C ile biten FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 1.671 başlık/FaRk ile birlikte,
1.671 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(4/8)
- FİLOGENETİK AĞAÇ ile/||/<> GEN AĞACI
( Filogenetik tür ilişkisi, gen ağacı gen ilişkisi. )
( Formül: Species İLE gene relationships )
- FİLTRE/FİLTER[İng.] değil/yerine/= SÜZGEÇ
- FIRLAMA ile PİÇ
- FISK[Ar.] ile HURÛC[Ar.]
- GÜÇ (FİZİKSEL) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKIL
- FONETİK/PHONETIC[İng.] değil/yerine/= SES (İLİŞKİLİ)
- FOR- ile/||/<> ORIFIC-
( Açıklık. İLE/||/<> Açıklık. )
- FORCE :/yerine ZORLAMAK, GÜÇ
- FORCİNG ile/||/<> CLASSİCAL LOGİC
( Forcing küme kuramı tutarlılık ispatı tekniğiyken İLE classical logic standart mantıksal çıkarım sistemidir )
( Formül: Generic extension )
- FUGASİTE ile/||/<> BASINÇ
( Fugasite etkin basınç gerçek gaz İLE basınç ideal. )
( Formül: f = φP )
- FUZZY LOGIC[İng.] değil/yerine/= BULANIK MANTIK
- G-SYNC ile G-SYNC COMPATIBLE
- GALSAME[Ar.] değil/yerine/= SOLUNGAÇ
- GARC-GURC
( Gıcırdamada. )
- GARLIC :/yerine SARIMSAK
- GAVS-I URÛC ile/ve/<> GAVS-I NÜZÛL
( ORTADA: HATT-I İSTİVÂ )
- GAYB ile HARİÇ
- GAYE[Ar.]/AMAÇ[Fars.] değil/yerine/= EREK
- GAYZ değil/yerine/= HINÇ
- GEÇ ile GEÇ
( Zamanın sarkması, erken olmayan. İLE Geçmenin buyruk kipi. )
- GEÇ ile/ve GÜÇ
[BİR ŞEYİN:
GEÇ OLMASI ile/ve GÜÇ OLMASI/OLMAMASI]
( Olsun. İLE/VE Olmasın! )
- GEÇ ile SON ANDA
- GECE[< GEÇ(>< ERKEN)]/TÜN/DÜN ile/ve/değil/yerine/<>/>< GÜN/DÜZ
( Birlik/Vahdet. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Çokluk/Kesret. )
( Gece/karanlık önceliklidir. )
( [Fars., Ar.] ŞEB-TÂ-BE-SEHER: Geceden sabaha kadar. )
( ŞEB Ü RÛZ: Gece gündüz. | RÛZ Ü ŞEB: Gündüz gece. )
( MELEVÂN: Gece ile gündüz.[MÂ-DÂM-EL-MELEVÂN: Gece ve gündüz devam ettikçe. | MÂ-TEÂKAB-EL-MELEVÂN: Gece ile gündüz birbiri ardı sıra geldikçe.] YA'FUR[çoğ. YAÂFÎR]: Gecenin beşte/altıda bir gibi bölümü. )
( Hakikat. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Şeriat. )
( TÜNMEK: Havanın kararıp gece olması. )
( LEYL ile/ve/değil/yerine/<>/>< ... )
( DÜN, ŞEV, ŞEB[çoğ. ŞEBÂN], TAHT-I ABNÛSÎ ile/ve/değil/yerine/<>/>< NEHÂR, RÛZ, TAHT-I ÂC )
( [not] NIGHT vs./and/but/<>/>< DAYTIME/DAYLIGHT
DAYTIME/DAYLIGHT instead of NIGHT )
- GEÇMİŞ İNANÇ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GEÇMİŞİN KOŞULLARI
- GELİN-DAMAT ve/||/<> SAĞDIÇ
( ... VE/||/<> Düğünde, gelin ya da güveye kılavuzluk eden kişi. )
- GELİR ile/ve KAZANÇ
( İRAT ile/ve ... )
( INCOME/REVENUE vs./and EARNINGS/GAIN )
- GENC -ile
( HAZİNE )
- GENÇ ve/<> BİSİKLET
- GENC[Ar.] ile GENÇ[Ar.]
( Hazine, define. İLE Yaşı, ilerlememiş olan. )
- [ne yazık ki]
GENELLEME ile/ve/ya da/||/<>/= İNDİRGEME ile/ve/ya da/||/<>/= ÖZDEŞLEŞTİRME ile/ve/ya da/||/<>/= "KÖKTENCİLİK" ile/ve/ya da/||/<>/= "TOPTANCILIK" ile/ve/ya da/||/<>/= "SONUÇ ODAKLILIK"
( Tüm genelleme ya da indirgemeler, tamamen yanlıştır! )
( GENERALIZATION vs./and TO REDUCE, REDUCTION vs./and IDENTIFICATION vs./and RADICALISM vs./and WHOLENESS vs./and FOCUSING TO CONSEQUENCE/RESULT )
- GENERAL vs. SPECIFIC
- GENETIC :/yerine GENETİK
- GERÇEK ile YAKLAŞIMSAL SONUÇ
( REAL vs. RESULT BY APPROACH )
- GERİCİLİK ile/değil DİRENÇ
- GERİYATRİK/GERIATRIC[İng.] değil/yerine/= YAŞLI | YAŞLILIKLA İLGILİ/İLİŞKİLİ
- GERUNDIUM[Lat.] değil/yerine ULAÇ
( Belirteç olarak kullanılan, eylem kökenli sözcükler. [Koşa koşa / güle güle vb...] )
- GİDİŞAT ile/ve/değil/yerine/<> SÜREÇ
- GINÂ değil/yerine/= USANÇ
( GINA: Zenginlik, bolluk. | Usanç, bıkkınlık. | Şarkı, türkü, nağme, ezgi, ırlama. )
- GIPTA[Ar. < GIBTA] (ETMEK) değil/yerine/= İMRENMEK/İMRENİ/ÖZENÇ
- GİRİŞ-GELİŞME-SONUÇ ile/ve/değil/yerine/||/<> SÜREÇ-SONUÇ / USÛL-ESAS
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Süreç olmadan(düşünülmeden/konuşulmadan), sonuca; yöntem(usûl) olmadan, asıl(esas) konuya geçilemez/değinilemez! )
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Konuşuruz[konuşmalıyız!], etkin susmak üzere; susarız[susabilmeliyiz!], yetkin konuşmak üzere! ["Söyleyerek" değil söyleşerek/konuşarak!] )
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Tümdengelim yapabilmek için tümevarımsal düşünmüş olmak gerekir! )
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Anlamak için konuşmak; konuşmak için dinlemek; dinlemek için de susabilmek gerekir! [Anlamanın iki temel koşulu: 1. Nötr olmak/olabilmek. | 2. (Nitelikli) Soru sormak.] )
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Algı düzenimizi (paradigmamızı) düzeltmek/değiştirmek/geliştirmek üzere, zaman zaman/sık sık "fabrika ayarlarımıza" dönmek gerekir. [Yaşamın ve özellikle de gündelik yaşamın/konuların hızına/yoğunluğuna (fazla) kapılmamak için!] )
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Çıkarlarımıza yönelik/uygun olarak, "kazanın" "doğurduğuna" inanma eğilimi gösterirken; sonuç odaklı/merkezli olmamak üzere, "kazanın" "öldüğünü" kabul edebilme ve düşünme gücünü kullanmaya cesâret etmemiz gerekir. )
- GİRİŞ ile/ve/||/<>/> GELİŞME ile/ve/||/<>/> SONUÇ
- GLİKOLİZ İLE KREBS İLE ETC ile/||/<> ENERJİ METABOLİZMASI
( Gözesel solunum üç ana aşaması. )
( Formül: C₆H₁₂O₆ + 6O₂ → 6CO₂ + 6H₂O + ATP )
- GLYCOLYSİS İLE KREBS İLE ETC ile/||/<> METABOLİK YOLAKLAR
( Enerji üretim sistemleri. )
( Formül: C₆H₁₂O₆ + 6O₂ → 6CO₂ + 6H₂O )
- GÖÇ ile GÖÇÜM
( ... İLE Bazı kimyasal maddelerin ya da ışık, ısı, elektrik gibi güçlerin etkisiyle protoplazmanın, yanaşma ya da uzaklaşma biçiminde olan yer değiştirmesi. )
( ... avec TAKSİ )
- GÖÇ ve/<>/< GÜÇ
( Göç, "gücünü", elde edebileceği "güçten" alır. )
- GÖSTERGEBİLİM = SEMIOTIC[İng.] = SÉMIOTIQUE, SÉMIOLOGIE[Fr.] = SEMIOTIK[Alm.] = SEMA, SEMEION[Yun.]
- GÖVDE ile/ve/||/<> BİLİNÇ
( Zuhur/tezahür. İLE/VE/||/<> Tecelli. )
( Kişi, önce gövdesine bakmalıdır. )
( İnsan gövdesi, doktoru, eczanesi kendinde olan bir yapıya sahiptir. )
( MENZİL-İ CÂN: İnsan gövdesi. | Ulvî âlem. )
( TENÂVÜR[Ar.]: İri gövdeli kişi. )
- GÖVDE ve/||/<> ZİHİN ve/||/<> KALP ve/||/<> HİÇ
( Deneyim aradığımızda. VE/||/<> Bilgiyi aradığımızda. VE/||/<> Tanrı'yı aradığımızda. VE/||/<> Hakikati aradığımızda. )
- GÖZ ve/<> BİLİNÇ
( Göz ve bilinç, tüm dünyayı gördüğü halde, kendini [pek] [kolay kolay] göremez. )
( EYE and/<> CONSCIOUSNESS )
- GÖZ ve/||/<>/> GÖNÜL[< GÖNENME/GÖNENÇ] ve/||/<>/> AYAK
( Gözden uzak(ırak) olan, gönülden/zihinden (de) uzak(ırak) olur. )
( Göz, dostu görendir. )
( DİLÂ: EY GÖNÜL )
( Göz, nereye bakar; gönül, oraya akar. VE/||/<>/> Gönül, nereye akar; ayak, oraya koşar. )
( EYE and/||/<>/> HEART and/||/<>/> FOOT )
- GÖZLEME ile BAZLAMA/Ç
( ... İLE Sacda pişirilmiş, yuvarlak pide. | Tatlısı bol, kalın gözleme. )
- GREENWICH MEAN TIME(GMT) ile/ve/değil/yerine/||/<>/> UNIVERSAL TIME COORDINATE(UTC)[İng.]/COORDINATED UNIVERSAL TIME(CUT)/TEMPS UNIVERSEL COORDONNE(TUC)[Fr.]
( UTC, atomik olarak hesaplanan bir saattir. İlk olarak 1963 yılında kullanılmaya başlamıştır. Güneş zamanına göre belirlenen GMT ile arasında çok ufak farklar vardır. Gündelik yaşamda iki zaman dilimi de kullanılır. Hangisinin kullanıldığı zaman dilimini etkilemez. )
- GÜÇ ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> ACIMASIZ/LIK
- GÜÇ ile/ve/||/<> ASKERİYE
- GÜÇ ile/ve/||/<> BASINÇ
( Bir cisme etki eden itme ya da çekme. İLE/VE/||/<> Birim yüzeye düşen Güç. )
- GÜÇ ile DAYANAK
( POWER vs. SUPPORT/BASE )
- GÜÇ ile/ve DİRENÇ
( POWER vs./and RESISTANCE )
- GÜÇ ile/ve/<>/değil/yerine DONANIM
- GÜÇ ile/ve/||/<>/>/< EKONOMİ
- GÜÇ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< FIRSAT
- GÜÇ ile GİZİL GÜÇ
- GÜÇ ile/ve GÜZELLİK
( Kendinden. İLE/VE/||/<>/> Yansıma. )
( POWER vs./and BEAUTY )
- GÜÇ GÜZELLİK
- GÜÇ ile/ve HAKİMİYET
( POWER vs./and TO RULE/DOMINATE )
- GÜÇ ile/ve İLİŞKİ
( POWER vs./and RELATION )
- GÜÇ ile/ve/||/<> İŞ
( Güç, bir nesneyi devim ettiren ya da devimini durduran etkidir. İLE/VE/||/<> Gücün bir nesneyi belirli bir mesafe boyunca devim ettirmesiyle yapılan enerji. )
- GÜÇ ile/ve KUDRET
( Mutsuzluk getirir. Cehaletle orantılıdır. İLE/VE Mutluluk ve anlamlılık sunar. Bilgeliğin bir parçasıdır. )
( Kudret gücü de barındırır ve gücü tek başına ve ayrı olarak düşündürmez. )
( Gücün amacı, dayanma gücünü artırabilmektir. )
( Kontrol edilemeyen güç, güç değildir! )
- GÜÇ ile/||/<> KUVVET
( Güç birim zamandaki iş İLE kuvvet ivmelenme nedeni )
( Formül: P = W/t = F·v )
( Isaac Newton tarafından 1687 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- GÜÇ = KUVVET = POWER[İng.] = FORCE[Fr.] = KRAFT[Alm.] = FORTITUDO/VIS[Lat.] = PODER[İsp.]
- GÜÇ ile/ve/||/<> MOMENT
( Bir nesneye etki ederek devindiren ya da bimini değiştiren etki. İLE/VE/||/<> Bir gücün, bir noktaya göre dönme etkisi. )
- GÜÇ ile/ve/değil/yerine OLANAK
( [not] POWER vs./and/but POSSIBILITY
POSSIBILITY instead of POWER )
- GÜÇ ile ORGANİZE GÜÇ
( POWER vs. ORGANIZED POWER )
- GÜÇ ile/ve PSİKOLOJİK RAHATLAMA
( POWER vs./and PSYCHOLOGICAL RELIEF )
- GÜÇ ile/değil/yerine/>< SEVGİ
( Amacınız zarar vermekse yeterlidir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Herşey için yeterlidir. )
- GÜÇ ile/ve/||/<> SORUMLULUK
- GÜÇ ile/ve SÜREKLİLİK
( Tek başına güç, kurar fakat sürdüremez. )
( POWER vs./and CONTINUITY )
- GÜÇ ile/ve/değil/<> SÜREKLİLİK
( Taşı delen, suyun gücü değil damlalarının sürekliliğidir. )
- GÜÇ ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> TEKELLEŞME
- GÜÇ ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> VİCDANSIZ/LIK
- GÜÇ ile YETKİ
( Güç tecezzi(parçalanma) kabul etmez. )
( POWER vs. AUTHORITY )
- GÜÇ ile/ve/<> YÜK
- GÜÇ ile/ve YÜK
( Güce dayanıklılık gösterebilmek. İLE/VE Yükü taşıyabilmek. )
- GÜÇ ile/ve/||/<>/>< "ZAYIFLIK"
( Güçlü ağaç, meyve vermede acele etmez. )
( Zayıflık, güçlü özelliklerin "fazla kullanılmasıdır". )
- GÜÇ ile ZOR
- GULAM ile/||/<> ALABEYİ ile/||/<> CANBAZ ile/||/<> MİRAHUR ile/||/<> ÇARKA ile/||/<> BELDAR ile/||/<> BOSTANCI ile/||/<> AKINCI ile/||/<> CEBELİ ile/||/<> DALKILIÇ ile/||/<> DELİ ile/||/<> FARİSAN
( Asker. İLE/||/<> Bir bölgede tüm tımarlı sipahilerin en büyük amiri. İLE/||/<> Atlı fedai asker. İLE/||/<> Has ahırın en büyük yöneticisi. İLE/||/<> Osmanlılar'da öncü görevi. İLE/||/<> Dağ geçitlerini aşan, temizleyen ve koruyan, buradan geçenlerin güvenliğini sağlayan görevliler. İLE/||/<> Sarayın ve kentin güvenliğinden sorumlu askerler. İLE/||/<> Osmanlı'nın askerî örgütlenmesinde, sınır bölgelerinde, düşman ülkelerine akınlar, baskınlar tertipleyerek yıpratma harekâtında bulunan hafif süvari birlikleri. İLE/||/<> Tımar sahiplerinin savaşa hazır olarak beslemek zorunda olduğu asker. İLE/||/<> Gönüllü olarak tehlikeli işlerde kullanılan asker. İLE/||/<> Vezir ve Beylerbeyine bağlı olarak görev yapan hafif süvari örgütünün askeri. İLE/||/<> Eyâletlerde, hudutlardaki muhafız askerler. )
- GÜLÜMSEME :) ve/=/||/<>/: İLÂÇ
( Kana, en hızlı karışan ilâç. )
- GÜNBERİ ile/değil GÜNEÇ
( Yer'in, Güneş'e en yakın bulunduğu nokta. İLE/DEĞİL Çok güneş alan yer. )
- GÜNEŞ ve KILIÇ
- GÜVEN ile/ve/<> İNANÇ
( TRUST vs./and/<> BELIEF )
- GÜZEL GENÇ ve/||/<> GÜZEL YAŞLI
( Doğanın yapıtıdır. VE/||/<> Sanatın yapıtıdır. )
- HABERLER (NTVMSNBC)
- HÂC[Ar. < HÂCET] ile HÂC/ÇELÎPÂ[Fars.]
( Gereklilik, ihtiyaç, lüzum. | [bitki] Deve dikenleri, akdikenler. İLE Haç, put.[SALÎB(Ar.), CROISADES(Fr.), CROSS(İng.)] )
- HAÇ ile HAC(C)
- HACC[Ar.] ile HÂCC[Ar. çoğ. HÜCCÂC]
( İslâm'ın beş koşulundan biri olan ve belirli zamanda Mekke'deki Kâbe-i Şerîfe'yi ziyaret etmek üzere yola çıkma farîzası. İLE Hacca giden, Kâbe'yi ziyaret eden, hacı. )
- HACC[Ar.] ile KASD[Ar.]
- HACC[Ar.] ile/ve/||/<>/< SILA[Ar. < VASL]
( Genellikle tek tanrılı dinlerde kutsal olarak tanınan yerlerin, o dinden olanlarca yılın belİRli aylarında ziyaret edilmesi. | İslâm'ın beş koşulundan biri olan, Müslümanlarca zilhicce ayında Mekke'de yapılan Kâbe'yi ziyaret ve tavaf ibadeti. İLE/VE/||/<>/< Bir süre ayrı kaldığı bir yere ya da yakınlarına kavuşma. Memleketine gitme, yakınlarına ulaşma. | Gurbetteki biri için doğup büyüdüğü ve özlediği yer. | Bahşiş, hediye. | Rabıt sigâsı.[ulaç, bağ-fiil][Fr. GERONDIF] )
- HACC ile/ve UMRE
- HÂCCE[Ar. çoğ. HÂCC] ile HÂCCE[Ar. çoğ. HAVÂCC]
( Bir çeşit akdiken. İLE Hacca giden hanım. )
- HAIR :/yerine SAÇ
- HAK ve/||/<>/> GÜÇ
( RIGHT and/||/<>/> POWER )
- HÂKİM değil/yerine/= YARGIÇ
- HAKSIZ "GÜÇ" ile GÜÇSÜZ HAK
( Zulüm oluşturur. İLE Çözümsüzlük/çaresizlik oluşturur. )
- HALİÇ[< KERAS, KEROESSA] ile HALİÇ
( Eminönü - Eyüp arası. İLE Moda, Kalamış koyu. )
- HÂLİC[Ar.] ile HÂLİB[Ar.] ile HALÎC[Ar.]
( Pamuk eğiren. İLE Yerinden oynatma, sarsma, hareket ettirme. İLE Denizin büyük ırmak biçiminde, iki kara arasında uzayıp gitmiş olan bölümü. Doğal liman, boğaz, kanal.[HALÎC-İ İSTANBUL/DERSAADET: İstanbul Halici. | HALÎC-İ BAHR-İ SİYAH: Boğaziçi.] )
- HAMLAÇ[Ar.] değil/yerine ÜFLEÇ
( ... İLE Kaynak yapımında, metalleri kesme ve eritme işlemlerinde kullanılan, alev püskürten araç. | Laboratuvarlarda, yüksek ısı elde edilen araç. | Kirli havayı dışarı atan ya da temiz hava veren aygıt, aspiratör, vantilatör. )
- HAMLÂC[Ar.] değil/yerine/= ÜFLEÇ/KAMIŞÇIK
( Kuyumcuların, bir ucunu aleve yakın tutup öbür ucunu üfleyerek alevi, altın ve gümüşün yumuşatmak istedikleri noktasına yönelttikleri eğri boru. )
- HAMUR ile BULAMAÇ
( ... İLE Sulu, cıvık hamur. | Bu koyulukta yapılan, türlü hamur yemekleri. )
- HAPTİK/HAPTIC[İng.] değil/yerine/= DOKUNSAL
- HARAÇ ile/değil/yerine/>< ARAÇ
- HARAÇ[Ar. < HARÂC] ile/ve/||/<> BAÇ[Fars. < BÂC] ile/ve/||/<> BÂD-I HAVA
( Bir yerden, bir kimseden zorbalıkla alınan para. | Osmanlı Devleti'nde Müslüman olmayanların devlete ödemekle yükümlü oldukları vergi. | Osmanlı Türklerinde genellikle toprak sahiplerinden devletçe alınan vergi. İLE/VE/||/<> Osmanlı Devleti'nde gümrük vergisi. | Zorla alınan para. İLE/VE/||/<> Topraksız köylüden alınan kazanç vergisi. )
- HARARET değil/yerine/= SICAKLIK/KIZINÇ
- HARÇ[Ar. < HARC] ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< HARAÇ[Ar. < HARÂC]/BAÇ[Fars. < BÂC]
( Harcanan para. | Yükseköğrenim öğrencilerinin ödemek zorunda olduğu katkı payı. İLE Bir yerden, birinden zorbalıkla alınan para. )
- HARÇ ile !HARAÇ
( Ne yazık ki, üniversiteler, harç değil haraç topluyor! En kısa sürede düzeltilmesi ümidiyle... )
- HARC ile/ve/> MECZ
- HARC ile SARF
- HARÇ ile/ve/||/<> SIVA
( Harcanan para, masraf. | Yükseköğrenim öğrencilerinin ödemek zorunda olduğu katkı payı. | Giysiler dikilirken kullanılan tamamlayıcı ya da süsleyici şeyler. | Bahçıvanlıkta, değişik nitelikteki toprak vb. maddelerin karıştırılmasıyla hazırlanmış toprak. | Bir yemeğin yapılmasında kullanılan ve tat veren maddelerin tümü. | Resmî işlerde, devlet veznesine yatırılan para. | Yapıda tuğla ya da taşların örgüsünü sağlamlaştırmak, duvarları sıvamak için kullanılan, toprak, saman, kum, kireç, çimento vb. şeyleri su ile kararak yapılan karışım. İLE/VE/||/<> Herhangi bir yapıdaki yüzeyleri düzgünleştirmek için kullanılan, yarı akışkan, kum, kireç, çimento karışımı ya da toprak harç. | Bir yapının, duvarlarına sürülen, ince harç tabakası. )
- HARDLY :/yerine NEREDEYSE HİÇ
- HAREKET ve/> EYLEM ve/> YAŞAM ve/> BİLİNÇ
( HAREKET: Bil-kuvve olanın, bil-fiil olması için gerekli çaba. )
( MOVEMENT and/> ACTION and/> LIFE and/> CONSCIOUSNESS )
- HARİÇ değil/yerine/= DIŞINDA
- HÂRİC[Ar.] ile HÂRİC[Ar.] ile HARÎC[Ar.]
( Dış, dışarı. | Dışarı çıkan, dışarıda, dışta. | Hiç ilgisi olmayan kişi. İLE Suçlu, günah işlemiş. İLE Dar, ensiz. | Kuşatılmış. )
- HARİTA[Ar.] değil/yerine/= ÇİZİNÇ
- [ne yazık ki]
HASAN FEHMİ ile/ve/||/<> ABDİ İPEKÇİ ile/ve/||/<> ÇETİN EMEÇ ile/ve/||/<> UĞUR MUMCU ile/ve/||/<> ÖTEKİLER
( 06 Nisan 1909 tarihinde, Serbesti gazetesinin yazarı Hasan Fehmi, Galata Köprüsü'nde öldürülür... Hasan Fehmi, düşüncelerinden dolayı katledilen ilk gazetecidir. Bu nedenle, 06 Nisan, "Öldürülen Gazeteciler Günü" olarak anılır... )
- HASSASİYET ile/ve GÜÇ
( SENSITIVENESS vs./and POWER )
- HATA ile/ve SONUÇ
( MISTAKE vs./and RESULT/CONSEQUENCE )
- HAVAN ile DÖVEÇ
( ... İLE Ağaçtan yapılmış havan. )
( PILON )
- HAVUÇ ile KUM HAVUCU
- HAYAL GÜCÜ ile ARAÇ-GEREÇ
( IMAGINATION vs. TOOL )
- HAYIR ile/ve DEĞİL ile/ve YOK ile/ve HİÇ
( Hiç, yoktan iyidir. )
( NO vs./and NOT vs./and NON-EXISTENT/ABSENT/THER IS/ARE NOT vs./and NOTHING )
- HAZ" ve "GÜÇ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAM ve DEĞER
- HEDEF ile UC
- HELKE ile/değil/yerine BAKRAÇ
( Bakraç, kova. İLE/DEĞİL/YERİNE Çoğunlukla bakırdan yapılan küçük kova. | Bir bakracın alabildiği miktar. )
- HEPATİT A ile/||/<> HEPATİT B ile/||/<> HEPATİT C ile/||/<> HEPATİT D ile/||/<> HEPATİT E
( Hepatit A virüsünün neden olduğu, genellikle kirli su ya da yiyeceklerle bulaşan bir karaciğer bulaşı. İLE/||/<> Hepatit B virüsünün neden olduğu, kan ve vücut sıvıları yoluyla bulaşan bir karaciğer bulaşı. İLE/||/<> Hepatit C virüsünün neden olduğu, kan yoluyla bulaşan bir karaciğer bulaşı. İLE/||/<> Hepatit B virüsü ile birlikte bulaş oluşturan bir karaciğer bulaşı. İLE/||/<> Hepatit E virüsünün neden olduğu, genellikle kirli su ile bulaşan bir karaciğer bulaşı. )
- HER GÜN ...:
BİR ile/ve/||/<>/> ÜÇ ile/ve/||/<>/> BEŞ
İŞ/GÖREV
( [Her gün ...]
Büyük bir işi/görevi yerine getirebilmek. İLE/VE/||/<>/> En az üç orta işi/görevi yerine getirebilmek. İLE/VE/||/<>/> En az beş küçük işi/görevi yerine getirebilmek. )
- HERC Ü MERC değil/yerine/= ALTÜST, KARMAKARIŞIK, ALLAK BULLAK, DARMADAĞINIK
- HERCÂÎ[Fars.] değil/yerine/= YELTEK/GELGEÇ
( İsteğinde kararlı olmayan ya da konudan konuya geçiveren. | Aşkta, değişken, vefâsız. )
- HEYBE ile HURÇ
( ... İLE Genellikle yelken bezinden yapılmış büyük heybe. )
- HİÇ ..." ile/değil "HENÜZ ..."
- HİÇ ile/ve/||/<> HİÇ-"LİK"
- HİCÂC[Ar.] ile HİCÂC[Ar. < HÜCCET]
( Gözün ikinci tabakası. İLE Kanıtlar/deliller, hüccetler, vesikalar, senetler. )
- HİJYENİK/HYGIENIC[İng.] değil/yerine/= SAĞLIKLI
- HINÇ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HIRS
( Öç alma düşünce ve duygusu ile dolu öfke, kin; gayz. İLE/DEĞİL/YERİNE Bir şeyi elde etmek için duyulan, önüne geçilmez derecede güçlü istek, aşırı tutku. | öfke. )
- HINÇ ile/ve/||/<> !ÖÇ
( Zayıf olan, "alınır". "Alınan", kızar. Kızan, öfkelenir. İLE/VE/||/<> Daha zayıf olan, incinir. İncinen, gücenir. Gücenen, kinlenir. )
- HİPNOZ ve/||/<> "BÂTIL İNANÇ"
( İkisinde de istek, inanç ve "güvenme" vardır. )
- HİPOTONİ/HYPOTONIC[İng.] değil/yerine/= AZ GERİM | AZ GEÇİŞİM
- HISTORIC :/yerine TARİHİ
- HIYANET/İHANET[Ar.] değil/yerine/= SATKINLIK/SATINÇ
- HOLDER[İng.] değil/yerine/= TUTAÇ
- HOLOMORPHİC ile/||/<> MEROMORPHİC
( Holomorphic her yerde analitik İLE meromorphic kutup hariç. )
( Formül: Everywhere analytic İLE poles allowed )
- HÖRGÜÇ ITRÎH
( ... İLE/VE/||/<> Devenin yüksek, büyük hörgücü. )
- HORHUÇ/HORKUÇ ile/ve/||/<>/< TÖRPÜSÜZ
( Giyinmeyi bilmeyen. Kaba saba, gelişigüzel şeyler giyinen. İLE/VE/||/<>/< Kaba, görgüsüz. )
- HOROZ ve KUŞ ve KOÇ
( Sultanların ve halkın meraklı olduğu hayvanlar. )
- HPLC İLE GC İLE CE İLE SFC ile/||/<> KROMATOGRAFİ TEKNİKLERİ
( Ayırma ve analiz yöntemleri. )
( Formül: k = (tR - t0)/t0 )
- HPLC ile/||/<> GC
( HPLC sıvı faz İLE GC gaz faz kromatografisidir )
( Formül: Sıvı İLE gaz )
- HUNGRY :/yerine AÇ
- HURÇ ile HURUÇ[Ar.]
( Genellikle yelken bezinden yapılmış büyük heybe. İLE Çıkma, çıkış. | Göç. )
- HUZUR ve/<> SEVİNÇ
- HUZUR ve/<> YARATICI SÜREÇ
- HYPERBOLİC ile/||/<> ELLİPTİC
( Hyperbolic negatif eğrilik İLE elliptic pozitif eğrilik. )
( Formül: Negative İLE positive curvature )
- İBTİHÂC[Ar.] ile İBTİHÂC[Ar.]
( Herşeyde bolluk. İLE Sevinç, sevinme, gönlü açılma. )
- İÇ > DIŞ ile/ve/||/<> DIŞ > İÇ
( Dışlaş(tır)ma, zuhurat. İLE/VE/||/<> İçselleştirme, hayalat. )
- İÇ SEVİNÇ ve/<> GÜLÜMSEME :)
( Aydınlanmış kişideki durum/lar. )
- İÇ ile/ve DIŞ MUVACEHE PENCERESİ
- KOŞULLAR:
İÇ ile/ve/||/<> DIŞ ile/ve/||/<> GENEL ile/ve/||/<> ÖZEL ile/ve/||/<> KİŞİSEL ile/ve/||/<> FİZİKSEL ile/ve/||/<> ZİHİNSEL ile/ve/||/<> ZORUNLU ile/ve/||/<> İTİBARİ ile/ve/||/<> YAKIN ile/ve/||/<> UZAK
- İÇ ile/değil HİÇ
- İÇ ile İÇ
( Bir nesnenin/yerin dışı olmayan. İLE Sıvıların ağız yoluyla mideye sokulması/indirilmesinin öneri/buyruk kipi. )
- İÇ ve/<> ÜÇ
- İÇ ve/=/<> ZİHİN/DÜŞÜNCE
- İÇKİN = MÜNDEMİÇ = IMMANENT[İng., Fr., Alm.] = IMMANENS[Lat.]
- İÇREK = BÂTINÎ = ESOTERIC[İng.] = ÉSOTÉRIQUE[Fr.] = ESOTERISCH[Alm.] = ESO[Yun.]
- İDDİA ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> İNANÇ
- İDİYOPATİK/IDIOPATHIC[İng.] değil/yerine/= NEDENİ BİLİNMEYEN
- İFTÂR[< FITR] ||/<>/> İSRAF |
ile/değil/yerine/><
ORUÇ
( "Kaptırıp koyvermek." İLE/DEĞİL/YERİNE Kendini tutmak. )
- İĞRETİ" ile/değil EĞRETİ/İĞRENÇ
- İHRACAT/İHRAÇ değil/yerine/= DIŞSATIM
- İHTİCÂC[Ar.] ile İSTİDLÂL[Ar.]
- İHTİLÂC[Ar.] değil/yerine/= ÇARPINTI | ÇIRPINMA | SEĞİRME
- İHTİLAÇ ile İHTİYAÇ
( Çırpınma. İLE Gereksinim. )
- İHTİYAÇ ile/yerine GEREKSİNİM
- İHTİYAÇ ve/=/<> İHTİYÂR
( İhtiyârımız[Hayır! deme bilgisi/gücü], bizi biz yapan, en öncelikli işleyiş, gereksinim ve bilgimizdir[mârifet]. )
- İHTİYAÇ ile/ve/||/<>/> İMTİYÂZ
- İKİ YAN ile/ve/||/<> İKİ UC
- İKİLİ ile/ve UC
- İLÂÇ[Ar.] ile/ve/değil/yerine/<>/< BESİN
( Besininiz, ilâcınız; ilâcınız, besininiz olsun! )
- İLAÇ ile/ve/=/||/<> BETİK
( Adını bilmek, yetmez. )
- İLÂÇ değil/yerine/= EM
- ÎLÂC[Ar.] ile İLÂC[Ar.]
( Girdirme, içeri sokma. İLE İlâç, derde devâ olan şey. | Çare, tedbir. )
- İLÂÇ[Ar.] ile/ve/<> İNANÇ
( Bir yere kadar. İLE/VE/<> Her yere kadar. )
- İLAÇ ile/ve/||/<>/> KODEKS
( ... İLE/VE/||/<>/> Tedavi edici etkisi kesin olarak kabul edilen ilaçların formüllerini, fiziksel ve kimyasal özelliklerini, tanınma etkileşimlerini, saflık kontrollerini, ölçü belirlemelerini ve saklama koşullarını içeren resmî kuruluş tarafından onaylı başvuru kaynağı. )
- İLAÇ[Ar.] değil PASTİL[Fr.]
( ... DEĞİL Ağızda eritilmek üzere yapılmış şekerli ilaç tableti. )
- İLÂH ile/ve/<> İLÂÇ
- İLENÇ/BEDDUA ile/ve/değil/||/<> İĞRENÇ
- ILENÇ/İLENÇ ile YAKINMA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Belirli bir konuya özgü görüşünün hatalı olduğu anlaşıldığında, salık veren kişiye yöneltilen yakınma. İLE ... )
- İLGEÇ/BELİRTEÇ/EDAT ile/ve/<> BAĞLAÇ
( Yalnız, ancak, sadece, sade, tek, bir, için, diye, üzere, kadar, denli, gibi, ile, değil, -e dair, -e doğru, -e değin, -e dek, -e göre, -e kadar, -e karşın, -e rağmen, -den başka, -den beri, -den dolayı, -den ötürü, -den sonra, -den önce, -den evvel vb.
İLE/VE/<>
Ama, fakat, lakin, ancak, yalnız, oysa, oysaki, hâlbuki, ve, ile, ki, de, çünkü, zira, madem, mademki, ya dahut, yahut, ya da, ya da, şayet, eğer, ise, öyleyse, o hâlde, kısacası, demek ki, nitekim, yoksa, anlaşılan, ne (...) ne (de), ya (…) ya (da), gerek (...) gerek (se), ha (…) ha, ister (…) ister (se), kâh (...) kâh, de (…) de, hatta, üstelik, ayrıca, hem, hem de, yine, gene, meğer vb. )
( Edatlar, tümcenin bir öğesi durumuna gelirken, bağlaçlarda ise bir öğe özelliği yoktur. Edatlar, tümceden çıkarıldığında tümce/cümle anlamsızlaşabilir. Bağlaçlar ise tümceden çıkarıldığında, tümcede en fazla anlam daralabilir, tümce anlamsızlaşmaz.
Örneğin:
"Onun gibisi çıkmadı."
"Gibisi" çıkarıldığında, anlamda bir bozulma oluşur. Dolayısıyla, bu bir edattır.
"Sevdim ama sevilmedim."
"Ama" çıkarıldığında, anlamda daralma olsa da tümcenin yapısı değişmediğinden, bağlaç özelliği taşır.
"Ancak" ve "yalnız" yerine "sadece" sözcüğü getirilebilirse bu sözcükler edat, "ama" bağlacı getirilebilirse bu sözcükler bağlaçtır. "İle" yerine "ve" getirilemez ise buradaki "ile" edat, getirilebilir ise "ile" bağlaçtır. )
- İLGEÇ/EDÂT ile/||/<> BELİRTEÇ ile/||/<> ADIL/ZAMİR ile/||/<> KOŞAÇ/SILA
( Ününde yer aldığı ya da ardından geldiği birimle başka bir birim ya da tümcenin geri kalan bölümü arasında ilgi kurmaya yarayan birim. İLE/||/<> Bir eylemin, bir ön adın/sıfatın, bir ilgecin, bir bağlacın ya da kendi türünden bir başka birimin anlamım etkileyen, onu kesinleştirerek ya da kısıtlayarak belirleyen birim. İLE/||/<> Dilsel bağlamda daha önce anılan bir öğeyi, bildirişime katılan birini, sözcenin oluşturulduğu sırada gözlem alanına giren bir varlık ya da nesneyi gösteren biçimbirim ve bu niteliği taşıyan biçimbirimlerin oluşturduğu dilbilgisi ulamı. Adıllar, ad soylu biçimbirimlerin önemli bir bölümünü oluşturur, genellikle adların yerini tutar, kişi, soru, iyelik ilgi, gösterme ya da belgisizlik kavramını içerir. İLE/||/<> Yüklemi özneye bağlayan öğe.[Türkçe'de ek eylemin üçüncü kişi eki, -dir, bildirme koşacı olarak kullanılır.] )
- İLGİ ve/<> GEREKSİNİM
( Başlangıçta gerekli olan. VE/<> Tamamlamak ve başarmak için gerekli olan. )
- İLGİNÇ ile ACAYİP
- İLGİNÇ ile/ve/değil FARKLI
( [not] INTERESTING vs./and/but DIFFERENT )
- İLGİNÇ ile İLGİ ÇEKİCİ
( Öznede. İLE Nesnede ve öznede. )
- İLGİNÇ ile ÖZEL
( INTERESTING vs. SPECIAL )
- İLGİNÇ ile TEZAD
( INTERESTING vs. OPPOSITION )
- İLGİNÇ ile TEZAT
( INTERESTING vs. OPPOSITION )
- İLİŞKİ ile/ve SÜREÇ
( İlişki, kavramın özünü, süreç de onun içeriğini oluşturur. )
( İlişki(relatio), doğasal, toplumsal ve bilinçsel tüm olgular arasındaki karşılıklı bağlılıktır. )
( Bir şey "ne" ise, ancak başka bir şeyle ilişkisinde "o"dur. )
( Bir şeyi tanımak, o şeyin ilişkilerini tanımaktır. )
( Evrende herhangi bir şey ancak ilişkileriyle varlaşır. )
( Uslamlamanın ya da akıl yürütmenin temeli ilişki kurmaktır. )
( Tüm varoluşlar "İlişki'nin zorunlu sonucu olduğu gibi, varoluşların zorunlu koşulu da "İlişki"dir. )
( Bir şeyin kendi iç çelişkisi ve o çeşitli yanları arasındaki ilişkiler "İç İlişkiler"; o şeyle başka şeyler arasındaki ilişkiler ise "Dış İlişkiler"dir. )
( İç ve Dış İlişkiler birbiriyle bağımlıdır. )
( RELATION vs./and PROCESS )
- İLK HACC
- İLMEKLERDEN YAPILMIŞ DOKU = SIRÇALI NESC = TISSU DE MAILLES
- İMAN:
İNANÇ ve/>/+ GÜVEN
- IMMIGRATION :/yerine GÖÇ
- IMMÜNOJENİK/IMMUNOGENIC[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLAŞTIRAN
- İMPEDANS/IMPEDANCE[İng.] değil/yerine/= DİRENÇ
- IMPLICATION :/yerine İMA, SONUÇ
- İMTİZÂC[< MEZC] ile KARIŞABİLME | BİRBİRİNİ TUTMA, UYGUNLUK | UYUM SAĞLAMAK, İYİ GEÇİNME
- İNANÇ ile/ve/<>/değil AKLINA/ÇIKARLARINA UYGUNLUK
- İNANÇ ile/ve/değil/yerine "BAKIŞ/GÖRÜŞ"
- İNANÇ ile/ve BELİRSİZLİK
( BELIEF vs./and INDEFINITENESS )
- İNANÇ ile/ve/değil/||/<> DAVRANIŞ
( Seni, daha iyi bir insan yapan, "inançların" değil davranışlarındır. )
- İNANÇ ile DEĞER
( FAITH/BELIEF vs. WORTH/VALUE )
- İNANÇ ile GÜVEN
( FAITH/BELIEF vs. CONFIDENCE/TRUST )
- İNANÇ ile/ve/<> İBÂDET ile/ve/<> AHLÂK
- İNANÇ ile/değil/yerine İLKE
- İNANÇ ile/ve/<> İMAN
( Düşüncenin pekişmişliği. İLE/VE/<> İnancın pekişmişliği. )
( Herşeyin başlangıcı ve kaynağı olan düşünce, inancın da imanın da başlangıcı ve kaynağıdır. İLE/VE/<> İnanç, düşüncenin pekişmiş/yoğunlaşmış hali, iman da inancın pekişmiş/yoğunlaşmış halidir. )
( Kuramı, uygulamaya geçiren tek ve en önemli olgu. İLE/VE/<> ... )
( BELIEF vs./and/<> FAITH )
- İNANÇ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İNSANLIK
( Sadece kişiyi ilgilendiriyor. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Herkesi ilgilendiriyor. )
(
)
- İNANÇ ve/<> ISRAR
( BELIEF and/<> INSISTENCE )
- İNANÇ ile/ve/değil/yerine/<>/>/< İTİBAR
- İNANÇ = İTİKAT = BELIEF[İng.] = CROYANCE[Fr.] = GLAUBE[Alm.] = FE, CREENCIA[İsp.]
- İNANÇ ile/ve/<>/değil KABUL
( [not] BELIEF vs./and/<>/but ACCEPTANCE )
- İNANÇ ile/ve/||/<> KÖK İNANÇ / ŞEMA
- İNANÇ ile/ve/değil/||/<>/< KURUNTU/VEHİM
- İNANÇ ile/ve METAFİZİK
( FAITH/BELIEF vs./and METAPHYSICS )
- İNANÇ ile/ve/<> SEVGİ ile/ve/<> BİLGİ
( Toplumsal yönetimde, kişiler üzerinde oynanan alanlar. )
( BELIEF vs./and/<> LOVE vs./and/<> KNOWLEDGE )
- İNANÇ ile TAKVÂ
- İNANÇ ile/ve TESLİMİYET
- İNANÇ ile/ve/değil/yerine TESPİT
( [not] BELIEF vs./and/but ESTABLISHING
ESTABLISHING instead of BELIEF )
- İNANÇ ile/ve UĞRAŞ
( BELIEF vs./and STRUGGLE )
- İNANÇ ile/ve/<> ÜMİT
( İkisi de geleceğe yöneliktir. )
( Both of them are directed to the future. )
( BELIEF vs./and/<> HOPE )
- İNANÇ ile/ve/değil/||/<>/< VARSAYIM
- İNANÇ ile/ve YAŞAM
( BELIEF/FAITH vs./and LIFE )
- İNANÇ" ile/ve/değil/||/<>/< "YORUM"
- İNEÇ >< YUKAÇ
( ... >< Yer katmanları kıvrımlarının, tümsek bölümü, semer. )
- İNGLİÇ ile SARIMSAK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Sarımsağa benzeyen bir dağ bitkisi. İLE ... )
- INNER :/yerine İÇ
- İNOTROPİK/INOTROPIC[İng.] değil/yerine/= KASILIM ETKİLER
- İNTAÇ ile İNTİHA
( Bir işi sonuçlandırma, sona erdirme, bitirme. İLE Son, sona erme, sonu gelme. )
- INTERESTING :/yerine İLGİNÇ
- INTERIOR DYNAMIC vs. EXTERNAL DYNAMIC
- İNTİKAM değil/yerine/= ÖÇ
- İNTİYÂH[Ar.] ile İNTİZÂC[Ar.]
( Ağlama, gözyaşı dökme. İLE Çıbanın olgun duruma gelmesi. | Çok gözyaşı dökme. )
- İNTRAAORTİK/INTRAAORTIC[İng.] değil/yerine/= ANA ATARDAMAR İÇİ, AORT İÇİ
- İNTRAKARDİYAK/İNTRACARDİAC[İng.] değil/yerine/= KALP İÇİ, YÜREK İÇİ
- INTRODUCER[İng.] değil/yerine/= GİRGEÇ
- İNZÂC ile ...
( İyice pişirip kıvamını buldurma. )
- İRADE ile BİLİNÇ
( WILLPOWER vs. AWARENESS )
itibarı ile 1.671 başlık/FaRk ile birlikte,
1.671 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(4/8)
(1996'dan beri)