soğuk/kar ile] (baş etmek/edememek). İLE Kışın barınılan yer. | Kışın orduların, göçebe oymakların hayvanlarıyla birlikte yayladan inip konakladıkları yer. )
- KISMEN "DOĞRU" ile/ve/||/<>/> ABARTI
- KISMEN ile/ve NİSPETEN
- KISS ile KISS
( ...~Keep It Simple & Stupid )
( Öpmek. İLE/VE/||/<> Yalın ve bir aptalın bile anlayabileceği kadarını sağla/yeğle! )
- KISSA[Ar.] değil/yerine/= OLAY/DURUM ANLATI
- KISTAS[Ar.]/CRITERION, CRITERIA[İng.]/KRİTER[Fr. < CRITERE] değil/yerine/= ÖLÇÜT/ÖLÇEK
- KISTÂS[Ar.] ile/ve/||/<> KISAS[Ar.]
( Bir suçlunun, başkasına yaptığı kötülüğü, aynı biçimde uygulayarak cezalandırılması. İLE/VE/||/<> Ölçü. | Büyük terazi. )
- KIT KANAAT (GEÇİNMEK, YAŞAMAK)
- KITÂ[Ar.] değil/yerine/= ANAKARA | BİRLİK | DÖRTLÜK
- KITA[Ar.] değil/yerine/= KESİT
- KITA ile KITA ile KITA ile KITA
( Yeryüzündeki altı büyük kara parçasından her biri, ana kara. İLE Askerlerin bir komutanın emrinde biraraya gelmesinden oluşan birlik. İLE Dörtlük. İLE Parça, tane. )
- KİTAB-I:
TENZÎLÎ ile/ve/||/<> TEKVÎNÎ ile/ve/||/<> TELÎFÎ/TAHRÎRÎ
- KİTABET ile/ve/||/<> HİTABET
- KİTABIN ORTASINDAN KONUŞMAK ile/ve/||/<> SONDA SÖYLEYECEĞİNİ BAŞTA SÖYLEMEK
- KİTAP OKUMAYI SEVMEYEN ile/değil/yerine/<> ARADIĞI KİTABI HENÜZ BULAMAMIŞ OLAN
- KİTAP/MUSHAF:
UYUYAN BİREY/TOPLUM İÇİN değil/><
OKUYAN VE DÜŞÜNEN BİREY/TOPLUM İÇİN
(
)
- KİTAP ile/ve/değil/||/<>/< CİLT
- KİTAP ile HİTAP
- KİTAP ve/||/<> HİTAP
- KİTAP ile/ve/<>/< KİTÂBE
( BOOK and INSCRIPTION )
- KITIR KITIR (YEMEK, KESMEK, DOĞRAMAK)
- KITIR ile TIKIR
( Minderin sertleşmesini sağlayan içindeki saman parçaları. | Yalan. | Patlamış mısır. İLE Tıkırdayan, birbirine vuran, çarpan şeylerin çıkardığı ses. | Para. )
- KİTLE değil/yerine/= TOPLULUK
- KİTLEME" değil KİLİTLE(ME)!
- KİTLEMEK/KİTLİ" değil KİLİTLEMEK/KİLİTLİ
- KIVÂM[Ar.] ile/<> TAV[Fars.]
( Koyuluk. | Bir şeyin, en uygun zaman ya da durumu. | Spor çalışmalarında başarılı olabilmek için, fizik ve moral yönünden istenilen iyi durum. İLE/<> İşlenecek bir nesnede bulunması gereken ısının, nemin yeterli olması durumu. | [hayvanlarda] Semizlik. | [mecaz] En uygun durum ve zaman. )
- KIVIL KIVIL -ile
( Topluca hareket edip kaynaşarak. )
- KIVILCIM ile ÇINGI
( ... İLE Kıvılcım. | Parça, zerre. | Maşrapa. )
- KIVILCIM ve/||/<> SİVİLCE
( [fazla] Güvenme servetine! Bir kıvılcım yeter. VE/||/<> [fazla] Güvenme güzelliğine! Bir sivilce yeter. )
- KIVIR KIVIR (SAÇLAR) -ile
- KIVIRMAK ile BECERMEK
- KIVIRMAK ile DÖNDÜRMEK
- KIVRAK ZEKÂ" ile "HAZIR YANIT"
- KIVRIM KIVRIM (KIVRANMAK)
- KIYAFET ile/değil KİFÂYET
( Giysi/giyecek. İLE Yeterli oranda olma, yetme, kâfi gelme. | Yeterlilik. )
- KIYAM ve/||/<> SÜKÛNET ve/||/<> KAVL(SÖZ) ve/||/<> HAYAT
( Hizmet ile. VE/||/<> Saygı ile. VE/||/<> Hikmet ile. VE/||/<> Edeb ile. )
- KIYAS(LAMA)/TASMİM[Ar.] değil/yerine/= TASIM(LAMA)
- KIYAS ile GIYÂS
- KIYAS ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<> HAKARET
( Kimseye ve de özellikle çocuklara, ne kıyas, ne de hakaret edilir! )
- KIYAS ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KISTAS
- KIYASIN ENGELLERİNDE(DEF-İ KIYAS):
MEN ile/ve/||/<> MUARAZA ile/ve/||/<> NAKZ-I İCMÂLÎ ile/ve/||/<> NAKZ-I TAFSİLÎ/ŞEBİHÎ
- KIYASLAMA HATALARI:
GENELLEŞTİRME ile/ve/||/<> ÖZELLEŞTİRME
- KIYASLAMA ile "TOKUŞTURMA"
- KIYASLAMA ile/ve/||/<>/> YARGILAMA ile/ve/||/<>/> SUÇLAMA ile/ve/||/<>/> AŞAĞILAMA
- KIYIDA-KÖŞEDE (KALMAK)
- KIYIN KIYIN -ile
( Kıyıdan, gizli gizli. )
- KIYISINDAN-KÖŞESİNDEN (BULAŞMAMAK)
- KIYMET/Lİ[Ar.] değil/yerine/= DEĞER/Lİ
- KIZARIP BOZARMAK
- KIZIM/OĞLUM yerine ÇOCUĞUM
- KIZIM ile/ve/||/<>/> GELİNİM
( Sana söylüyorum. İLE/VE/||/<>/> Sen anla! )
- KIZIYOR/LAR ile/ve/değil/yerine İSTEMİYOR/LAR
- KIZSA ile KIZSA ile KISSA[Ar.]
( O, kızar/öfkelenir ise. İLE Erkek değil ise. İLE Ders çıkarılması gereken anlatı, olay. )
- KLASİK ile/ve/değil/yerine/<> GELENEKSEL
- KLASİK ile KLASİSİZM[Fr. < CLASSICISME]
( Üzerinden çok zaman geçtiği hâlde değerini yitirmeyen, türünde örnek olarak görülen yapıt. | XVII. yüzyıl Fransız dili, sanatı ve yazarları ile ilgili olan. | Alışılmış. | Sanatta kuralcı. | Kökleşik. | Eski Yunan, Roma ve XVII. yüzyıl Fransız sanatıyla ilgili sanatçı ya da yapıt. | Eski Yunan ve Roma çağı dili ve sanatı ile ilgili olan. İLE Eski Yunan, Roma sanatından, yazınından kaynaklanan, XVII. yüzyılda Fransa'dan yayılan sanat ve yazın çığırı. )
- KLASİK ile/değil KLİŞE
- KLİŞE[Fr. < CLICHE] değil/yerine/= KALIP/BASMAKALIP
( Baskıda kullanılmak amacıyla, üzerine kabartma resim, biçim, yazı çıkarılmış metal levha. | Basmakalıp söz, görüş vb. )
- KLİŞE ile/değil KLASİK
- KLİŞE ile TEK TİP
- KOCA KOSKOCA
- KÖFTEHOR[Fars. < KUFTE HAR] değil/yerine/= ÇENESİ DÜŞÜK | ŞARLATAN | ÇAPKIN
- KOGNİTİF[İng. < COGNITIVE] değil/yerine/= BİLİŞSEL
- KÖK SÖKTÜRMEK ile KAN KUSTURMAK
- KÖK ile KÖK ile KÖM ile KÖK ile KÖKŞİN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kök, köken, menşe. İLE Koyu kurşunî renk. [Gökyüzünün rengine benzeyen her renk böyle adlandırılır.] İLE Kurşunî rengi pekiştirmek için kullanılan bir ilgeç. İLE Kentin çevresi, dış bölgeleri.[Bölgenin yeşilliğine gönderme yapılmaktadır.] İLE Gök mavisi renginde olan herhangi bir şey. )
- KÖK ile KÖKEN
- KÖK ile SONRAKİ KULLANIMI
- KÖK ile TÜREMİŞ
- KÖKEN DİLLER ile/ve/<> UZLAŞIMSAL DİLLER ile/ve/<> DAVRANIŞSAL DİLLER ile/ve/<> İMGESEL DİLLER ile/ve/<> KURMACA DİLLER ile/ve/<> BİÇİMSEL DİLLER
- KÖKEN ve/||/<> DOĞUŞ
- KÖKEN ile/ve/değil/||/<>/< KAYNAK
- KOKLATMAK ile KORKUTMAK
- KÖKTEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KALICI
- KÖKTEN ile KÖKTEŞ
( Yüzeyde kalmayıp derine inen, asıl konuyu da içine alan. İLE Aynı kökten gelen çeşitli yapı ve görevi olan sözcükler. )
- KOL-KANAT (GERMEK)
( Koruma altına almak. )
- KOLANYA değil KOLONYA[İt. < COLONIA]
( İçinde limon, lavanta vb. bitkilerin yağı bulunan, hafif kokulu alkollü bir nesne. )
- KOLAY DEĞİL fakat (DAHA FAZLA) ZORLAŞTIRMA(YABİLİRİZ)!
- KOLAY KOLAY ile/değil HİÇ
- KOLAY(LIKLA) SÖYLEMEK ile/ve/değil/<> İNAN(M)IYOR OLMAK
- KOLAY ile/ve/değil EN KOLAY
( Doğa, kolayı değil en kolayı tercih eder. )
- KOLAYLAŞTIRICI/LIK ile/ve/||/<>/> VARSILLAŞTIRICI/LIK
- KOLAYLAŞTIRMAK ile/ve/<> ZORLAŞTIRMAMAK
- KOLAYLIKLA BAŞARABİLMEK ile/değil ÜSTESİNDEN GELMEK
- KOLEKSİYON[Fr./İng.] değil/yerine/= DERLEM
- KOLEKTİF değil/yerine/= ORTAK(LAŞA)
- KOLKOLA" değil KOL KOLA
- KOLLARI:
SIYIRMAK ile/değil KIVIRMAK
- KOMBİNASYON ile KONJONKTÜR
- KOMBİNEZON[Fr. COMBINAISON]/KOMBİNASYON[İng. COMBINATION] ile/değil/yerine/= DÜZENLEME | BİRLEŞTİRME
( Kadınların giydikleri kısa ve kolsuz iç çamaşırı. İLE/DEĞİL/YERİNE/= Bir işi başarıya ulaştırmak için alınan önlemler, düzenleme. | Birleştirme. )
- KOMEDİ[İng. < COMEDY] değil/yerine/= GÜLDÜRÜ
- KOMİK ile/ve/değil "İNANILMAZ"
- KOMPARTIMAN ile FAKÜLTE
- KOMPETAN[Fr./İng. < COMPETENT]["KOMPEDAN" değil!] değil/yerine/= UZMAN, YETKİN
- KOMPLE değil/yerine TAMAMEN
- KOMPLİKE[Fr. < COMPLIQUE] yerine KARMAŞIK
- KOMŞU, KOMŞUNUN KÜLÜNE (BİLE) MUHTAÇTIR değil KOMŞU, KOMŞUNUN 'KÜLL'ÜNE MUHTAÇTIR
( Komşu, komşunun her şeyine muhtaçtır. "Kül"(Küllî, Külliyat), "hepsi, her, tamamı" gibi anlamlarda kullanılır. Eğer yanan şeyden arta kalan anlatılmak istenirse, "bile"(... külüne bile ...) eklenerek kullanılabilir. )
- KOMŞU değil KONŞU
- KOMÜNİKASYON değil/yerine/= İLETİŞİM
- KOMUT ile/değil/yerine SORGU
- KONACAK değil KOYULACAK
- KONAR GÖÇER/LİK ile/ve/||/<> YÜZER GEZER/LİK
- KONAR-GÖÇER
- KONAR ile/değil KONUR
- KONDÜKTÖR değil/yerine/= KILAVUZ
- KONFERANS[Fr./İng. < CONFERENCE] değil/yerine/= KONUŞMA/KONUŞTAY
- KONFOR[İng. < COMFORT] değil/yerine/= GÖNENCE
- KONFOR ile/ve/değil/||/<>/< ASGARİ ARAÇ
- KONGLOMERA[Fr. < CONGLOMERAT] değil/yerine/= YIĞIŞIM
- KONGRE[Fr. < CONGRES] değil/yerine/= KURULTAY
- KONGRÜENS değil/yerine/= EŞLEŞİM
- KONJEKTÖR değil KONJONKTÖR
- KONJÖKTÜR/KONJUKTÜR/KONJEKTÜR değil KONJONKTÜR
(
Konjektür ve Konjonktür Arasındaki FaRkLaR
| Özellik | Konjektür | Konjonktür |
|---|---|---|
| Köken | İngilizce/Fransızca: Conjecture | Fransızca: Conjoncture |
| Temel Anlam | Tahmin, varsayım, henüz kanıtlanmamış önerme. | Belirli bir dönemdeki genel durum ve koşullar. |
| Kullanım Alanları |
• Matematik • Bilim • Felsefe • Mantık |
• Ekonomi • Siyaset • Sosyoloji • İş dünyası |
| Örnek Kullanım |
"Goldbach konjektürü, henüz kanıtlanmadı," "Bu sorun hakkında bir konjektürüm var," |
"Ekonomik konjonktür, olumsuz," "Siyasi konjonktür, değişti," |
| İlişkili Kavramlar |
• Hipotez • Varsayım • Kuram (kanıtlandıktan sonra) • Spekülasyon |
• Durum • Ortam • Koşullar • Dönemsel koşullar |
| Ayırt Etme | "Tahmin ediyorum" ya da "varsayıyorum" anlamında | "Var olan durum" veya "Şu anki koşullar" anlamında |
| Ünlü Örnekler |
• Riemann Hipotezi • Goldbach Konjektürü • P vs NP Problemi |
• Küresel ekonomik konjonktür • Pandemi konjonktürü • Seçim konjonktürü |
- KONJONKTÜR değil/yerine/= TOPLU DURUM/GEÇERLİ DURUM
- KONSANTRASYON/CONCENTRATION[İng.] değil/yerine/= GÖZEÇLENME/YOĞUNLAŞMA/DERİŞİM
- KONSENSUS[KONSENSÜS değil!] değil/yerine/= UZLAŞIM
- KONSEPT[İng. < CONCEPT] değil/yerine/= KAVRAM
- KONSERSİYUM değil/yerine/= YARDIM YÜRÜTÜM BİRLİĞİ
- KONSÜLTASYON[Fr./İng. < CONSULTATION]/KONSULTO[İt. < CONSULTO] değil/yerine/= DANIŞIM/DANIŞMA
- KONTEKS/T değil/yerine/= BAĞLAM
- KONTÖR yerine SAYAÇ
- KONTROLÖR[Fr. < CONTROLEUR] değil/yerine/= DENETÇİ
- KONTROLÜ SONDA YAPMAK ile/yerine KONTROLÜ BAŞTA VE SÜREKLİ YAPMAK
- KONU EDİNİYOR ile/ve/değil/||/<>/< KONU EDİYOR
- KONU OLMAKTAN:
ÇIKARMAK ile/ve/||/<>/> DÜŞÜRMEK
- KONU-KONŞU
( "Konu Komşu" olarak bilinse/geçse de çıkışı "Konu konşu"dur. )
- KONU/KAVRAM/DURUM:
TARTIŞILABİLİR ile/ve/değil/yerine/< TARTIŞILMAYA DEĞER
- KONU ile/ve/||/<> ANLATIM
- KONU ile DAVÂ
- KONU ile/ve/değil/||/<>/< DURUM
- KONUNUN ÖZÜNÜ KAÇIRMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
KISIR DÖNGÜ ile/ve/||/<> İLGİSİZ AMAÇ ile/ve/||/<> İLGİSİZ SONUÇ ile/ve/||/<> İDDİAYI ZAYIFLATMA ile/ve/||/<> KONUYU SAPTIRMA
- KONUŞA KONUŞA (ANLAŞMAK)
- KONUŞLAN(DIR)MAK ile/değil KONUMLAN(DIR)MAK
- KONUŞMA DİLİ ile/ve YAZI DİLİ
( Konuşurken (belki) yeterince dikkat edilemeyebilir fakat yazarken sözcüklere, dile ve Türkçe'mize sahip çıkabiliriz! )
- KONUŞMA(MA)NIN:
"ANLAMSIZLIĞI" ile/ve/değil/yerine/<> "GEREKSİZLİĞİ"
( Konuşmak, kişinin, her koşul ve zamanda, en öncelikli yeti ve eylememidir. Dolayısıyla, kendi isteksiz ya da kopuk olduğumuz durumlar için "konuşmanın gereği yok" biçiminde düşünülmemeli ve konuşulmamalıdır. Anlamsızlığı, isabetsizliği, yersizliği/zamansızlığı olabilir fakat "gereksizliği" diye bir durum söz konusu olmadığı gibi bu ["niyetteki/kasıttaki"] söz de söylenemez/söylenmemelidir. )
- KONUŞMA/SÖZ ile/ve DİL
( * Her konuşmanın öznesi vardır. - Dil'in yoktur.
* Her konuşmanın muhatabı vardır. - Dil'in yoktur.
* Her konuşmanın şimdisi vardır. - Dil'in zamanı yoktur.
* Her konuşma, bir şeye dairdir. - Dil, herşey hakkındadır. )
( Dil, konuşur; kişi, dile uyduğu kadar konuşur. )
( Hareket halindekilere konuşulmaz, duranlara/duranlarla konuşulur. )
- KONUŞMA ile/||/<> APAR[Fr.]
( ... İLE/||/<> Bir tiyatro oyuncusunun, izleyicilerin duyacağı biçimde sanki öteki oyuncular duymuyormuş gibi konuşması ya da düşüncesini/davranışını izleyiciye açıklaması. )
- KONUŞMADA/ANLATIMDA:
(KİŞİYİ) "KESMEK"/"DÜZELTMEK" değil/yerine (KİŞİNİN) SÖZÜNÜ "KESMEK"/"DÜZELTMEK"
- KONUŞMAK:
"BİRBİRİMİZE" ile/değil BİRBİRİMİZLE
- KONUŞMAK:
KARŞILIKLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRLİKTE
- KONUŞMAK ile/ve/<>/değil/yerine BİR ŞEYİ KONUŞMAK
- KONUŞMAK ile/ve/değil/||/<> DEĞİNMEK
- KONUŞMAK ile/ve/değil/< DİNLEMEK
- KONUŞMAK ile/değil/yerine GEREKTİĞİ KADAR KONUŞMAK
( Düşünmeden konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkûm olmaktır. )
( Lisanen konuşmak, halen anlaşmak! )
( Konuşmama gereksinimi/n kadar, konuşma gereksinimini anımsayarak KONUŞ!!!
Konuşma gereksinimi/n kadar, konuşmama gereksinimini anımsayarak KONUŞ!!!
Konuşmama gereği kadar, konuşma gereğini anımsayarak KONUŞ!!!
Konuşma gereği kadar, konuşmama gereğini anımsayarak KONUŞ!!! )
- KONUŞMALARDA/OTURUMLARDA:
GİRİZGÂH (YAPMAK) ile/değil/yerine/||/<> GİRİŞ (YAPMAK)
- KONUŞMAYA DEĞER KİŞİLERLE KONUŞMAMAK ile/ve/<> KONUŞMAYA DEĞMEZ KİŞİLERLE KONUŞMAK
( Kişileri kaybettirir. İLE/VE/<> Söz(cük)leri kaybettirir. )
- KONUŞTUĞUMUZ GİBİ YAZMIYORUZ! ve/||/<> YAZDIĞIMIZ GİBİ KONUŞMUYORUZ!
- KONUŞTUĞUMUZU:
SAN(M)IYORUM ile/değil/yerine ANIMS(AM)IYORUM
- KONUŞTURAN/KONUŞULAN REKLÂM ile/ve/<>/değil/yerine SATTIRAN REKLÂM
- KONUYU:
"DEĞİŞELİM" değil DEĞİŞTİRELİM
- KONUYU:
"HAFİFLETMEK" ile "SULANDIRMAK"
- KONUYU:
"SULANDIRMAK" ile/ve/||/<> "BASİTLEŞTİRMEK"
- KONUYU:
DAĞITMAK/"DAĞITTIM" ile/ve/değil/||/<>/< DALLANDIRMAK/DALLANDIRDIM
- KONUYU:
YÜKSELTME ile/ve/||/<> DERİNLEŞTİRME
- KONUYU/"SORUNU" ELE ALMA:
ZAMANSAL/TARİHSEL ile/ve/||/<>/< KONU/SORUN İÇİNDE
- KONUYU/SÖYLENENİ/SÖYLEDİĞİNİZİ ...:
ANLAMAMAK/ANLAMIYORUM ile/ve/değil/||/<>/> BEĞENMEMEK/BEĞENMİYORUM
- KONVANSİYONEL[İng. < CONVENTIONAL | Fr. < CONVENTIONNEL] değil/yerine/= GELENEKSEL | ALIŞILMIŞ
- KONVOY[Fr. < CONVOI] ile/ve/değil/yerine/= KAFİLE[Ar. çoğ. KAVÂFİL]["ka" uzun okunur]
( Aynı yere giden taşıt ya da yolcu topluluğu. | Savaş gemilerince korunan yük gemileri taşıt dizisi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/= Birlikte yolculuk eden topluluk, zümre, fırka. | Takım takım, sıra sıra gönderilen şeylerin her parçası. | Sıra ile gönderilen şeylerin her bir bölüğü. )
(1996'dan beri)