B ile biten FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 991 başlık/FaRk ile birlikte,
991 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(4/5)
- MECZUB ile MELENG[Fars.]
( ... İLE Yalınayak, başıkabak bir halde dünya ile ilişkisini kesmiş olan. | Hakikî aşk ile sarhoş olmuş kişi. )
- MEDİNE ile/ve/< YESRİB
( TAYBE ile/ve/< ... )
- MEHTAP[Fars. < MAHTÂB] değil/yerine/= AY IŞIĞI
- MEHTAP değil/yerine/= IŞILAY
- MEKTEP[Ar.] değil/yerine/= OKUL
- MEKTUP değil/yerine/= BİTİ/BETİK
- MEKTUP ile/ve FERMAN
( BİTİK/G[Sözün yakalanıp saklandığı, muhafaza edildiği yer. | Sözün bittiği(türediği), ozlaştığı yer.] ile/ve YARLIĞ )
- MEKTUP ile SİRKÜLER
( ... İLE Birçok kişiye ulaştırılmak üzere çoğaltılmış mektup. )
- MEKTUP ZARF
- MEMUR ile/değil/yerine AHBAB
- MENÂKIB ile SÎRET
- MENKİB[Ar. | çoğ. MENÂKİB] ile MENKIBE/MENKABE[çoğ. MENÂKIB]
( Omuz ve kol kemiğinin birleştiği yer. İLE Din büyüklerinin ya da tarihe geçmiş ünlü kişilerin, yaşamları ve olağanüstü davranışlarıyla ilgili öykü. )
- MENKUB[Ar. < NAKB]["ku" uzun okunur] ile MENKÛB[Ar. < NEKBET]
( Delinmiş, oyulmuş. İLE Tâlihsiz, nekbete düşmüş. | Gözden ve mevkiden düşmüş. )
- MENKÛS ile/||/<> MENKÛS MİNH ile/||/<> MENSÛB ile/||/<> MÜSTESNÂ ile/||/<> MÜSTESNÂ MİNH
( Çıkan. İLE/||/<> Eksilen. İLE/||/<> Pay ya da bölünen. İLE/||/<> Çıkan. İLE/||/<> Eksilen. )
- MENSUBİYET[< NESEB] ile/değil/yerine AİDİYET
( Soy, ırk üzerinden. İLE/DEĞİL/YERİNE Uygarlık ve tarih üzerinden. )
( En "üst/son" noktalar üzerinden. İLE/DEĞİL/YERİNE En geri gidilemez, en alt/temel/ortak noktalar üzerinden. )
( Hayvanlarda. İLE/DEĞİL/YERİNE İnsanda. )
- MENSUP değil/yerine/= KATNAŞ
- MERÂTİB ile ...
( Manevî yolculuk. )
- MERÂTİB ile/ve/değil/||/<>/< VETÎRE
- MERHÛB ile ...
( ARSLAN | KORKUNÇ ŞEY )
- MERKAB/E, MARKAB[Ar. çoğ. MERÂKIB] ile MERKEB[Ar. < RÜKÛB | çoğ. MERÂKİB]
( Gözetleme, gözleme yeri/kulesi. | Gökyüzünün kuzey yarım küresinde Feres-i Ekber[Pegasus] burcunun büyük dörtgeninin büyük kenarının sağ köşesinde bulunan yıldız. [Lat. BETA PEGASUS] İLE Vapur, gemi, kayık gibi şeyler. | Eşek. )
- MERKEP/MERKEB[Ar.] = EŞEK
- MERKÜR ile TrES-2b
( ... İLE Evrendeki en karanlık gezegendir. Yüzeyine ulaşan ışığın %1'ini bile yansıtmadığından, kömürden bile karadır. Kendi yıldızına olan uzaklığı, Merkür'ün, Güneş'e olan uzaklığı kadar olmasına karşın Merkür, %10'luk ışık yansıtması yaparken, TrES-2b, %1'den bile az yansıtmaktadır. Bilimkişileri, hâlâ bu gizemli durumu çözebilmiş değildir. )
- MESÂİB[Ar. < MUS'AB] ile MESÂİB[Ar. < MUSÎBET]
( Zor işler. İLE Felâketler. | Uğursuzlar. )
- MESKUB[Ar. < SAKB]["ku" uzun okunur] ile MESKÛB[Ar. < SÜKÛB]
( Delinmiş, delikli, sakb olunmuş. İLE Kalıba dökülmüş, akıtılmış. )
- MEŞREB ile ...
( İÇECEK YER | YARADILIŞ, DOĞA, MİZÂÇ | HUY, AHLÂK | İLÂHİ SUYU TUTACAK KAP | ÇEŞME )
- MEŞREB ile MEZHEB
( Yaradılış, huy. | Davranış biçimi. İLE Bir dinin görüş ve anlayış ayrılıkları nedeniyle ortaya çıkan kollarından her biri. | Öğreti. | [mecaz] Anlayış, görüş. )
- MESREBE[Ar. < MESÂRİB] ile MEŞREBE[Ar. < MİŞREBE][Ar. çoğ. MEŞÂRİB]
( Çayır, mera, otlak. | Göğüsten, karına kadar uzanan kıllı bölge. İLE Maşrapa. )
- METÂİB[Ar.] ile METÂİB[Ar. < MET'ABE] ile METÂLİB[Ar. < MATLAB]
( Seçilmiş, güzel şeyler. İLE Uğraşlar, meşakkatler, yorgunluklar. İLE İstenilen, talep edilen şeyler. )
- METÂLİB ile/ve/+/||/<>/> MEZÂHİB
( İstenilen şeyler. İLE/VE/+/||/<>/> Tutulan yollar. )
- METREKÜP değil STER[Fr. < Yun.]
( ... DEĞİL Yığın durumundaki yakılacak odun için kullanılan, bir metreküpe eşit, oylum ölçüsü. )
- METRUK ile/ve/||/<> HARAP
- MEVÂHÎB[Ar. < MEVHÛB < VEHB] ile MEVÂHİB[Ar. < MEVHİBE]
( Verilmişler, hibe olunmuşlar, ihsân edilmişler. İLE Bahşişler, ihsanlar. )
- MEVEDDET[Ar.] ile/ve/||/<> HUB[Ar.]
( Kişiye özgü sevgi. İLE/VE/||/<> Sevgi. )
- MEZHEB[Ar.] ile MAKÂLE[Ar.]
- MİHRÂB[Ar.] ile MİNBER[Ar. çoğ. MENÂBİR]
( Camilerde/mescidlerde, yönelinen (kıble) taraftaki duvarda bulunan ve imamlık edene ayrılmış olan oyuk, girintili yer. | Ümit bağlanılan yer. | Sevgilinin kaşları. | Halının sınır çerçevesi içinde, yalnız bir tarafında bulunan, kemer görünüşlü desen. | Sunak.[Fr. AUTEL] İLE Camilerde, hatîbin çıkıp hutbe okuduğu, merdivenli kürsü. | 1919'da, İstanbul'da yayımlanmış olan günlük siyâsî ve ticarî gazete.[Rasim Ferit tarafından yayımlanan bu gazete, ancak 50 sayılık yayıma ulaşabilmiştir.] )
- MİKAB[Ar.] değil/yerine/= KÜP
- MİKLEB[Ar.] ile MİKREB[Ar. çoğ. MEKÂRİB]
( Eski ciltli kitapların sol tarafındaki, okuma ya da ara verilen yeri belirlemeye yarayan fazla parçanın adı. İLE Çift sürülen saban. )
- MİKROP[Fr./İng. < MICROBE] ile ASEPSİ[Fr. < ASEPSIE]
( Ancak mikroskopla görülebilen, çürümeye, mayalanmaya ve hastalıklara yol açan tek gözeli canlı. İLE Isıyla araç ve pansuman nesnelerinin mikropsuzlaştırılması. Özellikle tıpta kullanılan araç gereçlerdeki hastalık etkenini mikropların sayısını kimyasal ya da fiziksel yollarla hastalığa neden olamayacak düzeye düşürme. )
- MİKROP ile ATEŞ YAPAN MİKROP
( MICROBE/GERM vs. PYROTOXIN )
- MİKROP ile MİKROKOK [Fr. < Yun.]
( ... İLE Nokta biçimindeki mikroplara verilen genel ad. )
- MİKROP[Yun.] ile PLANKTON[Fr. < Yun.]
( ... İLE Suda bulunan mikroskobik küçük canlılar topluluğu. | Okyanusların, göllerin/göletlerin yüzeyine yakın olarak zayıf bir biçimde yüzen ya da edilgin bir biçimde sürüklenen, çoğunluğu mikroskobik organizmalar. )
( MICROBE/GERM vs. PLANKTON )
- KÜÇÜM/MİKROP[Yun.] ile GİRMİK/VİRÜS[Fr./İng.]
(
)
( MICROBE vs. VIRUS )
- MİLLET ile/ve ÜMMET ile/ve MEZHEB
( Bir dine bağlı/tâbi olmak. İLE/VE Bir peygambere bağlı/tâbi olmak. İLE/VE Bir imama bağlı/tâbi olmak. | Bir müctehidin çıkardığı hükümlerin tümü. )
- MİNYATÜR ile/ve/<> TEZHİB
- MİRAS ile RUKBÂ[< İRTİKAB]
( ... İLE "Ben senden önce ölürsem senin olsun, sen benden önce ölürsen benim olsun" diyerek bir şeyi bağışlama, hibe etme. )
- SEKTE-İ KALP[Ar.]/MİYOKART ENFARKTÜSÜ/MYOCARDIAL INFARCTION[İng.] değil/yerine/= KALP KRİZİ
- MONOFİZİT/LERB ile ...
( Hristiyanlık'ta, Hz. İsa'nın kimliği ve tabiatı hakkında bir görüş ve bu görüşe sahip olan kişi ya da bu görüşü savunan kiliseler. [Günümüzde, Asuri (Nasturi) ve Keldani Kiliseleri dışındaki öteki kiliseler Monofizit görüşe sahiptirler.] )
- MUADDEL ile/||/<> MUNKALİB ile/||/<> TEBÂDÜL ile/||/<> TAHVÎL
( Değiştirilmiş, tâdil edilmiş. İLE/||/<> Değişen. İLE/||/<> Değişme. İLE/||/<> Değiştirme. )
- MUALLİMHANE-İ NÜVVÂB ile/=/<>/> MEKTEB-İ NÜVVÂB ile/=/<>/> MEKTEB-İ KUZÂT
( Kadı yetiştirmek amacıyla açılan okullardı. )
( 1853 ile/=/<>/> 1884 ile/=/<>/> 1911 )
- MÜCBİR SEBEP değil/yerine/= GÜCEYİCİ NEDEN
- MÜCERRED[Ar.] ile TAAZZÜB[Ar. < AZEB] ile TE'EBBÜD[Ar.]
( Tek, yalnız. İLE Evlenmeyip bekâr kalma. İLE Ürküp çekinme. | Evlenmeme. )
- MÜCERREP[Ar.] değil/yerine/= DENENMİŞ, SINANMIŞ
- MU'CİB[Ar. < ACEB] ile MÛCİB[Ar. < VÜCÛB] ile MÜCÎB[Ar. < CEVÂB]
( Hayrete/taaccübe düşüren, şaşkınlık veren, icâb eden. İLE Gereken, gerektiren. | Neden, vesîle. İLE Teklifi kabul eden, istenileni yapan, sorulana yanıt veren, icâbet eden. )
- MÛCİBE[İCAB] ile SÂLİBE[SELB]
( Olumlu[vücub(çoğul) <- vacib]. İLE Olumsuz. )
- MUCİP SEBEP değil/yerine/= GEREKÇE
- MÜEDDEB[Ar. < EDEB] ile MÜEDDİB[Ar. < EDEB]
( Terbiyeli, edepli, edeplendirilmiş, te'dîb edilmiş. | Okumuş, bilgili. İLE Bilgi ve terbiye veren, edeplendiren, te'dîb eden. )
- MUGALEBE[< GALEBE]/TEGALÜB ile ...
( GALEBE ÇALMAYA, ÜSTÜN GELMEYE UĞRAŞMA | GALİP, ÜSTÜN )
- MUGAYYEBÂT[< GAYB] ile ...
( GİZLİ, GÖRÜNMEZ ŞEYLER (LEDÜNNİYYÂT). LOKMAN SURESİNDE ile ABCDEF ( KIYAMETİN KOPACAĞI ZAMAN, YAĞMURUN YAĞACAĞI ZAMAN | ANA KARNINDA OLANLAR | ERTESİ GÜN BAŞA NE GELECEĞİ | İNSANIN NEREDE ÖLECEĞİ )
- MUHADDAB[Ar. < HAD] ile MUHÂTAB[Ar. < HUTBE]
( Boyanmış, tahdîb olunmuş. İLE Kendine söz söylenilen. | İkinci kişi. | Eskiden, Şeyhülislâm tarafından, medresede yetişmiş kişiler arasından seçilen ve huzur derslerine katılan, en çok dört kişiden biri. )
- MUHAFAZAKÂR ile MUTAASSIB
- MUHALİF ile/değil/yerine MUHATAP
- MUHASEBE/Cİ, MUHASİP değil/yerine/= SAYMAN/LIK
- MUHATAP[Ar.]["MUHATTAP" değil!] değil/yerine/= KONUŞULAN/KONUŞUK
- MUATTAP/MUHATTAP/MUHAATTAP[Ar.] değil MUHÂTAP[Ar. < MUHÂTAB < HUTBE]
- MUHDİS ile CÜNUB
( Abdesti olmayan. İLE Gusl abdesti olmayan. )
- MÜHEYMİN[Ar.] ile RAKÎB[Ar.]
- MÜHEZZEB[Ar. < HEZB] ile MÜHEZZİB[Ar. < HEZB]
( Düzeltilmiş, yoluna koyulmuş, tehzîb olunmuş. İLE Düzelten, yola koyan, terbiye eden, tehzîb eden. )
- MUHİBB[< HUBB] ile SEVEN, SEVGİ BESLEYEN, DOST
( SEVEN, SEVGİ BESLEYEN, DOST )
- MUHRİB[Ar.] ile MUHRİB[Ar. < HARÂB | çoğ. MUHRİBÎN]
( Torpidoları avlamaya yarayan ve çok hızlı giden bir çeşit küçük savaş gemisi. İLE Yıkan, harâb eden. )
- MUHTATIB[Ar. < HATAB] ile MUHTATIB[Ar. < HATAB]
( Nikâhla isteyen, ihtitâb eden. | Hutbe okuyan, nutuk veren. İLE Odun kesen ya da toplayan. | Baltalık. )
- MUHTESİP[Ar.](İHTİSAP AĞASI) ile/ve/||/<> KETHÜDÂ/KAHYÂ[Fars.]
( İslâm şehirlerinde çarşı ve pazar esnafını din kurallarına göre denetleyen görevli, belediye memuru. İLE/VE/||/<> Yiğitbaşılar aracılığıyla esnaf ve devlet ilişkisini yürüten. | Konak, çiftlik vb. yerlerde türlü işleri yapmakla görevli kişi. | Değnekçi. | Gerekmediği hâlde başkasının işine karışan kişi. | Esnaf kuruluşlarında lonca başkanı. )
- [ne yazık ki]
MÜKÂLEBE[< KELB] ile/değil/yerine/>< MÜKÂLEME[< KELÂM]
( Dalaşma. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Konuşma. | Antlaşma. )
- MUKARREB[< KURB] ile ...
( TAKRÎB EDİLMİŞ, YAKLAŞMIŞ, YAKIN )
- MÜKÂTEBE[Ar. < KETB] ile/>< MÜKÂTEME[Ar. < KETM]
( Tamamlandığı zaman özgürleştirilmek üzere bedele bağlanan köle/lik. İLE/>< Gizleme. )
- MÜKTESEP HAK/HAKK-I MÜKTESEP değil/yerine/= KAZANILMIŞ ÜLEV
- MUNSAP[Ar.] değil/yerine/= KAVUŞAN, KAVŞAK | [coğ.] AĞIZ
- MÜNTAHAP[Ar.] değil/yerine/= SEÇİLMİŞ, SEÇME
- MURÂBAA[Ar. < RAB] ile MURÂBAHA[Ar. < RİBH] ile MURABBA'[Ar. < RUB] ile MURABBÂ[Ar.]
( Yazlığa çıkmak üzere sözleşme yapmak. İLE Malı, kâr ile satma. | Tefecilik, yasaların üstünde, aşkın faiz alma. İLE Dörde çıkarılmış, terbi' olunmuş. | Dörtlü, dört şeyden olma. | Dört köşeli. | Kare. | Dört mısralık kıtalardan oluşan manzume. | Kenzî Hasan'ın edvarında geçen makam.[1700] İLE Terbiye edilmiş. | Kaynayıp kıvama geldikten sonra dondurulmuş meyve suyu tatlısı. )
- MURABBA'[< RUB] ile ŞARKI ile TERBİ'
( Dörtlü, dört şeyden olma. İLE Divan şiirinde bestelenmeye uygun vezin kalıplarıyla yazılan nazım biçimi. İLE Bir gazelin beyitlerine, bir başka şair tarafından aynı vezinle ikişer mısra eklenerek yazılan murabba türü. )
- MURÂKABE[< RAKB] değil/yerine/= DENETLEME/DENETİM
( BAKMA, GÖZETME, GÖZ ALTINDA BULUNDURMA | KENDİ İÇ ÂLEMİNE BAKMA, KENDİNİ HESABA ÇEKME, DALIP KENDİNDEN GEÇME | GECEYARISI, DİZÜSTÜ OTURULARAK, GÖVDENİN HİÇBİR UZVUNU KIMILDATMADAN, GÖZLER KAPALI DURUMDA DALINAN "TEFEKKÜR" HALİ )
- MURÂKIB ile ...
( ALLAH'A BAĞLANMIŞ )
- MÜREBBEB[Ar.] ile MÜREBBİB[Ar.]
( Ergenlik çağına kadar beslenmiş. | Hoş kokulu şeylerle hoş olmuş. İLE Çocuğu, ergenliğine kadar besleyen. )
- MÜREKKEB ile MÜELLEF
( Ayrım olmaz. İLE Ayrım olur/olabilir. )
- MÜREKKEB[Ar. < RÜKÛB | çoğ. MÜREKKEBÂT] ile MÜREKKİB[Ar. < RÜKÛB]
( İki ya da daha çok şeyin karışmasından meydana gelen, terkîb edilmiş. | Bileşik. | Yazı mürekkebi. İLE Bileşiği meydana getiren. | Bileşen. )
- MÜREKKEP ile MÜREKKEP
( Yazı yazmak, desen çizmek ya da basmak için kullanılan, türlü renklerde sıvı madde. İLE Bileşmiş, bileşik. | ...-dan oluşmuş/olma. )
( ZEKÂB ile ... )
- MÜRETTEB[Ar.] ile MÜREKKEB[Ar.]
( Dizilmiş, yerli yerine konulmuş, tertîb olunmuş. | Bir şey/yer için ayrılmış, tâyin edilmiş. | Sonradan kurulmuş. | Danışıklı, uydurma, yalandan düzenlenmiş. İLE İki ya da daha çok şeyin karışmasından meydana gelen, terkîb edilmiş. | Bileşik. | Yazı mürekkebi. )
- MÜRETTEB[Ar. < RETB] ile MÜRETTİB[Ar. < RETB | çoğ. MÜRETTİBÎN]
( Dizilmiş, yerli yerine konulmuş, tertîb olunmuş. | Bir şey/yer için ayrılmış, tâyin edilmiş. | Sonradan kurulmuş. | Danışıklı, uydurma, yalandan düzenlenmiş. İLE Sıraya koyan, düzene sokan, tertîb eden. | Matbaada, yazı dizicisi. )
- MÜRTEKIB[Ar. < RAKB] ile MÜRTEKİB[Ar. < RÜKÛB | çoğ. MÜRTEKİBÎN]
( Bekleyen, göz hapsine alan, irtikab eden. İLE Kötü, yakışıksız iş yapan, irtikâb eden. | Rüşvet alan/yiyen. )
- MÜSÂHİB ile/ve/||/<> MERCE-İ TAKLİT
( ... İLE/VE/||/<> İran'da. )
- MÜSÂHİB ile/ve/değil/yerine REFÎK
- MÜŞBİ'[Ar. < ŞİB] ile MÜŞEBBA'[Ar. < ŞİB]
( Doyuran. İLE Doymuş, tok, işbâ' olunmuş. [Fr. SATURÉ] )
- MÜSEBBA'[Ar. < SEB] ile MÜSEBBAA[Ar.]
( Yedili, yedi bölümden oluşan. | Yedigen.[Fr. HEPTAGONE] | Her beytine aynı ölçüde ve tek sayılı dizeyle aynı uyakta beş dize eklenen gazel, kâside. İLE Yedi kere okunması gereken dua. )
- MÜSEBBEB[Ar. < SEBEB] ile MÜSEBBİB[Ar.]
( Sebep olunarak oluşturulan. İLE Sebep olan. | İcâd eden. )
- MÜSEBBİP değil/yerine/= NEDEN OLAN/YOL AÇAN
- MUSÎB[< SEVAB] ile ...
( İSÂBET EDEN, RASTGELEN, YANILMAYAN )
- MÛSİKÎŞİNAS ile/ve MUTRİB
( Müzikle uğraşan. )
- MÜSTA'CEB[Ar. < ACEB] ile MÜSTA'CİB[Ar. < ACEB]
( Şaşılacak olan. İLE Şaşan, şaşakalan, isti'câb eden. )
- MÜSTAHLEB[Ar. < HALB] ile MÜSTAHLİB[Ar. < HALB] ile MÜSTAHLİB[Ar. < HALB]
( Beyaz ve sübye tarzında yapılmış olan ilâç. | Sübye.[Fr. ÉMULSION] İLE Tırmalayan, istihlâb eden. İLE Sağan, istihlâb eden. )
- MUSTAKÎM[Ar.] ile SAHÎH[Ar.] ile SAVÂB[Ar.]
- MUSTARİP ile MÜTEESSİR
( Acı çeken. İLE Kederli, hüzünlü, üzüntülü. | Birinin acısıyla acılanan. | Etkilenen. )
- MÜSTAS'AB[Ar. < SA'B] ile MÜSTASHAB[Ar. < SOHBET]
( Zor, güç olan, zor iş. İLE Yanında arkadaş olarak bulundurulan. )
- MÜSTAS'AB[Ar. < SA'B] ile MÜSTAS'İB[Ar. < SUÛBET]
( Zor, güç olan, zor iş. İLE Güç sayan, çoğu şeyi zor gören. )
- MÜSTASHAB[Ar. < SOHBET] ile MÜSTASHİB[Ar. < SOHBET]
( Yanında arkadaş olarak bulundurulan. İLE Yanına alan, beraber olunan, istishâb eden. )
- MÜSTASVEB[Ar. < SAVÂB] ile MÜSTASVİB[Ar. < SAVÂB]
( Doğru, mâkul, savap görülmüş, istisvâb edilmiş. İLE Doğru, mâkul, savap gören, istisvâb eden. )
- MÜSTECÂB[< CEVÂB] değil/yerine/= DİLEĞİ KABUL OLUNMUŞ
( DİLEĞİ KABUL OLUNMUŞ )
- MÜSTEHABB[< HUBB] ile ...
( Sevilen, beğenilen. | Farz ve vâcibden başka olarak sevap kazanılan iş. | Hz. Muhammed'in, bazen işleyip bazen terk ettiği güzel iş. )
- MUTAASSIP(/B)[Ar.] değil/yerine/= BAĞNAZ/AŞIRI TUTUCU
- MUTATABBİB değil/yerine TABİB
( Hekimlik taslayan. DEĞİL/YERİNE Hekim. )
- MU'TAZIB[Ar.] ile BİRBİRİNE YARDIM EDEN
( BİRBİRİNE YARDIM EDEN )
- MÜTEÂKIB[< AKAB] değil/yerine/= BİRBİRİ ARDINDAN GELEN (SIRA İLE) | ARDINDAN GELEN, ARKASI SIRA BELİREN
- MÜTEÂKİB ile/||/<> ZAHRİ ile/||/<> TEMÂDİ
( Sırayla, birbirinin arkasına gelen. İLE/||/<> Arkası, arkaya ait. İLE/||/<> Birbirinin devamı, devam etmek. )
- MÜTEEHHİB ile ...
( Kendi kendini yetiştirmiş kişi. Otodidakt. )
- MÜTEKELLİM ile/ve MUHATAP ile/ve GAİP
( Ben. İLE/VE Sen. İLE/VE O. )
- MÜTENASİB ile MÜTENAFİR
( Çeken. İLE İten. )
- MÜTENÂSİB[< NİSBET] ile ORAN/ORANLI, UYGUN
( UYGUN OLAN, HER BAKIMDAN BİRBİRİNE UYGUN, DENK )
- MÜTESÂİB[Ar.] ile MÜTESA'İB[Ar.]
( Esneyen, tesâüb eden. İLE Güç olan, güçleşen. )
- MÜTESEYYİB[Ar.] ile MÜTESEYYİB[Ar. < TESEYYÜB | çoğ. MÜTESEYYİBÎN]
( Dul kalan kadın, teseyyüb eden. İLE Kayıtsız davranan, aldırış etmeyen, teseyyüb eden. )
- MÜTETABBI[Ar. < TAB] ile MÜTETÂBİ/A[Ar. < TEBA]
( Doğallaşan, tatabbu eden. İLE Birbiri ardınca gelen, peyderpey olan. )
- MUTRİB ile ...
( Müzikle uğraşan. | Bir müzik aleti çalan. )
- MUZDARİP/MUZTARİB[Ar. < DARB] ile MÜSTARİB[Ar. < ARAB] ile MÜSTAHLİB[Ar. < HALBB]
( Istırap çeken. İLE Araplaşmış olan, aslen Arap olmadığı halde sonradan Araplaşmış olan. İLE Tırmalayan, istihlâb eden. )
- MUZDARİP değil/yerine/= İÇVURUK/ÇEKENLİ
- MÜZEHHEB[Ar. < ZEHEB] ile MÜZEHHİB[Ar. < ZEHEB]
( Altın suyuna batırılmış. | Yaldızlanmış. İLE Altın suyuna batıran, tezhipçi, tezhip eden. | Yaldıza batıran, yaldızcı. )
- MUZİP değil/yerine/= TAKILGAN
- NÂB[Ar. çoğ. ENYÂB] ile NA'B[Ar.] ile NÂB[Ar.]
( Azı dişi. | Yaşlı deve. İLE Karga ya da horoz gibi ötmek. İLE Arı, saf, hâlis. | Katıksız. | Berrak. | Oluk. )
- NÂFİLE[Ar.] ile NEDB[Ar.]
- NAHB[Ar.] ile NAHB[Ar.]
( Ölüm, ecel. | Yüksek sesle ağlama. İLE Çekip çıkarma. | Şerefe içilen kadeh. | En iyi şeyi seçme, tercih etme. )
- NÂHİB[Ar. < NEHB] ile NAHÎB[Ar. çoğ. NAHB] ile NAHÎB[Ar.]
( Yağmalayıcı/yağma eden, talanlayan/talanlayıcı, çapulcu. İLE Korkak. İLE Avaz avaz ağlama. )
- NAÎB ile ...
( Karga ve çirkin sesli kuşların ötüşü. )
- NAÎB[Ar.] ile NÂİB[Ar. < NEVB| çoğ. NÜVAB]
( Karga ve çirkin sesli kuşların ötüşü. İLE Birinin yerine geçen, vekil. | Kadı vekili. | Kadı, şeriat hükümlerine göre hüküm veren hâkim. | Nöbet bekleyen, nöbetle gelen. )
- NAÎB[Ar.] ile NAÎK[Ar.]
( Karga ve çirkin sesli kuşların ötüşü. İLE Karga ötüşü. | Horoz sesi. )
- NASB ile ...
( DİKME, SAPLAMA )
- NASÎB ile ...
( PAY, HİSSE | RIZIK )
- NASÎB ile NASB
( Pay, kısmet. | Birinin elde edebildiği şey. İLE Bir memurluğa tâyin. | Dikmek, saplamak. )
- NASIP[Ar.] değil/yerine/= ATAMA
- NASİP ile/ve/değil/yerine AZİM
( Nasip bilmeyip, azim biliriz. )
- NASİP ile/ve İHSAN
- NASİP ile KISMET
( Kısmetse gelir Yemen'den, değilse gelir çenenden. )
- NASİP ile/ve KISMET
( Bu kurda, bu kuşa, bu da nasip olursa bana. )
( 
)
- NASİP ve MÜESSER
- NASIP ile NASİP
( Atama. İLE Birinin payına düşen şey. | Birinin elde edebildiği, sahip olabildiği şey. | Kısmet, talih, baht. | Günlük kazanç. )
- NÂZIR ile/||/<> NAİB
( Bakan. İLE/||/<> Vekil, tahtta Sultan olmadığı zaman ya da Sultan'ın çocukluğu sırasında devleti yöneten kişi. )
- [ne yazık ki]
GÂSİB ile/ve/||/<>/> KATİL
( Zorla alan, gasbeden, gasp edici. İLE/VE/||/<>/> İnsan öldüren kişi. | Öldürücü, ölüme neden olan. )
- NEÂB[Ar.] ile ...
( Karga yavrusu. | Karga ya da horoz gibi ötme. )
- NECÎB ve/> HALÎL
( ... İLE Samimi arkadaş. )
- NECM ile KEVKEB
( Sönüp-yanan yıldız. İLE Sürekli yanan gezegen. )
- NEDBE[Ar. çoğ. NEDEB, NÜDÛB] ile NEDEBE[Ar.] ile NEDEBÎ[Ar.]
( Yara izi. İLE Yara/kırık yeri. İLE Yara izi ile ilgili. )
- NEDEN/SEBEP/MÜSEBBİB ile VESİLE
( CAUSE vs. MEANS )
- NEDEN/SEL/LİK ile/ve GEREKÇE/Lİ/LİK
( [durumdan/olaydan] Önce. İLE/VE Sonra. )
( CAUSE vs./and JUSTIFICATION )
- NESEB değil/yerine EDEB ve/||/<> MAL değil/yerine AMEL ve/||/<> CEMÎ-İ DÜNYA değil/yerine İLİM
( Edeb, yeğdir nesebden; amel, yeğdir maldan; ilim, yeğdir cemî'-i dünyadan. )
- NESEB ile MEZHEB
( Soy, nesil. İLE Bir dinin görüş, yorum ve anlayış ayrılıkları nedeniyle ortaya çıkan kollarından her biri. | Anlayış, görüş. | Öğreti. )
- NESEB/SOY değil/yerine/>< NİSBET
- NESİB ile/ve RAMAZANİYE
( Ramazan konulu şiirler, genellikle kasidelerin nesib bölümünde işlenmiştir. VE Dîvânlarda, Ramazaniye başlığıyla müstakil şiirler de kaleme alınmıştır. )
- NEVEND[Ar. < NÜVEB][Fars.] ile LEVEND[LEVENDÂN][Fars.]
( Hızlı giden at. | Postacı, atlı postacı. İLE Yeniçeri devrinde deniz erlerine verilen bir ad. | Zamanında, Venedik'lilerin, doğu bölgelerinden, maaşla topladıkları deniz askeri. | Tembel. | Ayyaş, içkici. | Zampara. | Kabadayı. | Hizmetçi, gündelikçi, çırak. | Namussuz kadın. | İbne. [Türkçe'de kullanılan anlamlar, Farsça'da yoktur!] )
- NEWTON ve/||/<>/> COULOMB
( 04 Ocak 1643 - 31 Mart 1727 VE/||/<>/> 14 Haziran 1736 - 23 Ağustos 1806 )
(
)
- NEZÂKET ile/ve/<> EDEB
- NİKAB ile ...
( PEÇE, YÜZ ÖRTÜSÜ )
- NİKAB["ka" uzun okunur] ile NİKÂB[Ar.]
( Peçe, yüz örtüsü. | Perde, örtü. İLE Kuşçu eldiveni. )
- NİSAP değil/yerine/= YETER SAYI
- NÜCEBÂ[< NECÎB] ile ...
( RİCAULLAH(TANRI ERENLERİ) YA DA RİCÂL-ÜL-GAYB(GAYB ERENLERİ) DENİLEN 40 KİŞİYE VERİLEN AD, KIRKLAR )
- O ile VA ile OB OB
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir buyruğun yerine getirilmesinin reddedildiğini belirten ilgeç. İLE Birinin başka birine verdiği buyruğun yadsınmasına ilişkin ikinci kişinin kullandığı bir reddetme ilgeci. İLE Bir şey hakkında palavra atana ve kanıtlayamayana söylenen söz. )
- ODUN = HAŞEB = BOIS
- ÖFKE/GADAP ile CELÂLLENME
( Hiçbir şeyi gözü görmeyecek biçimde kızmak. İLE Haksızlığa karşı haklı olarak gösterilen tepki. )
- OKB ile/<> OKKB
( Obsesif-Kompulsif Bozukluk İLE Obsesif-Kompulsif Kişilik Bozukluğu )
( Kaygı bozukluğu biçimi. İLE/<> Kişilik bozukluğu biçimi. )
( Belirtilerin şiddeti, zamanla değişir. İLE/<> Belirtiler, aynı kalmaya eğilimlidir. )
( Kolaylıkla tespit edilebilir. İLE/<> Kolaylıkla tanımlanamaz. )
- OKB ile/ve/değil/||/<>/< YAYGIN KAYGI BOZUKLUĞU
- ORB- ile/||/<> GYRO- ile/||/<> CİRCUM- ile/||/<> CİNG-
( Halka, daire. İLE/||/<> Halka, daire, gyrus. İLE/||/<> Çevresinde, hakkında, ilgili. İLE/||/<> Çevreleme, girinci. )
- ÖRTÜ/PERDE[Fars.]/HİCAB[Ar.]:
BURKU ile NİKAB ile LİFAM ile LİSAM ile HIMAR ile NASİF ile MİKNE'A ile CİLBAB
- ÖVGÜ = PRAISE[İng.] = LOUANGE[Fr.] = LOB[Alm.] = LAUS[Lat.]
- Pb ile Pd
( Kurşunun simgesi. İLE Palladyum'un simgesi. )
- PENÇE/PENCE[Fars.] ile HILÂB[Ar.]
( Yırtıcı hayvanların ön ayaklarının parmakları ve tırnakları. İLE Yırtıcı kuş ve hayvan pençesi. )
- PERVERÎ[Fars.] / PERVERİŞ[Fars.] / PERVERÎŞ-ÂMÛZ[Fars.] / PERVERÎŞ-YÂB[Fars.] / PERVERİŞ-YÂFTE[Fars.]
( Besleyicilik, büyütücülük, terbiye. | Seçme. | Sevme. İLE Besleyiş, besleme, beslenme. | İlerleme, terakkî. İLE Mânen yetiştiren, filozof. İLE Beslenen. | Yetiştirilen, terbiye gören, terbiye edilen. İLE Büyütülmüş, bakımlı, terbiyeli, terbiye edilmiş. )
- ŞAKÜL/ŞAKUL/ŞAVUL[Ar.]/PLUMB[İng.] değil/yerine/= ÇEKÜL
- POSTNİŞİN ile/ve SERTARÎK ile/ve SERTABBÂH ile/ve SERZÂKİR ile/ve İMÂM ile/ve MEYDANCI ile/ve TÜRBEDÂR ile/ve ÂSÂDÂR ile/ve NAKÎB ile/ve PAZARCI ile/ve ÇERÂĞÎ ile/ve SÂKÎ ile/ve FERRÂŞ ile/ve KAPUCU
- PÜR KUSÛR ve/||/<> el-FAKİR TAHT-Ü-TÜRÂB
- RAB ile/değil ALLAH
( Eril/lik. İLE/DEĞİL Dişil/lik. )
- RAB ile/ve/||/<>/> MÜREBBİ ile/ve/||/<>/> ALLAH
( Bebek için. İLE/VE/||/<>/> Çocuk için. İLE/VE/||/<>/> Aşkta.[meveddet] )
- rab ile rabb ile Rabb
( AVLULU EV ile EFENDİ, SAHİP | SÜTBABA, ÜVEY BABA ile TERBİYE EDEN ALLAH, MÜREBBİ | KENDİNİ, GEREKSİNİMİ DUYULAN ŞEYİ, KENDİ ARACILIĞI İLE ELDE EDİLEN ÖZEL BİR SIFATLA KAYITLANDIRILMIŞ ZÂT )
- RAB'[Ar.] ile RABB[Ar.] ile Rabb[Ar.] ile RÂBB[Ar.]
( Avlulu ev. İLE Efendi, sahip. İLE Allah. İLE Sütbaba, üveybaba. )
- RAB ile/ve/<>/< RÂBITA
- RAB ile/ve/<> TURAB
- RABB ile/ve/<> ABD
- RABB[Ar.] ile SEYYİD[Ar.]
- RÂHİB ve/<> KÂTİB ve/<> HÂSİB
- RAHÎB[Ar. < RAHB] ile RÂHİB[Ar. çoğ. RÂHİBÂN, REHEBÂN, RUHBÂN]
( Geniş, bol. İLE Hıristiyanlarda, genellikle manastırda yaşayan (evlenmeyen) din adamı, karabaş, keşiş. )
- RÂİB[Ar. < RU'B] ile RAÎB[Ar.]
( Büyücü, göz bağlayıcı. İLE Korkmuş. )
- RÂKİP(/B) ile RAKÎP(/B)
( Binici. İLE Karşı(sında) olan. )
( RIDER vs. RIVAL )
- RAKÎB[Ar.] ile RÂKİB[Ar. < RÜKÛB | çoğ. RÜKBÂN] ile RAKÎB[Ar. < REKÂBET | çoğ. RAKÎBÂN, RUKABÂ]
( PÂYENDE[Fars. çoğ. PÂYENDEGÂN]: Duran, sürekli. | Payanda, destek, dayanak. || RABÎTA: Eski yazma kitaplarda sayfa numarası yerine gelmek üzere soldaki sayfanın, sağdaki sayfanın altına yazılan ilk sözcüğü. İLE Binici/binen, binmiş. | Bir ulaşım/nakil aracına binmiş olan. İLE Herhangi bir işte birbirinden üstün olmaya çalışanlardan her biri. | Bekçi. | Görüp, gözeten.[Allah'ın adlarındandır.] )
- RAKİP ile DEZAVANTAJ
- RATÎB/RATB[Ar.] ile RÂTİB[Ar.]
( Taze, yeşil, yaş.[yemiş] | Yumuşak, mülâyim. İLE Sıraya koyan, tertip eden. )
- RCB ile ...
( Rahmet. Cemal. Bereket. )
- REİS'ÜL KÜTTAP ile ...
( XVII. yüzyıla kadar Osmanlı'larda sultan divanı yazmanlarının başı. | Dışişleri Bakanı.[Tanzimat'tan önce] )
- RGB ile/ve/değil/yerine/||/<>/> CMYK
- RİBÂ[Ar.] ile RİBÂ'[Ar. < REB]
( Bir şeyin artması/çoğalması. | Tartısı ve ölçüsü olan bir malı, aynı cinsten daha fazla olan bir mal ile bir karşılığı olmaksızın, peşin olarak ya da veresiye değiştirmek. | Tefecilikle alınan fâhiş faiz. İLE Evler[bahçeleriyle birlikte], bahar evleri. | Barınılan yerler. | Araziler. | Yaz yağmurları. )
- RİCÂL-ÜL-GAYB ile ...
( "NÜKEBÂ ÜÇYÜZ KİŞİ, NÜCEBÂ YETMİŞ KİŞİ, ABDAL KIRK KİŞİ, AHYAR YEDİ KİŞİ, AMED DÖRT KİŞİ, GAVS BİR KİŞİDİR" | CENÂB-I HAKK'IN MA'NEN VAZİFELİ KILDIĞI VELÎ KULLARI )
- RİKAB[Ar. < RAKABE]["ka" uzun okunur] ile RİKÂB[Ar. çoğ. RÜKÜB]
( Boyun, ense kökü. İLE Üzengi. | Büyük bir kimsenin katı, önü. | Türk müziğinde kullanılmış usullerden biri.[Zamanımıza kalmış bir örneği bulunmamaktadır.] )
- RİKÂB ile ...
( Türk müziğinde kullanılmış usullerden biri.[Zamanımıza kalmış bir örneği bulunmamaktadır.] )
- RİYÂ ile UCB
- RIZK ile/ve/||/<> NASİB ile/ve/||/<> KISMET
- RUB :/yerine OVALAMAK
- RU'B[Ar.] ile RUB'[Ar.] ile RUBB[Ar.] ile RÛB[Ar.]
( Korku. İLE Dörtte bir, çeyrek, bir şeyin dört bölümünden biri. İLE Meyve suyu. İLE Süpürme, süpürge. )
( REFT Ü RÛB [silip süpürme]: Gezip tozma. )
- RUB-UL MÜCEYYEB ile RUB-UL MUKANTAR ile USTURLAB
( Sinüs'ün dörtte biri. İLE ... İLE ... )
( ... İLE ... İLE İlk kez M.Ö. II. yy.'da Hipark tarafından bulunumuş ve Batlamyus tarafından kullanılmıştır. Bu alet ile yıldızların Arz'dan uzaklıkları ölçülürdü. Üstüne gökyüzü haritası çizilmiş hilâlî daire biçiminde bir tahtadan ibarettir. Akrep ya da ankebût denilen bir ibresi vardır. Bu ibre, ucuna fındık büyüklüğünde taş bağlanmış bir ipten ibarettir. Yıldızların seyri bu ip ile gösterilir, ölçümler bunun üzerinden ortaya çıkar. Kenarlarda da açılar, milyem ve grat hesapları yazılıdır. Halen astronomlar ve denizciler, geliştirilmiş usturlap kullanır. )
( ... vs. ... vs. ASTROLABE )
- RUCÛ'[Ar.] ile İNKILÂB[Ar.]
- RUCÛ'[Ar.] ile İYÂB[Ar.]
- RÜSUP[Ar.] değil/yerine/= TORTU/TOPUT/SÜZÜNTÜ/ÇÖKELTİ
- ŞA'B[çoğ. ŞUÛB] ile ŞÂB/ŞÂBB[Ar. < ŞEBÂB | çoğ. ŞÜBBÂN] ile ŞÂB[Fars.]
( Cemaat, taife, kabile. | Kızıldeniz'den çıkarılan dallı budaklı taşlar. | Bölünmüş, parçalanmış şey. | Kafatasındaki çatlaklık. İLE Genç, delikanlı; yiğit. İLE Şap. )
- SADR ile/ve KALB
- SAHÂBE/ASHAB ile/ve/> TÂBİİN ile/ve/> TEBE-İ TÂBİÎN
( Hz. Muhammed'in döneminde yaşamış ve onu görmüş olanlar. İLE/VE/> Hz. Muhammed'i görmüş olanları görenler. İLE/VE/> Hz. Muhammed'i görmüş olanları görenleri görenler. )
- ŞAHAP[Ar. < ŞİHÂB] değil/yerine/= AĞMA/AKAN YILDIZ
- SAHB[Ar.] ile SAHB[Ar. < SÂHİB]
( Gürültü, patırtı etme. İLE Yakın dostlar, sahipler. )
- SAHİB[< SAHB] ile SAİB
( Sahip[mâlik]. | Bir vasfı olan[hâiz]. | Koruyan[hâmî]. | Bir iş yapmış olan. | Sürekli sohbette bulunan. | Hak yolunu göstermek isteyen mürşid. )
- SÂHİB[Ar.] ile KARÎN[Ar.]
- SAHİP değil/yerine/= İYE
- SÂİB[Ar.] ile SÂİB[Ar. < SEVÂB] ile SÂİB[Ar. < SE'B] ile SAİB[Ar.] ile SAHİB[Ar.]
( Bir yerle, bir şeyle ilişiği olmayan. İLE Yanlışsız, doğru, yanlışlık yapmayan. | Amaca, hedefe uygun. | Hedefe doğru ulaşan. İLE Yağmur getiren bora[İt. < Yun.][: genellikle arkasından yağmur getiren sert ve geçici rüzgâr/yel.]. İLE Çarmıha germek. İLE Sahip[mâlik]. | Bir vasfı olan[hâiz]. | Koruyan[hâmî]. | Bir iş yapmış olan. | Sürekli sohbette bulunan. | Hak yolunu göstermek isteyen mürşid. )
- ŞAİBE[< ŞEVB | çoğ. ŞEVÂİB] ile/değil ŞÂYİA[çoğ. ŞÂYİÂT]
( Leke, kusur, ayıp; noksan, nakîsa. | Art düşünce. | Hile. | Kir, leke | Kötü eser, iz. İLE/DEĞİL Yayılmış haber, yaygın olan, söylenti. )
- SÂKA[Ar. < SEVK/SAİK]/BEYYÂB ile ...
( Su taşıyan, sucu. )
- SAKA[Ar. < SEVK/SAİK]/BEYYÂB ile SAKA ile SAKA (TÜRKLERİ)
( Evlere, çeşmeden su taşımayı iş edinmiş olan kişi. İLE Serçegillerden, başında ve boynunda, kırmızı, sarı tüyler bulunan ve hoş öten bir kuş. İLE ... )
( ... cum CARDUELIS CARDUELIS )
- SÂKİ-Yİ ŞEB ile ...
( Mehtap, ayışığı. )
- SALÂBET[Ar. < SULB] değil/yerine/= KATILIK/SAĞLAMLIK
( Peklik, katılık, sağlamlık. | Manevi kuvvet, dayanma. )
- SALEP ile ASILMIŞADAM
( ... İLE Salepgillerden, çiçekleri asılmış, bir insana benzeyen ve köklerinden salep çıkarılan bir bitki. )
- SALEP[Ar.] ile SA'LEB[Ar. çoğ. SAÂLİB]
( Salepgillerin örnek bitkisi, orkide. [Lat. ORCHIS] | Bu bitkinin yumru durumundaki köklerinden dövülerek hazırlanan beyaz toz. | Bu tozun, şekerli süt ya da su ile kaynatılmasıyla yapılan sıcak içecek. İLE Tilki. )
- SALÎB[Ar. çoğ. SILÂB] ile SÂLİB[Ar. < SELB]
( Haç. [Fars. ÇELİPÂ] İLE Kapıp götüren, alan, alıp yok eden. | Olumsuzlaştıran/menfîleştiren. | İnkâr eden. )
- SÂLİK-MECZUB ile MECZUB-SÂLİK
- SÂLİK ile/ve/||/<>/> SAHİP
- SÂLİK-İ MECZUB ile/||/<> MECZUB-U SÂLİK
( Allah'ın ahlâkıyla ahlâklanan kişi. İLE/||/<> Allah'ın, varoluşunu, aklını, "benliğini" hak makamına çektiği kişi. )
- ŞARAP ile/değil KEVSER ŞARABI
- ŞAŞIRMA (ACEB)
- SATÜRN ile BJ1407b
( ... İLE Satürn'ünkine benzer halkaları olan ilk öte gezegendir. Bizden yaklaşık olarak 420 ışık yılı uzakta olan bu gezegenin halkaları, Satürn'e göre o kadar çok ve uzundur ki, neredeyse Güneş'ten, Venüs'e kadar olan alanı kaplamaktadır. Jüpiter'den 20-30 kat daha büyük olan bu gezegen, Satürn'ün yerinde olsaydı, halkaları, Dünya'nın gökyüzüne kadar gelir ve dolunaydan çok daha büyük görünürdü. )
- SAVÂB[Ar.] ile SEVÂB[Ar.] ile SEVVÂB[Ar.] ile SAVB[Ar.]
( Doğruluk, dürüstlük. Doğru hareket/davranış/düşünce. | Doğru, dürüst. İLE Ödüllendirilen hareket/davranış/tutum. | Hayırlı hareket, hayır işleme. İLE Elbiseci. İLE Yön/cihet, taraf. )
- Sb ile Sc ile Se
( Antimon'un simgesi. İLE Skandiyum'un simgesi. İLE Selenyum'un simgesi. )
- SEÂBÎB[Ar.] ile SEÂBÎB[Ar. < SU'BÛB]
( Salya. İLE Saf su akan yerler. )
- SEB/SEBB[Ar.] ile SEB'[Ar.]
( Sövme, sövüp sayma. İLE Yedi/7. )
- ŞEBB[Ar.] ile ŞEB[Ar.]
( Şap. İLE Gece. )
- SEBB[Ar.] ile ŞETM[Ar.]
- SEBEB[Ar.] ile ÂLET[Ar.]
- SEBEB[Ar.] ile 'ILLET[Ar.]
- SEBEB ile/ve/<> MÜSEBBİB-ÜL ESBÂB
- SEBEB[Ar.] ile ŞART[Ar.]
- SEBEB ile/ve/<> VETED ile/ve/<> FÂSILA
( İp. İLE/VE/<> Kazık. İLE/VE/<> İp ile kazıkların arası.
[Çadır terimlerinden.] )
( 2 harf. İLE/VE/<> 3 harf. İLE/VE/<> 4 harf ve fazlası. )
- ŞEBEKE[Ar.]/NETWORK/WEB[İng.] değil/yerine/= AĞ
( Ülke çapında yaygınlaştırılmış ulaşım ve iletişim örgüsü, ağ. | Üniversite öğrencilerinin kimlik kartı. | Birbiriyle bağlantılı ve gizli çalışan kişilerin tümü. )
- SEBEP ile İLLET
- SEBEP ile İLLET ile HİKMET
- SEBEP ile MENŞE
- SEBEP ile NEDEN
( REASON vs. REASON )
- SEBEP ile SEBEB-İ HİKMET
- SEKB[Ar.] ile SABB[Ar.] ile SÜFÛH[Ar.] ile HÜMÛL[Ar.] ile HETL[Ar.]
- ŞEKK[Ar.] ile İRTİYÂB[Ar.]
( Belki.[%50-50] İLE Suçlamayla birlikte olan belki. )
- ŞEKK ile ŞÜPHE ile RAYB
- SEL[Ar.] ile SEYLÂP(/B)[Fars.]/FEYEZAN[Ar.] ile TUFAN[Ar.]
( Sürekli yağmurlardan ya da eriyen karlardan oluşan, geçtiği yerlere zarar veren taşkın su. | Hareket durumundaki büyük kalabalık. İLE Su baskını, taşma, taşkın. / Bereket. İLE Zorlu yağmur. )
( FLOOD vs. INUNDATION vs. DELUGE/TORRENTIAL RAIN )
- SERAP[Fars. < SERÂB] ile/ve/değil ZAN
( "Görsel/görüntülü" zan. İLE/VE/DEĞİL "Görüntü"süz serap. )
( Afrika'da, bir şey, sabahın ilk ışığında gerçek, öğle saatinde ise yalandır. )
- SERMÜRETTİP değil/yerine/= BAŞDİZGİCİ
- SER-TÂB[Fars.] ile SERTÂB[Fars.]
( İnatçı. İLE Cildin tamamlayıcısı olarak yapılan ve kitabın üst bölümünü örten miklab'ın açıkta duran üst bölümü. )
(1996'dan beri)