Bugün[16 Aralık 2025]
itibarı ile 10.411 başlık/FaRk ile birlikte,
10.411 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(15/43)


- ELİBBÂ[Ar. < LEBÎB] ile ELİFBÂ/ELİFBE[Ar.]

( Akıllı, olgun, kâmil kişiler. İLE 33 harften oluşan Osmanlı abecesi. | Bir şeyin başlangıcı. | Bir örgü motifi. )


- ELİF:
GÖVDE değil AKIL


- ELİF:
İBTİDÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİVÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İNFİRÂD[Ar. < FERD] ile/ve/||/<> İNKITÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİĞNÂ[Ar.] ile/ve/||/<> ÜLFET[Ar.]


- ELİF ile ELÎF[< ÜLFET]


- ELİM, AYAĞIMA DOLAŞTI değil ELİM, AYAĞIMA DOLANDI


- ELİMGA ile YAZMAN/KÂTİP
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Hakanın mektuplarını Türk yazısıyla yazan yazman. İLE ... )


- ELİMİNE[Fr.] (ETMEK) ile A LIMINE[Lat.]

( Elemek, ayıklamak. İLE Eşikten doğru. | Önyargıyla, kestirmeden. | Konunun/sorunun özüne, işin aslına bakmaksızın. )


- ELİN KİRİ ile/ve/||/<>/>/< KALBİN KİRİ

( Sabun ile su temizler. İLE/VE/||/<>/>/< Dost ile sohbet temizler. )


- ELİNE SAĞLIK ile/ve ELLERİN DERT GÖRMESİN!


- ELİNİ ETEĞİNİ (ÇEKMEK) -ile


- ELİNİN KÖRÜ değil/< ÖLÜNÜN GÛRU(MEZARI)[Fars.]


- ELLİ BİN ile/değil YEDİ BİN


- ELZEM[Ar.] değil/yerine VAZGEÇİLMEZ


- EM- ile/||/<> -EMİA/-AEMİA ile/||/<> AP-/APO-/APH- ile/||/<> HEM-/HEMA-/HEMAT-/HEMATA-/HEMATO-/HEMO- ile/||/<> SANGUİ-/SANGUİN- ile/||/<> -PLASMİA ile/||/<> THROMB-/THROMBO-

( Kan. İLE/||/<> Kan, kanla ilgili durum. İLE/||/<> Kan. İLE/||/<> Kan, kanla ilgili. İLE/||/<> Kan. İLE/||/<> Kan plazmasının özel bir durumu ile ilgili. İLE/||/<> Pıhtı ya da trombusla ilgili. )


- EMÂNETİ:
TESLİM ETMEK ile/ve/değil/<> TEVDÎ ETMEK


- EMÂRE[Ar.] ile ALÂMET[Ar.]

( Belirti, iz, ipucu. İLE Belirti, işaret, iz, nişan. | Büyüklük, irilik bakımından şaşılacak durumda olan nesne. )


- EMÂRE[Ar.] ile/ve/||/<> ESAM/E[< ESÂM/İ / İSİMLER][Ar.]

( Belirti. İLE/VE/||/<> Adlar/isimler. )


- EMÂRE ile EMMÂRE


- EMÂRE ile REMZ


- EMEK ve/||/<> SEVİNÇ


- EMEK ve/<> YAŞATMAK


- EMEL/GÂYE[Ar.] değil/yerine/= İSTEK/UMUT/ÜMİT/ÜLKÜ


- EMEL ile/ve/||/<>/< TEMEL


- EMİN[Ar.] değil/yerine/= GÜVENLİ


- EMİR VERMEK ile/ve/değil/yerine/>/< DOĞRUDAN SÖYLEMEK


- EMİR[Ar.] değil/yerine/= BUYRUK/BUYURU


- EMİR[Ar.] değil/yerine/= BUYRUK/KOMUT

( Askerlere, izcilere, öğrencilere, gövde eğitimi çalışmalarında ya da bir tören sırasında, bir durumdan başka bir duruma geçmeleri için bildirilen/söylenilen söz. )


- EMİR ile/değil KOŞUL


- EMİR ile/ve/değil/<> DEVİR


- EMİR ile EMİR

( Buyruk. | Bir orundan öbürüne geçerken, görevliye verilen belge. İLE Araplarda ve öteki müslüman ülkelerde bir kavim, kent ya da ülkenin başı. )


- EMİR ile/ve/değil GİZİL EMİR


- EMOJİ/SMILEY[İng.] değil/yerine/= DUYGUCUK


- EMPATİ[İng. < Yun. EM-PATHY] yerine EŞDUYUM/DUYGUDAŞLIK


- EMPOZE (ETMEK) değil/yerine/= DAYATMAK


- EMSÂL ile NUMUNE

( BENZER ile ÖRNEK )


- EN ... değil/yerine DAHA ...

( "Ya, ya da" düşüncesi/zannı/yüklemesi. DEĞİL/YERİNE "Hem, hem de | Ne, ne de" düşüncesiyle/mantığıyla. )

( Durağan. DEĞİL/YERİNE Hareketli. )

( Yapay. DEĞİL/YERİNE Doğal. )

( Sahte. DEĞİL/YERİNE Gerçek. )

( Konfor temelli/odaklı. DEĞİL/YERİNE Yaşam temelli/odaklı. )

( İnorganik. DEĞİL/YERİNE Organik. )


- EN ... değil/yerine YETERİNCE ...


- EN ANLAMLI YEMİN ile EN BÜYÜK İNTİKAM ile EN ADİ SÖZ ile EN İYİ YANIT

( Söz vermek. İLE Affetmek. İLE "Seni hiç sevmemiştim." İLE Gülüp geçmek. )


- EN AZA İNDİRGEMEK değil EN AZA İNDİRMEK


- EN AZINDAN ... değil EN AZ ...


- EN AZINDAN ile ile NEYSE Kİ ...


- EN AZINDAN ile BAŞLANGIÇ OLARAK


- EN BAŞLANGIÇTA ile/değil (EN) BAŞINDA


- EN BÜYÜK ile/ve/değil/yerine/||/<> TEK


- EN DAYANILMAZ/LAR -ile

( * EDEPSİZLİK )

( * DENSİZLİK )

( * PATAVATSIZLIK )

( * İŞGÜZARLIK )


- EN DORUK/ZİRVE değil DORUK/ZİRVE


- EN İYİ ile/ve/<>/>< EN KÖTÜ

( Çalışmaz. İLE/VE/<>/>< İşlemez. )

( Ümit et! İLE/VE/<>/>< Hazırlıklı ol! )

( Not works. VS./AND/<>/>< Not runs. )


- EN KESTİRME YOL, BİLDİĞİN YOLDUR ile/ve/||/<> BİLDİĞİN CEHENNEM. BİLMEDİĞİN CENNETTEN İYİDİR


- EN KÖTÜ KARAR ... -ile

( KARARSIZLIKTAN DAHA İYİDİR )


- EN KÖTÜ/LER -ile

( Kişinin başına gelebilecek en kötü şey,
başına gelenin en kötü şey olduğunu anlayamamasıdır. )


- EN ÖNEMLİ/LER ve/ya da OLMAZSA OLMAZ/LAR

( KULLANILAGELENLER [DRIVEN/USEFUL]

( 1.) SAĞLIKÖZGÜRLÜK [HEALTHFREEDOM] )

( 2.) ZAMAN ve ENERJİ [TIME & ENERGY]

( 3.) BİLGİ ve FARKINDALIK [INFORMATION & AWARENESS] )

( UYGULANAGELENLER [APPLIED/PRACTICAL]

( 1.) DOĞA ve DOĞALLIK [NATURE & NATURALNESS] )

( 2.) UYUM ve BÜTÜNLÜK [HARMONY & INTEGRITY] )

( 3.) GELİŞİM ve DEĞİŞİM [PROGRESS/DEVELOPMENT & ALTERATION/CHANGING] )

( "EĞER"SİZ, "ÇÜNKÜ"SÜZ, "AMA"SIZ; "KARŞIN/RAĞMEN"Lİ SAYGI VE SEVGİ! )

( Sevgi, hiçbir zaman durmaz ve dinlenmez. )

( Sevgide, "bir" bile yoktur, "iki" nasıl olabilsin? )

( SEVGİ: BÜTÜNÜN DUYUMU )

( İVAZSIZ, GARAZSIZ, ÇIKARSIZ, AİDİYETSİZ, SAHİPSİZ SEVGİ )

( Gelişim ve Değişim, ani ve süreksiz adımlarla gerçekleşir. )

( UNCONDITIONAL RESPECT & UNCONDITIONAL LOVE [WITHOUT "IF", "BECAUSE", "BUT"] )

( While love will never stops or rest.
In love there is not the one even, how can there be two? )


- EN ÖNEMLİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRİNCİ


- EN OPTİMAL değil OPTİMAL ya da/daha iyisi/Türkçe'si EN ÇOK/YÜKSEK (SEVİYEDE)


- EN SEVMEDİĞİM (ŞEY) ile/değil/yerine PEK/HİÇ SEVMEDİĞİM (BİR ŞEY)


- EN-DAM


- EN) BAŞTAN ile/değil (EN) BAŞINDAN


- EN ile/ve/||/<> TAM


- ENCÂM[Ar.] ile/ve/<>/> SERENCÂM[Fars.]

( Son, nihayet. İLE/VE/<>/> Bir işin sonu. | Başına gelen. | Olay/vak'a. )


- ENDER / NÂDİR/EN[Ar.] ile İSTİSNÂ/Î[Ar.]


- ENDİREKT/İNDİREKT/INDIRECT[İng.]/BİLVÂSITA[Ar.] değil/yerine/= DOLAYLI


- ENERJİ" ile/değil EMEK


- ENFÜSÎ[Ar.]/SÜBJEKTİF[Fr./İng.] değil/yerine/= ÖZNEL


- ENGEL OLMAK ile ARAYA GİRMEK


- ENGEL OLMAK değil/yerine TEŞVİK ETMEK


- ENGEL(") ile/ve/değil/yerine/||/<> ENGEBE

( Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen neden. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Deprem, yel, sel vb. iç ve dış etmenlerin etkisiyle oluşan yayla, ova, koyak, çukur, dağ vb. biçimlerin bütünü, yüzey biçimleri. )


- ENGEL/EMİR değil (KAVRAMSAL) OLUMSUZLUK BELİRTİMİ


- ENGEL/SAKINCA/MAHZUR[Ar.] ile ENGEL/SAKINCA/BEİS[Ar.]


- ENGEL/SORUN ile/değil/yerine ARA/DİNLENME NOKTASI/VESİLESİ


- ENGEL değil/yerine/>< DEVRİM

( Boş konuşan kişiler arasında, dilsizlik(susmak), engel değil devrimdir. )


- ENGEL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLANAK


- ENGELİN:
"YOKLUĞU" ile/ve/değil/||/<>/< BULUNMAMASI


- ENGELLEYİCİ ile/ve/değil/yerine/<> ÖNLEYİCİ


- ENİNDE SONUNDA değil ÖNÜNDE SONUNDA


- ENİNDE-SONUNDA[değil ÖNÜNDE-SONUNDA] ile ENİNE BOYUNA


- ENİNE BOYUNA (DÜŞÜNMEK, DEĞERLENDİRMEK)


- ENİS ile/ve/||/<> KURBİYET


- ENKAZ[Ar.] değil/yerine/= YIKINTI/ÇÖKÜNTÜ/KALINTI


- ENSE YAPMAK ile ENSELENMEK


- ENSELEMEK" ile "TEPELEMEK"


- ENTER-/ENTERO- ile/||/<> COL-/COLİ-/COLO- ile/||/<> İLE-/İLEO-

( Bağırsak. İLE/||/<> Kalın bağırsak/kolon (ile ilgili), kolonik. İLE/||/<> İnce bağırsağın son bölümü ile ilgili. )


- ENTERESAN[Fr. INTÉRESSANT / İng. < INTERESTING] değil/yerine/= İLGİNÇ


- ENTERNASYONAL değil/yerine/= ULUSLARARASI


- ENTİVİ değil NE-TE-VE NTV


- EPİGRAF değil/yerine/= TANIMLIK


- EPİLOG değil/yerine/= SONDEYİŞ


- EQUUS ile AEQUUS

( At. İLE Düz, yatay, eşit; uygun, elverişli, dost, haklı, haktanır; sakin. )

( Pegaus'a işaret eder. İLE İnsana işaret eder. )


- ERDEM ile/ve/||/<> ÖVGÜ


- EREK = GAYE = PURPOSE, END[İng.] = FIN[Fr.] = ZWECK[Alm.] = FINIS[Lat.] = TELOS[Yun. < TELEUTE]


- ERGEN ile ERKEN


- ERİN ve ERİŞKİN ile/ve/||/<>/> ERGİN

( 13-15 yaş civarına gelmiş, bülûğa ermişler. VE 18-21 yaşlarını doldurmuşlar. İLE/VE/||/<>/> İhtiyârını devrede tutanlar, nelere, ne kadar HAYIR! diyeceğini ve istencini/irâdesini neye, ne kadar yönelteceklerini bilenler/uygulayanlar. )


- ERİNÇ/HUZUR ve/||/<> BARIŞ

( İç/içte. VE/||/<> Dış/dışta. )


- ERİNÇ ile ERİNÇ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Belki de. İLE Huzur, rahatlık, mutluluk. )


- ERİNMEK ile UTANMAK


- ERK ile ERKE


- ERKEK değil/yerine ERİL


- ERKEN KALKAN YOL ALIR ile ACELE GİDEN, ECELE GİDER


- ERKEN/DEN ... ile/değil/yerine ZAMANINDA/SAATİNDE ...


- ERKEN ile ERKİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- ERKEN ile/ve/<>/değil/yerine ZAMANSIZ


- ERKENDEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> GENÇ YAŞTA


- ERMENİCE ile/ve/değil/<> KRAPAR ERMENİCESİ

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Kilise mensuplarının ya da "Aristokrat"ların bildiği/kullandığı Ermenice. )


- EROR[İng. < ERROR] değil/yerine/= HATA


- EROZYON["EREZYON" değil!]//EROSION[İng.]/EROSİYON[Fr.]/İTİKAL[Ar.] değil/yerine/= AŞINMA


- EROZYON ile KISIRLAŞMA


- EŞ ANLAMLI/LIK ile/ve ÇİFT ANLAMLI/LIK


- EŞ ANLAMLI/LIK ile/ve ÇOK ANLAMLI/LIK


- EŞ ANLAMLI/LIK ile/ve EŞ ZAMANLI/LIK


- EŞ ANLAMLI/LIK ile/ve/değil YAYGIN ANLAMLI/LIK


- EŞ ANLAMLI ile EŞ KÖK ANLAMLI

( SYNONYM ile PARONYM )


- EŞ ANLAMLI ile/ve/değil YAKIN ANLAMLI


- ES VERMEK ile/değil/yerine VİRGÜL KOYMAK


- EŞ-DOST(LA GÖRÜŞMEK)


- GAL ile EŞL


- EŞADLI = HOMONYM[İng., Alm.] = HOMONYMIE[Fr.] = HOMONYMIA[Yun.]


- ESÂMİ ile/||/<> MEZKÛR ile/||/<> MUTEBER

( Adlar. İLE/||/<> Zikredilen, sözü edilen. İLE/||/<> İtibar edilen, kabul gören. )


- ESÂRET[Ar.]/YÛG[Fars.] değil/yerine/= TUTSAKLIK/BOYUNDURUK(/YÜK)


- ESAS/ASIL ile/ve/||/<> DAYANAK


- ESAS ile/ve/< USÛL/YÖNTEM

( Temel, öz. İLE/VE/||/< Yöntem, yol, uygulayım, metot. )

( Usûl olmadan vusûl olmaz.[Yöntem olmazsa kavuşulmaz/ulaşılmaz.] )

( Anayasa ve bazı/çoğu önemli davalar, önce usûlden sonra esastan ele alınır. )

( Kızgın tencere, bir kulpundan tutulmaz. )

( [öncelik ve simge/benzetme olarak]
Dere. İLE/VE/||/< Okyanus.
"Okyanus". İLE/VE/||/< "Dere".

[örnek ve deyim olarak]
Okyanus[u geçmek]. İLE/VE/||/FAKAT/NE YAZIK Kİ Dere[de boğulmak][usûlün öncelikli tutulması ve/ya da bulunmaması durumunda]. )


- ESASINDA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ESNASINDA


- EŞDEĞERLİLİK ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜK


- ESEMES değil SEMESE/SMS


- ESEN ile ESEN[Fars.]

( Sağlık/lı. İLE Kolay. )


- ESER değil/yerine/= YAPIT; İZ


- EŞİ-BENZERİ (BULUNMAMAK/OLMAMAK)


- EŞİ-MENENDİ/MÂNENDİ (BULUNMAMA/OLMAMA)


- EŞİK ile/ve/||/<> KURUCU UNSUR


- ESİP GÜRLEMEK


- ESÎR[Ar.] değil/yerine/= TUTSAK


- EŞİT/LEME ile/değil/||/<>/> EŞ/LEME


- EŞİT/LİK ile BAĞDAŞIK/LIK


- EŞİT/LİK ile DENK/LİK

( MÜSÂVÎ[< SEVİYY] ile MÜTEKABİL[< KABL] )

(

Kavram Açıklama Kullanım Alanları Örnek
Eşit / Eşitlik Aynı niceliğe, değere veya ölçüye sahip olma durumudur. Matematik, hukuk, felsefe, sosyal bilimler 2 + 3 = 5 ifadesinde sol ve sağ taraf birbirine eşittir.
Denk / Denklik Aynı etkiye, sonuca ya da işlevselliğe sahip olma durumudur. Matematik, mantık, eğitim, mühendislik Bir dikdörtgen ile aynı alanı kaplayan bir paralelkenar denktir.
)

(

Anlamı Kullanım Alanları Örnek
= (Eşittir) İki tanımın tam olarak aynı değerde olduğunu gösterir. Temel matematik, cebir, denklem çözme 2 + 3 = 5
x=10 (x'in değeri 10'dur.)
≡ (Denk ya da Özdeşlik) İki tanımın belirli bir bağlamda, her zaman eşdeğer olduğunu gösterir. Cebir, modüler aritmetik, mantık Cebirde:
(x + 1)2 ≡ x2 + 2x + 1 (Bu eşitlik, her x için doğrudur.)

Modüler Aritmetikte:
17 ≡ 5 (mod 6) (17 ve 5, 6'ya bölündüğünde aynı kalanı verir.)
)


- EŞİT/LİK ile/ve/<> UYUMLU/LUK


- EŞİTLEME ile EŞDEĞERLİLİK


- EŞİTLEME ile İNDİRGEME


- EŞİTLİK ADÂLETİ ve/||/<> ONUR ADÂLETİ


- EŞİTLİK ile/ve/değil/||/<>/< EŞİTLEYEN


- EŞİTLİK ile/ve/değil/||/<> FIRSAT/OLANAK/KOŞULLAR EŞİTLİĞİ


- EŞİTLİK = MÜSÂVÂT = EQUALITY[İng.] = ÉGALITÉ[Fr.] = GLEICHHEIT[Alm.] = AEQUALITAS[Lat.] = IGUALDAD[İsp.]


- ESKİ ASLI değil ASLI


- ESKİ DİL ile TEMEL DİL


- ESKİ EŞYA ve/||/< ESKİ DÜŞÜNCE

( At! VE/||/<> At! )


- ESKİ KÖYE, YENİ ÂDET GETİRMEK ve/değil/yerine/||/<> EZBER BOZMAK


- ESKİ PÜSKÜ (GİYİNMEK, EŞYA)


- ESKİ TABİRLE ... ile/ve/değil ESKİMEYEN TABİRLE


- ESKİ TÜRKÇE ile/ve GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ

( Yakut/Saka Türkçe'si, eski ile günümüz Türkçe'si arasında bir köprüdür. )


- ESKİ ile/ve/değil/yerine BİR ÖNCEKİ


- ESKİ ile/ve/değil/yerine ÖNCEKİ


- ESKİZ değil/yerine/= TASLAK


- EŞLEME ile/ve/||/<> EŞLEŞTİRME ile/ve/||/<> EŞİTLEME


- EŞLEŞTİRME ile/değil/yerine İLİŞKİLENDİRME


- ESNEK/LİK ile/ve/<> GENİŞ/LİK


- ESNEK ile EVRENSEL


- ESNEK ile/ve GENİŞ


- ESNETMEK ile SÜNDÜRMEK

( ... İLE Bir şeyi çekerek uzatmak, esnetmek. )


- ESPERANTO ile/ve POLİGRAFİ

( 1887'de, Polonya'lı Zamenhof (Dr.) tarafından ortaya atılan ve dünyadaki tüm bireylerin anlaşabilmeleri için düzenlenmiş, 16 kurala dayanan, kolay bir yapma dil. İLE/VE ... )


- ESRE[Ar.] ile ESRE[Ar.] ile ÖTRE[Ar.]

( Arap yazısında/harflerinde bir ünsüzün, dar, düz ve kısa okunacağını gösteren im. İLE Eski zamanlardan söylenilegelen bilgi ve haberlerin sonucu. İLE Arap yazısında, bir sesin yuvarlak, dar ve kalın[u], Türkçe'de de yuvarlak[o, ö, u, ü] okunacağını gösteren im. )


- EŞSESLİ = EQUIVOCAL[İng.] = ÉQUIVOQUE[Fr.] = ÄQUIVOK[Alm.] = AEQUIVOCUS < AEQUUS[Lat.]


- EŞSÖZ -ile


- ESTEK-KÖSTEK


- ESTETİK ÖNERME/YARGI ile/ve MANTIKSAL ÖNERME/YARGI


- ESTETİK ile/ve/||/<> BAKIŞIM(SİMETRİ)


- EŞZAMANLI/LIK ile/ve/||/<> KOŞUT/LUK


- ET-TIRNAK ile/ve/||/<> "ET-KEMİK"


- ETİ SENİN, KEMİĞİ BENİM! değil ONU, ETİNDEN VE KEMİĞİNDEN (SAPLANTISINDAN) AYIR!


- ETİKET[Fr. < Alm.] ile/= YAFTA[Fars. < YAFTE]

( Bir malın, tür, miktar vb. niteliklerini ya da kitap, defter vb. şeylerin, kime ait olduğunu belirtmek, belirli kılmak için üzerlerine konulan küçük kâğıt. | Toplum içindeki davranışlarda izlenecek yol.TEŞRİFAT İLE/= Üzerine asıldığı ya da yapıştırıldığı şeylerle ilgili herhangi bir bilgi veren, yazılı kâğıt parçası. )


- ETİKET/LEMEK ile YAFTA/LAMAK


- ETİMOLOJİK MEŞRÛLAŞTIRMA ile MİMOLOJİK MEŞRÛLAŞTIRMA


- ETİMOS ile ORIGIN


- ETİO- ile/||/<> RHİZ-/-RHİZA/RHİZO- ile/||/<> CARY-/CARYO-/KARY-/KARYO-

( Neden. İLE/||/<> Kök. İLE/||/<> Tane çekirdek. )


- ETİYOPYA ile/ve/<> AMAHARİ

( ... İLE/VE/<> 83 farklı dilin konuşulduğu Etiyopya'da, resmî abece olarak kullanılmaktadır. )


- ETKEN/ETMEN = ÂMİL = FACTOR[İng., İsp.] = FACTEUR[Fr.] = FAKTOR[Alm.]


- ETKEN ile/ve/değil/||/<> DEĞİŞKEN


- ETKEN ile ETMEN


- ETKİ ETMEK ile/ve/||/<>/> DÖNÜŞTÜRMEK


- ETKİ ile/ve/||/<> GEÇİŞ


- ETKİ ile/ve/||/<> GERÇEKLİK


- ETKİ ile/ve/||/<>/> İZ


- ETKİ ile/ve/değil/||/<>/< KARŞILIK


- ETKİ ile/ve/<>/> YANSIMA


- ETKİLEYİŞ ile/değil ETKİLEŞİM


- ETKİN ile/ve BASKIN


- ETKİN ile/ve/<> ETKİLİ


- ETKİNLİK = FAALİYET, FAİLİYET = ACTIVITY[İng.] = ACTIVITÉ[Fr.] = AKTIVITÄT, TÄTIGKEIT[Alm.] = ACTIVIDAD[İsp.]


- ETME-BULMA (DÜNYASI)


- ETME! ve/||/<> EYLEME!


- ETMEN" ile/değil ETMEYİN


- ETMEN ile/ve/||/<>/< BAĞLAM


- EU- ile/||/<> COSM-

( İyi, güzel. İLE/||/<> Kozmetik, güzellik, düzenli. )


- EURY- ile/||/<> PLAT-/PLATY-

( Geniş, enli. İLE/||/<> Geniş, enli, yaygın. )


- EV-BARK (SAHİBİ OLMAK)


- EVELEYİP-GEVELEMEK


- EVET DERİM/DEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HAYIR DİYEMEM(EK)

( Özellikle de sevdiğin birinden alabileceğin "evlilik teklifi"ne... )


- EVET ile/ve/||/<>/> DEVAM ET


- EVET ile HE


- EVET = YES[İng.] = OUI[Fr.] = JA[Alm.] = SI[İt.] = SÍ[İsp.]


- EVİRE-ÇEVİRE (DÖVMEK)


- EVLÂT[Ar.] değil/yerine/= ÇOCUKLAR


- EVLENMEK ile/ve/değil/||/<>/< KATLANMAK

(

)


- EVLİ-BARKLI


- EVLİ-DAMLI


- EVRAKLAR/LA değil EVRAK/LA

( "Evrak", varak[Ar. yaprak, yazılı kâğıt, varaka] sözcüğünün çoğulu olduğundan, çoğul olana bir "-ler" eki daha olmaz/kullanılamaz. )


- EVRENİN:
BÜYÜMESİ ile/ve/değil GENİŞLEMESİ


- EVRENSEL DİL ARAYIŞI ile/ve/||/<>/> YETER NEDEN İLKESİ

( LEIBNIZ )


- EVRENSEL/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<> KALICI/LIK


- EVRENSEL/LİK ile/ve/||/<> KUŞATICI/LIK


- EVRENSEL ile/ve DOLAYLILIK


- EVRENSEL = UNIVERSAL[İng., Alm.] = GÉNÉRALE[Fr.] = UNIVERSALIS[Lat.]


- EVRENSELLEŞTİRME ile/ve SONSUZLAŞTIRMA


- EVRENSELLİK ile/ve/<>/< ZORUNLULUK


- EVRİK ile/ve/<> EVRİŞİK

( [başka bir önermeye, kurama göre] Terimleri ters durumda olan. [önerme, kuram]
"Üçün altıya oranı, altının onikiye oranı gibidir" ve "onikinin altıya oranı, altının üçe oranı gibidir" önermeleri, birbirinin evriğidir.
"Aydınlığın yeğinlği, ışıklı cismin uzaklığıyla evrik olarak orantılıdır. Uzaklık çok olunca aydınlık azalır, az olunca aydınlık çoğalır."
İLE/VE/<>
Evirme yoluyla elde edilen önerme.
"Her kişi, gülendir." önermesinin evrişiği,
"Her gülen, insandır." biçiminde olur. )


- EVRİM/SEL/LİK ve/<> EVREN/SEL/LİK


- EVVELSİ GÜN değil EVVELKİ GÜN


- EVVELSİ SENE değil EVVELKİ(ÖNCEKİ) YIL/SENE


- EYEF ile/ve EYER

( İp yayı. İLE/VE İnsan yayı. )

( M.Ö. 6000-8000 zamanlarının en önemli teknolojik buluşlarından biridir. İLE/VE ... )

( Yük taşımaya yarayan urganın ayrılmaz parçası olan oval iki uçlu bir aygıt. İLE/VE ... )

( Teknik özellikleri:
* Eyef olmazsa ekin sapı, budanmış bağ çubukları, okluk ve yaylık gibi çubukların yakacak için çalı çırpının taşınması neredeyse olanaksızdır. Çubukların kayıp düşmelerine engel olur.
* Eyef'te düğüm yoktur. Karda-kışta, düğüm donduğundan dolayı yük boşaltılamaz. İple bağlanmış olsa ipi kesmek zorunda kalınır. Bu da yapılması zor ve zahmetli olan bir malzemenin kaybıdır.
* Ağır bir yükü, ikinci bir kişinin yardımına gerek kalmadan sırtınıza alabilir ve indirebilirsiniz.
* Düğüm olmadığından, yükü indirmek ve boşaltmak çok kolaydır. İpin/eyefin ucunu salıvermek yeterlidir.
* Yüklerin devrilmesi söz konusu olmadığından, kervanın sağlıklı akışını sağlar. Kesinti ve duraklamaya neden olmaz.
* Çalı-çırpının ve kişilerin, düzgün, tertipli bir disiplinle A noktasından, B noktasına ulaşmasını sağlar.
* Düğüm yapmak ve ipi kesmek gibi bir sorunu, temelli ortadan kaldırmıştır.
* Âlet, yetişkin bir kişinin, açık eli kadardır.
* Oval biçimlidir.
* Ucları dışarı taşarak üst üste oturur, gerektiğinde uclar aralanabilir. )

( BU/BUU/BUĞ ile/ve ... )


- EYER değil EĞER


- EYİLİM değil EĞİLİM


- EYİM değil EĞİM


- EYİTİM değil EĞİTİM


- EYLEM ile/değil EYLEME(K)


- EYLEMCİL ÇEKİM -ile


- EYLEMSİ -ile


- EYLEMSİZ "ÖNGÖRÜ" ile/ve/<> ÖNGÖRÜSÜZ "EYLEM"

( Hayal görmek. İLE/VE/<> Karabasan görmek. )


- EYLENCE değil EĞLENCE


- EYMEK değil EĞMEK


- EYRİ değil EĞRİ


- EYTİŞİM/DİYALEKTİK ile/ve DEVİM/DİNAMİK


- EYTİŞİM/DİYALEKTİK ile SAFSATACILIK/YANILTMACILIK/SOFİSTİKA

( Karşıt görüşlerin çatışması yoluyla gerçeğe ulaşma yöntemi. İLE İkna etmek amacıyla kanıtların retorik ve mantık hileleriyle kullanılması. )


- EYTİŞİM = FENN-İ MÜNAZARA, İLMİ- CEDEL, İLM-İ HİLAF Ü CEDEL = DIALECTIC[İng.] = DIALECTIQUE[Fr.] = DIALEKTIK[Alm.] = DIALEKTIKE[Yun.] = DIALECTO[İsp.]


- EYTİŞİM ile/ve KAVRAMSAL EYTİŞİM


- EYVALLAH ile/ve ESTAĞFİRULLAH


- EZBER BOZMAK ile/ve/||/<>/>/< FARKLI/YENİ BİR BAKIŞ AÇISI


- EZBER BOZMAK ile KULAĞINA KAR SUYU KAÇIRMAK


- EZBER[Ar.] ile/ve/||/<>/< HIFZ/HAFIZA[Ar.]


- EZBER ile !EZBERCİLİK


- EZBER değil/yerine/= BELLEME


- EZBER ve/||/<> İTİRAZ


- EZBER ile/ve/||/<> TAKLİT


- EZBERCİ/LİK ile/değil/yerine HAZIRCI/LIK


- EZCÜMLE/HULÂSA[Ar.] değil/yerine/= ÖZET/LE [bkz. ZÜBDE] | KISACA )


- EZEJERE" değil EKZAJERE


- EZGİ/NAĞME[Ar.]/MELODİ[Fr. < MÉLODIE] ile/ve/||/<> ARA NAĞME

( Güzel, uyumlu ses. | Birinin yalandan ve nazlanarak söylediği söz. İLE Şarkı, türkü, köçekçe vb. küçük güfteli bestelerde, güftenin iki kıtası arasına ya da başına, sonuna da gelebilen, sözsüz çalınan parça. | Sık sık söylenilen söz ya da açılan sorun. )


- EZİK BÜZÜK -ile


- EZİLE BÜZÜLE (İSTEMEK, SÖYLEMEK, SORMAK)


- EZİYET ile/değil/yerine ZAHMET


- EZMEK ile/ve/<> KÜÇÜK DÜŞÜRMEK


- EZMEK ile/ve/değil/yerine YOĞURMAK


- EZOTERİK ile/değil/yerine BÂTINÎ


- EZZA değil ECZA


- F ve/||/<> S ve/||/<> T ve/||/<> K ve/||/<> Ç ve/||/<> Ş ve/||/<> H ve/||/<> P
[FISTIKÇI ŞAHAP]

( Bu harfler, ayrık de'lerin kullanımı dışında, ancak, buradaki öteki harflerle kullanılır.
Levent'te | Erdinç'te | Sınıfta | Geçitte, Geçişte | Sancak'ta | Sehpada | Edip'te | Sevinçte, Sevinç'te | Elektrikçi )


- FAAL FİİL ve AYNEL FİİL ve LÂ'MEL FİİL

( SAĞDAN SOLA!: Birinci/baştaki harf. VE İkinci/ortadaki harf. VE Üçüncü/sondaki harf. )

( VEZİN - MEVZUN )